Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

20:13 19. Enerji gereksinimi; ısınma, aydınlatma, ulaşım ve diğer araçlar için yakıt sağlama ihtiyacından dolayı her geçen gün artmaktadır. Bu artış, hem zorunluluk hem de zevk ve eğlenceden kaynaklanmaktadır. Artan bu gereksinim daha fazla enerji kullanımına yol açtığı için kaynakların hızla tükenmesi, çevrenin bozulması, ülkelerin enerji açısından dışa bağımlılığını da beraberinde getirmektedir. Aynca işletmelere enerjiden kaynaklı rekabet sorunu yaşatmak, aile ve ülke bütçesinde önemli bir yük oluşturmak gibi birçok soruna neden olmaktadır. Artan enerji gereksinimi ve bunun ortaya çıkardığı sorunlar, "Tüketilen enerji miktar ve kalitesini düşürmeden sosyal refah artırılabilir mi?" sorusunu gündeme getirmektedir. Kuşkusuz üretim ve tüketim şeklini değiştirmediğimiz takdirde gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakamayacağımız ortadadır. Çünkü ekolojik denge bozulmakta, enerji fiyatları artmakta, gelir dağılımı zarar görmekte, enerji sağlayan fosil kaynaklar ise her geçen gün daha da azalmaktadır. Bu parçadan hareketle "enerji" ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Devam edegelen enerji politikalarının sonlandırılması gerektiği Ø B) Alternatif üretim modellerinin, fosil kaynakların tüketim miktarını azalttığı C) Kullanımının artışında, zaruri ihtiyaçların dışında başka etkenlerin de etkili olduğu D) Cretiminde kendi kendine yetmeyen ülkelerin olduğu Ekonomik yönden olumsuz sonuçlara neden olabildiği 0 : x VOLTE 85

ece- Aynı çek- nya- cak gö- yn- be- ki in k- er 6- S B BB Aldığı taşı pencereye fırlatan birinin bu eylemiyle camın kırılışını birbirinden ayırmanın olanağı yoktur. Yani olay bir bütündür. Özle biçimin iç içeliği tam olarak budur. De- nilebilir ki hiçbir konu, hiçbir tema, olay ve olgu kendili- ğinden, tek başına şiir olamaz. Konu, tema, olay, olgu esinleyicidir; yazmak isteyeni harekete geçirir. Bundan sonra işçilik başlar. Biçim, teknik, yapı, dizelerin yatay ve dikey kurgusu, biçem, dilsel buluş, imge oluşturma gibi unsurlar bir metnin şiir olması için belirleyici olmaya başlar; belirleyici olur. Bir şiir tüm bu süreçlerin sonunda ortaya çıkar. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? 5. A) Her sanatçı eserini vücuda getirmek için bir ilham kaynağına ihtiyaç duyar. B) Bir sanat eserinin niteliğini belirleyen unsur, onun yazım aşamasıdır. C) Sanatçının eserini oluştururken yaşadığı sıkıntılar eserin değerini artırır. D) Sanat eseri, yazma yolculuğunun başlangıcı ve bitişi arasında cereyan eden olayların hepsidir. E) Sanatçı eserini oluştururken biçimsel ve biçemsel dengeye dikkat etmelidir.

