Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

Souve!
||
E) II ve III
3. Hititlerde kralın yanında Pankuş adında bir meclis olup, kral
alacağı kararlarda bu meclise danışırdı. Tavananna denilen
kraliçe de yönetimde söz sahibiydi.
Buna göre Hititler ile ilgili olarak;
1. Pankuş Meclisi üyelerinin halk tarafından seçildiği,
II. kralların yönetim tecrübesine sahip olmadığı.
ll. kraliçenin siyasi yetkilere sahip olduğu
ifadelerinden hangilerine ulaşılabilir?
A) Yalnız
B) Yalnız II
DN ve III
C) Yalnız III
E) I, II ve III
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Souve! || E) II ve III 3. Hititlerde kralın yanında Pankuş adında bir meclis olup, kral alacağı kararlarda bu meclise danışırdı. Tavananna denilen kraliçe de yönetimde söz sahibiydi. Buna göre Hititler ile ilgili olarak; 1. Pankuş Meclisi üyelerinin halk tarafından seçildiği, II. kralların yönetim tecrübesine sahip olmadığı. ll. kraliçenin siyasi yetkilere sahip olduğu ifadelerinden hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız B) Yalnız II DN ve III C) Yalnız III E) I, II ve III
Söz konusudur?
1803
erilen görs
un altı
bahsedeni
Sre atom
lirli yerle
oluştur:
e göre ?
göreceksin yine aynı cevabı vere-
iniz." deyince Hoca gülümser:
Kırk yaşındayım." der. Bunun
17. Dihidrojen monoksitin özellikleri:
- Suçluların yüzde yüzünün dihidrojen monoksit içtiği bilinmektedir.
- Nükleer reaktörlerde soğutucu olarak kullanılmaktadır.
- Lezyon ve tümörlerde bulunur.
Fare zehirlerinin üretiminde de kullanılır.
Bu kimyasalı tanıdınız mı?
Nurbanu bir kimyasalı, bilimden uzak bir şekilde farklı şeylerle ilişkilendirmekte ve arkadaşlarına bu kimyasalın ne oldu-
ğunu sormaktadır. Dihidrojen monoksit, H₂O molekülüdür, yani sudur. Gerçekten de su, sayılan tüm alanlarda kullanıl-
maktadır. Ancak DHMO şeklinde yazılınca, korkunç gösterilebilmekte ve tehdit unsuruymuş gibi algılanmaktadır.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
-
2. Tekrar Testi
A) On yargı, bir konunun anlaşılmasında en büyük engeldir.
B) Yanılgıya düşülmemesi için olgulara farklı açılardan yaklaşılmalıdır.
C) Bir şey hakkında hüküm verirken kötü ihtimalleri ön planda tutmalıdır.
D) Su, insana hayat verdiği gibi ölümüne de sebep olabilir.
E) Elimizdeki imkânları iyi amaçlar için kullanmak gerekir.
18. Dil canlı
74/
MIL
biçimde uz
me-yanıl
inun için
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Söz konusudur? 1803 erilen görs un altı bahsedeni Sre atom lirli yerle oluştur: e göre ? göreceksin yine aynı cevabı vere- iniz." deyince Hoca gülümser: Kırk yaşındayım." der. Bunun 17. Dihidrojen monoksitin özellikleri: - Suçluların yüzde yüzünün dihidrojen monoksit içtiği bilinmektedir. - Nükleer reaktörlerde soğutucu olarak kullanılmaktadır. - Lezyon ve tümörlerde bulunur. Fare zehirlerinin üretiminde de kullanılır. Bu kimyasalı tanıdınız mı? Nurbanu bir kimyasalı, bilimden uzak bir şekilde farklı şeylerle ilişkilendirmekte ve arkadaşlarına bu kimyasalın ne oldu- ğunu sormaktadır. Dihidrojen monoksit, H₂O molekülüdür, yani sudur. Gerçekten de su, sayılan tüm alanlarda kullanıl- maktadır. Ancak DHMO şeklinde yazılınca, korkunç gösterilebilmekte ve tehdit unsuruymuş gibi algılanmaktadır. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? - 2. Tekrar Testi A) On yargı, bir konunun anlaşılmasında en büyük engeldir. B) Yanılgıya düşülmemesi için olgulara farklı açılardan yaklaşılmalıdır. C) Bir şey hakkında hüküm verirken kötü ihtimalleri ön planda tutmalıdır. D) Su, insana hayat verdiği gibi ölümüne de sebep olabilir. E) Elimizdeki imkânları iyi amaçlar için kullanmak gerekir. 18. Dil canlı 74/ MIL biçimde uz me-yanıl inun için
27. Geçmişte yaşamış olan hayvan ve bitkilerin taşlaşmış
kalıntılarına fosil denir. Yer bilimlerinde geçmişten günü
müze fosilleri inceleyen bilim dalina paleontoloji adı ve-
rilir. Önemli fosil grupları yerkürenin jeolojik gelişmesinin
araştırılmasına ve yer kabuğunun oluşum koşullarının
tespit edilmesine yardımcı olmaktadır. Jeolojik zamanlar
boyunca kara ve denizlerin kapladıkları alanlar, dağılışları
ve özelikleri, iklim koşulları, çökelme ortamları ve bunlara
bağlı olarak gelişmiş olan sedimanter maden yatakları ile
petrol ve kömür gibi önemli enerji kaynaklarının bulunduğu
seviyeler paleontolojinin yardımı ile araştırılmıştır. Paleon-
toloji katında Omurgalı (Vertebrate), Omurgasız (Inverteb
rate) ve Iz Fosillere ait önemli örnekler bulunmaktadır.
