Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

20. Bukalemun sözcüğüyle ilgili çok ilginç etimolojik bil- giler var. (1) Bukalemun adı Arapça "bu galamun" dan gelmektedir. (II) "bü" bileşeni Arapça hayvan isimle- rinde tipiktir. (III) Lekamun Arapça "yutan" anlamında- dır. (IV) Bilinen en eski bukalemun fosili, Angingorau- rus brevicephalus adında Orta Paleonsen'e yani yak- laşık 60.7-58.7 milyon yıl öncesine dayanır. (V) Kale- mun ismi Eski Yunanca xamaileon "yer aslanı" (xa- mai, yere yakın + leon, aslan) kaynaklı olup Eski Yu- nancadaki bu sözcüğünse Akatça "neşa gaggari" yer aslanının çevirisi olduğu düşünülmektedir. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) I B) II C) J D) IV E) V

kırk ki- yığınla hangi- ardır. üşer. rdır. Imaz. oktur. 7. (1) Kehribar, antik ormanlardaki ağaçların reçinelerinin fosil- leşmiş biçimi olup doğanın mücevherlerinden biridir. (II) Bir ağaç yaralandığında yarayı kapatmak için reçine salgılar ve çöküntü katmanları arasında kendine bir yol bulabilen di- rençli bir reçine fosilleşerek milyonlarca yılın sonunda sert bir kehribar parçası hâline gelir. (III) Fakat bunun gerçekleş- mesi, tam olarak bütün gerekli şartların sağlanmasına bağ- lidir. (IV) Kehribar, bilim dünyası için çok ilgi çekicidir çünkü genellikle milyonlarca yıl öncesinden kalma bitki ve hayvan- ları içinde saklar. (V) Ayrıca binlerce yıldan beri, insanlar ta- rafından takı yapımında kullanılmaktadır. ve Kehribarin ele alındığı bu parçadaki numaralanmış cüm- lelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) I. cümlede tanımlama yapılmıştır. B) II. cümlede oluşum biçiminden söz edilmiştir. C) III. cümlede koşula bağlı bir yargı söz konusudur. D) IV. cümlede yargı gerekçe ilişkisi vardır. E) V. cümlede ekonomiye katkılarından söz edilmiştir. or 18 an (0 ething tans Xogo isineb conted will thehey punnsfamun absequê fubismiinailul Doropi smalation

24. (1) Anadolu, birçok diğer uygarlığın yanı sıra Hititlere, Frig- lere, Lidyalılara, Likyalılara, Helen, Pers ve Romalılara ev sahipliği yapmıştır. (II) Moğollar tarafından istila edilmiş, ayrıca kısa veya uzun süreli birçok başka işgale uğramış- tır. (III) Akdeniz'e uzanan diğer yarımadalar, örneğin İber ve Balkanlar gibi, bin yıllar içerisinde hoyrat kullanılmış, yıpranmış, yorulmuş ve verimi azalarak yoksullaşmıştır. (IV) Tüm olumsuz koşullara rağmen, gene Anadolu saye- sinde ayakta kaldık. (V) İstiklal Harbimizi, Anadolu plato- suna dayanarak sonuca götürdük. (VI) Bir ulus olarak me- deniyete yaptığımız katkıların birçoğunu bu coğrafyadan gerçekleştirdik. Bu metinde numaralanmış cümlelerin hangisinden iti- baren düşüncenin yönü değişmiştir? A) II B) III C) IV D) V E) VI 26.

