Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

2.
A) Hükümdar eşlerinin idarede sorumluluk aldığının
B) Hatunların kendilerine ait saraylarının bulunmadığının
C) Toplumda kadın erkek eşitliği olduğunun
D) Hatunların gündelik iş ve faaliyetlerden uzak
tutulduğunun
E) Kurultay toplantılarına Hatun'un katıldığının
t
B
"Sümer zigguratlarının depolarına vergi olarak gelen
ürünlerin çeşitliliği artınca, toplama ve dağıtma
işlemlerinde zorluklarla karşılaşılmıştır. Bu sorunu
çözmek, gelen ürünleri belgelendirmek amacıyla
ürünlere ideogram denilen işaret ve resimler konulmaya
başlanmıştır. Süreç içerisinde ideogramların zaman
kaybına ve karışıklığa yol açtığı görülünce resimlerin
yerine heceleri ifade eden çivi izine benzeyen semboller
kullanılmaya başlanmıştır. Piktogram denilen bu işaretler,
çivi yazısının temelini oluşturmuştur."
Ertuğrul'un tarih dersindeki bu sunumundan
hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine varılamaz?
A) Yazının bürokratik gayelerle de kullanıldığına
B) Çivi yazısının hiyerogliflerin etkisiyle şekillendiğine
C) Toplumsal ihtiyaçların buluşlara zemin hazırladığına
D) Yazının gündelik hayatı kolaylaştırdığına
E) Yazının kavramlardan sembol ve seslere doğru
evrimleştiğine
13
Bu değ
1.
Avru
II. Bat
ll. ala
durum
söyler
A) Yal
+
+
4.
Hal
"Bi
ses
Da
an
se
te
O
Pa
E
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
2. A) Hükümdar eşlerinin idarede sorumluluk aldığının B) Hatunların kendilerine ait saraylarının bulunmadığının C) Toplumda kadın erkek eşitliği olduğunun D) Hatunların gündelik iş ve faaliyetlerden uzak tutulduğunun E) Kurultay toplantılarına Hatun'un katıldığının t B "Sümer zigguratlarının depolarına vergi olarak gelen ürünlerin çeşitliliği artınca, toplama ve dağıtma işlemlerinde zorluklarla karşılaşılmıştır. Bu sorunu çözmek, gelen ürünleri belgelendirmek amacıyla ürünlere ideogram denilen işaret ve resimler konulmaya başlanmıştır. Süreç içerisinde ideogramların zaman kaybına ve karışıklığa yol açtığı görülünce resimlerin yerine heceleri ifade eden çivi izine benzeyen semboller kullanılmaya başlanmıştır. Piktogram denilen bu işaretler, çivi yazısının temelini oluşturmuştur." Ertuğrul'un tarih dersindeki bu sunumundan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine varılamaz? A) Yazının bürokratik gayelerle de kullanıldığına B) Çivi yazısının hiyerogliflerin etkisiyle şekillendiğine C) Toplumsal ihtiyaçların buluşlara zemin hazırladığına D) Yazının gündelik hayatı kolaylaştırdığına E) Yazının kavramlardan sembol ve seslere doğru evrimleştiğine 13 Bu değ 1. Avru II. Bat ll. ala durum söyler A) Yal + + 4. Hal "Bi ses Da an se te O Pa E
B) temizlemesidir - sesidir
C) benimsemesidir - göstergesidir
D) bilmesidir - arkasıdır
E) tazelemesidir - sezgisidir
Hayatla bütünleşmeyi yeterince başaramamış şairlerin, 4.
değişen edebiyat algısı içinde kaybolmama adına sanat
anlayışlarındaki eksikleri dengeleyecek farklı ikmal yolları
bulmaları gerekmektedir. Çağla bütünleşmenin tek yolu
budur.
Bu parçada altı çizili sözü anlamca karşılayabilecek
bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır?
A) Geleneksel şiir kalıplarının içselleştirilmesi için sözün
en ince ayrıntılarına kadar irdelenmesi gerektiğini
düşünüyorum.
B) Hikâyelerimdeki cümle dizilimlerini daha iyi duruma
getirmek için elimden geleni yapacağıma
inanabilirsiniz.
C) Nasıl roman yazılır bilmiyorum ama nasıl gözlem
yapılacağını her sabah evden çıktığımda tatbik
ediyorum.
D) Yaşam, bizim gibi sanatçılar için bir haz sarayı
olmaktan çok öte bir değişkenler bütünüdür.
E) Edebiyat uygulamalarında sergilenen karşılaştırma
biçimleri hem yazar hem de okuyucu için oldukça
olumsuz sonuçlar veriyor.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
B) temizlemesidir - sesidir C) benimsemesidir - göstergesidir D) bilmesidir - arkasıdır E) tazelemesidir - sezgisidir Hayatla bütünleşmeyi yeterince başaramamış şairlerin, 4. değişen edebiyat algısı içinde kaybolmama adına sanat anlayışlarındaki eksikleri dengeleyecek farklı ikmal yolları bulmaları gerekmektedir. Çağla bütünleşmenin tek yolu budur. Bu parçada altı çizili sözü anlamca karşılayabilecek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır? A) Geleneksel şiir kalıplarının içselleştirilmesi için sözün en ince ayrıntılarına kadar irdelenmesi gerektiğini düşünüyorum. B) Hikâyelerimdeki cümle dizilimlerini daha iyi duruma getirmek için elimden geleni yapacağıma inanabilirsiniz. C) Nasıl roman yazılır bilmiyorum ama nasıl gözlem yapılacağını her sabah evden çıktığımda tatbik ediyorum. D) Yaşam, bizim gibi sanatçılar için bir haz sarayı olmaktan çok öte bir değişkenler bütünüdür. E) Edebiyat uygulamalarında sergilenen karşılaştırma biçimleri hem yazar hem de okuyucu için oldukça olumsuz sonuçlar veriyor.
20.) Propolis, adını çok fazla kişinin duymadığı bir üründür.
(Çok bilinmeyen bu ürünün faydaları oldukça fazladır.
Arılar bu maddeyi, aslında kendi kovanlarını korumak
için üretir. (IV) Günümüzde tüm dünyada uzmanlar, arılar ve
arı ürünleri üzerinde tartışmakta ve çalışmalar yapmaktadır.
(V) Sağlık açısından da faydaları tespit edilen propolisin
özellikle son zamanlarda yapılan araştırmalarla birlikte kan-
sere karşı iyi geldiğinin belirlenmesi, bu anlamda en önemli
faydası olarak görülmektedir. (V) Bununla birlikte, boğaz
ağrısına iyi gelmesi, cilt için kullanılması, diş eti rahatsızlık-
larına iyi gelmesi propolisin faydaları arasındadır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşün-
cenin akışını bozmaktadır?
