Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

p- tem- platin diğer Ideye enel- unur; klaşık maya rinde gibi yum, platin = geri erler- rden cak, erin- icari ime me- gu- ent 0- TASARI EĞİTİM YAYINLARI 04 42-43. Soruları aşağıdaki paragrafa göre cevapla- yınız. Düalist dinler birbirine karşıt iki gücün varlığına inanırlar; iyi ve kötü. Tek tanrıcılığın aksine düalizmde kötünün Tanrı tarafından yaratılmadığına veya onun kontrolüne girmemiş bağımsız bir güç olduğuna inanılır. Düalizm tüm evrenin bu iki güç arasındaki mücadeleye sahne olduğu- nu ve dünyada olup biten her şeyin bunun eseri olduğu- nu söyler. Düalizm çok çekici bir dünya görüşü olmuştur, çünkü insanlığın önemli dertlerinden olan meşhur kötülük problemini çok kısa ve basit bir biçimde açıklar. "Dünya- da neden kötülük vardır? Neden acı vardır? Neden iyi in- sanların başına kötü şeyler gelir?" Tek tanrılı dinlerin her şeyi bilen, her şeye gücü yeten ve tamamen iyi olan bir Tanrı'nın dünyadaki bunca acıya neden müsaade ettiğini açıklayabilmek için ciddi zihinsel çaba harcamaları gere- kir. Bu konuda en çok bilinen açıklamalardan biri, bunun Tanrı'nın insanların iradesini özgür bırakma yöntemi ol- duğudur. Kötülüğün olmadığı yerde insanlar iyiyle kötü arasında seçim yapamazdı ve dünyada hür irade olamaz- dı. Fakat bu sezgiye dayalı bir cevap olmadığı gibi başka sorular da doğurur. Hür irade insanların kötüyü seçmesine izin verebilir ve gerçekten de pek çoğu kötüyü seçmekte- dir. Bu da tek tanrıcı yaklaşıma göre ilahî cezalandırma gerektiren bir seçim olacaktır. İlahiyatçılar ise bu tip konu- ları cevaplamak için sayısız kitap yazdılar. 42. Parçadan hareketle Düalizm hakkında aşağıdaki yar- gilardan hangisine ulaşılabilir? A) İnsanlığın yaradılış hakkında fikir yürütme sonucu or- taya çıkmıştır. B) Düalizm ortaya attığı fikirle etkileyici bir görüş olmuş- tur. C) Düalizm kötülük problemini ortadan kaldırmıştır. D) Düalizm tek tanrıcı dinlerin dayandığı bir görüştür. E) Düalizme göre hür irade Tanrının insana bahşettiği bir içgüdüdür. - DGS Ducal Saistab 3-izma 2- A FF Tsh 1

7. A) I B) II A) I B) II C) III (1) Kara Kitap hakkında çok yazıldı ve her eleştirmen ken- di değişik yorumunu yaptığı için romana çeşitli açılardan bakılmış oldu. (II) Ancak bildiğim kadarıyla Kara Kitap'ın burada söz konusu etmek istediğim yönü üzerinde durul- madı pek. (III) Her daim eleştirilerin odağında olmuş bir kitap oldu Kara Kitap. (IV) O yön de, Kara Kitap'ın konusu ve Kara Kitap ile Doğu anlatı geleneği arasında kurulan bağla ilgili. (V) Romanın hemen başlarında Kara Kitap ile Mesnevi ve özellikle Hüsnü Aşk arasında birtakım bağlar kurulacağını okur, Galip ve Celal adlarıyla karşılaştığın- dan değilse de apartmanın adının "Şehrikalp" olduğunu öğrendiği zaman tahmin edebilir. ASARI EĞİTİM YAYINLARI D) IV C) III E) V D) IV E) V 9. 16

