Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

30. Günümüz sanatı dijital teknoloji kullanarak sanatın ifade biçimlerine yeni olanaklar sağlamış, sanatsal üretimi kolaylaştırmıştır. Ayrıca sanatın kitlelere daha kolay ulaşımına olanak sağlamıştır. Günümüz dijital dünyasında sanat, geçmişte olduğu gibi belirli merkezlerde toplanmış olmanın ötesine geçerek küreselleşmiştir. Günümüzde sanat bir yandan geleneksel yöntemlerle ilişkiler kurarak varlığını sürdürürken öte yandan yeni bir gerçeklik olarak dijital dünyada yoluna devam etmiştir. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi teknolojinin sanata kazandırdıkları arasında gösterilemez? A) Gelenekten kopmadan yenilik üretmesini sağlamak BY Evrensel bir boyuta geçirmek C) Söyleyiş şekline zenginlik katmak Üretimde kolaylık sağlamak EX Dijital dünyaya ayak uydurmasına yardımcı olmak 1

30. Gün işıdı, işıyacak. Keskin ve uzun öten bir horozun sesi... İncecik dalgalar vuruyor sahile. Sessizlik, sanki hepimizin sesi olmuş. Ortak bir dili taşıyor ilık ılık esen yel. Yağı yeni çıkarılmış zeytin kokusu... Birkaç dilim peynir çıkarıyorum. Birkaç da doğal, daha dokunulma- mış zeytin. Çayım, tavşankanı misali öyle hızlı, öyle canlı ki incecik belli bardağıma çayımı doldurup onu yudumluyorum. Artık güneş haykırıyor buradayım diye. Gecenin sessizliği yerini gündüzün dalga ve rüzgâr seslerinin senfonisine bırakıyor. Şef misali, yönetmek istiyor bir tarafım bu coşkuyu. Bu parçanın anlatımı ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi soylenemez? A) Düssel ögelere yer verilmiştir. B) Farklı duyulardan yararlanılmıştır. Benzetmeye başvurulmuştur. DAnlatım örneklerle pekiştirilmiştir. Betimleyici unsurlar kullanılmıştır.

20221505 kitaplık monte eden Hanife 80 cm uzunluğundaki an ilkini zemine 45 derecelik açı ile yerleştiriyor. ki her rafi, bir e ettiğinde yuk ■ göre, şekil uzaklığı kar 20√2 AS le P TYT/ 37 Şekil 1'de dikdörtgen şeklinde bir yüzü renkte olan bir el işi kağıdı verilmiştir. A D 8 B Bu parçada numaralanmış cümleler ile ilgili aşağıdakilerin hangisi söylenemez? BY II. cümlede, bir durumun hem olumlu hem de olumsuz sonuçlarına yer verilmiştir. Türkçe 5. (1) GDO'nun açılımı "genetiği değiştirilmiş organizma"dır ve GDO bir canlının genetik özelliklerinin laboratuvar ortamında değiştirilmesiyle elde edilir. (II) Bu şekilde gıdalar, böcek gibi çeşitli canlılara karşı dirençli hâle gelmekte fakat genetiği değiştirildiği için gıdaların tadi, kokusu, büyüklüğü ve rengi bozulup farklılaşmaktadır. (III) GDO'lu ürünlerin üretimi; tarımda daha fazla verim, daha çok gelir düşüncesi hedeflenerek yapılmıştır. (IV) Bu üretimin %50'lik kısmı ABD'de gerçekleşmekte ve bu miktarda bir üretim başka bir ülkede yapılmamaktadır. (V) Amerika, üretimde önceki yıllara göre büyük bir artış yakalasa da Avrupa Birliği ülkeleri arasında Yunanistan, Avusturya, Macaristan, Polonya, Fransa, Almanya gibi ülkeler kimyasal maddeli bu gıdaların üretimini bırakmıştır. A) 1. cümlede, bir kavram tanımlanarak onun hakkında bilgi verilmiştir. V CIII. cümlede, GDO'lu ürün satışındaki artışın nedeninden söz edilmiştir. it E D) IV. cümlede, sayısal bir veriden yola çıkılarak karşılaştırma yapılmıştır. V 12 E) V. cümlede, GDO'lu ürünlerin Avrupa'da da bir dönem yetiştirildiğine değinilmiştir. C A PALME YAYINEVİ 7. 8 PAT Insa duy diyo Bun göz Ne feyl ben ediy Aşa iste A) m B) C) DY EY 8. L

