Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

hiç
anın
bilan
atc yayınları
"V projel
Hatta birkaç farklı temada planlarını hazırladığım kitap
projelerim de vardı. Dört yıl önce bu kitaplardan ilki için bir
adım atıp "aşk" teması üzerinden bir plan yaptım/ söyleşi
yapacağım isimlerin listesini çıkardım ve hızlı bir şekilde
söyleşileri yapmaya başladım ama bir süre sonra çeşitli
aksilikler oldu ve duraksamak zorunda kaldım.
anten bo kimendore
tomom boyınız.
A) Aşk ile başladığımız yolculuk diğer duyguların da eklen-
mesi ile çok tatlı bir şekle bürünecekti
B Ertelendikçe Büyüyen" uzun süre önce bitirdiğim bir ki-
tapi aslında
C) Soyleşi yaptığım isimler farklı meslek ve yaş gruplarından
olsa da hepsinde ortak birçok yaşanmışlık vardı
D) İlk başta tek bir temayla gitmeyi planlamıştım
E) Uzun zamandır çeşitli mecralarda söyleşiler yaptığım için
bir söyleşi kitabı hazırlamayı çok istiyordum
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
hiç anın bilan atc yayınları "V projel Hatta birkaç farklı temada planlarını hazırladığım kitap projelerim de vardı. Dört yıl önce bu kitaplardan ilki için bir adım atıp "aşk" teması üzerinden bir plan yaptım/ söyleşi yapacağım isimlerin listesini çıkardım ve hızlı bir şekilde söyleşileri yapmaya başladım ama bir süre sonra çeşitli aksilikler oldu ve duraksamak zorunda kaldım. anten bo kimendore tomom boyınız. A) Aşk ile başladığımız yolculuk diğer duyguların da eklen- mesi ile çok tatlı bir şekle bürünecekti B Ertelendikçe Büyüyen" uzun süre önce bitirdiğim bir ki- tapi aslında C) Soyleşi yaptığım isimler farklı meslek ve yaş gruplarından olsa da hepsinde ortak birçok yaşanmışlık vardı D) İlk başta tek bir temayla gitmeyi planlamıştım E) Uzun zamandır çeşitli mecralarda söyleşiler yaptığım için bir söyleşi kitabı hazırlamayı çok istiyordum
düzeyin-
ip olması
şaması
ojik bir
kişilik
abilmek-
doktorun,
aceği
oklu
sarsıntı
cocuk-
ya da
reylerde
in sebebi
ebilir.
er ve
en, kimi
aragraf
V
- Metot Anlatımlı Soru Banka
İKİYE BÖLME METODU
-0
(11. (1) Kizilayın kökeni, bir grup idealist Osmanlı hekimi
pin bir araya gelerek kurduğu bir dernek olan Hilal-
Ahmer Cemiyetine dayanıyor. (II) Daha sonra Mustafa
Kemal Atatürk'ün emriyle "Kızılay" adını almış ve
ülkemizin en köklü sivil toplum kuruluşu olmustur
1868 yılından itibaren toplumsal refahın gelişmesine
katkıda bulunmak, yoksul ve muhtaç insanlara bann-
ma, beslenme ve sağlık yardımı ulaştırmak için önemli
görevler üstlenmiştir. (IV) Kızılay 700'ü aşkın şubesiyle
insanlık, ayrım gözetmemek, tarafsızlık, bağımsızlık,
birlik, evrensellik ilkeleriyle hareket eder. (V) Kan, afet,
uluslararası yardım, göç ve mülteci hizmetleri, sosyal
hizmetler, sağlık, ilk yardım, eğitim, gençlik ve mine-
ralli su işletmeleri alanlarında faaliyet sunar. (VI) Türk
Kızılayı yurdumuzda ve dünyanın herhangi bir yerinde
meydana gelen doğal afetler sonrası, devlet kurumla-
nna destek görevi verir.
KİYE BÖL
13. (1) Içerdiğ
hayli kart
tüm etki
nyor (1)
rüyor ve
(1) Anr
baştryc
Doğu
Bu parça ikiye bölünmek istense ikinci paragraf
numaralı cümlelerden hangisiyle başlar?
A) II
B) III
C) IV
D) V
E)VI
ortala
gume
ğuna
süt
Bu
nu
A
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
düzeyin- ip olması şaması ojik bir kişilik abilmek- doktorun, aceği oklu sarsıntı cocuk- ya da reylerde in sebebi ebilir. er ve en, kimi aragraf V - Metot Anlatımlı Soru Banka İKİYE BÖLME METODU -0 (11. (1) Kizilayın kökeni, bir grup idealist Osmanlı hekimi pin bir araya gelerek kurduğu bir dernek olan Hilal- Ahmer Cemiyetine dayanıyor. (II) Daha sonra Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle "Kızılay" adını almış ve ülkemizin en köklü sivil toplum kuruluşu olmustur 1868 yılından itibaren toplumsal refahın gelişmesine katkıda bulunmak, yoksul ve muhtaç insanlara bann- ma, beslenme ve sağlık yardımı ulaştırmak için önemli görevler üstlenmiştir. (IV) Kızılay 700'ü aşkın şubesiyle insanlık, ayrım gözetmemek, tarafsızlık, bağımsızlık, birlik, evrensellik ilkeleriyle hareket eder. (V) Kan, afet, uluslararası yardım, göç ve mülteci hizmetleri, sosyal hizmetler, sağlık, ilk yardım, eğitim, gençlik ve mine- ralli su işletmeleri alanlarında faaliyet sunar. (VI) Türk Kızılayı yurdumuzda ve dünyanın herhangi bir yerinde meydana gelen doğal afetler sonrası, devlet kurumla- nna destek görevi verir. KİYE BÖL 13. (1) Içerdiğ hayli kart tüm etki nyor (1) rüyor ve (1) Anr baştryc Doğu Bu parça ikiye bölünmek istense ikinci paragraf numaralı cümlelerden hangisiyle başlar? A) II B) III C) IV D) V E)VI ortala gume ğuna süt Bu nu A
Yaşam
doyumu
Bireyin
gelişimi
Kişisel
tatmin
Prestij, başarı,
değerlerince takdir
edilme, benimseme
Diğerleri ile ilişki kurmak,
kabul edilmek, ait olmak
Kendisini, allesini ve toplumu güven ve
emniyet içinde tehlikeden uzak tutma
Hava, su, besin, cinsellik, uyku, denge, boşaltım
Maslow'un ihtiyaçlar piramidinde, temeldeki bir güdünün
gereksinimleri yeterince karşılanmadan birey üst düzeydeki
güdülerden etkilenmemektedir. Alt düzeydeki güdüler
doyuma ulaşınca birey üst düzeydeki güdülere hazır hâle
gelmektedir. Buna göre piramit şöyle oluşmaktadır: En altta
açlık, susuzluk ve cinsiyetin fizyolojik doyumu gibi temel
ihtiyaçlar; onun üstünde emniyet, güven, düzen ve
değişmezlik; daha üstte, ait olma, sosyallik ve sevgi
güdüleri; onun üstünde değer, başarı, kendine saygı; en
üstte de sanatla, arkeolojiyle ilgilenmek gibi tatminleri ifade
eden kendini gerçekleştirme güdüsü. Maslow, piramidin en
tepesinde yer alan kendini gerçekleştirme aşamasına az
sayıdaki insanın ulaşabileceğine de dikkati çeker. Çünkü
ihtiyaçların piramitte kapladığı alan aynı zamanda o ihtiyacı
karşılayan nüfusu da göstermektedir.
