Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

AF
pru vardır.
1.
5.
Ağustos gelmeden, böcekleri erken geldi. Birkaç haftadır,
Kanada'nın güneyinde, ABD'de ağustos böceği cinsinin her
17 senede bir uzun uykusundan uyanıp kozasından çıkan
"brood x" türü ortalığı istila etti. Ben diyeyim milyarlarca, siz
deyin trilyonlarca... Amerika'nın kuzey eyaletleri bütün yaz
boyu bu cırcırların sesini dinleyecek. Tabii böcekler pasa-
port kontrolüne tabi olmadıklarından sınırı geçip Kanada'yı
da istilaya başladı, biz de cırcır sesiyle yaz geçireceğiz.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır
basmaktadır?
A) Betimleme
B) Alıntı yapma
Deneme-9
D) Öyküleme
C) Tartışma
E) Tanımlama
Zımpara kağıdı, kasap kâğıdı ve tülbent gibi malzemeler
kullanan usta sanatçı Aliye Berger günlük yaşamın kalıp-
larını, İstanbul'un çeşitli köşelerini bazen gerçekçi, kimi
imde kendine has bir lirizm ve dışa
Idi gören,
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
AF pru vardır. 1. 5. Ağustos gelmeden, böcekleri erken geldi. Birkaç haftadır, Kanada'nın güneyinde, ABD'de ağustos böceği cinsinin her 17 senede bir uzun uykusundan uyanıp kozasından çıkan "brood x" türü ortalığı istila etti. Ben diyeyim milyarlarca, siz deyin trilyonlarca... Amerika'nın kuzey eyaletleri bütün yaz boyu bu cırcırların sesini dinleyecek. Tabii böcekler pasa- port kontrolüne tabi olmadıklarından sınırı geçip Kanada'yı da istilaya başladı, biz de cırcır sesiyle yaz geçireceğiz. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır? A) Betimleme B) Alıntı yapma Deneme-9 D) Öyküleme C) Tartışma E) Tanımlama Zımpara kağıdı, kasap kâğıdı ve tülbent gibi malzemeler kullanan usta sanatçı Aliye Berger günlük yaşamın kalıp- larını, İstanbul'un çeşitli köşelerini bazen gerçekçi, kimi imde kendine has bir lirizm ve dışa Idi gören,
eis
Yayınlan
34-35. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayı-
niz.
Bir ressam, harika bir ağaç resmi çizebilir ama ağacı
aslını bilemez; bilmek zorunda da değildir. Belki çizgi ve
renklerle ağaç izlenimini nasıl yaratacağını biliyordur ya
da kendinde kalan ağaç duygusunu nasıl yansıtacağını,
aktaracağını öğrenmiştir. Bir üçüncü yol da var tabii: Yeni
bir ağaç bilgisi ortaya koymak, edebiyatta ortaya konan
da bunlardan farklı bir şey değil aslında. Yazar olarak dil
yetisinin duyularımızı tetiklemesi sayesinde çok gelişkin
sahneler gösteriyoruz başkalarına ve kendimize. Hikâye-
ler kuruyoruz ya da gerçekliğin içinden hikâyeler dami-
tiyoruz. Bu, asla gerçekliğin kendisini ortaya koyuyoruz
anlamına gelmez. Ben edebî yapıtları rüyalara benzeti-
rim. Rüyalar; bir anlamda zihnimizin, kalbimizin içini yan-
sıtır ama onları, tam olarak asla çözemeyiz. Edebiyat ya-
piti da öyledir, ne kendimizi ne de başkalarını çözebiliriz
edebiyat aracılığıyla. Tam tersine kafamız daha da karışır.
Bana kalırsa sanat, netliğin olduğu yerde biter. Sanatı
heyecanlı ve çekici kılan bilinmezlerdir. Bulanık kalan,
gölgede olan, biraz eksik, mutlaka yanlış tarafları vardır
anlatılanın, yapılanın, resmedilenin. Kuşku ve tedirginlik
olmadığında sanat da edebiyat da bitiyor.
B
35. Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın yazarına ait bir
düşünce olamaz?
B
eis
Yayınlan
******
A)) Yazar, eserinde çok iyi bilmediği varlık ya da canlıları
da anlatabilir.
Kendine özgü üslubu olan sanatçılar, yaşananları
gerçeğe uygun yansıtabilir.
C) Sanatın, edebiyatın amacı insanları aydınlatmak de-
ğildir.
D) Bir yapıtta ayrıntıların açıkça anlatılmayıp gölgede bi-
rakılması, yapıtın değerini eksiltmez.
E) Bir edebî yapıtın anlamı tam olarak anlaşılmaz.
