Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

D
6. Ben kendisinin Doğulu olduğunu inkâr eden, bir şekilde
kurgusuyla, karakteriyle, dünya görüşüyle kendini
Batı'ya yamamaya çalışan edebiyatçılardan değilim çok
şükür. Ama şunun da farkındayım, modern anlamıyla
öykü de roman da Batı menşeili türler. Biraz daha
sonrasında bizim kuşağı da hâlâ etkilemeye devam eden
postmodernizm akımında ise tekrar yerelliğe dönülüyor,
başka kültürlere de izin çıkıyor. En rezille en yüceyi aynı
potada eriten sadece farklı diye her şeyi aynı menüde
sıralayan bu bakışa ben çok ısınamadım. Borges'in Binbir
Gece Masalları'na hayranlığını kopyalamak bence bizi
yerel yapmaz kısacası. Bu masalları biz bir otantik öge
olarak yahut bir süs olarak alamayız. Kendi kendimize
oryantalist bakışla bakmak olur bu. Ben bu sebeple bu
bahsettiğiniz yeniden yazımlarda bir Doğulunun yazacağı
ama yine modern öyküler yazmaya çalıştım. Farklı
dünyalara, ülkelere sıçramaya çalıştığım bir kitabın açılış
öykülerinin Doğu masallarından beslenmesi kendime
çizdiğim yolla da uyumlu oldu.
Aşağıdakilerden hangisi parçada kendisinden söz
eden yazarın en belirgin özelliğidir?
3D yayınları
A) Kendi millî değerlerine uygun edebî türler oluşturmak
B) Batılı yazarların eserlerinden yararlanmayı doğru
bulmamak
Her edebî yapıtı kendi coğrafyasına göre nitelendirmek
D) Kendi kültürel değerlerinden beslenerek evrenselliğe
gitmek
E) Zamana direnebilen eserlerin değerini belirlemek
REVISTIRME TESTLERİ
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
D 6. Ben kendisinin Doğulu olduğunu inkâr eden, bir şekilde kurgusuyla, karakteriyle, dünya görüşüyle kendini Batı'ya yamamaya çalışan edebiyatçılardan değilim çok şükür. Ama şunun da farkındayım, modern anlamıyla öykü de roman da Batı menşeili türler. Biraz daha sonrasında bizim kuşağı da hâlâ etkilemeye devam eden postmodernizm akımında ise tekrar yerelliğe dönülüyor, başka kültürlere de izin çıkıyor. En rezille en yüceyi aynı potada eriten sadece farklı diye her şeyi aynı menüde sıralayan bu bakışa ben çok ısınamadım. Borges'in Binbir Gece Masalları'na hayranlığını kopyalamak bence bizi yerel yapmaz kısacası. Bu masalları biz bir otantik öge olarak yahut bir süs olarak alamayız. Kendi kendimize oryantalist bakışla bakmak olur bu. Ben bu sebeple bu bahsettiğiniz yeniden yazımlarda bir Doğulunun yazacağı ama yine modern öyküler yazmaya çalıştım. Farklı dünyalara, ülkelere sıçramaya çalıştığım bir kitabın açılış öykülerinin Doğu masallarından beslenmesi kendime çizdiğim yolla da uyumlu oldu. Aşağıdakilerden hangisi parçada kendisinden söz eden yazarın en belirgin özelliğidir? 3D yayınları A) Kendi millî değerlerine uygun edebî türler oluşturmak B) Batılı yazarların eserlerinden yararlanmayı doğru bulmamak Her edebî yapıtı kendi coğrafyasına göre nitelendirmek D) Kendi kültürel değerlerinden beslenerek evrenselliğe gitmek E) Zamana direnebilen eserlerin değerini belirlemek REVISTIRME TESTLERİ
4. Konuşurken düşüncenizi iyi anlatamadığınızı varsayalım.
Geri alamazsınız onu. Dinleyene gitmiştir bir kez. Yeni
cümleniz, ister istemez öncekinin yetersizliğini kapatma
kaygısı taşıyacaktır. Öte yandan siz ne kadar açıklamaya
çalışırsanız çalışın dinleyiciler, kendilerine uygun düşen,
kendi özlemlerini karşılayan yorumu benimseyecek, öyle
algılayacaklardır.
Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Dinleyicilerin, söylenenleri, istedikleri doğrultuda an-
ladıkları
B) Dinleyicilerin, konuşmayı, eleştirel bir değerlendirme-
den geçirdikleri
Söylenen bir düşünceyi değiştirmenin gereksizliği
Dinleyicilerin düzeyini göz önünde bulundurarak ko-
nuşmak gerektiği
EX Düşünceleri açıklamada, konuşma yerine yazmayı
seçmenin doğru olduğu
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
4. Konuşurken düşüncenizi iyi anlatamadığınızı varsayalım. Geri alamazsınız onu. Dinleyene gitmiştir bir kez. Yeni cümleniz, ister istemez öncekinin yetersizliğini kapatma kaygısı taşıyacaktır. Öte yandan siz ne kadar açıklamaya çalışırsanız çalışın dinleyiciler, kendilerine uygun düşen, kendi özlemlerini karşılayan yorumu benimseyecek, öyle algılayacaklardır. Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Dinleyicilerin, söylenenleri, istedikleri doğrultuda an- ladıkları B) Dinleyicilerin, konuşmayı, eleştirel bir değerlendirme- den geçirdikleri Söylenen bir düşünceyi değiştirmenin gereksizliği Dinleyicilerin düzeyini göz önünde bulundurarak ko- nuşmak gerektiği EX Düşünceleri açıklamada, konuşma yerine yazmayı seçmenin doğru olduğu
z III
ma
un
DI
3D YAYINLARI
5.
"Bu muydu?" hikâyesinde iki kız arkadaşın çeşitli
olaylar yaşadıktan sonra birbirlerinin mutsuz olduklarını
öğrenmeleri anlatılır.
Hatıra defteri şeklinde yazılan "Bir Yazın Tarihi" adlı
hikâyede, iznini geçirmek için akrabasının yalısına
giden İhsan'ın orada akrabalarından oluşan beş kızdan
birine ilgi duyması, öksüz ve veremli olan bu kızın
Ihsan'a ilgisini ancak ölürken açıklaması anlatılır.
