Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

TYT/ TÜRKÇE 8-9. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Karşımızda olan bir kişinin eleştirilmesi oldukça zor- dur. Karşımızdakini kırmadan, incitmeden eleştiri yapılması gerekir. Yapılan eleştiride hem karşınız- daki eleştirildiğini bilmeli hem de söylenen sözleri benimseyebilmelidir. Eleştiri yapmak bir yaşam be- cerisi, bir sanattır. Zarifçe yapıldığında karşımızdaki kişiyle köprü kurmamızı sağlar. İnsanların birbirine yakınlaşmasını ve birbirini anlamasına yardımcı olur. Bazı kişiler, eleştiri yapayım derken karşısın- daki kişinin duygularının incineceğini dikkate almaz, bazı kişiler de karşısındaki kişilerin duygularını in- citmemek için eleştiri yapmaktan, eksikleri söyle- mekten kaçınır. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinil memistir? A) Eleştiri yapmanın ve eleştiriye açık olmanın ko- lay durumlar olmadığına B) Eleştiri yapılırken dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktaların bulunduğuna O D) Usulüne uygun yapılan eleştirinin karşıdaki in- sanla sağlam bir ilişki kurmaya yardımcı olduğu- na Eleştiriyi kaldıramayacak kişilere yönelik eleştiri yapılmaması gerektiğine E) Bir konunun detaylarına dair bilgi sahibi olmak- Sızın eleştiri yapmaktan kaçınılması gerektiğine radikal YAYINLARI

27. Aşağıdakilerden hangisi farklı bir öğretici me- tin türünden alınmıştır? A) Emekli olduktan sonra neredeyse tüm zama- nını evde çalışarak geçirmişti babam. Ama yine de sabahları çok erken kalkar, çayı demler, okula geç kalmamamız için bizi uyandırmaya çalışırdı. B) Lise ve üniversite yıllarımda sık sık evimize gelip kalan yakın arkadaşlarım, yaşantımızı ya- dirgarlardı biraz. Genelde klasik yapıdaki, baba otoritesinin hakim olduğu evlere pek benzemi- yordu. C) Bu, büyük bir düş kırıklığı oldu benim için. Al- dığım dersler şuydu: "Benim olmayan bir şeye ölesiye bağlanmamak. Başkasının hakkına saygı göstermek. Sahiplik duygularını gemle- mek." D) Şiirlerimi neden yayımlamadığımı soruyorsu- nuz. Sebebi, Türkiye'de şiir ortamı bambaşka bir yere geldi. Dergilerde bambaşka şiirler çıkı- yordu. Onların arasında kendi şiirlerimi göremi- yordum. E) O zamanki parayı hatırlamıyorum ama atıyo- rum, benim on liram varsa bu iki yoksul kar- deşin bir lirası vardı. O yoksulluğa karşın çok başarılı öğrencilerdi.

A 5. 1. Diyabet hastalarında su kaybının yaşamsal bir önem taşıdığı doktorlar tarafından önemle vurgulanıyor. II. Vücuttaki kan şekeri su kaybıyla birlikte daha da yükseliyor ve bunun sonucunda hastalığın kontrolü zorlaşıyor. Yukarıda verilen II numaralı cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) I. cümlede ifade edilen konuyla çelişen farklı bir durumdan söz edilmektedir. B) 1. cümlede anlatılan durumun sebep olduğu bir olumsuzluktan bahsedilmektedir. 1. cümledeki olgunun, insanları neden daha fazla etkilediği açıklanmaktadır. D) I. cümlede belirtilen olgunun bazı bireylerde gerçekleşmediği örneklenmektedir. EX I. cümlede değinilen düşüncenin bilimsel olarak kanıtlandığı gösterilmektedir. 6. Şair, salgın dönemini arınarak geçirdiğini söylüyor. Tüm şehirlerin ve hatta dünyanın susması bir anlamda ona iyi gelmiş. Ertelediği yüzleşmeleri derinliklerinde çözmüş, kendi ile hesabını da görmüş. "Ben kendimi tamamlamayı tercih ettim. Zorlu sınavlarım oldu, herkesin olur. Üstüme gittim. Peşime düştüm. Şimdi çok daha hafif ve gerçek bir verdeyim" demesi de bundan 7. 8

. Günümüzde birçok alanda kullanılıp bize çözüm kolaylığı sağlayan bir teknoloji var () 3 boyutlu yazıcı () İşte sadece sağlık alanında bu teknoloji ile yapılabilecekler (:) yapay organ basımı () kişiye özel üretilecek implantlar () ameliyat öncesi doktora kılavuzluk () Bu parçadaki parantezle belirtilen yerlere aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri sırasıyla getirilmelidir? A) (,) (:) (,) (;) (,) (.) C)(O)(O)(O) C) (") (") (-) (,) (;) () B) (;) (.) (!) (.) ;) (...) D) (.) (...) (?) (:) () () E) (:) (.) (:) (,) (,) (…..)

