Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Düşünceyi Geliştirme Yolları Soruları

1. Aşağıdakilerden hangisi bir tanım
cümlesidir?
A) Insan, bilmediğine düşmandır.
B) Dost kara günde belli olur.
Ruh güzelliğinin misralarda
canlanmasıdır şiir.
D) Her roman kendi dönemini yansıtır.
E) Edebiyat, insanları güzele
yönlendirmelidir.
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
1. Aşağıdakilerden hangisi bir tanım cümlesidir? A) Insan, bilmediğine düşmandır. B) Dost kara günde belli olur. Ruh güzelliğinin misralarda canlanmasıdır şiir. D) Her roman kendi dönemini yansıtır. E) Edebiyat, insanları güzele yönlendirmelidir.
2.ve 3. Soruları aşağıdaki paragrafa göre cevaplandırınız.
Denizden çıkan çocuk eşyalarını göremeyince birden
panikledi. Arkadaşlarının kendisine kötü bir şaka yap-
tığını fark etmesi çok uzun sürmedi. Arkadaşları plajın
girişine saklanmış onu gözetliyordu. Her ne kadar sak-
lanmaya çalışsalar da ardına saklandıkları sandal on-
ları kapatmaya yetmiyordu. Çocuğu kandıracaklarını
düşünmüşlerdi. Ancak çocuk onlardan kurnaz çıkmış,
plajın arka kısmına dolanarak gözden kaybolmuştu.
Tam arkadaşları nereye kaybolduğunu merak etmeye
başlamışlardı ki ortaya çıktı. Bir anda arkadaşlarının ar-
kasında bitmişti. Hepsini korkuttu ve “Ödeştik." diyerek
eşyalarını aldı, oradan uzaklaştı.
2. Yukarıdaki parça hangi bakış açısı ile yazılmıştır?
A) Kahraman bakış açısı
B) Çoğulcu bakış açısı
C) İlahi bakış açısı
D) Gözlemci bakış açısı
E) 1.tekil şahıs anlatıcı bakış açısı
3. Yukarıdaki paragraf için aşağıdaki bilgilerden han-
gisi yanlıştır?
A) Öyküleyici anlatımla yazılmıştır.
B) Tanık göstermeden yararlanılmıştır
Görsel ögelerden yararlanılmıştır.
D) Alıntı cümle kullanılmıştır.
EX Kahraman bakış açısı ile yazılmamıştır
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
2.ve 3. Soruları aşağıdaki paragrafa göre cevaplandırınız. Denizden çıkan çocuk eşyalarını göremeyince birden panikledi. Arkadaşlarının kendisine kötü bir şaka yap- tığını fark etmesi çok uzun sürmedi. Arkadaşları plajın girişine saklanmış onu gözetliyordu. Her ne kadar sak- lanmaya çalışsalar da ardına saklandıkları sandal on- ları kapatmaya yetmiyordu. Çocuğu kandıracaklarını düşünmüşlerdi. Ancak çocuk onlardan kurnaz çıkmış, plajın arka kısmına dolanarak gözden kaybolmuştu. Tam arkadaşları nereye kaybolduğunu merak etmeye başlamışlardı ki ortaya çıktı. Bir anda arkadaşlarının ar- kasında bitmişti. Hepsini korkuttu ve “Ödeştik." diyerek eşyalarını aldı, oradan uzaklaştı. 2. Yukarıdaki parça hangi bakış açısı ile yazılmıştır? A) Kahraman bakış açısı B) Çoğulcu bakış açısı C) İlahi bakış açısı D) Gözlemci bakış açısı E) 1.tekil şahıs anlatıcı bakış açısı 3. Yukarıdaki paragraf için aşağıdaki bilgilerden han- gisi yanlıştır? A) Öyküleyici anlatımla yazılmıştır. B) Tanık göstermeden yararlanılmıştır Görsel ögelerden yararlanılmıştır. D) Alıntı cümle kullanılmıştır. EX Kahraman bakış açısı ile yazılmamıştır
3. Aşağıdakilerin hangisi bir tanım cümlesi değil-
dir?
A Kaside, on beş beyitten az olmayan çoğu kez
büyükleri övmek için yazılan divan edebiyatı
şiir türü olarak geçer.
BY Şiir zengin sembollerle, ritimli sözlerle, sesle-
rinkuyumlu kullanımıyla ortaya çıkan edebi bir
türdür.
C) Roman, içindeki karakterleri derinlemesine
analiz eder.
DF
D Simge, duyularla ifade edilemeyen bir şeyi
belirten somut nesne veya işarettir.
Eimge, zihinde tasarlanan ve gerçekleşmesi
özlenen şeydir.
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
3. Aşağıdakilerin hangisi bir tanım cümlesi değil- dir? A Kaside, on beş beyitten az olmayan çoğu kez büyükleri övmek için yazılan divan edebiyatı şiir türü olarak geçer. BY Şiir zengin sembollerle, ritimli sözlerle, sesle- rinkuyumlu kullanımıyla ortaya çıkan edebi bir türdür. C) Roman, içindeki karakterleri derinlemesine analiz eder. DF D Simge, duyularla ifade edilemeyen bir şeyi belirten somut nesne veya işarettir. Eimge, zihinde tasarlanan ve gerçekleşmesi özlenen şeydir.
Örnek-2
İslamiyet'in etkisinde gelişen Türk edebiyatı ile ilgili
aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?
A) 10. yüzyıl ile 13. yüzyıl arasında verilmiş olan eser-
ler, geçiş dönemi ürünleri olarak kabul edilir.
B) Divan edebiyatında şiire, düzyazıdan daha çok
önem verilmiştir.