A) II
VV
D) Y
E) VI
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
20.) Propolis, adını çok fazla kişinin duymadığı bir üründür. (Çok bilinmeyen bu ürünün faydaları oldukça fazladır. Arılar bu maddeyi, aslında kendi kovanlarını korumak için üretir. (IV) Günümüzde tüm dünyada uzmanlar, arılar ve arı ürünleri üzerinde tartışmakta ve çalışmalar yapmaktadır. (V) Sağlık açısından da faydaları tespit edilen propolisin özellikle son zamanlarda yapılan araştırmalarla birlikte kan- sere karşı iyi geldiğinin belirlenmesi, bu anlamda en önemli faydası olarak görülmektedir. (V) Bununla birlikte, boğaz ağrısına iyi gelmesi, cilt için kullanılması, diş eti rahatsızlık- larına iyi gelmesi propolisin faydaları arasındadır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşün- cenin akışını bozmaktadır? A) II VV D) Y E) VI
27. Nedir eleştiri? Sözlük anlamı "Bir insanı, bir eseri,
bir konuyu doğru ve yanlış yanlarını bulup göster-
mek amacıyla inceleme işi" olarak tanımlansa bile
pratik yaşantımızda sadece kötülemek amaçlı bir
anlama indirgemiyor muyuz? Doğru yanları göster-
menin de bir tür eleştiri olduğunu göz ardı etmiyor
muyuz? Ama en çok da "inceleme işi" kısmını es
geçmiyor muyuz? Evet, bir nevi otopsidir eleştiri.
Bir eserin tamamını ve ya bir parçasını ele alıp in-
celemektir. Bazen mikroskop altında büyüterek...
Bazen çok yakından bakınca görüntünün bulanık-
laştığı ve bütünü kapsayamadığı bilgisiyle geriye
çekilerek... Bazen metni yazan eli unutup yazıya
odaklanmak, yazarın sesini değil yazının sözünü
dinlemektir. Ama kimi zaman metni, yazarın diğer
eserlerini, bakış açısını, hayatını, yaşadığı dönemi
ve ya toplumu ele alarak değerlendirmektir
Bu parçada yazar, eleştirinin hangi özelliğinden
söz etmemiştir?
A) Olumsuz anlamının ön plana çıkarıldığından
B) Tek boyutlu ele alındığından
C) Derinlemesine ve detaylıca yapılan bir alan ol-
duğundan
D) Olabildiğince objektif olması gerektiğinden
E) Bir metne etki eden bir çok unsurun göz önüne
alınarak yapılan bir yorumlama işi olduğundan
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
27. Nedir eleştiri? Sözlük anlamı "Bir insanı, bir eseri, bir konuyu doğru ve yanlış yanlarını bulup göster- mek amacıyla inceleme işi" olarak tanımlansa bile pratik yaşantımızda sadece kötülemek amaçlı bir anlama indirgemiyor muyuz? Doğru yanları göster- menin de bir tür eleştiri olduğunu göz ardı etmiyor muyuz? Ama en çok da "inceleme işi" kısmını es geçmiyor muyuz? Evet, bir nevi otopsidir eleştiri. Bir eserin tamamını ve ya bir parçasını ele alıp in- celemektir. Bazen mikroskop altında büyüterek... Bazen çok yakından bakınca görüntünün bulanık- laştığı ve bütünü kapsayamadığı bilgisiyle geriye çekilerek... Bazen metni yazan eli unutup yazıya odaklanmak, yazarın sesini değil yazının sözünü dinlemektir. Ama kimi zaman metni, yazarın diğer eserlerini, bakış açısını, hayatını, yaşadığı dönemi ve ya toplumu ele alarak değerlendirmektir Bu parçada yazar, eleştirinin hangi özelliğinden söz etmemiştir? A) Olumsuz anlamının ön plana çıkarıldığından B) Tek boyutlu ele alındığından C) Derinlemesine ve detaylıca yapılan bir alan ol- duğundan D) Olabildiğince objektif olması gerektiğinden E) Bir metne etki eden bir çok unsurun göz önüne alınarak yapılan bir yorumlama işi olduğundan
E Sanatta eserler ait olduğu çağın beğenisini yansıtır.
26. Modern hikâyenin edebiyatımızdaki önemli temsilcilerinden
olan Haldun Taner, gücünü mizah, gözlem ve yergiden
alan hikâyelerinde; büyük kentlerin değişik kesimlerinden
seçtiği topluma uyum sağlayamayan kişilerin davranışlarını,
düşünüş biçimlerinin eksikliklerini, bilgisiz, kaba kimseleri,
-kişilerin yaradılıştan gelme ruhsal bozukluklarını alaycı
ve yergici bir dille işlemiştir. "İyi bir gözlemci" ve "güçlü
bir belleğe sahip" bir hikâyecidir. Batılılaşmanın yanlış
anlaşılmasının ürünü olan züppe tipinin son örneğini
vermiştir. 1953'te New York Herald Tribune gazetesi adına
Yeni İstanbul gazetesinin Türk hikâyeciler arasında açtığı
Dünya Hikâye Yarışması'nda Şişhane'ye Yağmur Yağıyordu
adlı hikâyesiyle Türkiye birincisi seçilmiştir. On İkiye Bir Var
ile 1955'te Sait Faik Hikâye Armağanı'nı almıştır.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Güldürü, gözlem ve eleştiri Haldun Taner'in hikâyelerinin
sağlam özelliğidir.
Hikâyelerinin kahramanlarını şehirlerin hemen her
kesiminden her çeşit insandan seçer.
CHaldun Taner başarılı hikâyeleriyle gerek uluslararası
gerekse ulusal hikâye yarışmalarında derece ve ödüller
almıştır.
D) Hikayelerinde kent yaşamının uyumsuz, bilgisiz, kaba,
züppe tiplerini, bunların psikolojik sorunlarını alaycı bir
üslupla eleştirir.
