Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

38. Bu parçada altı çizili sözle yazarın tutumundan hareketle okurla ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Tarihsel olaylardan söz ederken bunları objektif bir gözle değerlendirmesini sağladığı B) Geçmişte olup bitenlerden ders alarak kendine düşen payı almasını istediği C) Tarihi gerçekçi bir anlayışla kavrarken yapılan yanlışlar üzerine düşünmesini istediği D) Yaşananların yansıması olan olayları okurken gerçeklerden kopmamasını sağladığı EUnutulmaya yüz tutan değerleri hatırlatırken bunlardan gündelik yaşamına ışık tutmasını istediği 40. Bu ha 59

Her şeyden önce çok akıcı, sade ve güzel Türkçesiyle dilimiz açısından söylediği çok şey var Dede Korkut Hikâyeleri'nin. Şi- fahi kültürümüzde var olan edebî sanatların nasıl halk dilinde vücut bulduğunu, az kelime ile nasıl engin bir ifade kudretine sahip olduğunu göstermesi bakımından önemli bu metinler. Şiir ve düzyazının muhteşem bir uyumu var. Düzyazıyla ifade edilen kısımlarını da şiir gibi okursunuz ve Türk dilinin musiki- sini hissedersiniz. Öne çıkan en önemli meziyet hiç şüphesiz kahramanlık. Ki bu her çocuğun ve bu topraklarda yaşayan herkesin ortak bir mizacıdır. Aileye önem, büyüklere hürmet, kadınlara verilen değer ve çocuk eğitimine dair sayısız ipuçları ile dolu hikâyeler. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi "Dede Korkut Hikâyeleri"nin özellikleri arasında yer almaz? AT Kahramanlığın ön plana çıkması BY Şiirsel bir anlatımının olması e Türkçenin dil özelliklerini yansıtması Türk musikisinden örnekler içermesi Kültürel varlıklarımızı işlemesi

likleri sever, inden ardır. r; se- gelir. türlü ndan utlak graf er; Z, IZ r, k n r 9.-10. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplandırınız. Buna evet, diyemiyorum maalesef. Çünkü son yıllarda gör- düğüm oyunlar beni hiçbir yönden etkilemiyor ve beni hiç heyecanlandırmıyor. Ben tiyatroya girip perde açıldıktan sonra oradan bana güzel şeyler gelsin diye bekliyorum. Alışmadığım, şaşırtıcı, yeni, daha önce hiç görmediğim orijinal şeyler görmek istiyorum fakat hep suyunun suyu, hep tekrar. Beni tiyatroya çekecek bir oyun yoksa niye gi- deyim? Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine verilmiş bir cevap olabilir? A) Çağdaş tiyatronun geleneksel tiyatrodan yararlandığı- na inanıyor musunuz? By Son zamanlarda sergilenen oyunları izlemek için tiyat- roya gidiyor musunuz? C) Tiyatro sevdalısı bir neslin tiyatroya sahip çıkacağına güveniniz var mı? D) Tiyatro eserlerinin hep kendisini tekrarladığı görüşüne katılıyor musunuz? E) Teknolojinin tiyatroyu olumsuz yönde etkilediğini düşü- nüyor musunuz?

Türk minyatürlerini özgün yapan en önemli şey, renklerin çoğu kez soyutlama aracı olarak düz, parlak ve gölgelerden arındırıl- mış olarak kullanılmasıdır. Minyatür sanatında genel olarak ta- rihî, edebî ve ilmi konular işlenirken Türkler, çoğunlukla tarihi yansıtmayi tercih etmişlerdir. Osmanlı Devleti'nin savaşlarını, seferlerini ve şenliklerini anlatan resimli yazmalar, diğer İslam ülkelerindeki örneklerinden ayrı olarak gerçekçi bir üslupla ele alınmıştır. Türk minyatürleri, birçok araştırmada yararlanılan gör- sel belgeleri oluşturmalarının yanı sıra Cumhuriyet sonrası Türk ressamlarına da ilham vermekle ayrıca değer kazanmaktadır. Bu parçadan hareketle Türk minyatürleriyle ilgili aşağıdakile- rin hangisine ulaşılamaz? AÇağdaş resmin esin kaynağıdır. B Tarihin derinliklerinden ses verir. C) Edebî ve ilmî konulara ağırlık verir. D) Kendine özgü bir tekniği vardır. E) Oluşturulduğu dönemin Izlerini taşır.

