Paragrafın Yapısı Soruları

7. (1) Divan edebiyatının süsü güzelliği sizi saraylar da gezdirir ama halk şiirinin doğallığı annenizin saf sevgisi gibi sarar (II) Nihat Genç'i, Balzac'ı Dostoyevski, Tolstoy, Joyce, Henry Miller, ve Eagleton'ı beğenirim. (III) Ama Kutlu'yu, Mevlana'yı, Hemedani'yi beğenmekle kalmaz severim de. (IV) insan sevdiğinden ve iyi bildiğinden daha çok etki- lenir diye düşünüyorum. (V) İşte bu sevgim beni Oğuz Atay'a yönlendirdi, bütün eserlerini okudum. (VI) Onun yazdığı, Tutunamayanlar ve Tehlikeli Oyunlar bende derin bir iz bırakmıştır. Bu parça ikiye bölünmek istense ikinci parag- rafın numaralanmış cümlelerden hangisiyle başlaması uygun olur? A) II. B) III. C) TV. D) V. E) VI.

6. 1. 11. Bir toplumun ulusal kimliğinin ne olduğunu bilmeden yap- tığı sanat etkinliği, başıboştur ancak kendi sınırları içinde bir değerdir. Bundan dolayı da sanatımızda belirgin bir gelişmeden söz edilemez. III. Sanat, evrensel anlamda ortaklaşa bir üretim etkinliğidir. IV. İnsanımız ne yazık ki uzun yıllar ulusal kimliğini bulmadan yaşamıştır. V. Her toplum, olanaklarıyla bu etkinliğe bir şeyler katar. Yukarıda numaralanmış cümlelerle anlamlı bir paragraf oluşturulmak istense hangisi baştan ikinci olur? BY 11 DIV A) I 3-1-5-4-2 7 1-5 EXV 139

17. (1) Macellan'ın keşif gezisi dünya çevresinde yapı- lan ilk seyahattir ve Güney Amerika'daki boğazdan geçerek Atlas ile Büyük Okyanus'u birleştiren ilk de- niz yolculuğudur. (II) Pasifik Okyanusu; Amerika, As- ya ve Okyanusya kıtaları arasındadır, dünyanın en büyük okyanusudur ve adını İspanya Krallığı adına Dünya'yı dolaşan Portekizli denizci Ferdinand Macel- lan vermiştir. (III) Macellan, günler süren zorlu ve fir- tınalı koşullar altında adını verdiği Macellan Boğazı'n- dan geçip bu okyanusa açılmıştır. (IV) Fırtınaların din- mesinden dolayı Portekizcede "sakin" anlamına gelen "pasifico" sözcüğünden yola çıkarak bu adı vermiştir. (V) Okyanus, 179,7 milyon km2 yüz ölçümüne sahip- tir. (VI) Neredeyse Atlas Okyanusu ve Hint Okyanu- su'nun toplamı kadar yüz ölçümü vardır. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa- ragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle baş- lar? A) II B) III B'S YAYINLARI C) IV TYT 06 D) X E) VI LO 5

