Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Düşünceyi Geliştirme Yolları Soruları

22231231
kitap olarak da yayma
12. (1) Edebiyat ödülleri, ister ulusal olsun ister uluslarara-
Si, daima tartışmalarla örülü bir ağın içindedir. (II) Çün-
kü roman, öykü, şiir, kurmaca hatta edebiyatın ta ken-
disi dahi yüzde yüz objektif bir bakış açısıyla değer-
lendirilecek şeyler değil. (III) Tabii bir de okurun varlığı
işin içine girince seyredin cümbüşü. (IV) Fakat yine okur
olarak bizler, ödül alan yazarlara ve eserlere şöyle bir
dönüp bakarız. (V) Olumlu ya da olumsuz anlamda da
olsa bir önyargıyla okuruz bu yazar ve eserleri.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde
yazım yanlışı vardır?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
15.
3
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
22231231 kitap olarak da yayma 12. (1) Edebiyat ödülleri, ister ulusal olsun ister uluslarara- Si, daima tartışmalarla örülü bir ağın içindedir. (II) Çün- kü roman, öykü, şiir, kurmaca hatta edebiyatın ta ken- disi dahi yüzde yüz objektif bir bakış açısıyla değer- lendirilecek şeyler değil. (III) Tabii bir de okurun varlığı işin içine girince seyredin cümbüşü. (IV) Fakat yine okur olarak bizler, ödül alan yazarlara ve eserlere şöyle bir dönüp bakarız. (V) Olumlu ya da olumsuz anlamda da olsa bir önyargıyla okuruz bu yazar ve eserleri. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde yazım yanlışı vardır? A) I B) II C) III D) IV E) V 15. 3
8. "Ali bütün gün zevkle, hırsla, iştiyakla çalışacak. Fakat arkadaşlarından üstün görünmek iste-
meden. Onun için dürüst, gösterişsiz işleyecek. Yoksa işinin fiyakasını da severdi. İşinin dala-
veresini, numarasını da öğretmişti. Kendi kadar usta ve becerikli olanlardan daha üstün gö-
rünmenin esrarı çeviklikte, acelede, aşağı yukarı sporda, yani gençlikteydi.
Akşama, arkadaşlarına yeni bir dost, yeni bir kafadar, ustalarına sağlam bir işçi kazandırdığı-
na emin ve memnun evine döndü."
Bu metinde, anlatıcının Ali'yi dürüst olarak nitelendirmesi, bu kavram anilinca akla gelen aşa-
ğıdaki değerlerden hangisi ile daha çok ilgilidir? Metinden hareketle açıklayınız.
Açık ve anlaşılır olma
Doğru sözlü olma
Sözünde durma
Dürüstlük
Etik davranma
Güvenilir olma
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
8. "Ali bütün gün zevkle, hırsla, iştiyakla çalışacak. Fakat arkadaşlarından üstün görünmek iste- meden. Onun için dürüst, gösterişsiz işleyecek. Yoksa işinin fiyakasını da severdi. İşinin dala- veresini, numarasını da öğretmişti. Kendi kadar usta ve becerikli olanlardan daha üstün gö- rünmenin esrarı çeviklikte, acelede, aşağı yukarı sporda, yani gençlikteydi. Akşama, arkadaşlarına yeni bir dost, yeni bir kafadar, ustalarına sağlam bir işçi kazandırdığı- na emin ve memnun evine döndü." Bu metinde, anlatıcının Ali'yi dürüst olarak nitelendirmesi, bu kavram anilinca akla gelen aşa- ğıdaki değerlerden hangisi ile daha çok ilgilidir? Metinden hareketle açıklayınız. Açık ve anlaşılır olma Doğru sözlü olma Sözünde durma Dürüstlük Etik davranma Güvenilir olma
A
Türkçe
13. Komedi üzerine yazanlar () komikliğe genellikle bir
unutma isteğinin eşlik ettiğini söyler () insan unutmak
için dalga geçer () geçmişin yükünden kurtulmak için
alay eder () der. Öyleyse komedi () o zamana kadar
belli bir mesafeden bakılan, insanda korku uyandıran
büyülü nesneyi sıradanlaştırmak, geçici bir özgürlük
alanı yaratmak demektir.
A) (.) (;) () () ()
C) (.) (.) (.) (.) (;)
Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdaki nokta-
lama işaretlerinden hangisi sırasıyla getirilmelidir?
