Paragraf Genel Tekrar Soruları
![2. Bilge Karasu'nun eserleri, metnin
boşluklarını okurun kendi ta-
mamlamasını gerektirdiği ve ona
farklı okuma sunduğu için
okuma uğraşını bir tür oyuna veya
serüvene dönüştürür.
A) birikimleriyle - olanakları
B) deneyimleriyle - yönelimleri
C) eğilimleriyle - seçenekleri
D) beklentileriyle -tutumları
E) ifadeleriyle - teknikleri](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220414093855832309-4397156_ai195LxSW.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar2. Bilge Karasu'nun eserleri, metnin
boşluklarını okurun kendi ta-
mamlamasını gerektirdiği ve ona
farklı okuma sunduğu için
okuma uğraşını bir tür oyuna veya
serüvene dönüştürür.
A) birikimleriyle - olanakları
B) deneyimleriyle - yönelimleri
C) eğilimleriyle - seçenekleri
D) beklentileriyle -tutumları
E) ifadeleriyle - teknikleri
![26. Doğada bütün renkler bir iletişim sisteminin parçası ola-
rak karşımıza çıkar. Renklerin psikolojik etkileri konusun-
da pek çok çalışma yapılmıştır. Beyinde, her bir temel
renk için uzmanlaşmış bir bölge vardır. Şekil ve hare-
ketlere kıyasla renkler daha hızlı algılanır. Sıcak renkler
olarak bilinen kırmızı ve turuncunun isinma hissi verdiği,
mavi ve yeşilin ise serinletici olduğu biliniyor. Atları sakin-
leştirmek için mavi, kırmızıdan daha etkili oluyor. İnsan-
lar da kırmızı renkli odayı mavi renkliye göre daha sıcak
buluyor. Kırmızıya boyanmış restoranlarda yemek daha
hızlı tüketiliyor. Kırmızıya kıyasla mavi renkli ortamda
daha fazla alışveriş yapılıyor. En çok kazaya karışan ara-
baların kırmızı renkli olduğu biliniyor. Sınav sırasında kır-
mızı renkli dosyada soru verilen öğrencilerin diğer renk
dosyalarda soru alan öğrencilere göre daha az başarılı
oldukları görülmüştür. Müzayede salonlarında, sırasıyla
en çok mavi, kırmızı, yeşil, sarı renk içeren eserlerin be-
ğenildiği, satıldığı biliniyor.
Bu parçadan çıkarılabilecek en genel yargı aşağıdaki-
lerden hangisidir?
A) Renkleri canlıları etkilemeleri yönüyle incelemek, il-
ginç sonuçlar ortaya çıkarır.
B) Kırmızı; insanların en çok ilgilendiği, en etkileyici
renktir.
C) Her rengin insanlar üzerindeki etkisi, bir başka renk-
ten farklıdır.
S
D) Renkler, insanların davranış ve duyguları üzerinde et-
kilidir.
E) Ekonomik hayata yön verenler, renklerin insanlar
üzerindeki etkisini dikkate alırlar.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220410030347689405-4385755_CTtQlHvgv.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar26. Doğada bütün renkler bir iletişim sisteminin parçası ola-
rak karşımıza çıkar. Renklerin psikolojik etkileri konusun-
da pek çok çalışma yapılmıştır. Beyinde, her bir temel
renk için uzmanlaşmış bir bölge vardır. Şekil ve hare-
ketlere kıyasla renkler daha hızlı algılanır. Sıcak renkler
olarak bilinen kırmızı ve turuncunun isinma hissi verdiği,
mavi ve yeşilin ise serinletici olduğu biliniyor. Atları sakin-
leştirmek için mavi, kırmızıdan daha etkili oluyor. İnsan-
lar da kırmızı renkli odayı mavi renkliye göre daha sıcak
buluyor. Kırmızıya boyanmış restoranlarda yemek daha
hızlı tüketiliyor. Kırmızıya kıyasla mavi renkli ortamda
daha fazla alışveriş yapılıyor. En çok kazaya karışan ara-
baların kırmızı renkli olduğu biliniyor. Sınav sırasında kır-
mızı renkli dosyada soru verilen öğrencilerin diğer renk
dosyalarda soru alan öğrencilere göre daha az başarılı
oldukları görülmüştür. Müzayede salonlarında, sırasıyla
en çok mavi, kırmızı, yeşil, sarı renk içeren eserlerin be-
ğenildiği, satıldığı biliniyor.
Bu parçadan çıkarılabilecek en genel yargı aşağıdaki-
lerden hangisidir?
A) Renkleri canlıları etkilemeleri yönüyle incelemek, il-
ginç sonuçlar ortaya çıkarır.
B) Kırmızı; insanların en çok ilgilendiği, en etkileyici
renktir.
C) Her rengin insanlar üzerindeki etkisi, bir başka renk-
ten farklıdır.
S
D) Renkler, insanların davranış ve duyguları üzerinde et-
kilidir.
E) Ekonomik hayata yön verenler, renklerin insanlar
üzerindeki etkisini dikkate alırlar.
![22. Gregor Samsa, bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında
kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu.
Zırh gibi sertleşmiş sırtının üstünde yatmaktaydı ve başını
biraz kaldırdığında bir kubbe gibi şişmiş, kahverengi, sert-
leşen kısımların oluşturduğu yay biçimi çizgilerle parsellere
ayrılmış karnını görüyordu; karnının tepesindeki yorgan ne-
redeyse tümüyle yere kaymak üzereydi ve tutunabileceği
hiçbir nokta kalmamış gibiydi. Gövdesinin çapıyla karşılaş-
tırıldığında acinası incelikteki çok sayıda bacak, gözlerinin
önünde çaresizlik içerisinde, parıltılar saçarak sallanıp dur-
maktaydı. "Ne olmuş bana böyle?" diye düşündü. Gördüğü
düş değildi. Biraz küçük ama normal, yani içinde insanlar
yaşasın diye yapılmış olan odası, ezbere bildiği dört duva-
rin arasında eskiden nasılsa şimdi de yine öyleydi. Üstünde
paketten çıkarılmış kumaş örneklerinin-Samsa'nın uğraşı
pazarlamacılıktı- yayılı olduğu masanın üzerinde, kısa süre
önce resimli bir dergiden kesip altın yaldızlı güzel bir çerçe-
veye geçirmiş olduğu bir resim asılıydı.
