Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

1- r: bi i- le ki, si 9. Aşağıdakilerden hangisi bir parçanın giriş cümlesi olmaya uygundur? A) Yüzyıllardır okunan bu eser, Binbir Gece Masalları kurgusundadır. B) Çerçeve hikâye anlayışıyla anlatılan hikâyelerin odağında yine aldatma olayı vardır. C) Hikâyeler edebî ilkeler ve sanattan çok ibret ve mesa- ji önemser. D) Ne var ki bu büyük eser zamanında görmezlikten gelinmiş, yeterince ilgi görmemiştir. E) Doğunun düzyazı geleneği de en az nazım geleneği kadar zengindir. 65

Bugün kullandığımız suyun milyonlarca yıldır dünyada bulunduğu ve miktarının çok fazla değişmediği doğru- dur. Dünyada su bir döngü hâlinde hareket eder, asla yok olmaz. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir bi- çimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir? A) Bugün kullandığımız suyun milyonlarca yıldır dünyada bulunduğu ve miktarının çok fazla değişmediği su dön- güsünden dolayı bilimsel olarak kabul edilen bir gerçektir. B) Dünyada suyun bir döngü hâlinde hareket etmesi sonucu bugün kullandığımız suyun milyonlarca yıldır dünyada bulunduğu ve miktarının çok fazla değişmediği kanıtlan- mış bir bulgudur. C) Dünyada su bir döngü hâlinde hareket ettiği ve asla yok olmadığı için bugün kullandığımız suyun milyonlarca yıl- dır dünyada bulunduğu ve miktarının çok fazla değişme- diği doğrudur. D) Dünyada suyun bir döngü hâlinde hareket ettiği ve asla yok olmadığı düşünülürse bugün kullandığımız suyun milyonlarca yıldır dünyada bulunduğu ve miktarının çok fazla değişmediği belgelenebilir. E) Dünyada su bir döngü halinde hareket ettiği ve asla yok olmadığı için bugün milyonlarca yıl önceki suyu kullandi- ğımız doğrudur.

Türkçe 34. Mağara resimlerinden anladığımız kadarıyla en az 32.000 yıldır insanlığın dikkatini cezbeden kutup ışıkları, adını Roma mitolojisindeki şafak tanrıçası Aurora'dan alıyor. Kuzey Yarım Küre'deki kutup ışıklarını 1619 yılında tarif eden Galileo Galilei'nin onlara verdiği isim olan "aurora borealis" yani kuzey işıkları ifadesini hâlen kullanıyoruz. Galileo bu ışık gösterisine atmosferimizden yansıyan gü- neş ışınlarının yol açtığını düşünmüştü. Güncel açıklama ise Galileo'nunkinden oldukça farklı. Dünya'nın manyetik alan çizgilerinin yoğunlaştığı kutup bölgelerinde yaşanan enerji aktarımı sonrasında fazladan enerji kazanan atom ve moleküller, bu enerjiyi ışık formunda yayar. Güneş rüzgârlarındaki parçacık miktarınca yoğunluk gösteren ışık gösterisi, aktarılan fazladan enerjinin tamamı işığa dönü- şünceye dek devam eder. Manyetik kuyruktan kutuplara doğru akan parçacıklar iki kutba da aynı anda ulaşır ve kutup ışıkları her iki kutupta aynı anda oluşur. Güney kut- bundaki ışıklara "aurora australis" yani güney ışıkları adı verilir. Kutup ışıklarındaki renk çeşitliliğiyse atmosferdeki elementlerin farklı renkte ışık yaymasından kaynaklanır. Yüksek parçacık miktarı içeren kutup ışıkları, izleyenlere etkileyici bir gösteri sunsa da radyo ve GPS sinyallerini en- gelleyebilir veya elektrik kesintilerine yol açabilir. Bu parçadan kutup ışıkları ile ilgili aşağıdakilerin han- gisi çıkarılamaz? A) iki kutupta da gözlemlenebildiği B)-Nasıl oluştuğu düşüncesinin güncellendiği CHangi renklerden oluştuğu LD) Otumsuz etkilerinin de olabildiği E) Renk çeşitliliğinin neyden kaynaklandığı AYDIN YAYINLARI -

