Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

5. Standart bir darbeli matkap ile bir SDS matkap (delici
kırıcı) arasında büyük bir fark vardır. Darbeli matkap,
birbirleri ile temas halinde dönen iki tane kabartmalı
disk kullanır. Karşılıklı kabartmalar birbirlerine çarptıkça
darbeler matkap ucuna aktarılır ve tipik "darbe" sesine
neden olur. Ancak SDS matkap daha ağır işlerde stan-
dart bir darbeli matkaptan çok daha etkilidir. SDS mat-
kap, üst kısmındaki havayı aralıksız olarak sıkıştıran ve
doğrudan matkap ucuna iletilen darbeler üreten bir
piston kullanır. Aynı işin daha az zamanda ve daha az
çabayla yapılmasını sağlar. Amatör veya sıradan işler-
de genel olarak darbeli matkabın kullanımı söz konu-
suyken daha profesyonel işlerde ise SDS matkap tercih
edilir.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine
ulaşılamaz?
A) SDS matkaplar ile yapılan bir işin maliyeti darbeli
matkaplara göre daha düşüktür.
BSDS matkapla yapılan bir iş darbeli matkaba göre
daha kısa sürer.
Darbeli ve SDS matkapların sistemleri birbirinden
farklıdır.
Darbeli matkapla çalışanlar, SDS matkapla çalışan-
lara göre daha çok yorulur.
E) Bazı usta işçiler, yaptıkları işlerde standart bir dar-
beli matkap kullanabilir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
5. Standart bir darbeli matkap ile bir SDS matkap (delici kırıcı) arasında büyük bir fark vardır. Darbeli matkap, birbirleri ile temas halinde dönen iki tane kabartmalı disk kullanır. Karşılıklı kabartmalar birbirlerine çarptıkça darbeler matkap ucuna aktarılır ve tipik "darbe" sesine neden olur. Ancak SDS matkap daha ağır işlerde stan- dart bir darbeli matkaptan çok daha etkilidir. SDS mat- kap, üst kısmındaki havayı aralıksız olarak sıkıştıran ve doğrudan matkap ucuna iletilen darbeler üreten bir piston kullanır. Aynı işin daha az zamanda ve daha az çabayla yapılmasını sağlar. Amatör veya sıradan işler- de genel olarak darbeli matkabın kullanımı söz konu- suyken daha profesyonel işlerde ise SDS matkap tercih edilir. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? A) SDS matkaplar ile yapılan bir işin maliyeti darbeli matkaplara göre daha düşüktür. BSDS matkapla yapılan bir iş darbeli matkaba göre daha kısa sürer. Darbeli ve SDS matkapların sistemleri birbirinden farklıdır. Darbeli matkapla çalışanlar, SDS matkapla çalışan- lara göre daha çok yorulur. E) Bazı usta işçiler, yaptıkları işlerde standart bir dar- beli matkap kullanabilir.
2
kayet edenter-doyma alışkanlığın
B) kurtulamayanlar - yaşama sevincini
C) kaygılananlar - yetinme zorluğunu
D) rahatsız olanlar sürdürme çabasını
E) skonti yaşayanlar- beslenme kabiliyetini
(1) Hemen herkes lazerle ilk kez daha çocuk yaşta
bilim kurgu filmlerindenki işin kılıçlanı ve lazer taban-
calanıyla tanıştı. (II) Lazer işığı normal ışıklardan farklı
bir yapıya sahiptir. (III) Normal ışık, tüm renklerin kari-
şımıyla oluşurken lazer ışığı hangi dalga boyunda oluş-
turulmuşsa o dalga boyunun renginde ya da renksiz-
dir. (IV) Işınların, frekanslarının hassas bir şekilde kont-
rol edilmesi, düzenli yayılması ve olağanüstü yoğun-
luğu nedeniyle teknolojinin ve günlük yaşamımızın
neredeyse vazgeçilmezleri arasına girmiştir. (V) Lazer
ışığı, günümüzde iletişimden gök bilimine, sağlıktan
sanayiye, bilimsel araştırmalardan askeri uygulama-
lara kadar birçok yerde yaygın olarak kullanılmaktadır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
41.
1. cümlede, lazer ışıkları ile ilgili bir genellemede
bulunulmuştur.
II. cümlede, lazer ışığının hangi yönlerden farklılık
gösterdiği açıklanmıştır.
C) III. cümlede, bir önceki yargıya bağlı örnek veril-
miştir.
D) IV. cümlede, yaşamımızdaki öneminin gerekçeleri
sıralanmıştır.
EX V. cümlede, lazer ışıklarının hangi alanlarla kulla-
nıldığı dile getirilmiştir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
2 kayet edenter-doyma alışkanlığın B) kurtulamayanlar - yaşama sevincini C) kaygılananlar - yetinme zorluğunu D) rahatsız olanlar sürdürme çabasını E) skonti yaşayanlar- beslenme kabiliyetini (1) Hemen herkes lazerle ilk kez daha çocuk yaşta bilim kurgu filmlerindenki işin kılıçlanı ve lazer taban- calanıyla tanıştı. (II) Lazer işığı normal ışıklardan farklı bir yapıya sahiptir. (III) Normal ışık, tüm renklerin kari- şımıyla oluşurken lazer ışığı hangi dalga boyunda oluş- turulmuşsa o dalga boyunun renginde ya da renksiz- dir. (IV) Işınların, frekanslarının hassas bir şekilde kont- rol edilmesi, düzenli yayılması ve olağanüstü yoğun- luğu nedeniyle teknolojinin ve günlük yaşamımızın neredeyse vazgeçilmezleri arasına girmiştir. (V) Lazer ışığı, günümüzde iletişimden gök bilimine, sağlıktan sanayiye, bilimsel araştırmalardan askeri uygulama- lara kadar birçok yerde yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? 41. 1. cümlede, lazer ışıkları ile ilgili bir genellemede bulunulmuştur. II. cümlede, lazer ışığının hangi yönlerden farklılık gösterdiği açıklanmıştır. C) III. cümlede, bir önceki yargıya bağlı örnek veril- miştir. D) IV. cümlede, yaşamımızdaki öneminin gerekçeleri sıralanmıştır. EX V. cümlede, lazer ışıklarının hangi alanlarla kulla- nıldığı dile getirilmiştir.
7.
Gerçeğin kurmaca eser içinde yeniden yaratılmasından
sonra ortaya çıkan yazınsal gerçeklik, eğer okurun me-
rakına dokunmuyor ve okura sahici gelmiyorsa okurun
romanla kurduğu ilişki kopmaya başlar.
Bu cümlede asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Romancı, yaşamın gerçekliğini kurmacaya dönüştü-
rürken kendi deneyim ve gözlemlerinden etkilenir.
