Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

aşağıdaki parçaya
plandırınız.
eğe taşınmasında, ku
aracı olan dil, milletleri
rinin sunulmasında
işleviyle her birey duy
ni ana dilinin söz deniz
osyal bakımdan hem de
nin söz varlığından
dilin varlığı, toplumdak
ygusal gelişiminin tem
mlu olan kurum ve k
ğru ve tutarlı bir yakla
mlelerle ilgili olara
enemez?
ilmiştir.
gin olduğu belirtilm
lin zenginliği aras
min güvencesi de
ve kişilerin sorun
n hangileri ar
C) II ve IV
V
Test
PARAGRAFI PARÇALARA BÖLEREK ANLAMA
(1) Bir toplumu, bir milleti
mak gerekir. (1) Kültür, "
lerden ve modalardan ib
moda yahut dönemsel
mez. (IV) Kültür, uzun y
yolda önemli altyapılam
milletin asırlarca yoğur
ni ifade eder ve değiş
1.-2. sorulan aşağıdaki parçaya
göre cevaplandiriniz.
(0) Geç anlaşılmak, ölümünden sonra takdir edilmek, bir-
çok yazar ve sanatkâr için bahis konusudur; zaten büyük
sanatkâr çağının ilerisinde olan insandır. (1) Ahmet Hamdi
Tanpınar'ın romanları da hikâyeleri de döneminin roman
ve hikâyesinden farklı bir yerdedir, ilk yayınlandığında Ab-
dullah Efendi'nin Rüyaları kuvvetli bir etki yaratamamıştı.
(III) Mehmet Kaplan da ilk asistanlık yıllarında bundan
"upuzun bir saçma" diye ciddi ciddi bahseder. (IV) Do-
nemin eleştirmenlerinin tavrı da -pek azı dışında-bundan
farklı değildi. (V) Eserlerinin değerinin anlaşılması için bir
zaman geçmesi, toplumun ve aydınların yeni çözüm ihti-
yaçlarıyla, arayışlarla karşılaşması gerekiyordu.
1.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak
aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
3.
AI. cümlede, saptama yapılmıştır.
B) II. cümlede, Tanpınar'ın özgünlüğünden söz edilmiştir.
III. cümlede, bir gerekçe dile getirilmiştir.
DIV. cümlede, eleştirmenlerin tutumu anlatılmıştır.
EV. cümlede, eserlerin değerinin neden anlaşılmadığı
belirtilmiştir.
8
So
2.
Bu parçada geçen "upuzun bir saçma" sözüyle eleştir-
mek istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A Eserin niteliksiz olarak değerlendirilmesi
B) Her yazarın olaylara farklı bakması
C) Eserin değerinin sonradan anlaşılması
D) Eleştirmenlerle okuyucular arasında çatışma olması
E Sanatçıların öldükten sonra değerlerinin anlaşılması
Bu parçadaki cüm!
hangisine varılama
A) I. cümlede bir
değinilmiştir.
B) II. cümlede bi
yoğunluk sağla
C) III. cümle, bir
dır.
D) IV. cümlede
almıştır.
E) V. cümlede
almıştır.
4. Hayatın in
gideriz.
zulunca
141
yaklaşım
parçası
bir yön
Ama e
ğın her
Bu pa
aşağı
A) Y
B) S
C) D
D)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
aşağıdaki parçaya plandırınız. eğe taşınmasında, ku aracı olan dil, milletleri rinin sunulmasında işleviyle her birey duy ni ana dilinin söz deniz osyal bakımdan hem de nin söz varlığından dilin varlığı, toplumdak ygusal gelişiminin tem mlu olan kurum ve k ğru ve tutarlı bir yakla mlelerle ilgili olara enemez? ilmiştir. gin olduğu belirtilm lin zenginliği aras min güvencesi de ve kişilerin sorun n hangileri ar C) II ve IV V Test PARAGRAFI PARÇALARA BÖLEREK ANLAMA (1) Bir toplumu, bir milleti mak gerekir. (1) Kültür, " lerden ve modalardan ib moda yahut dönemsel mez. (IV) Kültür, uzun y yolda önemli altyapılam milletin asırlarca yoğur ni ifade eder ve değiş 1.-2. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplandiriniz. (0) Geç anlaşılmak, ölümünden sonra takdir edilmek, bir- çok yazar ve sanatkâr için bahis konusudur; zaten büyük sanatkâr çağının ilerisinde olan insandır. (1) Ahmet Hamdi Tanpınar'ın romanları da hikâyeleri de döneminin roman ve hikâyesinden farklı bir yerdedir, ilk yayınlandığında Ab- dullah Efendi'nin Rüyaları kuvvetli bir etki yaratamamıştı. (III) Mehmet Kaplan da ilk asistanlık yıllarında bundan "upuzun bir saçma" diye ciddi ciddi bahseder. (IV) Do- nemin eleştirmenlerinin tavrı da -pek azı dışında-bundan farklı değildi. (V) Eserlerinin değerinin anlaşılması için bir zaman geçmesi, toplumun ve aydınların yeni çözüm ihti- yaçlarıyla, arayışlarla karşılaşması gerekiyordu. 1. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? 3. AI. cümlede, saptama yapılmıştır. B) II. cümlede, Tanpınar'ın özgünlüğünden söz edilmiştir. III. cümlede, bir gerekçe dile getirilmiştir. DIV. cümlede, eleştirmenlerin tutumu anlatılmıştır. EV. cümlede, eserlerin değerinin neden anlaşılmadığı belirtilmiştir. 8 So 2. Bu parçada geçen "upuzun bir saçma" sözüyle eleştir- mek istenen aşağıdakilerden hangisidir? A Eserin niteliksiz olarak değerlendirilmesi B) Her yazarın olaylara farklı bakması C) Eserin değerinin sonradan anlaşılması D) Eleştirmenlerle okuyucular arasında çatışma olması E Sanatçıların öldükten sonra değerlerinin anlaşılması Bu parçadaki cüm! hangisine varılama A) I. cümlede bir değinilmiştir. B) II. cümlede bi yoğunluk sağla C) III. cümle, bir dır. D) IV. cümlede almıştır. E) V. cümlede almıştır. 4. Hayatın in gideriz. zulunca 141 yaklaşım parçası bir yön Ama e ğın her Bu pa aşağı A) Y B) S C) D D)
2.
1. Edebiyat deneysel bilim olan fizik, kimya, bi-
yoloji gibi bilimlerle dolaylı bir ilişki içindedir.
II. Edebiyatın psikoloji, sosyoloji, tarih, felsefe
gibi sosyal bilimlerle doğrudan ilişkisi vardır.
Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğ-
ru bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakiler-
den hangisidir?
A) En önemli sanat dalı olan edebiyat hem sos-
yal bilimlerle hem de diğer bilim dallarıyla
doğrudan ilişki kuran bir daldır.
