Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

mesele
Elbette bilgiyi elde etmek, bilgiye ulaşmak ve
bilgi sahibi olmak için okur insan. Ancak m
sadece bilgi sahibi olmakla ilgili değildir. Uzun
yıllar önce bir dostuma "Bu kadar kitabi n
neden
okudun?" diye sorduğumda bana "Daha iyi bir
insan olmak için..." yanıtını vermişti. O halde
okumak iyi bir insan olmanın eylemidir. Cemil
Meriç ise okumak eyleminin önemini "Kitap
zekäyı kibarlaştırır, hassasiyetimizle
düşüncemizi ancak kendi içimizde, zihni
hayatımızın derinliklerinde geliştirebiliriz. Ama,
zekânın tavırlarını efendileştirmek için okumak
zorundayız." sözleriyle açıklıyor. Haydi bir de
uzaklardan bir alıntı yapalım. Jonathan Swift,
"Dünyayı yöneten; kalem, mürekkep ve
kağıttır." demiş. İyi güzel de bu kadar sözü niye
söyledik? Çünkü okumuyoruz. Bu bir derecede
anlaşılabilir çünkü okuma bir kültür işidir ve bu
kültürün yerleşmesi de bazen birkaç nesil
gerektirir. Ya yazarlarımıza ne demeli? Onlar da
ağız birliği etmişçesine okur azlığından
yakınıyor. Evet, söyledikleri doğrul Doğru ama
okumak neden sadece okurların işi oluyor?
Yazarlar okumak zorunda değil mi? Felsefe,
tarih, bilim, psikoloji okumalı değil mi? Çağdaş
düşünceyi izlemek zorunda değil mi yazarlar?
Geniş bir kültüre, derin bir bilgiye yoksa nasıl
ulaşacaklar? Ama onlar kendi kitaplarını
okumakla meşgul.
Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden
yakınılmaktadır?
AY Kitap okuma kültürünün yerleşmesinin
zaman almasından
8) Bazı yazarların okurlara sadece kendi
kitaplarını önermesinden
Yazarların bile okuma kültürüne yabancı
olmasından
D) Okuma eyleminden beklenen sonuçların
elde edilememesinden
Kitap okuma alışkanlığına sahip kişilerin
toplumda azınlıkta kalmasından
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
mesele Elbette bilgiyi elde etmek, bilgiye ulaşmak ve bilgi sahibi olmak için okur insan. Ancak m sadece bilgi sahibi olmakla ilgili değildir. Uzun yıllar önce bir dostuma "Bu kadar kitabi n neden okudun?" diye sorduğumda bana "Daha iyi bir insan olmak için..." yanıtını vermişti. O halde okumak iyi bir insan olmanın eylemidir. Cemil Meriç ise okumak eyleminin önemini "Kitap zekäyı kibarlaştırır, hassasiyetimizle düşüncemizi ancak kendi içimizde, zihni hayatımızın derinliklerinde geliştirebiliriz. Ama, zekânın tavırlarını efendileştirmek için okumak zorundayız." sözleriyle açıklıyor. Haydi bir de uzaklardan bir alıntı yapalım. Jonathan Swift, "Dünyayı yöneten; kalem, mürekkep ve kağıttır." demiş. İyi güzel de bu kadar sözü niye söyledik? Çünkü okumuyoruz. Bu bir derecede anlaşılabilir çünkü okuma bir kültür işidir ve bu kültürün yerleşmesi de bazen birkaç nesil gerektirir. Ya yazarlarımıza ne demeli? Onlar da ağız birliği etmişçesine okur azlığından yakınıyor. Evet, söyledikleri doğrul Doğru ama okumak neden sadece okurların işi oluyor? Yazarlar okumak zorunda değil mi? Felsefe, tarih, bilim, psikoloji okumalı değil mi? Çağdaş düşünceyi izlemek zorunda değil mi yazarlar? Geniş bir kültüre, derin bir bilgiye yoksa nasıl ulaşacaklar? Ama onlar kendi kitaplarını okumakla meşgul. Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yakınılmaktadır? AY Kitap okuma kültürünün yerleşmesinin zaman almasından 8) Bazı yazarların okurlara sadece kendi kitaplarını önermesinden Yazarların bile okuma kültürüne yabancı olmasından D) Okuma eyleminden beklenen sonuçların elde edilememesinden Kitap okuma alışkanlığına sahip kişilerin toplumda azınlıkta kalmasından
ONCE
9.
Mete Gazoz, pandemi nedeniyle ertelenen ve 2021'de
yapılan "2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları"nda kazandığı
defa bir Türk sporcu olimpiyat şampiyonu oldu. 1999
altın madalya ile Türk spor tarihine geçti. Okçulukta ilk
yılında İstanbul'da doğan Mete Gazoz, 6 yaşında okçuluk
sporuna ilgi duydu ve dersler almaya başladı. Aynı
zamanda okçu olan anne ve babasının desteğiyle
okçulukta ilerlemek için omuzlarını geliştirme amacıyla
yaşına kadar yüzme kursuna gitti. Okçulukta koordinasyon
sağlamak amacıyla basketbol da oynadı. Görme ve
kursuna gitti. Göz ve el koordinasyonuna katkı sağlaması
yeteneğini geliştirmek için bir sene boyunca da resim
amacıyla piyano kursu da alıp iki sene piyano çalan
Gazoz, sanatın ve sporun çeşitli dallarında eğitim alarak
dikkat
kendini geliştirdi.
Senden ist
Bu parçaya göre Mete Gazoz'la ilgili olarak
1. Başarısının temel kaynağı, bedensel güç gerektiren
farklı sporlarla ilgilenmesidir.
II. Çok yönlü olması, başarıya ulaşmasını
kolaylaştırmıştır.
III. "Ağaç yaşken eğilir." atasözü, başarı öyküsünü
özetlemektedir.
yargılarından hangileri kesinlikle çıkarılır?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
D) I ve III
E) II ve III
C) Yalnız III
11.
