Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

n bir esa o ama- 2 e kılıf saktan kları, nu? gilizce hiç aştan ve enin ilin in at Yalnız III tonguç KAMPÜS 5. Yaşar Kemal, sosyal tarih yazıcılığı yönü de bulunan romanlarında folklora çok kilit bir rol verir. Ancak halk ürünlerinin kendi içinde barındırdığı çelişkileri görmeden ve efsaneler, hurafeler yaratan halk muhayyilesini hesaba katmadan, yaşananları yeterince sağlıklı yansıtmadığı düşünülen resmi tarihe karşı daha sağlıklı bir tarih okuması adina alternatif malzeme olarak folkloru kullanmanın sorunu kökünden çözeceği safdilliğine de kapılmaz. Yaşar Kemal; folkloru, tarihî hakikatleri kati surette görünür kılmak için değil, cemiyetin şuuraltına ışık tutarak insanların özlemlerini, arzularını, hasretlerini de anlamak için önemser. Yani kulak verdiği cemiyetin ne olduğu kadar ne olmak istediği ve de ne olmak istemediğiyle ilgilenir. Burada hem bir şuur durumu hem de bir şuuraltı durumu söz konusudur. Folklor sayesinde eserlerine konu ettiği insanların nasıl bir duyuş, seziş ve düşünüş iklimi içinde olduklarını, kendilerini çepeçevre kuşatan şartlar üzerinden kritiğe tabi tutarak ve anlattığı coğrafyanın bizatihi içinden çıkıp geldiği topraklar olması hasebiyle kendi müşahedelerine dayanarak tahlil eder. Tetkiklerinde mazlum ve sömürülen olarak gördüğü insanların düşünüşleri kadar düşlerine de ehemmiyet vererek bütünlüklü bir bakış yakalamak için folklora ihtiyaç duyar. Yaşar Kemal halk muhayyilesinin yarattığı gerçeküstücülüğü insanoğlunun kimliği olacak kadar önemser ve insanoğlunun bir tarifini de "mit yaratan bir yaratık" şeklinde yapar. İnsanın mite yani efsaneleşmiş kavram veya kişilere niçin ihtiyaç duyduğunu ise şu şekilde izah eder: "Mitse her zaman için bir kaçıştır. Doyumsuzluklardan, ağır yüklerden sonra sığınılan yer mittir." Bu parçaya göre Yaşar Kemal romanlarında "folklor" kavramından tam olarak hangi amaçla faydalanmaktadır? XA) A) Eserlerindeki olay örgüsünde bulunan çelişkileri halkın düşlerine yer vererek ortadan kaldırmak amacıyla X V B) Kahramanlarının sadece düşünme biçimlerini değil düşlerini de eserlerinde eksiksiz bir biçimde yansıtabilmek amacıyla CEserlerindeki kahramanların duyuş, seziş ve hayal kırıklıklarını yansıtarak iyi bir edebiyatçı olmak amacıyla X D) Yapıtlarında cemiyetin ne olmak istediğini ve iç alemlerinde neler yaşadıklarını okuyanların şuuraltına duyurabilmek amacıyla X E) Halkımızın gerçeküstücülüğünü dünyaya duyurarak davranışlarındaki mitsel unsurları romanlarında derinlemesine verebilmek amacıyla la.

5. Bu dünyada, gerçek anlamda, çekinip utanmadan yaklaşıp dokunabileceğimiz tek bir kişi olsa, hiç yalnızlık duymayacağımıza içtenlikle inanıyorum. Yalnızca bir kişi! Elli, yüz ya da bin demiyorum. Bu kişinin kim olduğu önemli değildir. Bir kadın ya da erkek de olabilir. Önemli olan sığınabileceğiniz, dertleşebileceğiniz, sizi dinleyen, size gönüldaş olabilen bir insan olmasıdır. Bu parçada, aşağıdaki sorulardan hangisine cevap olarak verilmiştir? A) Çevresinde çok fazla insan olan kişilerin yal- nız olmadığı sizce doğru mu? B) Yaşamımızda böyle dost kişiler var mı? C) Sizce yalnızlık nedir? D) Çevrenizde gerçek dostluğu bilen insanlar var mı? E) İnsanlar yalnızlığı neden tercih ederler?

