Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

I. Fakat o dönemde meseleye yalnızca birtakım fan-
tastik kurgular penceresinden bakılıyordu.
11. Kara delik kavramı ilk olarak 18. yüzyıl sonunda
I
kullanılmıştır, denebilir.
III. Bununla birlikte kara delikler üzerine ilk temel çalış-
malar, varlıkları hakkındaki ilk sağlam belirtilerin
gözlemlerini izleyen 1960'lı yıllara dayanır.
IV. Einstein'ın çalışmalarının yayımlanmasından kısa
süre sonra, Karl Schwarzschild tarafından, "Eins-
tein alan denklemleri"nin merkezî bir kara deliğin
varlığını içeren bir çözümü yayımlanmıştı.
V. Kara delik kavramı ancak 1900'lü yılların başla-
rinda ve özellikle Albert Einstein'in genel görelilik
kuramının ortaya atılmasıyla fantastik bir kavram
olmaktan çıkmıştır.
Yukarıdaki cümleler anlamlı bütün oluşturacak şe-
kilde sıralandığında aşağıdakilerden hangisi baştan
üçüncü cümle olur?
A) I
BY11
C) III
DYIV
V
Jov
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
I. Fakat o dönemde meseleye yalnızca birtakım fan- tastik kurgular penceresinden bakılıyordu. 11. Kara delik kavramı ilk olarak 18. yüzyıl sonunda I kullanılmıştır, denebilir. III. Bununla birlikte kara delikler üzerine ilk temel çalış- malar, varlıkları hakkındaki ilk sağlam belirtilerin gözlemlerini izleyen 1960'lı yıllara dayanır. IV. Einstein'ın çalışmalarının yayımlanmasından kısa süre sonra, Karl Schwarzschild tarafından, "Eins- tein alan denklemleri"nin merkezî bir kara deliğin varlığını içeren bir çözümü yayımlanmıştı. V. Kara delik kavramı ancak 1900'lü yılların başla- rinda ve özellikle Albert Einstein'in genel görelilik kuramının ortaya atılmasıyla fantastik bir kavram olmaktan çıkmıştır. Yukarıdaki cümleler anlamlı bütün oluşturacak şe- kilde sıralandığında aşağıdakilerden hangisi baştan üçüncü cümle olur? A) I BY11 C) III DYIV V Jov
2. Her insan, doğduğu coğrafyanın ürünüdür bir parça.
Dolayısıyla her sanatçı doğduğu coğrafyadan beslenir.
Ama bu izleri estetik görünüşe çevirmek çok az sanatçının
başarabildiği bir durum. Bedri Rahmi, işte bunu başarabilmiş
bir sanatçımız. Onun eserlerindeki estetik, bir özgünlük
yansımasıdır. O bu özgünlüğü "kendi sesini, sanat alıcısının
yüreğindeki sese göre akort etmek" olarak açıklıyor.
Bu parçada altı çizili sözle asıl anlatılmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?
A Yapıtlarıyla hedef kitlenin beklentilerini yansıtmak
B) Çoğunluğun sesini duyurmak, sorunların çözülmesini
sağlamak
C) Odağına estetiği alarak duygu yüklü yapıtlar ortaya
koymak
Aclarını başkalarıyla paylaşarak onlara uyum
sağladığını göstermek
E) Beslendiği kaynakları reddetmeden olduğu gibi
açıklamak
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
2. Her insan, doğduğu coğrafyanın ürünüdür bir parça. Dolayısıyla her sanatçı doğduğu coğrafyadan beslenir. Ama bu izleri estetik görünüşe çevirmek çok az sanatçının başarabildiği bir durum. Bedri Rahmi, işte bunu başarabilmiş bir sanatçımız. Onun eserlerindeki estetik, bir özgünlük yansımasıdır. O bu özgünlüğü "kendi sesini, sanat alıcısının yüreğindeki sese göre akort etmek" olarak açıklıyor. Bu parçada altı çizili sözle asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A Yapıtlarıyla hedef kitlenin beklentilerini yansıtmak B) Çoğunluğun sesini duyurmak, sorunların çözülmesini sağlamak C) Odağına estetiği alarak duygu yüklü yapıtlar ortaya koymak Aclarını başkalarıyla paylaşarak onlara uyum sağladığını göstermek E) Beslendiği kaynakları reddetmeden olduğu gibi açıklamak
6. 1. Çok kucaklayan, çok döker.
II.
Vazife, büyük şey yapmak değil, gerekeni yap-
maktır.
III.
Bir damla yağmurun denize faydası vardır.
IV. Bütün büyük şeyler, küçük şeylerin bileşkesidir.
V. Söz, ilaca benzer; azında fayda vardır.
A) 1. ve II.
to)
B) I. ve V.
C) II. ve III.
D)
III. ve IV.
(E) III. ve V.
454
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
6. 1. Çok kucaklayan, çok döker. II. Vazife, büyük şey yapmak değil, gerekeni yap- maktır. III. Bir damla yağmurun denize faydası vardır. IV. Bütün büyük şeyler, küçük şeylerin bileşkesidir. V. Söz, ilaca benzer; azında fayda vardır. A) 1. ve II. to) B) I. ve V. C) II. ve III. D) III. ve IV. (E) III. ve V. 454
bağını
sağla
webi-
ure-
nde
de
gös
28. Şairin sanat anlayışını, şu tek cümlesi ne kadar sağlam
teriyor: "Sanat eseri, hem bir saat gibi içinde bulunduğumuz
zamanı hem de bir pusula gibi gidilmesi gereken yönü işa
cümle... O bizim duyduğumuz, duyamadığımız hatta duyama-
ret etmelidir." Bütün çağımız sanat anlayışını özetleyecek bir
yacağımız her şeyi şiirinde söylemiş. Yeryüzü üstünde bütün
rüzgârlara, renklere, korkulara sahip binlerce şeyi birden düşü-
nen, binlerce sesi birden duyan bir masal devi gibi, tüm insan-
lara seslenmeye devam ediyor.