Be
ka
TU
SC
te
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ONCE 9. Mete Gazoz, pandemi nedeniyle ertelenen ve 2021'de yapılan "2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları"nda kazandığı defa bir Türk sporcu olimpiyat şampiyonu oldu. 1999 altın madalya ile Türk spor tarihine geçti. Okçulukta ilk yılında İstanbul'da doğan Mete Gazoz, 6 yaşında okçuluk sporuna ilgi duydu ve dersler almaya başladı. Aynı zamanda okçu olan anne ve babasının desteğiyle okçulukta ilerlemek için omuzlarını geliştirme amacıyla yaşına kadar yüzme kursuna gitti. Okçulukta koordinasyon sağlamak amacıyla basketbol da oynadı. Görme ve kursuna gitti. Göz ve el koordinasyonuna katkı sağlaması yeteneğini geliştirmek için bir sene boyunca da resim amacıyla piyano kursu da alıp iki sene piyano çalan Gazoz, sanatın ve sporun çeşitli dallarında eğitim alarak dikkat kendini geliştirdi. Senden ist Bu parçaya göre Mete Gazoz'la ilgili olarak 1. Başarısının temel kaynağı, bedensel güç gerektiren farklı sporlarla ilgilenmesidir. II. Çok yönlü olması, başarıya ulaşmasını kolaylaştırmıştır. III. "Ağaç yaşken eğilir." atasözü, başarı öyküsünü özetlemektedir. yargılarından hangileri kesinlikle çıkarılır? A) Yalnız I B) Yalnız II D) I ve III E) II ve III C) Yalnız III 11. Be ka TU SC te
25. "Kırsal yaşam, entelektüel deneyim bakımından ilkel-
dir." diyen bir görüş var. Onlara göre insanı zenginleşti-
ren, ruh ve zihin bakımından doyuran bütün bilişsel ve
entelektüel etkinlikler kentle, kalabalık yaşam pratiğinin
getirdiği sosyal ortamla ilgilidir. Oysa kırsalın insanlaş-
ma ve içsel zenginleşme olanağı olarak sunduklarının
farkında olmamaktır bu iddia. Kitaplardan öğrenecek
çok şeyimiz var da bir bahar sabahı müthiş bir sürpriz
olarak açmış bulduğumuz erik ağacından öğrenecek bir
şeyimiz yok mu? Sinema, tiyatro ve sergi salonları ile
müzelerden alacağımız hazlar, karlı dağların dorukları-
nın, çağıl çağıl akan derelerin, her adımda yeni bir tablo
vaat eden bir orman gezisinin sunduğu hazlardan daha
mi fazla?
Bu parçaya göre kırsal ve kentsel yaşam deneyim-
leri ile ilgili olarak
1. Her biri bizi geliştirip zenginleştiren farklı fırsatlar
barındırır.
II. Kırsal yaşam, her yönüyle kentsel yaşamdan daha
fazla entelektüel derinlik taşır.
III. Kentsel yaşamdan edinebileceğimiz insani ve ruhsal
deneyimler oldukça sınırlıdır.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
AYalnız I
DI ve II
BYalnız II
E) I ve III
Yalnız III
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
25. "Kırsal yaşam, entelektüel deneyim bakımından ilkel- dir." diyen bir görüş var. Onlara göre insanı zenginleşti- ren, ruh ve zihin bakımından doyuran bütün bilişsel ve entelektüel etkinlikler kentle, kalabalık yaşam pratiğinin getirdiği sosyal ortamla ilgilidir. Oysa kırsalın insanlaş- ma ve içsel zenginleşme olanağı olarak sunduklarının farkında olmamaktır bu iddia. Kitaplardan öğrenecek çok şeyimiz var da bir bahar sabahı müthiş bir sürpriz olarak açmış bulduğumuz erik ağacından öğrenecek bir şeyimiz yok mu? Sinema, tiyatro ve sergi salonları ile müzelerden alacağımız hazlar, karlı dağların dorukları- nın, çağıl çağıl akan derelerin, her adımda yeni bir tablo vaat eden bir orman gezisinin sunduğu hazlardan daha mi fazla? Bu parçaya göre kırsal ve kentsel yaşam deneyim- leri ile ilgili olarak 1. Her biri bizi geliştirip zenginleştiren farklı fırsatlar barındırır. II. Kırsal yaşam, her yönüyle kentsel yaşamdan daha fazla entelektüel derinlik taşır. III. Kentsel yaşamdan edinebileceğimiz insani ve ruhsal deneyimler oldukça sınırlıdır. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? AYalnız I DI ve II BYalnız II E) I ve III Yalnız III
ARAGRAF
bir
ur.
m
a-
ir
e
I
ww
Wed.
19 ve 20. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Yazar eserlerinde bilinçaltına yerleşen, kişiliğini mey-
dana getiren kodları, eğitim ve ideolojisini ister istemez
kahramanlarına yansıtır. Onları biçimlendirirken kendin-
den bir şeyler katar. Moda deyimle "siyasi yazmıyorum"
dese de her eser, dönemin sosyolojik, psikolojik, sosyal
ve ideolojik bir okumasıdır ve her yazar toplumda var
olan değer yargılarının, gelenek ve göreneklerin ya ta-
şıyıcısı ya da onları yakıp yıkarak yeninin habercisi olur,
Beni Stefan Zweig'in "Korku" adlı öyküsü hakkında yaz-
maya iten neden de tam buradan kaynaklanmaktadır.
Stefan Zweig, öyküsünde kadına, aileye, ahlaka gele-
neksel bakışı onaylamakta mıdır, yoksa yeni bir görüş,
yeni bir ahlak anlayışı mı sunmaktadır? Kitabı elimiz-
den bıraktığımızda içimizi bunaltan, duygularımızı altüst
eden kızgınlık ve öfkenin nedeni nedir? gibi soruların ce-
vabını aradım yazımda.
