Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları
![A
rgi-.
kat-
nda
mu-
ar-
ve
feri
ISU,
te-
nde
de
ge-
aşa,
arak
ANAMORFIK YAYINLARI
DGS ULTRA
37. - 39. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Her zaman genç ve dinamik bir yazarlık yaşamı olduğu
için son kitabı Bir Başka Düğün Gecesi'nin arka kapağın-
da özellikle vurgulanmasaydı Erendiz Atasü'nün 40 yıldır
yazdığı aklıma gelmezdi. Erendiz Atasü edebiyatta arama-
yı, yenilikleri sevse de toplumcu bakış açısında bir yazar.
Gerçekliği olanca soğukluğu ile yazdıklarına yansıtmayı
seviyor. Ama anlatımı ve üslubu ihmal etmeden yazıyor.
Kurguyu, imgelselliği, şiirle bağ kurmayı da önemsiyor.
Erendiz Atasü'nün yarattığı, kuru bir gerçekçilik değil. Ede-
biyatın hakkını vermeye çalışıyor o. Eserlerinin odağında
kadın var. Kadının toplum içinde konumlandırılışıyla özel
olarak ilgileniyor. Siyasetin insan yaşamındaki etkisini hiç
ihmal etmiyor. Türkiye'nin gerçeklerini açıkça ortaya koyu-
yor. Kadınlık konumunu yansıtırken sınıfsallık ve cinsiyet
ayrımını da sorguluyor. Kadının özgürlük arayışını tarihsel
ve mitolojik bağlarla yansıtıyor. Ataerkil kültür ve toplum-
sal gelişmelerin kadına etkileri de ilgi alanında. Kadının
bireyselliğine ayrı bir önem veriyor. Kadın karakterlerin öz-
gürleşme serüvenleri, o yolda başlarından geçenler, aşkı
arayışları, kendi benliklerini, varlıklarını, konumlarını sor-
gulamaları eserlerinde sıkça rastladığımız temalar.
Bu parçaya göre "Erendiz Atasü'nün yarattığı, kuru bir ger-
çekçilik değil." cümlesiyle Erendiz Atasü'nün eserlerinin
hangi özelliği vurgulanmıştır?
A) Edebiyata ait özellikleri de barındırdığı
B) Günlük hayata dair içeriğe sahip olduğu
C) Kadını anlattığı için gerçekleri gösterdiği
D) Geçmişteki bilgileri de bünyesinde barındırdığı
E) Sorunlara karşı çözüm yolları üretme yolunu seçtiği](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230303160410092553-80867.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerA
rgi-.
kat-
nda
mu-
ar-
ve
feri
ISU,
te-
nde
de
ge-
aşa,
arak
ANAMORFIK YAYINLARI
DGS ULTRA
37. - 39. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Her zaman genç ve dinamik bir yazarlık yaşamı olduğu
için son kitabı Bir Başka Düğün Gecesi'nin arka kapağın-
da özellikle vurgulanmasaydı Erendiz Atasü'nün 40 yıldır
yazdığı aklıma gelmezdi. Erendiz Atasü edebiyatta arama-
yı, yenilikleri sevse de toplumcu bakış açısında bir yazar.
Gerçekliği olanca soğukluğu ile yazdıklarına yansıtmayı
seviyor. Ama anlatımı ve üslubu ihmal etmeden yazıyor.
Kurguyu, imgelselliği, şiirle bağ kurmayı da önemsiyor.
Erendiz Atasü'nün yarattığı, kuru bir gerçekçilik değil. Ede-
biyatın hakkını vermeye çalışıyor o. Eserlerinin odağında
kadın var. Kadının toplum içinde konumlandırılışıyla özel
olarak ilgileniyor. Siyasetin insan yaşamındaki etkisini hiç
ihmal etmiyor. Türkiye'nin gerçeklerini açıkça ortaya koyu-
yor. Kadınlık konumunu yansıtırken sınıfsallık ve cinsiyet
ayrımını da sorguluyor. Kadının özgürlük arayışını tarihsel
ve mitolojik bağlarla yansıtıyor. Ataerkil kültür ve toplum-
sal gelişmelerin kadına etkileri de ilgi alanında. Kadının
bireyselliğine ayrı bir önem veriyor. Kadın karakterlerin öz-
gürleşme serüvenleri, o yolda başlarından geçenler, aşkı
arayışları, kendi benliklerini, varlıklarını, konumlarını sor-
gulamaları eserlerinde sıkça rastladığımız temalar.
Bu parçaya göre "Erendiz Atasü'nün yarattığı, kuru bir ger-
çekçilik değil." cümlesiyle Erendiz Atasü'nün eserlerinin
hangi özelliği vurgulanmıştır?
A) Edebiyata ait özellikleri de barındırdığı
B) Günlük hayata dair içeriğe sahip olduğu
C) Kadını anlattığı için gerçekleri gösterdiği
D) Geçmişteki bilgileri de bünyesinde barındırdığı
E) Sorunlara karşı çözüm yolları üretme yolunu seçtiği
![4
DGS ULTRA
43.-46. sorulan aşağıdaki bilgilere göre cavanlaines
DGS RESITAL
Uluslararası Telekomünikasyon Birliğindeki bazı araştırma-
cilar astronomik ve atomik zaman arasında yeterince büyük
bir fark oluşana kadar müdahale etmemeyi öneriyor, böy
lelikle telekomünikasyon üzerinde olumsuz bir etkisi olma-
yacağını söylüyorlar.
A) Telekomunikasyon üzerinde olumsuz etki olmaması
için yoğun çalışmalara gerek yoktur.
B) Uluslararası Telekomünikasyon Birliğindeki tüm araştır-
macılar aynı öneriyi yapmamaktadır.
DGS
Uluslararası Telekomünikasyon Birliği araştırmalarıyla
dünya çapında tanınmaktadır.
D) Telekomünikasyon konusundaki çalışmalarda asıl he-
def astronomik ve atomik zamanı tespit etmektir.
E) Uluslararası Telekomünikasyon Birliği uzun zamandır
telekomünikasyon alanında çalışmaktadır.
E](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230303160603174027-80867.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler4
DGS ULTRA
43.-46. sorulan aşağıdaki bilgilere göre cavanlaines
DGS RESITAL
Uluslararası Telekomünikasyon Birliğindeki bazı araştırma-
cilar astronomik ve atomik zaman arasında yeterince büyük
bir fark oluşana kadar müdahale etmemeyi öneriyor, böy
lelikle telekomünikasyon üzerinde olumsuz bir etkisi olma-
yacağını söylüyorlar.
A) Telekomunikasyon üzerinde olumsuz etki olmaması
için yoğun çalışmalara gerek yoktur.
B) Uluslararası Telekomünikasyon Birliğindeki tüm araştır-
macılar aynı öneriyi yapmamaktadır.
DGS
Uluslararası Telekomünikasyon Birliği araştırmalarıyla
dünya çapında tanınmaktadır.
D) Telekomünikasyon konusundaki çalışmalarda asıl he-
def astronomik ve atomik zamanı tespit etmektir.
E) Uluslararası Telekomünikasyon Birliği uzun zamandır
telekomünikasyon alanında çalışmaktadır.
E
![A
YINLARI
DGS RESITAL
Uluslararası Telekomünikasyon Birliğindeki bazı araştırma-
cilar astronomik ve atomik zaman arasında yeterince büyük
bir fark oluşana kadar müdahale etmemeyi öneriyor, böy-
lelikle telekomünikasyon üzerinde olumsuz bir etkisi olma-
yacağını söylüyorlar.