2017'de bilim insanları, 100 milyon yıllık Burma (Myan-
mar) kehribarında bulunan ve Aethiocarenus burmani-
cus olarak adlandırılan yeni bir böcek türünü tanımladı-
lar.
1. İskoçya'da 2500 yıl öncesine ait koşum takımlarının
bulunması ve İskitlere ait olduğunun düşünülmesi o
coğrafyada Türk varlığına işaret ediyor.
III. Aydın'daki Aphrodisias antik kenti yakınlarında define-
ciler tarafından yapılan kaçak kazılar sırasında 2.500
yıllık lahit bulundu.
Bu parçaya göre yukarıdakilerden hangileri paleonto-
lojinin çalışma alanına girer?
A Yalnız I
D) II ve III
B) Yalnız II
C) I ve II
E) I, II ve III
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
27. Geçmişte yaşamış olan hayvan ve bitkilerin taşlaşmış kalıntılarına fosil denir. Yer bilimlerinde geçmişten günü müze fosilleri inceleyen bilim dalina paleontoloji adı ve- rilir. Önemli fosil grupları yerkürenin jeolojik gelişmesinin araştırılmasına ve yer kabuğunun oluşum koşullarının tespit edilmesine yardımcı olmaktadır. Jeolojik zamanlar boyunca kara ve denizlerin kapladıkları alanlar, dağılışları ve özelikleri, iklim koşulları, çökelme ortamları ve bunlara bağlı olarak gelişmiş olan sedimanter maden yatakları ile petrol ve kömür gibi önemli enerji kaynaklarının bulunduğu seviyeler paleontolojinin yardımı ile araştırılmıştır. Paleon- toloji katında Omurgalı (Vertebrate), Omurgasız (Inverteb rate) ve Iz Fosillere ait önemli örnekler bulunmaktadır. 2017'de bilim insanları, 100 milyon yıllık Burma (Myan- mar) kehribarında bulunan ve Aethiocarenus burmani- cus olarak adlandırılan yeni bir böcek türünü tanımladı- lar. 1. İskoçya'da 2500 yıl öncesine ait koşum takımlarının bulunması ve İskitlere ait olduğunun düşünülmesi o coğrafyada Türk varlığına işaret ediyor. III. Aydın'daki Aphrodisias antik kenti yakınlarında define- ciler tarafından yapılan kaçak kazılar sırasında 2.500 yıllık lahit bulundu. Bu parçaya göre yukarıdakilerden hangileri paleonto- lojinin çalışma alanına girer? A Yalnız I D) II ve III B) Yalnız II C) I ve II E) I, II ve III
3. Çağımızda bir "özel gün" enflasyonu var. Anneler
Günü, Babalar Günü, Öğretmenler Günü, En-
gelliler Günü ... diye gitgide uzamakta liste. Bu
yaygınlaşmanın bir bölümü Amerika kültürünün
dokusundaki "promosyon" hesaplarından kay-
naklanmakta, bir bölümü de ihmallerimiz aklımıza
geldikçe tedirgin olan vicdanlarımızı rahatlatmaya
yarıyor. Yıl boyu umursamadığımız öğretmenleri-
mizi 365 günün bir tekinde göklere çıkarınca okul
ödevimizi yapmışız gibi hafifliyor ayıp yükümüz.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi üzerinde
durulmaktadır?
A) Özel günlerin yaygınlaşmasının yararları
B) Amerikan kültürünün sosyal yaşamımıza etki-
leri
C) İnsan ilişkilerinde yapılan yanlışların sonuçları
D) Özel günlerin giderek artmasının nedenleri
E) Özel günlerde yapılması gerekenler
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
3. Çağımızda bir "özel gün" enflasyonu var. Anneler Günü, Babalar Günü, Öğretmenler Günü, En- gelliler Günü ... diye gitgide uzamakta liste. Bu yaygınlaşmanın bir bölümü Amerika kültürünün dokusundaki "promosyon" hesaplarından kay- naklanmakta, bir bölümü de ihmallerimiz aklımıza geldikçe tedirgin olan vicdanlarımızı rahatlatmaya yarıyor. Yıl boyu umursamadığımız öğretmenleri- mizi 365 günün bir tekinde göklere çıkarınca okul ödevimizi yapmışız gibi hafifliyor ayıp yükümüz. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi üzerinde durulmaktadır? A) Özel günlerin yaygınlaşmasının yararları B) Amerikan kültürünün sosyal yaşamımıza etki- leri C) İnsan ilişkilerinde yapılan yanlışların sonuçları D) Özel günlerin giderek artmasının nedenleri E) Özel günlerde yapılması gerekenler
CÜMLENİN YORUMU
467
5.1. Düzenlenen yeni müfredatta öğretmene ihtiyaç
kalmamıştır.
6.
Düzenlenen yeni müfredat ile ulaşılmak iste-
nen, öğrenciyi kendi kendine öğrenen bir birey
haline getirmektedir.
III. Düzenlenen yeni müfredatta bilgi birikimi azal-
tılmıştır, bu da yetiştirilen öğrencilerin bilgisiz
kalmasına neden olmuştur.
come
IV. Düzenlenen yeni müfredatın amacı öğrenciye kısa
ve öz bir biçimde gereken şeylerin öğretilmesidir.
V. Düzenlenen yeni müfredatın amacı bireye öğ-
renmeyi öğretmektir.
Yukarıda verilen cümlelerin hangi ikisi yakın an-
lamlıdır?
A). ve II.
D) II. ve V.
A)
B) I. ve V.
E) III. ve V.
C) II. ve III.
el
Aşağıdakilerden hangisinde birinci yargı, ikinci
yargının gerekçesi durumundadır?