5. Bütün çocuklara birer dâhi sanatçı olabilirlermiş gibi davranmak daha yararlıdır her bakımdan. Ne kadar akıllı olursak olalım, bizim kuracağımız bir camekânda yetişecek sanatçı olamaz. Büyük sa- natçı bizim yetiştireceğimiz değil, bizi yetiştirecek adamdır çünkü. Bu parçada, hangi düşünceye karşı çıkılmak- tadır? A) Üstün yaratılışlı bir çocuğa yapacağımız iyilik, onun kendi yaşıtları arasında özgürce geliş- mesini sağlamaktır. B) Hiçbir çağda sanatçı da, çocuk da bugünkü kadar saygı ve sevgi görmemiştir. C) Dâhi çocuğu tespit edip onun büyük sanatçı olmasını sağlamak elimizdedir. D) Çocukluk ve sanat, birbirini besleyen sevinç ve umut kaynağıdır insanlığın. E) Her çocuk elbette bir dâhi değildir ve böyle olması beklenemez.

Paragrafın Yorumu Öznel olmak kendi içine kapanmak, düşünceye dalmak, herkesten ve her şeyden ayrı olmak de- çeşit yöneliştir. Bu yönelişledir ki benim dışım- ğildir. Aksine dışa doğru, başkalarına doğru bir dakilere "benimdir" diyebilirim. Ancak gerçekten yaşadığım, içinde kendimi gördüğüm, bağlandı- ğım bir şey benimdir. Çünkü beni benden başka olanla birleştiren bağı yalnız ben yaratabilirim. Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın yazarı- nın düşüncesini destekleyen bir örnek değil- dir? A) içerisinde bulunmadığım bir ordunun elde et- tiği bir zaferle sevinebilirim yeter ki o, kendi fetihlerimin bir basamağı olsun. B) İnşa aşamasında hiçbir emeğimin olmadığı bir eve sahip olabilirim yeter ki o, içinde otur- duğum bir ev olsun. C) Himalaya'nın doruğuna tırmanan adamın ya- şadığı serüven ile böbürlenebilirim yeter ki o, kendi başarısını kanıtlamış olsun. A D) Şurada duran kimsenin sahiplenmediği top- rak benim olabilir yeter ki o, ellerimle işledi- ğim bir toprak olsun. Y A E) Bir ülkenin uğradığı bozgunu iliklerimde du- Y yabilirim yeter ki o, aramda bağlantılar kurdu- ğum ülkede yaşanmış olsun. N L (2019-TYT) A R

b r termeye gerek olmadığı ilerimize aşırı özen gös- İhtiyaç Yayıncılık 28. İlginç ve karmaşık beynimiz, durmadan hem ken- ini dini araştırıyor hem de kendi üzerinde egemenlik kuruyor; dünyayı, evreni kucaklamaya çalışıyor. Şimdiden milyonlarca kilometreye uzandı kolları. Gelecekte daha da ilerilere uzanacak. İşte o za- man, insanoğlunun bilinmeyenler üzerine kurduğu düşler, aydınlığa kavuşacak. Her şey bilimin büyü- teci altında kristal tuz parçaları gibi incelenip görü- lecek. Kavranması güç nesneler, resmi yapılacak kadar belirginleşecek. Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Beynin yapısının araştırmalara konu olduğu B) Bilimsel gelişmelerle düş kurma arasında ters bir ilişki bulunduğu 30. C) Bilimsel araştırma sonuçlarının kanıtlanabilir nitelikte olduğu D) İnsanoğlunun, aklıyla, bilinmezleri bilinir kıla- cağı E) Soyut kavramları somutlaştırmanın zorluğu

