Düşünceyi Geliştirme Yolları Soruları

TÜRKÇE 17. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcü- ğün yazımı yanlıştır? A) Gözlemevleri, teleskopun icadından çok önce gök- yüzündeki değişiklikleri ve hareketleri incelemek için kurulmuştur. B) Merak duygusunun etkisinden olacak, teknoloji adı- na gelişmişlikten söz edemeyeceğimiz çok eski za- manlarda bile gök biliminin bir yeri olmuştur. C) ABD'nin 1954 yılında denize indirdiği ilk nükleer denizaltı Nautilus, yüzeye çıkmaksızın dünyayı dört aya kadar turlayabiliyordu. D) Kuzey doğu yönünden esen poyraz, soğuk bölge- lerden esmesi sebebiyle soğuk rüzgâr türleri ara- sında yer alır. E) Yerküreyi saran gazların yoğunlukları ve bileşimleri birbirinden çok farklı olduğu için gazlar yer çekimi- nin de etkisiyle katmanlar oluşturur.

2. Denizlerde av yasağı, 1 Eylül'de kalktı. Karadeniz'e açılan tekneler, bugünlerde limana özellikle bol miktarda istavritle dönüyor. Olimpiyatta başarı gösteren vatan evlatlarının ayağı uğurlu geldi!.. Balıkçıların bu sene yüzü gülecek besbelli! Hamsinin de erken görünmesi sezon için umutları artırdı. Tuzlu su savaşçıları, şu ana kadar pek görünmeyen palamut içinse neredeyse ümitsiz. Bir balıkç sezona istavritle başladıklarını, istavritle devam ettiklerini, palamudun pek nadir çıktığını, onun da ipince olduğunu belirtiyor. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Olumlu ön yargı belirtme B) Karşılaştırma yapma C) Deyimlerden yararlanma D) Kişileştirmeye başvurma E) Dolaylamaya yer verme

2. 2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde betimleme ya- pılmamıştır? A) İlk yaz güneşiyle parıldayan suların önüne dizil- diler bölük bölük. 16V B) C) Birleştiler eyalet askerleriyle Tekirdağ yolunda. Yeni doğmuş çocuklar gibi hayran, inançlı ve kahramanlar. Ok atsan delmez zifiri karalığı, gece öylesine bulutlu. Doktrin Yayınları 5. (1) Sizinle ilgili iki yıl önceki (11) Konsolosun geniş oda lanmıştı. (III) Akademik yayıncılar oradaydılar. tan fark ettiğim İspan dan siz kürsüye çıktı bizi İspanya'dan Ana Numaralanmış cü de sezgi, diğerinc A) I ve IV E) Henüz narin yüreği sapasağlam ama siyah ka- ranfili kırık. D) III

yatımızda, anlamı önemli eyiş kullanılıyor: Halk şiiri byleyişlerle bir çeşit edebi yoksa folklor ürünleri mi? iki anlayışa da kapıldığı debiyatı" adına toplanıp şiiri oluşturuyor; yoksa debiyatı deniliyor? İşte hangisinden alınmış B) Betimleme D) Tartışma 114 4. Genel anlamda simge, toplumsal anlayışa daya- nan, anlamı önceden kararlaştırılmış belirli bir işa- ret demektir. Söz gelimi, parmağınızdaki yüzük ve yüzüğün bulunduğu el, karşımızdakilere nişanlı mi evli mi olduğumuzu gösterebilir. Yüzük, burada bir gösterge, bir simgedir. Biz öyle kabul ettiğimiz için öyledir. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangi- sinde verilenler ağır basmaktadır? A) Tammlama - Örnekleme B) Açıklama Öyküleme Tanımlama - Karşılaştırma D) Tanımlama - Tanık gösterme E) Karşılaştırma - Örnekleme C) pc.com 7. Yaşanılan ar lanışı, Sait E rumunu açı birlikte, Or gu farkınd tasavvufî peşin olan sadece d şamak d Bu parç gisine b A) Açıkl C) Kars 0

PARAGRAF-CANLATIMB 5. Dost kazanmak istiyorsak başkalarına zaman ayı- ralım. Kendi çıkarlarımızı düşünmeden yaklaşalım insanlara. Sekizinci Edward, Galler Prensi iken Gü- ney Amerikalılara kendi dilleriyle seslenmişti. Bu yüzden Prens, Güney Amerika'da çok sevildi, yıllar- ca hayırla anıldı. Bu parçada yazar, düşüncesini geliştirmek için aşağıdakilerden hangisine başvurmuştur? DONGRIN VAYINLARI B) Örneklemeye D) Karşılaştırmaya E) Karşıtlıklardan yararlanmaya A) Tanımlamaya C) Somutlamaya 6. Bir yazarın, bir sanatçının, bir düşünürün okurdan anlaşılabilmek için özel çaba istemeye hakkı var mıdır? Elbette ki hayır. Eğer bir yazar anlaşılmad ğından yakınıyorsa bu kimse piyasaya elverişli m sunmadığı hâlde sattıklarına müşteri çıkmayışınd yakınıyor gibidir. Madem elindekinin satılmasını hâlde sattığının niteliğine özen gös unları sika