Bu parçaya göre eleştirisi yapılan şairle ilgili beğeniler ara-
sında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Çağının önünde giden bir sanatçı olması
BY Sıradan insandan farklı ve ulaşılamayacak bir algısının ol
ması
C) Şiirlerinde dili üst bir seviyede kullanarak anlam yükünü ar-
trabilmesi
D) Bütün insanlığa seslenebilmesi, evrensel olması
E) Sanatını yaparken içinde bulunduğu andan kopmaması
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
bağını sağla webi- ure- nde de gös 28. Şairin sanat anlayışını, şu tek cümlesi ne kadar sağlam teriyor: "Sanat eseri, hem bir saat gibi içinde bulunduğumuz zamanı hem de bir pusula gibi gidilmesi gereken yönü işa cümle... O bizim duyduğumuz, duyamadığımız hatta duyama- ret etmelidir." Bütün çağımız sanat anlayışını özetleyecek bir yacağımız her şeyi şiirinde söylemiş. Yeryüzü üstünde bütün rüzgârlara, renklere, korkulara sahip binlerce şeyi birden düşü- nen, binlerce sesi birden duyan bir masal devi gibi, tüm insan- lara seslenmeye devam ediyor. Bu parçaya göre eleştirisi yapılan şairle ilgili beğeniler ara- sında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Çağının önünde giden bir sanatçı olması BY Sıradan insandan farklı ve ulaşılamayacak bir algısının ol ması C) Şiirlerinde dili üst bir seviyede kullanarak anlam yükünü ar- trabilmesi D) Bütün insanlığa seslenebilmesi, evrensel olması E) Sanatını yaparken içinde bulunduğu andan kopmaması
30. Aşırı avcılık, kirlilik, iklim değişikliği günümüzde kritik tehdit al-
tında olan denizlerimizdeki tehlikeyi giderek artırıyor. Ne yazık
ki mevcut deniz koruma alanlarımızdan yalnızca birkaçı etkin
bir yönetim ve izleme alanına sahip. Denizler; soluduğumuz ok-
sijenin neredeyse yarısıyla, bir milyardan fazla insana gıda ve
geçim olanağı sağlıyor. Mikroskobik planktondan bugüne dek
varlığını sürdürebilen en büyük memeli mavi balinaya kadar son
derece zengin çeşitlilikte yaban hayatına ev sahipliği yapıyor.
Ama denizlerimiz kritik tehdit altında. -
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakiler-
den hangisi getirilemez?
A) Denizleri ve kıyı alanlarını kullanım şeklimiz, yalnızca tür
çeşitliliğini değil aynı zamanda milyonlarca insanın temel
ihtiyaçlarını karşılama olanaklarını da yok ediyor
B) Denizle ilişkili faaliyetler turizm, liman ticareti gibi alanlara
kaydırılmalı
C) Türkiye'de denizel biyolojik çeşitliliği korumak amacıyla de-
niz-kıyı koruma alanlarının sayısı arttırılmalı
D) Doğu Akdeniz, Marmara, Karadeniz kıyılarının gözetim altı-
na alınması için gerekli koşullar sağlanmalı
E) İlgili kurumlar, uzmanlar ve yerel halkın da içinde bulundu-
ğu ortak yönetim mekanizmaları geliştirilerek denizlerimiz
en hızlı biçimde korunmalıdır
A)
9
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
30. Aşırı avcılık, kirlilik, iklim değişikliği günümüzde kritik tehdit al- tında olan denizlerimizdeki tehlikeyi giderek artırıyor. Ne yazık ki mevcut deniz koruma alanlarımızdan yalnızca birkaçı etkin bir yönetim ve izleme alanına sahip. Denizler; soluduğumuz ok- sijenin neredeyse yarısıyla, bir milyardan fazla insana gıda ve geçim olanağı sağlıyor. Mikroskobik planktondan bugüne dek varlığını sürdürebilen en büyük memeli mavi balinaya kadar son derece zengin çeşitlilikte yaban hayatına ev sahipliği yapıyor. Ama denizlerimiz kritik tehdit altında. - Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakiler- den hangisi getirilemez? A) Denizleri ve kıyı alanlarını kullanım şeklimiz, yalnızca tür çeşitliliğini değil aynı zamanda milyonlarca insanın temel ihtiyaçlarını karşılama olanaklarını da yok ediyor B) Denizle ilişkili faaliyetler turizm, liman ticareti gibi alanlara kaydırılmalı C) Türkiye'de denizel biyolojik çeşitliliği korumak amacıyla de- niz-kıyı koruma alanlarının sayısı arttırılmalı D) Doğu Akdeniz, Marmara, Karadeniz kıyılarının gözetim altı- na alınması için gerekli koşullar sağlanmalı E) İlgili kurumlar, uzmanlar ve yerel halkın da içinde bulundu- ğu ortak yönetim mekanizmaları geliştirilerek denizlerimiz en hızlı biçimde korunmalıdır A) 9
TYT / Türkçe
9.
Geçmişte gerçekleştirilen içeriği çarpıtılmış bazı yoruma dayalı
görsel açıdan zarar görmeleri, günümüzde minimum müdahale
veya taklitçi tamamlama uygulamalarıyla resimlerin belgesel ve
diye adlandırılan koruma prensibinin benimsenmesini sağlamış-
tır. Bu doğrultuda, bilhassa arkeolojik alanlarda tahrip olmuş...
bütünlüğünü kaybetmiş durumdaki duvar resimlerinde tamam-
lama yapılmayıp mevcut kalıntıların oldukları gibi korunmaları
görüşü önem kazanmıştır. Sonuç olarak, rötuşun kurallarını
belirlemek zordur ve her resim, kurallarını kendi içinde barın-
dırmaktadır. Her resim için ideal olan tek bir rötuş tekniği ve
malzemesi bulunmadığı gibi, resim kendi şartları doğrultusunda
değerlendirilmelidir. Burada uygulamayı yapan uzman konser-
vatöre büyük sorumluluk düşmektedir. Uygulanacak kuramsal
yaklaşım, teknik ve malzeme seçiminin kararı güvenilir bilgiye
ve sanat tarihi, arkeoloji, koruma bilimi gibi alan uzmanlarının
görüşüne dayandırılmalıdır. Uygulama öncesi denemeler yapı
Tarak, yaratılan görsel algı titizlikle incelenmelidir. Konservatö-
rün becerisi, hâkimiyeti ve tekniğin uygulanmasındaki yeteneği
bu aşamada çok önemlidir.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşıla-
bilir?
A) Uzman sanatçılar ve bu konuda yetkili kişiler tarafından sis-
temleştirilen "rötuş"un her resme uygulanan ortak kuralları
vardır.
