Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

TYT • Türkçe 30. Çağın en büyük ressamlarından Picasso, "Benim resmimi imzam için alıyorlar." demiştir. Yani aynı tuval, aynı renkler, farklı ressamların ellerinde farklı harmanlanır. Çünkü sanatçı sadece gözün gördüğü ile yetinmez onu kendi yorumuyla yeniden düzenler, yaratır. Bu parçaya göre Picasso'nun ilgi gören yanı aşağıdakilerden hangisidir? A) Ender bulunuşluğu B) Kendine özgülüğü C) Olağanı zorlaması D) Sanatıyla özdeşleşmesi E) Etkileyicilik sağlaması

in- ildi da ip da ile n- ci ki a- a e Raunt Bakışlarınızı küçük bir bölgeye yönelttiğinizde sadece orası görünür. Işığı her şeyi kapsayacak kadar geniş- letirseniz hiçbir şeyi net göremezsiniz. Harvard Üni- versitesinde yapılan ünlü bir deney de bunu kanıtlıyor. Deneyin bir çeşitlemesinde psikologlar deneklerden kaydedilmiş bir sahnede, belli renk forma giymiş oyun- cuların basketbol topunu birbirlerine kaç defa attıklarını saymasını istedi. Sahnenin tam yarısında goril kılığına girmiş bir adam dokuz saniye boyunca ekranda ge- zindi. Görüntü sona erdikten sonra araştırmacılar de- neklere şu iki soruyu sordu: "Sizin takım kaç defa pas verdi?" ve "Gorili gördünüz mü?" Çoğu denek pasları doğru saymıştı ama %50'si gorili görmemişti. Bunu ta- kip eden göz takip araştırmaları, deneklerin gözlerinin kostümlü adamla karşılaştığını ancak deneklerin onu hiç görmediklerini söylerken haklı olduğunu ortaya koydu. Görsel korteksimizdeki bir bölge, her an neyin önemli olduğuna karar verir; onun dışındaki her şeye orada yokmuşçasına davranır. Gorili en çok fark eden- ler, pasları saymayı bırakanlardı. Araştırmanın yazarı Chris Chabris, aynı anda birçok şey yapmaya çalıştı- ğımızda bu görsel garipliğe hazır olmamız gerektiğini söylüyor. 35. Bu parçada söz edilen deneyle ilgili aşağıdakile- rin hangisi hakkında bilgi verilmemiştir? A) Yapıldığı akademik kurum B) Deneklerin meslekleri C) Uygulanan yöntem D) Elde edilen bulgular E) Yapanların bilimsel kimliği

34. Lawrence Durrell, 1912'de Hindistan'ın Darjeeling şehrinde İngiliz bir baba ile İrlanda-İngiliz melezi bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldi. On bir yaşın- dayken öğrenim görmesi için İngiltere'ye gönderildi ve 1930'ların başında Paris'e yerleşene dek orada yaşadı. Paris'te sadece arkadaşı olmakla kalmayıp bir bakıma ona hayatı boyunca yazınsal anlamda kılavuzluk edecek Amerikalı yazar Henry Miller ile tanıştı. 1935'te Yunanistan'ın Korfu adasına taşın- di. 1938'de ilk romanı Kara Kitap'ı yayımlandı. İkinci Dünya Savaşı sırasında Kahire ve İskenderiye'deki İngiliz büyükelçiliklerinde basın ataşeliği yaptı. Sa- vaştan sonra bu görevlerini Rodos, Belgrad, Atina ve Kıbrıs'ta sürdürdü. Hayatının son yıllarını Fran- sa'nın güneyindeki Sommieres'de geçirdi. En önem- li özelliği Dorothy Richardson, Virginia Woolf, James Joyce ve başka büyük yazarlarla edebiyata derin ve taptaze bir nefes aldıran modernist romanın belki de son temsilcisi olmasıdır. Bu parçada Lawrence Durrell ile ilgili aşağıdaki- lerin hangisine değinilmemiştir? A) Öğrenim yaşamına B) Edebiyattaki ustasına C) Diplomatik görevlerine D) Karşılaştığı sorunlara E) Edebiyattaki yerine

