Paragrafın Yapısı Soruları

4 L "Oniversite sınavını kazandigimi ogrendigim andaki sevincimi anlatmak pek göç" cümlesinden sonra anlamı pekiştirmek için aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Gözüm açılmıştı, artik her şeye daha bilinçli yalaşacaktim. B) Kendimi pok zinde hissedlyordum, yeniden dün- yaya gelmiş giblydim. C) Ayaklarım dolaşmış, düşmemek için anneme sarılmıştım. D). Çok memnun olmuştum, sonunda kendime iyi bir iş bulabilecektim: E) Dünyalar benim olmustu sanki, bu güzel haberi vermek için eve, aileme koştum. Eski zamanlardan beri salokler, kini kanı emne rek vücuttan uzaklaştırdıkları için birçok rahat sizliğin ve kan yoluyla geçen hastalığın tedavi sinde kullanılmiştir. II. Soloker salgılarındaki "hirudun" adlı madde sa yesinde kanin pıhtılaşmasını engelleyerek pint parçacıklarının damarları tıkamasını engellerier Yukarıda verilen Il numaralı cümleyle ilgili olaral aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) I. cümlede verilen bilgiyle çelişen bir bilgi veril miştir. B) I. cümlede açıklanan durumun yarattığı sonuç lar belirtilmiştir. C) 1. cümlede aktarılan durumun nedeni bildirilmiştir D) I. cümlede açıklanan olgunun örnekleri verilmiştir E) I. cümlede belirtilen durumun nasıl gerçekleştig anlatılmıstır. 2. Sanat faaliyeti bir sanatçının hangi sanat dalında 2 olursa olsun daha önce var olan malzemeden ve almış olduğu kültür biçiminden hareket ederek daha nin eldeki malzemeye getirdiği yorum ve yorumdaki farklilik sanat eserinin türlerini oluşturur. Sanatçının bütün malzemesi tabiat ve insandır. Yukarıdaki parçada altı çizili sözle sanat eserine yönelik olarak aşağıdakilerden hangisi anlatıl- mak istenmiş olamaz? A) Özgün bir birleşim olduğu B) Önceki eserlerin birleşimi olduğu C) Tek ve benzersiz olduğu D) Yoktan var edilmediği E) Yorumsal fark taşıdığı 3. Bir yatak, Üzerinde rahatça oturup film izleyebilece- ğiniz, kitap okuyabileceğiniz bir kanepe ile mutfak ve banyodaki en temel ihtiyaçlar olduktan sonra insan her yerde yaşayabilir. Yeter ki kışın soğuğun- dan, yazın sivrisineğinden sizi korusun. Büyük mesele değil yani. Buna rağmen evlere arabalara sahip olmak için güzelim hayatlarımızı çürütüyoruz. Oysa herkesin başını sokacağı böyle mütevazı mekanları sağlayacak kadar zengin bir dünyada yaşıyoruz. Bu parçadaki altı çizili sözcüğü anlamca karşıla- yabilecek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır? A) Sergideki seçkiler bana göre fazla sıradan ve sanatçının ruhunu yansıtmaktan çok uzak. B) Hayatını böyle önemsiz bir işe adamış olman beni gerçekten hayal kırıklığına uğratıyor. C) Girdiği her ortamda dikkat çekmek için elinden yapar, adeta ben burdayım diye bağırırdı. D) Onu tanıdığımda o kadar gösterişsiz ve sakin bir hayat yaşıyordu ki insanda derin bir yalnızlık hissi uyandırıyordu. E En basit ihtiyaçlarımızı bile zorla karşılayabildi- ğimiz, konforlu olmaktan çok uzak bir oteldi. 5.1 Bazı bilim insanlari, duygusal olarak salgılanan gözyaşlarıyla stres sonucu oluşan toksinlerin de atılıp duygusal durumun düzeleceğini iddia etmektedir. II Ağlayanların duygusal durumlarını incelemek için yapılan gözlemlerde, ağlamanın tek başı- nayken iyileştirici etki göstermediği; sadece ya- nimizdaki birileri tarafından sosyal destek sağ- landiğinda iyileşme gösterdiği görülmüştür. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir? A) Bazı bilim insanları, ağlarken sosyal destek sağlanırsa toksinlerin vücuttan atılacağını ve duygusal durumda iyileşme gerçekleşeceğini ileri sürmektedir . B) Ağlamanın sadece etrafta birileri varken iyi his- settirdiği gözlemlendiği için bilim insanlar, göz- yaşlarıyla toksinlerin de atıldığı sonucuna var- mıştır. C) Bazı bilim insanlarının gözyaşlarıyla birlikte tok- sinlerin de atildığını öne sürmesi, onları, sosyal destek sağlanırsa ağlamanın duygu durumu- muzu düzelttiği sonucuna götürmüştür. D) Ağlamanın yalnızca yanımızdaki birileri tarafın- dan verilen sosyal destek varken iyileştirici bir gücü olduğu gözlemlenmesine rağmen bazı bilim insanları ağlarken toksinlerin atıldığını ve duygusal durumun düzeldiğini iddia etmektedir. E) Bilim insanlarının gözyaşlarıyla birlikte toksin maddelerin de atıldığını kanıtlamalarına rağ- men ağlamanın tek başınayken iyileştirici bir geleni O Qücü oimadiği iddia edilmektedir.

