Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları
![e-
-
ik
a
li
18. (1) Ebru yapımında eskiden beri toprak boya denilen tabi-
attaki renkli kaya ve topraklardan elde edilen madenî
boyalarla bitkisel asıllı suda erimeyen boyalar kullanılır.
(II) Yağlı boyanın ve suda eriyen anilin boyaların klasik
Lebruculukta yeri yoktur. (III) Çünkü bu boyalar, üstüne
serpilen sıvının içinde eridiğinde kâğıdın yüzeyine tutu-
namazlar. (IV) Daha sonra ebrunun en önemli işlemlerin-
den biri olan boyaların terbiyesine başlanır. (V) Dolayı-
sıyla ebru yapımında kullanılan boyalar kesinlikle suda
erimemeli ve yağ içermemelidir.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I
C) III
B
B)
D) IV
E) V](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230319085941708946-4723618.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşüncelere-
-
ik
a
li
18. (1) Ebru yapımında eskiden beri toprak boya denilen tabi-
attaki renkli kaya ve topraklardan elde edilen madenî
boyalarla bitkisel asıllı suda erimeyen boyalar kullanılır.
(II) Yağlı boyanın ve suda eriyen anilin boyaların klasik
Lebruculukta yeri yoktur. (III) Çünkü bu boyalar, üstüne
serpilen sıvının içinde eridiğinde kâğıdın yüzeyine tutu-
namazlar. (IV) Daha sonra ebrunun en önemli işlemlerin-
den biri olan boyaların terbiyesine başlanır. (V) Dolayı-
sıyla ebru yapımında kullanılan boyalar kesinlikle suda
erimemeli ve yağ içermemelidir.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I
C) III
B
B)
D) IV
E) V
![TYT/Türkçe
29-30. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Yazın dünyasında onun kadar her yaştan geniş bir okur
kitlesine sahip olmuş, kendini sevdirebilmiş çok az
sanatçı vardır. Birçok türde kalem oynatmasına rağmen
öyküdeki benzersiz anlatımı, onu döneminde başka
hiçbir yazara nasip olmamış bir duayen durumuna
getirmiştir. Geleneklerine bağlı okurlardan modernizmi
yaşamlarının merkezine koyanlara, işçi sınıfından
toplumun üst katmanlarında yer alan aristokrat
kesimlere herkesin gönlünde yer edinmiştir. Yazılarında
ve röportajlarında her daim var olan o "Ben daha işin
başındayım." çizgisi, hâl ve hareketlerinde hep kendini
gösteren o mahcubiyet duygusu ve onun yansıttığı
duyarlılık hâlleri... kendisiyle tanışanlarda ayrı bir
hayranlık duygusu oluşturmuştur. Güvenli gördüğü
alanlara kendini hapsetmeyen, yeri geldiğinde sosyal
konularda sesini yükseltmeyi kendine görev bilen
sanatçı, kısa sayılacak yaşamında sevenlerine ve
okurlarına liderlik özelliğini de göstermiştir.
29. Bu parçada sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak
1.
Kendisine öykünen kişilerden uzak durmayı tercih
ettiği
II. Bir yazınsal türdeki eserleriyle daha çok öne
çıktığı
III. Zit sosyal konumlardaki kitlelere hitap edebildiği
IV. Alçak gönüllü bir tutum sergilediği
yargılarından hangileri söylenemez?
A) Yalnız I
B) I ve Il
D) Yalnız IV
E) III ve IV
C) II ve III
31. Toplums
şehirleri
ne yazık
oturma
apartm
sakinle
gözlem
görüşm
komşu
olarak
bir eth
Bu pa
karşı
A) Bi
ka
B) M
y
C) E
D)
E)
32.
2](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230319121457199350-4816691.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerTYT/Türkçe
29-30. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Yazın dünyasında onun kadar her yaştan geniş bir okur
kitlesine sahip olmuş, kendini sevdirebilmiş çok az
sanatçı vardır. Birçok türde kalem oynatmasına rağmen
öyküdeki benzersiz anlatımı, onu döneminde başka
hiçbir yazara nasip olmamış bir duayen durumuna
getirmiştir. Geleneklerine bağlı okurlardan modernizmi
yaşamlarının merkezine koyanlara, işçi sınıfından
toplumun üst katmanlarında yer alan aristokrat
kesimlere herkesin gönlünde yer edinmiştir. Yazılarında
ve röportajlarında her daim var olan o "Ben daha işin
başındayım." çizgisi, hâl ve hareketlerinde hep kendini
gösteren o mahcubiyet duygusu ve onun yansıttığı
duyarlılık hâlleri... kendisiyle tanışanlarda ayrı bir
hayranlık duygusu oluşturmuştur. Güvenli gördüğü
alanlara kendini hapsetmeyen, yeri geldiğinde sosyal
konularda sesini yükseltmeyi kendine görev bilen
sanatçı, kısa sayılacak yaşamında sevenlerine ve
okurlarına liderlik özelliğini de göstermiştir.
29. Bu parçada sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak
1.
Kendisine öykünen kişilerden uzak durmayı tercih
ettiği
II. Bir yazınsal türdeki eserleriyle daha çok öne
çıktığı
III. Zit sosyal konumlardaki kitlelere hitap edebildiği
IV. Alçak gönüllü bir tutum sergilediği
yargılarından hangileri söylenemez?
A) Yalnız I
B) I ve Il
D) Yalnız IV
E) III ve IV
C) II ve III
31. Toplums
şehirleri
ne yazık
oturma
apartm
sakinle
gözlem
görüşm
komşu
olarak
bir eth
Bu pa
karşı
A) Bi
ka
B) M
y
C) E
D)
E)
32.
2
![3
al
h
26. Gazeteci:
Deneme - 2
Elbette esas olarak dilden dile bir aktarmadır. Ama
yolculukta bir araçtan öbürüne geçerken nasıl kişisel
eşyalarımızı arkada bırakmamamız gerekiyorsa, dilden
dile geçerken de bir kaynak metni özgün kılan bütün an-
latım özelliklerini amaç dile aktarmanız gerekir. Bu da,
çevirdiğiniz metin bir şiir ya da şiirsel yoğunluğu olan bir
metinse, şairin ya da yazanın sesinin tam bir benzerini
bulmakla mümkündür. Başka bir deyişle, kaynak metnin
ezgisel ve resimsel özellikleriyle o dildeki daha çok de-
yimlerde kendini gösteren söz oyunlarının, amaç dilde
karşılıklanını bulmakla...
