Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

4. Deneme Soruları
31. ve 32, soruları aşağıdaki parçaya göre ce-
vaplayınız.
Erdem etiği, söz konusu iki etik anlayışına, yani teleo-
lojik etikle deontolojik etiğe, esas olarak da yararcılıkla
Kantçılığa gerçekten alternatif olan üçüncü bir etik teori
meydana getirir. Yirminci yüzyılda geliştirilen erdem etiği,
temelde, ahlaki ödevin kaynağı olarak ilahi bir yasa koyu-
cunun varoluşuna genel bir inançsızlığın hüküm sürdüğü
bir çağda, ahlakı "yükümlülük" ya da "ödev" benzeri birta-
kım hukuki kavramlarda temellendirmeye kalkışmanın bir
hata olduğu düşüncesine dayanır. O, bu yüzden öncelikle
yararcılığa ve Kantçı ödev etiğine yönelik bir eleştiriyle
karakterize olur. Yararcılık sadece faydayla ilgilenir, ah-
laki eylemi başka her şeyden tecrit ederek onu eylemden
etkilenen herkesin mutluluk ya da yararını en yüksek dü-
zeye çıkaran eylemle özdeşleştirir ve erdemli bir biçimde
eylemeyi sadece fayda temeli üzerinde savunabilir. Oysa
erdem etiği yalıtılmış müstakil eylemlerden ziyade failin
karakteriyle ilgilenir, ahlaklı bir kimse olmanın önemine
vurgu yapar.
31. Bu parçada erdem etiği ile ilgili aşağıdakiler-
den hangisi söylenemez?
Sadece yararlı olanla ilgilenir.
B) Birtakım felsefi anlayışlara seçenek oluştır
muştur.
Kişinin ahlaklı olması üzerinde durur.
DEylemi gerçekleştiren kişinin ayırt edici nitelik
lerini önemser
XX. yüzyılda tanrısal bir tanımazlığın içinde
gelişmiştir.
www.sorubankasi,pet
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
4. Deneme Soruları 31. ve 32, soruları aşağıdaki parçaya göre ce- vaplayınız. Erdem etiği, söz konusu iki etik anlayışına, yani teleo- lojik etikle deontolojik etiğe, esas olarak da yararcılıkla Kantçılığa gerçekten alternatif olan üçüncü bir etik teori meydana getirir. Yirminci yüzyılda geliştirilen erdem etiği, temelde, ahlaki ödevin kaynağı olarak ilahi bir yasa koyu- cunun varoluşuna genel bir inançsızlığın hüküm sürdüğü bir çağda, ahlakı "yükümlülük" ya da "ödev" benzeri birta- kım hukuki kavramlarda temellendirmeye kalkışmanın bir hata olduğu düşüncesine dayanır. O, bu yüzden öncelikle yararcılığa ve Kantçı ödev etiğine yönelik bir eleştiriyle karakterize olur. Yararcılık sadece faydayla ilgilenir, ah- laki eylemi başka her şeyden tecrit ederek onu eylemden etkilenen herkesin mutluluk ya da yararını en yüksek dü- zeye çıkaran eylemle özdeşleştirir ve erdemli bir biçimde eylemeyi sadece fayda temeli üzerinde savunabilir. Oysa erdem etiği yalıtılmış müstakil eylemlerden ziyade failin karakteriyle ilgilenir, ahlaklı bir kimse olmanın önemine vurgu yapar. 31. Bu parçada erdem etiği ile ilgili aşağıdakiler- den hangisi söylenemez? Sadece yararlı olanla ilgilenir. B) Birtakım felsefi anlayışlara seçenek oluştır muştur. Kişinin ahlaklı olması üzerinde durur. DEylemi gerçekleştiren kişinin ayırt edici nitelik lerini önemser XX. yüzyılda tanrısal bir tanımazlığın içinde gelişmiştir. www.sorubankasi,pet
n
3-
a
1
www.sorubankasi.net
asi.net
18. (1) Jesques Derrida 20. yüzyılın en etkili filozof
larından biridir. Foucault ve Deleuze ile birlik-
te Fransız akademisinin marjında kalan özel bir
düşünürler kuşağına mensuptur. (Derrida ilk
eserlerini, 1953-54%e Jean Hyppolite'in yöneti-
minde yazdığı Yüksek Lisans Tezi, Le problème
de la génèse dans la philosophie de Husserl'den
başlayarak bir Husserl yorumcusu olarak vermiş-
tir. (IV)1967 yılında, henüz otuz yedi yaşınday-
ken Derrida Yazı ve Fark, Ses ve Fenomen ve
Grammatolojiye Dair; başlıklarını taşıyan üç eser
yayınlamıştır.(V)Felsefi çevrelerde etki yaratan ilk
eseri Husserl'in Geometrinin Kökeni adlı çalışma-
sına yazdığı Geometrinin Kökenine Giriş tir. (VI)
Derrida bu eserinde Husserl'in felsefesine yapılan
klasik bir eleştiriye, Husserl'in statik özleri araştır-
makla yetinip tarih sorununu göz ardı ettiği eleş-
tirisine yanıt verir.
A) II
B) W
IV
EXVI
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
n 3- a 1 www.sorubankasi.net asi.net 18. (1) Jesques Derrida 20. yüzyılın en etkili filozof larından biridir. Foucault ve Deleuze ile birlik- te Fransız akademisinin marjında kalan özel bir düşünürler kuşağına mensuptur. (Derrida ilk eserlerini, 1953-54%e Jean Hyppolite'in yöneti- minde yazdığı Yüksek Lisans Tezi, Le problème de la génèse dans la philosophie de Husserl'den başlayarak bir Husserl yorumcusu olarak vermiş- tir. (IV)1967 yılında, henüz otuz yedi yaşınday- ken Derrida Yazı ve Fark, Ses ve Fenomen ve Grammatolojiye Dair; başlıklarını taşıyan üç eser yayınlamıştır.(V)Felsefi çevrelerde etki yaratan ilk eseri Husserl'in Geometrinin Kökeni adlı çalışma- sına yazdığı Geometrinin Kökenine Giriş tir. (VI) Derrida bu eserinde Husserl'in felsefesine yapılan klasik bir eleştiriye, Husserl'in statik özleri araştır- makla yetinip tarih sorununu göz ardı ettiği eleş- tirisine yanıt verir. A) II B) W IV EXVI
ma
im
or.
en
pr.
7.
5-
1.
