Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

er
7
bir
Aday Yayınları
7. Çoğu hayvan sahibi, bir evcil hayvana sahip olmanın
kendilerini daha iyi hissettirdiğini dile getirse de kisa
yoldan böyle bir yargıya varmak zor. Bu konudaki
çalışmaların sadece bir kısmında evcil hayvan
sahiplerinin diğer insanlardan daha mutlu olduğu
yönünde bulgular elde edilmiş. Pennsylvania
Üniversitesinden Erika Firedmann'ın 1980-1992 yılları
arasında yaptığı araştırmalarda ise hayvan sahiplerinin
kalp krizi sonrasında bir yıl hayatta kalmasının diğer
insanlara göre daha olası olduğu görülmüş. Ancak bu
tür araştırmaların sonuçlarının yorumlanması pek kolay
değil. Çünkü deneklerin (hayvan sahibi olan insanların)
diğer insanlardan farklı ortak özellikleri olabilir ve bu
durumda hayvan sahibi olmanın tek başına bir etmen
olarak değerlendirilmesi çok sağlıklı olmayabilir.
Araştırmacıların ev hayvanlarının sağlığa olan etkisini
daha iyi anlayabilmek için ev hayvanı olmayan rastgele
bir grup insana ev hayvanı edindirip ev hayvanı
olmayan insanlarla karşılaştırmalar yapması gerekiyor.
Bu parçaya göre sözü edilen araştırmalardan
istenen verimin alınamamasının nedeni
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Deneklerin sahip olduğu hayvanların birbirinden
farklı özelliklere sahip olması
B) Daha önce hayvanı olmayan, sonradan hayvan
edinen deneklerin seçilmiş olması
C) Deneklerin hayvanlara olan yaklaşımlarının büyük
oranda farklılık göstermesi
D) Hayvan sahibi olma dışında, deneklerin yaşamını
etkileyen benzer faktörlerin göz ardı edilmesi
E) Deneklerin hayvanlarla olan ilişkilerinde bazı
durumların gözlemlenmesinin mümkün olmaması
is
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
er 7 bir Aday Yayınları 7. Çoğu hayvan sahibi, bir evcil hayvana sahip olmanın kendilerini daha iyi hissettirdiğini dile getirse de kisa yoldan böyle bir yargıya varmak zor. Bu konudaki çalışmaların sadece bir kısmında evcil hayvan sahiplerinin diğer insanlardan daha mutlu olduğu yönünde bulgular elde edilmiş. Pennsylvania Üniversitesinden Erika Firedmann'ın 1980-1992 yılları arasında yaptığı araştırmalarda ise hayvan sahiplerinin kalp krizi sonrasında bir yıl hayatta kalmasının diğer insanlara göre daha olası olduğu görülmüş. Ancak bu tür araştırmaların sonuçlarının yorumlanması pek kolay değil. Çünkü deneklerin (hayvan sahibi olan insanların) diğer insanlardan farklı ortak özellikleri olabilir ve bu durumda hayvan sahibi olmanın tek başına bir etmen olarak değerlendirilmesi çok sağlıklı olmayabilir. Araştırmacıların ev hayvanlarının sağlığa olan etkisini daha iyi anlayabilmek için ev hayvanı olmayan rastgele bir grup insana ev hayvanı edindirip ev hayvanı olmayan insanlarla karşılaştırmalar yapması gerekiyor. Bu parçaya göre sözü edilen araştırmalardan istenen verimin alınamamasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Deneklerin sahip olduğu hayvanların birbirinden farklı özelliklere sahip olması B) Daha önce hayvanı olmayan, sonradan hayvan edinen deneklerin seçilmiş olması C) Deneklerin hayvanlara olan yaklaşımlarının büyük oranda farklılık göstermesi D) Hayvan sahibi olma dışında, deneklerin yaşamını etkileyen benzer faktörlerin göz ardı edilmesi E) Deneklerin hayvanlarla olan ilişkilerinde bazı durumların gözlemlenmesinin mümkün olmaması is
bir haz duyar.
14. Gezegendeki tüm nesnelerin, cihazların her şeyin ama her
şeyin, İnternet üzerinden birbirine bağlanması, tüm
nesnelerin iletişime geçmesi ve bilgi paylaşması kısaca
nesnelerin birbiriyle konuşmasıdır. Bunun oluşabilmesi için
de her nesnenin üstünde bir mikro sensörün olması
gerekiyor. Bir örnekleme yapacak olursak; hava ve yol
durumu bilgileri alarmınıza gelir, trafik durumuna göre sizi
erken veya geç uyandırır, sonra bu bilgiyi kahve makinenizle
paylaşır, siz uyandığınızda kahveniz fokurdamaya
başlamıştır, kahve makinenizden arabanıza, uyandığınıza
dair bilgi ulaşır ve arabanızın motoru ısınmaya başlar,
dişinizi fırçalamaya başladığınızda da dişleriniz hakkında
bilgiler diş hekiminize gider. Bu örnekleri çoğaltabiliriz.
Bu parçadan hareketle gelecekle ilgili olarak aşağıdaki
yargılardan hangisine ulaşılamaz?
A) Artık insan hayatının neredeyse her aşamasında
nesnelerin İnternet'i olacağına
(3) Ver
B) Yeni gelişmelerle birlikte insan hayatının kontrol altına
alınacağına
Cletişim hâlindeki tüm nesnelerin birbirine bilgi
aktaracağına
D) Internet aracılığı ile bütün cansız varlıkların kendi
aralarında haberleşme ağı oluşturacağına
E) En basit nesneden en gelişmişine her şeyin birbirine
bağlanacağına
AL ZE YAYINLARI,
6
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
bir haz duyar. 14. Gezegendeki tüm nesnelerin, cihazların her şeyin ama her şeyin, İnternet üzerinden birbirine bağlanması, tüm nesnelerin iletişime geçmesi ve bilgi paylaşması kısaca nesnelerin birbiriyle konuşmasıdır. Bunun oluşabilmesi için de her nesnenin üstünde bir mikro sensörün olması gerekiyor. Bir örnekleme yapacak olursak; hava ve yol durumu bilgileri alarmınıza gelir, trafik durumuna göre sizi erken veya geç uyandırır, sonra bu bilgiyi kahve makinenizle paylaşır, siz uyandığınızda kahveniz fokurdamaya başlamıştır, kahve makinenizden arabanıza, uyandığınıza dair bilgi ulaşır ve arabanızın motoru ısınmaya başlar, dişinizi fırçalamaya başladığınızda da dişleriniz hakkında bilgiler diş hekiminize gider. Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Bu parçadan hareketle gelecekle ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) Artık insan hayatının neredeyse her aşamasında nesnelerin İnternet'i olacağına (3) Ver B) Yeni gelişmelerle birlikte insan hayatının kontrol altına alınacağına Cletişim hâlindeki tüm nesnelerin birbirine bilgi aktaracağına D) Internet aracılığı ile bütün cansız varlıkların kendi aralarında haberleşme ağı oluşturacağına E) En basit nesneden en gelişmişine her şeyin birbirine bağlanacağına AL ZE YAYINLARI, 6
the bord
YALANCI ÇOBANIN HİKÂYESİ
Ulicelerin birinde köyün koyunlarını güden küçük bir çoban
varmış. Bu küçük çoban koyunlarını her gün bir dağın eteğine
götürür. orada otlatırmış. Günlerden bir gün, koyunlarını
otlatırken çobanın canı sıkılmış. Ne yapsam da eğlensem?" diye
düşünürken, aklına bir fikir gelmiş. Yerinden fırlamış köye doğru
koşmaya başlamış. Köye vanınca, "İmdat! Yardım edin. kurtlar
koyunlarımıza saldırıyor." diye bağırmış. Bunun üzerine köylüler.
