Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

2.
Tarımsal üretimin nüfusun gıda ihtiyacını karşılamada
yetersiz kalması gibi sebeplerden dolayı daha fazla ürün
elde etmek isteği ortaya çıkmıştır. Tohum islahı, makine-
leşme, kimyasal gübre ve sulama gibi gelişmelerle hibrit
tohumlara zemin hazırlamıştır.
Bu cümledeki altı çizili sözü anlamca karşılayabile-
cek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır?
A) Buğday ve arpa eskiden de yıkanır, kurutulur ve
değirmenlerde öğütülerek un hâline getirilirdi ancak
bu iş artık fabrikalarda büyük makineler tarafından
yapılmaktadır.
B) Sait Faik, öykülerindeki tiplerin toplumda sıkça rast-
lanan tipler olması dolayısıyla Ömer Seyfettin, Yakup
Kadri Karaosmanoğlu, Refik Halit Karay gibi yazarla-
ra benzer.
C) Asıl sohbet ortaya çıkaran hususlar; nadide yemek
tarifi, dostlar meclisi, köşk ve bahçe tanzimidir.
D) Ilk tekerleğin Mezopotamya'da MÖ 5000'lerde bulun-
duğu sanılmaktadır fakat o dönemde tekerlek sera-
mik kap yapmak için seramikçi çarkı olarak kullanı-
lirdi.
E) Eleştirmenlerin "resimlerinizde bir arayış seziliyor"
gibisinden yorumlarına Picasso: "Ben aramam, bulu-
rum." şeklinde cevap vermiştir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
2. Tarımsal üretimin nüfusun gıda ihtiyacını karşılamada yetersiz kalması gibi sebeplerden dolayı daha fazla ürün elde etmek isteği ortaya çıkmıştır. Tohum islahı, makine- leşme, kimyasal gübre ve sulama gibi gelişmelerle hibrit tohumlara zemin hazırlamıştır. Bu cümledeki altı çizili sözü anlamca karşılayabile- cek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır? A) Buğday ve arpa eskiden de yıkanır, kurutulur ve değirmenlerde öğütülerek un hâline getirilirdi ancak bu iş artık fabrikalarda büyük makineler tarafından yapılmaktadır. B) Sait Faik, öykülerindeki tiplerin toplumda sıkça rast- lanan tipler olması dolayısıyla Ömer Seyfettin, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Refik Halit Karay gibi yazarla- ra benzer. C) Asıl sohbet ortaya çıkaran hususlar; nadide yemek tarifi, dostlar meclisi, köşk ve bahçe tanzimidir. D) Ilk tekerleğin Mezopotamya'da MÖ 5000'lerde bulun- duğu sanılmaktadır fakat o dönemde tekerlek sera- mik kap yapmak için seramikçi çarkı olarak kullanı- lirdi. E) Eleştirmenlerin "resimlerinizde bir arayış seziliyor" gibisinden yorumlarına Picasso: "Ben aramam, bulu- rum." şeklinde cevap vermiştir.
32. Semanın ışıl ışıl olduğu bir geceydi. Güzelim ağustos
akşamının o tatlı esintisi portakal ağacının mis kokusu-
nu sürünmüş, koklayanların aklını başından alıyordu.
Sükûnetin egemen olduğu bu güzel gecede yıldızlardan
birinin canı sıkılmış olacak ki göğün yüzünde kaymaya
başladı. Yıldız birden o kadar hızlanmıştı ki yeryüzünde
kimse onun düştüğünü fark edememişti. İşin enteresan ta-
rafı, kendisi de başına ne geldiğini anlayamamıştı. İçinde
rengârenk balıkların yüzdüğü bir ırmağa kocaman, parlak
bir şey düştüğünde balıkların hepsi çok korkmuştu. Bu da
neydi böyle! Daha önce ırmağın içinde hiç bu kadar par-
lak bir şey görmemişlerdi. Önce korkudan geriye çekilen
balıklar, yavaş yavaş parlak şeyin etrafında toplanmaya
başladı. Bir anda ırmağın bütün balıkları bu parlak şeyin
baş ucuna gelmişti. Çok geçmeden etrafında toplandıkları
şeyin bir yıldız olduğunu anlamışlar, yıldıza soru dolu göz-
lerle bakmaya başlamışlardı.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın anlatımı için
söylenemez?
A) Duyular arası aktarım yapılmıştır.
B) Kişileştirmeden faydalanılmıştır.
C) Niteleyici sözcükler kullanılmıştır.
D) Yansıma sözcüğe yer verilmiştir.
E) Farklı duyulardan yararlanılmıştır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
32. Semanın ışıl ışıl olduğu bir geceydi. Güzelim ağustos akşamının o tatlı esintisi portakal ağacının mis kokusu- nu sürünmüş, koklayanların aklını başından alıyordu. Sükûnetin egemen olduğu bu güzel gecede yıldızlardan birinin canı sıkılmış olacak ki göğün yüzünde kaymaya başladı. Yıldız birden o kadar hızlanmıştı ki yeryüzünde kimse onun düştüğünü fark edememişti. İşin enteresan ta- rafı, kendisi de başına ne geldiğini anlayamamıştı. İçinde rengârenk balıkların yüzdüğü bir ırmağa kocaman, parlak bir şey düştüğünde balıkların hepsi çok korkmuştu. Bu da neydi böyle! Daha önce ırmağın içinde hiç bu kadar par- lak bir şey görmemişlerdi. Önce korkudan geriye çekilen balıklar, yavaş yavaş parlak şeyin etrafında toplanmaya başladı. Bir anda ırmağın bütün balıkları bu parlak şeyin baş ucuna gelmişti. Çok geçmeden etrafında toplandıkları şeyin bir yıldız olduğunu anlamışlar, yıldıza soru dolu göz- lerle bakmaya başlamışlardı. Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın anlatımı için söylenemez? A) Duyular arası aktarım yapılmıştır. B) Kişileştirmeden faydalanılmıştır. C) Niteleyici sözcükler kullanılmıştır. D) Yansıma sözcüğe yer verilmiştir. E) Farklı duyulardan yararlanılmıştır.
5-3-2-1-4
24. Kazanma arzusu ve başarıya endeksli popülerlik
spor alanında da artık sermayeye teslim
olmuş durumda. Sponsorluk, yayın gelirleri,
bahisler, kombine, naklen yayın ihaleleri,
reklam anlaşmaları ve sermayenin diğer soğuk
enstrümanları... Tüm bunlar baş döndürücü
bir sarhoşluğu körüklerken taraftarlik ruhundan
ve "hesapsız kitapsız sevenlerden bahsetmek
oldukça amatör bir duygusallıkla eş değer kabul
ediliyor artık. Ve insanlar bu acı durum üzerinde
bir an durup düşünmüyor.