B) Psikoloji, sosyoloji, tarih, felsefe gibi sosyal bi-
limlerle doğrudan ilişki kuran edebiyat; fizik,
kimya, biyoloji ve matematik gibi bilimlerle
bunu yakalayamaz.
C) Edebiyat deneysel bilim dalları olan fizik,
kimya, biyoloji ile doğrudan ilişki içindeyken
psikoloji, sosyoloji, tarih ve felsefe gibi sosyal
bilimlerle dolaylı bir ilişki kurar.
MUBA YAYINLARI
D) Edebiyat psikoloji, sosyoloji, tarih, felsefe gibi
sosyal bilimlerle doğrudan ilişki içindeyken
fizik, kimya, biyoloji gibi deneysel bilimlerle
de dolaylı bir ilişki içindedir.
E) Edebiyatın hem sosyal bilimlerle hem de de-
neysel bilimlerle ilişkisi vardır; bunlardan biri
doğrudan diğeri dolaylıdır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
2. 1. Edebiyat deneysel bilim olan fizik, kimya, bi- yoloji gibi bilimlerle dolaylı bir ilişki içindedir. II. Edebiyatın psikoloji, sosyoloji, tarih, felsefe gibi sosyal bilimlerle doğrudan ilişkisi vardır. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğ- ru bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakiler- den hangisidir? A) En önemli sanat dalı olan edebiyat hem sos- yal bilimlerle hem de diğer bilim dallarıyla doğrudan ilişki kuran bir daldır. B) Psikoloji, sosyoloji, tarih, felsefe gibi sosyal bi- limlerle doğrudan ilişki kuran edebiyat; fizik, kimya, biyoloji ve matematik gibi bilimlerle bunu yakalayamaz. C) Edebiyat deneysel bilim dalları olan fizik, kimya, biyoloji ile doğrudan ilişki içindeyken psikoloji, sosyoloji, tarih ve felsefe gibi sosyal bilimlerle dolaylı bir ilişki kurar. MUBA YAYINLARI D) Edebiyat psikoloji, sosyoloji, tarih, felsefe gibi sosyal bilimlerle doğrudan ilişki içindeyken fizik, kimya, biyoloji gibi deneysel bilimlerle de dolaylı bir ilişki içindedir. E) Edebiyatın hem sosyal bilimlerle hem de de- neysel bilimlerle ilişkisi vardır; bunlardan biri doğrudan diğeri dolaylıdır.
TYT/Türkçe
27 ve 28. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Anlatısal belirsizliği, açık sonu, karaktere ve sanatsal
üretim sürecine odaklanması yani düşünümsel bir
pratik içermesi nedenleriyle Ana Yurdu, sanat filminin
türsel özelliklerini taşır. Az sayıda karakterin yer aldığı
filmde temel karakter Nesrin'dir. Nesrin, Chatman'ın
kavramsallaştırdığı gibi "çatışan, çelişen farklı karakte-
ristik özelliklere sahip, çelişkili", "boşlukları olan", "derin
düşüncelere sevk eden", "akılda kalıcı", "bulguları be-
lirsiz", "açık uçlu" bir karakterdir. Onun davranışlarının
nedenleri anlaşılmadığı gibi sonuçları da "akılcı" görün-
mez. Halise ise Nesrin'in davranışlarındaki kararsızlığı
ve farklılığı görünür kılan bir öteki karakterdir. O, ilk
bakışta Nesrin üzerinde baskı uygulayan bir fail gibi
görünür ancak o da zamanında bu baskıların hedefi ol-
muştur. Film, Türkiye'de bağımsız bir birey ya da kadın
olmayı belirleyen siyasal, dinsel, toplumsal ve ideolojik
kodlar üzerine farklı okumalara açıktır.
gisi sugen hez?
A) Tasidiğinikle
i göstermek-
ha
Karakterier ranışlan itu ak v be
etkisini irdelemektedir.
lirsizlikle oya çıktadır.
Toplum
Teplumsal ve kültürel ortamın birey üzerindeki et-
kişini içermektedir.
28. Aşağıdakilerden hangisi Ana Yurdu filminin sanat
filmi olarak etiketlenmesindeki nedenlerden biri
değildir?
LA Anlatının merkezinde karakterin yer alması
B) Düşünmeye sevk etmesi
29
Eserin üretim sürecine odaklanması
Realiteyi olduğundan farklı sunması
Yoruma dayalı nitelikte olması
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TYT/Türkçe 27 ve 28. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Anlatısal belirsizliği, açık sonu, karaktere ve sanatsal üretim sürecine odaklanması yani düşünümsel bir pratik içermesi nedenleriyle Ana Yurdu, sanat filminin türsel özelliklerini taşır. Az sayıda karakterin yer aldığı filmde temel karakter Nesrin'dir. Nesrin, Chatman'ın kavramsallaştırdığı gibi "çatışan, çelişen farklı karakte- ristik özelliklere sahip, çelişkili", "boşlukları olan", "derin düşüncelere sevk eden", "akılda kalıcı", "bulguları be- lirsiz", "açık uçlu" bir karakterdir. Onun davranışlarının nedenleri anlaşılmadığı gibi sonuçları da "akılcı" görün- mez. Halise ise Nesrin'in davranışlarındaki kararsızlığı ve farklılığı görünür kılan bir öteki karakterdir. O, ilk bakışta Nesrin üzerinde baskı uygulayan bir fail gibi görünür ancak o da zamanında bu baskıların hedefi ol- muştur. Film, Türkiye'de bağımsız bir birey ya da kadın olmayı belirleyen siyasal, dinsel, toplumsal ve ideolojik kodlar üzerine farklı okumalara açıktır. gisi sugen hez? A) Tasidiğinikle i göstermek- ha Karakterier ranışlan itu ak v be etkisini irdelemektedir. lirsizlikle oya çıktadır. Toplum Teplumsal ve kültürel ortamın birey üzerindeki et- kişini içermektedir. 28. Aşağıdakilerden hangisi Ana Yurdu filminin sanat filmi olarak etiketlenmesindeki nedenlerden biri değildir? LA Anlatının merkezinde karakterin yer alması B) Düşünmeye sevk etmesi 29 Eserin üretim sürecine odaklanması Realiteyi olduğundan farklı sunması Yoruma dayalı nitelikte olması
22. 1903 senesi sonbaharında ve yağmurlu bir gecede
Aydın'ın Nazilli kazasına yakın Kuyucak köyünü
eşkiyalar bastılar ve bir karı kocayı öldürdüler. Kaza
kaymakamı Salâhattin Bey, müddeiumumi ile doktoru
yanına alarak ertesi günü tahkikata bizzat gitti.