A) Telekomünikasyon üzerinde olumsuz etki olmaması
için yoğun çalışmalara gerek yoktur.
B) Uluslararası Telekomünikasyon Birliğindeki tüm araştır-
macılar aynı öneriyi yapmamaktadır.
Uluslararası Telekomünikasyon Birliği araştırmalarıyla
dünya çapında tanınmaktadır.
D) Telekomünikasyon konusundaki çalışmalarda asıl he-
def astronomik ve atomik zamanı tespit etmektir.
E) Uluslararası Telekomünikasyon Birliği uzun zamandır
telekomünikasyon alanında çalışmaktadır.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230303155925246738-80867.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerA
YINLARI
DGS RESITAL
Uluslararası Telekomünikasyon Birliğindeki bazı araştırma-
cilar astronomik ve atomik zaman arasında yeterince büyük
bir fark oluşana kadar müdahale etmemeyi öneriyor, böy-
lelikle telekomünikasyon üzerinde olumsuz bir etkisi olma-
yacağını söylüyorlar.
A) Telekomünikasyon üzerinde olumsuz etki olmaması
için yoğun çalışmalara gerek yoktur.
B) Uluslararası Telekomünikasyon Birliğindeki tüm araştır-
macılar aynı öneriyi yapmamaktadır.
Uluslararası Telekomünikasyon Birliği araştırmalarıyla
dünya çapında tanınmaktadır.
D) Telekomünikasyon konusundaki çalışmalarda asıl he-
def astronomik ve atomik zamanı tespit etmektir.
E) Uluslararası Telekomünikasyon Birliği uzun zamandır
telekomünikasyon alanında çalışmaktadır.
![vvet-
SI ve
ulur-
ir?
erek
i du-
ce ve
-an-
fiyat
- an-
ygun
erine
graf
üm-
MİRAY YAYINLARI
tespit ettik.
Numaralandırılmış cümlelerle bir paragraf oluşturulur-
sa doğru sıralama aşağıdakilerden hangisi olmalıdır?
A) III-II-IV-IV
B) V-II-III-I-IV
V-III-II-I-IV
D) II-I-III-IV-V
E) IV-V-I-I|| - ||
8. I. 1960'lardan itibaren Türk edebiyatını etkileyen yeni yö-
nelişlerden biri de kadın sorunsalı etrafında edebî metin-
ler oluşturmaktır.
II. Toplumun sessiz çoğunluğunu oluşturan kadınların hikâ-
yeleri bu eserlerde onları kendi bağlamlarından kopar-
madan ve özellikle öne çıkarmadan anlatılmaktadır.
III. Postmodern düşüncenin etkisiyle ortaya çıkan toplumun
marjinal kesimlerini ele alma eğilimi ile çağdaş dünyanın
yükselen değerlerinden feminizmin de edebiyat alanın-
daki kadın çalışmalarında rolü vardır.
IV. Özellikle hikâye ve romanlardaki kadın unsuru, gelenek-
sel edebiyatımızdaki "nesneleştirme" eğiliminin dışında bir
anlam taşır ve kadını bir birey olarak ele almayı amaçlar.
V. Kadın sorunsalı ile ona bağlı aile ve gençlik meseleleri-
nin son dönem kadın yazarlarının ilgisini daha çok çekti-
ği söylenebilir.
Yukarıda numaralandırılmış cümlelerle bir paragraf
oluşturulursa hangisi bu paragrafın baştan üçüncü
cümlesi olur?
A) V
B) IV
1A
C) III
28 3C
D) II
E) I
7C 88
BARAGRAFIN YAPISI
12](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230303154327357546-2194547.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşüncelervvet-
SI ve
ulur-
ir?
erek
i du-
ce ve
-an-
fiyat
- an-
ygun
erine
graf
üm-
MİRAY YAYINLARI
tespit ettik.
Numaralandırılmış cümlelerle bir paragraf oluşturulur-
sa doğru sıralama aşağıdakilerden hangisi olmalıdır?
A) III-II-IV-IV
B) V-II-III-I-IV
V-III-II-I-IV
D) II-I-III-IV-V
E) IV-V-I-I|| - ||
8. I. 1960'lardan itibaren Türk edebiyatını etkileyen yeni yö-
nelişlerden biri de kadın sorunsalı etrafında edebî metin-
ler oluşturmaktır.
II. Toplumun sessiz çoğunluğunu oluşturan kadınların hikâ-
yeleri bu eserlerde onları kendi bağlamlarından kopar-
madan ve özellikle öne çıkarmadan anlatılmaktadır.
III. Postmodern düşüncenin etkisiyle ortaya çıkan toplumun
marjinal kesimlerini ele alma eğilimi ile çağdaş dünyanın
yükselen değerlerinden feminizmin de edebiyat alanın-
daki kadın çalışmalarında rolü vardır.
IV. Özellikle hikâye ve romanlardaki kadın unsuru, gelenek-
sel edebiyatımızdaki "nesneleştirme" eğiliminin dışında bir
anlam taşır ve kadını bir birey olarak ele almayı amaçlar.
V. Kadın sorunsalı ile ona bağlı aile ve gençlik meseleleri-
nin son dönem kadın yazarlarının ilgisini daha çok çekti-
ği söylenebilir.
Yukarıda numaralandırılmış cümlelerle bir paragraf
oluşturulursa hangisi bu paragrafın baştan üçüncü
cümlesi olur?
A) V
B) IV
1A
C) III
28 3C
D) II
E) I
7C 88
BARAGRAFIN YAPISI
12
![28. Ben müzisyenlerle, Rus yönetmen Eisenstein'la bestecisi
Prokofyev'in çalıştığı biçimde çalışmak isterim. Prokofyev,
Aleksandr Nevsky filmi için tek bir nota bestelemeden,
Eisenstein tek bir çekim bile yapmamıştı. Bu,
Eisenstein'ın müziğe, çekim kadar önem verdiğini
gösteriyor. Müziğin yapısı da görüntüler kadar değer
kazanıyor filmde. O yüzden minimalist müziğin
yapısından her zaman çok etkilenmişimdir. Birçok
müzisyenle çalıştım ve hiçbirine senaryoyu göstermedim.
Eğer gösterirseniz senaryoyu müzikle görselleştirmeye
çalışırlar. Görselleşmiş müzik hem çok kötüdür hem
duygusal dekorasyona dönüşür.
C
Bu sözleri söyleyen yönetmen aşağıdakilerden
hangisini vurgulamak istemektedir?
A) Filmlerinin müziğini titizlikle seçtiğini
B) Filmin gücünün, senaryo ile müzik arasındaki
uyumsuzlukta gizlendiğini
C) Müziği filmin ana parçası kılmak istediğini
D) Senaryo ile müziğin bütünsellik göstermesi gerektiğini
E) Müzisyenlerin filmin oluşmasına sürpriz sayılabilecek
katkılar sağladığını](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230303155116545014-2044812.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler28. Ben müzisyenlerle, Rus yönetmen Eisenstein'la bestecisi
Prokofyev'in çalıştığı biçimde çalışmak isterim. Prokofyev,
Aleksandr Nevsky filmi için tek bir nota bestelemeden,
Eisenstein tek bir çekim bile yapmamıştı. Bu,
Eisenstein'ın müziğe, çekim kadar önem verdiğini
gösteriyor. Müziğin yapısı da görüntüler kadar değer
kazanıyor filmde. O yüzden minimalist müziğin
yapısından her zaman çok etkilenmişimdir. Birçok
müzisyenle çalıştım ve hiçbirine senaryoyu göstermedim.