19. Bu parçanın yazarının "Korku" adlı öykü hakkında
yazmasının sebebi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Stefan Zweig'in bu öyküde kendinden neler kattığını
ya da yeni neler eklediğini ortaya çıkarmak istemesi
Stefan Zweig'in yazarlık serüvenin farklı bir yöne ev-
rilmesinin altında yatanları anlamak istemesi
C) Stefan Zweig'in uzun zamandır yeni bir eser yazma-
masında bu eserin ne gibi bir etkisinin olduğunu an-
lamaya çalışması
D) Stefan Zweig'e yeni eserlerindeki imgelerin hangi
kavramlardan doğduğunu anlayamaması
E) Stefan Zweig'in psikolojik romanlarının diğerlerinden
farklı özellikler barındırdığını ispatlamaya çalışması
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ARAGRAF bir ur. m a- ir e I ww Wed. 19 ve 20. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Yazar eserlerinde bilinçaltına yerleşen, kişiliğini mey- dana getiren kodları, eğitim ve ideolojisini ister istemez kahramanlarına yansıtır. Onları biçimlendirirken kendin- den bir şeyler katar. Moda deyimle "siyasi yazmıyorum" dese de her eser, dönemin sosyolojik, psikolojik, sosyal ve ideolojik bir okumasıdır ve her yazar toplumda var olan değer yargılarının, gelenek ve göreneklerin ya ta- şıyıcısı ya da onları yakıp yıkarak yeninin habercisi olur, Beni Stefan Zweig'in "Korku" adlı öyküsü hakkında yaz- maya iten neden de tam buradan kaynaklanmaktadır. Stefan Zweig, öyküsünde kadına, aileye, ahlaka gele- neksel bakışı onaylamakta mıdır, yoksa yeni bir görüş, yeni bir ahlak anlayışı mı sunmaktadır? Kitabı elimiz- den bıraktığımızda içimizi bunaltan, duygularımızı altüst eden kızgınlık ve öfkenin nedeni nedir? gibi soruların ce- vabını aradım yazımda. 19. Bu parçanın yazarının "Korku" adlı öykü hakkında yazmasının sebebi aşağıdakilerden hangisidir? A) Stefan Zweig'in bu öyküde kendinden neler kattığını ya da yeni neler eklediğini ortaya çıkarmak istemesi Stefan Zweig'in yazarlık serüvenin farklı bir yöne ev- rilmesinin altında yatanları anlamak istemesi C) Stefan Zweig'in uzun zamandır yeni bir eser yazma- masında bu eserin ne gibi bir etkisinin olduğunu an- lamaya çalışması D) Stefan Zweig'e yeni eserlerindeki imgelerin hangi kavramlardan doğduğunu anlayamaması E) Stefan Zweig'in psikolojik romanlarının diğerlerinden farklı özellikler barındırdığını ispatlamaya çalışması
TYT
Bu testte 20 soru vardır.
1. Felsefe ve hikmet sözcükleri, çoğunlukla birbirleri yerine
kullanılmaktadır. Dolayısıyla hikmet, bir disiplin dü-
şünce tarzı olarak da felsefeyle aynı anlamlara gelmek-
tedir. Özellikle 9. yüzyıldan sonra Müslüman filozoflar,
felsefe kavramı yerine, hikmet kavramını benimsemişler-
dir. Bunun nedenlerine bakıldığında, aynı dönemde or-
taya çıkan felsefeye olan muhalefeti azaltmanın ve bu
kavram yerine Islam diline uygun olan hikmeti öne çi-
karmanın amaçlandığı söylenebilir. Bununla birlikte İs-
lâm'a daha uygun ve yakın, yerli bir kavram özlemi de
giderilmiştir. Hakikatte felsefe kavramı içinde, anlam ba-
kımından hikmet kavramının taşıdığı ve içinde barındır-
diği anlamlar dizgisi mevcuttur. Nitekim felsefe, Yunanca
filosofia, sevgi anlamına gelen filo ve hikmet anlamına
gelen sofia kelimelerinin bir araya gelmesinden oluş-
muştur.
Bu parçaya göre Müslüman filozofların felsefe yerine
hikmet kavramını kullanmalarında;
AYalnız II
PARAGRAF TE
eleştirilerin önünü almak,
islam'la ilişkili bir sözcük kullanmak,
HI. farklı anlamların olmasını engellemek,
IV. topluma felsefeyi sevdirmek
ifadelerinden hangileri etkili olmuştur?
D) II ve III
B) Yalnız IV
E) III ve IV
C) I ve II
2. DO
ba
PANDUL
m
bz
Iz
a
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TYT Bu testte 20 soru vardır. 1. Felsefe ve hikmet sözcükleri, çoğunlukla birbirleri yerine kullanılmaktadır. Dolayısıyla hikmet, bir disiplin dü- şünce tarzı olarak da felsefeyle aynı anlamlara gelmek- tedir. Özellikle 9. yüzyıldan sonra Müslüman filozoflar, felsefe kavramı yerine, hikmet kavramını benimsemişler- dir. Bunun nedenlerine bakıldığında, aynı dönemde or- taya çıkan felsefeye olan muhalefeti azaltmanın ve bu kavram yerine Islam diline uygun olan hikmeti öne çi- karmanın amaçlandığı söylenebilir. Bununla birlikte İs- lâm'a daha uygun ve yakın, yerli bir kavram özlemi de giderilmiştir. Hakikatte felsefe kavramı içinde, anlam ba- kımından hikmet kavramının taşıdığı ve içinde barındır- diği anlamlar dizgisi mevcuttur. Nitekim felsefe, Yunanca filosofia, sevgi anlamına gelen filo ve hikmet anlamına gelen sofia kelimelerinin bir araya gelmesinden oluş- muştur. Bu parçaya göre Müslüman filozofların felsefe yerine hikmet kavramını kullanmalarında; AYalnız II PARAGRAF TE eleştirilerin önünü almak, islam'la ilişkili bir sözcük kullanmak, HI. farklı anlamların olmasını engellemek, IV. topluma felsefeyi sevdirmek ifadelerinden hangileri etkili olmuştur? D) II ve III B) Yalnız IV E) III ve IV C) I ve II 2. DO ba PANDUL m bz Iz a
2. Osmanlı Devleti'nde, özellikle Tanzimat Dönemi'nden itibaren
yeni mahkemeler kurulmuş fakat bunun yanında şeri mahke-
meler devam etmiş, Batı tarzında modern okullar açılmış fakat
yanında medreseler açık kalmaya devam etmiştir. Atatürk ise
yapmış olduğu devrimlerde eskiyen kurumları tamamen ortadan
kaldırmış yerine modern kurumlar tesis etmiştir.