Candarma kumandanı izinli olduğu için yanlarında
bir başçavuş ve üç candarma neferi vardı. Siyah
kuzu derisi kalpaklarından (ve doktorun fesinden)
renkli yağmur suları süzülüyor, şakaklarında garip
şekiller çizdikten sonra çenelerinin altında birleşerek
göğüslerine damlıyordu. Yolun iki tarafındaki ıslak
söğüt ve hayıt ağaçlarına düşen yağmur damlaları
hafif melankolik bir tıpırtı çıkarıyor, atların kumlu yolda
intizamsız izler bırakan ayakları gıcırtılı ve ezik sesler
veriyordu. Köye yaklaştıkça yolun kenarlarındaki
ağaçların cinsi değişti. Şimdi birçok yerlerde incir ve
ceviz ağaçları, yolun kenarlarında koyu yeşil iki duvar
gibi yükseliyor, hatta bazı yerlerde iri cevizler tabiyi bir
kemer vücuda getiriyorlardı.
Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) Anlatımda betimlemelere başvurulduğu
B) Anlatımın özetleme tekniğiyle aktarıldığı
C) Anlatımın hikâyeye özgü nitelikler taşıdığı
Anlatımda hâkim bakış açısının kullanıldığı
E) Gerçekle hayalin iç içe geçtiği bir anlatıma sahip
olduğu
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
22. 1903 senesi sonbaharında ve yağmurlu bir gecede Aydın'ın Nazilli kazasına yakın Kuyucak köyünü eşkiyalar bastılar ve bir karı kocayı öldürdüler. Kaza kaymakamı Salâhattin Bey, müddeiumumi ile doktoru yanına alarak ertesi günü tahkikata bizzat gitti. Candarma kumandanı izinli olduğu için yanlarında bir başçavuş ve üç candarma neferi vardı. Siyah kuzu derisi kalpaklarından (ve doktorun fesinden) renkli yağmur suları süzülüyor, şakaklarında garip şekiller çizdikten sonra çenelerinin altında birleşerek göğüslerine damlıyordu. Yolun iki tarafındaki ıslak söğüt ve hayıt ağaçlarına düşen yağmur damlaları hafif melankolik bir tıpırtı çıkarıyor, atların kumlu yolda intizamsız izler bırakan ayakları gıcırtılı ve ezik sesler veriyordu. Köye yaklaştıkça yolun kenarlarındaki ağaçların cinsi değişti. Şimdi birçok yerlerde incir ve ceviz ağaçları, yolun kenarlarında koyu yeşil iki duvar gibi yükseliyor, hatta bazı yerlerde iri cevizler tabiyi bir kemer vücuda getiriyorlardı. Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Anlatımda betimlemelere başvurulduğu B) Anlatımın özetleme tekniğiyle aktarıldığı C) Anlatımın hikâyeye özgü nitelikler taşıdığı Anlatımda hâkim bakış açısının kullanıldığı E) Gerçekle hayalin iç içe geçtiği bir anlatıma sahip olduğu
E) Iki
33. Tüketicilerin az işlem görmüş gıdalara yönelmesi ile
gıda sanayinde isisal olmayan işleme yöntemlerine
karşı ilgi artmıştır. Isısal gıda koruma yöntemleri gi-
dalarda önemli besin kayıplarına neden olduğundan
tüketicilerin bu tür gıdalara ilgisi azalmaktadır. Gü-
nümüzde tüketiciler az işlem görmüş doğalına ya-
kın, besin içeriği korunmuş gıdaları tercih etmektedir.
Tüketici eğilimindeki değişmelere paralel olarak gida
endüstrisi yükselen bu isteği karşılamak için yüksek
kalitede, kimyasal ve mikrobiyolojik tehlikeler açısın-
dan güvenli gıdaların üretilebilmesi amacıyla Isısal
olmayan yöntemlere yönelmektedir. Özellikle gelişmiş
ülkelerde 1990'lı yıllardan itibaren minimum işlem gör-
müş ürünlerin geliştirilmesine yönelik yeni yöntemler
üzerinde yapılan araştırmalar hızlanmıştır.
Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinilme-
miştir?
A) Tüketicilerin doğala yakın besinleri tercih ettiklerine
B) Gıda endüstrisinin güvenli gıdalar üretme amacına
yöneldiğine
C) Isısal gıda koruma yöntemlerinin gıdalarda besin
kaybına yol açtığına
D) Tüketicilerin isteklerindeki değişimin gıda sektö-
rünü etkilediğine
E) Güvenli gıda ürünlerinin üretiminde ısıl işlemlerin
yerini alabilecek yöntemlere
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
E) Iki 33. Tüketicilerin az işlem görmüş gıdalara yönelmesi ile gıda sanayinde isisal olmayan işleme yöntemlerine karşı ilgi artmıştır. Isısal gıda koruma yöntemleri gi- dalarda önemli besin kayıplarına neden olduğundan tüketicilerin bu tür gıdalara ilgisi azalmaktadır. Gü- nümüzde tüketiciler az işlem görmüş doğalına ya- kın, besin içeriği korunmuş gıdaları tercih etmektedir. Tüketici eğilimindeki değişmelere paralel olarak gida endüstrisi yükselen bu isteği karşılamak için yüksek kalitede, kimyasal ve mikrobiyolojik tehlikeler açısın- dan güvenli gıdaların üretilebilmesi amacıyla Isısal olmayan yöntemlere yönelmektedir. Özellikle gelişmiş ülkelerde 1990'lı yıllardan itibaren minimum işlem gör- müş ürünlerin geliştirilmesine yönelik yeni yöntemler üzerinde yapılan araştırmalar hızlanmıştır. Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinilme- miştir? A) Tüketicilerin doğala yakın besinleri tercih ettiklerine B) Gıda endüstrisinin güvenli gıdalar üretme amacına yöneldiğine C) Isısal gıda koruma yöntemlerinin gıdalarda besin kaybına yol açtığına D) Tüketicilerin isteklerindeki değişimin gıda sektö- rünü etkilediğine E) Güvenli gıda ürünlerinin üretiminde ısıl işlemlerin yerini alabilecek yöntemlere
13.) (1) Kapitalist toplumda eşitliğin anlamı değiştirilmiştir.
(II) Eşitlikle kastedilen; bireyselliğini yitirmiş insanların,
otomatların eşitliğidir. (III) Buna göre, kadın eşitliğinde
olduğu gibi, genellikle ilerlememizin işareti olarak övü-
len bazı başarılara kuşkuyla bakmak gerekiyor. (IV) Bu-
gün eşitlik, "birlik'ten çok "ayrılık" anlamına gelmek-
tedir. (V) Bu soyutlamaların aynılığı; aynı işte çalışan,
aynı biçimde eğlenip aynı gazeteyi okuyan, düşünce-
leri, duyguları aynı olan insanların aynılığıdır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi dü-
şüncenin akışını bozmaktadır?