C) Divan şairlerinin işlediği en önemli konuların başın-
da aşk gelir.
D) Saz şairleri, eserlerini divan adı verilen kitapta top-
lamışlardır.
E) Halk edebiyatı; saz ve tekke şairleri ile halkın mey-
dana getirdiği bir edebiyattır.
İç
A
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
Örnek-2 İslamiyet'in etkisinde gelişen Türk edebiyatı ile ilgili aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır? A) 10. yüzyıl ile 13. yüzyıl arasında verilmiş olan eser- ler, geçiş dönemi ürünleri olarak kabul edilir. B) Divan edebiyatında şiire, düzyazıdan daha çok önem verilmiştir. C) Divan şairlerinin işlediği en önemli konuların başın- da aşk gelir. D) Saz şairleri, eserlerini divan adı verilen kitapta top- lamışlardır. E) Halk edebiyatı; saz ve tekke şairleri ile halkın mey- dana getirdiği bir edebiyattır. İç A
Seni göre bilmek için ne yapmam gerekir?
II. Sende başını alıp gitme ne olur!
III. TDK'dan aldığım postada farklı bir bilgi verili-
0
yor.
()
IV. Bu akşamki yemekte hünkâr beğendi var.
Aşağıdaki yazım kurallarından hangisi, yukarı-
daki numaralanmış cümlelerdeki yazım yanlışla-
rindan herhangi biri ile eşleşmemektedir?
✔ İkinci kelimesi -dı (-di / -du /-dü, -ti / -ti / -tu /
-tü) kalıplaşmış belirli (görülen) geçmiş zaman
ekleriyle kurulan birleşik kelimeler bitişik yazıl-
malıdır. X
Kuralli birleşik fiille kurulan birleşik sözcükler
bitişik yazılmalıdır.
Bağlaç olan "ki" ayrı yazılır.
DBüyük harflerle yapılan kısaltmalara getirilen
eklerde kısaltmanın son harfinin okunuşu esas
alınır.
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
Seni göre bilmek için ne yapmam gerekir? II. Sende başını alıp gitme ne olur! III. TDK'dan aldığım postada farklı bir bilgi verili- 0 yor. () IV. Bu akşamki yemekte hünkâr beğendi var. Aşağıdaki yazım kurallarından hangisi, yukarı- daki numaralanmış cümlelerdeki yazım yanlışla- rindan herhangi biri ile eşleşmemektedir? ✔ İkinci kelimesi -dı (-di / -du /-dü, -ti / -ti / -tu / -tü) kalıplaşmış belirli (görülen) geçmiş zaman ekleriyle kurulan birleşik kelimeler bitişik yazıl- malıdır. X Kuralli birleşik fiille kurulan birleşik sözcükler bitişik yazılmalıdır. Bağlaç olan "ki" ayrı yazılır. DBüyük harflerle yapılan kısaltmalara getirilen eklerde kısaltmanın son harfinin okunuşu esas alınır.
13 ve 14. soruları bu parçaya göre çözünüz.
Paradoks, görünüşte doğru olan bir ifade veya
ifadeler topluluğunun bir çelişki veya sezgiye
deso karşı bir sonuç yaratmasıdır. Çoğunlukla çelişki-
youn li görünen sonuç veya sonuçlar aslında çelişkili
nodeğildir veya doğru görünen ifadelerin aslında
lan tam olarak doğru olmayan unsurları vardır. Bin-
lerce yıllık geçmişi olan paradokslar insanların
Hökafasını devamlı meşgul etmiştir. Aslında doğ-
meru gibi görünen bir önerme veya fikir, tamamen
aby yanlış olarak çıkar karşımıza. Tam tersi de
ta mümkündür; yıllarca yanlış zannettiğimiz olay-
mesların, fikirlerin, hesaplamaların doğru olduğunu
görmek bizi şaşkınlığa ve hayrete düşürür.
13. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden
hangileri kullanılmıştır?
A) Açıklama - Tanımlama
B) Tartışma - Betimleme
C) Tanımlama - Karşılaştırma
DY Betimleme - Açıklama
E) Tanımlama - Tartışma
Il sinisy (3
14. Bu parçada "paradoks" ile ilgili olarak aşağı-
dakilerden hangisine değinilmemiştir?
(A) Paradoksun, doğru bir ifadeye karşı bir so-
nuç ortaya çıkardığına
B) Doğru gibi görünen bir fikrin tekrar gözden
geçirilmesi gerektiğine
C) Doğru görünen ifadelerin aslında tam doğru
olmayan parçaları olduğuna
D) Paradoksların bizim bildiklerimizi tersine
çevirebileceğine
E) Paradoksların insanoğlunun zihnini her za-
man meşgul ettiğine
Paragrathane
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
13 ve 14. soruları bu parçaya göre çözünüz. Paradoks, görünüşte doğru olan bir ifade veya ifadeler topluluğunun bir çelişki veya sezgiye deso karşı bir sonuç yaratmasıdır. Çoğunlukla çelişki- youn li görünen sonuç veya sonuçlar aslında çelişkili nodeğildir veya doğru görünen ifadelerin aslında lan tam olarak doğru olmayan unsurları vardır. Bin- lerce yıllık geçmişi olan paradokslar insanların Hökafasını devamlı meşgul etmiştir. Aslında doğ- meru gibi görünen bir önerme veya fikir, tamamen aby yanlış olarak çıkar karşımıza. Tam tersi de ta mümkündür; yıllarca yanlış zannettiğimiz olay- mesların, fikirlerin, hesaplamaların doğru olduğunu görmek bizi şaşkınlığa ve hayrete düşürür. 13. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangileri kullanılmıştır? A) Açıklama - Tanımlama B) Tartışma - Betimleme C) Tanımlama - Karşılaştırma DY Betimleme - Açıklama E) Tanımlama - Tartışma Il sinisy (3 14. Bu parçada "paradoks" ile ilgili olarak aşağı- dakilerden hangisine değinilmemiştir? (A) Paradoksun, doğru bir ifadeye karşı bir so- nuç ortaya çıkardığına B) Doğru gibi görünen bir fikrin tekrar gözden geçirilmesi gerektiğine C) Doğru görünen ifadelerin aslında tam doğru olmayan parçaları olduğuna D) Paradoksların bizim bildiklerimizi tersine çevirebileceğine E) Paradoksların insanoğlunun zihnini her za- man meşgul ettiğine Paragrathane
alan apartmana arkadan girerek
=an kişileri polis, dün gece yaka-
başının üstünde, huzurla yaşa-
insanlar, kimseye kötülük yap-
mahalleye yıllar sonra uğrama-
rif edecek bir söz bulamıyordu.