kazma ve küreklerle koyunlara doğru koşmuşlar.
Koyunların yanına varınca kurtları aramaya başlamışlar. Bir yandan da
çobana soruyorlarmış:
- Hani nerede kurtlar?
Çoban kahkahayla gülmüş.
-
- Yalnız başıma çok sıkıldım. Bu olayı eğlenmek için uydurdum, demiş.
Köylüler hem şaşırmış hem de öfkelenmişler. Söylene söylene köye dönmüşler.
Birkaç gün sonra çoban yine koşarak köye gelmiş. Köylülerden yine yardım
istemiş. Köylüler yine ona inanmışlar. Çoban:
Gerçekten kurtlar geldi. Inanın diye bağırmış. Köylüler yine yardıma koşmuşlar. Meğer çoban
yine oyun yapıyormuş. Kurt falan yokmuş.
Ertesi gün çobanın sürüsüne gerçekten kurtlar saldırmış. Bunun üzerine küçük çoban var gücüyle
köye koşmuş. Olanlanı anlatıp yardım istemiş. Fakat köylüler bu kez anlattıklarına inanmamışlar.
Çoban gözyaşı dökmüş, yalvarmış yine de köylüler oralı olmamışlar. Kurtlar da çobanın kuzularını
kapıp götürmüş, bu da küçük çobana ders olmuş. Herkesten özür dilemiş. O günden sonra dürüst
ve güvenilir bir insan olmuş.
A-) Aşağıda verilen soruları metne göre cevaplayınız.
1-) Küçük çoban koyunlarını nerede otlatırmış?
2-) Küçük çoban köye doğru koşarken ne diye bağırıyormuş?
3-) Küçük çoban bu olayı eğlenmek için uydurdum diyince köylüler nasıl tepki vermiş?
4-) Küçük çobanın sürüsüne gerçekten kurtlar saldırınca gözyaşı döküp yalvarmasına
rağmen köylüler niçin yardım etmemişler?
5-) Küçük çoban yaptıklarından nasıl bir sonuç çıkarmış?
Iskender07 (ilkokul etkinlikler)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
the bord YALANCI ÇOBANIN HİKÂYESİ Ulicelerin birinde köyün koyunlarını güden küçük bir çoban varmış. Bu küçük çoban koyunlarını her gün bir dağın eteğine götürür. orada otlatırmış. Günlerden bir gün, koyunlarını otlatırken çobanın canı sıkılmış. Ne yapsam da eğlensem?" diye düşünürken, aklına bir fikir gelmiş. Yerinden fırlamış köye doğru koşmaya başlamış. Köye vanınca, "İmdat! Yardım edin. kurtlar koyunlarımıza saldırıyor." diye bağırmış. Bunun üzerine köylüler. kazma ve küreklerle koyunlara doğru koşmuşlar. Koyunların yanına varınca kurtları aramaya başlamışlar. Bir yandan da çobana soruyorlarmış: - Hani nerede kurtlar? Çoban kahkahayla gülmüş. - - Yalnız başıma çok sıkıldım. Bu olayı eğlenmek için uydurdum, demiş. Köylüler hem şaşırmış hem de öfkelenmişler. Söylene söylene köye dönmüşler. Birkaç gün sonra çoban yine koşarak köye gelmiş. Köylülerden yine yardım istemiş. Köylüler yine ona inanmışlar. Çoban: Gerçekten kurtlar geldi. Inanın diye bağırmış. Köylüler yine yardıma koşmuşlar. Meğer çoban yine oyun yapıyormuş. Kurt falan yokmuş. Ertesi gün çobanın sürüsüne gerçekten kurtlar saldırmış. Bunun üzerine küçük çoban var gücüyle köye koşmuş. Olanlanı anlatıp yardım istemiş. Fakat köylüler bu kez anlattıklarına inanmamışlar. Çoban gözyaşı dökmüş, yalvarmış yine de köylüler oralı olmamışlar. Kurtlar da çobanın kuzularını kapıp götürmüş, bu da küçük çobana ders olmuş. Herkesten özür dilemiş. O günden sonra dürüst ve güvenilir bir insan olmuş. A-) Aşağıda verilen soruları metne göre cevaplayınız. 1-) Küçük çoban koyunlarını nerede otlatırmış? 2-) Küçük çoban köye doğru koşarken ne diye bağırıyormuş? 3-) Küçük çoban bu olayı eğlenmek için uydurdum diyince köylüler nasıl tepki vermiş? 4-) Küçük çobanın sürüsüne gerçekten kurtlar saldırınca gözyaşı döküp yalvarmasına rağmen köylüler niçin yardım etmemişler? 5-) Küçük çoban yaptıklarından nasıl bir sonuç çıkarmış? Iskender07 (ilkokul etkinlikler)
Bir insanın duyuşsal alanı 5 basamaktan meydana gel-
mektedir.
fikir ya
da uyarıcı-
Alma basamağı: Belirli bir nesne,
nın farkına varmak; dikkat etmek ve duyarlı olma hâlidir.
Tepkide bulunma basamağı: Belli uyarıcılarla ilgilen-
me, onlara uygun ve bilinçli tepkilerde bulunma, uya-
riciyi arama ve önem verme, yardım etme, tartışmala-
ra katılma, kurallara uyma, doyum sağlama gibi süreç-
lerden oluşur.