Bu parçayla ilgili
Bir saptama üzerine kurulmuştur.
II. Sayıp dökmelere yer verilmiştir.
III. Eleştirel bir tavır söz konusudur.
IV. Kişisel düşünceyle şekillenmiştir.
V. Nicel veriler kullanılmıştır.
argılarından hangisi söylenemez?
B) II
D) IV
M
III
E) V
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
5-3-2-1-4 24. Kazanma arzusu ve başarıya endeksli popülerlik spor alanında da artık sermayeye teslim olmuş durumda. Sponsorluk, yayın gelirleri, bahisler, kombine, naklen yayın ihaleleri, reklam anlaşmaları ve sermayenin diğer soğuk enstrümanları... Tüm bunlar baş döndürücü bir sarhoşluğu körüklerken taraftarlik ruhundan ve "hesapsız kitapsız sevenlerden bahsetmek oldukça amatör bir duygusallıkla eş değer kabul ediliyor artık. Ve insanlar bu acı durum üzerinde bir an durup düşünmüyor. Bu parçayla ilgili Bir saptama üzerine kurulmuştur. II. Sayıp dökmelere yer verilmiştir. III. Eleştirel bir tavır söz konusudur. IV. Kişisel düşünceyle şekillenmiştir. V. Nicel veriler kullanılmıştır. argılarından hangisi söylenemez? B) II D) IV M III E) V
aş-
Iş-
-a-
ve
let
er-
an
6-
sal
bi
11-
7-
EIL
7
eserlerinde kendi-sesini
oluşturmuştur.
Yapıtlarında birden fazla temayı kendine has bir bi-
çimde ele almıştır.
C), Birden çok türde eser veren sanatçı, birden fazla
akimin etkisinde kalmıştır.
P) Yapıtlarındaki kişileri hem iç dünyalarının hem de
dış görünüşlerinin nitelikleriyle vermektedir.
E) Eserlerinin tümünde kendi toplumunun yaşam tarzı-
na ve toplumsal sorunlara yer vermiştir.
31. Şiirlerinde halk şiirine yaklaşan bir söyleyiş yöntemine
ulaştı. Yalın üslubu, hoşgörülü konu seçimleri ve ince
alaylı yaklaşımıyla kendine özgü bir yer edindi. Asıl ünü-
nü 1990'larda peş peşe yayınlanan denemelerle kazandı.
Günlük konuşma dilinde pek az bilinen sözcük ve de-
yimlerden başka, kendi yarattığı ilginç deyişleri de sıkça
kullandığı ve anlatımına egemen kıldığı alaycı tavrıyla bu
denemelerde özgün bir üslup yarattı.
Bu parçada bahsedilen sanatçıyla ilgili aşağıdakiler-
den hangisi söylenemez?
A Ozgün bir üslubu olan sanatçı, asıl ününü 20.yy.in
sonlarında arka arkaya yazdığı bir edebî türle sağla-
mıştır.
BŞiirlerinde oluşturduğu farklı deyişler ve devimlerle
kendine özgü bir anlatıma ulaşmıştır.
C) Şiirlerinde günlük konuşmada pek fazla kullanılma-
yan kelime ve deyimlere yer vermiştir. /
DV Sirlerinde söz sanatına, süse ve abartıya yer ver-
memiş, ironiden yararlanmıştır.
R
X
Siir türündeki eserlerinde halk şiirini andıran bir üs-
luba yönelmiştir.
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
aş- Iş- -a- ve let er- an 6- sal bi 11- 7- EIL 7 eserlerinde kendi-sesini oluşturmuştur. Yapıtlarında birden fazla temayı kendine has bir bi- çimde ele almıştır. C), Birden çok türde eser veren sanatçı, birden fazla akimin etkisinde kalmıştır. P) Yapıtlarındaki kişileri hem iç dünyalarının hem de dış görünüşlerinin nitelikleriyle vermektedir. E) Eserlerinin tümünde kendi toplumunun yaşam tarzı- na ve toplumsal sorunlara yer vermiştir. 31. Şiirlerinde halk şiirine yaklaşan bir söyleyiş yöntemine ulaştı. Yalın üslubu, hoşgörülü konu seçimleri ve ince alaylı yaklaşımıyla kendine özgü bir yer edindi. Asıl ünü- nü 1990'larda peş peşe yayınlanan denemelerle kazandı. Günlük konuşma dilinde pek az bilinen sözcük ve de- yimlerden başka, kendi yarattığı ilginç deyişleri de sıkça kullandığı ve anlatımına egemen kıldığı alaycı tavrıyla bu denemelerde özgün bir üslup yarattı. Bu parçada bahsedilen sanatçıyla ilgili aşağıdakiler- den hangisi söylenemez? A Ozgün bir üslubu olan sanatçı, asıl ününü 20.yy.in sonlarında arka arkaya yazdığı bir edebî türle sağla- mıştır. BŞiirlerinde oluşturduğu farklı deyişler ve devimlerle kendine özgü bir anlatıma ulaşmıştır. C) Şiirlerinde günlük konuşmada pek fazla kullanılma- yan kelime ve deyimlere yer vermiştir. / DV Sirlerinde söz sanatına, süse ve abartıya yer ver- memiş, ironiden yararlanmıştır. R X Siir türündeki eserlerinde halk şiirini andıran bir üs- luba yönelmiştir. Diğer sayfaya geçiniz.
inkü sinemanın
şünüyorum.
a diğer sanat
yük bir endüstri,
büyük paraların
natın biricikliği ve
kolektif, fazla
tin tanımında
arasında eriyip
mamasının
roktur?
5-A
Türkçe
27. Nazım Hikmet şiir, öykü, roman, tiyatro, senaryo gibi birçok
türde eser verir. Döneminde geniş yankılar uyandırmanın
yanında modern Türk edebiyatına yeni bir kanal açan şiirleri
dünya edebiyat çevrelerince tanınmasında rol oynar. Doğal
olarak Nazım Hikmet üzerine yapılan akademik araştırmalar
şiirleri üzerine yoğunlaşır. Yazınsal çalışmaları arasındaki
romanları ise dikkate alınmaz. Oysa klasik roman tekniğine
uygunluk gösteren romanları her ne kadar yenilik iddiası
taşımasa da Nazım Hikmet'in sanat anlayışının farklı
türlerdeki izdüşümünü ortaya koyduğu için önemsenmeleri
gerekir. Nazım Hikmet romanda da realist bir tutum sergiler.