"Bir Muhtıranın Son Yaprakları" hikâyesinde, içine
kapanık ve karamsar karakter Necip'in yaşadığı
ortamdan şikâyetçi olması ve insanlardan uzak bir köye
sığınması anlatılır.
Yukarıda konuları verilen Halit Ziya Uşaklıgil'e ait uzun
hikâyelerden hareketle,
I. Mektuplaşma yöntemine yer verilmesi
II. Çok sayıda karakterle oluşturulması
III. Acıklı bir atmosfere sahip olması V
IV. Hatıra defteri kurgusuyla yazılması
özelliklerinden hangisi Halit Ziya Uşaklıgil'in
hikâyelerinde ortaktır?
A) Yalnız
D) II ve III
B) Yalnız III
E) III ve IV
I ve II
čisil kepuler
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
z III ma un DI 3D YAYINLARI 5. "Bu muydu?" hikâyesinde iki kız arkadaşın çeşitli olaylar yaşadıktan sonra birbirlerinin mutsuz olduklarını öğrenmeleri anlatılır. Hatıra defteri şeklinde yazılan "Bir Yazın Tarihi" adlı hikâyede, iznini geçirmek için akrabasının yalısına giden İhsan'ın orada akrabalarından oluşan beş kızdan birine ilgi duyması, öksüz ve veremli olan bu kızın Ihsan'a ilgisini ancak ölürken açıklaması anlatılır. "Bir Muhtıranın Son Yaprakları" hikâyesinde, içine kapanık ve karamsar karakter Necip'in yaşadığı ortamdan şikâyetçi olması ve insanlardan uzak bir köye sığınması anlatılır. Yukarıda konuları verilen Halit Ziya Uşaklıgil'e ait uzun hikâyelerden hareketle, I. Mektuplaşma yöntemine yer verilmesi II. Çok sayıda karakterle oluşturulması III. Acıklı bir atmosfere sahip olması V IV. Hatıra defteri kurgusuyla yazılması özelliklerinden hangisi Halit Ziya Uşaklıgil'in hikâyelerinde ortaktır? A) Yalnız D) II ve III B) Yalnız III E) III ve IV I ve II čisil kepuler
14. Tarih boyunca doğa hakkındaki bilgimiz arttık.
ça ilk başta evrenimiz olan kıtadan Dünya'ya
Dünya'dan Güneş sistemine, oradan da gök ada
mız Samanyolu'na ve daha ötesine olmak üzere
evrenimizin sınırlarını hep genişlettik.
Aşağıdakilerden hangisi bu cümleden kesin
olarak çıkarılabilir?
A) İnsanlar en çok coğrafi konulara ilgi duymuştur.
B) Yeni şeyler öğrendikçe insanların merak duy-
gusu daha çok tatmin olmuştur.
C) Teknoloji geliştikçe insanların öğrendikleri de
admıştır.
D) Öğrendikçe insanın çevreye karşı algısı değiş-
tirmiştir.
E) Insanlar gizemli konulara daha çok ilgi duy-
muştur.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
14. Tarih boyunca doğa hakkındaki bilgimiz arttık. ça ilk başta evrenimiz olan kıtadan Dünya'ya Dünya'dan Güneş sistemine, oradan da gök ada mız Samanyolu'na ve daha ötesine olmak üzere evrenimizin sınırlarını hep genişlettik. Aşağıdakilerden hangisi bu cümleden kesin olarak çıkarılabilir? A) İnsanlar en çok coğrafi konulara ilgi duymuştur. B) Yeni şeyler öğrendikçe insanların merak duy- gusu daha çok tatmin olmuştur. C) Teknoloji geliştikçe insanların öğrendikleri de admıştır. D) Öğrendikçe insanın çevreye karşı algısı değiş- tirmiştir. E) Insanlar gizemli konulara daha çok ilgi duy- muştur.
ARA KUTU
ITAPLARI
INFORMAL YAYINLAR
BOLUM 3-
8.
KONU 7
Test-3
Bir araştırmada, 90-100 desibellik ses düzeyinin işitme or
ganı üzerindeki etkileri incelendi. Bu ses düzeyine bir dis
koda maruz kalan insanlarda önemli bir zarar oluşmazken
işçilerinde ciddi işitme sorunları oluştuğu saptandı. Bu du-
aynı süre boyunca aynı düzeyde sesten etkilenen fabrika
rumun nedenini ilk bakışta anlamak güç olsa da işitmeye
zarar veren asıl şeyin ortalama ses düzeyi değil fabrika-
lardaki ani ve yüksek ses olduğu biliniyor. Yüksek enerjiye
sahip bu sesler, iç kulaktaki ses almaçlarını tahrip ederek
işitme kaybına neden olabilir. Ses düzeyini ölçen aletle
edemez. Bir saniyenin beşte birinden daha kısa bir süre
görülen ani, kısa süreli, yüksek şiddetteki sesleri tespit
rin çoğu, işitme organı gibi tasarlandığından fabrikalarda
daha az şiddetliymiş gibi algılanır. Bunun nedeni beynin
boyunca kulağa gelen sabit bir ses, gerçekte olduğundan
önce sesi incelemesi ve bazı işlemler yapmasıdır. Bir ses
çok kısa sürmüşse inceleme tamamlanmaz, böylece ses
gerçekte olduğundan daha az şiddetliymiş gibi algılanır.
İç kulağı yüksek şiddetteki seslerden koruyan işitsel ref-
leks olayında, 80 desibelin üzerindeki ses düzeylerinde,
titreşimleri iç kulağa aktaran kulak kemikçiklerinin sertle-
şip sesi daha az iletmesiyle işitme organı korunur. Yani
yüksek şiddetteki seslerin verdiği zararın nedeni, sesin ani
ve kısa süreli olmasından dolayı işitsel refleksin harekete
geçememesidir.
TRU
Diskodakilerle aynı ses düzeyine maruz kalmalarına
rağmen sadece fabrika işçilerinde işitme sorunları
oluşmasının nedeninin anlaşılamaması aşağıdakiler- N
den hangisiyle açıklanabilir?
