Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

31. Dejavu, o anda gördüğünüz ya da deneyimlediğiniz bir olayı daha önceden gördüğünüzü ya da deneyim- lediğinizi sanma ya da hissetme hâlidir. Siz de mutla- ka deneyimlemişsinizdir: "Off, dur, bu anı sanki daha önceden yaşamıştım, hatırlıyorum." deyip kafanızın karıştığı olmuştur. Bilim literatüründe dejavu ilk defa 1928 yılında Edward Titchener'in Bir Psikoloji Kitabı isimli kitabında tanımlanmıştır. Bilim camiasında de- javu, hatırlanan veya yeni oluşturulan bir anıda mey- dana gelen ve yeniden yaşanmışlık hissi uyandıran bir hafıza hatası olarak görülmektedir. Dejavu genel- likle belli yerlerle ilgilidir. Yeni bir yere gidip orada yeni tecrübeler yaşamak bu hissi tetikleyebilir. Yoğun bir dejavu, olacakları önceden görme hissi de yaratabilir. Bu parçada "dejavu" ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) İnsanda, zaten daha önce görmüştüm duygusu uyandırdığına B) Bilimsel olarak ilk kez kim tarafından ve hang eserde tanımlandığına C) Seyahat etmenin, yeni yerler görmenin, bu duy- gunun ortaya çıkışında etkili olduğuna D) Gelecekte olacaklarla ilgili öngörülerde bulunma duygusunu oluşturabildiğine E) Gençlik dönemlerinde daha fazla hissedilmekle birlikte nadir yaşandığına 33. Raunt t

25. Mandeville'in bugün bize yabancı olmayan fakat kendi dönemi için oldukça tuhaf ve rahatsız edici bir iddiası vardı. Ona göre ----. Bu bireyleri birbirine bağlayan unsur toplumsal yükümlülükler veya öz- gürlükler değildi. İnsanları birbirine kıskançlık, reka- bet ve sömürü ilişkileri bağlıyordu. Dahası insanlar gerçeğin böyle olduğunu biliyor, özel hayatlarında bu çirkin ilişkileri her gün yaşıyor ve yaşatıyor fakat insan içine çıktıklarında bütün bunları bilmezden geliyorlardı. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı- na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) kendi değerini ve üstünlüğünü başkalarına be- nimsetmek her insanın doğal dürtüsüdür B) bir ülke, özgürlüğünü ancak ve ancak tutumlu bir halka sahip olursa koruyabilirdi C) insanların özel hayatlarında edindikleri her türlü kötü alışkanlık toplumsal açıdan faydalıdır D) insanlar her zaman ahlaki ilkelerle değil, onlara hükmeden arzuları yönünde hareket eder E) çağdaş toplum, çıkarcı bireylerin bir araya gel- mesinden oluşuyordu

Raunt 33. Sodyum nitrit, nitröz asitten elde edilen bir sodyum tuzudur. Daha çok, et ürün gruplarında rengin sabit- lenmesi ve korunması için tercih edilir. Ete istenen kırmızı rengi verir ve istenen aromanın oluşması- ni sağlar. Füme et ve sosis üretiminde kullanılır. Görünüşü, beyaz veya hafif sarımsı bir tozu andırır. Ayrıca etlerde kötü koku oluşmasını engeller ve etin kullanılma süresini uzatır. Gıda endüstrisi haricinde, inşaat, kâğıt hamuru ve kâğıt, tekstil, tip ve veteri- nerlik ürünlerinde oldukça yer verilir. Sodyum nitrit kullanırken standartlar kesinlikle dikkate alınmalıdır. Avrupa Birliği ülkelerinde yalnızca katkı maddesi olarak kullanılmasına ve %0,6'dan fazla olmaması- na izin verilir. İzin verilen miktarda bir artış olması durumunda sodyum nitrit insan vücuduna zarar ve- rebilir. Bu parçadan sodyum nitrit ile ilgili aşağıdakile- rin hangisine ulaşılamaz? A) Et ürünlerinde renk, lezzet gibi özellikleri iyileş- tirmek amacıyla kullanıldığına B) Et ürünlerinin raf ömrünü arttırmada etkili oldu- ğuna C) İzin verilen dozun üzerinde kullanıldığında sağ- lık üzerinde risk oluşturduğuna D) Pişirme veya sindirim sırasında diğer bileşenlerle birlikte reaksiyona girerek sağlığı tehdit ettiğine E) Ağırlıklı olarak et ürünlerinde kullanılmakla bir- likte birçok sektörde kullanım bulduğuna