E) () () () () ()
B) () () () () ()
D) () () () () ()
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
A Türkçe 13. Komedi üzerine yazanlar () komikliğe genellikle bir unutma isteğinin eşlik ettiğini söyler () insan unutmak için dalga geçer () geçmişin yükünden kurtulmak için alay eder () der. Öyleyse komedi () o zamana kadar belli bir mesafeden bakılan, insanda korku uyandıran büyülü nesneyi sıradanlaştırmak, geçici bir özgürlük alanı yaratmak demektir. A) (.) (;) () () () C) (.) (.) (.) (.) (;) Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdaki nokta- lama işaretlerinden hangisi sırasıyla getirilmelidir? E) () () () () () B) () () () () () D) () () () () ()
Samsun'un bütün inişleri Karadeniz'e doğrudur. Her şehir gibi
onun da kendine has aroması vardır, mesela sokakları deniz
ve rutubet kokar. Kokular karışıp belleği uyandırır. Birden, do-
ğup büyüdüğüm bu yerde kışları apartmanların karalahana
koktuğunu hatırlıyorum, ilkokul çocuklarının da ellerinin hamsi
koktuğunu. Bunlara bütün mahallelere yayılmış pide fırınları-
nın kokusu ekleniyor. Damakları bu incecik ve uzun gevreklerin
tadına alışmış Samsunlular, başka yörelerdekilere burun kıvını-
yor.
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söyle-
nemez?
A) Karşılaştırmaya başvurulmuştur.
B) Farklı duyulara ait ayrıntılara yer verilmiştir.
Kişileştirmeye başvurulmuştur.
Öyküleyici anlatımdan yararlanılmıştır.
Anlatılanlar örneklerle kanıtlanmıştır.
18
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
Samsun'un bütün inişleri Karadeniz'e doğrudur. Her şehir gibi onun da kendine has aroması vardır, mesela sokakları deniz ve rutubet kokar. Kokular karışıp belleği uyandırır. Birden, do- ğup büyüdüğüm bu yerde kışları apartmanların karalahana koktuğunu hatırlıyorum, ilkokul çocuklarının da ellerinin hamsi koktuğunu. Bunlara bütün mahallelere yayılmış pide fırınları- nın kokusu ekleniyor. Damakları bu incecik ve uzun gevreklerin tadına alışmış Samsunlular, başka yörelerdekilere burun kıvını- yor. Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söyle- nemez? A) Karşılaştırmaya başvurulmuştur. B) Farklı duyulara ait ayrıntılara yer verilmiştir. Kişileştirmeye başvurulmuştur. Öyküleyici anlatımdan yararlanılmıştır. Anlatılanlar örneklerle kanıtlanmıştır. 18
O
4. Samsun'un bütün inişleri Karadeniz'e doğrudur. Her şehir gibi
onun da kendine has aroması vardır, mesela sokakları deniz
ve rutubet kokar. Kokular karışıp betteği uyandırır. Birden, do-
gup büyüdüğüm bu yerde kışları apartmanların karalahana
koktuğunu hatırlıyorum. ilkokul çocuklarının da ellerinin hamsi
koktuğunu. Bunlara bütün mahallelere yayılmış pide fırınları-
nın kokusu ekleniyor. Damakları bu incecik ve uzun gevreklerin
tadına alışmış Samsunlular, başka yörelerdekilere burun kivini-
yor.
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söyle-
nemez?
A) Karşılaştırmaya başvurulmuştur.
B) Farklı duyulara ait ayrıntılara yer verilmiştir.
Kişileştirmeye başvurulmuştur.
DÖyküleyici anlatımdan yararlanılmıştır.
Ⓒ
Anlatılanlar ömeklerle kanıtlanmıştır.
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
O 4. Samsun'un bütün inişleri Karadeniz'e doğrudur. Her şehir gibi onun da kendine has aroması vardır, mesela sokakları deniz ve rutubet kokar. Kokular karışıp betteği uyandırır. Birden, do- gup büyüdüğüm bu yerde kışları apartmanların karalahana koktuğunu hatırlıyorum. ilkokul çocuklarının da ellerinin hamsi koktuğunu. Bunlara bütün mahallelere yayılmış pide fırınları- nın kokusu ekleniyor. Damakları bu incecik ve uzun gevreklerin tadına alışmış Samsunlular, başka yörelerdekilere burun kivini- yor. Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söyle- nemez? A) Karşılaştırmaya başvurulmuştur. B) Farklı duyulara ait ayrıntılara yer verilmiştir. Kişileştirmeye başvurulmuştur. DÖyküleyici anlatımdan yararlanılmıştır. Ⓒ Anlatılanlar ömeklerle kanıtlanmıştır.
2.
1.
PEKİŞTİRME TESTİ 1
Edebiyat, içinde şiirden günlüğe dek zengin çeşitlilik
içeren ve yoğun bir geçmiş mirasıyla yüklü bir kav-
ram. Ortaya çıktığı dilin, kültürün olanca derinliğini,
gizemini barındırıyor bağrında. Üstelik, kültürün sa-
nat, bilim, düşünce gibi alanlarıyla yoğun ilgisi; eko-
nomik, toplumsal, siyasal, ahlak yaşamıyla olan kar-
maşık bağları, edebiyatın değerlendirilmesinde göz
önüne alınması gerekli noktaların çokluğunu gösterir.
