Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Düşünceyi Geliştirme Yolları Soruları

3.
"Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur." atasözün-
de sözcüklerin yapısıyla ilgili olarak aşağıdaki-
lerden hangisi söylenemez?
4) sim soylu sözcük ek fiil alarak yüklem olmuştur.
B) "Tutam" sözcüğüne gelen ek yapım eki göreviyle
kullanılmıştır.
Ayrılma hâl eki gövdeden türemiş bir sözcüğe
gelmiştir.
D) "Deveyi sözcüğü belirtme hâl eki almıştır.
E) "Uçuran" sözcüğü birden fazla yapım eki almış-
tır.
www.dekaakademi.com.tr
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
3. "Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur." atasözün- de sözcüklerin yapısıyla ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisi söylenemez? 4) sim soylu sözcük ek fiil alarak yüklem olmuştur. B) "Tutam" sözcüğüne gelen ek yapım eki göreviyle kullanılmıştır. Ayrılma hâl eki gövdeden türemiş bir sözcüğe gelmiştir. D) "Deveyi sözcüğü belirtme hâl eki almıştır. E) "Uçuran" sözcüğü birden fazla yapım eki almış- tır. www.dekaakademi.com.tr
es
?
PALME
10. Insanların en cömerdi, karşısındaki daha bir şey
istemeden veren; en asili ise, intikam almaya gücü
yeterken bağışlayabilendir.
Aşağıdakilerin hangisinde noktalı virgül (;) bu
cümledekine benzer bir görevde kullanılmıştır?
A) Hayallerinin, içinde yaşadığı toplumda yapabi-
lecekleriyle, imkânlarıyla sınırlı olduğunu anlar;
yaşamın, etrafını çevreleyen duvarlarını fark
ederdi.
B) Yaşam savaşı bir yandan yorucu, yıpratıcı; diğer
yandan da insanı gelişmeye yönlendiren, atik kı-
lan bir eylemdir.
C) Romanları; öykü ve şiirleri gibi Anadolu kasaba-
lanını, buradaki insanların sessiz çabalarını ku-
sursuz bir biçimde anlatıyor.
D) Şair şöyle der: İstanbul'da yaşamak; bu ülkede,
dünyada cenneti yaşamaktır.
E) Çocuklara okutulacak kitaplar göz alıer, etkileyi-
ci; eğitici ve öğretici olmalıdır.
WATE
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
es ? PALME 10. Insanların en cömerdi, karşısındaki daha bir şey istemeden veren; en asili ise, intikam almaya gücü yeterken bağışlayabilendir. Aşağıdakilerin hangisinde noktalı virgül (;) bu cümledekine benzer bir görevde kullanılmıştır? A) Hayallerinin, içinde yaşadığı toplumda yapabi- lecekleriyle, imkânlarıyla sınırlı olduğunu anlar; yaşamın, etrafını çevreleyen duvarlarını fark ederdi. B) Yaşam savaşı bir yandan yorucu, yıpratıcı; diğer yandan da insanı gelişmeye yönlendiren, atik kı- lan bir eylemdir. C) Romanları; öykü ve şiirleri gibi Anadolu kasaba- lanını, buradaki insanların sessiz çabalarını ku- sursuz bir biçimde anlatıyor. D) Şair şöyle der: İstanbul'da yaşamak; bu ülkede, dünyada cenneti yaşamaktır. E) Çocuklara okutulacak kitaplar göz alıer, etkileyi- ci; eğitici ve öğretici olmalıdır. WATE
Gikhav
inin ya
EV
unda
aşma
i'nin,
nya-
ne-
şki-
ya-
ste-
ati
da
de
17. "Her canlı doğar, büyür ve ölür." derler. Biyolojik ger-
çekler bir kenara, dünya üzerinde hüküm sürmüş dev-
letlerle ilgili tarihsel gerçekler de doğumun ardından
ölümün kaçınılmaz son olduğunu gösterir. Nasıl ki Os-
manlı İmparatorluğu'nun yıkılışıyla ilgili "Devlet doğal
sınırlarına ulaşmıştı." deniyorsa ülkeler de birer birer
tarih sahnesinden bunun gibi nedenlerle silinir. Bugün
Ingiltere'nin topraklarında güneş batar, Osmanlının adı
tarih kitaplarında kalır, korkudan düşman titreten Ro-
ma ise turistik ve romantik bir Avrupa şehridir artık.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden han-
gisi söylenemez?
A) Düşünce, alıntı yapılarak desteklenmiştir..
B) Örnekler art arda sıralanmıştır.
C) Mecazlı anlatıma yer verilmiştir.
D Tahminde bulunulmuştur.
E) Devrik cümle kullanılmıştır.
18. (1) Kuş gözlemciliği, çok kolay fakat bir o kadar da ke-
yifli doğa sporlarından biri. (II) Bunun için tek ihtiyacı-
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
Gikhav inin ya EV unda aşma i'nin, nya- ne- şki- ya- ste- ati da de 17. "Her canlı doğar, büyür ve ölür." derler. Biyolojik ger- çekler bir kenara, dünya üzerinde hüküm sürmüş dev- letlerle ilgili tarihsel gerçekler de doğumun ardından ölümün kaçınılmaz son olduğunu gösterir. Nasıl ki Os- manlı İmparatorluğu'nun yıkılışıyla ilgili "Devlet doğal sınırlarına ulaşmıştı." deniyorsa ülkeler de birer birer tarih sahnesinden bunun gibi nedenlerle silinir. Bugün Ingiltere'nin topraklarında güneş batar, Osmanlının adı tarih kitaplarında kalır, korkudan düşman titreten Ro- ma ise turistik ve romantik bir Avrupa şehridir artık. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden han- gisi söylenemez? A) Düşünce, alıntı yapılarak desteklenmiştir.. B) Örnekler art arda sıralanmıştır. C) Mecazlı anlatıma yer verilmiştir. D Tahminde bulunulmuştur. E) Devrik cümle kullanılmıştır. 18. (1) Kuş gözlemciliği, çok kolay fakat bir o kadar da ke- yifli doğa sporlarından biri. (II) Bunun için tek ihtiyacı-
(1) Alışveriş hastalığı, bireyin ihtiyaç dışı kontrolsüzce
alışveriş yapması ve zihninin yoğun bir şekilde
alışverişle meşgul olmasıdır. (II) Bunun bir hastalık
sayılabilmesi için "aşırı" bir şekilde yapılıyor ve
düşünülüyor olması gerekiyor. (III) "Oniomani" denen
alışveriş hastalığı 1900'lerde tanımlanmıştır. (IV) Bugün
modern dünyanın bir getirisi olan tüketim kültürü,
insanları medya aracılığıyla daha fazla almaya ve
tüketmeye zorluyor.
