Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

Üniversite Adayı Yayınları
40. Şiirlerime ne anlam verilirse anlamları odur. Benim on-
lardan çıkardığım anlam bana göredir, bu da kimsenin
onlara başka anlamlar vermesine engel değildir. Her şi-
irin, şairin belirli bir düşüncesine uygun yahut bu dü-
şüncenin tıpkısı, asıl, tek bir anlamı olduğunu söyle-
mek, şiirin yapısına aykırıdır ve şiirin temel niteliklerini
yok sayabilecek bir yanılgıdır.
Bu parçanın bütününde aşağıdakilerden hangisi
vurgulanmaktadır?
A) Şiirin anlaşılmak için, okurdan emek isteyen bir sa-
nat dalı olduğu
B) Şiirin temel özelliğinin ondan herkesin kendince an-
lam çıkarabilmesi olduğu
C) Şairiyle aynı dünya görüşüne sahip olmasalar da
okurların herhangi bir şairin şiirlerinden yazınsal zevk
alabilecekleri
D) Kimi şiirlerin içerik yönünden benzer nitelikler taşı-
masının normal olduğu
E) Şiirde söyleyiş güzelliği ön planda olsa da mutlaka
her şiirin bir iletisinin de olması gerektiği
TÜRKÇE TESTİ BİTTİ,
SOSYAL BİLİMLER TESTİNE GECİNİz
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Üniversite Adayı Yayınları 40. Şiirlerime ne anlam verilirse anlamları odur. Benim on- lardan çıkardığım anlam bana göredir, bu da kimsenin onlara başka anlamlar vermesine engel değildir. Her şi- irin, şairin belirli bir düşüncesine uygun yahut bu dü- şüncenin tıpkısı, asıl, tek bir anlamı olduğunu söyle- mek, şiirin yapısına aykırıdır ve şiirin temel niteliklerini yok sayabilecek bir yanılgıdır. Bu parçanın bütününde aşağıdakilerden hangisi vurgulanmaktadır? A) Şiirin anlaşılmak için, okurdan emek isteyen bir sa- nat dalı olduğu B) Şiirin temel özelliğinin ondan herkesin kendince an- lam çıkarabilmesi olduğu C) Şairiyle aynı dünya görüşüne sahip olmasalar da okurların herhangi bir şairin şiirlerinden yazınsal zevk alabilecekleri D) Kimi şiirlerin içerik yönünden benzer nitelikler taşı- masının normal olduğu E) Şiirde söyleyiş güzelliği ön planda olsa da mutlaka her şiirin bir iletisinin de olması gerektiği TÜRKÇE TESTİ BİTTİ, SOSYAL BİLİMLER TESTİNE GECİNİz
33.-34. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Faydalarının bilincinde olmaksızın kitap okuyoruz ço-
ğu zaman. Oysaki metinler sadece bize verdikleri es-
tetik hazdan dolayı okunmamalı."Dolu" bir okuma yap-
mıyorsak metnin derinliklerini kazarak onun arka plani-
na ulaşma gibi bir çaba içinde olmuyorsak okudukları-
mızın yaşamımıza olan katkısı sadece aldığımız anlık
estetik hazdan ibaret olacaktır.Edebi eserlerin gücü;
felsefe, sosyoloji ve psikoloji gibi disiplinlerle yan yana
yürümesi ve bazen onları içermesinde, böylece çok da
öğretmenlik yapmadan insanı düşünmeye sevk etme-
sinde, jonu farkında olmadan bilgilerle donatmasında-
dir. Edebiyat bunu yaparken metnin derinlerinden bir
yerden getirip kulağımıza fısıldadığı müzikalite unsur-
larından yararlanır. Aslında yazıyı okutan biraz da bu
söyleyiş güzelliğidir Bu yüzden ünlü bir yazar. Ritim
düzyazıda da her şeydir." der.
22 Runarode
GLEDA
aur diğer bilim allar via olar sıkı ilişkisi göz
uremez.
PRilinsiz hirurerin uzun sü-
rel bir kkı sağlasi dan analidin
use dunyasindaya
CEdelmati
and inte
ulasılamaz?
Metinli oluştura
var arda arnan
MIMP
sözcükler se uyumu yazınsal
ellikti itin
Edebiyaneke
Diliminden rendigi, her-
kesye kabul euren bir görüştür.
34. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin ceva-
bi vardır?
A) Okuma eyleminin amacına ulaşabilmesi hakkında
neler düşünüyorsunuz?
B) Günlük yaşamımızda basar olabilmek için ne tür
kitaplara yönelmeliyiz?
C) Okuma eylemini sadece ilgi alanlarımızı içeren ki-
taplarla sınırlandırmak doğru bir yaklaşım mıdır?
D) Düşüncelerimizde bir değişim meydana getirmeyen
yapıtlar evrensel nitelik taşımaz mı?
E) Daha çok aynı dünya görüşünü paylaştığımız yazar-
ların eserlerini mi okumalıyız?
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
33.-34. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Faydalarının bilincinde olmaksızın kitap okuyoruz ço- ğu zaman. Oysaki metinler sadece bize verdikleri es- tetik hazdan dolayı okunmamalı."Dolu" bir okuma yap- mıyorsak metnin derinliklerini kazarak onun arka plani- na ulaşma gibi bir çaba içinde olmuyorsak okudukları- mızın yaşamımıza olan katkısı sadece aldığımız anlık estetik hazdan ibaret olacaktır.Edebi eserlerin gücü; felsefe, sosyoloji ve psikoloji gibi disiplinlerle yan yana yürümesi ve bazen onları içermesinde, böylece çok da öğretmenlik yapmadan insanı düşünmeye sevk etme- sinde, jonu farkında olmadan bilgilerle donatmasında- dir. Edebiyat bunu yaparken metnin derinlerinden bir yerden getirip kulağımıza fısıldadığı müzikalite unsur- larından yararlanır. Aslında yazıyı okutan biraz da bu söyleyiş güzelliğidir Bu yüzden ünlü bir yazar. Ritim düzyazıda da her şeydir." der. 22 Runarode GLEDA aur diğer bilim allar via olar sıkı ilişkisi göz uremez. PRilinsiz hirurerin uzun sü- rel bir kkı sağlasi dan analidin use dunyasindaya CEdelmati and inte ulasılamaz? Metinli oluştura var arda arnan MIMP sözcükler se uyumu yazınsal ellikti itin Edebiyaneke Diliminden rendigi, her- kesye kabul euren bir görüştür. 34. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin ceva- bi vardır? A) Okuma eyleminin amacına ulaşabilmesi hakkında neler düşünüyorsunuz? B) Günlük yaşamımızda basar olabilmek için ne tür kitaplara yönelmeliyiz? C) Okuma eylemini sadece ilgi alanlarımızı içeren ki- taplarla sınırlandırmak doğru bir yaklaşım mıdır? D) Düşüncelerimizde bir değişim meydana getirmeyen yapıtlar evrensel nitelik taşımaz mı? E) Daha çok aynı dünya görüşünü paylaştığımız yazar- ların eserlerini mi okumalıyız?