3. 01 in V ( 2. Günümüzde yazı değil, resim ön plâna geçmiş du- rumda. Edebiyatın yerini resimli romanlar aldı. Kitap okumanın anlamı kalmadı. Sayfalar dolusu bir kitap bir saatlik filme sıkıştırılıyor. İlk bakışta çok etkili gö- rünen film için kitabın yerini alacak, deniliyor. Sözün olmadığı yerde resmin ne önemi olabilir ki? Söz da- ima yazıyla etkili bir biçimde saklanır ve yaygın bi- çimde insana sunulabilir. Hiçbir filmi kitap okur gibi döne döne sıkılmadan seyretme imkânı yoktur. Bu parçada aşağıdaki düşünceyi geliştirme yol- Hanndan hangisine başvurulmuştur? A) Tahık gösterme C Karşılaştırma E) Betimleme TÜRKCE SORU BANKASI B) Örnekleme D) Öyküleme 4. Okumak, bir başkasının şünmektir. Öğrenmek, b için okumayı da katabi Katamayacağız herhalde Bu nin yardımı ve desteğe dap okuma, dersek daha doğrus sine okumak, kuru bir dinle leşidir. Bu parçanın yazılış amac gisidir? A) İzlenim kazandırmak B) Coşku ve heyecan Okuyucuyu olay iç D) Okuyucu bilgilend E) Okuyucunun düs 106 C)

26. Yaz mevsimi başlayınca yurdumuzun çeşitli yörelerinde, o yörenin bir ürününün adini alan festival ya da şenlikler dü- zenlenir. "Datça / Knidos Badem Şenliği bunlardan biridir. Bu genlikderde imza günleri de yapilir. Imza günleri başlı başı- na bir şenliktir. Adinizin bir kartona yazılı olduğu masa arka- sında önünüzde kitaplar, görücüye çıkmış taze gelin adaylan gibi çekingen çekingen oturursunuz, kitaplanniz göyle bir kangtinir. Belki birkaç kişi ilgilenirse imza verirsiniz. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıda verilenlerden han- gisi doğrudur? A) Deyime yer verilmiştir. B) Eksiltili cümle kullanılmıştır. C) Devrik cümleler kullandimisht. D) Alintilamaya yer verilmiştir. E) Tartışmacı anlatım hakimdir.

UNI Eleştirmen, yaşamın dışında bir kişi değil.O da bi- tim gibi sevinçleri olan, zaman zaman hüzünlenen, zaman zaman sinirlenen bir yapıya sahip. İçinde yaşadığı toplumun bütün özelliklerini taşıyor. O da herhangi bir sanatçı gibi, inandığı değerleri ve bir sanat anlayışı olan, taraf tutan, kısacası yaşayan insandır. Kendisini gökyüzünde sanıp hiçbir tarafı tutmayacağı gibi bir iddiaya kalkışırsa gülünçleşir. Bu durum insanın doğasına aykırıdır zaten. Nor- mal bir insanın kendini yakın ya da uzak hissetti- ği kişiler mutlaka olacaktır. Toplumun bütün birey- lerinde olan eksiklikler, gediklikler onda da olacak- tır elbette. Bu durumun aksini düşünmek hayalpe- restlikten öteye gitmez. Bence insanları bırakalım kendi bildikleri yolda, inandıkları doğrularla görüş- lerini savunsunlar. Düşüncelerinin doğruluğunu ya da yanlışlığını duruma göre değerlendiririz zaten. Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşa- ğıdakilerden hangisidir? Sorin A) Eleştirmenlerden insan doğasına aykırı bir ya- pıya sahip olmalarını beklemek doğru bir tutum değildir. fiskiboll B) Eleştirmenler her ne kadar duygusal bir yapıya sahip olsalar da değerlendirmelerinde duygula- rına yenik düşmemelidirler. Gy C) İnsanlar eleştiri yaparken profesyonel bir gözle durumları ya da eserleri değerlendirmelidirler. D) Eleştiri yaparken eleştirdiğimiz kişilerle aramız- daki samimiyeti bir kenara bırakabilmeliyiz. EDüşüncelerin doğruluğu içinde bulunulan duru- ma ve zamana göre değişkenlik gösterir. T E M O S