lar en ene TYT Türkçe Denemeleri 27. Biz okurlar, dinleyiciler, seyirciler sanat eserlerinde kendimizi ararız. Gerçekten de bizim iç ve dış yaşan- tılarımızı, temel özelliklerimizi, yöremizdeki insanların değişmez niteliklerini ortaya koyan eserleri beğeniriz. Kalıcı eserler bizim bu beğenimize uygun özellikler taşır. Bu tür eserlerde hepimizin ölüm, yaşam, sevgi, özgürlük, iyilik. kötülük, yurt, çalışma gibi olgular karşısında ne duyduğumuz ve ne düşündüğümüz kesin ve derin çizgilerle anlatılır. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinil- memiştir? harekök A) Okurların, izleyicilerin, yapıtları değerlendirirken biçime önem verdiklerine B) Sanat yapıtlarmrokuyan ve dinleyenlerin yapıtlar- da kendilerini aradıklarına C) Beklentilerimize, beğenilerimize uygun yapıtların kalıcı yapılar olduğuna D) Beğendiğimiz yapıtlarda genellikle kendi yaşamı- mızdan bir şeyler bulduğumuza E) Kalıcı olabilen yapıtların içeriklerini evrensel te- aların oluşturduğuna

den VES 2. 9. ÜNİTE PARAGRAF Paragrafta Yardımcı Düs 1. Her ölçekten firma, KOBI, bireysel satıcılar, yöresel ve el emeği ürün üretenler e-ihracat üzerinden dünyaya satış yaparak kur far- kini avantaja çeviriyor. Geçtiğimiz yıl Türkiye'de e-ihracat hacmi yüzde 200 büyüdü Sektöre her geçen gün yeni oyuncular dâhil oluyor Sınır ötesi ticarette Türk ürünlerinin kalite algısı da çok yük- sek Avrupa, Amerika ve Asya başta olmak üzere tüm kıtalara Türk ürünleri, e-ihracat yoluyla ulaştırılıyor. Uzmanların belirttiğine göre Türkiye, 2020-2024 yılları arasında e-ticaretin en fazla büyüme göstereceği ülkeler listesinde; Arjantin, Endonezya ve Hindis- tan'ın önünde en fazla büyüme beklenen ülke olarak yer alıyor. Bu da geleneksel yöntemlerle yaptığı ihracata kıyasla e-ihracat yoluyla Türkiye'nin gelirini daha fazla artırabileceği anlamına ge- liyor. Bu parçadan hareketlege-ihracat" ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Son yıllarda ülkemizde büyüme trendine girmiştir. B) Uluslararası ticarette Türk mallarma olan alguiyiye doğru git- mektedir. C) Geleneksel yöntemlere göre daha fazla gelir getirmektedir. D) Türkiye e-ihracatta dünyada hızla büyüyen ülkeler arasındadır. E) Avrupa, Asya ve Amerika'ya yapılan ihracatın büyük bir kısmı e-ihracat şeklinde gerçekleşmektedir. rindine 3. Us in la Yazarlarla yapılan röportajlar, şiir dergilerinin, özellikle de şiir yıl- lıklarının vazgeçilmezidir. Bir yazar olarak ben de eskiden böyle röportajlarda sorulan soruların çoğunu yanıtlamaya özen göste- non vallarda sayıları çok arttığı, sorular da hemen he- unrum Aalbuki

8. Birçok araştırmacı bilimsel anlamda tıbbın MÖ 5. yüzyıl- da Yunan hekim Hipokrat'ın tanıya ve gerekçeli bir tedavi yaklaşımına dayanan rasyonel tibbi ortaya atmasıyla baş- ladığına inanmaktadır. Bunun yanında, 2007 yılında bir grup araştırmacı, MÖ 1850 yıllarına tarihlenen dört adet Mısır papirüsündeki bine yakın reçeteyi deşifre ettiler. Gü- nümüzde kullanılan modern tibbi rehberlerde listelenmiş bitki, hayvan ve mineral adları ile papirüslerdeki mater- yaller karşılaştırıldığında, 284 materyalin yüzde 62'sinin 1970'lere kadar kullanıldığını fark ettiler./Bu kâğıtlar ara- sında yer alan, hastalıklar için yazılmış reçetelerden ba- zıları şöyleydi: Solucan düşürmek için nar ve pelimotu; hazımsızlık için kişniş ve kimyon; şişkinliğin giderilmesinde kereviz tohumu... Bu parçadan 1. Tip tarihine yönelik yanlış bilgilerin bulunduğu II. Tip alanına yönelik araştırmaların köklü bir tarihe sahip olduğu III. Hipokrat'ın ortaya attığı görüşlerin zamanla terk edildiği ifadelerinden hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I B) Yalnız II yra DI ve II E) II ve III C) Yalnız III Karma Kralla