Raunt 33. Gölgelerde sıcaklıkların 51°C'ye ulaştığı Güney Avustralya çölünde, Coober Pedy adında bir kasa- bada, sakinler yoğun sıcaklardan kaçmak için yer altında yaşıyor. Dünyanın en büyük opal maden işletmesi olan Coober Pedy, şu an dışarıdan ba- kılınca sadece bacaların göründüğü ve tabandaki işaretli olmayan deliklerin olduğu ilginç bir yer. 1915 yılının başında, New Colorado Maden Aramaları Sendikası, Coober Pedy'nin hemen güneyinde altın aramaları başlattı. Sendika, 1 Şubat'ta su ararken zeminde birçok opal ile karşılaştı. Coober Pedy, böl- gede değerli bir taş olan opallerin keşfedilmesinin bir sonucu olarak 20. yüzyılın başlarında kuruldu. Bu parçada Coober Pedy ile ilgili aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? A) Hangi amaçla kullanıldığına B) Günümüzde nasıl göründüğüne C) Turizme büyük katkı sağladığına D) Ne zaman inşa edildiğine E) Hangi buluş sonucunda kurulduğuna

6 A 32. Amfora, Antik Çağ'da gıda maddelerinin depolanma- si ve taşınması için kullanılan, iki dikey sapı olan bir küptür. Yunanlılar bu tasarımı Doğu Akdeniz'den alıp benimsemiş olsalar da "amfora" ismi, "her iki taraf- tan da taşınan" anlamına gelen Yunanca "amfi-pho- reus'tan türemiştir. Fenikelilerden Romalılara kadar tüm büyük ticaret kavimleri tarafından kullanılan sağlam yapılı amfora, antik dünyaya yayılmış ve sağ kalabilmiştir. Böylece, arkeolojik kayıtlar için yerleşim yerlerinin tarihleri, ticari ilişkiler ve günlük beslenme alışkanlıkları hakkında önemli ipuçları sağlamıştır. Bu parçada amfora ile ilgili aşağıdakilerin hangi- sine değinilmemiştir? A) Kullanım amacına B) Dış görünüşüne C) Köken bilgisine D) Katkı sunduğu alanlara E) Yapım aşamalarına