B) Okuduğu romanla yaşadığı dünyanın sınırlarını aş-
mak isteyen okur, romanı gerçekten daha gerçek
olması beklentisiyle okuyacaktır.
C) Yazdıklarının etkileyici olmasını isteyen yazar, roman-
da anlatacaklarını belli bir süzgeçten geçirerek yaz-
maya özen göstermelidir.
D) Gerçeğin yazarın yorumuyla kurgulanması olan ro-
man, okurun beklentilerini karşılamıyorsa başarılı
olamayacaktır.
E) Okurun romana olan ilgisinin sürekliliği, romanda
kurgulanan gerçekliğin ilgi çekici ve inandırıcı olma-
sına bağlıdır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
7. Gerçeğin kurmaca eser içinde yeniden yaratılmasından sonra ortaya çıkan yazınsal gerçeklik, eğer okurun me- rakına dokunmuyor ve okura sahici gelmiyorsa okurun romanla kurduğu ilişki kopmaya başlar. Bu cümlede asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Romancı, yaşamın gerçekliğini kurmacaya dönüştü- rürken kendi deneyim ve gözlemlerinden etkilenir. B) Okuduğu romanla yaşadığı dünyanın sınırlarını aş- mak isteyen okur, romanı gerçekten daha gerçek olması beklentisiyle okuyacaktır. C) Yazdıklarının etkileyici olmasını isteyen yazar, roman- da anlatacaklarını belli bir süzgeçten geçirerek yaz- maya özen göstermelidir. D) Gerçeğin yazarın yorumuyla kurgulanması olan ro- man, okurun beklentilerini karşılamıyorsa başarılı olamayacaktır. E) Okurun romana olan ilgisinin sürekliliği, romanda kurgulanan gerçekliğin ilgi çekici ve inandırıcı olma- sına bağlıdır.
Oktay Akbal'ın çok sevdiği büyük yazarımız Sait Faik, "Ha-
yatını kalemiyle kazanmak isteyen gençlere vereceğiniz bir
öğüt var mı?” sorusunu şöyle yanıtlamıştır: “Bu işi bizim va-
ide hallediyor. 30 kuruş, birinci nevi sigara. Üç kahve 25'ten
75 kuruş, iki yemek asgari 4 lira, giyim kuşam babadan ve
anadan olmak şartıyla, yılın altı ayında sigarasız ve kahvesiz
kalmak isteyen yazsın!"
MEET
Bu parçada yakınılan durum aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarların kalemiyle geçinemez durumda olması
B) Yeni yazarların yazarlığa önem vermemesi
C) Memleketteki okur sayısının azlığı
Ustaların, gençlere yol göstermemesi
E) Gençlerin kitap okumaması
A
4.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Oktay Akbal'ın çok sevdiği büyük yazarımız Sait Faik, "Ha- yatını kalemiyle kazanmak isteyen gençlere vereceğiniz bir öğüt var mı?” sorusunu şöyle yanıtlamıştır: “Bu işi bizim va- ide hallediyor. 30 kuruş, birinci nevi sigara. Üç kahve 25'ten 75 kuruş, iki yemek asgari 4 lira, giyim kuşam babadan ve anadan olmak şartıyla, yılın altı ayında sigarasız ve kahvesiz kalmak isteyen yazsın!" MEET Bu parçada yakınılan durum aşağıdakilerden hangisidir? A) Yazarların kalemiyle geçinemez durumda olması B) Yeni yazarların yazarlığa önem vermemesi C) Memleketteki okur sayısının azlığı Ustaların, gençlere yol göstermemesi E) Gençlerin kitap okumaması A 4.
hedef = 90
TYT DENEME SINAVI
35. İbn-i Sina veya Batı'da bilinen adıyla Avicenna; bir doktor, asro-
nom ve yazardı. 240 tanesi günümüze kadar ulaşmış 450 civarında
eser kaleme almıştır. Ibn-i Sina, felsefe alanında sorulan temel soru
üzerinde kafa yordu: Varlığımızın doğası nedir? İbn-i Sina hakikat
arayışı yolunda Sokrates, Platon ve Aristoteles'in eserlerinden alıntılar
yaptı. Bu durum dönemin bazı yöneticilerinin hoşuna gitmese de o,
eleştirilere pek kulak asmadı. Ardından tipla hiç ilgisi olmayan ama
oldukça yanıltıcı bir adı olan Şifa Kitabı'nı yazdı. Ama yine de İbn-i
Sina bir doktor olarak hatırlanıyor çünkü o, Avrupa'da yaklaşık bin
yıl sonra varlığından söz edilecek mikropların özelliklerini de anlattığı
Tibbin Kanunu adlı beş ciltlik ansiklopedinin yazarıdır. Bu kitap 18.
yüzyıla kadar dünyanın önemli okullarında temel ders kitabı olarak
okutulmuştur.
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi Şifa Kitabı'nda yer
alan bölüm başlıklarından biri olamaz?
A) İki bilinmeyenli denklemlerin çözümü
B Hastalık yapan mikroplar ve korunma yolları
C) Varlık nedir ve özellikleri nelerdir
DY Ay'ın hareketleri ve ay takvimi
E) Müziğin insanın ruhsal durumuna etkisi
dokto
astronom
1320
ed
36. Yazar ve
yazılar y
görünü-
ürünü
H
yapaca
cak gü
kalıyc
anlay
yana
yazı
onur
say
Bu
tire
ol
A
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
hedef = 90 TYT DENEME SINAVI 35. İbn-i Sina veya Batı'da bilinen adıyla Avicenna; bir doktor, asro- nom ve yazardı. 240 tanesi günümüze kadar ulaşmış 450 civarında eser kaleme almıştır. Ibn-i Sina, felsefe alanında sorulan temel soru üzerinde kafa yordu: Varlığımızın doğası nedir? İbn-i Sina hakikat arayışı yolunda Sokrates, Platon ve Aristoteles'in eserlerinden alıntılar yaptı. Bu durum dönemin bazı yöneticilerinin hoşuna gitmese de o, eleştirilere pek kulak asmadı. Ardından tipla hiç ilgisi olmayan ama oldukça yanıltıcı bir adı olan Şifa Kitabı'nı yazdı. Ama yine de İbn-i Sina bir doktor olarak hatırlanıyor çünkü o, Avrupa'da yaklaşık bin yıl sonra varlığından söz edilecek mikropların özelliklerini de anlattığı Tibbin Kanunu adlı beş ciltlik ansiklopedinin yazarıdır. Bu kitap 18. yüzyıla kadar dünyanın önemli okullarında temel ders kitabı olarak okutulmuştur. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi Şifa Kitabı'nda yer alan bölüm başlıklarından biri olamaz? A) İki bilinmeyenli denklemlerin çözümü B Hastalık yapan mikroplar ve korunma yolları C) Varlık nedir ve özellikleri nelerdir DY Ay'ın hareketleri ve ay takvimi E) Müziğin insanın ruhsal durumuna etkisi dokto astronom 1320 ed 36. Yazar ve yazılar y görünü- ürünü H yapaca cak gü kalıyc anlay yana yazı onur say Bu tire ol A
ce gelişmedi?