Raunt 29. Kendi hâlinde resimle, edebiyatla, şiirle ilgilenen biriyken Hürrem Erman'ın israrıyla "uzaktan yakın- dan alakasının olmadığı" sinemaya adım atan Lütfi Akad; temelleri çeyrek asır önce atılmasına rağmen kayda değer bir gelişme yaşamayan Türk sineması- ni "tiyatrocuların" tekelinden çıkartarak bir devrime imza attı. Her bir karesini önceden resmettiği Vurun Kahpeye ve Kanun Namına filmleriyle sinemayı ti- yatro sahnesinden alıp ait olduğu yere, sokağa indi- ren ve ona yeni bir kişilik kazandıran Akad'ın öncü- lüğünü yaptığı dönem, Yeşilçam'ın doğuşu anlamı - na da geliyordu. Bu parçada Lütfi Akad ile ilgili asıl anlatılmak is- tenen aşağıdakilerin hangisidir? A) Türk sinemasında karakter ve konu seçimi bakı- mından yenilikler yaptığı B) Türk sinemasını yerellikten çıkarıp evrensel bir düzeye getirdiği C) Sinema sanatına konu çeşitliliği getirerek onu dar kalıplardan kurtardığı D) Güzel sanatlardan edindiği birikimi sinema sa- natına ustalıkla aktardığı E) Türk sinemasının asıl mecrasına girmesinde çı- ğır açıcı bir işlev gördüğü

28. Bir okurun dönüp öykünün şurasını beğendim, de- mesi de büyük bir ödüldür -hatta beğenmedim de- mesi de-, jürinin öyküyü ya da kitabı olumlu değer- lendirmesi de. Bunlar şevk ve heyecan verir insana. Ben birkaç yıl önce, hiç de aklımda yokken bir öy- kümün ödüllendirilmesiyle cesaretlenmiş, edebiyata bulaşmış biriyken ve böyle onlarca kişi varken ödül kurumunun olumsuz olduğunu falan düşünemem. Yalnız yürüdüğünüz zifiri karanlık bir yolda önünüz- de çakan bir kıvılcımdır ödül. Rau Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşı- lık söylenmiş olabilir? A) Bir okurun esere eleştirel bakmasını nasıl de- ğerlendiriyorsunuz? B) Ödülün yazar ve eser için olumlu olduğunu dü- şünüyor musunuz? C) Sanat hayatınızda dönüm noktası sayılabilecek bir olay yaşadınız mı? D) Ödül dağıtımında yanlı bir tutum sergilendiğine inanıyor musunuz? E) Ödül, yazarla eser arasında nasıl bir bağ kurar?

30. Sanat, güzel olanın peşindedir. Sanatçı, bu güzelliği kendi iç deneyimiyle yakalar ve sunar. Bu güzellik yüzyıllar önce de yaşanmış, yakalanmış olabilir, yüzyıl sonra da yakalanabilir. MÖ yapılan, söz geli- mi Göbeklitepe veya 16. yüzyıl mimarisini gösteren Selimiye Camii bugünün yapıtlarının sanat değerin- den çok daha ileride olabilir. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? A) Güzelliği amaç edinen her sanat eseri kalıcılığı yakalar. B) Sanatın amaçlarından biri de insanı büyülemektir. C) Sanatta ilerlemeden veya gerilemeden söz edi- lemez. D) Kimi sanat ürünleri taklit edilebilir olmaktan uzaktır. E) Sanat eserleri birbirlerine eklemlenerek ortaya çıkar.

15. Sabah güneşinin doğuşuyla keçilerin ayaklarını tek tek inceledi. Ne bir böceğe ne de bir dikene rastla- dı. Zaten keçiler de sakinleşmişti. Bugün keçilerin yarısını yine dünkü tepeye yerleştirecek, gözlerini onlardan ayırmayacaktı. Son zamanlarda sürekli oturduğu ağacın altında bağdaş kurdu, cebinden bıçağını çıkarıp elindeki dala şekil vermeye başladı. Gözünün biri sürekli tepedeki keçilerdeydi. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangi- si yoktur? A) Betimleme C) III. kişili anlatım E) Benzetme B) Öyküleme D) İkileme

