Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

6. Avcı-toplayıcı bir robot tasarlamak son derece zor olurdu çünkü geçmişte avcı-toplayıcılar hayatta kalabilmek için sayısız fark- li beceriyi öğrenmek zorundaydı. Böyle bir robotun taşlardan mızrak uçları hazırlayabilmesi, ormanda yenilebilir mantarları ayırabilmesi, yaraları sarmak için tıbbi bitkileri kullanabilmesi ve sürekli onlarca farklı avcıyla irtibat hâlinde kalabilmesi ge- rekirdi. Ancak birkaç bin yıldır insanlar gittikçe uzmanlaşıyor. Bir taksi şoförü ya da kardiyolog, avcı-toplayıcı atalarına kıyas- la çok daha kısıtlı bir alanda özelleşiyor, bu sebeple yerlerini bilgisayar yapay zekâya bırakmaları daha kolay hâle geliyor. 1-A Bu parçaya göre insanların hangi özelliği bilgisayar ve ya- pay zekâların işini kolaylaştırmaktadır? A) Belli bir konuda bilgi, görüş ve becerisini artırması B) Gelişmiş teknolojik ürünler tasarlaması G) Onemli ölçüde birikim ve tecrübe sahibi olmasi D) Daha kolay anlaşılabilir özellikler kazanması E) Hayatın her alanıyla ilgili deneyimler edinmesi 3-B 2-C 4-D 8.

eis 7. (1) Sankeçili Yörüklerinin Mersin'in Aydıncık ilçesindeki kis yurdu konaklarında bugünlerde hummalı bir telas var. (11) Mersin sahilinden Konya yaylalarına göçerek keçi yetiştiriciliğiyle geçimlerini sağlayan Sarıkeçililer için bir kez daha göç vakti geldi çünkü. (III) Baharla birlikte "can yoldaşlarımız" dedikleri develeri, keçileri ve köpekleriyle yapacakları yaklaşık 500 kilometrelik yolculuk için son hazırlıkları yapıyorlar. (IV) İki aya yakın sürecek yolculuk 20 Nisan'da başlayacak. (V) Binlerce yıldır otun, kuşun, suyun ve keçinin peşinde umudu kovalayan Sarıkeçililer; inatla kültürlerini yaşatma mücadelesi veriyor. *Sankeçili Yörükleri"nden söz edilen bu parçada nu- maralanmış cümlelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A). cümlede, yılın bir bölümünde yaşadıkları yer belirtil- miştir. BT cümlede, ilk cümlede sözü edilen duruma açıkla- ma getirilmiştir. M. cümlede, gerçekleştirecekleri göçleriyle ilgili bilgi verilmiştir. D) V. cümlede, aöclerinin sonucuna yönelik beklentileri EXV. cümlede, göçün kültürlerinde bir gelenek olduğu sezdirilmiştir.

2. Orhan Pamuk'un Masumiyet Müzesi'nde zamanı durdurarak anlatıyı iki boyutlu bir resme dönüştürmesi anlamlıdır. İlk çağ- lardan beri sanata taklit olarak bakan insana bunun tersi ola- bileceğini gösterir. Doğayı taklit eden, gerçekliğe öykünen sanattan, sanata öykünen bir gerçeklik yaratır. Masumiyet Mü- zesi'nin anlamı da budur. Bir romanın -yani tamamen uydurma olan bir kurgunun- objeleri sanki gerçekte yaşanmış bir olayın hatıraları gibi sergilenir romanda. Müze, hem dondurulmuş za- manı hem de kurgunun madde hâlini gösterir okura. Bu parçada söz konusu eserle ilgili olarak özellikle anta- tılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Betimleme yeteneğiyle ön plana çıktığı B) insanın gerçeklik algısını değiştirdiği C) Sanatın bir öykünme olduğu düşüncesini yıktığı D) Günlük hayatın gerçeklerinden beslendiği E) Güçlü bir sanatsal birikim üzerine temellendirildiği 4. Yanıt Yau

