Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

8. D) Inançli çekçi Yüzlerce yıldır önemli bir ticaret ve yönetim merkezi olan Ankara, nedense turistik bir şe- hir olarak aklımıza gelmez. Oysa Cumhuriyet tarihinin nadide eserleri, kale içindeki tarihi evleri, camileri, ünlü caddeleri, birbirinden gü- zel lokantaları ve eğlence mekanları, parkları ve çarşılarıyla hiç de turistik gezi için gelenleri düş kırıklığına uğratacak bir şehir değil. Ayrıca çevresindeki Hattuşaş, Alacahöyük gibi ören yerleriyle çok turist çekiyor. Şehre bir buçuk saat uzaklıktaki Beypazarı ise son zamanlarda gezginler için oldukça revaçta olan bir yer. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağı- dakilerden hangisidir? A) Ankara son yıllarda oldukça fazla turist çekmektedir. B) Ankara sadece siyaset ve ticaret merkezidir. C) Ankara çevresindeki ören yerleri saye- sinde turistlerin ilgi odağı haline gelmiştir. D) Ankara, Cumhuriyet tarihini gözler önüne seren bir şehirdir. E) Siyasetin ve yönetimin merkezi olan Ankara turistik açıdan da çok zengin bir şehrimizdir. LİYAKAT YA 16

6. Paragraf Çöz Sanatın amacı, kişinin düşüncesini, duyarlı- ğını geliştirmek; ona, dünyaya ve insanlara insanca bakma, sezme, kavrama gücü ka- zandırmaktır. Sanat ürünlerine ilgi duyma- yan, hayali işlemeyen, başkalarının acılarına, dertlerine ortak olmayan bir bilim adamı, bir yargıç, bir yönetici düşünelim; ne yararı olur bunların toplumlarına, insanlığa? İnsanın, insan sevgisiyle yoğrulmadığı toplumlarda bütün yönleriyle ilkellik egemen olmaz mı? Yukarıdaki parça için en uygun başlık aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Sanat ve Düş Gücü B) Sanat ve İnsan C) Sanat ve Yaratıcılık D) Sanatın Gelişimi E) Sanatın Doğuşu

J E 7. Dünyayı değiştirmek çoğu kişiye imkansız geliyor. Sanki her zaman rüyalarda kalacak- mış gibi. Dünyanın bir anda değişmeyeceğini elbette ben de biliyorum. Fakat kurulu düze- ne teslim olmak yerine, adım adım, ufak tefek gayretlerin sonucunda dünyanın değişebile- ceğine inancım sonsuz. Şunu söylemeliyiz ki amaçsız ve yöntemsiz olmak da enerji kay- betmekten başka bir şeye yaramaz. Bu parçadaki gibi konuşan biri aşağıdaki- lerden hangisiyle nitelendirilemez? A) Ümitli B) Kuşkucu D) İnançlı E) Gerçekçi C) Sabırlı T YAYINLARI >>>>>>>>

Paragraf Çöz İnsanlar doğdukları andan itibaren bir şeyler öğrenmeye başlar ve bu öğrenme hayatın so- başlar.' sözünü unutmamalıyız. Okul çağına nuna dek sürer. 'İlk eğitim her zaman ailede kadar çocuklara eğitimi anneler ve babalar verir. Çocuklar belirli bir yaşa geldiklerinde okula başlarlar ve onları öğretmenlerimize emanet ederiz. Öyle ki öğretmenler; bir za- man sonra çocukların ikinci anne ve babası haline gelir. Çocuklar her zaman anne ve ba- basından sonra öğretmenlerini örnek alırlar. Öğretmenlik mesleği kutsal bir meslektir. Ah- lak kurallarına göre hareket eden ve dürüst bireylerin yetişmesi genellikle öğretmenleri- miz sayesinde olur. Oğretmenler meslekleri- ni icra ederlerken birçok fedakârlık ve özve- ride bulunurlar ve her zaman bizlere karanlık yolda ışık tutarlar. Onların sabrı ve bizlere olan desteği ile bu ışıklı yolda yolumuzu kay- betmeden başarıdan başarıya koşarız. Yıllar sonra geçmişimize dönüp baktığımızda hep güzel şeyleri anmak isteriz, öğretmen kavra- mi benim için de hep öyle olmuştur. Geçmişe dönüp baktığımda çocukluğuma dair en net hatırladığım şey ilkokul öğretmenimdir. Yukarıdaki parçada öğretmenlik mesleği ile ilgili anlatılmak istenen hangisidir? A) Öğretmenlik herkesin altından kalkabile- ceği bir meslek değildir. B) Öğretmen ve öğrenci arasındaki ilişki ço- cuğun kişisel gelişimi açısından oldukça önemlidir. C) Çocuklar doğruyu yanlışı, iyiyi kötüyü öğ- retmeninden öğrenir. D) Öğretmen gösterdiği sabır, özveri ve fedakarlıklarla bizleri hayata hazırlayan yaşamımızda büyük bir yeri olan kişidir. E) Günümüzde öğretmenlik mesleğini hak- kıyla yapan öğretmen bulmak çok zordur ve bu durum aileleri oldukça endişelen- dirmektedir.