Destek Kampi 2. Gün 39. 39 ve 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Teknolojinin gelişmesiyle hayatın birçok alanında işlerimizi kolay ve hızlı bir şekilde yapabiliyoruz. Bilişim teknolojileri- nin önemli kolaylıklarından biri de günümüzde el yazısından daha çok kullandığımız klavyeyle yazmadır. Klavyeyle ya- zarken daha hızlı- not alırız. Üstelik bu şekilde yazdığımızda, hızlı yazarken kötü yazma ve yazımızın okunaklı olmama- si gibi bir ihtimal de kalmıyor Bu kolaylığa o kadar çabuk alışıyoruz ki, el yazısı yavaş yavaş hayatımızdan kaybo- luyor. Oysa el yazısı, farklı becerileri kullanmamızı gerek- tiren kompleks bir beceridir. Kaleme ve kağıda dokunup hissetmeyi ve yazma aracını düşüncelerimize göre hareket ettirmeyi gerektirir. Elle yazma aşamasında beynimiz motor hareketlerden geri bildirim alır. Bu ger ibildirim, klavye kul- lanarak yazma aşamasında alınan geri bildirimden önemli ölçüde farklıdır. Çocuklar, el yazısı yeteneğini kazanabilmek için uzun zaman uğraşırlar ve kalemi her harf için yönlen- dirmeyi öğrendiklerinde karakteristik bir yazı biçimi elde ederler. Fakat klavye kullanırken yazdıklarında tek yaptıkları tuşlara basmaktır. Çocuklar bu yeteneği kalem kullanarak yazmaktan çok daha hızlı kazanırlar. Elle yazma, klavye kul- lanmaya göre daha yavaş gerçekleşse de aslında bu durum öğrenmenin güçlenmesini sağlar Sinir bilimciler, el yazısı kullanımının gittikçe azalmasının gelecek nesillerin okuma- yı öğrenmesini etkileyeceğini düşünüyor. Her bir harfi elle çizmek, vücut hafızamız sayesinde alfabeyi kavrayışımızı- geliştirir. Çocuklar üzerinde yapılan bir çalışma, alfabeyi elle yazarak öğrenenlerin harfleri tanımasının bilgisayarda yaza- rak öğrenenlere göre daha güçlü olduğunu gösteriyor. Bu parçadan elle yazma ile ilgili, I. farklı becerilerimizi kullanmamızı sağladığı, II. öğrenebilmek için uzun uğraşlar gerektirdiği, III. beynimizin farklı bölgelerini çalıştırdığı, IV. alfabeyi öğrenmede olumlu etkileri olduğu ifadelerinden hangileri çıkarılabilir A) I ve Il D) BI ve III ve IV C) I, ve IV E) Il ve IV 41. Kösedağ çekleşmiş lu'da ticar keye düş Aşağıda yasının c IV BIZN PARAT KARESIOGAR Balikesi Bu t bilir A) D 42.

EST 8 işünceyi Geliştirme Yolları PROVASI SYM 3. İki saat sonra ağaçlar, çalılar, kaya ve çiçeklerle dolu, kocaman, yemyeşil ve son derece güzel bölgeden geçtim. Bir pergelden çıkmış kadar yuvarlak, gökten damlamış denecek kadar duru ve mavi, insanı bu eski yanardağ ağzına egemen orman yamacın- da biraz nefes aldım yorulduğum için. Bir kulübede yaşamaya imrendirecek kadar hoş Pavin Gölü'nün bulunduğu, o durgun ve ışıltılı suyun uyuduğu derin huninin dış yamaçlarına tırman- dim sırf merakımdan. Ertesi gün, karanlık çökerken Murol Şa- tosu'na vardım. Eski hisar; geniş bir koyağın ortasında, üç kü- çük koyağın birleştiği yerdeki kayasının üzerinde ayakta duran dev gibi kule, kararmış, yer yer çatlamış, yamru yumru olmuş fakat geniş ve yuvarlak dibinden ta tepesindeki yıkık kulecikle- re kadar henüz yusyuvarlak, göklere baş kaldırıyordu. Onun ya- lın büyüklüğü, görkemi, ağır ve ezici eskiliğiyle insanı her yıkın- tidan çok kavrayan bir yanı vardı. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangi- si söylenemez? A Kimi varlıkların betimlendiği B) Neden-sonuç içeren cümleler kullanıldığı Birden çok duyuya seslenildiği D) Yoruma yer verildiği Pekiştirme yapıldığı PARAF YAYINLARI

