Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafın Yapısı Soruları

ÇAP/AYT/Türk Dili ve Edebiyatı
Sosyal Bilimler-1 Testi
23. Yazanın kahramanın iç dünyasına yönelmesini sağla-
yan ruhsal çözümleme de diyebileceğimiz iç çözümleme
tekniği, romanda geçen şahıslanın duygulanını ve düşün-
celerini okura sergileyebilmek için kullanılır. İç konuşma
tekniği ile bir hayli kanştınlır. Oysa her ikisinde de kahra-
manın iç dünyası anlatılsa da aralanındaki en büyük fark
anlatımdaki bakış açısıdır.
Bu açıklamaya göre aşağıdaki parçalardan hangisi iç
çözümleme tekniğine örnek olarak gösterilebilir?
A) Yavaş yavaş merdivenler indi. Orta kata gelince mü-
dürün odası gözüne şti. Şakir Bey'i bir kere görmek
fena olmaz diye düşündü. Kocası hakkında ondan
malamat alabilirdi, hademe ile içeriye haber gönderdi.
B) Getirip karşısına buruş buruş, upuzun bir gölge diki-
yorlar ve o soruyor, kocanın ne işle meşgul olduğunu
biliyor muydun? Gölge diyor, bilmiyordum. Ne zaman-
dan beri bilmiyordun? Gölge diyor, beni alıp kaçırdı-
ğından beri. Kaçırmış mıydı seni? Gölge diyor, he,
kasabamdan alıp kaçırmıştı. Peki bunca altını, halıyı,
vesaireyi bu adam acaba hangi parayla alıyor diye hiç
merak da mi etmiyordun? Gölge diyor, etmiyordum.
Peki, vukuat nasıl oldu vukuat, onu anlat! Gölge diyor,
o eve yeni gelmişti, nereden geldiyse...
C) Bugün her zamankinden farklı bir şekilde, gökyüzü-
nün farklı ama bir o kadar büyüleyici renk tonlarını
gözlemlemek mümkündü. Bu sırada can sıkıntımın
gitmesini amaçlayarak sahilde yavaş adımlarla yü-
rüyordum. Hava çok sıcak olmasa da üç çocuğun
büyük bir eğlenceyle denizde oynadıklarını gör-
düm. Var mıydı acaba o çocukların aklında hayatla
ilgili bir problemin kırıntılanı? Oturdum ve onları sey-
rederek neşelerine bir an olsa da ortak oldum.
D) Simit yiyerek yürüyor. Tek tük geçenler dönüp ona
bakıyorlar. Kılığı düzgün bir adamın sokakta simit
yemesi yasaktır. Bütün yasaklar gibi bunun da ka-
çamak yolu yok mu? Simidi kır, cebine sok. Tek
elinle bir lokma koparıp kimseye sezdirmeden ağ-
zina at. Ama, ben dişlerim sağlamken ısıracağım.
E) Yıldız dolu, berrak bir yaz gecesini hatırladılar. Ağus-
tos ortasında, sıcak bir geceydi. Suyu çekilmiş derede
çerçiyle bastırmışlardı. Çerçi korkmuş kaçmış, Dudu
Abla korkmamıştı. Yattığı yerden kalkmamıştı bile. Il-
kin Pehlivan Ali işini bitirmişti, sonra Köse Hasan.
24. Gazeteci:
Şiirlerinizi nasıl kale
misiniz?
Şair:
Dış dünyanın gön
likleriyle değil de
lenimlerinden yar
asıl Ahmet Haşin
bülbülü kesmey
larca. Bu neden
lerimin vazgeçil
Bu diyalogdan ha
akımın aşağıdakil
A) Parnasizm
C) Sembolizm
10
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
ÇAP/AYT/Türk Dili ve Edebiyatı Sosyal Bilimler-1 Testi 23. Yazanın kahramanın iç dünyasına yönelmesini sağla- yan ruhsal çözümleme de diyebileceğimiz iç çözümleme tekniği, romanda geçen şahıslanın duygulanını ve düşün- celerini okura sergileyebilmek için kullanılır. İç konuşma tekniği ile bir hayli kanştınlır. Oysa her ikisinde de kahra- manın iç dünyası anlatılsa da aralanındaki en büyük fark anlatımdaki bakış açısıdır. Bu açıklamaya göre aşağıdaki parçalardan hangisi iç çözümleme tekniğine örnek olarak gösterilebilir? A) Yavaş yavaş merdivenler indi. Orta kata gelince mü- dürün odası gözüne şti. Şakir Bey'i bir kere görmek fena olmaz diye düşündü. Kocası hakkında ondan malamat alabilirdi, hademe ile içeriye haber gönderdi. B) Getirip karşısına buruş buruş, upuzun bir gölge diki- yorlar ve o soruyor, kocanın ne işle meşgul olduğunu biliyor muydun? Gölge diyor, bilmiyordum. Ne zaman- dan beri bilmiyordun? Gölge diyor, beni alıp kaçırdı- ğından beri. Kaçırmış mıydı seni? Gölge diyor, he, kasabamdan alıp kaçırmıştı. Peki bunca altını, halıyı, vesaireyi bu adam acaba hangi parayla alıyor diye hiç merak da mi etmiyordun? Gölge diyor, etmiyordum. Peki, vukuat nasıl oldu vukuat, onu anlat! Gölge diyor, o eve yeni gelmişti, nereden geldiyse... C) Bugün her zamankinden farklı bir