Çırçır Mahallesi'nin kızlarını hep Terzi Nejla giydirirdi. (V) Zamanla ünü İstanbul'un ta diğer yakasına ulaşacak olan genç kadın, o zamanlar mahalle dedikodusu yapan müşterilerini mütevazı bir zevkle, gülerek dinliyordu. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde betimleme yapılmamıştır? C) I A B) I D) IV 10. G. Orwell, Hayvan Çiftliği romanını II. Dünya Savaşı'nın en hararetli olduğu Kasım 1943 ile Şubat 1944 tarihleri arasında yazar. Kitap, Amerika'da basıldığında Soğuk Savaş yeni başlamıştır ve anti-komünist duyguların ağır bastığı Amerika'da özellikle Rus komünizminin bir eleştirisi olarak okunur. CIA, Orwell'in son iki kitabının, Hayvan Çiftliği ve Bin Dokuz Yüz Seksen Dört, Sovyet Rusya'ya karşı bir propaganda aracı olarak kullanılabi- leceğini keşfeder ve bunun için girişimlerde bulunur. A) Tanık gösterme C) Betimleme EX Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır? E) Açıklama B) Tartışma D) Karşılaştırma it ollel id uyon Aydın bir kişilik olan Zweig, savaş karşıtı söylemleriyle tanınır. Hatta Nazilerin insanlık için yarattığı büyük teh- likeye istinaden söylediği şu sözleri de çok meşhurdur "Çok büyük bir felakete sürüklendiğimizin farkında oldu ğunuzu sanıyorum. Edebiyat yaşamımız yok olacak.. Zweig'in eserlerine şöyle bir bakıldığında baskın ögen

geti- mış- -ye, ve min ün n- S- T@stokul arasında yazar. Kitap, Amerika'da basıldığında Soğuk Savaş yeni başlamıştır ve anti-komünist duyguların ağır bastığı Amerika'da özellikle Rus komünizminin bir eleştirisi olarak okunur. CIA, Orwell'in son iki kitabının, Hayvan Çiftliği ve Bin Dokuz Yüz Seksen Dört, Sovyet Rusya'ya karşı bir propaganda aracı olarak kullanılabi- leceğini keşfeder ve bunun için girişimlerde bulunur. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır? A) Tanık gösterme C) Betimleme- E) Açıklama B) Tartışma D) Karşılaştırma 11. Aydın bir kişilik olan Zweig, savaş karşıtı söylemleriyle tanınır. Hatta Nazilerin insanlık için yarattığı büyük teh- likeye istinaden söylediği şu sözleri de çok meşhurdur: "Çok büyük bir felakete sürüklendiğimizin farkında oldu- ğunuzu sanıyorum. Edebiyat yaşamımız yok olacak..." Zweig'in eserlerine şöyle bir bakıldığında baskın ögenin nak kadın olduğunu görmek mümkündür. Yazar, eserlerinde ali kadının iç dünyasını öylesine derin bir şekilde kaleme alır ki bu satırları yazanın bir erkek olduğuna inanmakta zorluk çekersiniz. palagsinsp10.im Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden 99 077 hangisi söylenebilir? 108 A) Tartışmacı anlatım ağır basmaktadır. Biçerikle ilgili yargılar taşımaktadır. CYKarşılaştırmadan faydalanılmıştır. DY Kurmaca anlatım yapılmıştır. E) Birinci kişili anlatım yapılmıştır. 008 eigner IST (A ad (0

2. Bugün size şunu söylemeye karar verdim: Tecrübe sermayedir. Bu sözü ben söylemiş olmayı çok isterdim ama şimdi ismini hatırlamadığım bir kitapta okudum. "Tecrübe sermayedir." Sermaye sadece ticari bir iş yapmak için elde olması gereken nakit değildir. Çok değişik sermayeler var. Yetenek sermayedir. Olgunluk sermayedir. Okunmuş kitaplar, bilinen diller, dolaşılmış ülkeler, bitirilmiş okullar, kazanılmış veya kaybedilmiş savaşlar, yatılmış hücreler, tadılmış acılar ve zevkler sermayedir. Şu anda birini yaşamakta olduğumuz felaket yılları, felaketin bir dayanıklılık testi olduğunu anlayabilenler için bir sermayedir. Bu yıl ne kadar zor olursa olsun, başımıza ne getirirse getirsin, kazandıracağı tecrübe hayatımızın geriye kalan yıllarında kullanacağımız bir sermaye olacak. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur? A) Açıklamaya - karşılaştırmaya B) Sayıp dökmeye - alıntılamaya C) Tanık göstermeye - öykülemeye D) Örnek vermeye - tartışmaya E) Karşılaştırmaya - benzetmeye Karşılaştırm