-34. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Büyük veri çağında kullandığımız veya kullanmadığımız birçok cihazın bizimle ilgili bilgiler toplaması insanların farklı davra- nışlar sergilemesine neden oluyor. Bir ürünü sepetinize ekle- meniz veya sanal vitrindeki bir elbiseye bakmanız eğilimleri- nizin ve kişiliğinizin tespit edilmesinde kullanılabiliyor. Birçok veri kaynağından toplanan bilgiler derlenerek sizinle ilgili tah- minler yapılıyor. Böylece dünyaya bakışınız, ne yiyip içtiğiniz, geçmişte yaşadığınız travmalar, karakter yapınız, hastalıkları- nız, hobileriniz ve sosyoekonomik düzeyiniz gibi birçok bilgi ortaya çıkarılabiliyor. Elbette bu sınıflandırmalar o kadar da doğru sonuçlar ortaya koymuyor. Böyle olsa bile insanlar böyle bir sınıflandırmanın yaygınlaşmaya başladığını fark edince dav- ranışlarını değiştirmeye başlıyor. Çünkü farkına varmadan yap- tıkları masum davranışların geleceklerini etkilediğini düşünü- yorlar. Çin gibi ülkelerin bu tür veri toplama sistemlerini yay- gınlaştırması sosyal soğuma olarak adlandırılan bu durumun her geçen gün genişlemesine neden oluyor. Artık insanlar bü- yük verinin etkisiyle ilişkilerinde daha az risk alıp topluma me- safeli durmaya başlıyor. İnsanlarda sosyal soğumayı meydana getiren veri toplamadan kaynaklanan kaygıyı gidermek için şimdilik bir çözüm bulunamadı. Ancak konuyla ilgili çalışma- ların artarak devam edeceği öngörülüyor. 4. Bu parçada kişisel veri toplama ile ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisine değinilmemiştir? A) Dünya üzerinde en çok Çin'de görüldüğüne B) Her zaman için doğru sonuçlar elde edilemediğine C) Kişinin tüketim alışkanlıklarını ortaya çıkardina D) Kişinin davranışlarına yön verdiğine E) Zararlarını önlemek için çalışmalar yapıldığına 36. Türk edebiyatının modern anlamda deneme türünde ürün ve ren ilk yazarı olan Nurullah Ataç, Dergâh dergisinde yayımla nan şiir ve yazılarıyla edebiyat dünyasına girmiştir. Onun; C viri, deneme, eleştirileriyle Cumhuriyet edebiyatına dam yurduğu bircok araştırmacı tarafından tasdik edilirken onu

yolojik (1) Sanat ve maneviyat arasında felsefi, psikolojik, sos- ve etik bakımdan çok sıkı bir ilişki mevcuttur. (II) Sanat da tipki felsefe, bilim ve dinde olduğu gibi insa- nın anlam arayışının bir yolu ya da tezahürüdür. (III) Si- nemada, sanat ile maneviyat arasındaki ilişkiyi ele alan yönetmenlerden biri olan Andrei Tarkovsky, sanatın en önemli görevinin maneviyatın diriltilmesi olduğunu dü- şünmektedir. (IV) Bu düşünceden hareketle Tarkovsky, sanat ile maneviyat arasındaki ilişkiyi felsefi derinliği bulunan, etkileyici filmler yaparak kurmaya çalışmıştır. (V) Andrei Rublev adlı filminde sanatıyla inancın saflığını vurgulamaya ve yüksek bir ahlak ideali ortaya koymaya çabalayan, Orta Çağ'da yaşamış ünlü bir ressamın ha- yatına odaklanması bunun göstergesidir. 1. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıda- kilerin hangisivanlıştır? A) I. cümlede sanat ve maneviyat ilişkisine dair bir tes- pitte bulunulmuştur. B) II. cümlede sanata dair bir tanımlama yapılmıştır. C) III. cümlede Andrei Tarkovsky'nin sanat görüşü hak- kında açıklama yapılmıştır. D) IV. cümlede Andrei Tarkovsky'nin sinema tekniğine dair detaylardan bahsedilmiştir. E) V. cümlede söz konusu sanatçının eserlerinden bi- rine örnek verilmiştir.

