Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

6. Klasikler, günün birinde tekrar okunmak için raflarımızda
beklettiğimiz kitaplardır. Bu yeniden okuma, bütünüyle
yeni bir okuma olacaktır. Çünkü onlar, aynı kalmış
olsalar da biz değişmişizdir. Değişen sadece biz de
değilizdir; insanlar, anlayışlar, ilişkiler kısaca söylemek
gerekirse "dünya" değişmektedir. Ama klasikler değişen
içinde değişmeyeni yakalayan kitaplardır. Okurlarına
söyleyeceklerinin tümünü hiçbir zaman tüketmezler.
Üstelik içlerinden geçtikleri her yeni coğrafyada,
karşılaştıklan her yeni kültürle farklı bir katman edinerek
anlamlarını ve varlıklarını tazelerler. İlk okumada
verdikleri keşif duygusunu her okumada yeniden
verebilmelerinin altında yatan da budur.
Bu parçadan "klasikler"le ilgili olarak aşağıdakilerin
hangisine ulaşılabilir?
A) Okura vermek istedikleri mesajlar, ancak ikinci
okuyuşta anlaşılabilir.
B) Genellikle okunmak için değil, el altında bulunması
için alınırlar.
C) Değerleri zaman geçtikçe çok daha iyi anlaşılır.
D) Gelecekte gerçekleşecek olaylan önceden insanlığın
önüne koyarlar.
E) Zamana ve mekâna göre anlamlar kazanarak
yeniliklerini korurlar.
DENEME-4
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
6. Klasikler, günün birinde tekrar okunmak için raflarımızda beklettiğimiz kitaplardır. Bu yeniden okuma, bütünüyle yeni bir okuma olacaktır. Çünkü onlar, aynı kalmış olsalar da biz değişmişizdir. Değişen sadece biz de değilizdir; insanlar, anlayışlar, ilişkiler kısaca söylemek gerekirse "dünya" değişmektedir. Ama klasikler değişen içinde değişmeyeni yakalayan kitaplardır. Okurlarına söyleyeceklerinin tümünü hiçbir zaman tüketmezler. Üstelik içlerinden geçtikleri her yeni coğrafyada, karşılaştıklan her yeni kültürle farklı bir katman edinerek anlamlarını ve varlıklarını tazelerler. İlk okumada verdikleri keşif duygusunu her okumada yeniden verebilmelerinin altında yatan da budur. Bu parçadan "klasikler"le ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? A) Okura vermek istedikleri mesajlar, ancak ikinci okuyuşta anlaşılabilir. B) Genellikle okunmak için değil, el altında bulunması için alınırlar. C) Değerleri zaman geçtikçe çok daha iyi anlaşılır. D) Gelecekte gerçekleşecek olaylan önceden insanlığın önüne koyarlar. E) Zamana ve mekâna göre anlamlar kazanarak yeniliklerini korurlar. DENEME-4
10. (1) İstanbul'da Yerebatan Sarnıcı'nın giriş kısmında
bulunan Milyon Taş, 4. yüzyılda Roma İmparatoru I.
Konstantinus tarafından dikilmiştir. (II) Taş, İstanbul'a
ulaşan Antik Roma yollarının başlangıç noktası ve
dünyadaki diğer şehirlerin İstanbul'a olan uzaklıklarının
hesaplanması için dikilmiştir. (N) Dört sütun, dört kapı
ve bir kubbeden oluşan taşın, yapıldığı dönemde
kubbesinde kabartmalar ve heykeller bulunsa da
yüzyıllar içinde bir kısmı yıkılmıştır. (IV) 1884 yılına kadar
sıfır meridyeninin Milyon Taşı'nın bulunduğu
İstanbul'dan geçtiği kabul edildiğinden dünyada birçok
ülke, saatlerini İstanbul'a göre ayarlar ve istikametler
buraya göre bulunurdu. (V) 1884'te Washington'da
düzenlenen Uluslararası Meridyen Kongresi'nde
başlangıç meridyeninin İstanbul'dan Greenwich'e
taşınmasıyla önemini büyük oranda yitirmiştir.
"Milyon Taşı"ndan söz edilen bu parçada
numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerin
hangisi yanlıştır?
A cümlede, tarihçesiyle ilgili kanıtlanabilir nitelikte
bilgilere yer verilmiştir.
BII. cümlede, hangi amaçla dikildiğinden
bakşedilmiştir.
III. cümlede, orijinal yapısında zaman içinde kimi
değişimler olduğu dile getirilmiştir.
D) IV. cümlede, yerel saat hesaplamalarındaki ve yön
tayinindeki önemi, gerekçesiyle belirtilmiştir.
E) V. cümlede, kullanımında ortaya çıkan kimi
sorunlardan söz edilmiştir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
10. (1) İstanbul'da Yerebatan Sarnıcı'nın giriş kısmında bulunan Milyon Taş, 4. yüzyılda Roma İmparatoru I. Konstantinus tarafından dikilmiştir. (II) Taş, İstanbul'a ulaşan Antik Roma yollarının başlangıç noktası ve dünyadaki diğer şehirlerin İstanbul'a olan uzaklıklarının hesaplanması için dikilmiştir. (N) Dört sütun, dört kapı ve bir kubbeden oluşan taşın, yapıldığı dönemde kubbesinde kabartmalar ve heykeller bulunsa da yüzyıllar içinde bir kısmı yıkılmıştır. (IV) 1884 yılına kadar sıfır meridyeninin Milyon Taşı'nın bulunduğu İstanbul'dan geçtiği kabul edildiğinden dünyada birçok ülke, saatlerini İstanbul'a göre ayarlar ve istikametler buraya göre bulunurdu. (V) 1884'te Washington'da düzenlenen Uluslararası Meridyen Kongresi'nde başlangıç meridyeninin İstanbul'dan Greenwich'e taşınmasıyla önemini büyük oranda yitirmiştir. "Milyon Taşı"ndan söz edilen bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi yanlıştır? A cümlede, tarihçesiyle ilgili kanıtlanabilir nitelikte bilgilere yer verilmiştir. BII. cümlede, hangi amaçla dikildiğinden bakşedilmiştir. III. cümlede, orijinal yapısında zaman içinde kimi değişimler olduğu dile getirilmiştir. D) IV. cümlede, yerel saat hesaplamalarındaki ve yön tayinindeki önemi, gerekçesiyle belirtilmiştir. E) V. cümlede, kullanımında ortaya çıkan kimi sorunlardan söz edilmiştir.
TYT/ Türkçe
12. Ana ve babaların, çocuklarının geleceği hakkındaki
kaygıları ve onların hayal ettikleri kişiliği kabul etmede
zorluk çekmeleri, ergenlik çağındaki bireylerin
sıkıntılarını artırabiliyor. Henüz kendisini tanımayan,
sevenleri tarafından da tam kabul görmeyen ergenler;
bu dönemde oldukça hassas bir ruh hâline giriyor.