Eğer gösterirseniz senaryoyu müzikle görselleştirmeye
çalışırlar. Görselleşmiş müzik hem çok kötüdür hem
duygusal dekorasyona dönüşür.
C
Bu sözleri söyleyen yönetmen aşağıdakilerden
hangisini vurgulamak istemektedir?
A) Filmlerinin müziğini titizlikle seçtiğini
B) Filmin gücünün, senaryo ile müzik arasındaki
uyumsuzlukta gizlendiğini
C) Müziği filmin ana parçası kılmak istediğini
D) Senaryo ile müziğin bütünsellik göstermesi gerektiğini
E) Müzisyenlerin filmin oluşmasına sürpriz sayılabilecek
katkılar sağladığını
![ANAMORFİK YAYINLARI
DGS ULTRA
37.-39. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Her zaman genç ve dinamik bir yazarlık yaşamı olduğu
için son kitabı Bir Başka Düğün Gecesi'nin arka kapağın-
da özellikle vurgulanmasaydı Erendiz Atasü'nün 40 yıldır
yazdığı aklıma gelmezdi. Erendiz Atasü edebiyatta arama-
yı, yenilikleri sevse de toplumcu bakış açısında bir yazar.
Gerçekliği olanca soğukluğu ile yazdıklarına yansıtmayı
seviyor. Ama anlatımı ve üslubu ihmal etmeden yazıyor.
Kurguyu, imgelselliği, şiirle bağ kurmayı da önemsiyor.
Erendiz Atasü'nün yarattığı, kuru bir gerçekçilik değil. Ede-
biyatın hakkını vermeye çalışıyor o. Eserlerinin odağında
kadın var. Kadının toplum içinde konumlandırılışıyla özel
olarak ilgileniyor. Siyasetin insan yaşamındaki etkisini hiç
ihmal etmiyor. Türkiye'nin gerçeklerini açıkça ortaya koyu-
yor. Kadınlık konumunu yansıtırken sınıfsallık ve cinsiyet
ayrımını da sorguluyor. Kadının özgürlük arayışını tarihsel
ve mitolojik bağlarla yansıtıyor. Ataerkil kültür ve toplum-
sal gelişmelerin kadına etkileri de ilgi alanında. Kadının
bireyselliğine ayrı bir önem veriyor. Kadın karakterlerin öz-
gürleşme serüvenleri, o yolda başlarından geçenler, aşkı
arayışları, kendi benliklerini, varlıklarını, konumlarını sor-
gulamaları eserlerinde sıkça rastladığımız temalar.
Bu parçaya göre "Erendiz Atasü'nün yarattığı, kuru bir ger-
çekçilik değil." cümlesiyle Erendiz Atasü'nün eserlerinin
hangi özelliği vurgulanmıştır?
A) Edebiyata ait özellikleri de barındırdığı
B) Günlük hayata dair içeriğe sahip olduğu
C) Kadını anlattığı için gerçekleri gösterdiği
D) Geçmişteki bilgileri de bünyesinde barındırdığı
E) Sorunlara karşı çözüm yolları üretme yolunu seçtiği](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230303155146912356-80867.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerANAMORFİK YAYINLARI
DGS ULTRA
37.-39. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Her zaman genç ve dinamik bir yazarlık yaşamı olduğu
için son kitabı Bir Başka Düğün Gecesi'nin arka kapağın-
da özellikle vurgulanmasaydı Erendiz Atasü'nün 40 yıldır
yazdığı aklıma gelmezdi. Erendiz Atasü edebiyatta arama-
yı, yenilikleri sevse de toplumcu bakış açısında bir yazar.
Gerçekliği olanca soğukluğu ile yazdıklarına yansıtmayı
seviyor. Ama anlatımı ve üslubu ihmal etmeden yazıyor.
Kurguyu, imgelselliği, şiirle bağ kurmayı da önemsiyor.
Erendiz Atasü'nün yarattığı, kuru bir gerçekçilik değil. Ede-
biyatın hakkını vermeye çalışıyor o. Eserlerinin odağında
kadın var. Kadının toplum içinde konumlandırılışıyla özel
olarak ilgileniyor. Siyasetin insan yaşamındaki etkisini hiç
ihmal etmiyor. Türkiye'nin gerçeklerini açıkça ortaya koyu-
yor. Kadınlık konumunu yansıtırken sınıfsallık ve cinsiyet
ayrımını da sorguluyor. Kadının özgürlük arayışını tarihsel
ve mitolojik bağlarla yansıtıyor. Ataerkil kültür ve toplum-
sal gelişmelerin kadına etkileri de ilgi alanında. Kadının
bireyselliğine ayrı bir önem veriyor. Kadın karakterlerin öz-
gürleşme serüvenleri, o yolda başlarından geçenler, aşkı
arayışları, kendi benliklerini, varlıklarını, konumlarını sor-
gulamaları eserlerinde sıkça rastladığımız temalar.
Bu parçaya göre "Erendiz Atasü'nün yarattığı, kuru bir ger-
çekçilik değil." cümlesiyle Erendiz Atasü'nün eserlerinin
hangi özelliği vurgulanmıştır?
A) Edebiyata ait özellikleri de barındırdığı
B) Günlük hayata dair içeriğe sahip olduğu
C) Kadını anlattığı için gerçekleri gösterdiği
D) Geçmişteki bilgileri de bünyesinde barındırdığı
E) Sorunlara karşı çözüm yolları üretme yolunu seçtiği
![Çalışma hayatımızdaki hengâme içinde etrafımızda olan
ama yoğunluktan göremediğimiz birçok şeyin farkında ol-
mayız. Oysaki boşluğa düşüp zamanın bol olduğu anları
yaşamaya başladığımızda her zaman içinde bulunduğu-
muz ama o güne kadar dikkatimizi çekmeyen birçok şeyi
görmeye ve duymaya başlarız. Bunlar çok önceden unut-
tuğumuz, bir yere attığımız, sıkıntıdan etrafı kurcalayıp
bulduğumuz herhangi bir eşya, evde olmadığımız saat-
lerde apartman içindeki çeşitli gürültüler, televizyondaki
bir program, daha önceden hiç geçmediğimiz sokaklar,
girmediğimiz kahveler, yapmaya vakit bulamadığımız ama
gayet iyi başardığımız gizil yeteneklerimize benzer birçok
şey olabilir. Bir çeşit keşif ritüelidir bu. Olumlu yönden bak-
mayı başardığımızda keyif bile verebilir.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Hayatımızdan çıkmış olan nesne ve olgular farklı açı-
dan bakıldığında kişiyi keyiflendirebilmektedir.
B) İnsanlar sadece yeni durumları ya da nesneleri değil,
unuttuklarını da yeniden keşfedebilmektedir.
C) Yoğunluk, insanların hayatlarındaki varlıklarla aralarına
bir perde gibi girmiştir.
D) Insanlar çalışma dönemlerinde çevrelerindeki bazı var-
lıkları göremeyebilirler.
E) Zamanla unuttuğumuz duygular keşfettikçe geçmişi
hatırlatmaktadır.