Bu parçayla ilgili aşağıdakilerin hangisi söylenemez?
A) Hayatın olağan akışına uymayan durumlardan söz edil-
miştir.
B) Anlatımda ilahi (Tanrısal) bakış açısı kullanılmıştır.
C) Öyküleyici anlatıma başvurulmuştur.
D) iç konuşma tekniğinden yararlanılmıştır.(iu Ciobambame)
E) Anlatım örneklerle zenginleştirilmiştir.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220411130759090638-3155929_CBCBeTbei.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar22. Gregor Samsa, bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında
kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu.
Zırh gibi sertleşmiş sırtının üstünde yatmaktaydı ve başını
biraz kaldırdığında bir kubbe gibi şişmiş, kahverengi, sert-
leşen kısımların oluşturduğu yay biçimi çizgilerle parsellere
ayrılmış karnını görüyordu; karnının tepesindeki yorgan ne-
redeyse tümüyle yere kaymak üzereydi ve tutunabileceği
hiçbir nokta kalmamış gibiydi. Gövdesinin çapıyla karşılaş-
tırıldığında acinası incelikteki çok sayıda bacak, gözlerinin
önünde çaresizlik içerisinde, parıltılar saçarak sallanıp dur-
maktaydı. "Ne olmuş bana böyle?" diye düşündü. Gördüğü
düş değildi. Biraz küçük ama normal, yani içinde insanlar
yaşasın diye yapılmış olan odası, ezbere bildiği dört duva-
rin arasında eskiden nasılsa şimdi de yine öyleydi. Üstünde
paketten çıkarılmış kumaş örneklerinin-Samsa'nın uğraşı
pazarlamacılıktı- yayılı olduğu masanın üzerinde, kısa süre
önce resimli bir dergiden kesip altın yaldızlı güzel bir çerçe-
veye geçirmiş olduğu bir resim asılıydı.
Bu parçayla ilgili aşağıdakilerin hangisi söylenemez?
A) Hayatın olağan akışına uymayan durumlardan söz edil-
miştir.
B) Anlatımda ilahi (Tanrısal) bakış açısı kullanılmıştır.
C) Öyküleyici anlatıma başvurulmuştur.
D) iç konuşma tekniğinden yararlanılmıştır.(iu Ciobambame)
E) Anlatım örneklerle zenginleştirilmiştir.
![30. Aşağıdaki parçalardan hangisi "Çocuk kitabı yazarlığının,
okuru çocuk yerine koyma yazarlığı olmadığı düşüncesi ede-
biyatımızda yeni yeni yerleşiyor; yazar ve yayıncıların güzel
olanın yaşa göre değişmeyeceğini fark etmeleri gerekiyor."
düşüncesine uzak düşmektedir?
A) ilk yazdığım çocuk öykülerini yıllar sonra okuduğumda
kendime epey kızdığımı hatırlıyorum. Bunca tatsız tuz-
suz kelime yığınını bir çocuk okuyup da ne yapacak?
B) Çok satılan yabancı çocuk kitaplarını okuyana dek içine
birtakım öğütler yerleştirilen ve birbirinden farksız hikâ-
yeleri çocuk kitabı sanıyordum. Çocukların bu kitaplar-
la okuma alışkanlığı edinmesini beklemek tabii ki hayal-
di.
Bir büyüğün de keyif alarak okuyamayacağı kitabı “Oku!"
diye çocuğun eline tutuşturmak çocuğa da edebiyata
da saygısızlık. Acaba o kitabı, yazarı bile ikinci kez oku-
maya tahammül edebilir mi?
DJ Her çocuğun severek okuyabileceği kitap farklıdır. An-
cak her çocuk için ortak olan husus şu: Adam yerine
konmak ve zekâsıyla alay edilmemek.
E) Çocukları, kişilik ve etik açıdan yücelteceğine inanma-
sak bu kitapları ne çocuklara ne velilerine önerirdik. An-
cak görüyoruz ki veliler bunları okumaya direnç göste-
ren çocuklarına yeterince israrcı olamıyor.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220409135425400527-1350812_WzAu114B1.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar30. Aşağıdaki parçalardan hangisi "Çocuk kitabı yazarlığının,
okuru çocuk yerine koyma yazarlığı olmadığı düşüncesi ede-
biyatımızda yeni yeni yerleşiyor; yazar ve yayıncıların güzel
olanın yaşa göre değişmeyeceğini fark etmeleri gerekiyor."
düşüncesine uzak düşmektedir?
A) ilk yazdığım çocuk öykülerini yıllar sonra okuduğumda
kendime epey kızdığımı hatırlıyorum. Bunca tatsız tuz-
suz kelime yığınını bir çocuk okuyup da ne yapacak?
B) Çok satılan yabancı çocuk kitaplarını okuyana dek içine
birtakım öğütler yerleştirilen ve birbirinden farksız hikâ-
yeleri çocuk kitabı sanıyordum. Çocukların bu kitaplar-
la okuma alışkanlığı edinmesini beklemek tabii ki hayal-
di.
Bir büyüğün de keyif alarak okuyamayacağı kitabı “Oku!"
diye çocuğun eline tutuşturmak çocuğa da edebiyata
da saygısızlık. Acaba o kitabı, yazarı bile ikinci kez oku-
maya tahammül edebilir mi?
DJ Her çocuğun severek okuyabileceği kitap farklıdır. An-
cak her çocuk için ortak olan husus şu: Adam yerine
konmak ve zekâsıyla alay edilmemek.
E) Çocukları, kişilik ve etik açıdan yücelteceğine inanma-
sak bu kitapları ne çocuklara ne velilerine önerirdik. An-
cak görüyoruz ki veliler bunları okumaya direnç göste-
ren çocuklarına yeterince israrcı olamıyor.