M TÜRKÇE TESTİ 26. Muhabir: (1)---- Bilim insanı: Aslında babam, ilk zamanlarda elektronik mühendis- liği üzerine eğitim almış ama daha sonra tıp fakülte- sinde bir hocasının kendisini elektrofizyoloji çalışma- lanını yapmak üzere davet etmesiyle alanını değiştirip tip fakültesine geçmiş bir cerrahtır. Benim her zaman araştırmacı olma isteğime katkıları oldu. Hiç unutmu- yorum, ilkokul yıllarımda onu deneyler yaparken ve teknik kitapları okurken izlerdim. Bu izlenimlerim be- nim araştırmacı olma kararlılığımı artırdı. Muhabir: (11)---- Bilim insanı: 2001 yılında endothelin blokeri ve endothelin al- gılayıcı blokeri ilaçlar, Amerika'da FDA tarafından onaylandı. Ama maalesef bu ilaçların üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen hålen bu konuda daha etkili tedavi yöntemleri ortaya konmadı. Hâlen çok önemli ilaç firmaları endothelin blokerlerinin etkisinin, böb- rek problemleri olan şeker hastası ve normal şeker hastalarındaki etkilerini, damar spazmları gibi has- talıklardaki endothelin blokerlerinin rolünü ve yeni tedavi yöntemlerini araştırmaya devam ediyor. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakiler- den hangisi sırasıyla getirilmelidir? A) (1) Bu alanda yapmış olduğunuz çalışmalarda, ailenizin size nasıl bir desteği olmuştur? (II) Endothelin blokeri ve endothelin algılayıcı blokeri ilaçların kullanımı ile ilgili nasıl bir çalış- ma planlanıyor? 27. Bazı kitapl gumuz bir miz, not at tekrar ed eşleşen c tarif ettiğ meydana dedirten ettiği bir zarin Ne Bu par yapıtla anlatm A) Ka B) (1) Mesleğinizin zor olduğunu bildiğiniz hâlde sizi bu mesleğe yönlendiren etkenler nelerdir? (II) Endothelin tabanlı tedavinin geliştirilmesinin önündeki engellerden bahsedebilir misiniz? C) (1) Yaptığınız araştırmalarda, sizin gibi doktor olan babanızın da size desteği oluyor mu? (II) Endothelin blokerlerinin rolü ve tedavi edici yöntemlerinin geliştirilmesi uzun zaman alacak mı? Dr (1) Babanızın elektronik mühendisliğini bırakıp tip alanında çalışmalar yapmasını nasıl değer- lendiriyorsunuz? (II) Endothelin blokeri ve endothelin algılayıcı blokeri ilaçlarının kullanımında nasıl gelişmeler bekleniyor? E) (1) Babanızın mesleğinin, sizin şu andaki mes- leğiniz ve bölümünüz konusunda etkisi olmuş mudur? (II) Yakın gelecekte bizi endothelin tabanlı ne gibi tedavi yöntemleri bekliyor, bu konuda her- hangi bir gelişme var mı? B) Ka la C) E G C â 1 28. G m d Z

29. Avrupa ülkeleri, sakatatın genel adını "işkembe" diye andığından ben de "işkembe ayı" diyorum. Fransa'da geçen eylül ve ekim aylarında sakatat satışları, geçen yılın aynı dönemine göre % 16 artarken et satışları % 2,6'ya düşmüş. Nice zamandır sakatata yüz verme- yen Fransızlar, daha ucuz diye kelle-paçaya yönelmiş- ler. İşkembe federasyonu da bu eğilimden cesaret alıp internet kampanyası başlattı. Dana dilli, yürek kebapli kolay tariflerle sakatatı modernleştirmeye çalışıyor. İngiltere'de de benzer bir gidiş var. Gazetelerde, web sitelerinde kelleden kuyruğa yemek modasına uygun yemek tarifleri var. Fakat bunlar bizim için geçerli de- ğil. Çünkü artık ortalıkta ciğerci bulunmadığı gibi eski İstanbul yıllarından geriye kalan birkaç işkembeci ve kelle-paçacıda çorbanın fiyatı Çin işi wonton çorbasın- dan biraz daha ucuz. O kadar. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? A) Bazı internet siteleri sakatat tüketiminin artması ile bu ürünlerin yemek tariflerini yayımlamaktadır. LB) Avrupa ülkelerinde ekonomik nedenlerden dolayı et yerine sakatat daha fazla tercih edilmektedir. Lo Bazı Avrupa ülkelerinde sakatata ilginin artması, mo- dern internet satışlarını da hareketlendirmiştir. 31. D) Sakatatın ucuz olması, ülkemizde de sakatat ürünlerine ilgiyi artırmıştır. E) Ülkemizde sakatat ürünleriyle yemek yapan işlet- me sayısı azalmaktadır. X

3 6 S A mıştır. V. Radyo oyunu ise mikrofona yakın konuşma ve sesler toplamı sadece; doğa, eşya ve hayvan sesleri bir de müziktir bu oyunun yardımcıları. Yukarıdaki cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak bi- çimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü cümle olur? 10 3 A) 1 Toy B) C) III D) IV DI ve Il 26. Günlük hayatta birçok nesne veya duruma karşı korku du- yabiliriz. Sinir sistemi, korku yaratan uyaranlara karşı orga- nizmayı harekete geçirdiğinden yaşamın devamı için hayli önemlidir. Korkulan nesne veya durumla ilişkilendirilen herhangi bir uyaran da aynı tepkileri ortaya çıkarabilir. Bu durum "korku koşullaması" olarak adlandırılıyor. Bu uyaran görsel ve işitsel olabileceği gibi koklama ile ilgili de olabilir. Örneğin hastanede olmaktan korkan bir çocuk hastanede kullanılan dezenfektan veya tentürdiyot kokusunu duydu- ğunda aynı şekilde korkabilir. Bu parçadan hareketle korkuyla ilgili olarak 1. Farklı uyarıcılar bu duyguyu harekete geçirebilir. Hayatın akışı içinde yaşanabilecek bir olgudur. II. III. İnsanın fizyolojisini ve psikolojisini olumsuz yönde et- kiler. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I B) Yalnız I EV C) Yalnız III E) II ve III Diğer Sayfaya Geçiniz.