36. Okuma kültürü; içinde okuma isteği uyanmış, yazılı kül-
tür ürünlerinin dünyasıyla tanışmış, bu dünyanın sundu-
ğu iletileri paylaşma, sorgulama yeterliğine ulaşmış, bu
dünyanın olanakları ile yaşamayı alışkanlık hâline getir-
miş bireylerin edinmiş olduğu kültürdür. Düşünen, duyar-
li bireylerin kazanması gereken temel becerilerden biri-
dir Okuma kültürü, temelleri okul öncesi dönemde atılan
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
eis Yayınlan 34-35. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayı- niz. Bir ressam, harika bir ağaç resmi çizebilir ama ağacı aslını bilemez; bilmek zorunda da değildir. Belki çizgi ve renklerle ağaç izlenimini nasıl yaratacağını biliyordur ya da kendinde kalan ağaç duygusunu nasıl yansıtacağını, aktaracağını öğrenmiştir. Bir üçüncü yol da var tabii: Yeni bir ağaç bilgisi ortaya koymak, edebiyatta ortaya konan da bunlardan farklı bir şey değil aslında. Yazar olarak dil yetisinin duyularımızı tetiklemesi sayesinde çok gelişkin sahneler gösteriyoruz başkalarına ve kendimize. Hikâye- ler kuruyoruz ya da gerçekliğin içinden hikâyeler dami- tiyoruz. Bu, asla gerçekliğin kendisini ortaya koyuyoruz anlamına gelmez. Ben edebî yapıtları rüyalara benzeti- rim. Rüyalar; bir anlamda zihnimizin, kalbimizin içini yan- sıtır ama onları, tam olarak asla çözemeyiz. Edebiyat ya- piti da öyledir, ne kendimizi ne de başkalarını çözebiliriz edebiyat aracılığıyla. Tam tersine kafamız daha da karışır. Bana kalırsa sanat, netliğin olduğu yerde biter. Sanatı heyecanlı ve çekici kılan bilinmezlerdir. Bulanık kalan, gölgede olan, biraz eksik, mutlaka yanlış tarafları vardır anlatılanın, yapılanın, resmedilenin. Kuşku ve tedirginlik olmadığında sanat da edebiyat da bitiyor. B 35. Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın yazarına ait bir düşünce olamaz? B eis Yayınlan ****** A)) Yazar, eserinde çok iyi bilmediği varlık ya da canlıları da anlatabilir. Kendine özgü üslubu olan sanatçılar, yaşananları gerçeğe uygun yansıtabilir. C) Sanatın, edebiyatın amacı insanları aydınlatmak de- ğildir. D) Bir yapıtta ayrıntıların açıkça anlatılmayıp gölgede bi- rakılması, yapıtın değerini eksiltmez. E) Bir edebî yapıtın anlamı tam olarak anlaşılmaz. 36. Okuma kültürü; içinde okuma isteği uyanmış, yazılı kül- tür ürünlerinin dünyasıyla tanışmış, bu dünyanın sundu- ğu iletileri paylaşma, sorgulama yeterliğine ulaşmış, bu dünyanın olanakları ile yaşamayı alışkanlık hâline getir- miş bireylerin edinmiş olduğu kültürdür. Düşünen, duyar- li bireylerin kazanması gereken temel becerilerden biri- dir Okuma kültürü, temelleri okul öncesi dönemde atılan
1. Ünlü bir bilim insanı, arkadaşlarına Beethovenin bir eserini
sonra "Ben hiç yaşamamış olsam belirsizlik kesini
başka biri formüle ederdi ---- Beethoven hiç doğmamış
olsaydı bu çaldığım eseri kimse yazamazdı." bis
Bu cümlede boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden (A
hangisi sırasıyla getirilmelidir?
(9
GOD
A) dinlettikten - belli ki- neredeyse
B) çaldıktan - muhtemelen - ancak
20
C) anlattıktan - ne yazık ki-hatta
D) övdükten - sanırım - özellikle
E) getirdikten-tahminen - maalesef
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
1. Ünlü bir bilim insanı, arkadaşlarına Beethovenin bir eserini sonra "Ben hiç yaşamamış olsam belirsizlik kesini başka biri formüle ederdi ---- Beethoven hiç doğmamış olsaydı bu çaldığım eseri kimse yazamazdı." bis Bu cümlede boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden (A hangisi sırasıyla getirilmelidir? (9 GOD A) dinlettikten - belli ki- neredeyse B) çaldıktan - muhtemelen - ancak 20 C) anlattıktan - ne yazık ki-hatta D) övdükten - sanırım - özellikle E) getirdikten-tahminen - maalesef
kültürüme bakıp içinde yaşadığım dünyayı incelemek için
karar verdim. Sayıları gittikçe artan şirket
kullanmaya
antropologlarından biri oldum. Zaten, egzotik bir şeyler
Yapmamız gereken, bu betondan ormanda insanların iş
güvendiklerine bireysel ve örgütsel hareketlerinde ne tür
davranış kalıplarını benimsediklerine odaklanmak.
Sanayileşmemiş bölgelerdeki yerli halkların
kültürleriyle şehir kültürü arasındaki farklar
Kurumsallaşmış şirketlerdeki çalışanların bireysel
başarı elde etmek ve grup içinde yükselmek için
geliştirdiği stratejiler
Belli bir sektörde çalışanların bir grup kültürü
geliştirmesini sağlayan kişisel ve sosyal dinamikler
Yukarıdakilerden hangileri bu sözleri söyleyen
kişinin çalışma alanına girer?
3.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
kültürüme bakıp içinde yaşadığım dünyayı incelemek için karar verdim. Sayıları gittikçe artan şirket kullanmaya antropologlarından biri oldum. Zaten, egzotik bir şeyler Yapmamız gereken, bu betondan ormanda insanların iş güvendiklerine bireysel ve örgütsel hareketlerinde ne tür davranış kalıplarını benimsediklerine odaklanmak. Sanayileşmemiş bölgelerdeki yerli halkların kültürleriyle şehir kültürü arasındaki farklar Kurumsallaşmış şirketlerdeki çalışanların bireysel başarı elde etmek ve grup içinde yükselmek için geliştirdiği stratejiler Belli bir sektörde çalışanların bir grup kültürü geliştirmesini sağlayan kişisel ve sosyal dinamikler Yukarıdakilerden hangileri bu sözleri söyleyen kişinin çalışma alanına girer? 3.