Değer verme basamağı: Bir olay ya da olguyu tercih
etme, kabullenme, değere düşkünlük, adanmışlık, ör-
gütlenme, paylaşma gibi süreçlerden oluşur.
Örgütleme basamağı: Değerler sistemine yenilerini
ekleyerek farklı değerleri bir araya getirme, kararlılık,
savunma, formüle etme, sıralama, genelleme ve sen-
tez gibi süreçlerden oluşur. Bu basamakta yazılan he-
def cümlelerinin sonunda "kararlı oluş, kararlılık" gibi
ifadeler
yer alabilir.
Kişilik hâline getirme: Bireyin; alışılmış hâllerde, duy-
gusal rahatsızlık yaşamadan, benimsediği değerlerle
tutarlı davranmasını gerektiren özellikleri içerir.
Bu duyuşsal alan basamakları dikkate alındığında
aşağıdaki "sanat ve sergi" ile ilgili örneklemelerden
hangisi ayraç içinde verilen basamakla ilişkilendi-
rilemez?
A) Bir sergideki resimlere dikkatle bakma (Alma ba-
samağı)
B) Bir sanat eseri ile ilgili tartışmaya katılma (Tepkide
bulunma basamağı)
C) Sergideki eserleri alkışlama, eserlere beğeniyi sun-
ma (Değer verme basamağı)
D) Başka sergileri de gezmek için kesin kararlı olma
(Örgütlenme basamağı)
E) Arkadaşları arasında bir sanat eserini takas etme
(Kişilik hâline getirme)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Bir insanın duyuşsal alanı 5 basamaktan meydana gel- mektedir. fikir ya da uyarıcı- Alma basamağı: Belirli bir nesne, nın farkına varmak; dikkat etmek ve duyarlı olma hâlidir. Tepkide bulunma basamağı: Belli uyarıcılarla ilgilen- me, onlara uygun ve bilinçli tepkilerde bulunma, uya- riciyi arama ve önem verme, yardım etme, tartışmala- ra katılma, kurallara uyma, doyum sağlama gibi süreç- lerden oluşur. Değer verme basamağı: Bir olay ya da olguyu tercih etme, kabullenme, değere düşkünlük, adanmışlık, ör- gütlenme, paylaşma gibi süreçlerden oluşur. Örgütleme basamağı: Değerler sistemine yenilerini ekleyerek farklı değerleri bir araya getirme, kararlılık, savunma, formüle etme, sıralama, genelleme ve sen- tez gibi süreçlerden oluşur. Bu basamakta yazılan he- def cümlelerinin sonunda "kararlı oluş, kararlılık" gibi ifadeler yer alabilir. Kişilik hâline getirme: Bireyin; alışılmış hâllerde, duy- gusal rahatsızlık yaşamadan, benimsediği değerlerle tutarlı davranmasını gerektiren özellikleri içerir. Bu duyuşsal alan basamakları dikkate alındığında aşağıdaki "sanat ve sergi" ile ilgili örneklemelerden hangisi ayraç içinde verilen basamakla ilişkilendi- rilemez? A) Bir sergideki resimlere dikkatle bakma (Alma ba- samağı) B) Bir sanat eseri ile ilgili tartışmaya katılma (Tepkide bulunma basamağı) C) Sergideki eserleri alkışlama, eserlere beğeniyi sun- ma (Değer verme basamağı) D) Başka sergileri de gezmek için kesin kararlı olma (Örgütlenme basamağı) E) Arkadaşları arasında bir sanat eserini takas etme (Kişilik hâline getirme)
Sinema endüstrisi ses ve renk gibi gelişmelerle sine-
ma salonlarını cazip kılmaya çalışırken 1940'lı yılların
sonundan itibaren televizyon yaygın bir iletişim aracı-
na dönüşmüştür. Stüdyolar, televizyonun gelişme ça-
ğında tehlikeyi küçümsemiş olsalar da 1950'lerin so-
nuna doğru bu akıllı kutunun yüzde doksanlık yayılma
seviyesine ulaşması ile birtakım yenilikler yapmak zo-
runda kalmışlardır. Stüdyoların en önemli atılımı kendi
ürünlerini televizyondan farklılaştırmak olmuş ve daha
geniş perdeye sahip salonlar kurulmaya başlanmıştır.
Buna ek olarak üç boyut teknolojisi ve renk kalitesini
artırmaya yönelik çabalar da sinemayı yeniden cazip
bir atraksiyona dönüştürmüştür. Sonraki yıllarda ise vi-
deonun, bilgisayarların ve mobil iletişim araçlarının or-
taya çıkışı ile birlikte sinema, hem kendine özgün bir
alan yaratmaya hem de bu gelişmelerden beslenme-
ye çalışmıştır.
16
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi sinema-
nın cazip kılınması için geliştirilen unsurlarından
biri olamaz?
A) Ses
C) Perde
E) Üç boyutlu gösterim
B) Dekor
D) Renk
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Sinema endüstrisi ses ve renk gibi gelişmelerle sine- ma salonlarını cazip kılmaya çalışırken 1940'lı yılların sonundan itibaren televizyon yaygın bir iletişim aracı- na dönüşmüştür. Stüdyolar, televizyonun gelişme ça- ğında tehlikeyi küçümsemiş olsalar da 1950'lerin so- nuna doğru bu akıllı kutunun yüzde doksanlık yayılma seviyesine ulaşması ile birtakım yenilikler yapmak zo- runda kalmışlardır. Stüdyoların en önemli atılımı kendi ürünlerini televizyondan farklılaştırmak olmuş ve daha geniş perdeye sahip salonlar kurulmaya başlanmıştır. Buna ek olarak üç boyut teknolojisi ve renk kalitesini artırmaya yönelik çabalar da sinemayı yeniden cazip bir atraksiyona dönüştürmüştür. Sonraki yıllarda ise vi- deonun, bilgisayarların ve mobil iletişim araçlarının or- taya çıkışı ile birlikte sinema, hem kendine özgün bir alan yaratmaya hem de bu gelişmelerden beslenme- ye çalışmıştır. 16 Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi sinema- nın cazip kılınması için geliştirilen unsurlarından biri olamaz? A) Ses C) Perde E) Üç boyutlu gösterim B) Dekor D) Renk
Yeşilçam'ın dokunaklı öykücülüğünü en saf biçimde iş-
leyen Ertem Eğilmez, Canım Kardeşim'de iki kardeşin
beraber yaşadıkları son günleri anlatıyor. Hayatta bir
amacı olmayan ve yalnızca en yakın arkadaşı Halit ile
günlerini geçirip çeşitli yollar deneyerek para kazanma-
ya çalışan Murat, bulunduğu durumdan şikâyet etme-
yen ama istediğini elde etmek için sınırları ve kurallan
görmezden gelen birisi. Umutsuz bir gencin tekrar ha-
yata tutunmasını ironik bir şekilde aktaran Ertem Eğil-
mez, belki de en sade ve olağan senaryolarından birini
kaleme alan Sadık Şendil'in üstünde durduğu noktala-
ri hissettirmeyi çok iyi başarıyor. Elbette, bu noktalar-
dan en önemlisi Murat'ın değişimi oluyor. Umutsuzluğu
ve çaresizliği, sinirli ve agresif biri olmasına yol açmış-
ken kardeşine olan bağlılığının artmasıyla Kahraman'a
olana tavrı tamamen değişirken içinde yaşadığı düze-
ne ve kaderine karşı daha sert olmaya başlıyor. Bu şim-
dilerde oldukça kalıplaşmış bir karakter gelişimi örneği
olsa da film, gerek Tarık Akan'ın güçlü oyunculuğu ge-
rekse filmin anlatımının gerçekçiliği izleyici için arzu edi-
len etkiyi yaratmayı başarıyor.