TYT Türkçe 27. Mahsun Kırmızıgül, "Mucize" filminde Doğu ve Batı arasındaki farkı duygusal ajitasyonlarla anlatmak yerine komedinin eleştirel inceliğine sığınıyor. Başarılı da oluyor. Komedi unsuru, yokluğu ve yoksunluğu gözümüze gözümüze sokmak yerine dolaylı yoldan aktarıyor, incelikle sunuyor. Yolsuz, elektriksiz ve okulsuz bir yere gelen Batı'nın iyi yürekliliği -burada öğretmen oluyor- hem rahatlatıyor bizi hem de doğuda yaşamın zorluğu üzerine düşündürüveriyor. Sakat çocuğuna güzel bir kız bulduğu için sevineceğine ağlayan bir anne ile empati kurmaya çalışıyorsunuz ama bir kadına o coğrafyada kiminle evleneceğinin hiç sorulmaması durumuna da kızıyorsunuz. Bu parçada sözü edilen filmle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) B) Doğuda yaşayan halkın yaşam zorlukları, komedi unsurlarıyla birleştirilerek başarılı bir şekilde işlenmiştir. E) Güldürü ögeleri ön plana çıkmış ve insani duygular samimi bir şekilde ele alınmıştır. C) Doğudaki yaşamın zorluklarını, batılı öğretmenin çabalarını ve doğudaki töreleri komediden de yararlanarak anlatmasıyla etkileyici olmuştur. D) Etkileyici sahneleri, batılı öğretmenin iyi niyetli girişimleri ve komedi unsurlarını pek abartılı olarak vermesiyle dikkat çeker. Doğudaki zorlu yaşamı değiştirmek için batılı öğretmenin gayretlerini komedi ögeleriyle anlatması etkileyicidir.

24. Antropologlar toplumları ve yaşama biçimlerini, kuramsal genellemeler, süreçsel düzenlilikler ve nedensel bağlantı ve değişmeleri çıkarmak için çözümlemeye, karşılaştırmaya giriştiler. Bu açıdan bir antropolog, bir halkın siyasal örgütlenme biçimi ile inandığı doğaüstü varlık çeşidi arasındaki bağlantılarla ilgilenebilir. Büyüyle ilgili inançlar ile aile yapısının özel çeşitleri arasındaki ilişkileri inceleyebilir ya da kadının toplumdaki konumunun, geçim ekonomisinde oynadığı işlevle ilgili olup olmadığını belirlemeye çalışabilir. Bu düzenlilik ve bağlantı arayışları ayrıca, insanların farklılıklarına ışık tutarak, farklılığın temelindeki insan doğasını ve evrenselliği aydınlatabilir. Bu parçada antropologların çalışma alanlarıyla ilgili olarak; 1. III. IV. Halkın devlet yönetimi ile ilgili duygu ve düşünceleri İnsanların batıl inançları ve bu inançların aile kurumuna etkisini araştırma Toplumda kadının konumuna, aile bütçesine katkıları İnsanların gelişip ilerlemesinde inandığı değerlerin önemi konularından hangileri vardır? A) Ive Il D) I, II ve IV KARAAĞAÇ B) II ye III E) I, III ve IV 1, II ve III 26.

VE EDEBİYATI-SOSYAL MLER-1 TESTİ Deneme - 1 arih-1 (25-34), Coğrafya-1 (35-40) alanlarına ait toplam 40 soru ti-Sosyal Bilimler-1 Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz. 3. Sporun insan hayatına yarışma formatında girişi ile beraber, okullarda beden eğitimi ve spor dersleri, fiziksel aktivitenin günlük yaşantıdaki kullanımı ve sağlık amaçlı çeşitli uygulamaları yaygınlık kazanmıştır. Özellikle Amerika'da başlayan spor yatırımları eğitimin dışına çıkmaya başlamış, ülkeler artık spor politikaları oluşturmak için çeşitli girişimlerde bulunmuşlardır. Modern olimpiyatların başlatılması sporun daha büyük kitlelere yayılması ve bir felsefesinin oluşmasını sağlamıştır. Spor olgusu gittikçe büyümüş, gerek hizmet gerek üretim gerekse organizasyon açısından bir sektör hâlini almıştır. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi sporun yarışma olarak benimsenmesiyle birlikte yaşanan gelişmelerden biri değildir? AtRen Rendi içinde bağımsız bir bütünlük göstermesi B) İlke ve kurallara bağlı bir yapıya kavuşması C) Sosyal yaşamın vazgeçilmez bir unsura dönüşmesi D) Ülke yönetimleri tarafından teşvik ve destek görmesi E) Eğitimden sağlığa geniş bir alanda kullanılması ES AY Ec 5.

