Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

TURKÇE TESTİ
ri ta-
istek
-Idik-
ceye
aları
rça-
vde
ları
en
li-
a-
a
A
Y
Y
1
L
A
R
1
32. Havada dolaşan zehirli nanoparçacıklar araçların
egzozlarından çıkıp yollarımıza, oradan da akciğer-
lerimize ve derimize dadanıyor. Yavaş yavaş biz-
leri zehirleyip insan sağlığı için tehdit oluşturuyor.
Birleşik Krallık'ta bulunan Surrey Üniversitesindeki
Küresel Temiz Hava Araştırma Merkezi farklı türler-
deki yeşil peyzajın şehirlerdeki kirliliğe olan etkisini
tahmin eden yeni bir model geliştirdi ve ne tür ye-
şillendirmenin havadaki zehirli parçacıkların emilimi
için daha faydalı olduğunu ortaya koydu. Araştırma
ekibi İngiltere'nin güneybatısında bulunan çeşitli tali
ve otoyollarda bulunan peyzajları inceledi ve ölçüm-
ler aldı. Yolların birinde çim, birinde yabani otlar,
birinde yoğun çalılar, birinde iğne yapraklı çamlar
ve birinde de yaprak döken geniş yapraklı ağaçlar
vardı. 2039'a kadar tarihlendirdikleri simülasyonlar-
da uzun ve yılın her vakti yeşil kalan ağaçların, ha-
vadaki zehirli parçacıkları emmekte en çok faydayı
gösterecekleri görüldü. 2039 önemli çünkü bugünkü
planlara göre Birleşik Krallık 2039'a kadar trafikte
sadece elektrikli araçların var olmasını hedefliyor.
Araştırmayı yöneten Prof. Kumar'a göre, o zamana
kadar peyzaj alanında yapılacak atılımlar, trafikte
bulunacak hibrit arabaların yaratacağı kirliliğin de
emilmesinde yardımcı olabilir.
Bu parçada sözü edilen araştırma ile ilgili;
1. Nerede, kim tarafından yapıldığı,
II. Hang alanda yapıldığı
III. Nasıl bir sonuç elde edildiği
bilgilerinden hangisine yer verilmiştir?
A) Yalnızl
C) Yalnız ve
EM, II ve III
B) Yalnız II
D) Yalnız I ve III
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TURKÇE TESTİ ri ta- istek -Idik- ceye aları rça- vde ları en li- a- a A Y Y 1 L A R 1 32. Havada dolaşan zehirli nanoparçacıklar araçların egzozlarından çıkıp yollarımıza, oradan da akciğer- lerimize ve derimize dadanıyor. Yavaş yavaş biz- leri zehirleyip insan sağlığı için tehdit oluşturuyor. Birleşik Krallık'ta bulunan Surrey Üniversitesindeki Küresel Temiz Hava Araştırma Merkezi farklı türler- deki yeşil peyzajın şehirlerdeki kirliliğe olan etkisini tahmin eden yeni bir model geliştirdi ve ne tür ye- şillendirmenin havadaki zehirli parçacıkların emilimi için daha faydalı olduğunu ortaya koydu. Araştırma ekibi İngiltere'nin güneybatısında bulunan çeşitli tali ve otoyollarda bulunan peyzajları inceledi ve ölçüm- ler aldı. Yolların birinde çim, birinde yabani otlar, birinde yoğun çalılar, birinde iğne yapraklı çamlar ve birinde de yaprak döken geniş yapraklı ağaçlar vardı. 2039'a kadar tarihlendirdikleri simülasyonlar- da uzun ve yılın her vakti yeşil kalan ağaçların, ha- vadaki zehirli parçacıkları emmekte en çok faydayı gösterecekleri görüldü. 2039 önemli çünkü bugünkü planlara göre Birleşik Krallık 2039'a kadar trafikte sadece elektrikli araçların var olmasını hedefliyor. Araştırmayı yöneten Prof. Kumar'a göre, o zamana kadar peyzaj alanında yapılacak atılımlar, trafikte bulunacak hibrit arabaların yaratacağı kirliliğin de emilmesinde yardımcı olabilir. Bu parçada sözü edilen araştırma ile ilgili; 1. Nerede, kim tarafından yapıldığı, II. Hang alanda yapıldığı III. Nasıl bir sonuç elde edildiği bilgilerinden hangisine yer verilmiştir? A) Yalnızl C) Yalnız ve EM, II ve III B) Yalnız II D) Yalnız I ve III
TÜRKÇE TESTİ
nasıl
ekliği-
yken
dan
ava-
Yük-
şer.
casi
ont
ar.
e-
r.
3.
A
Y
3
22. Saçın beyazlaşması normal koşullarda olağan bir
gelişimdir ve bilimciler tarafından "fizyolojik" olarak
kabul edilir. Beyaz ırkta bu durumun 20 yaşın altın-
da başlaması "anormal" bir durum olarak değerlen-
dirilmektedir. Erken beyazlaşma genetik olabileceği
gibi bu olgu, yaşamdaki bazı ani değişimler ya da
sürekli anormal durumlar nedeniyle de olabilir. Ör-
neğin ateşli hastalıklarda, yoğun ruhsal streste, kan-
sızlıkta, yetersiz beslenmede, kötü huylu tümörlerde
de erken ya da birden saç beyazlaşması görülebilir.
Saç dökülmesi konusunda olduğu gibi saçın beyaz-
laşmasının önüne geçilmesi konusunda da yıllardır
klinik çalışmalar yapılmaktadır.
23.
Bu parçada saçların beyazlaşması ile ilgili aşağı-
dakilerin hangisinden söz edilmemiştir?
