Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

21. Beynin benzersiziği beyne özel bir durum değildir. Hiçbir pyin aynı olmadığı bir evrende abene beyin gibi dzallike doğumdan yillar sonra bile şekillenmeye devam eden, di- sindükçe bile değişen bir organin benzersiz olması sürpriz sayilmaz. Sürpriz olan, katatasmen içinde duran ve düşün celerimize, duygularmza, agımza, hayallerimize ev sahip 1ği yapan böylesi gelişkin bir organın herkeste fark olduğu gerçeğinin artik bilimsel olarak da biliniyor olmasıdır. Demak ki geride bigişleyen sistem, herkeste başka. Yani herkesin katasının içi, zihinsel dünyası, kabiliyeten, hayaller, duygu lan ve sezgileri, diğer tüm insanlardan farkl Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yok- tur? A) Insan beyni neden benzersizdir? 6) Insan beyninin işlevleri nelerdir? Insanların birbirinden ne gibi farkliliklan vardır? D) Insan beyninin benzersiziği bilimsel olarak kanilanmş midir? E) Insan beyni üzerine çalışmalar devam ediyor mu?

31. Sevinç Çokum, yaşadığı dönemin olaylarını ve insanları- ni hikâye ederken onlann geçmişten taşıdıkları izleri büyük bir ustalıkla, özenli bir anlatımla ifade eder. O, yüzü mazi- ye dönük ancak yaşadığı zamanı da gözden kaçırmayan bir yazardır. Umumiyetle yaşadıklarından, etrafında şahit olduğu olaylar ile tanıdığı insanlardan hareket eden Sevinç Çokum'un hikâyelerinde hâkim zaman, yazann hatta birçok okuyucusunun da şahidi olduğu yıllardır. Bu hikâyelerde özellikle 1970'lerden sonrasının sosyal ve siyasi bir pano- ramasını, canlı bir tablosunu görmek mümkündür. Böylece yazann hikâyelerinin umumiyetle mazinin de hatırlanmasıyla iki farklı zaman boyutu ile hâl-mazi-hal biçiminde geçmişe yapılan bir yolculuk hissi uyandırdığı görülür. Bu parçadan hareketle "Sevinç Çokum" ile ilgili aşağıda- kilerden hangisine ulaşılamaz? A) Kahramanlarının yaşamlan ile ilgilendiğine B) Eserlerinde kendi yaşamından izlere yer verdiğine C) Yaşadığı zamanın, eserlerine yansıdığına D) Eserlerinde sanath bir üslûbu tercih ettiğine E) Anlatmında bir düzenin olduğuna

20. Bilindiği gibi ne kadar edebi eser merkezli düşünürsek düşü- nelim, edebi eseri yazarından bütünüyle koparmamız müm- kün değildir. Bazı durumlarda yazarın yaşamı eserini olduğu gibi ve doğrudan etkileyebilmektedir. Klasik dönem yazarlan için daha da geçerli olan bu durum, günümüze yaklaştık- ça dozajını azaltmakla birlikte bazı modem yazar ve şairler için de geçerlidir. Öyleyse edebi eseri daha iyi anlamanın ve onu bütün yönleriyle çözümlemenin yollarından bir de onu ortaya çıkaran diş faktörlerdir ve bu faktörlerin başında da yazarın hayatı, düşünceleri, psikolojisi gelmektedir. Psikolo- ji bilimi bize yazarın çocukluğundan başlayarak edebi eseri yazma sürecine kadar olan dönemi hakkında hem ipuçlan verebilir hem de doğrudan doğruya eserin bünyesine sinmiş birtakım olaylar, düşünceler hakkında net bilgiler sunabilir. Bunu yaparken psikoloji bilimi elimizdeki en önemli dayanak ve çıkış noktasıdır. Bu parçadan hareketle, 1. Yazar eserlerinde kendi yaşamından izler bırakır. II. Bir eseri etkileyen iç ve dış etmenler vardır. III. Günümüz yazarlarının eserleri, yazanın yaşamından ta- mamen kopuktur. numaralanmış yargıların hangisine ya da hangilerine ula- şılamaz? A) Yalnız ! D) I ve II. B) Yalnız II C) Yalnız III E) I, II ve III.