Buna göre Atatürk Dönemi'ndeki yeniliklerin;
I. ilgili alandaki ikilikleri ortadan kaldırması, L
II. dönemin ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikte olması,
III. çağdaş kurumların oluşturulması
özelliklerinin hangileriyle Osmanlı Devleti'nde yapılan yeni-
liklerden ayrıldığı söylenebilir?
B) Yalnızl
Yalnız 1
D) II ve
E) I, II ve III
C) ve III
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
2. Osmanlı Devleti'nde, özellikle Tanzimat Dönemi'nden itibaren yeni mahkemeler kurulmuş fakat bunun yanında şeri mahke- meler devam etmiş, Batı tarzında modern okullar açılmış fakat yanında medreseler açık kalmaya devam etmiştir. Atatürk ise yapmış olduğu devrimlerde eskiyen kurumları tamamen ortadan kaldırmış yerine modern kurumlar tesis etmiştir. Buna göre Atatürk Dönemi'ndeki yeniliklerin; I. ilgili alandaki ikilikleri ortadan kaldırması, L II. dönemin ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikte olması, III. çağdaş kurumların oluşturulması özelliklerinin hangileriyle Osmanlı Devleti'nde yapılan yeni- liklerden ayrıldığı söylenebilir? B) Yalnızl Yalnız 1 D) II ve E) I, II ve III C) ve III
ir
k
2.
Gazeteci:
iş insanı:
- Negatif ve kötü enerji veren ortamlardan uzak kalmaya çalı-
şıyorum. İşim ne kadar stresli olsa da yaratıcılık, yeni bir şeyler
üretmek, yeni fikirler paylaşmak ruhuma çok iyi geliyor. Şirketin
hep yenilikçi, atılımcı ve inovatif olmasında en önemli neden-
lerden biri de her alanda yaratıcılığa çok önem veriyor olmam.
Ekip arkadaşlarıma da yaratıcılıklarını kullanmalarını öğütlüyo-
rum. Bugün bizde yapılan bütün aksesuarlar aslında buradaki
yaratıcı ekipten, tasarımı bilmeyen kişilerden çıktı. Çünkü dü-
şünceyi özgür bırakmak lazım. Hiç tahmin etmediğiniz kişilerden
çok farklı fikirler çıkabiliyor.
Gazeteci:
(11) -
İş insanı:
3
Her şeyden önce sorumluluk sahibi, vicdanlı olmalarına çok
önem veriyorum. Benim için vicdan çok önemli. Kendi vicdan-
larını sorgulamaları lazım. Bir de özgürlüklerine ve yaratıcılıkla-
rına çok önem veriyorum. Fikirlerini dinlerim, onlara saygı duy-
maya çalışırım. Ön yargılı davranmam, onlara öğüt vermem.
Öğüt vermenin eski kaldığını düşünüyorum. Baktığınızda artık
isso bizim öğütlerimiz bu dönemde geçerliliğini kaybetti. Sadece on-
ların olayları anlamalarına yol göstermeye çalışıyorum. Hiçbir
konuyu onlara dikte etmiyorum. Çünkü artık gençlerde bildiği-
miz yöntemler işlemiyor.
n
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi si-
rasıyla getirilmelidir?
A 1. Özel ve iş yaşamınızda nelere dikkat ediyorsunuz?
II. Çocuklarınızı yetiştirirken nelere önem verdiniz?
1. Bir iş insanının olmazsa olmazı nedir?
II. İş yerinde çalışan gençlere neler tavsiye edersiniz?
d
1. Ekip düşüncesiyle başarı her zaman mümkün mü?
II. Gençlere yönelik ne gibi etkinlikleriniz var?
D). İş yaşamınızda başarılı olabilmek için nelere dikkat ediyor-
sunuz?
II. Çalışanlarınızda hangi özellikleri aramaktasınız?
1. Yaşam felsefenizden biraz söz eder misiniz?
II. Gençler şu dönemde en çok neye ilgi duyuyor?
+
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ir k 2. Gazeteci: iş insanı: - Negatif ve kötü enerji veren ortamlardan uzak kalmaya çalı- şıyorum. İşim ne kadar stresli olsa da yaratıcılık, yeni bir şeyler üretmek, yeni fikirler paylaşmak ruhuma çok iyi geliyor. Şirketin hep yenilikçi, atılımcı ve inovatif olmasında en önemli neden- lerden biri de her alanda yaratıcılığa çok önem veriyor olmam. Ekip arkadaşlarıma da yaratıcılıklarını kullanmalarını öğütlüyo- rum. Bugün bizde yapılan bütün aksesuarlar aslında buradaki yaratıcı ekipten, tasarımı bilmeyen kişilerden çıktı. Çünkü dü- şünceyi özgür bırakmak lazım. Hiç tahmin etmediğiniz kişilerden çok farklı fikirler çıkabiliyor. Gazeteci: (11) - İş insanı: 3 Her şeyden önce sorumluluk sahibi, vicdanlı olmalarına çok önem veriyorum. Benim için vicdan çok önemli. Kendi vicdan- larını sorgulamaları lazım. Bir de özgürlüklerine ve yaratıcılıkla- rına çok önem veriyorum. Fikirlerini dinlerim, onlara saygı duy- maya çalışırım. Ön yargılı davranmam, onlara öğüt vermem. Öğüt vermenin eski kaldığını düşünüyorum. Baktığınızda artık isso bizim öğütlerimiz bu dönemde geçerliliğini kaybetti. Sadece on- ların olayları anlamalarına yol göstermeye çalışıyorum. Hiçbir konuyu onlara dikte etmiyorum. Çünkü artık gençlerde bildiği- miz yöntemler işlemiyor. n Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi si- rasıyla getirilmelidir? A 1. Özel ve iş yaşamınızda nelere dikkat ediyorsunuz? II. Çocuklarınızı yetiştirirken nelere önem verdiniz? 1. Bir iş insanının olmazsa olmazı nedir? II. İş yerinde çalışan gençlere neler tavsiye edersiniz? d 1. Ekip düşüncesiyle başarı her zaman mümkün mü? II. Gençlere yönelik ne gibi etkinlikleriniz var? D). İş yaşamınızda başarılı olabilmek için nelere dikkat ediyor- sunuz? II. Çalışanlarınızda hangi özellikleri aramaktasınız? 1. Yaşam felsefenizden biraz söz eder misiniz? II. Gençler şu dönemde en çok neye ilgi duyuyor? +
Gökyüzünün ışıl ışıl olduğu, yıldızların mışıl mışıl
uyuduğu bir geceydi. Yaz akşamlarının o tatlı
esintisi ıhlamur ağacının mis kokusunu
sürünmüş, koklayanların başını döndürüyordu.