A) Olağan dışı durumlarda da gerçekleşebileceğin-
den
B Bu durumla ilgili tibbi çalışmaların sürdürüldü-
ğünden
Genetik etkenin asıl neden olduğundan
Tar
SO
kir
şi
D) Hangi yaştan sonra normal karşılandığından
E) Soya çekim dışında nedenlere bağlı olabilece-
ğinden
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TÜRKÇE TESTİ nasıl ekliği- yken dan ava- Yük- şer. casi ont ar. e- r. 3. A Y 3 22. Saçın beyazlaşması normal koşullarda olağan bir gelişimdir ve bilimciler tarafından "fizyolojik" olarak kabul edilir. Beyaz ırkta bu durumun 20 yaşın altın- da başlaması "anormal" bir durum olarak değerlen- dirilmektedir. Erken beyazlaşma genetik olabileceği gibi bu olgu, yaşamdaki bazı ani değişimler ya da sürekli anormal durumlar nedeniyle de olabilir. Ör- neğin ateşli hastalıklarda, yoğun ruhsal streste, kan- sızlıkta, yetersiz beslenmede, kötü huylu tümörlerde de erken ya da birden saç beyazlaşması görülebilir. Saç dökülmesi konusunda olduğu gibi saçın beyaz- laşmasının önüne geçilmesi konusunda da yıllardır klinik çalışmalar yapılmaktadır. 23. Bu parçada saçların beyazlaşması ile ilgili aşağı- dakilerin hangisinden söz edilmemiştir? A) Olağan dışı durumlarda da gerçekleşebileceğin- den B Bu durumla ilgili tibbi çalışmaların sürdürüldü- ğünden Genetik etkenin asıl neden olduğundan Tar SO kir şi D) Hangi yaştan sonra normal karşılandığından E) Soya çekim dışında nedenlere bağlı olabilece- ğinden
E TESTI
34. Bir zemheri soğuğunda Edime'den doludizgin yola
çıkıp soluklanmadan Manisa'ya varmaya çalışan
ulak, heybesinde Osmanlı Beyliği'nin kaderini taşı
maktadır. Padişah II. Murat'in ölümü başkalarınca
duyulmadan oğlu Mehmet'e bildirilmeli, yeni padi.
şah bir an önce Edime'ye gelerek sahipsiz kalan
tahtı devralmalıdır. Haberi alan Mehmet zaman yitir
meden askerleriyle yola çıkacak, II. Mehmet'in Fath
unvanını alacağı padişahlık dönemi 1451 yılı Şube:
ayında ikinci kez başlayacaktır.
Aşağıdaki paragraflardan hangisi bu parçanın
devamı olmaya en uygundur?
A) Rüzgâr gibi geçmiş olan bu ilk dönemden yitter
sonra Mehmet, tarihi değiştirecek planlan için
şimdi çok daha fazla hazırlıklıdır. Saltanatının
ikinci döneminde Mehmet'in Edirne'deki asıl uğ-
raşının şehrin alınması üzerine planlar yapmak
ve gerekli silahları tasarlamak oluşuna bakılırsa,
bu say pek de yabana atılır değildir.
B) Gerçekten de henüz on dokuz yaşındaki delikanlı
için taht yeni birşey değildir. Babası ona padişahlı-
ğı yedi yıl önce de bırakmış, buna karşın on iki ya-
şında bir çocuğun yönetiminin risklerinden çekinen
Sadrazam Çandarlı Halil Paşa, bir savaş öncesi
II. Murat'a oğlunun ağzından "Eğer sen padişah-
san gel ordunun başına geç, yok eğer ben padi-
şahsam emrediyorum tahtina dön." biçimindeki o
meşhur mektubunun yazılmasını sağlayarak bu
kısa dönemi sona erdirmiştir.
35-36. sc
C) Çandarlı'nın II. Mehmet'e babası II. Murat'ı tahta
geri çağırtmasının ardında, çocuk padişahın de-
neyimsizliği kadar, cesur bakışlarını daha o çağ-
da Konstantinopolis'e dikmiş olmasının yattığını
söyleyenler de bulunur.
DYII. Murat'ın üçüncü oğlu Mehmet, hırçın ve hırslı
karakteriyle dikkat çektiği çocukluk günlerinde
iyi bir eğitimden geçer. Manisa'daki şehzadelik
döneminde hem Osmani dem de İtalyan hoca-
lardan temel dünya bilgilerinin yanında, Arapça,
Farsça, İtalyanca, Yunanca ve Latince dersleri
alır. Özellikle Avrupa tarihine olan ilgisi, saltanat
döneminde kılıcını bu uygarlığa çevirecek oluşu-
nun ilk işaretlerini taşımaktadır.
Dünya
yaklaş
niran
sinde
Misir
aland
olan
duru
E) Padişahla Sadrazam'ın aralarında geçmişten
gelen bir güvensizlik olduğuna şüphe yoktur.
Çandarlı sülalesinin bir üyesi olan Halil Paşa,
Padişah II. Mehmet'ten daha geniş bir kişisel
servete sahiptir ve bu servetin büyütülüş biçimi
konusunda halk arasında söylenenler pek de iç
açıcı değildir. Üstelik Halil Paşa'nın giderek, II.
Mehmet'in lalası da olan Zağnos Mehmet Pa-
şa'yla bir iktidar mücadelesine girmesi kendi so-
nunu getiren olayları hızlandıracaktır.
dar
leşin
en b
sah
Ken
tek
pila
lar
ne
pl
liz
M
a
it
r
35.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
E TESTI 34. Bir zemheri soğuğunda Edime'den doludizgin yola çıkıp soluklanmadan Manisa'ya varmaya çalışan ulak, heybesinde Osmanlı Beyliği'nin kaderini taşı maktadır. Padişah II. Murat'in ölümü başkalarınca duyulmadan oğlu Mehmet'e bildirilmeli, yeni padi. şah bir an önce Edime'ye gelerek sahipsiz kalan tahtı devralmalıdır. Haberi alan Mehmet zaman yitir meden askerleriyle yola çıkacak, II. Mehmet'in Fath unvanını alacağı padişahlık dönemi 1451 yılı Şube: ayında ikinci kez başlayacaktır. Aşağıdaki paragraflardan hangisi bu parçanın devamı olmaya en uygundur? A) Rüzgâr gibi geçmiş olan bu ilk dönemden yitter sonra Mehmet, tarihi değiştirecek planlan için şimdi çok daha fazla hazırlıklıdır. Saltanatının ikinci döneminde Mehmet'in Edirne'deki asıl uğ- raşının şehrin alınması üzerine planlar yapmak ve gerekli silahları tasarlamak oluşuna bakılırsa, bu say pek de yabana atılır değildir. B) Gerçekten de henüz on dokuz yaşındaki delikanlı için taht yeni birşey değildir. Babası ona padişahlı- ğı yedi yıl önce de bırakmış, buna karşın on iki ya- şında bir çocuğun yönetiminin risklerinden çekinen Sadrazam Çandarlı Halil Paşa, bir savaş öncesi II. Murat'a oğlunun ağzından "Eğer sen padişah- san gel ordunun başına geç, yok eğer ben padi- şahsam emrediyorum tahtina dön." biçimindeki o meşhur mektubunun yazılmasını sağlayarak bu kısa dönemi sona erdirmiştir. 35-36. sc C) Çandarlı'nın II. Mehmet'e babası II. Murat'ı tahta geri çağırtmasının ardında, çocuk padişahın de- neyimsizliği kadar, cesur bakışlarını daha o çağ- da Konstantinopolis'e dikmiş olmasının yattığını söyleyenler de bulunur. DYII. Murat'ın üçüncü oğlu Mehmet, hırçın ve hırslı karakteriyle dikkat çektiği çocukluk günlerinde iyi bir eğitimden geçer. Manisa'daki şehzadelik döneminde hem Osmani dem de İtalyan hoca- lardan temel dünya bilgilerinin yanında, Arapça, Farsça, İtalyanca, Yunanca ve Latince dersleri alır. Özellikle Avrupa tarihine olan ilgisi, saltanat döneminde kılıcını bu uygarlığa çevirecek oluşu- nun ilk işaretlerini taşımaktadır. Dünya yaklaş niran sinde Misir aland olan duru E) Padişahla Sadrazam'ın aralarında geçmişten gelen bir güvensizlik olduğuna şüphe yoktur. Çandarlı sülalesinin bir üyesi olan Halil Paşa, Padişah II. Mehmet'ten daha geniş bir kişisel servete sahiptir ve bu servetin büyütülüş biçimi konusunda halk arasında söylenenler pek de iç açıcı değildir. Üstelik Halil Paşa'nın giderek, II. Mehmet'in lalası da olan Zağnos Mehmet Pa- şa'yla bir iktidar mücadelesine girmesi kendi so- nunu getiren olayları hızlandıracaktır. dar leşin en b sah Ken tek pila lar ne pl liz M a it r 35.