UŞUNCE
6 m
Sabit bir hızda ip atlamak bir saat içinde yaklaşık 800-1000 kalori
yaktırabilir ve kilo almanıza ya da vermenize yardımcı olur. İp atlar-
ken kalbinizin atış hızı, koşu ve yüzme sırasında kalbinizin ulaştığı
hıza eşittir. Baldırlar, kollar, omuzlar hatta karın kasları aktif hâle
geçer ve güçlenir. Atardamarları, toplardamarları ve kalbi kapsa-
yan bu egzersiz, kalp damar sisteminin sağlığını korur; böylece
kalp hastalıklarından korunmayı sağlar. İp atlamak kemikleriniz
için de faydalıdır. Kemik yoğunluğunu artırarak kemik erimesin-
den korunmayı sağlar. Ayrıca vücuttaki atık ve toksinleri ortadan
kaldırmak için çalışan, kasların genleşme ve büzülmesine daya-
nan lenfatik sistem için de faydalıdır.
Bu parçadan "ip atlamak" ile ilgili olarak aşağıdakilerden han-
gisi çıkarılamaz?
A) Bazı sağlık sorunlarının önlenmesine yardımcı olduğu
Vücudun değişik bölgelerini çalıştırdığı
Kişinin kilo kontrolüne yardımcı olduğu
Vücuttaki zararlı maddelerin atılmasını sağladığı
E) Vücut üzerinde değişik spor dallarından daha etkili olduğu
meninggar
do belli
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ma im or. en pr. 7. 5- 1. UŞUNCE 6 m Sabit bir hızda ip atlamak bir saat içinde yaklaşık 800-1000 kalori yaktırabilir ve kilo almanıza ya da vermenize yardımcı olur. İp atlar- ken kalbinizin atış hızı, koşu ve yüzme sırasında kalbinizin ulaştığı hıza eşittir. Baldırlar, kollar, omuzlar hatta karın kasları aktif hâle geçer ve güçlenir. Atardamarları, toplardamarları ve kalbi kapsa- yan bu egzersiz, kalp damar sisteminin sağlığını korur; böylece kalp hastalıklarından korunmayı sağlar. İp atlamak kemikleriniz için de faydalıdır. Kemik yoğunluğunu artırarak kemik erimesin- den korunmayı sağlar. Ayrıca vücuttaki atık ve toksinleri ortadan kaldırmak için çalışan, kasların genleşme ve büzülmesine daya- nan lenfatik sistem için de faydalıdır. Bu parçadan "ip atlamak" ile ilgili olarak aşağıdakilerden han- gisi çıkarılamaz? A) Bazı sağlık sorunlarının önlenmesine yardımcı olduğu Vücudun değişik bölgelerini çalıştırdığı Kişinin kilo kontrolüne yardımcı olduğu Vücuttaki zararlı maddelerin atılmasını sağladığı E) Vücut üzerinde değişik spor dallarından daha etkili olduğu meninggar do belli
15. Bir eleştiri yöntemi olarak metin dil bilimi, metnin dilsel
yapısını inceler; metnin tutarlılığı ve anlam olgularını ele
alır. Değişik metinler arasında farklı ve ortak yönleri dil-
sel boyutta ve anlam yaratımı açısından inceler. Roman
ve öykü gibi yazınsal türlerde metnin kurgusunu anla-
mak bakımından başat inceleme yöntemlerinden biridir.
Bu yöntem, dile ve dil bilgisi kurallarına yönelik bir üst
bakış kazandırmaya da yarar. Bu yöntemde unutulma-
ması gereken birinci kural, metne bağlı kalmaktır. İkinci
aşamada metne bağlı kalınarak toplumsal, tarihsel olgu
ve durumlardan söz edilebilir. Üçüncü olarak çalışma
sonunda yorum payı bırakılabilir. Ancak yorumlar metin-
le desteklenerek, metin göz ardı edilmeden yapılırsa
daha verimli bir çalışma sağlanacaktır.
Aşağıdakilerden hangisi bu yöntemi kullanan bir
roman eleştirmeninin eleştirisinde soracağı sorular-
dan biri olamaz?
A) Betimlemelerde kullanılan niteleyici sözcükler, kahra-
manın yaşadığı çevreyi anlatmada başarılı olmuş mu?
B) Yazarın hayatı göz önünde tutulduğunda metnin
bilinirliği ile ilgili hangi çıkarımlarda bulunulabilir?
C) Önceki dönemlerde yazılmış romanlarla anlamsal ve
dilsel bakımdan ortak yönler barındırıyor mu?
D) Metnin kurgusu ve anlatımı, birbiriyle uyumsuz ifa-
delere yer vermeyecek şekilde oluşturulmuş mu?
E) Metinde tarihî ve toplumsal olgularla organik bağ kurul-
maya çalışılırken gramer kurallarına uyulmuş mu?
1
C
M
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
15. Bir eleştiri yöntemi olarak metin dil bilimi, metnin dilsel yapısını inceler; metnin tutarlılığı ve anlam olgularını ele alır. Değişik metinler arasında farklı ve ortak yönleri dil- sel boyutta ve anlam yaratımı açısından inceler. Roman ve öykü gibi yazınsal türlerde metnin kurgusunu anla- mak bakımından başat inceleme yöntemlerinden biridir. Bu yöntem, dile ve dil bilgisi kurallarına yönelik bir üst bakış kazandırmaya da yarar. Bu yöntemde unutulma- ması gereken birinci kural, metne bağlı kalmaktır. İkinci aşamada metne bağlı kalınarak toplumsal, tarihsel olgu ve durumlardan söz edilebilir. Üçüncü olarak çalışma sonunda yorum payı bırakılabilir. Ancak yorumlar metin- le desteklenerek, metin göz ardı edilmeden yapılırsa daha verimli bir çalışma sağlanacaktır. Aşağıdakilerden hangisi bu yöntemi kullanan bir roman eleştirmeninin eleştirisinde soracağı sorular- dan biri olamaz? A) Betimlemelerde kullanılan niteleyici sözcükler, kahra- manın yaşadığı çevreyi anlatmada başarılı olmuş mu? B) Yazarın hayatı göz önünde tutulduğunda metnin bilinirliği ile ilgili hangi çıkarımlarda bulunulabilir? C) Önceki dönemlerde yazılmış romanlarla anlamsal ve dilsel bakımdan ortak yönler barındırıyor mu? D) Metnin kurgusu ve anlatımı, birbiriyle uyumsuz ifa- delere yer vermeyecek şekilde oluşturulmuş mu? E) Metinde tarihî ve toplumsal olgularla organik bağ kurul- maya çalışılırken gramer kurallarına uyulmuş mu? 1 C M
SUPARA
B Kitapçığı
19. İstanbul Üniversitesi kütüphanesinde araştırma yapar-
ken İhtiyar Dost adlı bir kitapla karşılaştım. Bu kitabı
okuyunca Servetifünun Dönemi roman ve hikâye yazar-
larını merak etmeye başladım. Önce Halit Ziya Uşaklıgil'in,
başkahramanı Ahmet Cemil olan ve bir nesil romanı ka-
bul edilen romanını okudum. Bu roman oldukça başarılı
kurgulanmıştı. Ancak yazarın tiyatrolarını çok beğendi-
ğimi söyleyemem. Sonra Mehmet Rauf'un Siyah İnciler
kitabıyla Suat-Süreyya-Necip üçlüsünün yer aldığı ro-
manını okudum. Bu eserleri teknik açıdan kusursuz bul-
dum. Son olarak da Nezih'in platonik olarak âşık olduğu
bir Rum kızı olan İzmaro için kurduğu hayal dünyasının
anlatıldığı romanı okudum ancak bu roman da bana faz-
la zorlama geldi.
