Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

36. Köy türkülerinden, köy nakışlarından faydalanmak bana,
ekmekten sudan faydalanmak kadar açık geliyor. Bunları
gitgide artan bir sevgi ile incelerken hep şunu
düşünüyorum: Bunlarda milyonlarca insanın birbirine
eklenmiş emeği, tecrübesi, göz nuru var. Köy sanatı tam
manasıyla orta malıdır. Köy türkülerinde, köy
b
nakışlarında hepimizin olan, herkesin olan bir öz vardır.
Bu öz sadece renk, biçim veya deyiş çeşnisi değildir. Bu
Ööz yüzyılların, yüz binlerin birbirine katılmış emeğinden
doğan bir baldır. Bu özün tadını çıkaran aydın sanatkâr
hiçbir zaman köy nakışının, köy türküsünün kendine has
örgüsünü, kuruluşunu taklide özenmez. Bunlarda yalnız
herkese ait olanı bulmaya çalışır.
Bu parçada düşüncelerini dile getiren yazarla ilgili
aşağıdakilerden hangisi şöylenemez?
nemez?
A) Köy türkülerinin yüzyılların bir birikimi olduğunu
düşünmektedir.
B) Sanatçıların, köy türkülerinin benzerlerini sunarak
başarıya ulaşabileceğini düşünmektedir.
C) Köy türkülerinin ortak özelliklerine sanatçıların
odaklanmasının tabii olduğuna inanmaktadır.
D) Köy nakışlarında bireyşel değil kolektif bir yan olduğu
kanaatindedir.
E) Köy türkülerini oluşturan sanatçının, kendine özgü
tavrı değil de toplumun tümünü temsil eden
bölümünün, yeni sanatçıların ilgi alanına girmesi
gerektiğine inanmaktadır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
36. Köy türkülerinden, köy nakışlarından faydalanmak bana, ekmekten sudan faydalanmak kadar açık geliyor. Bunları gitgide artan bir sevgi ile incelerken hep şunu düşünüyorum: Bunlarda milyonlarca insanın birbirine eklenmiş emeği, tecrübesi, göz nuru var. Köy sanatı tam manasıyla orta malıdır. Köy türkülerinde, köy b nakışlarında hepimizin olan, herkesin olan bir öz vardır. Bu öz sadece renk, biçim veya deyiş çeşnisi değildir. Bu Ööz yüzyılların, yüz binlerin birbirine katılmış emeğinden doğan bir baldır. Bu özün tadını çıkaran aydın sanatkâr hiçbir zaman köy nakışının, köy türküsünün kendine has örgüsünü, kuruluşunu taklide özenmez. Bunlarda yalnız herkese ait olanı bulmaya çalışır. Bu parçada düşüncelerini dile getiren yazarla ilgili aşağıdakilerden hangisi şöylenemez? nemez? A) Köy türkülerinin yüzyılların bir birikimi olduğunu düşünmektedir. B) Sanatçıların, köy türkülerinin benzerlerini sunarak başarıya ulaşabileceğini düşünmektedir. C) Köy türkülerinin ortak özelliklerine sanatçıların odaklanmasının tabii olduğuna inanmaktadır. D) Köy nakışlarında bireyşel değil kolektif bir yan olduğu kanaatindedir. E) Köy türkülerini oluşturan sanatçının, kendine özgü tavrı değil de toplumun tümünü temsil eden bölümünün, yeni sanatçıların ilgi alanına girmesi gerektiğine inanmaktadır.
kal-
Ille
yeni
mek
Ge-
abi-
be-
lanı
ağ-
sini
dir.
tir.
ak
ur-
LIŞ
Paragraf
Allah'in hikmetine bakınız ki; insan kalbini yorul-
tir. Insanın yorulmayan bir diğer uzvu da beynidir.
mayan (laktik asit üretmeyen) kaslardan yaratmış-
Yeterli oksijen, glikoz ve enzimler sağlandığı sü-
rece beyin hiç durmadan sürekli çalışır. Bazıları
beynin dinlenmesi için bütün işleri bırakıp dinlen-
meyi yani tembelliği tavsiye ederler. Halbuki böy-
le yapmak tam tersine beyni tembelleştirir. Bizim
zihin yorgunluğu dediğimiz şey beyni çalıştırırken
fiziksel şartları ihmal etmemizden ya da psikolojik
gerginliğin fizyolojiyi etkilemesinden doğan "du-
rumdan başka bir şey değildir. Uyku anında din-
lendiğini sandığımız beynin uyanıkken ki hali ka-
dar yoğun çalıştığını ortaya çıkaran son tespitler
de bu gerçeği vurgular.
Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisi çı-
karılabilir?
B Bütün kaslar yapı itibariyle aynı özelliklere sa-
hiptir.
Beyin her zaman çalışır ama kalp beyinden
daha çok çalışır.
C) Kalbin çalışması ile beynin çalışması arasında
hiçbir benzerlik yoktur.
D) Beyin yorulmaz, yorulduğunun sanılmasının
nedeni başka etkilerdir.
Uyku anında beyin, uyanık halimizden daha
çok çalışır.
CEVDET ÖZSEVER YAYINLARI
7.
ka
Ar
ya
ka
Ac
Sik
No
İlk
ler
uy
val
no
Bu
ki s
A
cy
D
8. Roma
dir. D
nin ic
olmas
22
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
kal- Ille yeni mek Ge- abi- be- lanı ağ- sini dir. tir. ak ur- LIŞ Paragraf Allah'in hikmetine bakınız ki; insan kalbini yorul- tir. Insanın yorulmayan bir diğer uzvu da beynidir. mayan (laktik asit üretmeyen) kaslardan yaratmış- Yeterli oksijen, glikoz ve enzimler sağlandığı sü- rece beyin hiç durmadan sürekli çalışır. Bazıları beynin dinlenmesi için bütün işleri bırakıp dinlen- meyi yani tembelliği tavsiye ederler. Halbuki böy- le yapmak tam tersine beyni tembelleştirir. Bizim zihin yorgunluğu dediğimiz şey beyni çalıştırırken fiziksel şartları ihmal etmemizden ya da psikolojik gerginliğin fizyolojiyi etkilemesinden doğan "du- rumdan başka bir şey değildir. Uyku anında din- lendiğini sandığımız beynin uyanıkken ki hali ka- dar yoğun çalıştığını ortaya çıkaran son tespitler de bu gerçeği vurgular. Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisi çı- karılabilir? B Bütün kaslar yapı itibariyle aynı özelliklere sa- hiptir. Beyin her zaman çalışır ama kalp beyinden daha çok çalışır. C) Kalbin çalışması ile beynin çalışması arasında hiçbir benzerlik yoktur. D) Beyin yorulmaz, yorulduğunun sanılmasının nedeni başka etkilerdir. Uyku anında beyin, uyanık halimizden daha çok çalışır. CEVDET ÖZSEVER YAYINLARI 7. ka Ar ya ka Ac Sik No İlk ler uy val no Bu ki s A cy D 8. Roma dir. D nin ic olmas 22
tutucu değildir.