Ina itafeM" migal temnA ast
23. "----." diyor, Eco. Yazar adını verdiğimiz bir insan, ken-
ngudince bulmuş olduğu bir gerekçeyle kaleme sarılır ve
bir olayı anlatmak ister. Bu isteğe hâkim olan içgüdü-
nün tam olarak ne olduğu anlaşılamamaktadır fakat ne
olursa olsun yazar, mutlak surette bir gerekçeyle yaz-
ide mak gibi zor bir işe soyunmaktadır.
ebhd.
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşa-
ğıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Edebiyat metinleri, düşsel bir zeminde meydana
gelir
B) Bir edebî eser, yazarın iç dünyasından kopanlarla
oluşur
C) Sanat yapıtı, ne olduğu bilinmeyen nedenlerle açı-
ğa çıkar
D) Her edebî eser, uzun bir düşüncenin ürünü olarak
doğar
E) Bir edebî yapıt, her zaman elle tutulur gözle görü-
lür bir nedenden yola çıkılarak yazılmaz
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Ina itafeM" migal temnA ast 23. "----." diyor, Eco. Yazar adını verdiğimiz bir insan, ken- ngudince bulmuş olduğu bir gerekçeyle kaleme sarılır ve bir olayı anlatmak ister. Bu isteğe hâkim olan içgüdü- nün tam olarak ne olduğu anlaşılamamaktadır fakat ne olursa olsun yazar, mutlak surette bir gerekçeyle yaz- ide mak gibi zor bir işe soyunmaktadır. ebhd. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşa- ğıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Edebiyat metinleri, düşsel bir zeminde meydana gelir B) Bir edebî eser, yazarın iç dünyasından kopanlarla oluşur C) Sanat yapıtı, ne olduğu bilinmeyen nedenlerle açı- ğa çıkar D) Her edebî eser, uzun bir düşüncenin ürünü olarak doğar E) Bir edebî yapıt, her zaman elle tutulur gözle görü- lür bir nedenden yola çıkılarak yazılmaz
22. Bizde tartışmalar ciddi konularda da olsa
sonunda ya bilgiçlik satma yarışına ya da
seyirlik bir zeka gösterisine dönüşüyor. Fikir
sahamızda bir tartışma disiplini yok. Eski
edebiyatımızda bile tartışma niteliği taşıyan
lafazanlıkların, düzyazıdan ziyade şiir ala-
nında görülmesi, tartışmanın bir tür "atışma"
sayıldığına işaret ediyor. Divan şairlerimiz
olsun, halk ozanlarımız olsun tartışmayı bir
söz sanatı ustalığı, bir deyiş üstünlüğü olarak
anlamışlar. Halk ozanları arasında bugün de
sürdürülen atışma geleneği, tartışmanın bir tür
seyirlik oyun sayıldığını gösteriyor. Bugün bi-
limsel konulu tartışmalarda bile tartışmacıların
meseleyi ötekini kündeye getirme biçiminde
kavradıkları bir gerçek.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağı-
dakilerden hangisidir?
A) Edebiyat dünyamıza atışmayla özdeş bir
tartışma anlayışının hâkim olduğu
B) Kültür hayatımızın hâlâ soğukkanlı bir tar-
tışma geleneğinden yoksun olduğu
Tartışma disiplininden yoksun ağız kavga-
larının kimseye yarar sağlamayacağı
D) Bilgiçlik satma yarışının, edebiyat ve bilim
tartışmalarının içeriğini belirlediği
E) Tartışan tarafların birbirlerini dinleyip anla-
mak yerine alt etmeye çalıştığı
23.
S
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
22. Bizde tartışmalar ciddi konularda da olsa sonunda ya bilgiçlik satma yarışına ya da seyirlik bir zeka gösterisine dönüşüyor. Fikir sahamızda bir tartışma disiplini yok. Eski edebiyatımızda bile tartışma niteliği taşıyan lafazanlıkların, düzyazıdan ziyade şiir ala- nında görülmesi, tartışmanın bir tür "atışma" sayıldığına işaret ediyor. Divan şairlerimiz olsun, halk ozanlarımız olsun tartışmayı bir söz sanatı ustalığı, bir deyiş üstünlüğü olarak anlamışlar. Halk ozanları arasında bugün de sürdürülen atışma geleneği, tartışmanın bir tür seyirlik oyun sayıldığını gösteriyor. Bugün bi- limsel konulu tartışmalarda bile tartışmacıların meseleyi ötekini kündeye getirme biçiminde kavradıkları bir gerçek. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağı- dakilerden hangisidir? A) Edebiyat dünyamıza atışmayla özdeş bir tartışma anlayışının hâkim olduğu B) Kültür hayatımızın hâlâ soğukkanlı bir tar- tışma geleneğinden yoksun olduğu Tartışma disiplininden yoksun ağız kavga- larının kimseye yarar sağlamayacağı D) Bilgiçlik satma yarışının, edebiyat ve bilim tartışmalarının içeriğini belirlediği E) Tartışan tarafların birbirlerini dinleyip anla- mak yerine alt etmeye çalıştığı 23. S
24. Türk basınında köşe yazan egemenliğini gaze-
telerdeki köşe yazısı sayılannda somut olarak
görmek mümkün. Bizdeki köşe yazısı sayısı
yabancı gazetelerden oldukça yüksek. Batı'da
görülmeyen bir başka durumsa köşe yazar-
lanının çok sık yazması ve her konuya ilişkin
görüş belirtebilme imtiyazına sahip olmasıdır.
