%71 Dev İndirim! Hem 2024 hem de 2025 paketlerinde fiyat artışından etkilenmemek için bugün paketini al.

Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Görüşme BaşlatPaketleri İncele

Olay ve Durum Hikâyesi Soruları

9. (1) Meddah, tiyatronun bütün kişilerini varlığında bir-
leştiren bir aktördür. (II) Ele aldığı öyküyü; yüksekçe
bir yerde oturarak, canlandırdığı kişileri ağız özellikle-
rine göre konuşturarak anlatır. (III) Meddahın iki aracı
vardır: Biri boynuna doladığı mendili (makrame), öte-
ki de elinde tuttuğu sopasıdır (değnek / baston). (IV)
Konuşmalar genelde yazılı metne uygun olarak şe-
killenir. (V) Meddahların çoğu, klasikleşmiş beyitlerle
öykülerine başlar.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde
bir bilgi yansı vardır?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
CAP
11.
Lise Türkçe
Olay ve Durum Hikâyesi
9. (1) Meddah, tiyatronun bütün kişilerini varlığında bir- leştiren bir aktördür. (II) Ele aldığı öyküyü; yüksekçe bir yerde oturarak, canlandırdığı kişileri ağız özellikle- rine göre konuşturarak anlatır. (III) Meddahın iki aracı vardır: Biri boynuna doladığı mendili (makrame), öte- ki de elinde tuttuğu sopasıdır (değnek / baston). (IV) Konuşmalar genelde yazılı metne uygun olarak şe- killenir. (V) Meddahların çoğu, klasikleşmiş beyitlerle öykülerine başlar. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir bilgi yansı vardır? A) I B) II C) III D) IV E) V CAP 11.
3.
Bilinç akışı tekniğinde karakterin iç dünyası hiçbir kaygı
olmadan okuyucuya aktarılır. Karakterin duyguları ve düşün-
celerindeki değişimler bu teknikle verilir. Karakterin aklından
geçen düşünceler, bütün karmaşıklığıyla ve herhangi bir sıra
olmadan okuyucuya verilir. Bu sayede okuyucu karakterin
psikolojisini ve ruh hâlini daha iyi anlayabilir ve bazı olaylarla
bu olayların nedenleri arasındaki bağlantıları açıklayabilir.
Bu açıklamaya göre aşağıdaki parçalardan hangisi "bilinç
akışı tekniğine" örnek olarak gösterilebilir?
A) Babasını hatırladı. Trene yolcu ederken "Aman oğ-
lum!" demişti. "Yüzümü kara çıkarma. Babayın oğlu
olduğunu göster şu millete, ille de mihtara. Benim oğ-
lumsan sırtın yere gelmez. Heye İstanbul gurbeti çetin,
İstanbullunun cinden de beter olduğunu söylerdi em-
mim ya boş ver. Var git sağlıcakla eyi kötü bir işin başın
geç, bize mektup sal. Ondan sonrasına karışma. Ben
hepsinin yuvasını yaparım."
B) Yavaş yavaş merdivenleri indi. Orta kata gelince müdü-
rün odası gözüne ilişti. Şakir Bey'i bir kere görmek fena
olmaz diye düşündü. Kocası hakkında ondan malûmat
alabilirdi, hademe ile içeriye haber gönderdi.
C) Getirip karşısına buruş buruş, upuzun bir gölge dikiyorlar
ve o soruyor, kocanın ne işle meşgul olduğunu biliyor
muydun? Gölge diyor, bilmiyordum. Ne zamandan
beri bilmiyordun? Gölge diyor, beni kaçırdığından beri.
Kaçırmış mıydı seni? Gölge diyor, he kasabamdan
alıp kaçırmıştı. Peki bunca altını, halıyı, vesaireyi bu
adam acaba hangi parayla alıyor diye hiç merak da mi
etmiyordun? Gölge diyor, etmiyordum. Peki vukuat nasıl
oldu vukuat, onu anlat! Gölge diyor, o eve yeni gelmişti,
nereden geldiyse... Sonra? Sonra o geldiğinde çocuk
ağlıyordu ve o çocuğu ağlar buldu. Evet? Ağlar bulunca
öfkelendi o.
D) Haftada iki gece dostlara danslı çay veriliyor, en aşağı
iki üç gece de başkalarının davetine gidiliyordu. Aşağı
sofa ile taşlık arasındaki camekân kaldırılmış, delik de-
şik duvarlar sarı yaldızlı bir kâğıt ile kaplanmıştı. Davet
akşamlanı taşlıktaki su küpü sofradaki yemek masası ve
daha başka hırdavat eşya mutfağa taşınıyor, yukarıdan
kilimler, iskemleler, süslü yastıklar indirilerek bir kabul
salonu dekoru kuruluyordu.
E) Ali Rıza Bey, Babiâli yetiştirmelerinden bir mülkiye
memuruydu. Otuz yaşına kadar Dahiliye kalemlerinden
birinde çalışmıştı. Belki ölünceye kadar da orada kala-
caktı. Fakat kız kardeşiyle annesinin iki ay ara ile ölmesi
onu birdenbire Istanbul'dan soğutmuş, Suriye'de bir kaza
kaymakamlığı olarak gurbete çıkmasına sebep olmuştur.