37. - 39. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız (1) Ben romanların ve öykülerin ilk taslaklarında defter kalemciyim. (11) Sonra tüm o defter sayfalarını nok. tasına virgülüne dokunmadan bilgisayara geçiririm. (III) Ikinci, üçüncü, dördüncü vb. taslakları bilgisayar- da yazanım ve tüm düzeltmeleri bilgisayarda yaparım. (IV) işe kağıt kalemle başlamak benim için sadece romantik bir tercih degil, pratikte de çok işe yarar. (V) İçimdeki takıntılı editör ile gaddar eleştirmen kar- ması Frankenstein'ın parmaklarını silme tuşundan mümkün olduğu kadar uzak tutmak, benim için ilk taslağı bitirebilmenin belki de tek yolu. (VI) Teknolojik oyuncaklara lüzumundan fazla meraklıyım ama def- terlerimden vazgeçmeye de hiç niyetim yok. 39. Bu parçad aşağıdaki A) Kendi B) Olumns C) Eleşti O icipal Bekle 40. Çocu türür halk Elind ken anla ses pa se ni 37. 1. Yazma sürecinde kendine özgü bir yöntem belirlemiştir. II. Teknolojiye uyum sağlasa da geleneklere de bağlıdır. III. Eserinin ilk ve son hâli arasında çok fark var- dir. IV. Yazma sürecinde aceleci davranmaktadır. Kendisinden böyle söz eden bir yazar için yukarı- dakilerden hangileri söylenemez A) Yalnız 11 B) Yalnız IV CHI ve II D) I ve III E) III ve IV B le 38. Bu parçada belirtilen eserin ilk ve son hâli, Çıkış noktası, II. Hedeflenen sonuç, III. Kullanılan yöntemler bakımından karşılaştırıldığında hangilerinin ben- zegtiği söylenebilir? Yalnız! B) Yalnız II C) I ve III D) I ve III E) 1. Il ve III 16

