Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

ngisi aşka con- du- si- HIN 4. Zengin bir edebiyat dili olan Türkçe ile farklı dönem- lerde, farklı edebiyat eserleri verilmiştir. Türk edebi- yatının tarih içindeki farklı dönemlerini; farklı mede- niyetlerle kurulan ilişkiler, dil ve kültürdeki değişimler belirlemiştir. Bu parçadan Türk edebiyatıyla ilgili çıkarılabile- cek sonuç aşağıdakilerden hangisidir? A) Edebiyatımızda dünyaca tanınmış birçok sanatçı yetişmiştir. B) Edebiyatımız başka toplumların edebiyatından etkilenmemiştir. C) Edebiyatımızda roman ve hikâyede başarılı sa- natçılar yetişmiştir. Edebiyatımız dünyanın en zengin edebiyatları arasına girmiştir. 1. ÜNİTE E) Edebiyatımızın dönemleri birtakım etkileşim ve değişimlere bağlı olarak ortaya çıkmıştır.

18. (1) İnsanlar, sosyal medya uygulamalarıyla birliktelik ortamı oluşturmaya çalışmaktadır. (II) Bu birliktelikler başta sosyalleşme, eğlenme, sosyal sermayeyi geliştirme gibi amaçlar etrafında ilerlemiştir. (HI) Fakat ilerleyen süreçte sosyal medya platformları bazı gelişmeler dolayısıyla yaşanan halk hareketlerinde temel iletişim aracı olarak da kullanılmıştır. (IV) Kullanıcılar, göze batmamak ve farklı kitleler tarafından eleştirilmemek için kitlesel hareketlerde sosyal medya aracılığıyla sahte kimlikler oluşturarak veya olayları çarpıtarak toplumsal hareketin parçası olmaya çalışır. (V) Kullanıcı, bu gizil yöntem aracılığıyla eleştirilmeden fikirlerini ifade etme fırsatı bulduğu için yerel ve küresel ölçekteki her etkinliğin bir parçası olmayı başarmaktadır. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra "Çünkü katılmak istediği toplumsal hareket içinde farklı kimliklerle insanları manipüle etmek, gerçeği çarpıtmak yüz yüze olduğundan çok daha kolaydır." cümlesi getirilebilir? A) I B) II C) III DY IV E) V

39. Ziraat devrimi öncesinde insanlar küçük gruplar şeklinde yaşıyorlardı, büyük aile denilebilecek topluluklar yoktu. Belki on beş yirmi, en fazla yirmi beş kişi kapasiteli top- luluklar olduğunu biliyorduk. Şimdiye kadarki arkeolojik veriler bu tip düşüncelerin gelişmesini sağladı. Ziraat devrimi olduktan sonra insanlar gıdalarını kontrol edebilir, bitki ve hayvanları kendileri yetiştirebilir duruma gelince gıda arzı da arttı. Bu süreçten sonra büyük toplulukların bir yerde yerleşmesi ve sayılarının çoğalması mümkün oldu diye düşünüyoruz. İlk şehirler, Ziraat devrimi ile kurulmaya başlandı, diyebiliriz ki ilk bizim bölgede yani Mezopotamya'da, Güneydoğu Anadolu ve Irak'ın kuze- yinde bu şehirler kuruldu. Bu parçanın genelinde aşağıdakilerden hangisinin üzerinde durulmaktadır? A) Tarımsal faaliyetin beslenme şeklini değiştirdiği B) İlk kentlerin tarihte hangi bölgelerde kurulduğu C) Şehirleşmenin hangi şartlarda meydana geldiği D) Arkeolojinin toplu hâlde yaşamla ilgili bilgi verdiği E) Coğrafi koşulların insanların yaşamını şekillendirdiği 1029