(V) Alışveriş hastalığını körükleyen albenili reklamlar,
narsist sloganlar ve bunların yanı sıra sezon sonu
indirimler, kampanyalar alma dürtüsünü daha da
artırıyor.
(VI) Altında doyumsuzluk, mutsuzluk, ikili ve sosyal
ilişkilerde problem yaşama gibi sorunlar vardır.
40. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden
sonra "Bu rahatsızlığa sahip kişiler hayatlarındaki
duygusal boşlukları alışveriş yaparak doldurmaya
çalışırlar." cümlesi getirilirse parçanın anlam
bütünlüğü bozulmaz?
A) II
B) III
C) IV
D) V
E) VI
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
(1) Alışveriş hastalığı, bireyin ihtiyaç dışı kontrolsüzce alışveriş yapması ve zihninin yoğun bir şekilde alışverişle meşgul olmasıdır. (II) Bunun bir hastalık sayılabilmesi için "aşırı" bir şekilde yapılıyor ve düşünülüyor olması gerekiyor. (III) "Oniomani" denen alışveriş hastalığı 1900'lerde tanımlanmıştır. (IV) Bugün modern dünyanın bir getirisi olan tüketim kültürü, insanları medya aracılığıyla daha fazla almaya ve tüketmeye zorluyor. (V) Alışveriş hastalığını körükleyen albenili reklamlar, narsist sloganlar ve bunların yanı sıra sezon sonu indirimler, kampanyalar alma dürtüsünü daha da artırıyor. (VI) Altında doyumsuzluk, mutsuzluk, ikili ve sosyal ilişkilerde problem yaşama gibi sorunlar vardır. 40. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra "Bu rahatsızlığa sahip kişiler hayatlarındaki duygusal boşlukları alışveriş yaparak doldurmaya çalışırlar." cümlesi getirilirse parçanın anlam bütünlüğü bozulmaz? A) II B) III C) IV D) V E) VI
2.
B) yok olacağı hızlı
C) saklanacağı - büyük
D) kaydedileceği
- geniş
E) korunacağı - yeni
Bir sanatçıyı ya da bir estetikçiyi belli bir anlayışın içine ka-
patmak (hapsetmek) pek doğru bir iş olmasa gerek. Bazen
sanatçılar, bir akıma dâhil olarak (katılarak) bu birlikteliği.(si-
IV
nırlanmayı) kendileri kabul ederler. Gene de akımların usta
STR
(mahir) sanatçıları akımın belirlediği genel eğilimlerin dışına
taşan (özgün) kimselerdir.
Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisinin anla-
mı, ayraç içindeki sözün anlamıyla örtüşmemektedir?
TÜRKÇE
B)
C) III
BY CO
D) WV
E) V
4. Şiirden aldigimizda
pekişmesidir. Nevar
da yeni bir ac
tünle arasında buluna
durumudur, het sim
3
Bu parçada alt s
kilerden hangisidi
Eksiklen hizlica gde
B Daha fazlasına
Mevcut olanı ge
Deni okumalara
E Eski bilgilerden
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
2. B) yok olacağı hızlı C) saklanacağı - büyük D) kaydedileceği - geniş E) korunacağı - yeni Bir sanatçıyı ya da bir estetikçiyi belli bir anlayışın içine ka- patmak (hapsetmek) pek doğru bir iş olmasa gerek. Bazen sanatçılar, bir akıma dâhil olarak (katılarak) bu birlikteliği.(si- IV nırlanmayı) kendileri kabul ederler. Gene de akımların usta STR (mahir) sanatçıları akımın belirlediği genel eğilimlerin dışına taşan (özgün) kimselerdir. Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisinin anla- mı, ayraç içindeki sözün anlamıyla örtüşmemektedir? TÜRKÇE B) C) III BY CO D) WV E) V 4. Şiirden aldigimizda pekişmesidir. Nevar da yeni bir ac tünle arasında buluna durumudur, het sim 3 Bu parçada alt s kilerden hangisidi Eksiklen hizlica gde B Daha fazlasına Mevcut olanı ge Deni okumalara E Eski bilgilerden
23. Vietnam'ın Laos sınırında yer alan Hang Son Doong;
200 metre yüksekliğindeki tavanı, 9 kilometre uzunluğu,
içinden bir yolcu uçağının geçebileceği kadar olan hacmi
ve ortasından akan dev nehir ile dünyanın en büyük
mağarası olarak dikkat çekiyor. Yaşı 2-5 milyon yıl olarak
tahmin edilen mağara, 1991 yılında yerel halktan biri
tarafından keşfedildi. Boyları 70 metreyi bulan sarkıtlara
ek olarak mağarada "Vietnam Seddi" adı verilen, 60
metre yüksekliğinde dev bir sarkıt da var.
Bu parçadan hareketle Hang Son Doong ile ilgili
olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
A) Neredeyse insan yaşamının başından beri özenle
korunarak varlığını sürdürmektedir.
BVietnam'daki tarihî ve coğrafi mekânlar arasında en
çok ziyaret edilenidir.
C) Birden fazla coğrafi unsura ev sahipliği yapan yaşlı bir
mağaradır.
D) Devasa fiziksel özelliklerinin kıymeti çok uzun süre
bilinememiştir.
EXBatılılar tarafından "Vietnam Seddi" olarak da bilinen
bir sarkıt mağarasıdır.