Ayrıca bedenlerindeki değişikliklere önem verdikleri için
kolaylıkla aşırılıklara kapılabiliyorlar. Çok yemek yemek
ya da hiç yemek yememek gibi. Bu davranışlar,
nedenini kavrayamayan aileyi endişelendirmeye
başladığında ailenin üstüne fazla düşmesi veya emirler
vermesi huzursuzluğa neden olabiliyor. Aslında hızlı bir
bedensel gelişme içinde oldukları için bu durum
enerjilerini tam olarak kullanamamalarına neden oluyor.
Tüm enerji bedene yansıyor ve yaşanan çatışmalar
sonucu isteksizlik oluşabiliyor.
Bu parçadan "ergen bireyler"le ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
Ailenin yoğun ilgisinden rahatsız olabildikleri
Kendini ispat etme, gösterme amacıyla hareket
ettikleri
C) Çevrelerindeki gelişmelere karşı duyarlı oldukları
Ebeveynlerin beklentilerini karşılayamadıklarında
sorun yaşadıkları
Aykırı bazı tutumlarının, fiziksel değişimlerden
Raynaklandığı
13. Thomas Mann, 20. yy.in önde gelen yazarlarındandır.
Ölümünün ardından geçen elli dokuz yıla rağmen tüm
dünya dillerinde olduğu gibi Türkçede de geniş bir
okuyucu kitlesine sesini duyurmayı sürdürüyo
Romanlarının yanında toplumsal
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TYT/ Türkçe 12. Ana ve babaların, çocuklarının geleceği hakkındaki kaygıları ve onların hayal ettikleri kişiliği kabul etmede zorluk çekmeleri, ergenlik çağındaki bireylerin sıkıntılarını artırabiliyor. Henüz kendisini tanımayan, sevenleri tarafından da tam kabul görmeyen ergenler; bu dönemde oldukça hassas bir ruh hâline giriyor. Ayrıca bedenlerindeki değişikliklere önem verdikleri için kolaylıkla aşırılıklara kapılabiliyorlar. Çok yemek yemek ya da hiç yemek yememek gibi. Bu davranışlar, nedenini kavrayamayan aileyi endişelendirmeye başladığında ailenin üstüne fazla düşmesi veya emirler vermesi huzursuzluğa neden olabiliyor. Aslında hızlı bir bedensel gelişme içinde oldukları için bu durum enerjilerini tam olarak kullanamamalarına neden oluyor. Tüm enerji bedene yansıyor ve yaşanan çatışmalar sonucu isteksizlik oluşabiliyor. Bu parçadan "ergen bireyler"le ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? Ailenin yoğun ilgisinden rahatsız olabildikleri Kendini ispat etme, gösterme amacıyla hareket ettikleri C) Çevrelerindeki gelişmelere karşı duyarlı oldukları Ebeveynlerin beklentilerini karşılayamadıklarında sorun yaşadıkları Aykırı bazı tutumlarının, fiziksel değişimlerden Raynaklandığı 13. Thomas Mann, 20. yy.in önde gelen yazarlarındandır. Ölümünün ardından geçen elli dokuz yıla rağmen tüm dünya dillerinde olduğu gibi Türkçede de geniş bir okuyucu kitlesine sesini duyurmayı sürdürüyo Romanlarının yanında toplumsal
;
çin
ek
er
pir
or.
A
14. Biz ozanlar dile bağımlıyız, dil bizim malzememiz; öyle
bir malzeme ki onu hakkıyla kullanabilmek kimsenin
harcı değildir. En azından ben kendi hesabıma şunu
söyleyebilirim ki okula başladığımdan bu yana geçen
yetmiş yılı aşkın süredir Türk dilini öğrenmek, bu dile
vakıf olabilmek kadar inatla sarılıp peşinden koştuğum
başka hiçbir şey olmadı. Öyleyken hâlâ bu konuda
hayretten ağzı açık bir acemi gibi görüyorum kendimi.
Bir büyülenmişlik içinde yarı ürkek, yarı mutlu, küçük bir
harf yığınından sözcükler, cümleler, kitaplar, tüm evrene
ilişkin yazılı görüntüler üretebilen alfabe labirentlerinin
içinde dönüp dolanıyorum.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada belirtilenleri
destekler niteliktedir?
A) Baska dillere çevrilip de ödül alan pek çok sanatçı
olsa da bir sanatçı hakkında asıl hükmü verecek
olanlar, eser verdiği dili kullanan millettir.
B) Sanatçıların duygu ve hayallerini yansıtmak için
herkese dokunabilecek bir dil kullanmaları
zorunludur, bunu göz ardı eden sanatçının ünü dar
bir çevreyle sınırlı kalır.
C) Sevgi, her sanat eserinde karşımıza çıkan ortak
dildir; Yunus Emre de Karacaoğlan da aynı dili
terennüm eder.
D) Dilin büyüsüne, söyleyişin heyecanına kapılıp da
nice manaları feda eden şairler görüyorum oysa dil,
tümüyle iletinin emrinde olması gereken bir
vasıtadan ibarettir.
E) Yahya Kemal'i büyük şair yapan, Türkçeyi uçsuz
bucaksız bir kaynak olarak görmesiydi; tek gayesi,
Türkçedeki zenginlikleri keşfedip dizelere dökmekti.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
; çin ek er pir or. A 14. Biz ozanlar dile bağımlıyız, dil bizim malzememiz; öyle bir malzeme ki onu hakkıyla kullanabilmek kimsenin harcı değildir. En azından ben kendi hesabıma şunu söyleyebilirim ki okula başladığımdan bu yana geçen yetmiş yılı aşkın süredir Türk dilini öğrenmek, bu dile vakıf olabilmek kadar inatla sarılıp peşinden koştuğum başka hiçbir şey olmadı. Öyleyken hâlâ bu konuda hayretten ağzı açık bir acemi gibi görüyorum kendimi. Bir büyülenmişlik içinde yarı ürkek, yarı mutlu, küçük bir harf yığınından sözcükler, cümleler, kitaplar, tüm evrene ilişkin yazılı görüntüler üretebilen alfabe labirentlerinin içinde dönüp dolanıyorum. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada belirtilenleri destekler niteliktedir? A) Baska dillere çevrilip de ödül alan pek çok sanatçı olsa da bir sanatçı hakkında asıl hükmü verecek olanlar, eser verdiği dili kullanan millettir. B) Sanatçıların duygu ve hayallerini yansıtmak için herkese dokunabilecek bir dil kullanmaları zorunludur, bunu göz ardı eden sanatçının ünü dar bir çevreyle sınırlı kalır. C) Sevgi, her sanat eserinde karşımıza çıkan ortak dildir; Yunus Emre de Karacaoğlan da aynı dili terennüm eder. D) Dilin büyüsüne, söyleyişin heyecanına kapılıp da nice manaları feda eden şairler görüyorum oysa dil, tümüyle iletinin emrinde olması gereken bir vasıtadan ibarettir. E) Yahya Kemal'i büyük şair yapan, Türkçeyi uçsuz bucaksız bir kaynak olarak görmesiydi; tek gayesi, Türkçedeki zenginlikleri keşfedip dizelere dökmekti.
