Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

Jor. 31. Modern dünyanın hayatımızı kolaylaştırmak için bize sunduğu cihazlar, sayıları artan otomobiller ve konutlar nedeniyle her gün bir öncekinden daha çok enerjiye ihtiyaç duyuyoruz. Bu nedenle mevcut enerji kaynakları tükeniyor. Fakat tek sorun enerji kaynaklarının azalması değil. Tükettiğimiz enerjinin, özellikle fosil yakıt kullanımının artmasıyla birlikte daha çok karbon salımı oluyor. Böylece karbon ayak izimiz hızla büyüyor ve küresel ısınmanın etkileri zaman içinde daha da ciddi hissediliyor. Bu nedenle - ----. Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A küresel ısınmanın sadece yerel ve kısa zamanda çözüme kavuşturulabilecek bir sorun olmadığı dünyadaki herkese anlatılmalıdır enerji konusunda ortaya konan yeni çözümlerin temelinde, fosil yakıtların kullanımının tamamen yasaklanması hedefi olmalıdır Mükenmekte olan enerji kaynaklarının yerine yenilerinin gerçekleşebilecek gibi görünüyor insanlar elde ettiklerinin hep daha fazlasını istemelerinin çevre üzerinde ne gibi sonuçlar doğurduğunu bilmiyorlar E) bir yandan temiz enerji kaynakları üzerindeki çalışmalar devam ederken diğer taraftan kaynakları daha tasarruflu kullanan yeni çözümler üretilmelidir

22. Edebiyatseverlerin vazgeçilmezi olan edebiyat dergileri, muazzam içerikleri sayesinde okurları bambaşka dün- yalara götürüyor. Türk edebiyatında çok önemli bir yere sahip olan bu dergiler, her daim güncelliğini korumayı başarıyor. Genç zihinler tarafından oluşturulan bu dergi- lerde onların düşünceleri yer alıyor. Hâl böyle olunca bu tarz edebî dergiler, okurların çok fazla ilgisini çekiyor. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? A) Türk edebiyatı dergicilik faaliyetinde Batılı benzerleri- nin oldukça ilerisindedir. E - B) Edebiyata merakı olan okurların yöneldiği ilk kaynak- lar edebiyat dergileridir. C) Güncel konulardan beslenen edebiyat dergileri, özel- likle gençlere seslenmektedir. - D) Eleştiri ağırlıklı dergiler diğerlerine oranla daha fazla takipçiye sahiptir. E) Dergilerde ele alınan konular, okurların yeni ufuklara yönelmesini sağlamaktadır.

TYT/Türkçe 37.-38. soruları aşağıda verilen parçaya göre cevaplayınız. Yazmayı çok severim. Bazen bu sevgiyi abarttığım olur. Denemeden aniya, günlükten söyleşiye aklıma ne ge- lirse kâğıda aktarırım. Hayal alemimin genişliği tüm ya- zılarımda kendini hissettirir. Bu yazmalarım sırasında kağıt ve kalemle birkaç saatten fazla haşır neşir olmuş sam üretkenlik faaliyetimin yavaşladığını hissederim. İşte o zaman vefalı dostlarım kâğıt ve kalemi birbiriyle baş başa bırakır, masadan kalkarım. Evin içinde ya da dışanda biraz dolaşıp zihnimi dinlendiririm. Bu sırada gözlemlediklerimi rim işime yarayacaksa onları hafizama not etmekten gen durmam. Dinlenme faslının ardından tek- rar masamın başına oturup vefali dostlarımla başlarım muhabbete. O dakikadan itibaren âdeta kelimelerin dili çözülür, satırlar satırları kovalar. Yazarken şekillendirdi- ğim dünyama dalar giderim. 37. Bu sözleri söyleyen bir yazarla ilgili olarak aşağıda- hangisi söylenemez? de ürün verdici E) Yazmayas isindan zayıf olduğu A) Duygusallik G) Gozten goed STABILO BOSS ORIGINAL 38 Böyle bir yazarın kaleme aldığı yazılarda aşağıdaki- lerden hangisinin olması beklenemez? B) Sanatsal yön -By-Kurgusative E) (Salt gerçeklik