cevaplayiHI Bilimin evrensel bir nitelik taşıdığı düşünülse de bilim insanlarının üslubu ve araştırma sonuçlarını sunma biçimleri, çalışmalarından daha fazla öne çıkar. Bu nedenle araştırma yapmaya ilk adımlarını atanlara önemli bilim insanlarının bu vasıfları, yol gösterici olarak sunulur. Söz gelimi Newton'ın hayatını anlatan bir metinde elma hikâyesi ön plana çıkar. Eğer bu hikâye olmasaydı Newton'in Evrensel Kütle Çekim Yasası, sadece bilim insanlarının algılayışında kalabilirdi. Einstein da "Bilim, gündelik düşüncenin geliştirilip inceltilmesinden fazlası değildir." sözüyle bu durumu destekler. Bununla karmaşıklıktaki yalınlığı keşfetmek kadar keşfin yalınlıkla ifade edilmesini de vurgular. Kendisi de ünlü Genel Görelilik Kuramı'nı aktarırken karmaşık sayılar ve hesaplamaların yanına bir örnek iliştirir: Zaman görelidir çünkü eliniz kaynar suda iken bir dakika, bir saat gibi gelir; sevdiklerinizle geçirdiğiniz bir saat ise bir dakika. 39. Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir? 40. Bu pa deste kulla A) W A) Bilimsel çalışma yapmaya yeni başlayanlara verilen öneriye B) Bilim insanlarının çalışmalarına yansıyan özelliklerine Bilim insanlarının başarılı ürünler ortaya koyduğu disiplinlere D) Bilimsel araştırma sonuçlarının ifade edilme biçimine E) Bilimsel araştırmaların günlük yaşamla ilişkilendirildiğine B) M

10. Gerçekten bir acıyı yaşamamışsa ne denli etkilenirs etkilensin yine de okudukları düş gibi geliyor kişiye. E nedenle yaşamadıktan sonra, "Onlar kadar acı çektim sözü yüzeyde kalır hep. Bu nedenle hayalle canlandır mış ürün, yaşanarak yazılmış kadar sağlam basama yere; dolayısıyla etkili de olamaz. Bu sözleri söyleyen bir yazarın, 1. Kurtuluş Savaşı'na onbaşı rütbesiyle katılan Halic Edip'in Kurtuluş Savaşı'nı anlatan romanlarını oku masi II. Nişantaşı, Cihangir gibi semtlerde yaşayan Oğu Atay'ın o bölgede yaşayan insanların ruh durumun yansıtan romanlarına yönelmesi III. Meşrutiyet'ten Cumhuriyet'e kadar bizzat tanık olduğu Türk halkının acılarını ve sıkıntılarını anlatan Yakup Kadri'nin romanlarını okuması sonuçlarından hangilerini gerçekleştirmesi beklenir? A) Yalnız I B) I ve II D) I ve III C) Yalnız III E) II ve III

25.-26. soruları aş göre cevaplayınız. Dağları ile çevrili Mersin, Toros Akdeniz'de doğası ile ünlü tarihî bir şehirdir. (1) Akdeniz sıcak suyuyla iç turizmi canlandırır. (II) Göksu Nehri, zey- tin ağaçları için bir zemzem suyudur. (III) Toros Dağları göçebelere yuva olmuştur. (IV) Son yıllarda Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nden çok göç almıştır. (V) Hem mevsimlik işçiler hem de kalıcı iş umuduyla gelenler demografik yapıyı değiştirmiştir. DOGRUTERCİH DOGRUTERCİH DOGRUTERCIH DOGRUTERCİH DOGRUTERCIH DOGR 25. Yukarıdaki parça iki paragrafa ayrıl- mak istense ikinci paragraf hangisi ile başlar? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

3. Elbette çünkü değişmemek bir erdem değildir. İnsan yeniliklere, yeni düşüncelere, yeni bilgilere, yeni güzelliklere doğru yelken açmaya her zaman hazır olmalı. İnsan, kendi niteliklerinden, bilgilerinden, kendisine kabul ettirilmek istenen kurallardan ve bunların mutlak doğruluğundan kuşkuya düşmedikçe bir bataklığa saplanıp kalmış demektir. Bu durum olduğu yerde saymasına, ölümsüzlüğü yakalayamamasına neden olur. Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir? A) Sanatla, edebiyatla dolu bir yaşam geçirmek sanatçının kişiliğini ve bakış açısını değiştirir mi? B) Bir yazarın kalıcılığı yakalaması, yeniliklere açık olmasına mı bağlıdır? C) Kendi doğrularınızdan hiç ödün verdiğiniz oluyor mu? D) Aynı temalara vurgu yapmanız, düşüncelerinizin farklılaşmasından mi kaynaklanmaktadır? E) Yazarlığa yeni başlayan birisini eleştirilmek rahatsız eder mi?