D) Dilde yozlaşmanın temelinde yatan sebepler nelerdir?
E) Özgün bir tarza ve üsluba sahip olmanızda nelerin etkili oldu-
ğunu anlatır mısınız?
22. Yaptığım heykelleri hep yaşamımla özdeşleştirdim. Elbette bu çok
yeni bir durum değil çoğu sanatçının yaptığı gibi. Eski sergilerde
ve işlerde, söylemlerim hep kendi hayatımdan parçalardı. Tabi bu
durum megalomanca bir yapı olarak algılanmasın. Her zaman birden
bütüne anlayışını benimsedim. Benim sorunumun hayatın herhangi
bir yerinde birinin daha sorunu olabileceğine inandım. Sanırım işler-
deki birimlerden oluşan ve bütüne giden yapılar da bu doğrultuda
ortaya çıktı. Son dönem işlerimde de gene hayatımla doğru orantılı
yeni bir başlangıç yaşadım. Hayatı, iki tarafından da yaşayan işler
yaptım; bir tarafı kaygan daha özgürken diğer tarafı daha düzenli ve
sistematik katmanlardan oluşmaktaydı. "Hayatı bir yana bırakalım,
bu işler üzerinde yeni olan neydi?" derseniz kendi içinde sınırlarını
zorlayan boyutlarda bazı işler meydana geldi.
Bu parçadan hareketle heykeller ile ilgili aşağıdakilerden han-
gisine ulaşılamaz?
A) Kendine özgü bir yapım aşamasına sahiptir.
B) Sanatçının beklentilerinin ürünüdür.
C) Parçalardan bütüne giden bir yapısı vardır.
D) Oluşturulduğu zamanın izlerini taşır.
E Sanatçı hayatıyla bir bağ kurmaktadır.
TYT/P4 Deneme (A Serisi)
ro
oh
C
24.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ce gelişmedi? D) Dilde yozlaşmanın temelinde yatan sebepler nelerdir? E) Özgün bir tarza ve üsluba sahip olmanızda nelerin etkili oldu- ğunu anlatır mısınız? 22. Yaptığım heykelleri hep yaşamımla özdeşleştirdim. Elbette bu çok yeni bir durum değil çoğu sanatçının yaptığı gibi. Eski sergilerde ve işlerde, söylemlerim hep kendi hayatımdan parçalardı. Tabi bu durum megalomanca bir yapı olarak algılanmasın. Her zaman birden bütüne anlayışını benimsedim. Benim sorunumun hayatın herhangi bir yerinde birinin daha sorunu olabileceğine inandım. Sanırım işler- deki birimlerden oluşan ve bütüne giden yapılar da bu doğrultuda ortaya çıktı. Son dönem işlerimde de gene hayatımla doğru orantılı yeni bir başlangıç yaşadım. Hayatı, iki tarafından da yaşayan işler yaptım; bir tarafı kaygan daha özgürken diğer tarafı daha düzenli ve sistematik katmanlardan oluşmaktaydı. "Hayatı bir yana bırakalım, bu işler üzerinde yeni olan neydi?" derseniz kendi içinde sınırlarını zorlayan boyutlarda bazı işler meydana geldi. Bu parçadan hareketle heykeller ile ilgili aşağıdakilerden han- gisine ulaşılamaz? A) Kendine özgü bir yapım aşamasına sahiptir. B) Sanatçının beklentilerinin ürünüdür. C) Parçalardan bütüne giden bir yapısı vardır. D) Oluşturulduğu zamanın izlerini taşır. E Sanatçı hayatıyla bir bağ kurmaktadır. TYT/P4 Deneme (A Serisi) ro oh C 24.
RA BULEREN
3. (1) Bildiklerini anlat ama asla insanlara akıl vermeye kalk-
ma. (II) Anlatılanları iyi dinle ama hepsini doğru sanma.
(III) Sessiz kalmak, bir şey bilmediğin anlamına gelmez,
çok konuşmak da çok şey bildiğini göstermez. (IV) Herkesi
kendine eşit gör; her kim olursa olsun bir insanı küçümse-
mek akılsızlık, çok büyük görmek ise korkaklıktır. (V) Ce-
saret, akıldan gelirse cesarettir; bilgisizlikten gelirse ceha-
lettir.
Bu parçadaki cümlelere ilişkin aşağıda verilenlerden
hangisi yanlıştır?
AI. cümlede nasihat verilmemesi istenmektedir.
B) II. cümlede söylenenleri olduğu gibi kabul etmemek
gerektiği belirtilmiştir.
C) III. cümlede bilenlerin susmasının bilmeyenleri cesaret-
lendirdiğine vurgu yapılmıştır.
D) IV. cümlede insanları hor görmenin de yüceltmenin de
yanlışlığı dile getirilmiştir.
E) V. cümlede bilgisiz ve akılsız bir insanın ataklığının
gerçek anlamda cesaret olmadığına dikkat çekilmiştir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
RA BULEREN 3. (1) Bildiklerini anlat ama asla insanlara akıl vermeye kalk- ma. (II) Anlatılanları iyi dinle ama hepsini doğru sanma. (III) Sessiz kalmak, bir şey bilmediğin anlamına gelmez, çok konuşmak da çok şey bildiğini göstermez. (IV) Herkesi kendine eşit gör; her kim olursa olsun bir insanı küçümse- mek akılsızlık, çok büyük görmek ise korkaklıktır. (V) Ce- saret, akıldan gelirse cesarettir; bilgisizlikten gelirse ceha- lettir. Bu parçadaki cümlelere ilişkin aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? AI. cümlede nasihat verilmemesi istenmektedir. B) II. cümlede söylenenleri olduğu gibi kabul etmemek gerektiği belirtilmiştir. C) III. cümlede bilenlerin susmasının bilmeyenleri cesaret- lendirdiğine vurgu yapılmıştır. D) IV. cümlede insanları hor görmenin de yüceltmenin de yanlışlığı dile getirilmiştir. E) V. cümlede bilgisiz ve akılsız bir insanın ataklığının gerçek anlamda cesaret olmadığına dikkat çekilmiştir.