ANAMORFIK YAYINLARI](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230303121257629609-80867.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerÇalışma hayatımızdaki hengâme içinde etrafımızda olan
ama yoğunluktan göremediğimiz birçok şeyin farkında ol-
mayız. Oysaki boşluğa düşüp zamanın bol olduğu anları
yaşamaya başladığımızda her zaman içinde bulunduğu-
muz ama o güne kadar dikkatimizi çekmeyen birçok şeyi
görmeye ve duymaya başlarız. Bunlar çok önceden unut-
tuğumuz, bir yere attığımız, sıkıntıdan etrafı kurcalayıp
bulduğumuz herhangi bir eşya, evde olmadığımız saat-
lerde apartman içindeki çeşitli gürültüler, televizyondaki
bir program, daha önceden hiç geçmediğimiz sokaklar,
girmediğimiz kahveler, yapmaya vakit bulamadığımız ama
gayet iyi başardığımız gizil yeteneklerimize benzer birçok
şey olabilir. Bir çeşit keşif ritüelidir bu. Olumlu yönden bak-
mayı başardığımızda keyif bile verebilir.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Hayatımızdan çıkmış olan nesne ve olgular farklı açı-
dan bakıldığında kişiyi keyiflendirebilmektedir.
B) İnsanlar sadece yeni durumları ya da nesneleri değil,
unuttuklarını da yeniden keşfedebilmektedir.
C) Yoğunluk, insanların hayatlarındaki varlıklarla aralarına
bir perde gibi girmiştir.
D) Insanlar çalışma dönemlerinde çevrelerindeki bazı var-
lıkları göremeyebilirler.
E) Zamanla unuttuğumuz duygular keşfettikçe geçmişi
hatırlatmaktadır.
ANAMORFIK YAYINLARI
![DGS/Sözel
40. - 42. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Hiç kimse meşgulken kesintiye uğramaktan hoşlanmaz,
özellikle önemli işleri yaptırmaya çalışırken iş yerinde si-
radan hâle getirilmek gibi. Fakat iş yerinde yaşanan ke-
sintiler, çalışanları konsantre olmaya çalıştıkları görevden
uzaklaştırmaya devam ettiğinde insanların iç dünyasında
ve vücudunda neler oluyor? İsviçre'de yapılan bir deney,
bu çok yaygın senaryoyu araştırdı ve kesintilerin etkilerinin
her zaman düşündüğümüz kadar öngörülebilir olmadığı-
ni buldu. ETH Zurich'ten çalışmanın ilk yazarı ve psikolog
Jasmine Kerr, "İlk adımımız, iş yerinde stresin en yaygın
iki nedeni olan sosyal baskı ve kesintilerin etkilerini nasıl
ölçeceğimizi bulmaktı." diyor. Çalışmada Kerr ve ekibi,
araştırmacıların laboratuvarının, üzerinde bilgisayar bulu-
nan birden fazla sıra masa ile donatılmış gerçek dünya ofis
ortamını taklit edecek şekilde değiştirildiği bir deney için
90 katılımcıyı kabul etti. Deneyde katılımcılar, bir sigorta
şirketinde çalışmış ve taramaları sayısallaştırma, satış nu-
maralarını hesaplama ve randevuları planlama gibi çeşitli
ofis görevlerini ellerinden geldiğince gerçekleştiriyormuş
gibi yapmak zorunda kaldılar.
40. Bu parçaya göre kişinin iş yaparken kesintiye uğrama-
sının sonuçları arasında
1. Değersiz hissetme
II. Etrafına kayıtsız kalma
III. Sorunlarla başa çıkamama
özelliklerinden hangileri vardır?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
D) I ve II
E) II ve III
C)Yalnız III
A
ANAMORFİK YAYINLARI](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230303121008955192-80867.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerDGS/Sözel
40. - 42. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Hiç kimse meşgulken kesintiye uğramaktan hoşlanmaz,
özellikle önemli işleri yaptırmaya çalışırken iş yerinde si-
radan hâle getirilmek gibi. Fakat iş yerinde yaşanan ke-
sintiler, çalışanları konsantre olmaya çalıştıkları görevden
uzaklaştırmaya devam ettiğinde insanların iç dünyasında
ve vücudunda neler oluyor? İsviçre'de yapılan bir deney,
bu çok yaygın senaryoyu araştırdı ve kesintilerin etkilerinin
her zaman düşündüğümüz kadar öngörülebilir olmadığı-
ni buldu. ETH Zurich'ten çalışmanın ilk yazarı ve psikolog
Jasmine Kerr, "İlk adımımız, iş yerinde stresin en yaygın
iki nedeni olan sosyal baskı ve kesintilerin etkilerini nasıl
ölçeceğimizi bulmaktı." diyor. Çalışmada Kerr ve ekibi,
araştırmacıların laboratuvarının, üzerinde bilgisayar bulu-
nan birden fazla sıra masa ile donatılmış gerçek dünya ofis
ortamını taklit edecek şekilde değiştirildiği bir deney için
90 katılımcıyı kabul etti. Deneyde katılımcılar, bir sigorta
şirketinde çalışmış ve taramaları sayısallaştırma, satış nu-
maralarını hesaplama ve randevuları planlama gibi çeşitli
ofis görevlerini ellerinden geldiğince gerçekleştiriyormuş
gibi yapmak zorunda kaldılar.
40. Bu parçaya göre kişinin iş yaparken kesintiye uğrama-
sının sonuçları arasında
1. Değersiz hissetme
II. Etrafına kayıtsız kalma
III. Sorunlarla başa çıkamama
özelliklerinden hangileri vardır?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
D) I ve II
E) II ve III
C)Yalnız III
A
ANAMORFİK YAYINLARI
![DGS/Sözel
A
31. - 32. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Sabahattin Kudret Aksal günlük yaşamın, küçük ayrıntı-
ların, avareliklerin şairi oldu. Cahit Sıtkı Tarancı etkisiyle
hece vezni ve uyak kullandığı ilk dönem şiirlerinden sonra
Garip akımı ve Orhan Veli'ye yakınlaşarak bu alışkanlığı
bıraktı. 1976 sonrasında ise yalınlığı elden bırakmadan
dilde derinlik arayışına başladı. Uyak tekrar şiirinin köşe
taşı oldu. Bu dönemde Garip'ten de uzaklaşıp İkinci Yeni
havasına girdi. Kendisine özgü bir biçimde insan-doğa iliş-
kisine felsefe düzleminde yaklaştı. Şiirlerinde kent insanla-
rının gündelik ilişkilerini, saçmalıklarını, çatışmaya varan
tartışmalarını ele aldı. Öykü ve oyunlarında ise psikolojik
ögeleri ve biçim arayışlarını öne çıkardı. Çeviriler ve sanat
üzerine yazılar yayımladı.
31. Bu parçada "Sabahattin Kudret Aksal'ın dilde derinlik arayı-
şi içinde olması" sözüyle anlatılmak istenen özelliği aşa-
ğıdakilerden hangisidir?