ek ŞI- un $- au p -k el 7. r YAYIN DENİZİ PRO 37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. (1) Hiç kimsenin, hiçbir aracının aramıza giremeyeceği tek eylem okumaktır. (II) Hiçbir şey, bir kişinin okuduğu metinle kendi zihinsel üretiminin arasına giremez. (III) Ó, yaptığınız en özgün, en bireysel edimdir. (IV) Sizin zih- ninizi, tasavvurunuzu harekete geçirir, imgelem gücünü- zü besler, hayal gücünüzü canlandırır. (V) Balzac'ın bir romanını okurken sizin okuduğunuzla benim okuduğum roman aynı değildir zira kitapları hayatlarımızla okuruz, sadece gözlerimizle değil; deneyimlerimizle, birikimleri- mizle okuruz. (VI) Tekrar tekrar aynı kitabı okumamız, o sırada hayatın içinden geçtiğimiz tünellerinde öğren diklerimizdendir. Deneme 4 37. Aşağıdakilerden hangisi/bu parçada anlatılanları destekler niteliktedir? A) Kitap ile okur arasında gizli bir bağ vardır, o bağ her okurda farklıdır. B) Okurla yazar arasına girmemek gerekir. C) Her yazar, en çok benim eserim okunsun ister. D) Hayatınızda kitaptan iyi bir dost ve sırdaş bulamaz- sınız. Bir kitap her okura mutlaka bir şeyler katar, onun zihnini parlatır. 38. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde sebep-sonuç ilişkisi bulunmaktadır? A) I ve III B) ve Ill D) III ve IV EV ve VI por Gen C) II ve IV Diğer sayfaya geçiniz. 15

1. B KİTAPÇIĞI TÜRKÇE Bu testte 40 soru vardır. Ce TÜRKÇE TESTİ için ayn O Mimaride yaşlanan malzeme güzeldir bence. Bir yapı- ya baktığınız zaman binanın, malzemenin yaşlandığını görüyorsanız bu mutluluk vermelidir. Örneğin binalar- da kullanılan bakır, ilk önce yavaş yavaş yeşile döner, sonra kararır ama özelliğini kaybetmez. Binada tuğla kullandıysanız ilk başta rengi parlaktır fakat tuğlanın. yavaş yavaş matlaştığını görürsünüz. Bunlar, doğayla uyumu beraberinde getirir. Plastik malzemeler için ay- ni şeyi söylemek mümkün değil. Bu parçada geçen "yaşlanmak" sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Yapılarda kullanılan malzemelerin bir süre sonra iş- levini yitirmesi B) Değişimin sadece canlılara özgü düşünülmesinin yanlış bir algı olması C) Malzemenin sağlamlığını sonsuza dek koruyama- ması X D) Doğadaki varlıkların, zamanın yıpratıcı etkisinden kendini kurtaramaması Malzemenin zaman geçtikçe fiziksel olarak değişim geçirmesi 3. Feth ifad şim için iri, 2. Deneme, eleştiri, inceleme, çeviri, günce ustası bu ya- Tor kitoplorindo vazdıkarıda omečini umudunu insan he lin lu n E

inden seslenmeye Fir çevirisi yok değil amıyor başka bir dile. eviri şiirle ilgili olarak erden hangisidir? anındaki eserlere ilgi kilendiği şmaların dar bir enlerin yeterli linin tam çok, içeriğinin que Selped şağı yukarı 11 alanda çok = arkadaş boşluğu Sılandı 3 8. TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 7-8. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Şiirin tam olarak anlaşılması için belki gizli ama mutlaka ipuçlarının bulunması gerekir. Şair anlamdan ne kadar kaçarsa kaçsın veya ne kadar kendine saklamak isterse istesin, zaman zaman kendisine o şiiri yazdıran sebepleri, şiirin yakınlı uzaklı kelimelerinde belki kendi de farkında olmadan ele verecektir. Şiirine göre bir başlık, bir motif; teslim oluş veya isyanı, ümit veya ümitsizliği çeşitli yollardan değişik şekilde ifadeye yarar. Birbirine yakın isimler, sıfatlar, bir ima, bir hatırlatış; bir şiirin okuyucuya ne demek istediğini bulmamıza yeter birer ipucudur. High cl'que folus sitaste 7. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi vardır? A) Öykülemé C) Tanık gösterme Nonufo E) Benzetme oluşmuş AND CA B) Örnekleme D) Öneri Mio XA (3 resirulet Bu parçaya göre şiirde aşağıdakilerden hangisi bulunmaz? A Anlaşılmasını sağlayacak emare B) Şairin kişiliğini ortaya çıkarma Başlığın işlevi D) isim veya sıfatlarla ilintili olma intensit E) imgeli anlatımı vurgulama Diğer sayfaya geçiniz.

