Düşünceyi Geliştirme Yolları Soruları

S. 2. TEST (1) Insanlar genellikle ya hoşlandıkları için ya da zinde kalmak için spor yaparlar. (II) Ne yazık ki spor yapmanın da kendine göre tehlikeleri vardır. (III) Birçok spor dalın- da sakatlanma ya da yaralanmayla sonuçlanan kazalar oldukça sık yaşanır. (IV) İyi bir antrenman, sporcunun sakatlanma riskini azaltmakla kalmaz, başarısını da ar- tırır. (V) Örneğin koşmaya yeni başlayan birinin, daha ilk denemesinde maratona katılması düşünülemez; ama bu, onu disipline eder. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak, aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) 1. cümlede, insanların spor yapma amaçları belirtil- miştir. B) II. cümlede, sporun bazı tehlikeli yönleri olduğu be- lirtilmiştir. C) III. cümlede, spor dallarının bazılarının çok tehlikeli olduğu belirtilmiştir. D) IV. cümlede, iyi bir antrenmanın sakatlanmalara en- gel olabileceği belirtilmiştir. E) V. cümlede, düşünce örnekle açıklanmıştır. 5.

31. Aklıma takılan bir düşüncenin, bir dizenin havasına gir- mek ve üstüne bir şeyler yazabilmek için hazırlanarak ve yavaş yavaş yazarım. Bu hazırlanışlar için günün en uygun zamanı gece saatleridir. Birçok şiirimi geceleyin, üstelik masa başında değil de sokak fenerlerinin aydın- lığında yazdım. Yorgunluklara çok şey borçluyumdur. Hele sokaklar tenha, karanlık da koyu oldu mu yorgunlu- ğunuzun hafiflediğini, esrarlı rahatlıklara çevrildiğini du- yarsınız. Konularımı kendi hayatımdan ya da çevremden alırım. Ama ortaya çıkanda bir prizmadan geçmişçesine asli şekillerde değişmeler olur, neticeyi çok kere ben bile tanımakta güçlük çekerim. 1 Bu parçanın yazarı, aşağıdakilerin hangisinden söz etmemiştir? LA Şiirlerini hangi koşullarda yazdığından B) işlediği konuların, şiirlerinde gerçek yaşamdakinden farklı hâle dönüştüğünden Çarpıcı çağrışımlar kullanarak okuru etkilemeye ça- lıştığından D) Şiirlerini aceleye getirmeden yazdığından E) Şiirlerinde ele aldığı konuları nasıl belirlediğinden Diğer sayfaya geçiniz.

TYT/Türkçe 28. Türk edebiyatı, devletin beka sorunu ortaya çıkalı ve mo- dern bir ulus olma sancısı çekmeye başlayalı elbette si- playasal, toplumsal, tarihsel şartların etkisiyle, daha çok, ulusal/siyasal kimlik inşasına yönelik semboller üreten bir "araç" olmayı seçti. Bundan dolayı yazarlarımızın ço- oğu, insanın varoluş sorunlarından uzak düşerek siyasal ve sosyal sorunlara odaklı "organik aydın" konumunda kaldı. İktidar mücadelelerinin aracı olmaya çoğu kez gö- nüllü, bu doğrultuda semboller üreten, kendinden çok topluma odaklı hatip rolünü üstlendiler. Şinasi'den günü- müze kadar süren egemen çizgi bu!.. Ahmet Mithat, bir yazar, romancı değil, bir eğitmendi öncelikle. Ömer Sey- fettin, müthiş bir yetenekti ama kalemini daha çok ulusal kimlik inşasına adamıştı. Bu sözleri söyleyen bir yazar Sanatçılarımızın birey sorunlarını görmezden gelişi, kaynaklanmıştır. W. Edebiyatın politik bir araca dönüşmesinin başlıca sebebi sanatçıların estetik donanımdan uzak olma- sıdır. III. Edebiyatımızda "toplum için sanat anlayışı" siyasal şartların bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. yargılarından hangilerini savunuyor olabilir? Yalnız I B) Yalnız II 0 2 D) I ve III Q C) Yalnız III E) Il ve III 29.