22. Pirinç, dünya nüfusunun yaklaşık yarıdan fazlasının, besin kaynağı olarak yararlandığı önemli bir üründür. Dünya genelindeki nüfus artış hızı bu oranda devam ettiği takdirde 2030 yılında talebi karşılamak için pirinç üretiminin tüm dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de %50 oranında artırılması gerekmektedir. Pirinç üretimi bakımından dünyada önde gelen ülkeler; Çin, Hindistan, Endonezya, Bangladeş ve Vietnam'dır. Pirinç, bileşiminde %5-10 arasında protein bulundurmasına karşın beslenme için gerekli aminoasitlerce zengin olması nedeniyle insan beslenmesinde buğdaydan sonra en çok kullanılan üründür. Pirinç, 45 derece kuzey ve 35 derece güney enlemleri arasında denizden 1.500 m yüksekliğe kadar olan yerlerde yetişir Ancak ülkemizde 1.000 metrenin üstündeki bölgelerimizde olgunlaşması geç olacağı için yetiştirilmesi risklidir Bu parçada "pirinç" ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A Yetiştirildiği coğrafi konumun özelliklerine B Besin olarak dünyada hangi oranda tüketildiğine C) Protein oranı az olmasına rağmen tercih edilen bir besin olduğuna D) Uretiminde kendi kendine yeten ülkelerin hangilerinin olduğuna E) Dünya genelindeki ihtiyaç duyulan üretim artışının Türkiye'yle paralellik gösterdiğine

10. Günümüzde okuduğumuz bazı romanlar vardır, olay örgüsünün sığlığı ve insanı ifade edememesi yönüyle hiçbir gönüle ya da beyne mührünü vuramaz. Okurun yüreğini tit- retemez. Havalı bir adı, gösterişli bir kapağı vardır o kadar. Fakat kapak açılıp da sayfalarda yol alınmaya başlandığın- da içinin bomboş olduğu, okura hiçbir şey sunmadığı gö- rülür, zaman çalmaktan başka. İşte bunun içindir ki bu tür romanların ömrü kısadır. Bu parçaya göre günümüzde okunan bazı romanlarla ilgili olarak 1. Okura katkı sağlamamaları II. Kalıcı olamamaları V III. Okuru etkileyememeleri özelliklerinden hangisine ulaşılabilir? B) Yalnız II. A) Yalnız I. e 1. ve II. C) Yalnız III. E) I, II. ve III. 221