A) Okuyucuyu yönlendirecek ifadeleri bularak bunları ter-
cih etmesi
B) Kendini eserinde ayrıntısıyla anlatarak okuyucuda etki
bırakmak istemesi
C) Az sözcük kullanarak anlatıma daha fazla anlam katma
çabası içinde olması
D) Edebiyata başladığı noktadan uzaklaşarak farklı konu-
lara ve üsluplara girmesi
E) Edebiyatın verdiği olanakların dışına çıkarak kendini
zorlamaktan yana tavır sergilemesi
ANAMORFİK YAYINLARI
AYINLARI
3](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230303120725787626-80867.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerDGS/Sözel
A
31. - 32. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Sabahattin Kudret Aksal günlük yaşamın, küçük ayrıntı-
ların, avareliklerin şairi oldu. Cahit Sıtkı Tarancı etkisiyle
hece vezni ve uyak kullandığı ilk dönem şiirlerinden sonra
Garip akımı ve Orhan Veli'ye yakınlaşarak bu alışkanlığı
bıraktı. 1976 sonrasında ise yalınlığı elden bırakmadan
dilde derinlik arayışına başladı. Uyak tekrar şiirinin köşe
taşı oldu. Bu dönemde Garip'ten de uzaklaşıp İkinci Yeni
havasına girdi. Kendisine özgü bir biçimde insan-doğa iliş-
kisine felsefe düzleminde yaklaştı. Şiirlerinde kent insanla-
rının gündelik ilişkilerini, saçmalıklarını, çatışmaya varan
tartışmalarını ele aldı. Öykü ve oyunlarında ise psikolojik
ögeleri ve biçim arayışlarını öne çıkardı. Çeviriler ve sanat
üzerine yazılar yayımladı.
31. Bu parçada "Sabahattin Kudret Aksal'ın dilde derinlik arayı-
şi içinde olması" sözüyle anlatılmak istenen özelliği aşa-
ğıdakilerden hangisidir?
A) Okuyucuyu yönlendirecek ifadeleri bularak bunları ter-
cih etmesi
B) Kendini eserinde ayrıntısıyla anlatarak okuyucuda etki
bırakmak istemesi
C) Az sözcük kullanarak anlatıma daha fazla anlam katma
çabası içinde olması
D) Edebiyata başladığı noktadan uzaklaşarak farklı konu-
lara ve üsluplara girmesi
E) Edebiyatın verdiği olanakların dışına çıkarak kendini
zorlamaktan yana tavır sergilemesi
ANAMORFİK YAYINLARI
AYINLARI
3
![VI
Oksijen Yayınları
Deneme 2
39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Neruda'nın şiirinin kaynağı hiç kuşkusuz, Şili'nin ıssız
görünümlerinin, ozanın bilincine bir yalnızlık olarak
yansımasıyla oldu. 1910'lu yıllarda güneydeki yaylalar
içinde Temuco'ya yerleşmişlerdi. Orada büyük okyanus
yağmurlarının küçük köy evlerini, demir yollarını,
ormandaki ağaçları sürükleyip götürdüğünü gördü. Bütün
bunlar onun şiirlerine yansıdı. Şili folklorunu ve ülkesinin
gezgin halk ozanlarını inceleyerek edindiği kültür
birikimini, Avrupa uygarlığı ve Şili halk kültürü sentezi
üzerine kurdu ama bu birikim onu doğadan koparmadı.
Düşünceleri İspanya İç Savaşı'na bağlı olarak kökten
değişime uğrayan Neruda, 1937'de İspanya'dan ayrılıp
Fransa'ya gitti. II. Dünya Savaşı yılları onun, Nazi
faşizminin zorbalığına yiğit bir aydın ahlakıyla karşı
koyduğu yıllardı. Bu savaşta tarafsız kalmayı yeğleyen
aydınlara öfkesini şöyle dile getirdi: "Bir Aztek
delikanlısının ya da Kübalının Kafka, Rilke ya da
Lawrence'a bağlandıklarını gördükçe öfkelenmemek elde
değil... Gençler 'saf şiir' adına daha gençken
yaşlanıyorlar, en basit insanlık görevlerini unutuyorlar.
Savaşmayan kim olursa olsun korkaktır. Geçmişten
artakalanlara dönmek ya da düşlerin labirentini araştırmak
çağımıza yaraşan bir uğraşı değildir."
39. Bu parçaya göre Neruda'yı diğer sanatçılardan ayıran
en önemli özellik aşagıdakilerden hangisidir?
A) Doğanın eşsiz güzelliklerini şiirinin odağına
yerleştirmesi
B) Çok yönlü bir eleştiri kültürüne sahip olması
C) Kültürel değerleri modern bir yorumla sanatına
yansıtması
D) Çağında yaşananlara duyarsız kalmaması
E) Sanatını duş ve gerçeğin dengesiyle kurması
A
40. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi Neruda'nın
özelliklerinden biri değildir?
A) Mesaj odaklı bir sanat anlayışı geliştirme
B) Yaşadığı çevreyi gözlemleme
C Geleneksel ile moderni birleştirme
D) Folklor ögelerinden yararlanma
Eleştirel bir yaklaşım sergileme
TÜRKÇE TESTİ BİTTİ.
LED TESTINE GECİNİZ](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230303145941049257-2044812.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerVI
Oksijen Yayınları
Deneme 2
39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Neruda'nın şiirinin kaynağı hiç kuşkusuz, Şili'nin ıssız
görünümlerinin, ozanın bilincine bir yalnızlık olarak
yansımasıyla oldu. 1910'lu yıllarda güneydeki yaylalar
içinde Temuco'ya yerleşmişlerdi. Orada büyük okyanus
yağmurlarının küçük köy evlerini, demir yollarını,
ormandaki ağaçları sürükleyip götürdüğünü gördü. Bütün
bunlar onun şiirlerine yansıdı. Şili folklorunu ve ülkesinin
gezgin halk ozanlarını inceleyerek edindiği kültür
birikimini, Avrupa uygarlığı ve Şili halk kültürü sentezi
üzerine kurdu ama bu birikim onu doğadan koparmadı.
Düşünceleri İspanya İç Savaşı'na bağlı olarak kökten
değişime uğrayan Neruda, 1937'de İspanya'dan ayrılıp
Fransa'ya gitti. II. Dünya Savaşı yılları onun, Nazi
faşizminin zorbalığına yiğit bir aydın ahlakıyla karşı
koyduğu yıllardı. Bu savaşta tarafsız kalmayı yeğleyen
aydınlara öfkesini şöyle dile getirdi: "Bir Aztek
delikanlısının ya da Kübalının Kafka, Rilke ya da
Lawrence'a bağlandıklarını gördükçe öfkelenmemek elde
değil... Gençler 'saf şiir' adına daha gençken
yaşlanıyorlar, en basit insanlık görevlerini unutuyorlar.
Savaşmayan kim olursa olsun korkaktır. Geçmişten
artakalanlara dönmek ya da düşlerin labirentini araştırmak
çağımıza yaraşan bir uğraşı değildir."
39. Bu parçaya göre Neruda'yı diğer sanatçılardan ayıran
en önemli özellik aşagıdakilerden hangisidir?
A) Doğanın eşsiz güzelliklerini şiirinin odağına
yerleştirmesi
B) Çok yönlü bir eleştiri kültürüne sahip olması
C) Kültürel değerleri modern bir yorumla sanatına
yansıtması
D) Çağında yaşananlara duyarsız kalmaması
E) Sanatını duş ve gerçeğin dengesiyle kurması
A
40. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi Neruda'nın
özelliklerinden biri değildir?
A) Mesaj odaklı bir sanat anlayışı geliştirme
B) Yaşadığı çevreyi gözlemleme
C Geleneksel ile moderni birleştirme
D) Folklor ögelerinden yararlanma
Eleştirel bir yaklaşım sergileme
TÜRKÇE TESTİ BİTTİ.
