Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

birbiri
ması için bir zorunlu-
tiren unsurların ba
diyen herkesin Türk
Millet kavramı için
birli olmaksızın
arte ilgili olarak
nemi ifade edi-
n söz edilmiş-
ada bulunul-
olarak ifade
lunulmuş-
lerden
minde,
-leriy-
den
2
4.
#F
gerektiğini savunarak, biçimciliğe ve duygusallığa
karşı çıkıp (katilmayıp) ses güzelliğini esas (temel) alırlar.
IV
Basmakalip(belirlenmiş) söyleyişe başkaldıran şiirleri
AH
111
V
o dönemde halk tarafından "garip" karşılanmıştır.
Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin an.
lamı ayraç ( ) içinde verilen açıklamayla uyuşma
maktadır?
B) 11
C) III
D) IV
E) V
Mars, adını Romalıların savaş tanrısından almış. Bun-
da kuşkusuz gezegenin kırmızı renginin payı büyüktür.
Kayıtlar Romalılardan önce, çok eski dönemlerde de
Mars'ın insanların ilgisini çekmiş olduğunu gösteriyor.
Ancak kırmızı gezegen, en büyük ilgiyi, 19. yüzyılın son-
larında yaygınlaşmaya başlayan bilim kurgu romanları
sayesinde yakaladı.
Bu parçadan Mars ile ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisine ulaşılabilir?
A) Mars, bilinen en eski gezegendir.
B) Mars gezegeninin adını Romalılar vermiştir.
C) Mars tarih boyunca insanların ilgisini çekmiş bir ge-
zegendir.
D) 19. yüzyılda bilim kurgu romanları gezegenlerin ta-
nınmasını sağlamıştır.
E) Gezegen adlarının verilmesinde şekillerinin etkisi bü-
yüktür.
Diğer sayfaya geçiniz.
MH
MERT
Y
VA
6. 1.
11.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
birbiri ması için bir zorunlu- tiren unsurların ba diyen herkesin Türk Millet kavramı için birli olmaksızın arte ilgili olarak nemi ifade edi- n söz edilmiş- ada bulunul- olarak ifade lunulmuş- lerden minde, -leriy- den 2 4. #F gerektiğini savunarak, biçimciliğe ve duygusallığa karşı çıkıp (katilmayıp) ses güzelliğini esas (temel) alırlar. IV Basmakalip(belirlenmiş) söyleyişe başkaldıran şiirleri AH 111 V o dönemde halk tarafından "garip" karşılanmıştır. Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin an. lamı ayraç ( ) içinde verilen açıklamayla uyuşma maktadır? B) 11 C) III D) IV E) V Mars, adını Romalıların savaş tanrısından almış. Bun- da kuşkusuz gezegenin kırmızı renginin payı büyüktür. Kayıtlar Romalılardan önce, çok eski dönemlerde de Mars'ın insanların ilgisini çekmiş olduğunu gösteriyor. Ancak kırmızı gezegen, en büyük ilgiyi, 19. yüzyılın son- larında yaygınlaşmaya başlayan bilim kurgu romanları sayesinde yakaladı. Bu parçadan Mars ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Mars, bilinen en eski gezegendir. B) Mars gezegeninin adını Romalılar vermiştir. C) Mars tarih boyunca insanların ilgisini çekmiş bir ge- zegendir. D) 19. yüzyılda bilim kurgu romanları gezegenlerin ta- nınmasını sağlamıştır. E) Gezegen adlarının verilmesinde şekillerinin etkisi bü- yüktür. Diğer sayfaya geçiniz. MH MERT Y VA 6. 1. 11.
Lisede edebiyat öğretmenimdi. Öğretmen olarak ede-
biyatın kurallarını öğretmez, onları siz okuyun der,
daha çok edebiyat, şiir beğenisi verirdi. Beğendiği şi-
irleri makine ile yazar, sınıftakilere dağıtır, bunları güzel
okuyanlara yüksek not verirdi. Şiirler aruzla yazılmıştı.
Bunun için de ezberlemesi kolaydı. Kendisi ezbere
çok şiir bilir, bir şiiri de üç okumada ezberlerdi. O, aş-
kın ve sevginin duyguları incelttiğine inanıyordu. Ço-
cuklara aşk şiirlerinin okutulmamasını da eleştiriyordu.
"Bence anlatılmalı sevginin, aşkın ne olduğu. Okulun
ödevi çocuktaki doğal duyguları, ihtiyaçları köreltmek
değildir; onları işlemek, inceltmektir." diyordu.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen
edebiyat öğretmeninin görüşlerinden biri olamaz?
A) Edebiyat insanın aklını, mantığını doyurmaya, ona
bir şeyler öğretmeye yönelik olmalıdır.
B) Edebiyatın temelinde aşk, insan sevgisi, hoşgörü,
yaratma özgürlüğü gibi ince duygular vardır.
C) Edebiyatın amacı insanlarda güzel duygular
uyandırmak, insan hayatını renklendirmek, güzel-
leştirmektir.
D) Edebiyat, insanın güzellik karşısında duyduğu he-
yecan ve hayranlığı uyandırmak için ortaya koy-
duğu yaratıcılıktır.
E) Edebiyat, insanların kalbine doğrudan seslenebil-
me, insanların ruhunu inceltebilme sanatıdır.
6. T
C
b
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Lisede edebiyat öğretmenimdi. Öğretmen olarak ede- biyatın kurallarını öğretmez, onları siz okuyun der, daha çok edebiyat, şiir beğenisi verirdi. Beğendiği şi- irleri makine ile yazar, sınıftakilere dağıtır, bunları güzel okuyanlara yüksek not verirdi. Şiirler aruzla yazılmıştı. Bunun için de ezberlemesi kolaydı. Kendisi ezbere çok şiir bilir, bir şiiri de üç okumada ezberlerdi. O, aş- kın ve sevginin duyguları incelttiğine inanıyordu. Ço- cuklara aşk şiirlerinin okutulmamasını da eleştiriyordu. "Bence anlatılmalı sevginin, aşkın ne olduğu. Okulun ödevi çocuktaki doğal duyguları, ihtiyaçları köreltmek değildir; onları işlemek, inceltmektir." diyordu. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen edebiyat öğretmeninin görüşlerinden biri olamaz? A) Edebiyat insanın aklını, mantığını doyurmaya, ona bir şeyler öğretmeye yönelik olmalıdır. B) Edebiyatın temelinde aşk, insan sevgisi, hoşgörü, yaratma özgürlüğü gibi ince duygular vardır. C) Edebiyatın amacı insanlarda güzel duygular uyandırmak, insan hayatını renklendirmek, güzel- leştirmektir. D) Edebiyat, insanın güzellik karşısında duyduğu he- yecan ve hayranlığı uyandırmak için ortaya koy- duğu yaratıcılıktır. E) Edebiyat, insanların kalbine doğrudan seslenebil- me, insanların ruhunu inceltebilme sanatıdır. 6. T C b
argi
ar
z ADANA
Cümlede Anlam Karma Anlam Bilgisi
Cümle analizinde seçeneklerle ilgili cümlenin
değerlendirmesi yapılmakta, örtüşüp örtüşmediğine
bakılmaktadır.
