Nesne-Yüklem İlişkisi Soruları

15 67 Kimi insanlar çok övünür, böbürlenir. Şöyle bir ucundan tuttukları ya da kendilerinden daha büyük bir gücün ba- şardığı işleri, kendileri gerçekleştirmiş gibi davranırlar. Aşağıdaki özlü sözlerden hangisi, bu açıklamaya uy- gundur? A) One kapılıp şimaranı, kendi kazdığı kuyuya düşüp bağıranı, kimse kurtarmaz. B) Sineği balla yakalamak, sirkeyle yakalamaktan daha kolaydır. C) Ünü hor görmek üstüne kitap yazanlar, baş sayfaya kendi adlarını koyarlar. EMPAVA D) Sineğin biri araba tekerleğinin dingiline konmuş; "Amma da tozuttum ha!" demiş. E) Aridan korkulur; "Bal var." deyince koşulur. (1999/KPSS) Aynı olayı, iki ayrı kişinin anılarından okuyun, anlatılan- görürsünüz Kimi, değistirerek

9 28. Böylece biz ona bütün bütün bağlanırken (1) dünyamız artık tamamen onunla hudutlanırken (II) Sen bizden ayrılıverdin. Sevgimiz arttıkça sen biraz daha fazla rahatsız oluyordun (III) Ben (IV) bunu anlıyordum. Sen bunda biraz da hürriyetine tecavüz buluyordun. Fakat annen (V) Bu parçada numaralanmış yerlere getirilmesi gereken noktalama işaretleri eşleştirildiğinde hangisi dışta kalır? A) I B) II C) III D) IV E) V

6. Hayatta cereyan eden her şey dile akseder. Bu bakım- dan dil ile hayat arasında sıkı bir bağ vardır. Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylene- mez? A) k cümlenin ögelerinin dizilişi "özne, nesne, dolaylı Jumleç, yüklem" şeklindedir. B) Birleşik yapılı fiiller vardır. C) İkinci cümlede fiil çatısı aranmaz. D) Belgisiz sifat olan birden çok sözcüğe yer verilmiş- tir. E) Birleşik ve basit yapılı cümleler kullanılmıştır. mantık ve muhakeme testi

€ Başka sanat bilmeyiz, karşımızda dururken Yazılmamış bir destan gibi Anadolu'muz Arkadaş, biz bu yolda türküler tuttururken Sana uğurlar olsun... Ayrılıyor yolumuz! Bu dörtlük için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Çapraz kafiye kullanılmıştır. B) Ek hâlinde redif vardır. e) 14'lü hece ölçüsü kullanılmıştır. başvurulmuştur. Soru 15: D) Teşbih sanatına E) Yarım kafiye kullanılmıştır. Tesbih B Dyaptım

3. 1 Makber Türk şiirinin önemli örneklerinden biridir. Abdülhak Hamit bu şiiri eşinin ölümünün ardından, 1885 yılında yazmıştır. Eser, sevdiğinin ölümünü görmekle felakete uğramış bir insanın duygularını, okura büyük bir samimiyetle yaşatır. Makber'den kısa süre sonra, yıl bitmeden yazdığı Ölü adlı eserinde de konu ve ruh Makber'in aynısıdır. Ancak Makber'de başını bulutlara ve kayalara çarparak uçurum karanlıkları içinde şimşekler çaktıran yaralı kartal, burada geniş halkalar çevirerek ağır ağır süzülür. Makber bir feryattır. Ölü'de sükût ve düşünüş vardır. Sanki bu eserin misraları düşünce hâline gelmiş gözyaşlarıdır. Jenis Bu parçadan hareketle Makber ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Ölü adlı şiir ile aynı yıl yazıldığı BOkuyucuda duygusal karşılık bulduğu Kısa süre içinde kaleme alındığı D) Bir kaybın yarattığı acıyı işlediği E) Yazarın taşkın ruh hâlini yansıttığı TYT-2019 ÖSYM

1. 2. Islami Dönem Türk Edebiyatı ile ilgili aya gıdaki bilgilerden hangisi doğrudur? A) Tamamıyla milli özellikler gösterir. B) Dil yabancı dillerin etkisinde ve süslüdür. C) İlk İslami eserler Uygurlar Dönemi'nde verilmiştir. D) Eserlerde Batı kültürünün etkileri görülür. E) Varlığını günümüzde de sürdürmektedir. *