Bu çokluğun ve karmaşıklığın sağlıklı değerlendirme
çabalarında zorlukları yarattığı açık.
Bu parçayla ilgili olarak,
I. Edebiyat çok köklü bir geçmişe ve zengin bir
içerige sahiptir.
II. Edebiyat bilim dallarından ve güzel sanatların
diğer kollarından yararlanmadan da insana
ulaşır.
III. Edebiyatın kültür, siyaset, ekonomi, ahlak gibi
kavramlarla yoğun ilgisi ve karmaşık bağları
vardır.
yargılarından hangileri doğrudur?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
D) I ve III
C) Yalnız III
3. Istanbul asırla
kaybetmiştir.
beri arkasında
zincirini hafız
sefer susular
de hissedile
değildir. An
muştur.
E) II ve III
Edebiyat
EKODEV.C
Bu parça
cilişkilend
A Tarih
Edebiyat, okuyana estetik bir tat vermek amacıyla
Lomacı bulunmasa bile
4.
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
2. 1. PEKİŞTİRME TESTİ 1 Edebiyat, içinde şiirden günlüğe dek zengin çeşitlilik içeren ve yoğun bir geçmiş mirasıyla yüklü bir kav- ram. Ortaya çıktığı dilin, kültürün olanca derinliğini, gizemini barındırıyor bağrında. Üstelik, kültürün sa- nat, bilim, düşünce gibi alanlarıyla yoğun ilgisi; eko- nomik, toplumsal, siyasal, ahlak yaşamıyla olan kar- maşık bağları, edebiyatın değerlendirilmesinde göz önüne alınması gerekli noktaların çokluğunu gösterir. Bu çokluğun ve karmaşıklığın sağlıklı değerlendirme çabalarında zorlukları yarattığı açık. Bu parçayla ilgili olarak, I. Edebiyat çok köklü bir geçmişe ve zengin bir içerige sahiptir. II. Edebiyat bilim dallarından ve güzel sanatların diğer kollarından yararlanmadan da insana ulaşır. III. Edebiyatın kültür, siyaset, ekonomi, ahlak gibi kavramlarla yoğun ilgisi ve karmaşık bağları vardır. yargılarından hangileri doğrudur? A) Yalnız I B) Yalnız II D) I ve III C) Yalnız III 3. Istanbul asırla kaybetmiştir. beri arkasında zincirini hafız sefer susular de hissedile değildir. An muştur. E) II ve III Edebiyat EKODEV.C Bu parça cilişkilend A Tarih Edebiyat, okuyana estetik bir tat vermek amacıyla Lomacı bulunmasa bile 4.
Deneme - 1
19. Litosfer, sert ve mekanik özellikleri ile tanımlanan karasal
tipte bir gezegenin veya doğal uydunun en dış kabuğudur.
Gezegenin en dışta kalan bu katı kısmı, hareket eden katı
levhalara yani kıtalara ayrılır.
----
Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilirse
"Gezegenin fiziki görünümünde zamanla bir değişiklik olma-
diği" sonucuna ulaşılır?
Bu kıtalar, ilk zamandan itibaren günümüzdeki hâliyle var
olmadı; viskoz yapıda astenosfer üzerinde âdeta "kayar"
gibi hareket ederek şekillendi
B) Birbirini sıkıştıran bu levhaların yerkabuğundaki çökün-
tülere ve kırılmalara neden olduğu anlaşılmıştır
CFarklı kayaç yapılarının oluşması için mükemmel bir
baskı uygulayan levhaların farklı madenleri ve yeni coğ-
rafi oluşumları ortaya çıkardığı düşünülüyor
D) Bu levhaların birçok türün yaşayabileceği bir yapıya
sahip olup olmadığı bilim insanları tarafından merak
edilen bir konu hâline gelmiştir
Birleşme noktasında birbirinin üzerine binmeye başlayan
levhalar, farklı yükselti türlerinin oluşmasını sağlamakta-
dir
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
Deneme - 1 19. Litosfer, sert ve mekanik özellikleri ile tanımlanan karasal tipte bir gezegenin veya doğal uydunun en dış kabuğudur. Gezegenin en dışta kalan bu katı kısmı, hareket eden katı levhalara yani kıtalara ayrılır. ---- Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilirse "Gezegenin fiziki görünümünde zamanla bir değişiklik olma- diği" sonucuna ulaşılır? Bu kıtalar, ilk zamandan itibaren günümüzdeki hâliyle var olmadı; viskoz yapıda astenosfer üzerinde âdeta "kayar" gibi hareket ederek şekillendi B) Birbirini sıkıştıran bu levhaların yerkabuğundaki çökün- tülere ve kırılmalara neden olduğu anlaşılmıştır CFarklı kayaç yapılarının oluşması için mükemmel bir baskı uygulayan levhaların farklı madenleri ve yeni coğ- rafi oluşumları ortaya çıkardığı düşünülüyor D) Bu levhaların birçok türün yaşayabileceği bir yapıya sahip olup olmadığı bilim insanları tarafından merak edilen bir konu hâline gelmiştir Birleşme noktasında birbirinin üzerine binmeye başlayan levhalar, farklı yükselti türlerinin oluşmasını sağlamakta- dir
019915101500+
dd
TYT/Türkçe
37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevapla-
yınız.