B) Özgün birer sanat eseri olan resimlerin estetik biricikliğine
her türlü müdahale zarar verme ihtimali taşıdığı için onları
oldukları gibi veya minimum müdahale ile korumak görüşü
günümüzde yaygınlık kazanmıştır.
C) Arkeolojik kazılarda ortaya çıkan bütünlüğü kaybolmuş sa-
nat eserlerinin tamamlanması ve eksik yerlerinin günümüz
imkânları ile giderilerek tam bir şekilde sanatseverlere su-
nulması yaygın bir görüştür.
D) Geçmişte pek çok tarihî yapıda, buluntularda, resimlerde
yetenekli koservatörler çok güzel rötuşlar yapmışlardır; bu
eserler belgesel ve tarihî açıdan hiç zarar görmemiştir.
E) Sanat eserlerini eldeki kısıtlı imkânlarla tamir etmede, onar-
mada, tamamlamada her zaman başarısız olunmuştur.
10. İnsan
cinsiy
gerçe
meka
Ter da
zisyo
bunl
en ç
şun
Tojic
me
gibi
Bire
top
Tan
ya
ifa
pc
B
A
E
11
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TYT / Türkçe 9. Geçmişte gerçekleştirilen içeriği çarpıtılmış bazı yoruma dayalı görsel açıdan zarar görmeleri, günümüzde minimum müdahale veya taklitçi tamamlama uygulamalarıyla resimlerin belgesel ve diye adlandırılan koruma prensibinin benimsenmesini sağlamış- tır. Bu doğrultuda, bilhassa arkeolojik alanlarda tahrip olmuş... bütünlüğünü kaybetmiş durumdaki duvar resimlerinde tamam- lama yapılmayıp mevcut kalıntıların oldukları gibi korunmaları görüşü önem kazanmıştır. Sonuç olarak, rötuşun kurallarını belirlemek zordur ve her resim, kurallarını kendi içinde barın- dırmaktadır. Her resim için ideal olan tek bir rötuş tekniği ve malzemesi bulunmadığı gibi, resim kendi şartları doğrultusunda değerlendirilmelidir. Burada uygulamayı yapan uzman konser- vatöre büyük sorumluluk düşmektedir. Uygulanacak kuramsal yaklaşım, teknik ve malzeme seçiminin kararı güvenilir bilgiye ve sanat tarihi, arkeoloji, koruma bilimi gibi alan uzmanlarının görüşüne dayandırılmalıdır. Uygulama öncesi denemeler yapı Tarak, yaratılan görsel algı titizlikle incelenmelidir. Konservatö- rün becerisi, hâkimiyeti ve tekniğin uygulanmasındaki yeteneği bu aşamada çok önemlidir. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşıla- bilir? A) Uzman sanatçılar ve bu konuda yetkili kişiler tarafından sis- temleştirilen "rötuş"un her resme uygulanan ortak kuralları vardır. B) Özgün birer sanat eseri olan resimlerin estetik biricikliğine her türlü müdahale zarar verme ihtimali taşıdığı için onları oldukları gibi veya minimum müdahale ile korumak görüşü günümüzde yaygınlık kazanmıştır. C) Arkeolojik kazılarda ortaya çıkan bütünlüğü kaybolmuş sa- nat eserlerinin tamamlanması ve eksik yerlerinin günümüz imkânları ile giderilerek tam bir şekilde sanatseverlere su- nulması yaygın bir görüştür. D) Geçmişte pek çok tarihî yapıda, buluntularda, resimlerde yetenekli koservatörler çok güzel rötuşlar yapmışlardır; bu eserler belgesel ve tarihî açıdan hiç zarar görmemiştir. E) Sanat eserlerini eldeki kısıtlı imkânlarla tamir etmede, onar- mada, tamamlamada her zaman başarısız olunmuştur. 10. İnsan cinsiy gerçe meka Ter da zisyo bunl en ç şun Tojic me gibi Bire top Tan ya ifa pc B A E 11
TYT / Türkçe
29. Aşağıdaki parçalardan hangisi "Eskilerle yeniler arasında
hep bir mücadele söz konusudur fakat tarihteki örnekler de gös-
termiştir ki eskinin yeniye karşı direnişi boş bir çabadan ileriye
gidememiştir. Zira eskiye karşı yenilgiye uğrayan hiçbir yenilik
yoktur." düşüncesine uzak düşmektedir?
me
A) Giotto'nun mekân derinliği gibi resme getirdiği yenilikler se-
bebiyle ne hümanizmin etkisiyle meydana gelen Rönesans
Çağı'nın üstün resim tekniği ne de barok sanatının taşkın çiz-
gileriyle işık-gölge estetiği sanatta bir devamlılık sağlamıştır.
B) Sanat adina kazanılan özgürlüğün, diğer alanlarda olduğu
gibi 1789 Fransız Devrimi ile doğru orantılı olarak geliştiğini
belirtmeliyiz. Çağın baş döndürücü değişimi karşısında elde
edilen özgürlükler neticesinde sanatta da dış dünyadan iç-
selliğe doğru kayan bir eğilim söz konusudur.
20. yy. başlarında ortaya çıkan fütürizm akımı, her şeyin
sürekli değiştiği sonucuyla hareket etmiş, bunun yaşamın
en önemli gerçeği olduğunu savunmuştur. Fütüristler, resim
sanatına yeni ve dinamik bir ruh kazandırmak istemişlerdir.
Van Gogh, ilginç firça vuruşları ve insan duygularını hare-
kete geçiren renklerle kendi ruhsal durumunu açığa vurdu-
ğu, peyzaj ve ayçiçekleri resimleriyle ekspresyonist tarzdaki
resimlerin ilk örneklerini oluşturmuştur. Ve ekspresyonist
resimler daha çok yaygınlık kazanmıştır.