İnsan olma ve dünyayı anlamaya yönelik dallar, beşeri bilimler olarak bilinir. Antik ve çağdaş diller, edebiyat, ta- rih, felsefe, din, görsel sanatlar, performans sanatları gibi alanlardan oluşan beşeri bilimler; insanın bir insan olarak kendini tanımasına yardımcı olur. Beşeri bilimler; eğitimli, kültürlü, sanat anlayışı olan bireyler yetiştirmeyi amaçlar. O yüzden beşeri bilimler aynı zamanda "kültü- rel bilimler" olarak da adlandırılır. Beşeri bilimler eğitimi; insanların geniş bir perspektif, çok yönlü bir karakter, kendine has bir kişilik kazanmasına yardımcı olur, kişisel gelişime ve "insan gibi insan" olmaya büyük katkı sağlar. Olguların ortaya çıkışında rol oynayan durumlardan çok, olgulara bakış açısı önemsenir beşerî bilimlerde. Son yıl- larda insani eylemlerde kâr güdümlü düşüncenin hâkim olması ve pragmatik düşünce, beşerî bilimlerin doğa bi- limleri karşısında gölgede kalmasına yol açmıştır. Maddi beklenti, beşerî bilimlerde üretilen eserlerin hem içeriğini hem de biçimsel özelliklerini önemli ölçüde etkilemektedir. 37. Bu parçadan "beşerî bilimler"le ilgili aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? insanın sanatsal yönünü geliştirmeyi amaçlamıştır. B Bilginin ticari olarak değer kazanması, öneminin azalmasına yol açmıştır. C) Olaylara dair neden-sonuç ilişkileriyle değil, olayların yorumuyla ilgilenmektedir. insanlara kendisiyle ilgili farkındalık kazandırır. zandırır. Doğa bilimleri kadar sistematik ve nesnel yöntemlere sahip değildir. 38. Bu parçanın anlatımıyla ilgili, Kişisel görüşler ileri sürüldüğü Tahminde bulunulduğu VII Koşula bağlı durumlara yer verildiği yargılarından hangileri söylenemez? A) Yalnız II ve III B) Yalnız II El ve ill- ekstrem

www Serisi DENEME 8 1. Bu testte Türk Dili ve Edebiyatı (1-24), Tarih-1 (25-34), Coğrafya-1 2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türk Dili ve Edebiyatı-Sosyal Bilimle 1. Usta bir piyanist, nasıl mahir parmaklarıyla bizi kendine hayran bırakır ve sıradan insanın gösteremeyeceği bir maharet sergilerse bir romancı da dili öyle kullanmalı, konusunu yine büyük bir maharetle anlatmalıdır. Yoksa yavan, kuru, okunmaz metinler yazıp okur kitlelerini cahil yerine koyarak kendine mazeretler üretmek, bir romancı için, beceriksizliği bir tür entelektüel egoizmle saklama çabasıdır. Piyano nasıl dinlenmek için çalınırsa roman da okunmak için yazılır. İkisinin de temelinde haz denilen o sanat büyüsü vardır. Bu parçaya göre sanatçının yapıtlarında bulunması gereken en belirgin özellik aşağıdakilerden hangisi- dir? A) Sağlam ve tutarlı bir dünya görüşünün olması B) Özgün bir bakış açısına sahip olması C) Okuyucuda estetik zevk uyandırması D) Anlam derinliğinin bulunması E) Okuyucun ilgisini çekecek bir konusunun olması