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
23. Vietnam'ın Laos sınırında yer alan Hang Son Doong; 200 metre yüksekliğindeki tavanı, 9 kilometre uzunluğu, içinden bir yolcu uçağının geçebileceği kadar olan hacmi ve ortasından akan dev nehir ile dünyanın en büyük mağarası olarak dikkat çekiyor. Yaşı 2-5 milyon yıl olarak tahmin edilen mağara, 1991 yılında yerel halktan biri tarafından keşfedildi. Boyları 70 metreyi bulan sarkıtlara ek olarak mağarada "Vietnam Seddi" adı verilen, 60 metre yüksekliğinde dev bir sarkıt da var. Bu parçadan hareketle Hang Son Doong ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Neredeyse insan yaşamının başından beri özenle korunarak varlığını sürdürmektedir. BVietnam'daki tarihî ve coğrafi mekânlar arasında en çok ziyaret edilenidir. C) Birden fazla coğrafi unsura ev sahipliği yapan yaşlı bir mağaradır. D) Devasa fiziksel özelliklerinin kıymeti çok uzun süre bilinememiştir. EXBatılılar tarafından "Vietnam Seddi" olarak da bilinen bir sarkıt mağarasıdır.
6. Bir sonbahar daha böyle bitti, birçoğunun hayatı ay başı bek-
leme telaşından öte olmadığından birçoğu, kışın kapıya da-
yandığının farkına bile varamadı. Hiçbir mevsimin muhasebesi
||
yapılmadı; bu sabah kaç kişinin âşık olduğunun, mutsuz
uyandığının ya da güneş doğmadan uyuyamadığının da öyle.
|||
Pencerelerini açabildiği kadar görebildi insan, diğer insanları.
IV
Şimdi kış gelecek, sonra o da gidecek; her mevsim, içimizde
bir şeylerin zerresini taşıyıp götürecek.
V
Bu parçada altı çizili sözcüklerle ilgili aşağıdakilerden
hangisi yanlıştır?
sözcük belirtme durumu eki almıştır.
TOPRAK
B II. sözcük iyelik eki almıştır.
TII. sözcük zarf-fiil eki almıştır.
DY TV sözcük çokluk eki almıştır.
E) V. sözcük gelecek zaman eki almıştır.
9.
Cumhuriyet
fa'nın çok s
zuncu Harica
Peyami Safa
ği ve sonras
Bu cümlede
lerden hang
A Peyami S
maktadın
BY Peyami S
tanelerde
Dokuzun
lan kitabı
Cumhuri
önemlisi
E) Dokuzun
ler sergil
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
6. Bir sonbahar daha böyle bitti, birçoğunun hayatı ay başı bek- leme telaşından öte olmadığından birçoğu, kışın kapıya da- yandığının farkına bile varamadı. Hiçbir mevsimin muhasebesi || yapılmadı; bu sabah kaç kişinin âşık olduğunun, mutsuz uyandığının ya da güneş doğmadan uyuyamadığının da öyle. ||| Pencerelerini açabildiği kadar görebildi insan, diğer insanları. IV Şimdi kış gelecek, sonra o da gidecek; her mevsim, içimizde bir şeylerin zerresini taşıyıp götürecek. V Bu parçada altı çizili sözcüklerle ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? sözcük belirtme durumu eki almıştır. TOPRAK B II. sözcük iyelik eki almıştır. TII. sözcük zarf-fiil eki almıştır. DY TV sözcük çokluk eki almıştır. E) V. sözcük gelecek zaman eki almıştır. 9. Cumhuriyet fa'nın çok s zuncu Harica Peyami Safa ği ve sonras Bu cümlede lerden hang A Peyami S maktadın BY Peyami S tanelerde Dokuzun lan kitabı Cumhuri önemlisi E) Dokuzun ler sergil
SIRA SENDE
Aşağıdaki parçaların hangilerinde hem örneklemeden hem karşılaştırmadan yararlanılmıştır, işaretleyiniz.
1. İnsanlığın adım adım ilerlemesini sağlayan şey, kuşkusuz, kişisel kazançların ürün ve buluşların kuşaktan
kuşağa aktarılmasıdır. Hayvanlar dünyasında buna benzer bir olay yoktur; eğitim görmüş bir köpek, başka
bir köpeği eğitemez.
2. Hiçbir bilgi yazıya dökülmeden kalıcı olamaz. Ya tamamen kaybolur ya da kendisinden birçok şey eksilir gi-
der. En kuytu bir kütüphanede bile yazılar bir gün bulunup gün yüzüne çıkarılabilir. Kaya parçasının üzeri-
Corul ne yazılmış yazılar bir gün fark edilebilir ama yazıya dökülmemiş her kelime yitip gider. Belki de bugün çok
çok anlamlı ve değerli olacak binlerce söz kaybolup gitmiştir. Yazının kalıcı olduğunu unutmamalıyız. Gök-
türk Yazıtlarını, halk şairlerimizin şiirlerini, Leyla ile Mecnun'un aşkını hep yazı sayesinde öğrenmedik mi?
3. Kenar mahalleler. Birbirine geçmiş, yaslanmış tahta evler... Kiminin kaplamaları biraz daha kararmış, kimi-
Y nin balkonu biraz daha eğrilmiş, kimi biraz daha öne eğilmiş, kimi biraz daha çömelmiştir. Hepsi hastadır,
onları seviyorum çünkü onlarda kendimi buluyorum.
4. Şiirin gerçeği düzyazıya çevrilemez. Namık Kemal'in tüm şiirlerini düzyazıya çevirebilirsiniz. Değerlerinden
hiçbir şey yitirmez o şiirler. Oysa Ahmet Haşim'in bir tek dizesini bile düzyazıya çeviremezsiniz. Çevirme-
ye kalktınız mı şiir kayboluverir.
5. Küre Dağları'nı döne döne tırmanıyorduk. Güneş, sabah sisinin grileştirdiği yeşil tepelerin arasından por-
takal renkli yüzünü gösteriyordu ama güneşin daha ulaşmadığı derin koyaklar vardı. Yeşilin en güzel ton-
larıyla bezeli, mendil kadar tarlalar, gerçek değilmiş gibi duruyordu. Derin derin uçurumlar, dipten doruğa
çamlarla, kavaklarla donanmıştı.