E) İşlenilen konuların farklılığına göre türleri vardır.
MIRAY YAYINLARL
35. Ben özgürüm demek, öyle düşünmek, insana her konuda
sınırsız bir özgürlük verecek diye yanlış bir düşünce içe-
risine girebiliyor insanlar. Bu düşünce doğrultusunda söy-
lemlerine ve davranışlarına dikkat etmeden yaşayıp toplum
içerisinde sıkıntılara sebep oluyor insanlar. Hâlbuki kişiler,
kanunlar ve toplum tarafından konulan kurallara uydukları
sürece özgürdürler. Tam anlamıyla ben özgürüm diyebil-
mek için diğer insanların özgürlüğünü kısıtlamadan, huzur-
larını kaçırmadan yaşamalıyız. Sloganımız şu: Kimsenin
özgürlüğünü kısıtlamadığın sürece özgürsün!
Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın yazarının düşün-
cesini destekleyen bir cümle değildir?
A) Özgürlük, özgürlüğün ne olduğunu bilmeyenin hakkı de-
ğildir.
B) Kim özgürlüğün bereketlerinden yararlanmak isterse öz-
gürlüğe ulaşmanın kurallarına uymalıdır.
C) Başkalarının hürriyetlerini tanımayanlar, özgürlükten
dem vurmamalıdır.
D) Başkalarına da vermeden sahip olamayacağımız şey-
Terden biridir hürriyet.
E) İnsanın özgürlüğü, istediği her şeyi yapabilmesinde değil
istemediği hiçbir şeyi yapmak zorunda olmamasındadır.
MIRAY YAYINLARI
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
tutucu değildir. E) İşlenilen konuların farklılığına göre türleri vardır. MIRAY YAYINLARL 35. Ben özgürüm demek, öyle düşünmek, insana her konuda sınırsız bir özgürlük verecek diye yanlış bir düşünce içe- risine girebiliyor insanlar. Bu düşünce doğrultusunda söy- lemlerine ve davranışlarına dikkat etmeden yaşayıp toplum içerisinde sıkıntılara sebep oluyor insanlar. Hâlbuki kişiler, kanunlar ve toplum tarafından konulan kurallara uydukları sürece özgürdürler. Tam anlamıyla ben özgürüm diyebil- mek için diğer insanların özgürlüğünü kısıtlamadan, huzur- larını kaçırmadan yaşamalıyız. Sloganımız şu: Kimsenin özgürlüğünü kısıtlamadığın sürece özgürsün! Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın yazarının düşün- cesini destekleyen bir cümle değildir? A) Özgürlük, özgürlüğün ne olduğunu bilmeyenin hakkı de- ğildir. B) Kim özgürlüğün bereketlerinden yararlanmak isterse öz- gürlüğe ulaşmanın kurallarına uymalıdır. C) Başkalarının hürriyetlerini tanımayanlar, özgürlükten dem vurmamalıdır. D) Başkalarına da vermeden sahip olamayacağımız şey- Terden biridir hürriyet. E) İnsanın özgürlüğü, istediği her şeyi yapabilmesinde değil istemediği hiçbir şeyi yapmak zorunda olmamasındadır. MIRAY YAYINLARI
te-
an
bi
r-
r.
-
r
J
MIRAY YAYINLARI
B
B
TYT Deneme Sınavi-4
25. Maddi servete değer vermeyen, şöhret ve gösterişten nef-
ret eden, ruh ve ahlak temizliğini her şeyin üstünde tutan bir
zahit idi. İlim ve sanat adamlarına büyük değer vermesiyle
tanınan Seyfüddevle filozofa ikram ve ihsanda bulunmak is-
temişse de Fărăbi, günlük ihtiyacını karşılayacak dört dirhem
gümüş paradan başkasını kabul etmemiştir. Genellikle mün-
zevi bir hayat yaşamayı seven Farabi hiç evlenmemiş ve mal
mülk edinmemiştir. Fırsat buldukça su kıyılarında ve bağlık
bahçelik yerlerde gezinir, öğrencileriyle buralarda buluşurdu.
Tahsilü's-Sa'âde adlı eserinde kâmil bir filozofun niteliklerin-
den "Öğrenim sırasında karşılaştığı güçlüklere katlanmalı,
üstün bir zekâ ve kavrayışa sahip bulunmalı, kendi içsel he-
saplaşmasını yapabilmeli; doğruluğu ve doğruları, adaleti ve
adil olanları seven, onurlu bir şahsiyet olmalı; altın, gümüş
ve benzeri şeylere değer vermemeli; yeme içme konusun-
da açgözlü ve nefsani arzularına düşkün olmamalı, doğruya
ulaşmak için azim ve iradesi güçlü bulunmalıdır." şeklinde
söz ederken âdeta kendisini anlatmaktadır.
Fârâbî'nin bu parçadaki özelliklerine bakıp aşağıdaki-
lerden hangisini tasvip etmeyeceğini söyleyebiliriz?
A) İnsanoğlunun en büyük düşmanı, benliğimizin içindeki
değil benliğimizin dışındakidir; o da bizim elimizde olma-
yan sebeplerden kaynaklıdır.
B) Eğer tamahkâr ve doymaz bir karaktere sahipse hür sa-
yılan biri dahi köledir; asıl hür, köle bile olsa gözü tok ve
kanaatkâr olan kimsedir.