ndan a ko- tara- ve bu Ludur. erim- nusu rafin- mse a, on- aman mse- un ça- tara- ahlak lakın, enim- umun kulla- in be- en ah- ilgisi larda iştir? niz III 4D Serisi Ⓡ YKS Temel Yeterlilik Testi 29. Bilinç, kişinin kendisinin ve çevresinin farkında olması durumudur. Özellikle "duygusal durum" kavramı, bilin- cin her insan için eşsiz olduğunu ve bilincin biyolojik bir yapı olduğu sonucunu doğurmaktadır. Bu tür bir natü- ralist görüş, temelde sorgulanabilir çünkü diğer insan- ların bilincini nesnel olarak kanıtlayabilecek bir yakla- şım bulunmamaktadır. Sırf bu nedenle bile insanların bilinçli olduğunu ama yapay zekânın bilinçli olmadığı- ni ve olmayacağını iddia etmek yanlış olacaktır. Araş- tırmalar, beyin simülasyonlarının mümkün olduğunu göstermektedir. Nöronlar ve etkileşimleri tamamen si- müle edilebilirse ve bir insan beyninin sinir ağının ta- mamı taranabilirse temelde bilinç, bir bilgisayar orta- mında oluşturulabilir. Bu teknolojinin ortaya çıkaracağı etik soruların yanı sıra beyin simülasyonu, makine bi- lincinin tartışılmasında temel bir etkiye sahiptir. Zihnin beyinden çıktığını varsayarsak bilincin de öyle olduğu sonucuna varılmalıdır ve bu nedenle beyin simülasyon- larının doğrudan bir sonucu olarak bilgisayar ortamın- da simüle edilmiş bir beyin bilinçli olmalıdır. Simülas- yonun kendisi hiçbir zaman kendisinin ve çevresinin temsilinin farkında olmayacak olsa da tüm yapay be- yin sistemi yine de bilinçli olacaktır. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Bilinçle ilgili farklı yaklaşımlar vardır! B) Yapay zekâların bilinç durumu tartışılmaktadır.V Mekanik bir bilinç oluşturmak mümkün görünmek- tedir. D) İnsanlar sahip oldukları bilincin farkındadır. E) Yapay bilinçte biyolojik sistem esas alınmaktadır. 1. Oturum

———— 5. Eldeki bilgilere göre Türkler İslamiyet'in kabulünden önce iki alfabe kullanmıştır. Bunlardan biri ----, diğeri ise - alfabesidir. İslamiyet'in kabulünden sonra, 100 asra yak- laşan çok uzun bir dönem boyunca Türk dilini yazıya dök- mek için Arap alfabesi kullanılmıştır. Bu parçada boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdaki- lerden hangisi getirilmelidir? A) Çin - Uygur C) Göktürk Çin BYGöktürk Uygur D) Göktürk Kiril E) Çin - Kiril ha ins anla m, aşa <₂ atlar ses ZI, terl 06

9. 9 ve 10. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayı- nız. Yazarın hikâyeleri, bireyin zihnindeki düşünce süreçlerini, yani karmaşıklığı, şekilsizliği, yarım kalmışlığı ve çelişkili hâli tüm açıklığıyla ortaya koyan konulara sahiptir. Anlatımı ise serbest çağrışımlarla insanın zihninden dökülen cüm- lelerle bezelidir. Bu parçaya göre yazarın hikâyelerinde aşağıdaki yöntemlerden hangisi ağır basmaktadır? A) Bilinç akışı B) Açıklama e) Geri dönüş D) Gösterme Metinler arasılık ince 202 melon98 mali