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
SIRA SENDE Aşağıdaki parçaların hangilerinde hem örneklemeden hem karşılaştırmadan yararlanılmıştır, işaretleyiniz. 1. İnsanlığın adım adım ilerlemesini sağlayan şey, kuşkusuz, kişisel kazançların ürün ve buluşların kuşaktan kuşağa aktarılmasıdır. Hayvanlar dünyasında buna benzer bir olay yoktur; eğitim görmüş bir köpek, başka bir köpeği eğitemez. 2. Hiçbir bilgi yazıya dökülmeden kalıcı olamaz. Ya tamamen kaybolur ya da kendisinden birçok şey eksilir gi- der. En kuytu bir kütüphanede bile yazılar bir gün bulunup gün yüzüne çıkarılabilir. Kaya parçasının üzeri- Corul ne yazılmış yazılar bir gün fark edilebilir ama yazıya dökülmemiş her kelime yitip gider. Belki de bugün çok çok anlamlı ve değerli olacak binlerce söz kaybolup gitmiştir. Yazının kalıcı olduğunu unutmamalıyız. Gök- türk Yazıtlarını, halk şairlerimizin şiirlerini, Leyla ile Mecnun'un aşkını hep yazı sayesinde öğrenmedik mi? 3. Kenar mahalleler. Birbirine geçmiş, yaslanmış tahta evler... Kiminin kaplamaları biraz daha kararmış, kimi- Y nin balkonu biraz daha eğrilmiş, kimi biraz daha öne eğilmiş, kimi biraz daha çömelmiştir. Hepsi hastadır, onları seviyorum çünkü onlarda kendimi buluyorum. 4. Şiirin gerçeği düzyazıya çevrilemez. Namık Kemal'in tüm şiirlerini düzyazıya çevirebilirsiniz. Değerlerinden hiçbir şey yitirmez o şiirler. Oysa Ahmet Haşim'in bir tek dizesini bile düzyazıya çeviremezsiniz. Çevirme- ye kalktınız mı şiir kayboluverir. 5. Küre Dağları'nı döne döne tırmanıyorduk. Güneş, sabah sisinin grileştirdiği yeşil tepelerin arasından por- takal renkli yüzünü gösteriyordu ama güneşin daha ulaşmadığı derin koyaklar vardı. Yeşilin en güzel ton- larıyla bezeli, mendil kadar tarlalar, gerçek değilmiş gibi duruyordu. Derin derin uçurumlar, dipten doruğa çamlarla, kavaklarla donanmıştı.
TYT
4. MODUL Anlatım Biçimleri
Betimleyici.
oykulegici
2 min larici
Tortismoel
SIRA SENDE
Aşağıdaki metinlerde ağır basan anlatım biçimlerini belirleyiniz ve metinlerin altlarında belirtilen yerlere yazınız
1. Mehtap, küçük koyu aydınlatıyor. Denizin ölü dalgaları başından geçenleri kıyıya anlatıyor. Hafif bir meltem,
gecenin sıcaklığını bastırmak için tüm soluğunu harcıyor. İkimiz de susuyoruz. Konuşmak yasak sanki... Zaten
konuştuğumuz an bu sihirli büyü bozulacak. İç dünyalarımız doğanın görkemiyle bir olmuş. Suskunluğumuzun
gürültüsü yetiyor bize.
2. Sözcükler anlamlı ses birimleridir. Başka bir deyişle nesnelerin ve varlıkların yerini tutan birer göstergedir. As-
lında özel adlar dışında hiçbir sözcük, tek bir nesnenin adı değildir. Çünkü bir sözcük; kimi yönleriyle ötekiler-
den ayrılan, birbirlerine daha çok benzeyen, türdeş birçok nesnenin ortak adıdır. Söz gelimi çiçek sözcüğü bel-
li bir çiçeğin değil, çiçek olma özelliği taşıyan tüm bitkilerin ortak adıdır.
3. Yirmi yaşından fazla göstermeyen bir genç, çadırın önünde, yan yatırılmış el arabasının üstüne oturmuş; saz
çalıyordu. Fenerin aydınlattığı alnı, ter damlalarıyla kaplıydı. Sazının sapı, şaşırtıcı bir süratle aşağı yukarı ka-
yan parmaklarının altında bir canlı gibi titriyordu. Tellere vuran sağ eli, küçük fakat kendinden emin hareketler
yapıyordu.
4. Küçük Ayşe, sabahtan beri önünde mekik dokuduğu yüksek bez tezgâhından kalktı. Yorgun yorgun gerindi. Bu
gün evde yapayalnızdı. Babasıyla kardeşleri dün erkenden kasabaya, pazara gitmişlerdi. Annesiyle ablası da
komşudaydılar, belki Zaimlerde... Gözlerini ovuşturdu. Yavaş yavaş sofanın duvarındaki sarı çerçeveli aynaya
yaklaştı. Kendine baktı. Beyazları azalan kömür gözleri uykudan henüz kalkmış gibi uykuluydu.
5. Yaşadığımız günleri duyurur bize edebiyat dergileri. Yaşamı kalıcı yanlarıyla verir. Hele en taze şiirler, dizeler!..
Ataç, "Ölürken bana en genç şairin en son şiirinden dizeler okusunlar." demiş. Ben de her sabah uyanır uyan-
maz her gece yatmadan önce, en yeni dizeleri okurum. Taze dizelerle yaşamak kadar kişiyi gençleştiren, yaşa-
ma bağlayan bir şey olamaz. Ne demiş Baudelaire: "Sağlıklı bir kişi yirmi dört saat ekmeksiz yaşar ama şiirsiz
asla!" Şiir okumanın tadını alırsanız siz de hak verirsiniz bu söze.
Anlatım Biçimleri
1.
6. İstanbul'un İstiklal Caddesi. Ortasında tramvay yolu; cadde boyunca dizili dükkânlar, pasajlar, sinemalar, han-
lar... İstiklal Caddesi'ne paralel olarak uzanan Beyoğlu'nun arka sokakları... Niye "arka sokaklar" diye biliniyor?
Ne bileyim, belki de itilmişleri, kakılmışları barındırdığı için böyle anılıyor. İşte eskicilerle, antikacılarla, film şirket-
lerine kostüm, aksesuar kiralayan dükkânlarla dolu bir han!.. Artistler, figüranlar sık sık gelir giderlerdi bu dükkân-
lara. Hanın çaycısı, artistlerin çoğundan imzalı fotoğraf almış; çay ocağının derme çatma panosuna asmıştı.
10
Öğrenimden amaç bilgi yükdü bir yiğn
gildir, bazılarının savunduğunun aksim
den amaç, düşürmeyi öğrenmektir. I
lan, bu konuyla ilgili, "İnsan, düşünc
duyar; her şeyden faydalanan, her şe
kan, başa geçip yöneten şey düşün
lan her şey kör, sağır ve cansızdır."
da düşünmeyi öğrenmek, körlükten
kurtulmak demektir.