1. (1) Edebiyat tarihçilerinin, eleştirmenlerin işi son
derece güçtür. (II) Hele de son zamanlarda yiten
değerlerle dolu bir edebiyat dünyasında... (III)
Özkırımlı da onlardan biriydi, kıymeti bilinmedi.
(IV) Yaşasaydı daha çok üretecek, daha iyi eserlere
imza atacaktı. (V) Bunlardan biri de hazırlamakta
olduğu, yarım kalmış bir sözlüktü; ümidim, bir başka
Türkologun bunu tamamlaması.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili
olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümle önemli bir duruma işaret etmektedir.
B) II. cümle kendinden öncekine anlamca bağlıdır.
C) III. cümlede bulunan kişi zamiri II. cümleyle
bağlantı kurmaktadır.
D) IV. cümle yarım kalmış bir beklentiden söz
etmektedir.
E) V cümle karamsarlık veren bir durumu
anlatmaktadır.
3.
Man
yerl
insa
etm
HOCALARA GELDİK
.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
argi ar z ADANA Cümlede Anlam Karma Anlam Bilgisi Cümle analizinde seçeneklerle ilgili cümlenin değerlendirmesi yapılmakta, örtüşüp örtüşmediğine bakılmaktadır. 1. (1) Edebiyat tarihçilerinin, eleştirmenlerin işi son derece güçtür. (II) Hele de son zamanlarda yiten değerlerle dolu bir edebiyat dünyasında... (III) Özkırımlı da onlardan biriydi, kıymeti bilinmedi. (IV) Yaşasaydı daha çok üretecek, daha iyi eserlere imza atacaktı. (V) Bunlardan biri de hazırlamakta olduğu, yarım kalmış bir sözlüktü; ümidim, bir başka Türkologun bunu tamamlaması. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) I. cümle önemli bir duruma işaret etmektedir. B) II. cümle kendinden öncekine anlamca bağlıdır. C) III. cümlede bulunan kişi zamiri II. cümleyle bağlantı kurmaktadır. D) IV. cümle yarım kalmış bir beklentiden söz etmektedir. E) V cümle karamsarlık veren bir durumu anlatmaktadır. 3. Man yerl insa etm HOCALARA GELDİK .
D) IV. cümle yarım kalmış bir beklentiden söz
etmektedir.
E) V cümle karamsarlık veren bir durumu
anlatmaktadır.
2. (1) Gençliğimde çok geniş bir yelpazeden şair ve
yazar okudum. (II) En çok üzüldüğüm, Cahit Zarifoğlu
ile tanışamamış olmamdır. (III) Ankara'da çok
tanışma imkânım oldu ama benim çekingenliğimden,
ürkekliğimden tanışamadık. (IV) Ne tuhaf bir şey,
sanki tanışıyoruz duygusu var, şiirinden dolayı. (V)
Birkaç şiirini ezbere bildiğim nadir şairlerden biridir o.
Bir yazarın düşüncelerinin anlatıldığı bu
parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak
aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
AI. cümlede gençlik döneminde farklı kesimlerden
birçok edebiyatçının eserlerini okuduğunu
söylüyor.
B) II. cümlede Zarifoğlu ile tanışamadığına üzgün
olduğunu bildiriyor.
C) III. cümlede çekingenliğinden yakınıyor.
D) IV. cümlede kendini Zarifoğlu'yla tanışmış gibi
hissettiğine değiniyor.
HOCALARA GELDİK
E) V. cümlede Zarifoğlu'nun birkaç şiir kitabını
ezberlediğinden söz ediyor.
GünceL ANLATIM VİDEOLARI
HOCALARA GELDİK KANALINDA
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
D) IV. cümle yarım kalmış bir beklentiden söz etmektedir. E) V cümle karamsarlık veren bir durumu anlatmaktadır. 2. (1) Gençliğimde çok geniş bir yelpazeden şair ve yazar okudum. (II) En çok üzüldüğüm, Cahit Zarifoğlu ile tanışamamış olmamdır. (III) Ankara'da çok tanışma imkânım oldu ama benim çekingenliğimden, ürkekliğimden tanışamadık. (IV) Ne tuhaf bir şey, sanki tanışıyoruz duygusu var, şiirinden dolayı. (V) Birkaç şiirini ezbere bildiğim nadir şairlerden biridir o. Bir yazarın düşüncelerinin anlatıldığı bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? AI. cümlede gençlik döneminde farklı kesimlerden birçok edebiyatçının eserlerini okuduğunu söylüyor. B) II. cümlede Zarifoğlu ile tanışamadığına üzgün olduğunu bildiriyor. C) III. cümlede çekingenliğinden yakınıyor. D) IV. cümlede kendini Zarifoğlu'yla tanışmış gibi hissettiğine değiniyor. HOCALARA GELDİK E) V. cümlede Zarifoğlu'nun birkaç şiir kitabını ezberlediğinden söz ediyor. GünceL ANLATIM VİDEOLARI HOCALARA GELDİK KANALINDA
ye Başkar
ADANA
Cümlede Anlam Yargı - 24
Cümle değerlendirmesi yapanın, kesin çıkarımda
bulunulacak ifadelerde bulunmasıdır.
Cümlede olumlu ya da olumsuz düşünce bildirmek
ve çıkarımda bulunmak kesin yargı belirtir.