Sessizliğin hâkim olduğu bu güzel gecede
yıldızlardan biri, göğün yüzünde yavaşça kaydı.
Yıldız o kadar yavaş kaymıştı ki yeryüzünde
kimse onun göğe düştüğünü fark edememişti.
İşin tuhafı, kendisi de başına ne geldiğini
anlayamamıştı. İçinde rengârenk balıkların
yüzdüğü bir ırmağa kocaman, parlak bir şey
düştüğünde balıkların hepsi çok korkmuştu. Bu
da neydi böyle! Daha önce ırmağın içinde hiç
bu kadar parlak bir şey görmemişlerdi. Önce
korkudan geriye çekilen balıklar, yavaş yavaş
parlak şeyin etrafında toplanmaya başladı. Bir
anda ırmağın bütün balıkları bu parlak şeyin
başucuna gelmişti. Çok geçmeden etrafında
toplandıkları şeyin bir yıldız olduğunu
anlamışlar, yıldıza sorgu dolu gözlerle bakmaya
başlamışlardı. Neye uğradığını şaşıran yıldızın
başı dönüyordu. O da önce nereye düştüğünü
anlamamış, etrafına toplanan balıkları görünce
şaşkınlıktan gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Demek
kaya kaya yeryüzüne kadar inmiş, balıkların
arasına karışmıştı. Bir an paniğe kapıldı.
3.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) Olaylar oluş sırasına göre verilmiştir.
B) Yinelemelere başvurulmuştur. ✔
C) Benzetmeye başvurulmuştur.
Gerçekleşebilir bir olay anlatılmıştır.
E) İnsan dışındaki varlıklara insana özgü
özellikler verilmiştir. V
$
1
4.
tonguç kampüs
ark
top
yar
ma
ya
ta
bi
ku
ya
y
E
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Gökyüzünün ışıl ışıl olduğu, yıldızların mışıl mışıl uyuduğu bir geceydi. Yaz akşamlarının o tatlı esintisi ıhlamur ağacının mis kokusunu sürünmüş, koklayanların başını döndürüyordu. Sessizliğin hâkim olduğu bu güzel gecede yıldızlardan biri, göğün yüzünde yavaşça kaydı. Yıldız o kadar yavaş kaymıştı ki yeryüzünde kimse onun göğe düştüğünü fark edememişti. İşin tuhafı, kendisi de başına ne geldiğini anlayamamıştı. İçinde rengârenk balıkların yüzdüğü bir ırmağa kocaman, parlak bir şey düştüğünde balıkların hepsi çok korkmuştu. Bu da neydi böyle! Daha önce ırmağın içinde hiç bu kadar parlak bir şey görmemişlerdi. Önce korkudan geriye çekilen balıklar, yavaş yavaş parlak şeyin etrafında toplanmaya başladı. Bir anda ırmağın bütün balıkları bu parlak şeyin başucuna gelmişti. Çok geçmeden etrafında toplandıkları şeyin bir yıldız olduğunu anlamışlar, yıldıza sorgu dolu gözlerle bakmaya başlamışlardı. Neye uğradığını şaşıran yıldızın başı dönüyordu. O da önce nereye düştüğünü anlamamış, etrafına toplanan balıkları görünce şaşkınlıktan gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Demek kaya kaya yeryüzüne kadar inmiş, balıkların arasına karışmıştı. Bir an paniğe kapıldı. 3. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Olaylar oluş sırasına göre verilmiştir. B) Yinelemelere başvurulmuştur. ✔ C) Benzetmeye başvurulmuştur. Gerçekleşebilir bir olay anlatılmıştır. E) İnsan dışındaki varlıklara insana özgü özellikler verilmiştir. V $ 1 4. tonguç kampüs ark top yar ma ya ta bi ku ya y E
8
Ì
L
G
İ
S
A
A
M
A
L
10. Down sendromlu çocuklara terapi desteği sağlayan
UP Sendrom Girişimi'nin kurucusu yazar ve seslendir-
me sanatçısı Acerakis'in kaleme aldığı Aris'in Yolculuğu:
Dadu'yu benzerlerinden ayıran eşsiz bir ilki barındırıyor
eser. Macera dolu, sürükleyici hikâyesi ve birbirinden ilginç
karakterlerinin yanı sıra süper kahramanı down sendromlu
bir çocuk olan ilk bilim kurgu romanı karşımızdaki. Ayrıca
yan karakterlerde farklı özel gereksinimli çocuklara da yer
veriyor, Acerakis. Bu soluksuz bırakan maceranın yaşattığı
heyecandan ve kahramanların süperliğinden zerrece bir
şey eksilmediği gibi kahramanlığın, bireyliğin hem gerçek
hem kurgusal dünyada sadece "normal"lere layık nitelikler
olduğuna dair saklı kibir, kabul ve tabuları yerle bir ediyor.
Bu parçada kendisinden söz edilen eserle ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A) Eserin yazın ve yaşam alanındaki bazı ön yargıları
yıktığına
B) Kahramanlarının alışılagelmişin dışında özelliklerinin
bulunduğuna
C) Yazarının uğraş alanıyla ilgili bir konuda yazıldığına
D) Okuyucuyu etkileyecek biçimde bir kurguyla ve üslupla
kaleme alındığına
E Bilim kurgu türünün ilk örneği olduğuna,
Diğer Sayfaya Geçiniz.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
8 Ì L G İ S A A M A L 10. Down sendromlu çocuklara terapi desteği sağlayan UP Sendrom Girişimi'nin kurucusu yazar ve seslendir- me sanatçısı Acerakis'in kaleme aldığı Aris'in Yolculuğu: Dadu'yu benzerlerinden ayıran eşsiz bir ilki barındırıyor eser. Macera dolu, sürükleyici hikâyesi ve birbirinden ilginç karakterlerinin yanı sıra süper kahramanı down sendromlu bir çocuk olan ilk bilim kurgu romanı karşımızdaki. Ayrıca yan karakterlerde farklı özel gereksinimli çocuklara da yer veriyor, Acerakis. Bu soluksuz bırakan maceranın yaşattığı heyecandan ve kahramanların süperliğinden zerrece bir şey eksilmediği gibi kahramanlığın, bireyliğin hem gerçek hem kurgusal dünyada sadece "normal"lere layık nitelikler olduğuna dair saklı kibir, kabul ve tabuları yerle bir ediyor. Bu parçada kendisinden söz edilen eserle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Eserin yazın ve yaşam alanındaki bazı ön yargıları yıktığına B) Kahramanlarının alışılagelmişin dışında özelliklerinin bulunduğuna C) Yazarının uğraş alanıyla ilgili bir konuda yazıldığına D) Okuyucuyu etkileyecek biçimde bir kurguyla ve üslupla kaleme alındığına E Bilim kurgu türünün ilk örneği olduğuna, Diğer Sayfaya Geçiniz.