şekilde, gökyüzü- nün farklı ama bir o kadar büyüleyici renk tonlarını gözlemlemek mümkündü. Bu sırada can sıkıntımın gitmesini amaçlayarak sahilde yavaş adımlarla yü- rüyordum. Hava çok sıcak olmasa da üç çocuğun büyük bir eğlenceyle denizde oynadıklarını gör- düm. Var mıydı acaba o çocukların aklında hayatla ilgili bir problemin kırıntılanı? Oturdum ve onları sey- rederek neşelerine bir an olsa da ortak oldum. D) Simit yiyerek yürüyor. Tek tük geçenler dönüp ona bakıyorlar. Kılığı düzgün bir adamın sokakta simit yemesi yasaktır. Bütün yasaklar gibi bunun da ka- çamak yolu yok mu? Simidi kır, cebine sok. Tek elinle bir lokma koparıp kimseye sezdirmeden ağ- zina at. Ama, ben dişlerim sağlamken ısıracağım. E) Yıldız dolu, berrak bir yaz gecesini hatırladılar. Ağus- tos ortasında, sıcak bir geceydi. Suyu çekilmiş derede çerçiyle bastırmışlardı. Çerçi korkmuş kaçmış, Dudu Abla korkmamıştı. Yattığı yerden kalkmamıştı bile. Il- kin Pehlivan Ali işini bitirmişti, sonra Köse Hasan. 24. Gazeteci: Şiirlerinizi nasıl kale misiniz? Şair: Dış dünyanın gön likleriyle değil de lenimlerinden yar asıl Ahmet Haşin bülbülü kesmey larca. Bu neden lerimin vazgeçil Bu diyalogdan ha akımın aşağıdakil A) Parnasizm C) Sembolizm 10
144
(1) İstanbul'un önemli tarihî yapılarından biri de Ayasofya'nın
güneybatısındaki Bazilika Sarnıcı'dır. (II) Sarnıcın bulunduğu
yerde daha önce bir bazilika bulunduğundan bu ismi almıştır.
(III) Bizans İmparatoru Justinyen tarafından 542 yılında yaptı
rilan büyük yer altı sarnıcı, suyun içinden yükselen ve sayısız
gibi görünen mermer sütunlar sebebiyle halk arasında "Yere-
batan Sarnıcı" olarak anılmaktadır. (IV) Sarnıç, uzunluğu 140,
genişliği 70 metre dikdörtgen biçiminde bir alanı kaplayan dev
bir yapıdadır. (V) Elli iki basamaktan oluşan taş merdivenle ini-
len sarnıcın içinde 9 metre yüksekliğinde 336 sütun bulunmak-
tadır. (VI) Sarnıcın tuğladan örülmüş 480 metre kalınlığındaki
duvarları ve tuğla döşeli zemini, Horasan harcıyla karılmış ka-
lın bir tabakayla sivanarak su geçirmez hâle getirilmiştir.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf nu-
maralanmış cümlelerden hangisi ile başlar?
A) II
B) III
C) IV
D) V
E) VI
yap
ner
yar
as
ka
gü
ça
re
ac
O
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
144 (1) İstanbul'un önemli tarihî yapılarından biri de Ayasofya'nın güneybatısındaki Bazilika Sarnıcı'dır. (II) Sarnıcın bulunduğu yerde daha önce bir bazilika bulunduğundan bu ismi almıştır. (III) Bizans İmparatoru Justinyen tarafından 542 yılında yaptı rilan büyük yer altı sarnıcı, suyun içinden yükselen ve sayısız gibi görünen mermer sütunlar sebebiyle halk arasında "Yere- batan Sarnıcı" olarak anılmaktadır. (IV) Sarnıç, uzunluğu 140, genişliği 70 metre dikdörtgen biçiminde bir alanı kaplayan dev bir yapıdadır. (V) Elli iki basamaktan oluşan taş merdivenle ini- len sarnıcın içinde 9 metre yüksekliğinde 336 sütun bulunmak- tadır. (VI) Sarnıcın tuğladan örülmüş 480 metre kalınlığındaki duvarları ve tuğla döşeli zemini, Horasan harcıyla karılmış ka- lın bir tabakayla sivanarak su geçirmez hâle getirilmiştir. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf nu- maralanmış cümlelerden hangisi ile başlar? A) II B) III C) IV D) V E) VI yap ner yar as ka gü ça re ac O
2. (1) Hayata dayanmanın en emin çaresi hayatı sevmektir.
(II) İnsan bir kere hayatı sevince onun bütün külfetlerine
katlanır, hiçbiri ağır gelmez. (III) Sizi çok seven anneniz na-
sıl sizin yüzünüze hep gülerek bakarsa siz de hayata güler
yüzle bakar, etrafınızdaki insanlara da neşe verir, hayatın
bir kat daha güzelleşmesine hizmet edersiniz. (IV) Güler
yüzün çözemeyeceği hiçbir mesele yoktur. (V) Buzlar gü-
neş karşısında nasıl erirse çetin meseleler de işe güler yüz-
le başlayan ve öylece devam eden insanların elinde çözü-
lür. (VI) Asık surata kapanan kapılar güler yüze açılır.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinden iti
baren metin ikiye bölünmelidir?
AYIII.
B) W.
C) V
D) VI.