Hakim (Tanrısal) bakış açısı kullanılmıştır. Insana ait birtakım özellikler tabiattaki varlıklara akta- rılmıştır. 52. Biçime ruhunu veren yahut biçimi canlandıran, duygular- dır. Hiç şüphesiz bu canlandırmada neşe duygusu bir ak- tör olarak sahnede yerini alır. Dünyayı ve hayatı her nasıl algılıyorsak o şekilde sanat yapıtına yansıtırız. Bu yansıt- mada âdeta yeni bir sahne kurarız. Picasso'ya sorarlar: "Üstat, resimlerinde ne anlatmak istiyorsun; şu hâliyle hiç- bir şey anlamıyoruz?" Picasso, gülümseyerek onlara şu ce- vabı verir: "Ben anlamıyorum. Sadece yapıyorum. Siz kuş civiltılarını anlamak için mi dinlersiniz?" Picasso sanat ya pıtındaki yaratıcılığı böylesine enfes betimler. Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden faydalanılmıştır? A Tanık gösterme - kişileştirme Tanımlama - örneklendirme Karşılaştırma - benzetme ) Tanık gösterme - tanımlama E) Alıntı yapma - sayısal verilerden yararlanma TÜRKÇE

17. Bu sene sarışın yüzlü ilkbahar Çimenler üstünde solgun yatıyor. Gizli bir elemle hıçkıran rüzgâr Çiçekli dalları kımıldatıyor Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Teşbihibeliğ yapılmıştır. B) Çapraz uyak düzeni kullanılmıştır. C) Bazı kavramlara insani özellik kazandırılmıştır. D) Betimleme söz konusudur. E) Tam uyak vardır.

15. Yaz olunca yayla yayla göçenler Topuz korkusundan şehre kaçanlar Meşe yaprağını kıyıp içenler Rumeli Yenicesi duhan beğenmez Bu dizelerdeki en belirgin söz sanatı aşağıdakilerden hangisidir? A) Leff ü neşr B) Tariz C) Intak D) Kişileştirme E) Irsal-i mesel

Bu testte 2. Cevaplarnizi, cevap Romani yaşanmışlıklar, belli bir kurgu içinde yazara ait olmaktan çıkar çünkü gerçek yaşam sıradandır. Yaşanan her şey sözcüklerde edebiyatın gücüyle hissettirilir. 1. Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? taslak durumunda - hayalle yaşatırken Byazma aşamasında - sözcüklere dönüşürken sanat sayesinde - planlanırken hazırlık anında - sanattan koparırken bitirme zamanında - yaşatmaya çalışırken

24 14. Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde mecazlı bir söyleyiş yoktur? A) Ayağını yorganına göre uzat. B) Ateş düştüğü yeri yakar. C) Can çıkmayınca, huy çıkmaz. D) Az söyle, çok dinle. E) Çivi çıkar ama yeri kalır. 11. Sınıf