31. (1) Oturd
çocuğun
yetiştirile
lik veriy-
renk re
EX 20. yüzyılın başkaldırı niteliğindeki "renk için renk" ilkesiyle
hareket eden bir başka sanat anlayışı fovizm, Gauguin'in
daha önce basite indirgediği resim anlayışıyla tamamen ör-
tüşmektedir.
ten yüz
(IV) ÇE
Çingira
bebek
bir şe
ben,
için
nele
Bu
pil:
A)
B
C
32.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TYT / Türkçe 29. Aşağıdaki parçalardan hangisi "Eskilerle yeniler arasında hep bir mücadele söz konusudur fakat tarihteki örnekler de gös- termiştir ki eskinin yeniye karşı direnişi boş bir çabadan ileriye gidememiştir. Zira eskiye karşı yenilgiye uğrayan hiçbir yenilik yoktur." düşüncesine uzak düşmektedir? me A) Giotto'nun mekân derinliği gibi resme getirdiği yenilikler se- bebiyle ne hümanizmin etkisiyle meydana gelen Rönesans Çağı'nın üstün resim tekniği ne de barok sanatının taşkın çiz- gileriyle işık-gölge estetiği sanatta bir devamlılık sağlamıştır. B) Sanat adina kazanılan özgürlüğün, diğer alanlarda olduğu gibi 1789 Fransız Devrimi ile doğru orantılı olarak geliştiğini belirtmeliyiz. Çağın baş döndürücü değişimi karşısında elde edilen özgürlükler neticesinde sanatta da dış dünyadan iç- selliğe doğru kayan bir eğilim söz konusudur. 20. yy. başlarında ortaya çıkan fütürizm akımı, her şeyin sürekli değiştiği sonucuyla hareket etmiş, bunun yaşamın en önemli gerçeği olduğunu savunmuştur. Fütüristler, resim sanatına yeni ve dinamik bir ruh kazandırmak istemişlerdir. Van Gogh, ilginç firça vuruşları ve insan duygularını hare- kete geçiren renklerle kendi ruhsal durumunu açığa vurdu- ğu, peyzaj ve ayçiçekleri resimleriyle ekspresyonist tarzdaki resimlerin ilk örneklerini oluşturmuştur. Ve ekspresyonist resimler daha çok yaygınlık kazanmıştır. 31. (1) Oturd çocuğun yetiştirile lik veriy- renk re EX 20. yüzyılın başkaldırı niteliğindeki "renk için renk" ilkesiyle hareket eden bir başka sanat anlayışı fovizm, Gauguin'in daha önce basite indirgediği resim anlayışıyla tamamen ör- tüşmektedir. ten yüz (IV) ÇE Çingira bebek bir şe ben, için nele Bu pil: A) B C 32.
rçacıklar bir gezege-
veti kuyruklu yıldızı iç
ünya'dan görülmesini
gezegen patlamasın-
n ise vakumda uçan
kları teorisine inanıl-
azı açıklarının olduğu
stronomlar, kuyruklu
una ve nereden gel-
, hareket eden kum
iddia etti.
uşturacak şekilde
i sırasıyla baştan
ve V
C) ILve-
gibi Kürk Man
eserin genelinde
yanın ana malze-
unun yanında ona
zgı", "değiştirilebi-
c) /ceza" ikilikleri,
usunda ve fikirsel
ir sahne eseri ola-
nyasının insan ve
emli değişikliklere
ndan yüzyıllardır
etragedyanın ya-
da insan, evren-
-. Mitolojiye, Eski
attin Ali'nin Kürk
örünümlerinin al-
şımaktadır.
ngisine ulaşıla-
Ei yaratımlardan
orgulamaları ve
e bile öz olarak
rklı kavramlar
22-23. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Stendhal "Mutluluk akıl işidir." der. 1801'de Günlük'üne şöyle
yazmıştır: "Hayatta bütün felaketler, karşılaştığımız olaylar ve
durumlar hakkında beslediğimiz yanlış düşüncelerden gelir. İn-
-sanları iyi tanımak, olayları tam olarak yargılamak mutluluğa
doğru ilerlemek demektir." Yazdığı romanlar da bu sözleri ta-
mamlar. Yer üstünde mutluluğu akıl ve zeka yoluyla bulmak is-
teyen kişiler, bu romanlarda kahraman olarak ele alınmışlardır.
Zekalarının işığı onlara yol gösterir, çoğu defa başarıya ulaştı-
Tir. Stendhal'in kişileri, duyguların aldatıcı oyununa kapılmaktan
kaçınırlar. Yalnız yapıtları değil, yazarın hayatı da mutluluğa akıl
yoluyla ulaşmak çabasına örnektir. İncelenecek olursa görülür
ki Stendhal'in sevgileri, çeşitli serüvenleri, bağlılıkları duygudan
çok aklının ürünleridir.
RUBENISⓇ
HI-LIGHTING PEN 5mm
RF-315
HI-QUALITY
B) Romaniarda hayatperson
sanlara yer vermeyi tercih etmiştir.
7okânın olkisivle verdiči kararlar onun icin duvaulara kapil-
B
MIKROMIN
SPECIA
23. Bu parçada "duyguların aldatıcı oyunu" sözüyle anlatılmak
istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Hissedilen şeylerin bireyi hayata dair yetersiz kılabileceği
B) Duygu yoksunluğunun insanı karar aşamasında yanıltabi-
leceği
C) insanların hisleri doğrultusunda hareket edince büyük ya-
nılgılar yaşayabileceği
D) Hayatla yüzleşme esnasında duygu ve aklın iç içe geçtiği
Hisleriyle hareket edenlerin bazı durumlarda başarıyı ya-
kalayabildiği
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
rçacıklar bir gezege- veti kuyruklu yıldızı iç ünya'dan görülmesini gezegen patlamasın- n ise vakumda uçan kları teorisine inanıl- azı açıklarının olduğu stronomlar, kuyruklu una ve nereden gel- , hareket eden kum iddia etti. uşturacak şekilde i sırasıyla baştan ve V C) ILve- gibi Kürk Man eserin genelinde yanın ana malze- unun yanında ona zgı", "değiştirilebi- c) /ceza" ikilikleri, usunda ve fikirsel ir sahne eseri ola- nyasının insan ve emli değişikliklere ndan yüzyıllardır etragedyanın ya- da insan, evren- -. Mitolojiye, Eski attin Ali'nin Kürk örünümlerinin al- şımaktadır. ngisine ulaşıla- Ei yaratımlardan orgulamaları ve e bile öz olarak rklı kavramlar 22-23. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Stendhal "Mutluluk akıl işidir." der. 1801'de Günlük'üne şöyle yazmıştır: "Hayatta bütün felaketler, karşılaştığımız olaylar ve durumlar hakkında beslediğimiz yanlış düşüncelerden gelir. İn- -sanları iyi tanımak, olayları tam olarak yargılamak mutluluğa doğru ilerlemek demektir." Yazdığı romanlar da bu sözleri ta- mamlar. Yer üstünde mutluluğu akıl ve zeka yoluyla bulmak is- teyen kişiler, bu romanlarda kahraman olarak ele alınmışlardır. Zekalarının işığı onlara yol gösterir, çoğu defa başarıya ulaştı- Tir. Stendhal'in kişileri, duyguların aldatıcı oyununa kapılmaktan kaçınırlar. Yalnız yapıtları değil, yazarın hayatı da mutluluğa akıl yoluyla ulaşmak çabasına örnektir. İncelenecek olursa görülür ki Stendhal'in sevgileri, çeşitli serüvenleri, bağlılıkları duygudan çok aklının ürünleridir. RUBENISⓇ HI-LIGHTING PEN 5mm RF-315 HI-QUALITY B) Romaniarda hayatperson sanlara yer vermeyi tercih etmiştir. 7okânın olkisivle verdiči kararlar onun icin duvaulara kapil- B MIKROMIN SPECIA 23. Bu parçada "duyguların aldatıcı oyunu" sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Hissedilen şeylerin bireyi hayata dair yetersiz kılabileceği B) Duygu yoksunluğunun insanı karar aşamasında yanıltabi- leceği C) insanların hisleri doğrultusunda hareket edince büyük ya- nılgılar yaşayabileceği D) Hayatla yüzleşme esnasında duygu ve aklın iç içe geçtiği Hisleriyle hareket edenlerin bazı durumlarda başarıyı ya- kalayabildiği
1.