C) Aklı başında insanların sebat ve metaneti, arzu ve he-
veslerini gönüllerinde hapsetmek sanatından başka bir
şey değildir.
D) İnsanın en büyüğü; en yüksek mevkide iken tevazu gös-
teren, kudret sahibi iken affeden ve kuvvetli olduğu vakit
adaletle hareket edendir.
E) Mal kaybeden bir şey kaybetmemiştir, onurunu kaybe-
den çok şey kaybetmiştir, cesaretini kaybeden her şeyini
kaybetmiştir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
te- an bi r- r. - r J MIRAY YAYINLARI B B TYT Deneme Sınavi-4 25. Maddi servete değer vermeyen, şöhret ve gösterişten nef- ret eden, ruh ve ahlak temizliğini her şeyin üstünde tutan bir zahit idi. İlim ve sanat adamlarına büyük değer vermesiyle tanınan Seyfüddevle filozofa ikram ve ihsanda bulunmak is- temişse de Fărăbi, günlük ihtiyacını karşılayacak dört dirhem gümüş paradan başkasını kabul etmemiştir. Genellikle mün- zevi bir hayat yaşamayı seven Farabi hiç evlenmemiş ve mal mülk edinmemiştir. Fırsat buldukça su kıyılarında ve bağlık bahçelik yerlerde gezinir, öğrencileriyle buralarda buluşurdu. Tahsilü's-Sa'âde adlı eserinde kâmil bir filozofun niteliklerin- den "Öğrenim sırasında karşılaştığı güçlüklere katlanmalı, üstün bir zekâ ve kavrayışa sahip bulunmalı, kendi içsel he- saplaşmasını yapabilmeli; doğruluğu ve doğruları, adaleti ve adil olanları seven, onurlu bir şahsiyet olmalı; altın, gümüş ve benzeri şeylere değer vermemeli; yeme içme konusun- da açgözlü ve nefsani arzularına düşkün olmamalı, doğruya ulaşmak için azim ve iradesi güçlü bulunmalıdır." şeklinde söz ederken âdeta kendisini anlatmaktadır. Fârâbî'nin bu parçadaki özelliklerine bakıp aşağıdaki- lerden hangisini tasvip etmeyeceğini söyleyebiliriz? A) İnsanoğlunun en büyük düşmanı, benliğimizin içindeki değil benliğimizin dışındakidir; o da bizim elimizde olma- yan sebeplerden kaynaklıdır. B) Eğer tamahkâr ve doymaz bir karaktere sahipse hür sa- yılan biri dahi köledir; asıl hür, köle bile olsa gözü tok ve kanaatkâr olan kimsedir. C) Aklı başında insanların sebat ve metaneti, arzu ve he- veslerini gönüllerinde hapsetmek sanatından başka bir şey değildir. D) İnsanın en büyüğü; en yüksek mevkide iken tevazu gös- teren, kudret sahibi iken affeden ve kuvvetli olduğu vakit adaletle hareket edendir. E) Mal kaybeden bir şey kaybetmemiştir, onurunu kaybe- den çok şey kaybetmiştir, cesaretini kaybeden her şeyini kaybetmiştir.
söz
rat-
bir
n,
HR
19. Beş yaşından beri piyano çalıyorum. Bestelerim de var.
koydum. Canım sıkıldıkça inip çalıyorum. Bir yandan da
Başkaları rahatsız olmasın diye piyanoyu evin bodrumuna
resim çiziyorum. Resim çizmeye başlamam, eşimin eski
Cizimlerimi bulmasıyla başladı. Resimlerimi satıyorum da.
Biraz şaşırdım ama iyi pazarı var resimlerimin. Şimdi sine-
madan, oyunculuktan biraz uzak olsam da ruhumu yine
sanatla eğliyorum. Belli ki sanat...
DENEME-8
Bu parça aşağıdakilerin hangisiyle sürdürülürse
anlatımın akışı bozulmamış olur?
Ayaşamımın merkezine oturmuş.
B) her dönemimde bana kucak açıyor.
bugün de beni hayata bağlıyor.
beni üne kavuşturan bir alan olmuş.
E) bir şekilde gelip beni buluyor.
TYT/TÜ
20. Insanla
Örneği
çok bi
oynac
top a
araç
peşi
ken
ara
bir
B
1
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
söz rat- bir n, HR 19. Beş yaşından beri piyano çalıyorum. Bestelerim de var. koydum. Canım sıkıldıkça inip çalıyorum. Bir yandan da Başkaları rahatsız olmasın diye piyanoyu evin bodrumuna resim çiziyorum. Resim çizmeye başlamam, eşimin eski Cizimlerimi bulmasıyla başladı. Resimlerimi satıyorum da. Biraz şaşırdım ama iyi pazarı var resimlerimin. Şimdi sine- madan, oyunculuktan biraz uzak olsam da ruhumu yine sanatla eğliyorum. Belli ki sanat... DENEME-8 Bu parça aşağıdakilerin hangisiyle sürdürülürse anlatımın akışı bozulmamış olur? Ayaşamımın merkezine oturmuş. B) her dönemimde bana kucak açıyor. bugün de beni hayata bağlıyor. beni üne kavuşturan bir alan olmuş. E) bir şekilde gelip beni buluyor. TYT/TÜ 20. Insanla Örneği çok bi oynac top a araç peşi ken ara bir B 1
18. Tarım, insanoğlunun en eski uğraş alanlarından biridir. İl-
kel yöntemlerle başlamış, çağlar içinde aşama kaydede-
rek modern yöntemlerle yapılır hâle gelmiştir. İnsanların ya-
şamlarını sürdürebilmesi için gerekli olan besin ve giyim
gibi temel ihtiyaçlar, tarımsal faaliyetler sayesinde sağlanır.
Ayrıca günümüzde oldukça stratejik bir sektördür. Çin'de
başlayıp neredeyse tüm dünyayı etkisi altına alan yeni ko-
ronavirüs hastalığı salgını da tarım ve gıdanın tüm ülkeler
için çok değerli ve stratejik olduğunu göstermiştir. Tarımı
olmayan ülke, mutfağı olmayan ev gibidir.