3. Her ülkede, her rejimde, her çağda sanatçı, düşle
gerçek arasındaki çelişkinin acısını çeker. Çünkü sa-
natçı, çevresindeki topluluğun ulaşamayacağı ön me-
safelerde koşar. Geleceğin öncüsüdür, yaratıcısıdır.
Düşleri kısa sürede gerçekleşsin ister ama bunun
zorluğunu da bilir. Büyük sanatçı, kendisini duyguların
çoşkunluğuna kaptırmaz. Aklını, düşlerine egemen
kılar. Tek çıkar yolun çalışmak, üretmek olduğuna
inanır. Yarınlara kalmak için her şeyden önce güçlük-
lere katlanmak gerektiğini bilir.
HERRA
Hettes
Bu parçada sanatçılarla ilgili olarak aşağıda-
kilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Toplumların ileri adımlarında, gelişmelerinde öncü
rolü oynamalarına
B) Yüklendikleri sanatçı sorumluluğunun acı bir be-
deli olduğuna
MESMERI
C) Düşlenenle yaşanan arasındaki çatışmadan acı
duyduklarına
D) Kendi gerçekleriyle evrensel gerçekleri kolayca
bağdaştırdıklarına
vo
E) Düşlerinin tez elden gerçekleşmesini istediklerine
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
3. Her ülkede, her rejimde, her çağda sanatçı, düşle gerçek arasındaki çelişkinin acısını çeker. Çünkü sa- natçı, çevresindeki topluluğun ulaşamayacağı ön me- safelerde koşar. Geleceğin öncüsüdür, yaratıcısıdır. Düşleri kısa sürede gerçekleşsin ister ama bunun zorluğunu da bilir. Büyük sanatçı, kendisini duyguların çoşkunluğuna kaptırmaz. Aklını, düşlerine egemen kılar. Tek çıkar yolun çalışmak, üretmek olduğuna inanır. Yarınlara kalmak için her şeyden önce güçlük- lere katlanmak gerektiğini bilir. HERRA Hettes Bu parçada sanatçılarla ilgili olarak aşağıda- kilerden hangisine değinilmemiştir? A) Toplumların ileri adımlarında, gelişmelerinde öncü rolü oynamalarına B) Yüklendikleri sanatçı sorumluluğunun acı bir be- deli olduğuna MESMERI C) Düşlenenle yaşanan arasındaki çatışmadan acı duyduklarına D) Kendi gerçekleriyle evrensel gerçekleri kolayca bağdaştırdıklarına vo E) Düşlerinin tez elden gerçekleşmesini istediklerine
8. Eser, sanat tarihini bir dizi kolay ve anlaşılır soruyla
yeniden gündeme getiriyor. Yazar kitaptaki soruları,
kültürel bağlamına ve gerektiğinde bazı sanat
eserlerinin ayrıntılarına dair okurlara fikir vermek için
genel bir anlayışla ele alıp ardından özele doğru iniyor.
Anahtar terimlerin açıklamaları ve kitabın sonunda bir
terimler sözlüğünün bulunması da okuyucunun sanat
hakkındaki kelime dağarcığını genişletiyor. Bu sayede
okur, sanat tarihinin söylemine daha derinden nüfuz
etme imkânı bulabiliyor. Eserin bir diğer özelliği de
hemen her bölümün faydalı çizelgelerle ve elbette söz
konusu sanat dalına ait yüksek kalitede renkli resimlerle
birlikte ele alınmış olması. Yazar, tüm bu tarihi kronolojik
sırada sunarak kuşatıcı bir kitap oluşturmuş diyebiliriz.
Bu parçada sözü edilen eserle ilgili olarak
aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?
A) Anlatimin görsel ögelerle zenginleştirildiğine
B) Kapsamlı bir içeriğinin olduğuna
C) Belli bir düzen gözetilerek yazıldığına
D) Daha önce gözden kaçan bazı ayrıntılar içerdiğine
ET Skurun anlatılanları daha iyi kavramasını sağlayacak
yöntemler kullanıldığına
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
8. Eser, sanat tarihini bir dizi kolay ve anlaşılır soruyla yeniden gündeme getiriyor. Yazar kitaptaki soruları, kültürel bağlamına ve gerektiğinde bazı sanat eserlerinin ayrıntılarına dair okurlara fikir vermek için genel bir anlayışla ele alıp ardından özele doğru iniyor. Anahtar terimlerin açıklamaları ve kitabın sonunda bir terimler sözlüğünün bulunması da okuyucunun sanat hakkındaki kelime dağarcığını genişletiyor. Bu sayede okur, sanat tarihinin söylemine daha derinden nüfuz etme imkânı bulabiliyor. Eserin bir diğer özelliği de hemen her bölümün faydalı çizelgelerle ve elbette söz konusu sanat dalına ait yüksek kalitede renkli resimlerle birlikte ele alınmış olması. Yazar, tüm bu tarihi kronolojik sırada sunarak kuşatıcı bir kitap oluşturmuş diyebiliriz. Bu parçada sözü edilen eserle ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir? A) Anlatimin görsel ögelerle zenginleştirildiğine B) Kapsamlı bir içeriğinin olduğuna C) Belli bir düzen gözetilerek yazıldığına D) Daha önce gözden kaçan bazı ayrıntılar içerdiğine ET Skurun anlatılanları daha iyi kavramasını sağlayacak yöntemler kullanıldığına
6. Klasikler, günün birinde tekrar okunmak için raflarımızda
beklettiğimiz kitaplardır. Bu yeniden okuma, bütünüyle
yeni bir okuma olacaktır. Çünkü onlar, aynı kalmış
olsalar da biz değişmişizdir. Değişen sadece biz de
değilizdir; insanlar, anlayışlar, ilişkiler kısaca söylemek
gerekirse "dünya" değişmektedir. Ama klasikler değişen
içinde değişmeyeni yakalayan kitaplardır. Okurlarına
söyleyeceklerinin tümünü hiçbir zaman tüketmezler.
Üstelik içlerinden geçtikleri her yeni coğrafyada,
karşılaştıkları her yeni kültürle farklı bir katman edinerek
anlamlarını ve varlıklarını tazelerler. İlk okumada
verdikleri keşif duygusunu her okumada yeniden
verebilmelerinin altında yatan da budur.
Bu parçadan "klasikler"le ilgili olarak aşağıdakilerin
hangisine ulaşılabilir?
A) Okura vermek istedikleri mesajlar, ancak ikinci
okuyuşta anlaşılabilir.