3. Hindenburg felaketi, adını felakete konu olan, lüks yolcu kabinleri, sıcak suyu, havalandırması ve kamaraları bulunan, dört adet dizel motorla çalışmasına rağmen sessizce havada süzülen zeplinden almıştır. 3 II. Patlama sonucu, yanıcı olan hidrojen ateş almış; tüm yolcuların ve mürettebatin hayatını kaybetmesine sebep olmuştur. 4 III. Modern havacılığın da başlangıcı sayılan bu zeplin felaketi, tarihin en büyük faciası olarak da tanımlanır. 2 IV. Üretilen en büyük zeplin olan, 230 metrelik uçan bir dev LZ 129 Hindenburg zeplini, Almanya'dan Amerika'ya uzanan yolculuğunu tamamlamak üzereyken inş yapacağı sırada (6 Mayıs 1937) içinde bulunan hidrojen tanklarının da etkisiyle patlamıştır 6 V. İngiliz ve Amerikan zeplinlerinin yaptıkları ölümlü kazalar bu teknoloji hakkında kuşkulara neden olmuş fakat Hindenburg faciası bu sürece bir nokta koyarak o dönem popüler olan zeplinlerin sonunu hazırlamıştır. Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? Co C) I D) IV E) V

1. Edebî metinlerde kurmaca gerçeklik vardır. Gerçeklik olduğu gibi yansıtılmaz. Yazarın kişisel görüşleri de eklenerek yeni bir ger- çeklik ortaya çıkar. Bilimsel metinlerde ise gerçeklik hiçbir şekilde değiştirilmez, olduğu gibi aktarılır. Gerçeklikten kasıt, nesnel ve somut olarak var olan bir durumu olduğu gibi aktarmaktır. Kurma- ca ise olmadığı hâlde varmış gibi tasarlanan olayların, durumla- rin aktarılmasıdır. Edebî metin; okuyucuda heyecan uyandırmak, okuyucuya edebî zevki hissettirmek amacıyla yazılır. Bilimsel met- nin amacı ise bir konuda bilgi vermek, bir konuyu öğretmek, açık- lamaktır. Edebî metinlerde yazar dili öznel bir biçimde, bilimsel metinlerde ise nesnel bir biçimde kullanır. Bu parçadaki cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Koşul cümlelerine yer verilmiştir. B) Öznel cümlelere yer verilmiştir. C) Amaç sonuç cümlelerine yer verilmemiştir. D) Karşılaştırma cümlelerine yer verilmiştir. E) Neden - sonuç cümlelerine yer verilmiştir.

37 layınız. 14 Imposter sendromu; kanıtlara ve diğer kişilerin aksini belirtmesine rağmen kişilerin kendi başarılarını içsel- leştirememesi, başanılanından ve becerilerinden sü- ve kariyerlerinin bir noktasında rekli şüphe duymalan edilmekten korkmaları şeklinde olarak ifşa "sahtekan psikolojik bir durumdur. Stanford Univer- tanımlanan sitesinden Carol Dweck'in farklı yaş gruplarından ço- sites cuklarla yaptığı çalışmalar sonucunda ortaya koyduğu imposter sendromunun kariyer ile ilgili zihniyet teorisi, konusunda faydalı bilgiler sağlıyor. Bu çalış- sonuçları konusu malarda zor bir işle karşılaşan çocukların verdiği tep- kiler inceleniyor. Zorluklarla karşılaşmaktan kaçınan, başarısız olduklarında pes eden ve yeteneklerinin de- ğiştirilemez olduğuna inanan çocuklar "sabit anlayışlı" olarak nitelendiriliyor. Zorluklardan kaçmayıp üzerle- rine giden, çaba gösteren ve gelişim sağlayabilecek- lerine inanan çocuklar ise "gelişim anlayışlı" olarak nitelendiriliyor. nposter dromu ile ilgili r? ri ta- ktığı onusunda Tay WM kla da bu as duğ um un gina y ye eyece E) ord Ünive den weck'in çalı ar sonucunda ayak uiduğuna 37. Bu parçad zan 3. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisinin impostel sendromu yaşayan birinin sözü olduğu söylenemez? A) Çalışmalarıma gösterilen abartılı saygı beni çok ra- hatsız ediyor." BY Bu tablomu dostlarım çok beğense de kendimi is- temeden sahtekârlık yapan biri gibi hissediyorum. Çoğu zaman bu pozisyon için yeteri kadar akıllı ol- duğumu düşünmüyorum. D) Her çalışmamla aptal bir bilim insanı olmadığımı is- patlamaya çalışıyorum. Yazdığım bu eserde çevremdeki insanlardan yar- dım aldığımı söylemeliyim. Diner sayfaya geçiniz