Bu parçada tarımla ilgili olarak aşağıdakilerin hangi-
sinden söz edilmemiştir?
Geçmişinin eski çağlara kadar gittiğinden
B) Yapılış biçiminin zamanla değişip geliştiğinden
C) insanların temel beslenme kaynağı olduğundan
Ülkeler arası mücadele alanı hâline geldiğinden
E) Insan yaşamına katkısının gıda ile sınırlı olmadığından
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
18. Tarım, insanoğlunun en eski uğraş alanlarından biridir. İl- kel yöntemlerle başlamış, çağlar içinde aşama kaydede- rek modern yöntemlerle yapılır hâle gelmiştir. İnsanların ya- şamlarını sürdürebilmesi için gerekli olan besin ve giyim gibi temel ihtiyaçlar, tarımsal faaliyetler sayesinde sağlanır. Ayrıca günümüzde oldukça stratejik bir sektördür. Çin'de başlayıp neredeyse tüm dünyayı etkisi altına alan yeni ko- ronavirüs hastalığı salgını da tarım ve gıdanın tüm ülkeler için çok değerli ve stratejik olduğunu göstermiştir. Tarımı olmayan ülke, mutfağı olmayan ev gibidir. Bu parçada tarımla ilgili olarak aşağıdakilerin hangi- sinden söz edilmemiştir? Geçmişinin eski çağlara kadar gittiğinden B) Yapılış biçiminin zamanla değişip geliştiğinden C) insanların temel beslenme kaynağı olduğundan Ülkeler arası mücadele alanı hâline geldiğinden E) Insan yaşamına katkısının gıda ile sınırlı olmadığından
TYT/ Türkçe
37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
"Okuru düşünerek yazma"nın uç noktası, ticari
kaygılarla yaratının her aşamasında okurun güdülerini
ölçüt alan tutumdur. Okur, böylesi kitaplarda
yönlendirici güç olarak düşünülür. Böyle yazarların,
okurun yaşantı birikimini değiştirme; düş, duyarlık
dünyalarını genişletme gibi bir kaygıları yoktur. İnsanı,
insanın acı ve çelişkilerini derinlikli bir şekilde
yansıtmaktan çok uzaktır. Sanatsallık askıya alınmıştır.
Bu yönsemeyi sürdürenlerin tek düşüncesi vardır: çok
satmak, çok kazanmak. Her kılığa girerler; çarpıcı
buluşlarla okurların fiziksel ve ruhsal açlıklarını
devindiren, onları insan ve yaşam gerçeklerinden
koparan bayağılıkların binbir türüyle boyarlar
yazdıklarını. Her cümlede okurun çoraklaştırıcı
soluğunu enşelerinde duyarlar.
37. Bu parçada tanıtılan yazar tipinden yola çıkıldığında
"okur merkezli olmayan" yazarla ilgili aşağıdakilerden
hangisine ulaşılamaz?
A) Okurlarını hayatın gerçekleriyle yüzleştirdiğine
B) Edebiyatı ticari bir faaliyet olarak görmediğine
C) Dikkat çekmek uğruna düzeysizliklere prim
vermediğine
Okurların hayal dünyasını zenginleştirdiğine
E) Daima ne tür tepkiler alacağını hesap ederek
yazdığına
Yanıt Yayınları
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TYT/ Türkçe 37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. "Okuru düşünerek yazma"nın uç noktası, ticari kaygılarla yaratının her aşamasında okurun güdülerini ölçüt alan tutumdur. Okur, böylesi kitaplarda yönlendirici güç olarak düşünülür. Böyle yazarların, okurun yaşantı birikimini değiştirme; düş, duyarlık dünyalarını genişletme gibi bir kaygıları yoktur. İnsanı, insanın acı ve çelişkilerini derinlikli bir şekilde yansıtmaktan çok uzaktır. Sanatsallık askıya alınmıştır. Bu yönsemeyi sürdürenlerin tek düşüncesi vardır: çok satmak, çok kazanmak. Her kılığa girerler; çarpıcı buluşlarla okurların fiziksel ve ruhsal açlıklarını devindiren, onları insan ve yaşam gerçeklerinden koparan bayağılıkların binbir türüyle boyarlar yazdıklarını. Her cümlede okurun çoraklaştırıcı soluğunu enşelerinde duyarlar. 37. Bu parçada tanıtılan yazar tipinden yola çıkıldığında "okur merkezli olmayan" yazarla ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Okurlarını hayatın gerçekleriyle yüzleştirdiğine B) Edebiyatı ticari bir faaliyet olarak görmediğine C) Dikkat çekmek uğruna düzeysizliklere prim vermediğine Okurların hayal dünyasını zenginleştirdiğine E) Daima ne tür tepkiler alacağını hesap ederek yazdığına Yanıt Yayınları
ayınları
Deneme - 3
SVT
31, Yaz Evi, öykücülüğümüz açısından dokusunda
tazelikler, yenilikler barındıran bir ilk yapıt. Kişilerin iç
dünyasını yansıtmak için düşsel ögelere ağırlık veriyor.
Ne var ki bu, öyküleri alışılmışın dışına çıkarmaktan çok,
insanın temel yönsemelerinden biri olarak kullanılıyor.
Kitaptaki öyküler ne olay öyküsü ne de durum.
Öykülere özgünlük kazandıran yönlerden biri de bu.
Bilinen ya da alışılagelen öykü ögelerini kendince, yeni
arayışlar içinde kullanmayı deniyor yazar. Tümce ve
sözcük örgüsü yönünden sağlam bir anlatımı var.
Yalınlık, yapmacıklıktan uzak olma ve farklı anlamlara
kapı aralama; bu anlatımın ayırıcı özellikleri. Öykülerin
art alanında ne kadar gizlense de dışa yansıyan
eleştirel, daha doğrusu ironik bir yaklaşım var. Bu da
öykü kişilerinin kendileriyle, kendileriyle olduğu kadar
çevreleriyle çatışmasından kaynaklanıyor. Öykülerinin
rahat okunurluğu biraz da buradan geliyor.
