Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

9.
. Bir ön söz ve on iki hikâyeden oluşur.
II. Nazım-nesir karışıktır.
III. Türklerin İslamiyet'ten önceki yaşamları anlatılmakta-
dır.
IV. Eserde aliterasyonlara ve söz sanatlarına yer verilmiş-
tir.
V. Hikâyeler XI. yüzyılda bir araya getirilerek yazıya geçi-
rilmiştir.
Bu cümlelerde, Kitab-ı Dede Korkut ile ilgili verilen bil-
gilerden hangileri yanlıştır?
A) I ve II
B) I ve H
D) III ve V
C) II ve IV
E) IV ve V
88
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
9. . Bir ön söz ve on iki hikâyeden oluşur. II. Nazım-nesir karışıktır. III. Türklerin İslamiyet'ten önceki yaşamları anlatılmakta- dır. IV. Eserde aliterasyonlara ve söz sanatlarına yer verilmiş- tir. V. Hikâyeler XI. yüzyılda bir araya getirilerek yazıya geçi- rilmiştir. Bu cümlelerde, Kitab-ı Dede Korkut ile ilgili verilen bil- gilerden hangileri yanlıştır? A) I ve II B) I ve H D) III ve V C) II ve IV E) IV ve V 88
URUMLARINA İLİŞKİN MERKEZİ SINAV
CE
3.
Çoğu kişi gibi ben de eşref saatim geldiğin-
de çalışıyorum. Özellikle öykü ya da gün-
lük yazdığım zaman. Çeviri ya da yazı söz
konusuysa tıkır tıkır çalışıyorum. Genellikle
öğlenlerimi bu resmî çalışmalara, akşa-
müstlerimi kendime ayırıyorum denebilir.
Verilen parça aşağıdaki sorulardan han-
gisine cevap olarak yazılmış olabilir?
A) Hangi zaman dilimlerinde ve nasıl çalış-
tığınızdan biraz bahseder misiniz?
B) Yazar olmak isteyen genç kalemlere ne
tavsiye edersiniz?
e) Sizce bir günün en verimli saatleri han-
gileridir?
D) Kendimize yeteri kadar zaman ayırabi-
lirsek mutlu olabilir miyiz?
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
URUMLARINA İLİŞKİN MERKEZİ SINAV CE 3. Çoğu kişi gibi ben de eşref saatim geldiğin- de çalışıyorum. Özellikle öykü ya da gün- lük yazdığım zaman. Çeviri ya da yazı söz konusuysa tıkır tıkır çalışıyorum. Genellikle öğlenlerimi bu resmî çalışmalara, akşa- müstlerimi kendime ayırıyorum denebilir. Verilen parça aşağıdaki sorulardan han- gisine cevap olarak yazılmış olabilir? A) Hangi zaman dilimlerinde ve nasıl çalış- tığınızdan biraz bahseder misiniz? B) Yazar olmak isteyen genç kalemlere ne tavsiye edersiniz? e) Sizce bir günün en verimli saatleri han- gileridir? D) Kendimize yeteri kadar zaman ayırabi- lirsek mutlu olabilir miyiz?
Cen
Deposu
G
A
Deneme 4
23. İlk anda alakasız gibi görünebilirler ama öncelikle felsefenin
ilişkili olmadığı bir alan olamayacağını hatırlarsak soru
kendiliğinden yanıtlanmış olur kanısındayım. Yıllar önce
nöroloji asistanlığımın ilk gününde kıymetli Hocam Prof. Dr.
Nihal Işık neden nöroloji bölümünü seçtiğimi sormuştu. Ona
"Çünkü hayatımın yazılımını tanımak istiyorum." cevabını
vermiştim. Nöroloji uzmanı olarak bir kariyer seçmemin
dışında norobilimle ilgili her türlü gelişmeyi de yakından takip
ettim. Tüm bilimsel gelişimlerin atası olan felsefe ise ilk
gençlik yıllarımdan beri beni cezbeden bir araştırma konusu
olduğundan bu alanda da çok okudum. Sonra kendi
birikimimi yazmaya karar verdim.
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak
söylenmiştir?
A) Felsefe ve tıp arasında nasıl bir ilişki var sizce?
B) Nöroloji uzmanı olmaya giden süreci anlatır mısınız bize?
C) Tamamen bilim olan tip ve tamamen soyut düşünce olan
felsefe ile ilgilenmek nasıl mümkün oluyor?
D Felsefe ve nöroloji gibi ilişkisiz iki alanı bir araya getiren
denemeler yazmaya sizi sevk eden ne?
E) Felsefe alanına olan bu ilginizin arkasında asıl meslek
alanınıza yeni açılımlar getirmek mi var?
Woond obesidd
24. Dünya
yaşay
kentle
gelse
bakır
yakın
için a
olma
birile
ayn
16 ker
yab
bir
BL
A)
B
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Cen Deposu G A Deneme 4 23. İlk anda alakasız gibi görünebilirler ama öncelikle felsefenin ilişkili olmadığı bir alan olamayacağını hatırlarsak soru kendiliğinden yanıtlanmış olur kanısındayım. Yıllar önce nöroloji asistanlığımın ilk gününde kıymetli Hocam Prof. Dr. Nihal Işık neden nöroloji bölümünü seçtiğimi sormuştu. Ona "Çünkü hayatımın yazılımını tanımak istiyorum." cevabını vermiştim. Nöroloji uzmanı olarak bir kariyer seçmemin dışında norobilimle ilgili her türlü gelişmeyi de yakından takip ettim. Tüm bilimsel gelişimlerin atası olan felsefe ise ilk gençlik yıllarımdan beri beni cezbeden bir araştırma konusu olduğundan bu alanda da çok okudum. Sonra kendi birikimimi yazmaya karar verdim. Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiştir? A) Felsefe ve tıp arasında nasıl bir ilişki var sizce? B) Nöroloji uzmanı olmaya giden süreci anlatır mısınız bize? C) Tamamen bilim olan tip ve tamamen soyut düşünce olan felsefe ile ilgilenmek nasıl mümkün oluyor? D Felsefe ve nöroloji gibi ilişkisiz iki alanı bir araya getiren denemeler yazmaya sizi sevk eden ne? E) Felsefe alanına olan bu ilginizin arkasında asıl meslek alanınıza yeni açılımlar getirmek mi var? Woond obesidd 24. Dünya yaşay kentle gelse bakır yakın için a olma birile ayn 16 ker yab bir BL A) B
15. A: Kimlik, toplumsal bir varlık olarak insanın nasıl bir
kimse olduğunu gösteren belirti seklinde tanımlanar....