B) Genellikle okunmak için değil, el altında bulunması
için alınırlar.
C) Değerleri zaman geçtikçe çok daha iyi anlaşılır.
D) Gelecekte gerçekleşecek olayları önceden insanlığın
önüne koyarlar.
E) amana ve mekâna göre anlamlar kazanarak
yeniliklerini korurlar.
DENEME-4
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
6. Klasikler, günün birinde tekrar okunmak için raflarımızda beklettiğimiz kitaplardır. Bu yeniden okuma, bütünüyle yeni bir okuma olacaktır. Çünkü onlar, aynı kalmış olsalar da biz değişmişizdir. Değişen sadece biz de değilizdir; insanlar, anlayışlar, ilişkiler kısaca söylemek gerekirse "dünya" değişmektedir. Ama klasikler değişen içinde değişmeyeni yakalayan kitaplardır. Okurlarına söyleyeceklerinin tümünü hiçbir zaman tüketmezler. Üstelik içlerinden geçtikleri her yeni coğrafyada, karşılaştıkları her yeni kültürle farklı bir katman edinerek anlamlarını ve varlıklarını tazelerler. İlk okumada verdikleri keşif duygusunu her okumada yeniden verebilmelerinin altında yatan da budur. Bu parçadan "klasikler"le ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? A) Okura vermek istedikleri mesajlar, ancak ikinci okuyuşta anlaşılabilir. B) Genellikle okunmak için değil, el altında bulunması için alınırlar. C) Değerleri zaman geçtikçe çok daha iyi anlaşılır. D) Gelecekte gerçekleşecek olayları önceden insanlığın önüne koyarlar. E) amana ve mekâna göre anlamlar kazanarak yeniliklerini korurlar. DENEME-4
Türkçe
35. Türkiye'de genç oyuncuların altyapıdan çıkıp üstyapıda oy-
namaya başlayacağı o bıçaksırtı süreç, doğru planlanamı-
yor. Ne yazık ki her yıl yüzlerce oyuncu bu tesadüf çarkın-
dan çıkmayı başaramıyor. Kulüpler altyapıdan mezun olan
oyuncunun profesyonel takıma gelir gelmez fark yaratacak
bir futbol oynayarak hemen formayı kapmasını bekliyor. Bu
anlamdaki en büyük dayanaklarıysa "İyi futbolcu 17'sinde
çıkar oynar.", "Sergen Yalçın 18'inde direkt gelip oynamadı
mı?" ya da "Şampiyonluğa giderken ya da küme düşerken
genç oyuncu oynatılmaz." gibi klişeler. Bu tür kıyaslamalar
ve 30 yılda bir gerçekleşen durumlar üzerinden varılan ge-
nel yargılar böyle önemli bir konuyla ilgili ne kadar az bilgi
sahibi olduğumuzu gösteriyor. Türk futbolunda aynı hatalar
yıllardır yapılıyor ve dolayısıyla sonuç da hep aynı oluyor.
Örneğin büyük kulüplerin altyapıda yetişen oyuncularını,
tecrübe kazansın diye 2 ve 3. lig kulüplerine kiralaması.
Yüzlerce oyuncunun bu şekilde kiralanıp neredeyse hiçbiri-
nin dönmemiş olmasına rağmen aynı ezber devam ediyor.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ula-
şılamaz?
A) Sergen Yalçın klasında futbolcuların ülke futbolumuzda
bir daha yetişemeyeceğine
B) Profesyonel diye tabir edilen üst lig kulüplerimizin ligde-
ki konumlarından dolayı genç oyunculara güvenip şans
vermemelerine
C) Belki de çok iyi yerlere gelebilecek yetenekli gençlerimi-
zin yanlış futbol zihniyetinden dolayı yitip gittiğine
D) Ülke futbolumuzun tam anlamıyla profesyonel bir şekil-
de yönetilmediğine
E) Ülke futbolunda yapılan bazı hataların yıllardır ısrarla
devam ettirildiğine
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Türkçe 35. Türkiye'de genç oyuncuların altyapıdan çıkıp üstyapıda oy- namaya başlayacağı o bıçaksırtı süreç, doğru planlanamı- yor. Ne yazık ki her yıl yüzlerce oyuncu bu tesadüf çarkın- dan çıkmayı başaramıyor. Kulüpler altyapıdan mezun olan oyuncunun profesyonel takıma gelir gelmez fark yaratacak bir futbol oynayarak hemen formayı kapmasını bekliyor. Bu anlamdaki en büyük dayanaklarıysa "İyi futbolcu 17'sinde çıkar oynar.", "Sergen Yalçın 18'inde direkt gelip oynamadı mı?" ya da "Şampiyonluğa giderken ya da küme düşerken genç oyuncu oynatılmaz." gibi klişeler. Bu tür kıyaslamalar ve 30 yılda bir gerçekleşen durumlar üzerinden varılan ge- nel yargılar böyle önemli bir konuyla ilgili ne kadar az bilgi sahibi olduğumuzu gösteriyor. Türk futbolunda aynı hatalar yıllardır yapılıyor ve dolayısıyla sonuç da hep aynı oluyor. Örneğin büyük kulüplerin altyapıda yetişen oyuncularını, tecrübe kazansın diye 2 ve 3. lig kulüplerine kiralaması. Yüzlerce oyuncunun bu şekilde kiralanıp neredeyse hiçbiri- nin dönmemiş olmasına rağmen aynı ezber devam ediyor. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ula- şılamaz? A) Sergen Yalçın klasında futbolcuların ülke futbolumuzda bir daha yetişemeyeceğine B) Profesyonel diye tabir edilen üst lig kulüplerimizin ligde- ki konumlarından dolayı genç oyunculara güvenip şans vermemelerine C) Belki de çok iyi yerlere gelebilecek yetenekli gençlerimi- zin yanlış futbol zihniyetinden dolayı yitip gittiğine D) Ülke futbolumuzun tam anlamıyla profesyonel bir şekil- de yönetilmediğine E) Ülke futbolunda yapılan bazı hataların yıllardır ısrarla devam ettirildiğine
TYT/Türkçe
20. Modern zamanlarla beraber geleneksel sanat türlerine
eklenen ve yedinci sanat adıyla da bilinen "sinema sa-
natı", temelde izleyicileri eğlendirecek popüler bir anlatı
şeklinde yorumlanmaktadır. Ancak sinema sanatı, aynı
zamanda politik bir üründür ve var olan kurumların yer-
leşmesi ya da sistemin kendini tekrar tekrar üretmesi ba-
kımından ideolojik bir araç olarak ele alınabilir. Sinema
sanatının ürünleri olarak filmler, egemen siyasal kültü-
rün yeniden üretiminde başat bir rol oynayabileceği gibi,
karşı-hegemonik düşünce ve anlatıları da kapsayabilir.