Cary
Bu parçada söz edilen araştırmacı hakkında
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Halit Ziya Uşaklıgil'in Kabus, Fare ve Fürüzan adlı
eserlerini başarılı bulmamıştır.
on
B) Mehmet Rauf'un mensur şiirlerini topladığı yapıtını
teknik olarak kusursuz olarak değerlendirmiştir.
C) Hüseyin Cahit Yalçın'ın Hayal İçinde romanını oku-
muş ve olumsuz bir yargıya ulaşmıştır.
D) Kahramanlarından söz ettiği Karanfil ve Yasemin adlı
romanı beğenmiştir.
E) Mai ve Siyah adlı romanı okumuş ve romanın kurgu-
sunu sağlam olarak nitelendirmiştir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
SUPARA B Kitapçığı 19. İstanbul Üniversitesi kütüphanesinde araştırma yapar- ken İhtiyar Dost adlı bir kitapla karşılaştım. Bu kitabı okuyunca Servetifünun Dönemi roman ve hikâye yazar- larını merak etmeye başladım. Önce Halit Ziya Uşaklıgil'in, başkahramanı Ahmet Cemil olan ve bir nesil romanı ka- bul edilen romanını okudum. Bu roman oldukça başarılı kurgulanmıştı. Ancak yazarın tiyatrolarını çok beğendi- ğimi söyleyemem. Sonra Mehmet Rauf'un Siyah İnciler kitabıyla Suat-Süreyya-Necip üçlüsünün yer aldığı ro- manını okudum. Bu eserleri teknik açıdan kusursuz bul- dum. Son olarak da Nezih'in platonik olarak âşık olduğu bir Rum kızı olan İzmaro için kurduğu hayal dünyasının anlatıldığı romanı okudum ancak bu roman da bana faz- la zorlama geldi. Cary Bu parçada söz edilen araştırmacı hakkında aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Halit Ziya Uşaklıgil'in Kabus, Fare ve Fürüzan adlı eserlerini başarılı bulmamıştır. on B) Mehmet Rauf'un mensur şiirlerini topladığı yapıtını teknik olarak kusursuz olarak değerlendirmiştir. C) Hüseyin Cahit Yalçın'ın Hayal İçinde romanını oku- muş ve olumsuz bir yargıya ulaşmıştır. D) Kahramanlarından söz ettiği Karanfil ve Yasemin adlı romanı beğenmiştir. E) Mai ve Siyah adlı romanı okumuş ve romanın kurgu- sunu sağlam olarak nitelendirmiştir.
i
U-
Ö-
ci-
na
a-
t-
36 - 37. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Müzik, insanın zihinsel ve ruhsal gelişimi, kültürel olgunluğu ve
uygarca yaşamı için büyük önem taşımaktadır. Beyin ve mü-
zik arasındaki ilişki oldukça güçlüdür. Araştırmacılar, klasik Ba-
ti ve klasik Türk müziğinin, insan beyni üzerindeki olumlu etki-
leri nedeniyle beyin faaliyetlerini belirgin bir şekilde arttırdığını
saptamıştır/Almanya'daki bir üniversitenin öncülüğünde yapı-
lan araştırmalarda, profesyonel ve amatör olarak müzikle uğra-
şan insanların beyinlerinin daha büyük olduğu belirlenmiştir. Dü-
zenli olarak müzik aleti çalmanın beynin görme, duyma, hareket
etme ve koordinasyonla ilgili bölümlerinin büyümesini sağladığı
tespit edilmiştir. Yapılan deneyler, klasik müziğin insanlar üze-
rindeki olumlu etkilerinin, bitkiler için de geçerli olduğunu sap-
tamıştır. Ayrı odalara yerleştirilmiş, eşit miktarda ışık ve su veril-
miş aynı türdeki bitkilerin sürekli müzik ortamında tutulduğunda
çıkan sonuç oldukça ilginçtir. Klasik müzik ortamındaki bitkile-
rin son derece hızlı büyüyüp çiçek açtıkları belirlenmiştir. Avru-
pa'da, bitkilerde olduğu gibi, hayvanlara da yumurta ve süt ve-
rimlerini arttırmak amacıyla klasik müzik dinletildiği bilinmektedir.
36. Bu parçada klasik Bati ve Türk müziği ile ilgili
Üzerinde yapılan çalışmalara
II. icrasında kullanılan tekniklere
M. Canlıların gelişimi üzerindeki etkilerine
IV. Sosyal ilişkilerdeki yerine
ifadelerinden hangilerine değinilmemiştir?
A) I ve IV
B) ve III
D) Yalnız IV
B
El ve IV
TU
Yalmal
37. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşı-
labilir?