LED TESTINE GECİNİZ
![27. Milattan önceki dönemlerde nehir kenarındaki verimli
topraklar, yerleşik hayat süren insanlar arasında
paylaşılmıştı ama her yıl taşan nehirler, çevresindeki
tarlaların sınırlarını yok etmekteydi. Halk çaresizlik içinde
yeniden araziyi ölçerek tarlalarını paylaşmak zorunda
kalıyordu. Bu zorunluluk yer ölçüm bilgisinin diğer
bilgilere göre daha hızlı gelişmesini sağladı. Tarıma dayalı
kalkınmayla birlikte ortaya çıkan toplumsal çeşitlilik iş
bölümünün ve ticaretin gelişmesiyle sonuçlandı.
Ardından sayıları yazma sistemi, aritmetik ortaya çıktı.
Yine tarımla birlikte insanoğlu mevsim bilgisini sistematik
hâle getirdi ve ilk takvimler oluşturuldu. Böylece doğada
olup bitenlere ilişkin bilgi yığını sürekli arttı. Bilginin
artması, bilgilerin sınıflandırılmasına gereksinimi ortaya
koydu. Bunu fark eden insanoğlu, bilginin doğasını
araştırmaya koyuldu. İlk fark ettiği, varlık karşısında aldığı
tutuma bağlı olarak oluşturduğu bilgilerinin de değişiklik
gösterdiğiydi.
D
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine
ulaşılabilir?
Insanın doğaya yönelik bilgilerinin artması
anlaşmazlıkları azaltmıştır.
B Yerleşik kültürün gelişmesinin temelinde, insanın
tarımla uğraşması vardır.
C) insanın bilgiye karşı takındığı tutum, doğayı tanımada
büyük rol oynamıştır.
Bilimsel bilginin ortaya çıkışı, tarım uygarlığına geçişle
başlamıştır.
E) Tarımla uğraşan insanın merak duygusu, sorunların
çözümünde etkili olmuştur.
Oksijen Yayınları](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230303144957476038-2044812.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler27. Milattan önceki dönemlerde nehir kenarındaki verimli
topraklar, yerleşik hayat süren insanlar arasında
paylaşılmıştı ama her yıl taşan nehirler, çevresindeki
tarlaların sınırlarını yok etmekteydi. Halk çaresizlik içinde
yeniden araziyi ölçerek tarlalarını paylaşmak zorunda
kalıyordu. Bu zorunluluk yer ölçüm bilgisinin diğer
bilgilere göre daha hızlı gelişmesini sağladı. Tarıma dayalı
kalkınmayla birlikte ortaya çıkan toplumsal çeşitlilik iş
bölümünün ve ticaretin gelişmesiyle sonuçlandı.
Ardından sayıları yazma sistemi, aritmetik ortaya çıktı.
Yine tarımla birlikte insanoğlu mevsim bilgisini sistematik
hâle getirdi ve ilk takvimler oluşturuldu. Böylece doğada
olup bitenlere ilişkin bilgi yığını sürekli arttı. Bilginin
artması, bilgilerin sınıflandırılmasına gereksinimi ortaya
koydu. Bunu fark eden insanoğlu, bilginin doğasını
araştırmaya koyuldu. İlk fark ettiği, varlık karşısında aldığı
tutuma bağlı olarak oluşturduğu bilgilerinin de değişiklik
gösterdiğiydi.
D
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine
ulaşılabilir?
Insanın doğaya yönelik bilgilerinin artması
anlaşmazlıkları azaltmıştır.
B Yerleşik kültürün gelişmesinin temelinde, insanın
tarımla uğraşması vardır.
C) insanın bilgiye karşı takındığı tutum, doğayı tanımada
büyük rol oynamıştır.
Bilimsel bilginin ortaya çıkışı, tarım uygarlığına geçişle
başlamıştır.
E) Tarımla uğraşan insanın merak duygusu, sorunların
çözümünde etkili olmuştur.
Oksijen Yayınları
![GS ULTRA
33.-34. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
lüklü uzay fotoğraflarını incelerken parlak kırmızı renk
Bundan 7 yıl kadar önce iki bilim insanı yüksek çözünür
yuvarlak bir cisim fark etti. Dünya'dan 3 milyar 220 milyon
kilometre uzakta olan bu kırmızı renkli yuvarlak cisim, buz
lu cisimlerden oluşan büyük bir bulutun içinde dikkat çeki
yordu. Bu manzara bile bilim insanları için yeterince heye.
can vericiydi ama iş bununla da kalmıyordu. Söz konusu
kırmızı cisim bir kuyruklu yıldız gibi görünüyordu. Genişli
ğinin 100 ila 160 kilometre civarında olduğu tahmin edilen
cisim insanlığın bugüne kadar gördüğü en büyük kuyruklu
yıldızdı ve Dünya'ya doğru yaklaşıyordu. Bu keşfe imza
atan iki astronom Gary Bernstein ve Pedro Bernardinelli, 7
yıl önce elde ettikleri verileri cismin geçtiğimiz yaz elde edi-
len görüntüleriyle bir araya getirince ortada şüpheye yer
kalmadı: Bu bir mega kuyruklu yıldızdı. İkili, bulgularını 23
Eylül tarihinde yayımlanmak üzere bilim dergisi The Ast-
rophysical Journal Letters'a gönderdi. Bernstein ve Berna-
dinelli ayrıca kuyruklu yıldızın rotasının 2031 yılında Ura-
nüs ile Satürn arasında gidip geleceğini de ortaya koydu.
Bu parçada söz konusu kuyruklu yıldızla ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A) Rotasının ne olacağı hakkında araştırmalar devam et-
mektedir.
B) Keşfinde astronomiyle ilgilenen iki bilim insanının kat-
kısı vardır.
C) Hakkındaki belirsizlikleri gideren bir çalışma gerçekleş
tirilmiştir.
D) Genişliğinin kaç km olduğu tam olarak netleştirileme-
miştir.
E) Bulunduğu alanda buzlu varlıklardan oluşan büyük bir
bulut yer almaktadır.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230303120834460544-80867.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerGS ULTRA
33.-34. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
lüklü uzay fotoğraflarını incelerken parlak kırmızı renk
Bundan 7 yıl kadar önce iki bilim insanı yüksek çözünür
yuvarlak bir cisim fark etti. Dünya'dan 3 milyar 220 milyon
kilometre uzakta olan bu kırmızı renkli yuvarlak cisim, buz
lu cisimlerden oluşan büyük bir bulutun içinde dikkat çeki
yordu. Bu manzara bile bilim insanları için yeterince heye.
can vericiydi ama iş bununla da kalmıyordu. Söz konusu
kırmızı cisim bir kuyruklu yıldız gibi görünüyordu. Genişli
ğinin 100 ila 160 kilometre civarında olduğu tahmin edilen
cisim insanlığın bugüne kadar gördüğü en büyük kuyruklu
yıldızdı ve Dünya'ya doğru yaklaşıyordu. Bu keşfe imza
atan iki astronom Gary Bernstein ve Pedro Bernardinelli, 7
yıl önce elde ettikleri verileri cismin geçtiğimiz yaz elde edi-
len görüntüleriyle bir araya getirince ortada şüpheye yer
kalmadı: Bu bir mega kuyruklu yıldızdı. İkili, bulgularını 23
Eylül tarihinde yayımlanmak üzere bilim dergisi The Ast-
rophysical Journal Letters'a gönderdi. Bernstein ve Berna-
dinelli ayrıca kuyruklu yıldızın rotasının 2031 yılında Ura-
nüs ile Satürn arasında gidip geleceğini de ortaya koydu.