Romanlarda gerçeklik kurgusunun günlük hayatın, kişiler ve
olaylarla ilişkisi; bu ilişkinin Nazım Hikmet'in yaşamındaki
karşılığı temsilî karakterler üzerinden aktarılır.
Bu parçaya göre yazarın Nazım Hikmet üzerine yapılan
araştırmalara yönelik eleştirisi aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Dünyaca tanınıyor olmasının göz ardı edilmesi
B) Şairliğinin geri plana atılması
C) Sanat anlayışının tek yönlü ele alınması
D) Eserleri ile hayatı arasındaki bağın irdelenmesi
E) Ayırıcı özelliklerinin gözden kaçırılması
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
inkü sinemanın şünüyorum. a diğer sanat yük bir endüstri, büyük paraların natın biricikliği ve kolektif, fazla tin tanımında arasında eriyip mamasının roktur? 5-A Türkçe 27. Nazım Hikmet şiir, öykü, roman, tiyatro, senaryo gibi birçok türde eser verir. Döneminde geniş yankılar uyandırmanın yanında modern Türk edebiyatına yeni bir kanal açan şiirleri dünya edebiyat çevrelerince tanınmasında rol oynar. Doğal olarak Nazım Hikmet üzerine yapılan akademik araştırmalar şiirleri üzerine yoğunlaşır. Yazınsal çalışmaları arasındaki romanları ise dikkate alınmaz. Oysa klasik roman tekniğine uygunluk gösteren romanları her ne kadar yenilik iddiası taşımasa da Nazım Hikmet'in sanat anlayışının farklı türlerdeki izdüşümünü ortaya koyduğu için önemsenmeleri gerekir. Nazım Hikmet romanda da realist bir tutum sergiler. Romanlarda gerçeklik kurgusunun günlük hayatın, kişiler ve olaylarla ilişkisi; bu ilişkinin Nazım Hikmet'in yaşamındaki karşılığı temsilî karakterler üzerinden aktarılır. Bu parçaya göre yazarın Nazım Hikmet üzerine yapılan araştırmalara yönelik eleştirisi aşağıdakilerden hangisidir? A) Dünyaca tanınıyor olmasının göz ardı edilmesi B) Şairliğinin geri plana atılması C) Sanat anlayışının tek yönlü ele alınması D) Eserleri ile hayatı arasındaki bağın irdelenmesi E) Ayırıcı özelliklerinin gözden kaçırılması
21. Ahmet Ümit, kitaplara olan düşkünlüğünü geniş okur
kitlelerini kitaba alıştırmak için de kullandı. Okumak,
kitapların aydınlık dünyasından gerçek dünyaya bir
pencere açmaktı onun için. Sırf kitap sevgisini başka-
larına da aşılamak adına, hiç tanımadığı kişilere kitap
göndermeye başladı. Zevk için başladığı bu çabaları-
nın sonunda, dünyanın en ünlü kitap pazarlayıcısı olup
çıkıverdi. Aynı zamanda yazar da olan Ahmet Ümit'in
başarısında kitaplara duyduğu tutku yanında yazarlığı-
nın da payı büyüktür.
Bu parçada Ahmet Ümit'le ilgili olarak aşağıdaki-
lerden hangisine değinilmemiştir?
A) Kitap pazarlamacılığındaki başarısında yazarlığın-
dan çok insan sevgisinin rol oynadığına
B) Yazarlık yönünün de kitap satıcılığındaki başarısı
üzerinde olumlu bir etkisi olduğuna
C) Okumanın, kitaplardan dünyaya aydınlık bir pence-
re açtığını düşündüğüne
D) Kitap satıcılığına, hiç tanımadığı kişilere kitap gön-
dererek başladığına
E) Kitap sevgisini başkalarıyla paylaşma isteğinin onu,
dünyanın en ünlü kitap pazarlamacısı hâline getir-
diğine
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
21. Ahmet Ümit, kitaplara olan düşkünlüğünü geniş okur kitlelerini kitaba alıştırmak için de kullandı. Okumak, kitapların aydınlık dünyasından gerçek dünyaya bir pencere açmaktı onun için. Sırf kitap sevgisini başka- larına da aşılamak adına, hiç tanımadığı kişilere kitap göndermeye başladı. Zevk için başladığı bu çabaları- nın sonunda, dünyanın en ünlü kitap pazarlayıcısı olup çıkıverdi. Aynı zamanda yazar da olan Ahmet Ümit'in başarısında kitaplara duyduğu tutku yanında yazarlığı- nın da payı büyüktür. Bu parçada Ahmet Ümit'le ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisine değinilmemiştir? A) Kitap pazarlamacılığındaki başarısında yazarlığın- dan çok insan sevgisinin rol oynadığına B) Yazarlık yönünün de kitap satıcılığındaki başarısı üzerinde olumlu bir etkisi olduğuna C) Okumanın, kitaplardan dünyaya aydınlık bir pence- re açtığını düşündüğüne D) Kitap satıcılığına, hiç tanımadığı kişilere kitap gön- dererek başladığına E) Kitap sevgisini başkalarıyla paylaşma isteğinin onu, dünyanın en ünlü kitap pazarlamacısı hâline getir- diğine
TYT TÜRKÇE TESTİ
32. Altın oran, matematik ve sanatta bir bütünün parçaları
arasında gözlemienen uyum açısından en yetkin bo-
yutlara ulaşıldığı geometrik ve sayısal bir orandır. Eski
Mısırlılar ve Yunanlar tarafından keşfedilmiş, mimaride
ve sanatta, kullanılmıştır. Ayrıca insan yüzündeki oranlar
altın orana yaklaştıkça görünümün daha estetik olduğu
öne sürülür. Bir başka deyişle, bir doğru eşit olmayan iki
parçaya bölündüğünde küçük parçanın büyük parçaya
oranı büyük parçanın bütün parçaların oranına eşit olma-
sıdır.
Bu parçadan "altın oran" ile ilgili aşağıdakilerden han-
gisine ulaşılabilir?
A) Mimaride ve sanatta estetik açıdan bir bütünün par-
çalarına göre uyumlu olma durumudur.
B) İnsan yaşamının idamesinde estetik haz olarak kul-
Janımı bakımından etkili olmuştur.
C) Asıl olarak geometri ve matematikte etkili olan, bü-
tünün parçalarına olan uyumu gösteren bir sayısal
veridir
D) En az iki alanda uygulanan, bütün ile parçaları ara-
sındaki ahengin en mükemmel bovutlara ulaştığı bir
orandır.