TÜRKÇE 31. Duygusallığın ve insan sevgisinin anlatım ustası Sait Faik, ölümünün üzerinden kuşaklar geçse de hâlâ canlı, dipdiri karşımızda duruyor. Bu, sonraki nesiller için de böyle olacaktır. Çünkü o, insana ve yaşama, çağını aşan bir bakışla yaklaşarak insanların bunalımlarını, mutluluklarını olduğu kadar ahlak düşkünlüklerini, türlü serseriliklerini de gözler önüne serer. Öyle ki öykülerin- de konu her zaman "insan"ın ardında kalmış, onun nitelikli anlatımı içinde kaybolmuştur. Sait Faik, yüreğin- deki insan sevgisinin heyecanıyla onları gözlemlemiştir. Onun bu tutkusu, yaşamı boyunca süren yalnızlığının dışa vurumu olarak da görülebilir. Kendinden hiçbir şey katmadan öykülerine aldığı kahramanları, günlük yaşa- duemin içindeki sıradan insanlardır. Onlar yaşamın yükü- nü, sıkıntılarını omuzlarından çok yüreklerinde taşırlar. ab Onun karakterleri, tatlı serseri olduğu kadar bilge bir dosttur da. Bu parçadan hareketle Sait Faik ve öyküleri ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? Ainsan sevgisinin temelinde kendi yalnızlığının yattığı BÖykülerinde tarafsız gözleme yer verdiği C)/Kalıcılığı yakalayan bir yazar olduğu D) Öykülerinde odak noktasının insan olduğu E) Sıradan insanları hep iyi yönleriyle anlattığı K

● • İnsan değişen, değiştiren bir varlıktır; sinemada da karakterin gelişimi değişim üzerine kuruludur. • Karakterin nitelikleri, önermenin kanıtlanacağı çatış- manın içinde ortaya çıkar. Aşağıdakilerden hangisi bu iki cümlede ifade edilen- lerin doğru bir biçimde birleştirilmiş hâlidir? FE A) İnsanın dönüşen bir varlık olması sinemada da ortaya çıkmıştır ve sinema karakteri çatışmanın ortasında bize tanıtır. B) Karakter niteliklerinin, önermenin ispatlanacağı çatış- mada ortaya çıkması; değişen, dönüşen bir varlık olan insanın sinemada da yer almasını sağlamıştır. C) İnsan değişen, değiştiren bir varlık olduğu için sinema- da da karakterin gelişimi değişimle temellenir ve karakterin özellikleri önermenin ispatlanacağı çatışma içinde meydana gelir. D) Sinemada insana yer verilmesinin temel nedeni insa- nın değişen, dönüşen bir varlık olmasıdır. E) Sinemada karakterlerin bir önermesi olmazsa insanın nitelikleri gösterilemez.

1. ADIM GÜÇLENDİRME TESTİ - 1 Ünlü bir ressamın sergisinde, bir resmin önüne geldiğimde farkında olmadan durmuştum. Tablo- daki köy benim köyüm, evler de köyümün evle- riydi. Tabloyu satın aldığım gibi evimin yolunu tut- tum. Resim elimde, köyüm gözlerimin önündey- di. Şaşkındım. Yıllar sonra köyümü bir resimde bir fotoğraf çıplaklığıyla katıksız bir şekilde görebil- miştim. İşte o zaman başarılı bir sanatçının nasıl olması gerektiğini daha iyi anladım. Bu parçaya göre, başarılı bir sanatçıda bulun- ması gereken özellik aşağıdakilerden hangisi- dir? A) Yaşananları düşsel ögelerle süsleyerek anlat- ması B) Ele aldığı konuyu farklı bir üslupla sunması C) Gerçeği yapıtlarında olduğu gibi aktarması D) Insanlara yaşamın güzelliklerini göstermesi E) Kendi yaşamını yapıtlarına yansıtması

Paragraf 11. Nergis çiçeğiyle ilgili efsaneyi bilirsiniz. Hani Narsis'in kendi güzelliğini hayranlıkla seyrederken göl kenarında kök salması ile nergis çiçeğinin oluşması söylentisi. Bu yazarımız da Narsis misali kendi kaleminin esiri olmuştur. Yeni, farklı bir şeyler üretip ortaya koymayı, var olan eserlerini de bir eleştirmen tavrıyla gözden geçirip değerlendirmeyi aklının ucundan dahi geçirmiyor. Bu parçada sözü edilen yazarla ilgili olarak 1. Her eserinde bir önceki eserini aşarak okurun beklentisini yüksek tutmayı başarmıştır. II. Anlaşılmama kaygısıyla ilk eserlerini yeniden ele alıp dilini bulunduğu zamana göre düzenlemiştir. X III. Öz eleştiriye gerek duymayacak kadar, eserlerinin ustalık ürünü olduğunu düşünmüştür. ifadelerinden hangileri doğrudur? A) Yalnız I B) Yalnız II D) I ve III EI, II ve III Yalnız III 12. New kac M y a