Lise Türkçe
Olay ve Durum Hikâyesi
3. Bilinç akışı tekniğinde karakterin iç dünyası hiçbir kaygı olmadan okuyucuya aktarılır. Karakterin duyguları ve düşün- celerindeki değişimler bu teknikle verilir. Karakterin aklından geçen düşünceler, bütün karmaşıklığıyla ve herhangi bir sıra olmadan okuyucuya verilir. Bu sayede okuyucu karakterin psikolojisini ve ruh hâlini daha iyi anlayabilir ve bazı olaylarla bu olayların nedenleri arasındaki bağlantıları açıklayabilir. Bu açıklamaya göre aşağıdaki parçalardan hangisi "bilinç akışı tekniğine" örnek olarak gösterilebilir? A) Babasını hatırladı. Trene yolcu ederken "Aman oğ- lum!" demişti. "Yüzümü kara çıkarma. Babayın oğlu olduğunu göster şu millete, ille de mihtara. Benim oğ- lumsan sırtın yere gelmez. Heye İstanbul gurbeti çetin, İstanbullunun cinden de beter olduğunu söylerdi em- mim ya boş ver. Var git sağlıcakla eyi kötü bir işin başın geç, bize mektup sal. Ondan sonrasına karışma. Ben hepsinin yuvasını yaparım." B) Yavaş yavaş merdivenleri indi. Orta kata gelince müdü- rün odası gözüne ilişti. Şakir Bey'i bir kere görmek fena olmaz diye düşündü. Kocası hakkında ondan malûmat alabilirdi, hademe ile içeriye haber gönderdi. C) Getirip karşısına buruş buruş, upuzun bir gölge dikiyorlar ve o soruyor, kocanın ne işle meşgul olduğunu biliyor muydun? Gölge diyor, bilmiyordum. Ne zamandan beri bilmiyordun? Gölge diyor, beni kaçırdığından beri. Kaçırmış mıydı seni? Gölge diyor, he kasabamdan alıp kaçırmıştı. Peki bunca altını, halıyı, vesaireyi bu adam acaba hangi parayla alıyor diye hiç merak da mi etmiyordun? Gölge diyor, etmiyordum. Peki vukuat nasıl oldu vukuat, onu anlat! Gölge diyor, o eve yeni gelmişti, nereden geldiyse... Sonra? Sonra o geldiğinde çocuk ağlıyordu ve o çocuğu ağlar buldu. Evet? Ağlar bulunca öfkelendi o. D) Haftada iki gece dostlara danslı çay veriliyor, en aşağı iki üç gece de başkalarının davetine gidiliyordu. Aşağı sofa ile taşlık arasındaki camekân kaldırılmış, delik de- şik duvarlar sarı yaldızlı bir kâğıt ile kaplanmıştı. Davet akşamlanı taşlıktaki su küpü sofradaki yemek masası ve daha başka hırdavat eşya mutfağa taşınıyor, yukarıdan kilimler, iskemleler, süslü yastıklar indirilerek bir kabul salonu dekoru kuruluyordu. E) Ali Rıza Bey, Babiâli yetiştirmelerinden bir mülkiye memuruydu. Otuz yaşına kadar Dahiliye kalemlerinden birinde çalışmıştı. Belki ölünceye kadar da orada kala- caktı. Fakat kız kardeşiyle annesinin iki ay ara ile ölmesi onu birdenbire Istanbul'dan soğutmuş, Suriye'de bir kaza kaymakamlığı olarak gurbete çıkmasına sebep olmuştur.
miş
eis
19. Dünya edebiyatında Rus yazar Anton Çehov tarafından
geliştirilen bu tarz hikâyelerde, olay ve merak ögesi geri
plana itilerek günlük hayattan alınan bir durumun yansı-
tılması amaçlanır.
Aşağıdaki yazarlardan hangisi bu öykü türüyle ilişki-
lendirilemez?
A) Sait Faik Abasıyanık
B) Ferit Edgü
C) Ömer Seyfettin
D) Vüsat O. Bener
E) Memduh Şevket Esendal
Lise Türkçe
Olay ve Durum Hikâyesi
miş eis 19. Dünya edebiyatında Rus yazar Anton Çehov tarafından geliştirilen bu tarz hikâyelerde, olay ve merak ögesi geri plana itilerek günlük hayattan alınan bir durumun yansı- tılması amaçlanır. Aşağıdaki yazarlardan hangisi bu öykü türüyle ilişki- lendirilemez? A) Sait Faik Abasıyanık B) Ferit Edgü C) Ömer Seyfettin D) Vüsat O. Bener E) Memduh Şevket Esendal
6
18. Metroya bindiğim zaman yanımdaki boş yere hey-
keli bırakmadım. Hâlâ omuzlarımdaydı. Oradan vü-
cuduma, içime ağır ağır süzüldüğünü ve bir zehir gibi
kanıma karıştığını hissettim. Kalbim, vuruşunu artır-
mıştı. Eve bir sıtma nöbeti içinde vardım; bir kart-
postal büyüklüğünde kalmış, erimiş heykeli sırtımdan
âdeta kopararak masamın üzerine bıraktım ve yata-
ğımın üstüne boylu boyunca uzanıp bir sıtmalı gibi
titreye titreye saatlerce kaldım.
Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) Birinci kişili anlatım ağzıyla yazılmıştır.
B) Durum hikâyesine özgü nitelikler taşımaktadır.
C) Benzetmeye yer verilmiştir.
D) ikilemelerden yararlanılmıştır.
E) Düşünceler bilinç akışı tekniğiyle aktarılmıştır.
Lise Türkçe
Olay ve Durum Hikâyesi
6 18. Metroya bindiğim zaman yanımdaki boş yere hey- keli bırakmadım. Hâlâ omuzlarımdaydı. Oradan vü- cuduma, içime ağır ağır süzüldüğünü ve bir zehir gibi kanıma karıştığını hissettim. Kalbim, vuruşunu artır- mıştı. Eve bir sıtma nöbeti içinde vardım; bir kart- postal büyüklüğünde kalmış, erimiş heykeli sırtımdan âdeta kopararak masamın üzerine bıraktım ve yata- ğımın üstüne boylu boyunca uzanıp bir sıtmalı gibi titreye titreye saatlerce kaldım. Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Birinci kişili anlatım ağzıyla yazılmıştır. B) Durum hikâyesine özgü nitelikler taşımaktadır. C) Benzetmeye yer verilmiştir. D) ikilemelerden yararlanılmıştır. E) Düşünceler bilinç akışı tekniğiyle aktarılmıştır.
21. "Bizimkiler! Bizimkiler!" diye bağırarak uyandı. Doğrul-
du. Üstündeki kertenkeleler kaçıştılar. Limana baktı.
Gerçekten, kalenin karşısında bir donanma gelmişti.
Kadırgaların, yelkenlerin, küreklerin biçimine dikkat et-
ti. Sarardı. Gözlerini açtı. Yüreği hızla çarpmaya baş-
ladı. Ellerini göğsüne koydu. Bunlar Türk gemileriydi.
Kıyıya yanaşıyorlardı. Gözlerine inanamadı.
"Acaba rüyada mıyım?" kuşkusuna kapıldı. Uyanıkken
rüya görülür müydü? İyice inanabilmek amacıyla elini
Isırdı. Yerden sivri bir taş parçası aldı. Alnına vurdu.
Evet, işte hissediyordu. Uyanıktı. Gördüğü rüya değil-
di. O uyurken donanma burnun arkasından birdenbi-
re çıkıvermiş olacaktı. (...)
Kıyıya doğru koştu, koştu. Karaya çıkan askerler, ak sa-
kallı bir ihtiyarın kendilerine doğru koştuğuna görünce,
-
- Dur, diye bağırdılar. İhtiyar durmadı, bağırdı:
Ben Türk'üm, oğullar, ben Türk'üm.
-
Bu parçanın içerik ve üslup özellikleri aşağıdaki-
lerden hangisinin hikâye anlayışına en uzaktır?
A) Ömer Seyfettin
B) Halide Edip Adıvar
C) Refik Halit Karay
D) Sait Faik Abasıyanık
Diğer sayfaya geçiniz.
E) Ahmet Hikmet Müftüoğlu
Lise Türkçe
Olay ve Durum Hikâyesi
21. "Bizimkiler! Bizimkiler!" diye bağırarak uyandı. Doğrul- du. Üstündeki kertenkeleler kaçıştılar. Limana baktı. Gerçekten, kalenin karşısında bir donanma gelmişti. Kadırgaların, yelkenlerin, küreklerin biçimine dikkat et- ti. Sarardı. Gözlerini açtı. Yüreği hızla çarpmaya baş- ladı. Ellerini göğsüne koydu. Bunlar Türk gemileriydi. Kıyıya yanaşıyorlardı. Gözlerine inanamadı. "Acaba rüyada mıyım?" kuşkusuna kapıldı. Uyanıkken rüya görülür müydü? İyice inanabilmek amacıyla elini Isırdı. Yerden sivri bir taş parçası aldı. Alnına vurdu. Evet, işte hissediyordu. Uyanıktı. Gördüğü rüya değil- di. O uyurken donanma burnun arkasından birdenbi- re çıkıvermiş olacaktı. (...) Kıyıya doğru koştu, koştu. Karaya çıkan askerler, ak sa- kallı bir ihtiyarın kendilerine doğru koştuğuna görünce, - - Dur, diye bağırdılar. İhtiyar durmadı, bağırdı: Ben Türk'üm, oğullar, ben Türk'üm. - Bu parçanın içerik ve üslup özellikleri aşağıdaki- lerden hangisinin hikâye anlayışına en uzaktır? A) Ömer Seyfettin B) Halide Edip Adıvar C) Refik Halit Karay D) Sait Faik Abasıyanık Diğer sayfaya geçiniz. E) Ahmet Hikmet Müftüoğlu
B
Deneme - 3
17. Bereket, yol tenha değildi. Sağdan soldan kimi şehre,
kimi Çubuk'a doğru yürüyen köylüler geçiyordu. Yağız bir
eşek üstünde ak sakallı bir ihtiyar, karısı ardından, pabuç-
lanını eline almış yayan gidiyordu. Bir yol dönemecinde
uzunca bir kağnı dizisine rast geldiler. Bu kağnıların yüzü
şehre dönüktü ve o kadar yavaş ilerliyorlardı ki yürüyüp
yürümedikleri ancak gıcırtılarından belli oluyordu. Selma
Hanım, bunlardan her birinin bir top mermisi taşıdığını
gördü. Her birinde bir tek mermi... Ve bazısının üstüne
uykuya dalmış bir çocuk gibi yorgan örtülmüştü. Bunları
çeken mandalar o kadar zayıftı ki kalça kemikleri nerede
ise derilerini bir burgu gibi delecekti. Selma Hanım'ın ku-
lağına hiç duymadığı bir güfteden şu sözler çalındı:
Ankara'nın taşına bak / Gözlerimin yaşına bak
Biz Yunan'a esir olduk/ Şu Allah'ın işine bak
Ve gözü yandaki zabite kaydı. Binbaşı Hakkı Bey'in yüzü
akşamın kızıl aydınlığı içinde tunçtan bir madalyonun or-
tasındaki gibi hissiz ve hareketsiz duruyordu.
Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yan-
liştır?
A) Üskup ve içerik yönüyle toplumcu gerçekçi anlayışın
özelliklerini taşımaktadır.
B) Farklı duyularla ilgili ayrıntılardan yararlanılmıştır.
Olaylar hâkim bakış açısıyla anlatılmıştır.
D) Anlatiminda betimleyici unsurlardan faydalanılmıştır.
E) Üçüncü kişili anlatım kullanılmıştır.
A
18. (1) Karagöz, orta oyunu, meddah; Osmanlı Devleti'ne
Bursa, Edirne ve İstanbul'da gelişmiş
akiler-
Lise Türkçe
Olay ve Durum Hikâyesi
B Deneme - 3 17. Bereket, yol tenha değildi. Sağdan soldan kimi şehre, kimi Çubuk'a doğru yürüyen köylüler geçiyordu. Yağız bir eşek üstünde ak sakallı bir ihtiyar, karısı ardından, pabuç- lanını eline almış yayan gidiyordu. Bir yol dönemecinde uzunca bir kağnı dizisine rast geldiler. Bu kağnıların yüzü şehre dönüktü ve o kadar yavaş ilerliyorlardı ki yürüyüp yürümedikleri ancak gıcırtılarından belli oluyordu. Selma Hanım, bunlardan her birinin bir top mermisi taşıdığını gördü. Her birinde bir tek mermi... Ve bazısının üstüne uykuya dalmış bir çocuk gibi yorgan örtülmüştü. Bunları çeken mandalar o kadar zayıftı ki kalça kemikleri nerede ise derilerini bir burgu gibi delecekti. Selma Hanım'ın ku- lağına hiç duymadığı bir güfteden şu sözler çalındı: Ankara'nın taşına bak / Gözlerimin yaşına bak Biz Yunan'a esir olduk/ Şu Allah'ın işine bak Ve gözü yandaki zabite kaydı. Binbaşı Hakkı Bey'in yüzü akşamın kızıl aydınlığı içinde tunçtan bir madalyonun or- tasındaki gibi hissiz ve hareketsiz duruyordu. Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yan- liştır? A) Üskup ve içerik yönüyle toplumcu gerçekçi anlayışın özelliklerini taşımaktadır. B) Farklı duyularla ilgili ayrıntılardan yararlanılmıştır. Olaylar hâkim bakış açısıyla anlatılmıştır. D) Anlatiminda betimleyici unsurlardan faydalanılmıştır. E) Üçüncü kişili anlatım kullanılmıştır. A 18. (1) Karagöz, orta oyunu, meddah; Osmanlı Devleti'ne Bursa, Edirne ve İstanbul'da gelişmiş akiler-
19. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Huzur'unda ve Yusuf
Atılgan'ın Aylak Adam'ında İstanbul mekân olarak yer
alır. Bu iki romandaki mekânı incelemek, Türk
modernliğinin seyrinin izlenmesi açısından ayrıca
önemlidir. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Huzur'unda
İstanbul (özellikle de İstanbul Boğaz'ı), görkemli
Osmanlı medeniyetini yansıtan bir ayna işlevine sahiptir.
Huzur'da, İstanbul geçmişteki kültürel zenginliğiyle
alımlanır. Bu anlamda İstanbul'un farklı yerleri, geçmişi
yansıtan derinlikli bir içeriğe sahiptir. Romanda, İstanbul
büyük ve ihtişamlı bir medeniyetin izlerini taşır şekilde
betimlenir. Buna karşılık Aylak Adam'da İstanbul'un
görkemli geçmişle ilişkisi tamamen kesilmiştir. Metropol
olarak konumlandırılan İstanbul; motor gürültüsüyle,
kalkık yakalı, hızlı yürüyen, kayıtsız insanlarla doludur.
Bu parçanın bütününde aşağıdakilerden hangisi
anlatılmak istenmektedir?