![3
I
7
1. Aşağıdaki parçalardan hangisi “iyi bir yazarın ileri sürdüğü ve
savunduğu bir tezi olmalıdır, eğer bunlar yoksa yazdığı eserlerin
ayakları yere sağlam basmaz." düşüncesine uzak düşmektedir?
A) Peyami Safa, Yalnızız romanında eğitimde uygulama alanı
bulamayan, teoride kalan birçok görüşün Simeranya'da te-
oride kalmayıp uygulandığını belirtir. Kısacası yazar, yaşadı-
ğı toplumun eğitim sistemine ciddi tenkitler getirmektedir.
Bu tenkitler, evrensel niteliktedir.
B) Aşk-ı Memnu, Halit Ziya Uşaklıgil'in yazdığı altı romanın en
olgunu kabul edilir. Sıkı yapısı, kahramanlarının psikolojik ge-
lişiminin gerçekçi tasviri, etrafımızdaki dünyaya dair gerçek-
çi gözlemi ve tasviri, dili ve üslubu övgüye değer görülür.
C) Ayaşlı ve Kiracıları romanında Memduh Şevket Esendal, ede-
biyat sosyolojisi için çalışmalar yapanlara kaynaklık edecek
ipuçları verir. Roman, özellikle de toplumsal görüşlere yas-
lanacak kitlesel gözlem ve değerlendirmeler için kaynak ni-
teliği taşımaktadır.
D) Mehmetakif Ersoy, Safahaťta yer alan çoğu şiirinde emeğin
ve çalışmanın kutsallığına dikkat çeker. Onun israrla vurgula-
dığı bir düşünce vardır: “Kim kazanmazsa bu dünyada bir ek-
mek parası / Dostunun yüz karası, düşmanının maskarası!"
E) Talip Apaydın, Toz Duman İçinde romanında vatan duygusu-
nu kahramanlık düşüncesiyle harmanlayıp başat unsur ola-
rak kullanır. Direnmek ve toprak bilincine sahip olmak, Ax-
şa Kadın'ın "Ben kökümden ayrılamam." sözüyle zirveleşir.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220411071622500455-2804687_Z63dy31gX.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar3
I
7
1. Aşağıdaki parçalardan hangisi “iyi bir yazarın ileri sürdüğü ve
savunduğu bir tezi olmalıdır, eğer bunlar yoksa yazdığı eserlerin
ayakları yere sağlam basmaz." düşüncesine uzak düşmektedir?
A) Peyami Safa, Yalnızız romanında eğitimde uygulama alanı
bulamayan, teoride kalan birçok görüşün Simeranya'da te-
oride kalmayıp uygulandığını belirtir. Kısacası yazar, yaşadı-
ğı toplumun eğitim sistemine ciddi tenkitler getirmektedir.
Bu tenkitler, evrensel niteliktedir.
B) Aşk-ı Memnu, Halit Ziya Uşaklıgil'in yazdığı altı romanın en
olgunu kabul edilir. Sıkı yapısı, kahramanlarının psikolojik ge-
lişiminin gerçekçi tasviri, etrafımızdaki dünyaya dair gerçek-
çi gözlemi ve tasviri, dili ve üslubu övgüye değer görülür.
C) Ayaşlı ve Kiracıları romanında Memduh Şevket Esendal, ede-
biyat sosyolojisi için çalışmalar yapanlara kaynaklık edecek
ipuçları verir. Roman, özellikle de toplumsal görüşlere yas-
lanacak kitlesel gözlem ve değerlendirmeler için kaynak ni-
teliği taşımaktadır.
D) Mehmetakif Ersoy, Safahaťta yer alan çoğu şiirinde emeğin
ve çalışmanın kutsallığına dikkat çeker. Onun israrla vurgula-
dığı bir düşünce vardır: “Kim kazanmazsa bu dünyada bir ek-
mek parası / Dostunun yüz karası, düşmanının maskarası!"
E) Talip Apaydın, Toz Duman İçinde romanında vatan duygusu-
nu kahramanlık düşüncesiyle harmanlayıp başat unsur ola-
rak kullanır. Direnmek ve toprak bilincine sahip olmak, Ax-
şa Kadın'ın "Ben kökümden ayrılamam." sözüyle zirveleşir.
![1. Eleştirmen, küratör, danışman ve yönetici olarak birden
fazla nedenle çağdaş sanat dünyasının içindeyim.
Peki, o zaman koleksiyoner kimdir? Bu zor soru bana sık
sik yöneltilir. Cevabım basittir. Koleksiyoner; belli bir
döneme yoğunlaşmış, çok sayıda yapıt alan, özellikle yeni
sanatçı ve yapıt keşfeden, koleksiyonunu ne pahasına
olursa olsun parçalamayan yani satışa çıkarmayan kişidir.
Koleksiyonerin mutlaka danışmanları olmalıdır.
Koleksiyoner, sezgisiyle ve sevgisiyle çalışabilir ama
özünde bilgiyle çalışmalıdır.
I. Sanatsal değeri yüksek eski eserleri toplarken
kanunen gerekli şartı yerine getirmek
Geçmişin belirli dönemlerinde ortaya çıkan sanat
akımlarını
incelemek
III. Belgelenmemiş tarihi eserlerin suça neden olacak
ticaretinden uzak durmak
Yukarıdakilerden hangileri bu sözleri söyleyen kişinin
çalışma alanına girer2
A) Yalnız!
B) Yalnız II
C) I ve III
D) II/ve III
E) I, II ve III](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220409063513463956-4083692_SyZThc703.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar1. Eleştirmen, küratör, danışman ve yönetici olarak birden
fazla nedenle çağdaş sanat dünyasının içindeyim.
Peki, o zaman koleksiyoner kimdir? Bu zor soru bana sık
sik yöneltilir. Cevabım basittir. Koleksiyoner; belli bir
döneme yoğunlaşmış, çok sayıda yapıt alan, özellikle yeni
sanatçı ve yapıt keşfeden, koleksiyonunu ne pahasına
olursa olsun parçalamayan yani satışa çıkarmayan kişidir.
Koleksiyonerin mutlaka danışmanları olmalıdır.
Koleksiyoner, sezgisiyle ve sevgisiyle çalışabilir ama
özünde bilgiyle çalışmalıdır.