38
Ge
nü
ec
ci
la
k
r
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
i U- Ö- ci- na a- t- 36 - 37. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Müzik, insanın zihinsel ve ruhsal gelişimi, kültürel olgunluğu ve uygarca yaşamı için büyük önem taşımaktadır. Beyin ve mü- zik arasındaki ilişki oldukça güçlüdür. Araştırmacılar, klasik Ba- ti ve klasik Türk müziğinin, insan beyni üzerindeki olumlu etki- leri nedeniyle beyin faaliyetlerini belirgin bir şekilde arttırdığını saptamıştır/Almanya'daki bir üniversitenin öncülüğünde yapı- lan araştırmalarda, profesyonel ve amatör olarak müzikle uğra- şan insanların beyinlerinin daha büyük olduğu belirlenmiştir. Dü- zenli olarak müzik aleti çalmanın beynin görme, duyma, hareket etme ve koordinasyonla ilgili bölümlerinin büyümesini sağladığı tespit edilmiştir. Yapılan deneyler, klasik müziğin insanlar üze- rindeki olumlu etkilerinin, bitkiler için de geçerli olduğunu sap- tamıştır. Ayrı odalara yerleştirilmiş, eşit miktarda ışık ve su veril- miş aynı türdeki bitkilerin sürekli müzik ortamında tutulduğunda çıkan sonuç oldukça ilginçtir. Klasik müzik ortamındaki bitkile- rin son derece hızlı büyüyüp çiçek açtıkları belirlenmiştir. Avru- pa'da, bitkilerde olduğu gibi, hayvanlara da yumurta ve süt ve- rimlerini arttırmak amacıyla klasik müzik dinletildiği bilinmektedir. 36. Bu parçada klasik Bati ve Türk müziği ile ilgili Üzerinde yapılan çalışmalara II. icrasında kullanılan tekniklere M. Canlıların gelişimi üzerindeki etkilerine IV. Sosyal ilişkilerdeki yerine ifadelerinden hangilerine değinilmemiştir? A) I ve IV B) ve III D) Yalnız IV B El ve IV TU Yalmal 37. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşı- labilir? 38 Ge nü ec ci la k r
5. (1) Mağaralar, doğal süreçler sonucunda meydana gelmiş,
en az bir insanın girebileceği büyüklükteki yer altı boşlukları-
dir. (H) Paleolitik çağlardan bu yana bu devasa boşluklar, yer
altının gizemi olarak hep var olmuştur. (M) Gövdeleri, kolları
ve tavanlarıyla insanı hem ürkütür hem de insanda heyecan
uyandırır bu yerler. (IV) İnsanoğlu, medeniyet yolunda ilk sa-
natsal ürünlerini onlara hediye etmiştir. Çağlar boyu du-
varlarını kazımış, boyamış, binlerce yıl sonrasına onlar aracı-
lığıyla bir çeşit işaret bırakmıştır.
Mağaraların anlatıldığı bu parçadaki numaralanmış cüm-
lelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A cümlede oluşumundan söz edilmiştir.
B) II. cümlede oluşmaya başladığı dönem belirtilmiştir
III. cümlede insanlarda bıraktığı etki üzerinde durulmuş-
tur.
D) IV. cümlede, sanat eseri olarak kabul edildiğine değinil-
miştir.
V. cümlede, insanlığın bıraktığı izleri yansıttığından söz
edilmiştir.
7. 1.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
5. (1) Mağaralar, doğal süreçler sonucunda meydana gelmiş, en az bir insanın girebileceği büyüklükteki yer altı boşlukları- dir. (H) Paleolitik çağlardan bu yana bu devasa boşluklar, yer altının gizemi olarak hep var olmuştur. (M) Gövdeleri, kolları ve tavanlarıyla insanı hem ürkütür hem de insanda heyecan uyandırır bu yerler. (IV) İnsanoğlu, medeniyet yolunda ilk sa- natsal ürünlerini onlara hediye etmiştir. Çağlar boyu du- varlarını kazımış, boyamış, binlerce yıl sonrasına onlar aracı- lığıyla bir çeşit işaret bırakmıştır. Mağaraların anlatıldığı bu parçadaki numaralanmış cüm- lelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A cümlede oluşumundan söz edilmiştir. B) II. cümlede oluşmaya başladığı dönem belirtilmiştir III. cümlede insanlarda bıraktığı etki üzerinde durulmuş- tur. D) IV. cümlede, sanat eseri olarak kabul edildiğine değinil- miştir. V. cümlede, insanlığın bıraktığı izleri yansıttığından söz edilmiştir. 7. 1.
ÖZDEBİR
AYINLARI
20. Türk edebiyatında üretken kimliği ile dikkat çeken Pınar Kür,
sayısız esere imza atmıştır. Kendini her kitabında biraz daha
aşmaya, farklı bir şeyler üretmeye, daha önce söylenmemiş
şeyler söylemeye adamış ve önündeki farklı yükseklikteki ba-
samakları kâh küskünlükle kâh neşeyle ama asla kişiliğinden E
ve beklentilerinden ödün vermeden tırmanmış bir yazardır o.
Ailesinde küçük yaşlardan itibaren yazmaya özendirilip yürek-
lendirilen sanatçının yetiştiği ortamın etkisiyle hem Doğu hem
de Batı kültüründen beslenerek sanatsal yanını inşa ettiği an-
laşılmaktadır. Sanatçı, annesinin ve babasının kütüphanesin-
deki kitapları okuyarak yetişmiş; kendisi için gerçek bir okul
addettiği Paris'te yeni çıkan akımları, çağdaş arayışları görmüş-
tür.
Bu parçadan sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak aşağıdakiler-
den hangisi çıkarılamaz?
A Belirli bir yazınsal türün sınırları içinde kalmadığ
B) Yazılarında farklı kültürleri sentezlediği
Sanatçı kimliğinin oluşmasında yakın çevresinin etkili ol-
duğu V
Yaşamı boyunca belli bir sanatsal çizgiyi koruduğu
E) Eserlerinde kendini tekrar etmekten kaçındığı
"benemis k
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ÖZDEBİR AYINLARI 20. Türk edebiyatında üretken kimliği ile dikkat çeken Pınar Kür, sayısız esere imza atmıştır. Kendini her kitabında biraz daha aşmaya, farklı bir şeyler üretmeye, daha önce söylenmemiş şeyler söylemeye adamış ve önündeki farklı yükseklikteki ba- samakları kâh küskünlükle kâh neşeyle ama asla kişiliğinden E ve beklentilerinden ödün vermeden tırmanmış bir yazardır o. Ailesinde küçük yaşlardan itibaren yazmaya özendirilip yürek- lendirilen sanatçının yetiştiği ortamın etkisiyle hem Doğu hem de Batı kültüründen beslenerek sanatsal yanını inşa ettiği an- laşılmaktadır. Sanatçı, annesinin ve babasının kütüphanesin- deki kitapları okuyarak yetişmiş; kendisi için gerçek bir okul addettiği Paris'te yeni çıkan akımları, çağdaş arayışları görmüş- tür. Bu parçadan sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisi çıkarılamaz? A Belirli bir yazınsal türün sınırları içinde kalmadığ B) Yazılarında farklı kültürleri sentezlediği Sanatçı kimliğinin oluşmasında yakın çevresinin etkili ol- duğu V Yaşamı boyunca belli bir sanatsal çizgiyi koruduğu E) Eserlerinde kendini tekrar etmekten kaçındığı "benemis k
a
nl
tonguç KAMPÜS
33. Ülkemizde sinema, tiyatro, roman, öykü, resim gibi
alanlarda faaliyet gösteren çok sayıda eleştirmen var. Ancak
yalnızca nicelikle ilgili olan bu durum sanat dünyamızın
eleştiri alanındaki yetersizliğini konuşmamıza engel değil.
