Paragraf Genel Tekrar Soruları

40 C 2021-TYT/Türkçe 5. (1) Avustralya'da yaşayan Tetragonula carbonaria tGrü anlar, balı üzüm tanesine benzeyen çanaklarda depoluyor; yavrularını ise sarmal şekilli kuluçka peteklerinde yetiştiriyor, (11) Bir mühendislik harikası olan bu kuluçka petekleri, birbirine bağlı yüzlerce gözden oluşan bir merdiveni andiriyor. (III) Zaman içinde gözlere, disa ve yukarıya doğru sarmal yapı oluşturacak şekilde yenileri ekleniyor. (IV) Anıların petekleri oluştururken kullandıkları ana malzeme, bitki reçineleri ve bal mumu karışımından oluşuyor. (V) Kraliçe anı gözlere birer yumurta bırakıyor, işçi anlar da hemen gelip bu gözlerin üzerini kapatıyor, Bu parçada yer alan numaralanmış cümlelerde Tetragonula carbonarlalar hakkında aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A cümlede, yaşadıkyarı yer ve üretim biçimlerinden söz edilmiştir vadinya B) cümlede, ürettikleri kuluçka peteklerine ilişkin (oznel yargı kullanılmistir C) III. cümlede, kuluçka petekleriyle nasil sekil verdiklerinden bahsedilmistir D) IV. comlede, kuluçka peteklerini hangi Ürettiklerine işaret edilmiştir. E) V. cümlede, aralarındaki iş bölümünün bal üretimi üzerindeki olumlu etkisine de inimiptir. S

TYT/Türkçe 6. 1 Q 8. ( Ben, len yazar den 6tūra Amerika's (TV Onla (V) Bud mek de tir. Bu parc yanlışı A) 9. Aşağ hang öz ve biçimde yeni bir yaklaşımı beraberinde getirmis Postmodern edebiyat, modern anlayıştan farklı olarak II. Postmodernizm, modernizmin sorgulanmadan herkes tarafından kabul edilmesi gereken evrensel değerler olduğu görüşünü reddederek ortaya çıkar. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir biçim- de birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir? A) Postmodernizm, modernizmin sorgulanmadan herkes ta rafından kabul edilmesi gereken evrensel değerler olduğu görüşünü reddederek ortaya çıktığı için genellikle postmo dern edebiyat, modern anlayıştan farklı olarak öz ve biçim- de yeni bir yaklaşımı beraberinde getirmiştir. B) Postmodernizm, modernizmin sorgulanmadan herkes ta- rafından kabul edilmesi gereken evrensel değerler olduğu görüşünü reddederek ortaya çıktığı için postmodern ede- biyat , modern anlayıştan farklı olarak öz ve biçimde yeni bir yaklaşımı beraberinde getirmiştir. C) Postmodernizm, modernizmin sorgulanmadan herkes ta- rafından kabul edilmesi gereken evrensel değerler olduğu görüşünü her zaman reddederek ortaya çıktığı için post- modern edebiyat, modern anlayıştan farklı olarak öz ve biçimde yeni bir yaklaşımı beraberinde getirmiştir. D) Postmodernizm, modernizmin sorgulanmadan bazı kişiler tarafından kabul edilmesi gereken evrensel değerler ol- duğu görüşünü reddederek ortaya çıktığı için postmodern edebiyat, modern anlayıştan farklı olarak öz ve biçimde yeni bir yaklaşımı beraberinde getirmiştir. E) Postmodernizm, modernizmin sorgulanmadan herkes ta- rafından kabul edilmesi gereken evrensel değerler olduğu görüşünü günümüzde reddederek ortaya çıktığı için post- modern edebiyat, modern anlayıştan farklı olarak öz ve biçimde yeni bir yaklaşımı beraberinde getirmiştir. AU ra B) S ki CY S D) Ankara Yayıncılık 10.A fald 7. Yeni medyayı oluşturan platformlar tasarlanırken insanların dikkatini olabildiğince çekecek sistemler şeklinde yapılandı- rildi. Bu sistem bir algoritma üzerine kuruludur Algorit