(1) Yeri geldiğinde kalabalıklar içinde kaybolmayı red-
dedip yalnız kalmanın kıymetli olduğunu kavradığımız
zaman düşünmeye fırsat bulacağız. (II) Düşünme aşa-
masının ardından ise borç içinde yaşamaktan bir nebze
olsun sıyrılıp daha seri üretime koyulacağız. (III) Bunun
için ihtiyacımız olan şey ise gayret! (IV) Afişler ve sos-
yal medya aracılığıyla bize dayatılanları uygularsak her
günümüz bir diğerinden farksız geçer. (V) Aklımızdan
geçen özgün fikirlerimizi hayata geçirdiğimiz takdirde ise
hem kendimizi hem de çevremizi geliştirebiliriz. (VI) İşte
bu noktada insanların aklına, vakti zamanında Nobel
Barış Ödülü'nü kazanmış ABD'li Martin Luther King'in,
"Uçamıyorsan koş, koşamıyorsan yürü, eğer yürüyemi-
yorsan sürün, hareket etmeye devam et. Geleceğe iler-
lemeyi sürdür." sözü gelse belki rüyadan bir uyanış söz
konusu olabilir.
to a water
-
sms *
•• Puny
38. Bu parçanın VI numaralı cümlesinde anlatılanları en
iyi özetleyen atasözü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazın gölge hoş, kışın çuval boş.
B) işleyen demir pas tutmaz.
Ağaca dayanma kurur, adama dayanma ölür.
D) Allah, uçamayan kuşa alçacık dal verir.
E) Dağ ne kadar yüce olsa yol üstünden aşar.
VORSH
39.
40
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
019915101500+ dd TYT/Türkçe 37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevapla- yınız. (1) Yeri geldiğinde kalabalıklar içinde kaybolmayı red- dedip yalnız kalmanın kıymetli olduğunu kavradığımız zaman düşünmeye fırsat bulacağız. (II) Düşünme aşa- masının ardından ise borç içinde yaşamaktan bir nebze olsun sıyrılıp daha seri üretime koyulacağız. (III) Bunun için ihtiyacımız olan şey ise gayret! (IV) Afişler ve sos- yal medya aracılığıyla bize dayatılanları uygularsak her günümüz bir diğerinden farksız geçer. (V) Aklımızdan geçen özgün fikirlerimizi hayata geçirdiğimiz takdirde ise hem kendimizi hem de çevremizi geliştirebiliriz. (VI) İşte bu noktada insanların aklına, vakti zamanında Nobel Barış Ödülü'nü kazanmış ABD'li Martin Luther King'in, "Uçamıyorsan koş, koşamıyorsan yürü, eğer yürüyemi- yorsan sürün, hareket etmeye devam et. Geleceğe iler- lemeyi sürdür." sözü gelse belki rüyadan bir uyanış söz konusu olabilir. to a water - sms * •• Puny 38. Bu parçanın VI numaralı cümlesinde anlatılanları en iyi özetleyen atasözü aşağıdakilerden hangisidir? A) Yazın gölge hoş, kışın çuval boş. B) işleyen demir pas tutmaz. Ağaca dayanma kurur, adama dayanma ölür. D) Allah, uçamayan kuşa alçacık dal verir. E) Dağ ne kadar yüce olsa yol üstünden aşar. VORSH 39. 40
Tarama Testi
1.
*
1. Harman döven öküzün ağzı bağlanmaz.
II. Bitli baklanın kör alıcısı olur.
III. Atın ölümü arpadan olsun.
IV. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
V. Bal tutan, parmağını yalar.
Yukarıda numaralanmış atasözlerinden hangileri bir-
birine anlamca en yakındır?
A) I ve III
B) I ve V
D) III ve IV
E) III ve V
C) II ve IV
3
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
Tarama Testi 1. * 1. Harman döven öküzün ağzı bağlanmaz. II. Bitli baklanın kör alıcısı olur. III. Atın ölümü arpadan olsun. IV. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz. V. Bal tutan, parmağını yalar. Yukarıda numaralanmış atasözlerinden hangileri bir- birine anlamca en yakındır? A) I ve III B) I ve V D) III ve IV E) III ve V C) II ve IV 3
5.