27. Bu parçadan ve Maslow'un ihtiyaçlar piramidinden yola
çıkılarak aşağıdakilerin hangisi söylenemez?
A) En çok karşılanan ihtiyaç grubunu temel ihtiyaçlar
oluşturur.
B) Başkaları tarafından övülme ve beğenilme ihtiyacı
sosyalleşmeden sonra gelir.
C) Şiirden zevk alma kişinin yaşam doyumu ile ilgilidir.
D) Spor yapmak temel ihtiyaçlar arasında değildir.
E) Barınabilecek bir ev ihtiyacı sosyal ihtiyaçlardan
önceliklidir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Yaşam doyumu Bireyin gelişimi Kişisel tatmin Prestij, başarı, değerlerince takdir edilme, benimseme Diğerleri ile ilişki kurmak, kabul edilmek, ait olmak Kendisini, allesini ve toplumu güven ve emniyet içinde tehlikeden uzak tutma Hava, su, besin, cinsellik, uyku, denge, boşaltım Maslow'un ihtiyaçlar piramidinde, temeldeki bir güdünün gereksinimleri yeterince karşılanmadan birey üst düzeydeki güdülerden etkilenmemektedir. Alt düzeydeki güdüler doyuma ulaşınca birey üst düzeydeki güdülere hazır hâle gelmektedir. Buna göre piramit şöyle oluşmaktadır: En altta açlık, susuzluk ve cinsiyetin fizyolojik doyumu gibi temel ihtiyaçlar; onun üstünde emniyet, güven, düzen ve değişmezlik; daha üstte, ait olma, sosyallik ve sevgi güdüleri; onun üstünde değer, başarı, kendine saygı; en üstte de sanatla, arkeolojiyle ilgilenmek gibi tatminleri ifade eden kendini gerçekleştirme güdüsü. Maslow, piramidin en tepesinde yer alan kendini gerçekleştirme aşamasına az sayıdaki insanın ulaşabileceğine de dikkati çeker. Çünkü ihtiyaçların piramitte kapladığı alan aynı zamanda o ihtiyacı karşılayan nüfusu da göstermektedir. 27. Bu parçadan ve Maslow'un ihtiyaçlar piramidinden yola çıkılarak aşağıdakilerin hangisi söylenemez? A) En çok karşılanan ihtiyaç grubunu temel ihtiyaçlar oluşturur. B) Başkaları tarafından övülme ve beğenilme ihtiyacı sosyalleşmeden sonra gelir. C) Şiirden zevk alma kişinin yaşam doyumu ile ilgilidir. D) Spor yapmak temel ihtiyaçlar arasında değildir. E) Barınabilecek bir ev ihtiyacı sosyal ihtiyaçlardan önceliklidir.
37 ve 38. sorular aşağıdaki metne göre
yanıtlanacaktır.
Eğer biri benden iş dünyasında -ve aslında
hayatta- başarılı olmak için geliştirilmesi gereken
en değerli niteliklerin bir listesini yapmamı
istese ekip oyuncusu olmayı listenin en başına
koyardım. Başkalarıyla etkili bir şekilde çalışma
ve bir grup çalışmasının dinamiklerine değer
katma becerisi, günümüzün hızla değişen iş
dünyasında her zamankinden daha da kritik
artık. Bu beceriye sahip olmadan işte, ailede ya
da herhangi bir sosyal bağlamda pek az insan
başarılı olabilir. Çoğu insanın bu söylediklerime
itirazsız katılacağından eminim; işte bu yüzden
de müthiş ekip oyuncularının nadiren bulunması
biraz şaşırtıcı. Bana kalırsa temel sorun, iyi bir ekip
oyuncusu olmanın gereklerini tanımlamada halen
başarısız olmamız; dolayısıyla "iyi ekip oyuncusu"
dediğimiz kavramın çerçevesi yeterince çizilip
tanımlanmış değil. Bu yüzden de halen bulanık ve
zayıf. Ekiplerin Beş Temel Aksaklığı'nda hakiki ekip
çalışmasının somut, belirli davranışlar gerektirdiğini
açıkladım: Savunmasızlığa dayalı güven, sağlıklı bir
rekabeti, etkin sadakat, denkler arası sorumluluk ve
sonuçlara odaklanma. Neyse ki yeterli eğitim, pratik
ve zamanla çoğu insan bu kavramları benimsemeyi
öğrenir.
37. Bu parçaya göre "iyi ekip oyuncusu olmak" ile
ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez
A)Ekibine karşı bağlılık gerektirdiği
B) Toplumda başarıyı etkilediği
Tanımının yeterince yapılamadığı
D) Doğuştan gelen yetenekleri lüzumlu kıldığı
E) Duyulara hitap eden bazı davranışlar
gerektirdiği
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
37 ve 38. sorular aşağıdaki metne göre yanıtlanacaktır. Eğer biri benden iş dünyasında -ve aslında hayatta- başarılı olmak için geliştirilmesi gereken en değerli niteliklerin bir listesini yapmamı istese ekip oyuncusu olmayı listenin en başına koyardım. Başkalarıyla etkili bir şekilde çalışma ve bir grup çalışmasının dinamiklerine değer katma becerisi, günümüzün hızla değişen iş dünyasında her zamankinden daha da kritik artık. Bu beceriye sahip olmadan işte, ailede ya da herhangi bir sosyal bağlamda pek az insan başarılı olabilir. Çoğu insanın bu söylediklerime itirazsız katılacağından eminim; işte bu yüzden de müthiş ekip oyuncularının nadiren bulunması biraz şaşırtıcı. Bana kalırsa temel sorun, iyi bir ekip oyuncusu olmanın gereklerini tanımlamada halen başarısız olmamız; dolayısıyla "iyi ekip oyuncusu" dediğimiz kavramın çerçevesi yeterince çizilip tanımlanmış değil. Bu yüzden de halen bulanık ve zayıf. Ekiplerin Beş Temel Aksaklığı'nda hakiki ekip çalışmasının somut, belirli davranışlar gerektirdiğini açıkladım: Savunmasızlığa dayalı güven, sağlıklı bir rekabeti, etkin sadakat, denkler arası sorumluluk ve sonuçlara odaklanma. Neyse ki yeterli eğitim, pratik ve zamanla çoğu insan bu kavramları benimsemeyi öğrenir. 37. Bu parçaya göre "iyi ekip oyuncusu olmak" ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez A)Ekibine karşı bağlılık gerektirdiği B) Toplumda başarıyı etkilediği Tanımının yeterince yapılamadığı D) Doğuştan gelen yetenekleri lüzumlu kıldığı E) Duyulara hitap eden bazı davranışlar gerektirdiği
32. Eleştirel düşünebilen bireyler, toplumun en
önemli zenginliklerinden biri. Bu, Türk sözlü
kültürünün ürünlerinden biri olan fıkralarda da
vurgulanmaktadır. Örneğin, eşeğine ters binen bir
Nasreddin Hoca imgesi, dünyadaki olgu ve olayları
farklı açılardan yorumlama ve yaşamı tersinden
okuma yaklaşımına dayalı bir eleştirel düşünme
anlayışını ön plana çıkarmaktadır. Bu yolla
Nasreddin Hoca, aynı zamanda, birbirine benzer
olgular için farklı sorular sorma ve dolayısıyla
farklı cevaplar bulma anlayışına dayalı bir öğretim
felsefesi de öngörmektedir. Dahası, "Nasreddin
Hoca hikâyeleri değişik coğrafyalarda, değişik
zamanlarda, aynı ya da benzer isimler altında
sürekli olarak yeniden yazılmışlardır." şeklindeki
tespitten yola çıkacak olursak sadece Nasreddin
Hoca fıkralarının değil, onun eleştirel düşünme
ile ilgili fikirlerinin ve öğretilerinin de evrenselliğini
kabul etmemiz gerekecektir.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine
ulaşılamaz?