Ben yarime gül demem gülün ömrü az olur.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
CÜMLENİN YORUMU 467 5.1. Düzenlenen yeni müfredatta öğretmene ihtiyaç kalmamıştır. 6. Düzenlenen yeni müfredat ile ulaşılmak iste- nen, öğrenciyi kendi kendine öğrenen bir birey haline getirmektedir. III. Düzenlenen yeni müfredatta bilgi birikimi azal- tılmıştır, bu da yetiştirilen öğrencilerin bilgisiz kalmasına neden olmuştur. come IV. Düzenlenen yeni müfredatın amacı öğrenciye kısa ve öz bir biçimde gereken şeylerin öğretilmesidir. V. Düzenlenen yeni müfredatın amacı bireye öğ- renmeyi öğretmektir. Yukarıda verilen cümlelerin hangi ikisi yakın an- lamlıdır? A). ve II. D) II. ve V. A) B) I. ve V. E) III. ve V. C) II. ve III. el Aşağıdakilerden hangisinde birinci yargı, ikinci yargının gerekçesi durumundadır? Ben yarime gül demem gülün ömrü az olur.
S. Şiiri konuştuğumuz dilden çıkarırsak bir tarafa savrulur gideriz.
Kibirli, bozuk ifadeler de böyle ortaya çıkar. Bu yüzden halkın
evde konuştuğu dile döneceğiz, başka çare yok.
Bu parçada geçen "halkın evde konuştuğu dil" sözüyle anla-
tılmak istenen aşağıdakilerden hangisinde vardır?
A) Yazılı bir kültürü olmayan toplumlar medeniyet yolunda geri
kalır.
B) Sanatçılar konuştuğumuz günlük dil ile eser vermekten çe-
kinmemelidir.
C) Şairler kendilerini siyasal ideolojilerin emrine verdiği için şiir
özgürleşemiyor.
D) Doğru yerde ve doğru zamanda doğruları söyleyen sanatçı
el üstünde tutulacaktır.
E) Sanatın ve sanatçının dili toplumsal koşulları gözetmek zo-
runda kalmamalıdır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
S. Şiiri konuştuğumuz dilden çıkarırsak bir tarafa savrulur gideriz. Kibirli, bozuk ifadeler de böyle ortaya çıkar. Bu yüzden halkın evde konuştuğu dile döneceğiz, başka çare yok. Bu parçada geçen "halkın evde konuştuğu dil" sözüyle anla- tılmak istenen aşağıdakilerden hangisinde vardır? A) Yazılı bir kültürü olmayan toplumlar medeniyet yolunda geri kalır. B) Sanatçılar konuştuğumuz günlük dil ile eser vermekten çe- kinmemelidir. C) Şairler kendilerini siyasal ideolojilerin emrine verdiği için şiir özgürleşemiyor. D) Doğru yerde ve doğru zamanda doğruları söyleyen sanatçı el üstünde tutulacaktır. E) Sanatın ve sanatçının dili toplumsal koşulları gözetmek zo- runda kalmamalıdır.
de yürüyüş
yonetlerin-
, kovasını
çi tezgâh-
ven kırmı-
Eski Türk
biri! Bel-
m..." Bu-
iz kadar
Eksi 20
n sıcak
ığımızı
er kara
Dere
sula-
öyde
alan
e,
e-
PARAGRAF
li
17. Yoğun stres ve ani yaşanan üzüntü gibi aşırı mutluluk da
kalbe zarar verebiliyor; bir anda kalp sendromuna yol aça-
biliyor. Üzüntü verici olaylarla gelen krize kırık kalp, mutlu-
lukla gelene ise mutlu kalp sendromu deniyor. Kalp send-
romu; göğüs kafesinde ağrı, baskı, sıkışma, yanma gibi
rahatsızlıklarla kendini gösteriyor. Kalp krizinden ancak ya-
pılan testlerle ayırt edilebiliyor. Her ikisi de beyinde başlı-
yor, kalbe iniyor. Beyinde strese verilen yanıtı, hafızayı ve
öğrenmeyi yöneten en önemli merkezler amygdala, hipo-
kampus ve singulat girus bölgeleridir. Kalp sendromu gö-
rülen hastalarda duyguları kontrol eden bu bölgeler arasın-
daki iletişim, sağlıklı insanlara göre daha az gerçekleşiyor.
Öte yandan kalp sendromları, yaşlılarda ve kadınlarda da-
ha çok görülüyor. Ani stres ve üzüntü ile birden yaşanan
yoğun mutluluğun kadınların kalbi için erkeklere göre da-
ha tehlikeli olduğu biliniyor. Östrojen kalp hastalıklarından
koruyucu özelliği olan bir hormon. Menopoz sonrasında
östrojen hormonu hızla azalıyor. Bu da kadınları kalp send-
romuna daha yatkın hâle getiriyor.
Bu parçadan hareketle kalp sendromuyla ilgili aşağı-
dakilerden hangisi söylenemez?
A) Belirtileri, damar tıkanıklığına bağlı kalp krizinden fark-
Sızdır.
B) Aşırı üzüntü ve sevinç durumlarında aniden ortaya çık-
maktadır.
C) İletişim kurmakta zorlanan kişilerde görülme olasılığı
daha yüksektir.
D) Görülme oranı, yaşa ve cinsiyete göre farklılık göster-
mektedir.