Yaz Evi adlı öykü kitabıyla ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Dili kullanmadaki gücü ve ustalığı ile dikkat çektiği
Özgün yönlerinin olduğu
C) Anlatımda doğallığı benimsediği
p
D) Çok belirgin olmamakla birlikte alaysama içerdiği
E) Her düzeyden okura seslendiği
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ayınları Deneme - 3 SVT 31, Yaz Evi, öykücülüğümüz açısından dokusunda tazelikler, yenilikler barındıran bir ilk yapıt. Kişilerin iç dünyasını yansıtmak için düşsel ögelere ağırlık veriyor. Ne var ki bu, öyküleri alışılmışın dışına çıkarmaktan çok, insanın temel yönsemelerinden biri olarak kullanılıyor. Kitaptaki öyküler ne olay öyküsü ne de durum. Öykülere özgünlük kazandıran yönlerden biri de bu. Bilinen ya da alışılagelen öykü ögelerini kendince, yeni arayışlar içinde kullanmayı deniyor yazar. Tümce ve sözcük örgüsü yönünden sağlam bir anlatımı var. Yalınlık, yapmacıklıktan uzak olma ve farklı anlamlara kapı aralama; bu anlatımın ayırıcı özellikleri. Öykülerin art alanında ne kadar gizlense de dışa yansıyan eleştirel, daha doğrusu ironik bir yaklaşım var. Bu da öykü kişilerinin kendileriyle, kendileriyle olduğu kadar çevreleriyle çatışmasından kaynaklanıyor. Öykülerinin rahat okunurluğu biraz da buradan geliyor. Yaz Evi adlı öykü kitabıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Dili kullanmadaki gücü ve ustalığı ile dikkat çektiği Özgün yönlerinin olduğu C) Anlatımda doğallığı benimsediği p D) Çok belirgin olmamakla birlikte alaysama içerdiği E) Her düzeyden okura seslendiği
TYT/ Türkçe
33. Dünyada plastik üretimi yıllara göre sürekli bir artış
gösteriyor. Küresel plastik üretimi 2017 yılında 348
milyon ton civarındayken bu sayı 2018 yılında 360
milyon tona yaklaştı. Yıllar içerisinde plastiklere olan
talebin artması ve bazı plastik türlerinin tam anlamıyla
bozunmasının yüzlerce yıl sürebildiği göz önünde
bulundurulduğunda plastik üretimi ve kullanımının daha
çevreci düzenlemeler ve yaklaşımlar çerçevesinde
gerçekleştirilmesi gerekiyor. Dünyada bu konuda
önemli girişimlerin başladığı biliniyor. Bunlar arasında
plastik kullanımının azaltılması, geri dönüşüm ve tekrar
kullanım faaliyetlerinin üst seviyelere taşınması gibi
politikalar var. Mücadelenin en önemli ögelerinden biri
de petrol bazlı plastiklerin yerini mümkün olduğunca
doğada kendi kendine çözünen bir özelliğe sahip ve
sürdürülebilir şekilde üretilebilen biyoplastiklerle
doldurmaktan geçiyor
Bu parçadan yola çıkılarak aşağıdaki bilgilerden
hangisine ulaşılamaz?
A) Plastik üretiminin yıldan yıla artma eğilimi
gösterdiğine
Yakında petrol türevli plastik ürünlerin, yerini
bütünüyle doğada çözünebilen biyoplastiklere
bırakacağına
Plastiğin zararlı etkilerinden korunma amacıyla
dünyada çeşitli tedbirlerin alınmaya başlandığına
D) Plastik kullanımının azaltılması ve geri dönüşümü
çalışmalarının çevreci bir politika olarak
benimsendiğine
E) Çevreci düzenlemelerin, plastikteki talep artışı ve
plastiğin çözünmesinin uzun zaman almasıyla ilişkili
olduğuna
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TYT/ Türkçe 33. Dünyada plastik üretimi yıllara göre sürekli bir artış gösteriyor. Küresel plastik üretimi 2017 yılında 348 milyon ton civarındayken bu sayı 2018 yılında 360 milyon tona yaklaştı. Yıllar içerisinde plastiklere olan talebin artması ve bazı plastik türlerinin tam anlamıyla bozunmasının yüzlerce yıl sürebildiği göz önünde bulundurulduğunda plastik üretimi ve kullanımının daha çevreci düzenlemeler ve yaklaşımlar çerçevesinde gerçekleştirilmesi gerekiyor. Dünyada bu konuda önemli girişimlerin başladığı biliniyor. Bunlar arasında plastik kullanımının azaltılması, geri dönüşüm ve tekrar kullanım faaliyetlerinin üst seviyelere taşınması gibi politikalar var. Mücadelenin en önemli ögelerinden biri de petrol bazlı plastiklerin yerini mümkün olduğunca doğada kendi kendine çözünen bir özelliğe sahip ve sürdürülebilir şekilde üretilebilen biyoplastiklerle doldurmaktan geçiyor Bu parçadan yola çıkılarak aşağıdaki bilgilerden hangisine ulaşılamaz? A) Plastik üretiminin yıldan yıla artma eğilimi gösterdiğine Yakında petrol türevli plastik ürünlerin, yerini bütünüyle doğada çözünebilen biyoplastiklere bırakacağına Plastiğin zararlı etkilerinden korunma amacıyla dünyada çeşitli tedbirlerin alınmaya başlandığına D) Plastik kullanımının azaltılması ve geri dönüşümü çalışmalarının çevreci bir politika olarak benimsendiğine E) Çevreci düzenlemelerin, plastikteki talep artışı ve plastiğin çözünmesinin uzun zaman almasıyla ilişkili olduğuna
TYT/ Türkçe
25. Kimi zaman, ilk bakışta gerçek dünyamıza, gerçek
yaşamımıza en az uyan yapıtlar, diyelim ki Kafka'nın,
Beckett'in yapıtları, "İşte gerçek!" diye haykırır. Kısacası
onlar, olağan dışıyı, teki, ozeli anlatırken olağanı,
çoğulu, geneli de verebilir. Gene bu nedenle yani
gerçekle doğrulanmak zorunda olmadığından bilimsel,
düşünsel nitelikli nice yapıt geçerliliğini yitirip hızla
eskirken yazın yapıtları yüzyıllara dayanır, yeni yapıt
eski yapıtı kovmaz.