I. Sanatsal değeri yüksek eski eserleri toplarken
kanunen gerekli şartı yerine getirmek
Geçmişin belirli dönemlerinde ortaya çıkan sanat
akımlarını
incelemek
III. Belgelenmemiş tarihi eserlerin suça neden olacak
ticaretinden uzak durmak
Yukarıdakilerden hangileri bu sözleri söyleyen kişinin
çalışma alanına girer2
A) Yalnız!
B) Yalnız II
C) I ve III
D) II/ve III
E) I, II ve III
![10. Her şeyi yazmak, bir süre sonra da size
yazmayı öğretiyor. Deneme yazmayı bunun için
severim. Denemedeki herhangi bir konu, durum,
olay, olgu, düşünce ipiltisi hemence yazılmaya
değer bende.
Bu cümlelerde boş bırakılan yerlere sırasıyla
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) seçerek - isteksizliği yaratır
B) anlaşılmaz - düşüncesini köreltir
-
C) ayıklayarak - kapı aralar
D) isteksiz - fikrini uyandırır
E) düşünmeden - kuşkusu yaratır
Paragrafın Şifresi](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220412072815654831-4458287_yNklXpsaW.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar10. Her şeyi yazmak, bir süre sonra da size
yazmayı öğretiyor. Deneme yazmayı bunun için
severim. Denemedeki herhangi bir konu, durum,
olay, olgu, düşünce ipiltisi hemence yazılmaya
değer bende.
Bu cümlelerde boş bırakılan yerlere sırasıyla
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) seçerek - isteksizliği yaratır
B) anlaşılmaz - düşüncesini köreltir
-
C) ayıklayarak - kapı aralar
D) isteksiz - fikrini uyandırır
E) düşünmeden - kuşkusu yaratır
Paragrafın Şifresi
![25. Bir dostun dediklerine büyük bilginlerin sözleri kadar
değer veriyorum, kitaplar kadar kendi gördüklerim-
den de yararlanıyorum. Onlar şöyle diyor: "Erdem
uzamakla daha büyük olmaz." Ben de "Gerçek ih-
tiyarlamakla daha akıllı olamaz." diye karşılık ve-
riyorum. Hep söylerim ve söylemeye de devam
edeceğim: "Hakikati yalnız yabancılardan ve kitap-
lardan öğrenmek acizliktir."
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakiler-
den hangisidir?
(A) Gerçekleri kitaplarla sınırlamak yerine gözlem ve
yakın kişilerin görüşlerine dayandırmak doğru bir
yaklaşımdır.
B) Bilgi ve tecrübenin yaşla ilgisi olduğunu iddia
edenler yanılgı içindedir ki birikim yaşanmışlıkla
kazanılır.
C) Yabancı kaynak ve kitapların insanlık âlemine ka-
zandırabileceği, kişinin yakın çevresi ve kendi yo-
rumuyla elde ettiğinden daha azdır.
Bilgin sadece öğrendiklerini, dost ise tecrübelerini
anlatır; bu nedenle bilgin ve dostun dinamiklerini
aynı potada eritmek gerekir.
E) Insan yalnız kendi bildiklerine ve gözlemlerine
değil, aynı zamanda başkalarının görüşlerine de
değer vermelidir.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220411153206775217-1791037_d1Pqbo2SN.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar25. Bir dostun dediklerine büyük bilginlerin sözleri kadar
değer veriyorum, kitaplar kadar kendi gördüklerim-
den de yararlanıyorum. Onlar şöyle diyor: "Erdem
uzamakla daha büyük olmaz." Ben de "Gerçek ih-
tiyarlamakla daha akıllı olamaz." diye karşılık ve-
riyorum. Hep söylerim ve söylemeye de devam
edeceğim: "Hakikati yalnız yabancılardan ve kitap-
lardan öğrenmek acizliktir."
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakiler-
den hangisidir?
(A) Gerçekleri kitaplarla sınırlamak yerine gözlem ve
yakın kişilerin görüşlerine dayandırmak doğru bir
yaklaşımdır.
B) Bilgi ve tecrübenin yaşla ilgisi olduğunu iddia
edenler yanılgı içindedir ki birikim yaşanmışlıkla
kazanılır.
C) Yabancı kaynak ve kitapların insanlık âlemine ka-
zandırabileceği, kişinin yakın çevresi ve kendi yo-
rumuyla elde ettiğinden daha azdır.
Bilgin sadece öğrendiklerini, dost ise tecrübelerini
anlatır; bu nedenle bilgin ve dostun dinamiklerini
aynı potada eritmek gerekir.
E) Insan yalnız kendi bildiklerine ve gözlemlerine
değil, aynı zamanda başkalarının görüşlerine de
değer vermelidir.
![B
TYT / Türkçe
18. - 19. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Bu pa
II.
yar
A)
Birçok araştırma gösteriyor ki mitolojiler ve
uygarlıklarla ilgili önemli bilgilere ulaşmada
seramiğin yeri çok önemlidir. Kullanım
eşyalarında veya mimaride seramik yüzeylerde
kullanılan hayvan figürlerinin anlamları da
uygarlıkların inançlarının ve geleneklerinin
tanınmasında yardımcı olmuştur. Yunan, Roma,
Iskandinav mitolojilerinde olduğu gibi Çin, Iran,
Hint ve Türk mitolojilerinde de hayvan figürlerine
rastlanmaktadır. Türk sanatında, özellikle
Islamiyet sonrasında bu hayvan figürleri anlam
değişikliğine uğramış ve birçoğu kullanılmamaya
başlanmıştır. Geniş bir coğrafyaya yayılmış olan
Türkler, hem dini inançları hem de etkilendikleri
diğer uygarlıklar doğrultusunda hayvan
figürlerine kendi yorumlarını katmışlardır.
Örneğin ejderha, Uzak Doğu mitolojisinde
dünyayı koruyan bir hayvan olarak betimlenirken
Türkler için tehlikeli olan ejderhayı yenen
kahraman sayesinde dünya kurtulmuştur.