Başarılı bir gözlem gücüne, iyi bir hafızaya sahip olan
Haldun Taner bu başarısını hikâyelerindeki dilinde ve
üslubunda da gösterir.
dervişlik yo
Dervişler a
tevazu ve
Bu parça
hangisin
Çeşith
Bekme
Arpa
wag
Ekm
E Sine
28. Umud
geliyc
dönü
tarafı
bekle
gidilm
gelm
Bu
har
B)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
E Sanatta eserler ait olduğu çağın beğenisini yansıtır. 26. Modern hikâyenin edebiyatımızdaki önemli temsilcilerinden olan Haldun Taner, gücünü mizah, gözlem ve yergiden alan hikâyelerinde; büyük kentlerin değişik kesimlerinden seçtiği topluma uyum sağlayamayan kişilerin davranışlarını, düşünüş biçimlerinin eksikliklerini, bilgisiz, kaba kimseleri, -kişilerin yaradılıştan gelme ruhsal bozukluklarını alaycı ve yergici bir dille işlemiştir. "İyi bir gözlemci" ve "güçlü bir belleğe sahip" bir hikâyecidir. Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasının ürünü olan züppe tipinin son örneğini vermiştir. 1953'te New York Herald Tribune gazetesi adına Yeni İstanbul gazetesinin Türk hikâyeciler arasında açtığı Dünya Hikâye Yarışması'nda Şişhane'ye Yağmur Yağıyordu adlı hikâyesiyle Türkiye birincisi seçilmiştir. On İkiye Bir Var ile 1955'te Sait Faik Hikâye Armağanı'nı almıştır. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Güldürü, gözlem ve eleştiri Haldun Taner'in hikâyelerinin sağlam özelliğidir. Hikâyelerinin kahramanlarını şehirlerin hemen her kesiminden her çeşit insandan seçer. CHaldun Taner başarılı hikâyeleriyle gerek uluslararası gerekse ulusal hikâye yarışmalarında derece ve ödüller almıştır. D) Hikayelerinde kent yaşamının uyumsuz, bilgisiz, kaba, züppe tiplerini, bunların psikolojik sorunlarını alaycı bir üslupla eleştirir. Başarılı bir gözlem gücüne, iyi bir hafızaya sahip olan Haldun Taner bu başarısını hikâyelerindeki dilinde ve üslubunda da gösterir. dervişlik yo Dervişler a tevazu ve Bu parça hangisin Çeşith Bekme Arpa wag Ekm E Sine 28. Umud geliyc dönü tarafı bekle gidilm gelm Bu har B)
30. Bazı devrimler yavaş ve kansız olur. 1920'li yıllar-
da fizikte böyle bir devrim yaşandı. Fizikçiler atom
altı parçacıkların davranışlarının klasik fizik yasa-
larına uymadığını gördüler. Uyuşmazlığın sebep-
lerini anlamak ve tutarlı bir teori içinde birleştir-
mek gerekti. Bu bağlamda, klasik fiziğin bazı te-
mel ilkeleri bir kenara bırakıldı. Köklü inançlar tar-
tışmaya açıldı. Birkaç yıl içinde her şey değişti. Ye-
ni bir fizik icat edildi: kuantum fiziği. Bu devrimi ger-
çekleştiren yedi özel insan, yedi müstesna bilgin:
George Gamow, Albert Einstein, Paul Dirac, Ettore
Majorana, Wolfgang Pauli, Erwin Schrödinger,
Paul Ehrenfest, Wolfgang Pauli.
Yukarıdaki paragrafa göre, yedi özel insan, yedi
müstesna bilgin ile ilgili yargılardan hangisi
yanlıştır?
A) Fiziğin bilinen yasalarını değiştirmişlerdir.
Birlikte hareket ederek kuantum fiziğini geliştir-
mişlerdir.
(C) Gerçek muammalar denebilecek sorunları çöz-
müşlerdir.
D) Alanlarındaki tabuları yıkmışlardır.
E) Bilim alanında yankı uyandırmışlardır.
31
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
30. Bazı devrimler yavaş ve kansız olur. 1920'li yıllar- da fizikte böyle bir devrim yaşandı. Fizikçiler atom altı parçacıkların davranışlarının klasik fizik yasa- larına uymadığını gördüler. Uyuşmazlığın sebep- lerini anlamak ve tutarlı bir teori içinde birleştir- mek gerekti. Bu bağlamda, klasik fiziğin bazı te- mel ilkeleri bir kenara bırakıldı. Köklü inançlar tar- tışmaya açıldı. Birkaç yıl içinde her şey değişti. Ye- ni bir fizik icat edildi: kuantum fiziği. Bu devrimi ger- çekleştiren yedi özel insan, yedi müstesna bilgin: George Gamow, Albert Einstein, Paul Dirac, Ettore Majorana, Wolfgang Pauli, Erwin Schrödinger, Paul Ehrenfest, Wolfgang Pauli. Yukarıdaki paragrafa göre, yedi özel insan, yedi müstesna bilgin ile ilgili yargılardan hangisi yanlıştır? A) Fiziğin bilinen yasalarını değiştirmişlerdir. Birlikte hareket ederek kuantum fiziğini geliştir- mişlerdir. (C) Gerçek muammalar denebilecek sorunları çöz- müşlerdir. D) Alanlarındaki tabuları yıkmışlardır. E) Bilim alanında yankı uyandırmışlardır. 31
B
]
Őo
TYT
Birine okuması gereken kitaplar konusunda öneride buluna-
bilmek için o kişiyi iyi tanımak gerekir. Kişiyi tanımadan, onun
kültür düzeyini bilmeden kitap salık veren; hastayı muayene et-
meden reçete yazan doktora benzer. Bu yöntemle yazılan ilaçlar
ters etkilere neden olabilir. ---- Kişi, okuduğu kitabı anlayabile-
cek düzeyde olmadığından herhangi bir aşama kaydedemez ve
kitaplara karşı ön yargı geliştirebilir.
Bu parçada boş bırakılan yere anlam akışına uygun olarak
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Benzer şekilde kitaplar konusunda yeterli donanıma sahip
olmayanların da vereceği tavsiyeler yanlış olabilir
B) Ayar biçimde okunması gereken kitap önerilerinde bulunanlar
da kitapların içeriği ile ilgili bilgi sahibi olmalıdır
C) Karşımızdaki kişinin sevebileceğini düşündüğümüz kitaplar-
dan bir liste oluşturmakla işe başlayabiliriz
D) Yeterince tanımadığımız birine önereceğimiz herhangi bir ki-
tap da olumsuz sonuçlar doğurabilir
EL Niteliğinden emin olunmayan kitapların tavsiye edilmesi de
ilacın ters etki yapması gibidir
26 Roman, karakterlerin derinlik içinde analiz edildiği bir edebî
türdür; karakterler olaylarla birlikte değişim geçirir ve yeni nite-
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
B ] Őo TYT Birine okuması gereken kitaplar konusunda öneride buluna- bilmek için o kişiyi iyi tanımak gerekir. Kişiyi tanımadan, onun kültür düzeyini bilmeden kitap salık veren; hastayı muayene et- meden reçete yazan doktora benzer. Bu yöntemle yazılan ilaçlar ters etkilere neden olabilir. ---- Kişi, okuduğu kitabı anlayabile- cek düzeyde olmadığından herhangi bir aşama kaydedemez ve kitaplara karşı ön yargı geliştirebilir. Bu parçada boş bırakılan yere anlam akışına uygun olarak aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Benzer şekilde kitaplar konusunda yeterli donanıma sahip olmayanların da vereceği tavsiyeler yanlış olabilir B) Ayar biçimde okunması gereken kitap önerilerinde bulunanlar da kitapların içeriği ile ilgili bilgi sahibi olmalıdır C) Karşımızdaki kişinin sevebileceğini düşündüğümüz kitaplar- dan bir liste oluşturmakla işe başlayabiliriz D) Yeterince tanımadığımız birine önereceğimiz herhangi bir ki- tap da olumsuz sonuçlar doğurabilir EL Niteliğinden emin olunmayan kitapların tavsiye edilmesi de ilacın ters etki yapması gibidir 26 Roman, karakterlerin derinlik içinde analiz edildiği bir edebî türdür; karakterler olaylarla birlikte değişim geçirir ve yeni nite-
B
TÜRKÇE
27. Birçok şairimizin adı dijital mecralarda uydurma dizelerin altına
yazılıyor. Oysa şairlerimizin gerçek şiirleri, bu uydurma şiirim-
silerden çok daha derin, çok daha anlamlı. Sosyal medyada
paylaşılan içeriklerle onlan tanımak yerine kitaplanını okusak çok
daha fazla seveceğiz ve gönül bağı kuracağız onlarla. Bu derme
çatma şiirleri göz ucuyla okuyup, üzerinde çok da düşünmeden,
o anlık duygularımıza iyi geldiyse kendi hesaplarımızda paylaşa-
rak yayılmasına çanak tutuyoruz bizler de. Bu hataları bugüne
kadar iyi niyetle düşündüğümüzden, altında o şairin adı yazı-
yorsa onun olmama ihtimali aklımıza gelmediğinden hepimiz
yapmışızdır. Doğru olan, sosyal medyada okuduğumuz dizeri
teyit etmeden paylaşmamak... Ve ruhumuza iyi gelecek dizelerle
karşılaşmak için şiiri fenomen şiir hesaplarından değil basılı şiir
kitaplarından okumak...