A) I
B) II
|||
D) IV
E) V
hongicinde eylemi yapılıs sok
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
13.) (1) Kapitalist toplumda eşitliğin anlamı değiştirilmiştir. (II) Eşitlikle kastedilen; bireyselliğini yitirmiş insanların, otomatların eşitliğidir. (III) Buna göre, kadın eşitliğinde olduğu gibi, genellikle ilerlememizin işareti olarak övü- len bazı başarılara kuşkuyla bakmak gerekiyor. (IV) Bu- gün eşitlik, "birlik'ten çok "ayrılık" anlamına gelmek- tedir. (V) Bu soyutlamaların aynılığı; aynı işte çalışan, aynı biçimde eğlenip aynı gazeteyi okuyan, düşünce- leri, duyguları aynı olan insanların aynılığıdır. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi dü- şüncenin akışını bozmaktadır? A) I B) II ||| D) IV E) V hongicinde eylemi yapılıs sok
20. Atay'ın merkez kahramanlarında görülen bir özellik psi-
kolojik varoluşla gerçek dünyada varoluşun karşıtlık
içinde düşünülmüş olmasıdır. Kahramanın iç dünyası-
na dalıp psikolojik gerçekliğinin ön plana çıkarılmasıy-
la pirey ve gerçeklik arasındaki bağlantı kopar.
1. Bu durumda da kahramanın maddi dünyadaki mad-
di varlığının anlamı kalmaz
cu
Çünkü kahraman bir soyutluk içinde yaşamakta-
dır ve kendi benini bu soyutlukla bulmuştur
VI.
III. Böylece kahraman, gerçek hayatta kendisine bi-
çilen rolü değil de bizzat kendi iradesi doğrultu-
sunda bir varoluşu gerçekleştirecektik
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre nu-
maralanmış cümlelerden hangileri getirilebilir?
A) Yalnız I
nI ve II
----
B) Yalnız II
BLEVO
C)Yalnız III
E) Il ve ti
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
20. Atay'ın merkez kahramanlarında görülen bir özellik psi- kolojik varoluşla gerçek dünyada varoluşun karşıtlık içinde düşünülmüş olmasıdır. Kahramanın iç dünyası- na dalıp psikolojik gerçekliğinin ön plana çıkarılmasıy- la pirey ve gerçeklik arasındaki bağlantı kopar. 1. Bu durumda da kahramanın maddi dünyadaki mad- di varlığının anlamı kalmaz cu Çünkü kahraman bir soyutluk içinde yaşamakta- dır ve kendi benini bu soyutlukla bulmuştur VI. III. Böylece kahraman, gerçek hayatta kendisine bi- çilen rolü değil de bizzat kendi iradesi doğrultu- sunda bir varoluşu gerçekleştirecektik Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre nu- maralanmış cümlelerden hangileri getirilebilir? A) Yalnız I nI ve II ---- B) Yalnız II BLEVO C)Yalnız III E) Il ve ti
Diriliş Ertuğrul dizisindeki Bamsı karakteri için
Kuveyt'te taziye ilanı yayımlandı. Bamsı'nın ölü-
münden etkilenen bir Kuveytlinin bölgenin işlek
caddelerinden birine astığı Arapça taziye afişinde,
"Kayı aşiretinin taziyesi. Bamsi, Hakk'ın rahmetine
kavuşmuştur. Barışma Ertuğrul... Bamsi sen
Ertuğrul'un kaybısın, şahidiz." ifadeleri yer aldı.
. Uçarak insanları hatta dünyayı kurtaran çizgi kah-
raman Süperman hayranı bir çocuk, 2. kattaki evi-
nin balkonundan uçmaya çalışırken aşağı düştü.
MI. İspanyol bir kadın, bir senedir biriktirdiği parasıyla
hayranı olduğu oyuncu Engin Akyürek'i görebilmek
için İspanya'dan Türkiye'ye geldi.
Bu parçada geçen "izleyiciler tarafından genellikle iç-
selleştirilir" sözüne numaralanmış ifadelerden han-
gileri örnek gösterilebilir?
A) Yalnız II
B) Yalnız III
D) I ve III
CI ve II
E) Ilve III B
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Diriliş Ertuğrul dizisindeki Bamsı karakteri için Kuveyt'te taziye ilanı yayımlandı. Bamsı'nın ölü- münden etkilenen bir Kuveytlinin bölgenin işlek caddelerinden birine astığı Arapça taziye afişinde, "Kayı aşiretinin taziyesi. Bamsi, Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur. Barışma Ertuğrul... Bamsi sen Ertuğrul'un kaybısın, şahidiz." ifadeleri yer aldı. . Uçarak insanları hatta dünyayı kurtaran çizgi kah- raman Süperman hayranı bir çocuk, 2. kattaki evi- nin balkonundan uçmaya çalışırken aşağı düştü. MI. İspanyol bir kadın, bir senedir biriktirdiği parasıyla hayranı olduğu oyuncu Engin Akyürek'i görebilmek için İspanya'dan Türkiye'ye geldi. Bu parçada geçen "izleyiciler tarafından genellikle iç- selleştirilir" sözüne numaralanmış ifadelerden han- gileri örnek gösterilebilir? A) Yalnız II B) Yalnız III D) I ve III CI ve II E) Ilve III B
a uy-
eğin,
ni ve
e da-
okuz
rdur.
şılan
Ahla-
ey'in
rality
7 yı-
nasıl
eve-
gret-
nda
den
şleri
rak
lış-
rin-
an-
ya-
TASARI EĞİTİM YAYINLARI
04
24. Zoä Wicomb sömürge sonrası Anglo-Afrikan edebiya-
tin en güçlü nefeslerinden biri. Wicomb 1948'de Güney
Afrika'nın Namaqualand bölgesinde doğar. İngilizceyi ço-
cukken radyodan öğrendiğini söyler. Güney Afrika Cum-
huriyeti'ndeki ırkçı ve ayrımcı Apartheid sisteminin en
şiddetli zamanlarında ülkeyi terk etmek zorunda kalır. O
zorlu dönemde İngiltere ve İskoçya'da yaşamını sürdürür.
Apartheid'in sona ermesinin ardından Güney Afrika'ya
döner ve uzun süre Western Cape Üniversitesi'nde ders
verir. Halen İskoçya'da yaşayan Wicomb ara ara Gü-
ney Afrika'ya giderek orada da ders vermeyi sürdürür.
Apartheid'in ardından "sözde" eşitlikçi ve demokratik dü-
zene geçiş sancısını, bu geçişte hükümet ve hakikat ko-
misyonlarının hasıraltı ettiği kadın şiddeti ve mağduriyetini
feminist bir dille sorguladığı anlatılarıyla sömürge sonrası
edebiyatın en güçlü kalemlerinden biri haline gelir. Suç,
utanç ve kimlik üzerine etkili yazılar ve müthiş deneme-
ler kaleme alır. Wicomb eserleriyle 2012 yılında Neustadt
Uluslararası Edebiyat Ödülü'ne aday gösterilir. Yazdığı
eserler yazara birçok ödül getirmiştir.