Bu parçadaki düşünceye en yakın görüş
aşağıdakilerden hangisinde-vardır?
A) Bilimsel metinlerle sanatsal metinlerin temel farkı,
yaşamın gerçeklerini kendilerine özgü bir anlatımla
yansıtmaktır.
B) Yaşamın doğrudan göründüğü eserler, düşsel
eserlere oranla daha fazla beğenilir.
CHayatın gerçekleriyle en az benzeşen eserlerde bile
gerçeğin yansımalarını görmek mümkündür.
D) Edebî bir eserin, yaşamın gerçekleriyle örtüşmesi
gerekmediğinden zamanın aşındırıcılığına karşı
direnci yüksektir.
E) Sanat metinleri yarına seslenmeyi amaçlarken
düşünce ağırlıklı metinler "yaşanan an"ı belgeler.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TYT/ Türkçe 25. Kimi zaman, ilk bakışta gerçek dünyamıza, gerçek yaşamımıza en az uyan yapıtlar, diyelim ki Kafka'nın, Beckett'in yapıtları, "İşte gerçek!" diye haykırır. Kısacası onlar, olağan dışıyı, teki, ozeli anlatırken olağanı, çoğulu, geneli de verebilir. Gene bu nedenle yani gerçekle doğrulanmak zorunda olmadığından bilimsel, düşünsel nitelikli nice yapıt geçerliliğini yitirip hızla eskirken yazın yapıtları yüzyıllara dayanır, yeni yapıt eski yapıtı kovmaz. Bu parçadaki düşünceye en yakın görüş aşağıdakilerden hangisinde-vardır? A) Bilimsel metinlerle sanatsal metinlerin temel farkı, yaşamın gerçeklerini kendilerine özgü bir anlatımla yansıtmaktır. B) Yaşamın doğrudan göründüğü eserler, düşsel eserlere oranla daha fazla beğenilir. CHayatın gerçekleriyle en az benzeşen eserlerde bile gerçeğin yansımalarını görmek mümkündür. D) Edebî bir eserin, yaşamın gerçekleriyle örtüşmesi gerekmediğinden zamanın aşındırıcılığına karşı direnci yüksektir. E) Sanat metinleri yarına seslenmeyi amaçlarken düşünce ağırlıklı metinler "yaşanan an"ı belgeler.
2522
37. Bir yapıt, okuyanların yeni bir şeyler tecrübe ettiklerine da-
ir bir his oluşturmalı ve tekrar tekrar okuma isteği vermeli.
Bunun gerçekleşmesinin de bu yapıtlarda bir gizemin sak-
li olmasına bağlı olduğuna derinden inanıyorum. Aksi hål-
de, ---- Ya da şöyle soralım: Hugo'nun, Dostoyevski'nin ro-
manlarının didik didik edilmesi, yalnızca ele aldıkları olayla-
nın yaşadıkları dönemde popüler olmasından mı?
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre
aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi en uygundur?
A) okurlara edebî bir altyapı vermeyeceği gibi onları dü-
şünsel olarak da geliştirmez.
B) her metin okurda aynı etkiyi oluşturmaz, onun yaşantı-
sına ve düşünce dünyasına göre farklı anlamlar kaza-
nabilir.
C) okunan bir metin okura yaşamı ve yaşadığı dönemle il-
gili bir farkındalık oluşturur mu?
D)) kendini hemen ele veren metinlere okurun tekrar dön-
mesi ve her dönüşünde yeni bir şeyler bulması müm-
kün olmaz.
E) gerçek yazınsal yapıtları taklitlerinden ve sahtelerinden
ayırmak mümkün olmaz.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
2522 37. Bir yapıt, okuyanların yeni bir şeyler tecrübe ettiklerine da- ir bir his oluşturmalı ve tekrar tekrar okuma isteği vermeli. Bunun gerçekleşmesinin de bu yapıtlarda bir gizemin sak- li olmasına bağlı olduğuna derinden inanıyorum. Aksi hål- de, ---- Ya da şöyle soralım: Hugo'nun, Dostoyevski'nin ro- manlarının didik didik edilmesi, yalnızca ele aldıkları olayla- nın yaşadıkları dönemde popüler olmasından mı? Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi en uygundur? A) okurlara edebî bir altyapı vermeyeceği gibi onları dü- şünsel olarak da geliştirmez. B) her metin okurda aynı etkiyi oluşturmaz, onun yaşantı- sına ve düşünce dünyasına göre farklı anlamlar kaza- nabilir. C) okunan bir metin okura yaşamı ve yaşadığı dönemle il- gili bir farkındalık oluşturur mu? D)) kendini hemen ele veren metinlere okurun tekrar dön- mesi ve her dönüşünde yeni bir şeyler bulması müm- kün olmaz. E) gerçek yazınsal yapıtları taklitlerinden ve sahtelerinden ayırmak mümkün olmaz.
24.
Bu, ancak Batılı pencereden bakma etkisinin
yarattığı bir kriz olabilir. 16. yüzyılda Türk mimarisi,
resmi, hatti, nakışı, edebiyatı, müziği temel yaratış
yönleri bakımından birbirinden zerrece ayrı düşmez.
Ayrı düştüğünü ya da geri kaldığını, ileri gittiğini
söylediğimiz yerde ancak kendi gafletimizi ortaya
koyarız. Mimariyi Batı dünyasına paralel bir yönde
idealize edip de diğerlerine bu hakkı tanımamak
kanımcavanlış bir tutumdur.
Bu parçanın başına, düşüncenin akışına göre
aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A) Geçmiş sanatın hiçbir alanını birbirinden ayırıp
idealize etme ve kayırma hakkına sahip değiliz.
B) Yabancı araştırmacıların Türk sanatı hakkındaki
açıklamaları benim için ikna edici değil.
Osmanlı mimarisinin bir Bizans-Türk sentezinin
ürünü olduğu iddia ediliyor.
D
D Geleneksel sanatlarımızın yerel ölçekte geliştiğini,
evrensele ulaşmadığını savunmak yanlıştır.