X 27. Niçin rüya görürüz? MÖ 3000'li yıllarda Mezopotamyalı krallar, rüyalarını bal mumu tabletlere yazıp yorumladılar. Bin yıl sonra Antik Mısırlılar, bir rüya kitabı yazdılar. İçerisinde yüzden fazla rüya ve rüya tabiri bulunuyordu. Daha sonraki yıllarda rüya görme nedenini anlamak için araştırmalar yapıldı bu nedenle. Birçok bilimsel araştırma ve teknolojik geliş- meye rağmen hâlâ kesin cevaplar bulanamadı fakat bazı ilginç teoriler ortaya atıldı: 1900'lü yılların başında Sig- mund Freud, gördüğümüz tüm rüyaların ve kâbusların bilinçli günlük yaşamdaki imgelerin toplamı olduklarını ve buna ek olarak bilinçaltındaki dileklerimizi gerçekleş- tirmekle ilgili sembolik anlamlar taşıdıklarını ileri sürdü. Freud, bir rüyadan uyandığımızda hatırladığımız her şeyin bilinç dışındaki ilkel düşüncelerimiz, dürtülerimiz ve arzularımızın sembolik bir temsilcisi olduğu teorisini ortaya attı. Başka bir teoriye göre bazı araştırmacılar, belirli hafıza işlemlerinin sadece uyku anında gerçekleş- tiğini ve gördüğümüz rüyaların bu işlemler neticesinde gerçekleştiğini öne sürdüler. Bu köşe yazısından hareketle I. Bütün teorilerde; rüyaların, insanın bilinçaltında ortaya çıkan düşünceleri ve isteklerinin sembolik bir ifadesi olduğu yorumu yapılmaktadır. II. Çeşitli kuramlarla açıklanmaya çalışılan rüya gör- menin nedeniyle ilgili sorunun kesin cevabına ula- şılamadığı belirtilmektedir. B III. İnsanların bazı bellek işlemlerini sadece rüya ile i yapabildikleri yönünde genelgeçer bir sonuca va- L. rıldığı ortaya konulmaktadır. 6 yargılardan hangilerine ulaşılabilir i A) Yalnız B) Yalnız II C) Yalnız III S D) I ve III E) II ve III A - Och A

19. (1) Dünyada her sekiz kişiden biri mide ülseri ve di- ger mide yaralarından etkileniyor ayrıca günümüzde uygulanan tedavilerin bazı olumsuz yönleri de bulu- nuyor. (lt) Araştırmacılar üç boyutlu baskı tekniği kul- lanarak canlı hücreleri doğrudan vücuda yerleştirip bu olumsuzlukları aşmayı planlıyor. (III) Uç boyutlu yazıcıların birbiri üstüne basılan katmanlardan kar- maşık yapılar oluşturması mantığıyla benzer çalışan biyoyazıcılar da canh hücrelerden doku ve organlar Oretmek için kullanılıyor. (IV) Ancak vücudun dışın- da basılan canlı dokuların vücuda yerleştirilmesi için cerrahi operasyon gerekiyor ve iyileşme süreleri ve enfeksiyon kapma riski buna bağlı olarak artıyor. (V) Bu fikirden yola çıkan araştırmacılar, hastalarda açılan çok küçük kesiklerden yerleştirilen üç boyutlu baskı aletleri ile vücuda yeni dokular yerleştirmeyi planladılar. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisin- den önce "Canlı hücrelerin doğrudan vücudun için- de basılması durumunda bu dezavantajlı durumlar ortadan kalkabilir" cümlesi getirilebilir? A) B) II C) III D) IV E) V

A) Raunt 30. Roman, çeşitli konulardaki görüşlerin topluma iletil- mesinde bir aracı rolü oynar. Bazı romanlar bir vakit- ler moda olmuş felsefi düşüncelerin aracısı olmuş. tur. Sartre'ın romanlarında varoluşçuluk, Camus'nün romanlarında absürt felsefesi kendini hissettirir. Bu konudaki örnekleri çoğaltmadan şu gerçeği kabul etmeliyiz. Bir roman genellikle bize hem macera hem derin görüşler sunar. Roman, doğası gereği bu işi, en geniş biçimde yerine getiren bir sanat- tir. Romanda ister bireysel konular ister toplumsal sorunlar anlatılsın, açık ve gizli fikirler yer alabilir. Felsefeye mesafeli duran romancının eserinde bile felsefi bir temel vardır. Önemli olan bu temelin bulu- nup bulunmaması değil felsefenin romanda yerinde kullanılmasidir. llimli kullanildiğinda felsefe, karma- şiklik ve tutarhlik gibi bazı önemli sanatsal değerleri desteklediği için romanin değerini arttan. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisinin ge- perliğini yitirmesi beklenir? A) Fidirler ve felsefeler, biculo kullanildiği zaman nel romanın vazgeçilmez ögeleri olur. Oni romani Gustave Flauberin de beling gibi sanat bir düşüncenin iadesidit Firea feseleden ne kadar uzak tutsa to son sez faisaieden biriyle aramaz Byasiya bonete de insana ve topluma dönük bir sarai vardır. szene dogsten işinzess errege deresensi dedit 7 BELE 32. Edebiyat sosyal, siy lar ortamir perspekti akım vos layabilme kundrel a ve varlik tum lişkie olaylar, sous Bu par yurand lebilir