UYGUL UYGULAMA / KONU PEKİŞTİRME - 2 Aşağ ni bel Aşağıdaki sözcüklerin Türkçe kökenli olup ol- madıklarını gerekçeleriyle belirtiniz. 1. Yoğurt: Çabu Pişk 2. Hayvan: X Ger 3 Orman: Dir 4. Kiraz: Yi X X 5. Rehavet: K 6. Şair X X 7. Melodi: 8. Gözlemci: X X 9. Tüccar: 10. Yoksulluk:

CARI 5. Şiddetli rüzgârla beraber şimşek, yıldırım, yağmur ve dolu yağış- ları bir arada görülür. Bu hava olayına “boran" denir. Boran, ki- sa sürede oluşan ve geniş bir alanı etkileyen bir hava olayıdır. Boran sonucunda şehirlerde caddeler, sokaklar, alt geçitler, met- ro istasyonları, tüneller, konutlar ve iş yerleri sular altında kalır. Cadde ve sokaklarda suyun aşırı derecede yükselmesi, insanla- rin araçlar içerisinde mahsur kalmasına yol açabilir. Ulaşım sis- temlerinde uzun süreli aksamalar yaşanabilir, fırtınanın etkisiy- le ağaçlar, minareler, kuleler devrilebilir; düşen yıldırımlar ne- deniyle yangınlar çıkabilir. Dolu yağışı, evlerin ve araçların cam- larının kırılmasına; insan ve hayvanların yaralanmasına yol aça- bilir. Bu parçaya göre boran ile ilgili olarak Belirli zaman aralıklarında gerçekleşen, lokal kapsamlı bir ha- va olayıdır. II. Çeşitli doğa olaylarının sağanak yağış eşliğinde kendini gös- termesiyle oluşur. III. Kent yaşamını etkileyebilen bazı olumsuz sonuçlara neden ol- maktadır. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız! B) Yalnız +1 C) Yalnız III DI ve II E) H-VEH no 6. Türkiye kıyılarında iki tür deniz kaplumbağası yaşıyor: Caretta ca- retta ve yeşil deniz kaplumbağası. Ancak yeşil deniz kaplumba- ğalarının sayısı çok daha az. 110 milyon yıldır varlıklarını sürdü- eşil deniz kaplumbağaları; Türkiye dışında Kıbrıs, Lübnan,

TEMLERI - GELİŞTİRME YOLLARI-1 DO 4PMTE 3. Aslında tembellik etmeyi bilmek lazım. İşin özü tempodur. Yaptığından tamamen uzaklaşıp doğru zamanda mola almazsan her şeyi kaybedersin. İster aktör ol, ister ev kadini, fark etmez. Doruk noktalarının arasında hiçbir şey yapmadığın boşluklar olmalı. Yatağa uzanıp tavanı seyret. Bu çok, çok önemlidir. Hiçbir şey yapmamak, çok çok önemli. Ve bu çağdaş toplumda kaç kişi yapıyor bunu? Çok az. Bu yüzden herkes kaçık, saldırgan, öfke ve nefret dolu. Eskiden, evlenmeden önce, bütün perdeleri çekip yatağa girer, üç-dört gün yataktan çıkmazdım. Su içmek için kalkar, konserve fasulye yeyip tekrar yatağa girerdim. Üç - dört gün yatakta kalırdım. Sonra kalkar, giyinir ve dışarı çıkardım. Pırıl pırıl bir güneş olurdu dışarıda ve harikulade sesler. Güçlü hissederdim kendimi, şarj edilmiş bir akü gibi. Ama canımı sıkan ilk şey ne olurdu biliyor musun? Kaldırımda gördüğüm ilk insan yüzü. Şarjimin yarısını kaybederdim o anda. Bu parçanın anlatımında aşağıdaki tekniklerden han- gisi kullanılmıştır? A) Betimleme B) Öyküleme C) Açıklama D) Tartışma E) Kanıtlayıcı A Poncora nevazı arasından ince bir islik sesiyle esen