31. Fotoğraf, doğada mevcut gözle görülebilen varlık ve şekil- leri film, kâğıt ya da herhangi bir madde üzerinde sapta- ma işidir. Fotoğrafçılık beynelmilel (uluslararası) bir dildir ve modern hayatta üçüncü bir göz vazifesi görür ve bu yönüyle bakmakla görmenin ayrı ayrı şeyler olduğunu kanıtlar. Fotoğrafçılığın başlangıç tarihi kesin olarak bi- linmemekle birlikte, XV. yüzyılda büyük sanatçı Leonardo da Vinci'nin karanlık odada bulunan ufak bir deliğin dış dünyadaki görünümünü aksettirmesi, fotoğrafçılık tarihin- deki önemli adımlardan biri sayılır. Fotoğraf bugün ayrı bir bilimdir ve diğer bilim kollarının da hiç şüphesiz ki en büyük yardımcısıdır. Bu parçada fotoğrafçılıkla ilgili, 1. İletişimde ortak dil vazifesi gördüğüne II. 15. yüzyıldan daha eskiye ait net bir veri olmadığına III. Bilim alanındaki gelişmelerle yaygınlık kazandığına ifadelerden hangilerine ulaşılamaz? A) Yalnız I B) Yalnız II D) Yalnız III E) I ve III C) II ve III

GI AVI STI ☐ 1. ÜNİTE 8. 7. Aşağıdakilerden hangisi bir edebî metinden alın- mış olamaz? A) Kaş uçları kalkarak, gözler süzülerek, dudaklar bükülerek her yeni şeyin aşağılık, her köhneliğin kibarlık olduğunu size söyleyen bu adamların şu- urlarının arkasında yeni şeylere karşı gizli olduğu kadar kudretli bir meyil vardır. B) Odanın kapısında bir gözü kör, başı beyaz pa- çavra ile sarılmış ihtiyar bir adam, sac bir man- galda kömür yakıyor, bir ayağı kopuk hasır iskemleyi aynı zamanda duvara dayayarak mu- yazene yaptırıp üstüne oturmaya çalışıyordu. Bir zamanlar boş gezmeyi iş yapmaktan çok se- ven üç arkadaş varmış. Bugünden yarına geçin- mek, gittikleri yerlerin birinden yüz bulsalar, pe- şinden kovulmak canlarına tak demiş. Alın teriyle kazanıp gönül rahatlığıyla yemeyi de gözlerine kestiremezlermiş. D) Tevfik Hayri Bey mesleğin kutsiyetine inanmış bir idealistti. Fakat bir parça gevşek ve hayalpe- restti. Başındaki süslü rüyayı hakikat yapmak için yalnız düşünmek, okumak, söylemek kâfi oldu- ğuna inanırdı. E) Kulağa hoş gelen, sık bir sözcük örgüsüyle ama özünde hiçbir şey olmayan şiirler, öyküler, ro- manlar yazılıyor günümüzde. Buna plastik an- latım ya da silikonlu anlatım da diyebiliriz. İçi boşaltılmış sözcüklerle kulağa hoş gelen ses di- zimleriyle kalıcı bir sanat yapılamaz. 9. 10. de

33. Deniz kıyısında bir ihtiyar taşçı, kayayı yontmaktadır. Gü- neş, onu yakıp kavurur. O da Tanrı'ya yakarır, keşke Gü- neş olsaydım diye. "Ol!" der Tanrı ve adam o anda Güneş oluverir fakat bulutlar gelir örter Güneş'i, hükmü kalmaz artık. Bu sefer de bulut olmak ister. "Ol!" der Tanrı yine ve bu sefer de bulut oluverir adam. Rüzgâr alır götürür bulutu, rüzgârın oyuncağı olur. Rüzgâr olmak ister bu kez. Ona da "Ol!" der Tanri. Rüzgâr her yere egemen olur, fir- tına olur, kasırga olur. Her şey karşısında eğilir. Tam keyfi yerindeyken koca bir kayaya rastlar. Oradan eser, bura- dan eser; kaya bana misin demez. Tanrı, kaya olmasına da izin verir. Dimdik ve güçlü durmaktadır artık dünyaya karşı. Sırtında bir acıyla uyanır bir gün. Bir ihtiyar taşçı, kayayı yontmaktadır. Bu parçadan çıkarılabilecek yargılar arasında, I. Yaşamını sev, senin yaşamın belki en iyisidir çünkü yaşadığın her şey seni sen yapandır. II. Hayatımız, döngüsel olarak devam eden olaylardan oluşur ve her biri bizim için domino etkisi görür. III. İnsanın kendi hayatını olduğu gibi kabul etmesi, bek- lentilerinin artısını ve eksisini anlamasını kolaylaştırır. belirlemelerinden hangileri vardır? A) I ve III B) II ve III D) Yalnız III C) Yalnız I E) I, II ve III