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenebi-
CIS
A Herkesçe sevilip bilinen şairlere, kendilerine ait olmayan di-
Zelerin atfedilmesi günden güne daha da yaygınlık kazan-
maktadır.
B) Popüler sosyal medya hesaplanıyla gündeme gelen pek çok
şi sosyal medya kullanıcılarının şiire olan ilgisini artırsa da
bu şiirlerin edebî niteliği tartışma yaratmaktadır.
C) Şiire ve şaire yönelik paylaşımlarda bulunan sosyal medya
hesaplanı, doğruluğunu araştırmadan yaptıkları paylaşımlarla
bilgi kirliliğine neden olmaktadırlar.
DIŞiire ilgi duyan birçok edebiyatseverin yakından takip ettiği
sosyal medya paylaşımları, şiirin basılı şiir kitaplarından oku-
ması önünde engel oluşturmaktadır.
Sosyal medyada paylaşılan niteliksiz kimi dizelerin bazı şair-
lerle özdeşleştirilmesi, şiire gösterilen ilginin azalmasına ne-
den olmaktadır.
38. Dünya
az yer
gibi A
daha
bu de
boyu
Görü
değil
canlı
Şu a
görü
değ
karl
Bu
(A)
E
29
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
B TÜRKÇE 27. Birçok şairimizin adı dijital mecralarda uydurma dizelerin altına yazılıyor. Oysa şairlerimizin gerçek şiirleri, bu uydurma şiirim- silerden çok daha derin, çok daha anlamlı. Sosyal medyada paylaşılan içeriklerle onlan tanımak yerine kitaplanını okusak çok daha fazla seveceğiz ve gönül bağı kuracağız onlarla. Bu derme çatma şiirleri göz ucuyla okuyup, üzerinde çok da düşünmeden, o anlık duygularımıza iyi geldiyse kendi hesaplarımızda paylaşa- rak yayılmasına çanak tutuyoruz bizler de. Bu hataları bugüne kadar iyi niyetle düşündüğümüzden, altında o şairin adı yazı- yorsa onun olmama ihtimali aklımıza gelmediğinden hepimiz yapmışızdır. Doğru olan, sosyal medyada okuduğumuz dizeri teyit etmeden paylaşmamak... Ve ruhumuza iyi gelecek dizelerle karşılaşmak için şiiri fenomen şiir hesaplarından değil basılı şiir kitaplarından okumak... Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenebi- CIS A Herkesçe sevilip bilinen şairlere, kendilerine ait olmayan di- Zelerin atfedilmesi günden güne daha da yaygınlık kazan- maktadır. B) Popüler sosyal medya hesaplanıyla gündeme gelen pek çok şi sosyal medya kullanıcılarının şiire olan ilgisini artırsa da bu şiirlerin edebî niteliği tartışma yaratmaktadır. C) Şiire ve şaire yönelik paylaşımlarda bulunan sosyal medya hesaplanı, doğruluğunu araştırmadan yaptıkları paylaşımlarla bilgi kirliliğine neden olmaktadırlar. DIŞiire ilgi duyan birçok edebiyatseverin yakından takip ettiği sosyal medya paylaşımları, şiirin basılı şiir kitaplarından oku- ması önünde engel oluşturmaktadır. Sosyal medyada paylaşılan niteliksiz kimi dizelerin bazı şair- lerle özdeşleştirilmesi, şiire gösterilen ilginin azalmasına ne- den olmaktadır. 38. Dünya az yer gibi A daha bu de boyu Görü değil canlı Şu a görü değ karl Bu (A) E 29
iniz.
nimlana-
arak top-
iliyorum.
i de olur.
- Kim ta-
olsun iyi
bilmek-
n galiba
kolay ve
eni baş-
or. Ben
İçindeki
a sakın
akiler-
kuyu-
madı-
mli ki-
kay-
u tip-
şey
Ril-
yor.
dan
rdır.
de-
sa
bil-
in
y-
3-
e
n
39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Egzotik Doğu zihniyeti nereden gelip nereye gittiğinin farkında
değildir. Bu derin, esrarlı düşünceli Asya, birkaç prens ile birkaç
şairinin ruhundadır, burada halkın hiçbir şeyden haberi yoktur.
Bu dünyanın insanları kendini zamansız bir dünya içinde ebedi
sanır; faniyi beğenmez ve yaşanılan anın menfaatlerini teper.
Şimdiki zamana bağlı şeylere karşı öylesine ilgisizdir ki bunla-
rin kendi gözünde bir önem kazanabilmesi için mazi olmaları
gerekir Doğulunun vakti çok olduğu için naziktir, çoğu olaya
kayıtsızdır. Sessizlikten ve düşüncenin gizli konserlerinden.hos:
lanır. İnce bir sezişe sahip olduğu için Batı'nın şiddetini lüzum-
suz bulur. Avrupa'nın hakimiyet hırsını çocukça bir iştah olarak
görür. Vedaların telkini altında insanı kelimelerden başka hakiki
bilgiden ayıran bir şey olmadığına inandığı için sessizliğine sa-
diktır ve hakikatleri sükütun tılsımı içinde arar.