2. Bu parçadaki altı çizili sözle yazar hakkında anlatılmak is- tenen aşağıdakilerden hangisidir? bunun etrafina A) Okuyucusuyla arasina mesafe koyduğu B) Sıkıcı ve kuru bir anlatıma sahip olduğu Okuyucunun hayal dünyasını sınırladığı D) Okuyucuyu gereksiz detaylardan koruduğu E) Okuyucusunun isteklerini dikkate aldığı "Ölüm şairi" dendiğinde akla genelde hep aynı isimler gelse de her şair, ölüm temasından bir lokma kopanıp almıştır sofra- sina. Cahit Sıtkı'nın "ölüm şairi" diye anılmasının sebebi, ede- biyatımızda sadece onun ölümden bahsetmesi olamaz elbet- A) Tüm şairlerin aynı konulardan bahsettiği B) Bazı şairlerin üsluplarıyla fark yarattığı C) Şairler arasında kıyas yapmanın yanlış olduğu D) Şairlerden sadece bazılarının kalıcılığı yakalayabildiği E) Şairlerin tamamının ölüm temasından beslendiği PEGEMYAYINLARI olmayabile. görece birbirle sanatlann ve te. Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdaki- lerden hangisidir? Bu dönemde olsa da bu e dile hakimiy kaynaklanm Bu parçada den öncek A) Il ve Ill A 4. (1) Fy sanc ki, zan ra jim na ģ

37. Modemliğin ülkemize ve tüm dünyaya getirdiği en büyük fe- laketlerin başında, beton yığınlarına hapsettiği evlerimiz ve ruhlarımız geliyor. Bu öyle bir şey ki sadece evlerimizle veya şehir hayatıyla sınırlı kalmıyor, bireylerin hâletiruhiyelerini de kökünden sarsıyor. Betonlaşmanın, yanlış şehirleşmenin getirdiği çarpıklaşma, insanın dünyaya bakış açısını da tüm- den sarsıyor, köreltiyor, yüzeye indirgiyor. Modern şehir adı altında bize öğretilen yüksek binalar, plazalar, gökdelenlerle bize öğretilmeyenler arasında neler döndüğünü Turgut Can- sever'den öğrenmek isteyenler için Dünyayı Güzelleştirmek kitabı biçilmiş kaftan. bohut (01 Bu parçada yazarın yakındığı durum aşağıdakilerden hangisidir? A) Yeni kurulan şehirlerin tüm ihtiyaçları karşılamaması 500000 B) Modern hayatın insanı ve yaşadığımız şehirleri olumsuz biçimde etkilemesi C) Çarpık kentleşme ile şehirlerin düzeninin bozulması D) Bireyin ruhsal problemlerinin tek sebebinin modernizm olması E) Modernliği eleştirmenin yanlış olduğunun düşünülmesi