Edebiyat, kişiliğin oluşmasında da rol oynayan çok güçlü bir eğiticidir. Yalnız bu da değil, edebiyat çağa ve çağlara açılan en aydınlık pencere ve ulusalla evrenselin iç içe olduğu, birbirini tamamladığı bir denizdir. Öyle olduğu için her toplumda kültürün bel kemiğidir edebiyat. Bir ülkedeki eğitimin değeri, başta gençlerine verdiği edebiyat kültürü ile ölçülür dersek hiç de abartmış olmayız. Bu parçadan, aşağıdaki yargıların hangisine ulaşıla- maz? A) Edebiyat, ulusalla evrenseli kaynaştırır. B) Gençlerin kişilik oluşumunda edebiyatın rolü büyüktür. C) Her toplumda kültürün temel taşı edebiyattır. D) Eğitim, gençlere edebî kültür kazandırmalıdır. E) Edebiyatın gelişmesini sağlayan, toplumun sanata ve edebiyata verdiği değerdir.

Herhangi bir menfaat grubuna bağlanmadan açık fikirli, dürüst, ön yargılardan uzak ve saygılı olmak, gazeteciliğin olmazsa olmaz koşullarındandır. Gaze- tecilik mesleği ve gazetecilik sektörü (gazete, radyo, televizyon, Internet gibi kitlesel yayın organları vs.), demokratik toplumlarda anayasanın öngördüğü yasa- ma, yürütme ve yargılama gibi üç devlet gücü yanın- da dördüncü denetleyici devlet gücü olarak anılır. Bu parçaya göre gazetecilikten beklenen aşağıda- kilerden hangisidir? A) Kültürel gelişime katkıda bulunması B) Tarafsız bir şekilde hizmette bulunması Insanları her konuda bilgilendirmesi C) D) Kişilik haklarına saygılı olması E Doğru bir haber anlayışı göstermesi

Tunguska Olayı, bugüne dek gözlenebilen ve kayıt altına alınan en büyük asteroit çarpması olarak kabul edilir. 30 Haziran 1908'de Doğu Sibirya'daki az nüfusa sahip ücra bir bölgede meydana gelen patlamanın, kuyruklu yıldızdan kopmuş bir parça ya da astereoit kaynaklı olduğu görüşleri yaygındın Bölgede nüfusun az olması, daha büyük bir felaketi engellemesine rağmen hasar oldukça büyüktür. ● Bölgeye yakın olan üç kişinin ölümüne sebep olmuş olabileceği rapor edilmiştir. ● Hasar merkezini çevreleyen 200 km'lik alandaki canlılarda radyasyon yanıkları görülmüştür. 500 hektarlık olduğu tahmin edilen 2000 km'lik alanda 80 milyona yakın ağaç radyal düzende devrilmiş, tahrip olmuştur. Asya ve Avrupa'nın çeşitli yerlerinde sismik dalgalanmalar (depremler), düşük frekanslı ses dalgaları oluşturmuştur. • Irlanda'ya kadar süregiden, noctilucent olarak adlandırılan ve gece parıldayan bulutlar oluşmuştur. Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisi kesin olarak çıkarılamaz? A) Asya kıtasında gerçekleşen kozmik olayların etkisi Avrupa'ya kadar yayılabilmektedir. B) Olay, şehir merkezine yakın bir yerde gerçekleşseydi ciddi boyutlarda can kaybı olabilirdi. Patlamanın asteroit kaynaklı olduğu görüşü, kabul edilen en yaygın görüştür. D) Sibirya'nın bir kesiminde endemik bitki ve hayvan türleri çok ciddi zarar görmüştür. E) Rusya'nın ücra bölgesinde gerçekleşen patlamada geniş çaplı bitki örtüsü hasarı oluşmuştur.

