Paragrafın Yapısı Soruları

KONU PEKİŞTİRME MY KIRMIZI HIZ TESTI 04 PARAGRAFIN YAPISI (YO 815102 irud nusid omelend no 1. Aşağıdakilerden hangisi bir paragrafın giriş cümlesi olmaya uygundur? RER A Geçmişin gerçeklerini sorgulamak hoşuma gidiyor. BO hâlde kültürün ve düşüncelerin yalnızca kendi de- virleriyle sınırlı oldukları görüşü doğru olamaz. C Geçmişi kendi kurgumla süsleyince okurda tarihe kar- şi bu farklı bakışı yaratmış oluyorum. Heuning D) Buradan hareketle şiirin bir şeyi kanıtladığı sonucuna varabiliriz. E) Örneğin tarihsel gerçeklere uymayan davranışlara ki- tabımda yer vermem. us müo igned tex dir.

I. romana yeni perspektifler ve anlatım yollanı getirmek isteyen II. "minimalist roman" terimi tıpkı III. nitelemek için kullanılan "yeni roman" gibi IV. bir grup yazarın romanlarını V. yirminci yüzyıl ortalannda yazının sınırlarını zorlayarak said bella goloxia s7 VI. pek de belirleyici olmayan bir tanımlamadır Yukarıda numaralanmış sözler anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi bastan ikinci olur? A) I B) II C) III D) IV E) V myl

1. arı aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Tomris Uyar'ın öyküleri, insanların birbirleriyle konuşarak anlaş- tıkları bir dünyadır. Ama yazdığı hiçbir öyküde öykü kişilerinin, al- dıkları yeri boş sözlerle genişletmeye kalkıştıkları görülmez. Kısa ve özlü konuşma cümleleri içinde yoğunlaşmış anlamlara gönde- rirler okuru. Okura da söylenen sözlerin ardındaki suskuları an- lama çabası düşer ki yazarın öykülerini okumanın asıl değeri de buradadır. Okura öğretmenlik edecek bir edebiyatı düşünmesi bi- le imkânsızdır yazarın. Bu parçada anlatılanları en iyi özetleyen ifade aşağıdakiler- den hangisidir? A) Öykülerinde karşılıklı konuşmalara yer veren Tomris Uyar, okundukça değeri daha iyi anlaşılan bir yazardır. B) Didaktik bir anlatımdan uzak duran Tomris Uyar, bu işi kahra- manları aracılığıyla yapar. (C) Tomris Uyar'ın öykülerinin önemi, okuru etkin kılan, özlü ve yoğun diyaloglara dayanmasıdır. D) Tomris Uyar'ın kapalı anlatımı, diyaloglardaki ipuçlarıyla da- ha iyi anlaşılabilir. E) Okura mesajını doğrudan vermeyi tercih eden Tomris Uyar, hiçbir öyküsünde öğreticiliğe düşmez.

e yüzeyse acı bir g ir ve zava yet kurulun liğini ve tur. bozukluğu işikliklerde meli meli meli meli elidir. 8. 8-9. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. (0) Türk evlerini oluşturan ögelerden sofa, Anadolu'nun farklı bölgelerinde farklı isimler almaktadır: hayat, sergah, ev ortası, yazlık, sayvan, çardak, divanhane, nanay, tahtaboş, çağnışır vb... (1) Odalar arasında dolaşımı sağlayan sofa aynı zamanda ortak yaşama mekânıdır ve oturma, dinlenme gibi pek çok işleve yanıt verir. (III) Sofanın ev içerisindeki durumu doğrudan doğruya evin planını tayin etmektedir. (IV) Tarımsal üretime dönük bir ekonomisi olan Türk toplumunun ev içi üretim faaliyetlerinin birçoğu bu mekânda gerçekleştirilmektedir. ir.(V) İklim koşullarının müsait olduğu bölgelerde sofaların yalnızca üstü örtülmüştür ve doğrudan doğruya arkaya ya da bahçeye açılır. (VI) Avlu ya da bahçe, evlerin sokakla bağlantısını sağlaması açısından önemlidir. (VII) Topraktan kopmak istemeyen Anadolu insanı büyük ya da küçük bir bahçe ile yeşile olan özlemini giderir. (VIII) Tandır, kuyu, çeşme, havuz, ocak gibi ögelerin bulunduğu bahçe ya da avlular evin en renkli ve fonksiyonel bölgeleridir. Bu parçada, 1. Eski önemini yitirdiğine II. İklim şartlarının bazı özelliklerini etkilediğine III, Ekonomik etkinliklerle ilgili işlevi olduğuna Türk evleriyle ilgili olarak yukarıda vertien özelliklerden hangilerine değinilmemiştir? Yalnız I D) ve III B) Yalnız III C) c) I've l But E) Il ve Ill 11 Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? A) IV C) VI D) VII E) VIII C tonguç kampüs 160