TÜRKÇE TESTİ 34. . Hafıza ve zekânın hangi ebeveynden geldiği tartışıl- diği gibi aynı unsurların hangi yaş aralığında oluştuğu da tartışılmaktadır. Araştırmalar sonucu insanlarda hafıza ve zekânın %75'i 3 ile 7 yaş arasında oluşmak- tadır. Tüm zekânın %90'ı da yaklaşık ergenliğe giril- diği 12 yaşla birlikte tamamlanmaktadır. Bu anlamda beynin 3 ile 12 yaş arasında zeka gelişimini destek- leyen bir eğitim programı ile eğitilmesi çok önem arz etmektedir. Zekâ oyunları, özellikle 5 ile 12 yaş arasındaki çocukların hafıza ve zekâlarını geliştirmek için çok iyi eğitim araçlarıdır. Birçok şirket farklı zeka oyunları ve oyuncakları geliştirmekte hatta bu oyun ve oyun- cakların hangi aşamalarla kullanılacağı konusunda geliştirilmiş disiplinli bir eğitim programı yapmaktadır. Bu iki parçada ifade edilenlerin anlamca doğru bir bi- çimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir? A) İnsan beyninin gelişim süreci yıllarca tartışmalara konu olmuş ve birçok araştırmacı tarafından da merak edilen bir objeye dönüşmüştür. Yapılan araş- tırmalar göstermiştir ki insan sağlığı ile beyin gelişimi arasında sıkı bir ilişki vardır. İnsan bedensel an- lamda ne kadar diri olursa o kadar da beyin sağlığı olumlu yönde gelişmiş olacaktır. B) "Hafıza ve zekâ anneden mi yoksa babadan mi geli- yor?" sorusu nasıl tartışılıyorsa hangi yaş aralığında oluştuğu da tartışılmaktadır. Yapılan araştırmalar göstermiştir ki beyin insan hafızası ve zekâsına bağlı olarak ebat anlamında büyür ya da küçülür. Bunda öncelikle zekâ oyunları da etkili olmaktadır. C) "Hangi ebeveyn hafıza ve zekâyı genetik aktarımla çocuğa taşır?" sorusu tartışılmıştır. Bunun haricinde de zekâ ve hafızanın hangi yaş aralığında oluştuğu da tartışmalara konu olmuştur. Bu konu hakkında yapılan araştırmalara göre 3-7 yaş aralığında oluşan bu unsurlar, 12 yaşa kadar büyük ölçekte tamamla- nır. Zekâ oyunları da bu yaşa kadar olan çocukların kullandığı eğitim aracı olarak bilinir. Birçok şirket çe- şitli zeka oyunları ve oyuncakları geliştirerek düzenli eğitim programlarına imza atmaktadır. D) Hafızanın ve zekânın hangi yaş grubunda gelişim gösterdiği ile ilgili çeşitli araştırmalar yapılmıştır. 3 ile 7 yaş grubu çocukların hafıza ve zeka gelişimlerinin %90'ını tamamladığı tespit edilmiştir. Ebeveynlerin de çocukların zekâ ve hafızalarını geliştirmek adına çeşitli oyun ve oyuncak satın aldıkları bilinmektedir. E) Birçok ebeveyn ile yapılan görüşmede çocuklarının zekâ ve hafıza gelişimine katkı sağlamak adına oyun ve oyuncak satın aldığını ifade etmektedir. Her yaş grubundaki çocuklar için farklı farklı hazırlanan bu oyun ve oyuncaklar sayesinde çocuklar zihinsel gelişimlerinin %90'ını tamamlar. Bu durumdan dolayı da birçok aile çocukları için bu oyun ve oyuncakları satın alır. 35

34. (1) Reklamasyon, satılan bir malın istenilen kalitede olmaması nedeniyle ortaya çıkan bir uygulamadır. (11) Özellikle yurt dışına yapılan satışlarda, istenen kalitede olmadığı anlaşılan malın iadesi ve yerine yenisinin verilmesinin ekonomik olmadığı durumlar- da, istenmeyen mal iade alınmayıp yerine yeni mal verilmesiyle uygulanır. (III) Satılan malın geri alındığı durumda ticari kazancın tespiti açısından bir sorunla karşılaşılmaz ve reklamasyon uygulanmaz. (IV) İade edilen mal fatura ile veya gider makbuzu ile geri alı- nır, yerine fatura ile yeni bir mal verilir. (V) Satılan mal veya hizmetin istenilen kalite standartlarına uygun olmaması nedeniyle ortaya çıkan reklamasyon, son yıllarda özellikle tekstil sektörü ve diğer sektörlerde sıkça karşılaşılan bir uygulamadır. Bu parçada yer alan numaralanmış cümlelerde not reklamasyon hakkında aşağıdakilerden hangisi söylenemez? Con A1. cümlede, tanımı nesnel biçimde ortaya kon- muştur. B). cümlede, yaygın bir uygulama alanından söz edilmektedir. III. cümlede, uygulanmadığı bir durumdan bahse- dilmektedir. #1 (8 DV cümlede, en sağlıklı gerçekleştirilme yolunun koşulları anlatılmaktadır. EV. cümlede, hangi sektörlerde daha sık görebile- ceğimizin bilgisi verilmektedir. BS YAYINLARI