6. Kitaptan niçin korkarlar? Bunu bir türlü an- layamadım. Kitaptan korkmak, insan düşün- cesinden korkmak, insanı kabul etmemektir. Kitaptan korkan adam, insanı mesuliyet his- sinden mahrum ediyor demektir. "Bırak, se- nin yerine ben düşünüyorum!" demekle, "Fa- lan kitabı okuma!" demek arasında hiçbir fark yoktur. İnsanoğlu her şeyden evvel mesuli- yet hissidir ve bilhassa fikirlerin mesuliyetidir. Ondan mahrum edilen insan, kendiliğinden bir paçavra hâline dönüşür. LİYAKAT YAYINLAR Bu parçada yazar, neye sitem etmektedir? A) İnsanların kitap okumamasına. B) Kitapların içeriğinin kötü olmasına. C) Sadece popüler yazarların okunmasına. D) İnsanların kitaplara ön yargılı yaklaşma- sina. E) Kitapların ticari bir nesne olarak görülme- sine. 13

LİYAKAT YAYINLAR 13 8. rektiği. Beden bireylerin kendi dışlarında kalan diğer insanlar ve dünya ile ilişki kurma ve etkileşime girmelerine imkan tanıyan bir ara yüz gibidir. Yani beden, benlik ve toplum arasındaki, vücut bulan ve cisimleşen bir bağdır ve sosyalizas- yon süreci boyunca içinde var olduğu toplumun kültürel yapısı tarafından şekillendirilir. Yukarıdaki paragrafta asıl olarak anlatıl- mak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) İnsanoğlu, içinde bulunduğu beden sa- yesinde iletişime ve etkileşime geçebil- mektedir. B) Beden, kültürel yapı içerisinde varlık bu- lup toplumun yapısından bağımsız ola- rak düşünülemez. C) Beden, diğer insanlar ile ilişki kurmamız- da aracı olduğu gibi süreç içerisinde de bulunduğu kültüre göre şekil alır. D) İnsanoğlu, bedene kültürel bakış açısı kazandırmakla beraber kendilerine göre şekillendirmişlerdir. E) Beden, yüzyıllardan beri insanoğlunun iletişim kurduğu tek araç olmasıyla şekil- lendirilmiştir

6. 1. Astronotların sorumluluklarının uzayda yapmaları gereken işlerle sınırlı olduğu sanılır. II. Astronot olacak kişi, astronot olmadan önce uzun ve zorlu bir eğitim sürecinden geçer. Numaralanmış II. cümle ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? ANLADIM. A) I. cümlede söz edilen durumu pekiştiren bir açık- lama yapmaktadır. Sorum şu: Bu tarz Soruları he diye aratırsam bulabilirim. Hep yanlış yap- tığım soru çeşidi : C 8.

KÇE TYT 29. Kaptan, bir futbol takımının saha içinde lider olarak seçilmiş oyuncusudur. Genellikle takımın daha tecrübeli oyuncularından ya da takım üzerinde sözü geçen oyun- culardan biri seçilir. Takım kaptanı, saha içinde diğer oyunculardan ayırt edilebilmek için koluna pazu bandi takar. Takım kaptanına oyun kuralları tarafından verilmiş tek sorumluluk, başlama vuruşu ve seri penaltı atışları öncesinde para atışına katılmaktır. Kurallar tarafından be- lirlenmiş başka bir sorumluluğu olmasa da hakemler saha içindeki oyuncuların genel davranışları ya da seyircinin davranışlarıyla ilgili kaptanı yanına çağırarak konuşabilir. Saha içerisinde teknik direktöre yardım eder ve takımı koordine eder. Bunun dışında takımın kazandığı kupalar da ödül töreninde ilk olarak takım kaptanına verilir. Bu parçadan hareketle takım kaptanıyla ilgili aşağı- dakilerden hangisi yanlıştır? A) Takım kaptanının yetkileri yazılı ve yazısız olmak üzere iki türlüdür. B) Başlama vuruşu takım kaptanı tarafından yapılır. Takım içerisinde olgun kabul edilebilecek oyuncular arasından seçilebilir. D Hakemler belirli konularla ilgili kaptanla görüşebilir. E) Başarı göstergesi kabul edilen bazı semboller önce onlara verilir.