8. Sykes-Picot Anlaşması, I. Dünya Savaşı sırasında, 29 Nisan 1916'da Kût'ül-Amâre Kuşatması sonrasın- da İngiliz kuvvetlerinin Osmanlı Devleti'nin 6. Ordusu karşısında bozguna uğramasından 17 gün sonra, 16 Mayıs 1916 tarihinde Britanya ve Fransa arasında yapılan ve aynı yılın Ekim ayında Rusya tarafından onaylanan, Osmanlı Devleti'nin Orta Doğu'daki top- raklarının paylaşılmasını öngören gizli antlaşmadır. (I) Bu sözleşme, çoğu antlaşmada olduğu gibi tarafla- rin altını imzaladıkları bir metin olmaktan çok 3 büyük devletin bakan, büyükelçi ve bürokratları arasında gi- dip gelen bir yazışmalar bütünüdür. (II) Sözleşmenin Sykes-Picot adını alması, bu iki kişinin sözleşme ilk- lerinin saptanmasında en etkili isimler olmasındandır. (III) İlk görüşmeler 1. Dünya Savaşı öncesinde Bey- rut'ta Fransız konsolosluğu yapıp 1915 yılında Fran- sa'nın Londra büyükelçiliğinde siyasi danışman ola- rak görev yapan François Georges-Picot ile Britanya İmparatorluğu Dışişleri Müsteşarı Sir Harold Nicolson arasında 1915'in Kasım ayında başladı. (IV) Suriye'nin gelecekteki statüsü hakkındaki anlaşmazlıklar nede- niyle kesintiye uğradıktan sonra Aralık ayında Britanya Savaş Bakanı Lord Kitchener'in Ortadoğu işleri danış- manı, milletvekili ve Yarbay Sir Mark Sykes atandı. (V) Georges-Picot ve Sykes hızla sonuç alarak 1916 Ocak ayında bir plan ortaya çıkardılar, Şubat ayında bu gizli plan Britanya ve Fransa tarafından onaylandı. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istenirse ikinci pa- ragraf hangi cümleyle başlar? A) I B) II C) III D) IV E) V

ve a- ne le SI JZ bir an n n P E S 14. Psiko-onkoloji; psikoloji, tip, psikiyatri ve sosyoloji alanlarını larının değerlendirilmesi ve tedavisi alanlarında değil aynı içeren disiplinler arası bir bilimdir. Sadece kanser hasta- zamanda hasta yakınlarına ve sağlık personeline desteği de kapsar. Hastalara mümkün olan en elverişli faydayı sağlamak için psikoloğun, rahatsızlığın farklı yönleri, öngö- rüsü, ilaçla tedavi yöntemi ve yan etkileri hakkında bilgiye sahip olması gerekir. Almanya'da Freiburg Üniversitesinin bir araştırmasında hastaların yüzde 8,7'sinin depresyonda olduğu ve yüzde 21'inin klinik olarak anksiyete yani kaygı bozukluğu yaşadığı saptandı. Bir başka araştırmada ise hastaların yüzde 15'inde radyasyon sonrası farklı şiddet- lerde depresyon tespit edildi. Bütün bunlar da psiko-onko- loji psikoloğunun donanımının bir parçası olmak zorundadır. Ben bu alanda çalışan bir psikolog olarak -yirmi biriki- mim olmasına rağmen- kendimi sürekli yenilemek zorunda hissediyorum. Kanserli bir hastanın çocuklarının eğitim-öğretim fa- aliyetlerinden uzaklaşmasına sebep olabilecek aşırı üzüntülü olma hâlleriyle başa çıkma stratejileri II. Kanser hastalığıyla birlikte kullanılan ilaçların ve uy- gulanan tedavilerin doğruluğunun tespit edilmesini sağlayacak tıbbi bilgiler III. Kanser hastalarının tedavi süreçlerinde ve tedavi sonrasında yaşayabilecekleri ruhsal sorunlara yönelik tahminde bulunabilmeyi sağlayacak farklı bilim alan- larına ilişkin kazanımlar Yukarıdakilerden hangileri bu sözleri söyleyen bir psi- kołoğun çalışma alanına girer? A) Yalnız I B) Yalnız IL D) II ve III E) I, II vell C) I ve III