29.-30. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Servetifünuncular yazdıkları eleştirilerde Tanzimatçılar-
dan farklı olarak Divan Edebiyatını kötülemekten çok
kendi sanat dil, konu ve edebiyat anlayışlarını ifade et-
meyi tercih etmişlerdir. Kendi sanat anlayışlarına uy-
gun eserler ortaya koyarken de eski edebiyat taraftar-
larının saldırılarına da olumlu ve içten bir eleştiri anla-
yışıyla cevap vermişlerdit, Servetifünuncular özellikle
süslü, sanatlı ve yabancı kelimelerin sözcükteki üçün-
cü dördüncü derecedeki anlamlarını kullanmakla ede-
biyatta yenilik yapalım derken sunî olan ve doğal olma-
yan, sembollerle yüklü bir ifade şekline düşmekle suç-
lanmışlardır Aşın Batı hayranı oldukları, Batı hayranlı-
ğını körükledikleri yönündeki ağır eleştirilere karşı ob-
jektif ve düzeyli eleştirilerle karşılık vermeye çalışmış-
lardır.
29. Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi Serveti-
fünun yazarlarının özelliklerinden değildir?
A) Yetkin bir eleştiri kültürüne sahiptirler.
B) Eleştirilerinde tarafsızlığı ilke edinirler
C) Yaptıkları kimi yenilikler nedeniyle eleştirilmişlerdir
D) Batı edebiyatı tarzında ve yenilikçi yönleri vardır.
Edebiyatı ideolojik amaçlar için kullanmışlardır.
Üniversite Adayı Yayınları
30. Bu parcava göre eleştiri anlayışı bakımından Ser-
vetifünun sanatçılarını Tanzimat sanatçılarından ayı-
ran özellik aşağıdakilerden hangisidir?
A) Süslü sanatlı bir dil kullanmaları
B) Batı'yı günü gününe takip etmeleri
C) "Sanat sanat içindir." anlayışına uygun eser verme-
leri
31.
D) Eleştiride eskiyi kötülemek yerine kendi anlayışları-
ni ortaya koymaları
E) Türk edebiyatında görülmeyen yazınsal türlerdeki
eserlere yönelmeleri
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
29.-30. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Servetifünuncular yazdıkları eleştirilerde Tanzimatçılar- dan farklı olarak Divan Edebiyatını kötülemekten çok kendi sanat dil, konu ve edebiyat anlayışlarını ifade et- meyi tercih etmişlerdir. Kendi sanat anlayışlarına uy- gun eserler ortaya koyarken de eski edebiyat taraftar- larının saldırılarına da olumlu ve içten bir eleştiri anla- yışıyla cevap vermişlerdit, Servetifünuncular özellikle süslü, sanatlı ve yabancı kelimelerin sözcükteki üçün- cü dördüncü derecedeki anlamlarını kullanmakla ede- biyatta yenilik yapalım derken sunî olan ve doğal olma- yan, sembollerle yüklü bir ifade şekline düşmekle suç- lanmışlardır Aşın Batı hayranı oldukları, Batı hayranlı- ğını körükledikleri yönündeki ağır eleştirilere karşı ob- jektif ve düzeyli eleştirilerle karşılık vermeye çalışmış- lardır. 29. Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi Serveti- fünun yazarlarının özelliklerinden değildir? A) Yetkin bir eleştiri kültürüne sahiptirler. B) Eleştirilerinde tarafsızlığı ilke edinirler C) Yaptıkları kimi yenilikler nedeniyle eleştirilmişlerdir D) Batı edebiyatı tarzında ve yenilikçi yönleri vardır. Edebiyatı ideolojik amaçlar için kullanmışlardır. Üniversite Adayı Yayınları 30. Bu parcava göre eleştiri anlayışı bakımından Ser- vetifünun sanatçılarını Tanzimat sanatçılarından ayı- ran özellik aşağıdakilerden hangisidir? A) Süslü sanatlı bir dil kullanmaları B) Batı'yı günü gününe takip etmeleri C) "Sanat sanat içindir." anlayışına uygun eser verme- leri 31. D) Eleştiride eskiyi kötülemek yerine kendi anlayışları- ni ortaya koymaları E) Türk edebiyatında görülmeyen yazınsal türlerdeki eserlere yönelmeleri
39.-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Hun siyasî birliğinin kuruluş tarihi kesin olarak bilin-
mez. Hun İmparatorluğu'nda Türklerle birlikte Mo-
ğollar ve Tunguzlar gibi başka kavimler de yer alı-
yordu ama yönetici sınıfın Türk olduğuna ilişkin
inandırıcı kanıtlar vardır. Hunlara ilişkin bilgilerin
kaynağı Çin belgelerine göre bu halk, ülkenin büyük
Çin Seddi'yle korunan kuzeyine sürekli akınlar ya-
pıyordu. Hunların Çin kayıtlarında adına rastlanan
ilk hükümdarı "tanhu" unvanını taşıyan Tuman'dır.
Tuman'ın Oğuz Kağan'la özdeşleştirilen oğlu ve ha-
lefi Motun (Mete), Çin'i haraca bağladı, Yüeçileri
Gansu'dan attı ve imparatorluğun sınırlarını Japon
Denizi'nden Volga'ya kadar genişletti. MÖ 174'te
ölen Mete'den sonraki hükümdarların 166, 144 ve
129'da Çin'e yaptıkları saldırılar geri püskürtüldü.