Bu durumun düzeltilebilmesi eleştirmenliğin akademik bir
yeterlilik kazanması ve Batılı eleştiri tekniklerinin kendi
kültürümüze adaptesi yoluyla aşılabilir. Pek çok eleştirmen
eleştirilerinin maddi anlamda ve manevi anlamda karşılığını
alamadığını düşünerek eleştiriyi ikincil bir iş olarak
görmektedir. Bu durumda iyi bir eleştiri yapmış olmanın
hazzı peşinde koşan eleştirmenlerin sayısı da bir elin
parmaklarını geçmemektedir ne yazık ki.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?
Eleştiri, zevk alınarak yapılabilecek sanatsal bir uğraşıdır.
B) Hak ettiği karşılığı görememek eleştirmenlerin yazınsal
tutumlarını belirlemede bir nedendir.
e Ülkemizde nitelikli sanat ürünü az üretildiği için
eleştirmen sayısı da azdır.
D) Eleştiri, eleştirmenden titizlik ve gayret bekleyen başlı
başına bir disiplindir.
E) Eleştirmenlerin üst seviyede nitelikli bir eğitimden
geçmiş olması gereklidir.
34. Kahvaltı masasında bugüne kadar görmediğim çeşit çeşit
yiyecekler vardı. Yedinci kişinin tabağı boştu. Beni
bekliyorlarmış. Annemi babamı aradım, göremedim.
Kapıları açıyor, onları bulmaya çalısıyordum. Maui ronkli
35
36.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
a nl tonguç KAMPÜS 33. Ülkemizde sinema, tiyatro, roman, öykü, resim gibi alanlarda faaliyet gösteren çok sayıda eleştirmen var. Ancak yalnızca nicelikle ilgili olan bu durum sanat dünyamızın eleştiri alanındaki yetersizliğini konuşmamıza engel değil. Bu durumun düzeltilebilmesi eleştirmenliğin akademik bir yeterlilik kazanması ve Batılı eleştiri tekniklerinin kendi kültürümüze adaptesi yoluyla aşılabilir. Pek çok eleştirmen eleştirilerinin maddi anlamda ve manevi anlamda karşılığını alamadığını düşünerek eleştiriyi ikincil bir iş olarak görmektedir. Bu durumda iyi bir eleştiri yapmış olmanın hazzı peşinde koşan eleştirmenlerin sayısı da bir elin parmaklarını geçmemektedir ne yazık ki. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? Eleştiri, zevk alınarak yapılabilecek sanatsal bir uğraşıdır. B) Hak ettiği karşılığı görememek eleştirmenlerin yazınsal tutumlarını belirlemede bir nedendir. e Ülkemizde nitelikli sanat ürünü az üretildiği için eleştirmen sayısı da azdır. D) Eleştiri, eleştirmenden titizlik ve gayret bekleyen başlı başına bir disiplindir. E) Eleştirmenlerin üst seviyede nitelikli bir eğitimden geçmiş olması gereklidir. 34. Kahvaltı masasında bugüne kadar görmediğim çeşit çeşit yiyecekler vardı. Yedinci kişinin tabağı boştu. Beni bekliyorlarmış. Annemi babamı aradım, göremedim. Kapıları açıyor, onları bulmaya çalısıyordum. Maui ronkli 35 36.
X
www.sorubankasi.net
7-
bir
mel
ini
eki
par-
56
Orta ve Batı Anadolu'da İlk Tunç Çağı'nın sonlarına doğ-
ru nüfusları artan Anadolu'daki kentlerden bazılarının
genişlediği ve etraflarının anıtsal nitelikte sur duvarlarıy-
la çevrildiği görülmektedir. Maden kullanımında önemli
ivme kazanan Anadolu halkları, çömlekçi çarkının da Batı
Anadolu'ya ulaşmasının ardından, toplumun seçkinleri
için lüks ürünler üretmişlerdir. Böylelikle yaygın bir ham
madde dolaşımı gündeme gelmiş ve bu da bölgeler arası
ticareti arttırmıştır. Sonuçta ekonomik anlamda güçlenen
kentler aynı zamanda istikrarlı politik merkezlere dönüş-
müşlerdir. Deniz kıyısında kurulmuş ve iç bölgelerle ticari
ve kültürel ilişkileri sayesinde gelişmiş Ege Denizi kıyısın-
daki kentler kadar Karadeniz kıyısındaki kentler de döne-
min bütün gelişmelerinden olumlu yönde etkilenmişlerdir.
Bu duruma verilebilecek en iyi örneklerden bir tanesi, İkiz-
tepe'dir.
Meus us
daycic
A Anadolu'daki en büyük nüfus artışı İlk Tunç Çağı'ının
ortalarında olmuştur.
B) Çömlekçi çarkı ilk olarak Batı Anadolu'nun dışında
üretilmiştir.
Bölgeler arası ticarette Batı Anadolu diğer bölgelere
göre daha öndedir.
DAnadolu'da dönemin gelişmelerinden en çok etkile-
nen yerler Ege ve Karadeniz kıyısındaki kentlerdir.
ET Flam madde dolaşımı bölgeler arası ticaretin artma-
sını sağlamıştır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
X www.sorubankasi.net 7- bir mel ini eki par- 56 Orta ve Batı Anadolu'da İlk Tunç Çağı'nın sonlarına doğ- ru nüfusları artan Anadolu'daki kentlerden bazılarının genişlediği ve etraflarının anıtsal nitelikte sur duvarlarıy- la çevrildiği görülmektedir. Maden kullanımında önemli ivme kazanan Anadolu halkları, çömlekçi çarkının da Batı Anadolu'ya ulaşmasının ardından, toplumun seçkinleri için lüks ürünler üretmişlerdir. Böylelikle yaygın bir ham madde dolaşımı gündeme gelmiş ve bu da bölgeler arası ticareti arttırmıştır. Sonuçta ekonomik anlamda güçlenen kentler aynı zamanda istikrarlı politik merkezlere dönüş- müşlerdir. Deniz kıyısında kurulmuş ve iç bölgelerle ticari ve kültürel ilişkileri sayesinde gelişmiş Ege Denizi kıyısın- daki kentler kadar Karadeniz kıyısındaki kentler de döne- min bütün gelişmelerinden olumlu yönde etkilenmişlerdir. Bu duruma verilebilecek en iyi örneklerden bir tanesi, İkiz- tepe'dir. Meus us daycic A Anadolu'daki en büyük nüfus artışı İlk Tunç Çağı'ının ortalarında olmuştur. B) Çömlekçi çarkı ilk olarak Batı Anadolu'nun dışında üretilmiştir. Bölgeler arası ticarette Batı Anadolu diğer bölgelere göre daha öndedir. DAnadolu'da dönemin gelişmelerinden en çok etkile- nen yerler Ege ve Karadeniz kıyısındaki kentlerdir. ET Flam madde dolaşımı bölgeler arası ticaretin artma- sını sağlamıştır.