Insanın ayırt edici özelliği olan kimlik. salt kaitsal
özelliklerle belirlenir. Bu nedenle bireyin doğuştan
getirdiği özelliklerinin diğına çıkarmak mümkün gö
rünmemektedir. Bizlerin eğitim sürecinde yaptığı ise
bireylerin beceri bağlamındaki potansiyelini orta
ya çıkarmaktır.
B:
16. Her ne kam
de birbirim
konusund
geliştirmi
kontrol e
bizlere
Bu diyalogda boş bırakılan yere aşağıdakilerden
hangisi getirilirse B kişisi A'nin görüşlerine kargit
görüş geliştirmiş olur?
A) Insan kendini ve kendi dışındakileri hatırlayarak var
olur ve böylece kendisine anlatısal bir kimlik oluştu
rur. Bu anlatı hem insanın kimliğini belleği aracıl
gıyla nasıl muhafaza ettiğini hem var olma sürecinde
nasıl bir değişim geçirdiğini hem de bir birey olarak
diğerleri ile nasıl iletişime geçtiğini göstermesi açı-
sından oldukça kıymetlidir.
B) Psikolojik bir varlık ve toplumsal yapının bir parçası
olarak insanlar "bütünlüklü" bilinç ile bir araya gele-
rek bir sosyal küme inşa edebilir. Bu sosyal yapının
her aşamasında sosyal, ekonomik, psikolojik ve ta-
rihi etkiler söz konusudur. Toplumsal ve bireysel bi-
linci var eden unsurlar arasında "birlik", "düzen" gibi
kavramlardan söz edilebilir.
C) Bir toplumun kimliği şüphesiz kültürel özellikler sa-
yesinde meydana gelir. Bu bakımdan dil, din, örf ve
âdetler, toplumsal kimliğin oluşmasında etkilidir. Öte
yandan toplumların hayat görüşleri ve yaşam biçim-
leri de kimliği meydana getiren dil, din, örf ve âdetler
üzerinde de etkili olmaktadır. Dolayısıyla bu unsur-
larla toplumsal kimlik arasında sürekli ve karşılıklı bir
etkileşim söz konusudur.
söyleme
kadar
sek de
D) Çocuklar belirli mizaç tipleriyle dünyaya gelirler ve
yaşadıkları her yeni deneyime bireysel olarak birbi-
rinden farklı cevaplar verirler. Örneğin dışa dönük
ve girişken mizaç özelliklerine sahip olan bir çocuk,
daha iyimserdir ve değişime uyum sağlayabilir, çev-
resindekilerle daha olumlu ilişkiler yaşar. Zor mizaca
sahip olan çocuklar ise uyum sağlama konusunda
daha fazla zorluk yaşamaktadır.
etmem
dair
farkin
E) İnsanın kendine has nitelikleri bütününü temsil eden
bireysel kimlik, o kişinin "kim" olduğunu gösteren
temel niteliklerdir aynı zamanda. Bu niteliklerin mey-
dana gelmesinde anne babalar genetik etken olmak
bakımından önemli bir faktör olsa da bu, tek ba-
şına yeterli değildir. Zira söz konusu özellikler sosyal
çevrenin ve kültürün de üst düzeyde etki gösterdiği
karmaşık bir yapıyı temsil eder. Bu nedenle birey-
sel kimliğin oluşmasında tek bir etkenden söz etmek
büyük bir yanılgıdır.
111
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
15. A: Kimlik, toplumsal bir varlık olarak insanın nasıl bir kimse olduğunu gösteren belirti seklinde tanımlanar.... Insanın ayırt edici özelliği olan kimlik. salt kaitsal özelliklerle belirlenir. Bu nedenle bireyin doğuştan getirdiği özelliklerinin diğına çıkarmak mümkün gö rünmemektedir. Bizlerin eğitim sürecinde yaptığı ise bireylerin beceri bağlamındaki potansiyelini orta ya çıkarmaktır. B: 16. Her ne kam de birbirim konusund geliştirmi kontrol e bizlere Bu diyalogda boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilirse B kişisi A'nin görüşlerine kargit görüş geliştirmiş olur? A) Insan kendini ve kendi dışındakileri hatırlayarak var olur ve böylece kendisine anlatısal bir kimlik oluştu rur. Bu anlatı hem insanın kimliğini belleği aracıl gıyla nasıl muhafaza ettiğini hem var olma sürecinde nasıl bir değişim geçirdiğini hem de bir birey olarak diğerleri ile nasıl iletişime geçtiğini göstermesi açı- sından oldukça kıymetlidir. B) Psikolojik bir varlık ve toplumsal yapının bir parçası olarak insanlar "bütünlüklü" bilinç ile bir araya gele- rek bir sosyal küme inşa edebilir. Bu sosyal yapının her aşamasında sosyal, ekonomik, psikolojik ve ta- rihi etkiler söz konusudur. Toplumsal ve bireysel bi- linci var eden unsurlar arasında "birlik", "düzen" gibi kavramlardan söz edilebilir. C) Bir toplumun kimliği şüphesiz kültürel özellikler sa- yesinde meydana gelir. Bu bakımdan dil, din, örf ve âdetler, toplumsal kimliğin oluşmasında etkilidir. Öte yandan toplumların hayat görüşleri ve yaşam biçim- leri de kimliği meydana getiren dil, din, örf ve âdetler üzerinde de etkili olmaktadır. Dolayısıyla bu unsur- larla toplumsal kimlik arasında sürekli ve karşılıklı bir etkileşim söz konusudur. söyleme kadar sek de D) Çocuklar belirli mizaç tipleriyle dünyaya gelirler ve yaşadıkları her yeni deneyime bireysel olarak birbi- rinden farklı cevaplar verirler. Örneğin dışa dönük ve girişken mizaç özelliklerine sahip olan bir çocuk, daha iyimserdir ve değişime uyum sağlayabilir, çev- resindekilerle daha olumlu ilişkiler yaşar. Zor mizaca sahip olan çocuklar ise uyum sağlama konusunda daha fazla zorluk yaşamaktadır. etmem dair farkin E) İnsanın kendine has nitelikleri bütününü temsil eden bireysel kimlik, o kişinin "kim" olduğunu gösteren temel niteliklerdir aynı zamanda. Bu niteliklerin mey- dana gelmesinde anne babalar genetik etken olmak bakımından önemli bir faktör olsa da bu, tek ba- şına yeterli değildir. Zira söz konusu özellikler sosyal çevrenin ve kültürün de üst düzeyde etki gösterdiği karmaşık bir yapıyı temsil eder. Bu nedenle birey- sel kimliğin oluşmasında tek bir etkenden söz etmek büyük bir yanılgıdır. 111
TYT 7 Paragraf
13. Sosyal dışlanma toplumsal düzeyde, yetersiz sosyal
uyumu ve bütünleşmeyi ifade ederken bireysel düzeyde
ise toplumdaki sosyal aktivitelerde yer alma yetersizliği
ile anlamlı sosyal ilişkiler kuramamayı kapsamaktadır.