MÖ I. yy'ın ikinci yarısında bir iç savaş Hunların bö-
lünmesine yol açtı. Tanhu Hu Han Yeh'in Çin hima-
yesini benimsemesine karşı çıkan kardeşi Çi Çi,
kendisine bağlı kitlelerle batıya yöneldi. Balkaş ve
Aral arasındaki Çu ve Talas bölgelerine yerleşti. MÖ
35'te bu topraklara saldıran Çinliler, Çi Çi'yi öldürdü-
ler ve devletin başkentini yerle bir ettiler.
39. 1. Açıklama
dükkânı.
II. Nesnel yargılı cümleler
III. Öznel yargılı cümleler
IV. Neden-sonuç bildiren yargılar
V. Benzetme
Bu parçanın anlatımında numaralanmış ifadeler-
den hangileri yoktur?
A) Yalnız I
D) I ve IV
B) Yalnız V C) II ve III
E) IV ve V
40. Bu parçada Hunlarla ilgili olarak aşağıdakiler-
den hangisine değinilmemiştir?
A) Yönetici sınıfının Türk olduğuna
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
39.-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Hun siyasî birliğinin kuruluş tarihi kesin olarak bilin- mez. Hun İmparatorluğu'nda Türklerle birlikte Mo- ğollar ve Tunguzlar gibi başka kavimler de yer alı- yordu ama yönetici sınıfın Türk olduğuna ilişkin inandırıcı kanıtlar vardır. Hunlara ilişkin bilgilerin kaynağı Çin belgelerine göre bu halk, ülkenin büyük Çin Seddi'yle korunan kuzeyine sürekli akınlar ya- pıyordu. Hunların Çin kayıtlarında adına rastlanan ilk hükümdarı "tanhu" unvanını taşıyan Tuman'dır. Tuman'ın Oğuz Kağan'la özdeşleştirilen oğlu ve ha- lefi Motun (Mete), Çin'i haraca bağladı, Yüeçileri Gansu'dan attı ve imparatorluğun sınırlarını Japon Denizi'nden Volga'ya kadar genişletti. MÖ 174'te ölen Mete'den sonraki hükümdarların 166, 144 ve 129'da Çin'e yaptıkları saldırılar geri püskürtüldü. MÖ I. yy'ın ikinci yarısında bir iç savaş Hunların bö- lünmesine yol açtı. Tanhu Hu Han Yeh'in Çin hima- yesini benimsemesine karşı çıkan kardeşi Çi Çi, kendisine bağlı kitlelerle batıya yöneldi. Balkaş ve Aral arasındaki Çu ve Talas bölgelerine yerleşti. MÖ 35'te bu topraklara saldıran Çinliler, Çi Çi'yi öldürdü- ler ve devletin başkentini yerle bir ettiler. 39. 1. Açıklama dükkânı. II. Nesnel yargılı cümleler III. Öznel yargılı cümleler IV. Neden-sonuç bildiren yargılar V. Benzetme Bu parçanın anlatımında numaralanmış ifadeler- den hangileri yoktur? A) Yalnız I D) I ve IV B) Yalnız V C) II ve III E) IV ve V 40. Bu parçada Hunlarla ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisine değinilmemiştir? A) Yönetici sınıfının Türk olduğuna
filemez.
Önüşür.
en oto-
erinde
um bir
met-
zana-
sa o
ekå-
- Ve
anin
an-
6.
5. (1) Gençliğimden beri, Türkçe yazılmış şiiri bir ırmağa ve onun
büyük akışına benzetirim. (II) Dil sürekli bir oluşum ve deği-
şim hâlindedir ve bunu hayatın akışına borçludur (III) Türk-
lerin gelip geçtiği coğrafyalar elbette onun mizacına etki et-
miştir. (IV) Bir yerde durur ve oradaki iklimi hissederiz ki o
iklim de orada yaşayanların zihniyet dünyalarının oluşumu-
na da yön verir. (V) Hele bizim coğrafyalarımız çünkü Türk-
çe çok coğrafyadan kaynayıp gelir, hiçbir devirde sabit ve sa-
kin değildir.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra
"Dahası Türkçe, gittiği coğrafyaların karakterini değiştirmiş-
tir." cümlesi getirilebilir?
A) I
B) IN
D) IV
E) V
---, Bunun sebebi olarak da Arapça-Farsça kelime ve tam-
lamalardan oluşan süslü dili gösterilirdi. Onun için edebiya-
tin halka hitap etmesi ve sade bir dille yapılması gerektiği ile-
ri sürüldü. Bu görüş, uzun yıllar bir kültürel politika olarak be-
nimsendi. Konu, bu süreçte poetik (şiir anlayışı) bağlamdan
7. Cehale
gisi do
sa olsa
de kap
bilginin
rak de
yı imk
karşı
Bu pa
şünce
A) Ins
tut
B)B
ke
The
ula
D) Ce
me
E) SU
m
8. Gaze
nuzu
Ress
liklar
yatar
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
filemez. Önüşür. en oto- erinde um bir met- zana- sa o ekå- - Ve anin an- 6. 5. (1) Gençliğimden beri, Türkçe yazılmış şiiri bir ırmağa ve onun büyük akışına benzetirim. (II) Dil sürekli bir oluşum ve deği- şim hâlindedir ve bunu hayatın akışına borçludur (III) Türk- lerin gelip geçtiği coğrafyalar elbette onun mizacına etki et- miştir. (IV) Bir yerde durur ve oradaki iklimi hissederiz ki o iklim de orada yaşayanların zihniyet dünyalarının oluşumu- na da yön verir. (V) Hele bizim coğrafyalarımız çünkü Türk- çe çok coğrafyadan kaynayıp gelir, hiçbir devirde sabit ve sa- kin değildir. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra "Dahası Türkçe, gittiği coğrafyaların karakterini değiştirmiş- tir." cümlesi getirilebilir? A) I B) IN D) IV E) V ---, Bunun sebebi olarak da Arapça-Farsça kelime ve tam- lamalardan oluşan süslü dili gösterilirdi. Onun için edebiya- tin halka hitap etmesi ve sade bir dille yapılması gerektiği ile- ri sürüldü. Bu görüş, uzun yıllar bir kültürel politika olarak be- nimsendi. Konu, bu süreçte poetik (şiir anlayışı) bağlamdan 7. Cehale gisi do sa olsa de kap bilginin rak de yı imk karşı Bu pa şünce A) Ins tut B)B ke The ula D) Ce me E) SU m 8. Gaze nuzu Ress liklar yatar
Test 8
1. (1) Hayat, tadını çıkaracağımız bir armağan değil; canla başla
çalışarak yerine getirmemiz gereken bir ödev. (II) En önemsiz
işten en önemlisine kadar hepsinde, genel bir düşkünlüğün,
öldürücü bir didinmenin, sürekli bir yarışmanın, sonu gelmez
bir savaşın, kafa ve vücut güçlerinin ortaya koyduğu bir ça-
balamanın görülmesi bundan ötürü. (III) Uluslar hâlinde top-
lanmış milyonlarca insan, kamu yararına yapılan işlere katılı-
yor, böylece kendi çıkarı için de çalışmış oluyor. (IV) Ama or-
taklaşa kurtuluş için milyonlarca insanın ölmesi de gerekiyor.