la savunan at etmiştir. usgarp'tan dar uzan- ahaddin'e ğıdaki- SOSYAL BİLİMLER TESTİ 10), Felsefe (11-15), Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi (16-20) ağ- TU 3. TH Fizik Planti Ders Föyü> 3 DENEME - 4 Osmanlı Devleti'nin dış siyasetinde, XIX. yüzyıl boyunca denge politikası takip edilmiştir. Bu politika ile Osmanlı Devleti, Avrupa'nın büyük devletleri arasındaki çıkar çatış- malarından yararlanmıştır. Bunun için Rusya'ya karşı İngiltere, Fransa'ya karşı Rusya; Ingiltere, Fransa ve Rusya üçlüsüne karşı ise Almanya denge unsuru olarak kullanıl- mıştır Buna göre Osmanlı Devleti'nin XIX. yüzyıldaki durumu ile ilgili aşağıdaki değerlendirmelerden hangisi yapıla- bilir? Fransız İntitati'nin ortaya çıkardığı fikir akımlarından etkilenmemiştir. Mevcut sınırlarını koruyarak uluslararası alanda gücü- Kü artırmıştır. 8) Demokratikleşme hareketlerinde Batılı devletlerin des- teğini almıştır. Tek başına toprak bütünlüğünü koruyamayacak durum- dadır. E) Rusya'nın Karadeniz'de egemenlik kurmasına engel olmuştur. 4. 4 Eylül 1919 tarihinde toplanan Sivas Kongresi, 11 Eylül'de palışmaların tamamladı. Erzurum Kongresinde alinan erak kabul edildi. Ülkedeki bütün mill

steril- 12. Yaptıkları araştırma aynı paradigma üzerine kurulu olan insanlar bilimsel uygulamada aynı kurallara ve ölçütlere bağlıdırlar. Bu bağlılık ve bunun sonucu ortaya çıkan fikir birliği, olağan bilimin, yani bir başka deyişle, belirli bir araş- tırma geleneğinin doğması ve süregitmesinin ön koşuludur. indi- A R D) Evrensel olması E) Topluma ışık tutması 21 Bu parçada paradigmanın hangi yönü vurgulanmıştır? A)-Bilim insanları arasında ortak görüşler oluşturması B Bilimin pratik değerini artırması C) Değişme ve gelişmeye açık olması D) Kendi içinde tutarlı olması E) Bilim etiğinin ortaya çıkmasına neden olması Diğer Sayfaya Geçiniz.

My EME-3 iret gibi yüzüne kabule hberlik e tüm duğu dığı def- ve de 1. TYT / SOSYAL BİLİMLER ADITH HI ViMJ SU yanks SOSYAL BİLİMLER TEST Bu testte sırasıyla, Tarih (1-5), Coğrafya (6-10), Felsefe (11-15), Din Kül dersi olmak üzere toplam 20 soru vardır. Haçlı Seferlerine karşı İslam dünyasını başarıyla savunan Selahaddin Eyyubi, 4 Mart 1193 tarihinde vefat etmiştir. Hüküm sürdüğü dönemde devletin sınırları Trablusgarp'tan Hemedan ve Ahlat'a, Yemen'den Malatya'ya kadar uzan- mıştır. Eyyubi hükümdarları arasında sadece Selahaddin'e karşı isyan olmamıştır. Bu bilgilere göre Selahaddin Eyyubi ile ilgili aşağıdaki- lerden hangisine ulaşılamaz? 3. A) Anadolu'nun bazı bölgelerine hakim olduğuna B) Baskıcı bir yönetim anlayışı izlediğine C) Başarılı bir cihat politikası uyguladığına Devlet içerisinde otoritesini güçlü tuttuğuna Islamiyet'in farklı coğrafyalarda yayılmasına katkı sağ- Tadığına Osm der De m İF L