E Sebep olan duygunun niteliğine göre farklı isimler al-
maktadır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
de yürüyüş yonetlerin- , kovasını çi tezgâh- ven kırmı- Eski Türk biri! Bel- m..." Bu- iz kadar Eksi 20 n sıcak ığımızı er kara Dere sula- öyde alan e, e- PARAGRAF li 17. Yoğun stres ve ani yaşanan üzüntü gibi aşırı mutluluk da kalbe zarar verebiliyor; bir anda kalp sendromuna yol aça- biliyor. Üzüntü verici olaylarla gelen krize kırık kalp, mutlu- lukla gelene ise mutlu kalp sendromu deniyor. Kalp send- romu; göğüs kafesinde ağrı, baskı, sıkışma, yanma gibi rahatsızlıklarla kendini gösteriyor. Kalp krizinden ancak ya- pılan testlerle ayırt edilebiliyor. Her ikisi de beyinde başlı- yor, kalbe iniyor. Beyinde strese verilen yanıtı, hafızayı ve öğrenmeyi yöneten en önemli merkezler amygdala, hipo- kampus ve singulat girus bölgeleridir. Kalp sendromu gö- rülen hastalarda duyguları kontrol eden bu bölgeler arasın- daki iletişim, sağlıklı insanlara göre daha az gerçekleşiyor. Öte yandan kalp sendromları, yaşlılarda ve kadınlarda da- ha çok görülüyor. Ani stres ve üzüntü ile birden yaşanan yoğun mutluluğun kadınların kalbi için erkeklere göre da- ha tehlikeli olduğu biliniyor. Östrojen kalp hastalıklarından koruyucu özelliği olan bir hormon. Menopoz sonrasında östrojen hormonu hızla azalıyor. Bu da kadınları kalp send- romuna daha yatkın hâle getiriyor. Bu parçadan hareketle kalp sendromuyla ilgili aşağı- dakilerden hangisi söylenemez? A) Belirtileri, damar tıkanıklığına bağlı kalp krizinden fark- Sızdır. B) Aşırı üzüntü ve sevinç durumlarında aniden ortaya çık- maktadır. C) İletişim kurmakta zorlanan kişilerde görülme olasılığı daha yüksektir. D) Görülme oranı, yaşa ve cinsiyete göre farklılık göster- mektedir. E Sebep olan duygunun niteliğine göre farklı isimler al- maktadır.
18. Çevremde "Son yıllarda iyi roman okumadım." diyenlere çok
rastlıyorum. Ne varsa eskilerde mi var? Bunu bilmiyorum ama
eskilere ayak uyduramadığımız kesin. Benim nacizane görü-
şüm, yetenekli yazarlar fazlasıyla var ama romanlarda emek az.
Sanki aceleye getiriliyor ve o zaman da bir şeyler eksik kalıyor.
Bu, okurun gözünden kaçmıyor.
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş
olabilir?
A) Günümüzde roman eskiye göre daha mi az ilgi görüyor?
Romanın bugünkü durumu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sıkı bir roman okuru olarak bir romandan beklentiniz nedir?
Türk edebiyatında roman türünün yeterince geliştiğini söyle-
yebilir miyiz?
EXSon dönem roman yazarlarının eskiyi tekrarladıkları görüşüne
katılıyor musunuz?
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
18. Çevremde "Son yıllarda iyi roman okumadım." diyenlere çok rastlıyorum. Ne varsa eskilerde mi var? Bunu bilmiyorum ama eskilere ayak uyduramadığımız kesin. Benim nacizane görü- şüm, yetenekli yazarlar fazlasıyla var ama romanlarda emek az. Sanki aceleye getiriliyor ve o zaman da bir şeyler eksik kalıyor. Bu, okurun gözünden kaçmıyor. Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir? A) Günümüzde roman eskiye göre daha mi az ilgi görüyor? Romanın bugünkü durumu hakkında ne düşünüyorsunuz? Sıkı bir roman okuru olarak bir romandan beklentiniz nedir? Türk edebiyatında roman türünün yeterince geliştiğini söyle- yebilir miyiz? EXSon dönem roman yazarlarının eskiyi tekrarladıkları görüşüne katılıyor musunuz?
RESİTAL / Paragraf
19-20. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Dil, bir memleket içinden geçen akarsu gibidir. Bir yandan
o beldeye hayat verir diğer yandan da yöredeki dereler-
den, çaylardan beslenerek tüm insanlığın ortak ürünü olan
medeniyet ummanına ulaşır, katkı sağlar. Nasıl ki akar-
su hem içinden geçtiği beldeye hayat verir ve o yörenin
kaynaklarından beslenerek, çoğalarak akar; dil de içinde
bulunduğu toplumun kültürel hazinelerinden yararlanır ve
aynı zamanda toplumun kültür dokusunun oluşumunda çi-
mento işlevi görür. Dil ve kültürü birbirinden ayrı düşünmek
neredeyse imkânsız gibidir. Dil olmadan kültür temelsiz bir
binaya benzer. Kültürü olmayan bir milletin dili de kaynağı
kurumaya yüz tutmuş bir nehir gibidir.