STIGT 39 ve 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap- layınız. Bireyi, düşünce ve akıl yürütme yönlendirirken, birey aynı zamanda kuvvetli duyguların, ihtirasların ve diğer çeşitli duygusal faktörlerin de etkisi altındadır. Benzer düşünce- lere fakat farklı duygulara sahip iki birey göz önüne alındı- ğında, bireylere özgü duyguların iki bireyi tamamen farklı davranışlara yönlendirebildiği görülmektedir. Bu durum herhangi bir duygunun, bireyi herhangi bir şeyi yapmak üzere harekete geçirdiği ve çoğunlukla da bireyin hareket tarzlarına yön verdiği anlamını taşımaktadır. Bazı araştır- macılar duyguları saat piline benzetmektedir. Pilsiz saat nasıl hareketsizse, duyguların yönlendirmediği birey de tıpkı pilsiz saat gibi fonksiyonlarını gerçekleştirecek ener- jiden yoksundur. 39. Bu parçadan hareketle aşağıdaki çıkarımlardan han- gisine ulaşılabilir? A) Aklın egemenliği olmasa toplumsal hayatın temeli sarsılacaktır. B) Duyguları yadsımak, insanın kendi varlık amacının sekteye uğraması demektir. C) İnsanın duygusallık derecesi, içinde bulunduğu toplu- mun kabullerinden bağımsızdır. DY Duyguları gizlemek, insanın farkında olmadan geliş- tirdiği bir davranış biçimidir. E) İnsan, hislerini içinde yaşayarak toplumsal baskıdan ve dayatmalardan kurtulur. 40. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi duy- gularımızı harekete geçirme nedenlerinden biri değil- dir? A) İşlevimizi yerine getirecek hareket kabiliyetini sağla- dığından B) Hareket tarzımızın kısıtlanmasını istemediğimizden C) Duygusal etmenlerin etkisiyle davranmanın ritimsel avantajından D) Akılcı davranış biçimlerinin daha doğru olduğuna dair inancımızdan E) Hareket tarzımızı belirleyip ona yön verdiğinden TÜRKÇE TESTİ BİTTİ. SOSYAL BİLİMLER TESTİNE GEÇİNİZ. 222300-2

36. Sevgi, inanış, güven, acıma, saygı gibi varlığımızı ilgilendiren türlü insanlık duygularının bozulmadığı her devirde ve her yerde sanat ve edebiyat ciddiye alınmış, değer taşımıştır. İkinci Dünya Savaşı sonrası kuşaklarına giren yazarların çoğu ise ciddilikten yoksundur. Ünü ucuza mal etmek yüzünden çocuk denecek yaşta olanların bile ağza alınmaz deyimlerle yüz kızartacak sözde şiirler düzmeye, iri iri laflar ederek eleştiriler yazmaya kalkıştıklarını görmedik mi? Bıyıkları yeni terlemiş bir delikanlının "dünya sanatında" diyerek eleştirisine başladığını okuyunca dünyanın avuca sığacak kadar küçüldüğünü görerek içim burkulmuştu. Bu parçada asıl eleştirilen durum aşağıdakiler- den hangisidir? A) Yeni şair ve yazarların gereken ilgiyi görme- mesi B) Yeni kuşak yazarların ciddiyetten uzak olması C) Genç yazarların şiirlerinde argoya fazlaca yer vermesi DY Meslekte yeni olanların boyundan büyük söz- ler ve eleştiriler sıralaması Gerçek sanatın bazı yerlerde ciddiye alınma- masi

k için bize ve konutlar enerjiye i kaynakları un azalması Kit on salımı yor ve a ciddi e da I n 2 DSC DM ilerinin ri r TYT/TÜR 29. "Kusura bakmayın, affedersiniz." demeyi ne kadar seversem. "Pardon." demekten de o kadar kaçınırım. Siz de bir deneyin, dolmuşta ayağınıza istemeden basan. birine ya da yürürken önünüze birden çıkan ve size yol vermeyen bir kişiye, "Pardon, pardon." deyin; bakın bayağı gelmeyecek mi bu yabancı kökenli olduğu aşikâr olan sözcük size? Hani sosyal yaşamda zorla kibar olmaya, yabancı birtakım sözcükleri kullanarak üstünlük taslamaya çalışanlar vardır ya, siz de onlara karışmış gibi olmuyor musunuz? Pardon... Bizden olmayan ama dilimizde olur olmaz her yerde kullanılan ne eğreti, ne ucube bir sözcük! Belki Şanzelize'de gezerken işittiğinizde size doğal gelebilir ama İstanbul'un caddelerinde yürürken yahut bir alışveriş sırasında öylece kullanıldığında ne kadar, tatsız ve cansız bir sözcük!.. Bu parçada, asıl yakınılan durum aşağıdakilerden hangisidir? A) Türkçenin, dil bilgisi kurallarının yeterince bilinmemesi B) Gündelik dilde, yabancı sözcüklerin kullanılması C) Bizi üstün kılan değerlerimizin unutulması D) Sosyal yaşamda, yapmacık davranışların sergilenmesi E) Laf kalabalığı yapılarak başkalarına hava atılması 30. Edebiyat kitapları, çocukluk ve gençliğin görünmez tersaneleri gibi. Kendimizi o tersanenin kızaklarında insan yapıyor, onarıyor, vicdanımızı her kitapta yeniden diriltiyoruz. Bu nedenle, edebiyatla erken çağlarında bulusan insanlar daha da oturaklaşıyor. Daha sakin 31. Günümüz ş olmasının ö olmasını ge da yeterli o festival, şe ve köylerin katılmakla olan bir ka çıkması g Tebr 1. Sür olm II. Me ka: III. Sc gu IV.S a Bu par yukarı A) I ve 32. --- Be be ro Ca