Türk edebiyatının günümüzdeki en büyük sorunu eleştiri kurumu ve buna bağlı olarak edebiyattaki ideolojik körlüktür. Çünkü günümüzde edebiyat odaklı, sadece estetik değerlerin ölçüt olduğu, emeğe yaslı, sansürsüz eleştiri piyasadan çoktan çekildi. Artık eleştiri, yayınevi pazarlamacılığı ve yıldızlı eleştirmenlik çevresinde dönüyor. Eleştiri, okurla yazar arasında bir köprü olmaktan öte bir aldatmaca işlevi görüyor. Bu olumsuz ortamdan en fazla etkilenenler ise bu dolaşımda yer almayan yazar ve kitaplar. Çünkü sadece itibarlı bir yayınevinden çıkmış diye değersiz kitaplar gözü kapalı baş tacı edilip küçük yayınevlerinden çıkan değerli kitaplar görmezlikten geliniyor, satış kaygısıyla değerlendirmeler yapılıyor, dost ahbap ilişkileri yeni bir eleştiri anlayışı olarak ortaya çıkıyor. 37 Bu parçada altı çizili sözlerle anlatılmak istenenler arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Eksikleri görmezlikten gelerek değerlendirmeler yapma B) Belli bir dünya görüşüne saplanıp kalma C) Tanıdıkları kollayan bir anlayışla hareket etme D) Yapıtların ticari yönünü öne çıkarma E) Okurun yetkin yapıtlara ulaşmasını engelleme 38. Bu parçanın bütününde aşağıdakilerin hangisinden yakınılmaktadır? A) Edebiyat dünyasında genç eleştirmenlere fırsat verilmemesinden B) Eleştirmenlerin sayısında gözle görülür bir artış olmasından Gerçek anlamda yazınsal eleştirinin yapılmamasından DHer eserin değişik yönleriyle kapsamlı biçimde incelenmeden yayımlanmasından EXYapıtın hitap edeceği kesimin isteklerinin göz ardı edilmesinden

layınız. 37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap- leştirememesi, başarılarından ve becerilerinden sü- belirtmesine rağmen kişilerin kendi başarılarını içsel- Imposter sendromu; kanıtlara ve diğer kişilerin aksini rekli şüphe duymaları ve kariyerlerinin bir noktasında tanımlanan psikolojik bir durumdurl Stanford Univer- "sahtekår" olarak ifşa edilmekten korkmaları şeklinde sitesinden Carol Dweck'in farklı yaş gruplarından ço- zihniyet teorisi, imposter sendromunun kariyer ile ilgili cuklarla yaptığı çalışmalar sonucunda ortaya koyduğu sonuçları konusunda faydalı bilgiler sağlıyor Bu çalış- malarda zor bir işle karşılaşan çocukların verdiği tep- başarısız olduklarında pes eden ve yeteneklerinin de- kiler inceleniyor! Zorluklarla karşılaşmaktan kaçınan, olarak nitelendiriliyor! Zorluklardan kaçmayıp üzerle- ğiştirilemez olduğuna inanan çocuklar "sabit anlayışlı" rine giden, çaba gösteren ve gelişim sağlayabilecek- lerine inanan çocuklar ise "gelişim anlayışlı" olarak nitelendiriliyor! a n A 7 37. Bu parçada söz edilen imposter sendromu ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? -A Kişinin ortaya koyduğu başarılı işlerin diğerleri ta- rafından takdir edilmemesi sonucu ortaya çıktığı B) Bu sendromun aşamalarını belirleme konusunda zihniyet teorisi çalışmasının fayda sağladığı Gelişim anlayışlı çocukların ileriki yaşlarda bu sendromu yaşama olasılıklarının yüksek olduğuna Psikolojik bir durum olduğundan tedavisinin uzun zaman alacağına ya da tedaviye yanıt vermeyece- ğine -Stanford Üniversitesinden Carol Dweck'in çalışma- ları sonucunda ortaya konulduğuna 38. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisinin imposter sendromu yaşayan birinin sözü olduğu söylenemez? AÇalışmalarıma gösterilen abartılı saygı beni çok ra- hatsız ediyor. B Bu tablomu dostlarım çok beğense de kendimi is- temeden sahtekârlık yapan biri gibi hissediyorum. Çoğu zaman bu pozisyon için yeteri kadar akıllı ol- duğumu düşünmüyorum. D) Her çalışmamla aptal bir bilim insanı olmadığımı is- patlamaya çalışıyorum. -E-Yazdığım bu eserde çevremdeki insanlardan yar- dich aldığımı söylemeliyim.