Deneme - 3
19. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Dilin, bir milletin örf, adet ve geleneklerini ileriye taşı-
yan önemli bir unsur olduğu
B) Dili besleyen kültürel değerlerin çeşitlilik gösterdiği
Dil ile kültürün birbirini tamamlayan ayrılmaz bir bütün
olduğu
Bir milletin kültürel değerlerinin ayakta kalabilmesi için
zengin bir dil bilincine ihtiyaç duyduğu
E) Dilin kendisini ifade edebilmesi için içinde bulunduğu
toplumun kültürel değerlerine ihtiyaç duyduğu
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
RESİTAL / Paragraf 19-20. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Dil, bir memleket içinden geçen akarsu gibidir. Bir yandan o beldeye hayat verir diğer yandan da yöredeki dereler- den, çaylardan beslenerek tüm insanlığın ortak ürünü olan medeniyet ummanına ulaşır, katkı sağlar. Nasıl ki akar- su hem içinden geçtiği beldeye hayat verir ve o yörenin kaynaklarından beslenerek, çoğalarak akar; dil de içinde bulunduğu toplumun kültürel hazinelerinden yararlanır ve aynı zamanda toplumun kültür dokusunun oluşumunda çi- mento işlevi görür. Dil ve kültürü birbirinden ayrı düşünmek neredeyse imkânsız gibidir. Dil olmadan kültür temelsiz bir binaya benzer. Kültürü olmayan bir milletin dili de kaynağı kurumaya yüz tutmuş bir nehir gibidir. Deneme - 3 19. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Dilin, bir milletin örf, adet ve geleneklerini ileriye taşı- yan önemli bir unsur olduğu B) Dili besleyen kültürel değerlerin çeşitlilik gösterdiği Dil ile kültürün birbirini tamamlayan ayrılmaz bir bütün olduğu Bir milletin kültürel değerlerinin ayakta kalabilmesi için zengin bir dil bilincine ihtiyaç duyduğu E) Dilin kendisini ifade edebilmesi için içinde bulunduğu toplumun kültürel değerlerine ihtiyaç duyduğu
O Sivrisinekler 100 milyon yıldan daha uzun
bir süredir burada. Evrimsel süreçte birçok
ayrışma yaşayarak bugünkü türlerine ulaş-
tilar. Tamamen yeryüzünden yok olmaları
birçok türün avsiz ve avcısız, birçok bitki-
nin de tozlaştırıcısız kalması demek; bunun
sonuçları ise basit bir düşünme egzersizi ile
asla tahmin edilemez.
Sivrisineklerin yol açtığı insan ölümlerini
düşünürsek bu canlıyla mücadelede ikinci
derecede önemli yan etkiler dışında çok
ciddi sorunlarla karşılaşılacağını düşünmü-
yorum. Sivrisineksiz bir dünya bizim için çok
daha güvenli olurdu. Özellikle bazı türleri-
nin yok edilmesi, insan türü açısından çok
önemli.
ukarıdaki numaralanmış düşüncelerle ilgili
arak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
İki düşüncenin ortaya attığı savlar aynı anda
doğru olamaz.
O Savunulan görüşler laboratuvar ortamında
test edilmeye uygundur.
O Birbirleriyle karşıt görüşleri savunmaktadır-
lar.
İki düşüncenin tek ortak tarafı öngörülerde
bulunmalarıdır.
Birinci düşünce nesnel, ikinci düşünce öznel
ağırlıktadır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
O Sivrisinekler 100 milyon yıldan daha uzun bir süredir burada. Evrimsel süreçte birçok ayrışma yaşayarak bugünkü türlerine ulaş- tilar. Tamamen yeryüzünden yok olmaları birçok türün avsiz ve avcısız, birçok bitki- nin de tozlaştırıcısız kalması demek; bunun sonuçları ise basit bir düşünme egzersizi ile asla tahmin edilemez. Sivrisineklerin yol açtığı insan ölümlerini düşünürsek bu canlıyla mücadelede ikinci derecede önemli yan etkiler dışında çok ciddi sorunlarla karşılaşılacağını düşünmü- yorum. Sivrisineksiz bir dünya bizim için çok daha güvenli olurdu. Özellikle bazı türleri- nin yok edilmesi, insan türü açısından çok önemli. ukarıdaki numaralanmış düşüncelerle ilgili arak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? İki düşüncenin ortaya attığı savlar aynı anda doğru olamaz. O Savunulan görüşler laboratuvar ortamında test edilmeye uygundur. O Birbirleriyle karşıt görüşleri savunmaktadır- lar. İki düşüncenin tek ortak tarafı öngörülerde bulunmalarıdır. Birinci düşünce nesnel, ikinci düşünce öznel ağırlıktadır.
D
ORTA
Dazey
8. Deneme
14. 1911-1960 yılları arasında yaşayan İngiliz filozofu John
Langshaw Austin, 1952-1960 yılları arasında Oxford
Üniversitesinde ahlak felsefesi profesörü olarak görev yaptı.
Aristoteles Etiği ve Leibniz Felsefesi üzerinde uzmanlaştı.
"Dilci Fenomenoloji" adını verdiği bir dizi söz edimleri
çözümlemesi tekniği kullandı ve böylece ardılı olan
Searle'ün katkılarıyla daha sağlam bir kuramsal çerçeveye
oturacak olan "söz edimleri teorisi"nin temellerini attı.
Austin, gündelik dilde olağan olarak kullanılan
sözcelemlerin ciddiyetle ele alınmasının felsefedeki kimi
geleneksel sorunların çözümüne katkı sağlayacağını
savundu ve bu savıyla Wittgenstein'in Post-Tractatus
döneminde açtığı yoldan ilerleyerek ortaya çıkan bir akımın
öncüleri arasında yer aldı. Bu akım, sonradan "gündelik
dilin felsefesi" adıyla anıldı. Wittgenstein'ın dilin dünyaya
açılan biricik algı kapımız olduğu biçimindeki tezini kabul
etti. Bu tezden hareketle algı dili konusunda çözümlemeler
yaptı. Austin'in dil anlayışı, anlam sorununa önerilen
çözümler için yapılan sınıflamada "pragmatik" bir yaklaşım
olarak değerlendirilmektedir. Frege'nin "Aritmetiğin
Temelleri" kitabının İngilizce çevirisi ve kaleme aldığı birkaç
makalesi dışında, hayattayken hiçbir yapıtını yayımlatmadı.