2.
TEST-202
1.-3. SORULARDA, BAŞTA VERİLEN CÜM-
LEYE ANLAMCA EN YAKIN OLAN CÜMLEYİ
BULUNUZ.
Bir Amerikalı, bir Avrupalı eserlerimde kendini bul-
sun istediğim için önce Anadolu'ya yöneldim sanat
yaşamımda. Anadolu kendini bulamazsa diğerleri
kendilerini nasıl bulabilir ki benim eserlerimde.
A) Kendi insanını tanımayan bir sanatçı bütün in-
sanlığı anlayamaz.
B) Yerli kültürünü bilmeyen, evrensel kültüre ya-
bancı kalır.
C) Ulusal değerlerini özümsemeyen bir sanatçı, di-
ğer ulusların insanlarına seslenemez
D) Milli değerlerden yola çıkan bir yazar evrensele
ulaşamaz.
E) Kendi toprağında yaşayabilen, köklerini kendi
değerleriyle besleyebilen bir yapıt, yabancı top-
raklarda da kök salabilir.
Söz yaş deriye benzer; nereye çeksen oraya gidor
AI Sözün kons
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
1. 2. TEST-202 1.-3. SORULARDA, BAŞTA VERİLEN CÜM- LEYE ANLAMCA EN YAKIN OLAN CÜMLEYİ BULUNUZ. Bir Amerikalı, bir Avrupalı eserlerimde kendini bul- sun istediğim için önce Anadolu'ya yöneldim sanat yaşamımda. Anadolu kendini bulamazsa diğerleri kendilerini nasıl bulabilir ki benim eserlerimde. A) Kendi insanını tanımayan bir sanatçı bütün in- sanlığı anlayamaz. B) Yerli kültürünü bilmeyen, evrensel kültüre ya- bancı kalır. C) Ulusal değerlerini özümsemeyen bir sanatçı, di- ğer ulusların insanlarına seslenemez D) Milli değerlerden yola çıkan bir yazar evrensele ulaşamaz. E) Kendi toprağında yaşayabilen, köklerini kendi değerleriyle besleyebilen bir yapıt, yabancı top- raklarda da kök salabilir. Söz yaş deriye benzer; nereye çeksen oraya gidor AI Sözün kons
lesi
an
si
ul
D
18. (1) Tahta üflemeli çalgılar ailesinin bir üyesi olan klarnet; gü-
nümüzde solo çalgı olarak kullanımının yanı sıra senfonik
orkestralar, bandolar, oda müziği grupları ve müzik toplukla-
rinda sıklıkla karşılaştığımız bir çalgıdır. (II) lleri düzey teknik
ve melodik gereksinimlere imkân vermesi ve kendine özgü
ile karşımıza çıkmaktadır. (III) Klarnet ismi, berrak ve temiz
zengin ses karakteriyle birçok müzik türünde farklı nitelikler
ses anlamına gelen "clarion" sözcüğünden türetilmiştir. (IV)
Ve ilk olarak 1655 ve 1707 yıllarında yaşamış Alman çalgı
yapımcısı Johann Christian Denner tarafından chalumeau
(şalümo) adlı çalgı üzerinden geliştirilmiştir. (V) J. C. Den-
ner, şalümoya oktav perdesini ekleyerek ses aralığını ge-
(VI) Denner'dan sonra klarinetin geliştirilmesi ve günümüz
nişletmiş ve klarinetin ilk formuna ulaşmasını sağlamıştır.
modern yapısına ulaşmasında katkıları olan Iwan Müller,
Heinrich Grenser gibi çalgı yapımcılarının yanı sıra Oscar
Oehler'in katkıları devrim niteliğindedir.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf nu-
maralanmış cümlelerin hangisi ile başlar?
AXI
C) IV
B) III
(D) V
E) VI
19. Işıktaki renkler, beyaz ışık olarak kabul edilen ve güneş ışığ
nın içerisindeki elektromon
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
lesi an si ul D 18. (1) Tahta üflemeli çalgılar ailesinin bir üyesi olan klarnet; gü- nümüzde solo çalgı olarak kullanımının yanı sıra senfonik orkestralar, bandolar, oda müziği grupları ve müzik toplukla- rinda sıklıkla karşılaştığımız bir çalgıdır. (II) lleri düzey teknik ve melodik gereksinimlere imkân vermesi ve kendine özgü ile karşımıza çıkmaktadır. (III) Klarnet ismi, berrak ve temiz zengin ses karakteriyle birçok müzik türünde farklı nitelikler ses anlamına gelen "clarion" sözcüğünden türetilmiştir. (IV) Ve ilk olarak 1655 ve 1707 yıllarında yaşamış Alman çalgı yapımcısı Johann Christian Denner tarafından chalumeau (şalümo) adlı çalgı üzerinden geliştirilmiştir. (V) J. C. Den- ner, şalümoya oktav perdesini ekleyerek ses aralığını ge- (VI) Denner'dan sonra klarinetin geliştirilmesi ve günümüz nişletmiş ve klarinetin ilk formuna ulaşmasını sağlamıştır. modern yapısına ulaşmasında katkıları olan Iwan Müller, Heinrich Grenser gibi çalgı yapımcılarının yanı sıra Oscar Oehler'in katkıları devrim niteliğindedir. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf nu- maralanmış cümlelerin hangisi ile başlar? AXI C) IV B) III (D) V E) VI 19. Işıktaki renkler, beyaz ışık olarak kabul edilen ve güneş ışığ nın içerisindeki elektromon
helini oluşturur.