39. Bu ada areketle
miyetiyle il
angis laşıla
A) Doğ yaş hayatları
a ve planlama
ko nd
19+Z
VE
B) eri iç san
Wh
ir değde
lkelerince e tel
r çünkü zaman
si diye ar.
syalılar ta
yetlerin erle
gönülden
T.
E Vedaları
erine gökiki.bancak kelimeleri
ve sözleabilir.
O
ğıdakile-
Jeçmişin.ya-
çılarına
Parçaya göre Doğuluların Batılılardan ayrılan en önemli
özellikleri aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bilinçli, sistemli, geleceğini düşünüp ona göre yaşayan bir
hayat tarzına sahip olamamaları.
B) Hayatlarını liderlerinin kendileri için sunduklarından başka
bir şekilde yaşayamamaları.
C) Fani olduklarını bilmelerine rağmen dünyada sonsuza kadar
kalacakmış gibi yaşamaları
D Dünyanın geçiciliğini sezdiklerinden zorla bir şeylere sahip
olmayı boş bir arzu olarak görmeleri.
E) Sadece geçmişte yaşananlara değer atfedip hayatı iskala-
maları.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
iniz. nimlana- arak top- iliyorum. i de olur. - Kim ta- olsun iyi bilmek- n galiba kolay ve eni baş- or. Ben İçindeki a sakın akiler- kuyu- madı- mli ki- kay- u tip- şey Ril- yor. dan rdır. de- sa bil- in y- 3- e n 39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Egzotik Doğu zihniyeti nereden gelip nereye gittiğinin farkında değildir. Bu derin, esrarlı düşünceli Asya, birkaç prens ile birkaç şairinin ruhundadır, burada halkın hiçbir şeyden haberi yoktur. Bu dünyanın insanları kendini zamansız bir dünya içinde ebedi sanır; faniyi beğenmez ve yaşanılan anın menfaatlerini teper. Şimdiki zamana bağlı şeylere karşı öylesine ilgisizdir ki bunla- rin kendi gözünde bir önem kazanabilmesi için mazi olmaları gerekir Doğulunun vakti çok olduğu için naziktir, çoğu olaya kayıtsızdır. Sessizlikten ve düşüncenin gizli konserlerinden.hos: lanır. İnce bir sezişe sahip olduğu için Batı'nın şiddetini lüzum- suz bulur. Avrupa'nın hakimiyet hırsını çocukça bir iştah olarak görür. Vedaların telkini altında insanı kelimelerden başka hakiki bilgiden ayıran bir şey olmadığına inandığı için sessizliğine sa- diktır ve hakikatleri sükütun tılsımı içinde arar. 39. Bu ada areketle miyetiyle il angis laşıla A) Doğ yaş hayatları a ve planlama ko nd 19+Z VE B) eri iç san Wh ir değde lkelerince e tel r çünkü zaman si diye ar. syalılar ta yetlerin erle gönülden T. E Vedaları erine gökiki.bancak kelimeleri ve sözleabilir. O ğıdakile- Jeçmişin.ya- çılarına Parçaya göre Doğuluların Batılılardan ayrılan en önemli özellikleri aşağıdakilerden hangisidir? A) Bilinçli, sistemli, geleceğini düşünüp ona göre yaşayan bir hayat tarzına sahip olamamaları. B) Hayatlarını liderlerinin kendileri için sunduklarından başka bir şekilde yaşayamamaları. C) Fani olduklarını bilmelerine rağmen dünyada sonsuza kadar kalacakmış gibi yaşamaları D Dünyanın geçiciliğini sezdiklerinden zorla bir şeylere sahip olmayı boş bir arzu olarak görmeleri. E) Sadece geçmişte yaşananlara değer atfedip hayatı iskala- maları.
23. Dönemin Türk toplum yapısını en iyi gösteren ve hicve-
den muhteşem yapıtta toplumsal tabakalaşma, bir apart-
mandaki 9 daire üzerinden anlatılıyor. Aşağıdan yukarıya
doğru her kat bir toplumsal sınıfı temsil ediyor. Kısacası o
apartman, Türk halkının sınıfsal konumunu veriyor: Yoksul
işçi sınıfı, borçlu memur sınıfı, asker sınıfı ve diğerleri...
Çarka çomak sokma cesaretini gösteremeyen Seyit, ne
kadar rahatsız olursa olsun kendine yapılan haksızlıkla-
ra göz yumuyor. Çünkü hakkını aradığında karşılaşacağı
güçlükleri pekâlâ biliyor. Mücadele etmemeyi bu şekilde
haklı gösteren Seyit, zaman içinde gizli gizli ve aheste bir
şekilde oyunu kurallarına göre oynamayı öğreniyor ve çar-
kın dişlisi oluyor.
TYT/
Bu parçada "Kapıcılar Kralı" ile ilgili olarak,
1. Apartman sakinleri toplumsal hiyerarşiyi ortaya çıka-
ran çeşitli tiplerden oluşturulmuştur.
II. Filmde sosyolojik saptamalar apartman metaforuyla
aktarılmıştır.
III. Filmdeki kapıcının sistemi çözerek zamanla varsıl
oluşu anlatılmıştır.
belirlemelerinden hangisine ya da hangilerine ulaşıla-
maz?
A) Yalnız I
D) I ve II
B) Yalnız II
E) II ve III
C) Yalnız III
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
23. Dönemin Türk toplum yapısını en iyi gösteren ve hicve- den muhteşem yapıtta toplumsal tabakalaşma, bir apart- mandaki 9 daire üzerinden anlatılıyor. Aşağıdan yukarıya doğru her kat bir toplumsal sınıfı temsil ediyor. Kısacası o apartman, Türk halkının sınıfsal konumunu veriyor: Yoksul işçi sınıfı, borçlu memur sınıfı, asker sınıfı ve diğerleri... Çarka çomak sokma cesaretini gösteremeyen Seyit, ne kadar rahatsız olursa olsun kendine yapılan haksızlıkla- ra göz yumuyor. Çünkü hakkını aradığında karşılaşacağı güçlükleri pekâlâ biliyor. Mücadele etmemeyi bu şekilde haklı gösteren Seyit, zaman içinde gizli gizli ve aheste bir şekilde oyunu kurallarına göre oynamayı öğreniyor ve çar- kın dişlisi oluyor. TYT/ Bu parçada "Kapıcılar Kralı" ile ilgili olarak, 1. Apartman sakinleri toplumsal hiyerarşiyi ortaya çıka- ran çeşitli tiplerden oluşturulmuştur. II. Filmde sosyolojik saptamalar apartman metaforuyla aktarılmıştır. III. Filmdeki kapıcının sistemi çözerek zamanla varsıl oluşu anlatılmıştır. belirlemelerinden hangisine ya da hangilerine ulaşıla- maz? A) Yalnız I D) I ve II B) Yalnız II E) II ve III C) Yalnız III
38. Bencil insanlar çevresindekileri ezer, öne çıkmaya çalışır.
Diğer insanlara tepeden, en tepeden, güvenli bulduğu yerden
bakar. Bencillik mutsuzluk değil midir oysa! Ayakta kalan
sadece sen değilsin, rahat eden, giyen, gezen, eğlenen rahat
yaşayan... Bu tavır olsa olsa mutsuzluğun ta kendişidir.