Sütunlarını bölerek birbirinden farklı konulara
ayıran köşe yazarlarımızı diğer ülkelerdeki gibi
haftada bir yazmak, bir konuda uzmanlaşmak
tatmin etmiyor. Köşe yazan için gazete, bir ba-
kima kazanç kapısı ve o kapıyı açık tutmak için
her türlü muhalif tavırdan kaçınabilmektedir. Bu
yüzden birçoğu eleştiri içermeyen yazılar üret-
meye yönelmekte. Bu çarpıklıklar, köşe yazarlı-
ğının ve bu sebeple gazeteciliğin saygınlığına ve
işlevselliğine zarar vermektedir.
Aşağıdakilerden hangisi köşe yazarlarıyla
ilgili olarak bu parçada yakınılan durumlar-
dan biri değildir?
Az yazmayı ve belirli bir konuda uzmanlaş-
mayı küçümsemeleri
B) Kendi dünya görüşleri doğrultusunda ka-
muoyu oluşturmaya çalışmaları
C) Gazetelerin asıl işlevini yerine getirmele-
rine engel olan bir tutum içinde olmaları
D) Hemen her konuda fikir beyan etme ayrı-
calığına sahip olduklarını düşünmeleri
25. lyi
E) Gazeteler üzerinde egemenlik kurma ça-
bası içinde bulunmaları
final dergisi
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
24. Türk basınında köşe yazan egemenliğini gaze- telerdeki köşe yazısı sayılannda somut olarak görmek mümkün. Bizdeki köşe yazısı sayısı yabancı gazetelerden oldukça yüksek. Batı'da görülmeyen bir başka durumsa köşe yazar- lanının çok sık yazması ve her konuya ilişkin görüş belirtebilme imtiyazına sahip olmasıdır. Sütunlarını bölerek birbirinden farklı konulara ayıran köşe yazarlarımızı diğer ülkelerdeki gibi haftada bir yazmak, bir konuda uzmanlaşmak tatmin etmiyor. Köşe yazan için gazete, bir ba- kima kazanç kapısı ve o kapıyı açık tutmak için her türlü muhalif tavırdan kaçınabilmektedir. Bu yüzden birçoğu eleştiri içermeyen yazılar üret- meye yönelmekte. Bu çarpıklıklar, köşe yazarlı- ğının ve bu sebeple gazeteciliğin saygınlığına ve işlevselliğine zarar vermektedir. Aşağıdakilerden hangisi köşe yazarlarıyla ilgili olarak bu parçada yakınılan durumlar- dan biri değildir? Az yazmayı ve belirli bir konuda uzmanlaş- mayı küçümsemeleri B) Kendi dünya görüşleri doğrultusunda ka- muoyu oluşturmaya çalışmaları C) Gazetelerin asıl işlevini yerine getirmele- rine engel olan bir tutum içinde olmaları D) Hemen her konuda fikir beyan etme ayrı- calığına sahip olduklarını düşünmeleri 25. lyi E) Gazeteler üzerinde egemenlik kurma ça- bası içinde bulunmaları final dergisi
36-37. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Mill
Toplumcu gerçekçi şiir; bir düşünce ve ideolojiye bağlı kalarak halkın çektiği sıkıntılara ve yoksulluğa değinen, kimi zaman
insanlara çözüm yolları gösteren, tüm insanlığın mutlu olacağı güzel bir geleceğe işaret eden şiir anlayışıdır. Toplumcu
gerçekçi şairler, şiirlerinde o güne kadar değinilmemiş konulara ve kavramlara yer vermişlerdir. "Halkçılık, köycülük,
hümanizm" gibi fikirler bu sanatçıları etkilemiştir. Toplumcu gerçekçilere göre sanat, toplumu sadece yansıtan bir ayna
değil; aynı zamanda toplumu değiştirecek araçlardan da biridir. Bu şiir anlayışına Nazım Hikmet Memleketimden Insan
Manzaraları, Rifat Ilgaz Sınıf, Sabahattin Ali Dağlar ve Rüzgâr, Ahmet Arif Hasretinden Prangalar Eskittim eserleriyle katkı
sağlamışlardır.
CU
36. Bu parçadan hareketle toplumcu gerçekçi şiir ile ilgili aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?
w
A) Geleceğe dönük beklentileri seslendirdiğine
B) Yeni konu ve kavramları işlediğine
C) Toplumu değiştirecek yönünün olduğuna
D) Halkın sorunlarını işlediğine
E) Sairlerin, birbirlerinden etkilendiğine
ANLIGI
O
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
36-37. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Mill Toplumcu gerçekçi şiir; bir düşünce ve ideolojiye bağlı kalarak halkın çektiği sıkıntılara ve yoksulluğa değinen, kimi zaman insanlara çözüm yolları gösteren, tüm insanlığın mutlu olacağı güzel bir geleceğe işaret eden şiir anlayışıdır. Toplumcu gerçekçi şairler, şiirlerinde o güne kadar değinilmemiş konulara ve kavramlara yer vermişlerdir. "Halkçılık, köycülük, hümanizm" gibi fikirler bu sanatçıları etkilemiştir. Toplumcu gerçekçilere göre sanat, toplumu sadece yansıtan bir ayna değil; aynı zamanda toplumu değiştirecek araçlardan da biridir. Bu şiir anlayışına Nazım Hikmet Memleketimden Insan Manzaraları, Rifat Ilgaz Sınıf, Sabahattin Ali Dağlar ve Rüzgâr, Ahmet Arif Hasretinden Prangalar Eskittim eserleriyle katkı sağlamışlardır. CU 36. Bu parçadan hareketle toplumcu gerçekçi şiir ile ilgili aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? w A) Geleceğe dönük beklentileri seslendirdiğine B) Yeni konu ve kavramları işlediğine C) Toplumu değiştirecek yönünün olduğuna D) Halkın sorunlarını işlediğine E) Sairlerin, birbirlerinden etkilendiğine ANLIGI O
TYT/ TÜRKÇE
26. 3-4 yaşlarında, ailelerinin sosyoekonomik ve kültürel yapı-
ları ve gittikleri anaokulları denk olacak şekilde seçilen 78
çocuk dört gruba ayrıldı. Birinci gruba şan ve piyano dersi,
ikinci gruba sadece şan dersi, üçüncü gruba bilgisayar dersi
verilirken dördüncü gruptakilere hiçbir şey öğretilmedi. Ço-
cuklar haftada iki kez on beşer dakikalık piyano dersi alı-
yordu. Her çocuğun eşit süreyle ders almasına da dikkat
ediliyordu. Sekiz ay boyunca diğer grupların da çalışmaları
sürdü. Bu eğitimin ardından 78 çocuğa zekâ testi uygulan-
dığında çıkan sonuç araştırmacılar için pek de sürpriz olma-
mişti. Piyano grubundaki çocukların zekâsındaki artış diğer
gruptakilere fark atmaktaydı.