YAYINEVİ PALME TYT 17. Pastel boyanın tarihi, mağara duvarlarına resim yapıldığı dönemlere kadar dayanmaktadır. Bugün kullandığımız pastel boya ise XVI. yüzyıla dayanmaktadır. Pastel boyanın üretiminde temel madde toz pigmentlerdir (renk veren kimyasal madde) ve yapımında uzun yıllar tebeşir tozu kullanılmıştır. Günümüzde ise daha sağlıklı olması açısından tebeşir tozunun yerini pudra almıştır. Parafin (petrol ile elde edilen bir mum çeşidi), vazelin ve bitkisel yağ pastel boyanın ham maddelerini oluşturmaktadır. Bu yağlar, boyanın pürüzsüz ve parlak bir görünüme sahip olmasını sağlamaktadır. Çeşitli kimyasallarla ham maddelerin bir araya getirilmesiyle oluşturulan karışımın üzerine istenen rengin toz hâli eklenmekte ve makine yardımıyla karıştırılarak bir çeşit hamur elde edilmektedir. Elde edilen hamur donmadan hızlı bir şekilde kalıplara yerleştirilmekte ve on beş dakika sonra kaliplarda donan boyalar mekanik bir sistemle kaplarından çıkarılarak paketlenmektedir. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? A) Pastel boyanın tarihini ilk çağlara kadar götürmek mümkündür. B) Tebeşir tozu sağlık gerekçesiyle pastel boyalarda artık kullanılmamaktadır. C) Ik pastel boyalarda petrolden elde edilen maddelerin kullanıldığı tespit edilmiştir. D) Pastel boyalarda elde edilen hamur donmadan hızlı bir şekilde kalıplara dökülmektedir. E) Yağlarla parlak hâle getirilen pastel boyalar on beş dakikada kalıplardan çıkarılmalıdır.