29. Ülkemiz meyve yetiştiriciliğinde dünya tarımında yeni teknik
ve teknolojinin gelişmediği dönemlerde ihracatçı ülke konu-
mundayken bugün fındık, Antep fıstığı, elma, üzüm ve porta-
kal gibi belli başlı meyvelerin dışında neredeyse ithalatçı po-
zisyonuna gelmiştir. Bu durum; Türkiye'nin, birim alandan alı-
nan pazarlanabilir ürün miktarını artıracak önlemleri alma zo-
runluluğunu ortaya koymaktadır. Bunun için de meyve yetiş-
tiriciliğinde, sınıflamada, muhafazada, taşıma ve pazarlamada
modernizasyona gidilmesi zorunludur. Meyve üreticileri, tüm
bölgelerin ekolojik avantajlarını ve dezavantajlarını tespit ede-
rek yeni yatırımlar yapmalıdır. Bugünkü durumda çilek, kiraz,
malay
Cermend halt ING
turunçgiller tarımında uygulanan teknikler, bu konuda geliş-
SCHO
miş ülkelerle yarışabilecek durumdadır. Elma, badem, ceviz ve
Antep fıstığı tarımındaki gelişmeler de memnunluk vericidir.
son
SVET
TERESS
CREOMMAMUN
M
Bu parçadan hareketle "Türkiye'deki meyve yetiştiriciliği" ile
toare puber's PadARTO LUN
ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A Yatırım yapılacak yeni meyve türlerinin belirlenmesi ge-
rekmektedir.
APULTOR
BY Tarımdaki teknolojik gelişmeler, Türkiye'nin aleyhine so-
nuçlar doğurmuştur.
Dojist
Lojistik ve satış noktasında çağın koşullarına göre hareket
edilmelidir.
Belli meyvelerdeki üretim modeli istenen düzeydedir.
E) Üretimde ekonomik verimliliğin artırılması için çalışmalar
yapılmalıdır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
29. Ülkemiz meyve yetiştiriciliğinde dünya tarımında yeni teknik ve teknolojinin gelişmediği dönemlerde ihracatçı ülke konu- mundayken bugün fındık, Antep fıstığı, elma, üzüm ve porta- kal gibi belli başlı meyvelerin dışında neredeyse ithalatçı po- zisyonuna gelmiştir. Bu durum; Türkiye'nin, birim alandan alı- nan pazarlanabilir ürün miktarını artıracak önlemleri alma zo- runluluğunu ortaya koymaktadır. Bunun için de meyve yetiş- tiriciliğinde, sınıflamada, muhafazada, taşıma ve pazarlamada modernizasyona gidilmesi zorunludur. Meyve üreticileri, tüm bölgelerin ekolojik avantajlarını ve dezavantajlarını tespit ede- rek yeni yatırımlar yapmalıdır. Bugünkü durumda çilek, kiraz, malay Cermend halt ING turunçgiller tarımında uygulanan teknikler, bu konuda geliş- SCHO miş ülkelerle yarışabilecek durumdadır. Elma, badem, ceviz ve Antep fıstığı tarımındaki gelişmeler de memnunluk vericidir. son SVET TERESS CREOMMAMUN M Bu parçadan hareketle "Türkiye'deki meyve yetiştiriciliği" ile toare puber's PadARTO LUN ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A Yatırım yapılacak yeni meyve türlerinin belirlenmesi ge- rekmektedir. APULTOR BY Tarımdaki teknolojik gelişmeler, Türkiye'nin aleyhine so- nuçlar doğurmuştur. Dojist Lojistik ve satış noktasında çağın koşullarına göre hareket edilmelidir. Belli meyvelerdeki üretim modeli istenen düzeydedir. E) Üretimde ekonomik verimliliğin artırılması için çalışmalar yapılmalıdır.
26
C
OZDEBİR
YAYINLARI
1970'ler Amerikan müziğinin altın çağıydı. Amerikan müziği
çeşitli tarzlarıyla tüm dünyayı kasıp kavuruyordu. İngilizce şar-
kılardan çok etkilenen bir isim de İtalyan şarkıcı Adriano Ce-
lentano'ydu. Prisencolinensinainciusol adlı enerjik şarkısını
Amerikan soft rock stiliyle üreten Celentano, şarkı sözlerini
ana dili İngilizce olanlara bile İngilizce gibi duyulan ama as-
linda hiçbir anlam ifade etmeyen seslerden oluşturdu. 1972'de
piyasaya sürülen şarkı sadece birkaç yıl içinde Avrupa listele-
rinin zirvesine oturdu. Neredeyse herkes Celentano'nun kayıt
alırken uydurduğu Amerikan aksanlı şarkının gerçekten İngi-
lizce olduğunu düşündü. Aslında şarkıda geçen tek İngilizce
kelime "all right (hayhay)" sözüydü.
Bu parçada sözü edilen sanatçı, bu eylemiyle aşağıdakiler-
den hangisini amaçlamış olabilir?
28. Gaz
W
AM
A Müziğin evrensel dilinden yararlanarak geniş kitlelere me-
saj vermek
BMüziğin sunduğu anlatım olanaklarını kullanan sanatçıla-
rın, tüm dünyada kabul göreceğini ortaya koymak
SANTA TERESAVING
Müzikte asıl olanın, kulağa hoş gelen bir ses düzeni oluş-
turmak olduğunu göstermek
D) Müzikte melodinin tek başına yeterli bir unsur olmadığını
göstermek
Kaliteli müziğin hangi dilde oluşturulursa oluşturulsun,
gerçek değerini bir gün bulacağını ispat etmek
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
26 C OZDEBİR YAYINLARI 1970'ler Amerikan müziğinin altın çağıydı. Amerikan müziği çeşitli tarzlarıyla tüm dünyayı kasıp kavuruyordu. İngilizce şar- kılardan çok etkilenen bir isim de İtalyan şarkıcı Adriano Ce- lentano'ydu. Prisencolinensinainciusol adlı enerjik şarkısını Amerikan soft rock stiliyle üreten Celentano, şarkı sözlerini ana dili İngilizce olanlara bile İngilizce gibi duyulan ama as- linda hiçbir anlam ifade etmeyen seslerden oluşturdu. 1972'de piyasaya sürülen şarkı sadece birkaç yıl içinde Avrupa listele- rinin zirvesine oturdu. Neredeyse herkes Celentano'nun kayıt alırken uydurduğu Amerikan aksanlı şarkının gerçekten İngi- lizce olduğunu düşündü. Aslında şarkıda geçen tek İngilizce kelime "all right (hayhay)" sözüydü. Bu parçada sözü edilen sanatçı, bu eylemiyle aşağıdakiler- den hangisini amaçlamış olabilir? 28. Gaz W AM A Müziğin evrensel dilinden yararlanarak geniş kitlelere me- saj vermek BMüziğin sunduğu anlatım olanaklarını kullanan sanatçıla- rın, tüm dünyada kabul göreceğini ortaya koymak SANTA TERESAVING Müzikte asıl olanın, kulağa hoş gelen bir ses düzeni oluş- turmak olduğunu göstermek D) Müzikte melodinin tek başına yeterli bir unsur olmadığını göstermek Kaliteli müziğin hangi dilde oluşturulursa oluşturulsun, gerçek değerini bir gün bulacağını ispat etmek
nti
Afyonkarahisar Il Milli Eğitim Müdürlüğü Ölçme Değerlendirme Merkezi
Türkçe - B
33-34. sorulan aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Muhatabı yerli veya yabancı kim olursa olsun
Türkçenin öğretilmesi amacıyla yazılan ilk eser
olarak Kaşgarlı Mahmut'un Divanu Lugati't-Türk adli
eserini kabul etmek gerekir. Çünkü Türkçenin bir
devlet ve millet dili olarak kurallarının tespit edildiği
ve öğretim amacıyla yazılan gramer nitelikli ilk eser
Divanu Lugati't-Türk'tür. Kaşgarlı Mahmut, Araplara
gelişmiş bir bilim, kültür ve edebiyat dili halini almış
olan Türkçeyi öğretmek amacıyla Bağdat'ta 8624
kelimenin yer aldığı Divânu Lugati't-Türk adlı eserini
Arap alfabesiyle yazmıştır. Divânu Lugâti't-Türk'ün
Türkçenin zenginliğini ispat eden; Araplara da
Türkçeyi öğretmeyi amaçlayan üstün bir eser olarak
ortaya konulması, dil öğretimi ve dil şuuru açısından
oldukça önemlidir.