2.
7. Şu ünlü "genç şairlerimizden" sözüne oldum olası akıl sır erdirememişimdir. Bu yolda saçını ağartmış, çok sa-
yıda şiir kitabı yayımlamış, şiirseverler olarak neredeyse yirmi yıldır adını işittiğimiz, dergilerde şiirlerini severek
okuduğumuz, ödüller kazanmış şairlerimizin kim bilir kaç kez bu sifatla anıldığını gördüm. Acaba bizim eleş-
tirmenlerimiz, tanıtıcılarımız hangi haklı gerekçelerle bir türlü kabullenemiyor kimi şairlerimizin büyümesini, kı-
demliler arasına karışmasını? Yoksa onların yaşlarını, Dağlarcaların, İlhan Berklerin yaşları ile karşılaştırınca
mi uygun görüyorlar bu "genç" sifatını?
Bu parçanın anlatım biçimi a
hangisidir?
A) Tartışma
B) Açıklama
D) Betimleme
E) T
Osmanlıca, roman dili değil; ro
oldu. Kuşkusuz kaçınılmaz bir c
bir olayın ya da olay dizilerinin
romanci, roman sorunsalı 0
Bir üslup bile söz konusu de
sa romanın salt "anlatmak" de
den bilsin Namık Kemal ya
di? Dilediğince okusun çağ
okuduğu ve algıladığı yalnız
Bu parçanın anlatım b
hangisidir?
A) Karşılaştırma
C) Tartışma
E) Açıklama
3. Sabahtan beri yürüyor
sarp keçi yolları bazer
luyor, bazen sık func
sivri sivri kayalar görü
yordu. Ayı avına gid
re" köyünün en nan
tırmanacağımız yüks
uzağındaydık. Vaki
yordu. Güneş yoktu
dıran duman, gökte
tırlatırken gamli gu
Bu parçanın anla
çimi aşağıdakile
A) Betimleme
D) Tartis
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
TYT 4. MODUL Anlatım Biçimleri Betimleyici. oykulegici 2 min larici Tortismoel SIRA SENDE Aşağıdaki metinlerde ağır basan anlatım biçimlerini belirleyiniz ve metinlerin altlarında belirtilen yerlere yazınız 1. Mehtap, küçük koyu aydınlatıyor. Denizin ölü dalgaları başından geçenleri kıyıya anlatıyor. Hafif bir meltem, gecenin sıcaklığını bastırmak için tüm soluğunu harcıyor. İkimiz de susuyoruz. Konuşmak yasak sanki... Zaten konuştuğumuz an bu sihirli büyü bozulacak. İç dünyalarımız doğanın görkemiyle bir olmuş. Suskunluğumuzun gürültüsü yetiyor bize. 2. Sözcükler anlamlı ses birimleridir. Başka bir deyişle nesnelerin ve varlıkların yerini tutan birer göstergedir. As- lında özel adlar dışında hiçbir sözcük, tek bir nesnenin adı değildir. Çünkü bir sözcük; kimi yönleriyle ötekiler- den ayrılan, birbirlerine daha çok benzeyen, türdeş birçok nesnenin ortak adıdır. Söz gelimi çiçek sözcüğü bel- li bir çiçeğin değil, çiçek olma özelliği taşıyan tüm bitkilerin ortak adıdır. 3. Yirmi yaşından fazla göstermeyen bir genç, çadırın önünde, yan yatırılmış el arabasının üstüne oturmuş; saz çalıyordu. Fenerin aydınlattığı alnı, ter damlalarıyla kaplıydı. Sazının sapı, şaşırtıcı bir süratle aşağı yukarı ka- yan parmaklarının altında bir canlı gibi titriyordu. Tellere vuran sağ eli, küçük fakat kendinden emin hareketler yapıyordu. 4. Küçük Ayşe, sabahtan beri önünde mekik dokuduğu yüksek bez tezgâhından kalktı. Yorgun yorgun gerindi. Bu gün evde yapayalnızdı. Babasıyla kardeşleri dün erkenden kasabaya, pazara gitmişlerdi. Annesiyle ablası da komşudaydılar, belki Zaimlerde... Gözlerini ovuşturdu. Yavaş yavaş sofanın duvarındaki sarı çerçeveli aynaya yaklaştı. Kendine baktı. Beyazları azalan kömür gözleri uykudan henüz kalkmış gibi uykuluydu. 5. Yaşadığımız günleri duyurur bize edebiyat dergileri. Yaşamı kalıcı yanlarıyla verir. Hele en taze şiirler, dizeler!.. Ataç, "Ölürken bana en genç şairin en son şiirinden dizeler okusunlar." demiş. Ben de her sabah uyanır uyan- maz her gece yatmadan önce, en yeni dizeleri okurum. Taze dizelerle yaşamak kadar kişiyi gençleştiren, yaşa- ma bağlayan bir şey olamaz. Ne demiş Baudelaire: "Sağlıklı bir kişi yirmi dört saat ekmeksiz yaşar ama şiirsiz asla!" Şiir okumanın tadını alırsanız siz de hak verirsiniz bu söze. Anlatım Biçimleri 1. 6. İstanbul'un İstiklal Caddesi. Ortasında tramvay yolu; cadde boyunca dizili dükkânlar, pasajlar, sinemalar, han- lar... İstiklal Caddesi'ne paralel olarak uzanan Beyoğlu'nun arka sokakları... Niye "arka sokaklar" diye biliniyor? Ne bileyim, belki de itilmişleri, kakılmışları barındırdığı için böyle anılıyor. İşte eskicilerle, antikacılarla, film şirket- lerine kostüm, aksesuar kiralayan dükkânlarla dolu bir han!.. Artistler, figüranlar sık sık gelir giderlerdi bu dükkân- lara. Hanın çaycısı, artistlerin çoğundan imzalı fotoğraf almış; çay ocağının derme çatma panosuna asmıştı. 10 Öğrenimden amaç bilgi yükdü bir yiğn gildir, bazılarının savunduğunun aksim den amaç, düşürmeyi öğrenmektir. I lan, bu konuyla ilgili, "İnsan, düşünc duyar; her şeyden faydalanan, her şe kan, başa geçip yöneten şey düşün lan her şey kör, sağır ve cansızdır." da düşünmeyi öğrenmek, körlükten kurtulmak demektir. 2. 7. Şu ünlü "genç şairlerimizden" sözüne oldum olası akıl sır erdirememişimdir. Bu yolda saçını ağartmış, çok sa- yıda şiir kitabı yayımlamış, şiirseverler olarak neredeyse yirmi yıldır adını işittiğimiz, dergilerde şiirlerini severek okuduğumuz, ödüller kazanmış şairlerimizin kim bilir kaç kez bu sifatla anıldığını gördüm. Acaba bizim eleş- tirmenlerimiz, tanıtıcılarımız hangi haklı gerekçelerle bir türlü kabullenemiyor kimi şairlerimizin büyümesini, kı- demliler arasına karışmasını? Yoksa onların yaşlarını, Dağlarcaların, İlhan Berklerin yaşları ile karşılaştırınca mi uygun görüyorlar bu "genç" sifatını? Bu parçanın anlatım biçimi a hangisidir? A) Tartışma B) Açıklama D) Betimleme E) T Osmanlıca, roman dili değil; ro oldu. Kuşkusuz kaçınılmaz bir c bir olayın ya da olay dizilerinin romanci, roman sorunsalı 0 Bir üslup bile söz konusu de sa romanın salt "anlatmak" de den bilsin Namık Kemal ya di? Dilediğince okusun çağ okuduğu ve algıladığı yalnız Bu parçanın anlatım b hangisidir? A) Karşılaştırma C) Tartışma E) Açıklama 3. Sabahtan beri yürüyor sarp keçi yolları bazer luyor, bazen sık func sivri sivri kayalar görü yordu. Ayı avına gid re" köyünün en nan tırmanacağımız yüks uzağındaydık. Vaki yordu. Güneş yoktu dıran duman, gökte tırlatırken gamli gu Bu parçanın anla çimi aşağıdakile A) Betimleme D) Tartis
5.
