Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafın Yapısı Soruları

21:08 17 Nisan Paz
+
99 Q R 2022 - MSÜ Temel Soru Kitapçığı (%100) @FreeXxP...
T
2
2022-MSÜ/TÜR
39 - 40. soruları aşağıdaki parçaya g
cevaplayınız.
Kalıplaşmış beklentilerle yola çıkan çoğu okur,
kurgusunu çözmekte zorlandığı bir roman karşısında
bocalar. Romani sonu kadar okuma sabrini bir türlü
gösteremez ve "Zaten, pek de bir şeye
benzemiyordu!" diye bırakır. ilgisini uyanık tutacak
romanlara olgun bir üzüm salkımı kadar önem veren bu
okurlann çözmekte zorlandıkları roman karşısındaki
tepkilerine "korukçu tilki sendromu" adını vermeyi uygun
buldum. Söz konusu korukçu tilki okur, elindeki kitabı
kafasındaki yerleşik hiçbir kategoriye koyamadığı
için tembellik limanına sığınır. Hiç kuşkusuz okurun,
estetik haz alma hakkı vardır ama bu hak; onun kendini
aşıp yeniden yaratmasının önündeki en büyük engeldir
de. Korukçu tilki okur, yarıda bıraktığı romanı bir kez
daha dikkatle okusa belki de romanı daha iyi
anlayacaktır.
39. Bu parçada söz edilen korukçu tilki okur
aşağıdakilerden hangisi ile nitelendirilemez?
A Kitaba
ön yargılı olan
B)
Estetik beklentiyi önceleyen
c) Kolaycılığı tercih eden
D) Alişmiş olduğunu bekleyen
Kitaba faydaci vaklaşan
E)
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
21:08 17 Nisan Paz + 99 Q R 2022 - MSÜ Temel Soru Kitapçığı (%100) @FreeXxP... T 2 2022-MSÜ/TÜR 39 - 40. soruları aşağıdaki parçaya g cevaplayınız. Kalıplaşmış beklentilerle yola çıkan çoğu okur, kurgusunu çözmekte zorlandığı bir roman karşısında bocalar. Romani sonu kadar okuma sabrini bir türlü gösteremez ve "Zaten, pek de bir şeye benzemiyordu!" diye bırakır. ilgisini uyanık tutacak romanlara olgun bir üzüm salkımı kadar önem veren bu okurlann çözmekte zorlandıkları roman karşısındaki tepkilerine "korukçu tilki sendromu" adını vermeyi uygun buldum. Söz konusu korukçu tilki okur, elindeki kitabı kafasındaki yerleşik hiçbir kategoriye koyamadığı için tembellik limanına sığınır. Hiç kuşkusuz okurun, estetik haz alma hakkı vardır ama bu hak; onun kendini aşıp yeniden yaratmasının önündeki en büyük engeldir de. Korukçu tilki okur, yarıda bıraktığı romanı bir kez daha dikkatle okusa belki de romanı daha iyi anlayacaktır. 39. Bu parçada söz edilen korukçu tilki okur aşağıdakilerden hangisi ile nitelendirilemez? A Kitaba ön yargılı olan B) Estetik beklentiyi önceleyen c) Kolaycılığı tercih eden D) Alişmiş olduğunu bekleyen Kitaba faydaci vaklaşan E)
Aşağıdakilerden hangisi öğretici metinlerin
özelliklerinden biri değildir?
A) Bu tür metinlerde dil, daha çok göndergesel is
levde kullanılır. Yazar nasıl söylediğinden çok
ne söylediğine önem verir. Uslup yaratma kay-
gısıyla hareket etmez. Bu yüzden de sözcükleri
genelde gerçek anlamlarıyla kullanır. Dilin anla-
tim olanaklarini fazla zorlamaz.
B) Okuyucu üzerindeki etkisi bakımından anla
timin Özlo, duru, yalın, açık ve akıcı olmasına
özen gösterilir. Metinler, kaynağını hayal dün.
yasından değil, gerçek dünyadan alir.
C) Metne yansıtılan gerçek yaşam ve yaşantıların
çarpıtılmamasına özen gösterilir. Doğruya, ger-
çeğe ve nesnelliğe önem verilir. Bu yüzden de
anlatılanların doğruluğu ya da yanlışlığı genel-
likle kanıtlanabilir.
D) Amaç ya okura doğrudan bilgi vermek, bir şey-
ler ogretmek ya da birtakım sorularla okuru du-
şündürerek onda tutum ve davranış değişiklik-
leri yapmaktır. Bu yüzden de öğretici metinler-
de genel olarak açıklayıcı ve tartışmacı anlatı-
ma ağırlık verilir
E) Çağrışım ve duygu değeri yüksek olduğundan
okuyanların yeni ve farklı anlamlar çıkarmasına
elverişli metinlerdir.