gınla boğuşan Batı'nın, dünyanın
msuzluklara kayıtsız kalmasını
ndığında o gün yaşadıklarının
aşladı ancak olanları tam olarak
hangilerinde ad aktarması
V
E) IV ve
C) I ve III
17. I. O günlerde bir insanın başına gelebilecek en kötü şey
ince hastalığa yakalanmaktı.
II. İki takımın başa baş bir mücadeleye gireceği, sezonun
ilk maçlarında belli olmuştu.
III. Bu adam, büyük şehre gelip ekmek teknesini kurana
kadar pek çok badire atlatmıştı.
IV. Bir gün herkes, fikirlere zincir vurulamayacağını anlayıp
daha hoşgörülü olacak.
V. Yükte hafif, pahada ağır ne varsa yanına aldı ve buralara
bir daha gelmemeye karar verdi.
Numaralanmış cümlelerde aşağıdakilerden hangisinin
bir örneği yoktur?
İkileme
Somutlama
to bilgive cok
54
TÜRKÇE 4 TÜRKÇE
Dolaylama
uzafra
B) Zıt anlamlı sözcükler
Güzel adlandırma
some engellid
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
alan apartmana arkadan girerek =an kişileri polis, dün gece yaka- başının üstünde, huzurla yaşa- insanlar, kimseye kötülük yap- mahalleye yıllar sonra uğrama- rif edecek bir söz bulamıyordu. gınla boğuşan Batı'nın, dünyanın msuzluklara kayıtsız kalmasını ndığında o gün yaşadıklarının aşladı ancak olanları tam olarak hangilerinde ad aktarması V E) IV ve C) I ve III 17. I. O günlerde bir insanın başına gelebilecek en kötü şey ince hastalığa yakalanmaktı. II. İki takımın başa baş bir mücadeleye gireceği, sezonun ilk maçlarında belli olmuştu. III. Bu adam, büyük şehre gelip ekmek teknesini kurana kadar pek çok badire atlatmıştı. IV. Bir gün herkes, fikirlere zincir vurulamayacağını anlayıp daha hoşgörülü olacak. V. Yükte hafif, pahada ağır ne varsa yanına aldı ve buralara bir daha gelmemeye karar verdi. Numaralanmış cümlelerde aşağıdakilerden hangisinin bir örneği yoktur? İkileme Somutlama to bilgive cok 54 TÜRKÇE 4 TÜRKÇE Dolaylama uzafra B) Zıt anlamlı sözcükler Güzel adlandırma some engellid
Sanatı bir yansıtma olarak yorumlayanlara göre edebiyat,
dünyaya tutulmuş bir aynadır; toplumu, gerçekliği yansıtır.
Dolayısıyla da insanı, yaşamı açıklar. Yansıtma kuramını
benimseyen kimi düşünürlerse bunu yeterli bulmaz, edebi-
yatın eğitici bir nitelik taşıması gerektiğini öne sürerler. On-
lara göre edebiyat yapıtı gerçekliği yansıtmakla yetinmeme-
li, toplumsal ya da siyasal açıdan insanları eğitmeli, bilinç
lendirmelidir. Bu görüşlere bağlı olarak bir edebiyat yapıtının
değerlendirilmesinde iki ölçüt geçerlidir: Gerçekliğin yansıtı-
lışındaki başarı ve okur ya da toplum üzerindeki etkinin ni
teliği. Anlatımcılar ise sanatçının duygularını dile getirmesi-
nin, aktarmasının önemli olduğunu öne sürerler. Burada da
okuru eğitme söz konusudur ama bu duygusal bir eğitmedir.
Böyle olunca anlatım ve aktarım ile aktarılan duygunun ah-
laki açıdan değeri ölçüt olarak kullanılmaktadır.
Bu parçadan hareketle,
A
I. Anlatımcı anlayışa göre yapıta sanatçının hislerinin
yansıtılması gerektiği,
II. Yansıtma anlayışının temelinde olanı olduğu gibi ifa-
lebi de edilmesi gerektiği,
Meme III. Anlatımcı anlayışının temelinde okuru eğitmek olma-
sitten puncdığı evib nuel
yargılarından hangilerine ulaşılamaz?