Çocuklar üzerinde yapılan bu deneyden hareketle,
Çocuklarda müzik eğitimi 3-4 yaşlarındayken başla-
malıdır. X
1.
II.
Belge Garnal
Müzik eğitiminin çocukların zeka gelişimine olumlu et-
kisi vardır.
111. Her çocuğun müzik yeteneği aynı derecede güçlü ol-
✓mayabilir.
yargılarından hangilerine kesin olarak ulaşılabilir?
A) Yalnız 1
B) Yanız II
D) Ive II
C) Yalnız III
E) I ve III
27. B
S
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TYT/ TÜRKÇE 26. 3-4 yaşlarında, ailelerinin sosyoekonomik ve kültürel yapı- ları ve gittikleri anaokulları denk olacak şekilde seçilen 78 çocuk dört gruba ayrıldı. Birinci gruba şan ve piyano dersi, ikinci gruba sadece şan dersi, üçüncü gruba bilgisayar dersi verilirken dördüncü gruptakilere hiçbir şey öğretilmedi. Ço- cuklar haftada iki kez on beşer dakikalık piyano dersi alı- yordu. Her çocuğun eşit süreyle ders almasına da dikkat ediliyordu. Sekiz ay boyunca diğer grupların da çalışmaları sürdü. Bu eğitimin ardından 78 çocuğa zekâ testi uygulan- dığında çıkan sonuç araştırmacılar için pek de sürpriz olma- mişti. Piyano grubundaki çocukların zekâsındaki artış diğer gruptakilere fark atmaktaydı. Çocuklar üzerinde yapılan bu deneyden hareketle, Çocuklarda müzik eğitimi 3-4 yaşlarındayken başla- malıdır. X 1. II. Belge Garnal Müzik eğitiminin çocukların zeka gelişimine olumlu et- kisi vardır. 111. Her çocuğun müzik yeteneği aynı derecede güçlü ol- ✓mayabilir. yargılarından hangilerine kesin olarak ulaşılabilir? A) Yalnız 1 B) Yanız II D) Ive II C) Yalnız III E) I ve III 27. B S
CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI
(Genel Özellikler)
apça kural ve 4.
k bir aydınlığa
azandığı, son
azınsal türde
en hangisi
m bilgi-
apıtlar
etkisi
inin
r.
dan
ele
Yanıt Yayınları
5.
●
Cumhuriyet'le birlikte ortaya çıkan yeni bir devlet kurma
çabaları, Kurtuluş Savaşı'nın ardından yeni bir kültürün oluş
turulmasını da gerekli kılmıştır. Bunu gerçekleştirmek için bir
dizi devrime imza atan Atatürk özellikle dil, tarih ve eğitim
alanlarında köklü yeniliklere yönelmiştir. Eğitim ve öğre-
timin yaygınlaşmasını sağlamak için yapılan harf devrimi,
Batı uygarlığı yolunda en önemli adım olur. Bunu Türkçenin
özleştirilmesini amaçlayan dil devrimi takip etmiştir. Eğitim
ve kültür kurumlarının artması, toplumun her kesiminden
insanların yetişme olanağı bulmaları, halkçılık, ulusçuluk
ilkeleri edebiyatı da etkilemiştir. Düşünceyle kültür alanında
da Milli Edebiyatçılarla başlayan Anadoluculuk ve halkçılık
hareketi dönemin dergilerinde işlenerek yaygınlaştırılmıştır.
Ayrıca devletin girişimiyle kurulan Türk Tarih Kurumu, Türk Dil
Kurumu ve Halkevleri aracılığıyla yeni bir kültür oluşturulmak
istenmiştir.
Cumhuriyet Dönemi'nde yeni bir kültürel ortam olustu-
rulması için
TEST
1
I. Dil devriminin ilan edilmesi
II. Yabancı dilde eğitim veren okulların açılması
E
III. Devletin desteğiyle çeşitli kurumların kurulması
IV. Halkçılık ve ulusçuluk ilkelerini destekleyen sanat yapıt-
larının yazdırılması
yeniliklerinden hangileri gerçekleştirilmiştir?
A) Yalnız
D) Il ve Ill
B) Yalnız IV
E) I, III ve IV
C) I ve III
Batı'ya dönük edebiyat devreleri içinde yazar kadrosu
en geniş olan dönemdir.
pool türlerde nicelik ve nitelik bakımından
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
CUMHURİYET DÖNEMİ EDEBİYATI (Genel Özellikler) apça kural ve 4. k bir aydınlığa azandığı, son azınsal türde en hangisi m bilgi- apıtlar etkisi inin r. dan ele Yanıt Yayınları 5. ● Cumhuriyet'le birlikte ortaya çıkan yeni bir devlet kurma çabaları, Kurtuluş Savaşı'nın ardından yeni bir kültürün oluş turulmasını da gerekli kılmıştır. Bunu gerçekleştirmek için bir dizi devrime imza atan Atatürk özellikle dil, tarih ve eğitim alanlarında köklü yeniliklere yönelmiştir. Eğitim ve öğre- timin yaygınlaşmasını sağlamak için yapılan harf devrimi, Batı uygarlığı yolunda en önemli adım olur. Bunu Türkçenin özleştirilmesini amaçlayan dil devrimi takip etmiştir. Eğitim ve kültür kurumlarının artması, toplumun her kesiminden insanların yetişme olanağı bulmaları, halkçılık, ulusçuluk ilkeleri edebiyatı da etkilemiştir. Düşünceyle kültür alanında da Milli Edebiyatçılarla başlayan Anadoluculuk ve halkçılık hareketi dönemin dergilerinde işlenerek yaygınlaştırılmıştır. Ayrıca devletin girişimiyle kurulan Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu ve Halkevleri aracılığıyla yeni bir kültür oluşturulmak istenmiştir. Cumhuriyet Dönemi'nde yeni bir kültürel ortam olustu- rulması için TEST 1 I. Dil devriminin ilan edilmesi II. Yabancı dilde eğitim veren okulların açılması E III. Devletin desteğiyle çeşitli kurumların kurulması IV. Halkçılık ve ulusçuluk ilkelerini destekleyen sanat yapıt- larının yazdırılması yeniliklerinden hangileri gerçekleştirilmiştir? A) Yalnız D) Il ve Ill B) Yalnız IV E) I, III ve IV C) I ve III Batı'ya dönük edebiyat devreleri içinde yazar kadrosu en geniş olan dönemdir. pool türlerde nicelik ve nitelik bakımından
6.