öneride buluna- tanımadan, onun stayı muayene et- mle yazılan ilaçlar kitabi anlayabile- kaydedemez ve a uygun olarak panima sahip Dilir nde bulunanlar ümüz kitaplar- erhangi bir ki- edilmesi de bir edebi veni nite- m gibi!.." sedeceği akıl üze- olarak yazma eşfedil- era'nın idaki- si kar- 5nüş- enimi san mu- A TYT 25-20. soruları aşağıdaki metne göre cevaplayınız. Viyana'da felsefe ve psikoloji eğitimi alan Michael Haneke, films eleştirmenliği ile sinemaya giriş yaptı. Eleştirmenliğin ardından TV yönetmenliği yapan Haneke., gerçekçi ve ikna edici atmosfer yara- tabilme kabiliyeti ile sinema filmleri yapmaya başladı. 2001 yılında "Piyanist" filmi ile Cannes'da ödül aldı. Zaman zaman bir filozofun konuşmaları gibiydi filmleri, zaman zaman izleyicisini denek olarak kullanan bir psikoloğun oyunlan... İzleyicisini her zaman çok ciddi- ye aldı. Filmlerinde izleyiciye hap yutturmaya çalışan bir doktor gibi değil sorular sorarak düşünmesini ve kendi cevaplarını bulmasını sağlayan bir filozof ya da psikolog gibi davrandı. Filmlerinde izleyi- cinin düşünmesini sağlayacak nefes paylarının yanı sıra aniden ve gerçekçi bir biçimde filme dönmesini sağlayan sahneleri ön plana çıkardı. Modern insanın, zırhlı ve saklı sahalarına tahrip gücü yüksek füzeler fırlatarak "O kadar da güvende değilsiniz." hissini film diliyle yapabilmek, disiplini sinema olan her sanatçının harcı değil. Haneke, filmleriyle kışkırtıcı bir dil kullanarak film yapmak isteyen herkes için büyük yol açıcı oldu. 25. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenebi- lir? A) Haneke, izleyiciyi düşünmeye sevk eden film tarzının başlatı- CISI olarak sinemayı saygın bir kitle sanatı hâline getirmiştir. B) Haneke'nin eleştirel bakış açısı bireylere gözlerinin önünde olduğu halde yok saydıklanı gerçeği göstermeye çalışır. C) Haneke'nin felsefe ve psikoloji eğitimi almış olması, sinema- Sının buiki disiplinden beslenmesini sağlamıştır. D) Haneke, hayata ve toplumun geleceğine dair umutsuz bakış açısını filmlerine yansıtmış bir yönetmendir. E) Haneke'yi dünya çapında tanınır hâle getiren ilk filmi Can- nes'da ödül aldig "Piyanist"tir. 26. Bu parçadan hareketle Michael Haneke ile ilgili aşağıdaki- lerden hangisi söylenemez? A) Sinemayı salt bineğlence aracı olarak görmediği B) Rahatsız edici ve sert bir sinema diline sahip olduğu C) Filmlerinin, zleyiciden zihinsel açıdan katılım istediği D) Aktif ve sorgulayan bir izleyici kitlesini talep eden filmlere imza attığı E) Klasik ana akımın dışına çıkan filmleriyle modern sinemanın öncüsü olduğu

ef I 14. Yaşar Kemal eserlerinde, çoğunlukla Çukurova insanlarının hayatlarını anlattı. Bu toprakların yoksulluğunu realist bir tutumla gözler önüne serdi. Halkın ortak inançlarını bir masal, efsane, destan havası içinde dile getirdi. Özgün bir dili, coşkulu bir anlatımı vardır. Bu parçaya göre Yaşar Kemal'in eserleri, okuru I. Sosyal gerçeklik 11. Yerel yaşam III. Bireysel açmazlar konularından hangileriyle buluşturmaktadır? A) Yalnız I D) I ve II B) Yalnız II (E) II ve III C) Yalnız III

10. Elbette hepimizin ilk edebî okumalarının ve fikri dün- yasının altyapısının şekillendiği gençlik yıllarında, edebiyatın klasikleri çokça yer tutar. Bu bende de oldu diyebilirim. Lise yıllarımda iyi bir edebiyat okuru olarak hayata merhaba dedim sanırım. O yılların küçük boy Varlık Yayınları ürünleri ve değişik çeviri türü metinler rehberlik etti bana da. Yani edebiyatla hayata başladık. Bu sebeple, yeri gelmişken hemen söyleyeyim, gençlerin ilk yazma deneyimlerinde sıkça sorulur: "Nasıl yazmalıyım?" Hepsine cevabım tektir. Önce iyi okur olmak lazım, iyi okur olmaya gayret ederken de "iyi edebiyat seçicisi" olmak ku- ralını ilke edinmek derim hep. İşin açıkçası böyle bir altyapıyı oluşturmak her zaman hayata ciddi bir artı ile başlamayı beraberinde getirir. Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Sohbet türüne özgü nitelikler taşımaktadır. B) Içten bir anlatıma yer verilmiştir. C) Anlatımda tekdüzelikten kaçınılmıştır. D) Imgeye dayalı, düşsel bir üslup öne çıkarılmıştır. E) Yaşanan kimi deneyimlerin okurla paylaşılması amacı güdülmüştür.