1. (1) Avcılar, Hindistan cevizinin kabuğunda bir delik
açar ve içine bir muz yerleştirip Hindistan cevizini
gömerler. (II) Sonra maymunlar bunu bulur, kazıp
çıkarır ve delikten ellerini sokarak muzu tutarlar, (III)
Ancak muzu tutan elleri yumruk hâlini aldığından
deliğe sığmaz ve geri çıkaramazlar. (IV) Meyveyi
bırakıp ellerini kurtaracaklarına, maymunlar imkânsızI
gerçekleştirmek, yani muzu oradan çıkarmak için
uğraşmayı sürdürür, tâ ki yakalanana kadar. (V) Belli
bir şeye sahip olma arzusu sonunda bizi o şeyin
tutsağı haline getirir.
AI
Büyük bir parçada numaralandırılmış cümlelerden
hangisinde kesin yargı vardır?
B) II
C) III
D) IV
3.
EJV
Bir bilge "B
doğduğune
fırsatlar iç
Bu özde
aşağıda
A) Bir c
ara
B) Ya
de
B
HOCALARA GELDİK
D)
EY
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ye Başkar ADANA Cümlede Anlam Yargı - 24 Cümle değerlendirmesi yapanın, kesin çıkarımda bulunulacak ifadelerde bulunmasıdır. Cümlede olumlu ya da olumsuz düşünce bildirmek ve çıkarımda bulunmak kesin yargı belirtir. 1. (1) Avcılar, Hindistan cevizinin kabuğunda bir delik açar ve içine bir muz yerleştirip Hindistan cevizini gömerler. (II) Sonra maymunlar bunu bulur, kazıp çıkarır ve delikten ellerini sokarak muzu tutarlar, (III) Ancak muzu tutan elleri yumruk hâlini aldığından deliğe sığmaz ve geri çıkaramazlar. (IV) Meyveyi bırakıp ellerini kurtaracaklarına, maymunlar imkânsızI gerçekleştirmek, yani muzu oradan çıkarmak için uğraşmayı sürdürür, tâ ki yakalanana kadar. (V) Belli bir şeye sahip olma arzusu sonunda bizi o şeyin tutsağı haline getirir. AI Büyük bir parçada numaralandırılmış cümlelerden hangisinde kesin yargı vardır? B) II C) III D) IV 3. EJV Bir bilge "B doğduğune fırsatlar iç Bu özde aşağıda A) Bir c ara B) Ya de B HOCALARA GELDİK D) EY
Bunun se-
xendi duy-
abartmış
psikolog-
menler gi-
adına risk
Isında en
runda ka-
al empati
i ve mes-
şağıdaki-
m hâlinde
da mesle-
esleki ha-
arını fark
a el uzat-
i akıldan
kişilerin
a neden
en anla-
kendi-
A
19. İskoç asıllı gazeteci-yazar Johann Hari, düşündüğümüzden
daha tehlikeli, manipülatif, zehirli bir sisteme karşı bizleri uya-
riyor. Johann Hari, telefonlarımıza her 24 saatte 2617 defa
dokunduğumuzu söylüyor ve ekliyor: "----." Bu sözler, yok-
sunluk duygusunu iliklerinize kadar hissettirip sürekli kendi-
lerine bağımlı olunmasını isteme durumu olarak da özetle-
nebilir. Yazar, zihninin uyaranlarla kirletildiği bu sarmalı red-
dederek Amerika'da küçük bir kasaba olan Princetown'da üç
kbir kasaba
aylığına dijital detoksa çıkıyor. Telefon ve bilgisayar bağım-
lılığından kurtulmak üzere akıllı telefonunu ve bilgisayarını
bırakıp internete bağlanmayan eski bir telefon alıyor. İlk za-
manlar sosyal medya ve e-posta bağımlılığından kurtulmak
çok zor olsa da zamanla doğayla iç içe olmayı, yavaşlama-
yı, insanlarla yüz yüze sohbet edip bir şeyler paylaşmayı,
doğada olmaktan ve hiçbir şey yapmamaktan keyif almayı
öğreniyor. Dijital dünyadan tamamen kopamasa da artık onu
istediği şekilde kullanabildiğini ve kısıtlayabildiğini anlıyor.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre
aşağıdakilerden hangisi getirilemez?
A) Amaç, edilgen duruma getirdikleri insanlarla duygusal
bağ oluşturup düzenin sürekliliğini sağlayabilmek.
B) Bir an olsun gözünü telefonundan ayıramayan insanla-
rin, bambaşka fikirler üretip dünyaya nefes olması bek-
lenemez.
C) Ekran bağımlılığının insana sağladığı tatmin duygusun-
dan uzak kalmak düşüncesi bile kişiyi huzursuz eden bir
nitelik taşımaktadır.
D) Sizi pençesine öyle bir alıyor ki bu duygu, ne yaparsa-
nız yapın bu bağımlılık sarmalından kurtulamıyorsunuz.
E) Sistem sağlayıcılarının, önce şirin bir dost gibi yaklaşsa
da zaman içerisinde ne kadar sinsi bir plan içerinde ol-
dukları anlaşılıyor.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Bunun se- xendi duy- abartmış psikolog- menler gi- adına risk Isında en runda ka- al empati i ve mes- şağıdaki- m hâlinde da mesle- esleki ha- arını fark a el uzat- i akıldan kişilerin a neden en anla- kendi- A 19. İskoç asıllı gazeteci-yazar Johann Hari, düşündüğümüzden daha tehlikeli, manipülatif, zehirli bir sisteme karşı bizleri uya- riyor. Johann Hari, telefonlarımıza her 24 saatte 2617 defa dokunduğumuzu söylüyor ve ekliyor: "----." Bu sözler, yok- sunluk duygusunu iliklerinize kadar hissettirip sürekli kendi- lerine bağımlı olunmasını isteme durumu olarak da özetle- nebilir. Yazar, zihninin uyaranlarla kirletildiği bu sarmalı red- dederek Amerika'da küçük bir kasaba olan Princetown'da üç kbir kasaba aylığına dijital detoksa çıkıyor. Telefon ve bilgisayar bağım- lılığından kurtulmak üzere akıllı telefonunu ve bilgisayarını bırakıp internete bağlanmayan eski bir telefon alıyor. İlk za- manlar sosyal medya ve e-posta bağımlılığından kurtulmak çok zor olsa da zamanla doğayla iç içe olmayı, yavaşlama- yı, insanlarla yüz yüze sohbet edip bir şeyler paylaşmayı, doğada olmaktan ve hiçbir şey yapmamaktan keyif almayı öğreniyor. Dijital dünyadan tamamen kopamasa da artık onu istediği şekilde kullanabildiğini ve kısıtlayabildiğini anlıyor. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilemez? A) Amaç, edilgen duruma getirdikleri insanlarla duygusal bağ oluşturup düzenin sürekliliğini sağlayabilmek. B) Bir an olsun gözünü telefonundan ayıramayan insanla- rin, bambaşka fikirler üretip dünyaya nefes olması bek- lenemez. C) Ekran bağımlılığının insana sağladığı tatmin duygusun- dan uzak kalmak düşüncesi bile kişiyi huzursuz eden bir nitelik taşımaktadır. D) Sizi pençesine öyle bir alıyor ki bu duygu, ne yaparsa- nız yapın bu bağımlılık sarmalından kurtulamıyorsunuz. E) Sistem sağlayıcılarının, önce şirin bir dost gibi yaklaşsa da zaman içerisinde ne kadar sinsi bir plan içerinde ol- dukları anlaşılıyor.