2. (1) Ürün fotoğrafçılığında satışı amaçlanan bir ürün, ilgi çekici bir gerçeklikle, sanatsal dokunuşlarla fotoğraflanır. (II) Bir fotoğrafçının; tüketicinin ilgisini çekerek onun ürünle bağ kurmasını sağlayabilmek için teknik beceri ve deneyimin yanında yaratıcılık ve tasarım yeteneğine de sahip olması gerekir. (III) Geçmişe dönüp baktığımızda pazarlama sektörü geliştikçe ürün fotoğrafçılığının da önem kazanmaya başladığını görürüz. (IV) Dergi ve gazetelerin tanıtım için ürünlerin çizimlerini kullandığı onu 1890 yılında bir Amerikan iç giyim markası olan Munsing Underwear bir ilke imza atarak onlarca ürünün fotoğrafının yer aldığı bir katalog hazırlatır. (V) Daha sonra 20. yüzyılın en önemli fotoğrafçılarından olan Edward Steichen, 1911 yılında Fransız Art et Decoration dergisi için tasarım kıyafetleri fotoğraflar. (VI) Her iki çekim de oldukça ses getirir ve o zamandan günümüze fotoğraf bir ürünün satışını etkileyen en önemli etkenlerden biri hâline gelir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangileri düşüncenin akışını bozmaktadır? A) Yalnız II B) Yalnız III D) II ve VI E) IV ve V C) I ve III

COZ KAZAN 8. I. Kutup kâşifi Ernest Shackleton ve mürettebatı, 1915'te gemileri Endurance buz kütlelerinde sıkışıp kaldıktan son- ra aylarca tecrit, risk ve belirsizlikle karşı karşıya kaldı. II. Futbol maçları, Shackleton'ın adamlarını meşgul etmek ve morallerini yüksek tutmak için düzenlediği birçok oyundan biriydi. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir bi- çimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir? A) 1915'te buz kütlelerinde sıkışıp kalan Endurance ge- misinin mürettebatı, kutup kâşifi Ernest Shackleton'ın adamlarını meşgul etmek ve morallerini yüksek tutmak için düzenlediği birçok oyundan biri olan futbol maçlarına rağmen aylarca tecrit, risk ve belirsizlikle karşı karşıya kaldı. B) Kutup kâşifi Ernest Shackleton, 1915'te gemileri Endurance buz kütlelerinde sıkışıp kaldıktan sonra aylarca yalnız kalan mürettebatını oyalamak ve mutlu etmek için futbol maçları da dahil olmak üzere birçok oyun düzenledi. C) Kutup kâşifi Ernest Shackleton gemileri 1915'te Endurance buz kütlelerin sıkışıp kaldıktan sonra aylarca tecrit, risk ve belirsizlikle karşı karşıya kaldığı için adamlarını meşgul etmeye ve morallerini yüksek tutmaya yetmeye- Sulisty ceğini bilse de futbol maçları düzenledi. D) 1915'te gemileri Endurance buz kütlelerinde sıkışıp kal- dıktan sonra aylarca tecrit, risk ve belirsizlikle karşı kar- şıya kalan mürettebatını meşgul etmeye ve morallerini yüksek tutmaya çalışan kutup kâşifi Ernest Shackleton, futbol maçları düzenlese de başarılı olamadı. E) Kutup kaşifi Ernest Shackleton adamlarını meşgul etmek ve morallerini yüksek tutmak için birçok futbol maçı dü- zenlese de gemileri Endurance buz kütlelerinde sıkışıp kalmaktan kurtulamadı.

13. 90'lı yıllarda, bilişim teknolojileri ışığı altında yaşanan geliş- meler, insanları internet adı verilen bir iletişim ağı ile tanış- tırdı. İnternet, haberleşmede diğer kitle iletişim araçlarından farklı olarak kullanıcılarına etkileşimli bir deneyim sundu. En- düstri toplumunu etkileyen bu yenilikçi teknoloji, beraberinde bilişim dünyası aracılığı ile bilginin dağıtımını ve erişimini ko- laylaştırdı. İnternet üzerinden birbiriyle hızlı etkileşimde bu- lunabilen insanlar, iş veriminin artmasına büyük katkıda bu- lundu. Ek olarak, internet üzerinden hizmet sağlayan web si- teleri dünyanın önemli teknoloji şirketlerine dönüştü, yeni iş alanları doğdu. 1. İletişime yeni bir boyut kazandırması II. Sosyal Mişkileri güçlendirmesi III. Insanların zorlanmadan bilgiye ulaşmasını sağlaması IV. Yeni çalışma alanları oluşturması Bu parçaya göre yukarıdakilerden hangileri internetin sağla- dığı faydalardan biri değildir? A) I ve II D) I ve IV B) Yalnız II E) III ve IV C) Yalnız III