Nitekim politik sinema, kendi içerisindeki farklılıklarla
beraber bu türden süreçlerin ürünü olagelmiştir. Bu si-
nema, sanatsal yükümlülük ve sunum içinde yakaladı-
ğı olayları beyaz perdeye taşırken bu olaylar üzerinden
kendine özgü siyasal söylemler yaratmakta, bu söylem-
ler de filmin aktörlerinin izleyici ile özdeşleşmelerini sağ-
lamaktadır. İdeolojik sinema, bu biçimde, siyasal kimliğin
üç çeşidini buluşturmaktadır. Bunlar, yapımcının siyasal
kimliği ile filmdeki kişilerin ve izleyicinin siyasal kimliğidir.
Bu parçadan sinema sanatıyla ilgili aşağıdakilerden
hangisine ulaşılamaz?
A) İdeolojik sinemadaki temel amacın oluşturulan siya-
si atmosferle karakterlerin izleyiciyle özdeşleşmesini
sağlamak olduğuna
B) Sinema üzerine yapılan temel tanımın sinema sana-
tinin tamamını yansıtmadığına
C) Sinemanın hâkim siyasi otoritenin yanında olabilece-
ği gibi muhalif filmler de üretebilecek bir yapıs oldu-
ğuna
D) Politik sinemanın farklı düşünceleri barındıran bir
ürün olup özgün politik anlatılar oluşturduğuna
E) Ideolojik sinemanın yapımcının, film kişilerinin ve iz-
leyicinin politik kimliğini bir araya getirdigine
21.
22.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TYT/Türkçe 20. Modern zamanlarla beraber geleneksel sanat türlerine eklenen ve yedinci sanat adıyla da bilinen "sinema sa- natı", temelde izleyicileri eğlendirecek popüler bir anlatı şeklinde yorumlanmaktadır. Ancak sinema sanatı, aynı zamanda politik bir üründür ve var olan kurumların yer- leşmesi ya da sistemin kendini tekrar tekrar üretmesi ba- kımından ideolojik bir araç olarak ele alınabilir. Sinema sanatının ürünleri olarak filmler, egemen siyasal kültü- rün yeniden üretiminde başat bir rol oynayabileceği gibi, karşı-hegemonik düşünce ve anlatıları da kapsayabilir. Nitekim politik sinema, kendi içerisindeki farklılıklarla beraber bu türden süreçlerin ürünü olagelmiştir. Bu si- nema, sanatsal yükümlülük ve sunum içinde yakaladı- ğı olayları beyaz perdeye taşırken bu olaylar üzerinden kendine özgü siyasal söylemler yaratmakta, bu söylem- ler de filmin aktörlerinin izleyici ile özdeşleşmelerini sağ- lamaktadır. İdeolojik sinema, bu biçimde, siyasal kimliğin üç çeşidini buluşturmaktadır. Bunlar, yapımcının siyasal kimliği ile filmdeki kişilerin ve izleyicinin siyasal kimliğidir. Bu parçadan sinema sanatıyla ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) İdeolojik sinemadaki temel amacın oluşturulan siya- si atmosferle karakterlerin izleyiciyle özdeşleşmesini sağlamak olduğuna B) Sinema üzerine yapılan temel tanımın sinema sana- tinin tamamını yansıtmadığına C) Sinemanın hâkim siyasi otoritenin yanında olabilece- ği gibi muhalif filmler de üretebilecek bir yapıs oldu- ğuna D) Politik sinemanın farklı düşünceleri barındıran bir ürün olup özgün politik anlatılar oluşturduğuna E) Ideolojik sinemanın yapımcının, film kişilerinin ve iz- leyicinin politik kimliğini bir araya getirdigine 21. 22.
etinler üret-
bütünlüğü sağ-
P) IV
kü benim kuşa-
kmayı gösterdi.
or, kupkuru ge-
ok, duygular ya-
da belli ideolo-
stırmayı öğren-
anaydım, ada-
n iki paragraf
çıncı cümley-
1
E) V
E) VI
liği vardır. Sa-
um verilmiştir.
hi sadece sa-
konuşur. An-
ürülürse sa-
iştirerek ak-
en işle-me-
şahit olmak
n olarak an-
arın yapıtla-
YAYINLARI
LIWIT
C
5.
Bu parça, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden
hangisiyle sürdürülebilir?
A) okuyanın sadece bilgisini artırmaz duygu dünyasını
da zenginleştirir
B) yazdıkları her kitapta tarihi bilgilere yer vermekten ka-
çınırlar
C)
kullandıkları dipnotlarla okuyucuya farklı okuma öne-
rileri sunmaya çalışırlar
D) metinlerde dipnot kullanmamaya özen gösterirler
emin olmadığı yerlerde dipnotlar bulmaya çalışır Bu-
lamadıkları zaman da yapıtları yayımlamak istemez-
ler
(1) Eleştirmen, ayrıştırarak seçkin olanı belirler ve öne çı-
karır. (II) Bu ayrıştırma işleminde belirleyici olan sezgidir.
(III) Şiir eleştirisinin en büyük özelliği de buradadır. (IV)
Eleştirel akıl, bilginin ve tekniğin egemenliğine bırakıldı-
ğında şiir, büyüsünü dağıtıp eleştirmeni kabuğuyla baş
başa bırakabilir. (V) Özellikle şiir eleştirisinde sezginin gü-
cü inkar edilemez.
Bu parçadaki anlam karışıklığını gidermek için aşağı-
daki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır?