Şu üç çalışması, ölümünden sonra, Oxford'taki
meslektaşları tarafından yayımlanmıştır: Philosophical
Papers, Sens and Sensibilia, How to do Things with Words.
Bu parçadan hareketle John Langshaw Austin ile ilgili
olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Mevcut bir tezi benimseyerek bir konuda çözümlemeler
yaptığ
B) Kimi yapıtlarının ölümünden sonra meslektaşları
tarafından yayımlandığı
C) Hayattayken sadece çevirisini yaptığı bir kitabı ve birkaç
makalesinin yayımlandığ
D) Bir teorinin temellerini atıp onu sağlam bir kuramsal
çerçeveye oturttuğu
E) Savunduğu bir savla "gündelik dilin felsefesi" adıyla
anılacak olan akımın öncüleri arasında yer aldığı
15.
tonguç KAMPÜS
• P
SU
iz
k
Aşa
an
the
A)
B)
16.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
D ORTA Dazey 8. Deneme 14. 1911-1960 yılları arasında yaşayan İngiliz filozofu John Langshaw Austin, 1952-1960 yılları arasında Oxford Üniversitesinde ahlak felsefesi profesörü olarak görev yaptı. Aristoteles Etiği ve Leibniz Felsefesi üzerinde uzmanlaştı. "Dilci Fenomenoloji" adını verdiği bir dizi söz edimleri çözümlemesi tekniği kullandı ve böylece ardılı olan Searle'ün katkılarıyla daha sağlam bir kuramsal çerçeveye oturacak olan "söz edimleri teorisi"nin temellerini attı. Austin, gündelik dilde olağan olarak kullanılan sözcelemlerin ciddiyetle ele alınmasının felsefedeki kimi geleneksel sorunların çözümüne katkı sağlayacağını savundu ve bu savıyla Wittgenstein'in Post-Tractatus döneminde açtığı yoldan ilerleyerek ortaya çıkan bir akımın öncüleri arasında yer aldı. Bu akım, sonradan "gündelik dilin felsefesi" adıyla anıldı. Wittgenstein'ın dilin dünyaya açılan biricik algı kapımız olduğu biçimindeki tezini kabul etti. Bu tezden hareketle algı dili konusunda çözümlemeler yaptı. Austin'in dil anlayışı, anlam sorununa önerilen çözümler için yapılan sınıflamada "pragmatik" bir yaklaşım olarak değerlendirilmektedir. Frege'nin "Aritmetiğin Temelleri" kitabının İngilizce çevirisi ve kaleme aldığı birkaç makalesi dışında, hayattayken hiçbir yapıtını yayımlatmadı. Şu üç çalışması, ölümünden sonra, Oxford'taki meslektaşları tarafından yayımlanmıştır: Philosophical Papers, Sens and Sensibilia, How to do Things with Words. Bu parçadan hareketle John Langshaw Austin ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Mevcut bir tezi benimseyerek bir konuda çözümlemeler yaptığ B) Kimi yapıtlarının ölümünden sonra meslektaşları tarafından yayımlandığı C) Hayattayken sadece çevirisini yaptığı bir kitabı ve birkaç makalesinin yayımlandığ D) Bir teorinin temellerini atıp onu sağlam bir kuramsal çerçeveye oturttuğu E) Savunduğu bir savla "gündelik dilin felsefesi" adıyla anılacak olan akımın öncüleri arasında yer aldığı 15. tonguç KAMPÜS • P SU iz k Aşa an the A) B) 16.
32. Genel ağ kullanımı, başlangıçta tek yönlü bilgi akışına olanak
sunan bir yapıda iken günümüzde çok yönlü, her bireyin ka-
tılımına olanak sunan bir yapıya dönüşmüştür. Ses, görüntü
gibi materyallerin sunumuna olanak tanıyan genel ağın metin
tabanlı oluşu, dil kullanımlarını genel ağ için daha önemli kıl-
maktadır. Genel ağın yaygın etkilerinin en belirgin biçimini dil
kullanımlarında gözlemlemek mümkündür. Genel ağ dili; "tek ve
homojen bir internet dili değil, internetin ortaya çıkardığı yeni dil
görünümler" şeklindedir. Ölçünlü dilden farklılaşan ve kendine
özgü özellikleri bulunan genel ağ dili, toplumsal yapıdaki çeşit-
liliğin dilsel göstergelerle karşılık bulan görünümleridir. Genel
ağ dilinin eksiksiz bir tanımlamasını yapmak ve kesin sınırla-
rını belirlemek olanaksızdır. Genel ağ dilinin özellikleri, kullanım
amacı, zaman, yer ve sunduğu bilgiye göre çeşitlilik gösterir. Dil
kullanımlarında genellikle yerel söyleyişlere yatkın, argo ve tek-
lifsiz konuşma dilinin özelliklerini gösteren bir yapıdadır.
Bu parçada açıklanan genel ağ dili ile ilgili aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A)-Kullanıcıları, kurallara bağlılık anlayışıyla hareket etmekte-
dir.
B) Tek ve genelgeçer bir özelliğe sahip değildir.
C) Kullanıcılar açısından düşünüldüğünde çok çeşitli özellikler
göstermektedir.
DY Çoğunlukla yazılı ifadeden oluşması önemini artırmaktadır.