A) Eleştirel düşünme hem yerel hem evrensel
konumda önemli bir yere sahiptir.
B) Bleştirel düşünme Türk sözlü kültürünün birçok
alanında yer almaktadır.
C) Nasreddin Hoca; diğer milletler tarafından
benimsenmiş, halk kahramanlarının arasına
alınmıştır.
DYNasreddin Hoca örneği ve benzerleriyle diğer
ülkelerde de karşılaşılması, eleştirel düşüncenin
yaygın olduğunu göstermektedir.
Bir toplumun zihniyetiyle ilgili bulgulara o
toplumun sözlü kültür ürünlerinde rastlamak
mümkündür.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
32. Eleştirel düşünebilen bireyler, toplumun en önemli zenginliklerinden biri. Bu, Türk sözlü kültürünün ürünlerinden biri olan fıkralarda da vurgulanmaktadır. Örneğin, eşeğine ters binen bir Nasreddin Hoca imgesi, dünyadaki olgu ve olayları farklı açılardan yorumlama ve yaşamı tersinden okuma yaklaşımına dayalı bir eleştirel düşünme anlayışını ön plana çıkarmaktadır. Bu yolla Nasreddin Hoca, aynı zamanda, birbirine benzer olgular için farklı sorular sorma ve dolayısıyla farklı cevaplar bulma anlayışına dayalı bir öğretim felsefesi de öngörmektedir. Dahası, "Nasreddin Hoca hikâyeleri değişik coğrafyalarda, değişik zamanlarda, aynı ya da benzer isimler altında sürekli olarak yeniden yazılmışlardır." şeklindeki tespitten yola çıkacak olursak sadece Nasreddin Hoca fıkralarının değil, onun eleştirel düşünme ile ilgili fikirlerinin ve öğretilerinin de evrenselliğini kabul etmemiz gerekecektir. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? A) Eleştirel düşünme hem yerel hem evrensel konumda önemli bir yere sahiptir. B) Bleştirel düşünme Türk sözlü kültürünün birçok alanında yer almaktadır. C) Nasreddin Hoca; diğer milletler tarafından benimsenmiş, halk kahramanlarının arasına alınmıştır. DYNasreddin Hoca örneği ve benzerleriyle diğer ülkelerde de karşılaşılması, eleştirel düşüncenin yaygın olduğunu göstermektedir. Bir toplumun zihniyetiyle ilgili bulgulara o toplumun sözlü kültür ürünlerinde rastlamak mümkündür.
ak
29. Resim yaptığı yeri görmek istediğimi söyledim.
Geniş bir oda. Duvarlarda hiçbir şey yok. Bir şövale,
eski bir sandık, sandığın üzerinde gazete kâğıtları,
onların üzerinde bir yığın boya. Bir doktorun
ameliyat masası gibi. Anladım ki Picasso, dışarıdan
etkilendiklerini kendi süzgecinden geçirdikten sonra
resimlerini yapıyor. Çünkü o dışarıyı değil, içini
çiziyor. Beni dostu Cézanne'a benzetti. "Dur senin
bir resmini çizeyim." dedi. Heyecanlandım. Çağın
en büyük ressamı Picasso benim resmimi yaptı.
Onunla geçirdiğim o dört gün, bana yeni ufuklar
açtı. Daha sonra farklı zamanlarda Dali'nin kaldığı
otele de giderek fotoğraflarını çekmek istiyorum,
dedim. Dali, "Neden fotoğrafımı çekmek istiyorsun?"
dedi. Salvador Dali'siniz de ondan dedim.
Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi
söylenebilir?
A) Düşsel ögeler, yazarın hayalindeki dünyanın
oluşumunu kolaylaştırmıştır.
Dubio.
B) Yaşananlar öyküleştirilmiş, diyalog tekniğine de
yer verilmiştir.
C)Bazı isimler ve yaşananlar, sanatçının
eserlerine özgünlük kazandırmıştır.
Dinandırıcılığı artırmak için örneklendirme ve
tanık göstermeye başvurulmuştur.
Ressamların günlük yaşamına dair ayrıntılara
yer verilmiştir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ak 29. Resim yaptığı yeri görmek istediğimi söyledim. Geniş bir oda. Duvarlarda hiçbir şey yok. Bir şövale, eski bir sandık, sandığın üzerinde gazete kâğıtları, onların üzerinde bir yığın boya. Bir doktorun ameliyat masası gibi. Anladım ki Picasso, dışarıdan etkilendiklerini kendi süzgecinden geçirdikten sonra resimlerini yapıyor. Çünkü o dışarıyı değil, içini çiziyor. Beni dostu Cézanne'a benzetti. "Dur senin bir resmini çizeyim." dedi. Heyecanlandım. Çağın en büyük ressamı Picasso benim resmimi yaptı. Onunla geçirdiğim o dört gün, bana yeni ufuklar açtı. Daha sonra farklı zamanlarda Dali'nin kaldığı otele de giderek fotoğraflarını çekmek istiyorum, dedim. Dali, "Neden fotoğrafımı çekmek istiyorsun?" dedi. Salvador Dali'siniz de ondan dedim. Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Düşsel ögeler, yazarın hayalindeki dünyanın oluşumunu kolaylaştırmıştır. Dubio. B) Yaşananlar öyküleştirilmiş, diyalog tekniğine de yer verilmiştir. C)Bazı isimler ve yaşananlar, sanatçının eserlerine özgünlük kazandırmıştır. Dinandırıcılığı artırmak için örneklendirme ve tanık göstermeye başvurulmuştur. Ressamların günlük yaşamına dair ayrıntılara yer verilmiştir.
da
21. Ben, hiç yazılmamış bir konu peşindeyim, derken
bile ne denli iddialı konuştuğumu biliyorum.
Söylenmemiş bir söz, işlenmemiş bir konu kaldı mı
yeryüzünde? Aşk, her türlü çılgınlığıyla yaşanmış
ve dile getirilmiş; savaş, nefret, ihanet de öyle.
Peki, ben yazmaya niye devam ediyorum büyük bir
istekle? Hâlâ işlenmemiş bir konu, söylenmemiş
sözler olduğu inancındayım da ondan. Bu hayali
gerçekleştiremesem de üslubumla özgün bir
yazar olmayı arzu ediyorum. Son nefesime kadar
aramaya, yazarlıkta istediğim noktaya gelmek için
çabalamaya devam edeceğim.