Bu durum; sosyoloji, psikoloji, ekonomi ve siyaset gibi
disiplinler tarafından birbiriyle ilintili olarak incelenmek-
tedir. Çünkü toplumsal yaşama katılmayı sağlayan alan-
lardan birinden yoksun kalma, diğer alanlardan da yok-
sunluğu getirmekte ve bu yoksunluk, döngüsel olarak
pek çok başka yoksunluğa da yol açmaktadır.
1. Örneğin günlük yaşamda birileri tarafından görmez-
den gelinen bireylerde sosyal dışlanmanın olumsuz
psikolojik etkileri ortaya çıkabilmektedir.
II. Yani ekonomik alandan dışlanma aynı zamanda
sosyal, siyasal veya kültürel süreçlerden de dışlan-
maya yol açabilmektedir.
III. Dolayısıyla dışlanmanın yarattığı olumsuz duygula-
rin verdiği zararın tamiri kişisel ve durumsal değiş-
kenlere bağlı olarak farklılık gösterebilmektedir.
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre nu-
maralanmış cümlelerden hangileri getirilebilir?
A) Yalnız
B) Yalnız II
C) Yalnız III
D) ve II
14. I. tari
lantil
kims
E) II ve III
yan
yaz
far
için
11.
bi
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TYT 7 Paragraf 13. Sosyal dışlanma toplumsal düzeyde, yetersiz sosyal uyumu ve bütünleşmeyi ifade ederken bireysel düzeyde ise toplumdaki sosyal aktivitelerde yer alma yetersizliği ile anlamlı sosyal ilişkiler kuramamayı kapsamaktadır. Bu durum; sosyoloji, psikoloji, ekonomi ve siyaset gibi disiplinler tarafından birbiriyle ilintili olarak incelenmek- tedir. Çünkü toplumsal yaşama katılmayı sağlayan alan- lardan birinden yoksun kalma, diğer alanlardan da yok- sunluğu getirmekte ve bu yoksunluk, döngüsel olarak pek çok başka yoksunluğa da yol açmaktadır. 1. Örneğin günlük yaşamda birileri tarafından görmez- den gelinen bireylerde sosyal dışlanmanın olumsuz psikolojik etkileri ortaya çıkabilmektedir. II. Yani ekonomik alandan dışlanma aynı zamanda sosyal, siyasal veya kültürel süreçlerden de dışlan- maya yol açabilmektedir. III. Dolayısıyla dışlanmanın yarattığı olumsuz duygula- rin verdiği zararın tamiri kişisel ve durumsal değiş- kenlere bağlı olarak farklılık gösterebilmektedir. Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre nu- maralanmış cümlelerden hangileri getirilebilir? A) Yalnız B) Yalnız II C) Yalnız III D) ve II 14. I. tari lantil kims E) II ve III yan yaz far için 11. bi
alnız
Imiştir?
üksek de
alışmala
risk oluştur
a göre da
zararlanında
kesin ya
lyonlaşt
lerini bel
lyonlaşt
SAR alan
bütçesi U
nlaştina
tür.
an kabu
da Ulusla
ICI Olma
lyonlas
Kelerde
cevaplayı-
Teknoloji, yeniliklerle değişimlerle insan hayatının kolaylaştırıl-
masına yönelik yapılan her türlü gelişmedir. Teknoloji ile gelen
bütün yeniliklerin değişimlerin, bulunduğu çevreye birtakım
etkileri vardır ve bunlar doğa için kötü sonuçlara sebep olabil-
mektedir. Doğanın temelini oluşturan su, toprak ve hava tekno-
lojinin sebep olduğu çevresel etkiler sonucunda kirlenebilir ve
nihayetinde canlı hayata olumsuz etkide bulunabilir. Bütün bu
etkilerin genel adina "çevre kirliliği" denir. Fabrikaların çevreye
yaydığı zehirli gazlar atmosfere yayılarak havada bulunan ze-
hir oranını artırır ve oksijen seviyesini gereken sınırdan aşağı
çeker. Ormanların kâğıt yapmak, üretim alanı, tarla ve bahçe
tarzı yeni alanlar açmak, konut, site, otel inşa etmek gibi insani
sebeplerle tahrip edilmesi çevre kirliliğini artırır. Gün geçtikçe
artan araç sayısı, toplu taşımaya gerekli önemin ve ağırlığın
verilmemesi atmosferin kirlenmesine yol açar. Fabrikaların üre-
tim sonrası ortaya çıkan zehirli atıklarının, toksitli endüstri mal-
zemelerinin kontrolsüzce ve usulüne uygun olmadan doğaya
bırakılması sonucu yine teknolojinin çevre kirliliğine yol açar.
Teknolojik malzemeler genellikle elektrik yardımıyla çalışır ve
kendisine ait bir elektromanyetik ortam oluşturur, bu elektro-
manyetik dalgalar insan beyni için tehdit oluşturmaktadır, Cep
telefonu kullanımı insan beyni için büyük bir tehdit oluşturabi-
leceğinden dolayı uzmanlar tarafından 5 dk. olarak sınırlandı-
rılmıştır. Yapılan bir akademik araştırmaya göre yüksek gerilim
santralinin yakınında ikamet ederek büyüyen çocuklardaki lö-
semi (kan kanseri) görülme oranı normal bir ortamda büyüyen
çocuklara göre çok daha fazladır. Elektromanyetik ortamda
yaşamak her türden kanser riskinin ana tetikleyicisidir. Bunun
dışında kan dolaşımının yavaşlamasına yol açmaktadır.