26. (1) Herhâlde hepimizin adımımızı atar atmaz kendimizi geçmişte bulduğumuz, heyecanlandığımız, merak ettiğimiz ve her fırsatta yeni biri ile geri dönüp tekrardan keşfettiğimiz arkeolojik bir sit alanı vardır. (II) Maalesef, bu sit alanları ve arkeolojik kazılar şu an için iklim krizinin yarattığı artan sıcaklıklar, eriyen buzullar, değişen nem ve rüzgâr yoğunlukları ile tehlike altında bulunuyor. (III) Geçtiğimiz haftalarda Pakistan'dan aldığımız sel haberleri ülkenin üçte birinin sular altında kaldığını belirtirken birçok arkeolojik kazı ve kültürel miras da yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. (IV) Geçmişi 4.500 yıl öncesine uzanan arkeolojik sit alanı Mohenjo-daro'nun yağmurdan ötürü çöken duvarı ise bu örneklerden sadece biri. (V) Son yıllarda ülkemizde ve global ölçekte yaşanan yangınlar, müsilaj, kuraklık, sel felaketleri; iklim krizinin somut çıktıları olarak karşımıza çıkıyor ve gün geçtikçe daha çok insanın hayatına etki ediyor. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) I B) II D) IV B 28/ VİP Yoymları 4

ra- endemik- 6. B Hışıltı veya bilimsel adıyla "vizing", akciğerlere bağlanan orta ve küçük soluk borularının daralmasına bağlı olarak or- taya çıkan bir durum. Bu darlık, soluk borusuna yabancı bir cisim kaçmasından kaynaklanabileceği gibi, solunum yolları duvarının yaygın bir şekilde şişmesi sonucu da gelişebiliyor. Astıma benzese de astımda soluk borularının duvarlarında yaygın bir biçimde şişme ve büzülmeyle karşılaşılmaktadır. Ortaya Alerji ile yakın ilişkisi olduğu bilinen bu durumun ----. çıkan bu artışların yanı sıra insanların giderek daha kala- balık şehirlerde ve kapalı ortamlarda yaşaması çocuklarda uzun süren solunum yolu enfeksiyonlarına, dolayısıyla hi- şıltılı solunuma neden olmaktadır. Yapılan araştırmalara göre okul çağına girmiş çocukların üçte biri hayatlarının ilk beş yılında en az bir kere hışıltı yaşamaktadır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) altta yatan nedenini saptamak tedavinin gidişatını be- lirlemekte, dolayısıyla hastanın ayrıntılı hikâyesini ele almak gerekmektedir B) belirtilerin seyrinin ortaya çıkmasındaki gibi altta yatan sebebe bağlı olduğu düşünülmektedir C) son yıllarda özellikle küçük çocuklarda alerjik hastalık- ların yaygınlığına bağlı olarak arttığı görülüyor D) ortadan kalkmasını sağlamak için sigara dumanı, toz, hava kirliliği gibi sebepleri de azaltmak veya tamamen yok etmek gerekiyor E doğuştan gelen bir sorundan kaynaklanması hâlinde tedavi için önce cerrahi müdahale gündeme geliyor böl-ün-ür

ÖZDEBİR YAYINLARI in il- Z- r? eri a- O- ce r- p- 0- in is- IL B 20. Türk edebiyatında üretken kimliği ile dikkat çeken Pınar Kür, sayısız esere imza atmıştır. Kendini her kitabında biraz daha aşmaya, farklı bir şeyler üretmeye, daha önce söylenmemiş şeyler söylemeye adamış ve önündeki farklı yükseklikteki ba- samakları kâh küskünlükle kâh neşeyle ama asla kişiliğinden ve beklentilerinden ödün vermeden tırmanmış bir yazardır o. Ailesinde küçük yaşlardan itibaren yazmaya özendirilip yürek- lendirilen sanatçının yetiştiği ortamın etkisiyle hem Doğu hem de Batı kültüründen beslenerek sanatsal yanını inşa ettiği an- laşılmaktadır. Sanatçı, annesinin ve babasının kütüphanesin- deki kitapları okuyarak yetişmiş; kendisi için gerçek bir okul addettiği Paris'te yeni çıkan akımları, çağdaş arayışları görmüş- tür. Bu parçadan sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisi çıkarılamaz? A) Belirli bir yazınsal türün sınırları içinde kalmadığı B) Yazılarında farklı kültürleri sentezlediği C) Sanatçı kimliğinin oluşmasında yakın çevresinin etkili ol- duğu D) Yaşamı boyunca belli bir sanatsal çizgiyi koruduğu E) Eserlerinde kendini tekrar etmekten kaçındığı