11
2.
E) IV ve V
Klasik bir sorudur, genellikle yazdıklarınızın ne kadarı
otobiyografik, diye sorarlar. Ben de şunu merak ediyorum.
Romanınızda otobiyografik unsurlar hissediliyor ama siz
bunu bence çok iyi gizlemişsiniz. Otobiyografik unsurların
sıcaklığını hissediyoruz fakat "----" diyemiyoruz. Üç erkek
karakterden hangisini okusak, bu da yazarın kendisi olabilir,
diyoruz.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi
getirilebilir?
A) bu tarz romancılığı daha önce gördük.
B) en başından planlanmış gibi her şey.
C) bu hikaye aslında size mi ait?
D) yazar kendi hayatını anlatmış işte.
E bir o kadar da sıkıcı olmuş.
3D YAYINLARI
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
11 2. E) IV ve V Klasik bir sorudur, genellikle yazdıklarınızın ne kadarı otobiyografik, diye sorarlar. Ben de şunu merak ediyorum. Romanınızda otobiyografik unsurlar hissediliyor ama siz bunu bence çok iyi gizlemişsiniz. Otobiyografik unsurların sıcaklığını hissediyoruz fakat "----" diyemiyoruz. Üç erkek karakterden hangisini okusak, bu da yazarın kendisi olabilir, diyoruz. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? A) bu tarz romancılığı daha önce gördük. B) en başından planlanmış gibi her şey. C) bu hikaye aslında size mi ait? D) yazar kendi hayatını anlatmış işte. E bir o kadar da sıkıcı olmuş. 3D YAYINLARI
19. Somon balıkları yılın belli aylarında, yumurtla-
ma dönemleri geldiğinde, denizden tatlı sulara
doğru ilerlerler. Denizle birleşen akarsular-
dan girip nehirler boyunca ilerler ve sonuçta
tertemiz derelere, pırıl pırıl göllere ulaşırlar,
oralarda yumurtalarını bırakırlar. Sonbalıkları,
tatlı sularda yuvaladıktan sonra yine geldikleri
yollardan denize dönerler. Geri dönmek onlar
için hiç de zor olmaz. Çünkü suların akış isti-
kametinde, dağlardan aşağıya doğru giderler.
Asıl zor olan gelişleridir, akıntıya karşı kürek
çekmeleridir.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdaki yar-
gilardan hangisi şöylenemez?
A) Nitelik bildiren sözcükler kullanılmıştır.
B) Öznel değerlendirmeler yapılmıştır.
C) Gözlem gücünden yararlanılmıştır.
DÖmeklere yer verilmiştir.
E) Deyime yer verilmiştir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
19. Somon balıkları yılın belli aylarında, yumurtla- ma dönemleri geldiğinde, denizden tatlı sulara doğru ilerlerler. Denizle birleşen akarsular- dan girip nehirler boyunca ilerler ve sonuçta tertemiz derelere, pırıl pırıl göllere ulaşırlar, oralarda yumurtalarını bırakırlar. Sonbalıkları, tatlı sularda yuvaladıktan sonra yine geldikleri yollardan denize dönerler. Geri dönmek onlar için hiç de zor olmaz. Çünkü suların akış isti- kametinde, dağlardan aşağıya doğru giderler. Asıl zor olan gelişleridir, akıntıya karşı kürek çekmeleridir. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdaki yar- gilardan hangisi şöylenemez? A) Nitelik bildiren sözcükler kullanılmıştır. B) Öznel değerlendirmeler yapılmıştır. C) Gözlem gücünden yararlanılmıştır. DÖmeklere yer verilmiştir. E) Deyime yer verilmiştir.
bu işten
.Yoksa
tirmen-
zellikle
popüler
re çok
e film
ştim.
tmen
ence.
emiş
den
gini
KIŞI
e-
ki
i
endemik-
9 ve 10. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
(1) Anne ve babalarin tutum ve davranışları, yetiştikleri
ortam ve demografik özellikleri çocuğun kişilik özellik-
lerini derinden etkiler (1) Çocukların başarılı ve sağ
lıklı bireyler olarak yetişebilmeleri baskı ve stresten
uzak ortamlarda yaşamalarına bağlıdır. (III) Özellikle
Türk toplumunda çocuğun daha çok anne tarafından
büyütüldüğü dile getirilir. (IV) Fakat değişen yaşam ko-
şullarıyla birlikte gerek baba gerek de anne çalışmak
zorunda olduğundan ebeveynler birlikte çocuklarını
büyütmek zorunda kalıyor. (V) Dolayısıyla annenin de
ekonomik özgürlüğe sahip olması aile yapısını köklü
bir şekilde değiştirmekte ve çocuğun gelişim sürecine
doğrudan etki etmektedir.
9.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisinde
"koşul" söz konusudur?
A) I
B) I
C) III
D) IV
E) V
10. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Değişen koşullardan dolayı çocukları büyütme so-
rumluluğu hem anne hem de babaya düşmektedir.
Çocuğun psikolojik olarak rahat ortamlarda yetişti-
rilmesi gerekir.
Annelerin maddi kazanç elde etmeleri, ailelerin re-
fah seviyelerini yükseltmiştir.
Türk toplumunda zamanla çocuğun yetişme koşul-
larında değişim olmuştur.