(1) O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler, arkalarında
doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı
eğer. (II) Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrı-
liklar bile, en güzel yerde başlatılsaydı eğer. (III) Utanila-
cak bir şey değildir ağlamak, yürekten süzülüp geliyorsa
eğer. (IV) O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmamış olsaydı eğer. (V) Çabuk unu-
tulurdu bir bakışın yakıcı güzelliği, kalp göğüs kafesine o
kadar yüklenmeseydi eğer.
3
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde yan
anlamda (yakıştırma) kullanılmış bir sözcük vardır?
E) V
A) I
B) II
C) TH
D) IV
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
5. (1) O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler, arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer. (II) Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrı- liklar bile, en güzel yerde başlatılsaydı eğer. (III) Utanila- cak bir şey değildir ağlamak, yürekten süzülüp geliyorsa eğer. (IV) O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses, hiçbir zaman duyulmamış olsaydı eğer. (V) Çabuk unu- tulurdu bir bakışın yakıcı güzelliği, kalp göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer. 3 Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde yan anlamda (yakıştırma) kullanılmış bir sözcük vardır? E) V A) I B) II C) TH D) IV
7
ÖRNEK
Sandalın kaptanı evin merdiveninden aşağı indi, ev
sahibini selamladı, yukarı çıktılar. Birinci katta onun-
la birlikte ince yapılı, süslü localarla çevrili avluyu
dolaştı. Oğlanlar saygı işareti anlamına gelen bir
uzaklık bırakarak arkalarından gelirken kaptan ve ev
sahibi evin arka tarafındaki serin ve büyük bir odaya
girdiler; bunun karşısında başka ev yoktu, yalnız
çıplak, gri siyah bir kaya duvarı göze çarpıyordu.
Sedyeciler, sedyenin baş tarafına birkaç uzun mumu
dikmek ve yakmak işiyle uğraşıyorlardı ama bunun
sonucu aydınlık meydana gelmedi, yalnızca biçimsel
olarak önceden var olan gölgeler kıpırdadı ve duvar-
larda oynaştı. Sedyenin üstünden örtüyü kaldırdılar,
içinde saçı sakalı yabansı biçimde birbirine karışmış,
teni güneşte yanmış, avcıya benzeyen bir adam
yatıyordu. Hareketsiz yatıyordu, görüldüğü kadarı
ile soluk almıyordu, gözleri kapalıydı, gene de onun
bir ölü olabileceğini yalnızca çevresi sezdiriyordu.
Adam sedyeye yaklaştı, elini orada yata-
nın alnına koydu, sonra diz çöküp dua etti.
Kayıkçı odayı terk etmeleri için taşıyıcılara işa-
ret verdi, çıktılar, dışarıda toplanmış olan çocuk-
ları dağıttılar ve kapıyı kapadılar. Ancak bu
kadar sessizlik adama hâlâ yeterli görünmüyordu,
kayıkçıya baktı, kayıkçı anladı ve yan kapıdan bitişik
odaya geçti. Sedyedeki adam derhâl gözlerini açtı,
yüzünü adama çevirdi.
Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerden hangi-
sine başvurulmuştur?
A) Öyküleme
C) Karşılaştırma
B) Açıklama
D) Tanımlama
E) Karşılaştırma
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
7 ÖRNEK Sandalın kaptanı evin merdiveninden aşağı indi, ev sahibini selamladı, yukarı çıktılar. Birinci katta onun- la birlikte ince yapılı, süslü localarla çevrili avluyu dolaştı. Oğlanlar saygı işareti anlamına gelen bir uzaklık bırakarak arkalarından gelirken kaptan ve ev sahibi evin arka tarafındaki serin ve büyük bir odaya girdiler; bunun karşısında başka ev yoktu, yalnız çıplak, gri siyah bir kaya duvarı göze çarpıyordu. Sedyeciler, sedyenin baş tarafına birkaç uzun mumu dikmek ve yakmak işiyle uğraşıyorlardı ama bunun sonucu aydınlık meydana gelmedi, yalnızca biçimsel olarak önceden var olan gölgeler kıpırdadı ve duvar- larda oynaştı. Sedyenin üstünden örtüyü kaldırdılar, içinde saçı sakalı yabansı biçimde birbirine karışmış, teni güneşte yanmış, avcıya benzeyen bir adam yatıyordu. Hareketsiz yatıyordu, görüldüğü kadarı ile soluk almıyordu, gözleri kapalıydı, gene de onun bir ölü olabileceğini yalnızca çevresi sezdiriyordu. Adam sedyeye yaklaştı, elini orada yata- nın alnına koydu, sonra diz çöküp dua etti. Kayıkçı odayı terk etmeleri için taşıyıcılara işa- ret verdi, çıktılar, dışarıda toplanmış olan çocuk- ları dağıttılar ve kapıyı kapadılar. Ancak bu kadar sessizlik adama hâlâ yeterli görünmüyordu, kayıkçıya baktı, kayıkçı anladı ve yan kapıdan bitişik odaya geçti. Sedyedeki adam derhâl gözlerini açtı, yüzünü adama çevirdi. Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerden hangi- sine başvurulmuştur? A) Öyküleme C) Karşılaştırma B) Açıklama D) Tanımlama E) Karşılaştırma
1. Bu testte 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe Testi için ayrılan kıs
1. 1970'lerden başlayarak zamanı algılayışımda çok büyük
bir değişim oldu. İçinde yaşadığım çağın insanının
görünmeyen, silik, belirsiz yüzünü, hızlı değişen
zamanın elle tutulamaz hâlini bir yere raptetmek için de
yeni numaralara, tekniklere ihtiyaç duyuyorum. Burada
sadece kendimden medet umuyorum. Her yazar,
yaratisinin sorunlarını kendisi çözmek zorundadır bana
göre.