SINIF RZA 3. Felsefe tarihine baktığımızda pek çok filozofun aynı zamanda edebî bir tarzı kullandığı görülür. İlk Çağ filozof- larından bazıları görüşlerini şiir şeklinde dile getirmişler ve aynı zamanda ozan olmuşlardır. Platon, St. Augustine, Schopenhauer, Nietzsche aynı zamanda büyük edebiyat- çılardır. Russel, Camus, Sartre; Nobel Edebiyat Ödülü'nü almışlardır. Ama bazı çok iyi filozoflar da vardır ki bunlar kötü yazar olmuşlardır. Örneğin Aristoteles, Kant gibi isim- ler çok iyi filozof oldukları hâlde, kullandıkları dil bakımın- dan iyi yazar değillerdir. Bu örnekler bize şunu göstermek- tedir: İyi bir filozof olmak için iyi bir edebiyatçı olmak şart değildir. Yine aynı şekilde, iyi bir edebiyatçı olmak için de filozof olmak şart değildir. Öyleyse bir filozofu filozof, ese- rini de felsefi yapan edebî ve estetik değerlerin dışında başka değerlere ve özelliklere ihtiyaç vardır. Bu parçada edebiyat ile felsefe ilişkisi üzerine aşağı- dakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Birçok filozofun aynı zamanda bir edebiyatçı olduğuna B) Kimi filozofların nazmı, kimilerinin nesri tercih ettiğine C) Filozof ile edebiyatçıyı birbirinden ayıran yönün, dili kullanma gücü olduğuna D) Edebî ve estetik değeri olan her eserin felsefi eser olacağına gib E) Dili kullanmayı bilmeyen filozofun edebiyatçı olamaya- cağına OS IMING imag ele 2

Tes 4 dakikadır. süre isterseniz sayfa 188'deki forma "D/Y/B/N/Süre" 3. Kafamda hayatın umutsuzluğuna dair en önemli sorunlardan bi- rine resmen parmak basmış Black Mirror senaristleri. Çıkarcılı- ğa karşı olmanın ana nedeni ahlakçı, doğrucu bir insan tipi ol- maktan çok, kendi çıkarın için çıkarcı insanları hedef almak ol duğunu gösteriyor. Boşuna ahlakçı kesilmeyelim, gerçek bu! Di- zi, hiç öyle romantizme kaptırmadan, yapay insan hareketleri- ne yer vermeden gerçekçi bir şekilde bir insanın ne denli yalan söyleyebileceğini gösterdi. İnsanın beyin limitlerini zorlayan çok aşırı dozda post-modern buldum diziyi. İzledikten sonra dima- ğımda resmen metalik bir şuur algısı yaratıyor. Mekanik, elekt- ronik, mekatronik, genetik gibi disiplinlerin hepsi istisnasız bir biçimde kusursuzca kurgulanmış. İnsanoğlunun, teknolojiyi ne kadar geliştirirse geliştirsin söz konusu içgüdüleri olunca bir an- da ilkel zamanlarındaki hâline döndüğünü, bilgi ve bu bilgiye da- yanan teknolojinin geliştiğini ve insanın aslında pek de gelişme- diğini anlatıyor. İnsanı, insana değişik bir perspektif sunarak an- latan son zamanlarda izlediğim en başarılı dizi. Arınma sağlıyor, Izleyin izlettirin, on üzerinden on. Bunları anlatan bir Black Mirror izleyicisinin insanoğlu ve bu dizi dolayımında aşağıdakilerden hangisini söylemesi beklene- bilir? A) Bu dizi, insanın ne denli gerçekçi bir varlık olduğunu göster- di. B) İnsan teknikçe ne denli ilerlerse duygu bakımından o kadar gorifer. C) Bir insanın çıkarcılığa karşı durması dürüstlüğünden kaynak- lap. D) Bu yapım gelecekçi kişiliklerin çatışmasını işlemektedir. Diziyi izleyen, içindeki bazı hastalıklı yanları sağaltabilir.

08:25 10 Mart Cum Paragraf 8. Atasözlerimiz, kalıplaşmış sözlerdendir. Bu sözlerden kelime çıkarmak başka kelimelerle by sözleri takviye etmek veya bir kelimeyi anlamdaşıyla değiştirmek mümkün değildir. Çünkü atasözlerimizin kelimeleri bellidir ve o kelimelerin oluşturduğu biçim, donmuştur. Mesela "Ağaç yaşken eğilir." atasözündeki "eğilir" kelimesi, "bükülür" kelimesiyle değiştirilemez. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak I. Örneklemeye başvurulmuştur. II. Betimleyici unsurlar söz konusudur. III. Karşılaştırma yapılmıştır. IV. Açıklayıcı anlatımdan yararlanılmıştır. yargılarından hangileri doğrudur? A) I ve D) lyve IV B) I ve IV ||| 2 C) ve III E) III ve IV 1. Eskilerin Farsça bir sözü var: "Suhan-ı mülük, mülük-i suhan est." Yani "Sultanların sözü, sözlerin honsi