Bu parçada söz konusu kuyruklu yıldızla ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A) Rotasının ne olacağı hakkında araştırmalar devam et-
mektedir.
B) Keşfinde astronomiyle ilgilenen iki bilim insanının kat-
kısı vardır.
C) Hakkındaki belirsizlikleri gideren bir çalışma gerçekleş
tirilmiştir.
D) Genişliğinin kaç km olduğu tam olarak netleştirileme-
miştir.
E) Bulunduğu alanda buzlu varlıklardan oluşan büyük bir
bulut yer almaktadır.
![28. Bütün elektrikli, elektronik ve elektromekanik cihazlar çalışır-
ken çevreye bir miktar elektromanyetik enerji çıkarırlar. Orta-
ya çıkan veya ortamda var olan bu enerjiden cihazların veya
sistemlerin etkilenmesine "Elektromanyetik Girişim" denir.
Elektromanyetik girişim, cihazların havaya yaydığı uzaysal
ışıma ile gerçekleşebilir. Ayrıca cihazın içinden çıkan kab-
lolardan iletkenlik yoluyla da oluşabilir. Bu elektromanyetik
girişim probleminde üç temel unsur kaynak, kuplaj yolu ve
etkilenen sistemdir. Bunlardan kuplaj yolu uzaysal ışıma-
da hava, iletkenlik yoluyla girişimde ise kaynak ile etkilenen
sistem arasındaki kablolar veya genel olarak iletkenlerdir.
Bu parçadan elektromanyetik girişim ile ilgili olarak
1. Cihazların havaya yaydığı işımanın şekil değiştirmiş
hâlidir.
11. Cihazların veya sistemlerin etkilenmesine verilen bir
addır.
III. Uzaysal ışımayla veya cihazdan çıkan kablolardan olu-
şabilmektedir.
yargılarından hangilerine ulaşılamaz?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
They u
D) I ve Il
E) II ve III
C) Yalnız IID
ANAMORFİK YAYINLARI -](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230303120710933984-80867.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler28. Bütün elektrikli, elektronik ve elektromekanik cihazlar çalışır-
ken çevreye bir miktar elektromanyetik enerji çıkarırlar. Orta-
ya çıkan veya ortamda var olan bu enerjiden cihazların veya
sistemlerin etkilenmesine "Elektromanyetik Girişim" denir.
Elektromanyetik girişim, cihazların havaya yaydığı uzaysal
ışıma ile gerçekleşebilir. Ayrıca cihazın içinden çıkan kab-
lolardan iletkenlik yoluyla da oluşabilir. Bu elektromanyetik
girişim probleminde üç temel unsur kaynak, kuplaj yolu ve
etkilenen sistemdir. Bunlardan kuplaj yolu uzaysal ışıma-
da hava, iletkenlik yoluyla girişimde ise kaynak ile etkilenen
sistem arasındaki kablolar veya genel olarak iletkenlerdir.
Bu parçadan elektromanyetik girişim ile ilgili olarak
1. Cihazların havaya yaydığı işımanın şekil değiştirmiş
hâlidir.
11. Cihazların veya sistemlerin etkilenmesine verilen bir
addır.
III. Uzaysal ışımayla veya cihazdan çıkan kablolardan olu-
şabilmektedir.
yargılarından hangilerine ulaşılamaz?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
They u
D) I ve Il
E) II ve III
C) Yalnız IID
ANAMORFİK YAYINLARI -
![A
A
2022-AYT/Türk Dili ve Edebiyatı-Sosyal Bilimler-1
5.
Roman, hikâye, tiyatro gibi sanatsal türler Osmanlı'nın
son dönemlerindeki yenileşme hareketleriyle birlikte
Batı'dan devşirilen türlerdir. Makale, fikra, deneme, eleştiri
gibi öğretici türlerin ilk örnekleri de yaklaşık olarak aynı
dönemlerde ve aynı sanatçılar tarafından yine Batı edebi-
yatı etkisiyle yazılmıştır. Yazarlarımızın, bu edebiyat türle-
rinde acemilikten kurtulup ustalaşmaları kolay olmamıştır.
Örneğin Batı romanlarıyla boy ölçüşebilecek, usta işi
romanlar, ilk Türk romanının yayımlanmasından onlarca yıl
sonra yazılabilmiştir. Denebilir ki Türk sanatçılarının, şiir
dışında, beslenebilecekleri ve yararlanabilecekleri köklü
bir yazı geleneğimiz yoktur.
Bu parçanın başına, düşüncenin akışına göre aşağıda-
kilerden hangisinin getirilmesi uygun olur?
A) Toplumların büyük dönüşümler yaşadığı dönemlerde
edebiyata ve edebiyatçılara büyük görevler düştüğü
açıktır.
B) Türk edebiyatında şiir dışındaki neredeyse bütün türle-
rin görece olarak yeni olduğunu söylemek yanlış bir
tespit olmayacaktır.
Yenileşme dönemlerinde topluma sunulan edebî ürün-
lerde ilk etapta büyük başarılar beklemek hayalcilikten
başka bir şey değildir.
D) Yeni bir kültürle tanışan yazarların çoğu, bu kültüre ait
edebiyat ürünlerini hızla kendi kültürlerinin edebiyatına
katmak ister.
E) Aynı sanatçının, edebiyatın her türünde eser vermesi
edebiyatın gelişmesinin önündeki en büyük engeller-
den biridir.
A
FEN BİLİMLERİ YAYINLARI
7.
8.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230303145815437209-1031109.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı DüşüncelerA
A
2022-AYT/Türk Dili ve Edebiyatı-Sosyal Bilimler-1
5.
Roman, hikâye, tiyatro gibi sanatsal türler Osmanlı'nın
son dönemlerindeki yenileşme hareketleriyle birlikte
Batı'dan devşirilen türlerdir. Makale, fikra, deneme, eleştiri
gibi öğretici türlerin ilk örnekleri de yaklaşık olarak aynı
dönemlerde ve aynı sanatçılar tarafından yine Batı edebi-
yatı etkisiyle yazılmıştır. Yazarlarımızın, bu edebiyat türle-
rinde acemilikten kurtulup ustalaşmaları kolay olmamıştır.
Örneğin Batı romanlarıyla boy ölçüşebilecek, usta işi
romanlar, ilk Türk romanının yayımlanmasından onlarca yıl
sonra yazılabilmiştir. Denebilir ki Türk sanatçılarının, şiir
dışında, beslenebilecekleri ve yararlanabilecekleri köklü
bir yazı geleneğimiz yoktur.
Bu parçanın başına, düşüncenin akışına göre aşağıda-
kilerden hangisinin getirilmesi uygun olur?
A) Toplumların büyük dönüşümler yaşadığı dönemlerde
edebiyata ve edebiyatçılara büyük görevler düştüğü
açıktır.
B) Türk edebiyatında şiir dışındaki neredeyse bütün türle-
rin görece olarak yeni olduğunu söylemek yanlış bir
tespit olmayacaktır.
Yenileşme dönemlerinde topluma sunulan edebî ürün-
lerde ilk etapta büyük başarılar beklemek hayalcilikten
başka bir şey değildir.