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
2. (1) Hayata dayanmanın en emin çaresi hayatı sevmektir. (II) İnsan bir kere hayatı sevince onun bütün külfetlerine katlanır, hiçbiri ağır gelmez. (III) Sizi çok seven anneniz na- sıl sizin yüzünüze hep gülerek bakarsa siz de hayata güler yüzle bakar, etrafınızdaki insanlara da neşe verir, hayatın bir kat daha güzelleşmesine hizmet edersiniz. (IV) Güler yüzün çözemeyeceği hiçbir mesele yoktur. (V) Buzlar gü- neş karşısında nasıl erirse çetin meseleler de işe güler yüz- le başlayan ve öylece devam eden insanların elinde çözü- lür. (VI) Asık surata kapanan kapılar güler yüze açılır. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinden iti baren metin ikiye bölünmelidir? AYIII. B) W. C) V D) VI.
Türkçe
---- boş, beyaz bir sayfa durmadan bana bakıyor, Ya-
nımda arkadaşlarım var, onlara anlatıyorum derdi-
mi. Size anlatmaya, aslında anlatmaktan ziyade hep
beraber anlamaya çalışacağımız yazarın bir adı var
elbette ama beni bu kadar zorlayan ona haksızlık
etme duygusu.
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) O kadar çok zorlanıyorum ki bu yazıya başlarken.
B) Bazen yazılarımı kaleme alırken korkularıma ye-
nik düşerim.
C) Bir yazıya başlamadan önce arkadaşlarımın fik-
rini alırım.
D) Yazıya başlamadan önce mutlaka konsantre ol-
malıyım.
E) Özgün yazılar yazmak kolay bir uğraşı değildir.
22%
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
Türkçe ---- boş, beyaz bir sayfa durmadan bana bakıyor, Ya- nımda arkadaşlarım var, onlara anlatıyorum derdi- mi. Size anlatmaya, aslında anlatmaktan ziyade hep beraber anlamaya çalışacağımız yazarın bir adı var elbette ama beni bu kadar zorlayan ona haksızlık etme duygusu. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) O kadar çok zorlanıyorum ki bu yazıya başlarken. B) Bazen yazılarımı kaleme alırken korkularıma ye- nik düşerim. C) Bir yazıya başlamadan önce arkadaşlarımın fik- rini alırım. D) Yazıya başlamadan önce mutlaka konsantre ol- malıyım. E) Özgün yazılar yazmak kolay bir uğraşı değildir. 22%
4.
Hepimiz bencillikten yakınıyoruz. Çoğu insanın yal-
nızca kendisini düşündüğünü, kendisinden başka-
s yokmuş gibi davrandığını görüyoruz. Bu tutumu
eleştiriyoruz ama görüyoruz ki eleştirinin pek bir ya-
rarı olmuyor. Çünkü bencillik azalacağı yerde gide-
rek yaygınlaşıyor. Bu duruma karşı önlem almıyor,
sadece yakınmakla yetiniyoruz. ----.
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygun-
dur?
A Benc
AY Bencilliğin nelerden kaynaklandığını, neden
yaygınlaştığını düşünmüyoruz
B) Bencilliğin birey olma yetkinliği kazanamamış
kişilerde sık görüldüğünü biliyoruz
C) Bencil kişilerin her olayı, her durumu, her insanı
kendi çıkarları için kullandığını unutuyoruz
D) Bencil insanlar, kendilerini koruma güdüsüyle
hareket ederler, bunu aklımızda tutmalıyız
E) Bencil kişiler kendilerinden başkalarına değer
vermeyi bilmezler
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
4. Hepimiz bencillikten yakınıyoruz. Çoğu insanın yal- nızca kendisini düşündüğünü, kendisinden başka- s yokmuş gibi davrandığını görüyoruz. Bu tutumu eleştiriyoruz ama görüyoruz ki eleştirinin pek bir ya- rarı olmuyor. Çünkü bencillik azalacağı yerde gide- rek yaygınlaşıyor. Bu duruma karşı önlem almıyor, sadece yakınmakla yetiniyoruz. ----. Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygun- dur? A Benc AY Bencilliğin nelerden kaynaklandığını, neden yaygınlaştığını düşünmüyoruz B) Bencilliğin birey olma yetkinliği kazanamamış kişilerde sık görüldüğünü biliyoruz C) Bencil kişilerin her olayı, her durumu, her insanı kendi çıkarları için kullandığını unutuyoruz D) Bencil insanlar, kendilerini koruma güdüsüyle hareket ederler, bunu aklımızda tutmalıyız E) Bencil kişiler kendilerinden başkalarına değer vermeyi bilmezler
35 (1)Usta yazarın "Üç tarafını saran Çamtepe, Ibramcaköy
ve Tavşanbayırı isimli üç yamaca yaslanan büyükçe, şirin-
ce bir kasabaydı." diye tasvir ettiği Edremit; Ege Denizi'nin
en güzel kıyılarıyla da insanları kendine çekiyor.
(II)Bütün bu zamanların ana mekânı Balıkesir'in Edremit
ilçesidir.
(III) Türk edebiyatının en çok okunan eserlerinden biri
olan Sabahattin Ali'nin “Kuyucaklı Yusuf” romanında za-
man zamana eklenir.
(IV) Atlas dergisi, romanın kahramanları Yusuf ile Muaz-
zez'in aşklarının mekânlarını, sahici insanlarını, Körfez'in
dününü ve bugününü getiriyor okurlarına.