Gazeteci:
(11)
Şair:
Her dilin, her duyguyu anlatabilecek bir gücü oldu-
ğunu sanıyorum. Ancak duygulan anlatmak için kullanı-
lan ünlemler bir dilden başka bir dile çevrilirken birtakım
yadırgatıcı karşılıklar yaratabiliyor. Özellikle bizim "ah,
oh, of, vah, eyvah" vb. ünlemler başka dillerde hiç de
aynı seslerle dile getirilmeyebilir. Bir de dillerin ezgiselli-
ği (müzikalitesi) konusundaki ön yargılarımız var. Bu da
bazı insanlarda bazı dillerin duygular konusunda daha
uygun, daha güçlü olduğu kanısını uyandırabiliyor. Ben-
ce bu konuda ön yargılarımızdan arınmak daha sağlıklı
bir tutum sayılabilir.
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden
hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A) (1) Şiirlerinizin başka bir dile çevrilmesiyle ilgili düşün-
celeriniz nelerdir?
(II) Dünya dilleri arasında hangileri daha güçlü akta-
rim gücüne sahiptir?
B) (1) Şiirde çeviri ne kadar dilden dile bir aktarmadır, ne
kadar bir yeniden yaratmadır?
(II) Bazı dillerin bazı duyguları anlatmakta daha
uygun, daha güçlü olduğunu düşünüyor musunuz?
C) (1) Çeviri bir şiirin kendi dilindeki hâliyle ne kadar
uyumlu olduğunu düşünüyorsunuz?
(II) Şiirin başka bir dile çevrilirken bozulmasını yadır-
gıyor musunuz?
D) (1) Çeviri bir şiiri orijinal dilinden koparılmış bir sözcük
yığınına benzettiğiniz doğru mudur?
(II) Ana dilinden çevrildiği hâlde çevrildiği dilde daha
yetkin olan şiirler var mıdır?
E) (1) Çevirinin şiire ne kadar etkisi olduğunu düşünüyor-
sunuz?
(II) Bazı dillerin başka dillerdeki şiirleri çevirmede ye-
terli olduğu söylenebilir mi?](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230319121005954902-4502135.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler3
al
h
26. Gazeteci:
Deneme - 2
Elbette esas olarak dilden dile bir aktarmadır. Ama
yolculukta bir araçtan öbürüne geçerken nasıl kişisel
eşyalarımızı arkada bırakmamamız gerekiyorsa, dilden
dile geçerken de bir kaynak metni özgün kılan bütün an-
latım özelliklerini amaç dile aktarmanız gerekir. Bu da,
çevirdiğiniz metin bir şiir ya da şiirsel yoğunluğu olan bir
metinse, şairin ya da yazanın sesinin tam bir benzerini
bulmakla mümkündür. Başka bir deyişle, kaynak metnin
ezgisel ve resimsel özellikleriyle o dildeki daha çok de-
yimlerde kendini gösteren söz oyunlarının, amaç dilde
karşılıklanını bulmakla...
Gazeteci:
(11)
Şair:
Her dilin, her duyguyu anlatabilecek bir gücü oldu-
ğunu sanıyorum. Ancak duygulan anlatmak için kullanı-
lan ünlemler bir dilden başka bir dile çevrilirken birtakım
yadırgatıcı karşılıklar yaratabiliyor. Özellikle bizim "ah,
oh, of, vah, eyvah" vb. ünlemler başka dillerde hiç de
aynı seslerle dile getirilmeyebilir. Bir de dillerin ezgiselli-
ği (müzikalitesi) konusundaki ön yargılarımız var. Bu da
bazı insanlarda bazı dillerin duygular konusunda daha
uygun, daha güçlü olduğu kanısını uyandırabiliyor. Ben-
ce bu konuda ön yargılarımızdan arınmak daha sağlıklı
bir tutum sayılabilir.
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden
hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A) (1) Şiirlerinizin başka bir dile çevrilmesiyle ilgili düşün-
celeriniz nelerdir?
(II) Dünya dilleri arasında hangileri daha güçlü akta-
rim gücüne sahiptir?
B) (1) Şiirde çeviri ne kadar dilden dile bir aktarmadır, ne
kadar bir yeniden yaratmadır?
(II) Bazı dillerin bazı duyguları anlatmakta daha
uygun, daha güçlü olduğunu düşünüyor musunuz?
C) (1) Çeviri bir şiirin kendi dilindeki hâliyle ne kadar
uyumlu olduğunu düşünüyorsunuz?
(II) Şiirin başka bir dile çevrilirken bozulmasını yadır-
gıyor musunuz?
D) (1) Çeviri bir şiiri orijinal dilinden koparılmış bir sözcük
yığınına benzettiğiniz doğru mudur?
(II) Ana dilinden çevrildiği hâlde çevrildiği dilde daha
yetkin olan şiirler var mıdır?
E) (1) Çevirinin şiire ne kadar etkisi olduğunu düşünüyor-
sunuz?
(II) Bazı dillerin başka dillerdeki şiirleri çevirmede ye-
terli olduğu söylenebilir mi?
![SIRA SENDE
Aşağıdaki parçanın ana düşüncesini verilenlerden belirleyip işaretleyiniz.
Refik Halit, bir temmuz günü, ben doğduktan on gün sonra ölmüş ancak benim yazarlık öğretmenimdi. Bu cümle,
size biraz garip gelecektir eminim. Ben henüz on günlük bir çocukken hayata veda eden bir yazar, nasıl öğretme-
nim olur? Yazarlık konusunda dirilerden çok ölülerdir insanın ustaları çünkü. Hem de hiçbir çağ, hiçbir coğrafya ve
millet sınırlaması olmadan. Yüzlerini görmezsiniz hatta aynı asırda bile yaşamazsınız ama onların eserleri, benim
gibi yazar adayları için en iyi öğretmendir.
Başka bir sanatçıya çırak olmayan kişinin sanatçı olması mümkün değildir.
Yazarlık, yerel eserlerle değil de evrenselliği yakalayabilmiş eserlerle öğrenilebilir.