rine inşa apı ya da gözden sıyla bir- oluşunu sonunu carşıla- isinde da ta- kması natta ğunu ver- likte tein van raş CH endemik- 7 20 ve 21. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Geçmişin nasıl olduğunu değil, nasıl hissettirdiğini de hayal etmek istiyorsak roman okuruz. Bunu romancila- rin yapmasını bekleriz. Romancilar, tarihçilerin çoğun lukla yapamadığı veya yapmaması gerektiği yani ka rakterlerin kafasında neler olup bittiğini ve karakterlerin ne hissettiğini tanımlayabilirler. Ancak tarihçiler de nasıl hissettirdiğini yakalamak ister. Çünkü onların yaptıkla ri, romancılarınkinden çok da farklı değil. Tarihçiler bir sayfa üzerinde, yok olmuş bir dünyaya canlılık verme- ye çalışıyorlar. Romancıların icat etmesine izin verilir, tarihçiler ise doğrulanabilir olgularla çalışmalıdır. Bir şeyler uyduramazlar, oyunun tek kuralı budur. Ancak okurlara belirli bir zamanda ve yerde hayatta olmanın nasıl bir şey olduğu hakkında fikir vermek isterler. Bu anlam bir olgu değil, olgulara anlam veren şeydir. 20. Bu parçadaki altı çizili ifade aşağıdakilerden han- gisine gönderme yapmaktadır? A) Tarihî bilgi ve belgelerin aktarılırken yorumlanma- sına B) Tarihsel gerçeklerin düşsel bir zeminde anlam ka- zanmasına CRomanın okurunu ele aldığı konunun içinde yaşat- masina DY Geçmişin sorgulanarak eleştirel bir tutumla ifade edilmesine EXOlayların karakterler üzerinden ele alınarak değer- lendirmesine

4. Şiir konusunda öyle önemli bir iddiam yoktu; bu şiirleri sadece eski şiirle yeni şiiri barıştırmak, eski şiirin zevkini yeni şiire de içirmek için yayımlıyordum. Bu cümleyi söyleyen kişi ile ilgili aşağıdakilerden hangisi kesin olarak söylenebilir? A) Eski şiirin yeni şiirden daha başarılı olduğu kanısındadır. B) Siirle ilgili bilgisinin yetersiz olduğunu kabullenmektedir. C) Eski şiirin kimi güzelliklerini yaşatmaya çalışmaktadır. D) Yeni şiirlerde estetik bir zevk bulamamaktadır. E) Genç şairlerin, eskiye cephe almasını anlamamaktadır.

AT BI zmak için oturmu- diramayınca kale- eri alışkanlığımdır. diği oluyor bazen. enememiş sözler im söylenmemiş sarkıları da aynı kendi hislerini da her insan şadığı için söz- vor. Bu yüzden h duygularının m duygularımı erden hangisi ir şey var mı? nlayabilir mi? mi? in sizi şarkı mü? yaşadığınız Ritmik Bir Toprak exto Deneme bi -4 Gazeteci: Herkesin en çok beğendiği, eleştirmenlerden de tam not alan romanınız değil de neden son romanınız ödül aldı sizce? Yazar: Aslında ben de çok düşündüm bunu, tatmin edici bir sonuca varamadım ama toplumumuzun yaşadığı gerçek bir olaydan esinlenerek ve daha sade bir dille kaleme almam sayesinde ödül aldı sanırım. Gazeteci: Ödül alan romanınız toplumsal konuları işleyen ve sade bir dille yazdığınız tek romanınız mı? Yazar: Aslında hemen her romanımda toplumsal bir olay var ancak hepsi kurgusal. İlk defa tüm ülkenin dâhil olduğu top- lumsal bir konuyu işledim ve evet hiçbir romanımın dili ödül alan romanım kadar sade değil ama eserlerimde yalınlık hep ön plandadır. Aşağıdaki yargılardan hangisinin bu diyalogdaki yazarın ödül alan romanının sanat anlayışıyla örtüştüğü söylene- bilir? A) Estetik kaygıyı her şeyin üzerinde tutan yazarların tercih ettiği bireysel konular, genellikle tüm insanlığı ortak payda- da buluşturan hislerdir. B) Edebiyatın toplumun geçmişini aydınlatma misyonu oldu- ğundan sanat kaygısı çok öne çıkmadan yazılmış toplum- sal eserler daha etkileyicidir. C) Sadece gerçeği yazmaya çalışan her romancı bir noktadan sonra o gerçeği kurgulamaya başlar, tarih metinleri ile edebî metinler arasındaki en önemli fark budur. D) Romanın kurmaca dünyasının içine dalan okuyucu kendi gerçekliğinden uzaklaşıp roman kişilerinin gerçekliğine dâhil olursa empati yeteneğini geliştirir. E) Her okuyanda farklı bir duygu yaratmaya çalışan ve okuya- nın sorgulamasını sağlayan romanlar, roman türü ile başka türleri iç içe sokar. TYT-Türkçe Test 33. Tüket