TÜRKÇE 33. Geçen gün sokakta tekerlekli sandalyesi üzerinde iler- lemeye çalışan yürüme engelli bir kadın gördüm. Ka- din, kaldırımlar engellilere uygun olarak yapılmadığı için sandalyesini sürmekte zorlanıyordu. Buna rağmen güçlükle de olsa bankamatiğin önüne kadar gelebildi. Ancak burada onu başka bir engel bekliyordu. Çünkü makinenin tuşlarına yetişemiyordu. Çaresizce etrafına bakındığını görünce hemen yanına giderek yardım edebileceğimi söyledim. Teklifimi gülümseyerek kar- şıladı. Birlikte işlemini yaptıktan sonra bana teşek- kür etti. Ayrıca hayatını başkalarına muhtaç olmadan sürdürmek istediğini söyledi. Ancak çevre şartlarının engellilere yardımcı olmadığını söyledi. Yaşadığım olay, yürüme engellilerin günlük hayatta karşılaştıkları sorunları daha iyi görmemi sağladı. Kendimi onların yerine koyarak bu insanlara yardımcı olmaya karar verdim. Büyüklerimin desteğiyle ilgili kuruluşlara ula- şarak onlardan cadde ve sokaklarda engellilerin haya- tını kolaylaştıracak düzenlemeler yapılmasını istedim. Bu parça ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Bazı insanlara karşı ayrımcılık yapılması gerektiği ifade edilmektedir. B) Bir olaydan yola çıkılarak toplumsal bir soruna çözüm aranmaktadır. C) Empati kurmanın günlük yaşama etkisi örnekle pe- kiştirilmektedir. D) Bazı tesadüflerin hayatımızı ciddi ölçüde değiştire- bileceği vurgulanmaktadır. E) Bireysel hassasiyetin toplumsal hassasiyetten geç- tiği mesajı verilmektedir.

70 (1) lyi insan olmak herkesin sahip olabileceği bir özel- lik değildir. (II) Nelere sahip olduğunuzun bu durumda hiçbir önemi yoktur. (II lyi insan olmak başkalarına nasıl davrandığınızla ilgilidir. ( Başkalarını umur- sayan insan iyi insandır. (V) Başkaları için bir şeyler yaptıkça insan iyileşir. Bu parçadaki numaralı cümlelerden hangisi parça- nın anlam bütünlüğünü bozmaktadır? B) II C) MI DIX E) V

r 3 n 1 a 1- K, u m 7- !! in 7- 5. (1) Şiir yazarak edebiyat hayatına gir- miş, adını yazdığı romanlarla duyurmuş- tur. (II) Romanları ödül alan sanatçının eserlerinde halk dilinin zengin sözcük ve deyimlerini görmek mümkündür. (III) Ro- manlarında şiirsel bir eda görüldüğü için onun şairlik yönü bu açıdan önemlidir. (IV) Romanlarındaki gözlem gücü kahra- manların konuşmalarına da başarıyla yan- sımıştır. (V) En tanınmış eseri Yılkı Atında; yaşlandığı, iş göremediği için yalnız kalan bir atın öyküsünü anlattığı romanın şahıs kadrosu hayvanlardan oluştuğu için ilginç- tir. TEST 11 Parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi parçanın akışını bozmaktadır? A) I B) II C) III D) IV E) V TEST 6.

5. (1) Düşünce romanı, en sevdiğim türlerden biridir ama az yazıldığı için, okuma şansı fazla çıkmı- yor karşıma. (II) Varoluşçu romanlar en güzel örnekleri olmuştur, klasik Rus romanları da türün atası sayılırlar. (III) Yazarın son romanı Fars düşünce romanının edebiyatımızdaki güzel örnek- lerinden biri. (IV) Roman, İstanbul-Ankara tren yolculuğunda geçiyor. (V) Anton Çehov'un Marti oyununu Ankara'da bir tiyatro festivalinde sahnele- yecek olan kumpanya, birlikte turneye gidiyor. (VI) Karakterler ise tiyatronun oyuncuları, yönetmeni, kostüm ve dekorların yaratıcısının mimar kocası, tiyatro ile ilgili belgesel film çeken bir sinemacı ve yönetmenin yakın arkadaşı ünlü bir yazardan oluşuyor. (VII) Anlatıcı ise oyunculardan biri, ne kendi ne de kumpanyadakilerin adlarını söylemi- yor, karakterleri sadece tiyatrodaki görevleriyle tanıyoruz. Bu parça ikiye bölünmek istense ikinci parag- rafın numaralanmış cümlelerden hangisiyle başlaması uygun olur? A) II. B) III. C) IV. D) E) VI. 11