Bu parça için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Karşılaştırma yapılmıştır.
B) Bilgi verme amacıyla yazılmıştır.
CÇevre kirliliğinin oluşum sebeplerinden bahsedilmiştir.
D) Teknolojinin bir seviyede kalması gerektiğinden bahsedil-
miştir.
Teknolojinin amacı insan hayatını kolaylaştırmaktır, dü-
şüncesi vurgulanmıştır.
i
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
alnız Imiştir? üksek de alışmala risk oluştur a göre da zararlanında kesin ya lyonlaşt lerini bel lyonlaşt SAR alan bütçesi U nlaştina tür. an kabu da Ulusla ICI Olma lyonlas Kelerde cevaplayı- Teknoloji, yeniliklerle değişimlerle insan hayatının kolaylaştırıl- masına yönelik yapılan her türlü gelişmedir. Teknoloji ile gelen bütün yeniliklerin değişimlerin, bulunduğu çevreye birtakım etkileri vardır ve bunlar doğa için kötü sonuçlara sebep olabil- mektedir. Doğanın temelini oluşturan su, toprak ve hava tekno- lojinin sebep olduğu çevresel etkiler sonucunda kirlenebilir ve nihayetinde canlı hayata olumsuz etkide bulunabilir. Bütün bu etkilerin genel adina "çevre kirliliği" denir. Fabrikaların çevreye yaydığı zehirli gazlar atmosfere yayılarak havada bulunan ze- hir oranını artırır ve oksijen seviyesini gereken sınırdan aşağı çeker. Ormanların kâğıt yapmak, üretim alanı, tarla ve bahçe tarzı yeni alanlar açmak, konut, site, otel inşa etmek gibi insani sebeplerle tahrip edilmesi çevre kirliliğini artırır. Gün geçtikçe artan araç sayısı, toplu taşımaya gerekli önemin ve ağırlığın verilmemesi atmosferin kirlenmesine yol açar. Fabrikaların üre- tim sonrası ortaya çıkan zehirli atıklarının, toksitli endüstri mal- zemelerinin kontrolsüzce ve usulüne uygun olmadan doğaya bırakılması sonucu yine teknolojinin çevre kirliliğine yol açar. Teknolojik malzemeler genellikle elektrik yardımıyla çalışır ve kendisine ait bir elektromanyetik ortam oluşturur, bu elektro- manyetik dalgalar insan beyni için tehdit oluşturmaktadır, Cep telefonu kullanımı insan beyni için büyük bir tehdit oluşturabi- leceğinden dolayı uzmanlar tarafından 5 dk. olarak sınırlandı- rılmıştır. Yapılan bir akademik araştırmaya göre yüksek gerilim santralinin yakınında ikamet ederek büyüyen çocuklardaki lö- semi (kan kanseri) görülme oranı normal bir ortamda büyüyen çocuklara göre çok daha fazladır. Elektromanyetik ortamda yaşamak her türden kanser riskinin ana tetikleyicisidir. Bunun dışında kan dolaşımının yavaşlamasına yol açmaktadır. Bu parça için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Karşılaştırma yapılmıştır. B) Bilgi verme amacıyla yazılmıştır. CÇevre kirliliğinin oluşum sebeplerinden bahsedilmiştir. D) Teknolojinin bir seviyede kalması gerektiğinden bahsedil- miştir. Teknolojinin amacı insan hayatını kolaylaştırmaktır, dü- şüncesi vurgulanmıştır. i
evaplayı-
Bilinç dişi-
ymazsak
ami, yaz-
yalnızca
Kendime
diklanmı
en genel
ini oku-
yazarın
özdeş-
tiriyor.
e uzun
Klarım
Z
A
ara-
ann
imi feis
ka-
an
39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayı-
nız.
1980'lerin ilk yıllarında televizyonun hayatımıza girmesiy-
le reklam sektörü yeni yeni varlık göstermeye başlamıştı.
Ancak sektöre metin yazarı yetiştiren herhangi bir kurum
Reklam ajansları, bunun üzerine şairlerin ka-
yoktu.
pısını çaldılar. Pek çok şair, o zamanlar reklamcılık yaptı.
Yakından tanıdığım bir şairin reklam şirketi vardı. Şiirin
pek geçer akçe olmadığı ülkemizde, şairler için yeni bir
ekmek kapısı açılmış oldu. Bu işi yapan on şairin adını
bir çırpıda sayabilirim. Sektör profesyonelleştikçe bu yarı
amatör metin yazarlarıyla yürümenin zor olduğu anlaşıl-
di, mesleği metin yazarlığı olan kişiler yetişti.
39. B parçada boş bırakılan yere konunun akışına göre
aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi en uygundur?
A) keticiyi etkileyecek sözlerin şairlerce yazılabileceği
düşünüldü
B) Üretici firmalar, reklamın önemini anlamaya başla-
mişti
C) Tüketiciyi yönlendirici sözler içeren reklam metinleri
gerekliydi
by Fick
Reklam yazarlığının önemi, başta şairler olmak üzere
EX Bu süreçte satici ile alıcıyı buluşturabilecek etkili söz-
ler önemliydi
1.
DİK
Fatih Su
Kir
●
Ec
Buna
ğıda
A)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
evaplayı- Bilinç dişi- ymazsak ami, yaz- yalnızca Kendime diklanmı en genel ini oku- yazarın özdeş- tiriyor. e uzun Klarım Z A ara- ann imi feis ka- an 39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayı- nız. 1980'lerin ilk yıllarında televizyonun hayatımıza girmesiy- le reklam sektörü yeni yeni varlık göstermeye başlamıştı. Ancak sektöre metin yazarı yetiştiren herhangi bir kurum Reklam ajansları, bunun üzerine şairlerin ka- yoktu. pısını çaldılar. Pek çok şair, o zamanlar reklamcılık yaptı. Yakından tanıdığım bir şairin reklam şirketi vardı. Şiirin pek geçer akçe olmadığı ülkemizde, şairler için yeni bir ekmek kapısı açılmış oldu. Bu işi yapan on şairin adını bir çırpıda sayabilirim. Sektör profesyonelleştikçe bu yarı amatör metin yazarlarıyla yürümenin zor olduğu anlaşıl- di, mesleği metin yazarlığı olan kişiler yetişti. 39. B parçada boş bırakılan yere konunun akışına göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi en uygundur? A) keticiyi etkileyecek sözlerin şairlerce yazılabileceği düşünüldü B) Üretici firmalar, reklamın önemini anlamaya başla- mişti C) Tüketiciyi yönlendirici sözler içeren reklam metinleri gerekliydi by Fick Reklam yazarlığının önemi, başta şairler olmak üzere EX Bu süreçte satici ile alıcıyı buluşturabilecek etkili söz- ler önemliydi 1. DİK Fatih Su Kir ● Ec Buna ğıda A)
TYT / Paragraf
3.