Göktürk, Anadolu Selçuklu ve Büyük Selçuklu
Devletleri dönemlerinde seramiklerde fantastik
hayvan figürlerine yer veriliyorken daha sonraki
Türk devletlerinde güc, iktidar gibi anlamları
gerçek hayvanlardan yola çıkarak kullanmaya
başlamışlardır. Türk seramik sanatı içinde yer
alan “çini"nin en güzel örneklerine Kubadabad
Sarayı, Karatay Medresesi ve Büyük Saray'da
rastlanmaktadır. Özbekistan, İran gibi ülkelerde
de çini örnekleri bulunmaktadır.
Palme Yayınevi
20
18. Bu parçada söz edilen araştırmanın sonucundan
hareketle aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?
A) Türklerde seramik sanatında kullanılan hayvan
figürleri her dönemde diğer toplumlardan farklı
olmustur.
BY Türk mitolojisinde ejderha dünyayı koruyan bir varlık
olarak düşünüldüğü için seramik sanatında ejderhaya
da yer verilmiştir.
e Türkler zamanla seramiklerde gerçekçi hayvan
figürlerini bir kenara bırakarak fantastik hayvan
figürlerine yer vermişlerdir.
Türk seramik sanatlarından olan çini örneklerine Türk
toprakları dışında da rastlanmaktadır.
E) Islamiyet öncesi dönemlerde Türklerin seramiklerde
kullandığı hayvanların hiçbirine Islamiyet sonrasında
yer verilmemiştir.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220412180516832817-1672287_932jCMqG9.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragraf Genel TekrarB
TYT / Türkçe
18. - 19. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Bu pa
II.
yar
A)
Birçok araştırma gösteriyor ki mitolojiler ve
uygarlıklarla ilgili önemli bilgilere ulaşmada
seramiğin yeri çok önemlidir. Kullanım
eşyalarında veya mimaride seramik yüzeylerde
kullanılan hayvan figürlerinin anlamları da
uygarlıkların inançlarının ve geleneklerinin
tanınmasında yardımcı olmuştur. Yunan, Roma,
Iskandinav mitolojilerinde olduğu gibi Çin, Iran,
Hint ve Türk mitolojilerinde de hayvan figürlerine
rastlanmaktadır. Türk sanatında, özellikle
Islamiyet sonrasında bu hayvan figürleri anlam
değişikliğine uğramış ve birçoğu kullanılmamaya
başlanmıştır. Geniş bir coğrafyaya yayılmış olan
Türkler, hem dini inançları hem de etkilendikleri
diğer uygarlıklar doğrultusunda hayvan
figürlerine kendi yorumlarını katmışlardır.
Örneğin ejderha, Uzak Doğu mitolojisinde
dünyayı koruyan bir hayvan olarak betimlenirken
Türkler için tehlikeli olan ejderhayı yenen
kahraman sayesinde dünya kurtulmuştur.
Göktürk, Anadolu Selçuklu ve Büyük Selçuklu
Devletleri dönemlerinde seramiklerde fantastik
hayvan figürlerine yer veriliyorken daha sonraki
Türk devletlerinde güc, iktidar gibi anlamları
gerçek hayvanlardan yola çıkarak kullanmaya
başlamışlardır. Türk seramik sanatı içinde yer
alan “çini"nin en güzel örneklerine Kubadabad
Sarayı, Karatay Medresesi ve Büyük Saray'da
rastlanmaktadır. Özbekistan, İran gibi ülkelerde
de çini örnekleri bulunmaktadır.
Palme Yayınevi
20
18. Bu parçada söz edilen araştırmanın sonucundan
hareketle aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?
A) Türklerde seramik sanatında kullanılan hayvan
figürleri her dönemde diğer toplumlardan farklı
olmustur.
BY Türk mitolojisinde ejderha dünyayı koruyan bir varlık
olarak düşünüldüğü için seramik sanatında ejderhaya
da yer verilmiştir.
e Türkler zamanla seramiklerde gerçekçi hayvan
figürlerini bir kenara bırakarak fantastik hayvan
figürlerine yer vermişlerdir.
Türk seramik sanatlarından olan çini örneklerine Türk
toprakları dışında da rastlanmaktadır.
E) Islamiyet öncesi dönemlerde Türklerin seramiklerde
kullandığı hayvanların hiçbirine Islamiyet sonrasında
yer verilmemiştir.
![30. Nasreddin Hoca bir gün pazara gittiğinde bir papağa-
nin çok yüksek fiyata satıldığına şahit olur. Şaşırır şa-
şırmasına ama kanatlı türünden kendi kümesinden bir
hindiyi kaptığı gibi pazara getirir ve papağanın satış fi-
yatının çok üstünde bir fiyat isteyerek etrafa seslen-
meye başlar. Merakli müşteriler Hoca'nın başına top-
lanır, “Bu hindiye neden bu kadar çok para istiyorsun?”
diye sorarlar. Nasreddin Hoca da az önce bir papağa-
nin çok yüksek fiyata satılmasını örnek gösterir. Etra-
findakiler ikna olmazlar tabii, “Ama o papağan konu-
şur." diye itiraz ederler. Nasreddin Hoca durur mu, “Bu
hindi de düşünür.” diyerek itirazları bastırır.
Bu fıkradan hareketle Nasreddin Hoca ile ilgili,
1. Aleyhine görünen şartları lehine çevirme gayretin-
dedir.
II. Düşünme eyleminin konuşma eyleminden üstün-
Tüğünü ima etmektedir.
III. Sözün etki gücünün sinirli olduğunu ifade etmek-
tedir. - heden almar 2
yargılarından hangileri söylenebilir?
A) Yalnız!
B) Yalnız II
C) Yalnız III
D) I ve II
E) II ve III](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220408194507524975-1691916_h6TBW124D.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar30. Nasreddin Hoca bir gün pazara gittiğinde bir papağa-
nin çok yüksek fiyata satıldığına şahit olur. Şaşırır şa-
şırmasına ama kanatlı türünden kendi kümesinden bir
hindiyi kaptığı gibi pazara getirir ve papağanın satış fi-
yatının çok üstünde bir fiyat isteyerek etrafa seslen-
meye başlar. Merakli müşteriler Hoca'nın başına top-
lanır, “Bu hindiye neden bu kadar çok para istiyorsun?”
diye sorarlar. Nasreddin Hoca da az önce bir papağa-
nin çok yüksek fiyata satılmasını örnek gösterir. Etra-
findakiler ikna olmazlar tabii, “Ama o papağan konu-
şur." diye itiraz ederler. Nasreddin Hoca durur mu, “Bu
hindi de düşünür.” diyerek itirazları bastırır.