KO
dür
ba
dik
te
g
A) Fabrikalarda, sesin olduğundan daha şiddetli algılan- R
NE
ması
B) Fabrika işçilerinin yaş ortalamasının, diskoya gidenler-
den yüksek olması
ef Ses düzeyini ölçen aletlerin ani ve kısa süreli olan yük- N
sek şiddetteki sesleri tespit edememesi
D) Bulunulan ortamların fiziksel koşullarının birbirinden
farklı olması
E) Insanlarda işitsel refleksin bulunması
NLA
(2012-ALES) NO
2001
in
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ARA KUTU ITAPLARI INFORMAL YAYINLAR BOLUM 3- 8. KONU 7 Test-3 Bir araştırmada, 90-100 desibellik ses düzeyinin işitme or ganı üzerindeki etkileri incelendi. Bu ses düzeyine bir dis koda maruz kalan insanlarda önemli bir zarar oluşmazken işçilerinde ciddi işitme sorunları oluştuğu saptandı. Bu du- aynı süre boyunca aynı düzeyde sesten etkilenen fabrika rumun nedenini ilk bakışta anlamak güç olsa da işitmeye zarar veren asıl şeyin ortalama ses düzeyi değil fabrika- lardaki ani ve yüksek ses olduğu biliniyor. Yüksek enerjiye sahip bu sesler, iç kulaktaki ses almaçlarını tahrip ederek işitme kaybına neden olabilir. Ses düzeyini ölçen aletle edemez. Bir saniyenin beşte birinden daha kısa bir süre görülen ani, kısa süreli, yüksek şiddetteki sesleri tespit rin çoğu, işitme organı gibi tasarlandığından fabrikalarda daha az şiddetliymiş gibi algılanır. Bunun nedeni beynin boyunca kulağa gelen sabit bir ses, gerçekte olduğundan önce sesi incelemesi ve bazı işlemler yapmasıdır. Bir ses çok kısa sürmüşse inceleme tamamlanmaz, böylece ses gerçekte olduğundan daha az şiddetliymiş gibi algılanır. İç kulağı yüksek şiddetteki seslerden koruyan işitsel ref- leks olayında, 80 desibelin üzerindeki ses düzeylerinde, titreşimleri iç kulağa aktaran kulak kemikçiklerinin sertle- şip sesi daha az iletmesiyle işitme organı korunur. Yani yüksek şiddetteki seslerin verdiği zararın nedeni, sesin ani ve kısa süreli olmasından dolayı işitsel refleksin harekete geçememesidir. TRU Diskodakilerle aynı ses düzeyine maruz kalmalarına rağmen sadece fabrika işçilerinde işitme sorunları oluşmasının nedeninin anlaşılamaması aşağıdakiler- N den hangisiyle açıklanabilir? KO dür ba dik te g A) Fabrikalarda, sesin olduğundan daha şiddetli algılan- R NE ması B) Fabrika işçilerinin yaş ortalamasının, diskoya gidenler- den yüksek olması ef Ses düzeyini ölçen aletlerin ani ve kısa süreli olan yük- N sek şiddetteki sesleri tespit edememesi D) Bulunulan ortamların fiziksel koşullarının birbirinden farklı olması E) Insanlarda işitsel refleksin bulunması NLA (2012-ALES) NO 2001 in
1-
C₁
-
e
n
1
1
TÜRKÇE TESTI
39. 40. soruları
aşağıdaki parçaya göre cevaplandırınız.
Göktürklerin de kullandığı 12 hayvanlı takvimin kü-
çük farklar dışında hemen aynısını kullanan Çin as-
trolojisinin temel aldığı takvimde burçlar senelere
göre oluşuyor. Her senenin farklı bir hayvanı var,
Çinlilerin hem ay hem de güneş takvimini kullanma-
ları sebebiyle de Çin takvimine göre 28 Ocak'ta baş-
layan yeni yıl, sıralamaya göre Horoz yılı olarak ken-
dini gösteriyor. Peki 2017'ye denk gelen Horoz yılı-
nın anlamı nedir? 2017 Horoz yılı Çin takviminde iki
element tarafından sembolize edilir. Horoz burcunun
elementi ise metal ve üzerinde bulunan ateş ele-
mentidir. Elementler arasındaki yapıcı ve yıkıcı dön-
güye göre ateş ve metal birbirleri ile iyi anlaşan bir
çift değildir. Seneye hâkim olan elementler birbirle-
riyle uyumsuz olduklarında o senenin huzur içinde
geçmesi beklenemez.
39. Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söyle-
nebilir?
A Anlatım, birinci tekil kişi ağzından yapılmıştır.
B) Parçanın anlatımında bilgi verici ifadeler kullanıl-
mıştır.
CSöylenenler başkalarının tanıklığıyla desteklen-
miştir.
Devrik cümlelerden yararlanılmıştır.
Öyküleyici anlatım tekniği kullanılmıştır.
D
1.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
1- C₁ - e n 1 1 TÜRKÇE TESTI 39. 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplandırınız. Göktürklerin de kullandığı 12 hayvanlı takvimin kü- çük farklar dışında hemen aynısını kullanan Çin as- trolojisinin temel aldığı takvimde burçlar senelere göre oluşuyor. Her senenin farklı bir hayvanı var, Çinlilerin hem ay hem de güneş takvimini kullanma- ları sebebiyle de Çin takvimine göre 28 Ocak'ta baş- layan yeni yıl, sıralamaya göre Horoz yılı olarak ken- dini gösteriyor. Peki 2017'ye denk gelen Horoz yılı- nın anlamı nedir? 2017 Horoz yılı Çin takviminde iki element tarafından sembolize edilir. Horoz burcunun elementi ise metal ve üzerinde bulunan ateş ele- mentidir. Elementler arasındaki yapıcı ve yıkıcı dön- güye göre ateş ve metal birbirleri ile iyi anlaşan bir çift değildir. Seneye hâkim olan elementler birbirle- riyle uyumsuz olduklarında o senenin huzur içinde geçmesi beklenemez. 39. Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söyle- nebilir? A Anlatım, birinci tekil kişi ağzından yapılmıştır. B) Parçanın anlatımında bilgi verici ifadeler kullanıl- mıştır. CSöylenenler başkalarının tanıklığıyla desteklen- miştir. Devrik cümlelerden yararlanılmıştır. Öyküleyici anlatım tekniği kullanılmıştır. D 1.
inmesi-
an tani-
Kekeç.
ayınla-
Once
dindan
wayım-
maktan
kalma-
meyen
Son-
"Ulu-
Ro
uza-
gün-
e ya-
de iz-
ağı-
aka
ile
rak
ten
abi
bir
i-
39
40 soruları
aşağıdaki parçaya göre cevaplandiriniz.