Elbette, bu şekilde bir değerlendirme yapılabilir. Aslında
Batı başta olmak üzere dünya genelinde pek çok ülke-
nin Doğu'ya, tasavvufa ve büyük sufilere olan ilgisi yeni
değil. Yunus Emre daha evvelki yıllarda da Batı hüma-
nizması ile ilişkilendirilip gündeme gelmişti. Ancak bil-
hassa son yirmi yıldır bir bütün olarak bu konuya dair
yapılan çalışmaların çoğalması ve teknolojik imkânlara
paralel olarak İslam dünyasının büyük sufilerinin hayat-
larını, düşünce dünyalarını, yazdığı eserlerin içeriğini
öğrenme arzusu arttı.
Bu sözler aşağıdakilerden hangisine karşılık söy-
lenmiş olabilir?
A) Batılılar, içinde bulunduğu kimlik arayışıyla yönlerini
Doğu mistisizmine mi cevirdi?
2n
B) Yunus'un sözlerinin çağlar sonra da olsa Batı'da kar-
şılık bulduğunu söyleyebilir miyiz?
Batı hümanizması, özünü Yunus Emre gibi mutasav-
vif şairlere borçlu olabilir mi?
AMERY
D Batr dünyası, geç de olsa sonunda tasavvufu ve
Yunus Emre'yi kesfetti, denebilir mi?
apm
5.34;
E) Hetişimin yaygınlaşması. Doğu ve Batı kültürlerinin
etkileşimine mi vesile oldu?
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TYT / Paragraf 3. Elbette, bu şekilde bir değerlendirme yapılabilir. Aslında Batı başta olmak üzere dünya genelinde pek çok ülke- nin Doğu'ya, tasavvufa ve büyük sufilere olan ilgisi yeni değil. Yunus Emre daha evvelki yıllarda da Batı hüma- nizması ile ilişkilendirilip gündeme gelmişti. Ancak bil- hassa son yirmi yıldır bir bütün olarak bu konuya dair yapılan çalışmaların çoğalması ve teknolojik imkânlara paralel olarak İslam dünyasının büyük sufilerinin hayat- larını, düşünce dünyalarını, yazdığı eserlerin içeriğini öğrenme arzusu arttı. Bu sözler aşağıdakilerden hangisine karşılık söy- lenmiş olabilir? A) Batılılar, içinde bulunduğu kimlik arayışıyla yönlerini Doğu mistisizmine mi cevirdi? 2n B) Yunus'un sözlerinin çağlar sonra da olsa Batı'da kar- şılık bulduğunu söyleyebilir miyiz? Batı hümanizması, özünü Yunus Emre gibi mutasav- vif şairlere borçlu olabilir mi? AMERY D Batr dünyası, geç de olsa sonunda tasavvufu ve Yunus Emre'yi kesfetti, denebilir mi? apm 5.34; E) Hetişimin yaygınlaşması. Doğu ve Batı kültürlerinin etkileşimine mi vesile oldu?
ya göre cevaplayınız.
Kimi öğrencilerin muhtelif zamanlarda sorduğu "Matematik ne
işimize yarar?" sorusuna bazen "Hiçbir şeye yaramaz!" bazen
de "Her şeye yarar!" diyesim geliyor. Bu aslında başından
savmak, soruyu geçiştirmek amaçlı söylenen sözler
kategorisine giremeyecek ölçüde üzerinde düşünülmüş ciddi
bazı fikipler barındırıyor) Matematiğin içinde olanlar, kıyısından
köşesinden geçmiş olanlar matematiğin sembolik bir dili
olduğunu bilirler. Ben de bu sembolizmden faydalanarak bu iki
düşünceyi sayı doğrusunun iki ucuna yerleştirdim. Sol ucuna
"Matematik hiçbir şeye yaramaz.", sağ ucuna da "Matematik
her şeye yarar." ifadelerini yazdım.
Sayı doğrusunun iki ucundaki oklar sonsuza kadar gidildiğini
gösteren birer sembol. O hâlde oraya hiç varılamaz. Buradan
hareketle matematiğin hiçbir şeye yaramadığını da her şeye
yaradığını da söylemek mümkün değil. Kişinin hayattaki rolü bu
skaladaki yerini belirler. Hatta bu sabit bir yer de değildir.
Gelgitler olur. İşi matematik olan kişinin konumu sağa yakınken
işi matematikle en alakasız olan kişinin konume de dolayısıyla
sola yakındır.
24. Bu parçaya göre, aşağıdaki önermelerden hangisi
matematik biliminin bakışıyla örtüşür?
A) Matematiğe dönük algilarin genelinde mutlak
yargıların bulunması, matematiğin ne olduğuna dair
nesnel tanımlar yapılmasını zorlaştırır.
B) Matematiğin simgesel dili, birçok kişinin bu bilim
dalının işlevsiz olduğu sanısına kapılmasına neden
olur
C) "Matematik her şeye yarar." diyebilmek, bu bilim
dalının yaşam içerisindeki aktifliğini her alanda
görebilme yetisiyle somutlaşır.
LU
D) Sayı doğrusunun sol ucundaki yargıyla sağ ucundaki
yargılardan hangisinin gerçeği yansıttığı ancak
sembolik anlatımlarla ifade edilebilir.