Bu parçada söz edilen filmle ilgili aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) Seyircide uyandırılan isteğin, realist anlatım ve güç-
lü oyunculukla sağlandığı
B) Eğilmez'in en sade senaryolarından biri olmasına
rağmen etkili biçimde işlendiği
C) Toplumsal bir konunun derinlemesine ve acima-
sızca anlatıldığı
D) Ertem Eğilmez filmlerinde insanın içine işleyen Ye-
şilçam hikâyeciliğinin görüldüğü
E) Dönemin İstanbul'unda yaşanan karmaşa ve ha-
yat mücadelesinin yokluklar içindeki iki kardeş üze-
rinden işlendiği
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Yeşilçam'ın dokunaklı öykücülüğünü en saf biçimde iş- leyen Ertem Eğilmez, Canım Kardeşim'de iki kardeşin beraber yaşadıkları son günleri anlatıyor. Hayatta bir amacı olmayan ve yalnızca en yakın arkadaşı Halit ile günlerini geçirip çeşitli yollar deneyerek para kazanma- ya çalışan Murat, bulunduğu durumdan şikâyet etme- yen ama istediğini elde etmek için sınırları ve kurallan görmezden gelen birisi. Umutsuz bir gencin tekrar ha- yata tutunmasını ironik bir şekilde aktaran Ertem Eğil- mez, belki de en sade ve olağan senaryolarından birini kaleme alan Sadık Şendil'in üstünde durduğu noktala- ri hissettirmeyi çok iyi başarıyor. Elbette, bu noktalar- dan en önemlisi Murat'ın değişimi oluyor. Umutsuzluğu ve çaresizliği, sinirli ve agresif biri olmasına yol açmış- ken kardeşine olan bağlılığının artmasıyla Kahraman'a olana tavrı tamamen değişirken içinde yaşadığı düze- ne ve kaderine karşı daha sert olmaya başlıyor. Bu şim- dilerde oldukça kalıplaşmış bir karakter gelişimi örneği olsa da film, gerek Tarık Akan'ın güçlü oyunculuğu ge- rekse filmin anlatımının gerçekçiliği izleyici için arzu edi- len etkiyi yaratmayı başarıyor. Bu parçada söz edilen filmle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Seyircide uyandırılan isteğin, realist anlatım ve güç- lü oyunculukla sağlandığı B) Eğilmez'in en sade senaryolarından biri olmasına rağmen etkili biçimde işlendiği C) Toplumsal bir konunun derinlemesine ve acima- sızca anlatıldığı D) Ertem Eğilmez filmlerinde insanın içine işleyen Ye- şilçam hikâyeciliğinin görüldüğü E) Dönemin İstanbul'unda yaşanan karmaşa ve ha- yat mücadelesinin yokluklar içindeki iki kardeş üze- rinden işlendiği
Stresin saçları beyazlattığı düşünülür. Ancak bugüne
kadar bu durumun ne ölçüde doğru olduğu ve eğer
doğruysa stresin vücutta hangi mekanizmaları tetikle-
yerek saçları beyazlattığı bilinmiyordu. Harvard Üni-
versitesinde çalışan bir grup araştırmacı, stresin saç-
lan beyazlatma sürecinin nasıl gerçekleştiğiyle ilgili ilk
bulgulara ulaştı. Stres tüm vücudu etkilediği için tes-
pit edilmesi gereken ilk şey, stresin hangi sistem ara-
cılığıyla saçların rengini etkilediğinin bulunması olmuş.
Araştırmacılar ilk olarak stresin bağışıklık sistemini et-
kilediğini, saçların beyazlamasının bağışıklık hücrele-
rinin pigment (renk veren kimyasal maddeler) üreten
hücreleri öldürmesi sonucunda gerçekleştiğini düşün-
müşler. Araştırmacılar daha sonra kortizol hormonuna
yönelmişler. Çünkü stresin vücuttaki kortizol seviyesi-
ni artırdığı bilinir. Ancak deneyler bu düşünceyi de des-
teklemiyor: Adrenal bezi alındığı için vücudunda kor-
tizol hormonu üretilmeyen farelerin tüyleri de stres al-
tında beyazlamaya başlıyor.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine
ulaşılabilir?
A) Yaşanan sıkıntıların bir şekilde etki-tepki oluştur-
duğu, vücutta değişik hastalıkların ortaya çıkma-
sına neden olduğu dile getirilmiştir.
B) Stresin neden olduğu düşünülen saçların beyazla-
ması olayı için ciddi çalışmalar yapıldığı ve kesin
sonuçlara hâlâ ulaşılamadığı düşünülmüştür.
C) Stresin insan vücudunda bir sürü hasar yarattığı
ve bunlardan birinin de saçları beyazlattığı araştır-
macılar tarafından kanıtlanmıştır.
D) Yapılan deneylere rağmen, saç beyazlamasının
stresten mi yoksa başka hastalıklardan mı kaynak-
landığının günümüzde de çözülemediği belirtilmiş-
tir.