Bu parçadaki "yazar" ile ilgili aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
Yenilik peşinde olduğu
BMükemmeli aradığı
Kendine güvendiği
DYetkinliğe ulaştığı
EMücadeleden yılmadığı
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
da 21. Ben, hiç yazılmamış bir konu peşindeyim, derken bile ne denli iddialı konuştuğumu biliyorum. Söylenmemiş bir söz, işlenmemiş bir konu kaldı mı yeryüzünde? Aşk, her türlü çılgınlığıyla yaşanmış ve dile getirilmiş; savaş, nefret, ihanet de öyle. Peki, ben yazmaya niye devam ediyorum büyük bir istekle? Hâlâ işlenmemiş bir konu, söylenmemiş sözler olduğu inancındayım da ondan. Bu hayali gerçekleştiremesem de üslubumla özgün bir yazar olmayı arzu ediyorum. Son nefesime kadar aramaya, yazarlıkta istediğim noktaya gelmek için çabalamaya devam edeceğim. Bu parçadaki "yazar" ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? Yenilik peşinde olduğu BMükemmeli aradığı Kendine güvendiği DYetkinliğe ulaştığı EMücadeleden yılmadığı
karanlığında gizlemek isteyenleri bundan vazgeçirmek
cok zordur.
çok
Bu cümlede anlatılmak istenen aşağıdakilerden
Cangistdi
A) Fikirlerin değer olup olmaması fikrin anlatımıyla
değil, verdigy mesajla anlaghr.
Degerli firleri olmayanlar, güzel anlatımlanın
arkasing saklanıp kendilerini ifade etme
algkaktanni terk edemez.
c) Sorü dinlenen kişiler-fikirlerini
güzemgi ile birleştirerek o
-
gerini anlatimnin
kalıcı olmasını sağlar.
D) En değersiz fikirler bile gif bir anlatimla
okuyucuda düşünce işikliği yapabilir.
E) Fikirleri değerli kilan, anlatinioraki güzelliğin
okuyucuda davranış değingi yapmasıdır.
2. Şiirde anlam olmak zorunda mıdır? Günümüzde birçok
şair; şiirin ses, sözcük ve biçem kaygısını anlamın
önüne koymaktadır. Ben de bu görüşte olanlardanım..
Şiirde anlam, ağırlıklı olarak raslantısaldır. Şiir dilinin
özelliklerinden biri, şiirde anlamın çizgisel değil; dolaylı
olmasıdır. Şiirsel bir metnin çok anlamlılığı okurun onu
anlamasından kaynaklanır. Şiirde, şiir olmayan
metinlerin tersine, anlam şair tarafından hazır verilmez
ve anlama ulaşma okurdan beklenir. Öyleyse şiir
okuma, her türlü okumanın üzerindedir. Bir metne
sonsuz sayıda okuma yapılabileceğine göre "Şiirde
anlam sonsuzdur." gibi bir yargıya da ulaşabiliriz.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir?
Siirde anlamın varlığı, okurun iş birliğini gerektirir.
B) Side asıl amac, okuyucuya bir mesaj vermektir.
Fern
Anlam ve biçim, şiirin vazgeçilmez ögeleridir.
D) Şiirde anlam aramak, okur için boş bir çabadır.
DENEME-6
da tutkulu bir dag
yılında yayımlanir. Öykü
tutumu tercih eden yaz
vazgeçer. Öykülerinin m
sürede meyvelerini ven
E) Şiir ve si dışındaki metinler, birçok yönden benzerlik
gösterir.
Bu parçadaki altı çizi
özelliğini belirtmek is
A) Daha önce işlenme
B) Başka yazarların C
G) Öykü yazanın ç
D) Okurlarin kendil
yer verilmesi
E) Cobasilarak
4. (1) Bir köprüy
yeniden yerin
geçirmekten
yaşatmak; av
olan ve onun
kişileri, tarih
Üsküp Taş
ve sahip çık
Köprü'nün
ordusunun
VİP
2
gelmekted
bir etnik ki
ve artık sa
olmuştur.
ifadesiyle
Üsküp şe
kaynakla
bilmede
yorumla
Bu par
düşüne
A) II
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
karanlığında gizlemek isteyenleri bundan vazgeçirmek cok zordur. çok Bu cümlede anlatılmak istenen aşağıdakilerden Cangistdi A) Fikirlerin değer olup olmaması fikrin anlatımıyla değil, verdigy mesajla anlaghr. Degerli firleri olmayanlar, güzel anlatımlanın arkasing saklanıp kendilerini ifade etme algkaktanni terk edemez. c) Sorü dinlenen kişiler-fikirlerini güzemgi ile birleştirerek o - gerini anlatimnin kalıcı olmasını sağlar. D) En değersiz fikirler bile gif bir anlatimla okuyucuda düşünce işikliği yapabilir. E) Fikirleri değerli kilan, anlatinioraki güzelliğin okuyucuda davranış değingi yapmasıdır. 2. Şiirde anlam olmak zorunda mıdır? Günümüzde birçok şair; şiirin ses, sözcük ve biçem kaygısını anlamın önüne koymaktadır. Ben de bu görüşte olanlardanım.. Şiirde anlam, ağırlıklı olarak raslantısaldır. Şiir dilinin özelliklerinden biri, şiirde anlamın çizgisel değil; dolaylı olmasıdır. Şiirsel bir metnin çok anlamlılığı okurun onu anlamasından kaynaklanır. Şiirde, şiir olmayan metinlerin tersine, anlam şair tarafından hazır verilmez ve anlama ulaşma okurdan beklenir. Öyleyse şiir okuma, her türlü okumanın üzerindedir. Bir metne sonsuz sayıda okuma yapılabileceğine göre "Şiirde anlam sonsuzdur." gibi bir yargıya da ulaşabiliriz. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir? Siirde anlamın varlığı, okurun iş birliğini gerektirir. B) Side asıl amac, okuyucuya bir mesaj vermektir. Fern Anlam ve biçim, şiirin vazgeçilmez ögeleridir. D) Şiirde anlam aramak, okur için boş bir çabadır. DENEME-6 da tutkulu bir dag yılında yayımlanir. Öykü tutumu tercih eden yaz vazgeçer. Öykülerinin m sürede meyvelerini ven E) Şiir ve si dışındaki metinler, birçok yönden benzerlik gösterir. Bu parçadaki altı çizi özelliğini belirtmek is A) Daha önce işlenme B) Başka yazarların C G) Öykü yazanın ç D) Okurlarin kendil yer verilmesi E) Cobasilarak 4. (1) Bir köprüy yeniden yerin geçirmekten yaşatmak; av olan ve onun kişileri, tarih Üsküp Taş ve sahip çık Köprü'nün ordusunun VİP 2 gelmekted bir etnik ki ve artık sa olmuştur. ifadesiyle Üsküp şe kaynakla bilmede yorumla Bu par düşüne A) II
k
on
39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
İngilizcede "overrated" diye bir sözcük var. "Gereğinden
fazla abartılmış, hak ettiğinden fazla değer verilmiş, öne
çıkarılmış" gibi anlamlara geliyor. Bizde de hem çok fazla
overrated kitap ve sürüsüne bereket overrated yazar var.