Kimi zaman, dibinde girdaplar, gizemli mağaralar, tehli. keli yaratıklar olduğunu kolaylıkla hayal edebileceğiniz ama o an durgun, o an çarşaf gibi gergin görünen ok yanus kıyılarına benzeyen bir yalnızlığa bulanırsınız. Ki pirdayan hiçbir şey kalmamıştır yanı başınızda ve siz de mahkûm olmuşsunuzdur isteksiz ve kıpırtısızlığa. Gitmek istersiniz, gidemezsiniz. Giderek ağırlaşan nefesinizi his. sedersiniz. Sonra, baktığınız renklerin keskinliklerini, do- kunduğunuz şeylerin şekillerini kaybettiğini, o ana dek sorunsuzca dönmekte olan dünyanın tökezlediğini fark edersiniz. Aslında tökezlemekte olan sizsinizdir. Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? Benzetmelerden yararlanılmıştır. B) Niteleyici sözcüklere yer verilmiştir. c) Devrik cümleler kullanılmıştır. Dİ Duyu aktarımı yapılmıştır. E) Abartılı bir söyleyişe başvurulmuştur.

"ler" eki, aşağıdaki cümlelerin hangisinde diğer- lerinden farklı bir anlam katmıştır? A) Yurdumuz edebiyatında nice Yunus Emreler, Mev- lanalar yetişecek. B) Kitapları karton bir kutuya koyup kütüphaneye gö- türdü. C) İnsanlar son dönemde maddiyata oldukça önem veriyor. D) Kasların yorulması güç üretmenin azalması olarak tanımlanabilir. E) Balkondaki sarımsakları komşusuyla tek tek ayık- ladı.

TYT/Türkçe 37. Ağlamak ve gülmek adeta bir ikili gibidir. Ağlamak sanılanın aksine üzüntü, keder, çaresizlik, güçsüzlük değildir bence. Belki garip gelebilir ama ben ne zaman ağlayan birini gör- sem içim ona acisa da her ne kadar onun için üzülsem de bir miktar da sevinirim aslında çünkü üzülmeyi becerebilen bir kişi sevmeyi de bir o kadar becerebilir, ağlayabilen bir kişi gülmenin kıymetini belki de daha iyi anlar. Bilirim ki ağlayan bir kişinin kalbi hâlâ yumuşacıktır. Daha nasır tutmamıştır. Yü- reği katılaşmamış duyguları bitmemiştir. Derler ya hani: “Kalp ağlamazsa gözyaşı da akmaz.” İşte böyle bir şey... Sevindi- ğinizde mutluluktan uçacakmış gibi olduğunuzda kahkahalar atarsınız ya! O kahkahalar sizin için çok değerlidir. Üzüldü- ğünüzde de dökülen gözyaşları bir o kadar değerlidir aslında. Sinirlendiğimizde etrafı yakıp yıkmak istediğimizde belki de ağlamak o an için en iyisidir. Belki hakikati değiştirmez ama kalbinizin doğru ateşi bularak yumuşamasına vesile olur. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ula- şılabilir? A) Olumsuz yanlarının olmasına rağmen ağlamak insana ve- rilmiş en değerli özelliklerden biridir. B) İnsanoğlunun hayatında farklı etkilere sahip olan ağlamak ve gülmek olmazsa olmaz bir ikilidir. C) Yüreğimiz katılaşmaya başladığında ağlayan insanları ör- nek alarak kalbimizi gözyaşımızla yumuşatırız. D) Hayatında hep üzüntü, keder, çaresizlik içinde olan kişi, gülmenin kıymetini en iyi bilendir. E) İnsan sinirlendiğinde etrafı kırıp dökmek yerine gözyaşı dökerek sakinleşmeye çalışmalıdır.

cir. rü lir. n- ini lir z k- 5 TY TN Kush nag zam bak mir bü da 4. Uluslar birbirine ne kadar uzak yaşarsa yaşa- sin, yönleri farklı olsun yine de bazı ortak dü- şünüşleri, görüşleri olan topluluklardır . Şairler ise bu ortak görüşleri ve düşünüşleri dile getiren güçlü kişilerdir. Ayrıca kişi olarak da bazı nok. talarda birleşiyoruz. Bir şiiri okurken zaman za- man kendimizi buluyoruz. Birtakım teller titriyor içimizde, o titreyişle oturup çeviriye başlıyoruz. Bu demektir ki falan ulusun falan şairi bize bir şeyler söylüyor. Bu parçada asıl anlatılmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir? O O O vu m I- B. d r- Y A ri 1- K L Bir şiir coğrafyası ne olursa olsun her millet- ten insanın duygularını yansıtabilir. B) Çeviri yoluyla kazanılan şiirler halkın görüş- lerini tam olarak yansıtamaz. c) Farklı kültür anlayışıyla yetişen insanların, diğer bir kültürün ürününü değerli bulması mümkün değildir. D) Her milletin birbirine benzeyen alışkanlıkla- ri ve değer yargıları vardır. E) Şiir sadece içinde bulunduğu ve kağıda dö- küldüğü toplumun beğenisine hitap eder. A R a 30