Sanat dalları arasındaki geçiş ve etkileşim
görmezden gelinemez.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
24. Bu, ancak Batılı pencereden bakma etkisinin yarattığı bir kriz olabilir. 16. yüzyılda Türk mimarisi, resmi, hatti, nakışı, edebiyatı, müziği temel yaratış yönleri bakımından birbirinden zerrece ayrı düşmez. Ayrı düştüğünü ya da geri kaldığını, ileri gittiğini söylediğimiz yerde ancak kendi gafletimizi ortaya koyarız. Mimariyi Batı dünyasına paralel bir yönde idealize edip de diğerlerine bu hakkı tanımamak kanımcavanlış bir tutumdur. Bu parçanın başına, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? A) Geçmiş sanatın hiçbir alanını birbirinden ayırıp idealize etme ve kayırma hakkına sahip değiliz. B) Yabancı araştırmacıların Türk sanatı hakkındaki açıklamaları benim için ikna edici değil. Osmanlı mimarisinin bir Bizans-Türk sentezinin ürünü olduğu iddia ediliyor. D D Geleneksel sanatlarımızın yerel ölçekte geliştiğini, evrensele ulaşmadığını savunmak yanlıştır. Sanat dalları arasındaki geçiş ve etkileşim görmezden gelinemez.
B
Türkçe
19. I. Mitos ve tarih arasındaki farkın ne olduğu en sık soru-
lan soruların başında gelir.
II. Mitos; psikolojik gerçeklere, yaşamış insanlara, simge
giymiş ve uzun zaman önce bizlere ulaşmak için, in-
sanların arasında yürümeye başlayan biçimlere ve sü-
reçlere gönderme yaptığı sürece doğrudur.
B
III. Mitoslardan ise tanımlaması ve ayırması zor olan, ta-
rihsel ve gerçek kişiliklerin olmadığı hatta var olup ol-
madıkları bile bilinmeyen, efsanevi kişilerden oluşan
fantastik öyküler olarak bahsedilir.
IV. Bir geçmişi olan, yeryüzünün belli bir yerinde mey-
dana gelmiş ya da tanınmış kişilerden bahseden tüm
olaylar tarih olarak kabul edilir.
V. Okuyanlara düşen iş ise bunların örtüsünü kaldırmak
ve şeylerin derin anlamlarını yeniden bulmaktır.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün
oluşturması için aşağıdakilerden hangilerinin birbiriyle
yer değiştirmesi gerekir?
A) I jle III
B) I ile V
D) II ile V
Cory's
E) II e IV
C) II e III
21.
ONLARI
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
B Türkçe 19. I. Mitos ve tarih arasındaki farkın ne olduğu en sık soru- lan soruların başında gelir. II. Mitos; psikolojik gerçeklere, yaşamış insanlara, simge giymiş ve uzun zaman önce bizlere ulaşmak için, in- sanların arasında yürümeye başlayan biçimlere ve sü- reçlere gönderme yaptığı sürece doğrudur. B III. Mitoslardan ise tanımlaması ve ayırması zor olan, ta- rihsel ve gerçek kişiliklerin olmadığı hatta var olup ol- madıkları bile bilinmeyen, efsanevi kişilerden oluşan fantastik öyküler olarak bahsedilir. IV. Bir geçmişi olan, yeryüzünün belli bir yerinde mey- dana gelmiş ya da tanınmış kişilerden bahseden tüm olaylar tarih olarak kabul edilir. V. Okuyanlara düşen iş ise bunların örtüsünü kaldırmak ve şeylerin derin anlamlarını yeniden bulmaktır. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturması için aşağıdakilerden hangilerinin birbiriyle yer değiştirmesi gerekir? A) I jle III B) I ile V D) II ile V Cory's E) II e IV C) II e III 21. ONLARI
soru-
mge
in-
sü-
1-
7
B
B
TYT Deneme Sınavı - 4
21. (1) Çin'de çok eski zamanlardan beri taşlara değer verilmiştir.
(II) Önceleri sadece aristokratların bahçe düzenlemelerinde
Hanedanlığı esnasında halkın büyük bir kısmı tarafından es-
kullandığı taşlar, özellikle MS 618-907 yılları arasındaki Tang
tetik ve felsefi amaçlarla kullanılmıştır. (III) Bu hanedanlığın
son dönemlerinde taşlar, sanatçılar tarafından kendilerine
ilham vermesini sağlamak için çalışma masalarında bir kö-
şeye yerleştirilmiştir. (IV) Çinliler için bir taşın estetik değerini
belirleyen başlıca dört etken vardır: şekil, sertlik, renk ve ma-
teryal. (V) Bu yüzden bir taşın doğal hâliyle ve tüm yönleriyle
güzel görünmesi gerekir fikri hâkimdir. (VI) Bir taşın mükem-
mel sayılabilmesi için taş; hafif parlak, koyu renkli ve ne çok
sert ne de çok yumuşak olmalıdır.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf
hangi cümleyle başlar?
A) II
B) III
C) IV
D) V
E) VI
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
soru- mge in- sü- 1- 7 B B TYT Deneme Sınavı - 4 21. (1) Çin'de çok eski zamanlardan beri taşlara değer verilmiştir. (II) Önceleri sadece aristokratların bahçe düzenlemelerinde Hanedanlığı esnasında halkın büyük bir kısmı tarafından es- kullandığı taşlar, özellikle MS 618-907 yılları arasındaki Tang tetik ve felsefi amaçlarla kullanılmıştır. (III) Bu hanedanlığın son dönemlerinde taşlar, sanatçılar tarafından kendilerine ilham vermesini sağlamak için çalışma masalarında bir kö- şeye yerleştirilmiştir. (IV) Çinliler için bir taşın estetik değerini belirleyen başlıca dört etken vardır: şekil, sertlik, renk ve ma- teryal. (V) Bu yüzden bir taşın doğal hâliyle ve tüm yönleriyle güzel görünmesi gerekir fikri hâkimdir. (VI) Bir taşın mükem- mel sayılabilmesi için taş; hafif parlak, koyu renkli ve ne çok sert ne de çok yumuşak olmalıdır. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? A) II B) III C) IV D) V E) VI
29. Felsefi metinlerde filozof, sistemini kendince kurduğu felse-
fi bir anlayışa, sistematik felsefi bir dünya görüşüne bağlı
olarak düşüncelerini ortaya koyar. Onun ortaya koyduğu
her metin, kendi felsefi bakış açısının birer açılımı, ayrıntısı
mahiyetindedir. Ancak denemede böyle sistematik bir
düşünceye bağımlı olma zorunluluğu yoktur. Denemecinin,
yazısında ileri sürdüğü düşünce herhangi bir felsefe ekolüy-
le ilintili olmak zorunda değildir.