Tolstoy, Anna Karenina'yı yazdığı orta yaş yılları- nı hüzün ve iç sızısıyla hatırlar. Sanatının doru- ğundaki en iyi yıllarinin ürünü olan bu roman, ya- zara göre, "içerik" ve "fikir" ile bütünleştirilen bir yapıyı temsil eder. Yazarın sözünü ettiği ve içerik- le bütünleşen o "fikir" nedir? Yaşlı bir erkekle ev- lendirilmiş genç Anna Karenina, genç subay Vronski ile içine sürüklendiği ilişkiyi niçin evlilikle sonuçlandıramaz? Burada Tolstoy'un aristokrasi temelinde kurulu "ideal aile yaşamı" fikrinin bir yansımasını görüyoruz. Yazar, kadına sosyal var oluş alanı tanımayan tutucu bir anlayışa sahiptir. Bu yüzden yazar, Anna Karenina'yı cezalandır- mış, onun yasak aşkını evlilikle sonuçlandırma- mıştır. Hatta romanın sonunda intihar ettirme yo- luyla onu öldürmüştür. 15 64. Bu parçadan Tolstoy ile ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisi çıkarılamaz? la har A) Kadına karşı tutucu bir bakış açısının olduğu B) Anna Karenina'yı sanatsal açıdan en güçlü ile olduğu dönemde yazdığı C) Anna Karenina'yı gerçek bir olaydan yola çı- karak yazdığı y D) Aristokratik bir aile anlayışına inandığı E) Orta yaş yıllarıyla ilgili anılarının hüzünlü ol- duğu 1 ayfi ili

Psikolojide insanın iç dünyası tahlil edilir ve insan ruhunun karmaşık yapısının bir haritası çıkarılmaya çalışılır. Bu bakımdan psikolojide bireyi tanıma amaçlı birçok tekniğe başvurulur. Bunlardan biri de "sosyal atom ölçeği"dir. Aşağıda bir ortaokul öğrencisine ait sosyal atom örneği verilmiştir. ANNEM Şefkatini eksik etmez. 14 BABAM Bana hep güvenir. TEYZEM Beni hep över. Tonleseni (kas BEN UcDört of ABİM Duygudaşımdır, beni hep anlar. SIRA ARKADAŞIM çten ve sağlam bir dosttur. AMCAM Bardağın dolu tarafını görür. MONTO 40. Buna göre, sosyal atom ölçeğiyle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Akrabalık yakınlığına göre bir dizilişle oluşur. B) Genel durumlardan özel yargılara varılır. 6) Nicel veriler, idealize edilen durumları ile yansıtılır. D) Kendini yakın hissetme gerekçeleri üzerinde durulur. E) Karakter analizi, yansız bir tutumla yapılır. TÜRKCE TESTİ BİTTİ.

A 14. "Tarihin bu amaçla kullanımı modem toplumlarda olduğu gibi kabile toplumlanında da görülmektedir." Bu cümle aşağıdaki metinlerde boş bırakılan yerlerden hangisine getirilebilir? azılarını sindirim k fonk Alerji, sistemi müs ilti- endiren demir, miz için aklaşık Türki- unduğu Hititler dilmek- mindan nu gibi za dó- hip ol rasıyla n rdüğü- in çıka BENIM HOCAM A) Modem devletler bugün siyasi ve ekonomik hakimiyetlerini güçlendirebilmek için tarihi bir araç olarak kullanırlar. Bir yandan kendi tarihlerini oluşturarak vatandaşlarına ulusal kimlik ve vatandaşlık bilinci veheken diğer yandan rakiplerinin ve hâkimiyet alanlarına dahil etmek istedikleri milletlerin tarihlerini grenerek onlara karşı politikalar gelişhirler. B) Tarih, devletlerin ulusal bilinç oluşturmak on kullandıklan en önemli araçlardan biridir. 4-Kabilenin geçmişte taraf olduğu savaş- larda elde ettiği başarılar, nesilden nesile nakledilerek kabile kimliğini güçlendiren bir araç olarak kullanılmıştır. C) Tarih, her şeyden önce insanın kendisini tapayip bilmesine yarar. Taph bilmeyen, kendisini tanımayan bir insap hahsasini kaybetmiş gibidir. b) Insan kendisinin yanı sıra mensubu bulundu gu toplumu, ülkesini ve dünyayı anlamak için de geçmişi bilmek durumundadır. içinde ya- şadığı toplumun geçmişini okuyup öğrenen bir insan, epidigi bilgiler sayesinde toplu- mun ortak kültürel değerlerini daha yakından taniyi anlar 154 ce skia gran birer birer Yukan