I I I 3. Neden varlığın kıymetini anlamak için yokluğu tatmak gerekir? Birlikteyken sevgi sözcükleri üretemediğimiz insanlara, bizden uzak yerlere gittiklerinde ya da dünyadaki varlıklarının sonuna geldiğinde söyleyemediklerimiz için üzülür, arkalarından ağıt- lar yakarız. Sağlığımız yerindeyken anlayamadığımız değen hastalanıp hastaneye düşünce anlarız. İşin içindeyken beğen- mediğimiz, hemen her gün yeni iş hayalleri kurduğumuz anla- ni işten çıkarıldığımızda hatırlarız. El birliği ile zarar vermeye, yok etmeye başladığımız tabiat güzelliklerinin kıymetini nefes alamayacak duruma geldiğimizde mi anlayacağız? Savaşlarla yerle bir edilen dünyada insan kalmadığında mı anlaşılacak barışın önemi? Yanımızdayken sarıldığımız annemizin, baba- mızın, dostumuzun sımsıcak sarılışı onlar gidince hep tenimiz- de kalır oysa. Aşağıdakilerden hangisi insanlarla ilgili olarak bu parçada yakınılan durumlardan biri değildir? A) Doğanın korunmasına destek olmamaları B) Barış ve birlik içinde yaşamaya uğraşmamaları CSürekli olarak çalışma koşullarından yakınmaları D) Şansları varken sevdiklerine bunu hissettirmemeleri E Anne-babalarına gereken saygıyı göstermemeleri

3. (1) Bir roman asla yazarın düşünceleriyle bire bir örtüşmez. (II) Yazmaya başladığınızda kalemin kendi söyleyecekleri var- dır. (III) Bir roman ya da öykü bittiğinde, aklınızdaki ile kâğıt üzerindeki arasında büyük edebi sapmalar olur ki bu sapma- nın doğal rotası, edebiyattaki kaliteyi de belirler. (IV) Doğal yazı yöntemi diyebileceğimiz bu yöntemin dışında bir de edebi inşa süreci vardır. (V) Her şeyi milimi milimine hesaplayan, tasarla- dığı kurgudan sapmayan yazarlar vardır. (VI) Yazara rotasından şaşmadan ilerleme gücü veren şey, başta belirlediği kurguya duyduğu yüksek inançtır. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf han- gi cümleyle başlar? A) II B) III C) IV D) V E) VI L E

YAYINDA TEK BAŞARIDA TEK O 4. Kesinlikle kolay değil. Sanırım bu durum ülkemize özgü de değil. Tüm dünyada bunun çok kolay oldu- ğunu düşünmüyorum. Lakin şu da var ki eğer iyi bir şey yazdıysanız önünde sonunda ona hak ettiği de- ğeri veren birileri çıkacaktır. Asıl iş de ondan sonra başlayacak. Yani yayımlatmakla iş bitmiyor, kitabın okura ulaşması gerek. Bu da eserin niteliği kadar ya- yınevine de bağlı. Eğer yayınevi üzerine düşeni ek- siksiz bir şekilde yaparsa kitabınız iyi dağıtılıyor, eleş- tirmenlere gönderiliyor demektir. Aksi takdirde siz ne kadar iyi yazarsanız yazın, okura ulaşmadıktan sonra yaptığınızdan bir sizin haberiniz olur bir de yakın çev- renizin. Bu sözler, aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir? A) Yayınevlerinin kitabın üzerindeki etkisi hususun- da ülkemizin diğer ülkelere göre farkı var mı? B) Bir kitabın reklamının yapılması zor mudur ve bu görev kime aittir? cy iyi bir yayınevi olmadan bir kitabın çok satması mümkün müdür? D) Yazarın ilk kitabını yayımlatması zor mu, bu konu- da süreç nasıl işliyor? E) Yazarlar kitapları için en uygun yayınevlerini se- çerken nelere dikkat etmelidir? 99 BÖLÜM 2. Testler

