Paragraf Genel Tekrar Soruları

sağlamak bilan bir iyiliğe karşı minnettarlık duymak 2. (1) Görsel iletişim, görsel ögeler kullanarak mesaj yollama ve alma sürecidir. (II) Bu süreçte hareketli görüntüler, fo- toğraflar, bilgisayarlar, internet, yazılar ve daha birçoğu- nun iç içe olduğu bir dünyadan söz ediyoruz. (111) içinde ol- duğumuz bu dünyada bilginin görselleştirilmesi zorunlu bir ihtiyaç haline geldi. (IV) Görselleştirilmiş bilginin iletişim içinde yer alması ve elbette anlaşılıp yorumlanabilmesi de gerekiyor. (V) Sonuçta görsel okuryazarlık; algılama, kav- ramlaştırma, görsel ve dilsel dizinde daha derinlemesine bir boyut ve ölçek kazanma süreci olarak belirginleşiyor. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra "Görsel okuryazarlık da bu tür ihtiyaçlara ve değerlendir- melere yönelik olarak ortaya çıkıyor." cümlesi getirilirse parçanın anlam bütünlüğü sağlanmış olur? 1918 ssoa oilavis TURRE Inav kodu (1222)

6. Hakikat yok edilemez bir bitkidir, onu bir taşın al- tına gömseniz bile - Bu cümle düşüncenin akışına göre aşağıdaki- lerin hangisiyle sürdürülemez? A) zamanı geldiğinde, ortaya çıkmak için bir yol bulur B) eninde sonunda taşı delerek ortaya çıkmayı başarır c) ne yapar yapar, hevesinizi kursağınızda bırak- masini bilir D) hiç durmadan sizinle konuşmasına mani ola- mazsiniz E) sizi hayal kırıklığına uğratmak için elinden ge- len her şeyi yapar

Sinda Bu iki pa si söyle B) Niteliği ile ilgili yanlış kanıların bulunduğuna Miski içinde olduğu toplumları daha çok kültürel yönden etkiledicine D) Bilimsel bullgara ev sahipliği yaptığına E) Seyyahlar aracılığıyla Avrupa ile iletişime geçtiğine A) Her söz B) II. R. lims C C şar D) Ip ler E) II. rile 24. Başka 22. Kimi göz altı morlukları, genlerle aileden gelir. Özellik- le buğday tenli kişilerde morluklar daha çabuk oluşur. Hoş olmayan bu görüntü, çoğu zaman piyasada satılan çeşitli kapatıcılarla gizlenir. Kaliteli göz altı kapatıcıları, K vitaminli dermokozmetik ürünlerdir. K vitamini, süratle damara geçer ve kılcal damarları güçlendirir; sızıntıları önler. Bu ürünleri göz çevresi morlukları dışında yüzü- nüzdeki cürüme ve kızarıklarda kullanabilirsiniz. Kulla- nacağınız kapatici, cildinize uygun ve cilt renginizden bir ton açık olmalıdır. Kapatıcı ile morluklar ve göz çev- resi dikkatli bir biçimde kapatılmalı, sadece morlukla- rin üstüne kapatıcı sürmekten kaçınılmalıdır. Açıyo II Bir za Sikla Bu parçada "kaliteli göz altı kapatıcıları" ile ilgili ola- rak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? Bu d ğıda rilm A) Uygulanmasının ustalık istediğine B) Göz çevresi dışında da kullanıldığına C) Renk tonunun, ten rengine göre ayarlanması gerek- tiğine D) Kılcal damarları besleyen vitamin içerdiğine E) Kozmetik dışı alanlarda da kullanıldığına A) B) C) 5) E) op beriladi 7

TYT/ Türkçe azi uğ- ? 27. Türkiye'nin güneyindeki Batı Toroslara yolunuz hiç düştü mū? Eğer düşmediyse çok şey kaçırdınız demektir. Siz iyisi mi bir bahaneyle yaşantınızın dümenini bir ara bu bölgeye kırın. Göreceksiniz ki fotoğraflardakinden çok daha güzel Akdeniz'e serilmiş gri dağlar, gözlerin çemberine sığmayan upuzun sahil, yeşilin yüzlerce yüzü sizi selamlayacak. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden han- gisi soylenemez? A) Betimleyici ögelere yer verilmiştir. L B) Öneri nitelikli cümle kullanılmıştır. C Bir iddiada bulunulmuştur. milio D) Kişileştirmeden yararlanılmıştır. son E) Karşılaştırma yapılmamıştır. a hostinabeba