Platon (427-347), Sokrates'in öğrencisi ve çağının çocuğu olan büyük bir filozoftur. Büyük filozof olmasının anlamı, onun felsefenin bundan sonraki tarihinde ele alınacak bütün problemlerini ele alıp bunlara bir çözüm sunduğu dev bir felsefe sistemini, büyük bir derinlik ve olabilecek en büyük incelikle inşa etmiş olması anlamına gelir. Sokrates'in öğrencisi olması onun siyasi bir kariyere hazırlanırken hocasının etkisiyle felsefe yoluna girmiş ve felsefesini Sokrates'ten hareketle oluşturmuş olmasını ifade eder. Çağının çocuğu olması ise felsefesini önemli ölçüde Atina'da yaşanan ve Yunan kent devletinin bir süre sonra tarihin karanlıklarında kaybolmasıyla sonuçlanacak olan politik krize hocasının çözümünden daha sağlam bir çözüm oluşturmuş olması anlamını taşır. ✔FEN BİLİMLERİ YAYL Bu parçadan Platon ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Hem siyasi tarihi hem de felsefe tarihini derinden etki- leyecek çalışmalar yapmıştır. B) Kariyerini Sokrates'in düşünceleri üzerinden şekillen- dirmiştir. C) ideal devlet tasarısını geliştirirken Yunan devletinin yaşadığı krizlerden yararlanmıştır. D) Politik kariyeri onun başarılı bir filozof olmasında etkili olmuştur E) Çağının dertleriyle uğraşmayan, evrensel bir filozoftur.

Türkiye Türkçesinde beş bildirme kipi, dört tasarlama kipi vardır. Bu kiplerin içerdiği şekil ve zaman anlamları, günümüzde eklerle ifade edilir. Ancak tarihî yazı dillerinde bu kiplerden bazıları, belirli bir ifade şekline sahip olmadığından bağımsız bir kip hüviyeti kazanamamış; işlev ve anlamca kendisine en yakın kip içerisinde ifade edilmiştir/Bu kiplerden biri olan şimdiki zaman, müstakil bir kip olamadığı Eski Türkçe döneminde kendisine en yakın kip olan geniş zaman içerisinde ifade edilmiştir. Şimdiki zaman eki ancak 13-14. yüzyılda, Harezm Türkçesinden itibaren geniş zamandan sıyrılmaya başlamış; "-r, -Ur, Ar" ekleri ve "-A/-U turur" yapısı olmak üzere iki farklı şekilde ifade edilmiştir. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Geniş zaman ve şimdiki zaman anlamları çeşitli ağızlarda hâlâ birbiriyle ilişkilendirilebilmektedir. B) Bağımsız bir kip oluşana kadar zaman anlamı farklı O sözcüklerle sağlanmıştır. C) Türkiye Türkçesinde eklerle gösterilen zaman kipleri, tarihî dönemde söz öbekleriyle belirtilmiştir. D) Günümüz Türkçesinde kullanılan şimdiki zaman kipi, ilk kez Harezm Dönemi'nde kullanılmıştır. Günümüz Türkçenin gramer yapısı tarih boyunca sürekli bir değişim ve dönüşüm hâlinde olmuştur. C

3. Bilgiyi yüceltmek ve ona hak ettiği değeri vermek herkesin harcı değildir. Olması gerekir ancak maalesef değildir. Birçoğumuz hırsızlığı yalnızca maddi değerler hesabında değerlendiririz. Oysa bu oldukça sığ bir yaklaşımdır. Bir fikir, bir eser ya da bir söz; sahibine atıfta bulunulmadan, sahibinden izin alınmadan kullanılınca da hırsızlık olur. Aylarca süren emeği, yazarın veya hak sahibinin uğruna ömrünü adadığı çalışmaları ve onlarca tecrübeyi düşünün. İntihal olarak adlandırılan ve fikir hırsızlığı olarak geçen bu durum, ne yazık ki akademik camianın en büyük yarasıdır. Bu parçanın yazarının yakındığı asıl durum aşağıdakilerden hangisidir? A) İntihal vakalarının akademik çalışmalardaki artışından BÇalma eylemine daha kapsamlı bir bakışla yaklaşılması gerektiğinden Bilgiye gereken değer verilmediği için intihal yapılmasından D) Eserlerde yapılan fikir hırsızlıklarından kimsenin haberi olmamasından E) Akademik çalışmaların güvenilirliğinin kalmamasından