2. İnsan, zaman dışında hiçbir kaynağa eşit oranda sahip değildir. Zaman kit bir kaynaktır. Bir kez tüketildi mi tekrar tüketilme şan- Si yoktur. Bununla birlikte zaman ölçülemeyen bir sonsuzluktur. Bu sonsuzluk içinde insan her zaman ilerlemek, yenilenmek, ye- ni şeyler öğrenmek ister. Genelde ilk adımı atmakta zorlanır. İlk adımı atmadan asla ilerleyemez, olduğu yerde sayar. Ancak ya- şamın en güzel yanı; her gün, her an ilk adımı atma şansını ver- me bonkörlüğünü üzerinde taşımasıdır. Bu, biz insanlara bir ar- mağandır. Böyle düşünen bir kişinin aşağıdakilerden hangisini söyle- mesi beklenir? A) Geçmişinden ders çıkarmayan insanlar, yaşamda hiçbir zaman başarılı olamaz. B) Yaşamdaki her bir dakika; insanlar için iyi işler yapma, üret- me ve yenilikler bulma fırsatıdır. C) Başkalarının deneyimlerinden yararlanmayan kişiler, doğru kararlar verme konusunda zorluk yaşar. D) Bir işe başlarken tereddüt yaşamak, o işten vazgeçmek için yeterli bir nedendir. E) Yaşamın sırrını arayan insanlar, eninde sonunda zihinsel bir değişimin içine girer.

5. ve 6. soruları aşağıdaki parçaya göre cevapla- yınız. Bugün kendimi kitap okumanın sağlığa faydalarını araştırırken buldum. Tahmin edilebilir faydalarının yanında, daha önce hiç aklıma gelmeyen faydaları- ni okuyunca gerçekten çok etkilendim. Birincisi kitap okumak, zihninizi çalıştırır ve hafızanızı güçlendirir. Araştırmalar; Alzheimer ve bunama gibi yaşlanmayla birlikte gelişen hastalıkların zihin hareketliliğinin ya- vaşlamasından, yani zihin tembelliğinden ileri geldiğini göstermektedir. Nasıl ki vücudumuzda kullanılmayan kaslar zamanla erir, güçsüzleşir, kısalır ve işlevini yitirir, beyin de onu kullanmazsak aynı şekilde işlevini yitir- mektedir. İngilizcede bunun için güzel de bir deyim var: "use it or lose it" yani "ya kullan ya kaybet". Düzenli olarak kitap okumaksa zihninizin sürekli aktif kalmasını sağlar, hafızanızı güçlendirir ve sizi yaşlanmayla birlik- te gelişen hastalıklardan da korur. İkincisi analitik dü- şünme becerinizi artırır. Kitap okurken karakterlerin ve hikayenin sonunu tahmin etmeye çalışmak, verilen tüm detayları dikkatle akılda tutmak ve irdelemek, örneğin polisiye bir roman okuyorsanız katilin kim olduğunu öngörmeye çalışmak; eleştirel ve analitik düşünme be- cerilerinizi güçlü oranda artırır. Ve sonuncusu da stre- si azaltması. Hangi işte çalışırsanız çalışın veya gün içerisinde ne kadar stresle karşılaşırsanız karşılaşın iyi bir kitap, her zaman size bu stresleri unutturur. Ancak iyi bir roman, size başka dünyada olduğunuzu hissetti- rir ve sizi yaşamınızın stresli alanlarından bir süre için uzaklaştırır. Yapılan araştırmalar kitap okumanın kan akışını yavaşlattığını, tansiyonunuzu normale döndür- düğünü ve kişiyi rahatlattığını göstermektedir. 5. Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) İyi bir roman okursanız başarıya ulaşırsınız. B) Kitap okumak küçük yaşta edinilen bir alışkan- liktir. C) Okumak insanın zihnini canlandırır, düşünme yetisini artırır ve stresini azaltır. D) Türkçeye çevrilen kitapları okumak daha zevkli- dir. E) Kitap okuyan insan ruhsal ve fiziksel olarak sıkıntıya girmez. 7.