la a- la 19. (0) Entegre devre (mikroçip), genellikle silikondan yapıl- mış yarı iletken maddeler ile tasarlanmış metal bir levha üzerine yerleştirilen elektronik devreler grubudur. (1) Entegreler, her elektronik devre elemanı bağımsız olan ayrık devrelerden daha küçük boyutludur. (MI) Entegre devreler, bir tırnak ucu kadar alanda milyar- larca transistör ve elektronik devre elemanı içerecek kapasitede yapılabilir. (IV) Bir devre içerisindeki her bir iletken sıranın genişliği, teknolojinin elverdiği ölçüde (2008'de bu ölçü 100 nanometre iken 2020 itibarıyla 7 nanometredir.) küçültülebilir. (V) Entegre devreler; küçük boyutu, hafifliği ve kullanım kolaylığı ile günümü- zün modern elektronik sektöründe çok önemli bir yer tutmaktadır. (VI) Bilgisayarlardan oyuncaklara kadar geniş bir kullanım alanına sahiptir. at Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag- raf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? A) II B) III C) IV D) V E) VI an vo warnini

Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre Deliliniz aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? Ve onların bir sur Bu sözler aşağ olarak söylenme A) Zamanla gerçeği arama çabalan agirlik kazandi B) Gözlem ve deney, kesin inancın yoriniai c) Böylece otoritelor de eleştiriye açık hale gold D) Geleneksel bakışa tavır alnınca birikim oradan A) Bu gidişle bir B) Size de günc devlerinkini C) Böyük sifat insanları nel kalkti E) Bilim dünyasında tek doğru olmadığı anlaşıldı D) Yazarlar me kadar etkili E) Yazarların ilgilendirme www.panoyayinevi.co 22. Çok yönlü ele eserleri değişi aldığı eseri de görüşten yara gibi bilim dalla geldikçe yara yapıtın yazıld kişisel eğilim değerlendirme eseri değerle yararlanmak ortaya koydu gider. 20. (I) Bunca somutlaşan bir zamanda, maddenin önemsiz olduğunu söylemek sanırım gülünç olur. (II) İnsanlar, yalnız gördükleri, tattıkları, dokundukları ve kokladıkları zaman anlıyorlar. (111) O zaman, topluma ulaşmada kullanılacak dilin de somuttan hareketle soyutu dillendirmesi gerekiyor. (IV) Edebiyatçı bunu çok iyi bilmelidir. (V) Madem elinde böyle bir kitle vardır, o halde bulutlarda uçmanın hiçbir anlamı yoktur. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra "Böylesi bir çağda soyut şeylerden bahsetmek de o denli zor oluyor elbette." cümlesi getirilebilir? A)! B) II C) III D) IV E) V Aşağıdakile edebiyat el soracağı si A) Eser, ya yansity B) Yazar; bilim da C) Eserde getirilm D) Yazar E) Eserin uygun 5 02-D-TYT-002 A KİTAPÇIĞI