Eserleri yaşayan insanlar, yeni yazarların en büyük rehberleridir.
AS
0](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230319121034095955-511766.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerSIRA SENDE
Aşağıdaki parçanın ana düşüncesini verilenlerden belirleyip işaretleyiniz.
Refik Halit, bir temmuz günü, ben doğduktan on gün sonra ölmüş ancak benim yazarlık öğretmenimdi. Bu cümle,
size biraz garip gelecektir eminim. Ben henüz on günlük bir çocukken hayata veda eden bir yazar, nasıl öğretme-
nim olur? Yazarlık konusunda dirilerden çok ölülerdir insanın ustaları çünkü. Hem de hiçbir çağ, hiçbir coğrafya ve
millet sınırlaması olmadan. Yüzlerini görmezsiniz hatta aynı asırda bile yaşamazsınız ama onların eserleri, benim
gibi yazar adayları için en iyi öğretmendir.
Başka bir sanatçıya çırak olmayan kişinin sanatçı olması mümkün değildir.
Yazarlık, yerel eserlerle değil de evrenselliği yakalayabilmiş eserlerle öğrenilebilir.
Eserleri yaşayan insanlar, yeni yazarların en büyük rehberleridir.
AS
0
![TYT/Türkçe
17. Aşıların temel hedefi insan ya da hayvanların bağışıklık
sistemine ilgili hastalık yapıcı mikroorganizmayla nasıl
savaşacağını öğretmektir. Bir aşı üretilirken genel ola-
rak üç konu göz önünde bulundurulur. Bunlardan ilki,
aşı üretilmesi istenilen etkene karşı bağışıklık sisteminin
yanıt mekanizmasıdır. İkincisi, aşının kimlere uygulana-
cağı, üçüncüsü ise ilgili aşının geliştirilmesi için en uygun
tekniğin hangisi olduğudur. Bu üç konunun değerlendi-
rilmesi neticesinde canlı-zayıflatılmış, inaktif, genetik
(DNA veya RNA), viral vektör, protein tabanlı ve rekom-
binant aşılardan biri tercih edilmektedir. Bu kapsamda
Covid-19'a yönelik olarak aşı çalışmalarının RNA, inaktif
ve viral vektör aşılarına yoğunlaştığını görmekteyiz. Aşı
tiplerini değerlendirdiğimizde canlı-zayıflatılmış aşılar
bağışıklık sistemi baskılanmış, kronik hastalığı olan,
organ nakli geçirmiş vb. kişilerde beklenmedik etki gös-
terebildiği; inaktif aşılar koruyuculuğu düşük olduğu için
Covid-19 gibi çok tehlikeli bir hastalık için tercih edilme-
miştir. Genetik aşıların ise etkenin kendisini içermedikle-
ri için enfeksiyon oluşturma potansiyelleri yoktur ve çok
güçlü bir bağışıklık yanıtı oluşturur. Bu tip aşıların yan
etkileri çok az olduğundan bağışıklık sistemi baskılan-
mış veya kronik hastalığı olan kişilere dahi uygulanabil-
mektedir.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangi-
si söylenemez?
A) Karşılaştırmaya yer verilmiştir.
B) Açıklayıcı bilgiler içermektedir.
Eleştirel bir üslupla yazılmıştır.
D) Örneklemeye başvurulmuştur.
E) Nesnel bir hava hâkimdir.
NAVIGASYON
18.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230319115846492818-4882719.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerTYT/Türkçe
17. Aşıların temel hedefi insan ya da hayvanların bağışıklık
sistemine ilgili hastalık yapıcı mikroorganizmayla nasıl
savaşacağını öğretmektir. Bir aşı üretilirken genel ola-
rak üç konu göz önünde bulundurulur. Bunlardan ilki,
aşı üretilmesi istenilen etkene karşı bağışıklık sisteminin
yanıt mekanizmasıdır. İkincisi, aşının kimlere uygulana-
cağı, üçüncüsü ise ilgili aşının geliştirilmesi için en uygun
tekniğin hangisi olduğudur. Bu üç konunun değerlendi-
rilmesi neticesinde canlı-zayıflatılmış, inaktif, genetik
(DNA veya RNA), viral vektör, protein tabanlı ve rekom-
binant aşılardan biri tercih edilmektedir. Bu kapsamda
Covid-19'a yönelik olarak aşı çalışmalarının RNA, inaktif
ve viral vektör aşılarına yoğunlaştığını görmekteyiz. Aşı
tiplerini değerlendirdiğimizde canlı-zayıflatılmış aşılar
bağışıklık sistemi baskılanmış, kronik hastalığı olan,
organ nakli geçirmiş vb. kişilerde beklenmedik etki gös-
terebildiği; inaktif aşılar koruyuculuğu düşük olduğu için
Covid-19 gibi çok tehlikeli bir hastalık için tercih edilme-
miştir. Genetik aşıların ise etkenin kendisini içermedikle-
ri için enfeksiyon oluşturma potansiyelleri yoktur ve çok
güçlü bir bağışıklık yanıtı oluşturur. Bu tip aşıların yan
etkileri çok az olduğundan bağışıklık sistemi baskılan-
mış veya kronik hastalığı olan kişilere dahi uygulanabil-
mektedir.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangi-
si söylenemez?
A) Karşılaştırmaya yer verilmiştir.
B) Açıklayıcı bilgiler içermektedir.
Eleştirel bir üslupla yazılmıştır.
D) Örneklemeye başvurulmuştur.
E) Nesnel bir hava hâkimdir.
NAVIGASYON
18.
![me 7
Awey Sn6u03
8. Sanatçıların kişilikleri yapıtlarına yansır. Örneğin
bazı ressamların fırça darbeleri imzaları gibidir
ya da birkaç romanını okuduktan sonra iyice
tanıdığımızda, o yazarın yazınsal kişiliğini
görmeye başlarız. Hatta bazen çocuk denecek
yaştayken yazdıklarında bile görülebilir bu
özellikler.
Aşağıdakilerden hangisi bu sözleri söyleyen
yazara ait bir düşünce olamaz?
A) Kadın olduğu hâlde erkek, erkek olduğu
hâlde kadın üslubunu kullanarak yazan
yazarlar gördüm.