A) İstanbul'un, Aylak Adam ve Huzur romanlarında
kurguya konumlandırılış biçiminin farklılıklar içerdiği
B) Ahmet Hamdi Tanpınar'ın İstanbul'u ele almada
Yusuf Atılgan'dan daha bilinçli davrandığı
C) İstanbul'un, Türk edebiyatının önemli yazarlarının
romanlarında mekân olarak yer aldığı
D) İstanbul'un modern yaşamının değişimini en iyi
yansıtan romanların Aylak Adam ve Huzur olduğu
E) Aylak Adam'ın Huzur romanından daha gerçekçi bir
anlatımla yazıldığı
Lise Türkçe
Olay ve Durum Hikâyesi
19. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Huzur'unda ve Yusuf Atılgan'ın Aylak Adam'ında İstanbul mekân olarak yer alır. Bu iki romandaki mekânı incelemek, Türk modernliğinin seyrinin izlenmesi açısından ayrıca önemlidir. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Huzur'unda İstanbul (özellikle de İstanbul Boğaz'ı), görkemli Osmanlı medeniyetini yansıtan bir ayna işlevine sahiptir. Huzur'da, İstanbul geçmişteki kültürel zenginliğiyle alımlanır. Bu anlamda İstanbul'un farklı yerleri, geçmişi yansıtan derinlikli bir içeriğe sahiptir. Romanda, İstanbul büyük ve ihtişamlı bir medeniyetin izlerini taşır şekilde betimlenir. Buna karşılık Aylak Adam'da İstanbul'un görkemli geçmişle ilişkisi tamamen kesilmiştir. Metropol olarak konumlandırılan İstanbul; motor gürültüsüyle, kalkık yakalı, hızlı yürüyen, kayıtsız insanlarla doludur. Bu parçanın bütününde aşağıdakilerden hangisi anlatılmak istenmektedir? A) İstanbul'un, Aylak Adam ve Huzur romanlarında kurguya konumlandırılış biçiminin farklılıklar içerdiği B) Ahmet Hamdi Tanpınar'ın İstanbul'u ele almada Yusuf Atılgan'dan daha bilinçli davrandığı C) İstanbul'un, Türk edebiyatının önemli yazarlarının romanlarında mekân olarak yer aldığı D) İstanbul'un modern yaşamının değişimini en iyi yansıtan romanların Aylak Adam ve Huzur olduğu E) Aylak Adam'ın Huzur romanından daha gerçekçi bir anlatımla yazıldığı
6
daki ilk epik tiyatro örneğidir.
Bu parçada boş bırakilan yere aşağıdakilerden hangisi
getirilmelidir?
A) Haldun Taner
B) Recep Bilginer
C) Necati Cumali
D) Refik Erduran
E) Turan Oflazoğlu
22. Orhan Kemal'in Ekmek Kavgası adlı yapıtıyla aşağıdaki
yapıtların hangisi arasında konusal yönden kimi açılardan
bir benzerlik kurulamaz?
A) Çamaşırcının Kızı
B) Önce Ekmek
C) Kardeş Payı
D) Müfettişler Müfettişi
E) Mahalle Kavgası
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Olay ve Durum Hikâyesi
6 daki ilk epik tiyatro örneğidir. Bu parçada boş bırakilan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Haldun Taner B) Recep Bilginer C) Necati Cumali D) Refik Erduran E) Turan Oflazoğlu 22. Orhan Kemal'in Ekmek Kavgası adlı yapıtıyla aşağıdaki yapıtların hangisi arasında konusal yönden kimi açılardan bir benzerlik kurulamaz? A) Çamaşırcının Kızı B) Önce Ekmek C) Kardeş Payı D) Müfettişler Müfettişi E) Mahalle Kavgası Diğer sayfaya geçiniz.
3. AD
TÜRK DİLİ VE ED
Hikâye
T.C. MİLLÎ EĞİTİM
BAKANLIĞI
1.
Küçürek hikâyeler; betimlemeye ve çözümlemeye dayanma-
yan, yalnızca bir anın saptaması olan anlatılardır. Çok kısa
olmalarına rağmen bu hikâyeler yazarının dile hâkimiyetini,
kelime dağarcığını, kurgu yeteneğini, duygu ve düşünce
dünyasının derinliğini gösteren yoğun anlatımlardır. Küçürek
hikâye uzadıkça okuru uyaran vurucu etkisini yitirir.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada tanıtılan hikâye tü-
rünün temsilcilerinden değildir?
A) Ferit Edgü
B) Haydar Ergülen
C) Necati Tosuner
DY Adalet Ağaoğlu
E) Vůs'at O. Bener
ai
Haydar Ergüles
Lise Türkçe
Olay ve Durum Hikâyesi
3. AD TÜRK DİLİ VE ED Hikâye T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI 1. Küçürek hikâyeler; betimlemeye ve çözümlemeye dayanma- yan, yalnızca bir anın saptaması olan anlatılardır. Çok kısa olmalarına rağmen bu hikâyeler yazarının dile hâkimiyetini, kelime dağarcığını, kurgu yeteneğini, duygu ve düşünce dünyasının derinliğini gösteren yoğun anlatımlardır. Küçürek hikâye uzadıkça okuru uyaran vurucu etkisini yitirir. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada tanıtılan hikâye tü- rünün temsilcilerinden değildir? A) Ferit Edgü B) Haydar Ergülen C) Necati Tosuner DY Adalet Ağaoğlu E) Vůs'at O. Bener ai Haydar Ergüles
31. Dünyanın bir anda düzelmesi, doğal olarak olanaksızdlede ku
Öte yandan, insanoğlunun sabırsızlığı ve kişisel
tutkuları, mutluluk getirecek sürekli bir değişimi körükler
durur. İnsanlık tarihinin gösterdiği gibi acele iyileşme
dilekleri, hamleleri toplumlara çok zarar vermiştir.
insanlar birey olarak gelişip olgunlaşmadıkça anlık
iyileşme görünümü, bütünüyle iyileşme, tüm dertlerden
kurtulma anlamına gelmez.
Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bireysel iyileşmeler olmadıkça toplumda tam bir
kurtulma söz konusu olamaz
Binsanoğlu sabırsızlığı yüzünden başarıya ulaşama-
maktadır.
Gelişme, ilerleme toplumdan topluma farklılık gösterir.
D) Mutluluk daha çok çalışmakla, sabırla elde edilir.
E) Toplumların zarar görmesini engellemenin bir yolu
da çok çalışmaktır.
EGIT
mana
asl
Lise Türkçe
Olay ve Durum Hikâyesi
31. Dünyanın bir anda düzelmesi, doğal olarak olanaksızdlede ku Öte yandan, insanoğlunun sabırsızlığı ve kişisel tutkuları, mutluluk getirecek sürekli bir değişimi körükler durur. İnsanlık tarihinin gösterdiği gibi acele iyileşme dilekleri, hamleleri toplumlara çok zarar vermiştir. insanlar birey olarak gelişip olgunlaşmadıkça anlık iyileşme görünümü, bütünüyle iyileşme, tüm dertlerden kurtulma anlamına gelmez. Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağıdakilerden hangisidir? A) Bireysel iyileşmeler olmadıkça toplumda tam bir kurtulma söz konusu olamaz Binsanoğlu sabırsızlığı yüzünden başarıya ulaşama- maktadır. Gelişme, ilerleme toplumdan topluma farklılık gösterir. D) Mutluluk daha çok çalışmakla, sabırla elde edilir. E) Toplumların zarar görmesini engellemenin bir yolu da çok çalışmaktır. EGIT mana asl
14. Modern hikâye türü ile ilgili aşağıda verilen
bilgilerden hangisi yanlıştır?
A) Modem anlamda hikaye türünün kurucusu Italyan yazar
Boccacio kabul edilmektedir.
B) Edebiyatımızda ilk örnekleri Tanzimat Dönemi'nde
verilmiştir.
C) Temelde olay ve durum öykücülüğü şeklinde iki türü
vardır.
D) Manzum, mensur ya da manzum-mensur şekilde
yapılandırılmışlardır.
E) Yaşanmış ya da yaşanması mümkün olay ve durumlar
anlatılır.
Lise Türkçe
Olay ve Durum Hikâyesi
14. Modern hikâye türü ile ilgili aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır? A) Modem anlamda hikaye türünün kurucusu Italyan yazar Boccacio kabul edilmektedir. B) Edebiyatımızda ilk örnekleri Tanzimat Dönemi'nde verilmiştir. C) Temelde olay ve durum öykücülüğü şeklinde iki türü vardır. D) Manzum, mensur ya da manzum-mensur şekilde yapılandırılmışlardır. E) Yaşanmış ya da yaşanması mümkün olay ve durumlar anlatılır.
E) Sembolizm
2. Hepsinin gözleri güzeldir. Hepsinin canlı iken pulları kadın elbiselerine, kadın kulaklarına, kadın göğüslerine takılmaya
değer. Nedir o elmaslar, yakutlar, akikler, zümrütler, şunlar bunlar?.. Mümkünü olsaydı da balolara canli balik sırtlarının
yanardöner renkleriyle gidebilselerdi kadınlar; balıkçılar milyon, balıklar şanüşeref kazanırdı. Ne yazık ki soluverir ölür
ölmez, öyle ki üzülmüş bebeklere döner balik sırtının pırıltıları. Benim size ölümünü hikâye edeceğim balığın öyle pırıltılı,
yanardöner pulları yoktur. Pulu da yoktur ya zavallının. Hafifçe, belirsiz bir yeşil renkle esmerdir. Balıkların en çirkinidir.
Kocaman, dişsiz, ak ve şeffaf naylondan bir ağzı vardır: Sudan çıkar çıkmaz bir karış açılır. Açılır da bir daha kapanmaz.
Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Bo
Cundelik hayattan bir kesite yer verildiği
B) Düşüncelerin, iç monolog tekniğiyle aktarıldığı
Anlatımda betimlemelere başvurulduğu
Neres gündelik hayet?
I
CLOlay öyküsüne özgü bir anlatım sergilendiği
Sade, içten ve anlaşılır bir dil kullanıldığı
3.
Fabr
Mikro Antoxic!