Bu fıkradan hareketle Nasreddin Hoca ile ilgili,
1. Aleyhine görünen şartları lehine çevirme gayretin-
dedir.
II. Düşünme eyleminin konuşma eyleminden üstün-
Tüğünü ima etmektedir.
III. Sözün etki gücünün sinirli olduğunu ifade etmek-
tedir. - heden almar 2
yargılarından hangileri söylenebilir?
A) Yalnız!
B) Yalnız II
C) Yalnız III
D) I ve II
E) II ve III
![8. - 9. soruları aşağıdaki
parçaya göre cevaplayınız.
İnsan evrendeki her organik yapı gibi doğar, büyür, yaşar
ve ölür. Ancak insanı diğer canlılardan farklı kılan en önemli
özelliklerinden biri de hatıralarının olmasıdır. Hatıra; geçmi-
şin tortusu, geleceğin ise ham maddesidir. Aslında hepimiz,
âdeta görünmez bir güç tarafından zihnimizde bireysel de-
neyimlerimizden kaynaklanan nesneler ve belgeler tarihini
genetik bir kod olarak taşımaya mecbur edilmişizdir. İnsan
unutmak istediği birçok şeyi hatırlarken hatırlaması gereken
bir sürü şeyi de unutur. Zihin hatırayı nasıl seçer, bilmek
imkânsız ama bir koku, bir görüntü ya da bir sesin varlığıyla
devreye giren o mekanizma, otomatik olarak bizi geçmişe
götürür.
8. Aşağıdakilerden hangisi bu parçadaki altı çizili cümleyle
anlam bakımından çelişir?
A) İnsan geçmişi hatırlayarak geleceğe doğru yol alır.
B) Hatıralar geçmişle gelecek arasında bir bağ kurar.
C) Yaşadıklarını hatırlaması insanı geleceğe hazırlar.
D) Insan için gelecek, geçmişini unuttuğu andan itibaren
başlar.
E) insanın geleceğini, geçmişte yaşadıkları biçimlendirir.
9. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi
sövlenemez?
A) Benzetmeye başvurulmuştur.
B) Öznel yargılara yer verilmiştir.
6) Karşılaştırma yapılmıştır.
D) Genellemelerden ve zıtlıklardan yararlanılmıştır.
E) Örneklerle düşünceye inandırıcılık kazandırılmıştır.
Diğer Sayfaya Geçiniz.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220407065153764931-2550770_noPNECW14.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar8. - 9. soruları aşağıdaki
parçaya göre cevaplayınız.
İnsan evrendeki her organik yapı gibi doğar, büyür, yaşar
ve ölür. Ancak insanı diğer canlılardan farklı kılan en önemli
özelliklerinden biri de hatıralarının olmasıdır. Hatıra; geçmi-
şin tortusu, geleceğin ise ham maddesidir. Aslında hepimiz,
âdeta görünmez bir güç tarafından zihnimizde bireysel de-
neyimlerimizden kaynaklanan nesneler ve belgeler tarihini
genetik bir kod olarak taşımaya mecbur edilmişizdir. İnsan
unutmak istediği birçok şeyi hatırlarken hatırlaması gereken
bir sürü şeyi de unutur. Zihin hatırayı nasıl seçer, bilmek
imkânsız ama bir koku, bir görüntü ya da bir sesin varlığıyla
devreye giren o mekanizma, otomatik olarak bizi geçmişe
götürür.
8. Aşağıdakilerden hangisi bu parçadaki altı çizili cümleyle
anlam bakımından çelişir?
A) İnsan geçmişi hatırlayarak geleceğe doğru yol alır.
B) Hatıralar geçmişle gelecek arasında bir bağ kurar.
C) Yaşadıklarını hatırlaması insanı geleceğe hazırlar.
D) Insan için gelecek, geçmişini unuttuğu andan itibaren
başlar.
E) insanın geleceğini, geçmişte yaşadıkları biçimlendirir.
9. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi
sövlenemez?
A) Benzetmeye başvurulmuştur.
B) Öznel yargılara yer verilmiştir.
6) Karşılaştırma yapılmıştır.
D) Genellemelerden ve zıtlıklardan yararlanılmıştır.
E) Örneklerle düşünceye inandırıcılık kazandırılmıştır.
Diğer Sayfaya Geçiniz.
![18.
8o.
(1) Fotoğraf makinesi 1839'da Fox Talbot tarafından icat
edildi. (II) Başlangıçta seçkinlerin kullanımına açık olan
cihaz; 30 yıl gibi kısa bir süre sonra polis dosya kayıtları,
savaş muhabirliği, aile albümleri ve kartpostallar için kul-
lanılmaya başlandı. (III) Kullanım alanı hızla artan fotoğ-
raf makinesinin halk için ucuz maliyetli üretilen ilk örneği,
pazara 1888'de sürüldü. (V) Kullanım olanaklarının
böylesine artması, fotoğraf makinesinin toplumu çok
derinden ve can alıcı bir biçimde etkileyeceğinin göster-
gesiydi (V) Fotoğrafın, görünümlere gönderme yapmada
en baskın ve en doğal yol olması, sanayileşmenin sonuçla-
rinin alınmaya başlandığı dönemde gerçekleşti. (VI) Fotoğ-
raf, her şeyi yakından gören tanık olarak dünyanın yerine o
zaman geçti.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag-
raf numaralanmış cümlelerin hangisiyle baslar?
DIV
5 V
AI
B) II
C) III](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220410104427742555-920037_YcHpqQDUt.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar18.
8o.