Bu parçada sözü edilen yazar hakkında aşağıdakiler-
den hangisine varılabilir?
A) Tüm başarılarına rağmen uluslararası camiada tanın-
mamış bir yazardır.
B) Hayat öyküsü yazdığı eserlerin konularına kaynaklık
etmiştir.
C) Sosyolojik olgular ile ilgili yazdığı kitaplar okurlarının
en fazla takip ettiği eserleridir.
D) Güney Afrika'nın siyasal süreçlerini etkileyici bir dilde
eserlerine konu eden bir yazardır.
E) Eserlerini sadece feminist bakış açısıyla yazmıştır.
SOYADI
A A
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
a uy- eğin, ni ve e da- okuz rdur. şılan Ahla- ey'in rality 7 yı- nasıl eve- gret- nda den şleri rak lış- rin- an- ya- TASARI EĞİTİM YAYINLARI 04 24. Zoä Wicomb sömürge sonrası Anglo-Afrikan edebiya- tin en güçlü nefeslerinden biri. Wicomb 1948'de Güney Afrika'nın Namaqualand bölgesinde doğar. İngilizceyi ço- cukken radyodan öğrendiğini söyler. Güney Afrika Cum- huriyeti'ndeki ırkçı ve ayrımcı Apartheid sisteminin en şiddetli zamanlarında ülkeyi terk etmek zorunda kalır. O zorlu dönemde İngiltere ve İskoçya'da yaşamını sürdürür. Apartheid'in sona ermesinin ardından Güney Afrika'ya döner ve uzun süre Western Cape Üniversitesi'nde ders verir. Halen İskoçya'da yaşayan Wicomb ara ara Gü- ney Afrika'ya giderek orada da ders vermeyi sürdürür. Apartheid'in ardından "sözde" eşitlikçi ve demokratik dü- zene geçiş sancısını, bu geçişte hükümet ve hakikat ko- misyonlarının hasıraltı ettiği kadın şiddeti ve mağduriyetini feminist bir dille sorguladığı anlatılarıyla sömürge sonrası edebiyatın en güçlü kalemlerinden biri haline gelir. Suç, utanç ve kimlik üzerine etkili yazılar ve müthiş deneme- ler kaleme alır. Wicomb eserleriyle 2012 yılında Neustadt Uluslararası Edebiyat Ödülü'ne aday gösterilir. Yazdığı eserler yazara birçok ödül getirmiştir. Bu parçada sözü edilen yazar hakkında aşağıdakiler- den hangisine varılabilir? A) Tüm başarılarına rağmen uluslararası camiada tanın- mamış bir yazardır. B) Hayat öyküsü yazdığı eserlerin konularına kaynaklık etmiştir. C) Sosyolojik olgular ile ilgili yazdığı kitaplar okurlarının en fazla takip ettiği eserleridir. D) Güney Afrika'nın siyasal süreçlerini etkileyici bir dilde eserlerine konu eden bir yazardır. E) Eserlerini sadece feminist bakış açısıyla yazmıştır. SOYADI A A
e sağlı-
da çok
a içiniz-
sünüz.
ktadır.
mli bir
yle yer
*
Konu
Testi
1. Yanlışlarınızın doğrularınızı götürdüğünü gerçek
hayatta düşündüğünüzde sanırım çok dikkatli
hareket ederdiniz.
II. Çünkü yaptığınız onlarca doğruyu yanlışlarını-
zın götürmesini istemezsiniz.
III. Ama unutmayın hayatınızın her anında hata
yapma ihtimaliniz yüksektir.
IV. Yanlış yapmamak için belki de hiçbir şey yap-
mazsınız.
V. Bu ihtimali düşürmek için birçok şey denersiniz.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin anlamlı bir
bütün oluşturabilmesi için hangileri birbiriyle yer
değiştirmelidir?
A) I ve 11
7
B) II ve
D) IV ye v
E) II ve IV
Ill ve V
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
e sağlı- da çok a içiniz- sünüz. ktadır. mli bir yle yer * Konu Testi 1. Yanlışlarınızın doğrularınızı götürdüğünü gerçek hayatta düşündüğünüzde sanırım çok dikkatli hareket ederdiniz. II. Çünkü yaptığınız onlarca doğruyu yanlışlarını- zın götürmesini istemezsiniz. III. Ama unutmayın hayatınızın her anında hata yapma ihtimaliniz yüksektir. IV. Yanlış yapmamak için belki de hiçbir şey yap- mazsınız. V. Bu ihtimali düşürmek için birçok şey denersiniz. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturabilmesi için hangileri birbiriyle yer değiştirmelidir? A) I ve 11 7 B) II ve D) IV ye v E) II ve IV Ill ve V
DGS DENEME SINAVI / SÖZEL
33 ve 34. soruları aşağıdaki paragrafa göre cevap-
layınız.
Roman, özellikle de Amerikalı zenci yazarların roman-
ları, insanın içinde bulunduğu toplumdaki "yürüyüşünün
önemli tanıklarından sayılabilir." O romani, edebî bir metin
kılıp ortaya bırakan görüşlere bağlı kalarak izahına girişi-
len edebiyat gözünü etrafında gezdirmeyi ihmal etmemiş-
tir. Roman yazarı, yoksulların, umarsızların ve güçsüzlerin
ayaklarını sürüyerek yürüdüğü gibi yürümekte, biz okurları
da onların içinde, onlardan birisi olarak yürümeye teşvik
etmekle başkalarının hayatlarında değişiklik yapmayı
hayata geçirmenin önemine işaret eder. Toplumsal deği-
şim ve dönüşümü, kişisel ilişkiler düzleminde irdelemek
demek, bu romancı, kurguladığı yoksullara ve güçsüzlere
tam olarak ne yapıyor, hatta bunun da ötesinde aynı top-
lumda yaşayan bizlere de ne yapıyor diye sormak anlamı-
na gelebilir. Batı merkezci olmayı reddeden bir konumdan,
toplumun içinden birisi olarak konuşmak adına, şunu söy-
lemekte yarar görüyorum. Sanırım, yaşamımız boyunca
ayrımcılık ve ırkçılıkla mücadele etmek, bir bakıma bu yü-
rüyüşe hiç ara vermeden devam etmek demektir.
33. Bu parçadan hareketle çıkarılacak en kapsamlıyargı
aşağıdakilerden hangisidir?