E) Yazı dilinde farklı ve kendine mahsustur.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
32. Genel ağ kullanımı, başlangıçta tek yönlü bilgi akışına olanak sunan bir yapıda iken günümüzde çok yönlü, her bireyin ka- tılımına olanak sunan bir yapıya dönüşmüştür. Ses, görüntü gibi materyallerin sunumuna olanak tanıyan genel ağın metin tabanlı oluşu, dil kullanımlarını genel ağ için daha önemli kıl- maktadır. Genel ağın yaygın etkilerinin en belirgin biçimini dil kullanımlarında gözlemlemek mümkündür. Genel ağ dili; "tek ve homojen bir internet dili değil, internetin ortaya çıkardığı yeni dil görünümler" şeklindedir. Ölçünlü dilden farklılaşan ve kendine özgü özellikleri bulunan genel ağ dili, toplumsal yapıdaki çeşit- liliğin dilsel göstergelerle karşılık bulan görünümleridir. Genel ağ dilinin eksiksiz bir tanımlamasını yapmak ve kesin sınırla- rını belirlemek olanaksızdır. Genel ağ dilinin özellikleri, kullanım amacı, zaman, yer ve sunduğu bilgiye göre çeşitlilik gösterir. Dil kullanımlarında genellikle yerel söyleyişlere yatkın, argo ve tek- lifsiz konuşma dilinin özelliklerini gösteren bir yapıdadır. Bu parçada açıklanan genel ağ dili ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A)-Kullanıcıları, kurallara bağlılık anlayışıyla hareket etmekte- dir. B) Tek ve genelgeçer bir özelliğe sahip değildir. C) Kullanıcılar açısından düşünüldüğünde çok çeşitli özellikler göstermektedir. DY Çoğunlukla yazılı ifadeden oluşması önemini artırmaktadır. E) Yazı dilinde farklı ve kendine mahsustur.
. Arif Damar'da toplumculuk, şiirinin hiç kopmayan damarı-
dır. Dili çok iyi kullanan ve biçime önem veren şairin şiirle-
ri yalnız konudan ibaret değildir. Toplumcu kavgayı antetli
kağıttan filigranlı kağıda taşıyan Arif Damar, toplumcu şi-
ire, 1970'den sonraki yazdığı şiirlerle de ipek gibi lepiska
gibi bir dil getirmiştir.
Bu parçadaki altı çizili sözlerle anlatılmak istenenler
arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Sürekli aynı konu etrafında dönme
B) Söylenmek isteneni gizleme
C) İşin ehli kişilerce anlaşılma
D) Zahmetli bir uğraş sonucu ortaya çıkma
E) Savunulan düşünceyi belirgin hâlde sunma
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
. Arif Damar'da toplumculuk, şiirinin hiç kopmayan damarı- dır. Dili çok iyi kullanan ve biçime önem veren şairin şiirle- ri yalnız konudan ibaret değildir. Toplumcu kavgayı antetli kağıttan filigranlı kağıda taşıyan Arif Damar, toplumcu şi- ire, 1970'den sonraki yazdığı şiirlerle de ipek gibi lepiska gibi bir dil getirmiştir. Bu parçadaki altı çizili sözlerle anlatılmak istenenler arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Sürekli aynı konu etrafında dönme B) Söylenmek isteneni gizleme C) İşin ehli kişilerce anlaşılma D) Zahmetli bir uğraş sonucu ortaya çıkma E) Savunulan düşünceyi belirgin hâlde sunma
(Dilimiz Türkçe ile ilgili düşüncelerimi, yeni bir
dil bilgisi kitabı yazarak açıklayabilirdim. (II) Ancak
böyle bir kitap hem çok kuru olacak hem de yalnız-
ca konuyla doğrudan ilgilenenleri hedef kitle olarak
alacaktı. (III) Bense medyaya yönelik eleştirilerimle
dil kavrayışımı birleştirerek keyifle okunacak bir
eser ortaya koymayı yeğledim. ((IV) Istedim ki bu
kitap hem bir medya eleştirisi olsun hem de bir dil
yanlışları kitabı. (V) Bu yüzden kullandığım tüm
örnekleri yazılı, daha çok da görsel medyadan
seçtim.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangi-
lerinde "gerçekleşmemiş bir durumdan" söz edil-
mektedir?
A) ve Il
D) III ve V
BYI ve IV
E) IV ve V
C) I ve III
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
(Dilimiz Türkçe ile ilgili düşüncelerimi, yeni bir dil bilgisi kitabı yazarak açıklayabilirdim. (II) Ancak böyle bir kitap hem çok kuru olacak hem de yalnız- ca konuyla doğrudan ilgilenenleri hedef kitle olarak alacaktı. (III) Bense medyaya yönelik eleştirilerimle dil kavrayışımı birleştirerek keyifle okunacak bir eser ortaya koymayı yeğledim. ((IV) Istedim ki bu kitap hem bir medya eleştirisi olsun hem de bir dil yanlışları kitabı. (V) Bu yüzden kullandığım tüm örnekleri yazılı, daha çok da görsel medyadan seçtim. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangi- lerinde "gerçekleşmemiş bir durumdan" söz edil- mektedir? A) ve Il D) III ve V BYI ve IV E) IV ve V C) I ve III
8. Şiirin yaratımı, yaşama deneyiminin şairde kendini gün
yüzüne çıkaracak bir dürtü oluşturmasıyla alakalıdır. Şiir,
yaşama deneyimini ifade etmek dürtüsünden doğar, yoksa
şiirsel bir izlenimi mümkün kılmak ihtiyacından değil. Şiirin
bir boşluktan, amaçsızca bir hayalden doğması söz konu-
su değildir. Zaten şiirin okur ve dinleyicide yankı bulması
da yine benzer yaşama deneyimlerinden kaynaklanma-
sıyla alakalıdır. Dolayısıyla, şairde işleyen süreç dinleyici
ve okurdakine yakındır. Şiirsel bir eserde bireysel psişik
süreçlerin bir araya gelmesi hangi koşul ve bileşenlerden
doğuyorsa okur ve dinleyicide de benzer biçimdedir.