C) Bir ulusun veya gr sorgusuz sualsiz kişiyi üstün kılar. D) İnsanın tam olarak özgür olmasının önündeki en- gel, geçmişteki davranış kalıplarıdır. E) Artan yaş ve becerileriyle, insanın gireceği sosyal grubu seçme şansı genişler. Eşitlik öylesine büyük ki her değişik ses tonu, her adım, öksürük, her burun silme, her hapşırık... Eğer bir üzüm salkımında iki tane bile birbirine özdeş üzüm tanesi yoksa neden bu üzüm tanesini diğerine göre, tüm diğerlerine göre anlatmamı istiyorsunuz, neden hoşa giden bir üzüm tanesi yaratmamı istiyorsunuz? Beyinlerimiz onulmaz bir bilinmeyeni bilinir ve siniflan- dırılabilir kılma çılgınlığıyla uyuşturulmuş. Tahlil etme arzusu duyguları ele geçiriyor. Bu parçada sanat eserleriyle ilgili olarak d. I. Sanat eseri, her yürekte farklı şekilde filizlenen bir tohumdur. II. Neyi, nasıl anlattığına bakılarak sanat eseri ince- lenmelidir. III. Herkesin gördüğüne yeni bir fırça darbesi ekle- mektir sanat eseri. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız 1 C) Yalnız III B) Yalnız II E) I ve III D) I ve II 12 Å

TÜRKÇE 33. Toplanan mantarlar çok küçük olmamalı, gelişmesini tamamlamış ve mantarın tüm özelliklerini yansıtır ol malıdır. Bulunduğu ortamdan kesilerek veya dikkatle kazılarak alınmalıdır. Mantarların zarara uğramaması için toplamada Örme sepet veya kutular kullanılmalı dir. Mantar toplandığı zaman hiç olmazsa sapi hemen temizlenmelidir. Tam olarak bilinen mantarlar toplan- malı, henüz bilinmeyen türler ayrı bir sepette toplana- rak ve tanındıktan sonra işlem görmelidir. Toplama sonrasında hassas kutularda korun- mali ve gerekli temizliği yapılmalıdır. II. Mantarlar toplandıktan sonra sınıflandırılarak zararlı mantarlar ayrıştırılmalıdır. III. Mantarların toplanmadan önce tam olarak ol- gunlaşmaış olmasına dikkat edilmelidir. Bu parçadan mantar toplama ile ilgili olarak yuka- rıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri çıkarı- lamaz? A) Yalnız 1 B) Yamiz 11 C) Yalnız D) I ve III E) Ive III

3. Platon'un Akademia'sı ve Aristoteles'in Lykeion'u bazı açılardan birer felsefe okulu sayılabilirse de Hellenistik Çağ'da doğal dünya, mantık, epistemoloji ve etik ala- ninda az veya çok ayrıntılı yorumlar sunan, birbirleriyle rekabet hâlinde çeşitli öğretiler geliştirilir. Bu düşünce ekolleri kurumsal açıdan az veya çok katı bir biçim edinir, başlarında ortak bir kararla seçilen bir lider bulunur ve bu liderin ölümünden sonra onu izleyecek halefi de oldukça resmî bir prosedürle belirlenir. Bu parçadaki altı çizili ifadeyle I. SHellenistik Çağ Fi? Platon'un Akademia'sı , Aristoteles'in Lykeion'u III. Felsefe okulu ifadelerinden hangisine veya hangilerine gönderme yapılmamıştır? A) Yalnız! B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve III. E) I ve II.