A) Yalnız
B) Ive II
B) Yalnız II
C) Yalnız III
E) II ve III
2. Her
fark
der
ruh
ma
gü
lim
-
ta
4
SI
ac
Ō
O
g
E
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
Sanatı bir yansıtma olarak yorumlayanlara göre edebiyat, dünyaya tutulmuş bir aynadır; toplumu, gerçekliği yansıtır. Dolayısıyla da insanı, yaşamı açıklar. Yansıtma kuramını benimseyen kimi düşünürlerse bunu yeterli bulmaz, edebi- yatın eğitici bir nitelik taşıması gerektiğini öne sürerler. On- lara göre edebiyat yapıtı gerçekliği yansıtmakla yetinmeme- li, toplumsal ya da siyasal açıdan insanları eğitmeli, bilinç lendirmelidir. Bu görüşlere bağlı olarak bir edebiyat yapıtının değerlendirilmesinde iki ölçüt geçerlidir: Gerçekliğin yansıtı- lışındaki başarı ve okur ya da toplum üzerindeki etkinin ni teliği. Anlatımcılar ise sanatçının duygularını dile getirmesi- nin, aktarmasının önemli olduğunu öne sürerler. Burada da okuru eğitme söz konusudur ama bu duygusal bir eğitmedir. Böyle olunca anlatım ve aktarım ile aktarılan duygunun ah- laki açıdan değeri ölçüt olarak kullanılmaktadır. Bu parçadan hareketle, A I. Anlatımcı anlayışa göre yapıta sanatçının hislerinin yansıtılması gerektiği, II. Yansıtma anlayışının temelinde olanı olduğu gibi ifa- lebi de edilmesi gerektiği, Meme III. Anlatımcı anlayışının temelinde okuru eğitmek olma- sitten puncdığı evib nuel yargılarından hangilerine ulaşılamaz? A) Yalnız B) Ive II B) Yalnız II C) Yalnız III E) II ve III 2. Her fark der ruh ma gü lim - ta 4 SI ac Ō O g E
31
4.
parçada aşağıdaki anlatım biçimlerinden
hangisi kullanılmıştır?
A) Açıklama
C) Betimleme
E) Öyküleme
Belki Milli Mücadele yıllarının bıraktığı bir tesir-
dir, belki doğrudan doğruya çelik zırhlarını giy-
miş ortada dolaşan bir eski zaman silâhşoruna
benzeyen kalesinin bir telkinidir; Ankara, bana
daima dasitani ve muharip göründü. Şurası var
ki şehrin vaziyeti de buna müsaittir. Daha uzak-
tan gözümüze çarpan şey, iki yassı tepenin ara-
sındaki geçidiyle tabiî bir istihkâm manzarasıdır.
Bu his şehrin etrafında ve ona hâkim tepelerin-
den bakarken pek küçük farklarla ancak değişir.
Çankaya sırtları, Çiftlik, Baraj yollan, Etlik, Keçiö-
ren bağları velhasıl nereden bakarsanız bakınız,
cam gibi keskin bir ışık altında bu kaleyi, bütün
arazi terkiplerini kendisinde topladığı ufka hep
aynı sükûnetle hâkim görürsünüz. Bazen geniş
sağrısını rüzgâra vermiş bir harp gemisi gibi, za-
man ve hâdiselerin denizinde çevik ve kudretli
yüzer, bazen bir iç kale, bütün ümitlerin kendisin-
de toplandığı son sığınak olur, bazen bir kartal
yuvası gibi erişilmesi imkânsız yükselir.
Bu parçada aşağıdaki anlatım biçimlerinden
hangisi kullanılmıştır?
ALAçıklama
Betimleme
B) Benzetme
D) Tartışma
E) Tartışma
B) Benzetme
DY Öyküleme
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
31 4. parçada aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangisi kullanılmıştır? A) Açıklama C) Betimleme E) Öyküleme Belki Milli Mücadele yıllarının bıraktığı bir tesir- dir, belki doğrudan doğruya çelik zırhlarını giy- miş ortada dolaşan bir eski zaman silâhşoruna benzeyen kalesinin bir telkinidir; Ankara, bana daima dasitani ve muharip göründü. Şurası var ki şehrin vaziyeti de buna müsaittir. Daha uzak- tan gözümüze çarpan şey, iki yassı tepenin ara- sındaki geçidiyle tabiî bir istihkâm manzarasıdır. Bu his şehrin etrafında ve ona hâkim tepelerin- den bakarken pek küçük farklarla ancak değişir. Çankaya sırtları, Çiftlik, Baraj yollan, Etlik, Keçiö- ren bağları velhasıl nereden bakarsanız bakınız, cam gibi keskin bir ışık altında bu kaleyi, bütün arazi terkiplerini kendisinde topladığı ufka hep aynı sükûnetle hâkim görürsünüz. Bazen geniş sağrısını rüzgâra vermiş bir harp gemisi gibi, za- man ve hâdiselerin denizinde çevik ve kudretli yüzer, bazen bir iç kale, bütün ümitlerin kendisin- de toplandığı son sığınak olur, bazen bir kartal yuvası gibi erişilmesi imkânsız yükselir. Bu parçada aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangisi kullanılmıştır? ALAçıklama Betimleme B) Benzetme D) Tartışma E) Tartışma B) Benzetme DY Öyküleme
itap
7.₁
71
Sini
ek
dar
k
PALME
YAYINEVİ
12. I. Ancak farklı türler üzerinde çalışan bazı
5
2
L
araştırmacılar, taç utangaçlığı gösteren ağaçların uç
bölümlerindeki büyümeyi çarpışmalar yaşanmadan
önce durdurabildiklerini düşünüyor.
II. Bu konuda çokça dile getirilen bir hipoteze göre;
ağaçlar arasındaki düzenli boşluklar, rüzgârlı
havalarda savrulan dal ve yaprakların çarpışmalar
sonucu zarar görerek düşmesiyle oluşuyor.
III. Çam, okaliptüs ve mangrov gibi bazı ağaç
türlerinde; üst dalların bulunduğu tepe tacı adlı
bölgeler, komşularıyla olan sınırlarında kanal
benzeri boşluklar oluşturur.