BÖLÜM 2: SÖZEL MANTIK MUHAKEME KONU 2: İKİ VE DAHA FAZLA DEĞİŞKENLİ SIRALAMA Sonoh Akson 5. (23. 5.-8. soruları aşağıdaki bilgilere göre cevaplayınız. Dikkat, soruları birbirinden bağımsız olarak cevaplayınız. Bir gün içinde sabah veya akşam saatlerinde bir fotoğraf stüdyosuna gelen kadınlardan Ayşe, Canan, Gamze ve İşı ile erkeklerden Bahri, Davut, Emre, Faruk ve Harun adlı kişiler vesikalık fotoğraf veya düğün fotoğrafı çek- tirmişlerdir. Her kişinin yalnızca bir tür fotoğraf çektirdiği günle ilgili olarak şunlar bilinmektedir: ▸ Sabah saatlerinde fotoğraf çektirenler Ayşe, Canan ve Harun'dur. ▸ Akşam saatlerinde vesikalık fotoğraf çektiren iki kişi- den biri Bahri'dir. ▸ Düğün fotoğrafı çektiren yalnızca 3 çift vardır... ▸ Ayşe, Gamze ve Işıl düğün fotoğrafı çektirmişlerdir. KINFORMAL YAYINLARI X Kara Kutu YAYIN AK INFORMAL YAYINLARI K Kara Kutu YAYIN KA INFORMAL YAYINLARI K Kara Kutu YAYIN K INFORMAL YAYINLARI Kara Kutu YAYIN K INFORMAL YAYINLARI Bu bilgilere göre, aşağadaki ifadelerden hangisi kesin olarak doğrudur? A) Sabah saatlerinde vesikalık fotoğraf çektiren yalnızca bir kişi vardır. B) Sabah saatlerinde vesikalık fotoğraf çektiren yalnizca bir çift vardır. C) Sabah saatlerinde düğün fotoğrafı çektiren yalnızca iki çift vardır. D) Akşam saatlerinde düğün fotoğrafı çektiren yalnızca bir çift vardır. E) Akşam saatlerinde vesikalık fotoğraf çektiren yalnızca iki çift vardır. (2012-ALES) 6. Bu bilgilere ga çektiren kişi a A) Bahri 7. Emre'nin ve I. Davut, II. Işıl, III. Faruk Sobot D) H adlı kişiler raf çektirm A) Yalnız I SEC 8. Bu bilgi 1. Davi II. Faru III. Gar adlı ki olabili A) Yal

19. (1) Sanat, sadece duygudan ibaret değildir. () On- da, düşüncenin ve aklın bütün çilesi vardır. (1) Fa kat unutmamak gerekir ki sanat, ilimden çok ibadete benzemektedir. (IV) Bu bakımdan sanatla tasawuf arasında bir münasebet vardır. (V) Insan eğitimi başlı başına bir sanattır. (VI) İnsanın herhangi bir sanat dalında eğitilmesi işi ise sanat içinde sanattır diye düşünüyoruz. (VII) Bu bakımdan insanın, sanat dallarından birinde eğitilmesi çok hassas, ciddi ve önemli bir hadisedir. Bu parça iki paragrafa bölünmek istenirse ikinci paragraf numaralanmış cümlelerden hangisi ile başlar? A) II. B) III. C) IV. OV. E) VI. DIV.

e CA CAP 9. Kahve falları, büyülü aynalar, tarot kartları... Bunlar bence geleceği anlatmıyor. Bunlar yalnızca başka, daha değişik dünyaların minik kristallerden bize yansımaya çalışması. Aklın değişik koridorlarını, ruhun eciş bücüş yollarını, başka zamanlarını fısıldayan bülbül sesleridir bunlar. Dinlemesi zevkli. Bazı falcıların sundukları dün- yalar, bunların yer yer sonsuza yaklaşmaları ve kişilikle- ri beni çok etkilemiştir. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Nitelendirmelerden yararlanılmıştır. B) Kişileştirme yapılmıştır. C) Somutlamaya başvurulmuştur. D) Öznel tanımlama vardır. E) Dolaylamaya yer verilmiştir.