Göktürklerin de kullandığı 12 hayvanli takvimin kg.
çük farklar dışında hemen aynisini kullanan Çin as
trolojisinin temel aldığı takvimde burçlar senelere
göre oluşuyor. Her senenin farklı bir hayvanı var,
Çinlilerin hem ay hem de güneş takvimini kullanma.
lan sebebiyle de Çin takvimine göre 28 Ocak'ta bag
layan yeni yıl, sıralamaya göre Horoz yılı olarak ken-
dini gösteriyor. Peki 2017'ye denk gelen Horoz yılı.
nin anlamı nedir? 2017 Horoz yılı Çin takviminde iki
element tarafından sembolize edilir. Horoz burcunun
elementi ise metal ve üzerinde bulunan ateş ele-
mentidir. Elementler arasındaki yapıcı ve yıkıcı don-
güye göre ateş ve metal birbirleri ile iyi anlaşan bir
çift değildir. Seneye hâkim olan elementler birbirle-
niyle uyumsuz olduklarında o senenin huzur içinde
geçmesi beklenemez.
yle-
40. Bu parçada "Çin takvimi"yle ilgili aşağıdakiler-
den hangisine değinilmemiştir?
hemoy hem pres
A) Çin takviminde, Ay'ın Dunya etrafında tam bir tu-
ru esas alınmaktadır.
B 2017 yılında sıralamaya göre Horoz yılı kullan-
mıştır.
A
Çin takviminde yeni yıl 28 gün gecikmeli olarak
kutlanır.
Tar
lens
V
D) Horoz yılının simgelediği elementler o yılın hu-
zursuz geçeceğini göstermektedir.
EÇin takvimiyle Göktürklerin 12 hayvanlı takvim
arasında benzerlikler vardır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
inmesi- an tani- Kekeç. ayınla- Once dindan wayım- maktan kalma- meyen Son- "Ulu- Ro uza- gün- e ya- de iz- ağı- aka ile rak ten abi bir i- 39 40 soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplandiriniz. Göktürklerin de kullandığı 12 hayvanli takvimin kg. çük farklar dışında hemen aynisini kullanan Çin as trolojisinin temel aldığı takvimde burçlar senelere göre oluşuyor. Her senenin farklı bir hayvanı var, Çinlilerin hem ay hem de güneş takvimini kullanma. lan sebebiyle de Çin takvimine göre 28 Ocak'ta bag layan yeni yıl, sıralamaya göre Horoz yılı olarak ken- dini gösteriyor. Peki 2017'ye denk gelen Horoz yılı. nin anlamı nedir? 2017 Horoz yılı Çin takviminde iki element tarafından sembolize edilir. Horoz burcunun elementi ise metal ve üzerinde bulunan ateş ele- mentidir. Elementler arasındaki yapıcı ve yıkıcı don- güye göre ateş ve metal birbirleri ile iyi anlaşan bir çift değildir. Seneye hâkim olan elementler birbirle- niyle uyumsuz olduklarında o senenin huzur içinde geçmesi beklenemez. yle- 40. Bu parçada "Çin takvimi"yle ilgili aşağıdakiler- den hangisine değinilmemiştir? hemoy hem pres A) Çin takviminde, Ay'ın Dunya etrafında tam bir tu- ru esas alınmaktadır. B 2017 yılında sıralamaya göre Horoz yılı kullan- mıştır. A Çin takviminde yeni yıl 28 gün gecikmeli olarak kutlanır. Tar lens V D) Horoz yılının simgelediği elementler o yılın hu- zursuz geçeceğini göstermektedir. EÇin takvimiyle Göktürklerin 12 hayvanlı takvim arasında benzerlikler vardır.
33. Ebru sanatının nerede ve ne zaman başladığı kesin
olarak bilinmemektedir. Ancak bugün bilinen modern
ebrunun 13. yüzyılda Türkistan'da, Semerkant'ta ve
14. yüzyılda İran'ın doğusundaki Herat yöresinde
yapıldığına dair kaynaklarda bilgiler bulunmaktadır.
Ebru da aynen kağıt gibi Ipek Yolu ve diğer ticaret
yollarını kullanarak Doğu'dan Batı'ya kadar yayıl-
mıştır. Tespit edilmiş en eski ebru örneği, Topkapı
Sarayı'nda bulunmaktadır. Osmanlı Dönemi'nde bir-
çok ebruzen yetişmitir. Bu dönemde ebrulu kağıtlar
devlet belgeleri ve resmi yazışmalarda zemin larak
kullanılmıştır. Buradaki başlıca amaç, estetik değer-
lerin yanı sıra tahrifat girişimini engellemeyi amaçla-
maktadır ki, bugün çek,senet ve kağıt paralar üze-
rindeki karmaşık desenlerin mantığı buna dayan-
maktadır.
Bu parçadan ebru ile ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi çıkarılamaz?