33. Bu parçada verilenlerden hareketle Dîvânu
Lugâti't-Türk ile ilgili aşağıdakilerden hangisine
ulaşılamaz?
A) Başka milletlerin kullanımı için de yazılmıştır.
B Eser, Türk dilinin öğretimiyle ilgili ilk eserdir.
Eserde sözcüklerin yanında Türk dilinin kuralları
vardır.-
D) Eserin hangi alfabe ile yazıldığı bilgisine yer
verilmiştir.
E) Eserin ne zaman yazıldığı ile ilgili bilgi
bulunmaktadır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
nti Afyonkarahisar Il Milli Eğitim Müdürlüğü Ölçme Değerlendirme Merkezi Türkçe - B 33-34. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Muhatabı yerli veya yabancı kim olursa olsun Türkçenin öğretilmesi amacıyla yazılan ilk eser olarak Kaşgarlı Mahmut'un Divanu Lugati't-Türk adli eserini kabul etmek gerekir. Çünkü Türkçenin bir devlet ve millet dili olarak kurallarının tespit edildiği ve öğretim amacıyla yazılan gramer nitelikli ilk eser Divanu Lugati't-Türk'tür. Kaşgarlı Mahmut, Araplara gelişmiş bir bilim, kültür ve edebiyat dili halini almış olan Türkçeyi öğretmek amacıyla Bağdat'ta 8624 kelimenin yer aldığı Divânu Lugati't-Türk adlı eserini Arap alfabesiyle yazmıştır. Divânu Lugâti't-Türk'ün Türkçenin zenginliğini ispat eden; Araplara da Türkçeyi öğretmeyi amaçlayan üstün bir eser olarak ortaya konulması, dil öğretimi ve dil şuuru açısından oldukça önemlidir. 33. Bu parçada verilenlerden hareketle Dîvânu Lugâti't-Türk ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Başka milletlerin kullanımı için de yazılmıştır. B Eser, Türk dilinin öğretimiyle ilgili ilk eserdir. Eserde sözcüklerin yanında Türk dilinin kuralları vardır.- D) Eserin hangi alfabe ile yazıldığı bilgisine yer verilmiştir. E) Eserin ne zaman yazıldığı ile ilgili bilgi bulunmaktadır.
lere
oktan
ndük-
dürme
Yanıt Yayınlanı
e geçen
ler-inn
çülmüş-
p duran,
atlerine
gileri bir-
C) II ve V
sahil kıyısından bir ev ala
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangish
anlatım bozukluğu vardır?
-B) 11 C) III
A) I
100
D) IV
20. Zaman yolculuğundan surları, tekneleri ve denize kafa
tutan insanlarıyla çıkmayı başaran Sinop'un merkezinde
bazen mitolojiden bir esere, bazen Osmanlı Dönemi'nden
bir yapıya, bazen ise Diyojen'in hatıralarından bir parçaya
rastlıyorsunuz. Trafik ışıklarının on sekiz senedir kullanıl-
madığı şehirde, trafik akışının idaresini saygı ve hoşgörü
üstlenmiş. Şehir merkezine inen yolda ilerlerken karşıma
elinde feneriyle "dürüst adam" arayan ve Büyük İsken-
der'e "Gölge etme başka ihsan istemem." diyen Sinoplu 22.
Diyojen'in heykeli çıkıyor. Heykelin arkasında şehri çeviren
surların bir bölümü yer alıyor, yok olan kısmını dalgalar
ve fırtına alıp götürmüş. Bu kalıntılar Sinop'un tarihî giriş
kapılarıymış ama günümüzde sadece Kumkapı ve Lonca
Kapısı ayakta kalabilmiş. Tarihî Sinop Cezaevi de bu alanda,
Lonca Kapısı'nın hemen karşısında yer alıyor.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
Deyimler kullanılmıştır.
Devrik cümlelerle anlatım doğallaştırılmıştır.
C) Kişileştirme yapılmıştır.
DY Doğrudan anlatıma yer verilmiştir.
E) Betimleyici bir yol izlenmiştir.