alişti ve ik çev- gi, tüm ini de emlisi jyet- I ve ma- an ini er 1 B Son dönemlerde adını sıkça duyduğumuz usta ya- zar Haydar Ergülen'in derlediği Cümleten lyi Yol- culuklar; edebiyatımızda yirmi şair ve yazarın oto- büs, kamyon ve otomobil deneyimlerine yer veren, unutulmaz yol haritalarını bir araya getiren ve lez- zetli bir okuma vaat eden bir kitap. Hava yolu ula- şım imkânlarının artmasıyla birlikte on yıl öncesine göre daha az rağbet edilen otobüslerin bir dönem hayatımızda tuttuğu yeri hatırlatması nedeniyle ayrı bir öneme sahip. Türkiye'nin yakın tarihine ışık tutması yönüyle bir belge görevi de gören kitapta Ergülen alaycı, nükteli bir dil de kullanmış yer yer. Yazarın bu dili, yapıtı daha keyifle okunacak duru- ma getirmiş. Çünkü günümüzde bazı yapıtlar içerik yönüyle ilginç olsa da üslubun yavanlığı dolayısıy- la kendini okutmuyor. 7. Bu parçada söz edilen yapıt ile ilgili olarak aşa- ğıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Yer yer esprili bir anlatıma yer verildiğine B) Olumsuz eleştiriler aldığına C) Tarihe tanıklik engine D) Sanatçıların yol deneyimlerini içerdiğine E) Üslubunun yavan olmadığına

A A 4. İnsanı, az bilmek kadar kuşkulandıran hiçbir şey yoktur. Onun için kuşkuyu bilgimizi arttırarak yenmeye çalışma- lıyız, sürekli içimizde taşıyarak değil. Ne istiyor insan? Çalıştırdığı ya da birlikte iş gördüğü kimseleri birer ermiş mi sanıyor? Onların da kendi çıkarlarına bakacaklarını, her şeyden önce kendilerine çalışacaklarını bilmiyor mu? Bu bakımdan kuşkularımızı gidermenin en iyi yolu, bu kuşkular gerçekmiş gibi işlerimizi görmek, yanlışmış gibi de onları dizginlemektir. quyox ines Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinilmemiş- tir? Habio V A) Bilgi yetersizliğinin kuşkuyu artırdığına + - AYT A B) Çalıştığımız kişilerin kendi çıkarlarını düşünecekle- talprine + Jonbil Thuytauto iverib Don... Kuşkularımızdan kurtulmak gerektiğine D) Kuşkuların bilgiyle yok edilebileceğine (A E) İçimizde kuşkunun sürekli yer alacağına Il ev 1- Vr(3 A VE

5. İnsan, sanat için önemli bir malzemedir. Andre Gide bir yazısında şöyle der: "Sanatçının konusu insandır. Bir insanın yaşamı o insanın düşlerinin de kaynağıdır." Bu söze katılıyorum. Çünkü yaşananlarla düşler iç içedir. Sanatçı, yazar ve ozan da insan yaşamını, insanın düşlerini bir yapıtta gerçeğe dönüştürendir. Başkasına, geleceğe bakandır. Kendi yaşadıklarına, düşlerine her- kesi ortak edendir. Ve bunları yeniden yaratarak halka sunandır. - Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ula- şılamaz? ipita obra Eimipissa nelo gidse ondeunt A) Sanatçı; farklılaştıran, başkalaştıran ve bunu pay- laşan kişidir. B) Sanatçı, eserleriyle hayallerimize yön veren ve kişiliğimizi şekillendiren kişidir. Sibfalg C) Yaşantılar ve hayaller her zaman birbirini beslemek- year A temdeM (A tedir. D) İnsanın hayallerinin beslendiği kaynak yine kendi yaşamıdır. Glaxo evis (0 E) Sanatta vazgeçilmez bir malzeme varsa o da insan- dır. T 22-0 UĞUR 3 7