20. Hz. Peygamber, müşriklerin ileri gelenlerine Islami-
yet'i anlattığı bir esnada yanına âmâ sahâbî Abdul-
lah b. Ümmi Mektüm gelerek bir şeyler sormuştur.
Ancak Hz. Peygamber o esnada Abdullah'ın sorula-
rina cevap vermediği gibi ona karşı olan hoşnutsuz-
luğu yüzüne yansımıştır. Bu durum karşısında Allah,
indirdiği vahiyle Hz. Peygamber'i uyarmıştır. Hz. Pey-
gamber, yaşanan bu olaydan dolayı Abdullah'ı her
gördüğünde: "Ey kendisinden dolayı Rabb'imin beni
uyardığı kişi, merhaba!" diyerek ona nazik davran-
mış, hâl ve hatırını sormuş, ihtiyaçlarını gidermeye
çalışmıştır.
Bu olayda Hz. Peygamber ile ilgili öne çıkan du-
rum aşağıdakilerden hangisidir?
A) Empatik bir yaklaşım sergilediği
B) Dini anlatmadaki görevi
C) İhtiyaç sahiplerini gözettiği
D) insanların gönlünü aldığı
E) Beşerî yönlerinin hataya meyilliliği
Diğer sayfaya geçini
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
20. Hz. Peygamber, müşriklerin ileri gelenlerine Islami- yet'i anlattığı bir esnada yanına âmâ sahâbî Abdul- lah b. Ümmi Mektüm gelerek bir şeyler sormuştur. Ancak Hz. Peygamber o esnada Abdullah'ın sorula- rina cevap vermediği gibi ona karşı olan hoşnutsuz- luğu yüzüne yansımıştır. Bu durum karşısında Allah, indirdiği vahiyle Hz. Peygamber'i uyarmıştır. Hz. Pey- gamber, yaşanan bu olaydan dolayı Abdullah'ı her gördüğünde: "Ey kendisinden dolayı Rabb'imin beni uyardığı kişi, merhaba!" diyerek ona nazik davran- mış, hâl ve hatırını sormuş, ihtiyaçlarını gidermeye çalışmıştır. Bu olayda Hz. Peygamber ile ilgili öne çıkan du- rum aşağıdakilerden hangisidir? A) Empatik bir yaklaşım sergilediği B) Dini anlatmadaki görevi C) İhtiyaç sahiplerini gözettiği D) insanların gönlünü aldığı E) Beşerî yönlerinin hataya meyilliliği Diğer sayfaya geçini
DENEME 01
35. Lars Von Trier'nin Cannes'dan Grand Prix Ödülü ile
dönen filmi Dalgalan Aşmak, İskoçya'nın uzak ve kapali
bir kasabasında Hollandalı bir petrol işçisiyle evlenen
Bess in hikâyesini anlatıyor. Dindar ve yabancılara
mesafeli bir toplulukta Jan'la evlenen Bess'in hayatı,
Jan'ın bir iş kazası sonucu engelli kalmasıyla değişime
uğrar. Hikâyesi kadar epizodik anlatımı ve gerçekçi
Dogma 95 Hareketi'ne bağlılığıyla dikkat çeken filmin
her bölümü, yetmişlerin şarkılarıyla başlar. "Şüphe"
isimli beşinci bölümde, Cohen'in Suzanne şarkısı çalar.
Bess gibi dindar ve yardımsever bir kadını anlatan
şarkı, filmin ruhuyla örtüşür.
LİMİT YAYINLARI
Bu parçadan hareketle söz konusu film ile ilgili
aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A) içeriğiyle, seçilen müziklerin atmosferinin
uyuştuğuna
B) Farklı bölümlerden oluştuğuna
Nasıl bir anlatım tekniğiyle şekillendiğine
DAna karakterlerinin dışa kapalı bir yaşam tarzını
benimsediğine
E) e çekici yönlerinin olduğuna
O
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
DENEME 01 35. Lars Von Trier'nin Cannes'dan Grand Prix Ödülü ile dönen filmi Dalgalan Aşmak, İskoçya'nın uzak ve kapali bir kasabasında Hollandalı bir petrol işçisiyle evlenen Bess in hikâyesini anlatıyor. Dindar ve yabancılara mesafeli bir toplulukta Jan'la evlenen Bess'in hayatı, Jan'ın bir iş kazası sonucu engelli kalmasıyla değişime uğrar. Hikâyesi kadar epizodik anlatımı ve gerçekçi Dogma 95 Hareketi'ne bağlılığıyla dikkat çeken filmin her bölümü, yetmişlerin şarkılarıyla başlar. "Şüphe" isimli beşinci bölümde, Cohen'in Suzanne şarkısı çalar. Bess gibi dindar ve yardımsever bir kadını anlatan şarkı, filmin ruhuyla örtüşür. LİMİT YAYINLARI Bu parçadan hareketle söz konusu film ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) içeriğiyle, seçilen müziklerin atmosferinin uyuştuğuna B) Farklı bölümlerden oluştuğuna Nasıl bir anlatım tekniğiyle şekillendiğine DAna karakterlerinin dışa kapalı bir yaşam tarzını benimsediğine E) e çekici yönlerinin olduğuna O
34. İslamiyet öncesi ve sonrası Türk süsleme sanatlarında
kullanılan nar, görsel etki ve estetik kaygılardan daha
çok, taşıdığı sembolik anlamlarla önem kazanmış ve
genellikle bu yönüyle ön plana çıkmıştır. Nar,
Islamiyet'ten önceki Türk kültüründe ve buna bağlı olarak
gelişen süsleme sanatlarında, genellikle bolluk sembolü
olarak ele alınmıştır. İslamiyet öncesinde, aynı zamanda
yaşamın, süreklilik ve sonsuzluğun da simgesidir nar.