8. a Çarşı meydanının büyük çınar ağaçları yere düşen gölgelerini alacalandırarak fısıldıyorlardı. Kuvvetli bir rüzgar esiyordu. Avukat Hacı Namik Efendi kâ- ğıtlarım uçmasın diye zümrüt bir kameriyeye ben- zeyen küçük dükkânının camlarını indirdi. Sonra gitti. Açık kapıyı iterken heybesi omzunda, semerli atının yuları elinde, sarıklı, kısa boylu yuvarlak bir köylünün yaklaştığını gördü: "Merhaba Ali Hoca", dedi, "Böyle vakitsiz ne arı- yorsun burada? Daha pazara iki gün var..." 82818 10- DUYUNG Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söy- lenemez? A) Olay anlatımı bir metinden alınmış olabilir. BÖyküleme yapılmıştır. Betimleme vardır. SCO D) Gözlemci bakış açısıyla yazılmıştır. E Bilinç akışı tekniği kullanılmıştır. Yalnızca nakis ve tezhin yanardım: sayfa kenar-

18. Bir devlet ve milletin yeniden canlanması gazetelerle olur. Çünkü herkes, başkasına zarar vermeyecek fikir ve bilgisini gazeteye yazıp bastıracağından âlimlerin bilgisi, bazı kişilerin uydurduğu sözler herkese bildirilirl İşte bu sebepten gazetesi çok olan memleketlerde hiçbir şey gizli tutulmaz İlim kimseden esirgenmez ve muhtaçların sıkıntısı sürekli olmazl Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Gazeteciliğin temel amacı, insanlara kendilerini ba- ğımsız ve egemen hissedebilmeleri için doğruları anlatmaktır -B) İlk çağlardan beri çevreye verilmek istenen mesaj- lar bilgi, beceri ve teknik olanakların sınırları içinde gazete yoluyla iletilir -C-Gazeteler daha hızlı hazırlanmaya, içinde fotoğraf gibi görsel ögeler daha yaygın kullanılmaya baş- Nandi D) Muhtaç ve zulme uğramışların hâlleri böylece ilan edilince herkesin gayretinden, yardımından fayda- lanılır -E)Bu yüzden gazete hem okurlarla hem de yazarlarla güçlü ve kalıcı ilişkiler kurmak ve bu ilişkileri koru- mak durumundadır CAP

A 16. Tanzimat Dönemi sanatçısı ve devlet adamı olan Ziya Paşa kaleme aldığı şiirlerinde öğreticiliği esas almış; birçok şiir XX özdeyiş haline gelmiş ve akıllarda yer etmiştir. Yukarıdaki bilgilere dayanarak aşağıdaki beyitlerde hangisinin Ziya Paşa'ya ait olduğu söylenemez? A) İdrak-i meáli bu küçük akla gerekmez Zira bu terâzu o kadar sıkleti çekemez B) Pek rengine aldanma felek eski felektir Zirá feleğin meşreb-i nâ-sâzı dönektir C) Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde D) Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir Tekdirle uslanmayanın hakkı dönektir E) Haddeden geçmiş nezaket yâl ü bâl olmuş sana Mey süzülmüş şişeden ruhgâr-ı âl olmuş sana

Örnek Soru 7 Ben ne zaman bir resim sergisini gezmeye heveslensem sevinçten çok hüzün girer koluma. Ressamın uğraşa didine yaptığı; kahırlı saatlerini, günlerini alan çabalarını düşündükçe doğum sancısı çeken kadınlar gelir aklıma. Bu parçada aşağıdakilerden hangisinin örneği yoktur? A) Sesteş (eş sesli) sözcük B) Ek almış sözcüklerden oluşan ikileme C) Zıt anlamlı sözcük D) Deyim E) Doğadan insana aktarma Çözüm

10. Lavanta kokuları gelir uzak mahallelerden, 1 Yel estikçe sıra sıra kavaklar sallanır, || ||| Bir yoksulluk bir yalnızlık bir gurbet IV Insan nasıl olsa katlanır. V Bu dizelerde yer alan numaralı sözcüklerden hangisi soyut addır? A) I B) II C) III D) IV E) VS