D
Kronometreni aç!
Senden istenen sürede çöz.
Bazen
Yaşamımızı kendimiz zorlaştırıyoruz çoğu kez.
çabalamayı bıraktığımızda koşulların eskisinden de kötü
placağını sanırız. Oysa öyle olmayabilir. Kimimizde evham
denen bu karamsarlık hâli hâkimdir. Endişelere söz
geçiremez, tedbirlilikte aşırıya kaçarız. İpleri
gevşettiğimizde dünya tersine dönmez oysa.
Kimimizdeyse sahip olduğumuz varlıklar kendi
kimliklerimizin, özümüzün önüne geçmiştir; bunlarsız "bir
hiç" olacağımızı sanırız. Oysa temelde onlar değil, biz
varız.
-===
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına
göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
Aar
A) Zor ulaşılmayan şeylerin değerinin olmayacağı gibi bir
yargıyla büyütülmüşüz.
B) Yaşam dediğimiz kavramın içini yapıp ettiklerimiz
dolduruyor, başka şeyler değil.
C) İnsanın bir ömrü var ve onu yaşama değer katmayan
boş uğraşlarla doldurmak ne kadar mantıklı?
D) Bunu, bile isteye değil doğru olduğunu düşündüğümüz
davranış kalıplarını bilinçsizce tekrar ederek yapıyoruz.
E) Zorluklar, tatlı bir yaşam savaşını da beraberinde
getiriyor.
ört
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
5. D Kronometreni aç! Senden istenen sürede çöz. Bazen Yaşamımızı kendimiz zorlaştırıyoruz çoğu kez. çabalamayı bıraktığımızda koşulların eskisinden de kötü placağını sanırız. Oysa öyle olmayabilir. Kimimizde evham denen bu karamsarlık hâli hâkimdir. Endişelere söz geçiremez, tedbirlilikte aşırıya kaçarız. İpleri gevşettiğimizde dünya tersine dönmez oysa. Kimimizdeyse sahip olduğumuz varlıklar kendi kimliklerimizin, özümüzün önüne geçmiştir; bunlarsız "bir hiç" olacağımızı sanırız. Oysa temelde onlar değil, biz varız. -=== Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? Aar A) Zor ulaşılmayan şeylerin değerinin olmayacağı gibi bir yargıyla büyütülmüşüz. B) Yaşam dediğimiz kavramın içini yapıp ettiklerimiz dolduruyor, başka şeyler değil. C) İnsanın bir ömrü var ve onu yaşama değer katmayan boş uğraşlarla doldurmak ne kadar mantıklı? D) Bunu, bile isteye değil doğru olduğunu düşündüğümüz davranış kalıplarını bilinçsizce tekrar ederek yapıyoruz. E) Zorluklar, tatlı bir yaşam savaşını da beraberinde getiriyor. ört
6. Talasafobi, okyanus ya da deniz gibi derin su kütlelerine karşı sü-
rekli ve yoğun korku içeren özel bir fobi türüdür. Talasofobi; engin,
karanlık, derin ve tehlikeli görünen su kütlelerine odaklanır. İnsan-
lar, aslında sudan ziyade daha çok suyun altında gizlenen şey-
lerden korkarlar. Enteresan ve tehlikeli deniz canlıları da çeşitli
vakaları da bunlar arasındadır. Psikiyatrist-
boğulma ya da vurgun
ler ve diğer akıl sağlığı uzmanları tarafından kullanılan ruhsal bo-
zuklukların tanı kılavuzu olan DSM-5'te ayrı bir bozukluk olarak
kabul edilmese de bu fobinin semptomları belirli fobiler için tanı
kriterleri kapsamına girebilmektedir. Talasofobi, genellikle doğal
çevre tipi bir "spesifik fobi" olarak da kabul edilir.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söy-
lenemez?
Sayısal verilerden faydalanılmıştır.
BYAçıklayıcı anlatıma başvurulmuştur.
CYKarşılaştırmaya yer verilmiştir.
DYansız bir tutumla oluşturulmuştur.
E) Tanımlama yapılmıştır.