(V) Kimi zaman saçma ön yargılar, kimi zaman da sinsi bir po-
litika insanları savaşa sürüklüyor; birkaç kişinin aklına esen-
leri gerçekleştirmek ya da hatasını tamir etmek için kitlelerin
kurban edildiği görülüyor. (VI) İnsanların biricik kaygısı, hayat
kavgasını gerektiği gibi yapabilmektir ama hayatını güven al-
tına alan kimse, bundan sonra ne yapacağını şaşırır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşün-
cenin akışını bozmaktadır?
A) II
B) III
C) IV
Maksimum
D) V
E) VI
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Test 8 1. (1) Hayat, tadını çıkaracağımız bir armağan değil; canla başla çalışarak yerine getirmemiz gereken bir ödev. (II) En önemsiz işten en önemlisine kadar hepsinde, genel bir düşkünlüğün, öldürücü bir didinmenin, sürekli bir yarışmanın, sonu gelmez bir savaşın, kafa ve vücut güçlerinin ortaya koyduğu bir ça- balamanın görülmesi bundan ötürü. (III) Uluslar hâlinde top- lanmış milyonlarca insan, kamu yararına yapılan işlere katılı- yor, böylece kendi çıkarı için de çalışmış oluyor. (IV) Ama or- taklaşa kurtuluş için milyonlarca insanın ölmesi de gerekiyor. (V) Kimi zaman saçma ön yargılar, kimi zaman da sinsi bir po- litika insanları savaşa sürüklüyor; birkaç kişinin aklına esen- leri gerçekleştirmek ya da hatasını tamir etmek için kitlelerin kurban edildiği görülüyor. (VI) İnsanların biricik kaygısı, hayat kavgasını gerektiği gibi yapabilmektir ama hayatını güven al- tına alan kimse, bundan sonra ne yapacağını şaşırır. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşün- cenin akışını bozmaktadır? A) II B) III C) IV Maksimum D) V E) VI
ir eder-
boyunca
werden
oldu-
errhi,
ndır.
im-
cle-
Fol
t
13. Işte Raymond Carver'ın öykülerini bu tip müstakil evlere ben-
zetmek mümkün. Dikkat edilirse fazlalıklara hemen hiç rast-
lanmaz o evlerde; yeterli sayıda sandalye, doyacak kadar ye-
mek ve ihtiyaç kadar mobilya vardır. Gösterişli koltuk takım-
ları, devasa avizeler, pahalı halılar, kalın salon perdeleri, on-
larca yemek takımı yoktur. İkinci bir kat çıkma planı yapılmaz,
duvarların rengi her sene değiştirilmez. Yeni bir eşya koya-
mazsınız sanki o eve, yemek masasının yerini değiştiremez-
siniz. Carver için de durum böyle. Her sözcük tam kararında-
dır o öykülerde, ne eksiktir ne fazla.
Bu parçaya göre Raymond Carver'in öykülerinin en
önemli özelliği hangisidir?
A) Sade ve sürükleyici olması
B) Bilinen gerçekleri anlatması
Gereksiz sözcüklere yer vermemesi
D) Gösterişten uzak olması
E) Abartılı anlatımdan kaçınması
15. C
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ir eder- boyunca werden oldu- errhi, ndır. im- cle- Fol t 13. Işte Raymond Carver'ın öykülerini bu tip müstakil evlere ben- zetmek mümkün. Dikkat edilirse fazlalıklara hemen hiç rast- lanmaz o evlerde; yeterli sayıda sandalye, doyacak kadar ye- mek ve ihtiyaç kadar mobilya vardır. Gösterişli koltuk takım- ları, devasa avizeler, pahalı halılar, kalın salon perdeleri, on- larca yemek takımı yoktur. İkinci bir kat çıkma planı yapılmaz, duvarların rengi her sene değiştirilmez. Yeni bir eşya koya- mazsınız sanki o eve, yemek masasının yerini değiştiremez- siniz. Carver için de durum böyle. Her sözcük tam kararında- dır o öykülerde, ne eksiktir ne fazla. Bu parçaya göre Raymond Carver'in öykülerinin en önemli özelliği hangisidir? A) Sade ve sürükleyici olması B) Bilinen gerçekleri anlatması Gereksiz sözcüklere yer vermemesi D) Gösterişten uzak olması E) Abartılı anlatımdan kaçınması 15. C
e ben-
= rast-
ar ye-
akım-
, on-
maz,
bya-
nez-
da-
en
imum Net Stratejisi
15. Gravür, sert bir madde üstüne ya süresini uzatmak ya da bas-
kı veya kalıp yoluyla kopyalarını çoğaltmak amacıyla bir deseni
kazıyarak oluşturmaktır. Gravür, kökeni çok eskiye dayanan sa-
natlardan biridir. Gravür sanatı özellikle Avrupa'da büyük ustala-
rin denedikleri ve önemli yapıtlarla geliştirdikleri bir türdür. İtalya,
Almanya, İspanya ve Fransa'da sanatçılar, daha çok siyah be-
yaz değerlerle temellenen bu dalda kullandıkları tekniklere gö-
re, kendilerine özgü değişik etkiler yaratan yapıtlar vermişlerdir.