LB Bir eser, sanatçının kimliğinden bağımsız
düşünülemez.
neby
Sevdiğim bir yazarın eserlerinin tamamını
okumadığım hâlde onun edebî kişiliği
hakkındaki düşüncelerim neredeyse
kesinleşmişti.
Bu yazarımız bir deniz insanı olduğu için
eserlerinde denizle ilgili kavramlara sıklıkla
rastlanmaktadır.
E) Çocukluğu hastanelerde hastalıklarla
boğuşmakla geçen şair, şiirlerinde bu
hastalıklardan çektiği sıkıntıları dile getirir.
masmont ignes A TO
nijebiomaub vero
nhib ha útlús o planos novator](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230319084944604531-3568131.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşüncelerme 7
Awey Sn6u03
8. Sanatçıların kişilikleri yapıtlarına yansır. Örneğin
bazı ressamların fırça darbeleri imzaları gibidir
ya da birkaç romanını okuduktan sonra iyice
tanıdığımızda, o yazarın yazınsal kişiliğini
görmeye başlarız. Hatta bazen çocuk denecek
yaştayken yazdıklarında bile görülebilir bu
özellikler.
Aşağıdakilerden hangisi bu sözleri söyleyen
yazara ait bir düşünce olamaz?
A) Kadın olduğu hâlde erkek, erkek olduğu
hâlde kadın üslubunu kullanarak yazan
yazarlar gördüm.
LB Bir eser, sanatçının kimliğinden bağımsız
düşünülemez.
neby
Sevdiğim bir yazarın eserlerinin tamamını
okumadığım hâlde onun edebî kişiliği
hakkındaki düşüncelerim neredeyse
kesinleşmişti.
Bu yazarımız bir deniz insanı olduğu için
eserlerinde denizle ilgili kavramlara sıklıkla
rastlanmaktadır.
E) Çocukluğu hastanelerde hastalıklarla
boğuşmakla geçen şair, şiirlerinde bu
hastalıklardan çektiği sıkıntıları dile getirir.
masmont ignes A TO
nijebiomaub vero
nhib ha útlús o planos novator
![SIRA SENDE
Aşağıdaki paragrafların başlığını tamamlayınız.
1.
ŞİİRİN
Şiir, bir yazın türü olmakla birlikte, zaman zaman resim gibi, müzik gibi sanat türlerine yakınlığıyla da dikkat çeken
bir türdür. Öyle ki şiir, bir dil örgüsü olarak ahengiyle müziğin, estetik görselliğe verdiği önemle de resmin yazınsal
görüntüsü gibidir. Bu yönleriyle şiir, birçok sanatsal türü ruhunda barındıran sihirli bir dünyadır sanki.
VE YAŞAM
Sanatın işlevi; yaşamı yeniden algılamak, yeniden tanımlamak, yaşama yeni bir bakış açısı getirmek ya da yaşamı
yeniden doğruya çekmektir. Yaşamla iç içe olan sanat, yaşama olan bu yakınlığını ona yeni tatlar katmak adına kul-
lanır çoğu zaman. Bu yüzden sanat, yaşama bir an bile uzak durmamıştır bugüne dek.
3.
2.
JY32 voulos
İNSAN YAŞAMINDA
İnsan nasıl yaşayacağını yaptığı seçimlerle belirler. Yaşamın çeşitli zamanlarında yapılan seçimler bireyin yaşam
tarzını şekillendirir. Bireyin yaşamında başarılı ve mutlu olması bu seçimlerin isabetli olmasına bağlıdır. Diğer bir
ifade ile insan, isteklerine ve olanaklarına uygun seçimler yaptığı sürece yaşamında mutlu ve başarılı olur.
ROLÜ](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230319115639907664-511766.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerSIRA SENDE
Aşağıdaki paragrafların başlığını tamamlayınız.
1.
ŞİİRİN
Şiir, bir yazın türü olmakla birlikte, zaman zaman resim gibi, müzik gibi sanat türlerine yakınlığıyla da dikkat çeken
bir türdür. Öyle ki şiir, bir dil örgüsü olarak ahengiyle müziğin, estetik görselliğe verdiği önemle de resmin yazınsal
görüntüsü gibidir. Bu yönleriyle şiir, birçok sanatsal türü ruhunda barındıran sihirli bir dünyadır sanki.
VE YAŞAM
Sanatın işlevi; yaşamı yeniden algılamak, yeniden tanımlamak, yaşama yeni bir bakış açısı getirmek ya da yaşamı
yeniden doğruya çekmektir. Yaşamla iç içe olan sanat, yaşama olan bu yakınlığını ona yeni tatlar katmak adına kul-
lanır çoğu zaman. Bu yüzden sanat, yaşama bir an bile uzak durmamıştır bugüne dek.
3.
2.
JY32 voulos
İNSAN YAŞAMINDA
İnsan nasıl yaşayacağını yaptığı seçimlerle belirler. Yaşamın çeşitli zamanlarında yapılan seçimler bireyin yaşam
tarzını şekillendirir. Bireyin yaşamında başarılı ve mutlu olması bu seçimlerin isabetli olmasına bağlıdır. Diğer bir
ifade ile insan, isteklerine ve olanaklarına uygun seçimler yaptığı sürece yaşamında mutlu ve başarılı olur.
ROLÜ
![okurken
ettiğine
kazanıp
sindan
ndisini
jik ve
Paragraf
4. MODÜL
SIRA SENDE
Aşağıdaki metin parçalarıyla anlamlı bir paragraf oluşturulduğunda metin parçasının paragrafın hangi
bölümü (giriş, gelişme, sonuç) olduğunu altlarında verilen boşluğa yazınız.
1. Kurmacanın belirleyici unsurlarının başında gelen biçem, çoğu zaman anlamı da pekiştiren ve çoğaltan bir
üst yapı olarak karşımıza çıkar. Metnin yazınsal düzeyini yukarı çeken, anlamla birlikte öteki taşıyıcıları da
güçlendiren biçem, yazının örtük yapısı içinde kendini hemen öne çıkarmadığı gibi çoğu kez anlatının gizli
destekleyicisi konumunu üstlenir.
2. Yaratıcı yazının çatısı dilsel biçemin olanakları dahilinde kurulursa ortaya çıkan metnin düzeyi de o ölçüde
yetkinleşir; sözcüklerin temsil ettiği anlamın ötesine geçen bir yapı ortaya çıkar ki böylece yazınsal gerçekliğin
önünde sonunda dilsel biçeme dayandığı bir kez daha anlaşılır.