A. cümleyle II. cümle yer değiştirmeli
B 11. cümle, IV. cümleden sonra getirilmeli
V. cümle, II. cümleden sonra getirilmeli
D) IV. cümleyle V. cümle yer değiştirmeli
E) III. cümle, IV. cümleden sonra getirilmeli
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
etinler üret- bütünlüğü sağ- P) IV kü benim kuşa- kmayı gösterdi. or, kupkuru ge- ok, duygular ya- da belli ideolo- stırmayı öğren- anaydım, ada- n iki paragraf çıncı cümley- 1 E) V E) VI liği vardır. Sa- um verilmiştir. hi sadece sa- konuşur. An- ürülürse sa- iştirerek ak- en işle-me- şahit olmak n olarak an- arın yapıtla- YAYINLARI LIWIT C 5. Bu parça, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisiyle sürdürülebilir? A) okuyanın sadece bilgisini artırmaz duygu dünyasını da zenginleştirir B) yazdıkları her kitapta tarihi bilgilere yer vermekten ka- çınırlar C) kullandıkları dipnotlarla okuyucuya farklı okuma öne- rileri sunmaya çalışırlar D) metinlerde dipnot kullanmamaya özen gösterirler emin olmadığı yerlerde dipnotlar bulmaya çalışır Bu- lamadıkları zaman da yapıtları yayımlamak istemez- ler (1) Eleştirmen, ayrıştırarak seçkin olanı belirler ve öne çı- karır. (II) Bu ayrıştırma işleminde belirleyici olan sezgidir. (III) Şiir eleştirisinin en büyük özelliği de buradadır. (IV) Eleştirel akıl, bilginin ve tekniğin egemenliğine bırakıldı- ğında şiir, büyüsünü dağıtıp eleştirmeni kabuğuyla baş başa bırakabilir. (V) Özellikle şiir eleştirisinde sezginin gü- cü inkar edilemez. Bu parçadaki anlam karışıklığını gidermek için aşağı- daki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır? A. cümleyle II. cümle yer değiştirmeli B 11. cümle, IV. cümleden sonra getirilmeli V. cümle, II. cümleden sonra getirilmeli D) IV. cümleyle V. cümle yer değiştirmeli E) III. cümle, IV. cümleden sonra getirilmeli
TÜRKÇE
19. (1) Evrenin oluşumu sırasında evreni kaostan düzene geçiren, dört
temel güç "hava, su, ateş ve toprak'tır. (II) Seramik de bu dört ele-
mentten meydana gelmiştir. (III) Yeryüzünü dört element gibi yöneten
dört erdem vardır: akıl, ölçülülük, adalet ve kudret. (IV) Bu sayede
seramik de üretim sürecinde akıllı, ölçülü ve doğru olmayı, her türlü
doğa koşullarına karşın binlerce yıl sonrasına kalabilme özelliğinden
dolayı da yapısında ve duruşunda kudreti barındırır. (V) Biçim, renk
ve doku sürekli devinimi ile diğer sanat dallarını olduğu gibi seramik
sanatını da yakından etkilemiştir.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra "Bu
noktada doğa, ilk eski çağlardan bugüne insanoğlunun yaşamında
çok önemli bir yer tutmakta olup bütün unsurlarıyla seramik sanatı
için sınırsız bir ilham kaynağı olmuştur." cümlesi getirilebilir?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TÜRKÇE 19. (1) Evrenin oluşumu sırasında evreni kaostan düzene geçiren, dört temel güç "hava, su, ateş ve toprak'tır. (II) Seramik de bu dört ele- mentten meydana gelmiştir. (III) Yeryüzünü dört element gibi yöneten dört erdem vardır: akıl, ölçülülük, adalet ve kudret. (IV) Bu sayede seramik de üretim sürecinde akıllı, ölçülü ve doğru olmayı, her türlü doğa koşullarına karşın binlerce yıl sonrasına kalabilme özelliğinden dolayı da yapısında ve duruşunda kudreti barındırır. (V) Biçim, renk ve doku sürekli devinimi ile diğer sanat dallarını olduğu gibi seramik sanatını da yakından etkilemiştir. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra "Bu noktada doğa, ilk eski çağlardan bugüne insanoğlunun yaşamında çok önemli bir yer tutmakta olup bütün unsurlarıyla seramik sanatı için sınırsız bir ilham kaynağı olmuştur." cümlesi getirilebilir? A) I B) II C) III D) IV E) V
Yükseköğretim Kurumları Sınavı
Optik Form Kağıdı
WAKE M TÜRKÇE
7. (1) Ayna nöronlar, genel olarak bir davranışı kendimiz sergilediği-
mizde ya da başkası tarafından sergilendiğini gördüğümüzde aktif
olan nöronlardır. (II) Ayna nöronlar, kişinin karşısındakinin duyum-
sadığı gibi duyumsamasını sağlamaktadır. (III) Dolayısıyla ayna
nöronlar empatide, sosyal ilişkilerin düzenlemesinde, öğrenmede,
taklitte ve günlük hayatta karşılaşılan birçok noktada etkin konum-
dadır. (IV) Buradan hareketle ayna nöronların en önemli iki özelliği
öykünme ve taklit denilebilir. (V) Suziki ve arkadaşlarına göre ayna
nöronlar, belirli eylemleri gerçekleştirebilmek için evrim sürecinde
adaptasyon sağlamak, diğerlerinin ne yaptığını anlamak, sosyal
öğrenme, gözlemleme ve taklit yapmayı öğrenme için ortaya çıkmıştır.
(VI) Ancak ayna nöron ve beyin çalışmaları ile tanınan Vilayanur
Ramachandran, ayna nöronlar hakkındaki araştırmalarında özel bazı
hücrelerin varlığından söz ederek beyin araştırmalarına çok farklı
bir boyut kazandırmıştır.
RIHO
D) Il ve IV
U
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangi ikisi ayna nöronlar
ile ilgili aynı düşünceyi aktarmaktadır?
A) I ve III
B) I ve V-C) vo VI
E) IV vo VI
a
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Yükseköğretim Kurumları Sınavı Optik Form Kağıdı WAKE M TÜRKÇE 7. (1) Ayna nöronlar, genel olarak bir davranışı kendimiz sergilediği- mizde ya da başkası tarafından sergilendiğini gördüğümüzde aktif olan nöronlardır. (II) Ayna nöronlar, kişinin karşısındakinin duyum- sadığı gibi duyumsamasını sağlamaktadır. (III) Dolayısıyla ayna nöronlar empatide, sosyal ilişkilerin düzenlemesinde, öğrenmede, taklitte ve günlük hayatta karşılaşılan birçok noktada etkin konum- dadır. (IV) Buradan hareketle ayna nöronların en önemli iki özelliği öykünme ve taklit denilebilir. (V) Suziki ve arkadaşlarına göre ayna nöronlar, belirli eylemleri gerçekleştirebilmek için evrim sürecinde adaptasyon sağlamak, diğerlerinin ne yaptığını anlamak, sosyal öğrenme, gözlemleme ve taklit yapmayı öğrenme için ortaya çıkmıştır. (VI) Ancak ayna nöron ve beyin çalışmaları ile tanınan Vilayanur Ramachandran, ayna nöronlar hakkındaki araştırmalarında özel bazı hücrelerin varlığından söz ederek beyin araştırmalarına çok farklı bir boyut kazandırmıştır. RIHO D) Il ve IV U Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangi ikisi ayna nöronlar ile ilgili aynı düşünceyi aktarmaktadır? A) I ve III B) I ve V-C) vo VI E) IV vo VI a
TYT Deneme Sınavı - 4
34. Çağımızın bencil insanını anlatmamı istiyorsunuz. Nere-
den başlamamı istersiniz? Seksenli, doksanlı yılları aratı-
yor, öncelikle bunu söyleyeyim size. İnsani birçok özelliğini
kaybetmesine rağmen şaşırtıcı bir şekilde bunun tersini
yansıtabiliyor. Çeşitli maskelerle geziyor ortalıkta ikiyüzlü
mahlukat. Eş, dost, akraba gibi kavramlar amacına uygun
com olduğu vakit aklına geliyor. Aile bağı yok denecek düzeyde.