Gravür sanatı denince akla ilk gelen ustalar arasında özellikle
Piranesi, Dürer, Halbein, Rembranalt ve Goya sayılabilir.
Bu parçada sözü edilen gravür sanatıyla ilgili olarak aşa-
ğıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Değişik amaçlarla yapılabilmektedir.
B) Avrupa'da ortaya çıkmış bir sanat dalıdır.
C) Özgün yapıtlar ortaya konulmuştur.
D) Belli renklerin kullanımı daha ön plandadır.
E) Köklü bir geçmişe sahiptir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
e ben- = rast- ar ye- akım- , on- maz, bya- nez- da- en imum Net Stratejisi 15. Gravür, sert bir madde üstüne ya süresini uzatmak ya da bas- kı veya kalıp yoluyla kopyalarını çoğaltmak amacıyla bir deseni kazıyarak oluşturmaktır. Gravür, kökeni çok eskiye dayanan sa- natlardan biridir. Gravür sanatı özellikle Avrupa'da büyük ustala- rin denedikleri ve önemli yapıtlarla geliştirdikleri bir türdür. İtalya, Almanya, İspanya ve Fransa'da sanatçılar, daha çok siyah be- yaz değerlerle temellenen bu dalda kullandıkları tekniklere gö- re, kendilerine özgü değişik etkiler yaratan yapıtlar vermişlerdir. Gravür sanatı denince akla ilk gelen ustalar arasında özellikle Piranesi, Dürer, Halbein, Rembranalt ve Goya sayılabilir. Bu parçada sözü edilen gravür sanatıyla ilgili olarak aşa- ğıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Değişik amaçlarla yapılabilmektedir. B) Avrupa'da ortaya çıkmış bir sanat dalıdır. C) Özgün yapıtlar ortaya konulmuştur. D) Belli renklerin kullanımı daha ön plandadır. E) Köklü bir geçmişe sahiptir.
9.
A)
Maksimum Net Stratejisi
Ben de aynı fikirdeyim, bütün zalimliklerine rağmen me-
deniyet değerlidir ve sürdürmeye değer bir deneysel ça-
badır.
Mahatma Gandi 1930'larda Hindistan'ın kendi kendi-
sini yönetmesiyle ilgili görüşmelerde bulunmak üzere
İngiltere'ye gelmiştir.
HI. Bir gazeteci ona Batı medeniyeti hakkında ne düşündü-
ğünü sorunca Gandi, "Yalnızca çok iyi bir fikir!" yanıtını
vermiştir.
IV. Çünkü Londra'nın kenar mahallelerini, gecekondu yer-
leşimlerini ziyaret etmiştir ve medeniyetin söylenenden
farklı olduğunu görmüştür.
V. Ama tekinsizdir de ilerleme merdiveninde tırmanırken
önceki basamakları aşağı ittik, işte bu yüzden felakete
sürüklenmeksizin aşağıdakileri görmemiz mümkün değil.
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün
oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dör-
düncü olur?
CC) III
B) II
D) IV
E) V
11.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
9. A) Maksimum Net Stratejisi Ben de aynı fikirdeyim, bütün zalimliklerine rağmen me- deniyet değerlidir ve sürdürmeye değer bir deneysel ça- badır. Mahatma Gandi 1930'larda Hindistan'ın kendi kendi- sini yönetmesiyle ilgili görüşmelerde bulunmak üzere İngiltere'ye gelmiştir. HI. Bir gazeteci ona Batı medeniyeti hakkında ne düşündü- ğünü sorunca Gandi, "Yalnızca çok iyi bir fikir!" yanıtını vermiştir. IV. Çünkü Londra'nın kenar mahallelerini, gecekondu yer- leşimlerini ziyaret etmiştir ve medeniyetin söylenenden farklı olduğunu görmüştür. V. Ama tekinsizdir de ilerleme merdiveninde tırmanırken önceki basamakları aşağı ittik, işte bu yüzden felakete sürüklenmeksizin aşağıdakileri görmemiz mümkün değil. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dör- düncü olur? CC) III B) II D) IV E) V 11.
2
37. - 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Çoğu insan, ağrıyı vücuda iğne batırarak, buzla
ovarak, ısı, sıcak kum ya da gübreyle örterek din-
dirme fikrinin gülünç olduğunu düşünür. Dahası bu
yöntemlerin ağrıyı dindirmek bir yana, daha da artır-
dığı sanılır. Yine de çoğu eskiden beri kullanılagelen
tedavi yöntemleridir. Örneğin, Çinlilerin akupunktur
yöntemi 5000 yıllık bir geçmişe sahiptir. Gübre kü-
rü de, romatizma tedavisinde kullanılan eski bir İr-
landa yöntemidir. Üzerinden buhar tüten gübre yı-
ğınlarının hastanelerde kullanılması düşünülemez
ama benzer ilkelerden kaynaklanan çoğu tedavi
yöntemi günümüz hekimlerinin ağrıyı kesmek için
kullanmakta olduğu yöntemlerin önemli bir bölümü-
nü oluşturmaktadır. Bir zamanlar hekimler tarafın-
dan işe yaramaz düşüncesiyle bir kenara atılan es-
ki ağrı kesici yöntemler, İngiltere ve ABD'de yeniden
keşfedilerek ilaçla tedaviye almaşık bir yöntem ola-
rak kullanılmaktadır. Yıllar önce, inanılması güç ve
akıl dışı bulunarak reddedilen bu yöntemler, etkili ol-
dukları için ve ağrı dediğimiz olgu üzerine ortaya atı-
lan son durumlara uygun oldukları için yeniden eski
saygınlıklarını kazanmaktadırlar.
DENEME
-dükkânı -
37. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılır?
A) Geleneksel tedavi yöntemlerinin etkinliği kabul
edilmiştir.
B) Modern tip, çaresiz kaldığı durumlarda gözünü
geçmişe dönmektedir.
C) Ağrıyı dindirmek için ilaçtan daha etkili yöntem-
ler vardır.
D) Çin medeniyeti modern tibbin oluşmasında kay-
naktır.