E) Stresten dolayı oluşan hormon bozukluklarının vü-
cutta saç beyazlaması dâhil bir sürü hastalığa ne-
den olduğu, günümüzde yapılan deneylerle ispat-
lanmıştır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Stresin saçları beyazlattığı düşünülür. Ancak bugüne kadar bu durumun ne ölçüde doğru olduğu ve eğer doğruysa stresin vücutta hangi mekanizmaları tetikle- yerek saçları beyazlattığı bilinmiyordu. Harvard Üni- versitesinde çalışan bir grup araştırmacı, stresin saç- lan beyazlatma sürecinin nasıl gerçekleştiğiyle ilgili ilk bulgulara ulaştı. Stres tüm vücudu etkilediği için tes- pit edilmesi gereken ilk şey, stresin hangi sistem ara- cılığıyla saçların rengini etkilediğinin bulunması olmuş. Araştırmacılar ilk olarak stresin bağışıklık sistemini et- kilediğini, saçların beyazlamasının bağışıklık hücrele- rinin pigment (renk veren kimyasal maddeler) üreten hücreleri öldürmesi sonucunda gerçekleştiğini düşün- müşler. Araştırmacılar daha sonra kortizol hormonuna yönelmişler. Çünkü stresin vücuttaki kortizol seviyesi- ni artırdığı bilinir. Ancak deneyler bu düşünceyi de des- teklemiyor: Adrenal bezi alındığı için vücudunda kor- tizol hormonu üretilmeyen farelerin tüyleri de stres al- tında beyazlamaya başlıyor. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Yaşanan sıkıntıların bir şekilde etki-tepki oluştur- duğu, vücutta değişik hastalıkların ortaya çıkma- sına neden olduğu dile getirilmiştir. B) Stresin neden olduğu düşünülen saçların beyazla- ması olayı için ciddi çalışmalar yapıldığı ve kesin sonuçlara hâlâ ulaşılamadığı düşünülmüştür. C) Stresin insan vücudunda bir sürü hasar yarattığı ve bunlardan birinin de saçları beyazlattığı araştır- macılar tarafından kanıtlanmıştır. D) Yapılan deneylere rağmen, saç beyazlamasının stresten mi yoksa başka hastalıklardan mı kaynak- landığının günümüzde de çözülemediği belirtilmiş- tir. E) Stresten dolayı oluşan hormon bozukluklarının vü- cutta saç beyazlaması dâhil bir sürü hastalığa ne- den olduğu, günümüzde yapılan deneylerle ispat- lanmıştır.
Resim arayışlan ekseninde, damga ve benzeri işaret-
leri Türk resminde kullanan sanatçılar arasında Bedri
Rahmi Eyüboğlu akla ilk gelen isimlerdendir. Çok yön-
lü kişiliğiyle Türk kültür ve sanat hayatına damgasını
vurmuş bir ressam ve şair olan sanatçı, izlenimcilikten
nakış sanatımıza, halk sanatından ilkel sanatlara, mo-
zaikten mimariye, şiirden müziğe, fotoğrafa, tiyatroya
ve sinemaya dek çok farklı alanlara ilgi duymuş; resim
ve yazılarında bu konuları işlemiştir. Bedri Rahmi
Eyüboğlu'nun sanat hayatı, çok yönlü ve çok renklidir.
Başlangıçta izlenimcilik, kübizm, dışavurumculuk gibi
Batı kökenli çağdaş sanat akımlarının etkisinde kalan
sanatçı; giderek bu akımların kalıcı yanlarıyla halk kül-
türünün, ulusal sanat geleneklerinin biçim ve renk di-
lini kaynaştırmayı başarmıştır. Bu bağlamda günümüz-
de bile kullanılmakta olan birçok nakış ve bezeme mo-
tifinin, ilkin damga ve yazıtlardan türediğini söyleyebi-
liriz. Bu yüzden, Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun sanatına
damgaların dolaylı yoldan yansıdığını görmek müm-
kündür.
Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada söz edilen sa-
natçının sanatıyla ilgili unsurlardan biri değildir?
A) Damga ve benzeri işaretleri sanatında aracısız, doğ-
rudan kullanan sanatçılarımızdan biridir.
B) Türk resmine ait ulusal motifleri çağdaş sanat içe-
risinde kullanan belli başlı isimlerden biridir.
C) Türk sanatında iz bırakan sanatçı ulusal sanat ge-
leneğimizde biçim ve renkleri armoni etmiştir.
D) Sanatının ilk dönemlerinde etkilendiği Batılı akımla-
n, millî unsurlarla aynı potada eritmeyi başarmıştır.
E) Sanat hayatındaki çok renklilik, farklı türdeki eser-
lerine motif olarak yansımıştır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Resim arayışlan ekseninde, damga ve benzeri işaret- leri Türk resminde kullanan sanatçılar arasında Bedri Rahmi Eyüboğlu akla ilk gelen isimlerdendir. Çok yön- lü kişiliğiyle Türk kültür ve sanat hayatına damgasını vurmuş bir ressam ve şair olan sanatçı, izlenimcilikten nakış sanatımıza, halk sanatından ilkel sanatlara, mo- zaikten mimariye, şiirden müziğe, fotoğrafa, tiyatroya ve sinemaya dek çok farklı alanlara ilgi duymuş; resim ve yazılarında bu konuları işlemiştir. Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun sanat hayatı, çok yönlü ve çok renklidir. Başlangıçta izlenimcilik, kübizm, dışavurumculuk gibi Batı kökenli çağdaş sanat akımlarının etkisinde kalan sanatçı; giderek bu akımların kalıcı yanlarıyla halk kül- türünün, ulusal sanat geleneklerinin biçim ve renk di- lini kaynaştırmayı başarmıştır. Bu bağlamda günümüz- de bile kullanılmakta olan birçok nakış ve bezeme mo- tifinin, ilkin damga ve yazıtlardan türediğini söyleyebi- liriz. Bu yüzden, Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun sanatına damgaların dolaylı yoldan yansıdığını görmek müm- kündür. Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada söz edilen sa- natçının sanatıyla ilgili unsurlardan biri değildir? A) Damga ve benzeri işaretleri sanatında aracısız, doğ- rudan kullanan sanatçılarımızdan biridir. B) Türk resmine ait ulusal motifleri çağdaş sanat içe- risinde kullanan belli başlı isimlerden biridir. C) Türk sanatında iz bırakan sanatçı ulusal sanat ge- leneğimizde biçim ve renkleri armoni etmiştir. D) Sanatının ilk dönemlerinde etkilendiği Batılı akımla- n, millî unsurlarla aynı potada eritmeyi başarmıştır. E) Sanat hayatındaki çok renklilik, farklı türdeki eser- lerine motif olarak yansımıştır.
engellen-
wücudun
Daha
boşal-
mir. Ic
içine
anin
zak-
ve
B
B
B
39. Fransız düşünürü Alain, "Sürekli mutluluk yoktur, mutlu
anlar vardır." der. Mutlu anlar ne kadar çok olursa yaşamı
miz mutlu geçmiş demektir ama arada hep iniş çıkışlar,
mutsuzluklar, kırgınlıklar vardır. Yaşam, mutluluk-mutsuz-
luk sarkacında sürer gider. Yaşamın anlamını ve varoluşun
nedenlerini gereği gibi ancak sanatçılar bilebilir. Sanatç
nın farkındalığı ile seçilip sanat aracılığıyla gözlerimizin
önüne serilen dünyalarla, bizim iç dünyamız da zenginle-
şir. Sanat, bu yönüyle yaşamı anlamlı kılmanın yanı sıra
katlanılabilir de kılar.