E) Çocuğun kişiliğinin gelişmesinde çok sayıda faktör
etkilidir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
bu işten .Yoksa tirmen- zellikle popüler re çok e film ştim. tmen ence. emiş den gini KIŞI e- ki i endemik- 9 ve 10. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. (1) Anne ve babalarin tutum ve davranışları, yetiştikleri ortam ve demografik özellikleri çocuğun kişilik özellik- lerini derinden etkiler (1) Çocukların başarılı ve sağ lıklı bireyler olarak yetişebilmeleri baskı ve stresten uzak ortamlarda yaşamalarına bağlıdır. (III) Özellikle Türk toplumunda çocuğun daha çok anne tarafından büyütüldüğü dile getirilir. (IV) Fakat değişen yaşam ko- şullarıyla birlikte gerek baba gerek de anne çalışmak zorunda olduğundan ebeveynler birlikte çocuklarını büyütmek zorunda kalıyor. (V) Dolayısıyla annenin de ekonomik özgürlüğe sahip olması aile yapısını köklü bir şekilde değiştirmekte ve çocuğun gelişim sürecine doğrudan etki etmektedir. 9. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisinde "koşul" söz konusudur? A) I B) I C) III D) IV E) V 10. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Değişen koşullardan dolayı çocukları büyütme so- rumluluğu hem anne hem de babaya düşmektedir. Çocuğun psikolojik olarak rahat ortamlarda yetişti- rilmesi gerekir. Annelerin maddi kazanç elde etmeleri, ailelerin re- fah seviyelerini yükseltmiştir. Türk toplumunda zamanla çocuğun yetişme koşul- larında değişim olmuştur. E) Çocuğun kişiliğinin gelişmesinde çok sayıda faktör etkilidir.
TYT/TÜRKÇEVie
35.-36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Ona göre sinema bir duadır ve insan yalnızca duası ile yaşar.
Bu yüzden filmlerinde hep bir pişmanlık, arayış, bekleyiş ve
ümitsizlik hâkimdir. Ölüm, filmlerinin atmosferinde kendini
hissettirir. Çünkü, sanatın amacı insanı ölüme hazırlamaktır.
Sanat, bir anlamda insanın yaratıcı ile konuşması, onunla bir
içkinlik kurması demektir. Tarkovsky “İnsanın, inancıyla ilgili
olarak mantıksal bir açıklama değil; sanatsal bir imge bulması
gerekir." der. Ona göre insan, hayatını kulluk ederek
doldurmalıdır ve filmleri bu kulluğun acıları, hüzünleri,
pişmanlıkları, arayışları ile doludur. Çoğu kez gözyaşları ile
doludur. Biriken, bazen bir göl bazen bir çamur deryasına
dönmüş gözyaşları ile... Bu sebeple su, Tarkovsky filmleri
için vazgeçilmez bir metafordur. Çünkü su arındırır, temizler
ve bizi bize gösterir. Tarkovsky sinemayı bir eğlence olarak
görmez. Ona göre sinema kalbe ve duyguya hitap etmelidir.
Bu yüzden en entelektüel sanat da sinemadır. Filmlerinin
uzun planlardan, ağır tiratlardan oluşması da izleyiciye bir
mesaj buyurmaktan değil izleyiciye bir duyguyu hissettirmek
istemesinden ileri gelir. Bu yüzden Tarkovsky sadece 7 filmle
sinemanın en büyük yönetmenlerinden birisi olmayı
başarmıştır.
35. Bu parçada altı çizili cümleyle anlatılmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?
AAS
A) Sanat, inançla ilgili akla dayalı bir izah yapmamalı;
aksine bireye sanatsal bir düş kurdurmalıdır.
B) Sanat, hiç açıklamaya bile gerek kalmadan insanın
inancını sembolleştirme yolunda olmalıdır.
C) Sanat, hiç şüphesiz hayatın ve insan varlığının amacını
açıklamaya yönelik olarak insanı düşündürmelidir.
D) Doyumsuz bir manevi açlığı içermeyen, akıl ve imgeyle
buluşmayan sanat, gerçek sanatı oluşturamayacaktır.
E) Sanat, insanı manevi yönden terapi eden çok sesli bir
imgedir.
37.
Marie
mode
yüzy
çok
kırsa
fant
son
çoc
şel
ed
ça
ilh
e
n
b
37.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TYT/TÜRKÇEVie 35.-36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Ona göre sinema bir duadır ve insan yalnızca duası ile yaşar. Bu yüzden filmlerinde hep bir pişmanlık, arayış, bekleyiş ve ümitsizlik hâkimdir. Ölüm, filmlerinin atmosferinde kendini hissettirir. Çünkü, sanatın amacı insanı ölüme hazırlamaktır. Sanat, bir anlamda insanın yaratıcı ile konuşması, onunla bir içkinlik kurması demektir. Tarkovsky “İnsanın, inancıyla ilgili olarak mantıksal bir açıklama değil; sanatsal bir imge bulması gerekir." der. Ona göre insan, hayatını kulluk ederek doldurmalıdır ve filmleri bu kulluğun acıları, hüzünleri, pişmanlıkları, arayışları ile doludur. Çoğu kez gözyaşları ile doludur. Biriken, bazen bir göl bazen bir çamur deryasına dönmüş gözyaşları ile... Bu sebeple su, Tarkovsky filmleri için vazgeçilmez bir metafordur. Çünkü su arındırır, temizler ve bizi bize gösterir. Tarkovsky sinemayı bir eğlence olarak görmez. Ona göre sinema kalbe ve duyguya hitap etmelidir. Bu yüzden en entelektüel sanat da sinemadır. Filmlerinin uzun planlardan, ağır tiratlardan oluşması da izleyiciye bir mesaj buyurmaktan değil izleyiciye bir duyguyu hissettirmek istemesinden ileri gelir. Bu yüzden Tarkovsky sadece 7 filmle sinemanın en büyük yönetmenlerinden birisi olmayı başarmıştır. 35. Bu parçada altı çizili cümleyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? AAS A) Sanat, inançla ilgili akla dayalı bir izah yapmamalı; aksine bireye sanatsal bir düş kurdurmalıdır. B) Sanat, hiç açıklamaya bile gerek kalmadan insanın inancını sembolleştirme yolunda olmalıdır. C) Sanat, hiç şüphesiz hayatın ve insan varlığının amacını açıklamaya yönelik olarak insanı düşündürmelidir. D) Doyumsuz bir manevi açlığı içermeyen, akıl ve imgeyle buluşmayan sanat, gerçek sanatı oluşturamayacaktır. E) Sanat, insanı manevi yönden terapi eden çok sesli bir imgedir. 37. Marie mode yüzy çok kırsa fant son çoc şel ed ça ilh e n b 37.
nlu
de,
Ş
3
sıl
k
SİVRİ DENEME-11
27. Dünyada yapılan ilk bilimsel halk müziği çalışmaları, folklor
ürünlerinin değerini erken fark eden Avrupa topluluklarına
aittir. Daha XVII. yüzyılın başlarından itibaren folklorun çeşitli
konuları hakkında çok önemli eserler ortaya koyan Avrupalı
araştırmacılar, halk musikisine de ilgi duymuşlardır. Çünkü
Avrupalılar; halk musikisinin toplumu birleştirici, millî
değerleri, özelliklede sömürgeci koruyucu ve geliştirici,
milliyetçilik duygularını kamçılayıcı özelliklerini çok erken fark
etmişlerdir. XVII. yüzyıldan itibaren bilimsel çalışmaların
verileriyle hızla gelişen Batı toplumları, öncelikle kendi
milletlerinin halk müziğini ayrıntılı olarak araştırmışlardır.