Başıma bir şey gelmeyeceğini bilsem birkaç ismi rahat-
likla, hemencecik sıralayabilirdim burada. Fakat bizim işi-
miz overrated'la değil, rate ile. Haldun Taner'e kulak ve-
riyorum bu konuda: "Yaşlılığın alameti, bence yaş sayısı
değil; gönül gücü eksikliğidir, karamsarlıktır. Bugün artık
Türkiye'de devlet adamı kalmadı. Bilim insanı yetişmiyor.
Romancı yok, tiyatro yazarı kalmadı. Nerede eski günler,
diye kara kara söylenenler, 'yaşamın durmadan değişme'
olduğu gerçeğini ya hiç bilmeyenler ya da unutmuş olan-
lardır. Kendilerinin dünyaya verecek bir şeyleri kalmadığı
için dünyanın da sonu geldi kuruntusundadırlar. Kendileri
tükendiği için bütün kaynaklar da tükendi sanmaktadırlar.
Asıl acınacak yaşlılar işte bunlardır. Kaldı ki bunlar gençlik-
lerinde de olumlu bir şey verememiş olan ratelerdir."
39. Bu parçaya göre aşağıdakilerin hangisi Haldun Ta-
ner'in "rate" diye nitelendirdiği insanların genel özellik-
lerinden biri değildir?
12
A) Kötümser olmaları
B) Sürekli yakınmaları
CDeğişimin kaçınılmazlığını göz ardı etmeleri
Dünyaya başkasının penceresinden bakabilmeleri
E) Yeni bir şey üretememeleri
40. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?
A) Dikkate değer bir şey üretemediği hâlde kimseyi be-
ğenmeyen insanların durumu üzücüdür.
B) İnsan yaşlandıkça doğru değerlendirebilme yetisini
kaybetmektedir.
C) Bir eserin ya da yazarın yetersizliğini açıkça söylemek
bazı riskler barındırmaktadır.
Dinsan dünyaya daima kendi penceresinden bakar.
inden pakar.
E) Edebiyat dünyasında hak ettiğinden fazla değer gören
yazarlar vardır.
TÜRKÇE TESTİ BİTTİ.
rCİNİZ.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
k on 39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. İngilizcede "overrated" diye bir sözcük var. "Gereğinden fazla abartılmış, hak ettiğinden fazla değer verilmiş, öne çıkarılmış" gibi anlamlara geliyor. Bizde de hem çok fazla overrated kitap ve sürüsüne bereket overrated yazar var. Başıma bir şey gelmeyeceğini bilsem birkaç ismi rahat- likla, hemencecik sıralayabilirdim burada. Fakat bizim işi- miz overrated'la değil, rate ile. Haldun Taner'e kulak ve- riyorum bu konuda: "Yaşlılığın alameti, bence yaş sayısı değil; gönül gücü eksikliğidir, karamsarlıktır. Bugün artık Türkiye'de devlet adamı kalmadı. Bilim insanı yetişmiyor. Romancı yok, tiyatro yazarı kalmadı. Nerede eski günler, diye kara kara söylenenler, 'yaşamın durmadan değişme' olduğu gerçeğini ya hiç bilmeyenler ya da unutmuş olan- lardır. Kendilerinin dünyaya verecek bir şeyleri kalmadığı için dünyanın da sonu geldi kuruntusundadırlar. Kendileri tükendiği için bütün kaynaklar da tükendi sanmaktadırlar. Asıl acınacak yaşlılar işte bunlardır. Kaldı ki bunlar gençlik- lerinde de olumlu bir şey verememiş olan ratelerdir." 39. Bu parçaya göre aşağıdakilerin hangisi Haldun Ta- ner'in "rate" diye nitelendirdiği insanların genel özellik- lerinden biri değildir? 12 A) Kötümser olmaları B) Sürekli yakınmaları CDeğişimin kaçınılmazlığını göz ardı etmeleri Dünyaya başkasının penceresinden bakabilmeleri E) Yeni bir şey üretememeleri 40. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz? A) Dikkate değer bir şey üretemediği hâlde kimseyi be- ğenmeyen insanların durumu üzücüdür. B) İnsan yaşlandıkça doğru değerlendirebilme yetisini kaybetmektedir. C) Bir eserin ya da yazarın yetersizliğini açıkça söylemek bazı riskler barındırmaktadır. Dinsan dünyaya daima kendi penceresinden bakar. inden pakar. E) Edebiyat dünyasında hak ettiğinden fazla değer gören yazarlar vardır. TÜRKÇE TESTİ BİTTİ. rCİNİZ.
asırsam
aktaklen
sure ya
IV
ip biraz
isi, kö-
belli
Idu-
ede
zler
şka
de
E) V
gili
is
Prospektif (ileriye dönük) bellek kişinin yapacağı eylemleri
lerin depolandığı bellek türünden ayrılır. Anılar; insanlar,
planlamasını sağlar. Bu bakımdan, geçmişte olup biten.
tili olabilir. Ancak prospektif bellek yalnızca tek bir gruptan
mekânlar, olaylar, eylemler gibi çok çeşitli şeylerle bağlan.
oluşur: gelecek eylemlerin tasarıları. Gerçekleştirilmiş bir
kimin orada bulunduğu gibi ayrıntılarla birlikte depolanır,
eylem, çağrışımlarla ve nerede, nasıl olup bittiği, başka
Henüz gerçekleştirilmemiş eylemlerde ise böyle bağlan-
tılar yoktur. Bizi anılara götüren yolu açan şey çağrışım.
lardır. İşte bu yüzden tasarılar ve yapılacak işler kolayca
aklımızdan çıkar.
44
39.-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap-
layınız.
karekök
39. Farklı
Farklı olma
Çağrışımların işlevi
(III) Eylemlerde sınırsızlık
IV. Geleceğe dönük olma
Bu parçada prospektif belleğin yukarıdakilerden
hangisiyle bağlantısından söz edilmemiştir?
A) Yalnız I
(D) I ve Ill
40. Bu parçaya göre
Ainembenpo (1)
B) Yalnız IV
C) I ve ll
I. Gerçekleştirilmemiş eylemlerin anılarla ilgisi
araştırılmaktadır.
B) Yalnız II
D) II ve III
E) III ve IV
I. Prospektif bellek, kategori yönünden sınırlıdır.
Htt. Gerçekleştirilmiş bir eylemin depolanmasında
çeşitli ögeler bulunur.
yargılarından hangileri doğrudur?