(1) Derinliklerine ancak bu şekilde varılabilecek bir şiirdir haiku. (II) Haiku görüntülerini öyle bir tarzda besler ki aynı zamanda hem kendinden başka hiçbir şey değildir hem de birden çok anlam barındırır, öyle ki en sonuncusunu yakalamak imkânsızdır. (III) Bunun anlamı şu: Görüntü kavramsal, spekülatif bir kalıba ne kadar az sokulursa asıl amacına o kadar çok yaklaşır. (IV) Haiku okuyucusu bu amaca uygun olarak doğada kendini kaybettiği gibi şiirde de kendini kaybetmeli, şiire dalmalı, altı ve üstü olmayan uzayın derinliğinde kaybolmalıdır. (V) Japon şiirinde görüntünün asıl anlamına en ufak bir gönderme yapmaktan kesinlikle kaçınıl- ması, görüntünün anlamını tıpkı bir bulmacada olduğu gibi yavaş yavaş deşifre etme zorunluluğu beni her zaman çok etkilemiştir. Bu paragrafın anlamlı bir bütün oluşturması için numaralan- mış cümlelerden hangileri yer değiştirmelidir? A) I ve II B) I ve V D) Il ve IV E) IV ve V C) II ve V

A 31. Bana çarpıcı gelen nokta, toplumumuzda sanatın birey- lerle ya da yaşamla değil, sadece nesnelerle ilintili bir şey haline gelmiş olmasıdır. Ayrıca sanatın özelleşmiş olması ya da artistlerden oluşan uzmanlar tarafından yapılması. Peki ama herkesin yaşamı bir sanat eserine dönüştürülemez mi? Niçin bir tablo ya da ev sanat eseri de kendi yaşamımız değil? UYU SE Bu parçada yazarın sanatla ilgili eleştirisi aşağıdaki- lerden hangisidir? A Sanat eserinin kaliteden yoksun olması B) Sanatçının nesnellik olgusundan uzak olması İnsanın, kendi yaşamını sanata yansıtmaması D) Herkesin yaşamının sanat eserine konu olması E Sanatın toplumun geneline yayılması

ün örne- tik çağ- lıkçısı" serler e de arat- eğer caz- ŞI, e- gi 7. (1) Yazarın bu romanda sağlam bir olay örgüsü oluştur- duğunu hemen fark edersiniz. (II) Olay geçişlerinde sağlanan açık ipuçları onları birbirine kolayca bağlıyor. (III) Anlatımın bu iki özelliği okurda yüksek bir gerçeklik duygusu uyandırıyor. (IV) Böylelikle metnin inandırıcılığı alabildiğine artıyor. (V) Okur, yazarın birbirine başarıyla bağladığı olaylara ve yarattığı karakterlere kendiliğinden inanıyor. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra, Öte yandan romandaki karakterler ete kemi- ğe bürünmüş olarak karşımıza çıkıyor." cümlesi geti- rilmelidir? A) I BY II -C) III D) IV E) V 9. (1) (1 k

5. TYT/TÜR 1. Tıpkı çikolata ve fıstık ezmesi gibi, hayattaki amaçlarımız ve mutluluğumuz birbirini destekleyen ayrılmaz iki unsurdur. Born II. Mutlu insanlar hayat enerjisiyle dolup taşar, bu enerji de onların amaçlarına ulaşmasına yardım eder. Yukarıda verilen II numaralı cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) I. cümledeki bilginin doğruluğu bilimsel bir veriyle destekleniyor. B) I. cümledeki saptamanın yapılma nedeninden söz ediliyor. C1. cümlede sözü edilen durumun farklı bir özelliğine değiniliyor. G D) I. cümledeki bilgiyle çelişen bir örnek veriliyor. WO E) cümlede yapılan somutlama açıklanarak düşünce pekiştiriliyor. 7. Ed no da ya