13. 1. O toplum bu damarı kültür, sanat, edebiyat do- nanımı ile geçmişine ve geleceğine doğru her zaman açık tutar. II. Böyle yapmazsa zamanla içe kapanır yok olup gider. JH. O damarı sadece açık tutmak yetmez aynı za- manda beslemek zorundadır. V. Her toplumun temelde kendine ait bir hayat da- marı vardır. V. Bunu yaparken de yeniliğe açık olup değişmesini bilmesi gerekir. Yukarıdaki numaralanmış sözler anlamlı bir bü- tün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi bastan dördüncü olur? B) II C) III D) IV E) V

TYT TÜRKÇE 31. Romanlarında ana izlek olarak kadını ve kadın sorunlarını işleyen sanatçı, ilk romanı olan ve sonradan İngilizceye de çevrilen belgesel hüviyetli Dağın Öteki Yüzünde Cum- huriyetin çekirdeğini oluşturan ilk kuşağın, idealist aych nın çileli serüvenlerini anlatır. Sanatçı, üç ayrı katmandan ve anlatı birimlerinden oluşmuş bir yapı üzerine kurulan bu romanın otobiyografik özellikler taşıyan ilk ve son kat- manlarında "ben anlatıcı" aracılığıyla kendi iç serüvenini yansıtırken üçüncü anlatım düzlemi "Kemalistler" başlıklı bölümle eserin romansı bütünlüğünü tamamlar. Dil ve an- latımının savruk olması romana gölge düşürmez. Roman başkişisi kendine inanan mücadeleci ruhlu Selma geçmi- şini sorgularken kendinden önceki kadınlarla kendi du- rumunu karşılaştırır ve yaşamdaki en büyüleyici şeyin kuşaklar arasındaki süreklilik olduğunu keşfeder. Bu parçada sözü edilen eserle ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisine ulaşılamaz? A) Çok katmanlı bir yapısı olduğuna B BY Yazarın yaşamından izler taşıdığına C) Üslubunun düzensiz olduğuna D) Başka dile çevrildiğine E) Cumhuriyet Dönemi'nde kadın sorunlarını işleyen ilk, roman olduğuna HIN RENK

27. Aşağıdakilerin hangisinde, anlatılanlar ayraç içinde verilenlerle uyuşmamaktadır? A) Düşünce ve duygularımı karşı tarafa kabul ettir- meye çalışırken kısa ve kesin ifadeler kullanma- yı tercih ettim. İstedim ki savunduğumu ve karşı çıktığım görüşleri çok net anlatabileyim. (Tartış- macı anlatımı tercih etme) B) Az sözle çok şey ifade edip sözü uzatmaktan kaçındım, böylece okuyucunun dikkati hiç dağıl- mądı. (Özlülük kavramına dikkat etme) C) Eserimde hoşgörü, sevgi, dostluk gibi tüm in-, sanların kabul edeceği değerlere yer vererek ortak bir dil kullandım. (Evrensellik kavramını ön planda tutma) D) Dilimi içten ve samimi kullanmaya özen göste- rerek günlük hayatın tüm renklerini olduğu gibi eserime aldım. (Doğallığa önem verme) 29. E Eserimi daha etkili hâle getirebilmek için soyut kavramları somut varlıklara benzeterek anlatımı- mi daha canlı ve net yapmaya çalıştım. (Örnek- lere yer verme)

ayız." ik şai- deyse kaçıp insan Ama ünlük erçek çalı- şiir 2 9. II. Yenicilerin şiir anlayışıyla ilgili olarak, I. Anlam kapalılığın öncelemişler, hatta bazı şair- ler "anlamsız şiir" anlayışını savunmuştur. II. Dadaizm, letrizm akımlarından, varoluşçu felse- feden ve Fransız sürrealist şairlerinden etkilen- mişlerdir. III. Dönemin siyasi baskısını, toplum sorunlarını ironik bir dille eleştirmiş; yer yer söylev üslubun- dan faydalanmışlardır. V Biçim mükemmelliğine önem veren şairler, duy- gusu yüksek lirik, epik şiirler yazmıştır. V. Sıradan sözcükleri bir kenara bırakmış, halka değil yüksek ve aydın kesime seslenmişlerdir. ifadelerinden hangileri yanlıştır? A) I ve II B) Ive HI DLILve IV- C) II ve IV E) IV ve V