(V)1903 sonbaharında başlayan olaylar 1. Dünya Sava-
şı'na oradan da seferberlik yıllarına ilerler.
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir parag-
raf oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan
üçüncü olur?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
W
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
35 (1)Usta yazarın "Üç tarafını saran Çamtepe, Ibramcaköy ve Tavşanbayırı isimli üç yamaca yaslanan büyükçe, şirin- ce bir kasabaydı." diye tasvir ettiği Edremit; Ege Denizi'nin en güzel kıyılarıyla da insanları kendine çekiyor. (II)Bütün bu zamanların ana mekânı Balıkesir'in Edremit ilçesidir. (III) Türk edebiyatının en çok okunan eserlerinden biri olan Sabahattin Ali'nin “Kuyucaklı Yusuf” romanında za- man zamana eklenir. (IV) Atlas dergisi, romanın kahramanları Yusuf ile Muaz- zez'in aşklarının mekânlarını, sahici insanlarını, Körfez'in dününü ve bugününü getiriyor okurlarına. (V)1903 sonbaharında başlayan olaylar 1. Dünya Sava- şı'na oradan da seferberlik yıllarına ilerler. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir parag- raf oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. W
Bir gün ülkenin kibirli padişahıyla gezgin bir bilgin karşılaşmış.
Bilgin, padişahın kibirli olduğunu bildiği için ona hiç ilgi
göstermemiş. Kendisine hiç bakmayan bilgini gören padişah
çok sinirlenmiş ve veziri onun yanına göndermiş. Vezir, bilgine
neden padişaha hürmet göstermediğini sormuş. Bilgin,
"Padişah, halk sayesinde vardır, halkına hürmet etsin."
demiş. Sözleri beğenen padişah, bilginin yanına gelip "Bana üç
öğüt ver." demiş. Bilginin yüzüne gülümseme yayılmış.
Padişaha, "Dünya hayatının süsüne aldanma. Kendini
Kafdağı'nda sanma ----" diye öğütte bulunmuş.
15. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi
getirilemez?
A) Adalet terazisini dosdoğru tut.
B) Zenginlik ve şöhretin büyüsüne kapılma.
C) Himayendeki insanlara iyi davran.
D) Hiçbir iyiliği karşılıksız yapma.
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
Bir gün ülkenin kibirli padişahıyla gezgin bir bilgin karşılaşmış. Bilgin, padişahın kibirli olduğunu bildiği için ona hiç ilgi göstermemiş. Kendisine hiç bakmayan bilgini gören padişah çok sinirlenmiş ve veziri onun yanına göndermiş. Vezir, bilgine neden padişaha hürmet göstermediğini sormuş. Bilgin, "Padişah, halk sayesinde vardır, halkına hürmet etsin." demiş. Sözleri beğenen padişah, bilginin yanına gelip "Bana üç öğüt ver." demiş. Bilginin yüzüne gülümseme yayılmış. Padişaha, "Dünya hayatının süsüne aldanma. Kendini Kafdağı'nda sanma ----" diye öğütte bulunmuş. 15. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilemez? A) Adalet terazisini dosdoğru tut. B) Zenginlik ve şöhretin büyüsüne kapılma. C) Himayendeki insanlara iyi davran. D) Hiçbir iyiliği karşılıksız yapma.
Ölçme, Değerlendirme ve
e
r
r.
MEB 2021 2022,
M
26. Genç yazarlarımızın çoğu, özeni ve düzeni
düşünmeksizin kalemlerinin ucuna nasıl gelirse öylece
yazıverip gidiyorlar. Başka türlü söyleseler dediklerinin
daha iyi anlaşılacağını, belki daha güzel, daha çekici
olabileceğini düşünüyorum. Şu yahut bu sözü yerinde
kullanmadıklarını gösterdiniz mi "Adam sen de!" der gibi
bir bakışları var. Onun için mi baştan savma ile
yetiniyorlar?
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden
hangisi getirilmelidir?
A) Hemen hepsi büyük sorunlarla uğraştıklarına
inanmışlar.
B) Gençler tuttukları yolun bütün insanlığı
kurtaracağına inanıyor.
C)Yaymak istedikleri doğrular hakkında ne
biliyoruz?
D) Öyle küçük şeyler üzerinde durur mu hiç onlar?
E) Yazdıklarını önemli bulmuyorlar da onun için mi
özenmiyorlar?
elette
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
Ölçme, Değerlendirme ve e r r. MEB 2021 2022, M 26. Genç yazarlarımızın çoğu, özeni ve düzeni düşünmeksizin kalemlerinin ucuna nasıl gelirse öylece yazıverip gidiyorlar. Başka türlü söyleseler dediklerinin daha iyi anlaşılacağını, belki daha güzel, daha çekici olabileceğini düşünüyorum. Şu yahut bu sözü yerinde kullanmadıklarını gösterdiniz mi "Adam sen de!" der gibi bir bakışları var. Onun için mi baştan savma ile yetiniyorlar? Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Hemen hepsi büyük sorunlarla uğraştıklarına inanmışlar. B) Gençler tuttukları yolun bütün insanlığı kurtaracağına inanıyor. C)Yaymak istedikleri doğrular hakkında ne biliyoruz? D) Öyle küçük şeyler üzerinde durur mu hiç onlar? E) Yazdıklarını önemli bulmuyorlar da onun için mi özenmiyorlar? elette
TYT / Türkçe
7.
5.