Lise Türkçe
Olay ve Durum Hikâyesi
E) Sembolizm 2. Hepsinin gözleri güzeldir. Hepsinin canlı iken pulları kadın elbiselerine, kadın kulaklarına, kadın göğüslerine takılmaya değer. Nedir o elmaslar, yakutlar, akikler, zümrütler, şunlar bunlar?.. Mümkünü olsaydı da balolara canli balik sırtlarının yanardöner renkleriyle gidebilselerdi kadınlar; balıkçılar milyon, balıklar şanüşeref kazanırdı. Ne yazık ki soluverir ölür ölmez, öyle ki üzülmüş bebeklere döner balik sırtının pırıltıları. Benim size ölümünü hikâye edeceğim balığın öyle pırıltılı, yanardöner pulları yoktur. Pulu da yoktur ya zavallının. Hafifçe, belirsiz bir yeşil renkle esmerdir. Balıkların en çirkinidir. Kocaman, dişsiz, ak ve şeffaf naylondan bir ağzı vardır: Sudan çıkar çıkmaz bir karış açılır. Açılır da bir daha kapanmaz. Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? Bo Cundelik hayattan bir kesite yer verildiği B) Düşüncelerin, iç monolog tekniğiyle aktarıldığı Anlatımda betimlemelere başvurulduğu Neres gündelik hayet? I CLOlay öyküsüne özgü bir anlatım sergilendiği Sade, içten ve anlaşılır bir dil kullanıldığı 3. Fabr Mikro Antoxic!
or
, bir
nidi-
ileri,
arak
, bir
inde
acık-
ştır.
yaz-
iştir.
erin-
ya-
enel
ana
aya
olu-
ok-
rını
onu
Onu
ele-
ur.
emik
0.72 FABER-CASTELL
MSH
11. Hikâyede asıl olan "olay" değildir. Hikâye, sona erdi-
ği zaman her şey bitmiş değildir. Hikâye, asıl bundan
sonra başlıyor demektir. Zira, kişiler tamamıyla tanı-
pantılmadığı, olaylarda kesinlik hâkim olmadığı için oku-
shoyucunun hayal kurması devamlı hareket hâlindedir
ve kendine göre yorumlar yapmaya uygundur. Bu
de türün kurucusu kabul edilen Çehov hikâye anlayışını
şöyle anlatır: "Kaleme alınan konular, "sade" olma-
II. Piyer Semenovi, Maira İvanovna ile nasıl evlendi
gibi... Hem sonra, yok psikoloji tahlilleri, yok hikâye,
yok bilmem ne imiş! Bunlar hep özenti... Hatırınıza
ilk gelen başlığı koyun, kılı kırk yarmayın, tırnak, çiz-
gi gibi işaretleri çok az kullanmaya bakın, gösteriştir
bu. Benim işim anlatmaktır. Ancak, onu başarabili-
rim."
Yukarıdaki bilgiler dikkate alındığında aşağıda-
ki yazarlarımızdan hangisinin bu tarzda öyküler
yazdığı söylenemez?
A) Sait Faik
B) Tarık Buğra
C) Memduh Şevket Esendal D) Oktay Akbal
E) Ömer Seyfettin
12. Bir romandan alınan aşağıdaki bölümlerin
ZO ZEST T
Lise Türkçe
Olay ve Durum Hikâyesi
or , bir nidi- ileri, arak , bir inde acık- ştır. yaz- iştir. erin- ya- enel ana aya olu- ok- rını onu Onu ele- ur. emik 0.72 FABER-CASTELL MSH 11. Hikâyede asıl olan "olay" değildir. Hikâye, sona erdi- ği zaman her şey bitmiş değildir. Hikâye, asıl bundan sonra başlıyor demektir. Zira, kişiler tamamıyla tanı- pantılmadığı, olaylarda kesinlik hâkim olmadığı için oku- shoyucunun hayal kurması devamlı hareket hâlindedir ve kendine göre yorumlar yapmaya uygundur. Bu de türün kurucusu kabul edilen Çehov hikâye anlayışını şöyle anlatır: "Kaleme alınan konular, "sade" olma- II. Piyer Semenovi, Maira İvanovna ile nasıl evlendi gibi... Hem sonra, yok psikoloji tahlilleri, yok hikâye, yok bilmem ne imiş! Bunlar hep özenti... Hatırınıza ilk gelen başlığı koyun, kılı kırk yarmayın, tırnak, çiz- gi gibi işaretleri çok az kullanmaya bakın, gösteriştir bu. Benim işim anlatmaktır. Ancak, onu başarabili- rim." Yukarıdaki bilgiler dikkate alındığında aşağıda- ki yazarlarımızdan hangisinin bu tarzda öyküler yazdığı söylenemez? A) Sait Faik B) Tarık Buğra C) Memduh Şevket Esendal D) Oktay Akbal E) Ömer Seyfettin 12. Bir romandan alınan aşağıdaki bölümlerin ZO ZEST T
8. Aksini düşündüğüm zaman, bir şeyleri sorgulamak, onu
araştırmak, doğruya ulaşmaya çalışmak insanı nasıl farkl
laştırır?
Bu cümledeki altı çizili sözcükle ilgili aşağıdakilerden
hangisi söylenebilir?
A) Edilgen bir fiildir.
B) Dönüslü bir fiildir.
C) Etken bir fiildir.
D) iste's bir fildir
Geçişsiz bir fiildir.