Muhabir: (1) -- Oyuncu: Çok önemli ama oyunculuk eğitimi olması şart değil. Psikoloji, felsefe okuyup tiyatro kollarında başlarsanız daha iyi bir oyuncu olursunuz. Oyunculuk bir beceridir. Yapa yapa kendimize öğretiriz. Muhabir: Oyuncu: Yetenek yoksa tutku da olmaz. "Ben oyuncu olmak istiyorum." diye gelen genç arkadaşlara ilk sorduğum soru şu: "Bu gece yatağına yat ve düşün: Oyunculuk di- şında bir şey yaparak eşit derecede mutlu olabilir misin? Cevabin evetse sakın oyuncu olma." Bu kadar basit. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? A) I. Eğitim alınmadan oyuncu olbnamaz mı? II. Sizce gençler neden oyuncu olmak istemiyor? Oyunculukta eğitim ne kadar önemli? B II. Tiyatroda yetenek mi, tutku mu belirleyici oluyor? 1. Felsefe eğitiminizin oyunculuğunuza katkısı oldu mu? II. Sizce yetenek, oyuncu olmak için tek başına ye terli olur mu? 1. Tiyatro, toplumu ve insanı eğitme hususunda ne kadar önemi II. Tiyatro yeteneği olmadan gerçek anlamda oyuncu olunabic mi? 1. Tiyakonun gelişimi için neler yapılabilir? II. Tiyatroda yetenek, olmazsa olmaz koşullardan biri mi?

6. İstanbul aydınında öteden beri bir Avrupai adam olmak özlemi vardır. Batılılar gibi "prensip sahibi", me- totlu, işlerini rasyonel "akit" bir düzene koymuş, her gün saat kaçta ne yapacağını ve ne düşüneceğini bilir, randevularına dakikası dakikasına sadık, ziyaretlerini ihmal etmeyen, mektuplara zamanında cevap veren ve vazife hayatı saat gibi işleyen adam olmak, bel- ki Tanzimat'tan beri bazı İstanbul aydınlarının ideali hâlinde yaşamıştır. Kılığı, kıyafeti, hayat üslubu, tavrı, edası ve insanlarla münasebeti bakımından bu me- deni adam tipini gerçekleştirmiş Osmanlı aydınlarına rastlamadım değil. Bu insanlara "çelebi adam", "efendi adam","dest un monsieur" dendiği de olurdu. Kısacası İstanbul aydını mükemmelce bir adamın vasıflarını Ba- tılı adamda, Avrupai adamda anıyordu. Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söy- lenemez? A) Karşılaştırmadan yararlanılmıştır. B) Benzetme sanatına yer verilmiştir. C) Yazar, izlenimlerini aktarmıştır. D) Mizahi yanı ağır basan bir metindir. E) Kurallı cümlelerle akıcı anlatım sağlanmıştır. 9.

TYT/Türkçe 27 ve 28. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Günümüzde öykü dergilerinin uzun soluklu olamayı- şıyla ilgili çeşitli etkenlerden söz edilebilir. Uygulan- makta olan kültür politikaları insanları kitaptan, ede- biyattan, edebiyat dergisinden uzak tutuyor. Görsel dünya, hızlı iletişim teknolojisi edebiyatı, yazılı olanı geri çekilmeye zorluyor. Maliyet ve dağıtım sorunu dergilerin belini büküyor. Okurların hatta yazarların da dergilere yeterince ilgi gösterdikleri söylenemez. Çün- kü bu dergilerde gündelik hayatın pratikleriyle edebi- yat örtüşmüyor. 27. Bu parçaya göre; I. Yazılı kültürün zayıflaması, II. Dergilerde nitelikli yazı ve yazarlara yer verilmeme- si, III. Dergilerin beklentiyi karşılayamaması, IV. Dergilerin maddi açıdan getirisinin az olması durumlarından hangileri öykü dergilerinin kısa ömür- lü olmasının nedenleri arasında gösterilemez? A) Yalnız I B) Yalnız II DI ve III Cve II E) III ve IV 29. endemik-

..Edebiyatımızda gelenekle modern arasında duran ünlü şair, kelimenin tam anlamıyla bir söz simyacısıdır. Çoğun- lukla bir kelimenin içine başka sözcükler gömer. Bunları, okur ancak bir kazı sonucu ortaya çıkarabilir. Ona göre şiir, bilgiden yola çıkılarak oluşturulur. Şiirlerini çeşitli bağ- lantılar kurarak, anlaşılma kaygısını ön plana almadan oluşturur. Bu, sanki suya atılan bir taşın etrafında oluşan halkaların sürekli genişlemesi gibidir. Az sözcükle şiirle- rini derinleştirmiştir. Bu bağlamda kullanabileceği sınırlı sayıda olan sözcükleri rastgele kullanmaz o. Onun için her sözcük değerlidir ve farklı işlevleriyle, özenle ve yerli yerinde kullanılmalıdır. 1. Üretken bir sanatçıdır. H. Anlamca yoğunluğu önemsemektedir. Klişeleşmiş sözcükleri yeni çağrışımlarla biçimlendirmiştir. Bu parçada söz edilen sanatçıyla ilgili numaralanmış yargılardan hangileri söylenemez? Al Yalnız I Diivell B) Yalnız II Etve t Yalnız HI