ayı Men Yi- la, 7- M- TÜ m e , f 37-39. soruları aşağıdaki paragrafa göre cevapla- yınız. 38. Bu par kullanı Kuyucaklı Yusuf romanı İkinci Meşrutiyet ilanıyla başla- Birinci Dünya Savaşı ile son bulur. Eserde Osmanlı İmparatorluğu'nun son yirmi yıllık dönemi, cemiyetinin al- gilaması ve yaşayışı esas alınmıştır. "Toplumsal yapıyı, ezilen halkı ya da köylü sınıfının durumunu ele alan ro- Imanlar gerçi 1950'lerden sonra görülür, ama bunların ilk örneği 1937'de yayımlanan Kuyucaklı Yusuftur. Ayrıca ro- mana Anadoluyu bu sorunsalla birlikte getirmiş olması Ku- yucaklı Yusuf'u başka bir yönden daha öncü yapar. Bu ro- mana Türk romanının gelişim sürecinde önemli yer tutan bir eser gözüyle bakan Atilla Özkırımlı şöyle der: "Roma- na konu olarak 1903-1915 yılları arası seçilmiştir. Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanma sürecinin hızlandığı, 1908 Meşrutiyeti gibi siyasal değişimlerin gerçekleştirildiği ve savaşların toplumsal yaşayışı derinden etkilediği bir dö- nemdir söz konusu olan yer olarak Edremit ve yöresi, işte bu zaman diliminde, doğal, toplumsal koşulları, kasaba yaşamına özgü nitelikleriyle sergilenir. Ama betimlenen yaşama biçimi de, belli zaman dilimindeki olaylar da ro- man kişilerinin gerçekliklerini belirlemede kullanılır. Başka deyişle bireysel gerçeklik toplumsal gerçekliği değil, ikinci- si birinciyi açıklamaktadır. Çünkü Sabahattin Ali'nin amacı insanı bir toplumsal ilişkiler bütünü içinde anlatmaktır. Ro- manın başarısı da buradan gelir." Bu bakımdan Kuyucaklı Yusuf Türk romanına damgasını vuran bir romandır. yıp TASARI EĞİTİM YAYINLARI 37. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiş- tir? A) Kuyucaklı Yusuf'un bir roman türünün ilk örneği oldu- ğuna B) Bahsi geçen romanın Edremit ve çevresini ele aldığını C) Romanın fark yaratan unsurlarından birinin de 1908 Meşruiyet döneminin yazılması olduğuna D) Romanın başarısı Sabahattin Ali'nin insan-toplum iliş- kisini anlatma amacında yattığına E) Kuyucaklı Yusuf'un Türk romanının gelişim sürecinde önemli bir yer tuttuğuna A) Açi B) Tar C) Tar D) Ac E) Ö 39.

DGS DENEME SINAVI / SÖZEL 23. Herbert Spencer, evrim kavramını hemen her alana uy- gulamış olmasıyla bilinen ünlü bir filozoftur. Örneğin, Toplumsal Statik adlı eseri, insan haklarının gelişimini ve bireysel özgürlüklerin savunusunu evrimsel bir temele da- yandırır. 1862 yılından itibaren yazmaya başladığı dokuz ciltlik şaheseri olan Statik Felsefe adlı eseri meşhurdur. Bu eserde ele alınan konular içerisinde en çok tartışılan bölümler "Sosyoloji İlkeleri", "Biyolojinin İlkeleri" ve "Ahla- kın İlkeleri" başlıklarıdır. Amerikalı yazar Sylvian Drey'in yazdığı Herbert Spencer's Theory of Religion and Morality adlı kitap da bu ahlakî temellerin bir yorumudur. 1887 yı- lında yayımlanan bu kitapta Spencer'in dini ve ahlakı nasıl tanımladığı ve bu ikisi arasındaki ilişkiyi nasıl bir çerçeve- ye oturttuğu anlatılmaktadır. Kitap, hukuk müşaviri öğret- meni olan Mehmed Münir Ertegün tarafından 1909 yılında Osmanlı Türkçe'sine çevrilmiştir. Makalede, bu eserden yola çıkılarak Spencer'in din ve ahlak hakkındaki görüşleri özetlenerek ele alınmıştır. 24. Bu parçadan hareketle Herbert Spencer ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Kitapları birçok yabancı dile çevrilmiştir. B) Herbert Spencer'in Osmanlı toplumu ile ilgili özel çalış- maları vardır. Zoä Wicomb tin en güçlü Afrika'nın N cukken rad huriyeti'nde şiddetli zar zorlu döne Apartheid döner ve verir. Ha ney Afril Aparthe zene ge misyon feminis edebiy utanç ler ka Ulusl eserl TASARI EĞİTİM YAYINLARI C) Spencer ahlak ve din kavramlarının tanımını birbirin- den ayırarak yapmıştır. D) Genellikle evrim kavramını diğer alanlar içinde kullan- mış olması ile bilinir. E) Spencer'in eserlerinde ele aldığı tartışmalar başka ya- zarların eserlerine de konu olmuştur. Bu den A) B