Bundan sonra ise daha çok çıkarcı, özellikle de sömürgeci
düşünce ile ürettiklerine yeni pazarlar oluşturma amacına
yönelik olarak geri kalmış ülkelerin toplum yapılarını
çözümleyebilmek için öncelikle genel folklor konularından
alve özelde de halk musikisinden yararlanmanın gerekliliğini
en düşünmüşlerdir.
obo.me
Bu parçanın bütününde yazar neden söz etmektedir?
A) Halk müziğinin Batı'daki ilk örneklerinden
B) Halk müziğinin ortak kültür oluşturabilme niteliğinden
nibsxoneo ev b
C) Tarihte Batı'nın halk müziği sahasında yaptığı
çalışmalardan
Yox
D) Toplumu birbiriyle kaynaştıran en önemli unsurun halk
müziği olduğundan
E) Bilimsel çalışmaların oluşumunda halk müziğinin
etkisinden
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
nlu de, Ş 3 sıl k SİVRİ DENEME-11 27. Dünyada yapılan ilk bilimsel halk müziği çalışmaları, folklor ürünlerinin değerini erken fark eden Avrupa topluluklarına aittir. Daha XVII. yüzyılın başlarından itibaren folklorun çeşitli konuları hakkında çok önemli eserler ortaya koyan Avrupalı araştırmacılar, halk musikisine de ilgi duymuşlardır. Çünkü Avrupalılar; halk musikisinin toplumu birleştirici, millî değerleri, özelliklede sömürgeci koruyucu ve geliştirici, milliyetçilik duygularını kamçılayıcı özelliklerini çok erken fark etmişlerdir. XVII. yüzyıldan itibaren bilimsel çalışmaların verileriyle hızla gelişen Batı toplumları, öncelikle kendi milletlerinin halk müziğini ayrıntılı olarak araştırmışlardır. Bundan sonra ise daha çok çıkarcı, özellikle de sömürgeci düşünce ile ürettiklerine yeni pazarlar oluşturma amacına yönelik olarak geri kalmış ülkelerin toplum yapılarını çözümleyebilmek için öncelikle genel folklor konularından alve özelde de halk musikisinden yararlanmanın gerekliliğini en düşünmüşlerdir. obo.me Bu parçanın bütününde yazar neden söz etmektedir? A) Halk müziğinin Batı'daki ilk örneklerinden B) Halk müziğinin ortak kültür oluşturabilme niteliğinden nibsxoneo ev b C) Tarihte Batı'nın halk müziği sahasında yaptığı çalışmalardan Yox D) Toplumu birbiriyle kaynaştıran en önemli unsurun halk müziği olduğundan E) Bilimsel çalışmaların oluşumunda halk müziğinin etkisinden
D) Yeterli bilgi birikimine sahip olan sinir biliminin, artık
açıklayamayacağı pek bir şey kalmamıştır.
E) Sinir bilimi, bundan böyle genellemeler yapmaktan
kaçınma eylemi içine girmiştir.
29. Fovizmi, diğer modern sanat akımlarından ayıran birçok
özelliği bulunur. Bunlardan biri de nesne-renk
uyuşmazlığıdır. Dünyada ilk defa fovist sanatçılar; nesneleri,
portreleri ve figürleri farklı renklerde çizmiştir. Örneğin 20.
yüzyılın başına kadar "güneş" sarı ve turuncu renklerinde
çizilirken bir fovist ressam, mor renkli güneş çizmiştir. Atların
yeşil, dağların pembe ya da kaplumbağaların simsiyah çizildiği
bu akım, klasik resmin temsil ettiği tüm tabuları yıkmayı
başarmıştır. Fovizm; sürrealizm ve ekspresyonizm
akımlarını etkilerken bazı fovist ressamlar, noktacılık adıyla
bilinen puantilizm ekolünün belli başlı tekniklerini kullanmıştır.
Akımda önemli olan "içerik" değil "üslup" ve "biçim"dir. Bu
nedenle fovist sanatçıların birçoğu resmin konusunu çok fazla
önemsememiş ve genellikle manzara resimleri çizmiştir.
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi "fovizm”i
farklılaştıran bir etken olamaz?
A) Renk ve form ilişkisi
B) Resmin tekniği
C) Nesnede marjinal renkler
D) Obje renk ahenksizliği
E) Resmin konusu
Sivri Hoca ile Türkçe
11
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
D) Yeterli bilgi birikimine sahip olan sinir biliminin, artık açıklayamayacağı pek bir şey kalmamıştır. E) Sinir bilimi, bundan böyle genellemeler yapmaktan kaçınma eylemi içine girmiştir. 29. Fovizmi, diğer modern sanat akımlarından ayıran birçok özelliği bulunur. Bunlardan biri de nesne-renk uyuşmazlığıdır. Dünyada ilk defa fovist sanatçılar; nesneleri, portreleri ve figürleri farklı renklerde çizmiştir. Örneğin 20. yüzyılın başına kadar "güneş" sarı ve turuncu renklerinde çizilirken bir fovist ressam, mor renkli güneş çizmiştir. Atların yeşil, dağların pembe ya da kaplumbağaların simsiyah çizildiği bu akım, klasik resmin temsil ettiği tüm tabuları yıkmayı başarmıştır. Fovizm; sürrealizm ve ekspresyonizm akımlarını etkilerken bazı fovist ressamlar, noktacılık adıyla bilinen puantilizm ekolünün belli başlı tekniklerini kullanmıştır. Akımda önemli olan "içerik" değil "üslup" ve "biçim"dir. Bu nedenle fovist sanatçıların birçoğu resmin konusunu çok fazla önemsememiş ve genellikle manzara resimleri çizmiştir. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi "fovizm”i farklılaştıran bir etken olamaz? A) Renk ve form ilişkisi B) Resmin tekniği C) Nesnede marjinal renkler D) Obje renk ahenksizliği E) Resmin konusu Sivri Hoca ile Türkçe 11
8.