CÜMLE DÜZEY • Cümlede Kesin Yargı • Yargı Birleştirme İki 3. Türkçe san m Genç 1. Sinema sektöründe müzik; ışık, kamera açıları, oyun- culuk gibi anlatıyı oluşturan bir unsur olmanın ötesine geçti çoğu zaman ama iyi bir film müziğinin, filmin önü- ne geçmeyen ve kendini hissettirmeyen müzik olduğu Bu c daki A) B) kabul edildi. II. Hâlbuki akılda kalan, insanları etkileyen ve insanları filmle tekrar tekrar buluşmaya götüren film müzikleri, kendini hissettiren müzikler olmuştur hep. Yukarıda verilen Il numaralı cümle ile ilgili olarak han- gisi söylenebilir? A) 1. cümlede dile getirilen bir düşüncenin doğruluğu kabul edilmektedir. /C) D) E B) I. cümledeki kaniya örneklerle destek verilmiştir. @) I. cümledeki düşüncenin tersinin doğruluğuna ilişkin bir olgudan söz edilmiştir. DI I. cümlede dile getirilen olgunun film müziği yapanları neden fazlaca etkilediğine değinilmiştir. E) I. durumun sebep olduğu bir üretim biçiminden bahse- dilmektedir.

14. I. Sanatçının şiirlerindeki kuru anlatım, okurları yapıttan soğutuyor. II. Soğuk bir kış günü, konuk olduğum evdeki si- cak sohbet içimizi isitti. III. Şiirimizin gelişimini inceleyenler, Tanpınar'ın edebiyatımızda ne kadar önemli bir yere sahip olduğunu görecekler. IV. Edebiyat derslerinde şiirlerin uyaklarını bul- maktan çok zevk alırdık. V. Ülkemizdeki ormanlar, yangınlar yüzünden günden güne yok olup gitmektedir. Bu cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden han- gisi söylenemez? A) I. cümledeki "kuru” sözcüğü, mecaz anlamıyla kullanılmıştır. B) II. cümlede bir duyu aktarımı söz konusudur. C) III. cümledeki "Tanpınar" sözcüğünde bir ad ak- tarması yapılmıştır. D) IV. cümledeki “uyak” sözcüğü bir terimdir. E) V. cümledeki "günden güne" sözü bir ikilemedir.

24. Hayatın vazgeçilmez bir parçası hâline gelen akıllı telefonların beyin sağlığı için birçok dezavantajı bulunmaktadır. Bir bilgiye telefon ya da tabletten kolayca ulaşabilmek, o bilgiyi hatırlamaya gerek duymamaya yol açar. Çok fazla bilgi girişi yapılan yakın bellek, aşırı yorulur ve bu bilgilerin tekrar edilme şansı kalmaz. Bu durumda yakın bellek merkezi yani hipokampus tembelleşir ve hafıza sorunlar yaşanır. Yine akıllı telefon ve sosyal medya yüzünden yapılması gereken işe odaklanmak zorlaşmaktadır. Bu odaklanma sorunu, stres yaratarak yaşam kalitesini de bozar. Bir işi yaparken her otuz saniyede bir mesajlara bakmak ve bunu gün içinde sürekli yapmak yakın bellek merkezini zorlayan bir diğer nedendir. Bu parçaya göre akıllı telefonlar; beltekle ilgili hastalıkların oluşması, odaklanma sorunu yarattığı için ruhsal gerilim oluşması, Uw haddinden fazla bilgi girişi olduğu için bellek yorgunluğu oluşması, te bilgiler tekrar edilmediği için akademik başarısızlığa yol açması x durumlarından hangilerine neden olmaktadır? ATVE II B) Il ve III ell ve IV DT ve IV El ve V