A) Yalnız I
Sve l
E) I, II ve III
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
asırsam aktaklen sure ya IV ip biraz isi, kö- belli Idu- ede zler şka de E) V gili is Prospektif (ileriye dönük) bellek kişinin yapacağı eylemleri lerin depolandığı bellek türünden ayrılır. Anılar; insanlar, planlamasını sağlar. Bu bakımdan, geçmişte olup biten. tili olabilir. Ancak prospektif bellek yalnızca tek bir gruptan mekânlar, olaylar, eylemler gibi çok çeşitli şeylerle bağlan. oluşur: gelecek eylemlerin tasarıları. Gerçekleştirilmiş bir kimin orada bulunduğu gibi ayrıntılarla birlikte depolanır, eylem, çağrışımlarla ve nerede, nasıl olup bittiği, başka Henüz gerçekleştirilmemiş eylemlerde ise böyle bağlan- tılar yoktur. Bizi anılara götüren yolu açan şey çağrışım. lardır. İşte bu yüzden tasarılar ve yapılacak işler kolayca aklımızdan çıkar. 44 39.-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap- layınız. karekök 39. Farklı Farklı olma Çağrışımların işlevi (III) Eylemlerde sınırsızlık IV. Geleceğe dönük olma Bu parçada prospektif belleğin yukarıdakilerden hangisiyle bağlantısından söz edilmemiştir? A) Yalnız I (D) I ve Ill 40. Bu parçaya göre Ainembenpo (1) B) Yalnız IV C) I ve ll I. Gerçekleştirilmemiş eylemlerin anılarla ilgisi araştırılmaktadır. B) Yalnız II D) II ve III E) III ve IV I. Prospektif bellek, kategori yönünden sınırlıdır. Htt. Gerçekleştirilmiş bir eylemin depolanmasında çeşitli ögeler bulunur. yargılarından hangileri doğrudur? A) Yalnız I Sve l E) I, II ve III
A
AYT/TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI-SOSYAL BİLİMLER-1
4.
İstanbul'da sonbahar renklerinin en güzel sergilendiği yerle-
rin başında Atatürk Arboretumu geliyor. Belgrad Ormanı'nın
güneydoğusunda 296 hektarlık orman parçası üzerinde
kurulu. 1602 egzotik, 403 endemik bitkiye ev sahipliği
yapıyor. Her mevsim olduğu gibi sonbaharda da kentin
gürültüsünden uzaklaşmak ve mevsimin güzelliklerini yaşa-
mak isteyenlerden büyük ilgi görüyor. Dünyada türünün en
büyük örnekleri arasında yer alan mekân, ziyaretçilerine
sonbaharın bütün renklerini mükemmel bir uyum içinde
sunuyor, âdeta görsel bir şölen yaratıyor. Yılda ortalama
200 bin kişinin ziyaret ettiği Bahçeköy yolu üzerindeki arbo-
retum için sanal ortamdan da bilet alınabiliyor.
Bu parçada sözü edilen "arboretum" ile ilgili olarak aşa-
ğıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A) Bir botanik bahçesi özelliğine sahiptir.
B) Kentin şamatasından kurtulmak isteyenlere uygun bir
mekândır.
C) Bitki çeşitliliği bakımından türünün en zengin örneğidir.
D) Göz zevki veren bir renk armonisine sahiptir.
E) Bulunduğu yer, ormanlık bir alan içerisindedir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
A AYT/TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI-SOSYAL BİLİMLER-1 4. İstanbul'da sonbahar renklerinin en güzel sergilendiği yerle- rin başında Atatürk Arboretumu geliyor. Belgrad Ormanı'nın güneydoğusunda 296 hektarlık orman parçası üzerinde kurulu. 1602 egzotik, 403 endemik bitkiye ev sahipliği yapıyor. Her mevsim olduğu gibi sonbaharda da kentin gürültüsünden uzaklaşmak ve mevsimin güzelliklerini yaşa- mak isteyenlerden büyük ilgi görüyor. Dünyada türünün en büyük örnekleri arasında yer alan mekân, ziyaretçilerine sonbaharın bütün renklerini mükemmel bir uyum içinde sunuyor, âdeta görsel bir şölen yaratıyor. Yılda ortalama 200 bin kişinin ziyaret ettiği Bahçeköy yolu üzerindeki arbo- retum için sanal ortamdan da bilet alınabiliyor. Bu parçada sözü edilen "arboretum" ile ilgili olarak aşa- ğıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Bir botanik bahçesi özelliğine sahiptir. B) Kentin şamatasından kurtulmak isteyenlere uygun bir mekândır. C) Bitki çeşitliliği bakımından türünün en zengin örneğidir. D) Göz zevki veren bir renk armonisine sahiptir. E) Bulunduğu yer, ormanlık bir alan içerisindedir.
33. Tanzimat edebiyatında şiir ve tiyatro denince şüphesiz akla ilk
gelen isimlerden biridir Abdülhak Hamit Tarhan. Ama Tarhan'ın
ağır bir dili, karmaşık ve düzensiz bir biçemi olduğu söylenir.
Düzyazısı da şiiri gibidir. Nesirlerinin en parlak örneğini Makber
mukaddimesinde görürüz. Bence hiçbir yazının bu mukaddime
kadar edebiyatımıza zararı dokunmamıştır. Edebiyatımızda iri laf
etmek, hiçbir şey söylemeden derin ve parlak görünmek, anlamı
gürültüyle boğmak merakı bu mukaddimeden sonra başlar.
C
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine varılamaz?
A) Abdülhak Hamit Tarhan farklı edebî türlerde eser vermiştir.
BEdebiyatımızın bir döneminde, edebiyat eserlerinin söz oyun-
larıyla değer kazanacağı sanılmıştır.
C Abdülhak Hamit Tarhan'ın bazı eserleri, taşıdığı olumsuzlukla-
ra karşın birer şaheser sayılmıştır.
DY Makber adlı eserin mukaddimesi, Türk edebiyatında "sanatlı
söyleyiş" merakının başlamasına neden olmuştur.
E Abdülhak Hamit Tarhan, Tanzimat Dönemi Türk edebiyatında
ün kazanmış bir sanatçıdır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
33. Tanzimat edebiyatında şiir ve tiyatro denince şüphesiz akla ilk gelen isimlerden biridir Abdülhak Hamit Tarhan. Ama Tarhan'ın ağır bir dili, karmaşık ve düzensiz bir biçemi olduğu söylenir. Düzyazısı da şiiri gibidir. Nesirlerinin en parlak örneğini Makber mukaddimesinde görürüz. Bence hiçbir yazının bu mukaddime kadar edebiyatımıza zararı dokunmamıştır. Edebiyatımızda iri laf etmek, hiçbir şey söylemeden derin ve parlak görünmek, anlamı gürültüyle boğmak merakı bu mukaddimeden sonra başlar. C Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine varılamaz? A) Abdülhak Hamit Tarhan farklı edebî türlerde eser vermiştir. BEdebiyatımızın bir döneminde, edebiyat eserlerinin söz oyun- larıyla değer kazanacağı sanılmıştır. C Abdülhak Hamit Tarhan'ın bazı eserleri, taşıdığı olumsuzlukla- ra karşın birer şaheser sayılmıştır. DY Makber adlı eserin mukaddimesi, Türk edebiyatında "sanatlı söyleyiş" merakının başlamasına neden olmuştur. E Abdülhak Hamit Tarhan, Tanzimat Dönemi Türk edebiyatında ün kazanmış bir sanatçıdır.