Uzun zamandır ürün vermediğimi fark eden bir arkada-
şım, niye öykü yazmadığımı sordu. Ben de, son yıllarda
okurların daha çok roman satın aldığını, romanın öykü-
ye oranla -nedense- daha çok itibar gördüğünü söyle-
dim. Ayrıca yayıncıların roman yayımlamayı daha çok
tercih ettiklerini, eleştirmenlerin bile yazılarında öykü ki-
taplarından çok, romanlara yer verdiklerini belirttim. Bu-
nunla birlikte öykünün, hem yazan hem de okuyan için
uzun zamandır unutulan değerinden, güzelliğinden, ro-
manın gevezeliği karşısındaki zarafetinden dem vurdum.
Bu parçada romana ilişkin olarak belirtilenler arasın-
da aşağıdakilerin hangisi yoktur?
A) Daha çok okunması
B) Öyküden daha değerli bulunması
C) Yazara daha fazla özgürlük tanıması
D) Edebiyat dünyasında gündemde tutulması
E) Daha çok basılması
(DGS - 2010)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
8. Uzun zamandır ürün vermediğimi fark eden bir arkada- şım, niye öykü yazmadığımı sordu. Ben de, son yıllarda okurların daha çok roman satın aldığını, romanın öykü- ye oranla -nedense- daha çok itibar gördüğünü söyle- dim. Ayrıca yayıncıların roman yayımlamayı daha çok tercih ettiklerini, eleştirmenlerin bile yazılarında öykü ki- taplarından çok, romanlara yer verdiklerini belirttim. Bu- nunla birlikte öykünün, hem yazan hem de okuyan için uzun zamandır unutulan değerinden, güzelliğinden, ro- manın gevezeliği karşısındaki zarafetinden dem vurdum. Bu parçada romana ilişkin olarak belirtilenler arasın- da aşağıdakilerin hangisi yoktur? A) Daha çok okunması B) Öyküden daha değerli bulunması C) Yazara daha fazla özgürlük tanıması D) Edebiyat dünyasında gündemde tutulması E) Daha çok basılması (DGS - 2010)
2. Osmanlı edebiyatında, çocuklar için uyarlanacak zengin
bir yazınsal malzeme bulunmaktadır. Söz gelimi, XV. yüz-
yıl şairi Şeyhi'nin Harname adlı hayvan hikâyesi henüz ço-
cuklar için uyarlanmamıştır. Düşünün ki tam altı yüzyıldır
bilinen bu eser gibi yeniden kaleme alınacak yüzlerce eser
bulunmaktadır. O hâlde klasik edebiyatımızdaki birçok
eseri yeniden yorumlayarak günümüz insanına tanıtma-
lıyız. Böylece gençlerimizin zengin yazınsal mirasımızla
yeniden tanışması sağlanmış olacaktır.
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden yakın-
maktadır?
A) Harname'nin yeni bir anlayışla uyarlanmayışından
B) Yazarların klasik edebiyata uzak kalmasından
C) Çocuklara yönelik yapıtların niteliksizliğinden
D) Çocuklara yönelik yapıt oluşturan sanatçıların azlığın-
dan
E) Klasik edebiyatımızdaki kaynakların değerlendirilmeyi-
şinden
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
2. Osmanlı edebiyatında, çocuklar için uyarlanacak zengin bir yazınsal malzeme bulunmaktadır. Söz gelimi, XV. yüz- yıl şairi Şeyhi'nin Harname adlı hayvan hikâyesi henüz ço- cuklar için uyarlanmamıştır. Düşünün ki tam altı yüzyıldır bilinen bu eser gibi yeniden kaleme alınacak yüzlerce eser bulunmaktadır. O hâlde klasik edebiyatımızdaki birçok eseri yeniden yorumlayarak günümüz insanına tanıtma- lıyız. Böylece gençlerimizin zengin yazınsal mirasımızla yeniden tanışması sağlanmış olacaktır. Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden yakın- maktadır? A) Harname'nin yeni bir anlayışla uyarlanmayışından B) Yazarların klasik edebiyata uzak kalmasından C) Çocuklara yönelik yapıtların niteliksizliğinden D) Çocuklara yönelik yapıt oluşturan sanatçıların azlığın- dan E) Klasik edebiyatımızdaki kaynakların değerlendirilmeyi- şinden
A A
bir şey
Mutlu-
ğersiz
Son-
ayat-
iler-
mlu
r.
-iz-
cel
0
A A
26. "Kuş kafesi" veya "katlı tavuk kümesi" benzetmele-
riyle anılan bugünün binaları, dünün yapılarının çok
gerisinde. Belki de bu bir "yanılgı". Nostaljiye merak-
"eski kafaların" bir kuruntusu. Gelgelelim binaları
okurken gözümüz ilkin bu "geride kalmış”lara kayıyor.
Bakıp görmeyi bilenlerin, daha iyisini ve gelişmişini or-
taya koymaya çalışanların önce el attığı da bu önün-
den geçip gittiğimiz eski binalar. Buna karşın dikkatini
toplamayı başaranların onların tarihini öğrenmeye ça-
lıştığı yapılar da hep eskiler.
Bu parçada, aşağıdakilerin hangisine değinilme-
miştir?