Bu parçadaki altı çizili sözü anlamca
karşılayabilecek bir kullanım aşağıdakilerin
hangisinde vardır?
A Gerçekleri kabullenmek zor geldiğinden acılarıyla
yüzleşmek istemiyordu.
B) Aklına koyduğunu yapabilen, üstelik kimseyi
umursamayan biriydi.
Yapıtına son şeklini vermeye çalışırken bizden
yardım istemeyi aklından bile geçirmemiş.
DY Kimi sanatçıları gözümüzde öylesine büyütürüz ki
olduğundan bambaşka bir imaja büründürürüz.
EX Mesleğine âşıktı, hedeflerine doğru ilerlerken
kendisine örnek aldığı bazı isimler de vardı.
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
1. Bu testte 40 soru vardır. 2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe Testi için ayrılan kıs 1. 1970'lerden başlayarak zamanı algılayışımda çok büyük bir değişim oldu. İçinde yaşadığım çağın insanının görünmeyen, silik, belirsiz yüzünü, hızlı değişen zamanın elle tutulamaz hâlini bir yere raptetmek için de yeni numaralara, tekniklere ihtiyaç duyuyorum. Burada sadece kendimden medet umuyorum. Her yazar, yaratisinin sorunlarını kendisi çözmek zorundadır bana göre. Bu parçadaki altı çizili sözü anlamca karşılayabilecek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır? A Gerçekleri kabullenmek zor geldiğinden acılarıyla yüzleşmek istemiyordu. B) Aklına koyduğunu yapabilen, üstelik kimseyi umursamayan biriydi. Yapıtına son şeklini vermeye çalışırken bizden yardım istemeyi aklından bile geçirmemiş. DY Kimi sanatçıları gözümüzde öylesine büyütürüz ki olduğundan bambaşka bir imaja büründürürüz. EX Mesleğine âşıktı, hedeflerine doğru ilerlerken kendisine örnek aldığı bazı isimler de vardı.
Yayınları
4. İlkbaharın gelişiyle yaptığımız ilk şeylerden biri
bahar temizliği oluyor. Günlerin giderek uzamaya
başladığı, yerini güneşin sıcaklığına bıraktığı ve
yeniden bir doğuşa şahitlik ettiğimiz ilkbahar
mevsiminin gelişiyle derin ve kapsamlı temizlik dürtüsü
de ----.
1111
Bu parçada boş bırakılan yerlere sırasıyla
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) çoğunlukla - çok çalışmanın - bizi sarıyor
B) galiba - ilik havaların - öne çıkıyor
büyük olasılıkla - yavaş ilerleyen günlerin - iyiden
iyiye başlıyor
D) hiç şüphesiz kış soğuğunun - kendini göstermeye
başlıyor
-
Eelbette kısa günlerin - bizi hapsediyor
-
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
Yayınları 4. İlkbaharın gelişiyle yaptığımız ilk şeylerden biri bahar temizliği oluyor. Günlerin giderek uzamaya başladığı, yerini güneşin sıcaklığına bıraktığı ve yeniden bir doğuşa şahitlik ettiğimiz ilkbahar mevsiminin gelişiyle derin ve kapsamlı temizlik dürtüsü de ----. 1111 Bu parçada boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) çoğunlukla - çok çalışmanın - bizi sarıyor B) galiba - ilik havaların - öne çıkıyor büyük olasılıkla - yavaş ilerleyen günlerin - iyiden iyiye başlıyor D) hiç şüphesiz kış soğuğunun - kendini göstermeye başlıyor - Eelbette kısa günlerin - bizi hapsediyor -
TYT/Türkçe
12. ABD'deki Saint Louis Universitesinden Simone Bregni,
henüz 12 yaşındayken bilgisayar oyunları oynamaya
başladı. Yıllar sonra üniversitede dil, kültür ve edebiyat
alanlarında dersler vermeye başlayınca ders
materyallerini hazırlarken bu tecrübesinden yararlandı.