En eski örneğinin Topkapı Müzesi'nde olduğuna
BY Doğu kökenli bir sanat olduğuna
Günümüzde kullanılan karmaşık desenlerin
oluşturulmasına ilham verdiğine
DYIpek yolunu kullanan kişilerce Batı'ya getirildiği-
ne
E) Zamanla minyatür sanatının ortaya çıkmasına
zemin hazırladığına
& keands
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
33. Ebru sanatının nerede ve ne zaman başladığı kesin olarak bilinmemektedir. Ancak bugün bilinen modern ebrunun 13. yüzyılda Türkistan'da, Semerkant'ta ve 14. yüzyılda İran'ın doğusundaki Herat yöresinde yapıldığına dair kaynaklarda bilgiler bulunmaktadır. Ebru da aynen kağıt gibi Ipek Yolu ve diğer ticaret yollarını kullanarak Doğu'dan Batı'ya kadar yayıl- mıştır. Tespit edilmiş en eski ebru örneği, Topkapı Sarayı'nda bulunmaktadır. Osmanlı Dönemi'nde bir- çok ebruzen yetişmitir. Bu dönemde ebrulu kağıtlar devlet belgeleri ve resmi yazışmalarda zemin larak kullanılmıştır. Buradaki başlıca amaç, estetik değer- lerin yanı sıra tahrifat girişimini engellemeyi amaçla- maktadır ki, bugün çek,senet ve kağıt paralar üze- rindeki karmaşık desenlerin mantığı buna dayan- maktadır. Bu parçadan ebru ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? En eski örneğinin Topkapı Müzesi'nde olduğuna BY Doğu kökenli bir sanat olduğuna Günümüzde kullanılan karmaşık desenlerin oluşturulmasına ilham verdiğine DYIpek yolunu kullanan kişilerce Batı'ya getirildiği- ne E) Zamanla minyatür sanatının ortaya çıkmasına zemin hazırladığına & keands
4. Hayatın ve insanların bir dış görünüşü, bir ilk bakışta gö
rünmeyen arka planı vardır. Görünen şeyler de çoğu za-
man yanıltıcı olabilir. Dış görünüş, çoğu zaman olayların
gerçek sebebini saatin çarkını gizler. Hikâye sanatının en
önemli yönlerinden biri, tıpkı ilim ve felsefe gibi, görünüşün
arkasındaki asıl sebebi bulmaktır. Bu bakımdan hikâye ve
roman sebep ve sonuçları ortaya koyan bir tür araştırmaya
benzer. İlim adamları ve filozoflar, dış görünüşten hakikate
nasıl ulaştıklarını anlatmazlar. Sadece sonuçları verirler.
Hâlbuki araştırmanın kendisi de netice kadar önemlidir.
Çünkü böylece biz insanoğlunun aldanışlarını, yanılmala-
rını öğreniriz. Işte edebiyat, bu bakımdan ilim ve felsefeden
ayrılır. Roman, hikâye ve tiyatroda sebepten sonuca nasıl
varıldığını açık açık görürüz. Polis romanlarının çok sevil-
mesinin sebebi budur.
Bu parçada ileri sürülen görüşlere dayanılarak aşağı-
dakilerden hangisine ulaşılamaz?
A) Çoğu zaman görünen şeyler yanıltıc olabilir.
B) Bilim ve felsefe bir olayın görünürdeki ve gerçek sebe-
bini bütün çıplaklığıyla ortaya koyar.
6.
C) Polisiye romanların sevilmesinin nedeni olayların görü-
nen ve görünmeyen sebeplerini ortaya koyarken hika-
yenin kullandığı yöntemi kullanmasıdır.
D) Bilim ve felsefe, olayların daha çok sonuçlarıyla ilgilenir.
E) Hikâye ve roman, olayların sebep ve sonuçlarını ortaya
koyan bir araştırmaya benzer.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
4. Hayatın ve insanların bir dış görünüşü, bir ilk bakışta gö rünmeyen arka planı vardır. Görünen şeyler de çoğu za- man yanıltıcı olabilir. Dış görünüş, çoğu zaman olayların gerçek sebebini saatin çarkını gizler. Hikâye sanatının en önemli yönlerinden biri, tıpkı ilim ve felsefe gibi, görünüşün arkasındaki asıl sebebi bulmaktır. Bu bakımdan hikâye ve roman sebep ve sonuçları ortaya koyan bir tür araştırmaya benzer. İlim adamları ve filozoflar, dış görünüşten hakikate nasıl ulaştıklarını anlatmazlar. Sadece sonuçları verirler. Hâlbuki araştırmanın kendisi de netice kadar önemlidir. Çünkü böylece biz insanoğlunun aldanışlarını, yanılmala- rını öğreniriz. Işte edebiyat, bu bakımdan ilim ve felsefeden ayrılır. Roman, hikâye ve tiyatroda sebepten sonuca nasıl varıldığını açık açık görürüz. Polis romanlarının çok sevil- mesinin sebebi budur. Bu parçada ileri sürülen görüşlere dayanılarak aşağı- dakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Çoğu zaman görünen şeyler yanıltıc olabilir. B) Bilim ve felsefe bir olayın görünürdeki ve gerçek sebe- bini bütün çıplaklığıyla ortaya koyar. 6. C) Polisiye romanların sevilmesinin nedeni olayların görü- nen ve görünmeyen sebeplerini ortaya koyarken hika- yenin kullandığı yöntemi kullanmasıdır. D) Bilim ve felsefe, olayların daha çok sonuçlarıyla ilgilenir. E) Hikâye ve roman, olayların sebep ve sonuçlarını ortaya koyan bir araştırmaya benzer.
38.
Sanatın dili, yoruma açık bir dildir. Sanatın tarihsel sürecinde
bilimde olduğu gibi ilerlemeci, doğrusal bir gelişme çizgisi yok-
tur. İçeriği zengin olduğundan ve sınırları çizilemediğinden sa-
nat eserinin "ne" olduğu ve "nasıl" üretildiği üzerine yapılan
yorumlar tarihsel süreçte sürekli belirsiz kalmıştır. Böyle kal-
maya da devam edecektir. Bugün sanat kavramının içeriği çok
genişlediğinden sınırlarını belirlemek zorlaşmıştır. Dolayısıyla
bu geniş yelpazede sanat tüketicisinin, üretilenleri anlamada
yaşadığı zorluklar ve farklılıklar anlaşılabilir bir durumdur. Bir
sanat eserine yönelik değerlendirmeler, dört temel başlıkta
toplanabilir: Sanatçı, yapıt, alımlayıcı ve toplum merkezli yak-
laşım biçimleri. Bu görüşlere göre toplum merkezli yaklaşım-
cılar bir eseri sanat yapan özellikleri, yapıtın dış dünya ile olan
ilişkilerinde arar. Sanatçı bakış açısını taşıyanlar sanatçının ki-
şisel yaşantısına, duygularını yapıtına yansıtabilmesine baka-
rak belirlerler sanat yapıtının değerini. Alımlayıcı görüşe göre
ise sanatın değeri, okur ya da izleyicinin heyecanında aranır.