UYGULANAN SINAV TÜRÜ O/CEP TELEFONU Gelenekçi C) Sentezci TYT AYT 9-10-11 SINIF MM SINAV parçanın yazarı aşağıdakilerden hangisiyle telendirilebilir? 9-10-11-TYT-AYT DENEME SINAVLARI CEVAP FORMU Kuralci ADI SOYADI SINIFI OKULU KITAPÇIK TÜRÜ AOOO B) Dayatmacı D) Yaratıcı ALAN 2013 2x 28. Bu parçada "Losing My Religion" ile ilgili aşağıda- kilerin hangisine değinilmemiştir? A) 27. Bu parçanın yazarı aşağıdakilerden hangisinden yakınmaktadır? Uretilmesinde etkin rol alan grup üyelerinin kim- er olduğuna B) Barkıya adını veren deyişin anlamına ve nerede kullanıldığına C)Yar olan bir melodi üzerine yazılan sözlerinin aşkı anlattığına DR.E.M. grubunun müzik dünyasında tanınmasını sağladığına E Plak şirketinin şarkının alacağı tepki konusunda yanıldığına A Yeni karakter ve hikâye üretmenin, düşünüldüğün- den zor olmasından NASIL KODLANIR Geleneksel ve yöresel karakterlerin, gördüğü rağ- betin azalmasından C) Geleneksel Kahramanlar hakkında hikâyeler yazması için baskı yapılmasından D) Gazete yayın yönetmenlerinin sanatçıların eser- lerine müdahale etmesinden 29. Bu parçada altı çizili sozle "Losing My Religion" şarkısıyla ilgili anlatmak istenen aşağıdakiler- den hangisidir? A) Benzer aşk parçalarını çağrıştırdığı B) Dikkat çeken ve unutulmayan bir tınısı olduğu Lor Dinleyende hüzün duygusu uyandırdığı D) Kolay anlaşılan ve sade bir melodiye sahip oldu- gu E Melodisiyle sözleri arasında uyum olduğu Y R G E) Tarihi öğelerin hikâyelerde kullanılmasının sınır- layıcı etkiye sahip olmasından 28.-29. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 1 Y A Y 1 N E Döneminin en ilginç müzik gruplarından biri olan R.E.M., Georgia eyaletinin Athens ken- tindeki bir kulüpte, Aralık 1990'da verdiği kon- seri akorlu bir aşk şarkısı ile açtı. Dinleyenin kulağında asılı kalan bir mandolin melodisi üzerine kurulan şarkının adı, "Losing My Reli- gion", Amerika'nın güney eyaletlerinde "bıçak kemiğe dayandı", "sabrım taştı" anlamlarında kullanılan bir deyişten geliyordu. Şarkı, grup üyelerinden Peter Buck'in mandoliniyle yaka- ladığı bir melodiye dayanıyordu. Grup, Tem- muz 1990'da geçici olarak "Sugar Cane" adi- ni verdikleri şarkının demosunu yaptı. Sözleri yazan grup solisti Michael Stipe, "Losing My Religion"ın karşılıksız aşk ve tutku üzerine klasik bir pop şarkısı olduğunu söyledi. Plak şirketi, şarkının alışılmamış melodisinin mü- zikseverlere hitap etmeyeceğini savunmuştu. Ne var ki "Losing My Religion" şirketin şüphe- lerini boşa çıkardı ve kısa sürede XX. yüzyılın en beğenilen şarkılarından biri oldu. 1 12 30. -32. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. len cümleden cek yargıyı Tarih, edebi eserlere su taşıyan verimli bir ir- maktır. Daha çok ulusal bilincin uyandığı veya ulusal birliğin kurulmaya çalışıldığı dönemler- de yazılan tarihî tiyatrolar da bu durumu yan- sitan eserlerden biridir. Ancak tarihî tiyatro- da konu geçmişten alınıp bir şekilde geçmiş değerlendirilse de asıl dert bugünü anlatmak olduğu için bugün yok sayılmaz. Anlatıcı, ta- rih aracılığıyla mensup olduğu toplumun çe- lişkilerini, değişmeyen veya değiştirilemeyen yönlerini, sorunlarını; iyi ve güzel yönlerini anlatır. Böylelikle bu eserler toplumun buna- limli dönemlerden çıkmasına yardım eder, geçiş dönemlerini kolaylaştırı Öte yandan kolay yazıldıkları ve okundukları düşünülerek bu eserlerde tarih bilgisinin sanat kaygısının önüne geçtiği şeklinde yanlış bir kanı oluş- muştur. Bu kanı, tarihî tiyatroların gelişmesini. engellediği gibi tarihi maceraları sanata terci eden belli bir kitlenin ilgi duyduğu metinle olarak kalmalarına da yol açmıştır netimi biliminin ilk bul edilen Henry Yönetim likeleri let yönetiminde arşi kavramlar- be yönelmesinde 2018 3. SINAV 33. Bu parçada s kilerden ha elir bazı ortak tim alanında 8. Ma hug yapidato bilogikter ob