B Hatır dünyası! Hatır, ne baskın kelime! Aramızda hatır var! Adeta gönül devrede, kalp bu durumun tanığı ve onayla- yıcısıdır. Kabul sınırları sınırsızdır hatırın. Hatır, aklı bile kendine hizmetçi tutabilir. Benliğin benliklerle iş birliği! Çoğu zaman da hatır köleliği. Minnet ve şükran hatırın yumuşak iskeletidir. Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıda- kilerden hangisidir? A) Yapılmasından rahatsız olunan durumları yaşamak Zoraki bir durumu şartlara göre kabullenmek Borçluluk duygusu karşısında zayıflığını göstermek D) Lütuf olarak kabul edilen bir durumla karşılaşmak Su E) Yapılan bir iyiliğe karşı eli kolu bağlı kalmak

B Z B Günlük hayatta sık sık kullandığımız "Zevkler ve renkler üzerinde tartışılmaz." sözüne Kant karşı çıkmaktadır. Kant'a göre, eğer gerçekten beğeniler ve sanatsal idealler, öznel ve göreceli nitelik taşısaydı, bu durumda insanlar arasındaki ortak davranış standartlarını ve sanat ölçütlerini geliştirmek mümkün olmazdı. YUTAN B Parçadaki görüşüyle Kant, aşağıdakilerden hangisinin varlığına vurgu yapmaktadır? A) Dogmatik değer yargılarının B) Göreceli etik yargıların COrtak estetik yargıların D) Sentetik yargıların E) Öznel etik yargıların tuplarda fazladır.

LMA Bölüm 12 TEST-4 www.pelikankitabevi.com Yemek kültürü, her coğrafyada değişiklik gösterir ve insan bu kültürlerin hepsinde aynı lezzeti bulamaya- bilir. Bu cümleden çıkarılabilecek kesin yargı aşağıda- kilerden hangisidir? A Insanlar yemek kültürü konusunda çeşitlilik oluştu- rurlar. 4) Coğrafya, yemek kültürünü etkileyen tek etkendir. Yemek kültürü değişiklik gösterir ve lezzetler de aynı değildir. NN Yemek kültürünün değişmesi insanların hoşlandığı vir durumdur. Coğrafya ve insan yemek kültürünü aynilaştırma Olanağı arar -e

me- i sis- oku- emli şla- emiş mus- rdir. ve en ap- 3 aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Yaklaşık 30 yıldır şiir yazıyorum. Benim şiirlerim ma- sabaşı ürünü olmadı hiçbir zaman. Şiirlerim genellik- le insan, yaşam, sevgi, doğa, hüzün, aşk, dostluk gi- bi genel geçer temalarını içerir. Hiçbir şiirimde öfkeye, nefrete yer vermedim; yaşantımda da bu duyguları içimde barındırmadım çünkü. Bilirim ki bu tür duygu- ların en büyük zararı kişinin kendinedir. Siyasi içerikli şiirim de pek yoktur. Şiirin konusu siyaset olunca ken- dimi özgür hissetmiyorum. Özgür hissetmeyince de yazamıyorum çünkü biliyorum ki yazarsam yazdıkla- rim dizginlenmiş, engellenmiş duygular olacaktır. Bu da samimi olmayacaktır. Hâlbuki şiir samimi olmalı. Şiirlerimde neyi anlattığım kadar nasıl anlattığımı da önemserim. Daha iyiye ulaşmak için büyük sıkıntıla- ra katlanır, yazdıklarımı yerine göre defalarca bozup yeni baştan yazarak kurarım şiirlerimi. 39. Bu parçada şair, kendi şiirleriyle ilgili olarak aşağı- dakilerden hangisinden söz etmemiştir? A) Evrensel değerlere verdiğinden B) Yeni bir şiir anlayışının öncüsü olduğundan C) Belli kalıplara girmekten kaçındığından D) Konu seçimine önem verdiğinden E) Nitelikli olanı yaratmak için titizlikle çalıştığından ığından D 40. Bu parçada şair, "masa başı ürünü olmadı" sözüyle şiirleriyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisini an- latmak istemiştir? A) Çok yönlü olduğunu B) Özü yönüyle geleceğe dönük olduğunu O Evrensel değer yargılarını barındırdığını D) Yaşamla iç içe olduğunu E) Sanat değeri taşıdığını TURKÇE TESTİ BİTTİ.