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
6. Talasafobi, okyanus ya da deniz gibi derin su kütlelerine karşı sü- rekli ve yoğun korku içeren özel bir fobi türüdür. Talasofobi; engin, karanlık, derin ve tehlikeli görünen su kütlelerine odaklanır. İnsan- lar, aslında sudan ziyade daha çok suyun altında gizlenen şey- lerden korkarlar. Enteresan ve tehlikeli deniz canlıları da çeşitli vakaları da bunlar arasındadır. Psikiyatrist- boğulma ya da vurgun ler ve diğer akıl sağlığı uzmanları tarafından kullanılan ruhsal bo- zuklukların tanı kılavuzu olan DSM-5'te ayrı bir bozukluk olarak kabul edilmese de bu fobinin semptomları belirli fobiler için tanı kriterleri kapsamına girebilmektedir. Talasofobi, genellikle doğal çevre tipi bir "spesifik fobi" olarak da kabul edilir. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söy- lenemez? Sayısal verilerden faydalanılmıştır. BYAçıklayıcı anlatıma başvurulmuştur. CYKarşılaştırmaya yer verilmiştir. DYansız bir tutumla oluşturulmuştur. E) Tanımlama yapılmıştır.
(1) 13. yüzyılda Anadolu'ya göç eden Türk boylarının beraber-
lerinde getirdiği Ankara keçisi, bugün sahip olduğu ırk özellik-
Jerini Orta Anadolu'da kazanmıştır. (II) Bugün Türkiye dışında
Guney Afrika, Amerika Birleşik Devletleri, Lesotho, Arjantin,
Avustralya ve Yeni Zelanda gibi ülkelerde Ankara keçisi yetişti-
riciliği yapılmaktadır. (III) Zaman içinde Ankara keçileri, değişik
sebeplerle Anadolu'dan yurt dışına çıkarılmıştır. (IV) Resmî ka-
yıtlara göre ilk kez Kanuni Sultan Süleyman 1541 yılında Anka-
ra keçisini Roma - Germen Imparatoru V. Karl'a hediye etmiştir.
(V) Sonraları Fransızlar, İspanyollar ve İtalyanlar çeşitli yollarla
Ankara keçisini ülke dışına çıkarmış ve yetiştirmeye çalışmış-
Tarsa da çevre şartlarından dolayı başarılı olamamışlardır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşünce-
nin akışını bozmaktadır?
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
(1) 13. yüzyılda Anadolu'ya göç eden Türk boylarının beraber- lerinde getirdiği Ankara keçisi, bugün sahip olduğu ırk özellik- Jerini Orta Anadolu'da kazanmıştır. (II) Bugün Türkiye dışında Guney Afrika, Amerika Birleşik Devletleri, Lesotho, Arjantin, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi ülkelerde Ankara keçisi yetişti- riciliği yapılmaktadır. (III) Zaman içinde Ankara keçileri, değişik sebeplerle Anadolu'dan yurt dışına çıkarılmıştır. (IV) Resmî ka- yıtlara göre ilk kez Kanuni Sultan Süleyman 1541 yılında Anka- ra keçisini Roma - Germen Imparatoru V. Karl'a hediye etmiştir. (V) Sonraları Fransızlar, İspanyollar ve İtalyanlar çeşitli yollarla Ankara keçisini ülke dışına çıkarmış ve yetiştirmeye çalışmış- Tarsa da çevre şartlarından dolayı başarılı olamamışlardır. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşünce- nin akışını bozmaktadır?
C
21. Düşünme, insanoğlunun var olduğu andan itibaren yaşa-
mini gerçekleştirebilmesi için kullanması gereken mecburi
bir zihinsel faaliyet yoludur. Varlığının başlangıcından
itibaren insanı diğer canlılardan ayıran en önemli özellik,
düşünme yetisidir. Düşünmenin insan yaşamındaki değe-
rin, vurgulayan ve "Düşünüyorum, öyleyse varım." diyen
ünlü filozof Descartes, düşünmeyi varlığın göstergesi
olarak ele alır ve insan olmanın zorunluluğu olarak kabul
eder. Düşünme; düşünme becerilerinin tümünden oluşan,
anlaşılması güç, sofistike bir süreçtir. Temelde insanın
problem çözmesini sağlayan bu davranışın zamanla bir-
çok tekniği oluşmuştur. Analitik düşünme, altı şapkalı
düşünme, hipotetik düşünme, analojik düşünme bunlardan
bazılarıdır.
Bu parçadan hareketle "düşünme"yle ilgili olarak aşa-
ğıdakilerin hangisi söylenemez?
A) İnsanlarca kullanılmasının zorunlu olduğu
B) Varlığın göstergesi olarak kabul edildiği
Mekanik olan birçok beceriyi kapsadığı
Karmaşık bir yapıya sahip olduğu X
E) Farklı yöntemlerinin zamanla ortaya çıktığı
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
C 21. Düşünme, insanoğlunun var olduğu andan itibaren yaşa- mini gerçekleştirebilmesi için kullanması gereken mecburi bir zihinsel faaliyet yoludur. Varlığının başlangıcından itibaren insanı diğer canlılardan ayıran en önemli özellik, düşünme yetisidir. Düşünmenin insan yaşamındaki değe- rin, vurgulayan ve "Düşünüyorum, öyleyse varım." diyen ünlü filozof Descartes, düşünmeyi varlığın göstergesi olarak ele alır ve insan olmanın zorunluluğu olarak kabul eder. Düşünme; düşünme becerilerinin tümünden oluşan, anlaşılması güç, sofistike bir süreçtir. Temelde insanın problem çözmesini sağlayan bu davranışın zamanla bir- çok tekniği oluşmuştur. Analitik düşünme, altı şapkalı düşünme, hipotetik düşünme, analojik düşünme bunlardan bazılarıdır. Bu parçadan hareketle "düşünme"yle ilgili olarak aşa- ğıdakilerin hangisi söylenemez? A) İnsanlarca kullanılmasının zorunlu olduğu B) Varlığın göstergesi olarak kabul edildiği Mekanik olan birçok beceriyi kapsadığı Karmaşık bir yapıya sahip olduğu X E) Farklı yöntemlerinin zamanla ortaya çıktığı
. Aşağıdakilerden hangisi gerçeği ele alış bakımından
ötekilerden farklıdır?
A) Kış, Ada'nın her tarafında yerleşebilmek için rüzgârlarını
poyraz, yıldız poyraz, maestro, diramudana, gündoğu-
su, batı karayel, karayel halinde seferber ettiği zaman;
öteki yakada yaz, daha pilisini pırtısını toplamamış, bir
kenara, oldukça mahzun bir göçmen gibi oturmuştur.