9. Yaşlılar, babalar kahirlandilar ama çilelerinin daha dolmadı- ğına hükmederek yazgılarına boyun eğdiler. Çünkü ellerinden gelecek hiçbir şey yoktu. Yaşayışlarını değiştirecek yaşı geç- mişlerdi. Ergenlik çağına eren, askerden yeni dönen oğullar ise içlerindeki başkaldıran sese uyarak o akşam verdiler ka- rarlarını. Böyle beş gün el açtırıp altıncı gün rahmetini ver- dikten sonra yedinci gün geri alan göklere bağlayamazlardı yaşayışlarını. Gideceklerdi! Çok değil, on-on beş gün sonra, bağlarda sergiler kaldırılıp tütünlerin sonu alındıktan sonra... Büyük kentlerde garson, yapı işçisi, ayak satıcısı, ne türlü bir iş olursa olsun, o türlü çalışmaya gideceklerdi. Bu parça ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söyle- nemez? A) Köylüler yaşadıkları maddi imkânsızlıklar sebebiyle kendi- lerini ezilmiş, çaresiz hisseder. B) Köydeki gençlerin ve yaşlıların yaşadıkları sorunlara bakış açısı aynıdır. C) Köylüler susuzluktan dolayı topraktan, çiftçilikten umudu kesmişlerdir. D) Yazar, köyden kente göç olgusunu realist bir bakış açı- sıyla ele almıştır. E) Köyde geçimlerini sağlayamayacağını görenler çareyi şehir merkezlerine göç etmekte bulmuşlardır. 12

12. "Ayşe", Bengi'nin yazdığı romanın kahramanlarından biridir. Sıra dışı bir kızdır. Herkesin sevmediği dersleri sever, her- kesin görmediği ayrıntılarla mutlu olur. Aslında Ayşe'nin ha- yatı, Bengi'nin hayalini kurduğu hayattır. Sokaklarda yürümek, evlere, balkonlara, orada yaşayan insanlara bakmak onun vazgeçilmezidir. Gördüğü insanlarla, kurduğu hayallerle, o evlerde, balkonlarda, sokaklarda mutlu olur. Bu, Ayşe'nin ya- şama, insanlara olan sevgisinden, bağlılığından kaynaklanır. Nezihe Meriç'in Alacaceren adlı romanından alınan bu parçada betimlenen "Bengi" için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Ahlaki değerleri önemsediği B) Sorumluluklarını yerine getirdiği C) Hayatı dolu dolu yaşamak istediği D) Arkadaşlık ve dostluğu önemsediği E) Çalışkan ve açık sözlü olduğu

TYT 32. Arkeobotanik, bilimsel arkeolojik kazılardan toplanan bitki kalıntılan üzerine odaklanan; geçmişte yaşamış insanların yeme alışkanlıklan, tarım faaliyetleri, yiyecek toplama ve saklama yöntemleri ile söz konusu dönemlerin doğal çevresinin anlaşılmasını amaç edinen bir bilim dalıdır. Geçmişteki her bitkinin kullanım alanın ve insan toplumları için taşıdığı anlamı anlamak ve yorumlamak kolay bir iş değildir. Yaygın olarak elde edilen kurumuş, karbonlaşmış veya suya doymuş makro kalıntılar ya da polenler, fitolit ve benzeri diğer moleküler mikro kalıntılar üzerine odaklanılsa bile geçmişteki bitki-insan etkileşiminin geniş dünyasının ancak çok sınırlı bir görüntüsü elde edilebilmektedir. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi bir arkeobotanikçipin yanıtlayacağı sorulardan değildir? AY Eski insanların yaptığı tarımsal aktivitelerin ilk delillerine nasıl ulaşılabilir? By Insanların çevreleriyle olan karşılık ilişkileri ve halkların kültürel değerleri hakkındaki ipuçlan nelerdir? Eski dönemlerde mercimek, nohut ve bezelyenin Akdeniz yöresinde tarminin yapıldığı söylenebilir rei2 D) Eski insanların, yaratic edilimlerini evlerin duvarlarında ifade etmenin ne anlamı olabilir? Buğday tohumlarının, Mezopotamya bölgesinde kültüre alinmiş en eski tahl ömekleri olduğu doğu mudur? 33