25. Sanattaki gerçekliğin insanı bazen düşündüren, bazen eğlen-
diren, bazen rahatsız ve huzursuz eden bir yanı vardır. Bu yö-
nüyle sanat, insandaki içsel kaosun dışa vurumudur. Krizin
aşılması ancak ve ancak edebiyat, diğer sanat dalları ve on-
ların bireyde ortaya çıkardığı estetik algılamayla mümkündür.
Çünkü estetik ile insanın düşsel düzlemi kendi için yaşamsal bir
alan bulur. Edebiyat estetiği; insanın psikolojik, sosyal, kültürel
ve hatta ekonomik temellerini sarsarak onu yeni deneyimlere
açar. Bu açılımladır ki insan, varoluşuyla ve öteki olanla yüzle-
şir. Edebiyat ise sanat dalları içinde bu yüzleşmeye -belki de-
verilmiş en gösterişli cevaptır.
Bu parçada açıklanan edebiyat ile ilgili aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) İnsanın içindeki karışıklığı, uyumsuz ve düzensiz durumu
işaret ve tasvirlerle ifade ettiği
B) Düşünsel faaliyetlerle insanı gerçeklik konusunda sorgula-
maya ittiği
C) Kişilerin iç dünyalarında olup biteni sanatsal yaratıdaki gü-
zellik duyusu ile idrak etmesini sağladığı
D) Düşsel boyutta yarattıkları ile insanın gerçekle olan bağını
kesmesine sebep olduğu
E) insanın kendinin farkına varıp kendisini anlamasını sağla-
maya ortam yarattığı
2
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
helini oluşturur. 25. Sanattaki gerçekliğin insanı bazen düşündüren, bazen eğlen- diren, bazen rahatsız ve huzursuz eden bir yanı vardır. Bu yö- nüyle sanat, insandaki içsel kaosun dışa vurumudur. Krizin aşılması ancak ve ancak edebiyat, diğer sanat dalları ve on- ların bireyde ortaya çıkardığı estetik algılamayla mümkündür. Çünkü estetik ile insanın düşsel düzlemi kendi için yaşamsal bir alan bulur. Edebiyat estetiği; insanın psikolojik, sosyal, kültürel ve hatta ekonomik temellerini sarsarak onu yeni deneyimlere açar. Bu açılımladır ki insan, varoluşuyla ve öteki olanla yüzle- şir. Edebiyat ise sanat dalları içinde bu yüzleşmeye -belki de- verilmiş en gösterişli cevaptır. Bu parçada açıklanan edebiyat ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) İnsanın içindeki karışıklığı, uyumsuz ve düzensiz durumu işaret ve tasvirlerle ifade ettiği B) Düşünsel faaliyetlerle insanı gerçeklik konusunda sorgula- maya ittiği C) Kişilerin iç dünyalarında olup biteni sanatsal yaratıdaki gü- zellik duyusu ile idrak etmesini sağladığı D) Düşsel boyutta yarattıkları ile insanın gerçekle olan bağını kesmesine sebep olduğu E) insanın kendinin farkına varıp kendisini anlamasını sağla- maya ortam yarattığı 2
A) Yabancı dildeki ürün adlarının doğru ya
B) Ürünün beklenen satış miktarının gerçekçi biçimde
tahmin edilmesinin
C) Pazarlanacak ürünün benzerlerinden üstün olan
niteliklerinin
D) Pazarlanacak ürünün tanıtımının iyi yapılmasının
E) Ürünün pazarlanacağı ülkenin kültürel özelliklerinin
19. Televizyonda görülen bombardıman şeklinde hızlı geçen
şeyler (fragmanlar, reklamlar...) çocuğun hızlı geçişler
yapmasına ve yapılanmamış yanlış malzemeler almasına
neden olur. Böylece dikkat süreklilik kazanmak yerine
parçalanır ve kaybolur. Çocuk içsel olarak anlamlar
kuramadığı için bir şeyler inşa edememeye başlar.
Böylece televizyona teslim olan çocuk dikkatini
toparlayamaz ve gerçek yaşamdaki katılımcılıktan,
televizyon karşısında pasif izleyici hâline geçer. Beyin
araştırmacıları, aşırı televizyon seyretmenin beyin
bağlantılarını engellediğini ileri sürmektedirler. Bir
yetişkinin beyniyle aynı yapıda olmayan çocuk beyni
gerekli bağlantıları oluşturamadığı için kopuk ve kesik
dikkat aralıkları geliştirir.