Yabancı dilde bilgisayar oyunu oynarken kurguya dâhil
sözcük ve ifadeleri oyunun türüne göre işitsel ve görsel
olarak algılamak mümkündü. Bu sayede öğrenciler
yabancı dil ile etkileşim kurabiliyordu. Dr. Bregni'den
İtalyan Rönesans edebiyatı dersini alan öğrenciler, bir
bilgisayar oyunu sayesinde 1470'lerdeki Floransa'nın
sokaklarında gezebiliyor, dönemin tarihî ve kültürel
çevresini dönemin diliyle tanıyordu. Dr. Bregni'den bir
dönem İtalyanca dersi alan öğrenciler müfredata göre
iki dönemlik gelişme kaydetti ve dönem sonu girdikleri
sınavda diğer öğrencilere kıyasla daha iyi notlar aldı.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?
A) Bilgisayar oyunları, görsel zekâyı geliştirici bir işleve
sahiptir.
B) Bilgisayar oyunları yabancı dil öğrenmeye yardımcı
olabilir.
CYDile ve edebiyata ilgi duyan insanlar, yabancı bir dili
daha çabuk öğrenir.
D) Tarihî konuların anlatımında görsellikten
yararlanılması, inandırıcılığı artırır.
E) Eğitimde bilgisayar oyunlarından yararlanılması,
yabancı dile olan ilgiyi artırmıştır.
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
TYT/Türkçe 12. ABD'deki Saint Louis Universitesinden Simone Bregni, henüz 12 yaşındayken bilgisayar oyunları oynamaya başladı. Yıllar sonra üniversitede dil, kültür ve edebiyat alanlarında dersler vermeye başlayınca ders materyallerini hazırlarken bu tecrübesinden yararlandı. Yabancı dilde bilgisayar oyunu oynarken kurguya dâhil sözcük ve ifadeleri oyunun türüne göre işitsel ve görsel olarak algılamak mümkündü. Bu sayede öğrenciler yabancı dil ile etkileşim kurabiliyordu. Dr. Bregni'den İtalyan Rönesans edebiyatı dersini alan öğrenciler, bir bilgisayar oyunu sayesinde 1470'lerdeki Floransa'nın sokaklarında gezebiliyor, dönemin tarihî ve kültürel çevresini dönemin diliyle tanıyordu. Dr. Bregni'den bir dönem İtalyanca dersi alan öğrenciler müfredata göre iki dönemlik gelişme kaydetti ve dönem sonu girdikleri sınavda diğer öğrencilere kıyasla daha iyi notlar aldı. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? A) Bilgisayar oyunları, görsel zekâyı geliştirici bir işleve sahiptir. B) Bilgisayar oyunları yabancı dil öğrenmeye yardımcı olabilir. CYDile ve edebiyata ilgi duyan insanlar, yabancı bir dili daha çabuk öğrenir. D) Tarihî konuların anlatımında görsellikten yararlanılması, inandırıcılığı artırır. E) Eğitimde bilgisayar oyunlarından yararlanılması, yabancı dile olan ilgiyi artırmıştır.
"Üslupta ilk ceddim: Sinan Paşa" demiştir, fevkalade bir
üsluba sahip olan Cemil Meriç. Hakikaten Sinan Paşa
bir nesir üstadıdır. Daha ziyade manzum parçaların
revaçta olduğu bir devirde esas itibarıyla düzyazı
biçiminde kaleme aldığı eseriyle Türk nesir üslubunun
kurucu şahsiyeti olmuştur. Akıcı, süslü, doğal ve
ahenkli bir üslupla yazılmış olan bu eser bir münacattır
ancak yer yer hikâyelere, kıssalara, nasihatlere ve
manzum parçalara da rastlanır. Kitap, edebî kıymetinin
yanı sıra ihtiva ettiği fikirler ve yaptığı göndermeler
bakımından da incelenmeye değerdir.
Bu parçada geçen aşağıdaki sözlerden hangisi bir
sifat tamlamasında yer almamıştır?
A) fevkalade
B) kurucu
D) yaptığı
C) ahenkti
E) düzyazı
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
"Üslupta ilk ceddim: Sinan Paşa" demiştir, fevkalade bir üsluba sahip olan Cemil Meriç. Hakikaten Sinan Paşa bir nesir üstadıdır. Daha ziyade manzum parçaların revaçta olduğu bir devirde esas itibarıyla düzyazı biçiminde kaleme aldığı eseriyle Türk nesir üslubunun kurucu şahsiyeti olmuştur. Akıcı, süslü, doğal ve ahenkli bir üslupla yazılmış olan bu eser bir münacattır ancak yer yer hikâyelere, kıssalara, nasihatlere ve manzum parçalara da rastlanır. Kitap, edebî kıymetinin yanı sıra ihtiva ettiği fikirler ve yaptığı göndermeler bakımından da incelenmeye değerdir. Bu parçada geçen aşağıdaki sözlerden hangisi bir sifat tamlamasında yer almamıştır? A) fevkalade B) kurucu D) yaptığı C) ahenkti E) düzyazı
3.