2023 61 Ki SO TARINA S SİNİZ. DESTEKLEME VE YETİSTİRM E! ÖNCE AŞA Dili ve Edebiya bulunmaktadır. cevaplama s n her sorunun aplanmış sayı tteki doğru c bölümle ilgili başlayabilirsi yınız. yadınızı, Sa AHYA VALİLİĞİ Il Milli Eğitim Müdürlüğü 1. Oturum B KİTAPÇIĞI EGITIM MILLI EQ 30. Bir kafese beş maymun koyarlar. Ortaya bir merdiven ve tepesine de iple bağlı bir salkım muz asarlar. Her bir maymun merdivene çıkıp muza ulaşmak istediğin- de dışarıdan üzerine soğuk su sıkılır. Her maymun ayni denemeye giriştiğinde buz gibi soğuk su ile islatılır. Bir süre sonra muzlara hareketlenen maymunlar diğerleri tarafından engellenmeye başlanır. Suyu kapatıp may- munlardan biri kafesten dışanı alınıp yerine yeni bir may- mun konur. Kafese alınan yeni maymunun ilk yaptığı iş muzlara ulaşmak için merdivene tırmanmak olur. Fakat diğer dört maymun buna izin vermez ve yeni maymu- nu döver. Daha sonra islanmış maymunlardan biri da- ha kafesten alınır ve yerine yine yeni bir maymun ko- nur. O da merdivene ilk yaptığı atakta dayak yer. Islak maymunlardan üçüncüsü de değiştirilir. Üçüncü yeni gelen maymun da ilk atağında cezalandırılır. Son ola- rak da kafesteki islanan son maymun olan dördüncü ve beşinci de değiştirilir. Tepelerinde bir salkım muz asılı olduğu halde artık hiçbir maymun merdivene yaklaşıp muzları almak için hamle yapmamaktadır. I. Amerikan yerlilerinden bir grup, yılın belli bir zama- ninda atalarının yaşadıkları çadırlara benzer çadır- larda kalarak geleneklerini sürdürüyorlar. A) Yalniz I MODURLOGO II. Endonezya'daki adalardan birinde yaşayan halk, ataları salı günleri balık avlamadıkları için hâlâ sah günleri balık avlamıyorlar. D) I vel KÜTAHYA III. Rize'de kimyasal gübre çuvalları imkan varsa araç- larla yoksa sırtta veya sepetle taşınarak çaylığa ge- tirilmektedir. B) Yalruz II Numaralanmış yargılardan hangileri yukarıdaki par- çada örneklendirilen durumla benzerlik gösterme mektedir? E) Il vall C) Yalniz III 31, Günüm dil terci yası ku okuma lagilir o tedir. C kintek inde k rater ralam dodan lardan ni anla si gere perdel Bu sö okuya 1. du II. ac III. ye IV. 6: ilkele A) Iv 32. Gün dize rinc SÖZ çok sa biy rin ki ha Bu gi

3. Fatih Sultan Mehmet Dönemi'ne kadar devlet yönetiminde padişahtan sonra hüküm ve nüfuz, Türk vezir ve beyefris ellerinde iken bu dönemden sonra devşirme sistemi le yetiştirilen devlet adamları onların yerini almıştır. Anca veziriazamların yetkileri artınlarak devletin en yüksek am haline getirilmiş ancak kendilerine hükümdar karşısında hiçbir yetki verilmemiştir. Buna göre Fatih Sultan Mehmet'in; 1. Aristokrat bir zümre oluşturmak, II. Mutlak ve merkezi bir yönetim kurmak, III. Balkanlar'da yapılacak savaşlarda Rumianın desteğ sağlamak durumlarından hangilerini amaçladığı söylenebilir? A) Yalnız II B) Yalnız III D) II ve III E) I, II ve III C)Ivell

2. Nizamülmülk'ün "Siyasetnamə" adlı eserinde yer alan, Sultan; . Alimlerle meşveret yapmalı ve onların tavsiyelerini dikkate almalıdır. • Vergi memurları ve vezirden kölelere kadar her kademedeki görevlileri soruşturmalı ve sıkıca denetlemelidir. . Kadılanın alim ve zahit olmalarına dikkat etmeli; bunlara devlet bütçesinden gündelik veya aylık olarak ödenek vermelidir. ifadelerine bakılarak aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) lim insanlannin değer görüp himaye edildiği B) Istişareye önem verildiği C) Rüşvet ve iltimasın önüne geçilmek istendiği D) Bürokratik engellerin ortadan kaldırıldığı E) Yönetim ile ilgili tedbirler alındığı