YAYINDA LIMIT 1. 1. Osmanlı dönemi ahşap sanatında yaygın olarak kullanılan ağaç türleri ceviz, şimşir, ıhlamur, meşe ve sedir gibi yerli ağaçlardır. II. Osmanlı ağaç ustaları değişik üsluplarla zengin 2 kompozisyonlar üreterek mimari yapılara daha sıcak bir atmosfer sağlamışlardır. III. Selçukluların ahşap işçiliğini, Osmanlılar en yüksek düzeye ulaştırmışlardır. S IV. Selçukluların tekniklerini kullanmanın yanı sıra sedef, bağa, fildişi gibi malzemelerle göz alıcı zengin eserlerin ilk örneklerinin verildiği 16. yy. klasik Osmanlı ağaç işçiliği ile Anadolu Selçuklular arasında bir köprü görevi görmüştür. yv V. Bunların yanı sıra yer yer dışarıdan getirilen gül ve abanoz gibi tropikal/türler de kullanılmıştır. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında, hangisi baştan dördüncü olur? The A) Ø B) II C) III D) IV 1.

PARAGRAF Sira Sende 7. (1) Okuryazar olmak ayrı şey, okur olmak ayrı. (II) Hemen çoğumuz okula başlayı- şımızdan kısa bir süre sonra harfleri bir- biriyle çatarak anlam çıkarma, bir başka deyişle okuryazarlık becerisini kazanı- rız ancak yaşamın akışı içinde bu bece- riyi sürekli kullanma gereğini duymayız, bir yana bırakırız. (III) Oysa okumanın bir ihti- yaç olduğunu hiçbirimiz bilemeyiz. (IV) Bu bağlamda çoğumuz okur değil okuryazar sayılırız. (V) Okumayı öğrenmek, sanatla- rin en gücüdür ve ben bu işe yaşamımın seksen yılını verdim yine de tam olarak öğ- rendiğimi söyleyemem. Bu parçadaki numaralanmış cümleler- den hangisi düşüncenin akışını boz- maktadır? A) 1 B) II C) III D) IV E) V y

K- ili ve u- u- r- 8. 1. Bu yüzden insanlığın var olduğundan beri konuşma “söz söyleme sanatı" olarak bir meziyet sayılmış, güzel ve et- kili konuşanlara belli ayrıcalıklar tanınmıştır. 1⁰. All. Biz insanları hayvanlardan ayıran en önemli özellik, dü- şünmek ve düşüncelerini doğru ve etkili olarak anlatmaktır. III. Nasıl doğadaki düzenlenmemiş sesler, notalarla bir mü- zik parçası hâline geliyorsa söz de eğitimle konuşma hâ- line gelir. IV. Söz, insanın doğal bir anlatım aracı değildir. V. İyi bir eğitim başarılı söz söyleme sanatını doğurur. Numaralandırılmış cümlelerle bir paragraf oluşturulur- sa hangisi bu paragrafın baştan üçüncü cümlesi olur? A) I B) II C) III D) IV E) V 1B 2C 3D 4C 5B 6E 7C 8D MIRA 12

KUTU PLARI 19. (1) 1990'larda üst gelir gruplarının yaşadığı lüks semtlerde alışveriş ve eğlence merkezlerinin inşası kent yaşamına ve kültürüne damgasını vurdu. (II) Çünkü bu merkezler yüksek gelire sahip gruplar için alışveriş ve eğlenceyi tek tip bir deneyim hâline getirerek sosyal yaşamda bir kı- rilma yarattı (III) Her geçen gün sayısı artan merkezler; farklı bir zevkin, yaşam tarzının ve tüketim şeklinin geliş- mesi için toplumsal bir mekân sağladı. () Ancak zaman içinde alışveriş mekânı seçiminde sosyal sınıfın kesin belirleyici olmadığı, aynı sınıftan müşterilerin birbirinden tamamen farklı nitelikteki alışveriş mekânlarından fay- dalandığı görüldü. Örneğin üst gelir grubundakilerin yaşadığı semtlerin sakinleri hem büyük alışveriş merkez- lerinden hem de sosyete pazarı adıyla anılan açık havada kurulan pazarlardan ihtiyaçlarını gidermeye devam etti. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi dü- şüncenin akışını bozmaktadır? A) I B) II CIT D) IV E) V (2020-KAYMAKAMLIK) FIRE FOR Ro NUT NVI