(1) Televizyon hayatımıza girdiğinden beri her yaştan insanı esir aldı. (II) Bireyler, yaşlarına ve deneyimlerine göre çok farklı algılara sahip olduğundan yetişkinleri olumsuz etkileme- yen diziler çocuk ve gençler için travmatik olabilir. (III) Televiz- yon seyirciliğinin insanı belli bir duruşa zorlamıyor olması, bir yandan birileri ile konuşurken veya sofradayken öbür yandan insanların televizyon seyredebilmeleri, televizyon seyirciliğini hatta bağımlılığını gidererek yaygınlaştırdı. (IV) Misafirlik- ler bile toplanarak televizyon seyretme senslarına dönüştü. (V) Artık insanlar sadece kitap okumayı terk etmiş değil, bir- birleri ile de konuşmuyorlar hatta ister ev hanımı, ister öğrenci, ister çalışan olsun; insanların zamanını televizyon doldurmaya başladı. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşün- cenin akışını bozmaktadır AI B) W D) IV E) V COM C) IV ÖSYM Soru Örnekli 97

Biz toplumcu-gerçekçi şairler, bizden öncekiler gibi şiirler yaz- mamak için direniyorsak bu, sanılanın aksine onların şiirimize getirdiği içerikten değildir. Biçimden, ses uyumundan, yapi- sallıktan ötürüdür. Yeni toplumcu kuşaklar eskilerin etkisinden sıyrılıp yepyeni, taptaze seslerle hatta biçemlerie durmadan oluşmakta, gelişmektedir. Toplumcu-gerçekçi şiirin amacı ya- pay sesler, tempolar aramak değil; çağının, uygarlığın, geniş anlamda demokrasinin gereklerini yerine getirmek, ona insan- ca katkılarda bulunmaktır. Eğer şiirin bireyselliği söz konusuy- sa çağının sanatçısına yakışan da ileri topluma yakışır bireyle- rin şiirini yaratmaktır. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? B koşul C) Sezdirme At Karşı çıkma E) Pekiştirme Of Sayıp dökme

B B TYT Deneme Sınavi - 2 e kadar Ertem sosyal sya yo. emalde if de uða ve göra in bazı Orhan 33. Soğuk bir ocak sabahi Washington DC'de bir sosyal deney kapsamında, bir metro istasyonunda bir kemandi 45 daki- ka boyunca alti Bach eseri çalar. Bu süre içinde, çoğu işe yetişme telaşındaki yaklaşık bin kişi kemancinin önünden geçip gider. Bunlardan sadece birkaçı onu dinlemek için bir süre orada durur. En fazla dikkatle duran ise üç yaş lanında bir çocuk olur. Annesinin çekiştirmelerine rağmen çocuk, kemancinin önünde durur ve dikkatlice ona bakar. Kemancı 45 dakikada 32 dolar toplar. Çalmayı bitirdiğinde ise sessizlik hâkim olur ve kimse onun durduğunu fark et- mez, onu alkışlamaz. Hiç kimse onun dünyanın en iyi ke. mancılarından Joshua Bell olduğunu ve elindeki 3,5 milyon dolarlık kemanla, yazılmış en karmaşık eserleri çaldığını anlamaz. Oysa Joshua Bell'in bundan iki gün önce New York'ta verdiği konserin biletleri ortalama 300 dolardan sa- tılmıştır. Bu parçada anlatılan sosyal deney aşağıdaki soruların hangisine dikkat çekmek için kurgulanmış olamaz? A) Sıradan bir yerde, sıradan bir zamanda rastladığımız güzellikleri görüp algılayabiliyor muyuz? merken aci ve Bediği Buğu, eda- ların i bir tici- anir. için AYDIN YAYINLARI B) Sanatsız yaşayamam, diyen birinin nerede ve hangi ko- şullar altında olursa olsun sanat algıları açık mıdır? C) Rutin sorumluluklarımızın peşinde bir robot gibi hareket ederken ruhumuzu beslemeye zaman ayırabiliyor mu- yuz? D) Yardıma ihtiyacı olup bu uğurda çalışan insanların ye- rine bir an için de olsa kendimizi koyup onu anlamaya çalışıyor muyuz? E) Herhangi bir alana ait olan güzelliklere günlük hayatta ne zaman ve hangi koşullar altında ilgi gösteriyoruz?