Çok taneli bir meyve olması, çekirdeklerinden çok sayıda
tekrarlarının yetişmesi, narı doğum, çoğalma ve yeniden
yaşama dönüşün sembolü durumuna getirmiştir. Ayrıca
taneler biçiminde olması bireyselliği, tanelerin bir arada
olması da bütün olmayı temsil eder.
Bu parçaya göre "nar"
I. Bereket,
II. Hükümdarlık,
III. Birlik,
IV. Uzun ömür
kavramlarından hangilerini simgelememektedir?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
DENEME-6
D) Il ve IV
E) III ve IV
C) I ve III
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
34. İslamiyet öncesi ve sonrası Türk süsleme sanatlarında kullanılan nar, görsel etki ve estetik kaygılardan daha çok, taşıdığı sembolik anlamlarla önem kazanmış ve genellikle bu yönüyle ön plana çıkmıştır. Nar, Islamiyet'ten önceki Türk kültüründe ve buna bağlı olarak gelişen süsleme sanatlarında, genellikle bolluk sembolü olarak ele alınmıştır. İslamiyet öncesinde, aynı zamanda yaşamın, süreklilik ve sonsuzluğun da simgesidir nar. Çok taneli bir meyve olması, çekirdeklerinden çok sayıda tekrarlarının yetişmesi, narı doğum, çoğalma ve yeniden yaşama dönüşün sembolü durumuna getirmiştir. Ayrıca taneler biçiminde olması bireyselliği, tanelerin bir arada olması da bütün olmayı temsil eder. Bu parçaya göre "nar" I. Bereket, II. Hükümdarlık, III. Birlik, IV. Uzun ömür kavramlarından hangilerini simgelememektedir? A) Yalnız I B) Yalnız II DENEME-6 D) Il ve IV E) III ve IV C) I ve III
PARAGRAFIN YANIT OLDUĞU SORUYU
9.
"Felsefe tarihinin temel problemleri ve kavramları
hakkında bilgi", "özgünlük, bağımsız düşüne-
bilme yeteneği", "ileri sunulan tezleri destekle-
yen ya da çürüten kanıtlar sunabilme", "felsefe
dilini doğru kullanabilme" ölçütleriyle Felsefe
Olimpiyatları'na hazırlanan öğrenciler ister iste-
mez bir bilgi donanımına sahip oluyor. Bu dona-
nımı içselleştirip kendi özgünlüğünü katabilenler
de bir adım öne çıkıyor.
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine
karşılık söylenmiş olabilir?
A) Felsefe Olimpiyatları'nda nasıl bir değerlen-
dirme kistası gözetiliyor; bilgiye mi, yoksa
yorumlama becerisine mi dayanıyor?
BY Felsefe Olimpiyatları'na katılacak öğrencinizi
seçerken ne gibi bir yöntem izliyorsunuz?
Olimpiyat sporcularının fiziksel kondisyo-
nuna benzer zihinsel bir kondisyon edin-
meyi mi gerektiriyor Felsefe Olimpiyatı'nda
yarışmak?
D Felsefe gibi oldukça subjektif ve "soyut" bir
kavramı olimpiyat kavramıyla nasıl ilişkilendi-
rebiliriz?
E) Deneyimlerden devam edersek öğrencilerini-
zi Felsefe Olimpiyatı'na düşünsel ve bilişsel
konuları çalıştırarak mı hazırlıyorsunuz?
1
11
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
PARAGRAFIN YANIT OLDUĞU SORUYU 9. "Felsefe tarihinin temel problemleri ve kavramları hakkında bilgi", "özgünlük, bağımsız düşüne- bilme yeteneği", "ileri sunulan tezleri destekle- yen ya da çürüten kanıtlar sunabilme", "felsefe dilini doğru kullanabilme" ölçütleriyle Felsefe Olimpiyatları'na hazırlanan öğrenciler ister iste- mez bir bilgi donanımına sahip oluyor. Bu dona- nımı içselleştirip kendi özgünlüğünü katabilenler de bir adım öne çıkıyor. Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir? A) Felsefe Olimpiyatları'nda nasıl bir değerlen- dirme kistası gözetiliyor; bilgiye mi, yoksa yorumlama becerisine mi dayanıyor? BY Felsefe Olimpiyatları'na katılacak öğrencinizi seçerken ne gibi bir yöntem izliyorsunuz? Olimpiyat sporcularının fiziksel kondisyo- nuna benzer zihinsel bir kondisyon edin- meyi mi gerektiriyor Felsefe Olimpiyatı'nda yarışmak? D Felsefe gibi oldukça subjektif ve "soyut" bir kavramı olimpiyat kavramıyla nasıl ilişkilendi- rebiliriz? E) Deneyimlerden devam edersek öğrencilerini- zi Felsefe Olimpiyatı'na düşünsel ve bilişsel konuları çalıştırarak mı hazırlıyorsunuz? 1 11
26. Bitkisel proteinler, hayvansal proteinlere kıyasla kişiyi çok
daha uzun süre tok tutmaktadır. Gönüllü insanlarla yapı-
lan bir araştırmada, ilk grup hayvansal protein içeren köfte
yerken ikinci grup kuru fasulye ve mercimek gibi yüksek
proteinli baklagiller, üçüncü grup ise düşük proteinli bak-
lagiller yediler. Bu deneyi gerçekleştiren bilim insanları,
yüksek düzeyde protein içeren baklagilleri tüketen katı-
limcıların kendilerini çok daha uzun süre tok hissettiklerini
saptadılar.