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
Aşağıdakilerden hangisi öğretici metinlerin özelliklerinden biri değildir? A) Bu tür metinlerde dil, daha çok göndergesel is levde kullanılır. Yazar nasıl söylediğinden çok ne söylediğine önem verir. Uslup yaratma kay- gısıyla hareket etmez. Bu yüzden de sözcükleri genelde gerçek anlamlarıyla kullanır. Dilin anla- tim olanaklarini fazla zorlamaz. B) Okuyucu üzerindeki etkisi bakımından anla timin Özlo, duru, yalın, açık ve akıcı olmasına özen gösterilir. Metinler, kaynağını hayal dün. yasından değil, gerçek dünyadan alir. C) Metne yansıtılan gerçek yaşam ve yaşantıların çarpıtılmamasına özen gösterilir. Doğruya, ger- çeğe ve nesnelliğe önem verilir. Bu yüzden de anlatılanların doğruluğu ya da yanlışlığı genel- likle kanıtlanabilir. D) Amaç ya okura doğrudan bilgi vermek, bir şey- ler ogretmek ya da birtakım sorularla okuru du- şündürerek onda tutum ve davranış değişiklik- leri yapmaktır. Bu yüzden de öğretici metinler- de genel olarak açıklayıcı ve tartışmacı anlatı- ma ağırlık verilir E) Çağrışım ve duygu değeri yüksek olduğundan okuyanların yeni ve farklı anlamlar çıkarmasına elverişli metinlerdir.
2.
4.
Sanatçı son çıkan kitabındaki öykülerde bitmeyen, bit-
mek bilmeyen şeylerin gürültüsüne kulak kesiliyor; gö-
rülmeyenlerin, tarif edilemeyenlerin varlığına usulca mim
koyuyor. Kullanageldiğimiz dilin kelime ve kurallarıyla
bunları seslendirmenin anlamsızlığını, yetersizliğini sezdi-
ğindeyse yeni işaretlerden, eksiltmelerden, eklemelerden
medet umuyor. Yutkunma anlarının bu sayede özel bir ses
ya da titreşim kuşanabileceğinden yana atıyor zarını.
Bu parçada aşağıdaki anlamlardan hangisinin karşılığı
olan bir söze yer verilmemiştir?
E
A) Bir şeyi söylemekle söylememek arasında duraksamak
B) Önemli bularak üstünde israrlı bir biçimde durmak +
C) Yardım beklemek
D) Önceden olumlu düşünce belirtmek
E) Önemsiz görüp üzerinde durmamak
I SONUC
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
2. 4. Sanatçı son çıkan kitabındaki öykülerde bitmeyen, bit- mek bilmeyen şeylerin gürültüsüne kulak kesiliyor; gö- rülmeyenlerin, tarif edilemeyenlerin varlığına usulca mim koyuyor. Kullanageldiğimiz dilin kelime ve kurallarıyla bunları seslendirmenin anlamsızlığını, yetersizliğini sezdi- ğindeyse yeni işaretlerden, eksiltmelerden, eklemelerden medet umuyor. Yutkunma anlarının bu sayede özel bir ses ya da titreşim kuşanabileceğinden yana atıyor zarını. Bu parçada aşağıdaki anlamlardan hangisinin karşılığı olan bir söze yer verilmemiştir? E A) Bir şeyi söylemekle söylememek arasında duraksamak B) Önemli bularak üstünde israrlı bir biçimde durmak + C) Yardım beklemek D) Önceden olumlu düşünce belirtmek E) Önemsiz görüp üzerinde durmamak I SONUC
19. ---- Örneğin Platon'un mağara istiaresi, onun gözünde
gerçekliği olduğu gibi yansıtıyordu. Ona göre, bizim içinde
yaşadığımız yeryüzü"ide”ler alemindeki ide lerin yeryüzüne
bir izdüşümüydü. Bir mağarada sırtlar mağaranın kapısına
dönük ve birbirlerine bağlı olarak yaşadığı varsayılan insan-
lar, dışarıdan gelen işığın karşı duvara düşen gölgelerini nasıl
gerçeğin kendisi sanırlarsa ideler âlemiyle yeryüzü gerçek-
liği arasında da buna benzer bir nispet bulunmaktadır. Pia-
ton bu istiaresiyle bir gerçeği ortaya çıkarmış mı oldu yok.
sa o gerçeği biraz daha kapalı hâle mi getirdi? Bu istiarenin
anlamı tümüyle açık seçik olsaydı yüzlerce, binlerce yorum-
dan sonra hâlâ tüketilmeden kalır mıydı?
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdaki-
lerden hangisi getirilebilir?
A) Platon sıra dışı yorumlarıyla dogmalaşmış inançları ve
kabulleri temelinden sarsmıştır.
B) Gerçekliğin hiç de bilim adamlarının savunduğu kesin-
likle ele alınmayacağına dair pek çok örnek vardır.
C) Bazı fikirlerin açık seçik anlaşılması ancak yüzyıllar içinde
bilgi birikiminin belli seviyeye ulaşmasıyla mümkün ola-
biliyor.
D) Bir gerçekliğin ne olduğu kadar muhataba nasıl anlatıldığı
da önemlidir.
Her anlatım, gerçeğin üstünü biraz daha açarken bir o
kadar da örtmüş oluyor.