apakları bir hayli üslüyordu. Mut- üğü, anlattıkları asında un me- Si aşağıdaki C) Gözlemci ması şöy- mış, hare- da PR ticinin ruh hâlini etkileyen unsur dir? işareti arını in? 70 Beş başkaları inleye tümden çıkarıp yatağa attığım robdöşambir içinde, ebediyen Dokuzuncu Hariciye Koğuşu'ndan alınan bu parçada anla aynı insan bulunacak: Hasta. aşağıdakilerden hangis A) Zaman D) Tema B) Mekân yorum. U A) Duyular arası aktarım yapılmıştır. B) Gözlemci bakış açısına yer verilmiştir. E) Çatışma 6. Taşlık karanlıktı. Kokulu karanlıkta çiçeklerin renkleri babaan nenin keskin iniltisine karışıyordu. Çiçeklerden çok taşlığın öte yanındaki kapı çekiyordu Şükriye'yi. Açsa mıydı? Dede orada mıydı ki? Yüreği çarparak kapının tokmağını çevirdi. Bir süre hiçbir şey göremedi. Odada bir nezle kokusu vardı yalnız. Göz leri alışınca yatağı seçti. İki iskemleyle tahta bir masa duruyor du yatağın yanında. Karşıki duvara babaannenin beyaz elbise bir gençlik resmi asılmıştı. Saçları örülüydü. Bir iskemleye da yanıyordu. Çizmeli bir adam oturuyordu iskemlede. Düşünce lere gark olmuştu Şükriye. İçinden eski günlerini geçiriyordu Bu metnin yapı unsurları ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi söylenemez? C) Yaşanması mümkün bir olaydan alınmıştır. D) Öyküleyici ve betimleyici anlatım birlikte kullanılmıştır. E) Kahramanın yaşadığı kararsızlıktan söz edilmiştir.

n- it r. B KİTAPÇIĞI 19. Pek çok yazar hakkında anlayış birliği yoktur. "Dostoyevski çok büyük bir yazardır." diyenimiz de vardır, "Rus edebiyatının başına Nabokov gibi üçüncü sınıf bir yazarı kim musallat etti?" diyen de vardır. Halide Edip'in, Sait Faik'in ya da Orhan Pa- muk'un kılçıklı bir Türkçeyle yazdığını söyleyen de Proust'un berbat bir Fransızcayla yazdığını düşü- nen de Salinger'in Gönülçeleni için, "Ne biçim kitap bu!" diyen de Garip şiirine, "Bunlar da ne ki!" diye bakan da İkinci Yeni şiirini, "Bunalımlı genç adam- ların hezeyanları!" olarak tanımlayan da vardır. Ancak onların bugün modern klasik eserlerin yapı taşları hâline geldiklerine bakılırsa edebiyatın; öğ- retmenlerin, ebeveynlerin ya da otoritelerin ille de kabul edeceği bir şey olmadığı da açıktır zaten. Bu parçada anlatılmak istenen asıl düşünce aşağıdakilerden hangisidir? A) Sanat yapıtları ve sanatçılarla ilgili farklı değer- lendirmelerin yapılabilmesi sanatın temel niteli- ğidir. B) Sanatçılarla ilgili değerlendirmelerin nesnel bir nitelik taşıdığını söylemek mümkün değildir. C) Kendi döneminde değeri anlaşılmamış birçok büyük sanatçı adıyla doludur edebiyat tarihleri. D) Her dönemde kendileri okutmayı başarabilmiş eserlerdir klasik eserler. E) Sanatçıların değerini belirlemede zaman en önemli ölçütfür. 21

Türkçe cüsüy elaşi ocam ve shras No zi ile alakamızı yeni baştan kurmamız lazım. Maziyi mal edersek hayatımızda ecnebi bir cisim gibi bizi lahatsız eder, terkibin içine ister istemez sokacağız. O, kendisinden gelmemiz lazım gelen bir şeydir. Bu devam fikrine bir vehim de olsa muhtacız. Kaldı ki dün doğmadık. En çetin realitemiz budur. Biz şimdi bir tepki devrinde yaşıyoruz. Kendimizi sevmiyoruz. Kafamız bir yığın mukayeselerle dolu; Dede'yi Wagner olmadığı için, Yunus'u Verlaine, Baki'yi Goethe ve Gide yapamadığımız için beğenmiyoruz. Uçsuz bucaksız Asya'nın o kadar zenginliği içinde, dünyanın en iyi giyinmiş milleti olduğumuz hâlde çırçıplak yaşıyoruz. Coğrafya, kültür, her şey bizden bir yeni terkip bekliyor; biz misyonlarımızın farkında değiliz. Bu parçada, yazarın asıl yakındığı durum aşağıdakilerden hangisidir? A) İnsanların mükemmeliyetçiliği B) İnsanların geçmişi yok sayması C) İnsanların sadece geleceği düşünmesi D) İnsanların her şeyin plansız yapılması E) İnsanların kendilerini geçmişe hapsetmesi yanılsama şeklinde aktarırlar. D) Kurguya alınan gerçeklikle kurgusal gerçekliğin yan yana getirilişi kurguda kendini gösterir. E) Kurguda sahicilik; dildeki ayarları, dengeleri ve perspektifteki sadelikleri yansıtma sonucu ortaya çık