. "Grosse Fuge", Beethoven'in 1800'lü yıllarda besteledi- ği ve sağırlık dönemine denk gelen oldukça önemli bir eseridir. Bu eser, ilk defa çalındığında çevresindekiler- den hiç olumlu tepkiler almaz. Hatta bazı aristokratlar, Beethoven'in gerçekten sağır olduğunu ve artık iyi bir eser yazamadığını düşünür. Fakat günümüzde bu müzik eseri, Beethoven'in başyapıtlarından biri olarak kabul ediliyor ve uzmanlar tarafından eserin sır perdeleri hâlâ tamamen aralanabilmiş de değildir. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? Ab Her dönemin, kendi zevk anlayışına hitap eden sanat yapıtları vardır. BMüzik dünyasında çoğu zaman dinleyicilerin algısı, geleneksel olanı beğenme üzerine şekillenmiştir. +C Kimi besteciler, dinleyici kitlesinin ilgi ve isteklerini gör mezden gelirse çok çabuk unutulur. b) Bir eserin gerçek değeri, ancak onu anlayacak bilgi ve birikime sahip kişiler tarafından anlaşılır. E) Bazı sanatçıların, çağının çok ötesinde değerler keş- fettiği daha sonraları ortaya çıkar.

A A Türkçe 26. Zihninizle bedeninizin gereksinimleri birbirinden bütünüyle farklıdır. Ama bedeninizi zihniniz yönetir. Bedeninizin beslenme, barınma, uyku gibi ihtiyaçlarını karşılamak zorundasınızdır. Bedenin bütün bu gereksinimleri son derece doğal ve karşılanması çok kolaydır. Sorun, zihnin "Bunlar benim ihtiyaçlarım." demesidir. Zihnimizin yanılsama baloncuğu içinde bir imge yaratırız ve zihin her şeyin sorumluluğunu üstlenir. Yiyeceğe, içeceğe, barınmaya, giyinmeye 24 ? A gereksindiğini düşünür. Oysa zihnin hiçbir fiziksel gereksinimi yoktur. Bunun böyle olduğunu nasıl bilebiliriz? Şöyle: Bedeninizin örtünmeye ihtiyacı vardır çünkü hava serin, güneş sıcaktır. Ama gereksinim duyan bedeninizdir ve onun ihtiyacını karşılamak çok kolaydır. Gereksinim zihinde olduğunda tonlarca giysiniz de olsa giysi ihtiyacınız sürer. Dolabınızı açarsınız, dolar taşar ama zihniniz tatmin olmaz. A Aşağıdakilerden hangisi bu parçada savunulanları destekler niteliktedir? Zihnin ihtiyaçlarını gidermenin en etkili yolu, onları baskılamaya çalışmaktır. Zihnin gerçek kimliğini bulması, yaşam boyu sürer. Zihnin kaçınılamayacak ve karşılanması kolay ihtiyaçları vardır. D) Hiçbir zaman bütünüyle doyurulamayacak ihtiyaçlar, zihne aittir. Zihinsel ihtiyaçların bir kısmı, beden aracılığıyla giderilir.