E Mimari ve sanatta bu oranın kullanımı, diğer alanlar-
daki kullanımlardan daha eskidir.
33. Mehmet Rauf'un yazmış olduğu Eylül romanından önce
Türk edebiyatında psikolojik roman kaleme alınmamıs
34. HC
ola
ins
da
H
H
g
m
d
6
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TYT TÜRKÇE TESTİ 32. Altın oran, matematik ve sanatta bir bütünün parçaları arasında gözlemienen uyum açısından en yetkin bo- yutlara ulaşıldığı geometrik ve sayısal bir orandır. Eski Mısırlılar ve Yunanlar tarafından keşfedilmiş, mimaride ve sanatta, kullanılmıştır. Ayrıca insan yüzündeki oranlar altın orana yaklaştıkça görünümün daha estetik olduğu öne sürülür. Bir başka deyişle, bir doğru eşit olmayan iki parçaya bölündüğünde küçük parçanın büyük parçaya oranı büyük parçanın bütün parçaların oranına eşit olma- sıdır. Bu parçadan "altın oran" ile ilgili aşağıdakilerden han- gisine ulaşılabilir? A) Mimaride ve sanatta estetik açıdan bir bütünün par- çalarına göre uyumlu olma durumudur. B) İnsan yaşamının idamesinde estetik haz olarak kul- Janımı bakımından etkili olmuştur. C) Asıl olarak geometri ve matematikte etkili olan, bü- tünün parçalarına olan uyumu gösteren bir sayısal veridir D) En az iki alanda uygulanan, bütün ile parçaları ara- sındaki ahengin en mükemmel bovutlara ulaştığı bir orandır. E Mimari ve sanatta bu oranın kullanımı, diğer alanlar- daki kullanımlardan daha eskidir. 33. Mehmet Rauf'un yazmış olduğu Eylül romanından önce Türk edebiyatında psikolojik roman kaleme alınmamıs 34. HC ola ins da H H g m d 6
B
C
27. Genellikle, penguenler cinsiyet bakımından dimorfik de-
ğildir, yani erkek ve dişi penguenler benzerier. Macellan
penguenleri isimlerini 1520 yılında onları ilk defa gören
Ferdinand Macellan'dan almışlardır. Her yıl Arjantin kı-
yılarında yağ atıklarından 20 000 yetişkin 22 000 yavru
Macellan pengueni hayatını kaybetmektedir. Penguenler
çakıl taşı yutarlar. Bunun sindirimlerine iyi gelmesiyle ve
yutulan taş ağırlık yaptığından dalışlarını kolaylaştırma-
sıyla alakalı olduğu düşünülmektedir. Penguenlerin diş-
leri yoktur. Avlarını gagalarıyla avlarlar. Gagalarının ve
dillerinin üzerinde dikenler vardır. Penguenler çok sosyal
kuşlardır. Denizde bile penguenler genellikle gruplar ha-
linde beslenirler. Antarktika'daki bazı penguen kolonileri
çok büyüktür ve yıl boyunca çeşitli zamanlarda 20 milyon
veya daha fazla pengueni içerebilir. Penguenler tüm yiye-
ceklerini denizden bulurlar ve etobur beslenirler. Çoğun-
lukla balık ve kalamarla beslenmelerine rağmen karides,
yengeç ve çeşitli deniz kabuklularıyla da beslenebilirler.
Büyük bir penguen tek dalışta 30 tane balık toplayabilir.
Sadece balıkla beslenen penguenlere balıkçıl denir.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine
ulaşılamaz?
5. Deneme
A) Çevre kirliliği sebebiyle pek çok penguen hayatını
kaybetmektedir.
B) Penguenler, yalnız Antarktika'da ve koloniler halinde
yaşar.
C) Penguenlerin çakıl taşlarını yutmaları avlanmalarına
yardımcı olur.
D) Macellan penguenleri, ismini onları ilk gören kişiden
almıştır.
E) Penguenler, pek çok deniz canlısı türünü yiyerek ha-
yatlarını devam ettirir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
B C 27. Genellikle, penguenler cinsiyet bakımından dimorfik de- ğildir, yani erkek ve dişi penguenler benzerier. Macellan penguenleri isimlerini 1520 yılında onları ilk defa gören Ferdinand Macellan'dan almışlardır. Her yıl Arjantin kı- yılarında yağ atıklarından 20 000 yetişkin 22 000 yavru Macellan pengueni hayatını kaybetmektedir. Penguenler çakıl taşı yutarlar. Bunun sindirimlerine iyi gelmesiyle ve yutulan taş ağırlık yaptığından dalışlarını kolaylaştırma- sıyla alakalı olduğu düşünülmektedir. Penguenlerin diş- leri yoktur. Avlarını gagalarıyla avlarlar. Gagalarının ve dillerinin üzerinde dikenler vardır. Penguenler çok sosyal kuşlardır. Denizde bile penguenler genellikle gruplar ha- linde beslenirler. Antarktika'daki bazı penguen kolonileri çok büyüktür ve yıl boyunca çeşitli zamanlarda 20 milyon veya daha fazla pengueni içerebilir. Penguenler tüm yiye- ceklerini denizden bulurlar ve etobur beslenirler. Çoğun- lukla balık ve kalamarla beslenmelerine rağmen karides, yengeç ve çeşitli deniz kabuklularıyla da beslenebilirler. Büyük bir penguen tek dalışta 30 tane balık toplayabilir. Sadece balıkla beslenen penguenlere balıkçıl denir. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? 5. Deneme A) Çevre kirliliği sebebiyle pek çok penguen hayatını kaybetmektedir. B) Penguenler, yalnız Antarktika'da ve koloniler halinde yaşar. C) Penguenlerin çakıl taşlarını yutmaları avlanmalarına yardımcı olur. D) Macellan penguenleri, ismini onları ilk gören kişiden almıştır. E) Penguenler, pek çok deniz canlısı türünü yiyerek ha- yatlarını devam ettirir.