36.Hayatının büyük bir kısmını sanata adamış ve bu alan-
da istediği başarıyı elde edememiş olan sanatçılar, bu
başarısızlık duygusunun etkisiyle kendilerini bir anda
"anti-ego muhalifliği sendromu'nun içinde bulabilirler.
Modern psikoloji, söz konusu hastalığı belli kategori-
lerde incelemiştir. Fakat kesin sonuç veren tam bir te-
davi şekli bulunamamıştır. Sendrom, genel olarak sa-
natçılara mal edilmiş olsa da hayatları boyunca çalışıp
istediğini elde edememiş kişilerde de görülebilir. Sa-
natçı ya da bireyin kendisinin beğendiği veya yaptığı
işin, çevresi tarafından beğenilmemesi ve eleştirilmesi
bireyi bu psikolojik rahatsızlığa sürükleyen nedenler-
dendin Kişi kendisine yöneltilen eleştirileri kabul ede-
mez ve ihtiyacı olan takdiri etrafından duyamadığında
ruhunu yaralanmış hisseder. Daha sonraki beğenile-
rinde ya da işlerinde de aynı tepkilerle karşılaşarak ba-
şarısızlığa uğrayacağı düşüncesi rahatsızlığın boyutu-
nu artırır. Bu rahatsızlık da diğer ruhsal sorunlarda ol-
duğu gibi terapi seanslarıyla kontrol altına alınabilir.
Sendromun ileri düzeyde görüldüğü bireyler, başka
sanatçılar tarafından yapılan ve beğeni kazanan eser-
lere zarar verme, onları yok etme eğilimine girebilirler.
e
Bu parçada "anti-ego muhalifliği sendromu ile ilgili
aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Ruhsal kökenli bir rahatsızlık olduğuna
B) Uzun tedavi süreçleri gerektiren bir hastalık oldu-
guna
C) Sanatçılarla birlikte anılsa da her bireyde görüle-
bildiğine
D) Ortaya çıkışında beğenilmeme duygusunun tetik-
leyici olduğuna
E) Kimi tedavi yöntemleriyle kontrolü sağlansa da
tamamen ortadan kaldırılamadığına
w
1
+
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
36.Hayatının büyük bir kısmını sanata adamış ve bu alan- da istediği başarıyı elde edememiş olan sanatçılar, bu başarısızlık duygusunun etkisiyle kendilerini bir anda "anti-ego muhalifliği sendromu'nun içinde bulabilirler. Modern psikoloji, söz konusu hastalığı belli kategori- lerde incelemiştir. Fakat kesin sonuç veren tam bir te- davi şekli bulunamamıştır. Sendrom, genel olarak sa- natçılara mal edilmiş olsa da hayatları boyunca çalışıp istediğini elde edememiş kişilerde de görülebilir. Sa- natçı ya da bireyin kendisinin beğendiği veya yaptığı işin, çevresi tarafından beğenilmemesi ve eleştirilmesi bireyi bu psikolojik rahatsızlığa sürükleyen nedenler- dendin Kişi kendisine yöneltilen eleştirileri kabul ede- mez ve ihtiyacı olan takdiri etrafından duyamadığında ruhunu yaralanmış hisseder. Daha sonraki beğenile- rinde ya da işlerinde de aynı tepkilerle karşılaşarak ba- şarısızlığa uğrayacağı düşüncesi rahatsızlığın boyutu- nu artırır. Bu rahatsızlık da diğer ruhsal sorunlarda ol- duğu gibi terapi seanslarıyla kontrol altına alınabilir. Sendromun ileri düzeyde görüldüğü bireyler, başka sanatçılar tarafından yapılan ve beğeni kazanan eser- lere zarar verme, onları yok etme eğilimine girebilirler. e Bu parçada "anti-ego muhalifliği sendromu ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Ruhsal kökenli bir rahatsızlık olduğuna B) Uzun tedavi süreçleri gerektiren bir hastalık oldu- guna C) Sanatçılarla birlikte anılsa da her bireyde görüle- bildiğine D) Ortaya çıkışında beğenilmeme duygusunun tetik- leyici olduğuna E) Kimi tedavi yöntemleriyle kontrolü sağlansa da tamamen ortadan kaldırılamadığına w 1 +
26. Dolly, ucuna takılmış bir kamerayı komuta etme dona-
nımına sahip bir çeşit vinçtir. Kameraya değişik açılarda
ve hızda hareket etme imkânı verir. Öğrenciler ve kısa
film çekenler, mümkünse dolly kullanmayın. Biliyorum,
kamera arkasına profesyonel bir görüntü veriyor, bu da
kendinizi fazlasıyla iyi hissetmenize yarıyor ama filmini-
ze hiçbir şey katmıyor, aksine filmi çiğleştiriyor.
Bu parça için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
Kısa film çekiminde sık yapılan hatalar sıralanmak-
tadır.
B) Bir karakterin iç çatışmaları ve dış çatışmalar arasın-
da yaşanan gelgitlerin filmleri çekici kıldığı vurgulan-
maktadır.
C) Filmlerde profesyonel bir görüntü yakalamanın zor-
luğuna değinilmektedir.
D) Amatör sinemacılara, bir karakteri tanıtmak için fark-
li teknolojik yolları denemeyi salık vermektedir.
E) Bir kanının yanlışlığından söz edilmektedir.
28
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
26. Dolly, ucuna takılmış bir kamerayı komuta etme dona- nımına sahip bir çeşit vinçtir. Kameraya değişik açılarda ve hızda hareket etme imkânı verir. Öğrenciler ve kısa film çekenler, mümkünse dolly kullanmayın. Biliyorum, kamera arkasına profesyonel bir görüntü veriyor, bu da kendinizi fazlasıyla iyi hissetmenize yarıyor ama filmini- ze hiçbir şey katmıyor, aksine filmi çiğleştiriyor. Bu parça için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? Kısa film çekiminde sık yapılan hatalar sıralanmak- tadır. B) Bir karakterin iç çatışmaları ve dış çatışmalar arasın- da yaşanan gelgitlerin filmleri çekici kıldığı vurgulan- maktadır. C) Filmlerde profesyonel bir görüntü yakalamanın zor- luğuna değinilmektedir. D) Amatör sinemacılara, bir karakteri tanıtmak için fark- li teknolojik yolları denemeyi salık vermektedir. E) Bir kanının yanlışlığından söz edilmektedir. 28
B
B
PALME
YAYINEVİ
21.