TYT/TÜR 25. Kaliforniya Üniversitesinden iki araştırmacı, insan beyninin bir günde maruz kaldığı bilginin miktarını belirlemek üzere bir araştırma yapmaya karar verdiler. Ancak araştırmaya ilginç bir boyut daha kattılar. Günlük yaşamdaki bilgiler, beynimize farklı biçimlerde gelebildiğinden ve videolardan elde edilen bilgiyi dergi ve gazetelerle kıyaslamak zor olduğundan, bütün bilgiyi standart bir ölçüm birimine yani kelimelere dönüştürmeye karar verdiler. Araştırmacıların açıkladıkları raporlara göre, ABD'de yaşayan bir insanın beyni, ortalama her gün iki bin beş yüz kelimenin açık etkisinde kalıyor. Yani insan beynine değişik kaynaklardan bol miktarda bazı kelimeler ve onların taşıdığı bilgiler gönderiliyor. İnsan yaşamının kalitesini doğrudan etkileyen bu kelimelerin yüzde 45'i televizyondan, yüzde 27'si bilgisayarlardan, yüzde 11'i radyodan, yüzde 9'u yazılı medyadan, yüzde 5'i telefon konuşmalarından ve geri kalanı da küçük miktarlar hâlinde filmlerden, bilgisayar oyunlarından ve diğer bilgi kaynaklarından geliyor. Bu parçadan hareketle, 1. İnsan beynine en fazla kelimeyi televizyonun gönderdiği II. Yazılı medyanın, insan beynine gönderdiği kelime sayısının bilgisayardan az olduğu III. Bilgisayar oyunlarının beynin öğrenmeyle ilgili fonksiyonlarını zayıflattığı yargılarından hangilerine ulaşılamaz? A) Yalnız I B) Yalnız II D) I ve II 26. Ünlü yazar "Bizde kuramin Olor!! E) I ve III (C) Yalnız III 2

DENEME-1 TYT/Sosyal Bilimler 5. "Türkiye Selçuklu Devleti, Suriye ve Filistin'deki diğer Türk emir- srlikleriyle birlikte Haçlı Seferlerine karşı direnerek Haçlıların İs- sto lam dünyasını tahrip etmesinin önüne geçmiş ve bu dönemde Islam birliği kısmen de olsa yeniden sağlanmıştır. XIII. yüzyılda ise bu birlik tekrar bozulmaya başlamış ve bu kez doğudan ge- len Moğollar, Türkiye Selçuklu Devleti'nin parçalanmasına yol be açarak Anadolu'da birçok beyliğin ortaya çıkmasına neden ol- bmuştur." SITTAD Türkiye Selçuklularıyla ilgili bu bilgileri veren Emre Öğret- menin, aşağıdakilerden hangisine değindiği savunulamaz? A) Anadolu Türklerinin doğudan ve batıdan tehditlere maruz kaldığı B) Nach Seferlerinin, Türkleri Anadolu'dan çıkarma hedefinin başarısız olduğu C) Türklerin Haçlılara karşı direnişinin İslam dünyası için de ko- ruyucu etkide bulunduğu D) Moğolların Anadolu'ya bir istila hareketi başlattığı unub msisio on ben hob Selçukluların Anadolu'yu hem Haçlara hem de Moğollara karşı koruduğu jasida xiblelevib nuno ay laleg rothsy niepekt sibbi ingiblen snebyen abreingola nigthey nu equiploms0 (3 Cathog nabo 7. www.netlerikatla.com

8. Roman yazarları genellikle iki temel yönelim arasında hareket ederler. Onlar bir yandan yaşanan olayları örnek alır, bunlardan sapmamaya çalışarak gerçekçi bir tutum izler; öte yandan ise kendi yarattıkları olay ve kişilerden oluşan bir dünyada hayal gücünü işleterek gerçeğe yeni görünümler kazandırır. Bu parçada roman yazarları ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Hayata dair ayrıntılardan beslenmelerine B) Izlenimci bir yaklaşım benimsemelerine C) Gerçeği dönüştürmelerine Heyecan uyandıracak konular seçmelerine E) Hayal gücüne başvurmalarına Ölçme, Değerlendirme