Bu parçada şiir ile ilgili vurgulanmak istenen aşağıda-
kilerden hangisidir?
A) Yaşamın gerçekliğinden beslenmeyen bir şairin etkili
şiirler yazması mümkün değildir.
B) Şairin şiirini yazarken hissettikleri ile okurun şiiri okur-
ken hissettikleri aynı olmayabilir.
C) Belli bir amacı olmayan, yalnızca kurgusal bir yapıya
göre yazılan metinler şiirsellikten uzaktır.
D) Yaşama dürtüsünün uyandırmış olduğu his kişiyi şiir
yazmaya iter.
E) Şiirsel bir boşluğu doldurmak için yazılan şiirlerin okuru
etkileme gücü yoktur.
A
R
: -
G
A
Y
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
8. Şiirin yaratımı, yaşama deneyiminin şairde kendini gün yüzüne çıkaracak bir dürtü oluşturmasıyla alakalıdır. Şiir, yaşama deneyimini ifade etmek dürtüsünden doğar, yoksa şiirsel bir izlenimi mümkün kılmak ihtiyacından değil. Şiirin bir boşluktan, amaçsızca bir hayalden doğması söz konu- su değildir. Zaten şiirin okur ve dinleyicide yankı bulması da yine benzer yaşama deneyimlerinden kaynaklanma- sıyla alakalıdır. Dolayısıyla, şairde işleyen süreç dinleyici ve okurdakine yakındır. Şiirsel bir eserde bireysel psişik süreçlerin bir araya gelmesi hangi koşul ve bileşenlerden doğuyorsa okur ve dinleyicide de benzer biçimdedir. Bu parçada şiir ile ilgili vurgulanmak istenen aşağıda- kilerden hangisidir? A) Yaşamın gerçekliğinden beslenmeyen bir şairin etkili şiirler yazması mümkün değildir. B) Şairin şiirini yazarken hissettikleri ile okurun şiiri okur- ken hissettikleri aynı olmayabilir. C) Belli bir amacı olmayan, yalnızca kurgusal bir yapıya göre yazılan metinler şiirsellikten uzaktır. D) Yaşama dürtüsünün uyandırmış olduğu his kişiyi şiir yazmaya iter. E) Şiirsel bir boşluğu doldurmak için yazılan şiirlerin okuru etkileme gücü yoktur. A R : - G A Y
2. Çılgın hatta deli de diyebilirsiniz. Istanbul delisiyim, sokak çocu-
guyum. Ben böyle denmesinden mutlu oluyorum. Evet, sokak
çocuğuyum çünkü akşama kadar sokaklarda geziyorum. Sokak-
larda beni gezerken görsen "Bu manyak adam mi Istanbul'u, bu
romanları yazıyor?" dersin. Ayaklarımı sürterim; üzerimde şort,
elimde fotoğraf makinem... Elimde bir simit... Evet, derste san-
dalyeye, masaya çıkıyorum çünkü arka sıradaki öğrencilerime
de ulaşmam lazım. Bir kere ortaya çıkınca ilgi çekiyorum. Artist-
lik yapmak için çıkmıyorum masaya, onlara daha yakın olmak
için çıkıyorum. O heyecan anında çıkıyorum, başımda bandana
ile Süleyman olurum, Justiyanus olurum. Onların diliyle konu-
şurum. Akademisyenliğimde sahne tecrübemin faydası çok olu-
yor. O da bir sahne. Deli gibi karşılıklı konuşma yapıyorum. Biri-
si sınıfın penceresinden gözetlese, bu dell burada ne yapıyor, der.
Bu parçada kendisinden böyle söz eden yazar aşağıdakilerden
hangisiyle nitelendirilemez?
A) Çılgınca yaşayan
BÖğrencilerine yakın olmak isteyen
isteyen
C) Okurlarıyla buluşmayı seven
V
D) Sahne deneyimini derste kullanan
E) Istanbul'u çok seven
B
1
1
2
1
1
*
V
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
2. Çılgın hatta deli de diyebilirsiniz. Istanbul delisiyim, sokak çocu- guyum. Ben böyle denmesinden mutlu oluyorum. Evet, sokak çocuğuyum çünkü akşama kadar sokaklarda geziyorum. Sokak- larda beni gezerken görsen "Bu manyak adam mi Istanbul'u, bu romanları yazıyor?" dersin. Ayaklarımı sürterim; üzerimde şort, elimde fotoğraf makinem... Elimde bir simit... Evet, derste san- dalyeye, masaya çıkıyorum çünkü arka sıradaki öğrencilerime de ulaşmam lazım. Bir kere ortaya çıkınca ilgi çekiyorum. Artist- lik yapmak için çıkmıyorum masaya, onlara daha yakın olmak için çıkıyorum. O heyecan anında çıkıyorum, başımda bandana ile Süleyman olurum, Justiyanus olurum. Onların diliyle konu- şurum. Akademisyenliğimde sahne tecrübemin faydası çok olu- yor. O da bir sahne. Deli gibi karşılıklı konuşma yapıyorum. Biri- si sınıfın penceresinden gözetlese, bu dell burada ne yapıyor, der. Bu parçada kendisinden böyle söz eden yazar aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilemez? A) Çılgınca yaşayan BÖğrencilerine yakın olmak isteyen isteyen C) Okurlarıyla buluşmayı seven V D) Sahne deneyimini derste kullanan E) Istanbul'u çok seven B 1 1 2 1 1 * V