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisine ulaşıla
maz?
A) Alain'in mutluluk anlayışına göre mutlu anların fazlalığı
mutlu bir yaşantıyla eş değerdir.
B) Sanatçının süzgecinden geçirildikten sonra ortaya
konulan sanat yapıtları, okurun dünyasını zenginleşti-
rir.
C) Çeşitli işlevlere sahip olan sanat yapıtları, hayata dair
birtakım sorunların kabullenirliğini kolaylaştırır.
D) Hayat, ak ve kara olarak algılanmamalı; ak ve karanın
birleşimi etrafında düşünülmelidir.
E) Sanatçıların hayat felsefesine sahip olan insanlar,
varoluş nedenlerinin farkındadır ve daha mutludur.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
engellen- wücudun Daha boşal- mir. Ic içine anin zak- ve B B B 39. Fransız düşünürü Alain, "Sürekli mutluluk yoktur, mutlu anlar vardır." der. Mutlu anlar ne kadar çok olursa yaşamı miz mutlu geçmiş demektir ama arada hep iniş çıkışlar, mutsuzluklar, kırgınlıklar vardır. Yaşam, mutluluk-mutsuz- luk sarkacında sürer gider. Yaşamın anlamını ve varoluşun nedenlerini gereği gibi ancak sanatçılar bilebilir. Sanatç nın farkındalığı ile seçilip sanat aracılığıyla gözlerimizin önüne serilen dünyalarla, bizim iç dünyamız da zenginle- şir. Sanat, bu yönüyle yaşamı anlamlı kılmanın yanı sıra katlanılabilir de kılar. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisine ulaşıla maz? A) Alain'in mutluluk anlayışına göre mutlu anların fazlalığı mutlu bir yaşantıyla eş değerdir. B) Sanatçının süzgecinden geçirildikten sonra ortaya konulan sanat yapıtları, okurun dünyasını zenginleşti- rir. C) Çeşitli işlevlere sahip olan sanat yapıtları, hayata dair birtakım sorunların kabullenirliğini kolaylaştırır. D) Hayat, ak ve kara olarak algılanmamalı; ak ve karanın birleşimi etrafında düşünülmelidir. E) Sanatçıların hayat felsefesine sahip olan insanlar, varoluş nedenlerinin farkındadır ve daha mutludur.
36. Gişe filmleri için yapılan yatırımların karşılığını, yapımcılar
almak ister. Bu bakımdan para kazandıracak filmler yapmaya
özen gösterirler ve filmlerin çekim aşamasına dâhil olurlar.
Oyuncular, yönetmenler ve yapımcılar arasında bazı
anlaşmazlıklar ortaya çıkabilir. Yapımcılar hareketsiz filmlerin
izlenilmeyeceğini düşünür. Yönetmenler ise sanat ve yenilik
kaygısı bağlamında göz ardı edilmemesi gereken bazı
noktalara vurgu yapar. Fakat yapımcıların çekime hazır olan
filmlerin çekim aşamasında, izleyicilerin isteklerini göz
önünde bulundurma baskısı ağır basar.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Yapımcıların gişe beklentilerinin, filmler üzerindeki bazı
etkilerine
B) Durağan filmlerin izleyici tarafından izlenilmeyeceğinin
düşünüldüğüne
C) Yönetmenlerin ve yapımcıların filmin çekim aşamasında
farklı yaklaşım sergilediğine
D) Çekilen yeni filmlerde teknolojik yeniliklerin kullanıldığına
E) Senaryo aşamasına gelen filmlerin izleyici odağında
ilerletildiğine
2122A021-TYT
Mula JAY208
38.
11
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
36. Gişe filmleri için yapılan yatırımların karşılığını, yapımcılar almak ister. Bu bakımdan para kazandıracak filmler yapmaya özen gösterirler ve filmlerin çekim aşamasına dâhil olurlar. Oyuncular, yönetmenler ve yapımcılar arasında bazı anlaşmazlıklar ortaya çıkabilir. Yapımcılar hareketsiz filmlerin izlenilmeyeceğini düşünür. Yönetmenler ise sanat ve yenilik kaygısı bağlamında göz ardı edilmemesi gereken bazı noktalara vurgu yapar. Fakat yapımcıların çekime hazır olan filmlerin çekim aşamasında, izleyicilerin isteklerini göz önünde bulundurma baskısı ağır basar. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Yapımcıların gişe beklentilerinin, filmler üzerindeki bazı etkilerine B) Durağan filmlerin izleyici tarafından izlenilmeyeceğinin düşünüldüğüne C) Yönetmenlerin ve yapımcıların filmin çekim aşamasında farklı yaklaşım sergilediğine D) Çekilen yeni filmlerde teknolojik yeniliklerin kullanıldığına E) Senaryo aşamasına gelen filmlerin izleyici odağında ilerletildiğine 2122A021-TYT Mula JAY208 38. 11
5
40. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi kişinin geç-
mişte okuduğu yazarları görmezden gelmesinin sebep-
lerinden biri değildir?
A) Sürekli yenilik arayışında olması
B) Duygusal ihtiyaçlarının çeşitlenmesi
C) Güncel olana öncelik vermesi
D) Okuma zevkinin değişmesi
E) Düş gücünün genişlemesi'
TEST BIT
CEVAPLARINIZI KONTROL EDİN
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
5 40. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi kişinin geç- mişte okuduğu yazarları görmezden gelmesinin sebep- lerinden biri değildir? A) Sürekli yenilik arayışında olması B) Duygusal ihtiyaçlarının çeşitlenmesi C) Güncel olana öncelik vermesi D) Okuma zevkinin değişmesi E) Düş gücünün genişlemesi' TEST BIT CEVAPLARINIZI KONTROL EDİN
22. Hız çağında yaşıyoruz. Her şey o kadar hızlı geçiyor ki, ne
işe ne arkadaşlarımıza ne ailemize ne çocuğumuza ne
kendimize yeterince zamanımız kalıyor. Akrep ve yelko-
vanla yarış hâlindeyiz. Bu yüzden bütün ilişkiler yarım
yamalak, bütün sevgiler bölük pörçük. Sevmeye bile vakti-
miz yok bizim. Oysa teknolojinin nimetlerinden fazlasıyla
yararlanıyoruz. Ne çamaşır yıkıyoruz ne de bulaşık, çayı-
mızı kahvemizi makineler yapıyor. Işlerimizi bir telefon, bir
e-postayla hallediyoruz. Uçaklar bizi iki saat içinde dünya-
nın bir ucuna taşıyor. Hatta artık gitmeye bile gerek yok,
internetle dünya elimizin altında. Ama yine de vaktimiz yok
işte! Galiba doğayı küstürdük biz. Biz ondan uzaklaştıkça
o da bizden bütün zamanları çalıyor.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemis:
tir?