Aşağıdakilerden hangisi bu araştırmayı yapan bir
araştırmacının sorguladığı sorulardan biri olamaz?
2
A) Hangi protein çeşidi insanları daha fazla tok tutar?
B) Hayvansal proteinlerin tok tutma süresi nedir?
C) Baklagillerdeki proteinlerin besleyiciliği nedir?
Yüksek protein içeren gidalar hangileridir?
V
E) Protein içeren gıdaların sağlığa yararları nelerdir?
17
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
26. Bitkisel proteinler, hayvansal proteinlere kıyasla kişiyi çok daha uzun süre tok tutmaktadır. Gönüllü insanlarla yapı- lan bir araştırmada, ilk grup hayvansal protein içeren köfte yerken ikinci grup kuru fasulye ve mercimek gibi yüksek proteinli baklagiller, üçüncü grup ise düşük proteinli bak- lagiller yediler. Bu deneyi gerçekleştiren bilim insanları, yüksek düzeyde protein içeren baklagilleri tüketen katı- limcıların kendilerini çok daha uzun süre tok hissettiklerini saptadılar. Aşağıdakilerden hangisi bu araştırmayı yapan bir araştırmacının sorguladığı sorulardan biri olamaz? 2 A) Hangi protein çeşidi insanları daha fazla tok tutar? B) Hayvansal proteinlerin tok tutma süresi nedir? C) Baklagillerdeki proteinlerin besleyiciliği nedir? Yüksek protein içeren gidalar hangileridir? V E) Protein içeren gıdaların sağlığa yararları nelerdir? 17
az.
at-
zitif
en
se
ki
Z
TURUNCU HIZ TESTİ
ÖSYM TARZI SORULAR
12 DK
1. Türk milleti demek, Türk dili demektir. Türk dili, Türk
milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk milleti,
geçirdiği nihayetsiz felâketler içinde ahlâkının, ana-
nelerinin, hatıralarının, menfaatlerinin kısacası, bu-
gün kendi milliyetini yapan her şeyin dili sayesinde
korunduğunu görüyor. Türk dili, Türk milletinin kalbi-
dir, zihnidir.
Bu parçaya göre aşağıdaki genellemelerden han-
gisi yapılabilir?
A) Türkçe ile kaleme alınmış edebî eserler dünya-
nin en zengin ve özgün içeriğine sahip eserlerdir.
B) Edebî eserlerde bir milletin tarihî gelişiminin en
küçük ayrıntısına ulaşmak mümkündür.
C) Soyut kültür hazinelerinden biri olan dil, insanla-
makrabalık bağlarını kuvvetlendirir.
Bir insan topluluğunu ulus olma bilincine taşıyan
ve millet hâline getiren temel unsur dildir.
E) Gelenek ve görenekler şiir, roman ve hikâye gibi
edebî türlerde kendilerine geniş yer bulur.
EDE
EDEBİYAT
3. Aşağıda
vardır?
A) Türl
göç
de
B) De
Da
si
ti
C) X
a
E
D)
4.
E)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
az. at- zitif en se ki Z TURUNCU HIZ TESTİ ÖSYM TARZI SORULAR 12 DK 1. Türk milleti demek, Türk dili demektir. Türk dili, Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk milleti, geçirdiği nihayetsiz felâketler içinde ahlâkının, ana- nelerinin, hatıralarının, menfaatlerinin kısacası, bu- gün kendi milliyetini yapan her şeyin dili sayesinde korunduğunu görüyor. Türk dili, Türk milletinin kalbi- dir, zihnidir. Bu parçaya göre aşağıdaki genellemelerden han- gisi yapılabilir? A) Türkçe ile kaleme alınmış edebî eserler dünya- nin en zengin ve özgün içeriğine sahip eserlerdir. B) Edebî eserlerde bir milletin tarihî gelişiminin en küçük ayrıntısına ulaşmak mümkündür. C) Soyut kültür hazinelerinden biri olan dil, insanla- makrabalık bağlarını kuvvetlendirir. Bir insan topluluğunu ulus olma bilincine taşıyan ve millet hâline getiren temel unsur dildir. E) Gelenek ve görenekler şiir, roman ve hikâye gibi edebî türlerde kendilerine geniş yer bulur. EDE EDEBİYAT 3. Aşağıda vardır? A) Türl göç de B) De Da si ti C) X a E D) 4. E)
Sızdı
mat altı
vapura
eye
bir bir
siye
daha
n
er
LİMİT YAYINLARI
B) Okuryazar oranının gün geçtikçe azalmasından
C) Yüksek öğretim sınıflarında eğitim kalitesinin
düşüklüğünden
D) Kültüre ve okumaya karşı duyarsız
davranılmasından
E) Öğrencilere anadil bilincini tam olarak
aşılayamamaktan
6. Bazı yönetmenler sinemanın hem gerçekliği kayıt ve
ifşa edici niteliğine hem de onun fark edilmeyen
katmanlarını gösteren bir aygıt olarak üstünlüğüne
odaklanmışlardır. Kracauer, eserlerinde sinemanın bu
fiziksel gerçekliği kaydetme ve ifşa etme işlevi
üzerinde bir hayli durmuştur. Ona göre sinema bu
sayede, bireylerin yitirmiş oldukları, hayatla
kurdukları somut deneyimi, hayatın somut imajlarını
ortaya koyarak onlara geri vermektedir.