V
DENEME-7
E
b
d
di
ya
kil
Bö
ma
A)
TURKCE
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
lere oktan ndük- dürme Yanıt Yayınlanı e geçen ler-inn çülmüş- p duran, atlerine gileri bir- C) II ve V sahil kıyısından bir ev ala Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangish anlatım bozukluğu vardır? -B) 11 C) III A) I 100 D) IV 20. Zaman yolculuğundan surları, tekneleri ve denize kafa tutan insanlarıyla çıkmayı başaran Sinop'un merkezinde bazen mitolojiden bir esere, bazen Osmanlı Dönemi'nden bir yapıya, bazen ise Diyojen'in hatıralarından bir parçaya rastlıyorsunuz. Trafik ışıklarının on sekiz senedir kullanıl- madığı şehirde, trafik akışının idaresini saygı ve hoşgörü üstlenmiş. Şehir merkezine inen yolda ilerlerken karşıma elinde feneriyle "dürüst adam" arayan ve Büyük İsken- der'e "Gölge etme başka ihsan istemem." diyen Sinoplu 22. Diyojen'in heykeli çıkıyor. Heykelin arkasında şehri çeviren surların bir bölümü yer alıyor, yok olan kısmını dalgalar ve fırtına alıp götürmüş. Bu kalıntılar Sinop'un tarihî giriş kapılarıymış ama günümüzde sadece Kumkapı ve Lonca Kapısı ayakta kalabilmiş. Tarihî Sinop Cezaevi de bu alanda, Lonca Kapısı'nın hemen karşısında yer alıyor. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? Deyimler kullanılmıştır. Devrik cümlelerle anlatım doğallaştırılmıştır. C) Kişileştirme yapılmıştır. DY Doğrudan anlatıma yer verilmiştir. E) Betimleyici bir yol izlenmiştir. V DENEME-7 E b d di ya kil Bö ma A) TURKCE
14. Yapılan bir araştırmada, hem sera gazı salımlarını azalt-
maya hem de iklim değişiminin etkilerine hazırlıklı olmaya
yönelik eylemler hızla hayata geçirilmez ise 2100 itibarıyla
denizlerin yükselmesinin ülkelerin gayrisafi yurt içi hasılala-
rında yıllık olarak %4'ün üzerinde kayıplara yol açabileceğine
işaret eden sonuçlar elde edildi. Araştırmada, eğer ülkeler
sera gazı salımlarını küresel sıcaklığın 2°C'den fazla artma-
sına engel olmaya yetecek kadar düşürür ancak yükselen
deniz seviyelerine hazırlıklı olmaya yönelik hiçbir şey yap-
mazsa bunun yıllık maliyetinin 2100 itibarıyla yıllık olarak
GSYH'lerin %3'ünü aşacağı tahmin edilirken eğer ülkeler
bir yandan salımlarını azaltıp bir yandan da denizlerin yük-
selmesine yönelik hazırlık yaparsa bu kayıpların GSYH'lerin
0,4'üyle sınırlı kalabileceği öngörüldü.
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söy-
lenemez?
A) Terim anlamda kullanılmış birden çok sözcük vardır.
B) Sayısal verilere yer verilmiştir.
Varsayım anlamı taşıyan bir ifade kullanılmıştı
b) Bilgi verme amacıyla kaleme alınmış bir metindir.
(E) Sözcükler mecaz ve çağrışımlardan uzak şekilde kullanıl-
mıştır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
14. Yapılan bir araştırmada, hem sera gazı salımlarını azalt- maya hem de iklim değişiminin etkilerine hazırlıklı olmaya yönelik eylemler hızla hayata geçirilmez ise 2100 itibarıyla denizlerin yükselmesinin ülkelerin gayrisafi yurt içi hasılala- rında yıllık olarak %4'ün üzerinde kayıplara yol açabileceğine işaret eden sonuçlar elde edildi. Araştırmada, eğer ülkeler sera gazı salımlarını küresel sıcaklığın 2°C'den fazla artma- sına engel olmaya yetecek kadar düşürür ancak yükselen deniz seviyelerine hazırlıklı olmaya yönelik hiçbir şey yap- mazsa bunun yıllık maliyetinin 2100 itibarıyla yıllık olarak GSYH'lerin %3'ünü aşacağı tahmin edilirken eğer ülkeler bir yandan salımlarını azaltıp bir yandan da denizlerin yük- selmesine yönelik hazırlık yaparsa bu kayıpların GSYH'lerin 0,4'üyle sınırlı kalabileceği öngörüldü. Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söy- lenemez? A) Terim anlamda kullanılmış birden çok sözcük vardır. B) Sayısal verilere yer verilmiştir. Varsayım anlamı taşıyan bir ifade kullanılmıştı b) Bilgi verme amacıyla kaleme alınmış bir metindir. (E) Sözcükler mecaz ve çağrışımlardan uzak şekilde kullanıl- mıştır.
Afyonkarahisar ÖDM/TYT - Mart 2023
35. Metafor kelimesi, eski Yunanca bir sözcüktür. Meta
öte, pherin ise taşımak kelimelerinin birleşmesiyle
oluşur ve "bir şeyi başka bir şey ile anlatmak"
anlamında kullanılır. Metaforlar tanıdık olmadığımız
nesneleri bilindik nesneler yardımıyla açıklamamızı
sağlayarak öğrenmeye yardımcı olurlar. Lakoff
ve Johnson metaforun insanlar tarafından,
günlük hayatta herhangi bir akıl yürütmeye gerek
duymadan kullanıldığını ve günlük hayatta kullanılan
sıradan birçok eylemin, aslında metaforik yapılar
olduğunu tespit etmişlerdir. Çalışmalarında ayrıca
metaforun, tam anlamıyla kavrayamadığımız şeyleri,
yaşam tecrübelerimizi, duygularımızı ve ruhsal
yansımalarımızı kısmen anlamaya çalışmanın en
önemli araçlarından biri olduğu ortaya çıkarılmıştır.
Bu parçaya göre metaforla ilgili hangisi
söylenemez?
A) Insanlar farkına varmadan metaforlardan
faydalanırlar.
B) Metafor kelimesi iki kelimenin birleşmesiyle
oluşmuştur.
C) Bilinenden hareketle bilinmeyeni açıklamaya
yarar.
Di dünyamızı anlamlandırmada metaforlar bir
araç değildir.
E) Soyut kavramları, tecrübe edindiklerimizle
anlatmada kullanırız.
36. Şahada öğrencilerin ideal ders çalışma ve
öğretmenlerin ise ideal ders işleme yöntemlerini
dolayısıyla
objektif ölçme aracı tent
belirleyebilecek yegâne kuvvet, hâlih
37. Dirse
bir alt
Üstün
açtı,
söyle
penc
Afyonkarahisar Milli Eğitim Müdürlüğü Ölçme Değerlendirme Merkezi
Bu F
A) I
B) E
C)
D)
E)
38.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Afyonkarahisar ÖDM/TYT - Mart 2023 35. Metafor kelimesi, eski Yunanca bir sözcüktür. Meta öte, pherin ise taşımak kelimelerinin birleşmesiyle oluşur ve "bir şeyi başka bir şey ile anlatmak" anlamında kullanılır. Metaforlar tanıdık olmadığımız nesneleri bilindik nesneler yardımıyla açıklamamızı sağlayarak öğrenmeye yardımcı olurlar. Lakoff ve Johnson metaforun insanlar tarafından, günlük hayatta herhangi bir akıl yürütmeye gerek duymadan kullanıldığını ve günlük hayatta kullanılan sıradan birçok eylemin, aslında metaforik yapılar olduğunu tespit etmişlerdir. Çalışmalarında ayrıca metaforun, tam anlamıyla kavrayamadığımız şeyleri, yaşam tecrübelerimizi, duygularımızı ve ruhsal yansımalarımızı kısmen anlamaya çalışmanın en önemli araçlarından biri olduğu ortaya çıkarılmıştır. Bu parçaya göre metaforla ilgili hangisi söylenemez? A) Insanlar farkına varmadan metaforlardan faydalanırlar. B) Metafor kelimesi iki kelimenin birleşmesiyle oluşmuştur. C) Bilinenden hareketle bilinmeyeni açıklamaya yarar. Di dünyamızı anlamlandırmada metaforlar bir araç değildir. E) Soyut kavramları, tecrübe edindiklerimizle anlatmada kullanırız. 36. Şahada öğrencilerin ideal ders çalışma ve öğretmenlerin ise ideal ders işleme yöntemlerini dolayısıyla objektif ölçme aracı tent belirleyebilecek yegâne kuvvet, hâlih 37. Dirse bir alt Üstün açtı, söyle penc Afyonkarahisar Milli Eğitim Müdürlüğü Ölçme Değerlendirme Merkezi Bu F A) I B) E C) D) E) 38.