Türkçe
B
19. Yaşar Kemal, Binboğalar Efsanesi'nin en gerçekçi romani
olduğunu söylüyordu. Insanlığın en eski ve en eşitçi
yaşama biçiminin son damlasının öyküsüdür konusu.
On bin yıl boyu süregelen toplum tarihinin son ucu,
eriyen son damlasının öyküsü. Romanın girişinde Haydar
Usta'nın seslenişi de kaybolan bu tarihin ve doğanın son
çığlığıdır: "Hay bre koca Allah'ım... Çukurda bir kışlak
ver bana kışlayım. Aladağ'da bir yaylak ver yaylayım.
Eskiden vermiştin ne oldu? Eskiden vermiştin neden geri
aldın? Hay bre boz atlı, yeşil libaslı Hızır senden de imdat
umarım. Bu gece varir huzurunda dururum, yardımını
dilerim. Ala gözlerini görürüm."
Bu parçada yer alan alıntı bölümden hareketle
Binboğalar Efsanesi ile ilgili aşağıdakilerden hangisi
söylenebilir?
Romanda insan-doğa ilişkisinin tarihi anlatılmaktadır.
B) Eser, doğanın yok oluşunu konu edinmektedir.
C) Yazar, sadece bildiği çevreyi anlatmaktadır.
D) Roman, dinî duyguların önemine dikkat çekmektedir.
E) Insanın doğa ile mücadelesine dikkat çekilmektedir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
B B PALME YAYINEVİ 21. Türkçe B 19. Yaşar Kemal, Binboğalar Efsanesi'nin en gerçekçi romani olduğunu söylüyordu. Insanlığın en eski ve en eşitçi yaşama biçiminin son damlasının öyküsüdür konusu. On bin yıl boyu süregelen toplum tarihinin son ucu, eriyen son damlasının öyküsü. Romanın girişinde Haydar Usta'nın seslenişi de kaybolan bu tarihin ve doğanın son çığlığıdır: "Hay bre koca Allah'ım... Çukurda bir kışlak ver bana kışlayım. Aladağ'da bir yaylak ver yaylayım. Eskiden vermiştin ne oldu? Eskiden vermiştin neden geri aldın? Hay bre boz atlı, yeşil libaslı Hızır senden de imdat umarım. Bu gece varir huzurunda dururum, yardımını dilerim. Ala gözlerini görürüm." Bu parçada yer alan alıntı bölümden hareketle Binboğalar Efsanesi ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? Romanda insan-doğa ilişkisinin tarihi anlatılmaktadır. B) Eser, doğanın yok oluşunu konu edinmektedir. C) Yazar, sadece bildiği çevreyi anlatmaktadır. D) Roman, dinî duyguların önemine dikkat çekmektedir. E) Insanın doğa ile mücadelesine dikkat çekilmektedir.
400
Ekmek aslanın ağzında, derler eskiler. Peki hiç ağacın
tepesinde olabileceği aklınıza gelir miydi? Ekmek ağacı,
dutgiller (moraceae) familyasına dâhil bir bitki türü. Ni-
şasta yönünden oldukça zengin bir meyveye sahip. Ana
vatanı Hint Okyanusu'nun doğusu ve Büyük Okyanus'un
batısındaki adalar olan bitki, yetiştirildiği tropik bölgelerin
pek çoğu için başlıca gıda kaynağı. Boyu, cinsine göre de-
ğişiyor lakin 10-20 metreyi bulanları bile var. Dalları yatay
ve kabukları kurşuni renkte. Yaprakları yıldız şeklinde, 25-
50 santim boyunda ve en genç dalların ucunda bulunuyor.
Ucuz ve yüksek enerjili bir besin kaynağı olan bu ağacın
keşfi on sekizinci yüzyıla uzanıyor. Yılda iki ya da üç kez
meyve veriyor. Onceleri yeşil olan meyvesi gittikçe renk
değiştirerek kahverengi ve de sarıya dönüşüyor. Meyveler
gövdenin her yerinden çıkabilir. Kavun iriliğinde, üzeri pullu
bu meyvenin ağırlığı da az buz değil. Bir kilo ile üç kilo
arasında değişiyor. Çiğ meyvesinin tadı patatese benziyor.
Ağacın odunuysa kâğıt yapımında kullanılmakta. Ağacın
iç kabuğunun liflerinden oldukça sağlam kumaşlar da imal
ediliyor.
3.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok-
tur?
el
X
A) Açıklayıcı anlatım
B) Terimlerden yararlanma ✓
Dilin göndergesel işlevi
Tartışmacı anlatım
X
E) Nicel ve nitel özellikler
av JinGy; coraipaa
4. Bu parçada ekmek ağacı ve meyvesiyle ilgili aşağıdaki-
lerden hangisiyle ilgili bilgi verilmemiştir?