Ahmet Hikmet'in "Üzümcü" başlıklı hikâyesi şu esasa daya- nıyor: Yazar bir gün Büyükada'da bir üzümcüye rastlıyor. Bu üzümcünün sesi, beden yapısı, hâli ve tavrı onda derin bir tesir uyandırıyor. Üzümcüde Mehmetçik'in bir timsalini gören yazar, bu münasebetle Türk halkının meziyetlerini öven bir mensur şiir söylüyor. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdaki yargılar- dan hangisi söylenebilir? A) Öyküleyici anlatım kullanılmıştır; yazarın amacı, okuyu- cuyu olay içinde yaşatmaktır. B) Betimleme yapılarak okuyucuya izlenimler kazandırılmak istenmiştir. Tartışmacı anlatım kullanılarak okuyucunun düşüncesi değiştirilmek istenmiştir. D) Karşılaştırma yoluyla konu açıklanmak istenmiştir. E) Benzetme yoluyla somutlaştırma yapılmıştır.

r 3. 2 Türküler o ülkenin bütün duygularını, acılarını, sevinç lerini yansıtır; onun için de bu tür, ülke hatta bölgeyi tanımak için birer turnusol kâğıdıdır. Müzikle ilgilenme- ye başladığımdan beri, müzik çeşitlerinin hepsini dinle- rim. Ne var ki hangi müziği seversiniz diye sorduğumda bazı kişiler, güzel olan hepsini diye cevap verirler. Onun güzellik ölçütünü tayin edemediğimden susagm. Esk yıllarda gazino zamanlarında Türk müziği sanatçılarının yanı sıra, halk müziği sanatçıları da vardı. Böyle bir bile şim sunulurdu gazino müşterisine. Şimdi türler ayrıldığı için böyle bir bileşime rastlanmıyor. Müzeyyen Senar in Zeki Müren'in okuduğu gazinolarda Muzaffer Akgün de, Zehra Bilir de türküler söylerdi. Bir zamanlar radyolar- da izahlı müzik başlığı altında türküler tanıtılır, örnekler verilirdi. Yurttan Sesler Korosu'nun konserleri sık sık radyolardan verilirdi. Bu parçadaki altı çizili ifadeyle; I. kültürel özellikleri yansıtma, II. ayırt edici bilgiler sunma, III. duygusal çözümleme yapma türkülerin hangi yönüne gönderme yapılmıştır? A) Yalnız B) Yalnız II I ve Il D) I ve III mistir II ve III Ünü ülkeleri ve kıtaları aşan Mevlâna, iyi insan olmanın çok basit yolları olduğunu veciz ifadelerle şöyle öğütle ustamis Bin gog olig des eame

20. I. Kleptomanların adi hırsızlardan farkı, bunu kişi- sel bir kazanç için yapmamalarıdır. II. Birilerinden intikam almak için de yapmazlar hir- sızlığı. III. Hırsızlık yaparlar çünkü içlerinde bu eylemi ger- çekleştirmek için çok yoğun bir istek duyarlar. IV. Çalma eylemi gerçekleştikten hemen sonra kişi rahatlar ve tatmin olmuş hisseder. V. Bu öylesine bir istektir ki kişiye çok yoğun kay- gi, gerilim ya da uyarılma yaşattığından kişi en sonunda o nesneyi çalarak rahatlama ihtiyacı duyar. Yukarıdaki cümlelerden anlamlı bir paragraf oluş- turulmak istense hangilerinin yer değiştirmesi ge- rekir? A) I ve III B) I ve V D) III ve V C) II ve IV E) IV ve V 22

Raunt Ona 9. Byung Chul Han; Şeffaflık Toplumu'nda, göre olumluluk toplumu, hiçbir olumsuz duyguya izin vermez. Bu durum, insanların eziyet ve acıyla başa çıkma becerisini kaybetmelerine neden olur. Benzer şekilde birbirimizle iyilik, hoşluk hatta olum- luluk alışverişi yapmak için pürüzsüz hâle getirilen günümüzün iletişiminde de üzüntü, keder, yas gibi olumsuz duyguları yansıtacak her dil, her ifade ya- saklı hâle getirilmiştir. Oysa ünlü Alman düşünürü Nietzsche'nin de vurguladığı üzere insan ruhu; de- rinliğini, büyüklüğünü ve gücünü tam da olumsuz- lukta oyalanmaya borçludur. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı- na göre aşağıdakilerin hangisi getirilmelidir? A) bireyin toplumsal ilişkilerine sarsıcı bir bakış açı- si getirir B) olumlu düşünmenin topluma kazandırdıkları üzerinde durur C) her şeyin olumlu değerlendirilmesine karşı çıkar D) toplumsal sorunların ardındaki temel nedenleri açıklar E) bireyler arası iletişimi karşıt duygular üzerinden ele alır