TYT
3. Yazınsal eserlerin gerçekliği içinde metnin bütün yaratıcı bileşenlerinin tek elde toplandığı odak şüphesiz ki
yazının biçemidir.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230319111803222422-511766.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşüncelerokurken
ettiğine
kazanıp
sindan
ndisini
jik ve
Paragraf
4. MODÜL
SIRA SENDE
Aşağıdaki metin parçalarıyla anlamlı bir paragraf oluşturulduğunda metin parçasının paragrafın hangi
bölümü (giriş, gelişme, sonuç) olduğunu altlarında verilen boşluğa yazınız.
1. Kurmacanın belirleyici unsurlarının başında gelen biçem, çoğu zaman anlamı da pekiştiren ve çoğaltan bir
üst yapı olarak karşımıza çıkar. Metnin yazınsal düzeyini yukarı çeken, anlamla birlikte öteki taşıyıcıları da
güçlendiren biçem, yazının örtük yapısı içinde kendini hemen öne çıkarmadığı gibi çoğu kez anlatının gizli
destekleyicisi konumunu üstlenir.
2. Yaratıcı yazının çatısı dilsel biçemin olanakları dahilinde kurulursa ortaya çıkan metnin düzeyi de o ölçüde
yetkinleşir; sözcüklerin temsil ettiği anlamın ötesine geçen bir yapı ortaya çıkar ki böylece yazınsal gerçekliğin
önünde sonunda dilsel biçeme dayandığı bir kez daha anlaşılır.
TYT
3. Yazınsal eserlerin gerçekliği içinde metnin bütün yaratıcı bileşenlerinin tek elde toplandığı odak şüphesiz ki
yazının biçemidir.
![SIRA SENDE
Aşağıdaki paragrafta neyden söz edilmektedir, verilenlerden belirleyip işaretleyiniz.
Karikatüristlerinin çoğu, işledikleri konuyu ulusal esprilerle çiziyor. Oysaki karikatür, bir ülkenin sınırları içinde ka-
labilecek kadar önemsiz bir sanat değildir. Karikatüre evrensel olarak bakılırsa karikatür hak ettiği değeri görür. Bir
çizime örneğin bir İngiliz, Alman, Fransız ve İtalyan aynı anlamı verebiliyorsa o gerçek anlamda bir karikatürdür.
Karikatürü sadece bir ülkenin kendi sınırları içinde yaşatırsanız geliştiremezsiniz. Karikatürün pasaportu olmaz. İl-
laki bir pasaport verecekseniz karikatūre, o pasaportta "dünyalı" yazmalıdır.
Karikatür anlayışlarının ait olduğu kültüre özgü olduğu
Karikatürün toplumu harekete geçirme gücü olduğu
Karikatürün değer ölçütünün evrensellik olduğu](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230319115826202106-511766.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerSIRA SENDE
Aşağıdaki paragrafta neyden söz edilmektedir, verilenlerden belirleyip işaretleyiniz.
Karikatüristlerinin çoğu, işledikleri konuyu ulusal esprilerle çiziyor. Oysaki karikatür, bir ülkenin sınırları içinde ka-
labilecek kadar önemsiz bir sanat değildir. Karikatüre evrensel olarak bakılırsa karikatür hak ettiği değeri görür. Bir
çizime örneğin bir İngiliz, Alman, Fransız ve İtalyan aynı anlamı verebiliyorsa o gerçek anlamda bir karikatürdür.
Karikatürü sadece bir ülkenin kendi sınırları içinde yaşatırsanız geliştiremezsiniz. Karikatürün pasaportu olmaz. İl-
laki bir pasaport verecekseniz karikatūre, o pasaportta "dünyalı" yazmalıdır.
Karikatür anlayışlarının ait olduğu kültüre özgü olduğu
Karikatürün toplumu harekete geçirme gücü olduğu
Karikatürün değer ölçütünün evrensellik olduğu
![SIRA SENDE
Aşağıdaki paragraflar için en uygun başlık, paragrafların başında verilenlerden hangisi olabilir, işaretleyiniz.
1.
SÖZCÜKLER VE ŞİİR
ŞİİRİN DUYGU YÖNÜ
Duyguları anlatmanın ön koşulu sözcüklerdir. Duygular, dile getirilişin en güzel yolunu şiirle bulduğuna göre, şii-
rin en eski uğraş alanı da sözcükler olmuştur. Her şiir, kullandığı sözcüklerin anlatım olanağıyla ön plana çıkmış-
tır. Sözcüklerin kurulan imgelerle, yüklenmek istenen anlamla uyumu; şiirin ruhunu daha da yüceltmiştir. Şiirin ya-
pısında titizlikle işlenen sözcükler, şiirle olan arkadaşlığını ince bir duyarlıkla göstermiştir bize.
DUYGULARIN DIŞAVURUMU
SİNEMANIN GÜCÜ TİYATRONUN GERÇEKLİĞİ
TİYATRO VE SİNEMADA GERÇEKLİK
Tiyatronun büyüsü, belki de seyirciye aracısız ulaşmasındadır. Oyun, hiçbir teknik hileye başvurulmaksızın seyirci-
nin hemen önünde bütün çıplaklığıyla cereyan eder. Tiyatronun bu dolaysızlığı, kuşkusuz onu gerçekçi kılmaktadır.
Tiyatronun gerçekçiliğinin aksine sinema bir yanılsamalar arenasıdır. Tüm teknik imkânlar seferber edilerek gerçek-
ler, olduğundan çok farklı biçimde perdeye aktarılır. Asıl kurgu seyirciye ulaşana kadar pek çok değişikliğe uğrar.
2.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230319115623140064-511766.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerSIRA SENDE
Aşağıdaki paragraflar için en uygun başlık, paragrafların başında verilenlerden hangisi olabilir, işaretleyiniz.
1.