Yapımı iki yüz yıl süren ve yanan Notre-Dame de
Paris'in vitrayları, heykelleri, freskleri, payandaları
kusursuz bir biçimde yeniden yapılacak.
Ancak bunların hiçbiri 800 küsur yaşında olmaya-
cak.
Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru biçim-
de birleştirilmiş hâli aşağıdakilerin hangisidir?
O
A Yapımı iki yüz yıl süren ve yanan Notre-Dame de
Paris'in vitrayları, heykelleri, freskleri, payandalarının
kusursuz bir biçimde yeniden yapılacak olması 800
yıllık tarihi geri getirmez.
B) Yapımı iki yüz yıl süren ve yanan Notre-Dame de
Paris'in vitrayları, freskleri, payandaları yeniden yapıl-
sa bile artık hiçbiri 800 küsur yaşında ve kusursuz
olmayacak.
Yapımı iki yüz yıl süren ve 800 yıllık tarihi olan
Notre-Dame de Paris'in vitrayları, heykelleri, freskleri,
payandaları yeniden yapılsa bile artık hiçbiri kusursuz
olmayacak.
D) Yapımı iki yüz yıl süren ve yanan Notre-Dame de
Paris'in kusursuz biçimde yapılan vitrayları, heykelleri,
freskleri, payandaları yeni yapılmış olsa bile artık hiç-
biri 800 küsur yaşında olmayacak.
E) Yapımı iki yüz yıl süren ve yanan Notre-Dame de
Paris'in vitrayları, heykelleri, freskleri, payandaları
kusursuz bir biçimde yeniden yapılsa bile artık hiçbiri
800 küsur yaşında olmayacak.
B
E
Ellerin
Mutlak
Sanki
Alnim
V
Yuka
gisin
I
8.
G
S
L
Sa
ile
E
L
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
TYT / Türkçe 7. 5. Yapımı iki yüz yıl süren ve yanan Notre-Dame de Paris'in vitrayları, heykelleri, freskleri, payandaları kusursuz bir biçimde yeniden yapılacak. Ancak bunların hiçbiri 800 küsur yaşında olmaya- cak. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru biçim- de birleştirilmiş hâli aşağıdakilerin hangisidir? O A Yapımı iki yüz yıl süren ve yanan Notre-Dame de Paris'in vitrayları, heykelleri, freskleri, payandalarının kusursuz bir biçimde yeniden yapılacak olması 800 yıllık tarihi geri getirmez. B) Yapımı iki yüz yıl süren ve yanan Notre-Dame de Paris'in vitrayları, freskleri, payandaları yeniden yapıl- sa bile artık hiçbiri 800 küsur yaşında ve kusursuz olmayacak. Yapımı iki yüz yıl süren ve 800 yıllık tarihi olan Notre-Dame de Paris'in vitrayları, heykelleri, freskleri, payandaları yeniden yapılsa bile artık hiçbiri kusursuz olmayacak. D) Yapımı iki yüz yıl süren ve yanan Notre-Dame de Paris'in kusursuz biçimde yapılan vitrayları, heykelleri, freskleri, payandaları yeni yapılmış olsa bile artık hiç- biri 800 küsur yaşında olmayacak. E) Yapımı iki yüz yıl süren ve yanan Notre-Dame de Paris'in vitrayları, heykelleri, freskleri, payandaları kusursuz bir biçimde yeniden yapılsa bile artık hiçbiri 800 küsur yaşında olmayacak. B E Ellerin Mutlak Sanki Alnim V Yuka gisin I 8. G S L Sa ile E L
Balıkçı () orfinozu () şimdiye dek tuttuklarına hiç
benzemeyen bu balığı () heyecanla () özlemle beklemiş ()
emeğinin karşılığını sonunda alabilmişti ()
7. Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdaki noktalama
işaretlerinden hangileri sırasıyla getirilmelidir?
A) (-) () () () QO
B) () () () () QO
C) (,) (-) (-) ( ( ()
D) () () () () () (...)
E) () () (-) 600
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
Balıkçı () orfinozu () şimdiye dek tuttuklarına hiç benzemeyen bu balığı () heyecanla () özlemle beklemiş () emeğinin karşılığını sonunda alabilmişti () 7. Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdaki noktalama işaretlerinden hangileri sırasıyla getirilmelidir? A) (-) () () () QO B) () () () () QO C) (,) (-) (-) ( ( () D) () () () () () (...) E) () () (-) 600
19. Güneş, sıcak yüzünü göstermeye başlayınca doğa
hareketlendi. Küçük bir böcek, büyük bir telaşla ağaca
tırmanmaya başladı. Ağaç hiç oralı değildi. O, güneşten
gelen sıcaklığı bütün benliği ile hissetmeye başlamanın
gevşekliği içindeydi. Yavaş yavaş, küçük parçalar
hâlinde dolaşan bulutlar da kayboldu. Arı vızıltıları
duyulmaya başladı.
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) Doğa devinim içinde verilmiştir.
B) Sayıp dökmelerden yararlanılmıştır.
C) Insana ait özellikler doğaya aktarılmıştır.
megallon
D) Nitelik bildiren sözcüklere yer verilmiştir.
E) Farklı duyulara seslenilmiştir.