Yapıt odaklı bakanlara göre ise sanat yapıtının estetik değeri
dışarıda bir yerde değil, yapıtın içindedir.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?
LA Sanatsal üretim, tam açıklanamayan bir çaba sonucunda
oluşur.
BY Sanatla ilgili tanımlama ve onu anlamlandırma çabaları
her zaman yetersiz kalmaktadır.
C) Bir sanat eserinin gerçek değeri, sürekli yeni bakış açıla-
rıyla yorumlanmasıyla anlaşılır.
D) Sanatın gelişme çizgisi, bilim dallarından farklı bir özellik
gösterir.
E) Bir sanat yapıtını herkesin değişik algılaması, sanatın do-
ğasında olan bir durumdur.
...ud
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
38. Sanatın dili, yoruma açık bir dildir. Sanatın tarihsel sürecinde bilimde olduğu gibi ilerlemeci, doğrusal bir gelişme çizgisi yok- tur. İçeriği zengin olduğundan ve sınırları çizilemediğinden sa- nat eserinin "ne" olduğu ve "nasıl" üretildiği üzerine yapılan yorumlar tarihsel süreçte sürekli belirsiz kalmıştır. Böyle kal- maya da devam edecektir. Bugün sanat kavramının içeriği çok genişlediğinden sınırlarını belirlemek zorlaşmıştır. Dolayısıyla bu geniş yelpazede sanat tüketicisinin, üretilenleri anlamada yaşadığı zorluklar ve farklılıklar anlaşılabilir bir durumdur. Bir sanat eserine yönelik değerlendirmeler, dört temel başlıkta toplanabilir: Sanatçı, yapıt, alımlayıcı ve toplum merkezli yak- laşım biçimleri. Bu görüşlere göre toplum merkezli yaklaşım- cılar bir eseri sanat yapan özellikleri, yapıtın dış dünya ile olan ilişkilerinde arar. Sanatçı bakış açısını taşıyanlar sanatçının ki- şisel yaşantısına, duygularını yapıtına yansıtabilmesine baka- rak belirlerler sanat yapıtının değerini. Alımlayıcı görüşe göre ise sanatın değeri, okur ya da izleyicinin heyecanında aranır. Yapıt odaklı bakanlara göre ise sanat yapıtının estetik değeri dışarıda bir yerde değil, yapıtın içindedir. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? LA Sanatsal üretim, tam açıklanamayan bir çaba sonucunda oluşur. BY Sanatla ilgili tanımlama ve onu anlamlandırma çabaları her zaman yetersiz kalmaktadır. C) Bir sanat eserinin gerçek değeri, sürekli yeni bakış açıla- rıyla yorumlanmasıyla anlaşılır. D) Sanatın gelişme çizgisi, bilim dallarından farklı bir özellik gösterir. E) Bir sanat yapıtını herkesin değişik algılaması, sanatın do- ğasında olan bir durumdur. ...ud
IZ.
db
n kurtarıl-
eri içeren
olog tera-
rlı olduğu
duyduğu
ışabilme-
erapilerin
başkala-
çekleşti-
eri derin
daha ra-
kapana-
hafifleti-
dakiler-
Cekince
ar sağ-
ÖZDEBİR
YAYINLARI
31. Ülkemiz meyve yetiştiriciliğinde dünya tarımında yeni teknik
ve teknolojinin gelişmediği dönemlerde ihracatçı ülke konu-
mundayken bugün fındık, Antep fıstığı, elma, üzüm ve porta-
kal gibi belli başlı meyvelerin dışında neredeyse ithalatçı po-
zisyonuna gelmiştir. Bu durum; Türkiye'nin, birim alandan alı-
nan pazarlanabilir ürün miktarını artıracak önlemleri alma zo-
runluluğunu ortaya koymaktadır. Bunun için de meyve yetiş-
tiriciliğinde, sınıflamada, muhafazada, taşıma ve pazarlamada
modernizasyona gidilmesi zorunludur. Meyve üreticileri, tüm
bölgelerin ekolojik avantajlarını ve dezavantajlarını tespit ede-
rek yeni yatırımlar yapmalıdır. Bugünkü durumda çilek, kiraz,
turunçgiller tarımında uygulanan teknikler, bu konuda geliş-
miş ülkelerle yarışabilecek durumdadır. Elma, badem, ceviz ve
Antep fıstığı tarımındaki gelişmeler de memnunluk vericidir.
Bu parçadan hareketle "Türkiye'deki meyve yetiştiriciliği" ile
ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Yatırım yapılacak yeni meyve türlerinin belirlenmesi ge-
rekmektedir.
B) Tarımdaki teknolojik gelişmeler, Türkiye'nin aleyhine so-
nuçlar doğurmuştur.
12
C) Lojistik ve satış noktasında çağın koşullarına göre hareket
edilmelidir.
D) Belli meyvelerdeki üretim modeli istenen düzeydedir.
lv
E) Üretimde ekonomik verimliliğin artırılması için çalışmalar
yapılmalıdır.