SÖZCÜKLER VE ŞİİR
ŞİİRİN DUYGU YÖNÜ
Duyguları anlatmanın ön koşulu sözcüklerdir. Duygular, dile getirilişin en güzel yolunu şiirle bulduğuna göre, şii-
rin en eski uğraş alanı da sözcükler olmuştur. Her şiir, kullandığı sözcüklerin anlatım olanağıyla ön plana çıkmış-
tır. Sözcüklerin kurulan imgelerle, yüklenmek istenen anlamla uyumu; şiirin ruhunu daha da yüceltmiştir. Şiirin ya-
pısında titizlikle işlenen sözcükler, şiirle olan arkadaşlığını ince bir duyarlıkla göstermiştir bize.
DUYGULARIN DIŞAVURUMU
SİNEMANIN GÜCÜ TİYATRONUN GERÇEKLİĞİ
TİYATRO VE SİNEMADA GERÇEKLİK
Tiyatronun büyüsü, belki de seyirciye aracısız ulaşmasındadır. Oyun, hiçbir teknik hileye başvurulmaksızın seyirci-
nin hemen önünde bütün çıplaklığıyla cereyan eder. Tiyatronun bu dolaysızlığı, kuşkusuz onu gerçekçi kılmaktadır.
Tiyatronun gerçekçiliğinin aksine sinema bir yanılsamalar arenasıdır. Tüm teknik imkânlar seferber edilerek gerçek-
ler, olduğundan çok farklı biçimde perdeye aktarılır. Asıl kurgu seyirciye ulaşana kadar pek çok değişikliğe uğrar.
2.
![8
D) Oyun yazmanın romana göre daha kolay olduğunu
savunur.
E Tiyatroya eğitsel ve toplumsal bir işlev yükler.
34. I. Dünya savaşı patlak verdiğinde dokuz, Türkiye
Cumhuriyeti kurulduğunda on sekiz yaşında olan
Samiha Ayverdi, 1993 yılının Mart ayında aramızdan
ayrıldı. Bu münevver insanın çocukluk ve gençlik
hatıralarını 1974 yılında yayınlanan Bir Dünyadan Bir
Dünyaya adını verdiği kitapta okuyabilirsiniz. Onu
değerli kılan bir özelliği ise İslam ve tasavvuf çarkında,
ilim ve irfan sarkacında gidip gelen hayat öykülerini
anlattığı romanları. İlk romanı yayınlandığında yıl
1938'di. Ardından fikri, içtimai ve tarihi eserler geldi.
Üzerinde yaşadığımız topraklara kendisini vakfeden bir
yazar olan Samiha Ayverdi, vefatına kadar da okurlarının
ruh ve fikir dünyasına kazandırdıklarının yanı sıra
akademiyi besleyen yazılarıyla da âdeta bir ekol oldu.
Bu parçada Samiha Ayverdi ile ilgili aşağıdakilerden
hangisine değinilmemiştir?
A) Genç yaşında iki dünyaya tanıklık ettiğine
B) Eserlerinin hâlâ çok sayıda okuyucu bulduğuna
C) Dini ögeleri öne çıkaran romanlarıyla tanındığına
D) Öğretici ve kurmaca eserleriyle okurlarını
beslediğine
E) Kimi anılarının toplu olarak yayımlandığına
Diğer sayfaya geçiniz.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230318181956821701-2089036.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler8
D) Oyun yazmanın romana göre daha kolay olduğunu
savunur.
E Tiyatroya eğitsel ve toplumsal bir işlev yükler.
34. I. Dünya savaşı patlak verdiğinde dokuz, Türkiye
Cumhuriyeti kurulduğunda on sekiz yaşında olan
Samiha Ayverdi, 1993 yılının Mart ayında aramızdan
ayrıldı. Bu münevver insanın çocukluk ve gençlik
hatıralarını 1974 yılında yayınlanan Bir Dünyadan Bir
Dünyaya adını verdiği kitapta okuyabilirsiniz. Onu
değerli kılan bir özelliği ise İslam ve tasavvuf çarkında,
ilim ve irfan sarkacında gidip gelen hayat öykülerini
anlattığı romanları. İlk romanı yayınlandığında yıl
1938'di. Ardından fikri, içtimai ve tarihi eserler geldi.
Üzerinde yaşadığımız topraklara kendisini vakfeden bir
yazar olan Samiha Ayverdi, vefatına kadar da okurlarının
ruh ve fikir dünyasına kazandırdıklarının yanı sıra
akademiyi besleyen yazılarıyla da âdeta bir ekol oldu.
Bu parçada Samiha Ayverdi ile ilgili aşağıdakilerden
hangisine değinilmemiştir?
A) Genç yaşında iki dünyaya tanıklık ettiğine
B) Eserlerinin hâlâ çok sayıda okuyucu bulduğuna
C) Dini ögeleri öne çıkaran romanlarıyla tanındığına
D) Öğretici ve kurmaca eserleriyle okurlarını
beslediğine
E) Kimi anılarının toplu olarak yayımlandığına
Diğer sayfaya geçiniz.
![Paragrafın Yapısı
4. MODUL
STRA SENDE
Aşağıdaki parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar,
işaretleyiniz.
TYT
Bir ışık ışını kara deliğin olay ufkunu geçerse bir daha olay ufkunun dışına çıkmayı başaramaz ve kara deliğin mer-
kezine doğru yol alır. (1) Bir ışık ışınının kara deliğe düşüp düşmeyeceği ve eğer kaçıp kurtulacaksa hareket yönü-
nün ne ölçüde değişeceği ışığın başlangıçtaki hareket doğrultusuna ve kara deliğin kütlesine bağlı olarak değişir.
(1) Bazen ışık kara deliğin içine düşmez ancak kara deliğin çekimi sebebiyle hareket yönü neredeyse tersine dö-
ner. (III) Kaliforniya Teknoloji Enstitüsünde çalışan bir grup araştırmacı da 2012 yılında tamamlanan Rossi X-Işı-
ni Zamanlama Kâşifi görevi sırasında toplanan verilerde kara delikler tarafından hareket yönü tersine çevrilen ışık
ışınlarının izlerine rastlamışlar. (IV) Araştırmacılar tarafından incelenen ve kısaca XTE J1550-564 olarak adlandı-
rilan ışık ışını, bir kara delik ve bir yıldızdan oluşan bir sisteme aittir. (V) Araştırmacılar, sistemdeki ışığı inceledik-
lerinde bazı ışınların önce kara deliğin etrafında dönmeye başladıkları ancak kara deliğin çekiminden kaçıp kurtul-
madan önce madde bulutundan yansıtıldıkları sonucuna varmışlar.