karekök & dakika - etkisinde oldu- 16. İnsanda güzel duygular uyandıran ve sanat değeri taşı- yan, misralara bölünmüş yazılara şiir adı verilir. Aslında şiirin tarifini yapmak zordur. Şiir anlayışı her döneme göre değişmektedir. Nurullah Ataç şunları söylüyor: "Günler geçtikçe şiir şudur, şiir budur demekten uzaklaşıyorum; bana şiir zevkini verecek söz arıyorum." Sait Faik'e göre ise şiir, "İnsanı insana yaklaştıran şeydir. İnsanı ancak şiir sevdirir." Bu parçada aşağıdakilerden hangisi kullanılmıştır? A) Tanımlama - örnekleme B) Karşılaştırma - örnekleme C) Tanımlama - tanık gösterme D) Benzetme - tanımlama E) Örnekleme - alıntılama 6

şiirde- sekilde en dö- önem daki- 9 karekök & da 28. Ben biliyorum. Sen, artık odaların bu döşeniş tarzını hatta bu evi beğenmiyorsun. Uçmayı öğrenmiş bir serçe yav- rusu gibi, gözün başka dallarda. Senin düşündüğün, kim bilir ne cici şeydir. Bizi misafir edeceğin odayı da unut- mamışsındır, buna eminim. Bu kadarı bize yeter. Fakat annen... Bunu sen de seziyor; arada sırada hatta sık sık kardeşlerini nasıl okutacağından, bizim için neler tasav- vur ettiğinden bahsediyorsun. Fakat birbirimizden niçin gizleyelim, sen böyle konuşurken sesini titreten şeyde bi- raz vicdan burkulması ve daha çok çaresizliğin azabı yok mu?... Yukarıda verilen metinle ilgili aşağıdaki bilgilerden hangisi doğrudur? A) Birinci kişili bir anlatım yapılmıştırBe B) Imgeli bir söyleyiş tercih edilmiştir. C) İç konuşma tekniğiyle oluşturulmuş modernist hikâye örneğidir. DGözlemci bakış açısının kullanıldığı millî ve manevi duyarlılıkları dile getiren bir hikâye örneğidir. E) Zaman kronolojik sırada verilmiş, mekân ise ayrıntılı bir şekilde betimlenmiştir.

B 15. Mitolojiyle ilgili az sayıda kaynağın olduğu bir dönemde yayımlanan ve bugün değerini hâlâ koruyan Mitologya ve Küçük Mitologya Sözlüğü, Behçet Necatigil'in kaleminden mitolojinin zengin dünyasına kazandırılmış bir eserdir. İlk baskısı 1957 yılında yapılan bu eser, Behçet Necatigil tarafından, başta İlyada ve Odysseia olmak üzere, Yunan ve Latin klasiklerinde geçen eski Yunan efsaneleri ve bu efsanelerle ilgili adların ve olayların özetlenmesi, hatırlanması ve aralarındaki bağlantıların gösterilmesi amacıyla hazırlanmıştır. Yunan ve Latin mitolojisinin temel özelliklerini, iç bağlantılarını soru-cevap şeklinde açıklayan eser, mitolojiye ilgi duyan bütün okurların yararlanabilecekleri en zengin kaynak durumundadır. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur? A) Öyküleme - betimleme B) Tanımlama - tartışma C) Tartışma - betimleme DAçıklama karşılaştırma EAçıklama-tanık gösterme Doğru, şiire odaklanmak, şiir düşünmek, kurmak siirin diğer yazınsal türlere göre Raska alanlara

6. Sanatçının minyatürlerinde zaman içinde bir yolculuğa çıkı- yorsunuz âdeta. Mavi ve turkuazın en canlısıyla hayat bulan dalgalar kimi zaman kalyonları, kimi zaman ise vapurları ku- caklıyor. Bazen de zaman askıya alınıyor. Bir gece vakti ken- dinizi Ayasofya'da buluyorsunuz. Sanki o soğuk, o koyu mavi kış gecesinde ışıktan uzanan minarelerin, kubbenin üzerine düşen kar tanelerini değil, yeryüzüne yağan yıldızları seyre- diyorsunuz. Coşkulu Boğaziçi size, zamanı aşan güzelliğini, günümüz ve geçmişteki hayatıyla aktarıyor. I Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden han- gisi söylenemez? A) Söyleyişe duygulanmalar katılmıştır. B) Niteleyici sözcükler kullanılmıştır. C) Örneklendirmeye başvurulmuştur. D) insan dışındaki varlıklar, insana özgü niteliklerle aktarıl- mıştır. E) İkilemelere yer verilmiştir. PEAKO4TYT122021 3