21. G
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
19. Güneş, sıcak yüzünü göstermeye başlayınca doğa hareketlendi. Küçük bir böcek, büyük bir telaşla ağaca tırmanmaya başladı. Ağaç hiç oralı değildi. O, güneşten gelen sıcaklığı bütün benliği ile hissetmeye başlamanın gevşekliği içindeydi. Yavaş yavaş, küçük parçalar hâlinde dolaşan bulutlar da kayboldu. Arı vızıltıları duyulmaya başladı. Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Doğa devinim içinde verilmiştir. B) Sayıp dökmelerden yararlanılmıştır. C) Insana ait özellikler doğaya aktarılmıştır. megallon D) Nitelik bildiren sözcüklere yer verilmiştir. E) Farklı duyulara seslenilmiştir. 21. G
B
14. O yıllarda Çehov'un meşhur tüfeği kadar meşhur
olan bir başka benzetme de buz dağı benzetmesiydi.
Bir hikâye nasıl olmalı diye sorulduğunda hep bu
benzetmeye başvurulurdu: "Tıpkı bir buz dağı gibi
olmalı ancak sekizde biri görünmeli." Bu benzetmeyi
ilk kez kim yapmıştı, yapan kişi gerçekten 'sekizde
biri' demiş miydi hiç bilmiyorum. Benim bildiğim şu ki
bugün bile hâlâ tam olarak anlaşılabilmiş değil. Birçok
hikâyeci nedense hikâyesini yazarken sık sık açıklama
yapmaktan kendini alamıyor oysa -----
Bu parçadan hareketle düşüncenin akışına göre
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) bazı şeyleri saklamadan vermek, anlatma sanatının
en eski özelliklerinden biridir.
rishol
Banlatıcı dediğimiz kimse anlatacaklarının
büyük bölümünü gizleyebildiği sürece kendini
dinletebilmiştir.
Cyazar, metindeki merak unsurunu daha fazla
uzatmadan okuyucunun heyecanını gidermelidir.
geleneksel anlatımda olduğu gibi öğretme amaçlı
metinler daha çok kabul görmektedir.
E okuyucunun zihninde karmaşıklığa yer
vermemek için metnin belli bölümlerinde yapılan
bilgilendirmeler, esere sürükleyicilik kazandırıyor.
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
B 14. O yıllarda Çehov'un meşhur tüfeği kadar meşhur olan bir başka benzetme de buz dağı benzetmesiydi. Bir hikâye nasıl olmalı diye sorulduğunda hep bu benzetmeye başvurulurdu: "Tıpkı bir buz dağı gibi olmalı ancak sekizde biri görünmeli." Bu benzetmeyi ilk kez kim yapmıştı, yapan kişi gerçekten 'sekizde biri' demiş miydi hiç bilmiyorum. Benim bildiğim şu ki bugün bile hâlâ tam olarak anlaşılabilmiş değil. Birçok hikâyeci nedense hikâyesini yazarken sık sık açıklama yapmaktan kendini alamıyor oysa ----- Bu parçadan hareketle düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) bazı şeyleri saklamadan vermek, anlatma sanatının en eski özelliklerinden biridir. rishol Banlatıcı dediğimiz kimse anlatacaklarının büyük bölümünü gizleyebildiği sürece kendini dinletebilmiştir. Cyazar, metindeki merak unsurunu daha fazla uzatmadan okuyucunun heyecanını gidermelidir. geleneksel anlatımda olduğu gibi öğretme amaçlı metinler daha çok kabul görmektedir. E okuyucunun zihninde karmaşıklığa yer vermemek için metnin belli bölümlerinde yapılan bilgilendirmeler, esere sürükleyicilik kazandırıyor.
olmanın yanı
şkanlıklarını değişen
luma, coğrafyadan
anlam taşıması-
da sektörünün
ve dönüştürmek
Bu nedenle
fün in-
sıra
m to by
ine
ktisad
sas
25. Gazeteci:
(1) --
Şair:
- İlkokuldayken Namık Kemal'in, Tevfik Fikret'in Mehmet
Emin'in şiirlerini okumayı pek severdim. Fransız
Mektebine geçtiğimde durmamacasına roman okuma
iptilasına tutuldum. Yine o dönemde Diyarbakır'daki kız
kardeşime uzun manzum mektuplar yazdığımı hatırlı-
yorum. Fakat bende edebiyata ve bilhassa şiire karşı
hakiki ilk alaka Ziya Osman Saba sayesinde tanıdığım
Baudelaire ile başlar.
Gazeteci:
(II)--
Şair:
- Şiir yazmaya başladığım sıralarda meşhur olmaya çok
imrendiğimi saklamayacağım. Fakat sonra sonra gerçek
şöhretleri yalancı şöhretlerden ayırt etmeye başlayınca
bir okuyucu kitlesi tarafından sevilip beğenilmenin kolay
bir şey olmadığını anladım ve bu anlayışla çalışmaya
koyuldum. Hem bırakın meşhur olmayı, gerçekten gü-
zel bir şey yazmanın insana verdiği haz az şey midir?
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden
hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A) I. Çocukluğunuzda ilgilendiğiniz şairler bugünkü sa-
natınızı ne ölçüde etkiledi?
II. Şiire başkalarına imrenerek başlanmanın sanat-
çının gelişimine faydası var mıdır?
B) I. Sizde edebiyata karşı ilk ilgi ve alaka ne zaman,
nasıl ve hangi koşullarda başladı?
II. Şiire başladığınızda o dönem meşhur olan sanat-
çılara bakışınız olumsuz muydu?