bir bir eri Ba iz n Ş ar ₁ y - r eis A 28. Gerçek hayatın küçük bir modeli olarak nitelenen sat- ranç, çocuklara kimi yetiler kazandırır ve onları gerçek hayata hazırlar. Satrancın çocuklara kazandırdıkları şu şekilde sıralanabilir: • Uzun vadeli hedefler belirlemeyi ve buna ulaşmak için adım adım ilerlemeyi öğretme ● ● Akla gelen ilk şeyi yapmamayı, akılcı davranmayı öğ- retme Alternatif düşünmeyi geliştirerek değişik durumlarda alternatiflerin artı ve eksilerini kıyaslamayı öğretme Dikkatle gözlemleme ve konsantre olmayı öğretme Doğru zamanda, doğru hamlelerle zor görünen şart- larda dahi kazanma inancını geliştirme Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisinin satrancın çocuklara kazandırdıklarından biri olduğu söylenemez? A) Planlama gücü B) Odaklanma becerisi CV Kendine güven duygusu DY Seçenekleri değerlendirme becerisi Kuralları kendine göre uyarlama yetisi

DGS DENEME SINAVI / SÖZEL 21. Şu söz düşündürücü gelmiştir bana: "Şiirler her zaman kentle ilgilidir. Köyden şiir çıkmaz, halk şiiri çıkar, folklo- rik, antropolojik bir şiir çıkar. Aman yanlış anlaşılmasın. Halk şiirinin ihtişamını, bilinç dışını saptama bakımından sunduğu olanakları, söylem ve semantik düzeydeki büyük performansını inkâr etmiyorum. Aksine, bizim halk şiiri ay- rica mısra düşürme bakımından başlı başına bir ekoldür, hayranıyımdır. Halk şiiri daha otantik bir şiirdir. Konularını halkın içinden alır. Gündelik dilin özelliklerini anlamak halk şiirini iyi okumaktan geçer. Şiirdeki söylemin yalın olması, halk şiirinin geniş kitlelerce anlaşılmasına sebebiyet veren etkenlerden biridir. Bu parçadan halk şiiri ile ilgili aşağıdakilerden hangi- sine ulaşılabilir? A) Halk şiirinin, şiirin kentte oluşan bir sanatsal ürün olma düşüncesine karşı oluştuğuna 22. Ya na da ki, da le T g B) Halk şiirindeki üslup bu şiirin anlaşılabilir olmasını sağ- layan faktörlerden biri olduğunu C) Şiirin kentle sınırlı kaldığını düşünmenin hatalı bir yak- laşım olduğunu DY Halk şiirinin gelişememesinin nedeninin elitkesimin bu şiir türüne olan ön yargısı olduğuna E) Fabrikalaşmanın halk şiirinin gelişimini engellediğine TASARI EĞİTİM YAYINLARI F

Kitaplar bir dönemi aydınlatmak ya da içinde olunan döne- min ihtiyaçlarını karşılamak üzere ortaya çıkıyor ve hayatı- mıza girerek yer ediniyor. Bugüne kadar dergicilik yaptığım yayın hayatımda ve kişisel gelişim kitaplarımda kadınlar için yazıyordum. Levlå ise bir kadının arayış hikâyesi üze- rinden insanlığın günümüzün tekno kölelik ile spiritüel uyanışı arasındaki sıkışmışlığın, arayışın, fark edişin ve yükselişin hikâyesini içeriyor. Pandemi öncesi çok severek yaptığım kayak sporunda sağ omzumu üç yerden kırdım. Bir hafta sonra İsviçre'de Covid nedeniyle tüm dünya gibi evlere kapandık. Hastalandik, korktuk, psikolojik olarak zorlandık, can kayıpları yaşadık. "Bunlar benim başıma neden geldi? İnsanlık niye bunu yaşıyor? Memleketimden, sevdiklerimden uzakta esaret ve ölüm korkusunu yaşamak ne gibi bir travmaya neden olacak? Hayat bize ne diyor?" sorularıyla cevaplar da gecikmedi. Farklı ekollerden mih- mandarlar, spiritüel dünyadan kadim üstatlar yoluma çıktı. Her şeyden önce hayatın okunması gereken bir kitap ol- duğunu, hayatın bize sürekli bir şey anlattığını fark ettim. Bu parçada yazarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangi- sine değinilmemiştir? A) Eserlerini nerede oluşturduğuna B) Aklındaki sorulara yanıtlar bulduğuna C) Covid sürecinde Türkiye'de yer alamadığına N D) Yazarlık dışında bir sektörde de yer aldığına E) Levlâ adlı eserinin temelini kadının arayışı üzerine kur- duğuna