B TEMEL TURACE TESTİ pn ayrılan kısmına işaretleyiniz. 3. semak nek Romanianma insan ruhunu veriyorum, diyen Peyami Sa- fa'ya göre roman insanı anlatır. En afaki romanlar bile yazarın ruhunu hayali kahramanları vasıtasıyla aksettiren bir ---- başka bir şey değildir. Dolayısıyla her roman. ---- hayatından, anne babasından izler taşır. Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? A) biyografiden- oluşturanın belirti- ağzın- aydin- B) denemeden - insanların C) öz yaşamdan-yazarının D) çalışmadan - çevrenin miştik E) comandan - toplumun deki

A Su en 11. Aşağıdaki parçalardan hangisi Edebi eserlerden hareketle toplumu okumak yahut toplumdan edebi eserlerin mantığına ve dünyasına varmak mümkündür." düşüncesine uzak düşmektedir? A) Unu yazann son romanında yakaladığı basan, kahramanlarının ruhsal tahlillerindeki detaylı betinlemelerde gizlidir. O, bu yönüyle kendi bildiği yoldan ayrılmaması gerektiğini bir kez daha ispatlamışlt. un eri B) Ludwig Wittgenstein "Estetik yargı anlatımları dediğimiz sözcükler, karmakarışık olsalar da bir dönemin kültürü diye adlandırdığımız şeyin üzerinde belirli bir rol oynar." der. O, bu ifadesiyle edebiyat ve yaşam arasındaki önemli bir gerçeği ortaya koyar. C) Edebiyat tarihçisi ve teorisyeni Gustave Lanson, edebiyatı toplumun yansımasuetarak düşünür. Edebiyat tarihinin, edebiyat ve yaşam arasındaki bağlantısına stikla vurgu yapar. D) Edebi ürünler, ne kadar kurgu olsalar da çoğunlukla gerçek yaşamdan kesitler sunar. Bu yüzden onlar, gündelik yaşama ve sıradan insanlara veya büyük tarihsel dönüşümlerin geri planına ilişkin olguların ve ayrıntıların yansıtıcıları olarak ele alınabilir. E) Bazı romanların yazi zamanı ile konu aldığı zaman örtüşür. Bu romanlar; döneminin giyim kuşam, eğlence vb. ile ilgili alışkanlıklarını veya zihniyetini sergileyen bir veri bütünü olarak okunabilmektedir. Paraf Yayinlar

11. Video oyununu oynarken veya oyun sonunda kazanılan ödül ve hissedilen tatmin duygusunun, beyinde dopamin salgılanmasını tetikleyerek bağımlılığa neden olduğu düşünülüyor. Video oyunu oynama bozukluğu, video oyunların çevrim içi veya çevrim dışı ortamda sürekli ve tekrarlayan şekilde oynanması olarak tanımlanıyor. Video oyunu oynama ile ilgili davranışlar -örneğin oyun oynama süresi, sıklığı, başlama ve sonlandırma- kontrol edilemiyorsa, video oyunu oynamaya günlük aktiviteler- den ve günlük yaşamda ilgi duyulan diğer uğraşılardan daha fazla öncelik veriliyorsa, olumsuz sonuçlar ortaya çıkmasına rağmen video oyunu oynamaya devam edili- yor ve oynama sıklığı artırılıyorsa video oyunu oynama bir hastalık olarak kabul ediliyor. Bu belirtiler, 12 ay ve daha fazla süredir görülüyorsa video oyun oynama bo- zukluğu tanısı konulabiliyor. Bu parçadan hareketle video oyunu oynama bozuk- luğunun belirtileri arasında aşağıdakilerden hangi- sinin olduğu söylenemez? A) Oyun sonunda ödül kazanınca çok sevinme B) Ne kadar süreyle oyun oynayacağına ilişkin sinir ko- yamama C) Tüm diğer meşguliyetleri oyun oynamaktan daha önemsiz görme D) Oyun oynamadan geçen süreyi giderek kısaltma E) Oyun oynamaktan kaynaklı yaşanan olumsuz so- nuçları görmezden gelme Rocco filmi 1920'li yıllarda