37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
İstanbul'un gerçek münevverlerinde öteden beri Avrupai
adam olmak özlemi vardır. Batılılar gibi prensip sahibi,
metotlu, işlerini rasyonel bir nizama oturtmuş randevuları-
na dakikası dakikasına sadık, ziyaretlerini ihmal etmeyen,
mektuplara zamanında cevap veren ve vazife hayatı saat
gibi işleyen adam olmak... Tüm bunlar, belki Tanzimat'tan
beri bazı İstanbul münevverlerinin ideali olmuş ve böyle
yaşamışlardır. Kılığı, kıyafeti, hayatı, üslubu, tavrı, edası
ve insanlarla münasebeti bakımından bu medeni adam
tipini güzelce giyinmiş Osmanlı münevverlerine rastlama-
dim değil. Bu insanlara "Çelebi (görgülü, bilgili) Adam,
Efendi Adam, Dest un Monsieur" da denirdi.
www.ondercam.com.tr | www.winsaonderyapicom
ra nayer
C) Ussal olsun olmasın, tüm hareke
lenen kurallara uyduğu
A) Yalnız I
R) I ve III
D) Ussal olandansa içinden geldiği gibi günü gününe yaşa-
mayı tercih ettiği
E) Ölçülü ve ussal olduğu sürece içinden geldiği gibi dav-
ranmaktan hoşlandığı
B) Yalnız II
nla.
38. Bu parçadan hareketle
Osmanlı
aydınları arasında da "Avrupai adam", hüvi-
yeti taşıyanlar vardır.
Uzunca bir süre tüm İstanbul aydınlarının ideali, Ba-
tili adam gibi yaşamak olmuştur.
Batılılar, İstanbul aydının tahayyülünde düzen ve
akıl insanlarıdır.
belirlemelerinden hangilerine ulaşılabilir?
e ve Il
Te
E) I, II ve III
la-
elir-
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. İstanbul'un gerçek münevverlerinde öteden beri Avrupai adam olmak özlemi vardır. Batılılar gibi prensip sahibi, metotlu, işlerini rasyonel bir nizama oturtmuş randevuları- na dakikası dakikasına sadık, ziyaretlerini ihmal etmeyen, mektuplara zamanında cevap veren ve vazife hayatı saat gibi işleyen adam olmak... Tüm bunlar, belki Tanzimat'tan beri bazı İstanbul münevverlerinin ideali olmuş ve böyle yaşamışlardır. Kılığı, kıyafeti, hayatı, üslubu, tavrı, edası ve insanlarla münasebeti bakımından bu medeni adam tipini güzelce giyinmiş Osmanlı münevverlerine rastlama- dim değil. Bu insanlara "Çelebi (görgülü, bilgili) Adam, Efendi Adam, Dest un Monsieur" da denirdi. www.ondercam.com.tr | www.winsaonderyapicom ra nayer C) Ussal olsun olmasın, tüm hareke lenen kurallara uyduğu A) Yalnız I R) I ve III D) Ussal olandansa içinden geldiği gibi günü gününe yaşa- mayı tercih ettiği E) Ölçülü ve ussal olduğu sürece içinden geldiği gibi dav- ranmaktan hoşlandığı B) Yalnız II nla. 38. Bu parçadan hareketle Osmanlı aydınları arasında da "Avrupai adam", hüvi- yeti taşıyanlar vardır. Uzunca bir süre tüm İstanbul aydınlarının ideali, Ba- tili adam gibi yaşamak olmuştur. Batılılar, İstanbul aydının tahayyülünde düzen ve akıl insanlarıdır. belirlemelerinden hangilerine ulaşılabilir? e ve Il Te E) I, II ve III la- elir-
DENEME-5 A
26. "İnsanlara, sana nasıl davranacaklarını sen öğretirsin."
deyişini hiç duymuş muydunuz? Bu, kişisel sınırlarını
korumak adına atılması gereken en önemli ama atılması
en zor adımdır. Neden mi? Çünkü çoğumuz başkalan ile
yüzleşmekten kaçınınız. Bu yüzden.de duygularımızı bas-
tırırız veya sessiz kalınız. Farklı şekillerde algılanmaktan
korkar, duygularımızı saklayarak farklı hareket ve ifade
yöntemleri bulmayı deneriz. Sınırlarımızın farklı şekilde
algılanacağından korkarız çünkü yargılanmak istemeyiz.
Bir düşün, başkalarına açıklamaktan çekindiğin sınırlanın
var mı? Aslında yapman gereken şu: Ne kastediyorsan
onu açıkça söyle, yargılanmaktan korkma ama söyle-
minde nazik ol.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilme-
miştir?
A) insanların bireysel sınırlarını koruması gerektiğine
B) Birçoğumuzun, duygularımızı söylemek yerine dav-
ranış ile gösterdiğine
C) sanların çevresindekileri kırmamak için kendi
duygularını bastırdığına
D) Eleştirilmeye ve yüzleşmeye açık olmak gerektiğine
E) İsteklerimizi söylerken bu özen göstermenin gerek-
Wiğine
27. Victor Hugo'nun çeşitli şahsi kesitlere yer verdiği, ef-
sanevi romanlarından olan Sefiller; anlatım yoğunluğu,
derin ve hacmi büyük olan bir romandır. Eseri okurken
kurgunun kesilip Hugo'nun sahsi fikirlerini ateşli bir şekil-
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
DENEME-5 A 26. "İnsanlara, sana nasıl davranacaklarını sen öğretirsin." deyişini hiç duymuş muydunuz? Bu, kişisel sınırlarını korumak adına atılması gereken en önemli ama atılması en zor adımdır. Neden mi? Çünkü çoğumuz başkalan ile yüzleşmekten kaçınınız. Bu yüzden.de duygularımızı bas- tırırız veya sessiz kalınız. Farklı şekillerde algılanmaktan korkar, duygularımızı saklayarak farklı hareket ve ifade yöntemleri bulmayı deneriz. Sınırlarımızın farklı şekilde algılanacağından korkarız çünkü yargılanmak istemeyiz. Bir düşün, başkalarına açıklamaktan çekindiğin sınırlanın var mı? Aslında yapman gereken şu: Ne kastediyorsan onu açıkça söyle, yargılanmaktan korkma ama söyle- minde nazik ol. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilme- miştir? A) insanların bireysel sınırlarını koruması gerektiğine B) Birçoğumuzun, duygularımızı söylemek yerine dav- ranış ile gösterdiğine C) sanların çevresindekileri kırmamak için kendi duygularını bastırdığına D) Eleştirilmeye ve yüzleşmeye açık olmak gerektiğine E) İsteklerimizi söylerken bu özen göstermenin gerek- Wiğine 27. Victor Hugo'nun çeşitli şahsi kesitlere yer verdiği, ef- sanevi romanlarından olan Sefiller; anlatım yoğunluğu, derin ve hacmi büyük olan bir romandır. Eseri okurken kurgunun kesilip Hugo'nun sahsi fikirlerini ateşli bir şekil-
NEME-4/A
ba
in of
mak-
on
02-
ta
28. Onlü astrofizikçi Stephan Hawking Ingiltere'deki Cambridge On
versitesinin Yapay Zeka Araştırma Merkezinin açılışında yapt
Di konuşmasında "Güçlü bir yapay zekanın yükselişi, insanlığın
başına gelen en iyi ya da en kötü şey olabilir. Hangisi olacağını
bilmiyoruz." demiştir. 21. yüzyılda yapay zeka ile oluşturulan çe
gitli programlar ve geliştirilen robotlar yaşamımızı kolaylaştırsa
da önümüzdeki yüzyılda bu durumun hangi yönde ilerleyecegi
(olumlu-olumsuz) merak konusu olmaya devam ediyor.