Feis 37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayı- nız. Her geçen yıl, tıpta hem tanımlar değişiyor hem de yeni hastalıklar beliriyor. Eskiden "çok yaramaz çocuk, duvar- lara tırmanıyor" dediklerimiz "hiperaktif", "içine kapanık" diye tanımladıklarımız "otistik" oluverdi; içe dönüklük de "şizoid kişilik bozukluğu" gibi hastalıklara evrildi. Sözü edilen çocukların bir kısmının tedaviye ihtiyacı olduğu bir gerçek ama sınırlar o kadar belirsiz ki bazen tedavinin abartıldığını düşünüyorum. Modern çağla birlikte ortaya çıkan hastalıklar var. Sürekli tekrarlanan satın alma bo- zukluğu, aşırı yeme bozukluğu, internet bağımlılığı da tedavi edilmesi gereken durumlar arasına hızla ilerliyor. İlaç firmaları bu genişlemiş pazardan memnun oluyor ve daha da genişlemesi için ellerinden geleni de yapıyor- lar. Böyle bir ortamda "iyi hekimlik" kavramı daha da ön plana çıkıyor. Hemen bir ilaca sarılmak en kolay çözüm. Hastalara, böyle sorunların alacağı bir hap ile düzelme- yeceğini, neye dikkat etmesi gerektiğini, riskleri anlat- mak da hekimin işi. 37. Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarıla- maz? A) Geçmişte hastalık olarak görülmeyen bazı davranış-eis lar, zaman içinde hastalık olarak değerlendirilmekte- dir. B) Hangi durumların hastalık sayılacağı kesin olarak belli değildir. C) Sosyal yaşamdaki değişime bağlı olarak yeni hasta- liklar ortaya çıkmaktadır. D) Hiçbir hastalık, yalnız ilaç kullanmakla kesin olarak tedavi edilemez. **** Kimi psikolojik sorunların hastalık hâline gelmesi, bazı sektörleri sevindirmektedir. 38. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi "iyi 39-40. sorular niz. Türkiye'de ilk H var" sistemi, g uzun, ağzı old havalarda çalı gibi bir ses çık laşık 10 km yü çıkan sesin do ladığını ifade liği Bölüm Ba: adlı cihazın b söylüyor: Bilis lusavar" diye len gazı oldu gazı gönder gidecek? Ma gazı ile de seslerin ve s kün değil, ta 39. Bu parçad ğıdakilerd A) Dolu y B) Üretiln C) Çalışm D) işlevi miştir. E) Zama dir. 40. Bu parç labilir? A) Önce ği za B) Doğ

11 27. Göklere çıkarılan, sırtı pek reklamlarla ün şaşkınlığına boğulan bu yazarımızı okumak için sabrın ötesinde bir şey gerekiyor. Evliyalık! Yığma ve zorlama sözcükler- le, testere dişi gibi tırtıllı bir söz dizimiyle kurulmaya ça- le lışılan, sözüm ona yeni bir anlatım. Türkçeyi kullana- mamanın sıkıntısından ileri gelen ıhlamalar. Bireysel- unlik kisvesi altında yakın çevresindeki kişileri çekiştirme- ye ve kınamaya kayan konuların tiksinti verici bir biçim- de sunuluşu... Sonunda, bu gevelemeleri yenilikten say- mak gibi kasılmalar... B Bu parçada sözü edilen yazar için Ününü reklamlara borçlu II. Zor anlaşılan bir yazar III. Eleştirilerinde seviyeli IV.Üslubu akıcılıktan uzak y. Dedikodu niteliğinde konulara yer veren nitelendirmelerinden hangileri uygun değildir? A) Yalnız I B) Yalnız II (C) Yalnız III D) II ve III E) IV ve V