Lise Türkçe
Olay ve Durum Hikâyesi
8. Aksini düşündüğüm zaman, bir şeyleri sorgulamak, onu araştırmak, doğruya ulaşmaya çalışmak insanı nasıl farkl laştırır? Bu cümledeki altı çizili sözcükle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Edilgen bir fiildir. B) Dönüslü bir fiildir. C) Etken bir fiildir. D) iste's bir fildir Geçişsiz bir fiildir.
Asim birkaç adım yürüdükten sonra bir daha dur-
du. Kendi hayatını düşündü. Bu hayat da böyle
gör, halayı ziyaret et, onunla konuş, Ferruh Bey'le
hiç zevkli bir şey değildi ya! Yalının masraflarını
neticesi meşkûk bir işte sürüklen... Bunlarda ne
mana var? Ben bunları yapmakla ne yapmış olu-
yorum? Halası zengin olduğu için istediği gibi ya-
bir adam. Herkes nasıl oluyor da kendisine
şayan
çıkıyor? Herkes akşam olunca evinde yemek, iç-
bir iş, bir ticaret buluyor, bu kadar para nereden
mek buluyor, halkta ne çok para var? Şehrin gün-
düz hâli gözünün önüne geldi ve "Şehirlerde bana
iş yok" diye düşündü. Değirmen ne kadar iyiydi.
Değirmen onun olsaydı, bu endişelerden hiçbiri
olmayacaktı.
Yukarıdaki parça aşağıdaki eserlerin hangisin-
den alınmış olabilir?
A) Ev Ona Yakıştı
B) Miras
C) Ayaşlı ve Kiracıları
D) Vassaf Bey
E) Temiz Sevgiler
7.
Lise Türkçe
Olay ve Durum Hikâyesi
Asim birkaç adım yürüdükten sonra bir daha dur- du. Kendi hayatını düşündü. Bu hayat da böyle gör, halayı ziyaret et, onunla konuş, Ferruh Bey'le hiç zevkli bir şey değildi ya! Yalının masraflarını neticesi meşkûk bir işte sürüklen... Bunlarda ne mana var? Ben bunları yapmakla ne yapmış olu- yorum? Halası zengin olduğu için istediği gibi ya- bir adam. Herkes nasıl oluyor da kendisine şayan çıkıyor? Herkes akşam olunca evinde yemek, iç- bir iş, bir ticaret buluyor, bu kadar para nereden mek buluyor, halkta ne çok para var? Şehrin gün- düz hâli gözünün önüne geldi ve "Şehirlerde bana iş yok" diye düşündü. Değirmen ne kadar iyiydi. Değirmen onun olsaydı, bu endişelerden hiçbiri olmayacaktı. Yukarıdaki parça aşağıdaki eserlerin hangisin- den alınmış olabilir? A) Ev Ona Yakıştı B) Miras C) Ayaşlı ve Kiracıları D) Vassaf Bey E) Temiz Sevgiler 7.
19,
dendiğinde akla ilk olarak Türk modern öyküsünün kuru-
cularından biri olduğu bilgisi gelir. Lise yıllarında yazmaya
başladığı öyküleri dönemin önemli dergilerinde ve gazete-
lerinde yayımlanır. Yazdıklarıyla ilgili pek çok eleştiri yapıl-
sa da onun modern öykünün kurucusu olduğu gerçeğini
hemen herkes kabul eder. O, modern Türk öykücülüğünün
öncülerinden olup dilde ve biçimde getirdiği değişimlerle
kendine has özgün biçemini kurmuştur. Geleneksel anlam-
da hikâye diyebileceğimiz formu dönüştürerek doğayı ve
insanları yalın, samimi ve şiirsel bir dille anlattığı herkesçe
bilinmektedir. O, hikâyelerindeki kahramanları da bu yalın
dile uygun olarak günlük hayatın içindeki "birtakım insanlar"
arasından seçer.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangi-
si getirilmelidir?
A Peyami Safa
B) Mithat Cemal Kuntay
C) Ahmet Hikmet Müftüoğlu
D) Sait Faik Abasıyanık
E) Refik Halit Karay
Lise Türkçe
Olay ve Durum Hikâyesi
19, dendiğinde akla ilk olarak Türk modern öyküsünün kuru- cularından biri olduğu bilgisi gelir. Lise yıllarında yazmaya başladığı öyküleri dönemin önemli dergilerinde ve gazete- lerinde yayımlanır. Yazdıklarıyla ilgili pek çok eleştiri yapıl- sa da onun modern öykünün kurucusu olduğu gerçeğini hemen herkes kabul eder. O, modern Türk öykücülüğünün öncülerinden olup dilde ve biçimde getirdiği değişimlerle kendine has özgün biçemini kurmuştur. Geleneksel anlam- da hikâye diyebileceğimiz formu dönüştürerek doğayı ve insanları yalın, samimi ve şiirsel bir dille anlattığı herkesçe bilinmektedir. O, hikâyelerindeki kahramanları da bu yalın dile uygun olarak günlük hayatın içindeki "birtakım insanlar" arasından seçer. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangi- si getirilmelidir? A Peyami Safa B) Mithat Cemal Kuntay C) Ahmet Hikmet Müftüoğlu D) Sait Faik Abasıyanık E) Refik Halit Karay