8. A) I B) II C) III D) IV A) derlemesi - faktörleri B) geçmişi - içerikleri C) sürekliliği - meseleleri D) korunması - değişkenleri E) devamlılığı - nedenleri G E) Folklorun temel amacı kültürün kadar, değişme- sine ve gelişmesini sağlayan dinî, siyasi ve toplumsal de çözümleyerek bir genelleme yapmaktır. Bu cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakiler- den hangileri getirilmelidir? C

8. . Gerçekten de tembel insanın paslanmış demirden farkı yoktur. Bizim, zekâdan çok çalışmaya gereksinimimiz var. Çünkü çalışmakla her engel aşılabilir. Bunun yanında taklit, yaratış gücünü, kişiliği engelleyen bir durumdur. İnsan ancak kendi yetenekleriyle değerlendirilebilir. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? A) Çalışmak, kişisel yeteneklerin ortaya çıkmasını tetikler B) Zekâ, kişinin bütün sorunlarını gidermede kullandığı bir araçtır C) İşleyen demir ışıldar, derler D) Tembel insan başkalarına muhtaç olan insandır E) Çalışmakla bütün işler halledilir

5. Aşağıda Osmanlı'da düzenlenen şenliklerle ilgili bir parça verilmiştir. er ONTVA UJ (1) Şehirlerdeki mahalle halkı; cami ve mescitlerin dışında kahvehane, bozahane gibi mekânlarda veya düzenlenen panayır ve şenliklerde bir araya gelmiştir. (II) Türk toplumunda kaynaştırıcı bir özelliğe sahip olan bu mekân ve faaliyetler, bireyler arasında sosyal bağların güçlenmesinde, geleneklerin sürdürülmesinde ve inançların tazelenmesinde etkili olmuştur. (1) Mehmet'in Dulkadiroğullan'ndan Sitti Hatun'la düğün töreni üç aydan fazla sürmüştür. (IV) Toplumun her sınıfından insanların katıldığı en görkemli şenlikler ise şehzadelerin -sünnet törenleridir. (V) Osmanlı sultanlarının komşu ya da rakip beyliklerden kız alarak yaptıkları padişah düğünleri ise XV. yüzyıl ortalarına kadar devam etmiştir. Bu parçanın anlam akışındaki bozukluğu gidermek için aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır? A) I. cümleden sonra III. cümle gelmeli B) II. cümleden sonra V. cümle gelmeli CIII. ve IV. cümle yer değiştirmeli III. cümle V. cümlenin sonuna gelmeli E) V. cümle I. cümleden sonra gelmeli 69

6. 1. Oya Uysal'ın verimsiz bir şair olmakla eleştirilmesi, doğru bir tutum değil. II. Oya Uysal titiz bir şair olduğundan nitelikli bir şiiri, ortalama bir çoğaltmaya yeğliyor. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir? A) Birçok şairin tersine Oya Uysal, şiirlerini titiz bir çaba ile oluşturmaktadır, bu da onun şiirlerinin azlığının insafsızca eleştirilmesine yol açmaktadır. B) iyi anlaşılamadığından olsa gerek, Oya Uysal'ın titizlikle kotarılmış, derin bilgiler içeren şiirleri bazılarınca iyi şiir olarak görülmemektedir. C) Kimi Oya Uysal gibi az ama nitelikli şiir yazar, kimi de çok ama ortalama düzeyi aşamayan şiirler yazar; bu bir tercih meselesidir. b) Oya Uysal, çok ama vasat şiir yazmaktansa az ama nitelikli şiir yazan titiz bir şairdir, bu nedenle onu az üretmekle eleştirmek doğru değildir. www.deltakitap.com EX Oya Uysal gibi değerli şiirler yazan bir şairi kadın olduğu için küçümsemek ve onu verimsizlikle suçlamak, hiçbir eleştirmenin haddi olmamalıdır.

1. 20 Biz çocukken çok mutluyduk. Çünkü şehirdeyken bile doğadan henüz kopmamıştık. Bahçelerde oynar, ağaçlara tırmanırdık. Oysa şimdi öyle mi? Televizyonlar, bilgisayarlar, cep telefonları... Ne oldu? Daha mi mutluyuz? Sanmıyorum. Teknolojiye karşı değilim elbette ama demek istediğim şu: Aklı başında çoğu insan günün birinde küçük bir yere yerleşip domates, zeytin yetiştirip mutlu olmanın hayallerini kuruyor. "Ağır" şehir yaşantısı; yalnızca domatesin, biberin DNA'sını değil insanlarınkini de bozuyor. ----. Bu parçada boş bırakılan yere düşünce ve anlatımın akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Teknolojiyi yavaş yavaş yaşamımızdan çıkarmalıyız B) Elektronik aletlerden daha iyi yararlanma yoluna gitmeliyiz Salt elektroniğe bağlı, iletişimsel yaşantı bizi daha mutlu kılmaz D) Teknolojik gelişmelerden önce az şeyle daha çok mutlu oluyorduk E) Artık günlük uğraşlarımızı sorgulamanın zamanı geldi