entonc 3. (I) Yazar, kadın-erkek ilişkilerinden hareketle oyun- larında, ekonomik gücü olmadığından toplumda değer görmeyen kadınları işler. (II) Ailede tarafla- rin gözle görülmeyen her cephesini, elle tutulur bir hâlde okuyucunun kucağına bırakır. (III) Özellikle Yalan oyununda yalanın birey, aile ve toplum ha- yatındaki yıkıcı etkilerini anlatır. (IV) Kadın-erkek ilişkilerinde yalanın yeri ve kadının çaresizliğini ya- pıtlarında sıkça ele alır. (V) Yazar, umut dünyası- nın kapılarını araştıran ve hepsinden eli boş döne- rek "Başka türlü bir yaşam düşünemiyorum kendim için." diyen kadınlarla eserlerindeki başrolleri, etkili bir şekilde birleştirmeyi başarır. SAMAN Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden han- gisi yanlıştır? A) I. cümlede yargı gerekçesiyle verilmiştir. Soylu B) II. cümlede somutlamayla bir saptama yapılmıştır. III. cümlede bir durumun etkileri sıralanmıştır. D) IV. cümlede oyuniarın içeriklerinden bahsedil- miştir. E) V. cümlede toplumsal bir gerçeği eserlerinde başarıyla işlediği belirtilmiştir.

4. (1) Japon bilim insanları plastik şişe geri dönü- şüm tesislerinden topladıkları 250 çeşit PET örneğinde yaşayan mikroskobik canlıları incele- di. (II) Polietilen tereftalat ya da kısaca PET'in genellikle tek kullanımlık şişelerin üretiminde kullanılan bir plastik türü olduğu kanıtlandı. (III) Bu araştırma sırasında plastiği ayrıştırabilen yeni bir bakteri türü keşfedildi. (IV) Ideonella sakaiensis adı verilen bu bakterinin salgıladığı iki enzim sayesinde plastiği besin olarak kullanabil- diği saptandı. (V) Bu bakterinin plastik kirliliğinin çözümüne nasıl bir katkı sağlayabileceğini ise yapılacak çalışmalar gösterecek. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) I B) II C) III D) IV E V

Bir süredir köyde dedemlerle birlikte kalıyorum. Hem on- lara köy işlerinde yardım ediyor hem de sevdiklerimle hasret gideriyorum. Birkaç gün evvel yağan yağmur si- cağı kırmış ve kışın habercisi olmuştu. Kışa hazırlık için odunları kırmak burada yapılması gereken en önemli işlerden. Elbette tarlaların da sürülmesi gerekiyor. De- demin bugüne kadar beni kırdığını görmedim ve ondan traktörü kullanmak için izin istedim. Birlikte yola çıktık yalnız direksiyonu yanlış yöne kırdığımda da beni biraz kızgınlıkla ikaz ediyor. Kötü niyetli olmadığını, bir yere çarpıp kolumu bacağımı kırmamdan korktuğunu bakışla- rindan anlıyorum. Bu parçada "kırmak" sözcüğü aşağıdaki anlamlardan hangisine karşılık gelecek şekilde kullanılmamıştır? Dileğini kabul etmeyerek veya beklenmeyen bir dav- ranış karşısında bırakarak gücendirmek Gücünü, etkisini azaltmak Bir şeyin fiyatını azaltmak, indirmek Hareket durumundaki taşıtın yönünü değiştirmek Trili ufaklı parçalara ayırmak