Aşağıda verilenlerden hangisi parçada sözü edilen
kişilerin yaşadığı duygulardan biri değildir?
A) Kaygısızlık B) Kıskançlık C) Bencillik
D) Rahatlık
E) Kibir
öylesin
Gür bi
altı ise
hayall
yüzü
Bu pa
nitel
A)
D)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
38. Bencil insanlar çevresindekileri ezer, öne çıkmaya çalışır. Diğer insanlara tepeden, en tepeden, güvenli bulduğu yerden bakar. Bencillik mutsuzluk değil midir oysa! Ayakta kalan sadece sen değilsin, rahat eden, giyen, gezen, eğlenen rahat yaşayan... Bu tavır olsa olsa mutsuzluğun ta kendişidir. Aşağıda verilenlerden hangisi parçada sözü edilen kişilerin yaşadığı duygulardan biri değildir? A) Kaygısızlık B) Kıskançlık C) Bencillik D) Rahatlık E) Kibir öylesin Gür bi altı ise hayall yüzü Bu pa nitel A) D)
U
TÜRKÇE
29. İletişim çatışmaları söz konusu olduğunda seviyesi ve niteliği
ne olursa olsun aldığımız eğitimler bize nasıl davranmamız
gerektiğini aktarmıyor. Birisi bizi incitecek şeyler
söylediğinde ya aynı şekilde karşılık veriyoruz ya da sessiz
kalıp acı çekiyoruz. Çoktan bitmiş bir diyaloğu zihnimizde
saatlerce sürdürüp teselli edinmenin yollarını arıyoruz. Bu
yük, taşıdıkça ağırlaşıyor ve böylece çözülememiş çatışma,
artık bir iç çatışma hâline geliyor. Yeniden ya zayıflığımızı
kabul ediyor ya da artık buna bir dur deyip kavgacı kişiler
hâline geliyoruz.
Bu parçada sözü edilen durumla ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
Çatışma, kendimizi ifade etmenin yollarını keşfetmedikçe
içimizde yaşamaya ve bizi sınırlandırmaya devam eder.
Betişimsizlikten bahsetmek, iletişimden konuşmaya
kıyasla çok daha mümkün ve kolaydır.
Tum çatışmaların sebebinin o çatışmanın gerisinde
yatan birtakım olaylar olması ve duygusal dengenin
bozulmasıdır.
DY Çatışma ortaya çıktıysa amacın her zaman doğal ve
sağlıklı bir uzlaşım olduğunu unutmamak gerekir.
Bir iletişim çatışması sırasında insanlara hadlerini
bildirmeye çalışmak ve zafer aramak çatışmayı etkili
kılmaktadır.
31. Yakın zamand
insanların yaşa
konu olsa da e
edilmiş. Uzma
yatıyor: "Kenc
hissettiriyor."
paylaştığımız
harekete geç
yediğimizde
tepki veren b
hakkında kor
birinin duym
yoğun etkinl
Bu araştırm
sorunun ce
A) Kendisi
nedir?
Bsanı H
dinlenil
C) İnsanır
konuşr
D) Beyinc
olaylar
E Kendis
değişi
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
U TÜRKÇE 29. İletişim çatışmaları söz konusu olduğunda seviyesi ve niteliği ne olursa olsun aldığımız eğitimler bize nasıl davranmamız gerektiğini aktarmıyor. Birisi bizi incitecek şeyler söylediğinde ya aynı şekilde karşılık veriyoruz ya da sessiz kalıp acı çekiyoruz. Çoktan bitmiş bir diyaloğu zihnimizde saatlerce sürdürüp teselli edinmenin yollarını arıyoruz. Bu yük, taşıdıkça ağırlaşıyor ve böylece çözülememiş çatışma, artık bir iç çatışma hâline geliyor. Yeniden ya zayıflığımızı kabul ediyor ya da artık buna bir dur deyip kavgacı kişiler hâline geliyoruz. Bu parçada sözü edilen durumla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? Çatışma, kendimizi ifade etmenin yollarını keşfetmedikçe içimizde yaşamaya ve bizi sınırlandırmaya devam eder. Betişimsizlikten bahsetmek, iletişimden konuşmaya kıyasla çok daha mümkün ve kolaydır. Tum çatışmaların sebebinin o çatışmanın gerisinde yatan birtakım olaylar olması ve duygusal dengenin bozulmasıdır. DY Çatışma ortaya çıktıysa amacın her zaman doğal ve sağlıklı bir uzlaşım olduğunu unutmamak gerekir. Bir iletişim çatışması sırasında insanlara hadlerini bildirmeye çalışmak ve zafer aramak çatışmayı etkili kılmaktadır. 31. Yakın zamand insanların yaşa konu olsa da e edilmiş. Uzma yatıyor: "Kenc hissettiriyor." paylaştığımız harekete geç yediğimizde tepki veren b hakkında kor birinin duym yoğun etkinl Bu araştırm sorunun ce A) Kendisi nedir? Bsanı H dinlenil C) İnsanır konuşr D) Beyinc olaylar E Kendis değişi
29. (1) Bizans'ın merkezinin, sonradan Şehzadebaşı
Camisi avlusu içinde kalan sütun olduğu söy
lenir. (II) Caminin bulunduğu semt, Bizans
Dönemi'nde "Philadelphium" olarak anılır. (III)
O dönemde de şehrin ana caddelerinden birinin
üzerindedir. (IV) Demek ki 1971 yılının Aralık
ayında, birinci sınıfı okuduğum Ankara Hukuktan
naklimi alarak İstanbul Hukukun ikinci sınıfına
geçiş yaptığımda kendimi Bizans'ın merkezinde
bulmuştum. (V) Şehzadebaşı Camii'nin tam kar-
şısında özel bir yurtta kalıyordum.
(20)
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili
olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, Bizans ile ilgili bir rivayetten söz
edilmiştir
iptid
B) II. cümlede, caminin bulunduğu semtin eski
smus) ni
adı verilmiştir.
en
fevid
C) III. cümlede, semtin eski ve yeni konumu
karşılaştırılmıştır.
domin
2
D) IV. cümlede, yazar kendisiyle ilgili bir sapta-
mada bulunmuştur.