15. Küçüklogumden beri toplumun içerisinde, eleştiri ile ili iki favir gözlemişimdir. Birincisi ve en yaygini, imkan varsa eleştiriye izin vermemektir. Baba çocu- öğrencinin eleştirisine izin vermemeyi tercih eder. gunun eleştirisine, üst astin eleştirisine, öğretmen veya düşündüğünü kötülemek için kullanmaktır. Her Bir başka tavir da eleştiriyi karşınızdakini, yaptığını kendinizi otoriter bir duruma yükseltmek. Burada eleştiriden kaçmanın da eleştiri yapmanın da amacı; kişinin kendini yüceltmesi, karşısındakini küçültmesi- dir : Yukarıdaki sözleri söyleyen bir kişi aşağıdaki yar- gilardan hangisine katılmaz? A) Eleştirinin amacı karşısındaki kişiyi küçültmek değil , eleştirinin yardımıyla doğruya gitmektir. B) Mutluluk ve rahatlığın anahtarı çevreyi tanımak- tan geçer, bunu başarmak için de başkalarının yardımına ihtiyaç vardır. C) Bazı gerçekler vardır, bu gerçeklerin doğrulanabi- lirliğini sorgulamak eleştiriyi amacından saptırır. D) Insanlar yanıldıklarında, onları ikaz edip doğru ol- duğuna inandığımız şeyleri onlara anlatmalıyız. E) Eleştirinin amacı, hep birlikte yanlışlardan kurtu- larak doğruya yaklaşmaya çalışmaktır.

L L o D O 10. Insan çocukluk çağından kurtuldu mu ileride yaşamaya başlar ve yaşadığı günlerle gele- cek günleri oranlamaktan kendisini alamaz. Bu oranlama hep yaşanan günlerin zararına olur. Böyle de olsa geçen günlerin güzelleşmesi, özlem buğularıyla örtülmesi, beklenen günler- de aradığımızı bulamadığımızdandır. Hayat bir akıştan başka bir şey değildir. İnsan bu akış ve oluşum içinde başka insanların durumlarıyla ilgilenmekten kendini alamaz. Hayatın tekdü- zeliğinden kurtulmaya çalışırken başkalarının çabalarından da dikkatini ayıramaz. Kendi alın yazisinin başkalarınınkinden ayrılamayacağı kantsındadır. Yaşanan anlardan kurtuluş düşün - zenginliği oranında gerçekleşir. Bu dünyanın ötesinde düşsü bir dünya çağırmaya başlar. Parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur? A) Insan geleceği ne zaman düşünmeye baş- lar? DB) Geçmişin özlemle anılma nedeni nedir? C) Insan başka insanların durumlarıyla neden ilgilenir? D) Insanın yaşanan zamandan uzaklaşması ne ölçüde gerçekleşir? B) Insanın beklenen günlerde aradığı nedir? S Y A Y I N L A R 37

5. Erzurum Kongresi'nde kurulan ve Sivas Kongresi ile Milli Mücadele'yi yönetme görevini üstlenen kurul aşa- ğıdakilerden hangisi ile adlandırılmıştır? A) Temsil Heyeti B) Mebusan Meclisi C) Meclisi Ayan D) Müdafaa-i Hukuk E) Hâkimiyet-i Milliye