iştir. söz edil- gerekçesi ştır? gili sil Bu buyu olurdu bam ti Bu k ndime Mesela ilkok ardım. na. Kendir um. Çünkü DGS Deneme Sınavı - 4 59. Edebiyat öğretmeni, öğrencinin kendi yorumunu yapmasına ve metni anlamasına imkan tanımalı- dır. "Metnin bir doğru anlaşılma biçimi ve bir doğ- ru yorumu vardır. Edebiyat öğretmeni de bu doğ- ru anlamanın nasıl yapılacağını bilen ve öğreten kişidir." anlayışı hem edebiyatın hem anlamanın hem de edebiyat eğitiminin doğasına aykırıdır. Öğrencilerine bu doğru yorumu öğretmek ve bu doğru yorumu keşfettirmek isteyen öğretmen hem edebiyatın hem anlamanın hem de yaratıcı öğrenci yetiştirmenin doğasına aykırı davranmış olur. Tek doğru yorum peşinde olan bir edebiyat eğitimi, yalnız edebiyatın anlamını öldürmekle kalmaz, öğrencilerdeki yorum gücünü ve yaratıcı düşünce yeteneğini de yok eder. ma biyiklar, m Elbette var. C mü tiyatro sah Bu parçaya göre iyi bir edebiyat eğitiminden beklenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Öğrencilerin okuma becerilerini geliştirmek B) Öğrencileri okul sonrası yaşama hazırlamak C) Okuyan, düşünen, olay ve durumları değer- lendiren bireyler yetiştirmek D) Yapıtlar aracılığıyla yaşam tecrübesi kazan- dırmak E) Metinlerin okuma sayısınca anlamı olduğunu göstermek ⒸGüvender Yayınları 6

Sözel Yetenek 47. Son yıllardaki yazar, yayınevi ve kitap sayısında- ki artışı çok olumlu buluyorum. Daha çok sayıda insan yazsın, daha çok sayıda insan okusun, da- ha renkli ve çok sesli bir edebiyat ortamımız ol- sun. Bunlara söyleyecek bir sözüm yok benim. Ancak çıtanın durduğu yerle ilgili olarak kafamda bazı soru işaretleri var. Çok satmak, çok kitap ya- yımlamak iyi ama belli bir çizgiyi korumak kay- dıyla. İş ayağa düştükten sonra yüz binlerle ifade edilen rakamların pek bir önemi yok. Bu parçada yazar, aşağıdakilerin hangisinden kaygılanmaktadır? A) Çok sayıda kitap yayımlanmasından B) Genç yazarların desteklenmemesinden Edebiyatımızın tek sesli olmasından D). Yazın alanında niteliğin düşmesinden E) Kitaplarda aynı konuların işlenmesinden

A Türkcoa Seruluca) A A Selçuk: Selim, dünya hızla değişiyor. Sözle başlayıp kil tabletler ve papirüslerle süren bilgi aktarım sürecinde uzu bir süre kağıt kullanılsa da artık ses ve görüntü ön planda. Dijital dönüşümün eseri bu. Kitaplara olan hayranlığın biliyorum ancak bir an önce zamana ayak uydurmalısın. Selim: Sözlerinde haklılık payı olduğunu kabul ediyorum; yine de kokusuyla, dokunuşuyla insanı içine çeken kitap ları böyle kolayca terk etmene hayret ediyorum. Henüz tam anlamıyla oturmamış, kabul görmemiş bir dönüşümüz hararetli bir savunucusu olmanı anlayamıyorum. Bu konuşmaya göre aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A Selçuk, bilgi aktarımının şekil değiştirdiği görüşündedir. Selim, farkında olmakla birlikte dijital dönüşümü benimsememiştir. e Selçuk, Selim'in çağı kaçırdığını ve eskiden kurtulamadığını düşünmektedik b) Selim, Selçuk'un bakış açısını yenilikçi olarak görmektedir.