Bu parçaya göre televizyonun çocuk üzerindeki en
önemli etkisi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Toplum içinde sosyalleşmesini engellemesi
BBilişsel yetilerin körelmesi
C) Seyrettiklerini yanlış anlaması
D) Odaklanma yeteneğinin gelişmemesi
E) Beyin sağlığını bozması
DENEME-5
6
yaz
tari
Bu
har
TESSORIE
21. Ya
Nu
bi
ar
CE
go
B
A
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
A) Yabancı dildeki ürün adlarının doğru ya B) Ürünün beklenen satış miktarının gerçekçi biçimde tahmin edilmesinin C) Pazarlanacak ürünün benzerlerinden üstün olan niteliklerinin D) Pazarlanacak ürünün tanıtımının iyi yapılmasının E) Ürünün pazarlanacağı ülkenin kültürel özelliklerinin 19. Televizyonda görülen bombardıman şeklinde hızlı geçen şeyler (fragmanlar, reklamlar...) çocuğun hızlı geçişler yapmasına ve yapılanmamış yanlış malzemeler almasına neden olur. Böylece dikkat süreklilik kazanmak yerine parçalanır ve kaybolur. Çocuk içsel olarak anlamlar kuramadığı için bir şeyler inşa edememeye başlar. Böylece televizyona teslim olan çocuk dikkatini toparlayamaz ve gerçek yaşamdaki katılımcılıktan, televizyon karşısında pasif izleyici hâline geçer. Beyin araştırmacıları, aşırı televizyon seyretmenin beyin bağlantılarını engellediğini ileri sürmektedirler. Bir yetişkinin beyniyle aynı yapıda olmayan çocuk beyni gerekli bağlantıları oluşturamadığı için kopuk ve kesik dikkat aralıkları geliştirir. Bu parçaya göre televizyonun çocuk üzerindeki en önemli etkisi aşağıdakilerden hangisidir? A) Toplum içinde sosyalleşmesini engellemesi BBilişsel yetilerin körelmesi C) Seyrettiklerini yanlış anlaması D) Odaklanma yeteneğinin gelişmemesi E) Beyin sağlığını bozması DENEME-5 6 yaz tari Bu har TESSORIE 21. Ya Nu bi ar CE go B A
10. SORULARI AŞAĞIDAKİ BİLGİLERE
GÖRE BİRBİRİNDEN BAĞIMSIZ OLARAK
•
9.
CEVAPLAYINIZ.
Ali, Bekir, Cesur, Deniz, Erkan, Filiz, Gökhan adlı
öğretmenler, Doğu Anadolu Bölgesinde Tunceli, Er-
zincan, Ağrı; Ege Bölgesinde İzmir ve Muğla illerin-
de öğretmenlik yapmışlardır. Öğretmenlik yaptıkları
illerle ilgili şunlar bilinmektedir.
Erkan, Ali, Bekir, iki bölgede de öğretmenlik yap-
mışlardır.
Erkan'ın öğretmenlik yaptığı illerde başka kimse
öğretmenlik yapmamıştır.
İzmir'de iki kişi öğretmenlik yapmıştır.
Deniz, Erzincan'da öğretmenlik yapmıştır.
Ağrıda öğretmenlik yapan iki kişiden biri Filizdir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
10. SORULARI AŞAĞIDAKİ BİLGİLERE GÖRE BİRBİRİNDEN BAĞIMSIZ OLARAK • 9. CEVAPLAYINIZ. Ali, Bekir, Cesur, Deniz, Erkan, Filiz, Gökhan adlı öğretmenler, Doğu Anadolu Bölgesinde Tunceli, Er- zincan, Ağrı; Ege Bölgesinde İzmir ve Muğla illerin- de öğretmenlik yapmışlardır. Öğretmenlik yaptıkları illerle ilgili şunlar bilinmektedir. Erkan, Ali, Bekir, iki bölgede de öğretmenlik yap- mışlardır. Erkan'ın öğretmenlik yaptığı illerde başka kimse öğretmenlik yapmamıştır. İzmir'de iki kişi öğretmenlik yapmıştır. Deniz, Erzincan'da öğretmenlik yapmıştır. Ağrıda öğretmenlik yapan iki kişiden biri Filizdir.
nik
ÖZDEBİR
YAYINLARI
u-
a-
0-
5-
a
n
31-32. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
AILA
Psikolojik terapi, bireylerin negatif düşüncelerden kurtarıl-
maya çalışıldığı ve iyileşme odaklı geçirilen vakitleri içeren
tibbi bir süreçtir. Yapılan araştırmalarda uzman psikolog tera-
pilerinin bireylere neredeyse yüzde 85 oranında yararlı olduğu
görülmüştür. Bu durum, her yaştan bireyin ihtiyaç duyduğu
zamanda endişe yaşamadan bir psikoloğa gidip danışabilme-
sine olanak sağlamaktadır. Psikologlardan alınan terapilerin
faydası şudur: Bir psikolojik travmaya neden olan ve başkala-
rıyla konuşulamayan olay ve durumlar psikologla gerçekleşti-
rilen konuşma terapilerinde konuşulabilmekte, kişileri derin
acıya boğan duygular giderildiğinden kişinin kendini daha ra-
hat hissetmesi sağlanmaktadır. Daha da önemlisi içe kapana-
rak yaşanan bireysel acıların paylaşım yoluyla nasıl hafifleti-
leceği öğretilmektedir.
Karsıtlıklara yer verilmiş midir?
GAY
EANS HO
Duporondon barokotle na
818
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
nik ÖZDEBİR YAYINLARI u- a- 0- 5- a n 31-32. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. AILA Psikolojik terapi, bireylerin negatif düşüncelerden kurtarıl- maya çalışıldığı ve iyileşme odaklı geçirilen vakitleri içeren tibbi bir süreçtir. Yapılan araştırmalarda uzman psikolog tera- pilerinin bireylere neredeyse yüzde 85 oranında yararlı olduğu görülmüştür. Bu durum, her yaştan bireyin ihtiyaç duyduğu zamanda endişe yaşamadan bir psikoloğa gidip danışabilme- sine olanak sağlamaktadır. Psikologlardan alınan terapilerin faydası şudur: Bir psikolojik travmaya neden olan ve başkala- rıyla konuşulamayan olay ve durumlar psikologla gerçekleşti- rilen konuşma terapilerinde konuşulabilmekte, kişileri derin acıya boğan duygular giderildiğinden kişinin kendini daha ra- hat hissetmesi sağlanmaktadır. Daha da önemlisi içe kapana- rak yaşanan bireysel acıların paylaşım yoluyla nasıl hafifleti- leceği öğretilmektedir. Karsıtlıklara yer verilmiş midir? GAY EANS HO Duporondon barokotle na 818
14. Dil, hangi alanda çok kullanılırsa o alanda gelişir. Eskimoların di-
linde kar yağışıyla ilgili yüzlerce sözcük vardır. Arapların dilinde de
deve ile ilgili sözcükler çoktur. Tıpkı Türklerde at ile ilgili sözcük-
lerin çokluğu gibi. At üstünde doğup deyim yerindeyse at üstün-
de yaşayan Türkler, atın yürüme biçimlerini bile farklı sözcüklerle
adlandırmıştır. "Yunt" dedikleri atların sürüsü için "yılkı" sözcüğü-
nü kullanmışlar; atları yaşına ve cinsine göre ayırmışlardır. Aygır,
kunan, dönen, besti, kısrak, tay, kulun, iğdiş gibi isimlerle ayrın-
tılı adlandırmalar yapmışlardır. Yürüyüş biçimleri içinse rahvan,
eşkin, yorga, dörtnal, tiris gibi terimler kullanmışlardır. Aynı ulus,
Anadolu'ya gelip yerleşince biraz durulmuştur sanki. Yerleşik ha-
yata geçişle birlikte durup kendini dinlemeye, efkârlanmaya baş-
lamış gibidir. "Melal, hüzün, hicran, keder, elem..." sözcüklerinin
Türk diline girmesi bu dönemde olmuştur. Anadolu kendi sözcük-
lerini katmıştır Türk diline.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
A) Bir dilin gücünü, kelime hazinesinin zenginliği belirler.