(1) Fotoğraf makinesi 1839'da Fox Talbot tarafından icat
edildi. (II) Başlangıçta seçkinlerin kullanımına açık olan
cihaz; 30 yıl gibi kısa bir süre sonra polis dosya kayıtları,
savaş muhabirliği, aile albümleri ve kartpostallar için kul-
lanılmaya başlandı. (III) Kullanım alanı hızla artan fotoğ-
raf makinesinin halk için ucuz maliyetli üretilen ilk örneği,
pazara 1888'de sürüldü. (V) Kullanım olanaklarının
böylesine artması, fotoğraf makinesinin toplumu çok
derinden ve can alıcı bir biçimde etkileyeceğinin göster-
gesiydi (V) Fotoğrafın, görünümlere gönderme yapmada
en baskın ve en doğal yol olması, sanayileşmenin sonuçla-
rinin alınmaya başlandığı dönemde gerçekleşti. (VI) Fotoğ-
raf, her şeyi yakından gören tanık olarak dünyanın yerine o
zaman geçti.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag-
raf numaralanmış cümlelerin hangisiyle baslar?
DIV
5 V
AI
B) II
C) III
![4 5
33. Distopya edebiyatının dünyadaki en güçlü örnekleri arasın-
da yer alan, başka dillerin yanı sıra Türkçeye de aktarılan Ce-
sur Yeni Dünya adlı roman, eleştirel bakış açısını hayal gücü
ve kara mizah ile harmanlıyor. Böylece yapıt, geleceğin mo-
dern toplumuna ağır bir insanlık dersi veriyor. Birinci ve İkin-
ci Dünya Savaşları arasındaki dönemi bütünüyle ele alarak
o yılların karamsar atmosferini güçlü bir şekilde hissettiriyor.
Savaşın ve gelişen teknolojinin insanlık üzerinde yarattığı et-
kiye dikkat çekerken eleştiri gücünü en çarpıcı şekliyle
orta-
ya koyarak yepyeni bir dil yaratıyor.
Bu parçadan hareketle Cesur Yeni Dünya romanı ile ilgi-
li aşağıdakilerin hangisi söylenemez?
6
A) Kendi türüriçinde önemli bir yer edindiğine
B) Farklı dillerde çevirisinin bulunduğuna
CL Kapsamlı bir içeriğe sahip olduğuna
Di Mesnel bir anlatımı ön planda tuttuğuna
E) Kendine özgü bir söylem taşıdığına
9
1. OTURUM](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220409132311488559-1891682_qkY4RSJKr.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar4 5
33. Distopya edebiyatının dünyadaki en güçlü örnekleri arasın-
da yer alan, başka dillerin yanı sıra Türkçeye de aktarılan Ce-
sur Yeni Dünya adlı roman, eleştirel bakış açısını hayal gücü
ve kara mizah ile harmanlıyor. Böylece yapıt, geleceğin mo-
dern toplumuna ağır bir insanlık dersi veriyor. Birinci ve İkin-
ci Dünya Savaşları arasındaki dönemi bütünüyle ele alarak
o yılların karamsar atmosferini güçlü bir şekilde hissettiriyor.
Savaşın ve gelişen teknolojinin insanlık üzerinde yarattığı et-
kiye dikkat çekerken eleştiri gücünü en çarpıcı şekliyle
orta-
ya koyarak yepyeni bir dil yaratıyor.
Bu parçadan hareketle Cesur Yeni Dünya romanı ile ilgi-
li aşağıdakilerin hangisi söylenemez?
6
A) Kendi türüriçinde önemli bir yer edindiğine
B) Farklı dillerde çevirisinin bulunduğuna
CL Kapsamlı bir içeriğe sahip olduğuna
Di Mesnel bir anlatımı ön planda tuttuğuna
E) Kendine özgü bir söylem taşıdığına
9
1. OTURUM
![Afrodisias antik kenti adini, güzellik tanrıçası
Afrodit'ten almıştır. Ilk Roma imparatorları,
kendilerinin Afrodit'in soyundan geldiklerine
inandıklarından, bu kente birçok imtiyaz
tanımışlardır. Daha sonra Hristiyanlığın yayılması
ile Afrodit kültünün önemi azalmış, tanrıça ve
kentin ismi tüm yazıtlardan silinmiştir fakat kent
verimli toprakları, kültürel konumu, felsefecileri ve
heykeltıraşlarıyla değerini korumuştur. Yüzyıllar
sonra usta fotoğrafçı Ara Güler, bir baraj açılışı
için bölgeye gittiğinde kent kalıntılarının
fotoğraflarını çekmiş, Türkiye'deki çeşitli
kuruluşlara göndermiş ancak pek bir ilgi
görmeyince aynı fotoğrafları Times dergisine
göndererek dünya basınında fotoğrafların büyük
bir yankı uyandırmasını sağlamıştır. Dünya basını
kendisinden daha detaylı bilgiler isteyince Güler,
arkeolog arkadaşı Prof. Kenan Tevfik Erim'den
yardım isteyerek ona fotoğrafları göndermiştir.
Gördüklerinden etkilenen Erim, kazılara başlamak
için gerekli izin başvurularında bulunmuş ve
Afrodisias kazı çalışmalarını başlatarak Afrodisias
gün yüzüne çıkmıştır.
Palme Yayınevi
Bu parçada Afrodisias antik kenti ile ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Afrodit'ten gelen adının Roma imparatorları
tarafından ayrıcalık olarak görüldüğü
B) Coğrafi konumu, felsefe ve sanatla olan ilgisinin tarih
boyunca kenti önemli kıldığı
C) Ara Güler'in farklı bir amaçla yaptığı fotoğraf çekimi
ile ortaya çıktığı
D) Varlığının ilk zamanlar Türkiye'de ilgi ile
karşılanmadığı
E) Prof. Kenan Erim tarafından başlatılan tanıtım
çabalarına Ara Güler'in fotoğraflarıyla katkı sağlandığı](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220408134729583637-4078934_6YfQFuWHe.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragraf Genel TekrarAfrodisias antik kenti adini, güzellik tanrıçası
Afrodit'ten almıştır. Ilk Roma imparatorları,
kendilerinin Afrodit'in soyundan geldiklerine
inandıklarından, bu kente birçok imtiyaz
tanımışlardır. Daha sonra Hristiyanlığın yayılması
ile Afrodit kültünün önemi azalmış, tanrıça ve
kentin ismi tüm yazıtlardan silinmiştir fakat kent
verimli toprakları, kültürel konumu, felsefecileri ve
heykeltıraşlarıyla değerini korumuştur. Yüzyıllar
sonra usta fotoğrafçı Ara Güler, bir baraj açılışı
için bölgeye gittiğinde kent kalıntılarının
fotoğraflarını çekmiş, Türkiye'deki çeşitli
kuruluşlara göndermiş ancak pek bir ilgi
görmeyince aynı fotoğrafları Times dergisine
göndererek dünya basınında fotoğrafların büyük
bir yankı uyandırmasını sağlamıştır. Dünya basını
kendisinden daha detaylı bilgiler isteyince Güler,
arkeolog arkadaşı Prof. Kenan Tevfik Erim'den
yardım isteyerek ona fotoğrafları göndermiştir.