11
A) Günümüz binalarının çeşitli benzetmelerle anıldı-
ğına
B) Binaları görmeyi bilenlerin dikkatini en çok eski bi-
naların çektiğine
28. Ins=
leri
du
C) Geçmişte inşa edilmiş binaların günümüzdekiler-
den daha ileri seviyede olduğuna
D) Dünün binalarının tarihinin binaları görmeyi bilen-
ler tarafından öğrenilmek istendiğine
E) Modern tekniklerle inşa edilen günümüz binaları-
nın bir hikâyesinin olmadığına
ya
2
F
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
A A bir şey Mutlu- ğersiz Son- ayat- iler- mlu r. -iz- cel 0 A A 26. "Kuş kafesi" veya "katlı tavuk kümesi" benzetmele- riyle anılan bugünün binaları, dünün yapılarının çok gerisinde. Belki de bu bir "yanılgı". Nostaljiye merak- "eski kafaların" bir kuruntusu. Gelgelelim binaları okurken gözümüz ilkin bu "geride kalmış”lara kayıyor. Bakıp görmeyi bilenlerin, daha iyisini ve gelişmişini or- taya koymaya çalışanların önce el attığı da bu önün- den geçip gittiğimiz eski binalar. Buna karşın dikkatini toplamayı başaranların onların tarihini öğrenmeye ça- lıştığı yapılar da hep eskiler. Bu parçada, aşağıdakilerin hangisine değinilme- miştir? 11 A) Günümüz binalarının çeşitli benzetmelerle anıldı- ğına B) Binaları görmeyi bilenlerin dikkatini en çok eski bi- naların çektiğine 28. Ins= leri du C) Geçmişte inşa edilmiş binaların günümüzdekiler- den daha ileri seviyede olduğuna D) Dünün binalarının tarihinin binaları görmeyi bilen- ler tarafından öğrenilmek istendiğine E) Modern tekniklerle inşa edilen günümüz binaları- nın bir hikâyesinin olmadığına ya 2 F
8
2
TYT/TÜRKÇEVİs
24. Genç kadın, havaalanının bekleme salonunda uçağının
saatini beklemektedir. Bir kafeden bir kitap ve bir paket
kurabiye alarak bir yere geçer. Kitabına kendini kaptırırken
yanına bir adam oturur ama kadın ona hiç dikkat etmeyip
kitabına devam eder. Genç kadın, arada çantasından bir iki
kurabiye alıp kitabından kopmadan okumayı sürdürür. Ara
verip şöyle bir bakınca adamın da kurabiyesinden bir tane
aldığını fark etse de önemsemeden kitabına devam eder. Az
sonra adamın bir kurabiyeyi daha aldığını görür. Canı
sıkılmıştır, etraf kalabalık olduğu için ses etmez. Kurabiye
hırsızı, birazdan saatine bakıp bir kurabiyeyi daha rahat
rahat midesine götürür. Son kurabiye kalmış ve kadın
sonuncuyu alıp ikiye bölerek adama "Buyrun, paylaşalım!”
diye diğer parçayı uzatır. Adamda nasıl bir cesaret varsa
pişkin pişkin bakıp o parçayı da yer. Genç kadın, çok
sinirlense de o esnada uçağı için çağrıldığından canı sıkkın
bir şekilde uçağına koşar. Uçağa binip koltuğuna gömülerek
kitabına devam eder, pişkin adamı düşündükçe keyfi
kaçmıştır. Uçağı bir süre sonra iner ve bagajına ulaşınca
kitabını bagaja koymak için açar, işte o an büyük bir
şaşkınlık yaşar. Kurabiye paketi hiç açılmamış bir vaziyette
durmaktadır ve genç kadının dalgınlıkla onu bagajına
koyduğu aklına gelir. Bekleme yerinde adamın kurabiyelerini
bir bir yediğini düşündükçe derin bir keder ve utanç
yaşamaya başlar. Hiç tanımadığı o adamdan özür dilemek
için artık çok geçtir.
25. Sümerlerde
çevresinde
diğer insanl
güvenilirliği
varlıklarını
Sümerlerd
adlandırıla
kuruluşlar
rahiplerd
güvenlik
yer nitel
Kanunl
Hamm
Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine
ulaşılabilir?
A) insanın yolunu aydınlatacak tek unsur doğru
düşüncelerdir.
B) Haset, başkasının balını kendine zehretmektir.
C) Gerçek zafere ulaşanlar, öfkesine hâkim olanlardır
D) Kötü düşünce, gam ve kederi olmayanı hasta eder.
E) Sadece midelerini düşünenler, kalplerini felce uğratır.
işlemle
usulle
şekill
Bu p
ulas
B
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
8 2 TYT/TÜRKÇEVİs 24. Genç kadın, havaalanının bekleme salonunda uçağının saatini beklemektedir. Bir kafeden bir kitap ve bir paket kurabiye alarak bir yere geçer. Kitabına kendini kaptırırken yanına bir adam oturur ama kadın ona hiç dikkat etmeyip kitabına devam eder. Genç kadın, arada çantasından bir iki kurabiye alıp kitabından kopmadan okumayı sürdürür. Ara verip şöyle bir bakınca adamın da kurabiyesinden bir tane aldığını fark etse de önemsemeden kitabına devam eder. Az sonra adamın bir kurabiyeyi daha aldığını görür. Canı sıkılmıştır, etraf kalabalık olduğu için ses etmez. Kurabiye hırsızı, birazdan saatine bakıp bir kurabiyeyi daha rahat rahat midesine götürür. Son kurabiye kalmış ve kadın sonuncuyu alıp ikiye bölerek adama "Buyrun, paylaşalım!” diye diğer parçayı uzatır. Adamda nasıl bir cesaret varsa pişkin pişkin bakıp o parçayı da yer. Genç kadın, çok sinirlense de o esnada uçağı için çağrıldığından canı sıkkın bir şekilde uçağına koşar. Uçağa binip koltuğuna gömülerek kitabına devam eder, pişkin adamı düşündükçe keyfi kaçmıştır. Uçağı bir süre sonra iner ve bagajına ulaşınca kitabını bagaja koymak için açar, işte o an büyük bir şaşkınlık yaşar. Kurabiye paketi hiç açılmamış bir vaziyette durmaktadır ve genç kadının dalgınlıkla onu bagajına koyduğu aklına gelir. Bekleme yerinde adamın kurabiyelerini bir bir yediğini düşündükçe derin bir keder ve utanç yaşamaya başlar. Hiç tanımadığı o adamdan özür dilemek için artık çok geçtir. 25. Sümerlerde çevresinde diğer insanl güvenilirliği varlıklarını Sümerlerd adlandırıla kuruluşlar rahiplerd güvenlik yer nitel Kanunl Hamm Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) insanın yolunu aydınlatacak tek unsur doğru düşüncelerdir. B) Haset, başkasının balını kendine zehretmektir. C) Gerçek zafere ulaşanlar, öfkesine hâkim olanlardır D) Kötü düşünce, gam ve kederi olmayanı hasta eder. E) Sadece midelerini düşünenler, kalplerini felce uğratır. işlemle usulle şekill Bu p ulas B