ek kadar ile-
Avrupa'da
tmadaki ilk
dan esinle-
masina en-
kendi seç
eredeyse
dan yarar-
ok biçim-
miştir.
yararla-
biçim-
n bu-
bo-
Ortan
Metin
TEMEL YETERLİLİK TESTİ
33. Aşağıdakilerden hangisi "İnsanları değerlendirirken, genel
geçer yargılardan sıyrılıp duruma onların gözüyle bakmak
gerekir." düşüncesine uzak düşmektedir?
A) Dışarıdan bakıldığında yanlış bulunan kimi davranışlar, o
davranışı ortaya koyan kişinin açısından bakıldığında yan-
liş bulunmayabilir. Hepimiz başkalarını kendi süzgecimiz-
den geçirerek değerlendirdiğimiz için onu bizim doğrula-
rımızla ölçer, tartarız. Peki bizim terazimizin doğru tarttığını
nereden biliyoruz?
B) Bir Kızılderili atasözü şöyle der: "Komşun hakkında hü-
küm vermeden önce, iki ay onun pabuçlarıyla yürü." Biz
buna bugun empati diyoruz. Bir kişiyi değerlendirirken
kendimizi onun yerine koyarak yargılamalarda bulunma-
lıyız. Hiçbir davranış kişinin içinde bulunduğu sosyolojik
ve psikolojik durumdan bağımsız değildir.
C) Bir genç, eczaneden ilaç çalarken yakalanınca gören her-
kes onu kınamış. Olay mahalline gelen polis, genci sor-
guladığında genç, annesinin çok hasta olduğunu, eğer
bu ilac içmezse ölebileceğini, parası olmadığı için de bu
yola başvurduğunu söyleyince etrafındakiler gözyaşları
içinde ger i savunmaya, ilaç parasını verip özgür kalma-
sını sağlamaya çalışmış. İşte böyledir, kimi zaman hırsız-
lık bile, onu yapan kişinin yerine kendimizi koyduğumuz-
da masum bir eylem olarak görülebilir.
D) Doğrular kişilere göre değişir mi? Asırlardır tartışılan bu
soruya evet diyenler de var, hayır diyenler de. Oysa kötü
bir davranış nerede olsa kötüdür. İçinde bulunulan duru-
Brumun onu iyi göstermesi tamamen yanılsamadır. Kötü bir
davranışı, onu gerçekleştiren kişinin gözünden bakıp iyi
gibi göreceksek doğruyu nasıl bulacağız? İyinin de kötü-
nün de ölçüsü bellidir ve nereden bakarsak bakalım so-
nuç değişmez.
E) Sosyoloji ve psikolojinin doğruları matematikteki ve fizik-
teki doğrular gibi tek değildir, görecelidir. Kimi koşullar al-
tinda doğru dediğimiz davranışlar başka koşullar altında
yanlış olabilir. Bu durum sosyoloji ve psikolojiyi bilimsel
olmaktan çıkarır mı? Elbette ki hayır! Eğer insanı açıkla-
maya çalışıyorsak, insan sayısı kadar doğrunun olabile-
ceğini göz ardı etmemeliyiz. Yargıladığımız kişinin pen-
ceresinden bakınca yanlış görülenin kolayca doğruya
evrilmesi pek de şaşılacak bir durum olmaz.
3
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ek kadar ile- Avrupa'da tmadaki ilk dan esinle- masina en- kendi seç eredeyse dan yarar- ok biçim- miştir. yararla- biçim- n bu- bo- Ortan Metin TEMEL YETERLİLİK TESTİ 33. Aşağıdakilerden hangisi "İnsanları değerlendirirken, genel geçer yargılardan sıyrılıp duruma onların gözüyle bakmak gerekir." düşüncesine uzak düşmektedir? A) Dışarıdan bakıldığında yanlış bulunan kimi davranışlar, o davranışı ortaya koyan kişinin açısından bakıldığında yan- liş bulunmayabilir. Hepimiz başkalarını kendi süzgecimiz- den geçirerek değerlendirdiğimiz için onu bizim doğrula- rımızla ölçer, tartarız. Peki bizim terazimizin doğru tarttığını nereden biliyoruz? B) Bir Kızılderili atasözü şöyle der: "Komşun hakkında hü- küm vermeden önce, iki ay onun pabuçlarıyla yürü." Biz buna bugun empati diyoruz. Bir kişiyi değerlendirirken kendimizi onun yerine koyarak yargılamalarda bulunma- lıyız. Hiçbir davranış kişinin içinde bulunduğu sosyolojik ve psikolojik durumdan bağımsız değildir. C) Bir genç, eczaneden ilaç çalarken yakalanınca gören her- kes onu kınamış. Olay mahalline gelen polis, genci sor- guladığında genç, annesinin çok hasta olduğunu, eğer bu ilac içmezse ölebileceğini, parası olmadığı için de bu yola başvurduğunu söyleyince etrafındakiler gözyaşları içinde ger i savunmaya, ilaç parasını verip özgür kalma- sını sağlamaya çalışmış. İşte böyledir, kimi zaman hırsız- lık bile, onu yapan kişinin yerine kendimizi koyduğumuz- da masum bir eylem olarak görülebilir. D) Doğrular kişilere göre değişir mi? Asırlardır tartışılan bu soruya evet diyenler de var, hayır diyenler de. Oysa kötü bir davranış nerede olsa kötüdür. İçinde bulunulan duru- Brumun onu iyi göstermesi tamamen yanılsamadır. Kötü bir davranışı, onu gerçekleştiren kişinin gözünden bakıp iyi gibi göreceksek doğruyu nasıl bulacağız? İyinin de kötü- nün de ölçüsü bellidir ve nereden bakarsak bakalım so- nuç değişmez. E) Sosyoloji ve psikolojinin doğruları matematikteki ve fizik- teki doğrular gibi tek değildir, görecelidir. Kimi koşullar al- tinda doğru dediğimiz davranışlar başka koşullar altında yanlış olabilir. Bu durum sosyoloji ve psikolojiyi bilimsel olmaktan çıkarır mı? Elbette ki hayır! Eğer insanı açıkla- maya çalışıyorsak, insan sayısı kadar doğrunun olabile- ceğini göz ardı etmemeliyiz. Yargıladığımız kişinin pen- ceresinden bakınca yanlış görülenin kolayca doğruya evrilmesi pek de şaşılacak bir durum olmaz. 3
çok değer-
irçok cep-
m boyun-
var. Daha
emeyi öğ-
iştim. En
Flere "ha-
nemlisi,
nize ina-
k, ham
büyük
erden
B
23. Son dönemde yapılan yapılara bakınca modern mimarinin
insana ve varlığa yabancılığını, bu yabancılıktaki gururu fark
ettim. Sanıyorum bu fark edişle birlikte insan-mekân ilişkisi-
ne öykülerimde daha çok eğilmeye başlamıştım, Artık benim
için ev, sadece bir barınak; şehir, sadece bir yerleşim birimi
el değildi. Ev ve şehir bağlamında yazdığım öykülerin sayısı art-
tıkça yolum felsefeye daha çok düşer oldu ve felsefeyle ara-
mi hiç açmadım.