Cha
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
19. ---- Örneğin Platon'un mağara istiaresi, onun gözünde gerçekliği olduğu gibi yansıtıyordu. Ona göre, bizim içinde yaşadığımız yeryüzü"ide”ler alemindeki ide lerin yeryüzüne bir izdüşümüydü. Bir mağarada sırtlar mağaranın kapısına dönük ve birbirlerine bağlı olarak yaşadığı varsayılan insan- lar, dışarıdan gelen işığın karşı duvara düşen gölgelerini nasıl gerçeğin kendisi sanırlarsa ideler âlemiyle yeryüzü gerçek- liği arasında da buna benzer bir nispet bulunmaktadır. Pia- ton bu istiaresiyle bir gerçeği ortaya çıkarmış mı oldu yok. sa o gerçeği biraz daha kapalı hâle mi getirdi? Bu istiarenin anlamı tümüyle açık seçik olsaydı yüzlerce, binlerce yorum- dan sonra hâlâ tüketilmeden kalır mıydı? Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdaki- lerden hangisi getirilebilir? A) Platon sıra dışı yorumlarıyla dogmalaşmış inançları ve kabulleri temelinden sarsmıştır. B) Gerçekliğin hiç de bilim adamlarının savunduğu kesin- likle ele alınmayacağına dair pek çok örnek vardır. C) Bazı fikirlerin açık seçik anlaşılması ancak yüzyıllar içinde bilgi birikiminin belli seviyeye ulaşmasıyla mümkün ola- biliyor. D) Bir gerçekliğin ne olduğu kadar muhataba nasıl anlatıldığı da önemlidir. Her anlatım, gerçeğin üstünü biraz daha açarken bir o kadar da örtmüş oluyor. Cha
34. Açlık (Sult) Norveçli romanci Knut Hamsun'un en önem-
li romanıdır. Knut Hamsun bu eseri ile 1920'de Nobel'i
kazanmıştır. Açlık, Hamsun'un büyük ölçüde öz yaşam
öyküsüdür. Roman, 20. yüzyılın edebî açılışı olarak görül-
mekle beraber modern ve psikolojik sürükleyici edebiyatın
en önemli örneklerindendir. Yoğun bir karmaşa hâlindeki
insan zihninin mantıksızlığını kimi zaman duygusal kimi
zaman esprili bir dille yansıtmaktadır. Bu roman, açlıktan
ölmek pahasına olsa bile alın teri dökmediği parayı asla
kabul etmeyen bir gencin hikâyesidir. Roman, yirmiden
fazla dile çevrilmiştir. Türkçeye ilk kez 1934 yılında Peya-
mi Safa tarafından çevrilen kitabın Behçet Necatigil çevi-
risi de bulunmaktadır.
Bu parçadan hareketle Açlık (Sult) romanı ile ilgili
aşağıdakilerin hangisi söylenemez?
A) İsmi ve içeriği arasında benzerlik olduğuna
B) Pek çok dilde çevirilerinin bulunduğuna
C) Norveççeyi iyi bilen yazarlarımızca çevrildiğine
D) Dünyanın önde gelen ödüllerinden birini aldığına
E) Otobiyografik bir roman özelliği taşıdığına
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
34. Açlık (Sult) Norveçli romanci Knut Hamsun'un en önem- li romanıdır. Knut Hamsun bu eseri ile 1920'de Nobel'i kazanmıştır. Açlık, Hamsun'un büyük ölçüde öz yaşam öyküsüdür. Roman, 20. yüzyılın edebî açılışı olarak görül- mekle beraber modern ve psikolojik sürükleyici edebiyatın en önemli örneklerindendir. Yoğun bir karmaşa hâlindeki insan zihninin mantıksızlığını kimi zaman duygusal kimi zaman esprili bir dille yansıtmaktadır. Bu roman, açlıktan ölmek pahasına olsa bile alın teri dökmediği parayı asla kabul etmeyen bir gencin hikâyesidir. Roman, yirmiden fazla dile çevrilmiştir. Türkçeye ilk kez 1934 yılında Peya- mi Safa tarafından çevrilen kitabın Behçet Necatigil çevi- risi de bulunmaktadır. Bu parçadan hareketle Açlık (Sult) romanı ile ilgili aşağıdakilerin hangisi söylenemez? A) İsmi ve içeriği arasında benzerlik olduğuna B) Pek çok dilde çevirilerinin bulunduğuna C) Norveççeyi iyi bilen yazarlarımızca çevrildiğine D) Dünyanın önde gelen ödüllerinden birini aldığına E) Otobiyografik bir roman özelliği taşıdığına
Yuk
nin
A)
A) Aynı düşünceyi pekiştirmeye yönelik farklı örnekler
sunmaktadırlar.
B) iki farklı konuya ilişkin ortak bir görüş olduğunu vur-
gulamaktadırlar.
Ayni olguyu farklı yönleriyle değerlendirip ele al-
maktadırlar.
D) Farklı üsluplar kullansalar da konuyu benzer ne-
denlerle açıklamaktadırlar.
E) Farklı görüşlerin aslında birbirini desteklediğini gos
termektedirler.
31. Sa
Ke
rar
lim
Oy
ģi
te
les
ec
29. (1) 1850'lere kadar Osmanlı Devleti'ne muhacir olarak
gelenler henüz büyük kitlelere ulaşmadığından iskan
konusunda ayrıca bir kurum teşkiline lüzum görülme-
miştir. (II) Ancak bu tarihten itibaren sayıları gittikçe
artan muhacirlerin kabul, kayit, iaşe ve iskân gibi so-
runları ile uğraşmak üzere çeşitli müesseseler ihdas
edilmiştir. (III) iki 5 Ocak 1860'da kurulan "muhacirin
komisyonu"dur. (IV) Sonraki süreçte "muhacirin ko-
misyonu âlisi" ve başka komisyonlar da kurulmuştur.