Matematiğin hayata dair çeşitli fonksiyonlarının
olduğunu düşünen bir kimsenin, bu bilim dalını
merkeze alan bir mesleğe sahip olduğu söylenebilir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ya göre cevaplayınız. Kimi öğrencilerin muhtelif zamanlarda sorduğu "Matematik ne işimize yarar?" sorusuna bazen "Hiçbir şeye yaramaz!" bazen de "Her şeye yarar!" diyesim geliyor. Bu aslında başından savmak, soruyu geçiştirmek amaçlı söylenen sözler kategorisine giremeyecek ölçüde üzerinde düşünülmüş ciddi bazı fikipler barındırıyor) Matematiğin içinde olanlar, kıyısından köşesinden geçmiş olanlar matematiğin sembolik bir dili olduğunu bilirler. Ben de bu sembolizmden faydalanarak bu iki düşünceyi sayı doğrusunun iki ucuna yerleştirdim. Sol ucuna "Matematik hiçbir şeye yaramaz.", sağ ucuna da "Matematik her şeye yarar." ifadelerini yazdım. Sayı doğrusunun iki ucundaki oklar sonsuza kadar gidildiğini gösteren birer sembol. O hâlde oraya hiç varılamaz. Buradan hareketle matematiğin hiçbir şeye yaramadığını da her şeye yaradığını da söylemek mümkün değil. Kişinin hayattaki rolü bu skaladaki yerini belirler. Hatta bu sabit bir yer de değildir. Gelgitler olur. İşi matematik olan kişinin konumu sağa yakınken işi matematikle en alakasız olan kişinin konume de dolayısıyla sola yakındır. 24. Bu parçaya göre, aşağıdaki önermelerden hangisi matematik biliminin bakışıyla örtüşür? A) Matematiğe dönük algilarin genelinde mutlak yargıların bulunması, matematiğin ne olduğuna dair nesnel tanımlar yapılmasını zorlaştırır. B) Matematiğin simgesel dili, birçok kişinin bu bilim dalının işlevsiz olduğu sanısına kapılmasına neden olur C) "Matematik her şeye yarar." diyebilmek, bu bilim dalının yaşam içerisindeki aktifliğini her alanda görebilme yetisiyle somutlaşır. LU D) Sayı doğrusunun sol ucundaki yargıyla sağ ucundaki yargılardan hangisinin gerçeği yansıttığı ancak sembolik anlatımlarla ifade edilebilir. Matematiğin hayata dair çeşitli fonksiyonlarının olduğunu düşünen bir kimsenin, bu bilim dalını merkeze alan bir mesleğe sahip olduğu söylenebilir.
TYT/TÜR
39.-40. sorula
aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Bakış, görmenin yolunu açmaktadır. Bu sırada nesne
görünürlük kazanarak kendi varlığını diretir. Peki, ama nasıl?
Nesne varlığını önce göze, sonra zihne dayatmaktadır. Nesne
göze yansımakta ve goz bebeğinin merkezine yerleşmektedir.
Göz nereye odaklansa göz bebeğinde nesneler dünyasına
ilişkin yeni görünürlükler oluşmaktadır. Dolayısıyla göz
bebeği, dünyanın yansıması hatta aynasıdır. Fakat bu ayna,
zihin içerisinde asimetrik olarak dönüşmektedir. Arzuların
sahnelendiği, varlığın özüne ilişkin yansımaların olduğu yüce bir
ayna. Yani aslında bu ayna, görünenin ötesini görünür kılan bir
penceredir. Belki de bilinçaltına giden bir kraliyet yoludur.
40. Bu parçada göz bebeği ile ilgili anlatılmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Nesnelerin objektif olarak algılanmasına imkân tanır.
B) Yarlıklar dünyasının zihinde algılanmasını mümkün
kılar.
C) Detaylı biyolojik niteliklere sahiptir.
D) Kavram ve düşüncelerin anlaşılmasını sağlar.
E) Zihnin karmaşık fonksiyonlarının neticesinde çalışmaya
başlar.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TYT/TÜR 39.-40. sorula aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Bakış, görmenin yolunu açmaktadır. Bu sırada nesne görünürlük kazanarak kendi varlığını diretir. Peki, ama nasıl? Nesne varlığını önce göze, sonra zihne dayatmaktadır. Nesne göze yansımakta ve goz bebeğinin merkezine yerleşmektedir. Göz nereye odaklansa göz bebeğinde nesneler dünyasına ilişkin yeni görünürlükler oluşmaktadır. Dolayısıyla göz bebeği, dünyanın yansıması hatta aynasıdır. Fakat bu ayna, zihin içerisinde asimetrik olarak dönüşmektedir. Arzuların sahnelendiği, varlığın özüne ilişkin yansımaların olduğu yüce bir ayna. Yani aslında bu ayna, görünenin ötesini görünür kılan bir penceredir. Belki de bilinçaltına giden bir kraliyet yoludur. 40. Bu parçada göz bebeği ile ilgili anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Nesnelerin objektif olarak algılanmasına imkân tanır. B) Yarlıklar dünyasının zihinde algılanmasını mümkün kılar. C) Detaylı biyolojik niteliklere sahiptir. D) Kavram ve düşüncelerin anlaşılmasını sağlar. E) Zihnin karmaşık fonksiyonlarının neticesinde çalışmaya başlar.
S
Geçtiğimiz hafta çalan telefonun ucundaki yazar dos-
tum, israrla anılarımı yazmamı istiyordu benden.