23. Unutmayalım ki okumak, bizi yaşadığımız günlerden uzaklaştırıp
geçmiş özlemiyle kıvrandırır. Doğrudur, bizi geçmiş yetiştirmiştir;
bugünün kişisi ne yapabiliyorsa onda babalarının, dedelerinin de
bir payı vardır. Geçmişi az çok bilmezsek bugünün büyüklerini de
anlayamayız. Doğrudur bütün bunlar, doğrudur ama inceden ince-
ye düşününce geçmişin kitaplarında, ilk bakışta, bir anlayışsızlık,
bir gerilik görürüz. Bizim bugün her yapabildiğimizde payları olan
babalarımız, dedelerimiz yok mu, bizim bugün neler yapabildiğimi-
zi duysalar hiç şüpheniz olmasın, inanmazlar. Bizim uçaklarımızı,
kendi masallarındaki uçan halılar gibi birer yalan diye dinlerler. Eski
kitaplar, bizim bugün yapabildiklerimizi hazırlamış oldukları söy-
lenen yazarların kitapları, bugün gerçekleştirdiğimiz birçok şeyin,
hiçbir çağda olamayacağını söyleyen sayfalarla doludur.
A
Düşüncelerini bu sözlerle ifade eden birisi aşağıdakilerden
hangisini anlatmaya çalışmaktadır?
A) Tarihin tozlu sayfaları, bugünün imkânlarını imkânsız görenler-
le doludur.
B) İnsanlığın gelişmesi, geçmişten aldığı güçle doğru orantılıdır.
C) Geçmişe yaslanmak, bugüne odaklanmayı engelleyen bir
unsurdur.
İnsanlar hayal kurup bu hayali gerçekleştirme hevesine düş-
tükçe gerçeklerden uzaklaşmaktadır.
E) İnsanlık, gelecekte olacakları tahmin etme konusunda her
zaman başarısız olacaktır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
23. Unutmayalım ki okumak, bizi yaşadığımız günlerden uzaklaştırıp geçmiş özlemiyle kıvrandırır. Doğrudur, bizi geçmiş yetiştirmiştir; bugünün kişisi ne yapabiliyorsa onda babalarının, dedelerinin de bir payı vardır. Geçmişi az çok bilmezsek bugünün büyüklerini de anlayamayız. Doğrudur bütün bunlar, doğrudur ama inceden ince- ye düşününce geçmişin kitaplarında, ilk bakışta, bir anlayışsızlık, bir gerilik görürüz. Bizim bugün her yapabildiğimizde payları olan babalarımız, dedelerimiz yok mu, bizim bugün neler yapabildiğimi- zi duysalar hiç şüpheniz olmasın, inanmazlar. Bizim uçaklarımızı, kendi masallarındaki uçan halılar gibi birer yalan diye dinlerler. Eski kitaplar, bizim bugün yapabildiklerimizi hazırlamış oldukları söy- lenen yazarların kitapları, bugün gerçekleştirdiğimiz birçok şeyin, hiçbir çağda olamayacağını söyleyen sayfalarla doludur. A Düşüncelerini bu sözlerle ifade eden birisi aşağıdakilerden hangisini anlatmaya çalışmaktadır? A) Tarihin tozlu sayfaları, bugünün imkânlarını imkânsız görenler- le doludur. B) İnsanlığın gelişmesi, geçmişten aldığı güçle doğru orantılıdır. C) Geçmişe yaslanmak, bugüne odaklanmayı engelleyen bir unsurdur. İnsanlar hayal kurup bu hayali gerçekleştirme hevesine düş- tükçe gerçeklerden uzaklaşmaktadır. E) İnsanlık, gelecekte olacakları tahmin etme konusunda her zaman başarısız olacaktır.
p
B
37-38 sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Eskiz, kelime olarak ön çalışma, taslak" anlamına gelmekte-
dir. Genellikle resim sanatında kullanılan bir terimdir. Eskiz,
sanatının resmini çizmeye başlamadan önceki model üze-
rinde çözümlemeler yapmayı amaçladığı kısa ve seri olarak
yapılan çizimlerdir. Mimari çizimlerde de sıklıkla kullanılan
eskiz, modelleme yapmadan önce el ile kâğıda yapılan dene-
me çizimler olarak da ifade edilebilir. Yani karalama yöntemi
kullanılarak asıl yapılacak projenin ön hazırlığının çizilmesi-
dir. Esas model oluşturulmadan deneme çizimi yapılmasıyla
oluşturulur. Resim sanatçıları, herhangi bir nesne veya man-
zarayı çizmek için belirledikten sonra kaba bir taslak oluştu-
nurlar. Çizimi yapacak olan ressam, bu adımda önce taslağı
oluşturduktan sonra esas resme başlar. Bu taslak sayesinde
hata yapma ihtimali oldukça düşer. Bu nedenle eskiz, resim
sanat için en önemli adımlardan biridir. Eskiz, halk arasında
yaygın olarak bilinen tabiri ile kara kalem çizimidir. Bir pro-
jenin, fikrin, eserin öncelikle eskiz olarak çizilmesiyle gerçek
proje için ön hazırlık yapılır.
37. Bu parçada eskiz" ile ilgili aşağıdakilerin hangisinden
bahsedilmemiştir?
B
A) Bazı sanat dalları için vazgeçilemez oluşundan
B) Bu çalışmanın tam olarak ne anlama geldiğinden
C) Eskiz çalışması yapılmasının sağladığı faydalardan
D) Neden kara kalem çalışması diye adlandırıldığından
E) Resim sanatında bir ön izleme veya prova anlamı taşı-
masindan
MİRAY YAYINLARI
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
p B 37-38 sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Eskiz, kelime olarak ön çalışma, taslak" anlamına gelmekte- dir. Genellikle resim sanatında kullanılan bir terimdir. Eskiz, sanatının resmini çizmeye başlamadan önceki model üze- rinde çözümlemeler yapmayı amaçladığı kısa ve seri olarak yapılan çizimlerdir. Mimari çizimlerde de sıklıkla kullanılan eskiz, modelleme yapmadan önce el ile kâğıda yapılan dene- me çizimler olarak da ifade edilebilir. Yani karalama yöntemi kullanılarak asıl yapılacak projenin ön hazırlığının çizilmesi- dir. Esas model oluşturulmadan deneme çizimi yapılmasıyla oluşturulur. Resim sanatçıları, herhangi bir nesne veya man- zarayı çizmek için belirledikten sonra kaba bir taslak oluştu- nurlar. Çizimi yapacak olan ressam, bu adımda önce taslağı oluşturduktan sonra esas resme başlar. Bu taslak sayesinde hata yapma ihtimali oldukça düşer. Bu nedenle eskiz, resim sanat için en önemli adımlardan biridir. Eskiz, halk arasında yaygın olarak bilinen tabiri ile kara kalem çizimidir. Bir pro- jenin, fikrin, eserin öncelikle eskiz olarak çizilmesiyle gerçek proje için ön hazırlık yapılır. 37. Bu parçada eskiz" ile ilgili aşağıdakilerin hangisinden bahsedilmemiştir? B A) Bazı sanat dalları için vazgeçilemez oluşundan B) Bu çalışmanın tam olarak ne anlama geldiğinden C) Eskiz çalışması yapılmasının sağladığı faydalardan D) Neden kara kalem çalışması diye adlandırıldığından E) Resim sanatında bir ön izleme veya prova anlamı taşı- masindan MİRAY YAYINLARI
aki-
ir
e
r
E)
9.