ÜST Dazey 13. Günümüzde gelişen iletişim teknolojileri sayesinde kişiler, internet ve web araçlarını daha fazla kullanmaktadır. Bu araçlardan en önemlisi ise sosyal medyadır. Günümüzde sosyal medya, dünya çapında gittikçe artan miktarda insan tarafından kullanılmaktadır. Bu insanlar neredeyse tüm istek ve ihtiyaçlarını bu popüler platform üzerinden karşılamak istemektedir. Çünkü sosyal medyanın kendisi bazı özelliklere sahiptir ve bireylere şu avantajları sağlamaktadır: ● 12. Deneme ● Görüşlerini ifade etme konusunda istek duyması ve geri bildirimde bulunması konusunda insanları cesaretlendirmektedir. . Geleneksel medya, tek yönlü bir iletişime sahipken sosyal medya interaktif bir yapıya sahiptir. Başka sitelere, kaynaklara veya insanlara link vererek değişik bağlantılar sağlama yolu ile gelişmekte ve zenginleşmektedir. Toplumların bütünleşmesini ve verimli iletişim kurmalarını sağlar. Böylelikle ortak duygu paylaşımları meydana gelebilir. • Herkesin katılımına açık, şeffaf bir organizasyon olduğu için tepki çekmemektedir. Bu parçada anlatılan özelliklere göre, sosyal medyanın kendisi ve insanlara sağladığı özellikler arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur? diyalog A) İnsanlarla diyalog kurma imkânı sunması B Hiçbir şeyin gizli şaklı olmaması C) Bireyleri bir yöne kanalize etme gücünü elinde bulundurması valize D) Sosyal ortamlara katılım için kişiyi isteklendirmesi E) Karşılıklı bilgi alışverişini mümkün kılması izio-nostalarınızı kontrol 15. (1) Ör ha O tonguç KAMPÜS m h C C 16.

n- a- riz sir. atı ir ik Feis Yayınlan 36. Okuma kültürü; içinde okuma isteği uyanmış, yazılı kül- tür ürünlerinin dünyasıyla tanışmış, bu dünyanın sundu- ğu iletileri paylaşma, sorgulama yeterliğine ulaşmış, bu dünyanın olanakları ile yaşamayı alışkanlık hâline getir- miş bireylerin edinmiş olduğu kültürdür. Düşünen, duyar- li bireylerin kazanması gereken temel becerilerden biri- dir. Okuma kültürü, temelleri okul öncesi dönemde atılan beceri ve davranışlar kümesidir. Bu kültürün edinilmesi ve geliştirilmesindeki temel uyaranlar da yazılı ve gör- sel kültür ürünleridir. Okuma alışkanlığının kültür hâline gelebilmesi için, okul öncesi dönemde kurulan kitap-ço- cuk-sanatçı etkileşiminin, ilk ve ortaöğretim döneminde de duyarlı çabalarla desteklenmesi beklenir. Bu parçadan, "okuma kültürü" ile ilgili aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Bireyin, yaşamının hangi döneminde kazandığı B) Yaşam tarzına dönüşmesinin nasıl mümkün olduğu C) Bireyin edinebilmesi için nelerin gerekli olduğu D) Kişiye hangi donanımları kazandırdığı E) Kazanıldıktan sonraki aşamasının ne olduğu

isin- kurt- bana mişti. seçe- arak ma- miş- zarfı Ir- AYDIN YAYINLARI "Godot'yu Beklerken" yazarı Samuel Beckett'in en ünlü ve okunması en kolay eseridir. Absürd tiyatro için bir do- nüm noktası olarak görülen bu eserde olayların belli bir başlangıcı ve bitişi yoktur; bunun aksine tekrarlardan olu- şan, başladığı yere geri dönen bir yöntem vardır. Klasik tiyatrodaki gibi belli bir olay örgüsünün olmayışı ve seyirci- nin bu eski biçimlere koşullanmış olmasından dolayı oyun çok olumsuz tepkiler almış, anlaşılamamış ve dolayısıyla da beğenilmemiştir. Eleştirmen Vivian Mercier bu iki per- delik oyunu içinde hiçbir şey olmayan boş bir eser olarak tanımlamıştır. Ancak 1957'de San Fransisco'daki bir ha- pishanede sahne alan oyunun sonunda hapishane adeta alkıştan yıkılmış ve son derece coşku dolu olumlu tepki uyandırmıştır. Bu "şaşırtıcı" olay üzerine, eleştirmenler eseri tekrar inceleyip her satırını didik didik incelemişler- dir. Sonucunda da çok geniş bir yelpazede farklı yorumlar ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte eser hem çok okunmuş hem de dünyanın dört bir yanında sergilenmiştir. 18. Bu parçadan "Godot'u Beklerken" ile ilgili olarak I. Tiyatroya uyarlandıktan sonra geniş kitleler tarafın- dan beğenilmiştir. II. Eserle alakalı okurlarla izleyiciler farklı farklı düşün- celere sahiptir. III. Oyunda olayların belli bir başlangıcı ve bitiş yoktur. y day you yargılarından hangileri çıkarılabilir? A) I ve II B) Yalnız I D), II ve III C) Yalnız II E) Yalnız III Diğer sayfaya geciniz