bir eli- a- ce § 20. 1. İlk kez yer bilimciler, endüstri devrimi sırasında yerküreyi 28. Me incelerken, yaşadığımız çevrenin oluşumunda dünyanın farklı süreçlerden geçtiğini görmüşlerdir. II. Alttaki katmanın üsttekinden daha eski olduğunun kabul- lenilmesi, her ne kadar bize bugün çok mantıklı gözükse de oldukça güç olmuştu. III. Başlarda bunu anlamak ve kabullenmek yer bilimciler için de kolay olmamıştı. IV. Her dönemin kendine özgü bir toprak dolgusu ile diğe- rinden farklılaşarak üst üste yığıldığını fark etmişlerdir. V. O yıllarda hâlâ dünyanın bir anda yaratıldığı ve yaratıldık- tan sonra hiçbir değişime uğramadan günümüze kadar geldiği düşüncesi hâkimdi. Yukarıdaki numaralandırılmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan ikin- ci cümle olur? 5 A) I B) II po C) C) III III benua D) IV (E) V 1. OTURUM

Küreselleşme olgusu ile birlikte özellikle metropoller- de kendini gösteren insanın yalnızlığı ve çaresizliği postmodernistlerin sık sık öne sürdüğü bir husustur. Ancak bu sorun modern sanatçılarca da işlenilen bir konudur. Bu anlayışlar arasındaki temel farklılık kul- lanılan teknik ve uygulama ya da aktarma şeklinden kaynaklanmaktadır. Bir diğer ayrım da postmodernist- lerin modernizmin seçkinciliğini eleştirerek, sanatın estetik popülist bir çerçeveye oturtulması gerektiğini, sanatçının tam bir özgürlük içinde herhangi bir misyo- nu olmaksızın kitlenin beğenisinin sanatsal üretim için yeterli olduğu inancını taşımasıdır. Yani postmodern sanat herhangi bir toplumsal eleştiri iddiası taşımadan estetik ölçütlerini popülizm üzerine kurmaktadır. Aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarılabile- cek bir yargı değildir? A) Modernistlerin büyük kentlerdeki insanın yalnızlı- ğını konu edindiği B) Postmodernistler ile modernistler arasında bazı ayrımların olduğu C) Postmodernistlerin sanatçının bağımsız olması gerektiğine inandığı D) Modernistlerin sanatsal üretim için kitlelerin be- ğenisini yeterli bulduğu E) Postmodernistlerin bazı konularda modernistlere Irarsı çıktığı

Tanzimat sonrasında Batılı edebiyatın, Türk okur ve yazarlarınca takip edilmeye başlanması orada üreti- len eserlerin yerli karşılıklarını üretme ve okuma he- vesi uyandırmıştır. Bu amaçla popüler edebiyata dâhil edilebilecek çok sayıda eser yazılmıştır. Ancak Batılı edebiyattaki kategoriler göz önüne alındığında bizim edebiyatımızda, bazı türlerin öne çıktığı, bazı türlerle de neredeyse hiç ilgilenilmediği görülmektedir. Dola- yısıyla Türk edebiyatında popüler romanlar incelendiği zaman çoğunluğu, aşk, suç edebiyatı ve bizim edebi- yatımıza özgü olan popüler tarihi maceralar başlıkları altında toplanabilmektedir. Bu parçadan Tanzimat sonrası Türk edebiyatı ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Çok sayıda popüler roman yazıldığı B) Batılı ürünlerin yerli karşılıklarının yazılmaya baş- landığı C) Batılılaşmanın yanlış anlaşıldığı D) Batılı türlere ilginin Batı'dan farklı olduğu E) Aşk konusunun ve tarihi konuların işlendiği