KPSS - ÖNLİSANS
13. Eski Türkçede "yula", Osmanlıcada "çerağ" denen
kandil sözcüğü; Latince parlamak, ışıldamak anla-
mına gelen "candela'dan geliyor. Kandillerde, bal
mumu ve hayvansal yağdan yapılmış mumlar kul-
lanılırdı. Bizans Dönemi'nde mumhaneler çoğalınca
kandil kullanımı da yaygınlaştı. Türklerde de kandil-
ler yaygındı. Özellikle camileri ve kamu yapılarını ay-
dınlatmada kandillerden yararlanılırdı. Cam şişeler
içine konan kandillerin çok kollu ve zincirle asılanla-
rina, Farsçada "asılan" anlamına gelen "avize" den-
mişti. Tanzimat'tan sonra, sokakların aydınlatılması
uygarlığın bir gereği sayılıyordu ve sokakların aydın-
latılması için dükkânlara kandil asılması zorunluluk
hâline gelmişti.
Bu parçada kandille ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisine değinilmemiştir?
A) Sözcüğün kökenine
B) Mumlarının yapıldığı malzemelere
C) Türklerdeki kullanım alanlarına
D) Günümüze kalan kimi türlerine
4
E) Toplumsal yaşamda neyin göstergesi olduğuna
Y
A
R
C
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
KPSS - ÖNLİSANS 13. Eski Türkçede "yula", Osmanlıcada "çerağ" denen kandil sözcüğü; Latince parlamak, ışıldamak anla- mına gelen "candela'dan geliyor. Kandillerde, bal mumu ve hayvansal yağdan yapılmış mumlar kul- lanılırdı. Bizans Dönemi'nde mumhaneler çoğalınca kandil kullanımı da yaygınlaştı. Türklerde de kandil- ler yaygındı. Özellikle camileri ve kamu yapılarını ay- dınlatmada kandillerden yararlanılırdı. Cam şişeler içine konan kandillerin çok kollu ve zincirle asılanla- rina, Farsçada "asılan" anlamına gelen "avize" den- mişti. Tanzimat'tan sonra, sokakların aydınlatılması uygarlığın bir gereği sayılıyordu ve sokakların aydın- latılması için dükkânlara kandil asılması zorunluluk hâline gelmişti. Bu parçada kandille ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Sözcüğün kökenine B) Mumlarının yapıldığı malzemelere C) Türklerdeki kullanım alanlarına D) Günümüze kalan kimi türlerine 4 E) Toplumsal yaşamda neyin göstergesi olduğuna Y A R C
ut vaat eder;
ndır. (II) Her
ülsüzce
lacağını,
ve
ne acıdır!
rici olan
Arjantinli
"birinin
?."
guel,
m
" diye
m
E) V
-in
ğım
29.1. Dış çevre tasviri, realist romanda son derece büyük bir
önem taşır. Ama çevre, içinde yaşayan insanları
etkilediğine göre onu olay konusu olan kişilerin gözüyle
tasvir etmek gereklidir. Realist bir romancı, olay
kişilerinden birini görmediği bir yere götürdüğü zaman,
kendisi o yeri tasvir etmez; o yer, o kişinin bilgi seviyesine
ve duyuş derecesine göre yavaş yavaş okuyucuya
gösterilir.
II. Güzel yaz akşamları, ılık sokakların boş olduğu,
hizmetçi kızların kapı eşiklerinde mantar top oynadığı
saatte, penceresini açıp dirseklerini dayardı. Bu Rouen
mahallesine küçük, iğrenç bir Venedik görünüşü veren
ırmak; aşağıda, köprüler, parmaklıklar arasından sarı, mor
ya da mavi akardı. Kıyıya çömelmiş ırgatlar, suda kollarını
yıkarlardı. Çatı katlarının üzerinden çıkan sırıklarda
pamuk çileleri kururdu. Karşıda, çatıların üzerinde, kırmızı
bir güneş batar; büyük, duru bir gökyüzü uzanırdı.
Yukarıdaki II. numaralı parçayla ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) parçadan uzak bir içeriğe örnektir.
B. parçadaki bilginin sonuç bölümüne yer verilmiştir.
parçadaki saptamayı kanıtlama amacı bulunmaktadır.
D. parçada anlatılanların nedenleri sıralanmıştır.
E) parçada yer alan fikir, farklı sözcüklerle yeniden ifade
edilmiştir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ut vaat eder; ndır. (II) Her ülsüzce lacağını, ve ne acıdır! rici olan Arjantinli "birinin ?." guel, m " diye m E) V -in ğım 29.1. Dış çevre tasviri, realist romanda son derece büyük bir önem taşır. Ama çevre, içinde yaşayan insanları etkilediğine göre onu olay konusu olan kişilerin gözüyle tasvir etmek gereklidir. Realist bir romancı, olay kişilerinden birini görmediği bir yere götürdüğü zaman, kendisi o yeri tasvir etmez; o yer, o kişinin bilgi seviyesine ve duyuş derecesine göre yavaş yavaş okuyucuya gösterilir. II. Güzel yaz akşamları, ılık sokakların boş olduğu, hizmetçi kızların kapı eşiklerinde mantar top oynadığı saatte, penceresini açıp dirseklerini dayardı. Bu Rouen mahallesine küçük, iğrenç bir Venedik görünüşü veren ırmak; aşağıda, köprüler, parmaklıklar arasından sarı, mor ya da mavi akardı. Kıyıya çömelmiş ırgatlar, suda kollarını yıkarlardı. Çatı katlarının üzerinden çıkan sırıklarda pamuk çileleri kururdu. Karşıda, çatıların üzerinde, kırmızı bir güneş batar; büyük, duru bir gökyüzü uzanırdı. Yukarıdaki II. numaralı parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) parçadan uzak bir içeriğe örnektir. B. parçadaki bilginin sonuç bölümüne yer verilmiştir. parçadaki saptamayı kanıtlama amacı bulunmaktadır. D. parçada anlatılanların nedenleri sıralanmıştır. E) parçada yer alan fikir, farklı sözcüklerle yeniden ifade edilmiştir.