18. İnsanın -olanak varsa- eşi, çocuğu, parası ve hele nel sağlığı olmalı ama mutluluğunu yalnız bunlara bağ- anlamamalı. Kendimize, yalnız bizim için bağımsız bir inköşe ayırıp orada gerçek özgürlüğümüzü, kendi sul- tanlığımızı kurmalıyız. Orada, yabancı hiçbir konuğa lly yer vermeksizin kendi kendimizle her gün baş başa verip dertleşmeliyiz, hiçbir şeyimiz yokmuş gibi ko- ibnuşup gülmeliyiz. Öyle ki hepsini yitirmek felaketine ile uğradığımızda onlarsız yaşamak bizim için yeni bir 15şey olmasın. Kendi içine çevrilebilen bir ruhumuz var, inckendi kendine yoldaş olabilir. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? minas/medi UR Anlien Instylist A) Başarının bir yolu yok ama başarısızlığın formülü herkesi memnun etmeye çalışmaktır, bu nedenle insan sadece kendini memnun etmelidir. B Tek başına dayanma gücüne ve potansiyeline sahip olan insan ortada bir neden olmasa da ken- dini buna hazırlamalıdır. C Akıllı görünmeye çalışmak akıllı olmanın önünde herengeldir, hepimiz hata yaparız ve her hata bizi het insan olmaya yaklaştırır. DIş, aile ve toplum ortamında çeşitli sorunlarla kar- id şılaşmakta ve stres nedeniyle birçok bedensel ve is ruhsal sorun yaşamaktayız. EX Insan biyolojik, psikolojik ve sosyal özellikleri olan bir varlıktır; bu üç temel özellik birbiriyle sürekli eis olarak iletişim hâlindedir. BIS YAYINLARI

n diğer insan lanma ini ge- imeler zeyde nlı bir birbi- ✓ N L 9 A) I B) II C) IN D) IV E) V 24. Hoşgörü bir uygarlık ürünüdür. İnsanlığın hoşgörü (tolerans) kavramına ulaşması kolay olmadı. ----, çok yakın bir zamanda, hoşgörünün beşiği sayılan Avrupa'da olup bitenler bile inanılacak gibi değildir. Sözgelimi 10 Mayıs 1933 günü birçok Alman ken- tinin meydanında o günkü rejimin beğenmediği ve yasakladığı kitaplar yakılmıştır. Kitapları meydan- lara yığılarak yakılan yazarlar arasında Thomas Mann, Heinrich Heine, Stefan Zwaig, Franz Kafka, Sigmund Freud ve Albert Einstein vardı. Onca ünlü yazar arasında bir kişiyi unutmuşlardı: Oscar Maria Graf. Kitapları yakılacaklar listesinde bulunmayan Graf, yönetime bir protesto mektubu yazarak dünya- da yankılanan çağrısını yaptı: "Benim kitaplarımı da yakın! Çünkü ben de kitaplarımda elimden geldiği kadar gerçeği söylemeye çalıştım." Anlatımın akışına göre bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilemez? A) Tarihin utanç verici karanlık olaylarını bir yana bırakın. B) Antik Çağin, Orta Çağ'ın kötü ünlü zulümlerini bir kenara koyun C) Her çağda insanlara yaşattıkları acılarla tarihe kara birer leke olarak yazılanlar oldu D) Hoşgörü düşmanlığını görmek için çok eski ta- rihlere gitmeye gerek yok E) Sonunda modern toplumlar, farklı görüşlerin ba- rış içinde bir arada yaşamasının önemini kavra- dılar Diğer sayfaya geçiniz.