karekök & dakika 18. İnsan yılmadan kendine sorular sorar mı? Soruyorum. Aklımdan şüphe duyuyorum ve bu, müthiş bir acı veriyor. Bu şüpheyi yenmenin, bu acıyı dindirmenin yolunu duvar- ları yıkmakta buluyorum. Yıkmak için vurdukça çoğalan duvarlar... Pencereler açıyorum, kapılar; dışarı çıkıyorum, aldanıyorum, ten duvarını aşamıyorum. Her kuvvetli arzu, ulaşılmazlığa hapseden bir mahpus oluyor; ellerimle ha- pishanelerimi çoğaltıyorum, hapishanelerim de yalnız- lığımı çoğaltıyor. Günden güne katılaşan yalnızlığıma rağmen seni düşünmekten vazgeçemiyorum. Başımı yas- tığın soğuk yüzüne koyduğum ve yaşama yükünden kur- tulmayı dilediğim geceler, sessizce seni anıyorum içimde. Bu sözleri söyleyen biri aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilemez? A) Özlem duyan B) Yalnızlık çeken C) Geçmişini sorgulayan D) Mücadele içinde olan E) Yaşama sevincini kaybeden

22231206 eaglama Beklenmedik tehlikelerden koruara E) Daha iyi bir görünüm elde etme 29. Sinema; altı güzel sanatın birleşiminden meydana gelen, şehirli bir sanattır. Bir tablo için ressam, bir yapı için mimar, şiir için şair neyi ifade ediyorsa sinema için de yönetmen aynı anlamı ifade etmektedir. Şu var ki diğer sanatlar bireysel sanatçılar üzerinden sabit. mekânlarda icra edilirken sinema; okyanus derinliklerinden uzayın sonsuzluğuna, dünyanın en yüksek tepelerinden kutuplara mekânlanı dolaşabilir ve hikayesini anlatabilir. Söyleyeceğini söyleyip göstermesi gerekeni gösterebilir. Imgeler ve sembollerle zekice başka dünyalara yönlendirebilir. Bu parçadan hareketle sinema ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? Yoğun anlatımlı sanatların başında geldiğine 6) Başka sanatlardan daha çok ilgi gördüğüne Qretiminin sabit bir mekana bağlı olarak gerçekleşmediğine Kendini en kısa sürede güncelleyebildiğine Evrensel hitelikleri daha çok içerdiğine

95. Bireyin iç dünyasını ele alan eserler ile eserlerin, toplumsal aşağıdakilerden olduğu gerçekçi hangisi yönüyle ortak söylenebilir? A) Yalnızlık, kişisel bunalım, yabancılaşma gibi konuların işlenmesi B) Toplumsal sorunlara çözüm arayışının benimsenmesi C) Yapıtlarda mekân olarak İstanbul'un seçilmesi D) Sanatsal ve şiirsel bir dil kullanılması E) İnsan teminin ve gerçekliğinin ele alınması

-III Turk Telekom 17:05 PARAGRAFTA KONU: Su altında en sık karşılan sorun, ortamın çok aydınlık veya çok karanlık olmasıdır. Örneğin güneşin su altında doğrudan göründüğü durumlarda ışık düzeyi çok yüksektir. Bazen de tamamen karanlık bir mağaranın içinde çekim yapmak gerekebi- lir. Farklı ışık düzeyleri barındıran ortamlar- da su altı fotoğrafı çekilirken yapay aydın- latma kullanmak gerekebilir. Işık düzeyinin değişken olduğu koşullarda diyafram açıklığı, perde hızı (enstantane), ISO ayarı, 100 Işık şiddeti ve beyaz dengesi ayarları değiştirilerek ışık düzeyi ideal değerde tutulur. Bu, doğru pozlama olarak isimlendi- rilir. 7. Bu paragrafın konusu aşağıdakilerin hangisinde en doğru biçimde veril- miştir? A) Su altı fotoğrafçılığında kalite B) Fotoğraf ve pozlama C) Fotoğraf çekiminde ışık düzeyi D) Su altı fotoğrafçılığında ortamın ışık düzeyi E) Su altı fotoğrafçılığının problemleri 139TAKTIK: En çok tekrarlanan @muammerkoctyt-kps. Abone ol MIGHT Ana Sayfa PARAGRAFTAKOŃanakmiča#shortse #alestürkçe #tyttürkçe #kpss #dgs #yks #türkçe #paragraftaktikleri B Shorts %79 Abonelikler Beğenme SÖZCÜKLER buil 5 Paylaş Remix Kitaplık II.