WYN Az yada çok!.. Zaten, olan özelliğinin oranı da o kişinin karakterini, niteliğini, yapısını belirler. Bir kişi için, bunda insanlığın zerresi yok, ifadesi yanlış bir genellemedir. Her insan, içinde bir insani değer taşır. Taşıdığı bu değer, haya- tına yön veren, davranışlarını çok etkileyen bir düzeydeyse o insan için, "iyi bir kişi" deriz. Peki bu insan içinde hiç mi kötülük taşımaz!.. Elbette taşır. Ama kişinin kötü yanı onun davranışlarında kendini sık sık göstermez. Yani kişinin iyilik tarafı ağır basıyordur ve o insan iyidir. 18. ==== Bu parçanın giriş cümlesi aşağıdakilerden hangisi olma- lıdır? A) Herkeste her özellik vardır. B) Hepimiz zamanla değişim gösteririz. C) İyi insan olmayı ve iyi yaşamayı hepimiz isteriz. D) içimizdeki her özelliğin olumlu bir yanı vardır. E) Bütün insanlar iyi olmak için mutlaka çaba gösterir.

4. Yerin altı ile fizikötesi bir ilişki kurabildiklerini iddia edenlerin başında su arayıcıları gelir. Metal çubuk, sarkaç gibi araçlar kullanan su arayıcılarının en çok kullandıkları "Y" şeklindeki ağaç çubuklardır. "Y"nin iki ucunu ellerinde tutup bir bacağı ileri uzatır, kollarını gererler. Su kaynağına yaklaştıkça ağaç çatal titremeye ve aşağıya, suyun bulunduğu yere doğru eğilmeye başlar. Bu işte tercih edilen ağaçlar fındık, karaağaç ve meşedir. Çin'de MÖ 2200 yılından beri kullanılan bu tekniği uygulayan su arayıcılarına göre, iki su damarının kesiştiği yerden çok güçlü bir ışın yayılmaktadır. Su arayıcıları mikrodalga seviyesindeki bu ışınları hissedebilmektedirler. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Niteleme B) Kişileştirme D) Karşılaştırma C) Açıklama E) Tanımlama

4. Her sene bin sayfalık eser veren Fransız yazar Emile Zola'ya bu başarısının sırrını sormuşlar: "Her gün sadece üç saat çalışır ve yazarım." demiş. Bu cümlede yazarla ilgili olarak asıl anlatılmak iste- nen aşağıdakilerden hangisidir? J A) Çok çalışmanın başarı ve şöhret getireceği B) Kısa zamanda az çalışmayla da başarının geleceği C) Olgunluk zamanında çalışmanın daha yararlı olacağı D) Çalışan insanların mutlaka başarılı olacağı E) Çalışmakta devamlılığın önemli olduğu

2. Bilgi toplumunun inşasına önemli katkılar sağlayan bilim merkezleri, 1960-70'lerde yaygınlaşmaya başlamıştır. Bi- lim merkezleri, çocuk, genç ve yetişkinlere yönelik sergiler ve uygulamalarla toplumun tüm kesimlerine bilimi sevdir- meyi amaçlar. Diğer taraftan bilimsel ve teknolojik geliş- meleri yakından takip ederek dünya ile entegre bir toplum oluşmasına önemli katkılar sunar. Bu parçadaki altı çizili sözü anlamca karşılayabilecek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır? A) Eserin İstanbul imgesine odaklanan son bölümünde Anadolu, Rumeli, Suriye ve İstanbul gibi farklı coğ- rafyalardan duvar resmi, pulat tepsi, harita örnekleri karşılaştırılıyordu. B) İrade, Schopenhauer felsefesinde kendini bir zorunlu- luk olarak gösterir ki onun düşüncesindeki kötümserli- ğin ve karamsarlığın kaynağı da esas olarak budur. C) Deliliğin toplum düzenini zorlayan, toplum tarafından kabul gören davranışlarla çelişen aykırılığı, her çağda sanatçıların ilgi odağı olmuştur. D) Bugünkü ekonomik sistemlerde teknoloji, sanayi ve planlama alanlarında bütünleşmiş yapılar öneren pro- jeler daha fazla kabul görmektedir. E) Yeni medya araçları iletişim konusunda sağladıkları kolaylıkla beraber hayatın içine nüfuz ederek yaşam- daki birçok ögenin değişimine, gelişimine ve dönüşü- müne ortam sağlıyor.