bir ayrılık bile z her gidişinizi olarak kabul olsun her gi- e kadar köklü yrılıklar yine- rılıklara alış- Ya bu sefer Faktır. sorulardan olabilir? akmamam =? işkilerime hsal dün- e yolcu- k doğru ndi ba- =? 2. Sanatçının bu romanı, gerçek anlamda sanatsal bir üründür. Herhangi bir yanını öne çıkarmak, kita- bi bir indirgemeye tabi tutmak anlamına gelecektir. Bu nedenle romanın yalnızca bir aşk öyküsünün, Gebyalnızca belli bir tarih dönemini ya da sanatçının 46 yaşam öyküsünün bir parçasını yansıttığı ön yar- lisgısıyla yapılan nostaljik türden bir okuma esere so hakkını vermeyecektir. Kitaba hakkını vermek için derinlemesine bir okuma gereklidir. Bu parçada sözü edilen romanla ilgili olarak asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangi- sidir? A) Sanatsal bir bütün olan eserin sanatçısının her dönemdeki sanat anlayışını yansıttığı B) Geleneksel anlatıya düşkün okurlar için bu ro- manın doğru bir seçim olmayacağı C) Eserin çok boyutlu olduğu ve tek yönlü bir bakış açısıyla değerlendirilemeyeceği D) Romanın, yazarın yaşamından kesitler sunarak yazar hakkında bilgi edinmeyi sağladığı E) Derin okuma yeteneğine sahip olmayan kişile- rin eseri okurken zorlanabileceği 4. Öykü yazmak yaşamım dur. Yazmaya başladığın ortalık aydınlanınca kal setmem. Sanılanın aksin yazdıklarım on kez, yüz niden düzeltilir. Bu düz düzeltirim. Bu yaşımda öğrendiğim, öğrendikl Bu sözler, aşağıdaki şılık söylenmiş olab A) Yazı hayatınıza niz yeri tahmin e 49 B) Öykü dışındaki oldu mu? C) Öykülerinizi y önünde bulund Tunay D) Öykülerinizde şamları mı ar (E) Öykülerinizin que düşünüyor n

ya- ek- ve vlet der- lan eti- aç- sal gibi ya- ağı- um em- ızlı eği- lik- uğu ne ce j- 1. B 34. Hikâye, ani, mensur şiir, makale, deneme, tiyatro türle. rinde eser veren sanatçı daha çok romanlarıyla tanın- mıştır. Fecriati akımından kısa süre sonra Yahya Kemal ile birlikte neoklasisizm akımından etkilenmiştir Güçlü bir gözleme dayalı yazdığı eserlerinde realizm akımının izleri görülür. Eserlerinde karakterlerin ruhsan ve fiziksel özelliklerini başarılı bir şekilde yansıtmıştır. Romanla- rinda genel olarak Türk toplumunun yaşam tarzına ve sorunlarına yönelmiştir. Romantarına bütün olarak bakıl- dığında Tanzimat Dönemi'nden Cumhuriyet Dönemi'ne kadar Türk toplumunun geçirdiği değişiklikleri görmek mümkündür. Tezli roman düşüncesini getirerek bu alan- da yenilik yapmıştır. Yazar, Fransız edebiyatının etkisiyle yazarlığa başlamıştır. 1920'li yıllardan sonra ise özgün bir sese kavuşmuştur Siyasi, sosyal, tarihi ve psikolojik konuları kendine özgü bir şekilde işlemiştir. DENEME-5 Bu parçada söz edilen yazarla ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Sanat hayatının ilk zamanlarında Fransız edebiya- tına yönelmiş, daha sonra eserlerinde kendi sesini oluşturmuştur. B) Yapıtlarında birden fazla temayı kendine has bir bi- çimde ele almıştır. Birden çok türde eser veren sanatçı, birden fazla akımın etkisinde kalmıştır. Yapıtlarındaki kişileri hem iç dünyalarının hem de dış görünüşlerinin nitelikleriyle vermektedir. E) Eserlerinin tümünde kendi toplumunun yaşam tarzı- na ve toplumsal sorunlara yer vermiştir.