00000.00000 2011-ALES-İlkbahar 38. - 39. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. 38. Bu parçada Angkor bölgesiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Nerede bulunduğuna B) Ne tür mimari yapıların bulunduğuna Law C) Bilgi edinmek için yapılan araştırmalarda nelerden yararlanıldığına D) Ticari açıdan taşıdığı öneme V Bugün Kamboçya, Tayland, Laos ve Burma sınırları içerisinde kalan Angkor, Khmer uygarlığı tarafından oluşturulan, dünyanın en önemli tapınaklarının yer aldığı bölgedir MS 9. yüzyılda kurulan Angkor'un ana yerleşimi 1000 kilometre karelik bir alana yayılıyordu ve sanayi dönemi öncesinde kurulan en büyük yerleşim yeriydi. Şaşırtan bir mimari anlayışla kurulan kanallar, Angkor'da su taşıma ve depolama sisteminin can damarıydy. Bu kanal sistemi her şey yolundayken kusursuz çalışıyor ve Angkor'un gelişmesini sağlıyordu Fakat zamanla kalabalıklaşan Angkor bölgesinde, insanlar ihtiyaçlarını karşılayamaz hâle geldi. Altyapıyı ihtiyaçlara uygun hâle getirmek için doğa tahrip edilmeye başlanmıştı. Bölge-15. yüzyıldan sonra bir gerileme dönemine girdi. 19. yüzyılda yeniden keşfedilerek bölgeyle ilgili bilimsel çalışmalar başlatıldı. NASA'nın aldığı radar ve uydu fotoğrafları ve ultrasonik incelemeler yardımıyla yapılan çalışmalarda tapınaklar, yüzlerce ev ve kanal ortaya çıkarıldı. Bu çalışma Angkor'un yok oluşunda, insanın doğayı durmadan tüketmesinin etkili olduğunu gözler önüne serdi. E) Araştırmalar sonucunda ne tür bulgulara ulaşıldığına 39. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

Dognas? Başlangıçlar ve sonlar birbirinden çok da ayrı şeyler değil aslinda. tarifi imkansız mutluluklar başlangıç anlarıyla birlikte başlıyor aslinda ve tabi kaçınılmaz sona doğru gidişler de... Başlamak insanoglunda bir tedirginlik, bir ikilem hissi yaratsa da kalpteki umutlar içinde hep coşkular, hevesler, arzular, heyecanlar, mutluluklar barındırır. Oysa- ki bitişler öyle mi ya? Insanda bir doygunluk hissi uyandırsa hatta bazen bir rahatlama hissi uyandırsa da genellikle bitişler hep hüzün, karşımıza çıkar. Başlangıçları çok çok önemsiyoruz da sona gel- cevaplayınız 38. - 40 soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. gilimleri açısından da çok ilgi çekici- ve kadın adlarında nde bulunabilecek Se yeni doğanlara oranla çok yük- avlanına başvuran m sonunda fark- hep keder, hep başarısızlık duygusunun ağır bastığı durumlar olarak adlar) rastladığını uşturan bu adlar- mişse bir şeyler, niyeyse aynı özeni gösteremiyoruz. Oysa sonlarla n adlara eklenen değerlendiriyor, sonları hatırlıyor insanoğlu, olayları, aşkları, duygu- yetten sonra ad ları... Ailemize yeni katılan bir bebeğin doğumuyla yaşandığımız se- ali sözcüklere ve vinç unutuluyor zamanla da... Bu dünyadan göçerken bir insan, dün da etkili olmuş. yada bıraktığı izlerle, yaptıklarıyla kalıyor hep aklımızda... Aşıkların, ökenlilerin oranı başlangıçta hissettikleri güzel ve çok özel duygular, iş bir gün ayrılık mi, az duyulmuş noktasına geldiğinde belleklerinden silinebiliyor. Aslında pragmatist leyiş güzelliğine yapımızdan kaynaklanıyor biraz da işe, aşka, ilişkiye başlarken ki Idiğine, anlami- beklentilerimiz, sonuçlarına göre bir anlam kazanıyor ancak... Peki. öyleyse neden esirgiyoruz hak ettiği özenli yaklaşımı sonlardan? isine ulaşıla- ulunmamakta- 38. Bu sözleri söyleyen kişi aşağıdakilerin hangisiyle nitelen- dirilemez? A) Hoşgörülü ve gerçekçi bir tutum içinde olan B) Farkındalığı yüksek olan, sorgulayan Cevresinde olup bitenlerden yakınan D) Eleştirel bir yaklaşıma sahip E) İyi bir gözlemci kızlardan çok DENEME ZAMANI gelişmelerin ökenli isimle- yönünü dik- 39. Bu parçada konuyla ilgili aşağıdakilerden hangisine deği nilmemiştir? Al Başlangıç ve sonların kıyaslanmasına B) Insanın zihinlerdeki duruşunu etkileyen faktörlere erinsanların sonuç odaklı yaşadığına DI Duyguların değişken bir ritme sahip olduğuna Özensiz bir toplum haline gelindiğine ez? 40. Bu parcanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söy- denemez? AKonuşma havası içinde yazılmıştır. B) Benzetmeden faydalanılmıştır. C) Karşılaştırılmaya başvurulmuştur. D) Devrik cümlelere yer verilmiştir. Etömeklendirmelere başvurulmuştur. Diğer sayfaya geçiniz. 12