B) Bir dilin gelişmesi için o dilin büyük topluluklarca kullanılma-
si gerekir.
C) Geçmişi, tarihin eski dönemlerine kadar giden ulusların zen-
gin bir dili vardır.
D) Yaşanan coğrafyanın ve yaşam koşullarının dil hazinesi üze-
rinde belirgin bir etkisi vardır.
E) Türkçeye yabancı sözcüklerin yoğun biçimde girmesi Türkle-
rin Anadolu'ya yerleşmesiyle aşlamıştır.
Paraf Yayınları
16.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
14. Dil, hangi alanda çok kullanılırsa o alanda gelişir. Eskimoların di- linde kar yağışıyla ilgili yüzlerce sözcük vardır. Arapların dilinde de deve ile ilgili sözcükler çoktur. Tıpkı Türklerde at ile ilgili sözcük- lerin çokluğu gibi. At üstünde doğup deyim yerindeyse at üstün- de yaşayan Türkler, atın yürüme biçimlerini bile farklı sözcüklerle adlandırmıştır. "Yunt" dedikleri atların sürüsü için "yılkı" sözcüğü- nü kullanmışlar; atları yaşına ve cinsine göre ayırmışlardır. Aygır, kunan, dönen, besti, kısrak, tay, kulun, iğdiş gibi isimlerle ayrın- tılı adlandırmalar yapmışlardır. Yürüyüş biçimleri içinse rahvan, eşkin, yorga, dörtnal, tiris gibi terimler kullanmışlardır. Aynı ulus, Anadolu'ya gelip yerleşince biraz durulmuştur sanki. Yerleşik ha- yata geçişle birlikte durup kendini dinlemeye, efkârlanmaya baş- lamış gibidir. "Melal, hüzün, hicran, keder, elem..." sözcüklerinin Türk diline girmesi bu dönemde olmuştur. Anadolu kendi sözcük- lerini katmıştır Türk diline. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Bir dilin gücünü, kelime hazinesinin zenginliği belirler. B) Bir dilin gelişmesi için o dilin büyük topluluklarca kullanılma- si gerekir. C) Geçmişi, tarihin eski dönemlerine kadar giden ulusların zen- gin bir dili vardır. D) Yaşanan coğrafyanın ve yaşam koşullarının dil hazinesi üze- rinde belirgin bir etkisi vardır. E) Türkçeye yabancı sözcüklerin yoğun biçimde girmesi Türkle- rin Anadolu'ya yerleşmesiyle aşlamıştır. Paraf Yayınları 16.
Yayınları
16. Bize atalarımızdan gelen vatan gibi, bayrak gibi çok değerli bir
mirastır dilimiz. Bizi biz yapan bu mirası bizden sonrakilere prob-
lemsiz bir şekilde teslim etmemiz gerekir. Bir dilci ve akademisyen
olarak benim de yapabileceklerim, bana düşen sorumluluklar var
bu konuda. Dilimizin imkânlarını yalnızca akademik alanda değil.
sanatsal kulvarlarda da kullanmak ve geliştirmek bunların başın-
da geliyor. Bu yüzden zaman zaman öyküler yazıyorum. Şimdi
de bir roman yazdım. Bu yapıtlarımda seçtiğim konular da sade-
ce yazmış olmak için yazılan konular olmuyor. Yazdıklarımın hem
bir sanat değeri taşımasını hem de mesaj veren didaktik eserler
olmasını önemsiyorum. Okuyanlar hem güzel bir roman ve öykü
okusunlar hem de heybelerini doldursunlar, istiyorum.
Bu parçanın yazarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenemhez?
A) Dili ulusal kimliğin bir parçası olarak gördüğü
B) Estetik yönü olan öğretici yapıtlar vermeye çalıştığı
C) Hem bilim adamı hem de yazar kimliğinin olduğu
D) Dilin gelecek kuşaklara doğru biçimde aktarılmasını istediği
E) Dilimizde yaşanan sorunlara yönelik farklı çözüm yolları öner-
diği
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Yayınları 16. Bize atalarımızdan gelen vatan gibi, bayrak gibi çok değerli bir mirastır dilimiz. Bizi biz yapan bu mirası bizden sonrakilere prob- lemsiz bir şekilde teslim etmemiz gerekir. Bir dilci ve akademisyen olarak benim de yapabileceklerim, bana düşen sorumluluklar var bu konuda. Dilimizin imkânlarını yalnızca akademik alanda değil. sanatsal kulvarlarda da kullanmak ve geliştirmek bunların başın- da geliyor. Bu yüzden zaman zaman öyküler yazıyorum. Şimdi de bir roman yazdım. Bu yapıtlarımda seçtiğim konular da sade- ce yazmış olmak için yazılan konular olmuyor. Yazdıklarımın hem bir sanat değeri taşımasını hem de mesaj veren didaktik eserler olmasını önemsiyorum. Okuyanlar hem güzel bir roman ve öykü okusunlar hem de heybelerini doldursunlar, istiyorum. Bu parçanın yazarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemhez? A) Dili ulusal kimliğin bir parçası olarak gördüğü B) Estetik yönü olan öğretici yapıtlar vermeye çalıştığı C) Hem bilim adamı hem de yazar kimliğinin olduğu D) Dilin gelecek kuşaklara doğru biçimde aktarılmasını istediği E) Dilimizde yaşanan sorunlara yönelik farklı çözüm yolları öner- diği