X
A) İlk olarak nerede yetiştiği
B) Ağacın kullanım alanları
Hangi aralıklarla meyve verdiği
D) Ağacın kaç yaşında meyve verdiği
Meyvelerin ağırlığı ve besin değeri
PARAGRAF SORU BANKASI
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
400 Ekmek aslanın ağzında, derler eskiler. Peki hiç ağacın tepesinde olabileceği aklınıza gelir miydi? Ekmek ağacı, dutgiller (moraceae) familyasına dâhil bir bitki türü. Ni- şasta yönünden oldukça zengin bir meyveye sahip. Ana vatanı Hint Okyanusu'nun doğusu ve Büyük Okyanus'un batısındaki adalar olan bitki, yetiştirildiği tropik bölgelerin pek çoğu için başlıca gıda kaynağı. Boyu, cinsine göre de- ğişiyor lakin 10-20 metreyi bulanları bile var. Dalları yatay ve kabukları kurşuni renkte. Yaprakları yıldız şeklinde, 25- 50 santim boyunda ve en genç dalların ucunda bulunuyor. Ucuz ve yüksek enerjili bir besin kaynağı olan bu ağacın keşfi on sekizinci yüzyıla uzanıyor. Yılda iki ya da üç kez meyve veriyor. Onceleri yeşil olan meyvesi gittikçe renk değiştirerek kahverengi ve de sarıya dönüşüyor. Meyveler gövdenin her yerinden çıkabilir. Kavun iriliğinde, üzeri pullu bu meyvenin ağırlığı da az buz değil. Bir kilo ile üç kilo arasında değişiyor. Çiğ meyvesinin tadı patatese benziyor. Ağacın odunuysa kâğıt yapımında kullanılmakta. Ağacın iç kabuğunun liflerinden oldukça sağlam kumaşlar da imal ediliyor. 3. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok- tur? el X A) Açıklayıcı anlatım B) Terimlerden yararlanma ✓ Dilin göndergesel işlevi Tartışmacı anlatım X E) Nicel ve nitel özellikler av JinGy; coraipaa 4. Bu parçada ekmek ağacı ve meyvesiyle ilgili aşağıdaki- lerden hangisiyle ilgili bilgi verilmemiştir? X A) İlk olarak nerede yetiştiği B) Ağacın kullanım alanları Hangi aralıklarla meyve verdiği D) Ağacın kaç yaşında meyve verdiği Meyvelerin ağırlığı ve besin değeri PARAGRAF SORU BANKASI
19. İnsanın zihnî tarafını oluşturan şeyin bir cevher olduğunu derli
toplu bir biçimde ileri süren ilk düşünür Platon'dur. O, ruhun
kendi başına var olan bir cevher, dolayısıyla ölümsüz olduğunu
kanıtlamaya çalışır. Platon'un ölümsüzlük lehinde getirdiği ka-
nıtlardan biri, Heraklitosçu ünlü 'zıtların uyumu' doktrinine da-
yanır. Buna göre, sıcakla soğuk, hızlı ile yavaş gibi karşıtlar
arasında birinden ötekine, ötekinden berikine durmadan ve dö-
nüşümlü bir geçiş süreci söz konusudur. ---- Öyle ki ölüm ha-
yattan geldiği gibi, hayat da ölümden gelmektedir. Ne var ki biz
sadece hayattan ölüme geçişi gözlemleyebilmekteyiz ancak
ölümden hayata bir karşı-süreç olmadıkça tabiatın sakat kala-
cağı da açıktır. O hâlde, zıtların birbirinden türemeleri durumu
olmasaydı, oluş ve yok oluş süreci sona erecekti çünkü süreç
tek yönlü olmuş olsa ve ruhlar da aralıksız bu dünyayı terk ede-
cek olsaydı bu tarafta hiç ruh kalmazdı.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre.
aşağıdaki cümlelerden hangisi getirilmelidir?
A) Böyle bir varsayımdan yola çıkılarak hayatla ölümün de aynı
şekilde, birbirinin karşıtı olarak ilişki içinde oldukları, bu ikisi
arasındaki geçiş sürecinin de dönüşümlü olduğu sonucuna
varılır.
B) Zıtların zıtlardan çıktığı görüşü ile natüralistlerin teorileri ara-
sında herhangi bir benzerlik ya da özdeşlik bulunmamakta-
dır.
C) Ölümsüzlük öğretisine karşı yöneltilen en güçlü itiraz, ruhun
var olması için bedene bağımlı olduğu iddiasıdır.
D) Diğer yandan ruhumuzun biz öldükten sonra da tıpkı biz
doğmadan önce var olduğu gibi, var olacağını göstermek
gerekir.
E) Açık söylemek gerekirse bu durum, bu hayatın ruhumuzun
ilk hayatı olmadığına, dolayısıyla son hayatı da olmayaca-
ğına bir delildir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
19. İnsanın zihnî tarafını oluşturan şeyin bir cevher olduğunu derli toplu bir biçimde ileri süren ilk düşünür Platon'dur. O, ruhun kendi başına var olan bir cevher, dolayısıyla ölümsüz olduğunu kanıtlamaya çalışır. Platon'un ölümsüzlük lehinde getirdiği ka- nıtlardan biri, Heraklitosçu ünlü 'zıtların uyumu' doktrinine da- yanır. Buna göre, sıcakla soğuk, hızlı ile yavaş gibi karşıtlar arasında birinden ötekine, ötekinden berikine durmadan ve dö- nüşümlü bir geçiş süreci söz konusudur. ---- Öyle ki ölüm ha- yattan geldiği gibi, hayat da ölümden gelmektedir. Ne var ki biz sadece hayattan ölüme geçişi gözlemleyebilmekteyiz ancak ölümden hayata bir karşı-süreç olmadıkça tabiatın sakat kala- cağı da açıktır. O hâlde, zıtların birbirinden türemeleri durumu olmasaydı, oluş ve yok oluş süreci sona erecekti çünkü süreç tek yönlü olmuş olsa ve ruhlar da aralıksız bu dünyayı terk ede- cek olsaydı bu tarafta hiç ruh kalmazdı. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre. aşağıdaki cümlelerden hangisi getirilmelidir? A) Böyle bir varsayımdan yola çıkılarak hayatla ölümün de aynı şekilde, birbirinin karşıtı olarak ilişki içinde oldukları, bu ikisi arasındaki geçiş sürecinin de dönüşümlü olduğu sonucuna varılır. B) Zıtların zıtlardan çıktığı görüşü ile natüralistlerin teorileri ara- sında herhangi bir benzerlik ya da özdeşlik bulunmamakta- dır. C) Ölümsüzlük öğretisine karşı yöneltilen en güçlü itiraz, ruhun var olması için bedene bağımlı olduğu iddiasıdır. D) Diğer yandan ruhumuzun biz öldükten sonra da tıpkı biz doğmadan önce var olduğu gibi, var olacağını göstermek gerekir. E) Açık söylemek gerekirse bu durum, bu hayatın ruhumuzun ilk hayatı olmadığına, dolayısıyla son hayatı da olmayaca- ğına bir delildir.
kullanılmamış-
m?
Konu Testi
Test
93
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "gibi" sözcüğü, "Ta-
tilden geldiği gibi işe başlamıştı." cümlesindekiyle aynı
anlamda kullanılmıştır?
A) Masayı olduğu gibi bırakıp dışarı çıkmışlar.
B) Olay senin duyduğun gibi değil, sana her şeyi farklı
anlatmışlar.
C) Adam gibi davranmayı bilmiyor, herkesi çileden çıkarı-
yordu.
D) Hâlâ ilk gördüğüm gibi hayat dolu, şakacı ve güleç bir
insandı.
E) Bir kazada yaralanan sporcu iyileştiği gibi yeşil saha-
lara döndü.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
kullanılmamış- m? Konu Testi Test 93 10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "gibi" sözcüğü, "Ta- tilden geldiği gibi işe başlamıştı." cümlesindekiyle aynı anlamda kullanılmıştır? A) Masayı olduğu gibi bırakıp dışarı çıkmışlar. B) Olay senin duyduğun gibi değil, sana her şeyi farklı anlatmışlar. C) Adam gibi davranmayı bilmiyor, herkesi çileden çıkarı- yordu. D) Hâlâ ilk gördüğüm gibi hayat dolu, şakacı ve güleç bir insandı. E) Bir kazada yaralanan sporcu iyileştiği gibi yeşil saha- lara döndü.