15. (1) Sanayileşme sonrası ortaya çıkan yeni sosyal sınıflar ar- tik daha farklı bir estetik tatmin peşinde koşuyordu. (II) 19. yüzyıldaki uluslararası sanat sergilerinde değişiklik peşinde- ki gözler, Japon grafik sanatının çiçeksi bezemeleri ve çiz- gisel düzenlemelerine çevrildi. (III) Bu ilgi; Amerika'da "mo- dern style", Almanya'da “jugendstil”, Fransa'da "art nouve- au" olarak anılan ve mimarlıktan başlayarak tüm sanat dal- larına egemen olan yeni bir üslubun habercisiydi. (IV) Bu üslup kısa zamanda İstanbul'da apartmanlarda, köşklerde ve sayfiye evlerindeki süslemelerde görülmeye başlandı. (V) Üslubun; zamana, mekana ve tarihsel birikime göre değiş- kenlik göstermesi doğasının bir gereğiydi. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisi düşünce- nin akışını bozmaktadır? A) B) || C) III D) IV E) V

BEDEF SORULAR Ortaokuldaki oğlum, gördago, okuduğu, dintedig her seyi bir mr- le saptamak hevesinde bugünlerde birlikte gördogomaz bie film den, oyundan dinlediğimiz bir müzikten, okudugu bir şiir kitabın dan duygulanmayagörsün. Hemen bir köşeye çekilip yarım saat içinde o olayın çevresinde dolaşan bir şiirle çıkıyor ortaya. Yazdi ſi, daha doğrusu kendince yarattığı seyin beğenilmesini gönül den isteyen öyle bir havayla uzatıyor ki şiri , uzun süre söyleyecek şey bulamıyorum. Henüz anlayamayacağı şeyleri ona anlatmak, yazdıklarının çocukça şeyler olduğunu, hevesini ve çocuk gönla- nü kırmadan söylemek zor oluyor . Ama yine de doğruyu hiç ol- mazsa benim bilebildiğim kadarıyla göstermek zorunda hissedi- yorum kendimi. Geçen gün yine bir şiir üzerine konuşurken şiirde konu sorununa dokunduk. Yazdığı şiirlerde hep bir olay anlattığı ni, ---- Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakiler- den hangisi getirilemez? A) Slir ve hikâye anlatımının birbirinden çok farklı şeyler olduğu- nu söyledim. şiirde mutlaka başı sonu belli bir konunun olması gerekmedi- ğini belirttim. olayın başlı başına güzel bir üslupla asıl değerini bulacağını dile getirdim. D) öykü ve roman gibi türlere özgü anlatımın şiirselliğin dışında kaldığını söyledim. Prf Yayınları E olup biteni aktarmanın şiiri temel niteliğinden uzaklaştıracağı- ni ifade ettim.

38 - 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. hel 39. Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? Sözü edilen kişilere ait düşünce başka bir durumla ilişkilendirilmiştir. BY Bazı hikâye yazarlarıyla ilgili tespitlere yer verilmiştir. C) Değerlendirilen süreç, aşamalı olarak anlatılmıştır. Bir durum koşula bağlı olarak ifade edilmiştir. E) Ortaya çıkan bir sonuçtan yakınma söz konusudur. Vasıfsız hikâye yazarları, yanlışlıkla, kendilerini etkilemiş olan bir konu hakkında basit ve düz bir şekilde yazmanın okuyucuyu da etkileyeceğini zannederler. Çocuğunun güzel olduğunu düşünen birinin, herkesin onu güzel bulmasına yönelik beklentisine benzer türde bir saflık gösterirler. Aralarından bazıları o ilk, saf oldukları safhanın üstesinden gelebildikleri takdirde zamanla ve başarısızlıklarıyla edebiyatta iyi niyetin yeterli olmadığını öğrenir. Onları hikâyeyi yazmaya iten o hareketli hissi okuyucuda yeniden oluşturmak için bir yazarın hünerine sahip olunması gerektiğini keşfeder.

u ve Tema Ne yapalım sevgilim, kaderimiz böyleymiş bizim, ne sen beni terk ettiydin, ne de ben cahildim seni sevmekten yana. İkimiz de yalnızlığı sevmiyoruz, yalnızlığı sevmiyoruz ama, ben geceleri hâlâ odama yapayalnız dönüyorum sen geceleri hâlâ yapayalnız dönüyorsun odana. A. Kadir Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Şiire en uygun başlık olarak “Kader” ismini koya- biliriz. Şiirde kadere sitem varken bir yandan da kavuş. ma arzusu duyulmaktadır. C) Aralarına örülen duvarları yıkma eğilimi vardır. D) Şiirde söyleyici âşık olan biridir. E) Şiirde, hitap edilen kişi sevgilidir.