(V) Bu alt kurullar, taşra teşkilatı oluşturulurken işlerin
daha organize biçimde yürütülmesi ve iskânların sağ-
likli bir şekilde gerçekleşmesi amacıyla yerel idareler-
le birlikte hareket ettiği görülmektedir.
bi
yo
B
il
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden
sonra düşüncenin akışına göre "O yıllara kadar pey-
derpey gelen muhacirlerin işleri ile genellikle şehrema-
neti ilgilenmiştir." cümlesi getirilebilir?
[
A) 1
B) II
III
D) IV
E) V
TÜRKÇE TESTI
7
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
Yuk nin A) A) Aynı düşünceyi pekiştirmeye yönelik farklı örnekler sunmaktadırlar. B) iki farklı konuya ilişkin ortak bir görüş olduğunu vur- gulamaktadırlar. Ayni olguyu farklı yönleriyle değerlendirip ele al- maktadırlar. D) Farklı üsluplar kullansalar da konuyu benzer ne- denlerle açıklamaktadırlar. E) Farklı görüşlerin aslında birbirini desteklediğini gos termektedirler. 31. Sa Ke rar lim Oy ģi te les ec 29. (1) 1850'lere kadar Osmanlı Devleti'ne muhacir olarak gelenler henüz büyük kitlelere ulaşmadığından iskan konusunda ayrıca bir kurum teşkiline lüzum görülme- miştir. (II) Ancak bu tarihten itibaren sayıları gittikçe artan muhacirlerin kabul, kayit, iaşe ve iskân gibi so- runları ile uğraşmak üzere çeşitli müesseseler ihdas edilmiştir. (III) iki 5 Ocak 1860'da kurulan "muhacirin komisyonu"dur. (IV) Sonraki süreçte "muhacirin ko- misyonu âlisi" ve başka komisyonlar da kurulmuştur. (V) Bu alt kurullar, taşra teşkilatı oluşturulurken işlerin daha organize biçimde yürütülmesi ve iskânların sağ- likli bir şekilde gerçekleşmesi amacıyla yerel idareler- le birlikte hareket ettiği görülmektedir. bi yo B il Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra düşüncenin akışına göre "O yıllara kadar pey- derpey gelen muhacirlerin işleri ile genellikle şehrema- neti ilgilenmiştir." cümlesi getirilebilir? [ A) 1 B) II III D) IV E) V TÜRKÇE TESTI 7
6.
I. Zekaya hizmet eden araç gereçler de olunca de-
vamının gelmemesi neredeyse imkânsız.
II. Ortam, hayallerinizi yeniden yoğurmanız için
inanılmaz imkanlar sunabilir.
III. Tabii bunu değerlendirebilecek bir zekâ da gere-
kiyor.
IV. Özgürce düzenlenmiş bir masada hayallerinizi
yeniden şekillendirebilirsiniz.
V. Hayalleri şekillendirmek için bu fırsat hiç olmadi-
ği kadar net bir fırsattır.
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir
bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangi-
si baştan dördüncü olur?
AT
B) ||
C) III
D) IV
EV
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
6. I. Zekaya hizmet eden araç gereçler de olunca de- vamının gelmemesi neredeyse imkânsız. II. Ortam, hayallerinizi yeniden yoğurmanız için inanılmaz imkanlar sunabilir. III. Tabii bunu değerlendirebilecek bir zekâ da gere- kiyor. IV. Özgürce düzenlenmiş bir masada hayallerinizi yeniden şekillendirebilirsiniz. V. Hayalleri şekillendirmek için bu fırsat hiç olmadi- ği kadar net bir fırsattır. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangi- si baştan dördüncü olur? AT B) || C) III D) IV EV
elikonkitabevi.com.tr
(1) Ankara memur şehridir diye kestirip atanlara Bey-
pazarı'nı, Çamlıdere'yi, Kızılcahamam'ı gezmelerini
önermek gerekir. (II) Memur şehri ifadesi, şehrin ciddi-
yetini ifade ediyor. (IUI) Bu saydığım ilçelerdeki samimi-
yeti yeryüzünde başka bir yerde görebilmek gerçekten
zor. (IM) Aslında her ilde bu dediğim duruma rastlana-
bilir. (V) Ama Ankara yıllardır memurunun çok olması
nedeniyle aldığı bu unvanı silkip bir kenara atmalıdır.
(VI) Artık değişmelidir.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa-
ragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle baş-
lar?