11. Bir dönem basın ve medyada liste başı olarak ilan edilen "Yeni Hayat", "Simyacı", "Yüreğinin Götürdüğü Yere Git" romanları, toplumsallıktan uzak, anlaşılmazlığı ilke edinmiş postmodem kültürün birer ürünü olan kitaplardır. Bu tür yapıtlar; bireyi toplumdan, insandan, bilimsel dü şünceden uzaklaştırdığı için basın ve medyadan özellikle destek görmektedir. Uzun bir süredir basın ve medyanın genel tutumunun; gerçek işlevinin tam tersi olması ise son derece rahatsız edici, üzücüdür. Bu parçada yazar, aşağıdakilerin hangisin. den yakınmaktadır? Slayd A) Bireye uzak, kapalı, anlaşılmaz yapıtlardan B) Insanların yaşamdan, toplumdan uzaklaşma- sından C) Okurun ilgisini çeken popülist yaklaşımdan b) Medyanın, gerçek işlevine aykırı bir tutum ta- kınmasından E) Postmodern kültürün iyi anlaşılmamasından

TYT / TÜRKÇE 25. (1) Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de çikolata pazarlamasında yoğun bir rekabet yaşanmaktadır. (II) Özellikle büyük çikolata markaları pazarda re- kabet üstünlüğü sağlamak için teknolojilerini yeni- lemekte ve ürün çeşitliliklerini artırarak yoğun satış çabalarını gerçekleştirmektedir. (III) İşletmeler artık geleneksel pazarlamanın yanı sıra müşteri odaklı çalışmaktadırlar, aksi takdirde rakiplerine pazar paylarını rahatlıkla kaptırabilirler. (IV) Pazar payının artırılması ve korunması için yaratıcılık da büyük önem taşımaktadır. (V) Ancak işletmeler öncelikle; fiyatları düşürmeden pazar paylarını nasıl artıra- caklarını, dağıtımı nasıl hızlandırabileceklerini, yeni ürünleri nasıl ve ne zaman geliştirip pazara sürme- leri gerektiğini iyi fizibilite etmelidir. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili ola- rak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede, çikolata üretiminde bir rekabet oldu- ğuna dair saptamada bulunulmuştur. B) II. cümlede, çikolata üretim sektörünün gelişen teknolojiye uygun olarak kendisini geliştirmesin- den söz edilmiştir. C) III. cümlede, çikolata pazarlama mantığındaki değişim gerekçesiyle birlikte verilmiştir. D) IV. cümlede, birtakım yeniliklerin ortaya konma- sının gerekli olduğu belirtilmiştir. E) V. cümlede, işletmelerin dikkat etmeleri gereken özellikler dile getirilmiştir. radikal YAYINLARI 27.

Edebiy 23. Aslında kitabın konusu uzun zamandır kafamın içinde kendine yer ediniyordu. Konu belliydi ama karakter yapıları ve davranışları çok net değildi. Karakterlerin daha net hâle gelmesi için uzun süre çevremde gözlemler yaptım. Bu, hem bana çok yardımcı oldu hem de hikâyenin sıra dışı olmasında önemli bir rol oynadı. Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir? YAYINE A) Kitabınızı kaleme alırken gözlem gücü ne derece etkili olmuştu? B) Genç yazarlar, etkili bir konu bulmak için nelere dikkat etmelidir? C) Kitabınızın üslubunun sıra dışı görünmesi konusunda ne düşünüyorsunuz? D) Yeni çıkan kitabınızın konusunda karakter ve tip ayrımı yaptınız mı? E) Kitabın konusunun ilgi çekmesi için özel bir çaba sarf ettiniz mi?