E) Romatizmal hastalıklarda ilaç tedavisi sonuç
vermemektedir.
38. Bu parçada geçen altı çizili sözcüğün anlamı
aşağıdakilerden hangisidir?
A) alternatif
B) karşılık
D) etkili
C) orantılı
E) etkisiz
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
2 37. - 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Çoğu insan, ağrıyı vücuda iğne batırarak, buzla ovarak, ısı, sıcak kum ya da gübreyle örterek din- dirme fikrinin gülünç olduğunu düşünür. Dahası bu yöntemlerin ağrıyı dindirmek bir yana, daha da artır- dığı sanılır. Yine de çoğu eskiden beri kullanılagelen tedavi yöntemleridir. Örneğin, Çinlilerin akupunktur yöntemi 5000 yıllık bir geçmişe sahiptir. Gübre kü- rü de, romatizma tedavisinde kullanılan eski bir İr- landa yöntemidir. Üzerinden buhar tüten gübre yı- ğınlarının hastanelerde kullanılması düşünülemez ama benzer ilkelerden kaynaklanan çoğu tedavi yöntemi günümüz hekimlerinin ağrıyı kesmek için kullanmakta olduğu yöntemlerin önemli bir bölümü- nü oluşturmaktadır. Bir zamanlar hekimler tarafın- dan işe yaramaz düşüncesiyle bir kenara atılan es- ki ağrı kesici yöntemler, İngiltere ve ABD'de yeniden keşfedilerek ilaçla tedaviye almaşık bir yöntem ola- rak kullanılmaktadır. Yıllar önce, inanılması güç ve akıl dışı bulunarak reddedilen bu yöntemler, etkili ol- dukları için ve ağrı dediğimiz olgu üzerine ortaya atı- lan son durumlara uygun oldukları için yeniden eski saygınlıklarını kazanmaktadırlar. DENEME -dükkânı - 37. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılır? A) Geleneksel tedavi yöntemlerinin etkinliği kabul edilmiştir. B) Modern tip, çaresiz kaldığı durumlarda gözünü geçmişe dönmektedir. C) Ağrıyı dindirmek için ilaçtan daha etkili yöntem- ler vardır. D) Çin medeniyeti modern tibbin oluşmasında kay- naktır. E) Romatizmal hastalıklarda ilaç tedavisi sonuç vermemektedir. 38. Bu parçada geçen altı çizili sözcüğün anlamı aşağıdakilerden hangisidir? A) alternatif B) karşılık D) etkili C) orantılı E) etkisiz
33. Bundan 10 yıl önce 1930-1940 yıllarında bazı aydın-
lar ya da sanatçılar söyledikleri şeylerden dolayı mah-
keme edilip hapse atılmıştı. O zamanın anlayışına gö-
re bunlar suçlu hem de ülke için çok tehlikeli kişilerdi.
Yıl 1950, aynı suçtan ceza almış kişiler şimdi ülkenin
çeşitli önemli köşelerini tutmuş durumdalar. Artık o yıl-
larda söylenenler suç değil; üstelik alkışlanıyor bile.
Bu parçada asıl vurgulamak istenen aşağıdaki-
lerden hangisidir?
A) Ülkemizin ağır cezalara hiçbir zaman iyi bakma-
dığı
B) 1930-1940 yıllarında yargı sisteminin adaletsiz ol-
duğu
C) Aydınların ve sanatçıların gereksiz yere mah-
kum oldukları
D) Bazı değerlerin yaşanan zamana göre değiştiği
E) Belli dönemde suçun tanımını siyasi güçlerin be-
lirlediği
35.
M
ani
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
33. Bundan 10 yıl önce 1930-1940 yıllarında bazı aydın- lar ya da sanatçılar söyledikleri şeylerden dolayı mah- keme edilip hapse atılmıştı. O zamanın anlayışına gö- re bunlar suçlu hem de ülke için çok tehlikeli kişilerdi. Yıl 1950, aynı suçtan ceza almış kişiler şimdi ülkenin çeşitli önemli köşelerini tutmuş durumdalar. Artık o yıl- larda söylenenler suç değil; üstelik alkışlanıyor bile. Bu parçada asıl vurgulamak istenen aşağıdaki- lerden hangisidir? A) Ülkemizin ağır cezalara hiçbir zaman iyi bakma- dığı B) 1930-1940 yıllarında yargı sisteminin adaletsiz ol- duğu C) Aydınların ve sanatçıların gereksiz yere mah- kum oldukları D) Bazı değerlerin yaşanan zamana göre değiştiği E) Belli dönemde suçun tanımını siyasi güçlerin be- lirlediği 35. M ani
35.-36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Ldükkânı.
e
Kültür mantarcılığında şapkalı mantar (A. bisporus)
en çok yetiştirilen mantar türüdür. Toprak üstünde
bulunan beyaz renkli sap ve şapka yenen kısmını
oluşturur. Toprak altında ise kökleri bulunur. Şapka-
nın alt kısmında birbirine az çok paralel ince yapı-
li lameller bulunmaktadır. Bu lamellerin arasında bu-
lunan sporlar gözle görülmeyecek kadar küçüktür ve
uygun ortamda çimlenerek misiller oluşturur. Misiller
ise ortama yayılarak yoğunlaşır ve mantarı meyda-
na getirir. Mantar kendisi için gerekli tüm besin mad-
delerini bulunduğu ortamdan hazır olarak almak zo-
rundadır. Mantarların beslenmesi için gerekli olan or-
tam, çeşitli (sap, saman, yaprak vb. bitkisel artiklar)
organik maddelerin ayrıştırılması ve bazı elementle-
rin ilavesi sonucu özel yöntemlerle hazırlanır. Özel
şekilde hazırlanan bu ortama mantar yetiştiriciliğinde
"kompost" adı verilir. Mantarların belirli sıcaklık, nem
ve havalandırma gibi belirli istekleri vardır. Bu şartlar
----. Mantarlar farklı gelişim dev-
sağlandığı takdirde
relerinde farklı iklim isteklerine sahiptir.
35. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden
hangisi getirilmelidir?