5. Paragraf Çöz Kimileri günde bir kitap bitirdiğini söyler. Ayda otuz kitap eder. Okunur mu, okunur ama yararı olur mu? Tabii ki olmaz. Kitabı sindirmeden ondan yararlanmış olmazsınız. Yazar ne demiş, neden demiş, nasıl demiş? Oysa çoğu insan, sırf okumuş olmak için okuyor kitabı. Onlar için okudum demek ye- ter. Altını çizmeden, okuyunca uzaklara dal- madan okunan kitabın ne yararı olur ki? Bu paragrafın konusu nedir? A) Haftada yedi kitap okumanın zorluğu. B) Kitabı okuduktan sonra onu düşünmek gerektiği. C) Okumanın nitelikli olması için ara vererek okunması gerektiği. D)' Özümsenerek yapılmayan okumanın işe yaramayacağı. E) Çok okumanın zararlı olduğu. 1444444444

1. TEST 3 Ana Düşünce Bayramlar bir ülkenin milli ve dini dayanışma günleridir. Bayram gelmeden evlerde hazır- lıklar yapılır, evler temizlenir Hazırlanan yi- yecekler konuklara ikram edilir. Büyük şehir- lerde yaşayıp akrabalarına vakit ayıramayan insanlar bayramları fırsat olarak kullanıp bu vazifeyi yerine getirir. Yukarıda verilen metne en uygun başlık hangisidir? A) Bayram yemekleri B) Özel günler C) Bayramın dini önemi D) Bayram E) Bayram temizliği 3.

th ve Dir la in 7- Di GR z g 2 20 Yapılan bir araştırmaya göre, öğrencilerin üniversiteye baş- ladıkları yıllarda boş zamanlarını değerlendirmede ilk sırayı kitap okuma alırken son sınıfta onun yerini gazete okuma al- maktadır. Aynı araştırma; öğrencilerin çoğunluğunun, her gün yaklaşık iki saat televizyon izlediğini, sürekli olarak radyo dinlediğini de göstermektedir. Bu sonuçlara bakarak, üniver- site gençliğinin söylenebilir. Bu nedenle öğrencilerin ki- tap, dergi gibi yayınlara üniversite kütüphanelerinde, yurtlar- da, eğitim gördükleri bölümlerde kolayca ulaşmaları sağla- harak bu yayınlara olan ilgi artırılmalıdır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? A) güncel konulara yeterince ilgi göstermediği B) öğrenim gördüğü alanla ilgili kitaplar bulmada sorunlar yaşadığı C) yazılı ve basılı kitle iletişim araçlarından yeterince yarar- Janamadığı 21. (1) Cumhuriyet r D) Cinde bulunduğu ekonomik güçlükleri aşarken yeterli öl- çüde desteklenmediği E) sorunların akılcı düzenlemelerle çözümleneceğine inan- dığı

Ⓒ 35. Her döneminde acemi bir ruhla şiir yazmak durumundadır şair dediğimiz kişi. Her yeni şairin şiirini izlemeli, kendini ta- ze tutmayı bilmelidir. Silkinmesi, kan tazelemesi buna bağ- lıdır çünkü. Ununu elemiş, eleğini asmış bir usta olmaktan- sa bir çırak heyecanı taşımak önemlidir şiirde. Aksi takdirde Turgut Uyar'ın dediği gibi şiiri soğuk bir ustalığa yani sade- ce teknik beceriye, bir tür alışkanlığa indirgemiş olur. Şairler unutmamalıdır ki gerçek şiir; ruhu şiire hevesle adım atan, her an şiir düşünen, yepyeni bir soluk taşıyan acemilerdedir. Bu parçadan, aşağıda verilenlerden hangisine ulaşılabilir? A) Şairin heyecanını canlı tutması, sürekli olarak şiir yazma- sına bağlıdır. Şiirde başarının ölçütü, biçimsel olarak yetkin ürünler or- taya koymaktır. 7 C) Şiirde yetkinliğe ulaştığını düşünerek çalışmayı bırakmak bir şair için son derece tehlikelidir. D) Şairin, şiirsel canlılığını koruması, salt üretilen yeni şiirle- ri izlemesine bağlıdır. Şairlerin şiire ara vermesi, şiirin bir tür alışkanlığa dönüş- mesini engelleyecektir.