4. Gazeteci: Dil bilimci: Zamanında dili özleştirmek adına yapıldı bu. Peki sonuç verdi mi? Hayır. Çünkü dil, bazılarının sandığı gibi laboratuvarda oluşturulup servis edilecek bir şey değildir. Sosyal hayat içinde doğan bir ihtiyaçla, bilimin bulduğu bir şey sonucu veya kültürün bir değişime uğraması gibi şeylerle kelimeler girer dile. Dil bunu yaşayan bir organizma gibi, ihtiyaçlanı doğrultusunda seçerek kendisi üretir. Gazeteci: (II)----? Dil bilimci: Bu konuda çok endişelendiğimi söyleyemem. Meslektaşlarım genellikle benim gibi düşünmese de... Bazı şeyler sizin yerel tercihlerinizle ilgili değildir. Dünya öyledir, öyle bir yönelimdedir. Şimdi buna direnmek nasıl mümkün olsun? Koca bir dünya, küçük bir kasabaya dönüşüyor kültürler iç içe giriyorken, kilometreler metre gibi algılanmaktayken dil öylece kalacak, öyle mi? Gerçekçi olmak lazım. Dillerin sınırları yumuşayacak hatta kalkacak. - Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? A) I. Yeni kelimeler türeterek dili zenginleştirmek mümkün mü II. Türkçenin giderek daha fazla yabancı dillerin etkisinde kaldığından söz ediliyor, siz bu konuda ne düşünüyorsunuz B) 1. Dildeki yabancı kelimeleri atmak için neler yapılabilir II. Teknolojik aletlerin iletişimde çok kullanılmasının yazılı dile zarar vermesine dair endişeleriniz var mı C) I. Bir kavrama karşılık yeni kelimeler bulunurken nelere dikkat edilmelidir II. Gençlerin söz dağarcığının çok sınırlı hâle gelmesi konusunda neler dersiniz D) I. Yeni ifade şekillerinin dile yerleştirilmesi nasıl yöntemlerle sağlanır II. Türkçenin yabancı dillerden çok fazla kelime alması, kültürümüzle ilgili endişelenmemizi gerektirir mi 1. Başka dillerden kelimeler almak yerine kelime türetmek nasıl sorunlar yaratabilir II. Türkçenin bugünün dünyasındaki yerini olumlu değerlendiriyor musunuz 5. LİMİT YAYINLARI 6.

6. (1) Tanzimat Dönemi'nde yazılmış romanların dikkati çeken bir yanı, olayların, yazarın araya girmesi ya da tasvirlerle kesilmesidir. (II) Bu dönem romanlarında tasvir, gerçekçi değildir, bir süs olmanın ötesine geçememiştir. (III) Ya- zar, genellikle okura bir şeyler söylemek amacı ile araya girer. (IV) Yazarın söylediklerinin, romanın içeriğiyle doğru- dan ilgisi olabildiği gibi, tümüyle farklı bir konuda da olabilir. (M) Amaç romanı okuyanların birtakım bilgiler edinebilmesi- dir. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşün- cenin akışını bozmaktadır? A) 1. B) II. C) III. D) IV₂ EV.

4. (1) Birileri için her şeyinizi feda eder hiç karşılık bek- lemeden birçok şey yaparsınız. (II) Ama o birileri si- zin için kılını bile kıpırdatmaz. (III) İşte o an itibarıyla onun için neler yaptığınızı düşünürsünüz.(IV) Hayat çoğu zaman yapılan şeylerin karşılığını verir. (V) Ba- zen de karşılıksız kalır. (VI) Bir insan için bir şeyler yapıp da karşılık görememekse yıkıcı bir şeydir. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa- ragraf hangi cümleyle başlar? AHT B) III eriv D) V E) VI SORU TARZI

INLARI 3. (1) Nobel Ödülü alan ilk kadın olan Marie Curie (1867- 1934), radyum ve polonyum adlı elementleri ve radyoaktiviteyi keşfetti. (II) Ancak o dönemlerde radyoaktif elementlerin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri bilinmiyordu. (III) Hatta savaş yıllarında radyolog olarak görev yaptığı yıllarda X-ışınlarına da bolca maruz kalmıştı. (IV) Sonuçta önce radyasyona bağlı katarakt nedeni ile görme problemleri yaşadı. (V) Daha sonra muhtemelen aldığı yoğun miktarda radyasyonun etkisi ile kemik iliği zarar gördü ve aplastik anemi nedeni ile 4 Temmuz 1934'te hayatını kaybetti. (VI) Marie Curie'nin 1890'lı yıllardan kalan bilimsel notları; yüksek miktarda radyum, polonyum gibi radyoaktif elementler içerdiğinden, kurşundan yapılmış özel kutularda saklanıyor ve ancak koruyucu kıyafetler ve eldivenler giyilerek incelenebiliyor. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra, "Bu nedenle radyoaktif izotop içeren deney tüplerini ceplerinde taşıyor ve masasının çekmecesinde hiçbir güvenlik önlemi almadan saklıyordu." cümlesi getirilmelidir? A) II B) III C) IV D) V E) VI