A) mantar yetiştirilmesi için sıcaklığa gerek duyul-
maz
13
B) kültür mantarcılığında verim düşük olur
C) diğer şartların sağlanmasına da sıra gelmiştir
D) mantar üretimi için doğal ortama ihtiyaç duyulur
E) yıl boyu mantar uretimi gerçekleştirilebilir
36. Bu parçada şapkalı mantar ile ilgili aşağıdakiler-
den hangisine değinilmemiştir?
A) Kültür mantarcılığında en çok yetiştirilen mantar
türü olduğuna
B) Beslenmesi için gerekli olan ortamın özelliklerine
C) Farklı gelişim devrelerinde, farklı iklim isteklerine
sahip olduğuna
D) Ekonomik değerinin yüksek olduğuna
E) Hangi kısımlarının yenebildiğine
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
35.-36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Ldükkânı. e Kültür mantarcılığında şapkalı mantar (A. bisporus) en çok yetiştirilen mantar türüdür. Toprak üstünde bulunan beyaz renkli sap ve şapka yenen kısmını oluşturur. Toprak altında ise kökleri bulunur. Şapka- nın alt kısmında birbirine az çok paralel ince yapı- li lameller bulunmaktadır. Bu lamellerin arasında bu- lunan sporlar gözle görülmeyecek kadar küçüktür ve uygun ortamda çimlenerek misiller oluşturur. Misiller ise ortama yayılarak yoğunlaşır ve mantarı meyda- na getirir. Mantar kendisi için gerekli tüm besin mad- delerini bulunduğu ortamdan hazır olarak almak zo- rundadır. Mantarların beslenmesi için gerekli olan or- tam, çeşitli (sap, saman, yaprak vb. bitkisel artiklar) organik maddelerin ayrıştırılması ve bazı elementle- rin ilavesi sonucu özel yöntemlerle hazırlanır. Özel şekilde hazırlanan bu ortama mantar yetiştiriciliğinde "kompost" adı verilir. Mantarların belirli sıcaklık, nem ve havalandırma gibi belirli istekleri vardır. Bu şartlar ----. Mantarlar farklı gelişim dev- sağlandığı takdirde relerinde farklı iklim isteklerine sahiptir. 35. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) mantar yetiştirilmesi için sıcaklığa gerek duyul- maz 13 B) kültür mantarcılığında verim düşük olur C) diğer şartların sağlanmasına da sıra gelmiştir D) mantar üretimi için doğal ortama ihtiyaç duyulur E) yıl boyu mantar uretimi gerçekleştirilebilir 36. Bu parçada şapkalı mantar ile ilgili aşağıdakiler- den hangisine değinilmemiştir? A) Kültür mantarcılığında en çok yetiştirilen mantar türü olduğuna B) Beslenmesi için gerekli olan ortamın özelliklerine C) Farklı gelişim devrelerinde, farklı iklim isteklerine sahip olduğuna D) Ekonomik değerinin yüksek olduğuna E) Hangi kısımlarının yenebildiğine Diğer sayfaya geçiniz.
dükkân
29. Victor Hugo, Notre Dame Katedralini gezerken kule-
lerden birinde, bir duvarın üzerinde, silik bir kelime
görür: FATALIS. Notre Dame de Parisin ilhamı bu
tek kelimedir. Biz de birçok yerde, birçok kelimey-
le karşılaşıyor. Herkes birileri tarafından anlaşılmak
için bir yerlere bir şeyler yazıyor. Ben de bir Topka-
pi gezisinde "Bağrı Yanık Dilfirib" yazısını görmüş-
tüm. "FATALİS" sözcüğünü bir kitap hâline getirip
içine bir ömür sığdıran Hugo'ydu. "Bağrı Yanık Dil-
firib" ifadesini yazan kişinin şanssızlığı ise Hugo'yla
karşılaşmamış olmasıdır.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi vurgulan-
maktadır?
A) Yabancı sözcüklerin anlam yoğunluğunun daha
fazla olduğu
B) Dünyanın en romantik kenti Paris'in sanatçılara
ilham verdiği
C) Kalıcılık ve anlaşılmak için yazılan duvar yazıla-
rının sadece roman olabileceği
D) Bir sözcükten bir romanı herkes değil sadece
sanatçı ruhlu insanların çıkarabileceği
E) Yazarların eserlerine konu seçimi için sürekli
gezmek zorunda olduğu
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
dükkân 29. Victor Hugo, Notre Dame Katedralini gezerken kule- lerden birinde, bir duvarın üzerinde, silik bir kelime görür: FATALIS. Notre Dame de Parisin ilhamı bu tek kelimedir. Biz de birçok yerde, birçok kelimey- le karşılaşıyor. Herkes birileri tarafından anlaşılmak için bir yerlere bir şeyler yazıyor. Ben de bir Topka- pi gezisinde "Bağrı Yanık Dilfirib" yazısını görmüş- tüm. "FATALİS" sözcüğünü bir kitap hâline getirip içine bir ömür sığdıran Hugo'ydu. "Bağrı Yanık Dil- firib" ifadesini yazan kişinin şanssızlığı ise Hugo'yla karşılaşmamış olmasıdır. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi vurgulan- maktadır? A) Yabancı sözcüklerin anlam yoğunluğunun daha fazla olduğu B) Dünyanın en romantik kenti Paris'in sanatçılara ilham verdiği C) Kalıcılık ve anlaşılmak için yazılan duvar yazıla- rının sadece roman olabileceği D) Bir sözcükten bir romanı herkes değil sadece sanatçı ruhlu insanların çıkarabileceği E) Yazarların eserlerine konu seçimi için sürekli gezmek zorunda olduğu
37 ve 38. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Çoğu insan; kendi bedenine karşı,
hastalandığında daha belirginleşen, garip bir
edilgen tavır sergiler. Yatağına uzanıp mucize
bir doktorun ve harikalar yaratan bir ilacın onu.
kurtaracağı günü beklemeye koyulur.
Penisilinin ve diğer antibiyotiklerin onu nasıl
iyileştireceğini fevkalade eksiksiz öğrenmiş
olmayı meziyet sayar. Ama bu, bedeninin
farkında olan insanın sergileyeceği türden bir
yaklaşım değildir. Ancak bedeninin bütünlüğünü
algılamaktan yoksun olan bir insan "Zatürre
mikrobu beni yatağa düşürdü ama penisilin beni
yine ayağa kaldıracak." türünde pasif bir tavır
içine girer.
wwww.