23. Haziran 2019'da Science'da dikkat çekici bir çalışma bildirildi. Bilim insanları dünya çapında yaptıkları araş- tırmada 17 bin sahte cüzdanı deneyler gereği kaybetti. Araştırma sonuçlarına göre cüzdanda ne kadar çok para varsa cüzdanın iade edilme ihtimali de o kadar yüksek çıktı. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Araştırmanın yapıldığı yerlerdeki insanların ahlak dü- zeyinin yüksek olduğuna B) Araştırmaya bilmeden dâhil olan insanların haberdar olanlardan daha iyi niyetli olduğuna Deneye dâhil olan bazı insanların, buldukları cüz- danları iade etmediklerine D) Düşük gelir seviyesindeki insanların parasal konular- da diğerlerinden daha duyarlı davrandığına E) Duyarlı davranan insanların toplumun gelişmişlik dü- zeyini yükselttiğine

TYT/Türkçe DENEME-5/A 37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Dışa vurumculuk, olayların ve varlıkların gerçekte olduğu gibi değil de sanatçının iç dünyasına göre anlatılması olarak ifade edilmekte- dir. Bu akım resim, mimari, müzik, sinema, edebiyat gibi birçok sanat dalında etkili olmuştur. Bu alanda öncü olmuş kişileri ayakta alkışlı- yorum lakin bir de kendini dışa vurumcu olarak adlandıran bilinçsiz dışa vurumcular var Bunlara esasında dışa vurumcu denilemez. Bun- lar sadece bilinçsizliklerini dışa vuruyor fakat bunun farkında değiller. Duygu ve düşüncelerini bilinçli bir şekilde dışa vuran usta sanatçıla- ra saygısızlık ediyorlar. Bunlar birer kopyacı, sanatçı değil! Ömrüm bu kişilere karşı mücadele etmekle geçti fakat artık pes etmek üzere- yim çünkü bilinçsizliğinin bilincinde olmayan kişilere ne deseniz de fayda etmiyor, günleriniz havanda su dövmekle geçiyor. Burnundan kıl aldırmayan bu tiplere, ortaya çıkardıkları sözde sanat eseriyle ilgi- li bir soru yönelttiğinizde verdikleri yanıt dışa vurumculuğun tanımın- dan öteye gidemiyor. Hangi duygudan, hangi düşünceden bu ürünler ortaya çıkmış kendileri de bilmiyor. Bu işe soyunmalarının kendileri- ne entelektüel bir hava verme çabasından başka bir şey olmadığını anlamak zor olmuyor. pagrie noase shaping va xemidelns sl 37. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangi- sidir? www.netlerikatla.com emomevshxarl misho onl A) Yaşam felsefesi hâline getirilmeyen ve bilinçli bir şekilde özümsenmeyen bir olgunun sanata dönüşmesi mümkün de- ğildir. BY Herkesçe bilinen bir gerçeği yadsımak, insanın varoluş ama- cını reddetmek anlamına gelmektedir. Senaryo y saldan, h ile Batı si limleri, ke kendine mekân, c diyalogla masal ve kişiler, m benzer. min gar C) Bir sanat eserini değerli kılan o eseri kimin meydana getir- diği değil, o eserin nasıl bir üretim sürecinden geçtiğidir. D) Bilinç dışı dürtülerle oluşturulan eserlerin sanatsal bir haz uyandırabilmesi yaratıcısının entelektüel birikimine bağlıdır. miniere E Dışa vurumculuğun tanımı ile meydana getirilen ürünlerin uyumsuzluğu sanata zarar vermektedir. 39- 38. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi "bilinçsiz di- caurumcuların özelliklerinden biri değildir 39. Br g not hid VA 40.