h = 1. Sanatları sınıflandırma şemasında boş bırakılan yerleri, parantez içinde verilen kavramlarla doldurunuz. (16 p.) (resim, bale, har, müzik, tiyatro, sinema, edebiyat, heykel İşitsel (Fonetik) Sanatlar • Edebiyat * * M02TK Görsel (Plastik) Sanatlar Resim Heykel hat * * SANAT * Dramatik (Ritmik) Sanatlar bale * * tiyatro * 2. Edebiyat öğretmeni sınıfta "İletişim" konusunu işlemektedir. Arka sırada oturan Devrim'e "Oğlum, konuyu anladın mı?” diye sorar. Devrim de "Çok iyi anladım hocam." Cevabını verir. Yukarıdaki paragrafa göre aşağıdaki iletişim ögelerini belirleyiniz. (14 p) Gönderici: Öğretmen Kanal: Ses dalgaları Bağlam: Sinf Alıcı: Deurm İleti: Kod: Tortue Dönüt: Gol 147 anladım hocam Sinema Oğlum konuyu anladın 3. Yabancı sözcük oranının % 1 olarak saptandığı Orhun Yazıtlarında, yazınsal bir dil vardır. Soyut kavramların da bulunduğu bu yazıtlar, Türkçe yazı dilinin çok uzun bir geçmişi olduğuna tanıklık eder. Uygurcada ise yabancı sözcük oranının arttığı görülür. Bu olguda, Uygurcaya çevrilen dinsel metinlerin etkisi vardır. Yukarıdaki metinde düşünceyi geliştirme yollarından hangisi ağır basmaktadır? (7 p) Sayısd verilerden yararlanma, Karşılaştırma ........... olmak üzere iki lehçe vardır. 4. Aşağıdaki boşlukları, uygun şekilde doldurunuz. (10 p.) (Her boşluk 2 puan) ve Yakut * Türkçede ....ahut.co. * "Eylül" ile "Dokuzuncu Hariciye Koğuşu" romanlarının yazarları, eserlerini yazarken psikoloji... (ruh bilimi) biliminden yararlanmışlardır, * Resmin malzemesi fırça, boya, tuval; edebiyatın malzemesi ise .............. dir. * Anlatıcının, olup biteni tarafsız bir şekilde, kamera gibi yansıttığı, hikâyenin kahramanı değil, olayları gören kişi durumunda olduğu bakış açısına 5.6.2lemci bakış açısı denir. mı? 5. Aşağıdaki cümlelerin karşısına bilgiler doğru ise "D", yanlış ise "Y" yazınız. (8 p.) * Sanat eserleri öncelikle estetik (güzellik) değil, doğruluk ve fayda amacı güder. (Y) * Türk edebiyatında Maupassant tarzı öykücülüğün en büyük temsilcisi Ömer Seyfettin'dir. (D) * Klasik vaka (olay) öyküsü, ünlü Rus edebiyatçı Anton Çehov tarafından geliştirildiği için bu tür öykülere "Çehov tarzı öykü" de denir. (D) * Edebî eserler; tarih, psikoloji ve sosyoloji gibi bilimlerde bir belge olarak kullanılabilir. (D

ALES/SÖZEL 21. İnce belli çay bardağının üst kısmının en çok yüzey alanı, en az hacim; alt kısmının ise en az yüzey alanı, en çok hacim şeklinde olması ona doldurulan çayı ilk başta soğutup içime uygun hâle getirmek, sonrasında ise mevcut ısıyı koruyarak çayı soğutmamak özelliği kazandırır. Ben sadece ince belli bardakta çay içerim, diyenler bu bilgiye sahip midir bilmesek de tercihleri- nin akıllıca olduğu bir gerçektir. Bu parçaya göre ince belli çay bardakları için aşa- ğıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Çay içmeyi kolaylaştırır. B) ay tiryakilerinin ilk tercihidir. Çay içmek için en doğru bardak modelidir. Onu akıllıca bir tercih yapan kendine has şeklidir. E) Çaydan anlayanlar her bardakta çay içmez.

38. Takvim-i Vekayi gazetesi ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) İlk Osmanlı gazetesidir. BY Devletin resmî gazetesidir. C) Yurt dışında da çıkarılmıştır. DY Yenilikler, bu gazetede halka anlatılmaya çalışılmıştır. E) II. Mahmut'un isteği ile çıkarılmıştır. 14

A A ens Eğitimde Nitelikil Sayfa A 2 A 34. Öykü, hikâyeyi dilimizden kovmak üzere uydurulmuş ama yerine uydurulduğu kelimeyi kovmak bir yana onun kıyısına biraz ürkek bir hâlde tutunuvermiştir. Çünkü "Kes şu hikâyeyi!" demişiz de "Kes şu öyküyü!" dememi- şiz. Hikâyeyi telmihli, istiareli kalıplarla rahatça kullanır- ken öyküyü daha çok edebiyatla ilişkilendirerek kullan- mışız. Buna göre, yaşayan iki sözcüğün farklı içerikler yüklenerek kullanılması, bir zorunluluk olarak belirmiştir. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söy- lenemez? A) Hikâye ve öykü terimlerinin birbirinden ayrı kullanım alanları vardır. B) Öykü kelimesi, başlangıçta bir ihtiyaca istinaden or- taya çıkmıstın C) Öykü, hikâye kelimesini dilin dışına itmek amacıyla türetilmiştir D) Hikâye ve öykü terimleri birbirlerini tam olarak karşı- layamazlar. E) Öykü kelimesi, türetiliş amacını yerine getirememiş- tir.