İyi yanları yok mu yahu, diyeceksiniz. Var tabii ki. Çok iyi
para kazanır ve kazandığı paranın ne şekilde kazanıldığı
umurunda olmaz. Paylaşımcıdır, daha fazlasının geleceği-
ni bildiği için paylaşır yani bir nevi kendi reklamını yapmak
pliciçin. Bu insan okumaya tenezzül etmez, hazır olan internet
1618 bilgisini kullanır yanlış veya doğru. Cahilliğini elinde gez-
diriyor dediğim maskelerden biri olan bilgiçlik maskesiyle
in kapatmaya çalışır. Beni en çok öfkelendiren de bu. Umarım
2 çocukları böyle olmaz bunların. Fazla da uzatmadan, insanı
insan yapan birçok özellikten uzaklaşıp mekanik bir düzen
içerisinde amaca uygun bir dünya yaratıp o dünyada sürük-
lenip gidiyor çağımızın gariban bencil insanı.
Böyle düşünen biri ile ilgili aşağıdakilerden hangisini
söylersek yanılmış oluruz?
A) İnsani değerlerin yok oluşundan muzdariptir.
B) Çağının gerisinde yaşayan biridir.
C) Maziyi mumla arıyor dersek yanlış olmaz.
D) İnsanların riyakâr tavırlarına katlanamamaktadır.
E) Gelecekle ilgili endişeleri bulunmaktadır.
ay ariareed isad maligny ebrulomapt
onalbing
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TYT Deneme Sınavı - 4 34. Çağımızın bencil insanını anlatmamı istiyorsunuz. Nere- den başlamamı istersiniz? Seksenli, doksanlı yılları aratı- yor, öncelikle bunu söyleyeyim size. İnsani birçok özelliğini kaybetmesine rağmen şaşırtıcı bir şekilde bunun tersini yansıtabiliyor. Çeşitli maskelerle geziyor ortalıkta ikiyüzlü mahlukat. Eş, dost, akraba gibi kavramlar amacına uygun com olduğu vakit aklına geliyor. Aile bağı yok denecek düzeyde. İyi yanları yok mu yahu, diyeceksiniz. Var tabii ki. Çok iyi para kazanır ve kazandığı paranın ne şekilde kazanıldığı umurunda olmaz. Paylaşımcıdır, daha fazlasının geleceği- ni bildiği için paylaşır yani bir nevi kendi reklamını yapmak pliciçin. Bu insan okumaya tenezzül etmez, hazır olan internet 1618 bilgisini kullanır yanlış veya doğru. Cahilliğini elinde gez- diriyor dediğim maskelerden biri olan bilgiçlik maskesiyle in kapatmaya çalışır. Beni en çok öfkelendiren de bu. Umarım 2 çocukları böyle olmaz bunların. Fazla da uzatmadan, insanı insan yapan birçok özellikten uzaklaşıp mekanik bir düzen içerisinde amaca uygun bir dünya yaratıp o dünyada sürük- lenip gidiyor çağımızın gariban bencil insanı. Böyle düşünen biri ile ilgili aşağıdakilerden hangisini söylersek yanılmış oluruz? A) İnsani değerlerin yok oluşundan muzdariptir. B) Çağının gerisinde yaşayan biridir. C) Maziyi mumla arıyor dersek yanlış olmaz. D) İnsanların riyakâr tavırlarına katlanamamaktadır. E) Gelecekle ilgili endişeleri bulunmaktadır. ay ariareed isad maligny ebrulomapt onalbing
31. Obezite, Tüm Dünyada Olduğu Gibi Bizde de Büyük Bir
Sorun!
Obezite dünyada özellikle gelişmiş ülkelerin en önemli sağlık
sorunlarından biri. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dün-
yada 1,9 milyar kişi fazla kilolu ve bunların 600 milyonu da
obez. Türkiye'de de durum çok farklı değil: Türkiye İstatistik
Kurumu (TÜİK) 2015 yılı Vücut Kitle İndeksi Araştırması'na
göre ülkemizde her 100 kişiden 20'si yani her beş kişiden biri
fazla kilolu, diğer bir deyişle obez. Türkiye'de obezite 2008
yılında yapılan araştırmaya kıyasla %31,1 oranında artmış
durumda. Bu da bizim bildiğimiz oranların üstünde. Obezite
oranları erkeklerde %15,3, kadınlarda ise %24,5. Dünyada
giderek yaygınlaşan, yaşam kalitesini ve süresini anlamlı de-
recede etkileyen obezite tedavi edilebilen bir hastalık. Obe-
zite tedavisinde diyet eşliğinde egzersiz veya cerrahi yön-
temler uygulanıyor. Bu yöntemler, ülkemizde birçok doktor
tarafından yeterli ve kaliteli bir şekilde uygulanmaktadır.
Bu köşe yazısıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söyle-
nebilir?
A) Nesnelliği tartışmaya açık olan çıkarımlarda bulunmaktadır.
B) Evrensel bir sorun ile ilgili tutarlılığı olmayan istatistiki
bilgiler içermektedir.
C) Sayısal verilerin ülkemizdeki obezite sorununun bilindi-
ğinden daha büyük sorun olduğunu gösterdiğine değinil-
mektedir.
D) Dünya Sağlık Örgütünün verilerinin netlik içermediği
gösterilmektedir.
E) Dünya genelinde büyük sıkıntılara sebep olan rahatsız-
lığın çözümü konusunda Türkiye'nin öncülük ettiğini bil-
dirmektedir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
31. Obezite, Tüm Dünyada Olduğu Gibi Bizde de Büyük Bir Sorun! Obezite dünyada özellikle gelişmiş ülkelerin en önemli sağlık sorunlarından biri. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dün- yada 1,9 milyar kişi fazla kilolu ve bunların 600 milyonu da obez. Türkiye'de de durum çok farklı değil: Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2015 yılı Vücut Kitle İndeksi Araştırması'na göre ülkemizde her 100 kişiden 20'si yani her beş kişiden biri fazla kilolu, diğer bir deyişle obez. Türkiye'de obezite 2008 yılında yapılan araştırmaya kıyasla %31,1 oranında artmış durumda. Bu da bizim bildiğimiz oranların üstünde. Obezite oranları erkeklerde %15,3, kadınlarda ise %24,5. Dünyada giderek yaygınlaşan, yaşam kalitesini ve süresini anlamlı de- recede etkileyen obezite tedavi edilebilen bir hastalık. Obe- zite tedavisinde diyet eşliğinde egzersiz veya cerrahi yön- temler uygulanıyor. Bu yöntemler, ülkemizde birçok doktor tarafından yeterli ve kaliteli bir şekilde uygulanmaktadır. Bu köşe yazısıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söyle- nebilir? A) Nesnelliği tartışmaya açık olan çıkarımlarda bulunmaktadır. B) Evrensel bir sorun ile ilgili tutarlılığı olmayan istatistiki bilgiler içermektedir. C) Sayısal verilerin ülkemizdeki obezite sorununun bilindi- ğinden daha büyük sorun olduğunu gösterdiğine değinil- mektedir. D) Dünya Sağlık Örgütünün verilerinin netlik içermediği gösterilmektedir. E) Dünya genelinde büyük sıkıntılara sebep olan rahatsız- lığın çözümü konusunda Türkiye'nin öncülük ettiğini bil- dirmektedir.