Çok kimseler vardır denizi öve öve bitiremez-
ler; ikide bir koşarlar denize. Kınamıyorum,
kimsenin beğenisine karışmam; bende o duy-
gunun olmadığını söylüyorum o kadar. Deniz
gözlerimin önüne serilir, baktığım bile olmaz.
Daha doğrusu bir yabancılık, bir yadırgama du-
yarım denizin karşısında. İnsanoğlu damgasını
pek vurmamıştır ona. En ufak gemi, en küçük
kayık denizden daha çok ilgilendirir beni.
Yazar, bu parçada aşağıdakilerden hangi-
si üzerinde durmaktadır?
A) Denizin güzelliğinin, görünüşünün kendi-
sini ilgilendirmediği.
B) Denizle ilgilenecek zamanı olmadığı için
duyduğu rahatsızlık.
C) İnsanların bazı konularda fikir ayrılıkları
yaşayabilecekleri.
D) İnsan emeğinin doğayı değerli duruma
getirdiği.
E) İnsan emeği olmadığı için denizin ilgisini
çekmediği.
LİYAKAT YAYINLARI
22
8.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
6. Çok kimseler vardır denizi öve öve bitiremez- ler; ikide bir koşarlar denize. Kınamıyorum, kimsenin beğenisine karışmam; bende o duy- gunun olmadığını söylüyorum o kadar. Deniz gözlerimin önüne serilir, baktığım bile olmaz. Daha doğrusu bir yabancılık, bir yadırgama du- yarım denizin karşısında. İnsanoğlu damgasını pek vurmamıştır ona. En ufak gemi, en küçük kayık denizden daha çok ilgilendirir beni. Yazar, bu parçada aşağıdakilerden hangi- si üzerinde durmaktadır? A) Denizin güzelliğinin, görünüşünün kendi- sini ilgilendirmediği. B) Denizle ilgilenecek zamanı olmadığı için duyduğu rahatsızlık. C) İnsanların bazı konularda fikir ayrılıkları yaşayabilecekleri. D) İnsan emeğinin doğayı değerli duruma getirdiği. E) İnsan emeği olmadığı için denizin ilgisini çekmediği. LİYAKAT YAYINLARI 22 8.
3.
Ana
Düşünce
TEST
6
Yazıldıkları dönemlerde büyük sarsıntılar
uyandıran romanların zamanla nasıl eski-
diklerine bir bakın. "Genç Werter'in Acıları"nı
okuyanlar arasında ne çok kendini öldüren
vardı. Bugün o kitabı okuyup da, ne kadar
severse sevsin, kendini öldürmeye kalkacak
kaldı mı? J.J.Rouseau'nun romanlarını oku-
yanlar, onun öngördüğü gibi doğaya dönerek
yaşamaya kaikıyorlardı. Günümüzün her-
hangi bir romancısı böyle bir şey önerecek
olsa, kendisini izleyecek bir okur bulabileceği
kuşkuludur. Balzac'ın romanları nasıl gere-
ğinden uzun gelir günümüz okuyucusuna!
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdaki-
lerden hangisidir?
A) Geçmişteki okurlara çok çekici gelen ko-
nular bugün çekiciliğini yitirmiştir.
B) Geçmişteki romanlarda konu önemli
iken, bugün anlatım önem kazanmıştır.
C) Yazıldığı dönemde okurlar için çok etkili
olan romanlar, zamanla etkisini yitirmiştir.
D) Okurlarını etkilemek isteyen romancı, on-
ların beklentilerine cevap verebilmelidir.
E) Günümüz okurlarının beğenisi, geçmişe
göre oldukça gelişmiştir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
3. Ana Düşünce TEST 6 Yazıldıkları dönemlerde büyük sarsıntılar uyandıran romanların zamanla nasıl eski- diklerine bir bakın. "Genç Werter'in Acıları"nı okuyanlar arasında ne çok kendini öldüren vardı. Bugün o kitabı okuyup da, ne kadar severse sevsin, kendini öldürmeye kalkacak kaldı mı? J.J.Rouseau'nun romanlarını oku- yanlar, onun öngördüğü gibi doğaya dönerek yaşamaya kaikıyorlardı. Günümüzün her- hangi bir romancısı böyle bir şey önerecek olsa, kendisini izleyecek bir okur bulabileceği kuşkuludur. Balzac'ın romanları nasıl gere- ğinden uzun gelir günümüz okuyucusuna! Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdaki- lerden hangisidir? A) Geçmişteki okurlara çok çekici gelen ko- nular bugün çekiciliğini yitirmiştir. B) Geçmişteki romanlarda konu önemli iken, bugün anlatım önem kazanmıştır. C) Yazıldığı dönemde okurlar için çok etkili olan romanlar, zamanla etkisini yitirmiştir. D) Okurlarını etkilemek isteyen romancı, on- ların beklentilerine cevap verebilmelidir. E) Günümüz okurlarının beğenisi, geçmişe göre oldukça gelişmiştir.
LİYAKAT Y
21
4.
Anadolu kilimlerinde renkler ve desenler geli-
şigüzel seçilmez. Her yörenin bir kilimi vardır.
Onun renkleri ve desenleri milli bir gelenek ha-
linde yüzyılları kucaklar. Her çizginin bir anlamı
bir dili bulunur. Motif şeklindeki hayvan figürle-
ri, eski Türk totemlerinin izlerini taşır. Çengel
şeklindeki uğur ve bereket getiren semboller,
sağlık tılsımı yılan ve ejderler, kuşlar, yıldızlar,
değişik eşya motifleri, tüm inançlar kilimlerde
en ayrıntılı renklerle yüze güler.
Bu parçada aşağıdakilerin hangisi üzerin-
de durulmaktadır?
A) Anadolu'daki el sanatlarında eski Türk
geleneklerinin yaşatıldığı.
B) Anadolu kilimlerinde canlı figürlerine yer
vermekten kaçınılmadığı.
C) Türk el sanatlarının zaman içerisinde de-
ğişerek bugünkü halini aldığı.
D) Anadolu'da dokunan kilimlerde her ren-
gin ve desenin ayrı bir anlamının olduğu.