7:39 | 5,0KB/s UNCE CO OTO OO U TEST 5 MAVI TEST 11. Bilgiyi kaydetme, depolama ve geri getirme gibi bilişsel sü- reçleri içeren bellek; nöroloji, biyoloji, fizyoloji, genetik alan- larının ilgisini çektiği kadar psikiyatri, psikoloji ve sosyoloji biliminin ilgi alanına da girmektedir. Birey, kendisini ve ken- disi dışındaki dünyayı bellek sayesinde algılamakta; duygu, düşünce ve davranışlarını da yine bellek sayesinde düzen- lemektedir. Belleğin işlevlerinde yaşanacak bir problem; bi- reyin kimlik ve kendilik algısına, çevreyle uyumlu davranış- lar geliştirmesine ve öğrenme yeteneğine zarar verecektir. Bu parçadan hareketle bellek aşağıdakilerin hangisinde doğru tanımlanmıştır? A) işlevsel olarak bireyin kimlik algılamasını birincil öge ka- bul eden nöroloj kuramıdır. X B Pozitif bilimlerin yanı sıra başka disiplinlerin de ilgi ala- nında bulunan bir kavramdır. C) Kislere geçmişte yaşadıklarını hatırlamayı öneren pratik bir düşünce biçimidir. * Olgular tepelinde bireyin kendi olma çabasını destekle- yen bir sorgulama türüdür. E) Bilgiyi depolamada geçmiş ve gelecek arasında bütün- lük gözeten bir akıl yürütme yöntemidir. Ateş, su (yağmur), toprak, hava (rüzgâr) gibi doğa element- lerinin tekrarlı kullanımı, auteur (yaratıcı) Yönetmen Tarkov- sky'nin imzalarından biridir. Bir sinema şaheseri olan Ayna filminde bu elementlerin daha çok insansız, diyalogsuz sah- nelerde yer alması; elementlerin, doğanın birer parçası ola- rak birbirleriyle diyalog kurması biçiminde okunabilir. Ateş, Tarkovsky'nin seyircide yepyeni duyumlar ve anlambr olun 67%

me 16 tonguç kampüs 18. Yazamamak istiyorum, hiçbir şeyi ama 51 oldum hâlâ yazıyorum, bir gün mutlaka bırakacağım. Yazamamanın çaresini arıyorum bir yandan, bir yandan ne acıdır ki bunu yazarak yapıyorum. Dille yapıyorum. Dile gelmeye çalışıyorum. "Anlatmaya çalıştığım şey, anlatmaya değer mi?" diye soruyorum habire. Kayda değer değilse atıyorum. Atıyorum ama yine diğer cümlelerin içinden, yanından çıkarıp atıyorum. Bazen bir şeyler eksik, bazen fazla kalıyor. Dile gelmeyenleri daha çok arıyorum, arzuluyorum. Onlarda daha bir gizem var gibi geliyor bana. Dile gelmiyorsa vardır bir hikmeti ama dile geliyorsa da var bir hikmeti. Hikmet, dilin içerisinde bir yerlerde. Bul bulabilirsen! Bu parçanın yazarının aşağıdakilerden hangisini söylemesi beklenir? O İnsanların dile getiremediklerini arayıp bulmak ve yazmakla kendimi hep sorumlu tutacağım. B Yaşamın hikmetleriyle öylesine yoğun bir şekilde yaşıyorum ki yazmak hikmetin gerisinde kalıyor. 12 Yazmamanın bir yolunu bulamadığımdan kendimi yazmakla oyalamaya devam ediyorum. Yaşadıklarımı kayda değer bulmadığım için yazacak bir şey bulmakta zorlanıyorum. İçime attıklarım dile gelecek gücü yitirdiklerinden yazmaktan uzak durmak zorunda kaldım.