AI
B) III
C) IV
D) V EVI
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
elikonkitabevi.com.tr (1) Ankara memur şehridir diye kestirip atanlara Bey- pazarı'nı, Çamlıdere'yi, Kızılcahamam'ı gezmelerini önermek gerekir. (II) Memur şehri ifadesi, şehrin ciddi- yetini ifade ediyor. (IUI) Bu saydığım ilçelerdeki samimi- yeti yeryüzünde başka bir yerde görebilmek gerçekten zor. (IM) Aslında her ilde bu dediğim duruma rastlana- bilir. (V) Ama Ankara yıllardır memurunun çok olması nedeniyle aldığı bu unvanı silkip bir kenara atmalıdır. (VI) Artık değişmelidir. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa- ragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle baş- lar? AI B) III C) IV D) V EVI
Türkçe
36. Bir çevre tarihçisi olan William Cronon'a göre insan
eylemleri, çeşitli bağlantılardan, güzergâhlardan ve
dizgelerden oluşan bir ağ içerisinde var olur. Bu ağ, kültürel
olduğu kadar çevreseldir de. İnsanın en kişisel görünen
eyleminin bile diğer insanları ve doğayı etkilediğini iyi
kavramış bir yazar olarak Yaşar Kemal, Deniz Küstü'de
bu etkileşimin yalnızca psikolojik arka planını işlemekle
kalmaz ağları simgesel biçimde kullanarak roman kişilerinin
yazgılarını doğanın yazgısıyla bir arada dokur.
Parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi Yaşar Kemal için
söylenemez?
A) Bireyin iç dünyasına yöneldiğine
B) Imgeli bir söylemi tercih ettiğine
C) Kaderi birey ve tabiat ile birlikte işlediğine
D) Kahramanlarının bireysel davranışlarının tabiattan
etkilendiğine
E) William Cronon'un düşünce ve tespitlerinden
etkilendiğine
37. Küreselleşmenin zaman ve mekândaki sınırları kaldırdığı
iletişim araçlarının yaygınlığından dolayı hiç bağlantımızı
koparamadığımız dünyada, fazla uyarılan beyinlerimizin
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
Türkçe 36. Bir çevre tarihçisi olan William Cronon'a göre insan eylemleri, çeşitli bağlantılardan, güzergâhlardan ve dizgelerden oluşan bir ağ içerisinde var olur. Bu ağ, kültürel olduğu kadar çevreseldir de. İnsanın en kişisel görünen eyleminin bile diğer insanları ve doğayı etkilediğini iyi kavramış bir yazar olarak Yaşar Kemal, Deniz Küstü'de bu etkileşimin yalnızca psikolojik arka planını işlemekle kalmaz ağları simgesel biçimde kullanarak roman kişilerinin yazgılarını doğanın yazgısıyla bir arada dokur. Parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi Yaşar Kemal için söylenemez? A) Bireyin iç dünyasına yöneldiğine B) Imgeli bir söylemi tercih ettiğine C) Kaderi birey ve tabiat ile birlikte işlediğine D) Kahramanlarının bireysel davranışlarının tabiattan etkilendiğine E) William Cronon'un düşünce ve tespitlerinden etkilendiğine 37. Küreselleşmenin zaman ve mekândaki sınırları kaldırdığı iletişim araçlarının yaygınlığından dolayı hiç bağlantımızı koparamadığımız dünyada, fazla uyarılan beyinlerimizin
Soru No: 3
Geleneksel düşünürlere göre ---- Günümüzde ise
bireysel ve deneyimleyen benliklerin sosyal sürecin
parçası olmadan önce fark edilebilir bir biçimde var
olduğu fikri çürütülmüştür. Buna göre deneyim veya
davranışın sosyal süreci, bireylerden ve bireylerin
yaşadıklarını deneyimlemesinden önce gelir. Benlikler
sosyal etkileşimlerden doğar ve toplumun içinde oluşuı
Bireyin bebeklikten itibaren deneyimleyip içselleştirdiği
tutumlann modeli "sosyal ben" duygusunu yaratır.
Böylece "sosyal ben" başkalarıyla etkileşim üzerinden
öğrenilen davranışlar, beklentiler ve tutumları temsil
eder.
A) toplumsal etkileşimin kaynağında benliklerin çatışması
yer alır
B) bireylerin özerk benlikleri bir araya gelerek toplumu
oluşturur
c) benlik gelişimi bebeklikte başlayarak yetişkinlik
döneminde tamamlanır
D) ortak bilincin ögeleri kültürel normlar baglamında
benliği meydana getirir
E) taklit ederek ogrenme, benlik gelişiminin temel
süreçlerine işlerlik kazandın
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
Soru No: 3 Geleneksel düşünürlere göre ---- Günümüzde ise bireysel ve deneyimleyen benliklerin sosyal sürecin parçası olmadan önce fark edilebilir bir biçimde var olduğu fikri çürütülmüştür. Buna göre deneyim veya davranışın sosyal süreci, bireylerden ve bireylerin yaşadıklarını deneyimlemesinden önce gelir. Benlikler sosyal etkileşimlerden doğar ve toplumun içinde oluşuı Bireyin bebeklikten itibaren deneyimleyip içselleştirdiği tutumlann modeli "sosyal ben" duygusunu yaratır. Böylece "sosyal ben" başkalarıyla etkileşim üzerinden öğrenilen davranışlar, beklentiler ve tutumları temsil eder. A) toplumsal etkileşimin kaynağında benliklerin çatışması yer alır B) bireylerin özerk benlikleri bir araya gelerek toplumu oluşturur c) benlik gelişimi bebeklikte başlayarak yetişkinlik döneminde tamamlanır D) ortak bilincin ögeleri kültürel normlar baglamında benliği meydana getirir E) taklit ederek ogrenme, benlik gelişiminin temel süreçlerine işlerlik kazandın
Tranlı şair Ömer Hayyam'ın Rubaiyatının bir kopyası,
12 Nisan 1912 gecesi Titanic ile birlikte batt, Rubaiyat,
geminin hareketinden on iki gün önce nadir kitaplar açık
artırmasında oldukça yüksek bir fiyata satılmış ve New
York'taki sahibine ulaştırılmak üzere Titanic'e verilmişti
.