C) I. Edebiyata o günün nitelikli eserlerini okuyarak
başlamak sanatınızı nasıl etkiledi?
II. Bir gün meşhur bir sanatçı olacağınızı çocukluğu-
nuzda tahmin edebilir miydiniz?
D) I. Edebiyata ve özelde şiire karşı ilk defa ilgi ve ala-
kanızı hangi dönemde ve kim ile başladı? ✓
II. Şiire ilk başladığınız dönemde bir gün meşhur bir
sanatçı olacağınızı düşündünüz mü? V
E) I. Bir sanatçı, kişisel gelişimi için okumaya ne tür
eserler ve hangi sanatçılardan başlamalıdır?
II. İyi bir sanatçı aynı zamanda meşhur olmuş sanatçı
olarak değerlendirilebilir mi?
Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü
●
26. Karamaz
Ceza'dak
güsü de
akışına H
MEB 2021 2022
yaparsar
davranış
rinda, Aly
dan çok
duğunu
da vardı
romanlar
rekir. Ro
bir görm-
Bu parç
A) Roma
edeb
B) Roma
etme
C) Rom
heye
D) Rom
kahr
E) Rom
üret
27. Gülüm
Bu ka
Bir gü
Söyle
Bu d
sinin
A) I
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
olmanın yanı şkanlıklarını değişen luma, coğrafyadan anlam taşıması- da sektörünün ve dönüştürmek Bu nedenle fün in- sıra m to by ine ktisad sas 25. Gazeteci: (1) -- Şair: - İlkokuldayken Namık Kemal'in, Tevfik Fikret'in Mehmet Emin'in şiirlerini okumayı pek severdim. Fransız Mektebine geçtiğimde durmamacasına roman okuma iptilasına tutuldum. Yine o dönemde Diyarbakır'daki kız kardeşime uzun manzum mektuplar yazdığımı hatırlı- yorum. Fakat bende edebiyata ve bilhassa şiire karşı hakiki ilk alaka Ziya Osman Saba sayesinde tanıdığım Baudelaire ile başlar. Gazeteci: (II)-- Şair: - Şiir yazmaya başladığım sıralarda meşhur olmaya çok imrendiğimi saklamayacağım. Fakat sonra sonra gerçek şöhretleri yalancı şöhretlerden ayırt etmeye başlayınca bir okuyucu kitlesi tarafından sevilip beğenilmenin kolay bir şey olmadığını anladım ve bu anlayışla çalışmaya koyuldum. Hem bırakın meşhur olmayı, gerçekten gü- zel bir şey yazmanın insana verdiği haz az şey midir? Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? A) I. Çocukluğunuzda ilgilendiğiniz şairler bugünkü sa- natınızı ne ölçüde etkiledi? II. Şiire başkalarına imrenerek başlanmanın sanat- çının gelişimine faydası var mıdır? B) I. Sizde edebiyata karşı ilk ilgi ve alaka ne zaman, nasıl ve hangi koşullarda başladı? II. Şiire başladığınızda o dönem meşhur olan sanat- çılara bakışınız olumsuz muydu? C) I. Edebiyata o günün nitelikli eserlerini okuyarak başlamak sanatınızı nasıl etkiledi? II. Bir gün meşhur bir sanatçı olacağınızı çocukluğu- nuzda tahmin edebilir miydiniz? D) I. Edebiyata ve özelde şiire karşı ilk defa ilgi ve ala- kanızı hangi dönemde ve kim ile başladı? ✓ II. Şiire ilk başladığınız dönemde bir gün meşhur bir sanatçı olacağınızı düşündünüz mü? V E) I. Bir sanatçı, kişisel gelişimi için okumaya ne tür eserler ve hangi sanatçılardan başlamalıdır? II. İyi bir sanatçı aynı zamanda meşhur olmuş sanatçı olarak değerlendirilebilir mi? Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü ● 26. Karamaz Ceza'dak güsü de akışına H MEB 2021 2022 yaparsar davranış rinda, Aly dan çok duğunu da vardı romanlar rekir. Ro bir görm- Bu parç A) Roma edeb B) Roma etme C) Rom heye D) Rom kahr E) Rom üret 27. Gülüm Bu ka Bir gü Söyle Bu d sinin A) I
27. Siğil; birçok kişinin başına gelen ve tedavisi, gelişen tipla
mümkün olan bir hastalıktır. Elde, yüzde veya vücudun
birçok yerinde deri veya mukozadaki bir açıktan giren
insan papillom virüsünün, orada kalıcı hâle gelerek
çoğalması şeklinde oluşur. Bağışıklık sistemi zayıf olan
kişilerde çabukça üreyebilir ve tedavi edilmediği sürece
kolay kolay geçmez. Siğil bir virüsten kaynaklanır. İnsan
papillom veya HPV denen virüs, deri ya da mukozalara
bulaşınca, deride siğil dediğimiz sonuçlara sebebiyet
veriyor. Bu virüsün 200'den fazla çeşidi vardır. İnsan
papillom virüsünün her biri, vücudun farklı yerlerinde
farklı siğillere neden olur. Örneğin elde veya yüzde çıkan
siğille, genital bölgede çıkan virüs birbirinden farklıdır.
Fakat bunların hepsinin kökeni aynıdır.
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
olarak oluşturulmuş olabilir?
Siğil hastalığının tedavisi nasıl yapılır?
Siğiller, vücudumuzun neresinde daha çok çıkar?