----
Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına
göre, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
MICZEJ
un 3
A) Deneme yazarı da bir yönüyle sistematik bir görüşe
bağlıdır
B) Filozofların önce aydınlanma, sonra aydınlatma gibi bir
sorumluluğu vardır
C) Çünkü filozof, yazısında, kurduğu ekole bağlı düşünce
üretme çabası içindedir
D) Deneme yazarını diğer yazarlardan ayıran özelliği, kul-
slandığı dilin samimi oluşudur
E) Bilimin bugünkü konumunda olmadığı dönemlerde bi-
limsel sorulara cevaplar aramak, filozofların işiydi
31. Bir yapı
Döge değ
yapıtın
kitaplar
tanıma
kendi g
Sien Aşağıc
mbayargı
sinA) Ya
pit
B) Ka
et
C) Bit
gi
D) Ya
ru
TE) B
g
blent
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
29. Felsefi metinlerde filozof, sistemini kendince kurduğu felse- fi bir anlayışa, sistematik felsefi bir dünya görüşüne bağlı olarak düşüncelerini ortaya koyar. Onun ortaya koyduğu her metin, kendi felsefi bakış açısının birer açılımı, ayrıntısı mahiyetindedir. Ancak denemede böyle sistematik bir düşünceye bağımlı olma zorunluluğu yoktur. Denemecinin, yazısında ileri sürdüğü düşünce herhangi bir felsefe ekolüy- le ilintili olmak zorunda değildir. ---- Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? MICZEJ un 3 A) Deneme yazarı da bir yönüyle sistematik bir görüşe bağlıdır B) Filozofların önce aydınlanma, sonra aydınlatma gibi bir sorumluluğu vardır C) Çünkü filozof, yazısında, kurduğu ekole bağlı düşünce üretme çabası içindedir D) Deneme yazarını diğer yazarlardan ayıran özelliği, kul- slandığı dilin samimi oluşudur E) Bilimin bugünkü konumunda olmadığı dönemlerde bi- limsel sorulara cevaplar aramak, filozofların işiydi 31. Bir yapı Döge değ yapıtın kitaplar tanıma kendi g Sien Aşağıc mbayargı sinA) Ya pit B) Ka et C) Bit gi D) Ya ru TE) B g blent
di
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
34. Sabah uyandığımızda çoğunlukla güneşe, buluta, kuş ses-
lerine ve sabahın serinliğine değil; telefona, tablete, televiz-
yona açıyoruz gözlerimizi. Telefonun alarmı ile uyandıktan
kısa bir süre sonra mesajları ve haberleri kontrol ediyoruz.
Gece yatmadan önce Facebook, Twitter, Instagram'da bir
şey paylaşmışsak sabah ilk iş olarak beğenileri, başkaları-
nın paylaşımlarını, yorumlarını gözden geçiriyoruz. Kahval-
tıyı televizyonun karşısında ya da radyonun eşliğinde yapıp
yine telefon alarmı ile ilacımızı içtikten sonra bineceğimiz
otobüsün geliş saatine telefonumuzdan bakıp evden ona
göre çıkıyoruz. Otobüste yine telefonumuz ve biz varız. Eh,
biraz da başkaları var sanki! Onların da telefonları var tabii.
Kimse, kimsenin umrunda değil.
Bu sözler, aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık ola-
rak söylenmiştir?
A) İletişim çağında iletişimsiz olmamızı neye bağlıyorsunuz?
B) Yeni neslin, sosyal yaşamın gereklerini yerine getirdiğini
düşünüyor musunuz?
C) Yaşadığımız teknolojik çağın bizlere somut olarak gös-
terdiği yaşama biçimi nedir?
D) Toplu taşıma araçlarında, kendi yaşama alanlarımızda
gösterdiğimiz titizliği gösteriyor muyuz?
E) Her dönemde kendini farklı şekillerde gösteren kuşaklar
arası çatışma, günümüzde nelere bağlı olarak ortaya çı-
kıyor?
B) Tar
C) Aç
D) Kis
E) Ta
36. I.
- 11 -
II.
III
IN
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
di A) I B) II C) III D) IV E) V 34. Sabah uyandığımızda çoğunlukla güneşe, buluta, kuş ses- lerine ve sabahın serinliğine değil; telefona, tablete, televiz- yona açıyoruz gözlerimizi. Telefonun alarmı ile uyandıktan kısa bir süre sonra mesajları ve haberleri kontrol ediyoruz. Gece yatmadan önce Facebook, Twitter, Instagram'da bir şey paylaşmışsak sabah ilk iş olarak beğenileri, başkaları- nın paylaşımlarını, yorumlarını gözden geçiriyoruz. Kahval- tıyı televizyonun karşısında ya da radyonun eşliğinde yapıp yine telefon alarmı ile ilacımızı içtikten sonra bineceğimiz otobüsün geliş saatine telefonumuzdan bakıp evden ona göre çıkıyoruz. Otobüste yine telefonumuz ve biz varız. Eh, biraz da başkaları var sanki! Onların da telefonları var tabii. Kimse, kimsenin umrunda değil. Bu sözler, aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık ola- rak söylenmiştir? A) İletişim çağında iletişimsiz olmamızı neye bağlıyorsunuz? B) Yeni neslin, sosyal yaşamın gereklerini yerine getirdiğini düşünüyor musunuz? C) Yaşadığımız teknolojik çağın bizlere somut olarak gös- terdiği yaşama biçimi nedir? D) Toplu taşıma araçlarında, kendi yaşama alanlarımızda gösterdiğimiz titizliği gösteriyor muyuz? E) Her dönemde kendini farklı şekillerde gösteren kuşaklar arası çatışma, günümüzde nelere bağlı olarak ortaya çı- kıyor? B) Tar C) Aç D) Kis E) Ta 36. I. - 11 - II. III IN