3
IV. Buna taç utangaçlığı denir. Aynı türe ait ağaçlar
arasında daha yaygın gözlemlenen bu durumun
neden oluştuğu hakkında öne çıkan birkaç hipotez
bulunuyor.
4
V. Aynı çalışmada, bol rüzgâr alan ormanlarda
yetişen ve büyümüş olanları birbirine yakın
yüksekliğe sahip, uzun ve ince gövdeli ağaçların taç
utangaçlığına daha yatkın oldukları da bildirildi.
Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün
oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan
üçüncü olur?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
itap 7.₁ 71 Sini ek dar k PALME YAYINEVİ 12. I. Ancak farklı türler üzerinde çalışan bazı 5 2 L araştırmacılar, taç utangaçlığı gösteren ağaçların uç bölümlerindeki büyümeyi çarpışmalar yaşanmadan önce durdurabildiklerini düşünüyor. II. Bu konuda çokça dile getirilen bir hipoteze göre; ağaçlar arasındaki düzenli boşluklar, rüzgârlı havalarda savrulan dal ve yaprakların çarpışmalar sonucu zarar görerek düşmesiyle oluşuyor. III. Çam, okaliptüs ve mangrov gibi bazı ağaç türlerinde; üst dalların bulunduğu tepe tacı adlı bölgeler, komşularıyla olan sınırlarında kanal benzeri boşluklar oluşturur. 3 IV. Buna taç utangaçlığı denir. Aynı türe ait ağaçlar arasında daha yaygın gözlemlenen bu durumun neden oluştuğu hakkında öne çıkan birkaç hipotez bulunuyor. 4 V. Aynı çalışmada, bol rüzgâr alan ormanlarda yetişen ve büyümüş olanları birbirine yakın yüksekliğe sahip, uzun ve ince gövdeli ağaçların taç utangaçlığına daha yatkın oldukları da bildirildi. Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? A) I B) II C) III D) IV E) V Diğer sayfaya geçiniz.
Aşağıdakilerden hangisi, olay çevresinde gelişen
metinlerin özelliklerinden biri değildir?
A) Temanın kişi, yer ve zaman ögelerine bağlanarak
anlatıldığı metinlerdir.
B) Gerçek dünyadan esinlenerek oluşturulmuş kurma-
ca metinlerdir.
C) Roman, hikâye, tiyatro olay çevresinde gelişen an-
latmaya bağlı metin türleridir.
D) Olay çevresinde gelişen metinlerin yapısı; zaman,
mekan, kişi, olay örgüsü gibi unsurlardan oluşur.
E) Bu metinlerde okur, kurmaca bir dünya içinde yaşar.
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
Aşağıdakilerden hangisi, olay çevresinde gelişen metinlerin özelliklerinden biri değildir? A) Temanın kişi, yer ve zaman ögelerine bağlanarak anlatıldığı metinlerdir. B) Gerçek dünyadan esinlenerek oluşturulmuş kurma- ca metinlerdir. C) Roman, hikâye, tiyatro olay çevresinde gelişen an- latmaya bağlı metin türleridir. D) Olay çevresinde gelişen metinlerin yapısı; zaman, mekan, kişi, olay örgüsü gibi unsurlardan oluşur. E) Bu metinlerde okur, kurmaca bir dünya içinde yaşar.
7- Aşağıdaki paragraflarda düşünceyi geliştirme yollarından hangisine başvurulmuştur?
a- Arı, on binlerce yıldır aynı işi en kusursuz biçimde yapar: Düzgün, geometrik ölçülerle peteğini örer ve
topladığı bin bir çiçek tozundan, bir kimya laboratuvarının imbiklerinden daha üstün biçimde balını
süzer. Oysa insanoğlu uğraştığı on binlerce işi binlerce yıldır giderek geliştirmekte ve hâlâ en
kusursuza ulaşmaya çalışmaktadır, işte insan budur.
b- "Vatan, bir halkın üzerinde yaşadığı, kültürünü oluşturduğu toprak parçası demektir. Diğer bir ifade ile
sevinçte ve tasada aynı duyguları paylaşan ve kaderleri ortak olan insanların birlikte yaşam sürdükleri
toprak parçasıdır. Vatan, atalarımızın kanları ile kazanıp kanları pahasına savundukları toprak
demektir. Vatan, bir ulusun bireylerinin barındığı kara parçasıdır."
C-
"Andre Gide bir yazısında şöyle der: "Sanatçının konusu insandır. Bir insanın yaşamı o insanın
düşlerinin de kaynağıdır." Bu söze katılıyorum. Çünkü yaşananlarla düşler iç içedir. Sanatçı, yazar
ozan da insan yaşamını, insan düşlerini bir yapıtta gerçeğe dönüştürendir. Başkasına, geleceğe
bakandır. Kendi yaşadıklarına, düşlerine herkesi ortak edendir."
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
7- Aşağıdaki paragraflarda düşünceyi geliştirme yollarından hangisine başvurulmuştur? a- Arı, on binlerce yıldır aynı işi en kusursuz biçimde yapar: Düzgün, geometrik ölçülerle peteğini örer ve topladığı bin bir çiçek tozundan, bir kimya laboratuvarının imbiklerinden daha üstün biçimde balını süzer. Oysa insanoğlu uğraştığı on binlerce işi binlerce yıldır giderek geliştirmekte ve hâlâ en kusursuza ulaşmaya çalışmaktadır, işte insan budur. b- "Vatan, bir halkın üzerinde yaşadığı, kültürünü oluşturduğu toprak parçası demektir. Diğer bir ifade ile sevinçte ve tasada aynı duyguları paylaşan ve kaderleri ortak olan insanların birlikte yaşam sürdükleri toprak parçasıdır. Vatan, atalarımızın kanları ile kazanıp kanları pahasına savundukları toprak demektir. Vatan, bir ulusun bireylerinin barındığı kara parçasıdır." C- "Andre Gide bir yazısında şöyle der: "Sanatçının konusu insandır. Bir insanın yaşamı o insanın düşlerinin de kaynağıdır." Bu söze katılıyorum. Çünkü yaşananlarla düşler iç içedir. Sanatçı, yazar ozan da insan yaşamını, insan düşlerini bir yapıtta gerçeğe dönüştürendir. Başkasına, geleceğe bakandır. Kendi yaşadıklarına, düşlerine herkesi ortak edendir."