E) Anadolu insanının kilim desenlerinde
eski inançlarla bugünkü yaşam tarzını
birleştirdiği.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
LİYAKAT Y 21 4. Anadolu kilimlerinde renkler ve desenler geli- şigüzel seçilmez. Her yörenin bir kilimi vardır. Onun renkleri ve desenleri milli bir gelenek ha- linde yüzyılları kucaklar. Her çizginin bir anlamı bir dili bulunur. Motif şeklindeki hayvan figürle- ri, eski Türk totemlerinin izlerini taşır. Çengel şeklindeki uğur ve bereket getiren semboller, sağlık tılsımı yılan ve ejderler, kuşlar, yıldızlar, değişik eşya motifleri, tüm inançlar kilimlerde en ayrıntılı renklerle yüze güler. Bu parçada aşağıdakilerin hangisi üzerin- de durulmaktadır? A) Anadolu'daki el sanatlarında eski Türk geleneklerinin yaşatıldığı. B) Anadolu kilimlerinde canlı figürlerine yer vermekten kaçınılmadığı. C) Türk el sanatlarının zaman içerisinde de- ğişerek bugünkü halini aldığı. D) Anadolu'da dokunan kilimlerde her ren- gin ve desenin ayrı bir anlamının olduğu. E) Anadolu insanının kilim desenlerinde eski inançlarla bugünkü yaşam tarzını birleştirdiği.
2.
da en on
İnsanı, yalnızca iş oyalar; hayatı yaşamaya
değer hale getiren de odur. Aman boş kal-
mamaya, daima bir işle meşgul olmaya; ya-
pacağınız bir iş yoksa, onu icat etmeye çalı-
şınız. Yoksa, kendinizi bir kere boş oturmaya
alıştırırsanız artık kafanızı kötü düşünceler-
den kurtaramazsınız. Bir şeyle uğraşınız ki,
kötü düşünceler kafanıza giremesin. Bir şey
yapmaya, kendi çapınızda bir eser ortaya
koymaya çalışınız. Kendinizi işe vermeniz,
ruhunuzu bir heyecana kaptırmanız sizi oya-
layacak ve mesut biri haline getirecektir. Mut-
luluğun belli başlı şartlarından biri gündelik
hayatı işle doldurmaktır.
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdaki-
lerden hangisidir?
A) Toplumda yaşayan bireylerin en önemli
görevi bir şeyler üretmek ve gelişime kat-
kı sağlamaktır.
B) Bazı alışkanlıklar kişinin hayatını kolay-
laştırır.
C) Bir işle uğraşmak yaşama anlam kazan-
dırırken kişiyi de mutlu eder.
D) İnsanların üretken olmamasının tek se-
bebi tembelliktir.
LİYAKAT YAYINLARI >>
E) Çevresiyle uyum içinde yaşayan insan
her zaman mutlu olur.
21
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
2. da en on İnsanı, yalnızca iş oyalar; hayatı yaşamaya değer hale getiren de odur. Aman boş kal- mamaya, daima bir işle meşgul olmaya; ya- pacağınız bir iş yoksa, onu icat etmeye çalı- şınız. Yoksa, kendinizi bir kere boş oturmaya alıştırırsanız artık kafanızı kötü düşünceler- den kurtaramazsınız. Bir şeyle uğraşınız ki, kötü düşünceler kafanıza giremesin. Bir şey yapmaya, kendi çapınızda bir eser ortaya koymaya çalışınız. Kendinizi işe vermeniz, ruhunuzu bir heyecana kaptırmanız sizi oya- layacak ve mesut biri haline getirecektir. Mut- luluğun belli başlı şartlarından biri gündelik hayatı işle doldurmaktır. Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdaki- lerden hangisidir? A) Toplumda yaşayan bireylerin en önemli görevi bir şeyler üretmek ve gelişime kat- kı sağlamaktır. B) Bazı alışkanlıklar kişinin hayatını kolay- laştırır. C) Bir işle uğraşmak yaşama anlam kazan- dırırken kişiyi de mutlu eder. D) İnsanların üretken olmamasının tek se- bebi tembelliktir. LİYAKAT YAYINLARI >> E) Çevresiyle uyum içinde yaşayan insan her zaman mutlu olur. 21
>>>>>>>>>> LİYAKAT YAYINLARI
Paragraf
Çöz
13. Birçok yazar, karışık sözler söylemeyi bir
üstünlük sayıyor. Kendileri de bilmiyor ne
demek istediklerini, okurlar anlasın diyorlar.
Boileau bu konuda şöyle söylüyor: "İyice
kavradığımızı açıkça söyleriz. Yazdığımız,
okuyana değilse de kendimize ışıklı görün-
melidir. Benim sözünü ettiğim yazarlar: "Ne
var bunda anlaşılmayacak? Açık bir doğruyu
söylüyorum." diyorlar. Ne yazdıklarını ken-
dileri de anlamıyorlar, bilmiyorlar. Birtakım
sözcüklerin çarpışmasından ister istemez bir
güzellik, bir derinlik çıkacağını sanıyorlar.
Bu parçadan çıkarılabilecek sonuç aşağı-
dakilerden hangisidir?
A) Okurun kültür düzeyini yükseltmek sa-
natçının görevidir.
B) Anlattıklarını anlayamayan bir yazarın
yazdıklarını ne kadar çabalasak da an-
layamayız.
C) Yazarın ilgi gömesi işlediği konulara bağ-
lıdır.
D) Anlaşılır bir üslubu olan yazar, toplumun
kültür düzeyinin artmasına katkıda bulu-
nur.
E) Yazar yazdıklarını defalarca gözden ge-
çirmeli, gördüğü hataları düzeltmelidir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
>>>>>>>>>> LİYAKAT YAYINLARI Paragraf Çöz 13. Birçok yazar, karışık sözler söylemeyi bir üstünlük sayıyor. Kendileri de bilmiyor ne demek istediklerini, okurlar anlasın diyorlar. Boileau bu konuda şöyle söylüyor: "İyice kavradığımızı açıkça söyleriz. Yazdığımız, okuyana değilse de kendimize ışıklı görün- melidir. Benim sözünü ettiğim yazarlar: "Ne var bunda anlaşılmayacak? Açık bir doğruyu söylüyorum." diyorlar. Ne yazdıklarını ken- dileri de anlamıyorlar, bilmiyorlar. Birtakım sözcüklerin çarpışmasından ister istemez bir güzellik, bir derinlik çıkacağını sanıyorlar. Bu parçadan çıkarılabilecek sonuç aşağı- dakilerden hangisidir? A) Okurun kültür düzeyini yükseltmek sa- natçının görevidir. B) Anlattıklarını anlayamayan bir yazarın yazdıklarını ne kadar çabalasak da an- layamayız. C) Yazarın ilgi gömesi işlediği konulara bağ- lıdır. D) Anlaşılır bir üslubu olan yazar, toplumun kültür düzeyinin artmasına katkıda bulu- nur. E) Yazar yazdıklarını defalarca gözden ge- çirmeli, gördüğü hataları düzeltmelidir.