Bu parçadan hareketle sinemayla ilgili
aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
Hayal gücü ve teknolojik ilerlemenin etkileşimiyle
ortaya çıkmıştır.
B) Karakteristik özellikleri neticesinde bazı
yönetmenlerin hayali olgularını gerçeğe
çevirmektedir.
C) Gerçeklerin işlenmesinde sembollerin bir araç
olarak kullanılabileceğini göstermektedir.
D) Çağrışımların bıraktığı izlenimlerden çok nesnel
olanın ayrıntılarını yansıtmaktadır.
E) Sanat türleri içinde oyuncu ve senaryo ikilemini
daha net görselleştirmektedir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Sızdı mat altı vapura eye bir bir siye daha n er LİMİT YAYINLARI B) Okuryazar oranının gün geçtikçe azalmasından C) Yüksek öğretim sınıflarında eğitim kalitesinin düşüklüğünden D) Kültüre ve okumaya karşı duyarsız davranılmasından E) Öğrencilere anadil bilincini tam olarak aşılayamamaktan 6. Bazı yönetmenler sinemanın hem gerçekliği kayıt ve ifşa edici niteliğine hem de onun fark edilmeyen katmanlarını gösteren bir aygıt olarak üstünlüğüne odaklanmışlardır. Kracauer, eserlerinde sinemanın bu fiziksel gerçekliği kaydetme ve ifşa etme işlevi üzerinde bir hayli durmuştur. Ona göre sinema bu sayede, bireylerin yitirmiş oldukları, hayatla kurdukları somut deneyimi, hayatın somut imajlarını ortaya koyarak onlara geri vermektedir. Bu parçadan hareketle sinemayla ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? Hayal gücü ve teknolojik ilerlemenin etkileşimiyle ortaya çıkmıştır. B) Karakteristik özellikleri neticesinde bazı yönetmenlerin hayali olgularını gerçeğe çevirmektedir. C) Gerçeklerin işlenmesinde sembollerin bir araç olarak kullanılabileceğini göstermektedir. D) Çağrışımların bıraktığı izlenimlerden çok nesnel olanın ayrıntılarını yansıtmaktadır. E) Sanat türleri içinde oyuncu ve senaryo ikilemini daha net görselleştirmektedir.
4. (1) Hayat, bir bakıma ruh hâli değişimlerinden ibaret bir
süreçtir. (II) Yaşananlara, maruz kalışlara göre iyi ve kötü
duygular sürekli yer değiştirir. (III) Fıtrata, bünyeye uygun
söylemler, iyi hissettirdiği için iyimser duyguları; olumsuz
olanlar ise kötümser duyguları besler. (IV) Doğrusu, ikisi de
kalıcı değildir bu hâllerin. (V) İyilik ve kötülüğün mutlak ol-
mayışı gibi iyimserliğin de kötümserliğin de ömrü sınırlıdır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşa-
ğıdakilerden hangisi söylenemez?
1. cümlede tanımlamaya yer verilmiştir.
B) II. cümlede bir tespitte bulunulmuştur. 4
III. cümlede neden-sonuç ilişkisi vardır.
DIV. cümlede varsayımda bulunulmuştur.
E) V. cümlede somutlama yapılmıştır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
4. (1) Hayat, bir bakıma ruh hâli değişimlerinden ibaret bir süreçtir. (II) Yaşananlara, maruz kalışlara göre iyi ve kötü duygular sürekli yer değiştirir. (III) Fıtrata, bünyeye uygun söylemler, iyi hissettirdiği için iyimser duyguları; olumsuz olanlar ise kötümser duyguları besler. (IV) Doğrusu, ikisi de kalıcı değildir bu hâllerin. (V) İyilik ve kötülüğün mutlak ol- mayışı gibi iyimserliğin de kötümserliğin de ömrü sınırlıdır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşa- ğıdakilerden hangisi söylenemez? 1. cümlede tanımlamaya yer verilmiştir. B) II. cümlede bir tespitte bulunulmuştur. 4 III. cümlede neden-sonuç ilişkisi vardır. DIV. cümlede varsayımda bulunulmuştur. E) V. cümlede somutlama yapılmıştır.
Eserlerini yazarken kendi düşüncelerini dai-
ma dikiz aynası olarak kullanmak onun düstur
edindiği bir şeydi. Ne anlatırsa anlatsın mutlaka
buna dikkat ederdi. Merkezde hep bu düşünce
vardı.
Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak iste-
nen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Başkalarının fikirlerini önemsememek
B) Toplum için bireysel konulardan uzaklaşmak
Kendi görüşlerini temel almak
D) Düşüncelerine yön verirken başkalaşmak
E) Okurun görüşlerini her zaman üstün tutmak
........