B) Konstantin isminde bir herifti. Galata'da yazıhanesi var-
dı. Zahire tüccarıydı. Kalın, tüylü bilekleri, geniş göğsü,
delikleri kapanıp açılan üstü kara kara benekli bir bur-
nu, deriyi yırtmış da fırlamış gibi saçları, kısa kısa yü-
rümesi, kalın kalın bir gülmesi...
C) Tepeler meşelik. Meşelerin koyu yeşilleri arasında ar-
dıçların, karamukların, akçakavakların sarıya uçan açık
yeşilleri dalgalanıyor. Birkaç yamaç tarla bu yeşilin or-
tasına sarı başaklarını sermiş oturuyor.
D) Ah gençlik!.. Tıpkı ezeli bir baharın ilk çiçekli günlerine
benzer. Yeşil kırlar, kelebek dolu bahçeler, güzel koku-
lar içinde serçelerin şen efsanelerini doymadan dinle-
yerek dolaşırız. İdealimizin rüyası bize hayat kışının fır-
tinalarını, karlarını, tipilerini hatırlatmaz.
E) Sinema her geçen gün çağdaş insanın günlük yaşa-
minda da daha büyük bir alan kaplamaktadır. Ulusla-
rın yaşamını yansıtan, toplumları birbirine tanıtan, yak-
laştıran, kamuoyu oluşturan, siyasal dengeleri etkile-
yen, dünyayı değiştiren sinema; bu büyük gücünü gö-
rüntülerden almaktadır.
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
. Aşağıdakilerden hangisi gerçeği ele alış bakımından ötekilerden farklıdır? A) Kış, Ada'nın her tarafında yerleşebilmek için rüzgârlarını poyraz, yıldız poyraz, maestro, diramudana, gündoğu- su, batı karayel, karayel halinde seferber ettiği zaman; öteki yakada yaz, daha pilisini pırtısını toplamamış, bir kenara, oldukça mahzun bir göçmen gibi oturmuştur. B) Konstantin isminde bir herifti. Galata'da yazıhanesi var- dı. Zahire tüccarıydı. Kalın, tüylü bilekleri, geniş göğsü, delikleri kapanıp açılan üstü kara kara benekli bir bur- nu, deriyi yırtmış da fırlamış gibi saçları, kısa kısa yü- rümesi, kalın kalın bir gülmesi... C) Tepeler meşelik. Meşelerin koyu yeşilleri arasında ar- dıçların, karamukların, akçakavakların sarıya uçan açık yeşilleri dalgalanıyor. Birkaç yamaç tarla bu yeşilin or- tasına sarı başaklarını sermiş oturuyor. D) Ah gençlik!.. Tıpkı ezeli bir baharın ilk çiçekli günlerine benzer. Yeşil kırlar, kelebek dolu bahçeler, güzel koku- lar içinde serçelerin şen efsanelerini doymadan dinle- yerek dolaşırız. İdealimizin rüyası bize hayat kışının fır- tinalarını, karlarını, tipilerini hatırlatmaz. E) Sinema her geçen gün çağdaş insanın günlük yaşa- minda da daha büyük bir alan kaplamaktadır. Ulusla- rın yaşamını yansıtan, toplumları birbirine tanıtan, yak- laştıran, kamuoyu oluşturan, siyasal dengeleri etkile- yen, dünyayı değiştiren sinema; bu büyük gücünü gö- rüntülerden almaktadır.
7.
Kış yay bile tokuştı
Kıngır közün bakıştı
Tutuşkalı yakıştı
Utgali mat ograşur
(Günümüz Türkçesiyle)
Kış ile yaz döğüştü
Düşman gözle bakıştı
Tutuşmak için yaklaştı
Yenmek için uğraşır
İçerik ve şekil özellikleri incelendiğinde bu dizelerin aşağı-
daki nazım şekillerinden hangisiyle yazıldığı söylenebilir?
(A) Koşuk
D) Sagu
tosir
demiştic
B) Sav
E) Ağıt
C) Destan
Erge
B) Türe
C) Gö
D) Og
E) M
10. İsla
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
7. Kış yay bile tokuştı Kıngır közün bakıştı Tutuşkalı yakıştı Utgali mat ograşur (Günümüz Türkçesiyle) Kış ile yaz döğüştü Düşman gözle bakıştı Tutuşmak için yaklaştı Yenmek için uğraşır İçerik ve şekil özellikleri incelendiğinde bu dizelerin aşağı- daki nazım şekillerinden hangisiyle yazıldığı söylenebilir? (A) Koşuk D) Sagu tosir demiştic B) Sav E) Ağıt C) Destan Erge B) Türe C) Gö D) Og E) M 10. İsla
01
ri
16. (I) Güven duymak için zaman gereklidir. (II) Nasıl bir
çocuk bebekliğinin ilk dönemlerinde yürüyemiyorsa,
düşüp duruyorsa ve zaman geçtikten sonra yürüme-
yi bırakıp güvenle koşabiliyorsa olaylar da insan için
böyledir. (III) Siz kendinize güvenmeyi başarabildikten
sonra her şeyi sorun etmemeyi ve pek çok zorluğun
üstesinden gelmeyi rahatlıkla başarırsınız. (IV) Tecrü-
be ettikçe güvenmeyi öğrenir insan ve bildiği zaman,
öğrendiği zaman, o konuda kendini yeterli gördüğü
zaman güven duyar. (V) Bu yüzden insanın güvensiz
kaldığı konularla ve hâllerle yüzleşmesi çok önemli.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
IT
cyli
A)
D) IV
E) V
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
01 ri 16. (I) Güven duymak için zaman gereklidir. (II) Nasıl bir çocuk bebekliğinin ilk dönemlerinde yürüyemiyorsa, düşüp duruyorsa ve zaman geçtikten sonra yürüme- yi bırakıp güvenle koşabiliyorsa olaylar da insan için böyledir. (III) Siz kendinize güvenmeyi başarabildikten sonra her şeyi sorun etmemeyi ve pek çok zorluğun üstesinden gelmeyi rahatlıkla başarırsınız. (IV) Tecrü- be ettikçe güvenmeyi öğrenir insan ve bildiği zaman, öğrendiği zaman, o konuda kendini yeterli gördüğü zaman güven duyar. (V) Bu yüzden insanın güvensiz kaldığı konularla ve hâllerle yüzleşmesi çok önemli. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? IT cyli A) D) IV E) V