DENEME e cevaplayınız. kte olduğu gibi değil rak ifade edilmekte- yat gibi birçok sanat şileri ayakta alkışlı- adlandıran bilinçsiz cu denilemez. Bun- un farkında değiller. ran usta sanatçıla- natçı değil! Ömrüm k pes etmek üzere- ere ne deseniz de eçiyor. Burnundan sanat eseriyle ilgi- mculuğun tanımın- nceden bu ürünler alarının kendileri- bir şey olmadığını kilerden hangi- linçli bir şekilde esi mümkün de- in varoluş ama- meydana getir- n geçtiğidir. anatsal bir haz kimine bağlıdır. rilen ürünlerin "bilinçsiz di- unamama 12 www.netlerikatla.com 39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Senaryo yazarı Ayşe Şasa'ya göre Yeşilçam sineması; kaynağını ma- saldan, halk hikâyesinden alan ve trajik olmayan yerli hayat görüşü ile Batı sineması ve Batılı yaşam tarzı ile gelen Prometeci trajik eği- limleri, kendi ana eksenini bozmadan eğip bükmüş, trajediye direnen kendine özgü bir dram anlayışı oluşturmuştur/Bu anlayış; zaman, mekân, olaylar zinciri, tipler, kurgu mantığı, müzik/efekt kullanımı ve diyaloglarıyla bazen geleneksel halk hikâyesi veya meddah bazense masal ve söylence niteliklerini taşımaktadır Anlatılarda birey yoktur kişiler, masaldaki olumlu-olumsuz değerlerin simgeleştirildigi tiplere benzer. Bir başka deyişle bu anlatılar, yerli halk masalı ile Batılı dra- min garip bir karışımı, trajik olmayan bir dram türüdür. 1 39. Bu parçada Yeşilçam sineması ile ilgili aşağıdakilerden han- gisine değinilmemiştir? A) Çoğunlukla gündelik yaşamdan etkilendiğine Kendine özgü bir anlayış oluşturduğuna Zaman zaman masalımsı nitelikler taşıdığına DY Kişilerin karakter özelliği taşımadığına E Farklı kaynaklardan yararlandığına A birey you! 40. Aşağıdaki yargıların hangisi bu parçada Yeşilçam sinema- sıyla ilgili öne sürülen düşüncelerle örtüşmektedir? A) 1990 yılından itibaren Türk sinemasında kadınlar artık film- lerde aileyi bir arada tutmanın yükünü taşıyan birer temel ta- şi değil, kişisel sorunlarına çözüm bulmaya çalışan bağım- sız varlıklar olarak işlenmiştir. B) Zeki Demirkubuz; C Blok, Masumiyet, Kader, Bulantı gibi bir- çok filmine konu olan kadın erkek yaşantılarını, toplumsal gerçeklik çerçevesinde karşılık bulan sorunların çıktısı ola- rak ayrıntılı biçimde irdelemektedir. Kemal Sunal'ın yarattığı "Şaban" tiplemesi, geleneksel Türk gösterim sanatlarında yer alan tiplemelerinin hazır klişeleri- ni güncel olayların farklı versiyonlarına dönüştürerek sayı- sız tekrarlarını sunmuştur. D) 1980'lerden sonra özellikle yeni kuşak yönetmenler, filmler- deki ana karakterleri çevresi ile birlikte işlemeye özen gös- termiştir. Mekân ve zaman kavramları karakterlerin özellik- lerini yansıtmada belirleyici bir rol oynamıştır. E) Nuri Bilge Ceylan; Uç Maymun, Bir Zamanlar Anadolu'da ve Kış Uykusu filmlerinde görüntü gücünün ön planda olduğu bir anlatıdan diyalogların daha belirleyici olduğu, karakterler üzerinde daha derinlikli bir yapının kurulduğu metinsel bir di- li tercih etmiştir. Diğer sayfaya geçiniz