TÜRKÇE TESTİ arka- iyet) inda inde onla- ra?" bir- doğ- gitti- öre 1 Y N L R 21. Bahçenizde kendiniz tüketmek için sebze yetiştir- mekte iken bir gün biri size düzenli olarak sebze vermeye başlasa belki de kendiniz yetiştirmekten vazgeçerdiniz. (1) Aslında kendi gereksindikleri ami- no asitleri yapabilirler çünkü bir biçimde amino asit sahibi olmak zorundadırlar, amino asitler olmasa doğal olarak protein yapamayacaklardı ve üremeleri duracaktı. (2) Amino asit armağanımız, hücrelerin kendilerininkini yaparak enerji harcamalarını gerek- sizleştirir. (3) Sizin amino asidi hazır olarak verme- niz, hücrelere bir bayram hediyesi gibidir. I. Eğer ortamlarına hazır yapılmış amino asitler ek- lersek bakteriler amino asit üretimini durdururlar. II. Bakteriler de buna benzer bir şey yaparlar. III. Bu iş için aslında muazzam bir enerji harcamaları gerekirdi. Anlatımın akışına göre bu parçada numaralan- mış yerlere, sırasıyla aşağıdaki cümlelerden hangilerini getirmemiz gerekir? 2 3 || D) E) === ||| ||| J

kitleleri etkisi altına alması hedeflenen şarkılar için muzik tabiri, bir anda ortaya çıkan ve geniş kullanılıyor. Pop müziğin ortaya çıkışı, Sanayi Dev- rimi sonrası yaşanan endüstriyelleşmeyle yakından ilişkilidir. 20. yüzyılın ilk çeyreğinde fabrikaların seri üretime geçmeye başlaması ve tüketilen her şeyin fabrikasyon bir hâle dönüşmesi, pop müziğin de te- mellerini atan faktörler arasında kabul ediliyor. Fab- rikalar tarafından bir anda çok sayıda pikap ve plak üretilmesi, müziği de bir endüstri hâline getirince geniş kitlelere hitap edecek ve yüksek satış rakamla- rına ulaşacak şarkılara ihtiyaç duyuluyor. Bu ihtiyacı karşılamak için ortaya çıkarılan pop müzik akımının dünyayı kasıp kavurması ise 1960'lı yıllara tarihlen- diriliyor. Bu tarihlerde Elvis Presley, Beatles, The Turtles gibi efsanevi isimlerin rock'n'roll şarkılarıyla dünya genelindeki gençleri peşlerine takmaları, mü- ziğin kendine ait bir ana akım oluşturmasının ve pop müziğin dünya genelinde patlama yapmasının temel nedeni olarak görülüyor. 1980'li yıllardan bugüne geçen süre, pop müziğin altın çağı olarak kabul edili- yor. Michael Jackson, Madonna, Prince, George Mi- chael gibi isimlerin adeta birer ikon hâline gelmeleri ve şarkılarıyla tüm dünyayı sarsmaları, günümüzdeki pop müzik endüstrisinin de ilhamını oluşturuyor. 23. Bu parçada pop müzikle ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisine değinilmemiştir? L A) Sanayileşme ile arasında bir ilişkinin söz konu- su olduğuna t B) 20. yüzyılın ikinci yarısında tüm dünyada yaygın hâle geldiğine C) Geniş kitlelere ulaşma ve yüksek satış sağlayabi- lecek şarkılar meydana getirmenin amaçlandığına D) Kitleleri peşinden sürükledikten sonra kısa zaman içinde unutulup giden bir müzik türü olduğuna E) Müzikle ilgili fabrikasyon araçların çoğalmasıyla bir endüstri hâline geldiğine 24. Bu parçada pop müzikle ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisi söylenebilir? A) Dünyanın en sevilen ve en çok dinlenen müzik türleri arasında ilk sırada yer almaktadır. B) Aradan yıllar geçse bile büyük bir keyifle dinle- nebilen efsanevi şarkıları karşılamaktadır. C) Dünya müziğine damga vuran çok sayıda pop yıldızının gençlere yönelik geliştirdiği fantastik bir müzik türüdür. D) Kulağa hoş gelen ritimleri ve tekrarlanan ezgile- riyle kitleleri peşinden sürükleyen ancak bir kül- türel altyapıdan yoksun bir müzik çeşididir. + E) Bir anda ortaya çıkan ve milyonların diline takı- lan şarkıları ifade eden evrensel bir müziktir.