11.
Edebiyat, insanı insana insanla anlatma sanatıdır.
Edebiyat, etkileyicidir ve yalnızca insanın vicda-
nina seslenir. Bir çocuğa İkinci Dünya Savaşı'nı ne
kadar anlatırsanız anlatın John Boyne'ün Çizgili Pi- a
jamalı Çocuk yapıtı kadar etki edemezsiniz. Edebi-
yat, didaktik olmaktan uzaktır ve yalnızca bir yaşam
gerçekliği sunar. Okur da bu yaşam gerçekliğini
okuyarak bir hayat deneyimler. Bu deneyimler onun
kendi yaşamında karşılaştığı sorunları çözmesinde
yardımcı olur. Kitap okumak, sorun çözmenin ya-
nında sözcük varlığımızı genişlettiği için düşünme
becerimizi de geliştirir. W. V. Humbold'un dediği
üzere insan, dili kadar düşünebilir. Bu bakımdan
eğitim kurumlarında çocukların dilin incelikli örnek-
lerini sunan nitelikli yazınsal metinlerle karşılaştırıl-
ması gerekmektir.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangi-
sinde verilenlerden yararlanılmıştır?
A) (Örneklendirme -tanık gösterme
PYAçıklama - öyküleme
Tartışma - karşılaştırma
Betimleme - örnekleme
E) Öyküleme - tanımlama
Boş
A-E
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
11. Edebiyat, insanı insana insanla anlatma sanatıdır. Edebiyat, etkileyicidir ve yalnızca insanın vicda- nina seslenir. Bir çocuğa İkinci Dünya Savaşı'nı ne kadar anlatırsanız anlatın John Boyne'ün Çizgili Pi- a jamalı Çocuk yapıtı kadar etki edemezsiniz. Edebi- yat, didaktik olmaktan uzaktır ve yalnızca bir yaşam gerçekliği sunar. Okur da bu yaşam gerçekliğini okuyarak bir hayat deneyimler. Bu deneyimler onun kendi yaşamında karşılaştığı sorunları çözmesinde yardımcı olur. Kitap okumak, sorun çözmenin ya- nında sözcük varlığımızı genişlettiği için düşünme becerimizi de geliştirir. W. V. Humbold'un dediği üzere insan, dili kadar düşünebilir. Bu bakımdan eğitim kurumlarında çocukların dilin incelikli örnek- lerini sunan nitelikli yazınsal metinlerle karşılaştırıl- ması gerekmektir. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangi- sinde verilenlerden yararlanılmıştır? A) (Örneklendirme -tanık gösterme PYAçıklama - öyküleme Tartışma - karşılaştırma Betimleme - örnekleme E) Öyküleme - tanımlama Boş A-E
ak mimarlık haritaları
lası adını verdiği
yi sorgulamak üzere
diyet Atlası projesi,
anakları üzerinden
bu bağlamda da bir
amanın aidiyet
missinin izlerini
şisel bilginizi talep
er) ve kendinizi ait
ini yapmayı
ve alternatif
raya getirerek
atlası oluşturmayı
erde Aidiyet
ngisi söylenemez?
Eisine yönelik
araçlardan
niş çaplı
mıştır.
sme tekniğiyle ilgili
n, geniş kurgulu
2
8.
• Soframızda herhangi bir tuz türünü kullanmamızın
bir sakıncası var mıdır?
• Tuz, günümüzde olması gereken miktarda
tüketilmekte midir?
• Yetersiz tuz tüketimi sağlık açısından risk
oluşturmakta midir?
Aşırı tuz tüketiminin sağlık üzerinde ne gibi etkileri
bulunmaktadır?
Aşağıdaki araştırma sonuçlarından hangisi bu
sorulardan herhangi biriyle ilişkili değildir?
A) Aşırı tuz tüketimi ile hipertansiyon, kanser, obezite,
böbrek hastalıkları, katarakt ve diğer hastalıklar
arasında ilişki olduğu saptanmıştır:
Japonya'da yapılan bir araştırmada, özellikle tuz
içeren besinleri tüketmeyi alışkanlık hâline getiren
kardiyoloji hastalarının diyetisyen desteği ile bu
besinlerden geçici olarak uzak durabildikleri, bir
süre sonra tekrar eski alışkanlıklarına geri
döndükleri tespit edilmiştir.
C) Dünyanın birçok ülkesinde tuz tüketiminin
incelendiği çalışmalarda, tuzun önerilenin üzerinde
olduğu, kent ve kırsal kesim fark etmeksizin tuz
tüketiminin 7-42 g/gün arasında değiştiği ortaya
konmuştur.
D) Tuzun miktarı kadar çeşidinin de önemli olduğu,
bilinçsiz tuz tüketiminin sağlık üzerine zararlı
etkilerinin olacağı ileri sürülmektedir.