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Eserlerini yazarken kendi düşüncelerini dai- ma dikiz aynası olarak kullanmak onun düstur edindiği bir şeydi. Ne anlatırsa anlatsın mutlaka buna dikkat ederdi. Merkezde hep bu düşünce vardı. Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak iste- nen aşağıdakilerden hangisidir? A) Başkalarının fikirlerini önemsememek B) Toplum için bireysel konulardan uzaklaşmak Kendi görüşlerini temel almak D) Düşüncelerine yön verirken başkalaşmak E) Okurun görüşlerini her zaman üstün tutmak ........
14. Cümledeki sözcüklerin arasına yerli yersiz, sıfat yerleştirme-
nin edebiyat metninin bir özelliği olduğunu sanan "yazar
adayları" var. Bence yazmayla ilgili en temel yanlışlardan bi-
ridir bu. Yakın anlamlı sıfatların işlevsiz olarak kullanıldığı
cümleler, dikiş izlerini belli eden bir elbiseye benziyor. Böy-
le olunca okur, bir bütün olarak kumaşı değil dikiş izlerini
görüyor.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada eleştirilen bakış açı-
sıyla yazılmıştır?
A) Sonbaharın gizemli, hüzünlü, melankolik yüzü şairin di-
zelerinde ruh buluyor; toplumdan kaçış hatta kendin-
den bile uzaklaşma olarak dizelerine yansıyordu bu et-
kileşme.
B) Odaya girdiğimde anam daha canlı idi. Debeleniyordu.
Hemen eşkiyanın üstüne atıldım, azıcık boğuştuk ama
anacağızım depreşmez oldu, ben de yakasını bıraktım.
Sonradan bir baktım, dövüşürken parmağım kesilmiş;
çok acıdı, çok acıdı ama şimdi biraz hafifledi.
C) Küçük Ağa şafağa yakın girdiği yatağında, ağzında ek-
mek doğrayıp içtiği bir kâse sütün tadı, bu inancı ile gü-
venini ilk defa açık açık düşünüyor ve Çolak Salih'i min-
netle hatırlıyordu.
D) Merhaba Müştat, diyen sesin daha ilk hecesini duydu-
ğumda tanımıştım onu: Nüzhet'ti. Yirmi bir sene önce
beni terk eden kadın. Beni terk ederken bıraktığı o ve-
da mektubunu saymazsak yıllardır tek satır yazmayan,
bir kez olsun telefonumun numarasını çevirmeyen, ka-
pımı çalmayan, bir kuru selamı bile çok gören, büyük
aşkım, kalbimin ve hayatımın sultanı...
E) Ve kaderine karışan bir utançla, yüzünü yastığa kapa-
yarak ağlıyordu, Nilüfer'in birdenbire ciğerini deşen his-
sin ne olduğunu şimdi anlıyordu. Ondan şüphelenme-
sinden utanıyordu. Hemen kalktı, musluğa koştu; elle-
rini ve başını iyice yıkadı, Nilüfer'i ve ondan sonra da -
mutlaka - Selma'yı görmek istiyordu.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
14. Cümledeki sözcüklerin arasına yerli yersiz, sıfat yerleştirme- nin edebiyat metninin bir özelliği olduğunu sanan "yazar adayları" var. Bence yazmayla ilgili en temel yanlışlardan bi- ridir bu. Yakın anlamlı sıfatların işlevsiz olarak kullanıldığı cümleler, dikiş izlerini belli eden bir elbiseye benziyor. Böy- le olunca okur, bir bütün olarak kumaşı değil dikiş izlerini görüyor. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada eleştirilen bakış açı- sıyla yazılmıştır? A) Sonbaharın gizemli, hüzünlü, melankolik yüzü şairin di- zelerinde ruh buluyor; toplumdan kaçış hatta kendin- den bile uzaklaşma olarak dizelerine yansıyordu bu et- kileşme. B) Odaya girdiğimde anam daha canlı idi. Debeleniyordu. Hemen eşkiyanın üstüne atıldım, azıcık boğuştuk ama anacağızım depreşmez oldu, ben de yakasını bıraktım. Sonradan bir baktım, dövüşürken parmağım kesilmiş; çok acıdı, çok acıdı ama şimdi biraz hafifledi. C) Küçük Ağa şafağa yakın girdiği yatağında, ağzında ek- mek doğrayıp içtiği bir kâse sütün tadı, bu inancı ile gü- venini ilk defa açık açık düşünüyor ve Çolak Salih'i min- netle hatırlıyordu. D) Merhaba Müştat, diyen sesin daha ilk hecesini duydu- ğumda tanımıştım onu: Nüzhet'ti. Yirmi bir sene önce beni terk eden kadın. Beni terk ederken bıraktığı o ve- da mektubunu saymazsak yıllardır tek satır yazmayan, bir kez olsun telefonumun numarasını çevirmeyen, ka- pımı çalmayan, bir kuru selamı bile çok gören, büyük aşkım, kalbimin ve hayatımın sultanı... E) Ve kaderine karışan bir utançla, yüzünü yastığa kapa- yarak ağlıyordu, Nilüfer'in birdenbire ciğerini deşen his- sin ne olduğunu şimdi anlıyordu. Ondan şüphelenme- sinden utanıyordu. Hemen kalktı, musluğa koştu; elle- rini ve başını iyice yıkadı, Nilüfer'i ve ondan sonra da - mutlaka - Selma'yı görmek istiyordu.