Yazmam beklendiğine göre o yıllanmışlık içinde mi
görülüyordum acaba? 1980'lerde ani-roman dediğim
Göç Temizliği'ne çalışırken arkadaşımın bugün benden
istediğini ben kendimden beklemiş ancak istediğim
yazınsal akışkanlığı sağlayamamıştım. Demek ki anı
yazmaya kalkışmak, günlük tutmanın içtenlik derecele-
rini sorgulamaya benzer duygular yanında henüz yaşla
ilgili olgunluğa da erişip erişmediğinizi düşünmeye de
sevk ediyor sizi.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına
göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Hayret ettim ve mahcup oldum çünkü yazdığım
birkaç kitabın bana, anılarımı değerli kılacak bir ayrı-
calık kazandırdığını düşünmek bile utandırdı beni
Ne tuhaf, çok değil, daha yirmi yıl önce fazla uzun
yaşamamış yazarlarımızın anılarını yazmaları bek-
lenmezdi; yazanlar da gülünç bulunur, yadırganırdı
C) Bugüne kadar içinde samimiyet barındırmayan bir
yazma çabasına girmedim ve bu isteğin beni bu
konuda ciddi biçimde sınayacağından korktum
D) insanlarla paylaşamayacağım onca yaşam tortum
vardı ki onları yazamayacak olduktan sonra gerisini
yazmanın da anlamsız olacağını düşündüm
E) Bu istekte bulunan arkadaşımı o an için nazikçe geri
çevirirken aslında böyle bir işe başlama zamanımın
çoktan gelip geçmekte olduğu söylenebilirdi
PRO
YAYIN DEN
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
S Geçtiğimiz hafta çalan telefonun ucundaki yazar dos- tum, israrla anılarımı yazmamı istiyordu benden. Yazmam beklendiğine göre o yıllanmışlık içinde mi görülüyordum acaba? 1980'lerde ani-roman dediğim Göç Temizliği'ne çalışırken arkadaşımın bugün benden istediğini ben kendimden beklemiş ancak istediğim yazınsal akışkanlığı sağlayamamıştım. Demek ki anı yazmaya kalkışmak, günlük tutmanın içtenlik derecele- rini sorgulamaya benzer duygular yanında henüz yaşla ilgili olgunluğa da erişip erişmediğinizi düşünmeye de sevk ediyor sizi. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Hayret ettim ve mahcup oldum çünkü yazdığım birkaç kitabın bana, anılarımı değerli kılacak bir ayrı- calık kazandırdığını düşünmek bile utandırdı beni Ne tuhaf, çok değil, daha yirmi yıl önce fazla uzun yaşamamış yazarlarımızın anılarını yazmaları bek- lenmezdi; yazanlar da gülünç bulunur, yadırganırdı C) Bugüne kadar içinde samimiyet barındırmayan bir yazma çabasına girmedim ve bu isteğin beni bu konuda ciddi biçimde sınayacağından korktum D) insanlarla paylaşamayacağım onca yaşam tortum vardı ki onları yazamayacak olduktan sonra gerisini yazmanın da anlamsız olacağını düşündüm E) Bu istekte bulunan arkadaşımı o an için nazikçe geri çevirirken aslında böyle bir işe başlama zamanımın çoktan gelip geçmekte olduğu söylenebilirdi PRO YAYIN DEN
1.
Orhan Veli, Cumhuriyet Dönemi Türk şiirinin güçlü bir
lokomotifidir. Onun şairliğinin ilk harcı okul yıllarında
atılmıştır. Şiirin fildişi kulelerde olduğu bir zamanda
halka ulaşmasını bilmiş, kendisine gelene kadar gi-
zemcilikle, aşk ve sevdayla, hamasi şiirlerle doyan
ciddi tavırlı okuru gülümsetmiştir. O şiirden şairaneliği
kovmuş, şiirin okurunu çoğaltmıştır. Şiiri neredeyse
telgrafa dönüştüren şair, şiirin aydınlık, halkçı, gerçek-
çi, toplumcu özellikleri üzerinden bunları savunur. Elu-
ard'ın deyişiyle "kafa ile okunan..." şiirler yazar.
Bu parçada altı çizili sözlerle anlatılmak istenenler
arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Şiirde sözcük oyunlarını reddetme
B) Çok küçük yaşta başarılı şiirler yazmaya başlama
Şiiri özetleyerek verme
D) Aklın ışığında şiir yazma
E) Diğer şairlere öncülük etme
Peny
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
1. Orhan Veli, Cumhuriyet Dönemi Türk şiirinin güçlü bir lokomotifidir. Onun şairliğinin ilk harcı okul yıllarında atılmıştır. Şiirin fildişi kulelerde olduğu bir zamanda halka ulaşmasını bilmiş, kendisine gelene kadar gi- zemcilikle, aşk ve sevdayla, hamasi şiirlerle doyan ciddi tavırlı okuru gülümsetmiştir. O şiirden şairaneliği kovmuş, şiirin okurunu çoğaltmıştır. Şiiri neredeyse telgrafa dönüştüren şair, şiirin aydınlık, halkçı, gerçek- çi, toplumcu özellikleri üzerinden bunları savunur. Elu- ard'ın deyişiyle "kafa ile okunan..." şiirler yazar. Bu parçada altı çizili sözlerle anlatılmak istenenler arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Şiirde sözcük oyunlarını reddetme B) Çok küçük yaşta başarılı şiirler yazmaya başlama Şiiri özetleyerek verme D) Aklın ışığında şiir yazma E) Diğer şairlere öncülük etme Peny
3. Bizim kenar mahallenin çocuklarından, benden başka
mektebe giden olmadı. Bu mahallede her çocuk, biraz
çalışabilecek yaşa gelince ya bir dükkâna çırak olurdu
yahut da ağalarının, babalarının yanında kır ve toprak
işlerine başlardı. Bizim mahallede mektep ve anamdan
başka az çok okuyan, yazan yoktu ama büyük küçük ma-
halle halkının mektebe, okuma bilene, kitaba karşı içten
gelen, yerleşmiş saygısı vardı. Bizim mahalle halkı için
mektep, kitap ve okuyan insan, büyük ve mutlu mücev-
herlerdi. Bizim mahalle sokaklarında yerlerde hiçbir yazılı
kâğıt parçası görülmezdi. Nereden gelmişse gelmiş, ister
bir rüzgâr uçurmuş olsun, sokağa düşen her yazılı kâğıt
parçasını gören büyük küçük herkes, onu hemen yerden
kaldırırdı. Bir saçak arasına, bir duvar kovuğuna sokuş-
tururdu. Ayak altından kurtarırdı. Çünkü üzerinde harfler,
yazılar taşıyan bir kâğıt parçası kutsal bir şeydi.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi
söylenebilir?
A) Benzetmelerle anlatım somutlanmıştır.
Açıklayıcı anlatıma yer verilmiştir.
Alıntı yapılmıştır.
Karşılaştırmaya yer verilmiştir.
Sayıp dökmelere yer verilmiştir. +
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
3. Bizim kenar mahallenin çocuklarından, benden başka mektebe giden olmadı. Bu mahallede her çocuk, biraz çalışabilecek yaşa gelince ya bir dükkâna çırak olurdu yahut da ağalarının, babalarının yanında kır ve toprak işlerine başlardı. Bizim mahallede mektep ve anamdan başka az çok okuyan, yazan yoktu ama büyük küçük ma- halle halkının mektebe, okuma bilene, kitaba karşı içten gelen, yerleşmiş saygısı vardı. Bizim mahalle halkı için mektep, kitap ve okuyan insan, büyük ve mutlu mücev- herlerdi. Bizim mahalle sokaklarında yerlerde hiçbir yazılı kâğıt parçası görülmezdi. Nereden gelmişse gelmiş, ister bir rüzgâr uçurmuş olsun, sokağa düşen her yazılı kâğıt parçasını gören büyük küçük herkes, onu hemen yerden kaldırırdı. Bir saçak arasına, bir duvar kovuğuna sokuş- tururdu. Ayak altından kurtarırdı. Çünkü üzerinde harfler, yazılar taşıyan bir kâğıt parçası kutsal bir şeydi. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Benzetmelerle anlatım somutlanmıştır. Açıklayıcı anlatıma yer verilmiştir. Alıntı yapılmıştır. Karşılaştırmaya yer verilmiştir. Sayıp dökmelere yer verilmiştir. +
25. 1. Sanatını yaptıktan sonra izleyiciden beğeni bekleyen
sanatçıları bir türlü anlayamam sanki onlar beğe-
nince sanat eseri değer kazanıyormuş gibi hareket
ediyorlar.