şiirin de kör
yıkılışı
Ibn-i Haldun'aa göre devletin kuruluşu ve
yerleşme aşamasıdır. Burada egemenlik aile ve din
beş aşamada gerçekleşir. Birinci aşama devletin
esasına dayanır. Hükümdar bir kral ya da lorddan
önce bir şeftir ve kendisi de dinin kurallarına uy-
tekeli altına almaya başlar ve mutlak efendi olur.
mak zorundadır. İkinci aşamada hükümdar devleti
Kendisini başta desteklemiş olan güçlü yakınlarını
adım adım tasfiye eder. Kan bağı ya da dine da-
yalı dayanışma yerine şahsın egemenliğine doğ-
ru bir evrilme gerçekleşir. Üçüncü aşama lüks ve
debdebe ile geçen zamandır. Bu dönemde devlet
güçlenmekte, hükümdar bir yandan tebaanın vergi
yükünü azaltarak bir yandan da kendi kişisel ser-
vetini artırarak güçlenir. İki taraf da memnundur ve
toplumsal refah giderek artmaktadır. Egemen olan
iklim ise serbestlik, özgürlüktür. Dördüncü aşama
doyum ve kendini beğenme dönemidir. Kibir, göz-
leri kör etmeye başlar. Lüks ve rahat yaşam hep
sürüp gidecek sanılır. Ne var ki devlet bu aşamada
beşinci ve son aşama olan çöküş aşamasının ilk
adımlarını atmaya başlamıştır artık. Çöküş, silah
gücü ve artan vergilerle zorbaca engelleme çaba-
larına karşın kaçınılmaz olur.
Bu parça ile ilgili olarak aşağıdakilerden han-
gisi doğrudur?
A) Okuru etkileyerek onun düşüncelerini değiştir-
me amacı ile yazılmıştır. Kord
B) Sanatlı, örtülü bir anlatım yeğlenmiştir.
C) Bir süreç, kendi içindeki gelişim ve değişimlerle
karşılaştırmalı olarak anlatılmıştır.
D) Yazar kendi düşüncelerini bazen açık bazen
örtülü biçimde dile getirmiştir.
E) Günümüz dünyasındaki devlet anlayışı ile İbni
Haldun'un yaşadığı çağ arasındaki devlet an-
layışı karşılaştırılmaktadır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
aki- ir e r E) 9. şiirin de kör yıkılışı Ibn-i Haldun'aa göre devletin kuruluşu ve yerleşme aşamasıdır. Burada egemenlik aile ve din beş aşamada gerçekleşir. Birinci aşama devletin esasına dayanır. Hükümdar bir kral ya da lorddan önce bir şeftir ve kendisi de dinin kurallarına uy- tekeli altına almaya başlar ve mutlak efendi olur. mak zorundadır. İkinci aşamada hükümdar devleti Kendisini başta desteklemiş olan güçlü yakınlarını adım adım tasfiye eder. Kan bağı ya da dine da- yalı dayanışma yerine şahsın egemenliğine doğ- ru bir evrilme gerçekleşir. Üçüncü aşama lüks ve debdebe ile geçen zamandır. Bu dönemde devlet güçlenmekte, hükümdar bir yandan tebaanın vergi yükünü azaltarak bir yandan da kendi kişisel ser- vetini artırarak güçlenir. İki taraf da memnundur ve toplumsal refah giderek artmaktadır. Egemen olan iklim ise serbestlik, özgürlüktür. Dördüncü aşama doyum ve kendini beğenme dönemidir. Kibir, göz- leri kör etmeye başlar. Lüks ve rahat yaşam hep sürüp gidecek sanılır. Ne var ki devlet bu aşamada beşinci ve son aşama olan çöküş aşamasının ilk adımlarını atmaya başlamıştır artık. Çöküş, silah gücü ve artan vergilerle zorbaca engelleme çaba- larına karşın kaçınılmaz olur. Bu parça ile ilgili olarak aşağıdakilerden han- gisi doğrudur? A) Okuru etkileyerek onun düşüncelerini değiştir- me amacı ile yazılmıştır. Kord B) Sanatlı, örtülü bir anlatım yeğlenmiştir. C) Bir süreç, kendi içindeki gelişim ve değişimlerle karşılaştırmalı olarak anlatılmıştır. D) Yazar kendi düşüncelerini bazen açık bazen örtülü biçimde dile getirmiştir. E) Günümüz dünyasındaki devlet anlayışı ile İbni Haldun'un yaşadığı çağ arasındaki devlet an- layışı karşılaştırılmaktadır.
effadhil
D) Yıllardır bir arada yaşayan yerli nüfusun olmasi
E) Ziyaretçilere değişik olanaklar sağlaması
23. 1950 kuşağı öykücüleri, her yeni oluşumun yaptığı gibi
geleneksel öykü biçimiyle bir hesaplaşma içine girdiler.
Ama amaçları biçimde körü körüne farklılık yaratmak
değildi. Batı edebiyatından çevrilen modernist yapıtları
okuyan, Batılı öyküleme anlayışından çok etkilenen bu
genç yazarlar toplumsal sorunları yansıtmaktan uzak
durdular; sadece bireysel konularda öyküler yazdılar.
Memduh Şevket Esendal ve özellikle Sait Faik'e olan
hayranlıklarını her fırsatta dile getirseler de kendilerinden
önceki kuşakla aralarında yazınsal anlamda hiçbir bağ
kurmadılar.
Teker
Bu parçada 1950 kuşağı öykücüleriyle ilgili olarak,
1. Toplumcu bir karakterden yoksun olma
II. Kendilerinden önceki yazınsal hareketlere mesafeli
durma
Kapalı ve yoğun bir öykü evreni kurma
IV.Çağdaş yazın akımlarıyla yazan sanatçıların
ürünlerini okuma
saptamalarından hangileri yapılmamıştır?
A) Yalnız I
B) Yalnız
DENEME-5
D) II ve IV
E) Il ve IV
C) Yalnız III
yaşami
uyanda
Muhab
Yazar
Coc
soyut
kurgu
içindi
7
kurg
çocu
ceza
Bu
har
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
effadhil D) Yıllardır bir arada yaşayan yerli nüfusun olmasi E) Ziyaretçilere değişik olanaklar sağlaması 23. 1950 kuşağı öykücüleri, her yeni oluşumun yaptığı gibi geleneksel öykü biçimiyle bir hesaplaşma içine girdiler. Ama amaçları biçimde körü körüne farklılık yaratmak değildi. Batı edebiyatından çevrilen modernist yapıtları okuyan, Batılı öyküleme anlayışından çok etkilenen bu genç yazarlar toplumsal sorunları yansıtmaktan uzak durdular; sadece bireysel konularda öyküler yazdılar. Memduh Şevket Esendal ve özellikle Sait Faik'e olan hayranlıklarını her fırsatta dile getirseler de kendilerinden önceki kuşakla aralarında yazınsal anlamda hiçbir bağ kurmadılar. Teker Bu parçada 1950 kuşağı öykücüleriyle ilgili olarak, 1. Toplumcu bir karakterden yoksun olma II. Kendilerinden önceki yazınsal hareketlere mesafeli durma Kapalı ve yoğun bir öykü evreni kurma IV.Çağdaş yazın akımlarıyla yazan sanatçıların ürünlerini okuma saptamalarından hangileri yapılmamıştır? A) Yalnız I B) Yalnız DENEME-5 D) II ve IV E) Il ve IV C) Yalnız III yaşami uyanda Muhab Yazar Coc soyut kurgu içindi 7 kurg çocu ceza Bu har