E) Yetersiz tuz tüketimi ile kalp ve damar hastalıkları
arasındaki ilişkinin değerlendirildiği çalışmalarda, en
düşük ve en yüksek risklerin sırasıyla günlük 3-5 g
ve 0,5-3 g tuz tüketimi ile oluştuğu rapor edilmiştir.
Diğer sayfaya geçiniz.
22231221
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
ak mimarlık haritaları lası adını verdiği yi sorgulamak üzere diyet Atlası projesi, anakları üzerinden bu bağlamda da bir amanın aidiyet missinin izlerini şisel bilginizi talep er) ve kendinizi ait ini yapmayı ve alternatif raya getirerek atlası oluşturmayı erde Aidiyet ngisi söylenemez? Eisine yönelik araçlardan niş çaplı mıştır. sme tekniğiyle ilgili n, geniş kurgulu 2 8. • Soframızda herhangi bir tuz türünü kullanmamızın bir sakıncası var mıdır? • Tuz, günümüzde olması gereken miktarda tüketilmekte midir? • Yetersiz tuz tüketimi sağlık açısından risk oluşturmakta midir? Aşırı tuz tüketiminin sağlık üzerinde ne gibi etkileri bulunmaktadır? Aşağıdaki araştırma sonuçlarından hangisi bu sorulardan herhangi biriyle ilişkili değildir? A) Aşırı tuz tüketimi ile hipertansiyon, kanser, obezite, böbrek hastalıkları, katarakt ve diğer hastalıklar arasında ilişki olduğu saptanmıştır: Japonya'da yapılan bir araştırmada, özellikle tuz içeren besinleri tüketmeyi alışkanlık hâline getiren kardiyoloji hastalarının diyetisyen desteği ile bu besinlerden geçici olarak uzak durabildikleri, bir süre sonra tekrar eski alışkanlıklarına geri döndükleri tespit edilmiştir. C) Dünyanın birçok ülkesinde tuz tüketiminin incelendiği çalışmalarda, tuzun önerilenin üzerinde olduğu, kent ve kırsal kesim fark etmeksizin tuz tüketiminin 7-42 g/gün arasında değiştiği ortaya konmuştur. D) Tuzun miktarı kadar çeşidinin de önemli olduğu, bilinçsiz tuz tüketiminin sağlık üzerine zararlı etkilerinin olacağı ileri sürülmektedir. E) Yetersiz tuz tüketimi ile kalp ve damar hastalıkları arasındaki ilişkinin değerlendirildiği çalışmalarda, en düşük ve en yüksek risklerin sırasıyla günlük 3-5 g ve 0,5-3 g tuz tüketimi ile oluştuğu rapor edilmiştir. Diğer sayfaya geçiniz. 22231221
10. Bugün popüler olmakla eleştirdiğimiz pek çok yazar
arasında, geçmişte çok kaliteli eserler vermiş olanlar
var. Görünür olma balı ağzına çalınınca kişinin, bura
direnmesi kolay değil zannımca. Popülerlik tanımım
sadece, eserin çok sayıda kişiye hitap etmesiyle igi
olmadığını düşünüyorum. Popülerlik, kitle zekâsına
ve kültürüne hitap etmekle ilişkili bir tanım. "Nicel
ten çok "kitle" kavramıyla ilgili.
Bu parçada geçen altı çizili sözle anlatılmak iste
new aşağıdakilerden hangisidir?
A) Karşı koyamayacağı istekler yaşama
B) Herkes tarafından tanınır hâle gelme
C) Somutlayıcı bir anlatımı tercih etme
D) Kendini farklı arayışlar içinde bulma
E) Hareketli, zengin bir yaşam sürme
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
10. Bugün popüler olmakla eleştirdiğimiz pek çok yazar arasında, geçmişte çok kaliteli eserler vermiş olanlar var. Görünür olma balı ağzına çalınınca kişinin, bura direnmesi kolay değil zannımca. Popülerlik tanımım sadece, eserin çok sayıda kişiye hitap etmesiyle igi olmadığını düşünüyorum. Popülerlik, kitle zekâsına ve kültürüne hitap etmekle ilişkili bir tanım. "Nicel ten çok "kitle" kavramıyla ilgili. Bu parçada geçen altı çizili sözle anlatılmak iste new aşağıdakilerden hangisidir? A) Karşı koyamayacağı istekler yaşama B) Herkes tarafından tanınır hâle gelme C) Somutlayıcı bir anlatımı tercih etme D) Kendini farklı arayışlar içinde bulma E) Hareketli, zengin bir yaşam sürme
rılan kısmına işaretleyiniz.
2. Edebiyatla bilim arasında çeşitli düzeylerde ilişki söz ko-
nusudur. Bu ilişkinin temel nedenleri, edebiyatın insana ait
hiçbir şeye kayıtsız kalmaması ve dilin hem edebiyatın hem
de bilimin ortak ögesi olmasıdır. Edebî bir metinde yazar, te-
mel konusu olan insanı anlatırken psikoloji, sosyoloji, tarih,
coğrafya gibi sosyal bilimlerden yararlandığı gibi deneysel
bilimlerden de yararlanabilir.
Buna göre aşağıda verilen edebî metinlerin hangisinde
farklı bir bilimden yararlanılmıştır?
A) Kendi kendime, yatağımda uzun zaman düşündüm.
"Hayri İrdal, dedim, çok şey gördün geçirdin. Yaşın an-
cak altmış olduğu hâlde birkaç insanın ömrünü birden
yaşadın. Sefaletin, bir köşeye atılmış olmanın her türlü
acısını tattın. İkbalin merdivenlerinden çevik çıktın. Hiç-
bir zaman ve hiçbir kuvvetin halledemeyeceği mesele-
lerin halloldu. Bütün bunlar hep onun, Halit Ayarcı'nın
sayesinde oldu."