E) V. cümlede, yazar okuldayken kaldığı yur-
dun yerinden söz etmiştir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
29. (1) Bizans'ın merkezinin, sonradan Şehzadebaşı Camisi avlusu içinde kalan sütun olduğu söy lenir. (II) Caminin bulunduğu semt, Bizans Dönemi'nde "Philadelphium" olarak anılır. (III) O dönemde de şehrin ana caddelerinden birinin üzerindedir. (IV) Demek ki 1971 yılının Aralık ayında, birinci sınıfı okuduğum Ankara Hukuktan naklimi alarak İstanbul Hukukun ikinci sınıfına geçiş yaptığımda kendimi Bizans'ın merkezinde bulmuştum. (V) Şehzadebaşı Camii'nin tam kar- şısında özel bir yurtta kalıyordum. (20) Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede, Bizans ile ilgili bir rivayetten söz edilmiştir iptid B) II. cümlede, caminin bulunduğu semtin eski smus) ni adı verilmiştir. en fevid C) III. cümlede, semtin eski ve yeni konumu karşılaştırılmıştır. domin 2 D) IV. cümlede, yazar kendisiyle ilgili bir sapta- mada bulunmuştur. E) V. cümlede, yazar okuldayken kaldığı yur- dun yerinden söz etmiştir.
37. - 38, soruları aşağıdaki parçaya göre cevapla-
yınız.
Çocukların feryatlarına, kadınların sadece yaşayabilmek
için bile ne çok şeyden ödün verdiklerine seyirci olduk,
olmaya da devam ediyoruz. Bir kadını daha hayata
döndürememenin, bir yarayı daha saramadan sadece
izlemiş olmanın ağırlığı, çaresizliği ve utancı çöküyor
her geçen gün hepimizin üzerine. Bize yalnızca verilen
cezalarla avunmalar oluyor. Çokça üzülüyor, öfkeyle ku-
şanıyor, sonra yine hayatın akışına savruluyoruz. Oysa
delirmemiz gerekir. Ama artık öyle bir hâl ki bu, başka
türlü nasıl yaşanılır bilmiyoruz. Unutmadan, bastırma-
dan bu dünyaya nasıl katlanılır bilmiyoruz. Toplumsal bir
depresyonun içinde debelenmek mi yoksa o depresyonu
yaratan tüm yargı ve baskıların karşısına geçip kahkaha-
larla yaşamak mi derseniz elbette biz yaşamayı seçmek
isteriz. Tam da bu nedenle içimizdeki özü, gücü, tutkuyu,
yaşama hevesini hatırlamanın vaktidir.
37. Bu parçada üzerinde durulan aşağıdakilerden han
(gisidir?
A) Kadınların iş hayatında yaşadığı zorluklar ve bunların
getirileri
B) Depresyonun gelip geçici bir süreç olduğuna inanıl-
masi
C) Yaşamın tek bir çıkar yolu olduğunun düşünülmest
D) Hayata uyum sağlamak zorunda olmanın getirdiği ya-
rarlar
E) Kadınların yaşadığı olumsuzluklara karşı net bir tavır
geliştirilememesi
+
38. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Toplumsal sorunlar yaşayan kadınların ekonomik ba-
ğımsızlığını kazanmaya çalışırken çektiği sıkıntılar
B) Yaşanan acılar, insanları yıldırsa da insanların tekrar
ayağa kalkabileceklerini göz ardı etmemeleri gerektiği
C) Zaman geçtikçe her şeyin normale dönebileceği ve
geçmişte yaşananların unutulması gerektiği
D) Toplumsal depresyon yaşayanların, bunu atlatmak
için çözüm yolları araması gerektiği
E) Çocukların ve kadınların hayatlarını sürdürmek için
3
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
37. - 38, soruları aşağıdaki parçaya göre cevapla- yınız. Çocukların feryatlarına, kadınların sadece yaşayabilmek için bile ne çok şeyden ödün verdiklerine seyirci olduk, olmaya da devam ediyoruz. Bir kadını daha hayata döndürememenin, bir yarayı daha saramadan sadece izlemiş olmanın ağırlığı, çaresizliği ve utancı çöküyor her geçen gün hepimizin üzerine. Bize yalnızca verilen cezalarla avunmalar oluyor. Çokça üzülüyor, öfkeyle ku- şanıyor, sonra yine hayatın akışına savruluyoruz. Oysa delirmemiz gerekir. Ama artık öyle bir hâl ki bu, başka türlü nasıl yaşanılır bilmiyoruz. Unutmadan, bastırma- dan bu dünyaya nasıl katlanılır bilmiyoruz. Toplumsal bir depresyonun içinde debelenmek mi yoksa o depresyonu yaratan tüm yargı ve baskıların karşısına geçip kahkaha- larla yaşamak mi derseniz elbette biz yaşamayı seçmek isteriz. Tam da bu nedenle içimizdeki özü, gücü, tutkuyu, yaşama hevesini hatırlamanın vaktidir. 37. Bu parçada üzerinde durulan aşağıdakilerden han (gisidir? A) Kadınların iş hayatında yaşadığı zorluklar ve bunların getirileri B) Depresyonun gelip geçici bir süreç olduğuna inanıl- masi C) Yaşamın tek bir çıkar yolu olduğunun düşünülmest D) Hayata uyum sağlamak zorunda olmanın getirdiği ya- rarlar E) Kadınların yaşadığı olumsuzluklara karşı net bir tavır geliştirilememesi + 38. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Toplumsal sorunlar yaşayan kadınların ekonomik ba- ğımsızlığını kazanmaya çalışırken çektiği sıkıntılar B) Yaşanan acılar, insanları yıldırsa da insanların tekrar ayağa kalkabileceklerini göz ardı etmemeleri gerektiği C) Zaman geçtikçe her şeyin normale dönebileceği ve geçmişte yaşananların unutulması gerektiği D) Toplumsal depresyon yaşayanların, bunu atlatmak için çözüm yolları araması gerektiği E) Çocukların ve kadınların hayatlarını sürdürmek için 3
TYT/TÜR
CRED
2. İnsanlarda alelade duygulardan ve düşüncelerden başka
bir de bedii duygular ve ulvi düşünceler vardır. Güzel
Sanatlar dediğimiz bilgi şubeleri bu bedii duygulardan ve
ulvi düşüncelerden doğar. Bedii duygu, güzellikler ve
iyilikler karşısında duyulan yahut guzellik ve iyilik
oluşturmak kabiliyetinde olan güzellik duygusudur. Yüksek,
yani alu düşünce ve de günlük düşüncelerin üstünde iyiyi,
doğruyu, güzeli doğuracak düşüncedir. Yani bedii duygu
ve yüksek düşünce, insan duygusunun ve düşüncesinin
özgün tarafı demektir. Sanatın özünü ve de kaynağını bu
özgünlük oluşturur.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Güzellik duygusu, kişiden kişiye değişebilme bir
niteliğine sahip olduğu için kendisini en çok sanat
eserlerinde gösterir.