Peki
, 1860'ta ünlü doğu bilimci FitzGerald'ın Viktoryen
yorumlar ekleyerek çevirdiği Rubaiyat'ın bu kopyası
neden bu kadar pahalıydı? XX asırda İngiltere'nin en
ünlü kitapçılarından Sutcliffe ve Sangorski, Orta Çağ'ın
değerli maden ve mücevherle süslü kitaplarından ilham
alarak özel baskı kitaplar hazırlamaktaydı. Söz konusu
kitapçılar, İngiliz ciltçilere FitzGerald'ın çevirdiği
Rubaiyat'ın özel baskısını sipariş etmişti
. Baskısı iki
yılda tamamlanan kitabın ön kapağına kuyruğu
mücevherlerle, etrafı Orta Çağ Iran el yazmalarında
rastlanan desenlerle süslenmiş bir tavus kuşu işlenmişti.
Kitabın süslemeleri için binden fazla mücevher ve altı
yüz yaprak altın kullanılmıştı
. Rubaiyat'ın kâğıtları
olmasa bile süslemesinde kullanılan bu mücevherlerin
ve altınların hâlâ Titanic'te olduğu, kitabın süslü deri
kapağının ise yüz yıldan fazla zaman geçmesine
rağmen hâlâ korunduğu tahmin ediliyor.
Bu parçadan hareketle asağıdaki yargılardan
hangisine ulaşılamaz?
37.
A) Titanic'le birlikte batan eşyalar arasında özel baskı bir
kitap da bulunmaktadır.
B) Sutcliffe ve Sangorski
, nadir Doğu yazmalarının
tipkibasımlarını yapan kitapçılardandır.
C) Orta Çağ Dönemi ciltçiliği
, daha sonraki dönemlerde
tasarlanan kitaplara ilham olmuştur.
D) XX. yüzyıl İngiltere'sinde değerli taş ve madenlerle
bezenmiş özel baskı eserler üretilmiştir.
Rubaiyat'ın kapağındaki malzemelerin dış etkenlere
karşı korunaklı olduğu düşünülmektedir.
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
Tranlı şair Ömer Hayyam'ın Rubaiyatının bir kopyası, 12 Nisan 1912 gecesi Titanic ile birlikte batt, Rubaiyat, geminin hareketinden on iki gün önce nadir kitaplar açık artırmasında oldukça yüksek bir fiyata satılmış ve New York'taki sahibine ulaştırılmak üzere Titanic'e verilmişti . Peki , 1860'ta ünlü doğu bilimci FitzGerald'ın Viktoryen yorumlar ekleyerek çevirdiği Rubaiyat'ın bu kopyası neden bu kadar pahalıydı? XX asırda İngiltere'nin en ünlü kitapçılarından Sutcliffe ve Sangorski, Orta Çağ'ın değerli maden ve mücevherle süslü kitaplarından ilham alarak özel baskı kitaplar hazırlamaktaydı. Söz konusu kitapçılar, İngiliz ciltçilere FitzGerald'ın çevirdiği Rubaiyat'ın özel baskısını sipariş etmişti . Baskısı iki yılda tamamlanan kitabın ön kapağına kuyruğu mücevherlerle, etrafı Orta Çağ Iran el yazmalarında rastlanan desenlerle süslenmiş bir tavus kuşu işlenmişti. Kitabın süslemeleri için binden fazla mücevher ve altı yüz yaprak altın kullanılmıştı . Rubaiyat'ın kâğıtları olmasa bile süslemesinde kullanılan bu mücevherlerin ve altınların hâlâ Titanic'te olduğu, kitabın süslü deri kapağının ise yüz yıldan fazla zaman geçmesine rağmen hâlâ korunduğu tahmin ediliyor. Bu parçadan hareketle asağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? 37. A) Titanic'le birlikte batan eşyalar arasında özel baskı bir kitap da bulunmaktadır. B) Sutcliffe ve Sangorski , nadir Doğu yazmalarının tipkibasımlarını yapan kitapçılardandır. C) Orta Çağ Dönemi ciltçiliği , daha sonraki dönemlerde tasarlanan kitaplara ilham olmuştur. D) XX. yüzyıl İngiltere'sinde değerli taş ve madenlerle bezenmiş özel baskı eserler üretilmiştir. Rubaiyat'ın kapağındaki malzemelerin dış etkenlere karşı korunaklı olduğu düşünülmektedir.
28. Akıllı telefonlar, sahip olduğu hareket işlemcileri saye-
sinde telefona entegre olan ivmeölçer, jiroskop ve pusu-
lalardan akan sensör verilerini bir araya getirir. Bu veriler
makine öğrenmesi ile geliştirilen algoritmalar tarafından
değerlendirilerek anlamlandırılmaya çalışılır. Basit bir
örnek vermek gerekirse; sensör verilerine göre belli bir
hızın üzerinde ilerliyorsanız, o hizda koşmak imkânsız
olduğu için bir araç içerisinde olduğunuz anlaşılabilir.