Bu parçada yazar aşağıdakilerden hangisine açıklık ge-
tirmiştir?
A) Bir öykücü olarak felsefeyle neden yakından ilgilendiğine
B) Öykülerinde kendisi için nelerin esin kaynağı olduğuna
C) Diğer sanat dallarıyla uğraşmaya nasıl başladığına
D) Öykülerinde insan-mekân ilişkisinin ne derece önemli ol-
duğuna
E) Öyküleriyle okurlarında farkındalık duygusu oluşturmak
isteyip istemediğine
TEM
25. Tica
lar
rin
me
sal
kar
ne
da.
nir
bir
da
ta
B
g
A
E
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
çok değer- irçok cep- m boyun- var. Daha emeyi öğ- iştim. En Flere "ha- nemlisi, nize ina- k, ham büyük erden B 23. Son dönemde yapılan yapılara bakınca modern mimarinin insana ve varlığa yabancılığını, bu yabancılıktaki gururu fark ettim. Sanıyorum bu fark edişle birlikte insan-mekân ilişkisi- ne öykülerimde daha çok eğilmeye başlamıştım, Artık benim için ev, sadece bir barınak; şehir, sadece bir yerleşim birimi el değildi. Ev ve şehir bağlamında yazdığım öykülerin sayısı art- tıkça yolum felsefeye daha çok düşer oldu ve felsefeyle ara- mi hiç açmadım. Bu parçada yazar aşağıdakilerden hangisine açıklık ge- tirmiştir? A) Bir öykücü olarak felsefeyle neden yakından ilgilendiğine B) Öykülerinde kendisi için nelerin esin kaynağı olduğuna C) Diğer sanat dallarıyla uğraşmaya nasıl başladığına D) Öykülerinde insan-mekân ilişkisinin ne derece önemli ol- duğuna E) Öyküleriyle okurlarında farkındalık duygusu oluşturmak isteyip istemediğine TEM 25. Tica lar rin me sal kar ne da. nir bir da ta B g A E
erde neler yaşayacağı hakkında
bilgisinin olmaması
E) Yaşadığı yerde tek başına yaşamanın verdiği
hazzı bırakamaması
32. Merak; varlıkları anlamaya, öğrenmeye yönelik
düşünme duyarlılığı, inceliğidir. Bir başka ifadeyle
insana bahşedilmiş düşünme kabiliyetinin zekâtıdır.
Eğitimin amacı; kırkmerak yani çok meraklı, her şeyi
anlamak isteyen öğrenciler yetiştirmektir. Dolayısıyla
eğitim sistemi, merak sistemi üzerine kurulmalıdır.
Yaratılış kodlarında var olan merak yetisi sayesinde
ve öğretmeni rehberliğinde merak sistemine dâhil olan
bir öğrenci öğretmene hiçbir zaman bağımlı olmaz,
kalmaz. Formal eğitimin nihai amacı da öğretmene
bağımlı olmayan öğrenciler yetiştirmektir.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine
ulaşılabilir? (f
A) Merak, varlıkları anlamaya yönelik bilimsel bir
duyarlılıktır.
B) Eğitimin temel amacı çok meraklı, her şeyi
anlamaya çalışan bireyler yetiştirmektir.
e) Merak, doğuştan gelmez yani her insanın
yaratılış kodlarında bulunmaz.
Afyonkarahisar Il Milli Eğitim Müdürlüğü Ölçme Değerlendirme Merkezi
D) Eğitimin temel amacı, daima öğretmenin
rehberliğinde hareket eden öğrenciler
yetiştirmektir.
E) Ideal eğitim siteminin temelinde öğretmenler
vardır.
33. Bu
Luc
ula
D
34.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
erde neler yaşayacağı hakkında bilgisinin olmaması E) Yaşadığı yerde tek başına yaşamanın verdiği hazzı bırakamaması 32. Merak; varlıkları anlamaya, öğrenmeye yönelik düşünme duyarlılığı, inceliğidir. Bir başka ifadeyle insana bahşedilmiş düşünme kabiliyetinin zekâtıdır. Eğitimin amacı; kırkmerak yani çok meraklı, her şeyi anlamak isteyen öğrenciler yetiştirmektir. Dolayısıyla eğitim sistemi, merak sistemi üzerine kurulmalıdır. Yaratılış kodlarında var olan merak yetisi sayesinde ve öğretmeni rehberliğinde merak sistemine dâhil olan bir öğrenci öğretmene hiçbir zaman bağımlı olmaz, kalmaz. Formal eğitimin nihai amacı da öğretmene bağımlı olmayan öğrenciler yetiştirmektir. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? (f A) Merak, varlıkları anlamaya yönelik bilimsel bir duyarlılıktır. B) Eğitimin temel amacı çok meraklı, her şeyi anlamaya çalışan bireyler yetiştirmektir. e) Merak, doğuştan gelmez yani her insanın yaratılış kodlarında bulunmaz. Afyonkarahisar Il Milli Eğitim Müdürlüğü Ölçme Değerlendirme Merkezi D) Eğitimin temel amacı, daima öğretmenin rehberliğinde hareket eden öğrenciler yetiştirmektir. E) Ideal eğitim siteminin temelinde öğretmenler vardır. 33. Bu Luc ula D 34.