TASARI EĞİTİM YAYINLARI
A) Romancının eserini yazarken toplumdaki sınıfları irde-
leyerek okuyucunun hayatında değişiklikler yapması
B) Batı merkezci romanın yerine toplum merkezli romana
geleneği oluşturmak
C) Kişisel ilişkileri romanda konu ederken toplumun de-
ğerlerinin de ele geçilmemesi
D) Romancının toplumun mücadeleci ruhunu esere yan-
sıtması gerektiği
E) Toplumun dar gelirli kesiminin yaşantılarının hikâye
edilmesinin romanın satışını arttıracağını
34. Altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
DGS DENEME SINAVI / SÖZEL 33 ve 34. soruları aşağıdaki paragrafa göre cevap- layınız. Roman, özellikle de Amerikalı zenci yazarların roman- ları, insanın içinde bulunduğu toplumdaki "yürüyüşünün önemli tanıklarından sayılabilir." O romani, edebî bir metin kılıp ortaya bırakan görüşlere bağlı kalarak izahına girişi- len edebiyat gözünü etrafında gezdirmeyi ihmal etmemiş- tir. Roman yazarı, yoksulların, umarsızların ve güçsüzlerin ayaklarını sürüyerek yürüdüğü gibi yürümekte, biz okurları da onların içinde, onlardan birisi olarak yürümeye teşvik etmekle başkalarının hayatlarında değişiklik yapmayı hayata geçirmenin önemine işaret eder. Toplumsal deği- şim ve dönüşümü, kişisel ilişkiler düzleminde irdelemek demek, bu romancı, kurguladığı yoksullara ve güçsüzlere tam olarak ne yapıyor, hatta bunun da ötesinde aynı top- lumda yaşayan bizlere de ne yapıyor diye sormak anlamı- na gelebilir. Batı merkezci olmayı reddeden bir konumdan, toplumun içinden birisi olarak konuşmak adına, şunu söy- lemekte yarar görüyorum. Sanırım, yaşamımız boyunca ayrımcılık ve ırkçılıkla mücadele etmek, bir bakıma bu yü- rüyüşe hiç ara vermeden devam etmek demektir. 33. Bu parçadan hareketle çıkarılacak en kapsamlıyargı aşağıdakilerden hangisidir? TASARI EĞİTİM YAYINLARI A) Romancının eserini yazarken toplumdaki sınıfları irde- leyerek okuyucunun hayatında değişiklikler yapması B) Batı merkezci romanın yerine toplum merkezli romana geleneği oluşturmak C) Kişisel ilişkileri romanda konu ederken toplumun de- ğerlerinin de ele geçilmemesi D) Romancının toplumun mücadeleci ruhunu esere yan- sıtması gerektiği E) Toplumun dar gelirli kesiminin yaşantılarının hikâye edilmesinin romanın satışını arttıracağını 34. Altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden
DGS DENEME SINAVI / SÖZEL
25. Modern Batı kültürü büyük ölçüde sürgünlerin, göçmen-
lerin, mültecilerin ürünüdür. Amerikan akademik, entelek-
tüel ve estetik düşüncesi bugünkü hâline faşizmden, yani
muhalifleri kovan rejimlerden kaçan mülteciler sayesinde
gelmiştir. Einstein'ı ve onun bu yüzyılda yarattığı etkiyi dü-
şünebiliriz. Bu mülteciler arasında Herbert Marcuse gibi
siyasi düşünürler de vardı. Hatta eleştirmen George Stei-
ner, bütün bir yirminci yüzyıl Batı edebiyatının -başta Bec-
kett, Nabokov, Pound olmak üzere-sürgünler tarafından
ve sürgünler üzerine üretilen "ülkeler-ötesi" bir edebiyat
olduğunu ve mülteci çağını simgelediğini ileri sürmüştü.
Sürgün, asla memnun, uysal ya da güvenli olmama du-
rumudur. Wallace Stevens'ın sözleriyle "bir kış ruhu"dur
sürgün; burada bahar olasılığı kadar yazla güzün pathos'u
da yakın ama ulaşılamaz bir yerdedir. Belki de, sürgün
hayatının farklı bir takvime göre hareket ettiği ve ev hayatı
kadar mevsimlere bağlı ve yerleşik olmadığını söylemenin
bir yoludur bu. Sürgün, alışılmış düzenin dışında sürdürü-
len hayattır.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ula-
şılabilir?
26. Küresel
lu yağıs
biri haw
denges
rının ba
Fırtınal
Uğultu
uzak c
elinde
A) Modern Batı kültürü büyük çatışmalar sonucunda yüz-
yıllık bir süreçten süzülerek oluşmuştur.
TASARI EĞİTİM YAYINLARI
B) Sürgün olgusu sanatsal unsurların ortaya çıkmasına
olanak sağlayabilir.
C) Batı kültüründeki edebiyat kavramının ülkeler üstü bir
yere erişmesinde sürgün edilen düşünürlerin etkisi
vardır.
D) Göçmenler şu anki Avrupa devletlerinin sosyal hayatı-
na etki etmiştir.
E) Yirminci yüzyıl dünyasına göçmenlik, mültecilik ve sür-
gün kavramları damgasını vurmuştur.
çıkan
raklık.
durum
lojik b
Hava
karak
kulla
huku
"The
lar.
neş
duru
tina
me
Bu
ler
A)
B)
C
D
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
DGS DENEME SINAVI / SÖZEL 25. Modern Batı kültürü büyük ölçüde sürgünlerin, göçmen- lerin, mültecilerin ürünüdür. Amerikan akademik, entelek- tüel ve estetik düşüncesi bugünkü hâline faşizmden, yani muhalifleri kovan rejimlerden kaçan mülteciler sayesinde gelmiştir. Einstein'ı ve onun bu yüzyılda yarattığı etkiyi dü- şünebiliriz. Bu mülteciler arasında Herbert Marcuse gibi siyasi düşünürler de vardı. Hatta eleştirmen George Stei- ner, bütün bir yirminci yüzyıl Batı edebiyatının -başta Bec- kett, Nabokov, Pound olmak üzere-sürgünler tarafından ve sürgünler üzerine üretilen "ülkeler-ötesi" bir edebiyat olduğunu ve mülteci çağını simgelediğini ileri sürmüştü. Sürgün, asla memnun, uysal ya da güvenli olmama du- rumudur. Wallace Stevens'ın sözleriyle "bir kış ruhu"dur sürgün; burada bahar olasılığı kadar yazla güzün pathos'u da yakın ama ulaşılamaz bir yerdedir. Belki de, sürgün hayatının farklı bir takvime göre hareket ettiği ve ev hayatı kadar mevsimlere bağlı ve yerleşik olmadığını söylemenin bir yoludur bu. Sürgün, alışılmış düzenin dışında sürdürü- len hayattır. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ula- şılabilir? 26. Küresel lu yağıs biri haw denges rının ba Fırtınal Uğultu uzak c elinde A) Modern Batı kültürü büyük çatışmalar sonucunda yüz- yıllık bir süreçten süzülerek oluşmuştur. TASARI EĞİTİM YAYINLARI B) Sürgün olgusu sanatsal unsurların ortaya çıkmasına olanak sağlayabilir. C) Batı kültüründeki edebiyat kavramının ülkeler üstü bir yere erişmesinde sürgün edilen düşünürlerin etkisi vardır. D) Göçmenler şu anki Avrupa devletlerinin sosyal hayatı- na etki etmiştir. E) Yirminci yüzyıl dünyasına göçmenlik, mültecilik ve sür- gün kavramları damgasını vurmuştur. çıkan raklık. durum lojik b Hava karak kulla huku "The lar. neş duru tina me Bu ler A) B) C D
men-
elek-
yani
nde
dü-
gibi
Stei-
Sec-
dan
yat
ştü.