Q50 Karintil 27. Goethe'nin eserinde karşımıza çıkan Faust karakteri haki- kate ulaşmak uğruna ömrünü bilimle geçirmiştir. Bununla birlikte üzerinde emek verip elde ettiği hiçbir bilginin kendi- sini yaşamın sırrına erişmenin yakınlarına bile getirememiş olmasının büyük hayal kırıklığı ile farklı yollara sapacaktır. Eserde, anlam arayışının sonuçsuz kalışı ile içine düştüğü umutsuzluk ve bildiği onca şeye rağmen tümünün yetersiz kalışı, bildiklerini sorgular hâlde zihninde yaşadığı karmaşa sonrasında mutluluk vaadine karşılık şeytan ile çıkılan bir yolculuk anlatılmaktadır. Mutluluğu hedefleyen insan yan- lışa düşse de özündeki iyilikle doğruyu seçip Tanrı'ya ula- şabilecek midir? Bu parçaya göre Faust aşağıdakilerden hangisiyle ni- telendirilemez? A) Bilgiyi çaba göstererek bulan B) Hayatı boyunca gerçeği arayan C) Bildiklerini sorgulayıp kendine ulaşan D) Hayatın gizli özelliklerine ulaşamayan E) Yaşadığı hayal kırıklığıyla yanlışlar yapan

15. - 17. sorularda numaralanmış sözlerin veya cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralanması için hangilerinin birbiriyle yer değiştirmesi gerektiğini bulunuz. 15. 1. Sokrates Batı'da temel bir kişiliktir, hatta öyle ki Sokra- tes'ten önce ve Sokrates'ten sonra diye niteleme yapı- lir. II. Buna karşın onu dolaylı olarak tanırız. III. Onun hakkında tüm bildiklerimiz, onunla karşılaşmış olanların bize bıraktıkları ile onunla konuşmuş olanla- rin bize aktardıkları pozitif ya da negatif etkilerden iba- rettir. IV. Onun için temel olan, diyalogları aracılığıyla iyiyi, güze- li ve doğruyu sevdirmektir. V. Kendisi hiçbir yapıt bırakmamıştır ve öyle görünüyor ki bu konu onu pek de ilgilendirmemiştir. A) I-II B) I-III D) III-IV E) IV-V C) II - IV 17. NAMORFIK YAYINLARI

TEST 1 Çehov'un "Bir oyunda tüfekten söz edilmişse oyunun sonunda o tüfek patlamalıdır." sözünü bi- liriz. Bir başka sözünü, bir eleştirmenin yazısında okumuştum: "Hikâyenin başında duvarda bir çivi var, denmişse hikâyenin sonunda kahraman, ken- dini bu çiviye asmalıdır." Yazar, hikâyesindeki her ögeyi ve her ayrıntıyı dikkatle seçmeli ve aslına uygun yazmalıdır. 5. ----. 1. Çehov, dünya edebiyatının en güçlü hikâye ya- zarlarından biridir II. Hikâyeleri gerçekçi bir yaklaşımla değerlendir- mek gerekir III. Hikâyeciler eleştirmenlerin yardımına muhtaç- tir Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre yukarıdakilerden hangileri getirilebilir? A) Yalnız I B) Yalnız II D) I ve II C) Yalnız III E) II ve III