II. "Güneş körler ülkesinde de parlar." diye boşuna de-
memişler.
Yukarıda verilen II numaralı cümleyle ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A. cümlede ifade edilen konunun zit durumundan söz
edilmektedir.
1. cümlede anlatılan durumun sebep olduğu bir olum-
suzluktan bahsedilmektedir.
C) I. cümledeki iddianın okuru neden daha fazla etkiledi-
ği açıklanmaktadır.
DI. cümlede ortaya atılan iddianın ne şekilde gerçekleş-
tiği örneklenmektedir.
1. cümlede değinilen düşüncenin bilimsel olarak kanıt-
landığı gösterilmektedir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
25. 1. Sanatını yaptıktan sonra izleyiciden beğeni bekleyen sanatçıları bir türlü anlayamam sanki onlar beğe- nince sanat eseri değer kazanıyormuş gibi hareket ediyorlar. II. "Güneş körler ülkesinde de parlar." diye boşuna de- memişler. Yukarıda verilen II numaralı cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A. cümlede ifade edilen konunun zit durumundan söz edilmektedir. 1. cümlede anlatılan durumun sebep olduğu bir olum- suzluktan bahsedilmektedir. C) I. cümledeki iddianın okuru neden daha fazla etkiledi- ği açıklanmaktadır. DI. cümlede ortaya atılan iddianın ne şekilde gerçekleş- tiği örneklenmektedir. 1. cümlede değinilen düşüncenin bilimsel olarak kanıt- landığı gösterilmektedir.
6. Fantastik yaklaşımlar gerekli, hem edebiyatta hem sine-
mada hem müzikte. Hazır kalıpların, aynı muhabbetlerin,
tutulan formüllerin dışında, zihni hazırlıksız yakalayacak
tekinsiz anlatıların eksikliği ortada. Gazeteleri, haberleri
takip ederek gerçeğe bir yere kadar vâkıf oluruz. Gerçeği
daha iyi anlamak için gerçeklikten kopmak gerekir ba-
zen. Ayrıca yaşadığımız ortam da her geçen gün daha
fantastik bir hâl alıyor. Mesela
1. dün akşam eve dönerken kafasında bir fésle dilim
ananas satan bir adam gördüm.
II. akşamki haberde yılanın ısırdığı çocuk, yılanı ısırınca
yılan ölmüş.
III. uzaktan eğitimin maliyet düşüklüğü, uzaktan eğitimi
daha cazip yapıyor diyor bir haber sunucusu.
Bu paragrafta boş bırakılan yere numaralanmış cüm-
lelerden hangileri getirilebilir?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
DLvell
22231202 - TYT Deneme Sınavı
C) Yalnız III
E) |ve||
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
6. Fantastik yaklaşımlar gerekli, hem edebiyatta hem sine- mada hem müzikte. Hazır kalıpların, aynı muhabbetlerin, tutulan formüllerin dışında, zihni hazırlıksız yakalayacak tekinsiz anlatıların eksikliği ortada. Gazeteleri, haberleri takip ederek gerçeğe bir yere kadar vâkıf oluruz. Gerçeği daha iyi anlamak için gerçeklikten kopmak gerekir ba- zen. Ayrıca yaşadığımız ortam da her geçen gün daha fantastik bir hâl alıyor. Mesela 1. dün akşam eve dönerken kafasında bir fésle dilim ananas satan bir adam gördüm. II. akşamki haberde yılanın ısırdığı çocuk, yılanı ısırınca yılan ölmüş. III. uzaktan eğitimin maliyet düşüklüğü, uzaktan eğitimi daha cazip yapıyor diyor bir haber sunucusu. Bu paragrafta boş bırakılan yere numaralanmış cüm- lelerden hangileri getirilebilir? A) Yalnız I B) Yalnız II DLvell 22231202 - TYT Deneme Sınavı C) Yalnız III E) |ve||
aler
35. Dünyadaki bütün şehirlerin ortaya çıkışı ve gelişme-
sinde bir ya da birden fazla işlev (fonksiyon) etkili ol-
muştur. Fonksiyonel özelliklerine göre şehirler; idari,
dini, askeri şehirler ile tarım, sanayi, maden, liman,
ticaret, turizm ve kültür şehirleri olarak sınıflandırılabilir.
B
Buna göre, aşağıdaki şehir ve gelişiminde etkili
olan fonksiyon eşleştirmelerinden hangisi yanlış
verilmiştir?
Şehir
A)
Kudüs
B)
Barcelona
C) Shangay
D) Essen
E) Sidney
B B
Fonksiyon
Dini
Turizm
Liman
Maden
İdari
6. İnsanların yaşamlarının devamı, temel ihtiyaçlarının
karşılanabilmesi veya daha iyi yasam sartlarına sa
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
aler 35. Dünyadaki bütün şehirlerin ortaya çıkışı ve gelişme- sinde bir ya da birden fazla işlev (fonksiyon) etkili ol- muştur. Fonksiyonel özelliklerine göre şehirler; idari, dini, askeri şehirler ile tarım, sanayi, maden, liman, ticaret, turizm ve kültür şehirleri olarak sınıflandırılabilir. B Buna göre, aşağıdaki şehir ve gelişiminde etkili olan fonksiyon eşleştirmelerinden hangisi yanlış verilmiştir? Şehir A) Kudüs B) Barcelona C) Shangay D) Essen E) Sidney B B Fonksiyon Dini Turizm Liman Maden İdari 6. İnsanların yaşamlarının devamı, temel ihtiyaçlarının karşılanabilmesi veya daha iyi yasam sartlarına sa