Gördüklerinden etkilenen Erim, kazılara başlamak
için gerekli izin başvurularında bulunmuş ve
Afrodisias kazı çalışmalarını başlatarak Afrodisias
gün yüzüne çıkmıştır.
Palme Yayınevi
Bu parçada Afrodisias antik kenti ile ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Afrodit'ten gelen adının Roma imparatorları
tarafından ayrıcalık olarak görüldüğü
B) Coğrafi konumu, felsefe ve sanatla olan ilgisinin tarih
boyunca kenti önemli kıldığı
C) Ara Güler'in farklı bir amaçla yaptığı fotoğraf çekimi
ile ortaya çıktığı
D) Varlığının ilk zamanlar Türkiye'de ilgi ile
karşılanmadığı
E) Prof. Kenan Erim tarafından başlatılan tanıtım
çabalarına Ara Güler'in fotoğraflarıyla katkı sağlandığı
![B.
B
6. Aytmatov, doğayı insanı anlatmanın bir aracı olarak
kullanmıyor; onu kendisi olduğu için önemsiyor, "do-
laysız" anlatıyor, insanı da “doğal” hâliyle.
Bu cümleden aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A Aytmatov'da doğa da bizzat eserin kahramanların-
dan biri sayılabilir.
B) Aytmatov, doğayı bir tiyatro dekoru gibi kullanmaz.
C) Aytmatov, pastoral betimlemelerinin güzelliğiyle ta-
ninan bir yazardır.
Los Aytmatov, kahramanlarını gerçekçi bir yaklaşımla
anlatır.
E) Aytmatov, eserlerinde doğaya yer veren bir yazardır.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220408113151569646-1899312_Z0gmmKjfq.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragraf Genel TekrarB.
B
6. Aytmatov, doğayı insanı anlatmanın bir aracı olarak
kullanmıyor; onu kendisi olduğu için önemsiyor, "do-
laysız" anlatıyor, insanı da “doğal” hâliyle.
Bu cümleden aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A Aytmatov'da doğa da bizzat eserin kahramanların-
dan biri sayılabilir.
B) Aytmatov, doğayı bir tiyatro dekoru gibi kullanmaz.
C) Aytmatov, pastoral betimlemelerinin güzelliğiyle ta-
ninan bir yazardır.
Los Aytmatov, kahramanlarını gerçekçi bir yaklaşımla
anlatır.
E) Aytmatov, eserlerinde doğaya yer veren bir yazardır.
![A
23
Türkçe
21. Yeni bir zevk ortaya çıkarabilmek için eski olan her şey-
den uzak duran Orhan Veli, hece ve aruz vezinlerini
kullanmayı reddetti. Kafiyeyi ilkel; mecaz, teşbih, mü-
balağa gibi edebî sanatları gereksiz bulduğunu açıkladı.
"Geçmiş edebiyatların öğrettiği her şeyi, bütün geleneği
atmak" amacıyla cesur bir şekilde yola çıkan şairin bu
arzusu şiirinde kullanabileceği teknik olanakları azaltsa
da ele aldığı konular, bahsettiği kişiler ve özgün tarzıyla
kullandığı sözcükler aslında kendisine yeni alanlar oluş-
1.
turdu. Bu açıdan
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışana göre,
kendi şiir alanını ne kadar genişletmişse kendisinden
sonraki şairlerin şiir alanını da daraltmış kabul edilir
II. kendine özgü bir dil ve biçim oluşturmuş, edebiyatı-
mizin yerleşik kurallarını yıkan yürekli şairlerden biri
olarak görülür
III. modern edebiyatımızın başlangıç noktasındaki kapi-
nin anahtarı sayılır
cümlelerden hangileri getirilebilir?
A) Yalnız
B) Yalnız II C) Yanız III
D) I ve II
E) Il ve Ill](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220410055306974084-4429768_ijbSIu6EX.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragraf Genel TekrarA
23
Türkçe
21. Yeni bir zevk ortaya çıkarabilmek için eski olan her şey-
den uzak duran Orhan Veli, hece ve aruz vezinlerini
kullanmayı reddetti. Kafiyeyi ilkel; mecaz, teşbih, mü-
balağa gibi edebî sanatları gereksiz bulduğunu açıkladı.
"Geçmiş edebiyatların öğrettiği her şeyi, bütün geleneği
atmak" amacıyla cesur bir şekilde yola çıkan şairin bu
arzusu şiirinde kullanabileceği teknik olanakları azaltsa
da ele aldığı konular, bahsettiği kişiler ve özgün tarzıyla
kullandığı sözcükler aslında kendisine yeni alanlar oluş-
1.
turdu. Bu açıdan
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışana göre,
kendi şiir alanını ne kadar genişletmişse kendisinden
sonraki şairlerin şiir alanını da daraltmış kabul edilir
II. kendine özgü bir dil ve biçim oluşturmuş, edebiyatı-
mizin yerleşik kurallarını yıkan yürekli şairlerden biri
olarak görülür
III. modern edebiyatımızın başlangıç noktasındaki kapi-
nin anahtarı sayılır
cümlelerden hangileri getirilebilir?
A) Yalnız
B) Yalnız II C) Yanız III
D) I ve II
E) Il ve Ill