A) Yakınlarımıza zaman ayırmakta zorlandığımıza
B) Bir şeylerle yarışıyormuşçasına hızlı yaşadığımıza
C) Teknolojinin bize zaman kazandırdığına
D) Günlük yaşamda yakınmayı alışkanlık haline getirdiği
mize
E) Doğa-insan ilişkilerinin eskisi kadar iyi gitmediğine
FEN BİLİMLERİ Y
5 Deneme Sinavi-7/Temel Yeterlilik Testi
A) Belli
çok
8) Ese
öze
C) Ku
ça
D) Y
le
E) C
24. Bu
anl
20
25. B
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
22. Hız çağında yaşıyoruz. Her şey o kadar hızlı geçiyor ki, ne işe ne arkadaşlarımıza ne ailemize ne çocuğumuza ne kendimize yeterince zamanımız kalıyor. Akrep ve yelko- vanla yarış hâlindeyiz. Bu yüzden bütün ilişkiler yarım yamalak, bütün sevgiler bölük pörçük. Sevmeye bile vakti- miz yok bizim. Oysa teknolojinin nimetlerinden fazlasıyla yararlanıyoruz. Ne çamaşır yıkıyoruz ne de bulaşık, çayı- mızı kahvemizi makineler yapıyor. Işlerimizi bir telefon, bir e-postayla hallediyoruz. Uçaklar bizi iki saat içinde dünya- nın bir ucuna taşıyor. Hatta artık gitmeye bile gerek yok, internetle dünya elimizin altında. Ama yine de vaktimiz yok işte! Galiba doğayı küstürdük biz. Biz ondan uzaklaştıkça o da bizden bütün zamanları çalıyor. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemis: tir? A) Yakınlarımıza zaman ayırmakta zorlandığımıza B) Bir şeylerle yarışıyormuşçasına hızlı yaşadığımıza C) Teknolojinin bize zaman kazandırdığına D) Günlük yaşamda yakınmayı alışkanlık haline getirdiği mize E) Doğa-insan ilişkilerinin eskisi kadar iyi gitmediğine FEN BİLİMLERİ Y 5 Deneme Sinavi-7/Temel Yeterlilik Testi A) Belli çok 8) Ese öze C) Ku ça D) Y le E) C 24. Bu anl 20 25. B
ERİ YAYINLARI -
20. Ben yeterince iyi değilim, tamamen de kötü değilim.
Etrafına güven vermediğimi biliyorum ama umursamaz da
görünmüyorum. Kaçmıyorum, durmuyorum da. Esrik gez-
miyorum ama her an ayık da değilim. Suskun değil bey-
nimdekiler ama sözcükler sese dönüşmüyor gerektiği
anlarda. Çok rüya görüyorum, sonra bunları hatırlamıyo-
rum. Mantıklı görünüp karar veremiyorum. Bağımlı deği-
lim, kaçabilecek kadar da özgür değilim. Umutsuz değilim
ama yarına güvenle bakıyorum da diyemem.
Kendisini böyle tanıtan biri için aşağıdakilerden hangi-
si söylenemez?
A) Yadırganan davranışları olan
B) Öz eleştiriden kaçınan
C) Yaşama veya iş görme isteğini bir ölçüde yitirmiş
D) Çekinme huyu olan, ürkek
E) Tutum ve davranışlarında uyum olmayan
Diğer sayfa gec
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ERİ YAYINLARI - 20. Ben yeterince iyi değilim, tamamen de kötü değilim. Etrafına güven vermediğimi biliyorum ama umursamaz da görünmüyorum. Kaçmıyorum, durmuyorum da. Esrik gez- miyorum ama her an ayık da değilim. Suskun değil bey- nimdekiler ama sözcükler sese dönüşmüyor gerektiği anlarda. Çok rüya görüyorum, sonra bunları hatırlamıyo- rum. Mantıklı görünüp karar veremiyorum. Bağımlı deği- lim, kaçabilecek kadar da özgür değilim. Umutsuz değilim ama yarına güvenle bakıyorum da diyemem. Kendisini böyle tanıtan biri için aşağıdakilerden hangi- si söylenemez? A) Yadırganan davranışları olan B) Öz eleştiriden kaçınan C) Yaşama veya iş görme isteğini bir ölçüde yitirmiş D) Çekinme huyu olan, ürkek E) Tutum ve davranışlarında uyum olmayan Diğer sayfa gec
aktarır
güzel
lan yeni
e işe
Google
yeterince
3. (1) 552 yılında Juan-Juan Devleti, Bumin'in liderliğindeki
Göktürk topluluğu tarafından yıkıldı. (II) Bu gelişmeyle Il
(illig) Kagan unvanını kazanan Bumin, aynı yıl Göktürk
Devleti'ni kurmayı başardı. (III) Takip eden yıllarda
Göktürk Devleti, Karadeniz'den Kore'ye kadar uzanan bir
konfederasyon hâline gelerek bütün Orta Asya'nın tek
hâkimi oldu. (IV) Bu siyasi teşkilata sonradan Moğol ve
Mançu kökenli kabileler de itaat etti. (V) Moğollar ve
Mançular, her ne kadar Orta Asya halklarından olsalar da
Türk kökenli olarak kabul edilmezler.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
Il
Chil
AM
DV
E) V
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
aktarır güzel lan yeni e işe Google yeterince 3. (1) 552 yılında Juan-Juan Devleti, Bumin'in liderliğindeki Göktürk topluluğu tarafından yıkıldı. (II) Bu gelişmeyle Il (illig) Kagan unvanını kazanan Bumin, aynı yıl Göktürk Devleti'ni kurmayı başardı. (III) Takip eden yıllarda Göktürk Devleti, Karadeniz'den Kore'ye kadar uzanan bir konfederasyon hâline gelerek bütün Orta Asya'nın tek hâkimi oldu. (IV) Bu siyasi teşkilata sonradan Moğol ve Mançu kökenli kabileler de itaat etti. (V) Moğollar ve Mançular, her ne kadar Orta Asya halklarından olsalar da Türk kökenli olarak kabul edilmezler. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? Il Chil AM DV E) V
AYDIN YAYINLARI
28. Diyelim ki bir romanda kötü bir adam var, tam kahramanı
öldürecekken bir kaplan üstüne atılıp onu parçalıyor. Bu
olay Londra'da geçiyorsa bu kaplanın oraya nasıl geldiği
ve orada nasıl olup da ortaya çıktığı bir şekilde açıklanmış
olmalı. Aynı ihtiyaç insan davranışları için de geçerli. Kap-
tan Ahab son derece takıntılı bir biçimde balinayı öldür-
meye kilitlenmiş. Peki, ama niçin? Çünkü balına bacağını
koparmış, şimdi Ahab öç almaya çalışıyor. Bu, yeterli bir
açıklama mı? Eh, çok yeterli değil belki ama Ahab belki sa-
dece edebiyatta rastladığımız büyük tutkularla davranan
karakterlerden biri. Büyük tutkularınsa öyle çok kolay an-
laşılır, kabul edilir açıklamaları olamaz. Ama buna karşılık
Madam Bovary gibi uzun boylu derinliği olmayan bir ka-
rakteri düşünün. Onun her yaptığını niçin yaptığını kolayca
anlıyoruz.
Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşıla-
bilir?
A) Romanlardaki nedensellik olaylar ve karakterlerin psi-
kolojileri düzeyinde seyreder.
B) Okurun ikna olması için önce yazarın anlattıklarına biz-
zat kendisinin inanması gerekir.
C) Romanda iyi ve kötü karakterlerin bir arada kullanılma-
Si romanın inandırıcılığını etkiler.
D) Bir kurmaca metin okuyucuyu olaylar arasında kurduğu
neden ve sonuç yargılanıyla kendine bağlar.
E) Romanda bir sonuca bir sebep doğrultusunda ulaşıl-
ması, romanın kurgusunu oluşturan en önemli etken-
lerden biridir.
AYDIN YAYINLARI
29
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
AYDIN YAYINLARI 28. Diyelim ki bir romanda kötü bir adam var, tam kahramanı öldürecekken bir kaplan üstüne atılıp onu parçalıyor. Bu olay Londra'da geçiyorsa bu kaplanın oraya nasıl geldiği ve orada nasıl olup da ortaya çıktığı bir şekilde açıklanmış olmalı. Aynı ihtiyaç insan davranışları için de geçerli. Kap- tan Ahab son derece takıntılı bir biçimde balinayı öldür- meye kilitlenmiş. Peki, ama niçin? Çünkü balına bacağını koparmış, şimdi Ahab öç almaya çalışıyor. Bu, yeterli bir açıklama mı? Eh, çok yeterli değil belki ama Ahab belki sa- dece edebiyatta rastladığımız büyük tutkularla davranan karakterlerden biri. Büyük tutkularınsa öyle çok kolay an- laşılır, kabul edilir açıklamaları olamaz. Ama buna karşılık Madam Bovary gibi uzun boylu derinliği olmayan bir ka- rakteri düşünün. Onun her yaptığını niçin yaptığını kolayca anlıyoruz. Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşıla- bilir? A) Romanlardaki nedensellik olaylar ve karakterlerin psi- kolojileri düzeyinde seyreder. B) Okurun ikna olması için önce yazarın anlattıklarına biz- zat kendisinin inanması gerekir. C) Romanda iyi ve kötü karakterlerin bir arada kullanılma- Si romanın inandırıcılığını etkiler. D) Bir kurmaca metin okuyucuyu olaylar arasında kurduğu neden ve sonuç yargılanıyla kendine bağlar. E) Romanda bir sonuca bir sebep doğrultusunda ulaşıl- ması, romanın kurgusunu oluşturan en önemli etken- lerden biridir. AYDIN YAYINLARI 29
TEST-2
(1) Son yıllarda çok sayıda araştırmacı, kan şekeri
düzeyini sık aralıklarla ölçüp uygun insülin dozunu
kana veren ve hastaların üzerlerinde rahatça taşıya-
bileceği teknolojik cihazlar konusunda çalışıyor. (II)
Güney Koreli bir ekibin tasarladığı grafen yapılı ci-
haz da bunlardan biri. (III) Cihaz deriye yapışan bir
bant şeklinde tasarlanmış. (IV) Grafen ince ve esnek
bir malzeme olduğu için deriye kolayca tutturulabili-
yor. (V) Şeker hastalığının mutlak anlamda bir teda-
visinin olduğunu söylemek mümkün değildir. (VI) Bu
hastalık kronik olduğu için hastaların uzun süre yi-
yecek ve içeceklerine çok dikkat etmeleri gerekir.
(VII) Kimyasal ilaçlarla yapılan tedaviler hastanın dik-
katli beslenmesi kadar etkili değildir.
7.
Bu parça iki paragrafa bölün ek istenirse ikinci
paragraf kaçıncı cü leyle başlar?
B) III
C) IV
AMI
D) V
E) VI
TAL
9.
(1)
ni
Ze
ni
ha
le
d
ri
T
d
la
n
k
n
E
F
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TEST-2 (1) Son yıllarda çok sayıda araştırmacı, kan şekeri düzeyini sık aralıklarla ölçüp uygun insülin dozunu kana veren ve hastaların üzerlerinde rahatça taşıya- bileceği teknolojik cihazlar konusunda çalışıyor. (II) Güney Koreli bir ekibin tasarladığı grafen yapılı ci- haz da bunlardan biri. (III) Cihaz deriye yapışan bir bant şeklinde tasarlanmış. (IV) Grafen ince ve esnek bir malzeme olduğu için deriye kolayca tutturulabili- yor. (V) Şeker hastalığının mutlak anlamda bir teda- visinin olduğunu söylemek mümkün değildir. (VI) Bu hastalık kronik olduğu için hastaların uzun süre yi- yecek ve içeceklerine çok dikkat etmeleri gerekir. (VII) Kimyasal ilaçlarla yapılan tedaviler hastanın dik- katli beslenmesi kadar etkili değildir. 7. Bu parça iki paragrafa bölün ek istenirse ikinci paragraf kaçıncı cü leyle başlar? B) III C) IV AMI D) V E) VI TAL 9. (1) ni Ze ni ha le d ri T d la n k n E F