Daha kompleks durumlarda vücut hareketleriniz, bulun-
duğunuz ortamın basıncı, bulunduğunuz konum gibi ve-
rilerden hareketinizin ne olduğu yorumlanabilir. Yine de
%100'lük bir başarıyla hangi hareketi gerçekleştirdiğinizi
tahmin edecek, asla yanılmayacak bir algoritmanın var
olmadığını söyleyebiliriz.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine
dlaşılamaz?
A) Akıllı telefonlar çeşitli verileri kullanarak yordama ya-
pabilmektedir.
B) Akıllı telefon uygulamalarında yapay zekâ uygula-
maları öne çıkmaktadır.
Asla yanılmayan bir algoritma henüz bulunmamak-
tadır al
DI Akilli telefonlardaki sensörler çeşitli amaçlar için kul-
lanılabilmektedir.
Akilli telefonlar çeşitli verilerle ilgili farklı algoritmalar
üretmektedir.
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
28. Akıllı telefonlar, sahip olduğu hareket işlemcileri saye- sinde telefona entegre olan ivmeölçer, jiroskop ve pusu- lalardan akan sensör verilerini bir araya getirir. Bu veriler makine öğrenmesi ile geliştirilen algoritmalar tarafından değerlendirilerek anlamlandırılmaya çalışılır. Basit bir örnek vermek gerekirse; sensör verilerine göre belli bir hızın üzerinde ilerliyorsanız, o hizda koşmak imkânsız olduğu için bir araç içerisinde olduğunuz anlaşılabilir. Daha kompleks durumlarda vücut hareketleriniz, bulun- duğunuz ortamın basıncı, bulunduğunuz konum gibi ve- rilerden hareketinizin ne olduğu yorumlanabilir. Yine de %100'lük bir başarıyla hangi hareketi gerçekleştirdiğinizi tahmin edecek, asla yanılmayacak bir algoritmanın var olmadığını söyleyebiliriz. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine dlaşılamaz? A) Akıllı telefonlar çeşitli verileri kullanarak yordama ya- pabilmektedir. B) Akıllı telefon uygulamalarında yapay zekâ uygula- maları öne çıkmaktadır. Asla yanılmayan bir algoritma henüz bulunmamak- tadır al DI Akilli telefonlardaki sensörler çeşitli amaçlar için kul- lanılabilmektedir. Akilli telefonlar çeşitli verilerle ilgili farklı algoritmalar üretmektedir.
3.
(1) Bazı kitaplar vardır nerede ne zaman okunursa okunsun her
seferinde bambaşka tatlar vererek apayrı, yeni ve zengin an-
lamlar kazanır. (II) Bu kitaplar, asırlar geçse de kendi değerini
korur. (II!) İşte Cervantes tarafından kaleme alınan Don Kişot
böyle bir eserdir. (IV) Don Kişot her açıdan edebî eserle bilim-
sel eser farkını yansıtıyor. (V) Don Kişot, "an"ı yansıtıp bir şe-
kilde tüketilen fotoğraflar gibi değildir; eksimezdir, her dem yeni
kalan tablolar gibidir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağı-
dakilerden hangisi doğrudur?
A) I. cümlede çok okunan kitapların niteliklerinden söz edilmek-
tedir.
B) II. cümle nesnel bir yargı bildirmektedir.
C) II. cümlede, Don Kişot'un klasik olma gerekçesine yer veril-
miştir.
D) IV. cümlede Don Kişot'un üstün yönleri anlatılmaktadır.
E) V. cümlede benzetme söz konusudur.
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
3. (1) Bazı kitaplar vardır nerede ne zaman okunursa okunsun her seferinde bambaşka tatlar vererek apayrı, yeni ve zengin an- lamlar kazanır. (II) Bu kitaplar, asırlar geçse de kendi değerini korur. (II!) İşte Cervantes tarafından kaleme alınan Don Kişot böyle bir eserdir. (IV) Don Kişot her açıdan edebî eserle bilim- sel eser farkını yansıtıyor. (V) Don Kişot, "an"ı yansıtıp bir şe- kilde tüketilen fotoğraflar gibi değildir; eksimezdir, her dem yeni kalan tablolar gibidir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağı- dakilerden hangisi doğrudur? A) I. cümlede çok okunan kitapların niteliklerinden söz edilmek- tedir. B) II. cümle nesnel bir yargı bildirmektedir. C) II. cümlede, Don Kişot'un klasik olma gerekçesine yer veril- miştir. D) IV. cümlede Don Kişot'un üstün yönleri anlatılmaktadır. E) V. cümlede benzetme söz konusudur.
13. I. Elif kaşlarını çatar
Gamzesi sineme batar
Ak elleri kalem tutar
Yazar Elif Elif diye
II. Keklik gibi taştan taşa sekerek
Gerdan açıp gelişini sevdiğim
Sağa sola taksim etmiş örgüsün
Onar onar bölüşünü sevdiğim
Her ikisi de Karacaoğlan'dan alınan bu dörtlüklerle
ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) I. si semai, II. si koşma nazım biçimiyle söylenmiştir.