Chaşlar? A) II B) III C) IV DYX E) VI 30-31. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevapla- yınız. Sait Faik'in öyküleri bir araya getirilip yeniden ya- yımlandı. Öykülerin hepsi birbirinden güzel ve et- kileyici. Sait Faik öykülerinde hayallerinin yanında gözlemlerini de aktarmış. Türkçenin doğal güzelli- ğini anlatımındaki ustalıkla öykülerinde yansıtmış. O, okurlarının gönlünde yalnızca öyküleriyle taht kurmamıştır, okurlarının şiir, roman, röportaj tü- ründe de seçkin örneklerle tanışmasını sağlamış- tır. Günümüz genç yazarlarının ondan öğreneceği çok şey var. 30. Bu parçadan Sait Faik ile ilgili olarak aşağıda- kilerden hangisi çıkarılamaz? A). Hikâyelerinde izlenimlere yer verdiği B) Farklı türlerde eser kaleme aldığı C) Sonraki kuşaklara örnek olduğu D) Öykülerinde dili etkin bir şekilde kullandığı E) Okurlarınca çok beğenildiği 22 Yediiklim Sana Yeter! 14 32 Yediiklim Sana T

umu er. ģi bağlı 33. Hipokrat, isa'dan önce 460 yılında bugün Yunanistan'a olan Kos Adası'nda doğmuştur. Birçok bölgede hekimlik yapmış olan Hipokrat, bir hekimin oğludur. Yaşadığı dönemde bilimsel gelişme ve felsefe ile sımsıkı bağı olan hekimlik anlayışı yükselmekteydi. Ancak genel inanış hastalıkların olağanüstü güçlerden ya da tanrıların gazabından kaynaklandığı yönündeydi. Hipokrat ise çalışmalarını daha çok gözlem üzerine oturtmuş, tıbbi da bilim ve sanat hâline dönüştürmüştü. 25'i ölümle sonuçlanmış olsa da yaptığı 42 ameliyatı samimiyetle yazmıştı. Tıbbın hekimler arası deneyim ve birikimlerin aktarılması ile ilerleyebileceğini düşünüyordu. Sara ve zatürre gibi qiep hastalıkların belirtilerini ilk tanımlayan kişi Hipokrat'tır. Yine ondan önce duygu ve düşüncelerin kalpten kaynaklandığı düşünülüyordu. Hipokrat'tan sonra ise duygu ve düşüncelerin beyinden kaynaklandığı genel bir kabul hâline dönüştü. Bu parçadan Hipokrat'la ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? inqua A) Tıbbin gözlem ve incelemeye dayalı olması gerektiği konusunda öncü kişilerden olduğuna B Hastalıkların doğaüstü nedenlerden değil doğal nedenlerden kaynaklandığı görüşünde olduğuna C) Tip bilimin birikim ve tecrübelerin aktarımı ile gelişeceğine inandığına D) Yaptığı hataları üstlenmekten çekinmeyen öz eleştirel bir tutumu olduğuna BOVE insan duygularının kaynağının beyinsel işlev olduğunu ortaya çıkaran kişi olduğuna 34. Ben t soru çalış da h bey: kon irac bile Bu ga ol kı E