O
Oll
OIV
OV](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230319115234478476-511766.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerParagrafın Yapısı
4. MODUL
STRA SENDE
Aşağıdaki parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar,
işaretleyiniz.
TYT
Bir ışık ışını kara deliğin olay ufkunu geçerse bir daha olay ufkunun dışına çıkmayı başaramaz ve kara deliğin mer-
kezine doğru yol alır. (1) Bir ışık ışınının kara deliğe düşüp düşmeyeceği ve eğer kaçıp kurtulacaksa hareket yönü-
nün ne ölçüde değişeceği ışığın başlangıçtaki hareket doğrultusuna ve kara deliğin kütlesine bağlı olarak değişir.
(1) Bazen ışık kara deliğin içine düşmez ancak kara deliğin çekimi sebebiyle hareket yönü neredeyse tersine dö-
ner. (III) Kaliforniya Teknoloji Enstitüsünde çalışan bir grup araştırmacı da 2012 yılında tamamlanan Rossi X-Işı-
ni Zamanlama Kâşifi görevi sırasında toplanan verilerde kara delikler tarafından hareket yönü tersine çevrilen ışık
ışınlarının izlerine rastlamışlar. (IV) Araştırmacılar tarafından incelenen ve kısaca XTE J1550-564 olarak adlandı-
rilan ışık ışını, bir kara delik ve bir yıldızdan oluşan bir sisteme aittir. (V) Araştırmacılar, sistemdeki ışığı inceledik-
lerinde bazı ışınların önce kara deliğin etrafında dönmeye başladıkları ancak kara deliğin çekiminden kaçıp kurtul-
madan önce madde bulutundan yansıtıldıkları sonucuna varmışlar.
O
Oll
OIV
OV
![Doğu'nun mutfak kültüründe vardır yemeğe biber
atmak. Bu durum batıya gidildikçe azalmaya başlı-
yor. Aslında iyi oluyor, içinizi yakan biberden dolayı
kalbinizin bile hızlı hızlı atması Biberin etkisiyle ter-
lediğiniz zaman üzerinizdeki ceketi de atarsınız bir
köşeye.
Bu parçada "atmak" sözcüğü;
koymak,
11. bir şeyi yere doğru bırakmak,
I. kalp, nabız vurmak, çarpmak)
IV. çıkarmak, dışarıya vermek,
V. sıkıntıdan dolayı giyilen bir şeyi çıkarmak
anlamlarından hangilerine karşılık gelecek şekil-
de kullanılmamıştır?
I ve II
X
BY 11
Ill ve
BII ve III
III ve IV
B₁
E) IV ve V
MI ve IV](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230319114554780120-2898241.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerDoğu'nun mutfak kültüründe vardır yemeğe biber
atmak. Bu durum batıya gidildikçe azalmaya başlı-
yor. Aslında iyi oluyor, içinizi yakan biberden dolayı
kalbinizin bile hızlı hızlı atması Biberin etkisiyle ter-
lediğiniz zaman üzerinizdeki ceketi de atarsınız bir
köşeye.
Bu parçada "atmak" sözcüğü;
koymak,
11. bir şeyi yere doğru bırakmak,
I. kalp, nabız vurmak, çarpmak)
IV. çıkarmak, dışarıya vermek,
V. sıkıntıdan dolayı giyilen bir şeyi çıkarmak
anlamlarından hangilerine karşılık gelecek şekil-
de kullanılmamıştır?
I ve II
X
BY 11
Ill ve
BII ve III
III ve IV
B₁
E) IV ve V
MI ve IV
![SIRA SENDE
Aşağıdaki parçanın sonuna düşüncenin akışına göre parçanın altında verilen cümlelerden hangisi
getirilemez, işaretleyiniz.
Kendi yaratılarını, yaratma yöntemlerini açıklayan kimi yazarlar, konuşmalarında ikide bir, gerçeğe bağlı kaldıkları-
nı, gerçeği eksiksizce yansıtmayı yazarlığın başat ilkesi saydıklarını söyler. Bir yolunu bulup düşlerden de imgeler-
den de kaçındıklarını söz arasında belirtmeye çalışırlar. Dahası bir romancıdan, bir öykücüden çok; bir tarihçi, bir
toplum bilimci, bir ruh bilimci gibi davrandıklarını söyleyenler bile çıkar. Bütün bunlar, yazma ve yansıtma edimleri-
nin bütün boyutlarıyla kavranamadığını gösterir. ----
Çünkü hiçbir yazınsal yaratı, gerçeği, daha sınırlı bir söyleyişle yaşamı olduğu gibi yansıtmaz.
Romanda ya da öyküde okuyucuya aktarılanlar gerçeğin izdüşümüdür bir bakıma.
Edebî yapıtlar değerlendirilirken söylenen "Yaşananlara ayna tutuyor." yargısı bir yanılsama ürünüdür.
Yazar, roman ya da öyküsüne yansıttığı gerçeği, parçaysa bütünleştirerek bütünse parçalayarak aktarır.
Bir romanı ya da öyküyü yansıttığı gerçekler yönünden yaşamla karşılaştırarak irdeleme, yazınsallıkla örtü-
şür aslında.
OS
STRA
Aşağ
Oyil
cum
B
zam](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230319112121624657-511766.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerSIRA SENDE
Aşağıdaki parçanın sonuna düşüncenin akışına göre parçanın altında verilen cümlelerden hangisi
getirilemez, işaretleyiniz.
Kendi yaratılarını, yaratma yöntemlerini açıklayan kimi yazarlar, konuşmalarında ikide bir, gerçeğe bağlı kaldıkları-
nı, gerçeği eksiksizce yansıtmayı yazarlığın başat ilkesi saydıklarını söyler. Bir yolunu bulup düşlerden de imgeler-
den de kaçındıklarını söz arasında belirtmeye çalışırlar. Dahası bir romancıdan, bir öykücüden çok; bir tarihçi, bir
toplum bilimci, bir ruh bilimci gibi davrandıklarını söyleyenler bile çıkar. Bütün bunlar, yazma ve yansıtma edimleri-
nin bütün boyutlarıyla kavranamadığını gösterir. ----
Çünkü hiçbir yazınsal yaratı, gerçeği, daha sınırlı bir söyleyişle yaşamı olduğu gibi yansıtmaz.