23. Tıpkı yetişkinler gibi çocukların da en önemli ihtiyaçlarından
biri; en çok güvendikleri, inandıkları ve kendilerini beğendir-
meye çalıştıkları anne ve babalarından olumlu geri bildirimler
almaktır. Burada dikkat edilebilecek en önemli nokta, çocu-
ğunuza sırf çocuğunuz olduğu için veya onun zayıf gördü-
ğünüz yönünü desteklemek için gerçekçi olmayan, abartılı
övgü cümleleri söylememek olacaktır. Keza böyle bir durum-
da en şiddetli tepkiyi yine çocuklarınızdan alma olasılığınız
doğabilir. Takdir etmek gerçek bir davranışa veya çabaya
verilen olumlu geri bildirimlerdir. Bu geri bildirimler --
****.
1. sözel olabileceği gibi omzunu sıvazlamak, başını ok-
şamak, gözlerinin içine bakarak gülümsemek, elinizle
başarı işareti yapmak gibi birçok davranışı da içerebilir
II. her başarısından sonra çocuğunuza istediği ödülü
alabileceğinizi gösterecek türde olduğu zaman faydalı
hâle gelebilir
III. çocuğun sırf morali düzelsin diye değil de çocuğa ba-
şarılı bir birey olduğunu gösterip çocuğu başarıya teş-
vik etmek için kullanılmalıdır
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre yukarı-
dakilerden hangileri getirilebilir?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
D) II ve III
C) I ve III
E) I, II ve III
2
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
23. Tıpkı yetişkinler gibi çocukların da en önemli ihtiyaçlarından biri; en çok güvendikleri, inandıkları ve kendilerini beğendir- meye çalıştıkları anne ve babalarından olumlu geri bildirimler almaktır. Burada dikkat edilebilecek en önemli nokta, çocu- ğunuza sırf çocuğunuz olduğu için veya onun zayıf gördü- ğünüz yönünü desteklemek için gerçekçi olmayan, abartılı övgü cümleleri söylememek olacaktır. Keza böyle bir durum- da en şiddetli tepkiyi yine çocuklarınızdan alma olasılığınız doğabilir. Takdir etmek gerçek bir davranışa veya çabaya verilen olumlu geri bildirimlerdir. Bu geri bildirimler -- ****. 1. sözel olabileceği gibi omzunu sıvazlamak, başını ok- şamak, gözlerinin içine bakarak gülümsemek, elinizle başarı işareti yapmak gibi birçok davranışı da içerebilir II. her başarısından sonra çocuğunuza istediği ödülü alabileceğinizi gösterecek türde olduğu zaman faydalı hâle gelebilir III. çocuğun sırf morali düzelsin diye değil de çocuğa ba- şarılı bir birey olduğunu gösterip çocuğu başarıya teş- vik etmek için kullanılmalıdır Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre yukarı- dakilerden hangileri getirilebilir? A) Yalnız I B) Yalnız II D) II ve III C) I ve III E) I, II ve III 2
TYT Deneme Sınavı - 4
24. Hayatta karşılaştığımız onlarca doğal durum vardır ki biz onları
kendimize göre yorumlayarak iyi ya da kötü olarak tanımlarız
oysa hayatın her alanında zıtlıkların diyaloğu vardır ve mutlak
anlamda iyi ya da kötü yoktur. Örneğin uyku ve uyanıklık, siyah
ve beyaz, yaz ve kış, gündüz ve gece, nefes almak ve ver-
mek... Bunlar doğal şeyler değil mi? Bir kişi hep uyanık kalmayı
ister mi ya da hep yaz ayında yaşamak, her iki durum da baş-
langıçta güzel gelse de zamanla tatsızlaşacak ve değerlerini
yitirecektir. Öyleyse diğerleri ile birlikte olmak ya da kısaca söy-
lersek birliktelik ve yalnızlık birbirine karşıt olan durumlardan bir
nestanesi dahadır. Tıpkı diğerlerinde olduğu gibi sürekli birliktelik
veya sürekli yalnızlık kişiyi bu durumdan bıktıracaktır.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Hayatın insanoğluna verebileceği tek şey, doyumsuz-
luktan başka bir şey değildir.
B) Yalnız yaşamanın ideal bir yaşam olduğunu düşünenler,
sosyalliğin vermiş olduğu tattan mahrum kalırlar.
C) Yaşadığımız olumlu veya olumsuz şeyleri düşünüp ora-
da takılı kalmaktansa önümüze bakmamız gerekir.
D) İyi veya kötü demekten ziyade kötünün karşısındaki iyi
veya iyinin karşısındaki kötü dersek daha doğru olur.
E) Hayatımızdaki kavramların değerlerini onların karşıtları-
nın olduğu bilincinde, dengeli bir yaşamla anlayabiliriz.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TYT Deneme Sınavı - 4 24. Hayatta karşılaştığımız onlarca doğal durum vardır ki biz onları kendimize göre yorumlayarak iyi ya da kötü olarak tanımlarız oysa hayatın her alanında zıtlıkların diyaloğu vardır ve mutlak anlamda iyi ya da kötü yoktur. Örneğin uyku ve uyanıklık, siyah ve beyaz, yaz ve kış, gündüz ve gece, nefes almak ve ver- mek... Bunlar doğal şeyler değil mi? Bir kişi hep uyanık kalmayı ister mi ya da hep yaz ayında yaşamak, her iki durum da baş- langıçta güzel gelse de zamanla tatsızlaşacak ve değerlerini yitirecektir. Öyleyse diğerleri ile birlikte olmak ya da kısaca söy- lersek birliktelik ve yalnızlık birbirine karşıt olan durumlardan bir nestanesi dahadır. Tıpkı diğerlerinde olduğu gibi sürekli birliktelik veya sürekli yalnızlık kişiyi bu durumdan bıktıracaktır. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Hayatın insanoğluna verebileceği tek şey, doyumsuz- luktan başka bir şey değildir. B) Yalnız yaşamanın ideal bir yaşam olduğunu düşünenler, sosyalliğin vermiş olduğu tattan mahrum kalırlar. C) Yaşadığımız olumlu veya olumsuz şeyleri düşünüp ora- da takılı kalmaktansa önümüze bakmamız gerekir. D) İyi veya kötü demekten ziyade kötünün karşısındaki iyi veya iyinin karşısındaki kötü dersek daha doğru olur. E) Hayatımızdaki kavramların değerlerini onların karşıtları- nın olduğu bilincinde, dengeli bir yaşamla anlayabiliriz.