8. Sanat kelimesi Arapça bir kelime olup "yapmak, üret- mek" anlamında kullanılan bir sözcükten türemiştir. Bu yapma ve üretme işi sıradan bir eylem değildir. Sanat bir insan işi, bir insan yaratması olarak yine insanın kendini ifade etme yollarından biridir. Başka bir tarifle onu insanların duygularını, gördükleri, işittikleri olayla- ri ve güzellikleri, insanlarda estetik bir heyecan uyan- dıracak şekilde ifade etmesidir şeklinde açıklayanlar vardır. Bu tarife göre, bir yapıtın sanat eseri olabilmesi için, insan elinin emeği olması, güzel olması ve orijinal olması gibi şartlar aranmaktadır. İnsan eliyle yapılmış olan fakat insanda hayranlık uyandırmayan basit işler sanat sayılmamaktadır. Sıradan herkesin yapabilece- Tği işler sanat eseri sayılmayacağı gibi, bunların ortaya koyanların da sanatçı olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden söz edil- memiştir? de A) Sanat sözcüğünün etimolojik kökeninden B) Sanatı tarif etmenin zor olduğundan C) Kimlerin sanatçı olarak kabul edilemeyeceğinden D) Sanat eserinin niteliklerinin neler olduğundan E) Sanatın birden fazla tanımının olduğundan 00

Oy- tuğu, konunun kadin kahramanlar ile kızları üzerinde işkisinin önemli bir yer tut- odaklandığı, gerçekliği küçük kızların bakış açısıyla işle diği görülür. Anlatımında olaydan çok betimlemelere ve çözümlemelere yer verir. Parasız Yatılı, Kuşatma, 47'liler eserlerinden bazılarıdır. Bu parçada sözü edilen yazar aşağıdakilerden han- gisidir? A) Adalet Ağaoğlu C) Latife Tekin E) Forewan B) Emine Iginsu D) Vo'at O. Bener 22. Aşağıdakilerin hangisi "bilinç akışı" tekniği ile yazıl- mıştır? A) - Erken çıkmanızı kim söyledi? - Müdür Bey söyledi. Neden erken çıkmanızı istedi? - İşimizi erken bitirdik beyim, herhâlde bu yüzden söyledi. B) Bu kedi, tahta masanın üstüne çıkmış köpeğime dur- madan homurdanacak mı? Sandalyenin üstündeki vişneçürüğü rengindeki delik çoraplar... Asmanın yap- rakları daha yemyeşil. Bizim bahçedeki kurudu bile. C) Duvarlarında dört mevsim tasvirlerinden ikisi vardı: İlkbahar ve sonbahar. Masaları beyaz keten örtülü fincanları, tabakları markalı, sandalyeleri... SONUÇ YAYINLARI cak toplumun bak kullanılarak anlatı kendi elleriyle ker anlatımla varoluş öykülerdir. D) Kısa molalarla, yaklaşık dört saatlik bir yürüyüşten sonra göller bölgesine vardık. Coğrafyada bu böl- geye Hû Bölgesi adı verilir. Hû, bilindiği gibi, bura- daki göllerin en büyüğüdür. Bu parçada sö: sidir? A) Demiryolu F B) Korkuyu Be C) Karanfilsiz D) Hadi Gide E) Bir Dugün 24. E) Çevresi av köpekleriyle sarılmış yorgun, yaralı bir hayvanın, dehşet ve umutsuzluk dolu, islak, çılgın, çaresiz bakışı... Peşinden kovalayan avcılardan ve köpeklerden kaçan, bir an kurtulabileceğini sanan, sonra gerçeği kavrayan bir dişi geyiğin çaresizliği... 1. O anl gelm II. Kisa kapi kap U Saa şin da tis IV. D 6 V. S N