17:26 tap ati- kil- E, li TYT -ÖZEL-4 R 37. "İnsanoğlunun bilinçli bir çabayla hayatını yüceltme konu- sundaki kesin kabiliyetinden daha fazla cesaret verici bir gerçek tanımıyorum." diyen, akışkanların hızı ile basıncı arasındaki ilişkiyi açıkladığı "Bernoulli İlkesi" ile bizleri modern uçak yapımına kadar götüren ve uzaklık kavra- mini tekrar tanımlamaya iten Daniel Bernoulli, bu muaz- zam yasasını Aydınlanma Dönemi'nin önde gelen Leibntz, Laplace gibi bilim adamlarının etkisinde oldukça zor şartlar altında bilim dünyasına kazandırmıştı. Çünkü o dönemde, hız kazanan çalışmalarla birlikte sürekli tar- tışmalar ve ispat yarışları yaşanıyordu. Kendi kendini eğiten Bernoulli, diferansiyel denklem çözümüyle adını duyursa da onun en etkin gücü, kendi adıyla anılan ilkesi olacaktı. Önemi yıllar sonra anlaşılan bu ilke, halen günü- müzde akışkanlar mekaniğine temel oluşturmaktadır. Bu bağlamda uçak kanadının kaldırma etkisi, sivi püskürtü- cüler, venturi tüpü ve venturimetre "Bernoulli İlkesi"nden yararlanılarak yapılan alet ve mekanizmalara örnek gös- terilebir. VOLTE 19 Bu parçada Bernoulli'nin öne çıkarılan özelliği aşağı- dakilerden hangisidir? A) Çağdaşı olan bilim insanlarından daha güç koşullar- da çalışması BNdeal bir yaşam meydana getirmeye dair düşüncesi Ortaya koyduğu prensibiyle günümüzdeki çalışmala- ra bile kaynaklık etmesi Kendi kendini eğitebilecek bir donanıma sahip olması Çalışmalarını tartışmaların uzağında sürdürmesi 0 >(

vefasız aşmak sanız bi e. neys! yapmay en ase ir. ardır. 157. Türkçenin ilk devresi hakkında açık ve kesin bir bilgi yoktur. ilk devreye Ana Türkçe ve daha sonraki devreye ilk Türkçe adı verilmiştir. Bu devrelerden bugüne örnek kalmamıştır. ilk Devre, farazi bir devredir. İlk Türkçe devresi, Türklerin tarih sahnesinde görüldüğü zamana aittir. İlk Türkçe Türk- lerin devresi, büyük Hun İmparatorluğu zamanında kulla- nılan Türkçedir. Bu devreden elimize herhangi bir örnek geçmemiştir. Hun devrinde söylenmiş şiirleri, Çince metin- lerden öğrenmek mümkündür. Vesikalara dayanan devre, Eski Türkçe adı verilen devredir. Bu devre, miladın başlan- gıcından V. asra kadar devam etmiştir. MANTENISASEADE Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? I yok A) Türkçe, varsayıma dayalı bilgiler içeren ilk devreden Eski Türkçe devresine kadarki dönemde belgelerden yoksundur. B) Tarih sahnesine Türklerin çıkışı, Türkçenin ilk devresini de etkiler. C) Hun Devri'ndeki metinlerin Çince etkisinde kalmış ol- ması mümkündür. D) Ana Türkçeye İlk Türkçe denmesinin sebebi net bir şe- kilde açıklanamaz. E) Miladın başlangıcından günümüze kadar Türkçenin kö- keni netleşmemiştir. leam bizim merakımızı d