C
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
IZ. db n kurtarıl- eri içeren olog tera- rlı olduğu duyduğu ışabilme- erapilerin başkala- çekleşti- eri derin daha ra- kapana- hafifleti- dakiler- Cekince ar sağ- ÖZDEBİR YAYINLARI 31. Ülkemiz meyve yetiştiriciliğinde dünya tarımında yeni teknik ve teknolojinin gelişmediği dönemlerde ihracatçı ülke konu- mundayken bugün fındık, Antep fıstığı, elma, üzüm ve porta- kal gibi belli başlı meyvelerin dışında neredeyse ithalatçı po- zisyonuna gelmiştir. Bu durum; Türkiye'nin, birim alandan alı- nan pazarlanabilir ürün miktarını artıracak önlemleri alma zo- runluluğunu ortaya koymaktadır. Bunun için de meyve yetiş- tiriciliğinde, sınıflamada, muhafazada, taşıma ve pazarlamada modernizasyona gidilmesi zorunludur. Meyve üreticileri, tüm bölgelerin ekolojik avantajlarını ve dezavantajlarını tespit ede- rek yeni yatırımlar yapmalıdır. Bugünkü durumda çilek, kiraz, turunçgiller tarımında uygulanan teknikler, bu konuda geliş- miş ülkelerle yarışabilecek durumdadır. Elma, badem, ceviz ve Antep fıstığı tarımındaki gelişmeler de memnunluk vericidir. Bu parçadan hareketle "Türkiye'deki meyve yetiştiriciliği" ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Yatırım yapılacak yeni meyve türlerinin belirlenmesi ge- rekmektedir. B) Tarımdaki teknolojik gelişmeler, Türkiye'nin aleyhine so- nuçlar doğurmuştur. 12 C) Lojistik ve satış noktasında çağın koşullarına göre hareket edilmelidir. D) Belli meyvelerdeki üretim modeli istenen düzeydedir. lv E) Üretimde ekonomik verimliliğin artırılması için çalışmalar yapılmalıdır. C
23. Bu sabah mutluluğa aç pencereni
Bir güzel arın dünkü kederinden
ve
Bahar geldi, bahar geldi güneşin doğduğu yerdem
Çocuğum uzat ellerini
beng
bulut förtingg
Şu güzelim bulut gözlü buzağıyı
Gör böyle koşturan sevinci
Dinle nasıl telaş telaş çarpıyor
Toprak ananın kalbi
Şöyle yanıbaşıma, çimenlere uzan
Kulak ver gümbürtüsüne dünyanın
Baharın gençliğin ve aşkın
Türküsünü söyleyelim bir ağızdan
ke der
Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden
hangisi yanlıştır?
B
Benzetmelerden faydalanılmıştır.
BY Kişileştirilmeye yer verilmiştir.
Mutluluk
Emredici anlatımla oluşturulmuştur.
Farklı duyulara hitap edilmiştir.
E) Karşılaştırılmaya yer verilmiştir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
23. Bu sabah mutluluğa aç pencereni Bir güzel arın dünkü kederinden ve Bahar geldi, bahar geldi güneşin doğduğu yerdem Çocuğum uzat ellerini beng bulut förtingg Şu güzelim bulut gözlü buzağıyı Gör böyle koşturan sevinci Dinle nasıl telaş telaş çarpıyor Toprak ananın kalbi Şöyle yanıbaşıma, çimenlere uzan Kulak ver gümbürtüsüne dünyanın Baharın gençliğin ve aşkın Türküsünü söyleyelim bir ağızdan ke der Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? B Benzetmelerden faydalanılmıştır. BY Kişileştirilmeye yer verilmiştir. Mutluluk Emredici anlatımla oluşturulmuştur. Farklı duyulara hitap edilmiştir. E) Karşılaştırılmaya yer verilmiştir.
mi,
yan
ke-
mi,
ğer
ağı-
ana
aba
ere-
san
eler
eler
pa-
ağı-
dol-
piti-
dığı
Irsa
31. Sinema, izleyiciyi kurgusal bir dünyanın içine çeker.
Görsel ve işitsel ögelerle zihinde imgesel bir canlan-
dırma oluşturur. İzleyici, canlandırılan bu dünyanın
içinde kendine bir yer bulur. Öte yandan sinema en
genç sanat dallarından biri olduğu için müzik, tiyat-
ro, edebiyat gibi eski sanat dallarından etkilenmiştir.
Bu etkilenmeyle başlayan süreç içinde sinema ken-
di dilini ve estetiğini yaratmış, böylece ayrı bir sanat
dalı olarak sınırlarını çizmiştir. Bugün geldiğimiz
noktada sinemanın çok büyük bir gelişim gösterdiği-
ni görüyoruz.
Bu parçadan sinemayla ilgili aşağıdakilerden
hangisi çıkarılamaz?
Seyirciyi gerçek olmayan bir dünyaya götürdüğü
BY Zaman içinde bağımsız bir sanat dalı kimliğine
büründüğü
Zaman içinde değişim geçirdiği
D) Teknolojik gelişmelerden en çok yararlanan sa-
pat dalı olduğu
EX Başka sanat alanlarından etkilendiği
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
mi, yan ke- mi, ğer ağı- ana aba ere- san eler eler pa- ağı- dol- piti- dığı Irsa 31. Sinema, izleyiciyi kurgusal bir dünyanın içine çeker. Görsel ve işitsel ögelerle zihinde imgesel bir canlan- dırma oluşturur. İzleyici, canlandırılan bu dünyanın içinde kendine bir yer bulur. Öte yandan sinema en genç sanat dallarından biri olduğu için müzik, tiyat- ro, edebiyat gibi eski sanat dallarından etkilenmiştir. Bu etkilenmeyle başlayan süreç içinde sinema ken- di dilini ve estetiğini yaratmış, böylece ayrı bir sanat dalı olarak sınırlarını çizmiştir. Bugün geldiğimiz noktada sinemanın çok büyük bir gelişim gösterdiği- ni görüyoruz. Bu parçadan sinemayla ilgili aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? Seyirciyi gerçek olmayan bir dünyaya götürdüğü BY Zaman içinde bağımsız bir sanat dalı kimliğine büründüğü Zaman içinde değişim geçirdiği D) Teknolojik gelişmelerden en çok yararlanan sa- pat dalı olduğu EX Başka sanat alanlarından etkilendiği
Sevgiyi dilden gönle indirmemiş olanları çağırarak onlara bir
sofra hazırlamışlardır. Hepsi oturmuşlar sofranın çevresin-
de. Derken tabaklar içinde sıcak yemekler konmuş ortaya
ve ardından iki kulaç uzunluğunda kaşıklar verilmiş kendile-
rine. Bir yiğit şöyle demiş: "Şimdi kaşıkları saplarından tutup
yemeye başlayabilirsiniz." Sofradakiler şaşırmış ve ne kadar
gayret etmişlerse de bir lokma bile yemek yiyemeden aç
kalkmışlar sofradan. Sonra sevgiyi gerçeğiyle tanıyanlar çağ-
rılmış sofraya, yüzleri aydınlık gözleri sevgiyle gülümseyen
insanlar gelip oturmuş sofraya. Kaşıkları ellerine almışlar ve
"Buyurun!" denince kaşıklarını yemeklere uzatmışlar, sonra
da karşılarında oturanların ağızlarına.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden han-
gisidir?