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi yapay zekânın in-
san yaşamındaki olumlu etkisine örnek gösterilemez?
A) Radyoloji alanında geliştirilen yapay zeka uygulaması, tara-
ma testleri sonucu şüpheli olan vakaları tespit ediyor ve rad-
yoloğun dikkatini oraya çekerek hasta sayısındaki yoğunlu
ğa rağmen doktorların daha etkili çalışmasını sağlıyor.
B) Otonom sistemler ve otomasyon nedeniyle düşük-orta sınıf
işlerde çalışanlar boşa çıkmakta ve bu durum ekonomik eşit-
sizliği giderek derinleştirmektedir.
C) Italya'da Bari Üniversitesinde, alzaymırın erken teşhisine yö-
nelik olarak alzaymırın beyinde neden olduğu yapısal deği-
şiklikleri ayırt etmeye yarayan bir yapay zekâ algoritması ge-
liştirildi.
D) Insan yaşamını kolaylaştıran birçok ev otomasyon sistemin-
de uzaktan kontrol edilecek elektronik cihazlar, yapay zekâ
destekli bir kontrol yazılımı tarafından yönetiliyor ve bu oto-
masyon sistemleri genellikle sesle kontrol edilebiliyor.
15. Es
E) Türkiye'de son yıllarda yapay zekâ teknolojileri kullanılarak
öğrencilerle ilgili veriler analiz edilebilmekte ve bu analizden
elde edilen bilgilerle öğrenciye özel eğitim yöntemleri oluş-
turulmaktadır.
lar
ya
Bu
gis
A)
37
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
NEME-4/A ba in of mak- on 02- ta 28. Onlü astrofizikçi Stephan Hawking Ingiltere'deki Cambridge On versitesinin Yapay Zeka Araştırma Merkezinin açılışında yapt Di konuşmasında "Güçlü bir yapay zekanın yükselişi, insanlığın başına gelen en iyi ya da en kötü şey olabilir. Hangisi olacağını bilmiyoruz." demiştir. 21. yüzyılda yapay zeka ile oluşturulan çe gitli programlar ve geliştirilen robotlar yaşamımızı kolaylaştırsa da önümüzdeki yüzyılda bu durumun hangi yönde ilerleyecegi (olumlu-olumsuz) merak konusu olmaya devam ediyor. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi yapay zekânın in- san yaşamındaki olumlu etkisine örnek gösterilemez? A) Radyoloji alanında geliştirilen yapay zeka uygulaması, tara- ma testleri sonucu şüpheli olan vakaları tespit ediyor ve rad- yoloğun dikkatini oraya çekerek hasta sayısındaki yoğunlu ğa rağmen doktorların daha etkili çalışmasını sağlıyor. B) Otonom sistemler ve otomasyon nedeniyle düşük-orta sınıf işlerde çalışanlar boşa çıkmakta ve bu durum ekonomik eşit- sizliği giderek derinleştirmektedir. C) Italya'da Bari Üniversitesinde, alzaymırın erken teşhisine yö- nelik olarak alzaymırın beyinde neden olduğu yapısal deği- şiklikleri ayırt etmeye yarayan bir yapay zekâ algoritması ge- liştirildi. D) Insan yaşamını kolaylaştıran birçok ev otomasyon sistemin- de uzaktan kontrol edilecek elektronik cihazlar, yapay zekâ destekli bir kontrol yazılımı tarafından yönetiliyor ve bu oto- masyon sistemleri genellikle sesle kontrol edilebiliyor. 15. Es E) Türkiye'de son yıllarda yapay zekâ teknolojileri kullanılarak öğrencilerle ilgili veriler analiz edilebilmekte ve bu analizden elde edilen bilgilerle öğrenciye özel eğitim yöntemleri oluş- turulmaktadır. lar ya Bu gis A) 37
Sosyolojik düşünce; insanlara günlük bakışın ötesine
geçmeyi, eleştirel düşünmeyi öğretir. Toplumsal ilişkiler
hakkında farkındalığımızı artırır. Duygularımızın
keskinleşip gözlerimizin daha çok açılmasına yardımcı
olur. Daha önce görmediğimiz insani durumları
keşfettirir. Sosyolojik düşünmek, baskıcı bir dünyayı
esnekleştirir. Bize dünyanın şimdi olduğundan farklı bir
dünya olabileceğini gösterir. Sosyolojik düşünme
sanatını öğrenen insan, daha az yönlendirilebilir.
Çevremizdeki insanları, onların huylarını, düşlerini,
kaygılarını ve acılarını daha iyi anlamamızı sağlar. Öteki
toplumlar ve gruplar hakkında bilgimizi artırır. Korku ve
zıtlaşma yerine hoşgörüyü teşvik eder. Özgürlüğümüze
katkıda bulunur.
37. Bu parçaya göre aşağıdakilerin hangisi sosyolojik...m
düşüncenin kişiye kazandırdıklarından değildir?