TYT / Türkçe
21. Gövdeleri boğum boğum, görmüş geçirmiş zeytin
ağaçları... Kabuklarının üstünde yüzyılların izi var. Dile
kolay; hasat zamanı bereketten dalları yere varan
ağaçlar yüz, yüz elli hatta üç yüz yıllık bir yaşam
deneyiminin bilgeliğini taşıyor. Güneş altında ya da
gece dolunayda gümüşi parıltılar saçan küçük
yaprakları geçmiş yaşamların fısıltısını ulaştırıyor bize.
İzmir, Karaburun Yarımadası'nda denize doğru inen
sarp kayalıklar üstünde göğe doğru yükselirken âdeta
asil bir duruşları var. Bölgede, ağaçlar arasında
yürürken yoğun olarak hissedilen zeytin kokusu elle
tutulacak denli somut. Zeytin ağaçlarının dalları
arasından aşağıda bir kaybolup bir görünen turkuaz
renkli denizse gönül çelici. Ayaklarımızın altındaki kır
bitkileri havayı büyüleyici, tatlı bir kokuyla dolduruyor.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) Anlatıma duygular katılmıştır.
B) Karşıt kavramlar kullanılmıştır.
C) Niteleyici sözcüklere yer verilmiştir.
D) Devrik cümlelerle anlatıma doğallık kazandırılmıştır.
E) Birden fazla duyuya seslenilmiştir.
22. Kâğıda basılı kitaptan e-kitaba geçişin bir devrim niteliği
taşıyacağı beklentisi şimdilik gerçekleşmedi, Ancak bu,
her şeyin böyle gideceği anlamına gelmiyor. Geçtiğimiz
günlerde düzenlenen bir forumda 23 ülkeden
coğunluğu yayıncı iki yüz katılımcı "Geleceğin kitabı
uzejuiex j
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TYT / Türkçe 21. Gövdeleri boğum boğum, görmüş geçirmiş zeytin ağaçları... Kabuklarının üstünde yüzyılların izi var. Dile kolay; hasat zamanı bereketten dalları yere varan ağaçlar yüz, yüz elli hatta üç yüz yıllık bir yaşam deneyiminin bilgeliğini taşıyor. Güneş altında ya da gece dolunayda gümüşi parıltılar saçan küçük yaprakları geçmiş yaşamların fısıltısını ulaştırıyor bize. İzmir, Karaburun Yarımadası'nda denize doğru inen sarp kayalıklar üstünde göğe doğru yükselirken âdeta asil bir duruşları var. Bölgede, ağaçlar arasında yürürken yoğun olarak hissedilen zeytin kokusu elle tutulacak denli somut. Zeytin ağaçlarının dalları arasından aşağıda bir kaybolup bir görünen turkuaz renkli denizse gönül çelici. Ayaklarımızın altındaki kır bitkileri havayı büyüleyici, tatlı bir kokuyla dolduruyor. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Anlatıma duygular katılmıştır. B) Karşıt kavramlar kullanılmıştır. C) Niteleyici sözcüklere yer verilmiştir. D) Devrik cümlelerle anlatıma doğallık kazandırılmıştır. E) Birden fazla duyuya seslenilmiştir. 22. Kâğıda basılı kitaptan e-kitaba geçişin bir devrim niteliği taşıyacağı beklentisi şimdilik gerçekleşmedi, Ancak bu, her şeyin böyle gideceği anlamına gelmiyor. Geçtiğimiz günlerde düzenlenen bir forumda 23 ülkeden coğunluğu yayıncı iki yüz katılımcı "Geleceğin kitabı uzejuiex j
d
10. (1) Film yıldızları ve şarkıcıların attığı her adımı gö-
rüntüleyip yazan basın bir kez daha sınıfta kaldı. (11)
Bir matematik profesörümüz Nobel'e aday gösteril.
di, Batı dünyasında bu haber boy boy yayımlandı.
Pek çok gazetemiz bu önemsiz(!) olayLes geç-
miş, her zamanki(!) işlevini icra etmiştir. (IV) Uç beş
ciddi gazetede ise bu haberi mercekle okuyabildik.
(V) Onların savunması ise trajedi: "Okuyucu bu ha-
berlerden pek hoşlanmıyor." yargısının arkasına
saklanmak.
Numaralanmış bu cümlelerin hangisinde "mate-
matik profesörüne ilişkin habere az yer verilmesi"n-
den yakınılmıştır?
A) I B) II
CY III
UI
C
E) V
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
d 10. (1) Film yıldızları ve şarkıcıların attığı her adımı gö- rüntüleyip yazan basın bir kez daha sınıfta kaldı. (11) Bir matematik profesörümüz Nobel'e aday gösteril. di, Batı dünyasında bu haber boy boy yayımlandı. Pek çok gazetemiz bu önemsiz(!) olayLes geç- miş, her zamanki(!) işlevini icra etmiştir. (IV) Uç beş ciddi gazetede ise bu haberi mercekle okuyabildik. (V) Onların savunması ise trajedi: "Okuyucu bu ha- berlerden pek hoşlanmıyor." yargısının arkasına saklanmak. Numaralanmış bu cümlelerin hangisinde "mate- matik profesörüne ilişkin habere az yer verilmesi"n- den yakınılmıştır? A) I B) II CY III UI C E) V
D. (1) Tüm kitaplardan yapılan seçmelerdi gocon
yayımladığım kitap. (II) Kitaba adını veran mis
geçen yıl Sanat Emeği dergisinde yayımlanmisti
(III) Yeni şiirlerimi bu yıl aynı ad altında kitaplaştır.
mak istiyorum. (IV) Yeni kitabım da en bireysel duy.
gulanı ve en genel anlamda toplumcu düşünceleri
içerenler olacak. (V) Bu iki şeyin, hiçbir zaman bir
birinden ayrılmayacağı kanısındayım.