14. Türkiye'de böyle algılanıyor daha çok. Sebebi
şu: Birçok sinema okulu var ve öğrencilere sine-
matografiyi öğretmek için birçok deneme yap-
tırılıyor. O filmlerden bazıları da sadece öğren-
cilerin görmesinin yazık olacağı düşünülerek
festivallerde karşımıza çıkarılıyor. Öğrenciler ise
onları uzun metraj film yönetmenliğine hazırlık
gibi yani sıçrama tahtası olarak görüyorlar. Ama
aslında dünyada böyle değil ve belki geçmişte
Türkiye'de de böyle değildi. Benim için sinema
bir bütün. Bir hikâyeyi bazen uzun metrajla,
bazen belgeselle, bazen animasyonla, bazen
de kısa filmle anlatmak gerekir. Ben kısa film
yapmaya devam ediyorum. Sinemanın bütün
anlatım dillerinden faydalanmak, kendini bir türle
sınırlamamakla mümkün ve kısa film bu dillerden
biri.
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine
karşılık söylenmiş olabilir?
A) Kısa metrajlı iş biraz da örgütlenmeyle ilgili mi?
B) Kısa filmde yönetmenliği bir tür sosyal perfor-
mans alanı olarak mı görüyorlar?
Kısa filmde ne anlatacağını iyi bilmek şart mı?
D) Kısa film acemilik atmak için yapılan bir
çalışma mı?
Kısa filmlerin sinema diline katkısı olduğunu
düşünüyor musunuz?
1
1
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
14. Türkiye'de böyle algılanıyor daha çok. Sebebi şu: Birçok sinema okulu var ve öğrencilere sine- matografiyi öğretmek için birçok deneme yap- tırılıyor. O filmlerden bazıları da sadece öğren- cilerin görmesinin yazık olacağı düşünülerek festivallerde karşımıza çıkarılıyor. Öğrenciler ise onları uzun metraj film yönetmenliğine hazırlık gibi yani sıçrama tahtası olarak görüyorlar. Ama aslında dünyada böyle değil ve belki geçmişte Türkiye'de de böyle değildi. Benim için sinema bir bütün. Bir hikâyeyi bazen uzun metrajla, bazen belgeselle, bazen animasyonla, bazen de kısa filmle anlatmak gerekir. Ben kısa film yapmaya devam ediyorum. Sinemanın bütün anlatım dillerinden faydalanmak, kendini bir türle sınırlamamakla mümkün ve kısa film bu dillerden biri. Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir? A) Kısa metrajlı iş biraz da örgütlenmeyle ilgili mi? B) Kısa filmde yönetmenliği bir tür sosyal perfor- mans alanı olarak mı görüyorlar? Kısa filmde ne anlatacağını iyi bilmek şart mı? D) Kısa film acemilik atmak için yapılan bir çalışma mı? Kısa filmlerin sinema diline katkısı olduğunu düşünüyor musunuz? 1 1
11. Psikologlar; felsefenin en temel sorularından biri olan
"Ben kimim?" sorusunun arka planında yatan güdüyü,
insanların yaşamlarındaki kesinlik arayışını, çocukluğun
ilk günlerine, kişinin henüz kuşku duygusundan tedirgin
olmadığı, ana-babanın sağladığı güven içinde rahat
olduğu günlere bir dönüş arzusu olarak açıklamaktadırlar,
Bu arzu çocuğa, kuşkulanmayı bir günah, güven
duymayı dinsel buyruk saymaya koşullandıran bir eğitim
tarafından verilir. Her hangi bir filozofun sistemini
inceleyen bir felsefe tarihçisi de görecektir ki birçok
filozofun felsefi sisteminin temelinde bilinçaltı
çatışmalarından kurtulmak isteyen bir çocuk yatmaktadır.
Felsefeyi filozofların bu çatışmalarından ayrı düşünmek,
onu insanın ben olma duygusundan uzaklaştırır.
Bu parçada felsefi düşüncenin oluşmasında
aşağıdakilerden hangisinin önemi vurgulanmaktadır?
A) Akıl ilkelerinin
B Ruhsal dengenin
Toplumsal koşulların
D) Mitolojiden uzaklaşmanın
E) Geçmiş yaşantının
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
11. Psikologlar; felsefenin en temel sorularından biri olan "Ben kimim?" sorusunun arka planında yatan güdüyü, insanların yaşamlarındaki kesinlik arayışını, çocukluğun ilk günlerine, kişinin henüz kuşku duygusundan tedirgin olmadığı, ana-babanın sağladığı güven içinde rahat olduğu günlere bir dönüş arzusu olarak açıklamaktadırlar, Bu arzu çocuğa, kuşkulanmayı bir günah, güven duymayı dinsel buyruk saymaya koşullandıran bir eğitim tarafından verilir. Her hangi bir filozofun sistemini inceleyen bir felsefe tarihçisi de görecektir ki birçok filozofun felsefi sisteminin temelinde bilinçaltı çatışmalarından kurtulmak isteyen bir çocuk yatmaktadır. Felsefeyi filozofların bu çatışmalarından ayrı düşünmek, onu insanın ben olma duygusundan uzaklaştırır. Bu parçada felsefi düşüncenin oluşmasında aşağıdakilerden hangisinin önemi vurgulanmaktadır? A) Akıl ilkelerinin B Ruhsal dengenin Toplumsal koşulların D) Mitolojiden uzaklaşmanın E) Geçmiş yaşantının