34. Ülkemizde okuyucu kendini yetiştirmediği için sanat konusun- da bilgisizdir. Sanatın toplumsal yaşamdaki yeri ve gerekliliği üzerine de belirgin bir fikri yoktur. Sanat faaliyetlerini izleme- si, nerdeyse içgüdü diyebileceğimiz belli bir alışkanlıktan öte gitmez. Bunun için de şiirle romanı, romanla öyküyü, öyküy- le gazete haberlerini birbirine karıştırır. Şiiri öykü gibi okuma- ya kalkar, "Ne anlatıyor bu şiir?" sorusunu sorar çoğunlukla. Bu yüzden de onun için sanat ürünü rastlantısaldır, "olmaz- sa olmaz" türünden bir etkinlik değildir. Bu parçada aşağıda verilenlerin hangisinden yakınılmak- tadır? Ülkemizde sanatın kolay para kazanılan bir alan olarak görülmesinden B) Ülkemizde sanatsal faaliyetlerin yeterince gelişmemesin- den d Sanatın ülkemizde gereksiz bir uğraş olarak görülmesin- den Sanatsal etkinliklerin bir alışkanlık gereği takip edilmesin- den Sanatsal ürünlerin toplumun genelini kucaklamaktan uzak olmasından 36.

21. (1) Sanayileşme sonrası dönemde gelişen kent modeli, gerek fiziksel gerek toplumsal gerekse ekonomik ve kültürel açıdan sanayileşme öncesi dönemin hâkim kent modelinden belir- gin çizgilerle ayrılır. (II) İlk kentsel yerleşimlerin yoğunlaştığı coğrafyaların benzer fiziksel özelliklere sahip olması; bu ol- gunun daha çok, çevresel etkenlere bağlı bir insan etkinliği olarak değerlendirilmesi gerekliliğinin altını çizer. (III) Sana- yi sonrası kent; toplumsal alanda gelenek kavramının etkin- liğini önemli ölçüde yitirdiği, serbest ekonomik modelin ge- lişimine paralel olarak konforcu bir yaşam tarzının egemen olduğu yeni ve özgün bir yerleşim birimi olarak karşımıza çı- kar. (IV) Söz konusu kent olgusunun ayırt edici unsurlarından biri de fiziksel ve demografik büyümedir. (V) Nitekim kentsel mekânlar, sanayi öncesi kentlere göre çok geniştir ve yollar genişleyip yapılar yükselirken konut ve iş yeri arasında kesin bir ayrım görülür. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisi düşünce- nin akışını bozmaktadır? A) I B) II C) III BNV E) V 23.

4. Bana, mağlup olmuş bir insanın yükünü kaldırabilir mi- sin, diye sorsanız cevabım "hayır" olur. Yine galip olanla mağlup olan arasında bir seçim yapmam istense hep galip olmayı tercih ederim. Ancak şunun da farkında- yım: Sürekli galip gelenler kendinden uzaklaşır, yabancı birine dönüşür. İnsan ara sıra da olsa mağlup olmanın tadına da bakmalıdır. Çünkü galibiyet, pusulası olmayan bir seyahat gibidir; insan ancak mağlup olunca gerçek yurduna döner, 2 Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Kaybedilen her mücadele, aslında insanın kendini geliştirmesi için atılan bir ilk adımdır. B) Zirve yolunda karşımıza çıkan her engel, aşılması ge- reken yeni ve heyecanlı bir mücadeleye dönüşmelidir. C) Kimi zaman kayıplar, insana kendini daha iyi tanıma ve kavrama fırsatı verir. D) İnsan; zafer sarhoşluğuyla yolunu şaşırmamalı, ye- nilgilerden de dersler çıkarmasını bilmelidir. E) insan, ancak galip gelerek bilmediği yönlerini keş- fetme olanağı yakalar.

34. Ülkemizde okuyucu kendini yetiştirmediği için sanat konusun- da bilgisizdir. Sanatın toplumsal yaşamdaki yeri ve gerekliliği üzerine de belirgin bir fikri yoktur. Sanat faaliyetlerini izleme- si, nerdeyse içgüdü diyebileceğimiz belli bir alışkanlıktan öte gitmez. Bunun için de şiirle romani, romanla öyküyü, öyküy- le gazete haberlerini birbirine karıştırır. Şiiri öykü gibi okuma- ya kalkar, "Ne anlatıyor bu şiir?" sorusunu sorar çoğunlukla. Bu yüzden de onun için sanat ürünü rastlantısaldır, "olmaz- sa olmaz" türünden bir etkinlik değildir. Bu parçada aşağıda verilenlerin hangisinden yakınılmak- tadır? Ülkemizde sanatın kolay para kazanılan bir alan olarak görülmesinden B) Ülkemizde sanatsal faaliyetlerin yeterince gelişmemesin- den Sanatın ülkemizde gereksiz bir uğraş olarak görülmesin- den Sanatsal etkinliklerin bir alışkanlık gereği takip edilmesin- den Sanatsal ürünlerin toplumun genelini kucaklamaktan uzak olmasından 36..