ne de 3. Daha lise yıllarında şiir ve öykü yazma dene- melerine girişen Sait Faik Abasıyanık, ilk öykü kitabı "İpekli Mendil'i 1934 yılında Varlık dergi- sinde yayımlamıştır. İlk öykülerinde daha çok çocukluk yıllarının geçtiği Adapazarı'nı işlerken ilk gençlik yıllarının geçtiği Bursa ve Fransa'yı kendi çıkardığı eserlerine konu etmiştir. Edindi- ği izlenimleri yansıtırken biçim ve içerik açısın- dan geliştirdiği tekniği sonraki öykülerinde de ustaca uygulamıştır. “Küçük Adam” öyküsün- de yalnızlığı, yaşama sevinçini, çirkinliklere ve kötülüklere karşı koyma çabalarını ele almıştır. Diğer birçok öykü ve şiirinde de İstanbul'un orta ve alt kesim insanlarının sorunlarını anlat- Bu parçada “Sait Faik" ile ilgili, 1. ilk öyküsünde verdiği mesajlara II. fårk türlerde eser verdiğine, III, eserlerinde neden İstanbul'u anlattığına durumlarından hangilerine değinilmemiştir? A) Yalnız 1. B) Yalnız II. C) Yalnız III. D) I ve III.

27. İyi bir konuşmacı her şeyden önce, kimlere karşı konuşacağını, bu konuşmadan elde etmek istediği sonucun ne olduğunu iyi bilen; seslendiği kitlenin her açıdan bütün duyarlılıklarını önceden saptamış insandır. Böyle bir konuşmacı karşısındaki insanlar- dan ne derse ve nasıl derse destek, ne derse ve nasıl derse tepki göreceğini de çok iyi öğrenip hazır- lanır. Ana dilini ustaca kullanır. Sesinin tinısını, dal- galanışını kitlenin ruh hâline ve beklentilerine göre ayarlar. Karşısındaki kitleyi hesaba katmadan sade- ce kendi hitap gücüne güvenerek coşkulu ya da do- kunaklı konuşmalar yapan konuşmacıların alacağı alkış ve destek, ne kadar iri olursa olsun az sonra yok olup gidecek bir sabun köpüğü gibidir. R Bu parçada iyi bir konuşmacının özelliklerinden hangisine değinilmemiştir? A) İyi bir diksiyon eğitimi aldığına B) Dinleyicinin beklentilerini çok iyi etüt ettiğine C) Ana dilini kullanmada çok başarılı olduğuna D) Sesinin iniş ve çıkışlarını iyi ayarladığına E) Ciddi bir hazırlıktan sonra konuşma yaptığına

uç gi 10:34 Q4.5G LTE Deneme 13. Mehmet Kaplan; gerçek edebiyatın, edebî metnin kendisi olduğunu dolasıyla her edebî metnin ayrı ayrı ele alınması gerektiğini söyler. Ona göre şiir incelemesi, o zamana kadar yapıldığı gibi, mesalâ bir şiirin ölçüsünü, nazım şeklini ve edebî sanatlarını bulup söylemek değildir. Ona göre bu ayrıntılar, sanatçının dünya, hayat, toplum, doğa ve insan karşısındaki tavrını keşfetmeye yardımcı olduğu ölçüde önemlidir. Bu nedenle onun bu konudaki ilk denemesi olan Şiir Tahlilleri ayrı bir şiir inceleme yöntemiyle yazılmıştır. Mehmet Kaplan, Şiir Tahlilleri'nin ön sözünde, tahlillerden ulaştığı sonuçların herhangi bir kesinlik ifade etmediğini ileri sürer ve başka tahlillerin kendi yaptığından farklı olabileceğini belirtmeyi ihmal etmez. Bu parçaya göre, Mehmet Kaplan'ın şiir tahlilleri konusundaki tutumu vell 1. Edebî eserlere farklı açılardan bakılabilir. X II. Edebî eserin değeri kişisel yoruma açık olmasındadır. III. Edebî eser, kendine özgü bir okuma yöntemi gerektirir. yargılarından hangilerini örneklendirir? A) Yalnız B) Yalnız T Çözümü nasıl buldun? 30 E) II ve III C)Yalnız III 14. Nevi olursa olsun her sevi alculavısım conellikle anlayışım, Paragr 15.- Birle olar Pa gib da m y F