A) Dilde değil yürekte olan sevgi gerçek sevgidir.
B) Sevgi gibi kutsal bir duyguyu anlamak çok kolay bir iş
değildir.
1
1
I
1
C) Her insanın sevgiye yaklaşımı farklıdır.
D) Sevgi içinde iyiliği, yardımlaşmayı, en çok da fedakârlığı
barındırır.
E) Bazı insanlar sevgiyi anlayamaz, sadece anladığını zan-
neder.
1
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Sevgiyi dilden gönle indirmemiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamışlardır. Hepsi oturmuşlar sofranın çevresin- de. Derken tabaklar içinde sıcak yemekler konmuş ortaya ve ardından iki kulaç uzunluğunda kaşıklar verilmiş kendile- rine. Bir yiğit şöyle demiş: "Şimdi kaşıkları saplarından tutup yemeye başlayabilirsiniz." Sofradakiler şaşırmış ve ne kadar gayret etmişlerse de bir lokma bile yemek yiyemeden aç kalkmışlar sofradan. Sonra sevgiyi gerçeğiyle tanıyanlar çağ- rılmış sofraya, yüzleri aydınlık gözleri sevgiyle gülümseyen insanlar gelip oturmuş sofraya. Kaşıkları ellerine almışlar ve "Buyurun!" denince kaşıklarını yemeklere uzatmışlar, sonra da karşılarında oturanların ağızlarına. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden han- gisidir? A) Dilde değil yürekte olan sevgi gerçek sevgidir. B) Sevgi gibi kutsal bir duyguyu anlamak çok kolay bir iş değildir. 1 1 I 1 C) Her insanın sevgiye yaklaşımı farklıdır. D) Sevgi içinde iyiliği, yardımlaşmayı, en çok da fedakârlığı barındırır. E) Bazı insanlar sevgiyi anlayamaz, sadece anladığını zan- neder. 1
A
Türkçe
A
TÜRKÇE TE
1.
Bu testte cevaplayacağınız soru sayısı 40'tır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe Testi için ayrılan kısmına işaretleyi
II. Meşrutiyet'in ilk yılları içinde teşekkül eden (şekillenen)
3.
Fecriati topluluğu, pek çok edebiyat tarihçisinin tespiti
#
(belirlediği) ve ifade ettiği üzere Türk edebiyatına büyük
yenilikler getirmiş bir girişim değildir. Buna karşın topluluk
ostos que
daha kurulmadan onu meydana getirecek (oluşturacak)
gençler birbirleriyle ilişkilerini ilerletmiş ve bu ilişkilerinin
In
verdiği cesaretle dönemin yayın organlarında (dağıtım
merkezlerinde) birlikte hareket etmeye başlamış, genç
yaşlarına rağmen Türk edebiyatına belli bir nitelik (özellik)
kazandırmaya gayret etmişlerdir.
Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisinin anta-
mı, ayraç içindeki sözün anlamıyla örtüşmemektedir?
A)
B) 'II
C) III
D) IV
EV
MİRAY YAYINLARI
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
A Türkçe A TÜRKÇE TE 1. Bu testte cevaplayacağınız soru sayısı 40'tır. 2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe Testi için ayrılan kısmına işaretleyi II. Meşrutiyet'in ilk yılları içinde teşekkül eden (şekillenen) 3. Fecriati topluluğu, pek çok edebiyat tarihçisinin tespiti # (belirlediği) ve ifade ettiği üzere Türk edebiyatına büyük yenilikler getirmiş bir girişim değildir. Buna karşın topluluk ostos que daha kurulmadan onu meydana getirecek (oluşturacak) gençler birbirleriyle ilişkilerini ilerletmiş ve bu ilişkilerinin In verdiği cesaretle dönemin yayın organlarında (dağıtım merkezlerinde) birlikte hareket etmeye başlamış, genç yaşlarına rağmen Türk edebiyatına belli bir nitelik (özellik) kazandırmaya gayret etmişlerdir. Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisinin anta- mı, ayraç içindeki sözün anlamıyla örtüşmemektedir? A) B) 'II C) III D) IV EV MİRAY YAYINLARI
21. Otobiyografik bir nitelik de taşıyan Tutunamayanlar,
ülkemizde daha önce denenmemiş bilinç akışı tekni-
ği ile yazılmıştı.
Bu cümlede asıl anlatılmak istenen aşağıdakiler-
den hangisidir?
Tutunamayanlar, ülkemizde yazılan ilk otobiyog-
rafik eserdir.
Ülkemizde bilinç akışı kniğiyle yazılan tek ro-
man Tutunamayanlar'dır.
Otobiyografik eserler bilinç akışı tekniği ile yazıl-
maktadır.
D Bilinç akışı tekniğinin ortaya çıkışı Tutunama-
yanlar ile olmuştur.
E) Tutunamayanlar'dan önce bilinç akışı tekniği ül-
kemizde kullanılmamıştır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
21. Otobiyografik bir nitelik de taşıyan Tutunamayanlar, ülkemizde daha önce denenmemiş bilinç akışı tekni- ği ile yazılmıştı. Bu cümlede asıl anlatılmak istenen aşağıdakiler- den hangisidir? Tutunamayanlar, ülkemizde yazılan ilk otobiyog- rafik eserdir. Ülkemizde bilinç akışı kniğiyle yazılan tek ro- man Tutunamayanlar'dır. Otobiyografik eserler bilinç akışı tekniği ile yazıl- maktadır. D Bilinç akışı tekniğinin ortaya çıkışı Tutunama- yanlar ile olmuştur. E) Tutunamayanlar'dan önce bilinç akışı tekniği ül- kemizde kullanılmamıştır.