B) Her iki dörtlükte de ahenk unsurlarından yararlanıl-
mıştır.
C) Her iki dörtlük de nazım türü bakımından güzelleme
örneğidir.
D) Her ikisi Âşık edebiyatı ürünüdür.
E) I. si okunmak II. si bestelenmek için söylenmiştir.
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
13. I. Elif kaşlarını çatar Gamzesi sineme batar Ak elleri kalem tutar Yazar Elif Elif diye II. Keklik gibi taştan taşa sekerek Gerdan açıp gelişini sevdiğim Sağa sola taksim etmiş örgüsün Onar onar bölüşünü sevdiğim Her ikisi de Karacaoğlan'dan alınan bu dörtlüklerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) I. si semai, II. si koşma nazım biçimiyle söylenmiştir. B) Her iki dörtlükte de ahenk unsurlarından yararlanıl- mıştır. C) Her iki dörtlük de nazım türü bakımından güzelleme örneğidir. D) Her ikisi Âşık edebiyatı ürünüdür. E) I. si okunmak II. si bestelenmek için söylenmiştir.
5. (1) Buğday bütün dünyada islahı yapılmış tek yıllık otsu bir bitki-
dir. (II) Mısır ile birlikte dünya çapında ikinci en fazla ekimi ya-
pilan tahıldır. (III) Kabuğundan sapına kullanıma müsait olan
buğday hemen hemen her devirde insanların en önemli gida
maddesi olmuştur. (IV) İnsanın beslenmesi için gereken nişasta
ve proteinli maddeleri altıda bir oranında ihtiva eder. (V) 14.000
yıl önce başlayan bu ziraat yolculuğu zamanla, insanın buğda-
ya bağımlığına dönüştü ve bağımlılık hâlâ devam etmektedir.
Bu parçanın anlam bütünlüğünü sağlamak için numara-
lanmış cümlelerin hangisinden sonra “Bu durum buğdayın
ziraatta en başta yer almasına sebep olmuştur." cümlesinin
getirilmesi gerekmektedir?
AT
B) 11
C) III
D) IV
E) V
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
5. (1) Buğday bütün dünyada islahı yapılmış tek yıllık otsu bir bitki- dir. (II) Mısır ile birlikte dünya çapında ikinci en fazla ekimi ya- pilan tahıldır. (III) Kabuğundan sapına kullanıma müsait olan buğday hemen hemen her devirde insanların en önemli gida maddesi olmuştur. (IV) İnsanın beslenmesi için gereken nişasta ve proteinli maddeleri altıda bir oranında ihtiva eder. (V) 14.000 yıl önce başlayan bu ziraat yolculuğu zamanla, insanın buğda- ya bağımlığına dönüştü ve bağımlılık hâlâ devam etmektedir. Bu parçanın anlam bütünlüğünü sağlamak için numara- lanmış cümlelerin hangisinden sonra “Bu durum buğdayın ziraatta en başta yer almasına sebep olmuştur." cümlesinin getirilmesi gerekmektedir? AT B) 11 C) III D) IV E) V
TYT/Türkçe
30. Batıdan gelen büyük düz yolun ta ağzındaki taş konak,
dervişsiz bir türbe gibi sakindi. Yeşil boyalı demir kapısının
aralığına yaslanmış ak sakalli, garip, meyus bir kethüda;
yere, serseri izlere bakarak düşünüyordu. Kapakları örtülü,
Issiz pencerelerin arkasında sanki derin, duyulmaz bir
matem feryadı gizliydi. Beş hafta evvelki bozgunun şehri
dolduran yaralıları, kuskunsuz atlar, aç katırlar, kalkansız
süvariler, tolgasız yeniçeriler, mızraksız sipahiler yüksek
beyaz duvarlara, geçici bir gölge kâbusu hâlinde,
mahsun akislerini bir an sürüyorlar; sonra titreyerek
siliniveriyorlardı.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) İsim cümlelerine yer verilmiştir.
B) Sayıp dökme söz konusudur.
C) Tas
vire başvurulmuştur.
D) Kalıplaşmış sözler kullanılmıştır.
E) Sessel yinelemelerden yararlanılmıştır.
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
TYT/Türkçe 30. Batıdan gelen büyük düz yolun ta ağzındaki taş konak, dervişsiz bir türbe gibi sakindi. Yeşil boyalı demir kapısının aralığına yaslanmış ak sakalli, garip, meyus bir kethüda; yere, serseri izlere bakarak düşünüyordu. Kapakları örtülü, Issiz pencerelerin arkasında sanki derin, duyulmaz bir matem feryadı gizliydi. Beş hafta evvelki bozgunun şehri dolduran yaralıları, kuskunsuz atlar, aç katırlar, kalkansız süvariler, tolgasız yeniçeriler, mızraksız sipahiler yüksek beyaz duvarlara, geçici bir gölge kâbusu hâlinde, mahsun akislerini bir an sürüyorlar; sonra titreyerek siliniveriyorlardı. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) İsim cümlelerine yer verilmiştir. B) Sayıp dökme söz konusudur. C) Tas vire başvurulmuştur. D) Kalıplaşmış sözler kullanılmıştır. E) Sessel yinelemelerden yararlanılmıştır.