Olaylara her zaman iyimser tarafından bakmak
B) Empati yeteneğini güçlendirmek
C) Sorgulama tavrını geliştirmek
D) Özgür iradeyle karar verebilmek
E) İnsanı farklı durumlarıyla tanıtmak
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Sosyolojik düşünce; insanlara günlük bakışın ötesine geçmeyi, eleştirel düşünmeyi öğretir. Toplumsal ilişkiler hakkında farkındalığımızı artırır. Duygularımızın keskinleşip gözlerimizin daha çok açılmasına yardımcı olur. Daha önce görmediğimiz insani durumları keşfettirir. Sosyolojik düşünmek, baskıcı bir dünyayı esnekleştirir. Bize dünyanın şimdi olduğundan farklı bir dünya olabileceğini gösterir. Sosyolojik düşünme sanatını öğrenen insan, daha az yönlendirilebilir. Çevremizdeki insanları, onların huylarını, düşlerini, kaygılarını ve acılarını daha iyi anlamamızı sağlar. Öteki toplumlar ve gruplar hakkında bilgimizi artırır. Korku ve zıtlaşma yerine hoşgörüyü teşvik eder. Özgürlüğümüze katkıda bulunur. 37. Bu parçaya göre aşağıdakilerin hangisi sosyolojik...m düşüncenin kişiye kazandırdıklarından değildir? Olaylara her zaman iyimser tarafından bakmak B) Empati yeteneğini güçlendirmek C) Sorgulama tavrını geliştirmek D) Özgür iradeyle karar verebilmek E) İnsanı farklı durumlarıyla tanıtmak
5. Bir duruma, görüşe, düzene karşı çıkmak için
tavır alanlar, zekålarını kendilerine has bir bakış
ve görüş inşa etmek için değil; başkalarının
duruş, bakış ve görüşlerinin yanlışlarını bulmak
için harcar. Bu tür insanlar daima -doğal olarak-
kendilerine, karşı durduklarının görüşüne göre
şekil verir. Bu da "mevcudun yerine yeni bir teklif
sunamama" vaziyetini ortaya çıkarır.
Bu sözlerin sahibi "mevcudun yerine yeni
bir teklif sunabilmek" için aşağıdakilerden
hangisini öneriyor olabilir?
A) Bir düzene, görüşe ya da duruma karşı
çıkarken zekâyı değil, güvenilir bir değerler
sistemini öne çıkarmayı
B) Mevcut bir düzenin yanlış yönlerini bir
kenara koyup olumlu yönlerini benimseyerek
uygulamaya geçirmeyi
C) Kendi duruşunu ve görüşünü belirlerken
doğruluğu kabul görmüş düşünce
sistemlerinden faydalanmayı
D) Zekâyı başkasının hatasına odaklanmak için
değil, kendisine özgü bir duruş belirlemek için
sarf etmeyi
E) Karşı çıkılan durum, görüş ve düzenin hatalı
yönlerini her detayıyla gündemde tutmak için
çaba göstermeyi
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
5. Bir duruma, görüşe, düzene karşı çıkmak için tavır alanlar, zekålarını kendilerine has bir bakış ve görüş inşa etmek için değil; başkalarının duruş, bakış ve görüşlerinin yanlışlarını bulmak için harcar. Bu tür insanlar daima -doğal olarak- kendilerine, karşı durduklarının görüşüne göre şekil verir. Bu da "mevcudun yerine yeni bir teklif sunamama" vaziyetini ortaya çıkarır. Bu sözlerin sahibi "mevcudun yerine yeni bir teklif sunabilmek" için aşağıdakilerden hangisini öneriyor olabilir? A) Bir düzene, görüşe ya da duruma karşı çıkarken zekâyı değil, güvenilir bir değerler sistemini öne çıkarmayı B) Mevcut bir düzenin yanlış yönlerini bir kenara koyup olumlu yönlerini benimseyerek uygulamaya geçirmeyi C) Kendi duruşunu ve görüşünü belirlerken doğruluğu kabul görmüş düşünce sistemlerinden faydalanmayı D) Zekâyı başkasının hatasına odaklanmak için değil, kendisine özgü bir duruş belirlemek için sarf etmeyi E) Karşı çıkılan durum, görüş ve düzenin hatalı yönlerini her detayıyla gündemde tutmak için çaba göstermeyi
14. Ağaçların gölgeleri, yarı bulutlu sema altındaki çayır,
soluk ve melul idi. Suat çinarlardan düşen sarı, kuru
yaprakların kapladığı yollarda yağmurla islanarak ha-
sil ettikleri çamura, bu çürümüş yapraklara bakarak
"İşte!" diyordu.
Necip etrafına bakınarak,
Havanın rengi iyice soluyor.
Süreyya:
Ama dün, evvelki gün ne kadar parlaktı; bir yaz
günü gibi.
- Eee, sonbahar bu!.. Artık bu kadar letafet ve hara-
ret verdikten sonra! Eylülden daha ne beklenir. Eylül
malum, hüzün ve matem ayıdır.
O zaman Suat'a da hayatının şu devresi, kendi öm-
rünün, kendi kadınlık hayatının eylülü gibi hissettirdi.
Onun hayatı da böyle değil miydi? Son günlerin le-
tafeti ile beraber şimdi yine imkânsızlığa, yine hüzün
ve kasvete düşmemiş miydi? Bir senedir onu harab
eden endişelerin, melâllerin ne olduğunu artık görü-
yor "İşte benim eylülüm." diyordu.
Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) Psikolojik çözümlemelere yer verilmiştir.
B) Tanrısal (ilahi) anlatıcı bakış açısı kullanılmıştır.
C) Anlatımda bilinç akışı ve montaj teknikleri iç içe
kullanılmıştır.
D) Yer yer yabancı sözcüklerin de kullanıldığı sanatlı
bir üslubu vardır.
E) İçerik ve söyleyiş özellikleri Servetifünun roman
anlayışını yansıtmaktadır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
14. Ağaçların gölgeleri, yarı bulutlu sema altındaki çayır, soluk ve melul idi. Suat çinarlardan düşen sarı, kuru yaprakların kapladığı yollarda yağmurla islanarak ha- sil ettikleri çamura, bu çürümüş yapraklara bakarak "İşte!" diyordu. Necip etrafına bakınarak, Havanın rengi iyice soluyor. Süreyya: Ama dün, evvelki gün ne kadar parlaktı; bir yaz günü gibi. - Eee, sonbahar bu!.. Artık bu kadar letafet ve hara- ret verdikten sonra! Eylülden daha ne beklenir. Eylül malum, hüzün ve matem ayıdır. O zaman Suat'a da hayatının şu devresi, kendi öm- rünün, kendi kadınlık hayatının eylülü gibi hissettirdi. Onun hayatı da böyle değil miydi? Son günlerin le- tafeti ile beraber şimdi yine imkânsızlığa, yine hüzün ve kasvete düşmemiş miydi? Bir senedir onu harab eden endişelerin, melâllerin ne olduğunu artık görü- yor "İşte benim eylülüm." diyordu. Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Psikolojik çözümlemelere yer verilmiştir. B) Tanrısal (ilahi) anlatıcı bakış açısı kullanılmıştır. C) Anlatımda bilinç akışı ve montaj teknikleri iç içe kullanılmıştır. D) Yer yer yabancı sözcüklerin de kullanıldığı sanatlı bir üslubu vardır. E) İçerik ve söyleyiş özellikleri Servetifünun roman anlayışını yansıtmaktadır.