an nehir ükleri ak, ne aha de Fiziğin ve fizik bilimlerinin amacı, hareketi anlamaktır. Fakat özellikle günlük yaşamda herhangi bir nesnenin (bu nesne canlı olabilir, toplum olabilir veya sadece insanın kendisi olabilir) hareketini bir sebep aracılığıyla kavramaya çalışırız. Amaç "niçin" sorusuna bir cevap vermektir. "Niçin eve gittin?", "Niçin enflasyon var?", "Niçin insanlar yazın tatile gider?", "Niçin gece ve gündüz olur?", "Niçin bırakılan taş düşer?" gibi sorular, ilgili nesnenin hareketinin anlaşılmasını bir amaç (telos) çerçevesinde ortaya konulmasını gerektirir. Hatta böyle bir soru, söz konusu nesnenin hareketinin "anlaşılması" için son derece gerekli de olabilir. Fakat Newtoncu bilim, daha yerinde bir ifadeyle bilimsel düşünüş, hareketin “niçin”i ile değil, "nasıl"ı ile ilgilenir. Ancak bu sayede tek ve rasyonel bir cevap ile söz konusu olguyu anlayabiliriz. Nitekim, "Niçin gece ve gündüz olur?", "Niçin bırakılan taş düşer?" "Niçin eve gittin?", "Niçin enflasyon var?", "Niçin insanlar yazın tatile gider?" gibi sorulara birbirinden farklı içerikte birden çok cevap vermek mümkündür. Hatta bu cevapların hepsi de doğru ve dolayısıyla gerekli de olabilir. Ne var ki bilimsel düşünüş, bir olgunun "nasıl"ı ile ilgilenir ancak bu sayede rasyonel, empirik olarak denetlenebilir ve nesnel bir açıklama yapmak, yani bilimsel bir cevap vermek olanağı elde edilebilir. Hiç şüphesiz, işaret edildiği gibi, "niçin" ve "nasıl" sorularından birisini atmak veya birisini diğerinin yerine kullanmak söz konusu değildir. Unutulmamalı ki bizim elimizde, sadece hiçin" ve "nasıl" soruları vardır. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? Fizik biliminin olayları, gerekçelerinden hareketle yorumlamaya çalıştığınal Deneme Newtoncu bilim anlayışında olguların nasıl oluştuğunun ortaya konulduğuna Bilimsel düşünüş anlayışında olgulanın nesnel temellere dayandırıldığına Bilimsel düşünüşün, evrendeki olgulan anlamlandırma noktasında daha tutarlı olduğunal Bilimsel anlayışların hareket alanlarının "nasıl" ve "niçin" sorularıyla sınırlı olduğuna 20 Deneme tonguç kampüs 16

Tandem Yayınları MAVI TEST 3-4. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Anton Çehov, eserlerinde insanı en ironik yanından çekip çı- karır. "İnsanlığın yazarı" diye anılmasını zekâsına borçludur. Dilden dile dolaşmasının karşılığını, her okuyuşta hissedilen insan sevgisini armağan ederek verir okuruna. Bıkmadan, usanmadan, döne döne anlattığı kişilerini en doğal hålleriyle yansıtırken herkese dokunmayı başarabilmiştir. Anlaşılması güç bir yazar olduğu söylenemezse de okura attığı tokatla- rin sesi, ilkin pek duyulmaz ama yavaş yavaş yayılarak ruhta unutulmaz izler bırakır. 3. Bu parçadaki altı çizili cümleyle aşağıdaki yargılardan hangisi arasında ilişki kurulabilir? A) Her okuyanın kendinden bir şeyler bulduğu yapıtlar, ya- zarının yetkinliğini gösterir. BY Evrensel değerleri işleyen metinler, anlatıcının biçemini geliştirmeye yardımcı olur. CY Oluşturduğu karakterleri en doğal hâlleriyle yansıtan bir sanatçı, kalıcılığı yakalayacaktır. X D) Modern bireyin bunalımlarını, iç çatışmalarını ve yalnızlı- ğını işleyen eserler, sınırlı etkiye sahiptir. X kuru yönlendirmeyi başaran yazarlar, onun iç dünya- sında kalıcı izler bırakır.