25. İnsanlığın yeryüzündeki serüveninde toplumların e sosyal ve ekonomik aşamaları; avcılık-toplayıcılık, 6 çobanlık, tarım ve yerleşik hayat şeklinde sıralana- bilir. Bu aşamalarda tarımın öğrenilmesiyle başlayan süreç, insanlık için önemlidir. Güneş, su ve ekilebilir araziler açısından elverişli bölgelerde yaşayan bu dönem toplumları, doğal çevrelerinden daha fazla yararlanabilecekleri bilgi ve tecrübeye ulaşmıştır. Bu birikime ulaşan insanları yeni kaynak arayışına yön- lendiren nedenlerden birisi nüfus artışıdır. Doğal çev- resini keşfedemeyen ve sınırlı bir alanda yaşayan in- sanlar, artan nüfusun beslenme ihtiyacını karşılamak için yeni arayışlara girmişlerdi. Bunun sonucunda toprağı işlemeyi keşfetmişler ve hayvanları evcilleş- tirmişlerdir. İnsanlar, yerleşik hayata geçtikten sonra beslenmek için av hayvanlarını izlemeyi ve yer de- ğiştirmeyi bırakmıştır. Bu süreçte konar-göçer yaşa- mi devam ettiren toplumlar olsa da yerleşik toplumlar karşısında giderek sayıları azalmaya başlamıştır. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinil- memiştir? İnsanların farklı arayışlar içerisinde olduklarına B) Yerleşik yaşama geçişin yaşam tarzlarını değiş- tirdiğine Yerleşik hayatla birlikte nüfus artışının olduğuna D Toprağı işleme, hayvanları evcilleştirmenin yerleşik hayatla başladığına E) Yerleşik hayatın avcılığı ve göçebe yaşamı yok ettiğine

beklememelidir. 26. Teknolojinin insan hayatına getirdikleri sürekli tartışılan konular arasındadır. İçinde bulunduğumuz yüzyıl, tekno- lojik gelişmelerin inanılmaz bir hızla arttığı ve yakın gele- cekte nasıl bir hayatımızın olacağını kestiremediğimiz bir dönemdir. Çok yakın bir zamana kadar internet adında bir ağın bizi bütün dünyaya bağlayacağı, bu ağa kolaylıkla herkesin ulaşabileceği ve yanımızda kolaylıkla taşıdığımız bilgisayar, tablet ve cep telefonlarıyla anında dünyada olan bitenden haberdar olacağımız aklımıza gelmezdi. Yaşam tarzlarının değiştiği bu çağda, cep telefonu, bil- gisayar ve internet, insanların vazgeçilmezleri haline gel- miştir. Sosyal medya ortamları, internet haber siteleri ve bloglar; internet kullanıcıları tarafından yoğunlukla ziyaret edilmektedir. Bunların yanında tablet ve cep telefonları için üretilen internet tabanlı uygulamalar da her geçen gün artan kullanıcı sayısıyla dikkatleri çekmektedir. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Çevrim içi ağlar aracılığıyla kurulan iletişimde yanılma oranı yüksektir. B) Teknolojik gelişmeler günlük hayatta birçok değişiklik meydana getirmektedir. C) Teknolojinin insan hayatındaki önemi günden güne azalmaktadır. D) Sosyal ağlardaki gelişmelerin insan hayatına etkisi si- nırlıdır. E) Teknolojinin yaygın kullanımı insanlar arası ilişkilere zarar vermektedir.