D) Yeni bir kültürle tanışan yazarların çoğu, bu kültüre ait
edebiyat ürünlerini hızla kendi kültürlerinin edebiyatına
katmak ister.
E) Aynı sanatçının, edebiyatın her türünde eser vermesi
edebiyatın gelişmesinin önündeki en büyük engeller-
den biridir.
A
FEN BİLİMLERİ YAYINLARI
7.
8.
![28. Muhabir: ..........
TÜRKÇE TESTI
Sanatçı: "Yazmak" hayatımda ilk-orta okul dönem-
lerinden bu yana vardı aslında. Fakat her
şeyi bir kenara bırakıp buna odaklanma
fikri bir türlü mümkün olmuyordu. Daha
sonra 2014 yılının başında -birkaç yıldır
çalışmıyordum- yıllardır çeşitli sebeplerle
ertelediğim şeyi yapmak için yola koyul-
dum. En güçlü motivasyonum mevcut du-
rumumu avantaja çevirmeye çalışarak ye-
ni bir şeyler keşfetmekti.
Muhabir: ..........
Sanatçı: Ben iyi bir gözlemciyim. Öte yandan dik-
katle gözlemlediğim hiçbir şeyi genelde
öykülerimde "bütünüyle olduğu gibi" kul-
lanmaktan keyif almıyorum. Onları dönüş-
türmek, değiştirmek, başka amaca hizmet
ettirmek bana daha oyuncu bir haz veri-
yor. O nedenle hem etkileniyorum hem de
o etkilendiğim şeyi başka şeye çevirmeye,
yeni etkilenecek alanlar açmaya çabalıyo-
rum diyebilirim.
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakiler-
den hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A. Kendinizi yazar olarak görüyor musunuz?
II. Yazma serüveninizde görsel-işitsel anlatının
etkisi nedir?
(B) I. Yazma serüvenine başlamaya karar verme-
nizde en önemli olan etken neydi?
II. Öykülerinizi yazarken çevrenizden ne kadar
etkileniyorsunuz?
1. Yazarlığı bir meslek olarak görmek size bir
şey kaybettirir mi?
II. Doğduğunuz, yaşadığınız yerler sizi ne kadar
tanımamızı sağlar?
Yazım serüveninizdeki kırılma noktası hangi-
siydi?
II. İyi diyalog yazmanın bir sırrı var mı?
ET. Sizin veya içinde yaşadığımız toplumun geçir-
diği değişim yazdıklarınıza ne kadar etki etti?
II. İlerisi için hem kendinizi hem de edebi yönü-
nüzü hangi noktada görüyorsunuz?](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230303142812592902-2965635.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler28. Muhabir: ..........
TÜRKÇE TESTI
Sanatçı: "Yazmak" hayatımda ilk-orta okul dönem-
lerinden bu yana vardı aslında. Fakat her
şeyi bir kenara bırakıp buna odaklanma
fikri bir türlü mümkün olmuyordu. Daha
sonra 2014 yılının başında -birkaç yıldır
çalışmıyordum- yıllardır çeşitli sebeplerle
ertelediğim şeyi yapmak için yola koyul-
dum. En güçlü motivasyonum mevcut du-
rumumu avantaja çevirmeye çalışarak ye-
ni bir şeyler keşfetmekti.
Muhabir: ..........
Sanatçı: Ben iyi bir gözlemciyim. Öte yandan dik-
katle gözlemlediğim hiçbir şeyi genelde
öykülerimde "bütünüyle olduğu gibi" kul-
lanmaktan keyif almıyorum. Onları dönüş-
türmek, değiştirmek, başka amaca hizmet
ettirmek bana daha oyuncu bir haz veri-
yor. O nedenle hem etkileniyorum hem de
o etkilendiğim şeyi başka şeye çevirmeye,
yeni etkilenecek alanlar açmaya çabalıyo-
rum diyebilirim.
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakiler-
den hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A. Kendinizi yazar olarak görüyor musunuz?
II. Yazma serüveninizde görsel-işitsel anlatının
etkisi nedir?
(B) I. Yazma serüvenine başlamaya karar verme-
nizde en önemli olan etken neydi?
II. Öykülerinizi yazarken çevrenizden ne kadar
etkileniyorsunuz?
1. Yazarlığı bir meslek olarak görmek size bir
şey kaybettirir mi?
II. Doğduğunuz, yaşadığınız yerler sizi ne kadar
tanımamızı sağlar?
Yazım serüveninizdeki kırılma noktası hangi-
siydi?
II. İyi diyalog yazmanın bir sırrı var mı?
ET. Sizin veya içinde yaşadığımız toplumun geçir-
diği değişim yazdıklarınıza ne kadar etki etti?
II. İlerisi için hem kendinizi hem de edebi yönü-
nüzü hangi noktada görüyorsunuz?
![15. Bu yazarımız, Türk insanını konuşturmada, sözcüğün
gerçek anlamıyla özgün bir sanatçıdır. Romancılığımı
zın bu yönden gelişmesinde büyük hizmetleri olmuştur.
Konuşturmalarda en küçük bir yapaylık yoktur. Sokağın
dilini, roman dili konumuna getirmedeki çabaları da kü-
çümsenemez. Çünkü tek tek sözcükleri yan yana getir-
mekle yetinmemiş; bunlardan kendine özgü bir anlatım
oluşturmuştur.
Bu parçada sözü edilen yazarla ilgili olarak anlatılmak
istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Halk dilinin özelliklerini doğal bir biçimde kullanarak
özgün bir anlatıma ulaşmıştır.
Yapaylığa düşmemek için romanlarında kendi insanı-
mızın yaşamını işlemiştir.
C) Konuyla anlatım biçimi arasındaki etkileşime önem
vermiştir.
1.
Romanda, kendisinden önce kullanılan anlatım bi-
çimlerine karşı çıkmış, yeni anlatım olanakları yarat-
mıştır.
Flaub
dizel
beğe
ģi c
E) Anlattıklarını gözlemlerine dayandırmaya özen gös-
5
termiştir.
ÄCS)
ca
bic
ol
F](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230303140846087031-108022.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler15. Bu yazarımız, Türk insanını konuşturmada, sözcüğün
gerçek anlamıyla özgün bir sanatçıdır. Romancılığımı
zın bu yönden gelişmesinde büyük hizmetleri olmuştur.
Konuşturmalarda en küçük bir yapaylık yoktur. Sokağın
dilini, roman dili konumuna getirmedeki çabaları da kü-
çümsenemez. Çünkü tek tek sözcükleri yan yana getir-
mekle yetinmemiş; bunlardan kendine özgü bir anlatım
oluşturmuştur.
Bu parçada sözü edilen yazarla ilgili olarak anlatılmak
istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Halk dilinin özelliklerini doğal bir biçimde kullanarak
özgün bir anlatıma ulaşmıştır.
Yapaylığa düşmemek için romanlarında kendi insanı-
mızın yaşamını işlemiştir.
C) Konuyla anlatım biçimi arasındaki etkileşime önem
vermiştir.
1.
Romanda, kendisinden önce kullanılan anlatım bi-
çimlerine karşı çıkmış, yeni anlatım olanakları yarat-
mıştır.
Flaub
dizel
beğe
ģi c
E) Anlattıklarını gözlemlerine dayandırmaya özen gös-
5
termiştir.
ÄCS)
ca
bic
ol
F