Numaralanmış bu cümlelerin hangi ikisinde ya-
zar yeni kitabına ilişkin tasarılarından bahset-
mektedir?
A) I ve II
B) II ve III
D) Hi ve V
I ve IV
E) IV ve V
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
D. (1) Tüm kitaplardan yapılan seçmelerdi gocon yayımladığım kitap. (II) Kitaba adını veran mis geçen yıl Sanat Emeği dergisinde yayımlanmisti (III) Yeni şiirlerimi bu yıl aynı ad altında kitaplaştır. mak istiyorum. (IV) Yeni kitabım da en bireysel duy. gulanı ve en genel anlamda toplumcu düşünceleri içerenler olacak. (V) Bu iki şeyin, hiçbir zaman bir birinden ayrılmayacağı kanısındayım. Numaralanmış bu cümlelerin hangi ikisinde ya- zar yeni kitabına ilişkin tasarılarından bahset- mektedir? A) I ve II B) II ve III D) Hi ve V I ve IV E) IV ve V
14. Ali Şîr Nevâî, Türkçenin önemli bir meşalesidir. XV. yüz-
yılda Türkistan bölgesi Türk hükümdarı Sultan Hüseyin
Baykara'nın yakın arkadaşı olan Ali Şîr Nevâî, Türkçeyi bir
sanat dili hâline getirmek için sadece eser düzeyinde de-
ğil kuramsal olarak da çalışmalar yapmıştır Türkçe bilinci
yüksek bir sanatçı olan Ali Şîr Nevâî kendinden sonra gelen
edebiyatçılar için örnek olmuş, yol açıcı bir işlev görmüştür
Aynı zamanda bir devlet adamı olan Ali Şîr Nevâî'nin Türk-
çenin üstünlüğünü savunması pek çok açıdan önemlidir/
Ali Şîr Nevâî, çağdaşı Abdurrahman Câmî'nin yolundan
gitmiş ama onun gibi Farsça değil hep Türkçe yazmıştır.
Bu parçada "Ali Şîr Nevai" ile ilgili olarak aşağıdakiler-
den hangisine değinilmemiştir?
A) Eserlerini Türkçe olarak kaleme almıştır.
B) Kendinden sonraki edebiyatçı kuşaklara örnek olma
işlevini üstlenmiştir.
C) Türkçenin diğer dillerden
savunucusu olmuştur.
üstün
üstün olduğu düşüncesinin
Çağdaşı olan diğer sanatçılardan kuramsal eser verme
yönüyle ayrılır.
Hem edebiyat adamı hem devlet adamlığı kimliği vardır.
Krallar Karması
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
14. Ali Şîr Nevâî, Türkçenin önemli bir meşalesidir. XV. yüz- yılda Türkistan bölgesi Türk hükümdarı Sultan Hüseyin Baykara'nın yakın arkadaşı olan Ali Şîr Nevâî, Türkçeyi bir sanat dili hâline getirmek için sadece eser düzeyinde de- ğil kuramsal olarak da çalışmalar yapmıştır Türkçe bilinci yüksek bir sanatçı olan Ali Şîr Nevâî kendinden sonra gelen edebiyatçılar için örnek olmuş, yol açıcı bir işlev görmüştür Aynı zamanda bir devlet adamı olan Ali Şîr Nevâî'nin Türk- çenin üstünlüğünü savunması pek çok açıdan önemlidir/ Ali Şîr Nevâî, çağdaşı Abdurrahman Câmî'nin yolundan gitmiş ama onun gibi Farsça değil hep Türkçe yazmıştır. Bu parçada "Ali Şîr Nevai" ile ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisine değinilmemiştir? A) Eserlerini Türkçe olarak kaleme almıştır. B) Kendinden sonraki edebiyatçı kuşaklara örnek olma işlevini üstlenmiştir. C) Türkçenin diğer dillerden savunucusu olmuştur. üstün üstün olduğu düşüncesinin Çağdaşı olan diğer sanatçılardan kuramsal eser verme yönüyle ayrılır. Hem edebiyat adamı hem devlet adamlığı kimliği vardır. Krallar Karması
2. Dilin kullanımdan düşmüş söyleyişlerini ancak yet-
kin bir şair bulup çıkarabilir. Çünkü gerçek bir şair,
şiiri yüzyıllar sonra bile okunur kılan özelliğin, o şiirin
dilin karanlıkta kalmış canlı katmanlarını gözler önü-
ne sermesine bağlı olduğunu bilir.
Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sözcükleri gündelik kullanımının dışında kul-
lanmak
B) Dilde varlığını sürdüren ancak kullanılmayan
söyleyişlere işlerlik kazandırmak
C) Şiirlerindeki dilin, yazıldığı dönemin dil özellik-
lerinden farklı olmasını sağlamak
CHA
D) Daha önce denenmemiş anlatım biçimlerini
kullanmak
E) Okuru şaşırtan canlı ve farklı bir söyleyiş yaka-
lamak
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
2. Dilin kullanımdan düşmüş söyleyişlerini ancak yet- kin bir şair bulup çıkarabilir. Çünkü gerçek bir şair, şiiri yüzyıllar sonra bile okunur kılan özelliğin, o şiirin dilin karanlıkta kalmış canlı katmanlarını gözler önü- ne sermesine bağlı olduğunu bilir. Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Sözcükleri gündelik kullanımının dışında kul- lanmak B) Dilde varlığını sürdüren ancak kullanılmayan söyleyişlere işlerlik kazandırmak C) Şiirlerindeki dilin, yazıldığı dönemin dil özellik- lerinden farklı olmasını sağlamak CHA D) Daha önce denenmemiş anlatım biçimlerini kullanmak E) Okuru şaşırtan canlı ve farklı bir söyleyiş yaka- lamak