Deneme I
Depese
G
Kendi-babamızı, Balzac'ın Goriot Baba'sı kadar iyi
tanıyabilmiş miyizdir acaba? Gördüğümüz kadar ya da bize
yansıttığı kadar olduğunu sandığımız o baba, büyük olasılıkla
hiç anlatmamıştır bize kendisini. Onu daha yakından tanımak
için belki de Turgenyev'in Babalar ve Oğullar'ını okumamız
gerekmektedir. Nikolay Petroviç Kirsanov'u çok yakınında,
hemen yanında bulunmuş, onunla birlikte yaşamış kadar iyi
tanırken, gerçekten yıllarca yanında olduğumuz,
çocukluğumuzu kucağında geçirdiğimiz babamızı o kadar da
iyi tanımadığımızı bize bir romandan daha iyi ne fark
ettirebilir? Edebiyat sayesinde anlarız dünyanın ve insanların
gördüğümüz kadar olmadığını ve onlardaki başka boyutları
fark etmeye başlarız.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerin
hangisidir?
LAT Edebiyat yapıtları kendimizi, çevremizi ve yaşadığımız
hayatı daha iyi kavramamızı sağlar.
B) Roman karakterleri, gerçek hayattaki insanlardan daha
etkili bir şekilde oluşturulmuşlardır.
Edebiyatçıların gerçekleri herkesten farklı görebilmek gibi
özel yetenekleri vardır.
D) Gerçek hayattaki insanların iç yüzlerini bilemeyiz ama
roman kişilerini çok daha yakından tanırız.
E Bazı romanlar, kişilerinin canlılığı ile okurun zihninde
silinmez etkiler bırakmışlardır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Deneme I Depese G Kendi-babamızı, Balzac'ın Goriot Baba'sı kadar iyi tanıyabilmiş miyizdir acaba? Gördüğümüz kadar ya da bize yansıttığı kadar olduğunu sandığımız o baba, büyük olasılıkla hiç anlatmamıştır bize kendisini. Onu daha yakından tanımak için belki de Turgenyev'in Babalar ve Oğullar'ını okumamız gerekmektedir. Nikolay Petroviç Kirsanov'u çok yakınında, hemen yanında bulunmuş, onunla birlikte yaşamış kadar iyi tanırken, gerçekten yıllarca yanında olduğumuz, çocukluğumuzu kucağında geçirdiğimiz babamızı o kadar da iyi tanımadığımızı bize bir romandan daha iyi ne fark ettirebilir? Edebiyat sayesinde anlarız dünyanın ve insanların gördüğümüz kadar olmadığını ve onlardaki başka boyutları fark etmeye başlarız. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerin hangisidir? LAT Edebiyat yapıtları kendimizi, çevremizi ve yaşadığımız hayatı daha iyi kavramamızı sağlar. B) Roman karakterleri, gerçek hayattaki insanlardan daha etkili bir şekilde oluşturulmuşlardır. Edebiyatçıların gerçekleri herkesten farklı görebilmek gibi özel yetenekleri vardır. D) Gerçek hayattaki insanların iç yüzlerini bilemeyiz ama roman kişilerini çok daha yakından tanırız. E Bazı romanlar, kişilerinin canlılığı ile okurun zihninde silinmez etkiler bırakmışlardır.
cin,
ar-
ler
kle
bile
ar-
tir,
rin
ol-
lir.
şü-
in-
ni;
yo-
gu
vir-
ro-
eni-
bir-
ro-
uğu
ah-
şka
ken
okur
VOF
66
2.
1. Yazın kaynağını hayattan alan yazar, Anadolu
köylüsünü, köy yaşamının problemlerini, kahra-
manlarının toplumdaki durumlarını, nasıl uyum
sağladıkları veya karşı koyduklarını, hayatın ve
doğanın hayata etkilerini incelikle ele almıştır.
(akıcı)
II. Bir türlü yerinde oturamıyor, odadan odaya
geziyor, rast geldiği eşyayı karıştırıyor, dolapları
açıp kapıyordu; bu sırada karşıdan gelen babasını
bile fark etmeyecek kadar yaptığı işe odaklanmıştı.
(devinim)
III. Sanat eserinde fikir, meyvenin içindeki
besleyici gıda gibi erimiş olmalıdır düşüncesine
Tanpınar'ın eserleri örnek gösterilir; bu sebeple
okuyucu onun eserlerini okurken bir masal
alemine girmiş gibi büyülenir.
(etkileyici)
IV. En az 33 en çok 99 beyit hâlinde yazılan
kasideler teşbib/ nesib, girizgah, tegazzül,
methiye, fahriye, dua bölümlerinden oluşur.
(yapı)
V. Onun naif ve sahici söyleyişi seçtiği türde
daha da başarılı olmasına imkan veriyor, onu ve
edebiyatını güçlendiriyordu. (üslup)
Numaralanmış cümlelerden hangisi ayraç içinde
verilen kavram ile uyuşmamaktadır?
A) 1
11
C) III
D) IV E) V
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
cin, ar- ler kle bile ar- tir, rin ol- lir. şü- in- ni; yo- gu vir- ro- eni- bir- ro- uğu ah- şka ken okur VOF 66 2. 1. Yazın kaynağını hayattan alan yazar, Anadolu köylüsünü, köy yaşamının problemlerini, kahra- manlarının toplumdaki durumlarını, nasıl uyum sağladıkları veya karşı koyduklarını, hayatın ve doğanın hayata etkilerini incelikle ele almıştır. (akıcı) II. Bir türlü yerinde oturamıyor, odadan odaya geziyor, rast geldiği eşyayı karıştırıyor, dolapları açıp kapıyordu; bu sırada karşıdan gelen babasını bile fark etmeyecek kadar yaptığı işe odaklanmıştı. (devinim) III. Sanat eserinde fikir, meyvenin içindeki besleyici gıda gibi erimiş olmalıdır düşüncesine Tanpınar'ın eserleri örnek gösterilir; bu sebeple okuyucu onun eserlerini okurken bir masal alemine girmiş gibi büyülenir. (etkileyici) IV. En az 33 en çok 99 beyit hâlinde yazılan kasideler teşbib/ nesib, girizgah, tegazzül, methiye, fahriye, dua bölümlerinden oluşur. (yapı) V. Onun naif ve sahici söyleyişi seçtiği türde daha da başarılı olmasına imkan veriyor, onu ve edebiyatını güçlendiriyordu. (üslup) Numaralanmış cümlelerden hangisi ayraç içinde verilen kavram ile uyuşmamaktadır? A) 1 11 C) III D) IV E) V Diğer sayfaya geçiniz.