---- 1. Bir problemi artık problem olarak görmeyenler, onunla birlikte yaşamaya alışanlar bir başka deyişle durumu ----; o problemle ilgili ufak tefek tedbirler almak yerine - çözüm- ler ortaya koyduğunuz zaman hemen size itiraz edecek- lerdir çünkü onlar, kendi konfor alanını terk etmeye, yeni durumlara alışmaya niyetli olamazlar. Onların cesaretleri, teşebbüs güçleri ve kendilerini dönüştürme yetenekleri kış uykusuna yatmıştır. Bu parçada boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdaki- lerden hangisi getirilmelidir? A) kabullenmeyenler - köklü B kontrol edemeyenler - akılcı Ckanıksamış olanlar - radikal D) inceleyenler - kapsamlı E) referans noktası alanlar - yıkıcı

04 17. Şiirlerinde vezin ve kafiye hatırı için doldurulmuş yerler çoktur. Sözü vezne sokmak, kafiye ile süslemek için zorla- malar yapar. Ahenksiz bir dil kullandığı gibi, biçim kaygısı da yoktur. Bu parçada sanatçıya yöneltilen eleştiriler arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Yapmacık, zorlama söyleyişlere yer vermesi B) Söyleyişini belli bir ahenge oturtamaması C) Şiirde anlam bütünlüğü bulunmaması D) Ölçü ve uyağı benimsememesi E) Ölçü kaygısıyla dili zorlaması

e çarpici le depre- ga sahip de teda- şe yara stırmacı- daki bu ylüyor. avisine uvari uyarı- k duru- asvum asyum k ola- ardaki varila- aman rinda releri fazla eyse bu - rol de İşü da- O- f Destek Kampi 2. Gün Gelenek geçmişe çakılıp kalmak değildir. Gelenek olum- suz ve bazı zararlı alışkanlıkları korumak demek de değildir. Gelenek konusu, salt geçmişe ilişkin Qrfler. Adet- ler konusu da değildir. Gelenek her türlü gelişimden haberdar olup, kendi özelliklerini, değerlerini yitirmeden, Casimile olmadan, başta yaşam alanı dokuları olmak üzere, iyi ve güzel olan her şeyi koruyarak gelişmeye devam etmek ve gelişen dünyaya enteare. olabilmeyi başarmak demektir. Bu her alanda böyledir. Gelenekleri- ne bağlı olmak demek; yenilenmemek, büyümemek demek değil; yenilenirken, büyürken farklılaşmak demek- tir çünkü bizi biz yapan şey taşıdığımız bütün değerleri- mizdir. Burada dikkat etmemiz gereken nokta dönüşmek- le gelişmek arasındaki farktır. Dönüşmek asimile olmak ve köklerinden kopmak demektir. Gelişmekse kendine ait eşsiz özellikleri koruyarak yenilenmektir. Toplumlar dönü- şerek; geçmiş değerlerini, mimari yapılarını, ilkelerini ve felsefelerini geleceğe taşıyamazlar. Gelişirken koruyarak, korurken gelişerek taşıyabilirler. Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın yazarının düşüncesini destekleyen bir örnek değildir? ykülerimi hep, bu toprakların değerlerini, özünü, mi- Tasını genç kuşaklara -onların yeni okuma alışkanlık- larını da dikkate alarak- aktarabilmek için yazıyorum. B Genç mimarların amacı, geleneksel mimarinin öne çıkan unsurlarını modernize ederek geçmişin biriki- mini bugüne taşımak olmalı. Edebiyatta yenileşme hareketini çok önemsiyorum, doğrusu bugünün insanına bir şeyler söylemek isti- yorsak geçmişi geçmişte bırakıp yüzümüzü yeniye cevirmeliyiz. Eskiye tapınma hâlini, onu her hâliyle kabul edip put- laştırmayı anlayamıyorum bir türlü, bana göre içinde kötülük olan her şeyi ayıklamalıyız ki gelecek kuşak- Tar doğru değerlere sahip olsun. E) Son dönem resimlerinde özellikle Osmanlı minyatür sanatını geliştirdiğini ve günümüz sanat anlayışla harmanladığını görebilirsiniz.