Romanda ya da öyküde okuyucuya aktarılanlar gerçeğin izdüşümüdür bir bakıma.
Edebî yapıtlar değerlendirilirken söylenen "Yaşananlara ayna tutuyor." yargısı bir yanılsama ürünüdür.
Yazar, roman ya da öyküsüne yansıttığı gerçeği, parçaysa bütünleştirerek bütünse parçalayarak aktarır.
Bir romanı ya da öyküyü yansıttığı gerçekler yönünden yaşamla karşılaştırarak irdeleme, yazınsallıkla örtü-
şür aslında.
OS
STRA
Aşağ
Oyil
cum
B
zam
![SIRA SENDE
Aşağıdaki parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre parçanın altında verilen yargılardan hangileri
getirilebilir, işaretleyiniz.
Hilmi Yavuz'un şiiri, iç donanım açısından alabildiğine zengindir. Ne ki bu donanımsal zenginliklerin hiçbiri, gelişi-
güzel bir tutumun ya da rastlantıların ürünü değildir. Bu durum da Hilmi Yavuz'un damıtılmış ve öz şiire giden yolun
sözcüklerden geçtiği gerçeğini benimsemesiyle açıklanabilir. Sözcükleri ses, anlam ve çağrışım yönünden özenli
bir değerlendirmeden geçirir. Aralarındaki benzerlik bağıntılarını inceden inceye hesaplar. -- Bu nedenle değişik
okurların karşısına değişik, çok katmanlı kimlik ve görünümlerle çıkar bu şiirler.
====
1. Yani bu bağıntıları oluştururken kılı kırk yararak, bir sözcük kuyumcusu gibi çalışarak seçer sözcüklerini.
II. Bu bağıntılar bütünü ya da ağı, onun şiirlerine çok katmanlı bir nitelik kazandırır.
III. Bu bağıntıları anlamlandırmak için, oluşturduğu sözcük örgülerini tek tek açmak gerekir.
OI ve Il
Yalnız II
II ve III
Yalnız I
OI, II ve III](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230319112135522867-511766.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerSIRA SENDE
Aşağıdaki parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre parçanın altında verilen yargılardan hangileri
getirilebilir, işaretleyiniz.
Hilmi Yavuz'un şiiri, iç donanım açısından alabildiğine zengindir. Ne ki bu donanımsal zenginliklerin hiçbiri, gelişi-
güzel bir tutumun ya da rastlantıların ürünü değildir. Bu durum da Hilmi Yavuz'un damıtılmış ve öz şiire giden yolun
sözcüklerden geçtiği gerçeğini benimsemesiyle açıklanabilir. Sözcükleri ses, anlam ve çağrışım yönünden özenli
bir değerlendirmeden geçirir. Aralarındaki benzerlik bağıntılarını inceden inceye hesaplar. -- Bu nedenle değişik
okurların karşısına değişik, çok katmanlı kimlik ve görünümlerle çıkar bu şiirler.
====
1. Yani bu bağıntıları oluştururken kılı kırk yararak, bir sözcük kuyumcusu gibi çalışarak seçer sözcüklerini.
II. Bu bağıntılar bütünü ya da ağı, onun şiirlerine çok katmanlı bir nitelik kazandırır.
III. Bu bağıntıları anlamlandırmak için, oluşturduğu sözcük örgülerini tek tek açmak gerekir.
OI ve Il
Yalnız II
II ve III
Yalnız I
OI, II ve III
![PARAGRAFTA YARDIMCI D
ADIM PEKIŞTİRME TESTI-3
Şiir, öykü, roman, eleştiri, inceleme kaleme alan
ve aynı zamanda ressam olan sanatçı, farklı tür-
lerde yapıt vermesine karşın bunların hiçbirinde
belli bir düzeyin altına düşmemiştir. Son roman-
lanında bireyin kuşatılmışlığını ustalıklı bir dil bilin-
ciyle kurgulamıştır. Öyküde dört kitabıyla en iyi
yerde bulunurken bu kez de biraz geç sayılabile-
cek bir dönemde şiirler yayımlamaya başlar. Yaz-
dığı ahenkli, duygulu şiirleriyle olumlu eleştiriler
alır. Edebiyatın pek çok alanına geniş bir perspek-
tiften bakarak ürünler veren ama çok ortalarda
gözükmeyi sevmediği için unutulan sanatçının ya-
pitlarının her biri, kendi ifadesiyle özetlemek ge-
rekirse bir bütünün parçasıdır.
Bu parçada sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
Ön plana çıkmak istemediğine
B) Farklı alanlarda çalışmalarının olduğuna
C) Yazdıklarının beğeniyle karşılandığına
D) Sıradan yapıtlar üretmediğine
Düzyazı türündeki çalışmalarıyla bu alana ye-
nilikler getirdiğine
3.
APOIEMI](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230319104240733022-4931998.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerPARAGRAFTA YARDIMCI D
ADIM PEKIŞTİRME TESTI-3
Şiir, öykü, roman, eleştiri, inceleme kaleme alan
ve aynı zamanda ressam olan sanatçı, farklı tür-
lerde yapıt vermesine karşın bunların hiçbirinde
belli bir düzeyin altına düşmemiştir. Son roman-
lanında bireyin kuşatılmışlığını ustalıklı bir dil bilin-
ciyle kurgulamıştır. Öyküde dört kitabıyla en iyi
yerde bulunurken bu kez de biraz geç sayılabile-
cek bir dönemde şiirler yayımlamaya başlar. Yaz-
dığı ahenkli, duygulu şiirleriyle olumlu eleştiriler
alır. Edebiyatın pek çok alanına geniş bir perspek-
tiften bakarak ürünler veren ama çok ortalarda
gözükmeyi sevmediği için unutulan sanatçının ya-
pitlarının her biri, kendi ifadesiyle özetlemek ge-
rekirse bir bütünün parçasıdır.
Bu parçada sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
Ön plana çıkmak istemediğine
B) Farklı alanlarda çalışmalarının olduğuna
C) Yazdıklarının beğeniyle karşılandığına
D) Sıradan yapıtlar üretmediğine
Düzyazı türündeki çalışmalarıyla bu alana ye-
nilikler getirdiğine
3.
APOIEMI