C) Siğil hastalığının nedenleri nelerdir?
D) Siğil hastalığı nedir ve genel olarak nasıl bilinir?
EX Siğil hastalığının kaç çeşidi vardır?
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
27. Siğil; birçok kişinin başına gelen ve tedavisi, gelişen tipla mümkün olan bir hastalıktır. Elde, yüzde veya vücudun birçok yerinde deri veya mukozadaki bir açıktan giren insan papillom virüsünün, orada kalıcı hâle gelerek çoğalması şeklinde oluşur. Bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde çabukça üreyebilir ve tedavi edilmediği sürece kolay kolay geçmez. Siğil bir virüsten kaynaklanır. İnsan papillom veya HPV denen virüs, deri ya da mukozalara bulaşınca, deride siğil dediğimiz sonuçlara sebebiyet veriyor. Bu virüsün 200'den fazla çeşidi vardır. İnsan papillom virüsünün her biri, vücudun farklı yerlerinde farklı siğillere neden olur. Örneğin elde veya yüzde çıkan siğille, genital bölgede çıkan virüs birbirinden farklıdır. Fakat bunların hepsinin kökeni aynıdır. Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak oluşturulmuş olabilir? Siğil hastalığının tedavisi nasıl yapılır? Siğiller, vücudumuzun neresinde daha çok çıkar? C) Siğil hastalığının nedenleri nelerdir? D) Siğil hastalığı nedir ve genel olarak nasıl bilinir? EX Siğil hastalığının kaç çeşidi vardır?
.
1. Nitekim Gogol'un, "Yüzünüz çarpıksa aynaya kızmayın; o, her şeyi olduğu gibi gösterir." sözü tiyatronun yasak-
landığı bir dönemde söylenmiştir.
II. Açık sözlü bir sanattir tiyatro, hemen herkese hitap eder.
III. Bu söz aynı zamanda onun işlevini de açıklar.
IV. Tiyatro, insanları baskılardan kurtarır; onların düşünüp de yüksek sesle söyleyemeyeceği şeyleri dile getirir.
V. Onun için de bazı dönemlerde kendisinden korkulan, çekinilen bir kurum kimliği kazanmıştır.
Numaralandırılmış bu cümlelerle bir paragraf oluşturulmak istense sıralama nasıl olur, yazınız.
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
. 1. Nitekim Gogol'un, "Yüzünüz çarpıksa aynaya kızmayın; o, her şeyi olduğu gibi gösterir." sözü tiyatronun yasak- landığı bir dönemde söylenmiştir. II. Açık sözlü bir sanattir tiyatro, hemen herkese hitap eder. III. Bu söz aynı zamanda onun işlevini de açıklar. IV. Tiyatro, insanları baskılardan kurtarır; onların düşünüp de yüksek sesle söyleyemeyeceği şeyleri dile getirir. V. Onun için de bazı dönemlerde kendisinden korkulan, çekinilen bir kurum kimliği kazanmıştır. Numaralandırılmış bu cümlelerle bir paragraf oluşturulmak istense sıralama nasıl olur, yazınız.
KPSS GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR SORU BAN
11. I.
9.
1. Sistemleşen şiatsu Japonya'da, Sağlık Bakan-
lığınca verilen lisanslı top terapisiyle usta eller-
ce uygulanır.
II. Şiatsu, Japonca parmak anlamına gelen "şi" ile
baskı anlamına gelen "atsu" kelimelerinden tü-
remiş, geleneksel el ile yapılan terapidir.
III. İki ana kolu bulunan şiatsunun biri Batılı
3rolanotonik diğeri ise geleneksel Çin tibbi temeli
üzerine oturtulmuştur.
IV. Tokujiro Namikoshi ise 1940 yılında Japon
Şiatsu Kolejini kumuş ve Batı anotomi ile fizyo-
lojisi üzerinde temellenmiş bir şiatsu terapi
formu sistemleştirmiştir.
na V. Bu adı ilk olarak Tenpaku Tamai, 1915 tarihin-
de yayımlanan "Shiatsu Ryoho" adlı kitabında
kullanmıştır.
2
Yukarıdaki numaralanmış cümleler sıralandı-
ğında hangisi sondan üçüncü olur?
A) I
C) III
E) V
(B) li
D) IV
Y
IN
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
KPSS GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR SORU BAN 11. I. 9. 1. Sistemleşen şiatsu Japonya'da, Sağlık Bakan- lığınca verilen lisanslı top terapisiyle usta eller- ce uygulanır. II. Şiatsu, Japonca parmak anlamına gelen "şi" ile baskı anlamına gelen "atsu" kelimelerinden tü- remiş, geleneksel el ile yapılan terapidir. III. İki ana kolu bulunan şiatsunun biri Batılı 3rolanotonik diğeri ise geleneksel Çin tibbi temeli üzerine oturtulmuştur. IV. Tokujiro Namikoshi ise 1940 yılında Japon Şiatsu Kolejini kumuş ve Batı anotomi ile fizyo- lojisi üzerinde temellenmiş bir şiatsu terapi formu sistemleştirmiştir. na V. Bu adı ilk olarak Tenpaku Tamai, 1915 tarihin- de yayımlanan "Shiatsu Ryoho" adlı kitabında kullanmıştır. 2 Yukarıdaki numaralanmış cümleler sıralandı- ğında hangisi sondan üçüncü olur? A) I C) III E) V (B) li D) IV Y IN