du-
dur
s'u
ün
atı
min
a-
a
TASARI EĞİTİM YAYINLARI
04
26. Küresel ısınma, bunaltıcı Isı dalgası, aniden bastıran do-
lu yağışı... Bir iki yılın en çok konuşulan konularından
biri hava durumu. Gün içinde mutlaka havanın ne kadar
dengesiz olduğundan bahseder olduk. Peki, hava olayla-
rının bahsi edebiyatta ne kadar geçiyor? Shakespeare'in
Fırtına'sına, Orhan Pamuk'un Kar'ına, Emily Brontë'nin
Uğultulu Tepeler'ine bakılırsa gökyüzü edebiyata çok
uzak değil. İnsanlığın ilk mitlerinde hava olayları tanrıların
elindeki terbiye aracıydı. Zeus da, Yehova da çığrından
çıkan insanları tufanla cezalandırdı. Yıldırım, şimşek, ku-
raklık, fırtına tanrıların öfkesine yoruldu. Zamanla hava
durumunun tanrılarla olan bağı gevşedi. Gökyüzü mito-
lojik bir unsur olmaktan çok mecazî bir ögeye dönüştü.
Hava olayları bazen karakterlerin iç dünyasını bazen de
karakterler arasındaki ilişkilerin durumunu yansıtmak için
kullanıldı. Charles Dickens'ın Kasvetli Ev'inde sis İngiliz
hukuk sisteminin loşluğunu temsileder. Eudora Welty'nin
"The Curtain of Green" öyküsü yağmur başlayınca ferah-
lar. Albert Camus'nün Yabancı'sında Mersault kızgın gü-
neş tepedeyken cinayet işler, bunaltıcı bir başka günde
duruşmaya çıkar. Gotik edebiyatın aşkları kadar sert fir-
tinaları kimi okurların zihninde hava olayı benzetmelerini
melodramla ve bayağılıkla özdeşleştirmiş olabilir.
Bu parçadan çıkarılacak en kapsamlı yargı aşağıdaki-
lerden hangisidir?
A) Edebî ürünlerin içerik ya da üslubunun hava değişim-
lerine göre şekillendiği
B) Kitap karakterlerinin ruh hâllerinin eserde anlatılan ha-
va olaylarına göre değişim gösterdiği
C) Mitolojik yaratıların içeriğinin hava olaylarına göre bi-
çimlendiği
D) Gotik edebiyatın hava olaylarını konu edişinin diğer
yüzyıl edebiyatlarına göre daha farklı olduğu
E) Küresel ısınma nedeniyle dengesizleşen hava olayla-
rının edebiyata da sirayet ettiği
DGS DE
27. Ya
ot
bi
in
r
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
men- elek- yani nde dü- gibi Stei- Sec- dan yat ştü. du- dur s'u ün atı min a- a TASARI EĞİTİM YAYINLARI 04 26. Küresel ısınma, bunaltıcı Isı dalgası, aniden bastıran do- lu yağışı... Bir iki yılın en çok konuşulan konularından biri hava durumu. Gün içinde mutlaka havanın ne kadar dengesiz olduğundan bahseder olduk. Peki, hava olayla- rının bahsi edebiyatta ne kadar geçiyor? Shakespeare'in Fırtına'sına, Orhan Pamuk'un Kar'ına, Emily Brontë'nin Uğultulu Tepeler'ine bakılırsa gökyüzü edebiyata çok uzak değil. İnsanlığın ilk mitlerinde hava olayları tanrıların elindeki terbiye aracıydı. Zeus da, Yehova da çığrından çıkan insanları tufanla cezalandırdı. Yıldırım, şimşek, ku- raklık, fırtına tanrıların öfkesine yoruldu. Zamanla hava durumunun tanrılarla olan bağı gevşedi. Gökyüzü mito- lojik bir unsur olmaktan çok mecazî bir ögeye dönüştü. Hava olayları bazen karakterlerin iç dünyasını bazen de karakterler arasındaki ilişkilerin durumunu yansıtmak için kullanıldı. Charles Dickens'ın Kasvetli Ev'inde sis İngiliz hukuk sisteminin loşluğunu temsileder. Eudora Welty'nin "The Curtain of Green" öyküsü yağmur başlayınca ferah- lar. Albert Camus'nün Yabancı'sında Mersault kızgın gü- neş tepedeyken cinayet işler, bunaltıcı bir başka günde duruşmaya çıkar. Gotik edebiyatın aşkları kadar sert fir- tinaları kimi okurların zihninde hava olayı benzetmelerini melodramla ve bayağılıkla özdeşleştirmiş olabilir. Bu parçadan çıkarılacak en kapsamlı yargı aşağıdaki- lerden hangisidir? A) Edebî ürünlerin içerik ya da üslubunun hava değişim- lerine göre şekillendiği B) Kitap karakterlerinin ruh hâllerinin eserde anlatılan ha- va olaylarına göre değişim gösterdiği C) Mitolojik yaratıların içeriğinin hava olaylarına göre bi- çimlendiği D) Gotik edebiyatın hava olaylarını konu edişinin diğer yüzyıl edebiyatlarına göre daha farklı olduğu E) Küresel ısınma nedeniyle dengesizleşen hava olayla- rının edebiyata da sirayet ettiği DGS DE 27. Ya ot bi in r
2.
Hemen her yazar ne kadar başarılı olsa da gerçek bir yete-
nek olamayabileceği endişesini taşır. İşte yazarı diğer insan-
lardan ayıran da bu endişedir. Yazar olmak aşırı derecede
güvensizliktir aynı zamanda yazmak hem çok ürkütücü hem
de çok heyecanlı bir iştir.
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi yazarın yaşadı-
ğı ikilemlerden biri değildir?
A) Kabiliyet Başarısızlık
B) Eleştiri - Endişe
C) Güven - Dibe vurma
D) Özgünlük - Sanatsal kaygı
E) Heyecan - Korku
-
LERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF BENİM HOCA
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
2. Hemen her yazar ne kadar başarılı olsa da gerçek bir yete- nek olamayabileceği endişesini taşır. İşte yazarı diğer insan- lardan ayıran da bu endişedir. Yazar olmak aşırı derecede güvensizliktir aynı zamanda yazmak hem çok ürkütücü hem de çok heyecanlı bir iştir. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi yazarın yaşadı- ğı ikilemlerden biri değildir? A) Kabiliyet Başarısızlık B) Eleştiri - Endişe C) Güven - Dibe vurma D) Özgünlük - Sanatsal kaygı E) Heyecan - Korku - LERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF BENİM HOCA
q
4. (1) Romanda birbirine zıt gibi duran ama aslında birbirini
tamamlayan insanları ve olayları anlatmaya çalıştım.