A Bu dostum, üslupçu bir yazardır; bu biliniyordur. Buradaki anlatısında da bu üslubu ve bütün eser- lerinde tekrar eden meselelerini görüyoruz. Mevcut hâlde kültür, bir mahvoluş nedenidir fakat doğanın da bir kurtuluş yeri olduğu anlamına gelmez bu eleştiri onda. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Bulunma durumu eki almış zamir B) Hem iyelik hem ek eylem almış sözcük C) Birleşik çekimli eylem D) Ad tamlamasının tamamını belirten sifat E) Hem niteleme hem belirtme sıfatı almış isim

TYT TÜRKC 31. Resim, şiir, roman, öykü, sinema, tiyatro gibi yaratıcı sanat sahaları söz konusu olduğunda sanatçılar, kendi varlıklarının her parçasını son damlasına kadar kullanmaktan çekinmez. Niçin yapar bunu sanatçı? Yaratıcılığının ve varlığının en kıymetli yanlarını sunmayı ister. Her sanatçı, eserleri üzerinden kendini anlatma ihtiyacı duyar. Bu yolda ilerlerken eseriyle benliği arasında çok sağlam bir bağ oluşur. Bu bağ kimi zaman olumsuz sonuçlar doğurabilir. Özellikle eseri hakkında yapılan değerlendirmeler söz konusu olduğunda bu bağ devreye girer ve korumacı bir ebeveyn gibi davranarak eseri hakkında yapılan bütün yönlendirici etkilere kendini kapatır. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada ele alınan konuyla örtüşmektedir? Sanat eseri sadece mutlak başarıya ulaşma adına üretilirse eleştirilerden gerektiği gibi yararlanılamaz. B) Yaratıcı eserlerle özgünlüğünü ispatlamak isteyen sanatçı olumsuz eleştirilere direnme yolunu seçer. C) Kendine güvenen sanatçı, eseriyle benliği arasında bütünleşmeyi sağlayabildiğinden eleştirileri dikkate almaz. Yeteneğinden emin olmak, sanatçıların eserlerine yöneltilen tüm eleştirileri göğüslemesini sağlar. Sanatçı, eserine yönelik yapılan eleştirileri bazen yok saymak ister.

LA 12. 7. D 1. Sıkı bir poyraz beni titretirken içimden Geçidi atlayınca şaşırdım sevincimden: II. Ardımda kalan yerler anlaşırken baharla, Önümüzdeki arazi örtülü şimdi karla. III. Bu geçit sanki yazdan kışı ayırıyordu, Burada son fırtına son dalı kırıyordu... IV. Yaylımız tüketirken yolları aynı hızla, Savrulmaya başladı karlar etrafımızda. V. Karlar etrafı beyaz bir karanlığa gömdü; Kar değil, gökyüzünden yağan beyaz ölümdü... Yukarıdaki misraların hangilerinde ünsüz yumuşaması yoktur? A) I. ve II. 8. B D) III. ve V. 9. E B) II. ve IV. C) III. ve IV. E) IV. ve V. 10. C 11. B 12. C

20. (1) Romantik sözcüğünün sifat olarak kullanılması, ad olarak kullanılmasından önce başlamıştır. (II) Sözcük uzunca bir süre, "romenzesco" sözcüğünden gelen "romanesk" ile karıştırılmıştır. (III) Sözcük ilk çıktığın- da "eski şövalyelik romanları çağını anımsatan şey" anlamını içeriyordu. (IV) Edebiyatçılar ve filozoflar romantik sözcüğünü birbirine yakın düşecek farklı anlamlarda kullanmıştır. (V) İngiltere'de yazarlar, ta- nimlanamaz olanı dile getirmek için bu sözcüğü kulla- nırken Almanya ve Fransa'da aynı sözcük, edebiyat sorunsalına girmeye başlamıştır. (VI) Rousseau'dan, Letoumeur'a kadar pek çok düşünür kelimeyi kullan- diği için Sebastien Mercier, Yeni Sözlük Kullanma ya da Yeni Sözcükler Sözlüğü adlı kitabında "romanesk" ve "romantik" sözcükleri arasında bir ayrım yapar. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? A 11 B ||| IV D V E VI