7. Bu parçada insanla ilgili eleştirilen durum
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sağlıkla ilgili sıkıntılarını ifade etmede pasif
bir tutum sergilemesi
B) Kendisini gerçeği yansıtmayan birtakım
niteliklerle tanıtmaya çalışması
C) Tiptaki ilerlemeleri takip edip bunlardan
faydalanmayı gereksiz görmesi
D) Kendi bedeniyle ilgili farkındalık ve çabadan
yoksun olması
E) İlaçların faydaları ve zararları konusunda
yetersiz bilgi sahibi olması
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
37 ve 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Çoğu insan; kendi bedenine karşı, hastalandığında daha belirginleşen, garip bir edilgen tavır sergiler. Yatağına uzanıp mucize bir doktorun ve harikalar yaratan bir ilacın onu. kurtaracağı günü beklemeye koyulur. Penisilinin ve diğer antibiyotiklerin onu nasıl iyileştireceğini fevkalade eksiksiz öğrenmiş olmayı meziyet sayar. Ama bu, bedeninin farkında olan insanın sergileyeceği türden bir yaklaşım değildir. Ancak bedeninin bütünlüğünü algılamaktan yoksun olan bir insan "Zatürre mikrobu beni yatağa düşürdü ama penisilin beni yine ayağa kaldıracak." türünde pasif bir tavır içine girer. wwww. 7. Bu parçada insanla ilgili eleştirilen durum aşağıdakilerden hangisidir? A) Sağlıkla ilgili sıkıntılarını ifade etmede pasif bir tutum sergilemesi B) Kendisini gerçeği yansıtmayan birtakım niteliklerle tanıtmaya çalışması C) Tiptaki ilerlemeleri takip edip bunlardan faydalanmayı gereksiz görmesi D) Kendi bedeniyle ilgili farkındalık ve çabadan yoksun olması E) İlaçların faydaları ve zararları konusunda yetersiz bilgi sahibi olması
26.Bizde özellikle şairleri değerlendirirken, bugüne ne
kaldı diye bir soru sorarlar. Evet, bir sanatçının yıl-
ların yıkıcılığına ne ölçüde dayandığı da önemlidir;
ama unutulmaması gereken bir iş de sanatçıların or-
tamları ve koşulları içinde değerlendirilmesidir.
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Şairlerin başarısı kalıcı eserler vermeleriyle olur.
B) Şiir işlediği konu ve konuyu işleyişi ile şairini
ölümsüz kılar.
C) Sanat yapıtlarının konuları kalıcı ve evrensel ko-
nulardan seçilmelidir.
D) Bir şairi değerlendirirken yaşadığı çevreyi ve dö-
nemi dikkate almalıyız.
E) Yaşadığı dönemde başarılı olmuş bir şair, kalıcı-
lığa ulaşabilir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
26.Bizde özellikle şairleri değerlendirirken, bugüne ne kaldı diye bir soru sorarlar. Evet, bir sanatçının yıl- ların yıkıcılığına ne ölçüde dayandığı da önemlidir; ama unutulmaması gereken bir iş de sanatçıların or- tamları ve koşulları içinde değerlendirilmesidir. Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Şairlerin başarısı kalıcı eserler vermeleriyle olur. B) Şiir işlediği konu ve konuyu işleyişi ile şairini ölümsüz kılar. C) Sanat yapıtlarının konuları kalıcı ve evrensel ko- nulardan seçilmelidir. D) Bir şairi değerlendirirken yaşadığı çevreyi ve dö- nemi dikkate almalıyız. E) Yaşadığı dönemde başarılı olmuş bir şair, kalıcı- lığa ulaşabilir.
4
30. Herkesin geleceğe ait birçok planı ve düşüncesi var-
dır. Bunlar arasında kesinlikle olmazsa mutlu ola-
mayacağımızı düşündüklerimiz bile vardır. Bütün
mutluluğumuz bu istediğimiz şeyin gerçekleşmesine
bağlıdır. Mutlu olmak için bir şey istiyorsak onu gö-
nülden istememiz ona ulaşmak için yetecektir. Bu-
na çevremden birçok örnek verebilirim: Mezun olun-
ca bir dağ köyünde öğretmenlik yapmak isteyen ar-
kadaşım bu isteğini o kadar çok söylerdi ki hepimiz
onun bunu ne kadar istediğini bilirdik. Biraz gecik-
meli de olsa şimdi bir dağ köyünde öğretmen.
Bu parçada anlatılmak istenen ana düşünce aşa-
ğıdakilerden hangisidir?
A) Gelecekle ilgili planlamalarımızın gerçekçi olma-
si gerekir.
B) Olabilecek şeyleri istemek bireyleri mutlu eder.
C) İstediğimiz şeylere çok çalışarak ulaşabiliriz.
D) Bir şeyi çok istersek onu elde edebiliriz.
E) Mutluluklarımızın kaynağını biz bilemeyiz.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
4 30. Herkesin geleceğe ait birçok planı ve düşüncesi var- dır. Bunlar arasında kesinlikle olmazsa mutlu ola- mayacağımızı düşündüklerimiz bile vardır. Bütün mutluluğumuz bu istediğimiz şeyin gerçekleşmesine bağlıdır. Mutlu olmak için bir şey istiyorsak onu gö- nülden istememiz ona ulaşmak için yetecektir. Bu- na çevremden birçok örnek verebilirim: Mezun olun- ca bir dağ köyünde öğretmenlik yapmak isteyen ar- kadaşım bu isteğini o kadar çok söylerdi ki hepimiz onun bunu ne kadar istediğini bilirdik. Biraz gecik- meli de olsa şimdi bir dağ köyünde öğretmen. Bu parçada anlatılmak istenen ana düşünce aşa- ğıdakilerden hangisidir? A) Gelecekle ilgili planlamalarımızın gerçekçi olma- si gerekir. B) Olabilecek şeyleri istemek bireyleri mutlu eder. C) İstediğimiz şeylere çok çalışarak ulaşabiliriz. D) Bir şeyi çok istersek onu elde edebiliriz. E) Mutluluklarımızın kaynağını biz bilemeyiz.