Platon, meşhur "Mağara Benzetmesinde bir yer altı mağarasında yaşayan birtakım insanlar düşünmemizi ister. Bu insanlar, dışan-
dan en küçük bir ışığın girmediği büyük yer altı mağarasının en dibinde ellerinden, ayaklarından ve boyunlarından zincire vurulmuş
olarak oturmaktadırlar. Bu yüzden yalnızca önlerindeki duvarı görebilirler. Onların arkalarına uzun ve büyük bir perde çekilmiştir
Perdenin gerisinde ise birbirleriyle konuşarak koşuşturup duran insanlar vardır. Bu insanların arkalarında büyük bir ateş bulunduğu
için onların gölgeleri duvara vurmaktadır. Zincire vurulmuş insanlar, bu gölgeleri gerçek sanırlar; aslında arkadan gelen insan sesle-
rinin duvardaki gölgelerden geldiğini düşünürler. Onlar, bütün hayatları boyunca görüp duydukları bu gölgelerin gerçek olmayabi-
leceğinden en küçük bir şüphe duymazlar. Platon, bu noktada bir teklifte bulunup mahkûmlardan birinin prangalardan kurtarılarak
yüzünün ışık kaynağına çevrilmesini ister. Mahkûm bu duruma muhtemeldir ki uyum sağlayamayacaktır. Eski yerine, zincirlerine
dönmek isteyecektir.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) İnsan, bir akıl varlığı olması sebebiyle dünyayı ve dünyada olup bitenleri anlayıp açıklamaya yönelir.
B) İnsan, karşılaştığı durumlara açıklama getirebilen bir varlıktır; insanın bunu yapabilmesini mümkün kılan şey düşünebilme yete-
neğidir.
C) İnsanlar, günlük hayatın işlerine çok farklı nedenlerle öylesine sıkı bir şekilde bağlanırlar ki kendilerini geliştirecek etkinliklerden
uzaklaşırlar.
D) Bilim adamları, insan tarafından algılanan dünyada olup bitenleri birtakım yasalar üzerinden açıklayıp anlamak için kimi deney-
ler yapmaya mecburdurlar.
E) Sorgulamaktan kaçan insanlar, alışkanlıklarının etkisiyle davranan ya da şüphe etmeden yaşayanlar, herkesin yaptığı gibi yapa-
rak kalıplar içine sıkışmış sıradan bir hayat sürerler.
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
3. Platon, meşhur "Mağara Benzetmesinde bir yer altı mağarasında yaşayan birtakım insanlar düşünmemizi ister. Bu insanlar, dışan- dan en küçük bir ışığın girmediği büyük yer altı mağarasının en dibinde ellerinden, ayaklarından ve boyunlarından zincire vurulmuş olarak oturmaktadırlar. Bu yüzden yalnızca önlerindeki duvarı görebilirler. Onların arkalarına uzun ve büyük bir perde çekilmiştir Perdenin gerisinde ise birbirleriyle konuşarak koşuşturup duran insanlar vardır. Bu insanların arkalarında büyük bir ateş bulunduğu için onların gölgeleri duvara vurmaktadır. Zincire vurulmuş insanlar, bu gölgeleri gerçek sanırlar; aslında arkadan gelen insan sesle- rinin duvardaki gölgelerden geldiğini düşünürler. Onlar, bütün hayatları boyunca görüp duydukları bu gölgelerin gerçek olmayabi- leceğinden en küçük bir şüphe duymazlar. Platon, bu noktada bir teklifte bulunup mahkûmlardan birinin prangalardan kurtarılarak yüzünün ışık kaynağına çevrilmesini ister. Mahkûm bu duruma muhtemeldir ki uyum sağlayamayacaktır. Eski yerine, zincirlerine dönmek isteyecektir. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) İnsan, bir akıl varlığı olması sebebiyle dünyayı ve dünyada olup bitenleri anlayıp açıklamaya yönelir. B) İnsan, karşılaştığı durumlara açıklama getirebilen bir varlıktır; insanın bunu yapabilmesini mümkün kılan şey düşünebilme yete- neğidir. C) İnsanlar, günlük hayatın işlerine çok farklı nedenlerle öylesine sıkı bir şekilde bağlanırlar ki kendilerini geliştirecek etkinliklerden uzaklaşırlar. D) Bilim adamları, insan tarafından algılanan dünyada olup bitenleri birtakım yasalar üzerinden açıklayıp anlamak için kimi deney- ler yapmaya mecburdurlar. E) Sorgulamaktan kaçan insanlar, alışkanlıklarının etkisiyle davranan ya da şüphe etmeden yaşayanlar, herkesin yaptığı gibi yapa- rak kalıplar içine sıkışmış sıradan bir hayat sürerler.