B Toplumsallik, toplumsal gerçeklik, toplum içinde insan gibi çok temel kesişme noktalarının bulunması sebebiyle ede- biyat ve sosyoloji bilimi, birbirlerinin metinlerinden temel çıkarımlar elde etme çabasından uzak durmamaktadır. II. Salt kendi çalışma alanının verileri ve sonuçlarıyla toplum- sal bütünlüğe varma ve onu tanımlama uğraşının eksik bir yönelim olacağını Richard Hoggart, sosyoloji öğrencisini merkeze alarak veciz bir şekilde ifade etmiştir: "Edebiyatın katiksız tanıklığı olmaksızın sosyoloji öğrencisi, toplumun bütününe karşı kör olacaktır." Yukarıda verilen Il numaralı cümleyle ilgili olarak aşağıda- kilerden hangisi söylenebilir? AVI. cümlede ifade edilen konuyla örtüşmeyen farklı bir du- rumdan söz edilmektedir. B) I. cümlede anlatılan duruma uyulmaması hâlinde karşılaşı- lacak olumsuzluk açıklanmaktadır. C) I. cümledeki olgunun, bireyler tarafından nasıl algılanaca- ğına dair açıklama yapılmaktadır. D) I. cümlede belirtilen olgunun her bireyde gerçekleşmediği örneklenmektedir. E) I. cümlede değinilen düşüncenin bilimsel olarak kanıtlandi- ği gösterilmektedir. Diğer sayfaya geçiniz.

C) Bu düny Kemal'in tükenmez gibi Dy Yaşar Kemal hem bir yazar hem de top kanaat önderi olarak her şeyiyle yaşama sağlam bir ideolojiyi gösteriyor bizlere E) Yaşar Kemal adı bizim için nicedir ifadesinio kelimesiyle bulmuş bir yazar hiç şüphesiz 24. (O) ilk günü balık tutmaya ayiriyoruz. (1) Şehir met (III) Tek kürekli geleneksel ahşap kayıkla göle aço inip yerel bir balıkçı eşliğinde pirana yakalayacay sonra balıkçinin yüzen evine ulaşıyoruz. (IV) Yüzen evlerde yaşıyor, suların durumuna göre yerlerini değiştiriyor ve su baskınlarından etkilenmiyorlar. (V) Eve varinca balıkçi; bir ucu uzun dala baglanmış, diğerine de balık iğneleri takılmış iki metrelik misinalardan oluşan oltalarımızı elimize tutuşturuyor. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra, düşüncenin akışına göre Bu bölgedekiler suların çok yükselmesi nedeniyle evleri sabit yapmak yerine dev kütükler üzerine inşa etmişler." cümlesi getirilmelidir? D) IV EV C) II A) B) || 70201218 B Diğer sayfaya geçiniz

FEN BİL 12. Yaşama sevinci ve yaşama azabı. Bu iki izleğin (temanın) Türk şiir geleneğindeki yeri, gereğince irdelenmiş değil. Yaşama sevincinin Garip şiiri ile birlikte bir izlek olarak görüldüğü belirtilir. Bir ölçüde öyledir de. Şiir, Garipçilerle birlikte işıkla dolar, doğanın yeniden doğuşu karşısında coşkuyla yaşamayı anlatır. Orhan Veli'nin "Deli eder insanı bu dünya Bu gece, bu yıldızlar, bu koku Bu tepeden tırnağa çiçek açmış ağaç" dizeleri geceyi bile aydınlatan bu coşkunun şiiridir. Bu parça için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Şiirdeki iki karşıt temadan birine örnek verilmiştir. B) Yazar, Garip şiiriyle ilgili bir görüşe kısmen katıldığını söylemiştir. C) Söz konusu iki temanın şiirimizdeki yerinin tam ince- lenmediği vurgulanmıştır. D) Yaşamın mutsuzluklarını anlatan şiirlerin yaşama sevincini anlatanlardan çok olduğu belirtilmiştir. E) "Yaşama sevinci'nin Garip akımıyla şiirimize girdiği görüşüne işaret edilmiştir. YKS / Temel Yeterlilik Testi Deneme Sınavi - 10