(II) Roman kişileri, zamanın üstünü örttüğü yakıcı sırlara
ve insanların acımasızlıklarına büyük bir sabırla
direniyor. (III) Okuyucu sayfalar ilerledikçe o kişilerin
gizemli yanlarıyla, üzüntüleriyle, karanlık ve aydınlık
yönleriyle karşılaşıyor. (IV) Romanda sadece onların
hayat hikâyesini anlatmak yerine sözcüklerin
çağrışımsal gücünden yararlanarak anlatımı
derinleştirmek istedim. (V) Çok sevdiğim İstanbul, bu
kez önceki romanlarımda olduğu gibi sadece mekân
olarak değil, gizli bir özne olarak yer aldı romanda.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde
karşılaştırma yapılmıştır?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
q 4. (1) Romanda birbirine zıt gibi duran ama aslında birbirini tamamlayan insanları ve olayları anlatmaya çalıştım. (II) Roman kişileri, zamanın üstünü örttüğü yakıcı sırlara ve insanların acımasızlıklarına büyük bir sabırla direniyor. (III) Okuyucu sayfalar ilerledikçe o kişilerin gizemli yanlarıyla, üzüntüleriyle, karanlık ve aydınlık yönleriyle karşılaşıyor. (IV) Romanda sadece onların hayat hikâyesini anlatmak yerine sözcüklerin çağrışımsal gücünden yararlanarak anlatımı derinleştirmek istedim. (V) Çok sevdiğim İstanbul, bu kez önceki romanlarımda olduğu gibi sadece mekân olarak değil, gizli bir özne olarak yer aldı romanda. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde karşılaştırma yapılmıştır? A) I B) II C) III D) IV E) V
DGS DENEME SINAVI / SÖZEL
40-41. Soruları aşağıdaki paragrafa göre cevap-
layınız.
Rutenyum, atom numarası 44 olan ve Ru sembolü ile tem-
sil edilen kimyasal bir elementtir. Periyodik tablonun platin
grubuna ait nadir bir geçiş metalidir. Platin grubunun diğer
metalleri gibi, rutenyum da diğer birçok kimyasal maddeye
karşı hareketsizdir, etkileşime girmez. Rutenyum genel-
likle platin cevherlerinin küçük bir bileşeni olarak bulunur;
yıllık üretimi 2009'da yaklaşık 19 tondan 2017'de yaklaşık
35.5 tona yükselmiştir. Üretilen çoğu rutenyum, aşınmaya
dayanıklı elektrik kontaklarında ve kalın film dirençlerinde
kullanılır. Rutenyum, milyonda yaklaşık 0.001 kısım gibi
düşük bir kabuk bolluğuna sahiptir. Elemental rutenyum,
iridyum ve osmiyumun doğal alaşımlarında diğer platin
metallerle birlikte oluşur. Aynı zamanda, ticari olarak geri
kazanılan çok küçük miktarlarda sülfür ve diğer cevherler-
de de oluşur. Rutenyum, dünyadaki en nadir metallerden
biridir. Doğada birleşmemiş olarak da bulunabilir; ancak,
daha yaygın olarak pentlandit ve piroksenit minerallerin-
deki diğer platin metalleri ile birlikte bulunmaktadır. Ticari
olarak nikel arıtma atıklarından elde edilir. Yüksek erime
noktası nedeniyle rutenyum kolayca dökülmez.
40. Parçada aşağıdaki yargılardan hangisine değinilme-
miştir?
TASARI EĞİTİM YAYINLARI
A) Rutenyumun bir geçiş metali olduğuna
B) Dünyada çok fazla bulunmayan bir metal türü olduğu-
na
C) Rutenyumun ticarî olarak da faydalanacak bir element
olduğuna
D) Doğada katışıksız olarak bulunduğuna
E) Elementin yıllık üretiminin artmasının ekonomik so-
nuçlarına
41. Parçadan hareketle Rutemyum ile ilgili olarak
oplo diñer metallerle birlikte bulunan
42-
yınız
Düali
iyi ve
Tanr
girme
evre
nu v
nu s
çünk
prob
da r
san
şey
Tar
açıl
kir.
Tar
duğ
ara
di.
SO
izi
dir
ge
la
42. Pa
gr
A
E
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
DGS DENEME SINAVI / SÖZEL 40-41. Soruları aşağıdaki paragrafa göre cevap- layınız. Rutenyum, atom numarası 44 olan ve Ru sembolü ile tem- sil edilen kimyasal bir elementtir. Periyodik tablonun platin grubuna ait nadir bir geçiş metalidir. Platin grubunun diğer metalleri gibi, rutenyum da diğer birçok kimyasal maddeye karşı hareketsizdir, etkileşime girmez. Rutenyum genel- likle platin cevherlerinin küçük bir bileşeni olarak bulunur; yıllık üretimi 2009'da yaklaşık 19 tondan 2017'de yaklaşık 35.5 tona yükselmiştir. Üretilen çoğu rutenyum, aşınmaya dayanıklı elektrik kontaklarında ve kalın film dirençlerinde kullanılır. Rutenyum, milyonda yaklaşık 0.001 kısım gibi düşük bir kabuk bolluğuna sahiptir. Elemental rutenyum, iridyum ve osmiyumun doğal alaşımlarında diğer platin metallerle birlikte oluşur. Aynı zamanda, ticari olarak geri kazanılan çok küçük miktarlarda sülfür ve diğer cevherler- de de oluşur. Rutenyum, dünyadaki en nadir metallerden biridir. Doğada birleşmemiş olarak da bulunabilir; ancak, daha yaygın olarak pentlandit ve piroksenit minerallerin- deki diğer platin metalleri ile birlikte bulunmaktadır. Ticari olarak nikel arıtma atıklarından elde edilir. Yüksek erime noktası nedeniyle rutenyum kolayca dökülmez. 40. Parçada aşağıdaki yargılardan hangisine değinilme- miştir? TASARI EĞİTİM YAYINLARI A) Rutenyumun bir geçiş metali olduğuna B) Dünyada çok fazla bulunmayan bir metal türü olduğu- na C) Rutenyumun ticarî olarak da faydalanacak bir element olduğuna D) Doğada katışıksız olarak bulunduğuna E) Elementin yıllık üretiminin artmasının ekonomik so- nuçlarına 41. Parçadan hareketle Rutemyum ile ilgili olarak oplo diñer metallerle birlikte bulunan 42- yınız Düali iyi ve Tanr girme evre nu v nu s çünk prob da r san şey Tar açıl kir. Tar duğ ara di. SO izi dir ge la 42. Pa gr A E