Sokak, insanoğlunun her anına etki edep bir var- liktır. Girilen, çkilan, gidilen, gezilen, görülen, uzaklaştıran, yakınlaştıran, kaçılan bir yerdir. Kısa- cásı hayatı kuşatan tüm eylemlerin merkezidir. Bir kavram olarak sokak mekan, yaşamın kendisidir. Aynı zamanda hem gelen hem de giden bir yoldur. Sokak, zamanla ilişkilidir ve zaman gibi sokak da kentin damarlarında akar. Sokağa çıkmak cesaret ister ve eğer bir umut gelecekse o da sokaktan gelecektir. Sokağa değinmeyen bir hayat eksiktir. Bu yüzden İkinci Yeni şairleri sokağı, kendi şiirle- rinde vazgeçilmez bir imge olarak kullanırlar. İlhan Berk'in şiirinde ise sokak daha çok dekor özelliği taşır: "Mercan yokuşu tıklım tıklım / Sabahla işe giden o insanların hepsi ayakta / Ben bu sokağın öğle paydosundaki halini bilirim." mlelein olup bakarken Sıklardaki Paragrafto olmodigno dikkat 38. Bu parçada sokakla ilgili aşağıdakilerden han- gisine değinilmemiştir? A) Hayatın merkezi olduğuna B) İkinci Yeni şairlerinin kullandığı en önemli imge olduğuna C) insan yaşaminin her anın etkilediğine Birçok gizli duyguyu içinde barındırdığına E) Ilhan Berk'in şiirlerinde dekor özelliği taşıdığına etmelisin

Kitaplar bir dönemi aydınlatmak ya da içinde olunan döne- min ihtiyaçlarını karşılamak üzere ortaya çıkıyor ve hayatı- mıza girerek yer ediniyor. Bugüne kadar dergicilik yaptığım yayın hayatımda ve kişisel gelişim kitaplarımda kadınlar için yazıyordum. Levlâ ise bir kadının arayış hikâyesi üze- rinden insanlığın günümüzün tekno kölelik ile spiritüel uyanışı arasındaki sıkışmışlığın, arayışın, fark edişin ve yükselişin hikâyesini içeriyor. Pandemi öncesi çok severek yaptığım kayak sporunda sağ omzumu üç yerden kırdım. Bir hafta sonra İsviçre'de Covid nedeniyle tüm dünya gibi evlere kapandık. Hastalandık, korktuk, psikolojik olarak zorlandık, can kayıpları yaşadık. "Bunlar benim başıma neden geldi? İnsanlık niye bunu yaşıyor? Memleketimden, sevdiklerimden uzakta esaret ve ölüm korkusunu yaşamak ne gibi bir travmaya neden olacak? Hayat bize ne diyor?" sorularıyla cevaplar da gecikmedi. Farklı ekollerden mih- mandarlar, spiritüel dünyadan kadim üstatlar yoluma çıktı. Her şeyden önce hayatın okunması gereken bir kitap ol- duğunu, hayatın bize sürekli bir şey anlattığını fark ettim. Bu parçadan hareketle kitaplar ile ilgili olarak Hayatın akışı içinde sessiz ve kimsesiz kalanlar için umut olmaktadır. II. Yaşanan zaman dilimi için gerekenleri yerine getirme amacı taşımaktadır. III. Toplumların yaşam biçimlerine yön vererek yeni olu- şumlara zemin hazırlamaktadır. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I D) I ve II B) Yalnız II E) II ve III C) Yalnız III rle- rsati