14.(1) Otomatik Portakal çok duyduğunuz, kocaman tek gözlü şapkalı adamını hatırladığınız, belki de Kubrik'in film uyarla- masını izlediğiniz bir kısa roman. (11) Bu kitabı henüz okuma- dıysanız bütün bunları bilmeniz veya hatırlamanız güzel mi emin değilim. (111) Benim gibi sadece “mühim kitap" fikriyle ki- taba yaklaşmanız en güzeli olabilir. (IV) Hazırlıksız, her şeye açık ve beklentisiz. (V) Bu yüzden kitabı okumadıysanız bu satırlardan sonra okuma ihtimaliniz artabilir. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde an- lamca kesinlik söz konusudur? A) By ay gin E) 6

Türkçe sik ttiğini minin cen 24. İbni Haldun, uydurma veya çarpıtmanın gerçeklikle çatışma içinde olduğunu, gerçeği maskelediğini ileri sürer. Ona göre, gerçeği ortaya çıkarmak için gözdeki dalginlik ve uyku uyuşukluğunu kaldırmak; ayıklama ve yanlışlama (geçersizleştirme) yoluyla olayların olabilirliklerini akıl süzgecinden geçirmek gerekir. Bu demektir ki aktarma veya çarpıtmalara karşı, gerçeği ortaya koymada eleştirel olunmalı ve tutarlı bir bakış geliştirilmelidir. Ona göre, örneğin kentlerin kuruluşunu merak eden bir kişi yöntem olarak yanlışlamayı seçmek zorundadır. Herhangi bir bilginin gerçeğe uygun olup olmadığının araştırılması gerekir, eğer bir bilgi olanak dışı ise onun güvenilirliğine bakılmaz bile. mi Bu parçadan hareketle İbni Haldun ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Bilimi, gerçeğin üzerindeki örtüyü kaldırma faaliyeti olarak tanımlar. B) Bilimsel çalışmalarda yöntem olarak genelden özele gidilmesini önerir. C) Bilim insanının sorumluluk ve paylaşımla hareket etmesi gerektiğini savunur. D) Var olan birçok olgu arasında görünmeyen ilişkiler bulunduğunu ileri sürer. ir LİMİT YAYINLARI E) Bilimsel çalışmalarda az da olsa sezgisel hareketlerin önemli olduğunu savunur.

6. Geleneklerine sımsıkı sarılan, onlardan ayrılmakla benliğini yitir- mekten korkan bir toplum, kendi kendine öykünüyor demektir. Yeniden yaratamıyor, “yeni” den aldıklarına kendi damgasi- ni vurmayı başaramıyor da geçmişte yaptıklarını tekrar etmek istiyor demektir. Kendine güvenen, kendinde yaratma gücü bulunduğunu sežert bir toplum değişmekten, yenileşmekten, inançlarında doğruyu yanlışı aramaktan, yeni bir yola girmek- ten çekinmez. Yenisini kurabileceğini bildiği için saplanmaz eski düzene. Geleneklere bağlanmak, topluma güvensizlikten gelir. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi yazarın savundu- ğu copluma ait bir özellik değildir: A) Geçmişi yinelemekten kaçınma Toplumsal benliğin gelenekte olmadığının ayırdına varma C) Var olanı yeniden biçimlendirme D) Inandıklarını öz güvenle sorgulama E) Yeni olanı, geçmişten getirdiklerine göre değerlendirme 4

4. Söylencelerde anlatılan olaylar bazen gerçeküstü ola- bilir ama çoğunlukla gerçek olaylara ve gerçekten ya- şamış kişilere dayanır. Bu öykülerin çoğu kahramanca işler yapmış kişilerle ilgilidir. Eski Yunanlı şair Home- ros, ilyada ve Odysseia adlı destanlarında krallara ve kahramanlara ilişkin söylencelerden yararlanmıştır. Kral Arthur ve şövalyeleriyle ilgili birçok öykünün kaynağı söylencelerdir. Gerçek bir kişinin yaşamına dayanan Köroğlu adlı halk öyküsü de çeşitli söylencelere karış- mıştır. Söylenceler bir bölge ya da halkın kültüründe önemli yer tutar, bunun yanı sıra mitolojiyle de yakından ilişkilidir. Bu parçada söylencelerle ilgili aşağıdakilerden han- gisine değinilmemiştir? A) Anlatılan olayların genellikle gerçek hayatla bağlan- tili olduğuna B) Kahramanlık konulu öykülerinin daha çok görüldü- ğüne C) Kral Arthur ve şövalyeleriyle ilgili hikâyelere kaynak oluşturduğuna D) Bir bölge ya da belli bir toplum için değerli sayıldığına E) Mitolojiyle ilişkisinin diğer türlerden farklılık gösterdi- ğine