TYT 3-B 30. Bütün dünyada yaz ayları boyunca açık alanlarda hizmet veren sinemalara genel olarak "açık hava sineması" denir. Bu sinemalar, bazı yörelerde "yazlık sinema" ya da bazen eski geniş bahçelerde kurulduğu için "bahçe sineması" olarak da bilinir. Perde yerine geçen bir büyük beyaz duvar ve onun yeteri kadar uzağında dört direk üzerindeki bir küçük odada çalıştırılan projeksiyon makinesi ve arada genellikle derme çatma tahta sandalyeler, bir açık hava sineması kurmak için yeterliydi. Bu sinemalarda rahat oturmak isteyenler erkenden bir çocuğu gönderir, onun evden getirdiği minderler daha sonradan gelecekler için boş sandalyelere yerleştirilirdi. Bu yüzden, "Burası açık hava sineması mı yer tutuyorsunuz?" sözü bir zamanlar çok kullanılan bir söylem olmuştu. Açık hava.sinemalarının Türkiye'deki tarihi epey eskilere gitse de bu konuda, herhangi bir çalışma yapılmadığından bu tarih, ne yazık ki birçok soru işareti ile doludur. 32. Insanoga Ancak i Bu parçada yazlık sinema ile ilgili aşağıdakilerden hangist yoktur? A) Temel araç gereçlerini belirtme + B) Çeşitli adlandırmaları bulunduğunu açıklamal Beleneksel bir eğlence aracı olarak tanımlama+ D) Dilde Kalıplaşmış bir kullanıma yol açtığını ifade etme E Hakkındaki bilinmezliklere duyulan üzüntüyü dile getirme başlam teknole Suriye merk olara olan 31. Kalıcı tiyatro, her şeyden önce dil olduğuna göre, oyun yazanı olmak isteyen genç, Göktürk Yazıtları'ndan günümüze dek bütün Türk edebiyatından sorumlu tutmalı kendini. Divan Sin h

inilme- rikaları T. başka- le de- miştir. ok ül- 10 28. Bu parçaya göre tarihî mektupların açılmadan okun, masını sağlayan bir yöntem geliştirilmesinin sebebi aşağıdakilerden hangisidir? Q A Mektubun okunduğunun anlaşılmasına meydan ver- memek B) Aynı zamanda bir zarf alan mektubun görüntüsünü bozmamak C) Mektubun daha uzun süre saklanabilmesini sağlamak D) Açılma esnasında mektubun zarar görme ihtimalini ortadan kaldırmak E) Mektubun üç boyutlu görüntüsünü çıkarabilmek

söz at- ir HR 19. Beş yaşından beri piyano çalıyorum. Bestelerim de var. koydum. Canım sıkıldıkça inip çalıyorum. Bir yandan da Başkaları rahatsız olmasın diye piyanoyu evin bodrumuna resim çiziyorum. Resim çizmeye başlamam, eşimin eski çizimlerimi bulmasıyla başladı. Resimlerimi satıyorum da. Biraz şaşırdım ama iyi pazarı var resimlerimin. Şimdi sine- madan, oyunculuktan biraz uzak olsam da ruhumu yine sanatla eğliyorum. Belli ki sanat... DENEME-8 Bu parça aşağıdakilerin hangisiyle sürdürülürse anlatımın akışı bozulmamış olur? Ayaşamımın merkezine oturmuş. B) her dönemimde bana kucak açıyor. bugün de beni hayata bağlıyor. beni üne kavuşturan bir alan olmuş. E) bir şekilde gelip beni buluyor. TYTA 20. İnsa Ör ço oy to a

TYT / TÜRKÇE 17. . Atmosferdeki sera etkisi yaratan gazların, yer kabu- ğunda ve denizlerin ortalama sıcaklıklarında artışa neden olmasıyla birlikte ortaya çıkan küresel iklim krizi, bütün dünyada doğal afetlere yol açmaya baş- ladığına göre bu konuda bütün dünyayı mücadelenin paydaşı yapacak önlemlerin ivedilikle alınması gere- kiyor. ● Bütün dünyada göller kuruyor, dev yıldırımlar düşüyor, buzullar inceliyor, aylarca yağmurun damlası düşmü- yor, sonra bir saat içinde beş aya yayılması gereken yağmur yağıyor, aylarca devam eden yangınlar olu- yor; depremler, tsunamiler gerçekleşiyor. Artık iklim krizi dünyanın kapısında değil evinin içinde. Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söy- lenebilir? A) Neden-sonuç ilişkisi içerisinde verilen örneklerle bir zo- runluluğa dikkat çekmektedirler. B) Sanatsal ve bilimsel iki ayrı üslup ile aynı konuyu işle- mektedirler. C) Aynı konuda farklı görüşlerin bulunduğunu göstermekte- dirler. D) İki ayrı konunun ortak noktalarına açıklık getirmektedirler. E) Aynı sorunun çözümüyle ilgili farklı önerilerin artılarını ve eksilerini karşılaştırmaktadırlar.