B) İçte çırpınan küçük kız yüreği: Onu tanımıyorum, hayır ta-
niyorum onu. Şimdi kaç yaşında, nerede bilemiyorum ama
tanıyorum! Bana yanıldığımı söylemeyin öğretmenim, ya-
nılmış olmak istemiyorum. Tenimden içeri, hiçbir yanımı
dağıtıp yırtmadan sızabilecek kimse o, bilmelisiniz!
C) Adamın bakışında küçük bir değişim. Suyun, denizkes-
tanesi üstünde salınışı; kabuktaki gelgitlerin nereye ait
olduğunun belirsizliği. Suya mı, kendisine mi? Bu belir-
sizlik canını mı sıkıyor, tedirgin mi ediyor? Değil galiba.
Yoksa toplanıp masadan kalkmak, sokağa çıkmak aklı-
na bile gelmezken -gelmediği için- sevinçli mi?
D) Efendi'mizin mübarek katında, hayırlı perşembeyi hayır-
li cumaya bağlayan gece, bir düş gördüm. Şeyh Edebâli
Efendimizin mübarek kucaklarından bir ay doğdu, paril-
tısı karanlığı çalkadı çıktı, yükseldi, orak biçimindeyken
dola dola sini değirmisine döndü. Dünyayı nura boğdu.
Öyle ki gözler kamaşıp bakmaya güç yetesi kalmadı.
Baktım ki sizin Osman Bey'iniz de iki dizi üstünde sağ
yanındadır ve de tespihe girmiştir.
E) Değneğini eline alıp hâlâ uyumakta olan koyunları uyan-
dırmaya başladı. Hayvanların çoğunun tıpkı kendisi gibi
uykudan hemen sıyrılıp uyandıklarını fark etti. Sanki gi-
zemli bir güç, iki yıldır, yiyecek ve su peşinde kendisiyle
birlikte bütün ülkeyi dolaşıp duran koyunların yaşamına
bağlamıştı yaşamını. "Bana öylesine alıştılar ki saat dü-
zenimi biliyorlar." dedi kendi kendine. "Bir an daldıktan
sonra, tersi de olabilir." diye düşündü. Hayvanların saat
düzenine belki de kendisi alışmıştı.
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
rılan kısmına işaretleyiniz. 2. Edebiyatla bilim arasında çeşitli düzeylerde ilişki söz ko- nusudur. Bu ilişkinin temel nedenleri, edebiyatın insana ait hiçbir şeye kayıtsız kalmaması ve dilin hem edebiyatın hem de bilimin ortak ögesi olmasıdır. Edebî bir metinde yazar, te- mel konusu olan insanı anlatırken psikoloji, sosyoloji, tarih, coğrafya gibi sosyal bilimlerden yararlandığı gibi deneysel bilimlerden de yararlanabilir. Buna göre aşağıda verilen edebî metinlerin hangisinde farklı bir bilimden yararlanılmıştır? A) Kendi kendime, yatağımda uzun zaman düşündüm. "Hayri İrdal, dedim, çok şey gördün geçirdin. Yaşın an- cak altmış olduğu hâlde birkaç insanın ömrünü birden yaşadın. Sefaletin, bir köşeye atılmış olmanın her türlü acısını tattın. İkbalin merdivenlerinden çevik çıktın. Hiç- bir zaman ve hiçbir kuvvetin halledemeyeceği mesele- lerin halloldu. Bütün bunlar hep onun, Halit Ayarcı'nın sayesinde oldu." B) İçte çırpınan küçük kız yüreği: Onu tanımıyorum, hayır ta- niyorum onu. Şimdi kaç yaşında, nerede bilemiyorum ama tanıyorum! Bana yanıldığımı söylemeyin öğretmenim, ya- nılmış olmak istemiyorum. Tenimden içeri, hiçbir yanımı dağıtıp yırtmadan sızabilecek kimse o, bilmelisiniz! C) Adamın bakışında küçük bir değişim. Suyun, denizkes- tanesi üstünde salınışı; kabuktaki gelgitlerin nereye ait olduğunun belirsizliği. Suya mı, kendisine mi? Bu belir- sizlik canını mı sıkıyor, tedirgin mi ediyor? Değil galiba. Yoksa toplanıp masadan kalkmak, sokağa çıkmak aklı- na bile gelmezken -gelmediği için- sevinçli mi? D) Efendi'mizin mübarek katında, hayırlı perşembeyi hayır- li cumaya bağlayan gece, bir düş gördüm. Şeyh Edebâli Efendimizin mübarek kucaklarından bir ay doğdu, paril- tısı karanlığı çalkadı çıktı, yükseldi, orak biçimindeyken dola dola sini değirmisine döndü. Dünyayı nura boğdu. Öyle ki gözler kamaşıp bakmaya güç yetesi kalmadı. Baktım ki sizin Osman Bey'iniz de iki dizi üstünde sağ yanındadır ve de tespihe girmiştir. E) Değneğini eline alıp hâlâ uyumakta olan koyunları uyan- dırmaya başladı. Hayvanların çoğunun tıpkı kendisi gibi uykudan hemen sıyrılıp uyandıklarını fark etti. Sanki gi- zemli bir güç, iki yıldır, yiyecek ve su peşinde kendisiyle birlikte bütün ülkeyi dolaşıp duran koyunların yaşamına bağlamıştı yaşamını. "Bana öylesine alıştılar ki saat dü- zenimi biliyorlar." dedi kendi kendine. "Bir an daldıktan sonra, tersi de olabilir." diye düşündü. Hayvanların saat düzenine belki de kendisi alışmıştı.