15. Her insan devlet tarafından oluşturulan genel çerçeve
içinde kendi kazancı ve çıkarı peşinde koşarken erdem
unutulmuş, para beşeri değerin yegâne ölçüsü hâline
gelmiştir. Yine aynı şekilde kişisel çıkar, insani ilişkilerin
temeli olup çıkmıştır. Bu durumun sürekli bir savaşa yol
açmasa bile, güvenin temellerini sarstığını ve sosyalleş-
meye zarar verdiğini söyleyen Rousseau için kaynaklar
sınırlı fakat insanların istek ve arzuları sınırsız olduğu
için sonuç her durumda zenginlerin korunması, yoksul-
ların baskılanması olmuştur. Başka bir deyişle, büyük
çoğunluğu meydana getiren insanlar, kendi iradelerine
aykırı olarak çoğunluk için çalışmak zorunda kalırken
sivil topluma dahil olmalarının sözde gerekçesi dahi yani
korunma ve varlığını devam ettirme amacı bile hayata
geçirilememiştir. Salt kendi varlığını devam ettirme ama-
cına yönelmiş modern politika ve düzenin sonucu, ona
göre, iyi hayatın ortadan kalkışı ve erdemin uçup gitmesi
olmuştur.
Rousseau, bu parçada aşağıdakilerden hangisini
vurgulamıştır?
A) İnsanın istediği gibi davranma hakkına sahip bulun-
duğu yerde, sivil toplumun insanı zincire vurduğunu
B Devletin kendi varlığını koruma amacına yönelip
insanları mutlu edecek politikalardan uzaklaştığını
Modern toplumun kendisini oluşturan bireylerin ahlaki
gelişimi ve moral uyumuyla ilgili söyleyebilecek hiçbir
şeyi olmadığını
D) Bilim ve sanatların parlak gelişiminin, insanın temel
ihtiyaçlarından ziyade, kibir ve kendini beğenmişliği-
nin bir ifadesi olduğunu
IZ
k
(E) Erdeme katkısı olmayan bilginin ilerlemesinin ahlak-
sızlık, erdemsizlik ya da kötülük tarafından teşvik
edildiğini
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
15. Her insan devlet tarafından oluşturulan genel çerçeve içinde kendi kazancı ve çıkarı peşinde koşarken erdem unutulmuş, para beşeri değerin yegâne ölçüsü hâline gelmiştir. Yine aynı şekilde kişisel çıkar, insani ilişkilerin temeli olup çıkmıştır. Bu durumun sürekli bir savaşa yol açmasa bile, güvenin temellerini sarstığını ve sosyalleş- meye zarar verdiğini söyleyen Rousseau için kaynaklar sınırlı fakat insanların istek ve arzuları sınırsız olduğu için sonuç her durumda zenginlerin korunması, yoksul- ların baskılanması olmuştur. Başka bir deyişle, büyük çoğunluğu meydana getiren insanlar, kendi iradelerine aykırı olarak çoğunluk için çalışmak zorunda kalırken sivil topluma dahil olmalarının sözde gerekçesi dahi yani korunma ve varlığını devam ettirme amacı bile hayata geçirilememiştir. Salt kendi varlığını devam ettirme ama- cına yönelmiş modern politika ve düzenin sonucu, ona göre, iyi hayatın ortadan kalkışı ve erdemin uçup gitmesi olmuştur. Rousseau, bu parçada aşağıdakilerden hangisini vurgulamıştır? A) İnsanın istediği gibi davranma hakkına sahip bulun- duğu yerde, sivil toplumun insanı zincire vurduğunu B Devletin kendi varlığını koruma amacına yönelip insanları mutlu edecek politikalardan uzaklaştığını Modern toplumun kendisini oluşturan bireylerin ahlaki gelişimi ve moral uyumuyla ilgili söyleyebilecek hiçbir şeyi olmadığını D) Bilim ve sanatların parlak gelişiminin, insanın temel ihtiyaçlarından ziyade, kibir ve kendini beğenmişliği- nin bir ifadesi olduğunu IZ k (E) Erdeme katkısı olmayan bilginin ilerlemesinin ahlak- sızlık, erdemsizlik ya da kötülük tarafından teşvik edildiğini
21. Tematik çeşitliliğin varlığı, filmin artıları arasında sayı-
labilir. Kurgu; her ne kadar siyasal, sosyolojik, psikolojik
ve düşünsel temellere yaslansa da aşk gibi lirik temalar
da yer yer kendisini hissettiriyor. Bunun yanında filmin
bohem ve melankolik yapısını kuvvetlendiren karanlık
ve sıkkın renk ve mekân tercihleri göze çarpıyor! Ka-
rakterlerin ruhsal çözümlemeleri, titizlikle masaya yatı-
riliyor. Gerilim bir anda tırmandırılmıyor bilakis acınan
ve sürekli ezilen kahramanın şiddete meyledişinin bi-
linçaltındaki gerekçeleri izleyenlerde yavaş yavaş olası
etkileri uyandırıyor.
Bu parçada ele alınan filmle ilgili aşağıdakilerden
hangisine değinilmemiştir?
A Karakterlerin psikolojik tahlillerinin özenle işlendiğine +
B) Filmdeki sıkıntılı havanın adım adım tırmandırıldı-
bir and
ğına!
C Filmde çeşitli konuların bir arada işlendiğine
Mekân seçiminde boğuk atmosfer tercihinin dikkat
çektiğine f
E) Kahramanın, şiddeti tercihinin haklı sebeplerine
-
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
21. Tematik çeşitliliğin varlığı, filmin artıları arasında sayı- labilir. Kurgu; her ne kadar siyasal, sosyolojik, psikolojik ve düşünsel temellere yaslansa da aşk gibi lirik temalar da yer yer kendisini hissettiriyor. Bunun yanında filmin bohem ve melankolik yapısını kuvvetlendiren karanlık ve sıkkın renk ve mekân tercihleri göze çarpıyor! Ka- rakterlerin ruhsal çözümlemeleri, titizlikle masaya yatı- riliyor. Gerilim bir anda tırmandırılmıyor bilakis acınan ve sürekli ezilen kahramanın şiddete meyledişinin bi- linçaltındaki gerekçeleri izleyenlerde yavaş yavaş olası etkileri uyandırıyor. Bu parçada ele alınan filmle ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A Karakterlerin psikolojik tahlillerinin özenle işlendiğine + B) Filmdeki sıkıntılı havanın adım adım tırmandırıldı- bir and ğına! C Filmde çeşitli konuların bir arada işlendiğine Mekân seçiminde boğuk atmosfer tercihinin dikkat çektiğine f E) Kahramanın, şiddeti tercihinin haklı sebeplerine -