B) Insan, duygu ve düşüncelerini en güzel ve özlü biçimde
ortaya koyan bir canlı olduğu için sanat eserinin
üreticisi de alımlayıcısı da kendisidir.
C) Güzellikten doğan hislerin orijinal, yüce ve nitelikli bir
yönü olduğu için edebî eserlerde bu hissiyattan yola
çıkılır.
D) Güzellikten kaynaklanan yüce duyguların güzel ve
benzersiz bir üslupla aktarılması sayesinde sanat
eserleri doğar.
E) Insanlardaki en sıradan duyguları özgün bir anlatımla
ortaya koymak, sanatçılık kabiliyetine bağlıdır.
28
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TYT/TÜR CRED 2. İnsanlarda alelade duygulardan ve düşüncelerden başka bir de bedii duygular ve ulvi düşünceler vardır. Güzel Sanatlar dediğimiz bilgi şubeleri bu bedii duygulardan ve ulvi düşüncelerden doğar. Bedii duygu, güzellikler ve iyilikler karşısında duyulan yahut guzellik ve iyilik oluşturmak kabiliyetinde olan güzellik duygusudur. Yüksek, yani alu düşünce ve de günlük düşüncelerin üstünde iyiyi, doğruyu, güzeli doğuracak düşüncedir. Yani bedii duygu ve yüksek düşünce, insan duygusunun ve düşüncesinin özgün tarafı demektir. Sanatın özünü ve de kaynağını bu özgünlük oluşturur. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Güzellik duygusu, kişiden kişiye değişebilme bir niteliğine sahip olduğu için kendisini en çok sanat eserlerinde gösterir. B) Insan, duygu ve düşüncelerini en güzel ve özlü biçimde ortaya koyan bir canlı olduğu için sanat eserinin üreticisi de alımlayıcısı da kendisidir. C) Güzellikten doğan hislerin orijinal, yüce ve nitelikli bir yönü olduğu için edebî eserlerde bu hissiyattan yola çıkılır. D) Güzellikten kaynaklanan yüce duyguların güzel ve benzersiz bir üslupla aktarılması sayesinde sanat eserleri doğar. E) Insanlardaki en sıradan duyguları özgün bir anlatımla ortaya koymak, sanatçılık kabiliyetine bağlıdır. 28
37 ve 38. soruları aşağıdakı
Bilseydik, sahiden düşünseydik evren bize küsmezdi
sanırım. Düşünme öğrenilen bir şey, üstelik çocuklukla
başlayan bir süreç. "Felsefi düşünme herhangi bir
düşünceyi benimsetme çabasına girmeden çocuğu
özgür düşünmeye nasıl çağırabilir?" sorusunu temel alan
felsefe kitaplarının sayısı da artmaya başladı. Thomas E.
Wartenberg'in 'Küçük Çocuklar İçin Büyük Fikirler kitabı,
bizim dile kazandırıldı ve bu kitap çocuk edebiyatıyla
felsefe öğrenimini öneriyor. Wartenberg'in kitabı konu
üzerine düşünmekle yetinmiyor. Felsefeci yazar, kendi
oğlunun sorduğu sorulardan yola çıkarak deneyimlerini
paylaşıyor. Sorulara cevap veren yetişkinlerin
düşebileceği tuzaklara dikkat çekerek öyküler yoluyla
çocuklara düşünmeyi nasıl öğretebileceğimize ilişkin
öneriler sunuyor. Kitap öncelikle çocukluğun ne
olduğu üstünde duruyor. Çocuk nedir? Kime çocuk
denir? Çocukluk biyolojik bir evre mi yoksa bir ruh hâli
mi? Wartenberg'e göre çocuk, kendisini çocuk diye
nitelemez. Çocukluğun en önemli belirtisi yaşamın her
anını önemsemesi, zaman algısının bütünsel olması.
Thomas Wartenberg'e göre, "Filozoflar dünyaya dair
sorular sorarken çocukluk tavırlarını korurlar." Bu
yüzden felsefeye başlamak için en iyi zamanın çocukluk
olduğuna inanıyor, Wartenberg.
37. Bu parçada Küçük Çocuklar İçin Büyük Fikirler
adlı kitapla ilgili aşağıdakilerden hangisine
değinilmemiştir?
A) Çocuklara felsefe öğretmeyle ilgili fikirler sunduğuna
B) Deneyimlerden yola çıkılarak oluşturulduğuna
C) Öykülerle çocuklara düşünme önerileri sunduğuna
D) Çocuklukla ilgili bilgiler verdiğine
E) Felsefi düşünceleri çocuk bakışıyla açıkladığına
(1)
ind
ko
20
ve
(III
ya
VE
ot
e
a
39.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
37 ve 38. soruları aşağıdakı Bilseydik, sahiden düşünseydik evren bize küsmezdi sanırım. Düşünme öğrenilen bir şey, üstelik çocuklukla başlayan bir süreç. "Felsefi düşünme herhangi bir düşünceyi benimsetme çabasına girmeden çocuğu özgür düşünmeye nasıl çağırabilir?" sorusunu temel alan felsefe kitaplarının sayısı da artmaya başladı. Thomas E. Wartenberg'in 'Küçük Çocuklar İçin Büyük Fikirler kitabı, bizim dile kazandırıldı ve bu kitap çocuk edebiyatıyla felsefe öğrenimini öneriyor. Wartenberg'in kitabı konu üzerine düşünmekle yetinmiyor. Felsefeci yazar, kendi oğlunun sorduğu sorulardan yola çıkarak deneyimlerini paylaşıyor. Sorulara cevap veren yetişkinlerin düşebileceği tuzaklara dikkat çekerek öyküler yoluyla çocuklara düşünmeyi nasıl öğretebileceğimize ilişkin öneriler sunuyor. Kitap öncelikle çocukluğun ne olduğu üstünde duruyor. Çocuk nedir? Kime çocuk denir? Çocukluk biyolojik bir evre mi yoksa bir ruh hâli mi? Wartenberg'e göre çocuk, kendisini çocuk diye nitelemez. Çocukluğun en önemli belirtisi yaşamın her anını önemsemesi, zaman algısının bütünsel olması. Thomas Wartenberg'e göre, "Filozoflar dünyaya dair sorular sorarken çocukluk tavırlarını korurlar." Bu yüzden felsefeye başlamak için en iyi zamanın çocukluk olduğuna inanıyor, Wartenberg. 37. Bu parçada Küçük Çocuklar İçin Büyük Fikirler adlı kitapla ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Çocuklara felsefe öğretmeyle ilgili fikirler sunduğuna B) Deneyimlerden yola çıkılarak oluşturulduğuna C) Öykülerle çocuklara düşünme önerileri sunduğuna D) Çocuklukla ilgili bilgiler verdiğine E) Felsefi düşünceleri çocuk bakışıyla açıkladığına (1) ind ko 20 ve (III ya VE ot e a 39.